Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Aydınlanma dönemi kilise


zamansızvemekansız

Önerilen İletiler

AYDINLANMA DÖNEMİ KİLİSE

 

Mehmet Fatih DOĞRUCAN

 

Kilisenin aydınlanma dönemine girmeden evvel, kendisi hakkında bilgi vermekte fayda var. Kilise antik yunanca da ki (EKLESSİA);kelimesinden gelmektedir. Sözlük anlamı dar manada meclis, geniş manada yasa üzerinde uzlaşma misyonu ile bir araya gelen seçkin veya seçilmiş topluluktur. Şüphesiz ki , kilisenin, yöntemselliğini ANTİK YUNANDAN, tarihselliğini İBRANİ den alan sentetik yapısı,(*1) patristik apolojistlerden İskenderiyeli Clemensi haklı çıkarmaktadır. Clemense göre ; Hristiyanlık, Antik Yunan ve Museviliğin iki ayrı nehir olarak bir denize dökülmesi idi .

 

Kilise kavramı temel maksadı ile değişmezliğin tesisi için bir zorunluluktur. Kaldı ki hristiyanlığın tanrısı değişimsiz ve hareketsiz olarak(*2) MÜKEMMEL dir.

Bu sebep ile skolastisizmin temel karakteristiği bir pagan olmasına rağmen Aristoteles olacaktır. Çünkü İSA nın söylediklerinin havarilerine nakledilmesi ayrıca peygamber dışındaki bir insana da, tanrının vahiy yükleyebileceği düşüncesi, hristiyanlığı kişiselliğe veya göreceliliğe saplayabilirdi.

Bu problemin giderilmesi, ilk önce bilgide uzlaşım daha sonrada otoritede uzlaşımı zorunlu kılacaktır. Anlaşılacağı üzere kilise uzlaşım üzerine varolacaktır.

Bu uzlaşım ne üzerine olacaktır? Şüphesiz ki Tanrının adı (nomen, ve söz (logos) ;üzerine varolacaktır. Söz manasında ki logos, aynı zamanda mantık anlamını da kendi içerisinde barındırır. İsim anlamında ki nomen ise bu mantıki başlangıcın ilk öncülü olarak hristiyan sistematiğin temeline yerleşecektir. Çünkü nomen ve logos olmaksızın yasa, kural (nomos) olamazdı.

Kilise, sevgi üzerine gelen incilin, yasa üzerine gelen tevratın üzerinde uzlaşımsal olarak şekillenmesinin teminatıdır. Kilisenin patristik dönemi, ontolojik apolojiler, skolastik dönemi , epistemolojik tartışmalar üzerine geçmiştir. Patristisizmin son temsilcisi, skolastisizmin ilk temsilcisi st. Augistinus ontolojik apolojiye son noktayı koyarken, ilk sistematik hristiyan teolojiyi açıklama çabasına girişmiştir.

Kilise 8. yy. dan itibaren ontolojik problemlerle DOĞU-BATI olarak eksenlenmeye başlamış, 11. yy. da ise Roma ve İstanbul olarak ikiye ayrılmıştır. Kilisenin ortodoksin yapısı Origenesten itibaren, İsanın dünyevi olmayan yaşantısını referans alırken, Vatikan İsanın dünyevi yaşantısından hareketle tanrı devletinin yeryüzündeki temsilciliğini hedeflemişti. Bunun sebebi ise batı kilisesinin hakim olduğu coğrafyada dünyevi iktidarların güçsüzlüğü ve egemenliğin yerellik düzeyinde kalarak merkezi otoritenin olmayışı idi.

 

 

AYDINLANMA AREFESİ KİLİSE

 

Batı kilisesinin tarihi misyonu, batıda ki merkezi otoriteyi tek bir elde tesis etmek idi. Bu düşünceyi (*4) gökte tek bir tanrı varsa, yerde de tek bir temsilcinin olma mantığına dayandırıyordu. Fakat mevcut dünyevi düzende feodal iradelerle mücadelesi ve sosyal yaşam şartlarını kısıtlayıcılığı, kilisenin dışında başka umutları da zorunlu kılıyordu. Bu umutlar, Dominiken, Fransisken, Benedikten vb. manastır ekolleri ile çözüm üretme derdine düşmüştü.

Kilisenin uzlaşım üzerinde temellenmesi farklı ekollere de imkan tanımak ta idi.

Öte yandan batının iç polemik meselesini yaratan kilise, Avrupanın dünyayı gözetlemesine engel olan bir mihenk taşı gibi duruyordu. Yinede teolojik ekolün içersinden OCKHAMLI WİLLİAM ve PADUALI MARCİLLİO gibi sekülerist itirazlar yükselmeye başlamış, EKART ile ulusal yapı fark edilmeye başlanmıştı. Elbette bunun temelinde manastırların giriştiği çeviri faaliyetlerinin önemi inkar edilemez. Fakat bu faaliyetlerin sağladığı açıklık, 15. yy dan sonra Vatikanın kendi topraklarında önem kaybetmesine sebep olmuş, MACHİVELLİ ile beraber dünyevi irade kiliseye karşı otonomi arayışlarına gitmiştir. İşte bu siyasal rönesansın müjdecisi olarak modernitenin de ilk öncülü olacak aydınlanma nın da daha sonraki yıllar için ilk ruhunu oluşturacaktır. Kilise sadece siyasal iradesini değil, bilgisel açıdan kaynak olma rüştünü de kaybetmeye başlamıştır. 8. ve 9. yy da KAROLENJ rönesansı ile temel bilimler haline gelen (quadrium ve trivium) , ampirik noksanlıktan dolayı yerini akli ve fiziki başka bilimlere bırakmaya başlamıştı.

16. yy. sonlarında, Avrupanın çeşitli yerlerinde aydınlanma çekirdekleri filizlenmeye başlamış ve eski roma özlemleri ne bağlı idealler üzerinde yeni cereyanlar, Katolik iktidarını sarsmaya başlamıştır. Fakat hareketlerin bütününde homojen bir yapının izlerine rastlamak güçtür. Uzun yıllar, hatta yüzyıllar boyunca, teokratik iktidarların gazabından kurtulmak için örgütlenmesini, meslek ocağı olan loncaların ardında (duvarcı ustaları) kamufle eden masonlar, genel olarak burjuvazinin çıkarlarını temsil etmekte ve aydınlanmanın bayrağı olan DEİZM (Yaradancılık) düşüncesinin çevresinde toplanmaktadırlar.

17. yy ın ünlü düşünür ve sanatçılarının çoğu bu grubun içerisinde yer alırlar. Tepkilerini Katolik kilisesine odaklayan ve hristiyanlığın yerine okultist değerleri ve serbest inancı koymaya çalışan bir başka gizli örgüt ROSİCRUSİAN (gül-haç kardeşliğidir.) Orta Avrupada şaşırtıcı bir biçimde yandaş bulmuştur. Bir üçüncü güç ise, BOGOMİL-CATHAR- ALUİMPRADOS çizgisinin en yetkinleşmiş biçimi olarak 18. yüzyıl sonlarına doğru (kaderin bir cilvesiyle ABDnin doğum yılı kabul edilen) 1776nın 1 Mayısında Bavierada doğar.

Bir hukuk profesörü olan Adam Weisphault tarafından kurulan ve ilkin mükemmelciler ardından İlliminati adını alan dar kadrolu bir aydın hareketidir bu. Görüldüğü üzere kilisenin dinamikleri 16. yüzyıldan itibaren ciddi zaaflara uğramaya başlamıştır. Papalık 1254 de Doğu Latin İmparatorluğunun çöküşü ile evrensel tek hükümet olduğunu ileri sürmüştür. Kilisenin 16. yüzyılla beraber önemini kaybetmesi, evrensel olanın da önemini kaybetmesi anlamına gelecekti. Evrensel olandan ziyade yerel veya ulusal olan yapı önem kazanmaya başlamıştır. Descartes bile eserlerini Fransızca vermeye başlamıştır. Bu katolik monarşisine karşı duyulan dünyevi, sessiz bir tepki manasına da gelmektedir. Aslen aydınlanmanın tam merkezine yerleşecek olan Deizm ile paralel Protestanlık, Lutherden önce filizlenmeye başlamıştı. Bu tehlikenin farkında olan papalık 1417 de Konstanz kurultayında monarşisini onaylatarak Protestan- Katolik ikiliğini azaltmaya çalışmıştı. Fakat artık dünya eksenli bir Avrupa vardı. Ve Avrupa, çok kültürlülüğün arenası haline gelmişti. Yüz yıl sonra 1517 de Lutherin Wittenbergdeki kilisenin kapısına 95 maddelik tezini asmasıyla Protestanlık hareketi resmen başlamıştır. Artık aydınlanma bu eksen üzerinde yükselirken geleneksel veya klasik olanın karşısında analitik bir tavra bürünecektir. Aydınlanma dönemi, kilisenin işbirliği içerisinde olduğundan dolayı, burjuvazi önünde zaafa uğramasıdır. Bu, aydınlanmanın sözleşme filozoflarında eşitlik ve özgürlük kıstasıyla ön plana çıkacaktır. Diğer yandan kilisenin zaafa uğradığı iktidar tanımı gereği beşeri ilişkilerin güç arzusu anlamına dönüşecektir. Foucault. Nietzsche, Deleuze, Marx gibi düşünürlerin dahi bir ön kabulü olan bu düşünce, Tanrının mutlak iyi yaratımından dolayı, olunması, varılması, uyulması gereken iktidardan ziyade tanrı olmaksızın insan arzularıyla özdeş kılınacaktır. Artık dünyada iktidar, kiliseci monark ile değil liberal, sosyalist, ulusçu bir tanımlama ile mümkün olacaktır.

 

LOCKE VE KİLİSE

Locke sistematiği itibarı ile bilgi teorisinde ampirist, siyasal teorilerinde ise liberalisttir, onun bu yapısı kilisenin dogmatik kuşatıcılığını ampirik açıdan red etme gerekliliğini, liberateryen yapısı ise kilise monarşisine karşı tavır takınmayı gerektirecektir. DEİZM temel yapısına hakimdir.

 

ROUSSEAU VE KİLİSE

 

Kilise uzlaşımsallığının sadece seçkinlere yani elitlere yönelik olmasının anlamsızlığı üzerinde durarak hürriyete yaptığı vurgu, inancın çoğunluk yani halk arasında geçerli bir kavram olmasını açıklayıcı bir öncül gibi durur.

 

 

 

 

 

AYDINLANMA TAHLİLİNDE KİLİSE

 

Modernite nin yeryüzünden tanrı iradesini uzaklaştıran tarzı değer yargıları ve bu yargılar kümesine sahip olan insanı ölçütsüz bırakmıştır. İYİ-KÖTÜ, GÜZEL-ÇİRKİN, artık uygun olarak pay alacağı bir varlık (tanrı) olmaksızın ölçütsüz kalmakta idi. Aydınlanma bu kritiğin tam ortasında yeni ölçütleri üretme derdine düşerek insanı referans alacak ve onun kaynağını kuşatıcı olmayan bir tanrı karşısında örgütlemeye çalışacaktır. Felsefi olarak DEİZM geçerli bir akım haline gelirken KATOLİK monarşisinin karşısında PROTESTAN publica şekillenecektir.

 

 

KAYNAKÇA

 

17. Yüzyıl Felsefesi, Ahmet Cevizci

 

İki Adalet Arasında, Alesdaire Mc Intyre

 

Hayali Cemaatler, Benedict Anderson

 

Politika Felsefesi, Leo Strauss

 

Leviathan, Thomas Hobbes

 

Batı Felsefesi Tarihi, Bertrant Russell

 

Feodal Toplum, March Bloch

 

Siyasal Düşünceler Tarihi, Alaeddin Şenel

 

AÇIKLAMALAR

 

(*1) patristik apoloji: Ortaçağın başlangıcından skolostik döneme kadar olan hristiyanlık savunusu

 

(*2) Burada ARİSTOTELES’in hareketsiz hareket ettiricisine öykünülüyor.

 

(*3) ^^Her şeyden önce söz vardı.^^ İNCİL

 

(*4) Roma imparatorluğunun STOA cılığı bırakıp hristiyan teolojiyi benimseme sebeplerinden biriside budur.

 

(*5) OCKHAMLI WİLLİAM VE PADUALI MARSİLLİO hristiyan teolojinin siyasal yönünün karşısında dünyevi iradeyi destekleyen felsefi sistematiğin öncülleridir.

 

(*6) MACHİAVELLİ Floransalı sekreter yönetim tarzının şekillerini vekaynağını açıklama çabasına girişen siyasetçi, devlet adamı ve politika felsefecisi

 

(*7)Fransa topraklarında karolanya adı ile kurulan devletin ilk feodal başarı ile merkezi örgüt oluşturup ilimsel yapıyı kurması, dönem karlus-magnus dönemi.

 

(*8) QUADRİVİUM matematik, teoloji, müzik, sanat eksenli dört bilim TRİVİUM mantık, retorik, lisan eksenli üç bilim (*9)

 

Mehmet Fatih Doğrucan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.