Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Karanlık Şeyler Söylüyorum


ELiFLE

Önerilen İletiler

Yürek Yüküm...

 

 

gece perçemlerini düşürdü yine sürmeli gözlerime

edalı işveli gülümsemekte

yine şahit tuttu gözlerimden akan ırmağa

çılgınca oynaşan yıldızlarını

 

bilse ki o ırmak aktıkça ummanına varmakta

 

akmasa ...

akmasa kendi derinliğinde boğulmakta

 

ay yine gizlemiş yüzünü gecenin ardına

alaylı alaylı bakıyor yalnızlığıma

ışıtmamakta ısrarlı

aşkının kuyusuna dönen gönül kentimi

 

kalbimden kalbine giden yolda güllerim dönmüş ateş bahçesine

kalbimin ateşini söndürmeye

gözlerimden kaç ırmak akıtsam yeter ki

 

şimdi geceden karanlık içimdeki yalnızlık

 

ay çoktan küsmüş ...

çoktan yüz dönmüş nuru siyah ...

yüzümüzü aydınlatmaz

 

kalbimin feryadı isyanı bu

kalbimden kalbine attığım nida

ateşinin bahçesinde yanmaksa hesabım

bil ki onu da öderim

ruhunla sevişir nurundan vazgeçerim

 

ağır geldiyse yürek yüküm sana

onu da yükle omzuma

yüreğin yüreğimde yürürüm yalnızlığıma

 

Nur Arıkan

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

7799kiraz1.jpg

 

çocukluğumun kara tahtasına ...

 

çocukluğumun kara tahtasına

bembeyaz bir tebeşirle çizdiğim kalbin

hayli geç kalan sahibi _______________

 

nereye uçarlardı martılar yağmurlar yağınca ?

bilmediğimden belki …

su ne zaman kırılırdı ayazda ?

düşünmediğim için …

belki de ellerim küçücüktü,

hepsi yalnızca bu …

yada hiç kimse

ilk düşünü silmeyi istemezdi

sırf bu sebepten

hep

hep

inanmak istedim sana,

 

gelmedin …

 

yaşanmamış sevgilerin, en hakikatli yalnızlıklarında

duruşuma sinen bir eğrelti otu sükutuydu, her titreyişimde ceketim

ve annesini bir söğüt ağacı sanan

çorak bir toprağın tasasıyla

sen

beklediğimdin

suyun yürüsün diye çatlaklarıma,

 

gelmedin …

 

bir anız yangınında bir tarla kuşu

hani nasıl durursa

yuvasının kıyısında

öyle durdum koşulsuz

düşünmeden sonrasını,

öylesine sorgusuz

biraz nefes,

biraz umut,

biraz yokluğun

tümünü soludum durdum

yosunla kaplandı ciğerlerim,

 

gelmedin …

 

ilkin sokak çeşmesi yıkıldı, sonrada okuduğum okul

ben yine de ezberimde tuttum

sırf anlatabilmek için sana

hangi duvar kıyısında

yollarına baka baka

nasıl ? manolya oldum,

 

gelmedin …

 

şimdi köksüz,

dalsız şimdi,

şimdi mayıssız,

ve sarı bir yaprak kadar canlı

solgunluğunca cansız

yummuşum gözlerimi çırılçıplak bir güzün koynunda

uyuyorum

rüyamda bir kiraz ağacının bembeyaz çiçekleri

ve tıpkı karanlıkta vurulan ak kuşlar gibi

usul usul

döne

döne

dökülüyorlar üzerime

 

ben

kar yağıyor

sanıyorum …

 

ve sen,

 

çocukluğumun kara tahtasına

bembeyaz bir tebeşirle

çizdiğim

kalbin

hayli geç kalan sahibi ________

 

bir şarkının karşılığı şiir gibi bekledim seni

güzelliği

mütevaziliğinde unutulmuş çiçekler gibi,

bekledim

bir kibrit sesine hasret üşüyen kandil

kelebek olmaya gönülsüz, kozasında yaşlanan tırtıl

ve yolcusunu bekleyen tek kişilik bir şehir gibi

bekledim

bekledim

ve bilmiyorum işitiyor musun ? bek le di ğim

ki eğer duyuyorsan

gelme

artık gelme

galiba,

sen doğmadan daha

ben ölüyorum

 

bak

tebeşir tozu içinde

ellerim …

 

____ ^^

 

SAFAK

 

 

 

60522848402347dcb9171234.jpg

Tarih: Düzenleyen: ELiFLE
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ACILAR DENİZİ

 

Ben acılar denizinde boğulmuşum

İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını

Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni

Duyarım yosunların benim için ağladıklarını

 

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime

Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını

Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle

Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını

 

Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma

Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek

Baksana;herkes içime dökmüş artıklarını

 

Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa

Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse

Yılların içimde bıraktıklarını...

 

 

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

YAĞDIKÇA...

 

Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,

Kavim göçlerinden bu yana ağlayan

Ve durmadan

Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler

Çalan, çaldıran, yakalatan

Adı bende gizli bir kadındı İstanbul

Şehre bir yağmur yağdı

Ben ağladım

 

Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan

Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses

Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır

Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü yerlerinden

Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk sipariş edildi yeniden

 

Bir şehre yağmur yağdı

Ben ağladım

 

Kim daha çok yalan söndürdü çay bardaklarında

Hangisi talandı demli öpücüklerin

Ve buğularda yitirilen kimin adıydı

Bir aşktan diğerine kaç saatte gidiliyordu

Soyulur muydu kabuğu hayatın

Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?

 

Yağmur şehre bir yağdı

Ben ağladım

 

Ben ençok seni götürdüm giderken

Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları

Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı

Kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası

Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi

Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı

 

Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı

Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı

Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı

 

Ben...

Yağmur...

Ağladım...

 

Yılmaz Erdoğan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

özgürlüğünün bittiği yerde,

benliğinin hapsolduğu zamanda,

ağlamanın zor geldiği anda,

başlar ölüm arzusu...

 

söz hakkı verilmeksizin ,

verilen hükümler aleyhine..

ama korkma sen kaybın olmayacak

üzerine giydirilen hükümler onları bulacak

sabah,ilk gün ışığın...ı sana verecek

mutluluk yakın

ölüm ise,

şimdilik uzak kalsın..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşkın Karanlık Metali

 

 

 

Karanlıkta duruyorum aşk vurmasın yüzüme

dokunmasın kimse bana

kimse ulaşamasın artık tenimin incinen yerlerine...

uyanmasın bir daha etimdeki yaralı hayvan

zamanın siyah deltasında çürümek istiyorum

biliyorum artık kimse yok kimsesizliğime...

 

biliyorum aşka kimse yok

aşkın karanlık metali soğuyor yüreğimin derinliklerinde...

aşklarım, arkadaşlarım, dostlarım

dağılıp gitti herkes

içimi sızlatacak kimse kalmadı içimde...

 

 

 

Murathan Mungan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alacakaranlıkta

 

Yine ikimiz, koyuyoruz ellerimizi ateşe,

sen nice zamandır yıllanmış gecenin şarabı aşkına,

ben ise sabahın hiç sıkılmamış pınarı uğruna.

Körük, güvendiğimiz ustasını beklemekte.

 

Keder yaydığında sıcaklığını, geliyor cam ustası.

Gidişi ortalık ışımadan, gelişi çağırmadın sen, hem de

yaşlı, aklaşmış kaşlarımızın alacakaranlıı kadar.

 

Yine kurşun dökmekte göz yaşlarının kazanında,

sana bir kadeh için - kutlamaktır önemli olan yitirilmişi-

bana da isli cam kırıklarım için - ateşe saçılmakta.

Ve sana kadeh kaldırıyorum, gölgeleri çınlatarak.

 

Anlaşılır şimdi kimin çekindiği,

ve kimin sözünü unuttuğu. Sense

ne bilirsin, ne de istersin tanımayı,

kenardan içersin, serindir diye

ve ayık kalırsın, tıpkı eskisi gibi,

üstelik belli ki, kaşların hala çıkmakta!

 

Bana gelince, bilincindeim yaşadığım

aşk anının, cam kırıklarım saçılıp ateşe,

yine o eski kurşuna dönüşürken. Duran

benim merminin ardında, hayal gibi,

yalnızca tek gözü açık, hedefinden emin,

ve sıkıyorum onu, sabahın ortasına.

Ingeborg Bachmann

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

GİDERKEN-ÇUKUR...

Bilerek mi yanına almadın giderken

başının yastıkta

bıraktığı çukuru

 

Güveniyordum

oysa ben sevgimize

vapur iskelesi

ya da tren istasyonundaki

saatin doğruluğu kadar

 

Beni senin gibi

bir de annem terketmişti

ki göbeğimde durur

onun yokluğundan

bana kalan

çukuru

 

Sunay AKIN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AYNA

 

Bana benzeyen bir gözlerim kaldı

Bir de kederli bakışlarım

Düşüncemin olmadığı

Aynalarda ben varım

 

Yalan değil değiştiğim, yalan değil

Şimdi her şarkı beni ağlatır

Deli eden insanı zaman değil

Zamanı unutmamak kahırdır

 

Zamandı avuçlarımdan uçup giden

Hayallerimin olmadığı yerde

Zamandı düşünceme hükmeden

 

İlk sevdiğim şimdi kimbilir nerde?

Önce hatıralarımı götürdü ölüm

Zaman aynasında ölümü gördüm

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Düsüme Düstün.../...Canin Acimadi Ya

 

Ne zaman düstün sol yanimada,vuruldum sözlerimden

Benim yazim degilsin, korkarim kisimda

tenimde cildirmis bir dilek tutusturur iliklerimi

sen atessin

saat 17:28

kimbilir,simdi nerdesin

 

 

yoruldum korktugum yanginlara yakalanmaktan

suya düstü intihar, boguldu son bakis

kimi istesem uzaktir kiyi boylari

vedalar alnima islenmis nakis,nakis

 

 

Ask! sevdigim ama dokunamadigim cicek

kulac attigim dalgalara SIKISTI haykirisim

gitmeyi ögrettiler bana,kalmak nasildir..?

nasildir bir gögüste endisesiz uyumak..?

yirttigim takvim yapraklarima agliyor cocuklugum

söylesene, nasildir dudaklarini bir dudakta uyutmak..?

 

 

Ne zaman girdin aklimada, karistim gecelerde

benim sevdam degilsin,korkanim sevenim de

yürekte saha kalkmis bir arzu islatir dilimi

sen havasin

saat 22:16

kimbilir, simdi hangi kuytudasin

 

arindim ve cözüldüm gecmisin kirli nefesinden

geceye düstü uyku, titredi aci soluk

kimi cagirdiysam, kapalidir seslerinin yolu

üsümeler icimden akiyor, oluk oluk

 

tutku!bildigim ama gösteremedigim resim

akittigim renklere takildi, gül yüzlü ucurtmam

susmayi ögrettiler bana, konusmak nasildir..?

nasildir, bir sesin icinde bagdas kurup dinlenmek..?

yitirdigim öpüslerde yaniyor sevgilerim

söylesene, nasildir bir yüregin icinde demlenmek..?

 

 

ne zaman geldin yanima da dagildi hüznüm

kacarim degilsin, korkarim tutanim da

sen topraksin

saat 22:39

kimbilir,simdi hangi duygunun uykusundasin

 

 

pelin onay

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seni özlemenin Kitabini yazabilirim

 

Seni özlemenin

ne demek oldugunu sor bana

Yetmis iki dilde anlatabilirim

kitabini yazabilirim sayfalarca.

Yalnizligin rezilligini

kokusmuslugunu

ve ciplakliginida.

Ama hic kimse

kavusmanin güzelligini sormasin bana/anlatamam

Ben sana hic kavusmadimki!

 

Bilmiyorum dudaklarin nasildir,

sicak mi ates topu kadar,

Yoksa soguk mu

Buza kesmis bir bardak su gibi?

kivrimlarina,

kirmizi karanfillermi tutunmus,

küle gizlenmis kor mu var?

Tenime degdiginde dudaklarin

Cemre mi düser bedenime,

Mizrap degen bir saz teli gibi

Titrermi yüregim bilmiyorum

Ben hic dudaklarina dokunmadimki!

 

Bir kadini sardiginda kollarin,

Ürkek ceylanlar

nasil kurtulur tuzagindan?

Dolu yemis yaprak gibi nasil titrer bir yürek?

Ellerin nasil oksar bir bedeni,

Goncalar

nasil güle döner sicakliginla/bilmiyorum

Hic sana sarilip yatmadimki!

 

Kisacasi:

tatmadim kavusmayi /anlatamam.

Ama,

Seni özlemenin Kitabini yazabilirim

Yoklugunda yillardir

Özlemine dayanmayi ögrendim

Yokluguna katlanmayi

********** avunmayi ögrendim nasilsa

Ustasi oldum beklemenin

Tükenmek pahasina

 

 

Ama hic kimse /kavusmayi

Iki derenin birbirine karisip

Sarmas dolas aktigi yatagin yorgunlugunu

Sormasin bana, anlatamam.

Cünkü seninle ben,

ayri kaynaktan dogmus

Sularinda hasretleri tasiyan

Baska denizlere kosan iki irmagiz.

Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yillari,

Aynamizda ayni gökleri yansitiriz.

Iste onun icin

Iki dere nasil karisir birbirine

Nasil sigar iki nehir bir yataga/bilmiyorum

Seninle

hic ayni yatakta cosmadimki.

 

Sen bana/yalnizca

Ve sadece

***** sensizligi sor

'Rezil beklemeyi , özlemeyi sor

Kurda Kusa , daga tasa bile anlatabilirim.

Demem o ki uzaktaki yakinim:

Vuslatlara yabanciyim,

Ama

Seni Özlemenin Kitabini yazabilirim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seni özlemenin Kitabini yazabilirim

 

Seni özlemenin

ne demek oldugunu sor bana

Yetmis iki dilde anlatabilirim

kitabini yazabilirim sayfalarca.

Yalnizligin rezilligini

kokusmuslugunu

ve ciplakliginida.

Ama hic kimse

kavusmanin güzelligini sormasin bana/anlatamam

Ben sana hic kavusmadimki!

 

Bilmiyorum dudaklarin nasildir,

sicak mi ates topu kadar,

Yoksa soguk mu

Buza kesmis bir bardak su gibi?

kivrimlarina,

kirmizi karanfillermi tutunmus,

küle gizlenmis kor mu var?

Tenime degdiginde dudaklarin

Cemre mi düser bedenime,

Mizrap degen bir saz teli gibi

Titrermi yüregim bilmiyorum

Ben hic dudaklarina dokunmadimki!

 

Bir kadini sardiginda kollarin,

Ürkek ceylanlar

nasil kurtulur tuzagindan?

Dolu yemis yaprak gibi nasil titrer bir yürek?

Ellerin nasil oksar bir bedeni,

Goncalar

nasil güle döner sicakliginla/bilmiyorum

Hic sana sarilip yatmadimki!

 

Kisacasi:

tatmadim kavusmayi /anlatamam.

Ama,

Seni özlemenin Kitabini yazabilirim

Yoklugunda yillardir

Özlemine dayanmayi ögrendim

Yokluguna katlanmayi

********** avunmayi ögrendim nasilsa

Ustasi oldum beklemenin

Tükenmek pahasina

 

 

Ama hic kimse /kavusmayi

Iki derenin birbirine karisip

Sarmas dolas aktigi yatagin yorgunlugunu

Sormasin bana, anlatamam.

Cünkü seninle ben,

ayri kaynaktan dogmus

Sularinda hasretleri tasiyan

Baska denizlere kosan iki irmagiz.

Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yillari,

Aynamizda ayni gökleri yansitiriz.

Iste onun icin

Iki dere nasil karisir birbirine

Nasil sigar iki nehir bir yataga/bilmiyorum

Seninle

hic ayni yatakta cosmadimki.

 

Sen bana/yalnizca

Ve sadece

***** sensizligi sor

'Rezil beklemeyi , özlemeyi sor

Kurda Kusa , daga tasa bile anlatabilirim.

Demem o ki uzaktaki yakinim:

Vuslatlara yabanciyim,

Ama

Seni Özlemenin Kitabini yazabilirim.

*****************************

Sevgili Hatun,güzel şiir seçkilerinizle hoşgeldiniz "Karanlık Şeyler Söylüyorum" sayfasına :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

]1050sonyazj.jpg

 

SAYIKLAMALAR ...

 

bir

mutluluk

bir de

hüzünden yapılır insan …

yada bir umut,

veya bir

umutsuzluktan …

 

bir yanında biri

diğer yanında öteki

iki şeyden,

iki şeyden yapılır insan …

 

bir, gün

yada bir geceden yapılır insan …

yada bir aşk

veya bir

ayrılıktan …

 

bir parçanda biri

diğerinde

öteki

iki şeyden,

iki şeyden

yapılır

insan …

 

bir düş

yada bir yalnızlıktan …

bir yürek

veya bir katılıktan …

iki şeyden,

iki şeyden yapılır insan …

bir yarım kalp,

ve bir

eksik ruhtan …

 

ya bulur

tamamlanırsın

yada

geriye kalanınla yaşarsın

 

hangisinden

vurulduysan …

 

____ ^^

 

 

SAFAK

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İÇE KAPANIŞ

 

Derdim yeter, sakin ol, dinlen biraz artık;

Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,

Siyah örtülere sardı şehri karanlık;

Kimine huzur iner gökten, kimine gam.

 

Bırak şehrin ********* kalabalığı gitsin.

Yesin kamçısını sefil cümbüşte

Toplasın acı meyvesini nedametin

Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.

 

Bak göğün balkonlarından geçmiş seneler

Esk zaman giysileriyle eğilmişler;

Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan...

 

Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi

Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran

Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi...

 

Charles BAUDELAİRE

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ismimi Unutma

 

ismimi unuttugun zamanlardi

kimbilir../belkide sadece ismimi

kac gece uykusuz kaldi düslerim

yari uyanik sarildim bende biraktigin kelimelerine

kim bilir../.bilebilir

hemde bir cok gece

 

beni anladigini sandigim bir sen vardi oysa

beni herkesten cok duyumsadigini sandigim

özgelecegim vardi mesela

özgecmisim degil

nasilda uzaklasiyorum senden/..utanarak

ama../tahmin edemeyecegin kadar../SIKILARAK

beni bagisla diyemem sana

diyemem ben yüregimi yanginlara attim

sensin beni senden ayri tutan

beni suskunlugunla sen../kacislara attin

 

kelimeleri araladigimda

gözlerimi alan her boslukta ayrilik yatiyor

ayrilik cikiyor karsima../yazmak istemedigim her satirda

bir zaman geliyor,

unutmaliyim diyorum

unutmaliyim avuclarimda biriken gözyaslarini

uzaklar hep uzak kaliyor sevdaya

biraz daha uzaklasirsam

sol yanim hep uzak düsecek sevdana

 

kimbilir kac gece yagmurlar birikti kirpiklerimde

kimbilir kac gece../sen hic bilmedin

bir düsünce var ki kemiriyor beynimi

sen hic bilmek istemedin

ne güller geldi../ne sevgi telefonlari

oysa istedigim bir tek sendin../yetisemedin

 

eskiden sen baktiginda görebiliyordum düslerimi

simdi kim gözlerime baksa

sensizligin intihar sahnesinde buluyor kendisini

sen hic bir cift gözün icinde öldürüldünmü..?

ben senin gözlerinde sahadet getiriyorum../dudaklarima akit nefesini

 

ismimi unuttugun zamanlardi

kimbilir../belkide sadece ismimi

kac gece sigindim bende biraktigin sözlerine

yari üsür bir halde küfürler yagdirdim

kimbilir../bilebilir

hem de her gece

 

hatirlayabildigim

senden daha cok sevilmem

daha cok ben../icimden

simdi aynaya son kez bak kendin icin

görecegin yüz../ sende biraktigin son eserim..

 

 

Pelin Onay

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

EVİRE ÇEVİRE YAZILAN ŞİİR

 

Ufuklarımda belireceksin

Dokunulmaz uzak.

Yokluğun boşluğum olacak.

Karanlığın zamanıdır

Mızrabım yasa vuracak.

Ağıtlarım uçuşacak.

Kara bulutlar arasından

Düşlerime kayacaksın.

Gece seninle sürecek.

Gündüz

Sensizliği evirip çevirecek.

 

TAMAY ÖNAL POLAT

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İKİ KARANLIK ORMAN BİRBİRİNİ SEVSE NE OLUR / SEVMESE
Anlaşmak diye birşey yoktur aslında
dillerin ve yüzlerin altında başıboş zamanlar
dolaşır
sokaklarda bir kıç,bir ,bir çocuk-köpek gibi
dolaştığım zamanlar
varlığımı koruyabilmek için
masaların altında ellerimi, ayaklarımı
parçaladığım
zamanlar

Zamanlar haindir,zamanlar muhbir
İki karanlık orman birbiriyle anlaşsa ne olur,
anlaşmasa

Güvenmek diye birşey yoktur aslında
dillerin ve yüzlerin altında başıboş korkular
dolaşır
bense korkumu ölümümün altına sakladım
hep
korkumun kokusunu aldılar
kaçtım kovaladılar
İki karanlık orman birbirine güvense ne olur,
güvenmese

Sevmek diye birşey yoktur aslında
dillerin ve yüzlerin altında başıboş yalnızlıklar
dolaşır

uydurulmuş anılar,sahte öyküler,hiç
kullanmadığım
yerlerimi bıraktım onlar
yine de son kapıma dayandılar
kapının ardı karanlık deniz
denizde masum,tetikteki sızım,son inancım
gördüler onu

Artık şimdi o karanlık denizde
'binlerce hiçkimseyim'

İki karanlık orman birbirini sevse ne olur,
sevmese

CEZMİ ERSÖZ

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

MONNA ROSA

 

 

I- AŞK VE ÇİLELER

 

Monna Rosa, siyah güller, ak güller;

Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.

Kanadı kırık kuş merhamet ister;

Ah, senin yüzünden kana batacak,

Monna Rosa, siyah güller, ak güller!

 

*

Ulur aya karşı kirli çakallar,

Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.

Monna Rosa, bugün bende bir hal var,

Yağmur iğri iğri düşer toprağa,

Ulur aya karşı kirli çakallar.

 

Zeytin ağacının karanlığıdır

Elindeki elma ile başlayan...

Bir yakut yüzükte aydınlanan sır,

Sıcak ve minnacık yüzündeki kan,

Zeytin ağacının karanlığıdır.

 

Zambaklar en ıssız yerlerde açar,

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.

Bir mumun ardında bekleyen rüzgâr,

Işıksız ruhumu sallar da durur,

Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

 

Ellerin, ellerin ve parmakların

Bir nar çiçeğini eziyor gibi...

Ellerinden belli olur bir kadın.

Denizin dibinde geziyor gibi

Ellerin, ellerin ve parmakların.

 

Açma pencereni perdeleri çek:

Monna Rosa, seni görmemeliyim.

Bir bakışın ölmem için yetecek;

Anla Monna Rosa, ben öteliyim...

Açma pencereni, perdeleri çek.

 

Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna;

Saat on ikidir söndü lâmbalar.

Uyu da turnalar gelsin rüyana,

Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;

Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna.

 

Akşamları gelir incir kuşları,

Konarlar bahçemin incirlerine;

Kiminin rengi ak, kiminin sarı.

Ah, beni vursalar bir kuş yerine!

Akşamları gelir incir kuşları...

 

Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni

İncir kuşlarının bakışlarında.

Hayatla doldurur bu boş yelkeni

O mâsum bakışlar...Su kenarında

Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni.

 

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa:

Henüz dinlemedin benden türküler.

Benim aşkım uymaz öyle her saza,

En güzel şarkıyı bir kurşun söyler...

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

 

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,

Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.

Bir gün gözlerimin ta içine bak:

Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

 

Artık inan bana muhacir kızı,

Dinle ve kabul et itirafımı.

Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı

Alev alev sardı her tarafımı,

Artık inan bana muhacir kızı.

 

Altın bilezikler, o korkulu ten,

Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;

Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,

Bir tüy ki, kapalı geceye, güne;

Altın bilezikler, o korkulu ten!

 

*

 

Monna Rosa, siyah güller, ak güller,

Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.

Kanadı kırık kuş merhamet ister;

Ah, senin yüzünden kana batacak,

Monna Rosa, siyah güller, ak güller!

 

Sezai Karakoç

(1952, Bahar)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KARADUT

Karadutum, çatal karam, çingenem

Nar tanem, nur tanem, bir tanem

Ağaç isem dalımsın salkım saçak

Petek isem balımsın ağulum

Günahımsın, vebalimsin.

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan

Yoluna bir can koyduğum

Gökte ararken yerde bulduğum

Karadutum, çatal karam, çingenem

Daha nem olacaktın bir tanem

Gülen ayvam, ağlayan narımsın

Kadınım, kısrağım, karımsın.

 

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

 

Kelimelerle de resim çizebilen bir ressam ve şair Bedri Rahmi...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karanlık Kokulu Otlar

 

Ölüm, sizin eve sığınan kimsesiz bir çocuktu.

Sen ondan öğrendin kendine ne kadar uzakta olduğunu

Ölüm düşürdü seni ruhunun gurbetine

Ve büyük bir yalandan kurtardı.

Bu yüzde hiç aldanmadın

Hiç de mutlu olmadın...

Ölüm, ömrünün o yalan yarısını senden aldı.

Aşka susamış öbür yarısını yakın uzaklara saldı.

Ölüm yüzünden ne kimsenin kimsesi oldun

Ne de kimse senin gördüğünü gördü.

Yaşayan tek yerin o ölü gözlerindi.

Karanlık kokulu otlar bu yüzden

bir tek sana el salladı...

 

Cezmi Ersöz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.