Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Misafir birce

Önerilen İletiler

bogazkopruleriniayrisatsp7.jpg..."Boğaz Köprülerini Ayrı Satacağız !"

ÖİB Başkanı Metin Kilci, köprü ve otoyollar için bu yıl mutlaka ihaleye çıkılacağını söyledi. ÖİB Başkanı Kilci, "Boğaziçi

 

Köprüsü ayrı değerlendirilecek.

 

Otoyol ağı ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden oluşan pakette yer almayacak’ dedi

 

Otoyol ve köprülerin özelleştirilmesi için bu yıl mutlaka ihaleye çıkacaklarını açıklayan Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin

Kilci, "Rekabet Kurulu’nun, çok net söylememekle birlikte Boğaziçi Köprüsü’nün ayrı tutulması yönünde bir kararı var.

 

Muhtemelen ayrı değerlendireceğiz ve otoyol ağı ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün oluşturduğu paketten ayrı

 

tutacağız" dedi.

 

ÖİB Başkanı Kilci, Milli Piyango’nun özelleştirmesi konusunda ilgili tasarı yasalaşınca gecikmeden ihale sürecini

 

başlatmayı ve 2008 yılı içinde özelleştirilmesini tamamlamayı hedeflediklerini de açıkladı.

 

Kilci, Milli Piyango’nun lisans verilmesi yoluyla özelleştirileceğini ve lisans süresinin kaç yıl olacağının kesinleşmediğini

 

kaydedip şunları söyledi:

 

"Kesinleşmedi, ama 10 yıl süreyle bir lisans satışı söz konusu olacak. Meclis tatile girmeden ilgili tasarı kanunlaşır diye

 

ümit ediyoruz.

 

Yerli ve yabancı şirketlerden bir ilgi var."

 

Kilci, otoyollar ve köprülerin özelleştirilmesi için de bu yıl mutlaka ihaleye çıkacaklarını, ancak diğer işlemlerin gelecek

 

yıla sarkabileceğini duyurdu.

 

Otoyollar ve köprülerin özelleştirilmesine ilişkin Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik

 

Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın komisyondan geçtiğini, Meclis’te Genel Kurul’da olduğunu anımsatan Metin Kilci,

 

şunları ekledi:

 

"Bu tasarının bu dönemde yasalaşmasını biraz zor görüyorum. Çünkü Meclis gündemi oldukça yoğun, tatil sonrasına

 

kalabilir.

 

Bizim teknik hazırlıklarım büyük ölçüde tamam.

 

Bu yıl içinde mutlaka ihaleye çıkarız ama diğer işlemler gelecek yıla sarkabilir. Önceliğimiz otoyolların ve Fatih Sultan

 

Mehmet Köprüsü’nün işletme hakkı satışı.

 

Burada 25 yıllık bir süre öngörüyoruz."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 59
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Yabancılara mülk satışı resmen başladı

Yabancılara gayrimenkul satışı ile ilgili yeni yasal düzenlemenin uygulamasına ilişkin genelge dün yayımlandı. Genelgenin yayımlanması ile birlikte, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ardından oluşan yasal boşluk nedeniyle 16 Nisan 2008'de durdurulan satışlar, yeniden başlatıldı.

 

Yeni düzenlemeyle daha önce Türk vatandaşları gibi gayrimenkul edinilebilmesini öngören 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Sermaye Kanunu kapsamındaki şirketler, artık ''valilik izni'' ile mülk alabilecek.

 

Valilik iznine ilişkin esaslar 3 ay içinde yayımlanacak yönetmelikle belirlenecek, bu nedenle süre zarfında söz konusu şirketlere herhangi bir satış yapılmayacak.

 

Yabancı ülkelerde kurulu şirketler ve yabancı gerçek kişiler ise ilçe bazında, uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içinde kalan toplam alanın yüzde 10'una kadar taşınmaz ile sınırlı ayni hak edinebilecek.

 

Bir yabancının, Türkiye'de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinimi, 2,5 hektar ile sınırlı olacak.

 

Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak imzasıyla yayımlanan genelgede, yabancı gerçek kişiler, yabancı şirketler ve yabancı yatırımcıların Türkiye'de kurduğu şirketlere gayrimenkul satışı ile ilgili tapu sicil müdürlüklerinde yürütülecek işlemler belirlendi.

 

Buna göre, Türkiye ile arasında ''tam karşılıklılık bulunan ülkelerin'' vatandaşlarının talebi, söz konusu alanın, ''uygulama imar planı veya mevzi imar planında konut veya iş yeri olarak ayrılmış olduğunun belgelendirilmesi'', ''bu amaçlarla kullanılmak üzere tapuya tescil edilmiş olması'' ve ''askeri yasak bölge-güvenlik bölgeleri dışında kaldığının tespiti'' kaydıyla doğrudan tapu sicil müdürlüklerince sonuçlandırılacak.

 

''Tam karşılıklılık bulunmayan ülkelerin'' vatandaşlarının talebi, tapu sicil müdürlüklerince doğrudan reddedilecek. İki listede de yer almayan ülkelerin vatandaşların için ise Genel Müdürlüğe başvurulacak ve buradan gelecek talimata göre işlem yapılacak.

 

Ayrıca, gayrimenkul satışı yapılmayan Suriye uyrukluların taşınmazlara ilişkin miras, intikal gibi talepleri de merkezden sorularak, sonuçlandırılacak. Türk asıllı olmayan Yunan uyruklu gerçek kişilerin taşınmaz talepleri de yine Genel Müdürlüğe aktarılacak ve alınacak talimat doğrultusunda işlem gerçekleştirilecek.

 

Cemaat Vakıflarının Türkiye'de taşınmaz mal edinim talepleri, Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığınca düzenlenen genelge esasları çerçevesinde değerlendirildirilecek.

 

2,5 HEKTAR İÇİN TAAHHÜT ALINACAK

 

Yabancı uyruklu gerçek kişilerin Türkiye'de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinimleri 2,5 hektarla sınırlandırıldığından, bu miktarı aşan talepler geri çevrilecek.

 

Ayrıca, işlemler sırasında yabancılardan, kanuni miras dışındaki tasarruflar için, 2,5 hektarın üzerinde gayrimenkulü bulunmadığına dair taahhüt alınacak. Taahütte, tespiti halinde, 2,5 hektarı aşan kısmın tasfiyesinin ''kayıtsız şartsız kabul edildiği'' belirtilecek.

 

Tapu Kanununa aykırı edinilen veya amacına uygun kullanılmadığı belirlenen bütün taşınmazlar ve sınırlı ayni haklar da tasfiye edilecek ve bedeli hak sahibine ödenecek.

 

Genelgede, sürecin takibi için yabancı gerçek kişiler ve yabancı ülkelerde kurulu şirketlerin Türkiye'deki her türlü taşınmaza ilişkin işlemlerinin sonunda ''bilgi formunun'' düzenlenmesi ve en kısa sürede Genel Müdürlüğe gönderilmesinin büyük önem taşıdığı vurgulandı.

 

TEŞVİK KAPSAMINDAKİ ŞİRKETLER

 

Genelgede, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu kapsamında yabancı yatırımcıların Türkiye'de kurdukları veya iştirak ettiklerin şirketlerin mal edinimine ilişkin esaslara da açıklık getirildi.

 

Söz konusu şirketler, Türk vatandaşlarının sahip olduğu koşullarda gayrimenkul edinebiliyordu. Anayasa Mahkemesinin buna yönelik iptal kararı dikkate alınarak yapılan yasal düzenleme çerçevesinde, söz konusu şirketlerin Türkiye'deki gayrimenkul edinimleri ''valilik iznine'' bağlandı.

 

Genelgede, sürecin uygulamasına ilişkin usun ve esasların 3 ay içinde yayımlanacak yönetmelik ile belirleneceği kaydedilerek, ilgili kurumların yönetmelik çıkarılıncaya kadar alması gereken önlemelere yer verildi.

 

Genelgede, ticaret şirketinin 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununa göre kurulduğunun bildirilmesi halinde, yapılacak işlemler şöyle belirtildi:

 

''Edinilmek istenilen söz konusu taşınmaz malın askeri yasak bölgesi, güvenlik bölgesi ya da stratejik alanlarda kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyorsa satışında sakınca bulunup bulunmadığı hususunda Genelkurmay Başkanlığı izni; taşınmaz ediniminin şirket faaliyet konusuna uygun olup olmadığı ile özel güvenlik bölgesinde kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyorsa satışında sakınca bulunup bulunmadığı hususlarında da Valilik izni gerekmektedir.

 

Valilikler nezdinde oluşturulacak Komisyonca, edinilecek taşınmazın şirketin faaliyet konusuna uygunluğu yönünden yapılacak değerlendirmede, Genelkurmay Başkanlığınca verilecek izinlerin de dikkate alınması uygun olacağından, anılan komisyonca gerekli değerlendirmenin daha doğru bir şekilde yapılabilmesi için; söz konusu taşınmazın askeri yasak bölgesi, güvenlik bölgesi ya da stratejik alanlarda kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyorsa satışında sakınca bulunup bulunmadığı hususlarının da Valilik tarafından Genelkurmay Başkanlığı ya da yetkilendireceği komutanlıktan alınacak yazının komisyonca verilecek izin yazısına ek yapılmasının talep edilmesi ve Valilikten alınacak cevap sonucuna göre taleplerin karşılanması ya da ret edilmesi gerekmektedir.''

 

Bakan Özak, genelgenin sonunda, bölge müdürlüklerinden, genelge hükümleri doğrultusunda işlem yapılmasının temini ve uygulamanın titizlikle takibini istedi.

 

SATILACAK ALANLAR, 3 AY İÇİNDE BİLDİRİLECEK

 

Öte yandan, yasaya göre, ilgili kurum ve kuruluşlar, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kurulu ticaret

 

şirketlerinin taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinemeyecekleri alanların yüzölçümlerini ve valilikler de ilçelerin uygulama imar

 

planı ve mevzi imar plan sınırları içinde kalan toplam alanların yüzölçümlerini 3 ay içinde, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı

 

bünyesinde ilgili idare temsilcilerinden oluşan komisyona bildirecek.

 

Yabancı uyruklu gerçek kişiler, merkez ilçe ve ilçeler bazında edinebilecekleri taşınmazlar ile ayni hakların miktarı

 

belirleninceye kadar geçecek süre içinde yasa hükümleri çerçevesinde taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinebilecek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Babalarinin malini bile bu kadar rahatlikla satisa cikaramayanlar ulusun kaniyla caniyla yasatmaya calsitigi kurtardigi topraklari yabancilara peskes cekerek aldiklari gemiciklerin faizlerini ödemeye calismaktadirlar.Bakiniz gün gelecek Türk vatandasi olan birisi yabancidan kendi topragini hemde on kat fazlasi ile almak durumuna düsecektir,bunlarin amclari budur bunlarin amaclari Türk halkinin refahi degildir Türk halkinin sefaletidir.6 yillik iktidarlari döneminde halkatan neler gütürdükleri ve nmeleri ceplerine indirdikleri ortadadir.Kalpazanlik sucundan dosayasi olanlarin ulusun malini satisa cikarmasi tabiiki kalpazanlar icin sorun olmaktan cikmistir,ama asil sorun kalpazanlari basa getirip bu ulusu n serefli insanlarinin tutuklanmalarina göz yuman halkimizin icinde bulundugu aci durumdur.Sahtekarlar tarafindan yönetilen bir ülke batmaya mahkumdur.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu: Satışlar durdurulsun!

 

ŞOK RAPOR: Yabancıların Türkiye’de sahip olduğu taşınmazların durumu tam olarak bilinemiyor. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, büyük bir tehlikeye dikkat çekti.

 

GİDİŞAT ÇOK TEHLİKELİ

 

YABANCI uyruklu kişiler ile yabancı ülkelerde kurulan şirketlerin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınmaz edinmelerini inceleyen Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, büyük bir tehlikeye bir kez daha dikkat çekti. DDK, şirket ve il bazında acilen sınırlama istedi.

 

 

 

 

YAĞMAYA SON VERİLMELİ

 

kesin ve güvenilir bilgilere ulaşılamadığını vurgulayan DDK uzmanları, satışın artış eğilimi gösterdiğin kaydederek şu öneriyi yaptı: Yabancıların taşınmaz edinimi işlemleri yakından izlenmeli ve buna göre politika belirlenmeli. Yabancılar dairesi daha hızlı ve etkin çalışsın.

 

DDK YABANCILARIN TAŞINMAZ EDİNİMİ İLE İLGİLİ RAPOR HAZIRLADI

 

CUMHURBAŞKANI

Sezer peşkeşe el koydu

 

Toprak satışlarıyla ilgili kesin bilgilere ulaşılamadığına yer verilen raporda “Yabancıların Türkiye’de edindikleri taşınmazlar, hızla artıyor” denildi

 

Raporun öneriler kısmında “Taşınmaz edinimi işlemleri yakından izlenmeli, Yabancı İşler Dairesi yeniden organize edilmeli” ifadeleri kullanıldı

 

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınmaz edinmelerini inceledi.

Yabancıların Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde edindikleri taşınmazlara ilişkin genel durumun belirlenmesini kapsayan ve 31 Aralık 2004 tarihine kadar yapılan işlemlere dayandırılan rapora göre, 7 coğrafi bölgede de yabancı gerçek kişilere ait taşınmazlar var. Karadeniz Bölgesinde Gümüşhane ve Bayburt; Doğu Anadolu Bölgesinde

Ağrı, Bingöl, Bitlis, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Muş, Van; Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise Siirt dışındaki 70 ilde yabancılar taşınmaz edindi. Türkiye’de, miras yoluyla gerçekleşenler de dahil olmak üzere taşınmaz edinen yabancı gerçek kişilerin sayısı 51.012, bunlara ait taşınmaz sayısı 47.240, bu taşınmazların yüzölçümü 272.871.200 metrekare. Gerçek kişilerin 12.924’ü Türk asıllı Yunan uyruklu, 2469’u Suriye uyruklu, 35.619’u da diğer yabancı uyruklulardan oluşuyor.Taşınmazların sayı olarak 11.508’i Türk asıllı Yunan uyruklu, 4596’sı Suriye uyruklu, 31.136’sı ise diğer yabancılara ait. Taşınmazların yüzölçümü olarak 3.688.066 metrekaresi Türk asıllı Yunan uyruklulara, 241.467.705 metrekaresi Suriye uyruklulara, 27.715.420 metrekaresi ise diğer yabancılara ait bulunuyor. Taşınmazların nitelikleri açısından yüzölçümü büyüklüğüne göre sıralamasına bakıldığında, birinci sırayı 231.806.494 metrekare (yüzde 84.95) ile arazi, ikinci sırayı 31.808.269 metrekare (yüzde 11.66) ile bağ ve bahçe, üçüncü sırayı 5.055.918 metrekare (yüzde 1.85) ile arsa, dördüncü sırayı 3.972.203 metrekare (yüzde 1.46) ile konut, beşinci sırayı 175.637 metrekare (yüzde 0.06) ile işyeri ve altıncı sırayı 52.680 metrekare (yüzde 0.02) ile turistik tesis alıyor.

 

En gözde araziler Güneydoğu ve Akdeniz’de

Arazi niteliğindeki taşınmazların yüzde 1’i Türk asıllı Yunan uyruklu yabancılara, yüzde 93’ü Suriye uyruklulara, yüzde 6’sı diğer yabancılara ait. Arazi cinsinden yapılmış edinimlerin coğrafi bölgelere göre dağılımına bakıldığında; birinci sırayı yüzde 48.5 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ikinci sırayı yüzde 47.8 ile Akdeniz Bölgesi, üçüncü sırayı ise yüzde 1.48 ile Marmara Bölgesi alıyor. Yabancı gerçek kişilere ait toplam 13.833 konutun 2.410’u Türk asıllı Yunan uyruklulara, 402’si Suriye uyruklulara, 11.021’i diğer yabancılara ait bulunuyor. Yabancı gerçek kişilerin Türkiye’de sahip oldukları taşınmazların toplam yüzölçümü açısından yüzde 47’si Güneydoğu Anadolu Bölgesinde. İkinci sırayı Akdeniz Bölgesi alıyor, bunu Marmara, Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri izliyor.

 

 

Araplar birinci Almanlar ikinci

Taşınmazların toplam yüzölçümü büyüklüğüne göre en büyük paya 241.467.705 metrekare alanla Suriye uyruklular sahip. Suriye uyrukluları 7.515.874 metrekare ile Almanya, 4.724.552 metrekare ile Lübnan, 4.279.531 metrekare ile Yunanistan, 3.664.104 metrekare ile İngiltere, 2.821.824 metrekare ile ABD, 2.761.663 metrekare ile Mısır, 841.262 metrekare ile Fransa, 788.103 metrekare ile Avusturya ve 681.420 metrekare ile Hollanda izliyor.

 

Hatay ve Kilis alarm veriyor

 

Yabancı gerçek kişilere ait taşınmazların dağılımında alan büyüklüğü açısından ilk sırayı, 117.205.283 metrekare (yüzde 43) ile Hatay alıyor. Hatay’ı 55.030.989 metrekare (yüzde 20.2) ile Kilis, 50.067.410 metrekare (yüzde 18.3) ile Mardin ve 23.050.427 metrekare (yüzde 8.4) ile Gaziantep, 5.473.282 metrekare (yüzde 2) ile İstanbul, 3.483.903 metrekare (yüzde 1.3) ile Muğla, 3.237.154 metrekare (yüzde 1.2) ile Adana, 2.652.082 metrekare (yüzde 1) ile Antalya, 2.325.332 metrekare (yüzde 0.9) ile İzmir ve 1.678.414 metrekare (yüzde 0.7) ile Bursa izliyor.

 

Daha çok arazi ve bahçe gitti

Rapora göre, Türkiye’de taşınmaz edinmiş olan yabancı uyruklular, Suriye uyruklular dışında 48.543 kişi, bu kişilere ait taşınmaz sayısı 42.644, bu taşınmazların yüzölçümü 31.403.495 metrekare. Taşınmazların nitelikleri açısından yüzölçümü büyüklüğüne göre sıralamasında birinci sırayı 17.521.977 metrekare ile (yüzde 55.80) ile arazi, ikinci sırayı 6.094.332 metrekare (yüzde 19.41) ile bağ ve bahçe, üçüncü sırayı 4.789.482 metrekare (yüzde 15.25) ile arsa, dördüncü sırayı 2.778.923 metrekare (yüzde 8.85) ile konut, beşinci sırayı 166.155 metrekare (yüzde 0.53) ile işyeri ve altıncı sırayı 52.626 metrekare (yüzde 0.17) ile turistik tesis alıyor. Yabancı gerçek kişilerin Türkiye’de sahip oldukları taşınmazların toplam yüzölçümü açısından en büyük paya yüzde 38.92 ile Akdeniz Bölgesi sahip.

 

İsrailliler 2003’te

atağa kalktı

 

Devlet Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan raporda, çeşitli ülke vatandaşlarına ait taşınmazları konusunda bilgilere de yer verildi. Buna göre, 31.12.2004 itibarıyla İsrail uyruklulara ait taşınmazların tamamı 10 ilde toplanıyor. Bu taşınmazların yüzölçümü 78.868 metrekare. Bunların yüzde 56.8’i (44.760 metrekare) İstanbul’da, yüzde 21.2’si (16.755 metrekare) İzmir’de, yüzde 19.1’i (15.062 metrekare) ise Antalya’da. İsrail uyrukluların, en fazla taşınmazı edindikleri yıllar 2003 (yüzde 39.1), 2000 (yüzde 25.1), 2004 (yüzde 21.8). İsrail uyruklulara ait taşınmazların yüzölçümü bakımından (tespit edilen rakamlar) yüzde 64.5’i (50.903 metrekare) arsa, yüzde 28.6’sı (22.564 metrekare) arazi türü taşınmazlar. Taşınmazların yüzde 61.8’i satın alma, yüzde 32.4’ü miras yoluyla edinildi.

 

Konutta Ege liste başı

Yabancıların mülkiyetinde bulunan konutlarda da ilk sırayı Ege Bölgesi alırken işyerleri ise Marmara Bölgesinde yoğunlaşıyor. Toplam 1.556 işyerinin 1.132’si (yüzde 72.8) bu bölgede. Marmara Bölgesini; yüzde 15.03 ile Ege, yüzde 14.31 ile Akdeniz, yüzde 1.19 ile Karadeniz, yüzde 0.52 ile İç Anadolu, yüzde 0.43 ile Güneydoğu Anadolu ve yüzde 0.18 ile Doğu Anadolu bölgeleri izliyor. Yabancı gerçek kişilere ait turistik tesis niteliği taşıyan 247 yabancı taşınmaz bulunuyor.

 

Tapu ve Kadastro yetersiz

 

Tapu ve Kadastro’nun satılan toprakların tespitini yapmakta yetersiz kaldığına dikkat çekilen raporda “AB üyesi ülkeler ile Türkiye arasındaki milli gelir farkının 5-6 kat düzeyinde olması, bu ülke uyrukluların, taşınmaz edinmelerini kolaylaştırıyor” ifadelerine yer verildi

 

Rapora göre, yabancılara ait taşınmazların nitelik ve niceliğinin belirlenmesi açısından, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce düzensiz biçimde tutulan istatistikler bir yana bırakılırsa, kesin ve güvenilir bilgilere ulaşılamıyor. Tapu kayıtları yurt genelinde ve tam sayım esasına göre yeniden taranıp, sağlıklı biçimde merkezi bir bilgi işlem ortamına aktarılmadıkça, bunu sağlamak olanaklı değil. Yabancıların Türkiye’de edindikleri taşınmazlara ilişkin istatistik bilgilerinin tutulmasına gereken özen gösterilmiyor.

 

Bilgi akışı yok

Merkezdeki kayıtların daha sağlıklı tutulması için, yabancıların taşınmaz edinimine ilişkin istemlerinin sonuçlandırılması sırasında her işlem için düzenlenecek bilgi formlarının Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne gönde-rilmesi gerekiyor. Genel Müdürlüğe, doğru ve düzenli bilgi akışı yok. Sağlıklı bir izleme ve değerlendirme yapılamıyor. Yabancıların Türkiye’de sahip oldukları taşınmazların ve sınırlı ayni hakların durumu tam olarak bilinemiyor. Yabancıların taşınmaz edinimi açısından yasal sınırlayıcı kuralları alt düzeyde tutan ülkeler, genellikle kişi başına milli gelirleri yüksek olan ve ekonomik kalkınmalarını büyük ölçüde tamamlamış ülkeler.

 

Stratejik alanlar

AB üyesi ülkeler ile Türkiye arasındaki milli gelir farkının 5-6 kat düzeyinde olması, bu ülke uyrukluların, Türkiye’de taşınmaz edinmelerini kolaylaştırıyor. Yabancıların Türkiye’de taşınmaz edindikleri il ve ilçelere genellikle; doğal, kültürel ve tarihsel özelliklere sahip, sosyo-ekonomik yönden veya turizm açısından gelişmiş yerler.

Raporda, inceleme sırasında; yabancılara günümüze kadar satılmış taşınmazların sağlıklı bir envanterinin olmadığı, yabancıların Türkiye’de taşınmaz edinimlerinde, yüzölçümü bakımından yasayla belirlenmiş olan üst sınırın kimi durumlarda aşıldığı, yasalara göre Türkiye’de sadece bina edinebilecek bazı ülke vatandaşlarının, bina dışında başka taşınmazlar da edindikleri, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesindeki Yabancı İşler Dairesi Başkanlığının hizmetin etkili ve hızlı yürütümü bakımlarından yetersiz olduğunun tespit edildiği kanısına varıldığı dile getirildi.

 

Karşılıklılık ilkesi

Raporun sonuç bölümünde, yabancılara taşınmaz satışının tarihsel gelişimi ile konuya ilişkin yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin konuya ilişkin kararları irdelendi. 29.12.2005 günlü, 5444 sayılı Yasa ile yapılan düzlenmelere işaret edilen raporda, bu son düzenleme ile yabancı ticaret şirketleri açısından Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri arasında yer alan karşılıklılık ilkesi ve edinilecek miktar sınırlamasının ortadan kaldırıldığı kaydedildi.

 

2006’da da sürüyor

Raporda, son düzenlemede yabancı gerçek kişiler için öngörülen “illere ve il yüzölçümüne göre binde beşi geçmemek üzere” sınırlamasının, il yüzölçümlerinin büyüklüğü dikkate alındığında, çok sayıda yabancının taşınmaz edinmesine olanak sağlayacağı, uygulamada bir sınırlama oluşturmayacağı ifade edildi. Rapora göre, yabancı uyruklu gerçek kişilerin Türkiye’de edindikleri taşınmazların sayı ve alan olarak artışı, 2005 ve 5444 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 2006 yıllarında devam etti.

 

Satış devam edecek

Tapu Yasası’nın 35. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptali üzerine yabancıların taşınmaz edinme işlemlerinin durdurulduğu 26.07.2005 - 20.01.2006 tarihleri arasındaki yaklaşık 6 aylık dönem çıkarıldığında, 01.01.2005’ten 31.05.2006 tarihine kadar olan 11 ayda; Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 20.06.2006 günlü, 2185 sayılı Yazısına göre yabancı gerçek kişiler toplam 5.336.723 metrekare alanında değişik türde 9.806 taşınmaz edindi. Raporda, “Artış eğiliminin süreceğini gösteren bu veriler, izlenecek politikanın biçimlenmesinde de belirleyici olmalıdır” denildi.

 

İlçeler bile yağmalandı!

 

Hatay’ın Reyhanlı ve Mardin’in Nusaybin ilçesi de yabancıların talanından nasibini alan bölgeler oldu

 

Rapora göre, Türkiye’de yer alan tüm ilçeler (il merkezleri dahil) için taşınmazların toplam yüzölçümü büyüklükleri dikkate alınarak yapılan sıralamada; birinci sırayı 73.068.633 metrekare (yüzde 26.78) ile Reyhanlı alıyor. Hatay’da bulunan toplam 117.205.283 metrekarelik yabancı taşınmazının 73.068.633 metrekaresi (yüzde 62) Reyhanlı’da. Bu ilçeyi 52.944.595 metrekare (yüzde 19.4) ile Elbeyli, 40. 069. 172 metrekare (yüzde 14.7) ile de Nusaybin ilçeleri izliyor.

 

Sınırlamalar yetersiz kalıyor, önlem alınmalı

 

Raporda, şu önerilere yer verildi:

 

“Yabancı ülkelerde kendi yasalarına göre kurulan ticaret şirketlerinin Türkiye’de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinebilmelerinin karşılıklılık koşuluna bağlanmalı.

 

Yabancı ülkelerde kendi yasalarına göre kurulan ticaret şirketlerinin edinebilecekleri taşınmaz yüzölçümü konusunda şirket ve il bazında sınırlamalar getirilmeli.

 

Yabancıların Türkiye’de taşınmaz edinebilecekleri alanların yüzölçümü açısından il ölçeği yanında ilçe ölçeğinde de sınırlamaya yer verilmeli.

 

Yabancıların taşınmaz edinimi işlemlerinin yakından izlenerek değerlendirilmesi ve buna göre politika belirlenmeli.

 

Türk vatandaşları veya Türk şirketlerinin yabancı ülkelerde mülk edinirken karşılaştıkları sorunlar kapsamlı biçimde araştırılmalı, o ülke vatandaşlarının Türkiye’de taşınmaz edinimi işlemlerinde bu durumun dikkate alınmalı.

 

Yabancıların Türkiye’deki taşınmazlarının sağlıklı bir envanteri çıkarılmalı, kayıtların sistemli ve düzenli biçimde tutulmalı, bu bilgilerin düzenli aralıklarla ilgili kuruluşlara raporlanmalı.

 

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde yabancılara ait taşınmazlara ilişkin istatistik bilgilerinin kaydedildiği Yabancı İşler Dairesi daha hızlı ve etkili çalışacak biçimde yeniden organize edilmeli.

 

Yabancılara yönelik taşınmaz mal satışının yoğunlaştığı tapu sicil müdürlüklerinin yerleşim, personel ve teknik açılardan eksiklikleri giderilmeli.”

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tapuui3.jpg

 

Dikkat !...****** DEVAM EDİYOR, SIRADA BOR VAR..

* Türk Telekom, Arap’ların

 

* Telsim, İngiliz’in

 

* Kuşadası Limanı, İsrail’linin

 

* İzmir Limanı, Hong Kong’lunun

 

* Araç Muayene işi, Alman’ların

 

* Başak Sigorta, Fransız’ın

 

* AdaBank, Kuveyt’linin

 

* İETT Garajı, Dubai şeyhinin

 

* AVEA, Lübnan’lının

 

* PETKİM, Kazak dediler, kazağı çıkardık altından Ermeni çıktı.

 

* Rakı Fab. Amerika’lının

 

* FinansBank, Yunan’lının

 

* Oyak Bank, Hollanda’lının

 

* DenizBank, Belçika’lının

 

* Türkiye Finans, Kuveyt’linin

 

* T.E.B. Fransızın

 

* C Bank, İsrail’linin

 

* MNG Bank, Lübnan’lının

 

* Alternatif Bank, Yunan’lının

 

* Dış Bank, Hollanda!lının

 

* ŞekerBank, Kazak’ların

 

* Yapı Kredi Bankası (yarısı), İtalyan’ların

 

* TürkCell, yarısı Rus’un, yarısı Fin’linin

 

* Beymen’in yarısı ABD’linin

 

* EnerjiSA, yarısı Avusturya’lının

 

* Garanti Bank, yarısı ABD’linin

 

* Eczacıbaşı İlaç, Çekoslavakya’lıların

 

* İzocam, Fransız’ların

 

* TGRT, ABD Fox

 

* Demir Döküm, Alman’ların

 

* Döktaş, Fransız’ların

 

* Süper FM, Kanada’lının

 

* BORSA, %70’i yabancıların, eloğlunun emekli maaşlarını ödüyoruz.

 

* Madenler, Kapanın elinde kaldı

 

* Petrol, ABD-İngiltere-İsrail üçgeninde

 

* Topraklar, yine kapanın elinde

 

* En güzel sahiller, Yağma Hasanın böreği, talan ediliyor.

 

* MİGROS, yarısından bir fazlası İngiliz’lerin

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yeni yasa yabancıya satışların önündeki engelleri kaldırdı!

 

Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, TBMM’de kabul edilen yasayla yabancı şirketlere gün doğduğunu söyledi. Alıcı çıkması halinde tüm Türkiye’nin satılabilir hale getirildiğine dikkat çeken Özkaya, “İptal edilen yasada yabancı şirketlere ‘25 dönüm sınırlaması’ vardı. Yeni yasada ise hiç bir sınırlama yok” dedi.

 

 

Yabancılara sınırsız satış

Yeni yasa, yasak bölgelerle ilgili satışlarda askeri by-pass ederken, yabancıların da istedikleri kadar toprak satın almalarının yolunu açtı

Anayasa Mahkemesi’nin iptaline rağmen AKP’nin yeniden çıkarttığı yabancılara mülk satışıyla ilgili yasa, bu kez hiçbir sınırlama olmadan çıktı. Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, yabancı cemaat vakıflarına satışta da hiçbir kısıtlama olmadığını kaydetti. Özkaya, “Eğer alıcı çıkarsa Türkiye’nin tüm toprakları satılabilir hale geldi. Yabancı şirket veya şirketleşmiş cemaat vakıfları diledikleri kadar toprak satın alabilirler. Yasada ve Anayasa Mahkemesi’nin kararında bunu önleyecek hiçbir hüküm yok. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Mecliste soru önergelerine verdiği yanıtta, ’yabancı ülke yasalarına göre kurulmuş şirketlere mülk satışı yapılmamaktadır’dedi. Oysa yasada yasaklayıcı hiçbir hüküm olmadığı gibi özelleştirmelerle Türkiye’nin limanları, Telekom’u, Tekel’i, Erdemir’i, Seydişehir gibi halkın malı olan fabrikaları yabancı şirketlere satılmıştır. Bunların mülkü, arazisi yok mu?” sorusunu sordu.

 

Askeri by-pass

Özkaya, askeri yasak bölgelerle ilgili 2565 sayılı yasa ve önceki toprak satışı yasalarına göre, askeri bölgeleri belirleme yetkisinin askeri yetkililere ait olduğunu belirterek, yeni yasa hükümlerini şöyle değerlendirdi: “Dosyalar askeri yetkililere gönderilir, titiz bir incelemeden sonra satışlar yapılırdı. Şimdi çıkan yasayla üç ay önceden askeri yasak bölgelerin haritaları ve koordinatları tapu kadastroya gönderilecek. Bu bir anlamda askeri by-pass etmektir. Üç ay önceden listesi gönderilen yerlerden bir kısmı, askeri yetkililerce sonradan yasak bölge kapsamına alınmak istenirse ne olacak?” şeklinde konuştu.

 

Yasak bölgeler

“Askeri yasak bölgeler bu satışların dışında kalmaktadır” ifadesinin de havada kaldığına dikkat çeken Özkaya, “Suriye sınırımızdaki 506 bin kilometrekarelik mayınlı arazi askeri yasaklı bölge kapsamındadır. Ancak, burası mayınlardan temizleme karşılığında 44 yıllığına İsrail ve ABD’li şirketlere devredilmeye çalışılmakta. 44-49 gibi uzun sürelerle vermek ve süresi dolunca bunu uzatmakla, satmak arasında ne fark var? Bunun için de TBMM’den özel yasa çıkarılıyor. Demek ki, başka askeri yasaklı bölgeler de bu örnekte olduğu gibi özel yasa ile satılabilecek” uyarısını yaptı.

 

 

 

49 yıl adeta satış gibi

Toprak satışı konusunda sınırlama konusunda samimi olunmadığına ve gerçekte hedefin ’satabildiğin kadar sat’olduğuna dikkat çeken Özkaya, “Bugüne kadar bir ilin topraklarının binde 5’i satılabiliyordu. Genelde de satıldı. Hatay’da binde 20 geçildi ve satış yasaklandı. İmar planlarının yüzde 10’u tekrar mı satılacak? Bu satışlar yok mu sayılacak? Yap-İşlet-Devret Yasası ile yapılacak çok uzun vadeli devirlerin de bu yasanın dışında olduğuna dikkat çeken Özkaya, sözlerini şöyle tamamladı: “Yarın İstanbul’un köprüsü satılacak, otoyollar satılacak. Madenler, petrol çıkarılan bölgeler, 2B arazileri, tabii kaynaklar Milli Parklar, SİT Alanları, Uludağ, Kuşadası Dilek Parkı, Adıyaman Nemrut Dağı, Kartalkaya, Kazdağları, akarsular, göller, barajlar yap-işlet-devret modeliyle 49 yıllığına yabancıya devredilecek. Bu bir ömür o toprağı elden çıkarmaktır. Bu toprak satışı olmuyor mu? oraları Türkiye’nin değil mi?”

 

 

 

Zekeriya Beyaz: Yeni yasa da iptal olacak

Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, yabancılara toprak satışının Türkiye’yi parçalama politikasının bir parçası olduğunu belirtti.

 

 

 

Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, yabancılara toprak satışının Türkiye’yi parçalama politikasının bir parçası olduğunu belirtip, yeni çıkartılan yasanın da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğini söyledi. Beyaz, Türkiye üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekip, “Türkiye’yi önce tüketim toplumu haline getirdiler. Yüz kazan yüzelli ye dediler. Türkiye borçlandırıldı, arkasından, ’haydi bize topraklarınızı satın’ dediler. AKP hükümeti de, çare olarak borçların faizlerini ödeyip, ayakta kalabilmek için toprakları satmaya başladı. Sadece Didim’de, İngilizlere 20 bin kadar daire satılmış. Her tarafta İngiliz bayrakları var. Bir takım yalaka lokanta, market gibi işyeri sahipleri, müşteri cezbetmek için dükkanlarına İngiliz Bayrağı asıyorlar.

 

Toprak alana kredi

Beyaz, Harita Kadastro Mühendisleri Odası Başkanının, ’Türkiye’de faaliyet gösteren 17 bin yabancı şirketin 3 bin tanesinin sadece toprak alımıyla meşgul olduğunu’ açıkladığını belirterek, Avrupa ülkelerinde bankaların kampanya açarak Türkiye’den toprak alana istediği kadar kredi verdiklerini açıkladı. Beyaz, “Gerek yenisi, gerek eskisi yabancılara yapılan mülk satışları, toprak satışları çok büyük bir bölümüyle kanunsuzdur ve geçersizdir, mutlaka bunlar iptal edilecektir. Şimdi iptal edilmese gelecekte iptal edilecektir.

 

Yenisi de iptal edilecek

Prof. Beyaz şöyle konuştu: “Türkiye’den toprak ve mülk alış-verişlerinde mütekabiliyet yoktur. Mütekabiliyet olmayan yerlerde, ülkelere satılan mülklerin gayrimenkullerin satışları gayrimeşrudur. Kanunlarımıza, Anayasaya göre gayrimeşrudur ve bunlar günün birinde Anayasa Mahkemesi’nin huzuruna getirilecektir.”

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Okul ve arazi satışı Meclis'ten geçti

 

MEB’e bağlı okulların arsa ve binalarının satışının önünü açan yasa Meclis’ten geçti.

 

İktidar, özelleştirme adı altında şimdi de ilk öğretim okullarına el attı. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulların, arsa ve binalarının satışının yolunu açan yasa, tartışmalar arasında Meclis’ten geçerken, Maliye Bakanlığına yetki verildi. Maliyenin bu satıştan 500 milyon YTL’ye kadar gelir beklediği bildirildi.

 

Ancak yasada okulların hangi kriterler göz önüne alınarak satışa çıkarılacağı yönünde bir hüküm bulunmuyor. Bu nedenle Maliye Bakanlığına yurt çapındaki, toplam 67 bin adet ilköğretim okulundan, dilediğini satma yetkisi verilmiş oldu. Satılacak okulların özellikle Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde, şehrin ana merkezlerinde ya da deniz kıyısında önemli ve değerli arsalar üzerine kurulu bulunanlar arasından seçileceği belirtiliyor. Torba Yasa olarak Meclis’e getirilen ve Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun arasına sıkıştırılan bir düzenlemeyle Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar ile arsalarının özelleştirilmesinin önü açıldı. Türkiye genelinde 67 bine yakın okul bulunduğu belirtilirken, özellikle büyük şehirlerde merkezi yerde kalmış okul ve bahçeleri iştah kabartıyor. Meclis’ten geçen kanuna göre, MEB’e tahsisli Hazine mülkiyetindeki taşınmazların MEB ile mutabık kalınarak tahsislerini kaldırma ve satışında Maliye Bakanlığı yetkili olacak. MEB tarafından, uygun görülen taşınmazlar, Maliye Bakanlığı tarafından özelleştirilmek üzere Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na bildirilecek. Özelleştirme gelirleri de giderler düşüldükten sonra Hazine’ye aktarılacak. Maliye Bakanı, taşınmazların satışından elde edilen gelirleri, bir yandan genel bütçeye gelir, diğer yandan ihtiyaç duyulan yerlerde okul yapımı ve onarımı amacıyla kullanılmak üzere MEB bütçesine ödenek kaydetme yetkisine de sahip olacak.

 

400-500 MİYON YTL

 

Muhalefet partileri okul satışına şiddetle karşı çıkarken, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan sadece okul arsalarının satışından asgari 400-500 milyon YTL’lik gelir beklendiğini açıkladı. “Köyleri okulsuz bırakan siyasi iktidar, demek ki bu yolla şehirleri de okulsuz bırakacak” diyerek okul satışlarını eleştiren CHP’li Esfender Korkmaz yaptığı açıklamada, “Hükümet bu kaynak kullanmada aynen bakkal hesabı gibi davranıyor. Eğer bugün paraya ihtiyacı varsa okulunu satıyor, yarın daha çok paraya ihtiyacı olursa acaba neyi satacak?” diye sordu. MHP’li Münir Kutluata da iktidarın merkezi yerde kalmış okulların bahçelerini, alanlarını görüp ‘’İştahı kabarmış insanların baskısı altında kaldığını’’ söyledi.

 

50 YENİ OKUL YAPARIZ

 

Maliye Bakanlığı yetkililer ise öğrencisi kalmayan ya da çok azalan okulların satılmasının hedeflendiğini savunuyor. Bakan Kemal Unakıtan da ‘’Öyle bir okul var ki Boğaz’ın yanında. Öğrencisi de kalmamış artık. Gidin görün” dedi. Unakıtan’ın bu tanım ile tarihi Haydarpaşa Lisesi’ni kastettiği öne sürüldü. Satılacak okulların ekonomiye kazandırılıp, oradan alınacak paralarla çok sayıda yeni okul yapılacağını söyleyen Unakıtan, AKP iktidarı döneminde toplam 120 bin yeni derslik yapıldığını söyledi. Muhalefet ise dersliklerin önemli bir çoğunluğunu hayırsever vatandaşlar tarafından yaptırıldığını belirterek Bakan’a karşılık verdi.

 

haber3.com

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...
bogazkopruleriniayrisatsp7.jpg..."Boğaz Köprülerini Ayrı Satacağız !"

 

 

Özelleştirmeye Danıştay freni

Danıştay, 9 otoyol ve 2 boğaz köprüsünün, işletme hakkı devri yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek

 

Kurulunun (ÖYK) 19 Nisan 2007 tarihli kararının yürütmesini oy birliğiyle durdurdu.

 

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER), 9 otoyol ve 2 boğaz köprüsünün işletme hakkı devri yöntemiyle

 

31 Aralık 2008'e kadar özelleştirilmesine ilişkin ÖYK kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da

 

dava açmıştı.

 

Adli tatil olduğu için Danıştay 13. Dairesi yerine Danıştay Nöbetçi Dairesi, istemin ilk incelmesini yaptı. Nöbetçi heyeti,

 

söz konusu ÖYK kararının yürütmesini oy birliğiyle durdurdu.

 

Heyetin gerekçesinde, otoyolların ve bu otoyollar üzerinde bulanan hizmet tesisleri ile köprülerin özelleştirilmesi

 

sürecinde, öncelikle ilgili yasalarda özelleştirmeye olanak tanıyacak değişikliklerin yapılarak, otoyol ve köprü

 

özelleştirmelerinin kapsam ve sınırlarının yeniden tanımlanması ve özelleştirme sonrasında işletici ve kamu otoritesinin

 

yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi gerektiği vurgulandı.

 

Gerekçede, Karayolları Genel Müdürlüğünün yapım, bakım, onarım ve işletimini üstlendiği hizmet üretim birimi olan

 

otoyolların, köprüler ve bunlar üzerinde yer alan tesislerin, 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu'nda öngörülen hukuki yönden

 

özelleştirmeye hazırlık işlemleri, yasal altyapısı tamamlanmadan özelleştirme programına alınması mümkün olmadığından

ÖYK'nın dava konusu kararında hukuka uyarlık bulunmadığı kaydedildi.

 

Davalı Özelleştirme İdaresi Başkanlığının, bu karara itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu

 

görüşecek.

 

 

ÖYK KARARI

ÖYK kararında, Edirne-İstanbul-Ankara, Pozantı-Tarsus-Mersin, Tarsus-Adana-Gaziantep, Toprakkale-İskenderun, İzmir-

 

Çeşme, İzmir-Aydın Otoyolları ile Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinin bağlantı yollarıyla birlikte özelleştirme

 

programına alınması, Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu, İzmir ve Ankara Çevre Otoyolunun bağlantı yollarıyla birlikte doğrudan

 

özelleştirme programına alınması öngörülüyordu. Karar ile ayrıca, söz konusu otoyollar ve köprüler üzerindeki otoyol

 

hizmet tesisleri ile bakım işletme ve ücret toplama merkezlerinin doğrudan özelleştirme programına alınması

 

amaçlanıyordu. Özelleştirme işlemlerinin 31 Aralık 2008 tarihine kadar tamamlanması planlanıyordu.

 

AA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

Japonlar Çerkezköy'de fabrika kapattı

Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde kurulu bulunan ve iki yıl önce Japonlar tarafından satın alınan SE Otomotiv Teknolojileri

 

A.Ş'ye ait fabrika, işçilik maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle kapatıldığı bildirildi.

 

Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak, AA muhabirine yaptığı açıklamada,

 

Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesinde Volkswagen Elektrik Sistemler A.Ş. adı ile kurulan

 

ve 2007 yılında Japon Sumitomo Wbordnetze grubuna bağlı SE Otomotiv Teknolojileri A.Ş'ye satılan fabrikada çalışan 745

işçi ve idari personelin fabrikanın kapatılması nedeniyle işten çıkarıldığını söyledi.

 

Fabrikanın, Volkswagen, Audi, Seat ve Skoda firmalarının bir çok araç tipleri için kablo takımı ürettiğini ifade eden Koçak,

 

''İşveren, hükümetle uzun süredir, işçi ve vergi ve SSK maliyetlerinin düşürülmesi için çalışıyordu.

 

Fakat anlaşma olmayınca fabrika kapatıldı. Çalışan 745 işçi ve personelin çıkışları da Bölge Çalışma Müdürlüğüne

 

bildirildi'' dedi.

 

Sendika olarak fabrikanın kapatılmaması için üzerlerine düşen görevi yerine getirdiklerini, ancak başarılı olamadıklarını

 

ifade eden Koçak, şöyle devam etti:

 

''Fabrika, işçi maliyetlerini ülkemizde yüksek olmasından dolayı kapatıldı.

 

Bir işçinin işverene maliyeti 1150 avro, yani 2 bin 703 TL.

 

Bu paranın 750 veya 1000 TL'si işçinin eline geçiyor.

 

Maliyetlerin düşürülmesi için çalışıldı ancak başarılı olunamadı.

 

Bir noktada bizimde yapacak bir şeyimiz kalmıyor.

 

Fabrikanın kapatılması, Çerkezköy ve Türkiye için büyük bir kayıp.

 

Hükümet tarafından desteklenseydi, kapanması söz konusu olmazdı.

 

Fabrikanın kapanmasının tek nedeni dünyada yaşanan ekonomik kriz ve işçilik maliyetlerinin yüksek olması.''

 

Bu arada, Bölge Çalışma Müdürlüğüne 745 çalışanın çıkışını vereceğini bildiren SE Otomotiv Teknolojileri AŞ,

 

ilk planda tazminatlarını ödediği 450 işçinin çıkışını verdi.

 

 

Fabrika önünde toplanan işçiler, yaptıkları açıklamada, sendikaya ve iktidar partisine tepki gösterdi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 8 ay sonra...

meram.jpg

 

Elektrik santralleri de satılıyor

 

 

 

Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), 56 elektrik üretim santralini özelleştirme programına aldı.

 

 

Özelleştirme İdaresi Başkanlığının bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan Tebliğine göre, ÖYK'nın özelleştirme kapsamına dahil ettiği hidro elektrik santralleri, ''işletme hakkının verilmesi'' yöntemiyle özelleştirilecek.

 

 

Bu santrallerin özelleştirme işlemleri de, 31 Aralık 2010 tarihine kadar tamamlanacak.

 

Özelleştirme programına alınarak özelleştirmeye hazırlık işlemine tabi tutulmasına karar verilen Elektrik Üretim A.Ş'ye ait 56 santral şöyle:

 

 

Adilcevaz, Ahlat, Anamur, Arpaçay-Telek, Bayburt, Besni, Botan, Bozkır, Bozüyük, Bozyazı, Bünyan, Ceyhan, Çağ Çağ, Çamardı, Çemişgezek, Değirmendere, Dere, Dereiçi, Derme, Durucasu, Engil, Erciş, Erkenek, Ermenek, Esendal, Turunçova-Finike, Girlevik, Göksu, Haraklı-Hendek, Hoşap, Işıklar (Visera), İnegöl-Cerrah, İvriz, İznik-Dereköy, Karaçay, Kayadibi, Kayaköy, Kernek, Kiti, Koçköprü, Kovada I, Kovada II, Koyulhisar, Kuzuculu, Ladik-Büyükkızoğlu, Malazgirt, Mut-Derinçay, Otluca, Pazarköy-Akyazı, Pınarbaşı, Sızır, Silifke, M. Kemalpaşa-Suuçtu, Uludere, Varto-Sönmez ve Zeyne Hidroelektrik Santralleri.

 

 

~~~

 

Bakalım kime satılacak, merak ettim şimdi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.