Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 kar altında kuğu ... sonra, son bakışın süresi de doldu son öpüşün sıcaklığı desen, çoktan, kar altında kuğu ve fonda uzaklaşan ayak seslerine uyaksız nefeslerden bir mendille uğurladım seni aklımda, ağaçlar arasında kaybolup giden yoldu gözlerin saklımda, seninle hiç tanışmamış bir yağmurun üşüten serinliği dizlerimde, kara gün dermanı ayrılık yağdı ben, dindim … sonra, son bakışın süresi de doldu son öpüşün sıcaklığı desen, çoktan kar altında kuğu ve bir türlü gönderilmeyen bir mektubun, buruşukluğuyla yüreğimde bir balığın karada yaşama gayretiydi yaşadığım yada çırpına çırpına ölmüştüm bütün sonraları … sonra, son bakışın süresi de doldu son öpüşün sıcaklığı desen, çoktan, kar altında kuğu ve aynalarda suretim saçıldı, sırsız yalnızlığıma topladım toplandım ve yürüdüm ben ki her sevdaya muhacir ve her filmin sonunda yalnız yürüyen gün batımı kahramanı koyup yine yüreğimi çıkınıma düştüm yeniden yollara önümde hayat, bir karaltı gibi hazin gövdemde yaşlı bir kavak ağacı, çatlaklarında yıllarım ve üzerimden, senin gözlerine kayıp giden yıldızlar geldiler geçtiler günler geceler boyunca ki ne fark eder ? ne fark eder … nasılsa bir damla su kadar bile değil hiçbir şiirin her hangi bir kağıtla kucaklaşmak mahareti ne fark eder susmak yada konuşmak düşürdüysen kalbinin sevda cümlesindeki öznesini ve ne fark eder ? ne ? üst üste gelen bin tane bahar arka arkaya bir sürü yaz mevsimi ve bitmeyen güneşli günler iklimin neyi değiştirir ? neleri ? kelebeği ölmüş bir çiçek için … sonra son bakışın süresi de doldu ki son öpüşün sıcaklığı, çoktan kar altında kuğu ve ilkin fotoğraf karelerinden silindi bir ikili geçmiş sonrada özlemek dindi biz “unutmak” dedik ve bitti ... dün bomboş bir zaman parçası şimdi … ____ ^^ SAFAK Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 SOLGUN BİR GÜL DOKUNUNCA Çoklarından düşüyor da bunca Görmüyor gelip geçenler Eğilip alıyorum Solgun bir gül oluyor dokununca. Ya büyük şehirlerin birinde Geziniyor kalabalık duraklarda Ya yurdun uzak bir yerinde Kahve, otel köşesinde Nereye gitse bu akşam vakti Ellerini ceplerine sokuyor Sigaralar, kâğıtlar Arasından kayıyor usulca Eğilip alıyorum, kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca. Ya da yalnız bir kızın Sildiği dudak boyasında Eşiğinde yine yorgun gecenin Başını yastıklara koyunca. Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor En çok güz ayları ve yağmur yağınca Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda. Uzanıp alıyorum kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca. Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda Akşamlara gerili ağlara takılıyor Yaralı hayvanlar gibi soluyor Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor Yollar, ya da anılar boyunca. Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam Solgun bir gül oluyor dokununca. Behçet NECATİGİL Muhabbetle... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 SOLGUN BİR GÜL DOKUNUNCA Çoklarından düşüyor da bunca Görmüyor gelip geçenler Eğilip alıyorum Solgun bir gül oluyor dokununca. Ya büyük şehirlerin birinde Geziniyor kalabalık duraklarda Ya yurdun uzak bir yerinde Kahve, otel köşesinde Nereye gitse bu akşam vakti Ellerini ceplerine sokuyor Sigaralar, kâğıtlar Arasından kayıyor usulca Eğilip alıyorum, kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca. Ya da yalnız bir kızın Sildiği dudak boyasında Eşiğinde yine yorgun gecenin Başını yastıklara koyunca. Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor En çok güz ayları ve yağmur yağınca Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda. Uzanıp alıyorum kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca. Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda Akşamlara gerili ağlara takılıyor Yaralı hayvanlar gibi soluyor Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor Yollar, ya da anılar boyunca. Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam Solgun bir gül oluyor dokununca. Behçet NECATİGİL Muhabbetle... *************************** Değerli şair Behçet Necatigilin tüm şiirleri birbirinden güzel ve değerlidir; ama "Solgun Bir Gül Dokununca" şiirini çok severim. Teşekkürler burada paylaştığınız için... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 İYİ YOLCULUKLAR Ölüler diyarindan geliyorum ve ustünde durduğum nicelerin harcanmış sevda sözleri şlimdi burada gitmekle akmak arasında cağlarken tutsaklığım ciğneye ciğneye geçiyorum ölmüş ruhları *acımadan acıtarak acıttıkca ağlayarak ağladıkca dolarak yeniden *yeni sevdalara yalanlara gebe kalmis ruhumdan size sesleniyorum dogru yalanlar söyleyinki bana coğatlsın yükseltsin beni arşa acılarınız susmayın *hani sevda sunmak icin gelmiştiniz hani bitmeyen sözler cağlardı beni görünce yureğiniz hani yazamazdı kaleminiz gözlerimin tutsaklığında hani en çok siz anlamıştınız bendeki beni hani beklemeden vermiştiniz sevginizi *Işte en doğru yalanları söylemiş oldunuz bana şimdi *ben miyim acı veren yoksa bu yalanlari doğuran o bencil ruhlarınız mı Insanı bilmeyen ruhlarda her seferinde işte böyle asılı kalır yalanlarınız *Şimdi yeni bir yalana yelken açma vaktidir sizin için İyi yolculuklar 03/10/09,Sevgi Öncel Çiçek Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2009 BEN SANA MECBURUM Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum sen yoksun. Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından Hangi kapıyı çalsa kimi zaman Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor Eski zamanlardan bir cuma çalıyor Durup köşe başında deliksiz dinlesem Sana kullanılmamış bir gök getirsem Haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem Ben sana mecburum sen yoksun. Belki haziran da mavi benekli çocuksun Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin Kötü rüzgar saçlarını götürüyor Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden Ne vakit bir yaşamak düşünsem Sus deyip adınla başlıyorum İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin Hayır başka türlü olmayacak Ben sana mecburum bilemezsin. Attila İLHAN Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 İÇE KAPANIŞ Derdim yeter, sakin ol, dinlen biraz artık; Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam, Siyah örtülere sardı şehri karanlık; Kimine huzur iner gökten, kimine gam. Bırak şehrin ********* kalabalığı gitsin. Yesin kamçısını sefil cümbüşte Toplasın acı meyvesini nedametin Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle. Bak göğün balkonlarından geçmiş seneler Esk zaman giysileriyle eğilmişler; Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan... Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi... Charles BAUDELAİRE Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 MEKTUP Yarım kalmış acılar denizi pencereme konardı geceyle, savrulurdum. Gözyaşı kokusuyla dolu bir kuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; göz mavisi duman, sessizliğim. Aktım ölü deniz kızıyla gökkuşağı saklı mektubun içine, pulumuz rüzgar oldu, postacımız güvercin. Civa gibi eridik kabımızda. Kırmızıya gittik. Hemen yokladım yüzümü yağmurun yuva yaptığı ellerimle. İyice şaşırmıştı alıcısı vapur ıslığımızın. Saplandı gözlerimin ışığı yeni güne. ..Mermer bir kayıkla geri döndük ...diğer yarısına acının, ... usulca çekildi deniz, ......son bulduk, yenildik. Artık yataksız bir liman yüreğim, soğuk ve loş. Kırık düşlerim. Serçelerde gözlerimin buğusu. Buruk içim. ..Böylesi bir yenilgiyi beklemediğim için ...sabahın en serin ucunda bağıran ben ... intihar edecekmiş gibi sıkılıyorum ......düşük boynuma asılı sonbaharı. Çekildi yaşanan hıçkırıklara, yaşanmayan düş kırıntılarımızla boğulduğumuz odaya. Düştü saat duvardan, telefon diye çevirdim yelkovanı: İmdat. Akrep soktu kendini. Çan sesleri, ezan sesleri, mart sesi, çatılarda kaldı gecenin gizi. Unuttum mektubun içinde boğulduğumu. Elveda. Kaan İnce Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 BEKLENEN Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar, Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti, istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? NECİP FAZIL KISAKÜREK Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2009 Kar Yağsın Karanlığıma kanatlarını açtım bu defa tüm pencerelerin yok olduğum kentin uçurumlarına yok olsun genzime düğümlenen o ağır koku yoksulluğun başıboşluğu ve kestim tırnaklarımla şah damarını karanlığın ışık sızsın geceme çarpsın günün taze nefesi yerin ve göğün kudretine hadi kar yağsın karanlığıma bembeyaz ve soğuk apak ellerimde bir damla umut olsun sarsın kentimi soğuk aydınlık üşüyeyim bu gece bir avuç karın beyazında yeter ki aksın bedenime duvar dibinde titreyen dilberim o vakit ısınır tüm sokak köpeklerim. Suzan Şan Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2009 **** Şimdilik güvensiz denizlerde dolaşıyorum; raslantı okşuyor, kaypak dilli raslantı... Öne ve arkaya bakıyorum da sonumu göremiyorum. Geçmişim mezarlarını parçaladı diri diri gömülmüş ne ağrılar uyandı. Kefenler içine saklı uyuyorlardı sadece... Ey üstümdeki gök! Ey ışık uçurumu! Yüksekliğine salmak kendimi! Budur benim derinliğim... Friedrich Nietzsche Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2009 KALDIRIMLAR Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında, Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa karışan noktasında Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler külrengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. Bu geceyarısında iki kişi uyanık: Biri benim, biri de uzayan kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler. Simsiyah camlarını üzerime dikiyor Gözleri çıkarılmış bir ama gibi evler. Kaldırımlar, ıstırap çekenlerin annesi, Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi, Kaldırımlar, içimde uzayan bir lisandır. Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta, Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum. Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta, Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum. Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin; İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler. Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; Yolumda bir tak olsun zulmetten taş kemerler. Ne ışıkta gezeyim, ne göze görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları. Islak bir yorgan gibi iyice bürüneyim, Örtün, üstüme örtün serin karanlıkları. Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya; Alsa bu soğuk taşlar alnımdaki ateşi. Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya, Ölse kaldırımların karasevdalı eşi. .. Necip Fazıl Kısakürek 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2009 GİZDÜŞÜM Boşlukta kemiklerin kanattığı karanlık: Sürekli, geceye bölünen saatlerin asıldığı yer. Kıyı boyunca çalınan sabah: Esrik tin. Sehpada unuttum başımı, us yitik. Divansızların bembeyaz ayetleri gibi peşin hüküm giydik. Gözlerim deniziğnesi. Kırıl benliğimin benli gözenekleri İçinde, sürgünlerin gizli sessizliği. Alnıma dayarım güz görümlük ömrümü, seherin cılız eliyle. Uzaktaki vahşi güle hüzün kokarım. Ve ölüm ardıma leke düşer, gözlerimden çekilen sıcaklık korkuluk yüzümde soğur soğur, iki kaş arasında yenilir kendine uzun yol. Çiçek tüter düşler karanlığı kısıp pencerede gök uçurtma çeker yıldız çölüne Bir ışık örtüsü açılacak göğe, acılaşan gecede; suya ateş düşüp kirpiklerime gömülecek, yüzüme sıkışmış erguvan ölüleri. Dilenci kızlara serpinti yağmurun kırık sesi. Ay batışı gözlere iki ezgi gibi hüzün çökerim, tetikte yalnız kalan gölgemle. Sıkıntımın yıldız sefası, n'olur kapatma kollarını, sakalıma basma sabah. Denk cepheli çalışmalar ederi kadar başlık paramız, asmayın bizi. Güvencin uçuşu, alabildiğine rüzgâr; gez arpacık göz tetikte. Ölüm açmazda bekleyen kuş seslerine sağanak: Bakire umutlar. Görünmez viranlığım. Çiğ damlacıkları... Soluğunda sevişen fesleğenlerin, üç kulaç kurşuni sudan gözlerini saran kokusu; sendeleyen hoş bir yaşam, inanç yüklü gülüşlerde. Gecenin sararmış mühründe billurlaşan sessizliğe dolunay doğarım. Düş artık yakamdan güneş kırıklarına dadanan sevda. Kaan İnce Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2009 O KANATAN RÜYA Hatırladım seni bu büyük boşluğun içinde neden böyle çok sevildiğini... Sen hayatın önce içinde olduğun halde her şeyden ince bir tülle ayrılıyorsun, her şeyden çocuksu bir kanla eksik yaşanmış bir baharla ayrılıyorsun... Kim sevse seni, yitirdiğini seviyor o büyük eksik neyse onu... Kim sevse seni, yanlış yüzünü görüyor... Uzaklaşan bir tutkusun sen seni seven yitirmeyi öğrenmeli, Hayatsın...O kanatan rüya... Bölünmüş hayatları son kez aydınlatıyor adın... CEZMİ ERSÖZ Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2009 ARAYIŞ . . . Bir tas zehir verin bana içeyim Tek unutmak için acılarımı Baksana; kırdılar kapılarımı Yağmalandı kalbim, ömrüm, herşeyim Kurşuna dizdiler anılarımı Yenik düştüm bu savaşta neyleyim Bir mezar nasılsa işte öyleyim Unuttum en güzel şarkılarımı Gündüzü yok upuzun bir geceyim Yitirdim umut kırıntılarımı Sevgimi, neşemi, bütün varımı Çaresiz bir yokluğun içindeyim Gömdüm içime yıkıntılarımı Arıyor bir yarım öbür yarımı ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Muhabbetle... 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2009 SESSİZ GEMİ Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu. Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden. Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden Yahya Kemal Beyatlı Muhabbetle... 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2009 YÜZÜSTÜ KALAKALMIŞLAR Değil yalnız deniz, değil yalnız kıyı, köpük, güçleri boyuneğme nedir bilmeyen kuşlar, değil yalnız şurada buradaki kocaman gözler, değil yalnız yaslı gece ve gezegenleri, değil yalnız orman ve yüksek kalabalığı, acı da, evet, acı da ekmeğidir insanın. Ama neden? Ben o zamanlar ip gibi inceydim ve daha kara bir gece suları balığından,ve elimde değildi, elimde değildi dayanmak, dünyayı değiştirmek isterdim bir yumrukta. lsırdığımı sandım birden en acı otu, böldüğümü cinayetle kirlenmiş bir sessizliği. Ama yalnızlık içinde doğar ve ölür her şey, akıl durmadan büyür taşkınlığa dönmek için, güle ulaşamadan genişler taçyaprağı, yalnızlık işe yaramaz tozudur dünyanın, dönen tekerlektir insansız, topraksız, susuz. Ve böylece haykırdım da ben yitik ne oldu bu dizginsiz çığlık çocuklukta? Kim işitti? Hangi ağız karşılık verdi? Hangi yolu tuttum? Ne karşılık verdi duvarlar, başımı vurduğumda kendilerine? Yükselip geri gelir zayıf yalnızın sesi, döner, döner durmadan acımasız tekerleği felaketlerin. O çığlık yükselip geri geldi. Bilmedi kimse. Yüzüstü kalakalmışlar bile. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2009 gülüşüne ... ____________ cebimde, yine aynı cevapsız soruları hayatın bir de bir paket sigara … aynalarda suretim toparlanmaya hazır hiç kimseye miras kalmayacak nasılsa … direncimde umut kirli beyaz bir sayfada yalnızca iki satır … gözlerimdeyse hüzün her daim o mutluluk gibi değil çaba istemeden hep beklentisizce benim … ve bir kaç parça eşya ki ağırlığı ne olacak, küçücük bir çanta kadar en fazla … bir de hep aynı inançsız çocuk yüreğimde benimle doğduğum günden beri neredeyse … şimdi, gözlerinde kirlenmeyen bir ışıkla bir kere daha bak ve söyle; gülüşüne kaç durak var bu şehirden ? ____ ^^ ŞAFAK Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 SEVGİ ÜSTÜNE Bütün kitapları yakmalı Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır Kitaplara göre insan Karanlıkta yüzüne bin mumluk lâmba tutulmuş Gözleri, yüreği kamaşmış insandır Aptaldır, hastadır, kahramandır Bütün kitapları yakmalı Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır. İçinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler Bir tek yaprak veren dalın boynun burarlar Bir tek meyve veren dalı keserler İnsan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı Esti mi rüzgâr bir değil milyonlar için esmeli Bir tek meyve veren dalı kesmeli İnsan dediğin derya misali Üstünde milyonlarca dalga İçinde kıyametler kopmalı İnsan dediğin derya misali Uçsuz bucaksız olmalı. Gel çıkalım sevgilim gel Gel kurtaralım birler hanesinden Çekelim gidelim bir uçtan uca Açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar Sevelim sevelim sevelim Sevebileceğimiz kadar BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU Muhabbetle... 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2009 Hayat Hayat bir nefestir aldığın kadar Hayat bir kafestir kaldığın kadar Hayat bir hevestir daldığın kadar Önün mezar sonun mezar, unutma! Hayat bir muamma çözdüğün kadar Hayat bir seyahat gezdiğin kadar Hayat bir duygudur sezdiğin kadar Yönün mezar, sonun mezar, unutma! Hayat bir yaygıdır yaydığın kadar Hayat bir saygıdır saydıgın kadar Hayat bir kaygıdır, duyduğun kadar Yönün mezar, sonun mezar, unutma! Hayat bir çıkıştır, çıktığın kadar Hayat bir bakıştır, baktığın kadar Hayat bir bıkıştır, bıktığın kadar Önün mezar, sonun mezar, unutma! Hayat bir rüyadır, yorduğun kadar Hayat bir cevaptır, sorduğun kadar Hayat bir seraptır, gördüğün kadar Yönün mezar, sonun mezar, unutma! Hayat bir olgudur olduğun kadar Hayat bir dolgudur,dolduğun kadar Hayat bir bulgudur, bulduğun kadar Önün mezar, sonun mezar, unutma! Bal der hayat böyle, yokuş iniş var Geldiğimiz gibi, bir de dönüş var Sonunda tahtadan at'a biniş var Önün mezar, sonun mezar unutma! Mikdat Bal Muhabbetle... 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 *** Düşünmeden, acımadan, utanmadan kocaman yüksek duvarlar ördüler dört yanıma. Ve şimdi oturuyorum böyle yoksun her umuttan. Beynimi kemiriyor bu yazgı, hep bu var aklımda; oysa yapacak bunca şey vardı dışarıda. Ah, önceden farketmedim örülürken duvarlar. Ama ne duvarcıların gürültüsü, ne başka ses. Sezdirmeden, beni dünyanın dışında bıraktılar. Konstantinos Kavafis Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 *** Bugün iki kez yağdı yağmur; iki kez eskidim sanki. İki ömrü kol kola yaşadım ben; biri nergis bahçesi, diğeri mahşer yeri. Hep iki şömine yandı yüreğimde; birinde ateşti, diğerinde kül. Ve iki kez âşık oldum; bundandır iki kez ölmüşlüğüm. Sonra bir serüvende ikiye böldüm ömrümü; şimdi sömestrdeyim. İlk iki kitabımdan sonra sıtmaya tutuldu coşkum; daha depremlerleyim. Ve iki kere iki, kitabımda benim, ya çok eder ya sıfır… Yılmaz Odabaşı Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ AED Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 nihayet PAVESE okuyan bir forumdaş buldum çok mutluyum.. yaşam uğraşı(güncesi) başucu kitabım.. HAYAT, YAŞANTI ARAMAK DEĞİL KENDİMİZİ ARAMAKTIR.. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 nihayet PAVESE okuyan bir forumdaş buldum çok mutluyum.. yaşam uğraşı(güncesi) başucu kitabım.. HAYAT, YAŞANTI ARAMAK DEĞİL KENDİMİZİ ARAMAKTIR.. ************************ Okuduğum şiirleri beni hep etkilemiştir.Keşke ölümü seçmeseydi bu kadar erken... Ve bende sevindim,ortak şiirlerde,şairlerde,yazılarda buluştuğum bir forumdaşım olduğuna. Hoşgeldiniz ve şiirlerle "Karanlık Şeyler Söylüyorum" sayfasına katılımınız bekliyorum. Sevgiler,elifce. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ AED Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 istanbul ve kayseride o kadar uğraştım ve çevreme okadar tanıttım ki pavese yi sonunda can yayınları YAŞAMA UĞRAŞI nı bastı.. 1982 de e yayınları basmıştı.. bu kitabı mutlaka edinmelisiniz sevgili @elifce,ama mutlaka.. defalarca okuduğum bir kitaptır,güncedir.. ben ölüm gelecek ve onda senin gözlerin olacak şirini bilirim.. şimdi size biraz ek bilgi vereyim: pavese nin intiharı ilk bakışta yanıltır insanı, edebi başarısızlık,kadınlarla sorunlu ilişkiler,intihar saplantısı vb.sanılır.. oysa pavesenin katili 2.dünya savaşı ortamı ,ve italyadaki faşist dubçek (mussolini) dönemidir.. birçok arkadaşı zindanlarda işkence görmüş ve öldürülmüşlerdir kara cübbeliler tarafından.. bu siyasi ortam bunaltmıştır pavese yi..biraz da gençlikten intihar saplantısı olmasını da eklemeliyiz.. topiğinize katkı da bulunacağım seve seve.. Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider . Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir Solarken albümlerde çocuklar ve askerler Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner Uyku ve unutkanlık gittikçe derinleşir . Yanyana uzanırdık ve ıslaktı çimenler Ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı! Bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider Ataol Behramoğlu 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2009 istanbul ve kayseride o kadar uğraştım ve çevreme okadar tanıttım ki pavese yi sonunda can yayınları YAŞAMA UĞRAŞI nı bastı.. 1982 de e yayınları basmıştı.. bu kitabı mutlaka edinmelisiniz sevgili @elifce,ama mutlaka.. defalarca okuduğum bir kitaptır,güncedir.. ben ölüm gelecek ve onda senin gözlerin olacak şirini bilirim.. şimdi size biraz ek bilgi vereyim: pavese nin intiharı ilk bakışta yanıltır insanı, edebi başarısızlık,kadınlarla sorunlu ilişkiler,intihar saplantısı vb.sanılır.. oysa pavesenin katili 2.dünya savaşı ortamı ,ve italyadaki faşist dubçek (mussolini) dönemidir.. birçok arkadaşı zindanlarda işkence görmüş ve öldürülmüşlerdir kara cübbeliler tarafından.. bu siyasi ortam bunaltmıştır pavese yi..biraz da gençlikten intihar saplantısı olmasını da eklemeliyiz.. topiğinize katkı da bulunacağım seve seve.. Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider . Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir Solarken albümlerde çocuklar ve askerler Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner Uyku ve unutkanlık gittikçe derinleşir . Yanyana uzanırdık ve ıslaktı çimenler Ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı! Bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider Ataol Behramoğlu ************* Umarım Türkiye'ye geldiğimde "YAŞAMA UĞRAŞI" kitabını bulurum. Ve mutlaka edineceğim bu kitabı. Aslında nettten PAVESE'nin biyografisi, bulabildiğim herşeyi okurken kitabında ismini duymuştum. Ve şimdi kendime kızıyorum,nasıl kitabı şimdiye kadar edinmedim diye... Ve değerli şair Ataol Behramoğlu ile "Karanlık Şeyler Söylüyorum" topiğine hoş ve iyi ki geldiniz. Sevgiler,elifce. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.