Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AB ve karşıtlığı...


SaNTo

Önerilen İletiler

  • Cevaplar 71
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Sevgili CYRANO,

 

Şimdi ben sana veri versem ne, vermesem ne. Sanki gizli saklı belgelerden bahsediyoruz.

Yalnız, burası bir forum elbette arkadaşlar kaynaklarıda görmek isterler, kaynaksız veri yazmanın bir anlamı yoktur.

 

Sana en basidi ; AB'nin en problemli ülkeler arasında saydığı Polonya'nın verilerini yazmak istiyorum kaynağıyla beraber.

 

POLONYA ;

GAYRİSAFİ MİLLİ HASILA (1999): GSMH: 3.720 USD

(http://www.tiad.ro/admin/links/rehb2k/c1.htm)

 

Bugünkü Polonya kişi başı GSMH 4,527 $

http://www.saglik.gov.tr/default.asp?sayfa=detay&id=875

 

İnşallah iş yoğunluğumdan fırsat bulabilirsem 1970-80 lerdeki, Yunanistan, Portekiz ve Ispanya ekonomileri ile karşılaştırmalı Türkiye verilerini de yazacağım.

 

Ne ifade edecekse !!! Sanki, insanlar ekonomi verilerine değer veriyorlar..

Ben karada kürek çekiyorum. Napalım ben söylüyorum isteyen istediğini düşünsün.

Adam çoktan Avrupalı olmuş, yaşamında ferdi hürriyet ve hizmet kalitesi hakim biz şimdi işten çıkıp, metrosuz şehrin trafiğine dalacağız, çamurlar içinde evimize gideceğiz. Oh be iyiki AB'ye girmiyoruz. Yoksa ülkeyi satmış oluruz. Kar yağmazsa, yollar kapanmazsa, elektrik kesilmezse, yağmur yağmazsa, "Allah kısmet ederse" yarın gene görüşürüz..

 

SaNTo...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sen gerçekten ilginç bir arkadaşsın romanya'nın ab nin en problemli saydığı ülke romanya değil polonyadır.

 

neyse link vermişsin kaynak diye. polonyanın milli geliri yazmışsın altında romanyanın tanıtıldığı bir sitenin linkini vermişsin :)

 

bu günkü romanyanın Kişi başıan düşen GSMH si diye yazdığın rakam doğru değil. verdiğin linktede böyle bir rakam yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ROMANYA

 

http://www.dtm.gov.tr/ead/YAYIN/kitap/romanya.htm

 

 

Yüzölçümü 237.500 km2

1996 1997 1998 1999

Nüfus (1000 kişi) 22.600 22.600 22.547 22.547

GSMH (Milyon $) 33.157,6 34.842,3 38.160 6.070,0 (3Ay)

Kişi Gaşına GSMH ($) 1.571 1.468 1.688

 

 

Ne yazık ki bizde, güncelleştirilmiş verilere ulaşmak zor olduğundan, yabancı siteler

Kullanmak zorunda kaldım ama zaten rakamlar evrenseldir. Dil bilmeye de gerek yok.

 

GDP - per capita:

purchasing power parity - $7,700 (2004 est.)

http://www.cia.gov/cia/publications/factbo...os/ro.html#Econ

 

 

1998’de 1.688 usd’lerden 7.700 usd’lere..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

eveet arkadaş bize polonya örneğiyle aba nin nimetlerini sunuyor.

 

yani AB üyesi polonya ve AB üyesi olamyan türkiyeyi karşılaştıralım

 

Senin verdiğin rakamlara göre

 

Polonya

1999 yılı kişi başına gsmh 3720 USD

bu günkü kişi başına GSMH 4527 USD

 

peki birde şu avrupa birliği üyesi olmayan türkiyeye bakalım

 

Türkiye

1999 kişi başına GSMH 2879 USD

bu günkü kişi başına GSMH 4172 USD

 

nasılda ilerletmiş dimi polonyayı 6 yılda AB türkiye gibib ir ekonomiye sahip ülkeyle kıyaslayınca :)

 

birde şimdi gördüm. romanyanın kişi başına düşen GSMH si 7700 doalr mı sen verdiğin linkteki 7700 rakamını kişi başına GSMH diyemi okudun :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili CYRANO,

 

Siz hemde Dış Ticaretle uğraşıyorsunuz. AB'ye uyum sürecinin, hükümetin akılcı ekonomik politikalarının,

Borsanın artışının, faizlerin düşüşünün, bu sürecin göstergeleri olduğunu görmüyorsunuz..

 

Daha dün, "şahinler koalisyonunda" ekonomi dibe vurmuştu. Zaten karşı oldukları AB iyice, hayal gemisine dönüşmüştü.

 

Çözümler, ileri hamleler, ekonomik istikrarda AB'ye uyum sürecini inkar etmek ne kadar doğrudur acaba.

AB'ye katılacak ülkeler arasında Türkiye'nin kabulü sonrası, Borsa verileri ortadadır. Bu da mı "ajitasyon" ??

Katılımcı ülkelerde ki, GSMH artışlarını sordunuz. Kaynaklarıyla yazdım.. Bu da mı ajitason ?

 

Sonra, "kişi başı alım gücünün ifadesinin" ; GSMH dan farkını açıklarsanız çok memnun olurum..

 

Selamlar,

 

SaNTo...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

santo hala nyie ben rakamları bneimkileri bırak senin verdiğin rakamlarla tabloyu önüne sununca ajitasyoan başladığını anlamıyorum.

 

işte ortada AB üyesi olmuş polonyanın ne kadar geliştiği Kişi başına GSMH si ne kadar artmış. AB üyesi olamyan türkiyenin ne kadar artmış al sen kıyasla. Estonya'nın durumunu incele.

 

Google tartışman için her zaman doğru bir kaynak değildir bazen adamı gülünç duruma düşürü. yok AB nin en problemli ülkesi romanya yazıyorsun, ben düzeltiyorum sonra bana romanya hakkında, bilgi vermeye kalkıyorsun onuda kalkıp, Rakamlar evrenseldir deyip bir sitedne okuyup buraya yazıyorsun, ama kişi başına GSMH nin satın alma gücü paritesi ile birlikte hesaplandığında çok daha farklıbri şey olduğunu bilmiyorsun zira

 

türkiyenin

purchasing power parity'sinin 12000 dolar Kişi başına GSMH sinin 4172 dolar olduğunu düşünürsen. ikisinin aynı şeyler olmadığını anlarsın. hemde baya farklı hesaplamalar olduğunu :) kişi başına GSMH yanıan parantez içinde (Satın alma gücü bazında) yazarsa alakasız bir rakam çıkar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

eveet arkadaş bize polonya örneğiyle aba nin nimetlerini sunuyor.

 

yani AB üyesi polonya ve AB üyesi olamyan türkiyeyi karşılaştıralım

 

Senin verdiğin rakamlara göre

 

Polonya

1999 yılı kişi başına gsmh 3720 USD

bu günkü kişi başına GSMH 4527 USD

 

peki birde şu avrupa birliği üyesi olmayan türkiyeye bakalım

 

Türkiye

1999 kişi başına GSMH 2879 USD

bu günkü kişi başına GSMH 4172 USD

 

nasılda ilerletmiş dimi polonyayı 6 yılda AB türkiye gibib ir ekonomiye sahip ülkeyle kıyaslayınca :)

 

birde şimdi gördüm. romanyanın kişi başına düşen GSMH si 7700 doalr mı sen verdiğin linkteki 7700 rakamını kişi başına GSMH diyemi okudun :)

 

* * *

 

En azından CYRANO, "kendi ağzından ülkenin zenginleştiğini" kabul ettin.. AB uyum süreci ve bu hükümet döneminde atılmış akıllı adımlarda uzlaştık.. :D

 

Selamlar,

 

SaNTo...

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Santos dostumuz mütabakattan bahsetmis nedense santosun sıkı bir akp li oldugunu yada bogaziçinde okuyan bir siyaset bilimi ögrencisi oldugundan kuskulanmaya basladım. Yanılma olasılıgım cok buyuk muhtemelen ama agızından tayiyp erdoganın sozlerini düsürmüyor ve bize mütabakat öneriyor. Ne ile mutabak diye sormamak elde değil. Eger bize emperyalizmle mütabakattan bahsediyorsa biz onu 1923 ten beri yapıyoruz sonuc ortada ve karsımıza yine ilac olarak bu mutabakat sunuluyor. Acaba doktorumuz bizi yıllardır aynı ilacla uyutuyorda biz farkına mı varamıyoruz. Bi de herhün aynı yemegi yemekten sıkılırız herhalde yemegi her gün dısarda yermisiniz. Hiç kendi elinizle yaptıgınız yemegi yeme ihtiyacı hissetmedinizmi. Ben kendi yaptıgım yemegi yerken icim daha ferah oluyor acıkcası cunku disarda yapılan yemeklerin içinde ne olduguna dair ciddi suphelerim var ve gıda zehirlenmesi %100 yakın bir oranda dısarda yenilen yemeklerle gerçeklesiyor, tabi evde yediginiz yemeginde taze olması gerekiyor...

 

Ve galiba santo konustuk ca batıyor :D

 

kıvırmaya calısıyor ama galiba dans etmeyi cok iyi bilmiyor yada pistte iyi dans etse bile siyasette beceremiyor

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ne zaman AB karşıtı bir şey söylense, söylenenin ne olduğuna bile bakılmadan ATEŞE BAŞLANIYOR...

 

AB HİZMET İŞLERİ YÖNETMELİĞİ'NE GÖZ ATALIM İSTERSENİZ BANA İLGİNÇ GELDİ

 

“Herkesi ilgilendiren” yönetmelik, işçi ve emekçileri hedefliyor. Ve bu yönetmeliğe göre çalışma koşullarını belirleyen standartlarda, standartların en düşük seviyede olduğu ülkeler belirleyici olacak.

Bugüne kadar bütün yasaları aynılaştırma tipik bir AB tutumu olarak bilinirken, işçi ve emekçilerin haklarını içeren, çalışma koşullarını belirleyen yasalarda “ne kadar fark olursa o kadar iyi” anlayışı hakim olacak.

Yeni “AB Hizmet İşleri Yönetmeliği”ne göre Almanya’da çalışan bir Polonyalı işçi artık Almanya’daki yasalara göre değil, Polonya’da geçerli olan yasalara göre çalıştırılacak. Yanındaki Alman işçi belki günde 7 saat üzerinden haftada 35 saat ve 10 Euro saat ücreti ile çalışırken, Polonyalı işçi günde 12 saat üzerinden haftanın 7 günü, 2 Euro saat ücreti üzerinden çalıştırılacak.

Bu alanda “AB Uyum Yasası” falan geçerli olmayacak. Yönetmeliğe göre 25 AB ülkesinde aynı anda 25 değişik yasa yan yana geçerli olacak. Yani belirleyici olan işçinin çalıştığı ülkenin yasaları değil, geldiği ülkenin yasaları olacak.

Bu yönetmeliğin sermaye açısından birçok faydası olacak. Artık sermaye üretimi işgücünün ucuz olduğu ülkelere taşımak zorunda kalmayacak. İşgücünün ucuz olduğu ülkelerin işçileri sermayenin ayağına gelecek. Tekeller yeni fabrikalar için harcamalardan kurtulabilecekleri gibi, kendi ülkelerinin işçilerini daha rahat disipline edecekler.

Yönetmeliğin sermaye için sunduğu olanaklar bununla sınırlı değil. Örneğin Danimarka’dan bir işletme, Almanya’da kuracağı bir fabrikada Doğu Avrupalı emekçileri karın tokluğuna çalıştırabilecek. Böyle bir fabrikada Almanya’da geçerli olan yasalar ne işçiler, ne de işveren için geçerli olmayacak. Yeni yönetmeliğe göre sermaye için de, geldiği ülkenin yasaları belirleyici olacak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Ulyanov,

 

Öncelikle ne AKP'liyim ne de, siyaset bilimi öğrencisi. Sadece bir farklı noktaya dikkat çekmek istedim.

Genel durum nedir. AB'ye karşı bir gençlik ve varlıklı, ekonomik durumu düzgün kesim var. Yalnız bu kesim zaten Avrupa Birliği olanaklarında yaşıyorlar.

 

Yazımın çıkış noktası aslında temelde bunun üzerineydi. İlk yazımı tekrar okuyunuz lütfen.

 

Şimdi, burda da forumun önceki bu konuyla ilgili yazıları ve sayfaları geziniz göreceksiniz ki, üç aşşa beş yukarı herkes ağız birliği etmişcesine AB'ye karşı yazmış.

Bu söylem nedense daha hoş geliyor kulağa..

Akabinde hemen Irak bombaları, ABD emperyalizmi falan eklenmiş genelde.

 

Ben buna katılmadığımı ifade ettim sadece. Zaten herkes, her konuda, fikir birliği içinde olsa ne Forum olur,

ne fikirler ne de ilerleme..

Bu konuda, fikirlerime sahip de çıkıyorum. Bu inatçılık sevgili CYRANO'da da var genelde çok konuda, hemen herkese muhalefet ediyor ama işte forumun rengide bence buradan geliyor.

 

Hep fıkra yazılsa forum tadını yitirir zamanla.

 

Bir de ekonomi globaldir. Ayrı bir yemeği yok bunun. Bankalar ve Borsalar artık uluslararası niteliklidir.

Bizde altının paritesini kafanıza göre ayarlayamazsınız. Rusya bugün dünya ekonomisinde daha büyük güçse

bu uluslararası sisteme sağladığı entegrasyonun etkisiyledir.

 

İkiye ayırınız. Bugün var ve biz yaşıyoruz. Önceliklerimizi belirlemeliyiz. Çünkü erteleyecek ne lüksümüz ne zamanımız kalmıştır. Yüzyıllarca ihmal edilmiş bir coğrafyada yaşıyoruz.

Sonra yarını planlayalım.

 

Birde nickim SaNTo - Santos değil.. :)

 

 

Selamlar,

 

SaNTo...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

santo sen neden bahsediyorsun ya. burada AB ye karşı olanlar gerekçelerini çok güzel rakamlarla , kelimelerle ifade etti. ama sen savunacam diye iki google taramasıyla rakamalr yazdın o rakamlar senide bozdu :)

 

sana yok ırak savaşı yüzünden karşıyız falan diyenmi oldu. bak yukarıda bir kulliye kadar, karşı olmanın gerekçeleri var. senin yaptığın gibi komik "Medeniyetler Buluşması" hayalleriyle savunan yok görüşünü

 

inatçı muhalefet eden kim. CYRANO muhalefet ettiği zaman nedne muhalefet ettiğini gerekçeleriyle ortaya koyar, ajitasyon yapmaz. sen yukarı çık kendi y azdıklarını bir oku ajitasyon dışında bir tane başka şey varmı.

 

ama sen bize ne yaptın yok savunacam diye google da rakamlar aradın bulduklarını okuyamadna buraya yazdın kendini bozdun :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi santo ardasım. Nickini yanlıs yazmamak icin hep dikkat ettim ama neden se hep aklıma santos geliyor ama sen santosun. Burası da türkiye kimilerinin arada bir karıstırdıgı gibi bir ab ülkesi değil yani hepimizin ismi bir değil ve senin bahsettigin o global ekeonomi bu topraklara uymuyor ne yazıkki. Bir düsün biz ilk okula giderken bize ülkemiz kend kendi ne yeten yyedi ülkeden biridir diye bir ibare vardı. Bu aslında tarım ürünlerinde kendimizi doyurabilecegimizi belirtiyordu. Peki senin o global ekonomin ülkemizi ne hale getirdi dersin dünya ya tahıl ihrac eden bir ülke artık dunyann en buyuk tahıl ithalatcılarından biri oldu. Bu örnek cok fazla cogaltılabilir. Ama gerek yok. Farkındaysanız artık ab ciler saldırı pozisyonundan cıkıp savunma pozisyonuna gecmislerdir. Bu kısa zamanda ab yalanlarının aslında yavas yavas halk kitleleri tarafından algılandıgını en azından papazın aynı yemeyei yemekten yavas yavas vazgectigini göstermektedir ve yakınvadade ab ci bir rüzgarın esecegine dair bir alamet bulunmuyor aksine yurtseverlerin cok daha saldırgan bir politika ile ab cileri köseye sıkıstıracagı bir döneme giriyoruz bu dönem bizim gibi yurtseverler acısından oldukca zevkli bir dönem olacaktır. Santo arkadasım da ab ci cenahta yer alarak dönemin sıkıntılarını gögüslemeye calısabilir. 1 sene önce roller farklıydı farkındamısınız. Simdi eğlenceli dönem bizim icin baslıyor hepimize iyi eğlenceler....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaw şimdi arkadaşlar işi, yurtseverlik, sevmezlik kavramlarına getiririrseniz bu yanlış bir tutuma sürükler bizi. "Devletçi zihniyetin" yurtseverliği yerine ben halkın ve halkçılığın yanında daima tavır alırım.

Demokrasi halk kaynaklıdır, devlet değil.

 

Bugün büyük halk kesimi neden Avrupa Birliğini isterde, zaten Avrupa standartlarında yaşayan, devletten

beslenen, kesim buna karşı çıkar. Ben onu sorguluyorum.

 

Yurtseverlik nedir ; yurtseverlik halkının yanında olmaktır. Onların haklarını savunmaktır. Ben onu anlarım.

Bu halk değil mi Kurtuluş Savaşını veren ? Bu halk değil mi ki içinden, o zaman ki "devlete" saltanata karşı Mustafa Kemal'leri, İsmet paşaları çıkartan. Bu halk değil mi yıllar yılı sömürülmüş, o cepheden bu cepheye sürülmüşte gün yüzü görmemiş ? Ekonomik refahın, çocuklarına güvenli gelecek sunmak bu halkın hakkı değil midir hiç ?

 

İnsanların birlik, beraberlik içinde olmasını istemek, "ortak noktalarda buluşmalarını" istemek, bırakınız AB'yi, bu ülkenin gerçeği değilmidir en basit.

Katliamları yazan sayfalar var bu forumda. Tahammülsüzlük yerine, birbirine hoşgörüyü, insanlığı kucaklamayı savunmak mı suç mu ?

Kardeşin kardeşi vurduğu sayfalar mı daha iyidir. Yoksa kardeşiliği, aynı ufuklarda birleştirmek mi.

Bu idealler belki ütopik geliyor sizlere ama olmalı bu.

 

AB nedir; bir birliktir. Ben üyeliğin olumlu olacağına inanıyorum sen inanmıyorsun. Bence Halkın yararınadır sence değil. Ne alakası var şimdi bu tartışmayı sloganlaştırmanın.

Kararı verecek olan zaten vermiştir. Yüce Parlamentomuz en doğru kararın alınacağı yerdir sonuçta.

Olumsuzluk, benim görmediğim noktalar varsa elbette ki kimse eyvallah demez bende dahil.

 

Googelden bulduğum rakamlar vardır. Yarım milyar insan, kaynak aramalarını, internetten yaparken ben kütüpaneden alacak değildim elbet.

Yalnız, benim verilerimi çürütecek, alternatif rakamlarda beklerdim karşı fikir beyan edenlerden.

 

Selamlar,

 

SaNTo...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Santo arkadası simdi takdir etmeye basladım siyasete kafası biraz da olsa eriyor ama hala cok basarısız. Bize ab ci olmak lazım cunku halk oyle istiyor ve ben halkcıyım diyor.... Peki sen halkımızın daha fazla sömürülmesini istiyormusun daha kötü calısma kosullarında calısmasını istiyormusun eğitim ve sağlık gibi hizmetelere parası olmadıgı icin ulasamamasını kabul ediyormusun milyonlarca ciftcimizin topraksızlastırılmasını ve kentlere is bulma umuduyla göc etmesini istiyormusun ülkemizin ılımlı bir islam ülkesi olmasını istiyormusun ülkemizde barzaninin etkinlesip ülkemizin bölünmesini istiyormusun ülkemiz emekcilerinin ırak ta afganistan da yada iran da hiç bir iliskileri olmayan bir savasa girmelerini ölmelerini yada öldürmelerini istiyormusun kısacası türkiye cumhuriyetinde yasayan insanların köle olmalarını istiyormusun eger halkcıysan ve butun bu sorulara cevabın hayır ise sende ab karsıtısın ama illahi diyorsan ki ben ab ciyim ama bunlarada karsıyım o zaman adama sorarlar 'kuzum sen safmısın' ? yada 'kuzum biz aptalmıyız'

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şu anki sıkıntıları güzel tesbit etmişsin. Zaten sorun ileriye dönük olarak bunları çözebilmekte. Bunlar, yazdıkların, zaten "olası" değil "olan" sıkıntılardır.

 

Ben çözümde yazıyorum dostum "kaderimize ağlayalım" demiyorum. Elbette ki halkın menfaatleri nerdeyse onu desteklerim.

 

Reel gerçeklerden yola çıkarak saptama yapmaya çalışıyorum. Ütopyaların sonu yok kısa vadede..

 

Şimdi ben şunu desem anlarmısın bilmem, Türkiye bugün AB'ne girse Almanya'dan sonra AB parlamentosundaki en büyük güç olacak çünkü AB parlamenterleri nüfus yoğunluğuna göre seçiliyor.

 

AB'ye girmeden işci zaten yollamışsın, bugün kapıları açsan ülkenin yarısı boşalır, ondan adamlar visa koymuşlar. Şimdi biz bu haldeyiz. Şu anki gerçek durum budur.

 

AB'ni yönetmeyi düşünen bir kuşak elbet gelecektir. Bu topraklar bu gençliği de yetiştirir.

 

Kendine güvensiz, az gelişmişlik ezikliğiyle, geçmişle övünme alışkanlığı elbet yerini ; dirayetli, ufku geniş, evrensel ve bilimsel düşünce tarzını benimsemiş yeni nesillere bırakacaktır.

 

Ülkenin beyin göçü vermez hale gelmesi bunda en önemli noktadır ki, bu da insanların ve gençliğin ülkesinden, gelecek adına "umut" duymasına bağlıdır.

 

SaNTo...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:) Peki ben forum da yeniyim bundan sonra senin anlam veremedigim yazılarına cevap yetistirmek icin ugrasmayacagım cunku sen kendi söylediklerinle hiç bir butunlugu olmayan seyler yazıyorsun aldığın her cevaba göre bir kaba girmeye calısıyorsun simdi söyle bakalım ab yi kurtulus kapısı olmak mı az gelismislik ezikligidir ülkenin kendi ayakları üzerinde durabilecegini savunmak mı. Bana kalırsa ayakta duramayanlar kendilerine degnek ararlar cok acık ki kapitalist türkiye nin ezik bir ülkedir ve onun savunucları ezik olmaya mahkumdur tayyip erdoganda eziktir bush un blairin yanında digerleri de ezikti nixon un ve digerlerinin yanında o yüzden söylediklerini tekrar dusunmeni ve bahsettiğin eziklik duygusundan kurtulmanı tavsiye ederim. Bunun yanında dedigim gibi tekrar cevap vermeyecegim. Derdim seni degistirmek değil netice itibariyle cunku senin gibi düsünmeden körü körüne bir görüse baglananlar herhangi bir birikime sahip olmadan ezberleriyle bu isi yapanların degismesi mumkun degildir. Farkındaysan hep sen kacarken digerleri senin söylediklerinin ne kadar hatalı oldugunu kanıtlamaya calısıyor ancak sen bizim görüslerimizin herbirine ve her defasında dogru diyorsun :) Yazıları bastan itibaren okumak faydalı olabilir. Neyse daha fazla uzatmanın anlamı yok (Not: Cevap atmayacagımı belirtmeme ragmen cok yakıcı gördügüm yerde cevap atma hakkımı saklı tutuyorum)
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Fikir kıtlığında bakış zavallılığı,

 

AB karşıtı dostlar aslında neye karşıdır, neye yandaşlar ben bu forumda yazılarını takip etmiş olduğum kadarıyla anlayamadım.

 

Bir yanda bakıyorsunuz, halkların birliği yanlısılar, ekonomik kalkınma yanlısılar veya yazılarında bunları kullanıp, Arnavutluk’un Enver Hocalı yıllarının devletçi ekonomisi tipi ekonomi benimserler. Avrupa’nın göbeğindeki, Arnavutluk onun dönemindeki kadar hiçbir dönemde, böyle büyük açlık ve sefillik çekmedi.Arnavutluk tarihinde bakınız, kitapları yazar ki veya gidenler direk o dönemi, bugün yaşayanlardan görürler ki çekilmiş perişanlığın ve işkencenin haddi hesabı yoktur. Milliyetçiliğin bağnazlığında öyle tıkışırsın ki, Arnavutluk misali sosyalizmin sosyalizm olduğu dönemde korkudan Varşova Paktına giremezsin.

Korkak, statükocu idarecilerden hiç bir şey olmaz sadece kendi halkları çile çeker. Onlar gene saraylarında, viskilerini içip havana purolarını tüttürürler..

 

Bir yanda Osmanlıyı mesel ederlerde, Osmanlıcıyı küçümserler. Yarı aydın tavrı ile türbanlıyı küçümserler, dalga geçerlerde, yeri gelince, Osmanlıcılıktan yana tavır koyarlar.

Amerika ve Israil baş düşmandır da bir Kurtuluş Savaşını buna bağlayamazlar.

 

AB’ye üyelik şartı bakarsınız bir “ermeni soykırımının tanınmasına” bağlanmış, bir Amerika ile birlik etmeye.. Irak’taki, kelle kesen, dinci terör alkışlanırda Amerika’ya karşıdır diye, Başbakanda sevilmez bu arada dincidir diye !

 

Bir, Mehmet Ali Ağca’nın salınmasına kızarlarda onunla aynı milliyetçi unsurlara alkış tutarlar.. Bu dostlar, Milliyetçi midir, Internasyonalci mi (yani halkların birliği yanlısı) ben yazılarından anlayabilmiş değilim. Pıt pıt, Paris’te yaşayan ve polis dövdüğü için, dışardan gelmiş yabancıların, yerleşik halkın binlerce arabasını yakıp, şehri terörize etmesini, Fransız ırkçılığı görürlerde, daha dün, Trabzon’daki toplu linç girişiminden bahsetmezler.

 

Rusların bir çorbası var her sebzeyi kattıkları “borç” çorbası diyorlar aynı o hesap. Fikirler karışınca, vatan, millet, Sakarya dersinde tavukla aynı evi paylaştığından kuş gribinden ölen yurttaşlarını açıklayamazsın.

 

Osmanlı dönemi ile öğünürsün, çok milletli bir birlik kurduk dersinde AB’ye küfür edersin.

 

Şimdi kafanızdaki bütün dogmalardan sıyrılıp, dünyanın geleceğinin hangi noktada olacağıdır hesap. Bu kadar basit.

 

1- Münferit ulus devletler, küçük küçük, milliyetçi, birbirleriyle davalı, kızgın düşman uluslar. Eski Yunan site devletleri gibi. Ayrı milli duygularda, ayrı tanrılarda, ayrı mabetlerde yaşayan. Sürekli kavga ve çekişme içinde..

 

2- Evrensel hukuk yörüngesinde birleşmiş, büyük ekonomiler oluşturan, AB gibi, ABD eyaletleri gibi veya daha küçükte Isviçre kantonları gibi.. Daha da ilersi yayılmış, birkaç Müslüman ülkenin girmiş olduğu bir AB, Meksika ile Canada ile yarın birgün daha geniş bir birlik oluşturacak ABD gibi..Refahın dünya geneline yayılma şartı bu birliklerden geçmektedir artık.

 

Hiçbir birlik olmazsa olmaz değildir elbet. Bu seçimdir. Bugün Arap ülkeleri Arap Antantı ile birlik ve dayanışma içindedirler. Petrol fiyatlarını belirleyen borsa kuruluşları vardır.

Şimdiki Rusya yörüngesinde, eski cumhuriyetler, AB’ye alternatif bir birlik kurmak üzereler.

 

Girersek mucize olmayacak elbet. Belki bu süreç zorlu geçecek. Sıkıntılıdır.

 

Yalnız girmezsek, reddedildiğimizin ertesi gününü size söyleyeyim mi ;

Şeytanın gör dediği nokta birazda buradadır işte.

Borsa ertesi gün dibe vurur. Ekonomi çöker. Bir çok uluslararası firma ve büyük miktarda yabancı ve yerli sermaye Avrupa’ya kaçar. Bu büyük nüfus, sıkışık kentler, büyük altyapı sorunları içinde, kredilerini ödeyemeyen, her taraf haciz ve iflaslarla dolu bir ekonomi karşımıza gelir. Türkiye’nin gelecekten umudu kalmaz. Bugüne kadar her taraftan sürekli kaşınmış, milliyetçi unsurlar, ekonomik enkazla gırtlak gırtlağa gelir. İşsizlik patlar, bu kaos ortamında demokratik parlamenter sistemimizi korumak zorlaşır ki Atatürk'ün bize en kutsal emaneti, halkın parlamentosudur.

 

Gelecekte AB’nin ayrı askeri birliği olacağından, ABD’li bir NATO kalmayacak. Yani ülkemiz NATO şemsiyesinden de çıkacak. Askeri masrafları karşılamak bizlere düşecek dostlar ki bu da yaklaşık bütçenin yarısıdır.

 

Bunları ben yazıyorum; gün gelir bu forum kalırsa tarihe belge olmasını istiyorum. Çünkü şu anki teknoloji bize bu imkanı sunuyor. Kitap yazsam bastıracak param yok zaten kimse de okumaz.

En azından bir yurttaş, böyle düşünmüş desinler..

 

Selamlar,

SaNTo…

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir yanda bakıyorsunuz, halkların birliği yanlısılar, ekonomik kalkınma yanlısılar veya yazılarında bunları kullanıp, Arnavutluk’un Enver Hocalı yıllarının devletçi ekonomisi tipi ekonomi benimserler. Avrupa’nın göbeğindeki, Arnavutluk onun dönemindeki kadar hiçbir dönemde, böyle büyük açlık ve sefillik çekmedi.Arnavutluk tarihinde bakınız, kitapları yazar ki veya gidenler direk o dönemi, bugün yaşayanlardan görürler ki çekilmiş perişanlığın ve işkencenin haddi hesabı yoktur. Milliyetçiliğin bağnazlığında öyle tıkışırsın ki, Arnavutluk misali sosyalizmin sosyalizm olduğu dönemde korkudan Varşova Paktına giremezsin.

quote]

 

şu arnavutluk hakkındaki iddanı bir kanıtla bakalım. zira ben yedikuleliyim yüzlerce arnavutluk göçmeni aile var. romanya milli gelirine benzemesin bu işte :)

 

biraz akıl ya, bizimle aynı duruma düşmüş olan, Brezilya, Arjantin, Malezya bu sorunları hangi yöntemle özmüştür senin gibilerin önerdiği yöntemlerle mi, yoksa dışa bağı kısıp ulusal ekonomi canlandırarak mı. üç ülkede IMF ile yapılan anlaşmaları dondurmuş ardından tüm borçlarını ödemiştir.

 

hala kafaların basmadığı nokta. AB ülkeleri AB kurulmadan öncede güçlü devletlerdi. AB ye girerek bu günkü hallerine gelmediler. aksine AB nin kilit ülkelerinde EURO nun yarattığı rahatsızlık ve tekrar ulusal para birimine dönmek konuşuluyor.

 

kendi verdiğin örnekle sana gösterdim AB üyesi olmuş Polonya'nın milli gelir artışı, Türkiye'nin yarısı kadar olmuş.

 

sonra senin AB karşıtları kategorizasyonun kaba milliyetçilerden ibaret, onların ki ne kadar kaba milliyetçilikse seninkide o kadar, coştarlık. zira ikinizinde ajitasyonlar dışında bir dayanağınız yok.

 

AB kültürü ne yaratmıştır senin iddia ettiğin gibi medeniyetler buluşması mı. sen bu gün avrupa ve asya ilişkilerine bakınca bunu mu görüyorsun :) medeniyetler buluşmuş mu?. AB'nin kurulduğu tarihten sonra bu kadar yayılmadan önce ırkçılık avrupada etkin miydi.

 

birde AB asla ABD'Nin alternatifi falan değildir. AB ABD'ye sadece göstermelik çıkışlar yapar onun haricinde ABD'Nin tüm yaptıklarınıda destekler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

avrupa birliğini medeniyetler buluşması olarak gören zihniyete müslümanların peygamberini terörist olarak çizen karikatürleri avrupa ülkelerinin medya kuruluşlarının birbiriyle dayanışma için nasıl ardı ardına yayınladığını bakmalarını tavsiye ederim.

 

ne medeniyetler buluşması ama :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.