Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Öğretmen Hasan Sancak’ın Noter Onaylı Alternatif Reklâm Senaryoları


Önerilen İletiler

Öğretmen Hasan Sancak’ın Noter Onaylı Alternatif Reklâm Senaryoları

 

ÖNEMLİ NOT: AŞAĞIDA YAZILAN REKLAM SENARYOLARI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI -EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ VE YAZMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNLERİDİR. HER REKLAM SENARYOSUNUN KONULARININ TAMAMI YA DA KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ULUSAL, YEREL, TELEVİZYON, RADYO, BİLGİSAYAR, GAZETE, DERGİ, ŞAHIS, FİRMA, ŞİRKET, REKLÂM AJANSI VB … TARAFINDAN KULLANILAMAZ.. SESLİ, GÖRÜNTÜLÜ, YAZILI ŞEKİLDE TELEVİZYON, SİNEMA, TİYATRODA OYNATILAMAZ, KOPYALANAMAZ, SESLENDİRİLEMEZ. KASET VE CD YE ÇEKİMİ YAPILARAK, GÖSTERİLEMEZ REKLÂM SENARYOLARI FARKLI BİR ÜRÜN İÇİN DE ASLA KULLANILAMAZ. KONUYA BAĞLI KALARAK, ANCAK SAHİBİNDEN İZİN ALINARAK, DEĞİŞİKLİK YAPILABİLİR. BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR.BAŞKA TÜRLÜ KESİNLİKLE KULLANILAMAZ. AKSİNE HAREKET EDENLER HAKKINDA "TELİF HAKLARI YASASI" UYARINCA KANUNÎ İŞLEM YAPILIR.

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

NOTER ONAYLI PED REKLÂMIM

KONU: Bir sınıf, işyerinde... Çalışan kadınlar ya da kızlar bulunmaktadır. Bu kızlardan biri rahatsızdır. Önce çantasında bir şeyler arar fakat bulamaz. Yanındaki kız arkadaşlarına sorar onlarda da istediği şey yoktur. Sınıftaki öğretmen ya da işyerindeki müdüre rahatsız olduğunu bildirerek izin ister, koşarak dışarı çıkar. Kız arkadaşlarına ait dolaplara teker teker bakar orada da aradığını bulamaz. Merdivenlerden koşarak aşağı inmek ister birden ayağı merdiven basamaklarına takılarak merdivenden aşağı veya boşluğa düşer. Düşerken öyle kuvvetli bağırır ki... KIZ BİR RÜYA GÖRMÜŞTÜR. YATAĞINDAN DOĞRULUR.Onun yanındaki yerde yanından ayırmadığı şey hazır durmaktadır. Ona sarılır. Ağzından bir cümle dökülür. İyi ki varsın! 5 Şubat 2004

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

KONU :Sabah güneşi doğmaktadır. Bir dağ ya da tepe yamacında kurulmuş bir şehir görünür. Hava rüzgârlıdır. Yolda bir taksi yol almaktadır. İçinde sadece bir şoför vardır.25–30 yaşlarındadır. Arabanın üstünde bir megafon bulunmaktadır. Bir de 10-15 metre boyunda ağaçtan yapılmış bir sırık ve bunun ucunda da ağ bulunmaktadır. Arabanın üzerine iple bağlanmıştır. Bu kişi doğruca şehri yakından gören en büyük bir dağa,tepeye doğru arabasını sürmektedir.Artık şehir ayaklarının altındadır. Tepenin en uç tarafında bir kule vardır. Adam arabayı kuleye yakın park etmiştir. Arabadan iner. Arabanın üzerine bağladığı sırığı oradan çözer. Arabanın arkasını açar. Sırığa bir tane çok ses çıksın diye alıcı koyar. Uzun bir kabloyu megafona bağlar. Ses kontrolü yapar.Ses iyi çıkmaktadır. O sırığı eline alarak bu kuleye tırmanır. Şu anda şehri her taraftan görmektedir. Sırığı elinle tutarak havaya kaldırır. Çember yapacak şekilde sırığı havada döndürmeye başlar.Sırık havada vup vup şeklinde sesler çıkarmaktadır. Bu durum önce şehirde binaların üzerindeki binlerce güvercinin havalanmasına sebep olur.Güvercinler hep birlikte sese doğru uçmaktadırlar.Bu sefer binalardaki bütün vatandaşlar sesi duyarak, pencereleri açmışlardır.Bazıları da balkona çıkmışlardır.Ne olduğunu merak etmektedirler.Çünkü bir olaya şahit olacaklardır.Durumu yakından görmek isteyen insanlar hep birlikte sokağa çıkarlar.Tepenin tam karşısında binlerce vatandaş oluşmuştur.Adamın çember yaparak çevirdiği sırığa ve güvercinlerin hareketlerine bakmaktadırlar.Güvercinlerin hepsi tepenin üzerinde havada toplanmışlardır.Çok büyük oğul veren bir arı kovanı gibi olmuşlardır. Yavaş yavaş tepenin yamacındaki dik yere bir uçtan başlayarak konmaktadırlar.Aman Allah’ım!. Bir de ne görsünler?! Güvercinler Kur’an harfinin önce Elif harfini oluşturmaktadırlar. Vatandaşlar da hep birlikte bu harfi tekrar etmektedirler.İkinci küme Be harfini…Bu Ye harfine doğru gitmektedir.Bütün insanlar güvercinlerin son harfiyle birlikte Kur’ an harflerini tekrar ederler.Hepsi de bu olayın sonunda Kur’an harflerini öğrenmişlerdir…

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

KONU:Çok büyük bir şehir.Şehrin çok büyük bir camisi görünür..Kubbesi de çok geniştir.Caminin etrafında güvercinler ve insanlar bulunmaktadır.Yerdeki güvercinler oradaki ana yolun üzerinde bir arabanın acı bir freni ile birlikte hep birlikte havalanırlar.Kırmızı ışıkta karşı karşıya geçen bir insan için araba fren yapmıştır.Kaza ucuz bir şekilde atlatılır. Havalanan güvercinler caminin kubbesine teker teker konmaktadırlar.Hep birlikte ses çıkarmaktadırlar.Bir taraftan kanat çırpma, bir taraftan bağırma… Oradaki insanların dikkatini güvercinler üzerine çeker. Topluluk oluşturan insanlar güvercinlerin bu hareketini gözlemektedirler.Güvercinlerin kubbeye teker teker konması bir cümle oluşturur.Orada şöyle yazmaktadır.

-Haydi Müslümanlar hep birlikte namaz kılalım!..

Bu esnada hoca çok güzel bir şeklide ezan okumaya başlar.Orada bulunan bütün insanlar güvercinlerin bu şekilde bir yazı oluşturması,hocanın ezan okumasından ve trafik kazasından etkilenmişlerdir. Abdestlerini alarak camiye namaz kılmaya giderlerken reklam sona erer.

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

KONU :Güneydoğulu bir kızımız.İstemediği bir ilişkiye girmiştir.(Dikkat:Bu küçük ders veren bir film olacaksa ilk birbirlerini görmeleri,buluşmaları,ilişkiye girmeleri şeklinde çekilebilir.Kız istemeye istemeye bu ilişkiye girmiştir.Gerçekten bir çocuk doğuracaktır. Kızın ailesi bundan haberi olur.Görev ailenin en küçük çocuğuna verilir. Durumdan haberi olan kız evden kaçmıştır.Erkekte ablasını kovalamaktadır.Abla devamlı kaçmakta, küçük erkek kardeşte onu kovalamaktadır.Ablasını bir yerde sıkıştırır.Ablasına ateş eder.Kurşun isabet etmez.Kovalama devam etmektedir. Artık aralarındaki mesafe kısalmaktadır. Abla bir yoldan karşıdan karşıya geçecektir.O anda kırmızı ışık yanar.Erkek ablasını yakalamak için arabaların önünden geçmek ister.Tam bu esnada aracın biri ona çarpar.Erkek kardeşin aldığı darbe onun kan kaybetmesine sebep olmaktadır.Kız bu kazayı görmüştür.Küçük erkek kardeşini de çok sevmektedir. Birden gözlerinin önüne küçük kardeşi ile geçirdiği o güzel günler gelir.Onun kalbi çok yufkadır. Abla hemen ileri atılır.İnsanların yardımıyla onu bir araca bindirirler.Bu oraya çağrılan bir ambulansta olabilir.Hastaneye yetiştirirler.Küçük kardeş çok kan kaybetmiştir.Hastane anonsu acil bir hasta için çok acele şu kana ihtiyaç var,demektedir.O hasta da onun kardeşidir. Ablanın kanı da tutmaktadır.Küçük erkek kardeşine kan vererek onun hayatını kurtarır.Küçük erkek kardeş kendine gelmiştir.Doktorlar ona ablanın kan vermesiyle hayatının kurtulduğunu söylemişlerdir.Erkek kardeş yaptığından utanır.Sıra iki kardeşin kucaklaşmasına gelmiştir...

Dikkat:Bu filmi bütün aileler bir televizyon.sinema ya da tiyatroda hep birlikte seyretmektedirler. Salonda öyle bir alkış kopar ki... Perde kapanmaya başlar.Perdenin üzerinde büyük harflerle şöyle yazmaktadır.

-Töre cinayetini istemiyoruz...Alkışlar eşliğinde reklam sona erer.

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

CEP TELEFONU REKLÂMI!

 

KONU:(Çok yüksek bir bina, dağ, tepe, direk...)Ansızın bir telefon çalar. İyi günler. Hasan Beyle görüşebilir miyim? Hasan Bey biraz önce buradaydı. Dur çağırtayım. İçeri giren şişman birisidir. Evladım Hasan Beyi çağırır mısın? Hasan Beye (Binanın penceresinden ip sarkıtma, binanın penceresinden iple inme, binanın merdivenlerini koşa koşa inme, asansörle ...) ulaşılabilir. Hasan Beyin yanına ulaşan kişi yorgunluktan bayılmak üzeredir. -Hasan Bey !.. Telefon !.. Telefon !.. -Buyrun! Ben Hasan Bey !.. Alo !.. Alo !.. Alo !.. -Bu şekilde dostunuza, arkadaşınıza, öğretmeninize, doktorunuza ulaşamazsınız. -(........) Biz sizi standart bir ücretle, sevdiklerinizle saatlerce konuşturuyoruz... Konuşmanın tam sırasıdır. ANNE BABA ÇOCUK GENÇ- KONUŞMAYI HEMEN SEÇ MUTLULUK ESENLİKLE-UCUZ TARİFEYE GEÇ Çünkü biz şimdi daha güçlüyüz. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

KOT TAKIMI REKLÂMI

 

KONU: Bir müstakil ev. Mutfak odası. Adam masada çay içmektedir. Sırtı televizyona dönüktür. Masada da televizyon kumandası vardır. Arkasına bakmadan kumandanın tuşuna basar basmaz bir kişi kapıya bir tekme vurarak içeri dalar. Kapı gıcırtıyla açılır. Odanın içine silahlı bir adam girmiştir. Bu adamın sadece sesi duyulmaktadır. Hemen masanın başındaki adama —Eller yukarı der. Adam ellerini yukarı kaldırır. —Geriye dönersen kendini ölmüş bil. Evinde para altın ve ziynet eşyası var mı? Çabuk bana yerlerini söyle. Adam titremeye başlamıştır. Dili tutulmuştur. Silahlı Adam konuşmasına devam etmektedir. -Çabuk ol, işim acele. Daha uğrayacağım yerler var. -Adam ben... Ben fakirim. Benim evde hiçbir şeyim yok. -O zaman cebindeki paraları çıkar. Adam cebindeki paraları çıkarır. Adamın gözü masa başındaki adamın giydiği giysilere takılır. -Giymiş olduğun kot takımı çok değerli. Arkana bakmadan onları çıkar ve geriye koy. Adam söylenenleri teker teker yerine getirmektedir. Üzerinde sadece bir şortla kalır. -Ben çıkıyorum. Bir yere haber verirsen kendini ölmüş bil... Adam dışarı çıkmak üzeredir. Masanın başındaki adam yavaş yavaş kafasını yana doğru çevirmeye başladığı zaman kendisine seslenen şahsın televizyonda olduğunu fark eder. Adam elinde kot pantolon ve diğer elbiselerle kapıdan dışarı çıkmaktadır... Masanın başındaki adam düşüp bayılır... XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

AYAKKABI REKLÂMIDIR

 

KONU: Türkiye’nin en büyük ayakkabı firmalarından birisi bir yarışma düzenlemiştir. Bu yarışma çok büyük bir salonda yapılmaktadır. Seyirciler salonu ağza kadar doldurmuşlardır. Salonun bir kenarında uzun bir masa vardır. Koltuk ve sandalyelerde yarışmacılar oturmaktadır. Yarışmacıların önünde (cep telefonu-dürbün-bilgisayar-zumlu fotoğraf makinesi-kamera-Karadenizli bir vatandaşın önünde de bir çanta ...)bulunmaktadır. Onların karşısında da sadece ayak ve ayakkabıları görülen yüzlerce çift ayak ve güzel ayakkabılardan oluşan insanlar vardır. Yarışma (tek kişilik ya da baba-anne erkek çocuk ve kız çocuktan oluşan bir Karadenizli ailenin bulunması şeklindedir.) Yarışmacılar ellerindeki son teknik aletlerle ayak ve ayakkabılara bakmaktadırlar. Karadenizli hiç oralı değildir. Yüzlerine bakmadan yarışmacılar Karadenizli aileyi bulmak zorundadırlar. Hepsinin bir sefer söyleme hakkı vardır. Çünkü ödül büyük bir ödüldür. Yarışmacılar teker teker elenmektedir. Sıra Karadenizliye gelir. Karadenizli ayağa kalkar Önce jimnastik hareketleri yapar. Çantasını açar. Orada bir kemençe bulunmaktadır. Kemençeyi eline alarak ileri doğru gider. İlk baştan sona doğru kemençe çalarak gitmektedir. Biraz sonra perdenin arkasında ayaklar oynamaya başlar. Karadenizli onları bulmuştur. İşte bu ayaklar der. Kemençeyi tekrar çalmaya başlayınca aile o güzel ayakkabılarla birlikte oynayarak sahneye çıkar.

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

ESANS- KREM-KOLANYA-PARFÜM REKLÂMI

 

KONU: Bir apartman dairesi. Baba, anne, erkek ve kız çocuktan oluşan bir aile sohbet etmektedirler. Evin erkeği yakışıklı, hanım ise çok güzel bir hanımdır. Hanım aynı zamanda çok kıskançtır. Ansızın erkeğin cep telefonuna numarası belli olmayan bir mesaj gelir.Her mesaj gelişte hanım erkeğe gözlerini çıkarmakta sinirli sinirli bakmaktadır.. Erkek de büzüldükçe büzülür. Cep telefonuna baktığı zaman mesaj okunur.Mesajda şöyle yazmaktadır. -SÜRÜN EMİ!... -(...........................) İkinci gelen masaj bir boşluktur. -HANIMIN DA SÜRÜNSÜN !.. -(...........................) Üçüncü gelen masaj yine bir boşluktur. -ÇOCUKLARIN DA SÜRÜNSÜN EMİ !.. -(...........................) Dördüncü gelen masajda yine bir boşluktur. -SÜLALENDE SÜRÜNSÜN !.. -(...........................) Beşinci gelen masajda yine bir boşluktur. Yine bir mesaj gelir. -SÜRÜN AMA KREM-KOLANYA-ESANS-PARFÜM SÜRÜN !.. Son mesajla birlikte aile rahatlamıştır. Zaten yanlarında reklamı yapılan şey durmaktadır. Hep birlikte sürünürler. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

BAĞIMSIZLIK REKLÂMI

 

KONU: Çok büyük bir dükkân. Dükkânda belirli aralıklarla yan yana dizilmiş akvaryumlar bulunmaktadır. İlk baştaki akvaryum çok büyüktür. İçinde çeşitli balıklar ve bol miktarda yiyecek bulunmaktadır. Balıklar bu yiyecekleri yememektedirler. Diğer akvaryumların sadece içleri su ile doludur. Bütün akvaryumların üstleri açıktır. Belirli bir süre sonra balıklar büyük akvaryumdan diğer akvaryumlara teker teker atlamaya başlar. Bu çok uzun bir yoldur. En son akvaryumun yanında küçük bir pencere vardır ve bu pencerenin bir bölümü de açıktır. Pencerenin alt tarafı da (ÇAY-DERE-GÖL-IRMAK-DENİZ’ e) çıkmaktadır. Bütün balıklar son akvaryumlardan oraya atlarlar... Bülbülü altın kafese koymuşlar, yinede VATAN ım demiş... HÜRRİYET ve bağımsızlık benim karakterimdir...

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

SİGARA KARŞITI REKLÂM SENARYOM

 

DİKKAT: Aşağıdaki ”Sigara Karşıtı Reklâm Senaryo Önerileri Hasan Sancak ’a aittir. (KONUSU BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN ASLA KULLANILAMAZ) ÖNEMLİ NOT: BU REKLÂM ÖNERİLERİ HABER OLARAK GAZETE VE DERGİLERDE YAYINLANABİLİR. Öbür türlü sahibinden izin alınmadan: TÜRKİYE VE DÜNYADA “ Reklâm ve başka amaçlar için hiçbir televizyon, Bilgisayar ve İnternet’te; ulusal, yerel, televizyon, sinema, tiyatro, radyo, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklam ajansı vb. tarafından konusunun küçük bir bölümü ya da tamamı değiştirilerek sesli, görüntülü, yazılı şekilde kullanılamaz. Oynatılamaz, gösterilemez ve yayınlanamaz. Kaset ve CD ye çekimi yapılamaz. Aksine hareket edenler hakkında “ Telif Hakları Yasası” uyarınca kanunî işlem yapılır.”

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

Konu :Çok uzun bir caddede sokağın iki tarafından binlerce insan yürümektedir. Yolun sağ ve sol tarafı tamamen yeşilliktir. Gruplar yolun iki tarafından gelip gitmektedirler. Büyük çoğunluğu sigara içmektedirler. Kadın ve erkeklerin yüz tarafından değil, arka tarafından sigara içtikleri hissettirilmektedir. Ellerindeki sigara izmaritlerini gelişi güzel karşı taraftaki yeşilliklere fırlatmaktadırlar. Yavaş yavaş atılan sigaralar iki yanda birer cümle oluşturur. —Sigara sağlığa zararlıdır. —Lütfen yerlere sigara izmariti atmayalım. Konu 3:Çok büyük bir kahvehane, birahane… İnsanlar içerde hem sigara içmektedirler, hem de kumar oynamaktadırlar. Adamlar arka taraftan görülmektedir. Sigara dumanları havaya doğru gitmektedir. Yukarıda sigara dumanları bir cümle oluşturur. —Sigara sağlığa zararlıdır. —Sigara içerek hayatınızı söndürmeyiniz.

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

HASAN SANCAK

ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

REKLÂM YAZARI

(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

TEL: 0362–621 27 79

CEP: 0–506–2730465

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hasan Sancakın Alternatif Reklâm Senaryolarını Okumak İster misiniz?

 

 

ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM

Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum.

 

 

 

 

GOOGLE’DEN HASAN SANCAK

NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ

 

ALAÇAMLI=KÖPRÜBAŞILI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞİTİMCİ GAZETECİ HASAN SANCAK KİMDİR?

 

Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. 24 senedir basının içindeyim.51 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 tarihinde doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup'tur.

Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım. 06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nden mezun oldum. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmenliği görevinde bulundum. 14. 01,1981’de ayrıldım. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim.

19.01.1982’de stajyerliğim kalktı.15.12.1983 yılında Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim.15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar görev yaptım. Aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım. Birinci dönem görev yaptıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım.

Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım.15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkartmış olduğu 'Norm Kadro'yu Danıştay'ın değiştirerek, meslekteki kıdeme göre tayinlerin yapılması esasına dayanarak, tekrar tayin istedim.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda görev yaptıktan sonra 31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda asil öğretmenlik görevine döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptıktan sonra bu okuldan 2005–2006 yılının Temmuz ayında emekliye ayrıldım.

Ben, I Aralık 2000’de gördüğü rüyayı notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Bu tarihten sonra da reklâm senaryoları yazmaya başladım. 44 yaşımdan sonra, notere onaylattığım ilk gerçek rüya reklâm senaryom ile birlikte, reklâm yazarı oldum. Reklâm senaryo yazarlığına ilk adımımı attım. Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim.

Bu reklâm senaryolarımı RÜYALARIMI ÇALDILAR!..Kitabımda okuyucularla buluşturacağım. Google’den Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız onlarca haberlerimle karşılaşacaksınız. Çok ilginç alternatif reklâm senaryo önerilerim vardır. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, reklâmlarınızı yaptırabilirsiniz.

Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 40’ın üzerinde şiir kitabım ve 4000 tane şiirim bulunmaktadır.26 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryom bulunmaktadır. Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım.

 

ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM:

(O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000)

ONLAR A N ALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ.

(2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)

 

 

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

AŞAĞIDAKİ REKLÂM SENARYOLARIM GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOLARIMDIR

ÂLEMDE İLK VE TEK

DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK

NOTER ONAYLI RÜYA

BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundan YENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00 dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi. 1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK

GERÇEK KÂBUS YATAK REKLÂMIM

Aşağıda yazılan ve anlatılan yatak reklâmı Eğitimci-Gazeteci-Şair Hasan Sancak ın düşünce ürünüdür. ÖNEMLİ NOT:(SAHİBİNDEN İZİN ALINMADAN ASLA BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN KULLANILAMAZ.) Sahibinden izin alınmadan reklâm ve başka amaçla için dünyada ve Türkiye deki; ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb. tarafından konusunun küçük bir bölümü ya da tamamı değiştirilerek sesli, görüntülü, yazılı şekilde televizyon, sinema tiyatroda oynatılamaz, seslendirilemez; kaset ve CD ye çekimi yapılarak gösterilemez. Aksine hareket edenler hakkında Telif Hakları Yasası uyarınca kanunî işlem yapılır. Konu:"Anlatılan olay hem kış, hem de yaz mevsimi için iki ayrı şekilde oynatılabilir. (Kış mevsiminde kar, kış fırtına. Rüzgâr kuvvetli bir şekilde esiyor. Dışarıda göz gözü görmüyor. Vakit gecedir.) (Yazın ise yine çok sıcak bir gece. Rüzgâr uğultusu her tarafı kaplamış bir durumdadır. Rüzgârın uğultusuyla birden bir evin pencere camı iki tarafa sonuna kadar açılır. Perde ve tüller havaya tavana doğru kalkar. (Yatakta yatanlar tek kişi, çocuk, ya da karı koca olabilir.) O anda yatakta yatan kişi çok kötü bir rüya görmektedirler. Yataklarında bir o yana bir bu yana dönmektedirler. Çünkü yatağın altından gelen uzun dikenler çıkarak vücutlarına batmaktadır. Onlar da yatakta sağa sola kaçmaktadırlar. En sonunda yataktan aşağıya doğru tepe taklak düşerler. Bu düşüş çok uzun bir düşüştür. Tam yere düşecekleri zaman alt tarafta birden çok güzel başka bir yatak imdada yetişir. İlk yataktan düşen kişiler yumuşak bir inişle alt taraftaki pamuk gibi bir yatağın üzerine düşerler. Birden uyandıkları zaman bunun kötü bir düş olduğunu görerek yatak ve yorganlarına sarılırlar. 21 EYLÜL 2001

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

NAMAZA DAVET-BAŞLAMA

KONU :Büyük bir şehir. Üstten itibaren gösterilir. Kamera yavaş yavaş bir yeri göstermeye başlar. Burası bir disko, modern meyhane, gece kulübü olabilir…Buraya Bir Mercedes yaklaşır.İçinden uzun saçlı,küpeli…25-30 yaşlarında 4-5 kişi iner.Bunlar o yere girerler. İçeride kızlı erkekli yüzlerce insan çılgınca dans etmektedirler.O insanlar bu yerin kuytu bir odasına girerler.Yanlarına getirdikleri esrar,eroin…Benzeri zehirler bulunmaktadır.Ellerinde şırıngalarda bulunmaktadır. Tüpün üzerinde bu zehirle kaynatmaktadırlar. Kollarını açarak bu zehri vücutlarına şırınga yapmaktadırlar.Biraz sonra gençlerin arasına katılarak onlarda çılgınca dans etmektedirler. Artık gece olmuştur.Disko boşalmaya başlamıştır.Dışarıya çıktıkları zaman onları gözleyen Emniyet Kuvvetleri görülür.Onları takibe almışlardır.Merkezle konuşmaktadırlar. Gençler, arabaya binip oradan uzaklaşırlarken, polisler de onların peşinden arabasını sürmeye başlamışlardır..Arabada olan gençler yolda giderken takip edildiklerini anlamışlardır.Şoför gaza basar.Bu sefer iki araç arasında bir kovalamaca başlamıştır.Bu bir süre devam eder.Bir virajı dönmek üzeredirler.Ansızın karşıdan başka bir araç çıkar.İki araç karşı karşıya kalmışlardır.Karşıdaki araca vurmamak için gençlerin içinde bulunduğu şoför arabanın direksiyonunu sağ ya da sola kırar.Şoför arabayı durdurmak ister.Arabanın freni kopmuştur.Araba uçurumdan yuvarlanmaya başlar.Uçurumdan yuvarlanırken herkes feryatlar içinde bağırmaktadır…Aslında gençler aynı anda kâbus görmüşlerdir.Bir evin bir yatağında korkunç rüyayı (Kâbus) gören adam birden yataktan kalkar.O anda da cep telefonunun zili aynı anda çalmaktadır.Adam sırılsıklam bir vaziyette yerinden doğrulur.Bu esnada sabah ezanı okunmaya başlamıştır.Adam önce üzerindeki ıslak gömleği yenisiyle değiştirir. Hemen lavobaya gider.Kulağındaki küpeleri çıkarır.Uzun saçlarını makasla keser…Ezan okunana kadar bunları hallettikten sonra abdest alır.Evden dışarı çıkar.Camiye namaz kılmaya gitmektedir.Arabada olan arkadaşlarının da kendisiyle birlikte camiye doğru geldiğini görür.Herkes yolda yürürken birbirlerine manalı bir şekilde bakmaktadırlar.Bu esnada o gençlerin de eski görüntülerinden eser kalmamıştır. Saçları kesilmiş ve küpeleri de kulaklarından çıkmıştır. Caminin kapısından içeri namaz kılmaya girerken reklâm sona erer.

 

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

EŞARP REKLAMIDIR

KONU :Vakit gecedir. Büyük bir cadde görünür. Apartmanların ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlar.Bir karartı binalardan birine yanaşmaya başlar.Yüzünde maske vardır.(Bu kişi erkek ya da kadın olabilir.)Kapı ya da pencereden evin içine girecektir.Elinde de büyük bir tornavida vardır.Tırmanmaya başlar.Onun için kapı ve pencereyi açmak çocuk oyuncağıdır. Evden içeri girmiştir.Bu esnada odanın bir tanesinde ışık yanar.Hemen kapı,divanın… Arkasına saklanır.Kalkan kişi doğruca mutfağa gider.Su içip tekrar odasına girer.Eve giren odaları dinlemeye başlar.Bir odadan homurtu duyunca, kapıyı açarak içeri girer.(Biz reklam senaryosunu eşarp olarak düşündük.Burada takım elbise,gömlek, ziynet eşyası…Her türlü yiyecek ve içecek olarak da düşünülebilir.Şirket farklı olursa rüya reklam senaryosu ona göre düzenlenecektir.Yatakta yatanı çocuk,olgun yaşlı; erkek ya da kadın olarak söyleyebiliriz.)O esnada yatakta eşarplı bir kadın, yanında da kocası yatmaktadır. Maskeli kişi kadına doğru yanaşır. Başındaki eşarbı çözecektir. Tam bu esnada saatin,cep telefonunun zili çalar.Kadın başındaki eşarbı çözmek isteyenin eline dalar,Birisi vermemek, birisi de almak için uğraşmaktadır.Yatakta yatan kadın maskeli kişinin eline ağzını geçirir.başlar ısırmaya…

-Hayır !Eşarbımı vermem…Eşarbımı çıkartmam…Elimi bırak…Elimi bırak…dediği anda çocuklardan birisi ışığı yakar.Hanım kocasının elini ısırmaktadır.Bir taraftan da eşarbını tutmaktadır…Adam eşinin elini ağzından çıkarır.Çünkü kadın bu olayı rüyasında görmüştür.

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

İÇKİDEN KURTULUŞ REKLAM SENARYOSUDUR

 

KONU :Adam arkadaşlarıyla içki sofrasına oturur.Bir ,iki,üç... Kadeh derken iyice sarhoş olur.Arabayı bile zor bulur.Elindeki anahtarla arabanın kapısını zor açar. Arabaya biner. Bindikten sonra da elinde içki şişesi vardır. Birkaç yere toslar.Yola koyulmuştur.Tesadüf eseri yolda tek tük araba geçmektedir .Adam 70-80.90-100...Gaza bastıkça basar.Bir elinde içki şişesi bir elinle aracını sürer.Bir dönemece gelmiştir.Burası keskin bir virajdır Tam dönecekken karşıdan son sürat bir kamyonla karşı karşıya kalmıştır.Arabaya vurmamak için direksiyonu çevirir.Araba uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır.Adam avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.Bu esnada kurmuş olduğu telefonun saati de ötmektedir. Adam,birden bire yatağından doğrulur. Çünkü bir rüya görmüştür. Doğruca buzdolabına gider.Orada bulunan içki şişelerini tuvaletin deliğinden aşağı boşaltır.O,gerçekten bir kamyon şoförüdür.Uzun bir yolculuğa çıkacaktır.İçtiği içki rüya ile birlikte sona ermiştir.

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

GERÇEK ÖĞRETMENİMİ KURTARIN RÜYA REKLAM SENARYOSU !..

 

AŞAĞIDA YAZILAN REKLÂM SENARYOSU ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNÜDÜR. ÖNEMLİ NOT. Aşağıda yazılan "Öğretmenimi Kurtarın Reklâm Senaryosu" Hasan Sancak ın düşünerek, kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Sahibinden izin alınmadan: (KONUSU BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN ASLA KULLANILAMAZ) TÜRKİYE VE DÜNYADA ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb. tarafından konusunun küçük bir bölümü ya da tamamı değiştirilerek sesli, görüntülü, yazılı şekilde televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, seslendirile mez; kaset ve CD ye çekimi yapılarak gösterilemez. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanunî işlem yapılır. KONU: (HER ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR) Çok büyük bir ilköğretim okulu. Sabahın erken saatidir. Nöbetçi öğretmenler okula erken saatte gelerek müdür yardımcısının odasındaki nöbet defterini imzalamaktadırlar. Burada nöbetlerini canla-başla tutan bütün öğretmenler adına bir öğretmeni örnek olarak vereceğiz. Çünkü bu öğretmen de diğer öğretmenler gibi çok titizdir. Sürekli kötü alışkanlıkları olağan hale getiren bir öğrenci vardır. Bu öğrenciyi öğretmenimiz kötü alışkanlıklardan caydırmaktadır. Kötü alışkanlığı olan öğrencimiz (gülle, enek, fildiş, bilye...) oynamakta, elleri çamurlu yiyecek yemekte, yerlere çöp atmakta, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamamakta, derslerine çalışmamakta, merdivenleri koşarak çıkmakta, yüksek sesle bağırmakta, kitap okumamakta, el lastiği ile arkadaşlarına kağıt fırlatmaktadır. Bunu sürekli gören ve tatlı dille yaptığı hareketlerin iyi olmadığını söyleyen bir öğretmenimiz onu sürekli bu işlerden vazgeçirmektedir. En son zil çalmış herkes eve gitmektedir. Bu öğrencimizin başına kötü bir durum gelmek üzeredir. Öğretmenimiz de aynı yöne gitmektedir. Öğrencimizin önüne Kuduz bir köpek, bir kapkaççı, bir trafik kazası, yüksek bir binadan kafasına bir şey düşme olabilir. Son anda başına gelen bu kazayı yine o öğretmenimiz kendisini öne atarak öğrenciyi kurtaracaktır. Fakat şu anda öğretmenin kendisi zor durumdadır. Ortalıkta kimse görünmemektedir. Öğrenci avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. -ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN !..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!.. Çocuk bunları rüyasında görmüştür. Avazı çıktığı kadar yatakta durmadan bağırmaktadır.

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

EŞEK BU RÜYA İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI

Konu: köy evinin bahçesi görülür. Yerler yemyeşildir. Evin önünde tavuk, ördek, köpek, inek, eşek… Bulunmaktadır. Havada çok sıcaktır. Evin önünde tütün balyaları ya da hevenkleri boydan boya durmaktadır. Eşeğin yuları salınmış durumdadır. Eşek tütünlerin bulunduğu yere doğru giderek yeşil tütünleri baştan itibaren yemeye başlar. Eşeğin sadece tütünleri yediği gösterilmek -tedir. Hepsinden birer parça koparmaktadır. Son hevenk, balyadan da bir parça yemiştir. Ansızın arkadan bir gürültü duyulur. Eşek döndüğü zaman yerde eğri büğrü yazıları görür. Tersinden okuyamaz. Yediği tütünlerin dışkı olarak simsiyah çıktığını fark eder. Eşek yazının bulunduğu başa döner. Yerdeki yazıları heceleyerek okumaya başlar. Orada “—Sigara sağlığa zararlıdır.” Yazısının oluştuğunu anlar. Eşek, anırarak bulunduğu yerden kaçmaya başlar. Bunu gören eşeğin sahibi peşinden koşarken bağırmaktadır… Aslında eşek bir kâbus görmüştür. O anda tütünün karşısına çömelmiş durmaktadır. Birden bire silkinerek ayağa kalkar. Bu sefer gerçekten, anırarak tütün hevenk ya da balyalarının bulunduğu yerden kaçar. —Sigara sağlığa zararlıdır. Cümlesi tekrar gösterilir.

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

KADIN BU RÜYA İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI

Konu :Bir işyeri. Özel ya da resmi bir şirket olabilir. Bir kadın o yerin müdiresidir. Masada oturmaktadır. Masanın üzerinde kabarık dosyalar vardır. Kadın seyircilere arka taraftan gösterilir. Sigara üstüne sigara içmektedir. Duman görülmektedir. Ayağa kalktığı zaman bunun hamile bir kadın olduğu anlaşılır. Zile basarak şoförünün hazır olmasını söyler. Arabasına bindiğinde bile sigara dumanı arabanın içini sarmıştır. Şoför arabayı sürmektedir. Bir apartmanın önünde araba durur. Kadın kapıdan içeri girer. Asansöre binecektir. Fakat elektrikler yoktur. Yukarı doğru çıkmaya başlar. Evi son kattadır. Merdivenleri tırmanmaya başlar. Nefes nefese yukarı doğru çıkmaktadır.3–4 katta bir soluk almaktadır. Zor zoruna apartmanın önüne gelir. Anahtarla kapıyı açamaz. Zile basar. Gözleri kararır. Geri geri düşmeye başlar. Aynı anda merdivenden yuvarlanırken kocası kapıyı açar. İkisi de avazı çıktığı kadar bağırmaktadırlar. Kadın bu durumu rüyasında görmüştür. Soluk soluğa sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar. Yanında duran sigara paketini görür ve onu parçalar…

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

ADAM BU RÜYA İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI

Konu : Bir ameliyat masası. Doktorlar acil bir hastanın başında bulunmaktadırlar. Hastanın hem iki eli hem de iki ayağı yoktur. Doktorlar onu çırılçıplak soymuşlardır. O anda ise karnını yarmışlardır. Adamın karnının içi soba borusu gibi simsiyahtır. Hiç bir şey sağlıklı değildir. Karaciğer, akciğer, bağırsaklar… Hepsi tamamen simsiyahtır. Adamın karnının içi de simsiyah su ile doludur. Doktorlar ellerinde eldivenlerle durmadan o pis suları boşaltmaktadırlar. Adamın karnını dikmeye başladıkları zaman adam Narkozdan uyanır. Kendisini o şekilde gördüğü zaman öyle kuvvetli bağırır ki… Çünkü adam bunu rüyasında görmüştür. Sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar ve yanı başında duran sigara paketini parçalar. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

ADAM VE KARISI BU REKLAMLA SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI

Konu: Bir oturma odası. Anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Baba bir taraftan sigara içiyor bir taraftan da televizyon seyrediyor. Baba iyi bir sigara koliktir. Adamın içtiği sigara arka taraftan hissettirilmektedir. Çocuklar ders yaparken babalarının içtikleri sigaradan rahatsız olmaktadırlar. Ders konusunda sordukları sorulara da bir cevap alamamaktadırlar. Anne de bulaşık yıkarken o da rahatsız olmaktadır. Artık yatma vaktidir. Kadın ve erkek yatağa yatarlar. Televizyonun karşısında da bir televizyon bulunmaktadır. Televizyon açılır. Adam yine yatakta sigara tüttürmektedir. Kadın uyumuştur. A

dam televizyon seyrederken yine fosur fosur sigara içmektedir. Televizyonu seyrederken uykusu gelir. Yavaş yavaş göz kapakları kapanır. Sigaranın külü battaniyenin üzerine düşmüştür. Karı koca uykuya dalmıştır. Önce battaniye, sonra yorgan, sonra da karı kocayı ateş sarmıştır. Onlar yanarken feryatlar içinde bağırmaktadırlar. Adam ve karısı aynı anda kalkarlar. Çünkü ikisi de aynı rüyayı görmüşlerdir. İkisinin eli de aynı anda yan tarafta bulunan sigaraya gider. Sigara paramparça edilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öğretmen Hasan Sancak In Sporda Barış Ve Kardeşlik Reklâm Senaryoları

 

DİKKAT: Aşağıdaki “ Sporda Barış ve Kardeşlik Reklâm Senaryo Önerileri “ Hasan Sancak ’a aittir. (KONUSU BAŞKA BİR ÜRÜN İÇİN ASLA KULLANILAMAZ) ÖNEMLİ NOT: BU REKLÂM ÖNERİLERİ HABER OLARAK GAZETE VE DERGİLERDE YAYINLANABİLİR. Öbür türlü sahibinden izin alınmadan: TÜRKİYE VE DÜNYADA “ Reklâm ve başka amaçlar için hiçbir televizyon, Bilgisayar ve İnternet’te; ulusal, yerel, televizyon, sinema, tiyatro, radyo, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklam ajansı vb. tarafından konusunun küçük bir bölümü ya da tamamı değiştirilerek sesli, görüntülü, yazılı şekilde kullanılamaz. Oynatılamaz, gösterilemez ve yayınlanamaz. Kaset ve CD ye çekimi yapılamaz. Aksine hareket edenler hakkında “ Telif Hakları Yasası” uyarınca kanunî işlem yapılır.”

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

KONU 1: Bir genç bisikleti ile birlikte evine gitmektedir. Bisikleti bahçeye bırakır. Evin kapısını çalar. Anne, kapıyı açar. Çocuk annesini kucaklar. Dosdoğru kendi odasına çıkar. Üstündekileri çıkartır. Aynanın karşısında yüzünü, sağını ve solunu da iyice boyar. Kapıdan çıkmak üzereyken onu annesi görür. —Anne: Oğlum nereye gidiyorsun? —Genç: Maça gidiyorum Anneciğim. —Anne: Oğlum sağına soluna dikkat et.Sen, biraz yaramazsın.Kimseyle dalaşma. Her şeyi konuşarak ve güzellikle hâllet. —Genç: Peki Anneciğim. Genç annesini öper. Bisikletine biner yola çıkar. Bir marketin önünde durur. Çok güzel bir içecek ya da yiyecek alır. Onu, bisikletinin önüne koyar. Tekrar yola çıkar. Biraz gittikten sonra ansızın önüne “korkunç bir köpek, ayı, goril, maymun...” çıkar. Genç fren yapmak ister, bisikletini durduramaz, yere düşer. Onunla karşı karşıya kalmışlardır. O, ona dişlerini göstermeye başlar. Genç ne yapacağını şaşırmıştır. Yavaş yavaş ayağa kalkarken eli o aldığı şeye değer.Onu eline alıp ayağa kalkar.O, hırlayarak, homurdanarak kendisine yaklaşmaktadır. Genç renkten renge girmektedir. İstemeyerek o şeyin kapağını, üstünü açar, Ağzına bir tane atar. Hoşuna gitmiştir. İçinden bir tane daha alır. İleri doğru savurur. O şey onun önüne düşer. Yiyeceği ya da içeceği koklar, bir taraftan hırlarken. onu ağzına atar.Genç bir tane daha eline alır onu da atar.Yine onun önüne düşmüştür.Bir taraftan hırlamakta,bir taraftan koklamakta ve o şeyi sonra da yemektedir.Artık gencin her attığı şeyi havada kapmaktadır. Genç, zarar gelmeyeceğini anlayarak canavara yaklaşır. Elinle vermeye başlar. Bir kaç tane verdikten sonra hayvan iki ayakları üzerinde durmaya başlar. Yiyeceği vermeye devam ettiği anda, o şey ayağından başlayarak insan olmaya, insanlaşmaya başlar.O da kendisi gibi bir gençtir. Öyle kuvvetli kucaklaşırlar ki. Onu bisikletinin arkasına alarak maça yetişmek için yola çıkarlar. Sahanın içinden hep birlikte gür bir ses dört tarafa yayılmaktadır. -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

KONU 2: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır. Maç saati gelmiştir. İki grubun taraftarları farklı kapılardan maça girmektedirler. Polisler de bir olay çıkmaması için sıkı güvenlik tedbiri almışlardır. Bu maçı birbirlerini deliler gibi seven ama farklı takımları tutan iki sevgili de seyredecektir. Üstlerinde tuttukları futbol takımlarının formaları bulunmaktadır. Maça girerken bile ellerini bırakmamaktadırlar. Diğer iki ellerinde de büyük iki tane kutu bulunmaktadır. Polisler en ince ayrıntısına kadar her tarafı aramaktadırlar. Tribüne gelirler. Yan yana fakat kendi tuttukları takımlarının bulunduğu bölümde otururlar. İki tarafın bulunduğu yerin ortasında aşağıdan yukarı kadar polisler ve barikatlar yer almaktadır. Böyle olduğu hâlde bile ellerini bırakmamaktadırlar. Hakemin düdüğünü çalmasıyla birlikte maç başlar. Herkes ayağa kalkmış kendi takımına tempo tutmakta ve birbirlerine çok kötü sözler; el, kol hareketleri yapmaktadırlar. Polisler onları zor zapt etmektedir. İki sevgili de sadece kendi takımları lehinde tezahüratta yapmaktadırlar. Birbirlerinin suratına sevgi ile bakmaktadırlar. Adeta maçın bir kardeşlik ve barış olduğunu birbirlerinin suratına söylemektedirler. Belirli bir süre böyle geçer. İkisi de aynı anda ayağa kalkarlar. Büyük kutunun ağzını açarlar. İçinde çok güzel bir içecek ya da yiyecek vardır. Kız ve erkek rakip taraftarlara teker teker onları sunmaktadır. Bu sahadaki bütün seyircilere yetecek kadar fazladır. Kutuların içindekiler elden ele bütün herkese ulaştırılır. Sevgililer, bulundukları yere dönerler. Ayaktadırlar.Ellerini tutarak kendi takımları için bağırmaktadırlar.O içecek ve yiyecekleri ağzına getirip midesine indirenlerde kardeşlik ve barış duygusunun gelişmesine yol açmıştır.Tribünde herkes ellerini tutarak havaya kaldırır.Aradaki barikatlar ve polisler çekilmişlerdir.O esnada gökyüzünde altlı üstlü üç tane helikopter görülür.Birisinin arkasında büyük bir Türk Bayrağı bulunmaktadır.Onun altındaki helikopterde de Atatürk’ün bir resmi ve yanında da “Ey Türk Gençliği!..” yer almaktadır.En alttaki helikopterde de reklamı yapılan şeyin resmiyle birlikte“(.....................) Türkiye’yi çok seviyor.” Yazısı yer almaktadır. Sahada aynı anda tribünlerden tek bir ses duyulmaktadır. -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!..Başka büyük yok! XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

KONU 3: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır. Maç saati gelmiştir. İki grubun taraftarları sahaya yakın bir yerde karşılaşırlar. Araları biraz uzaktır. Önce sözlü olarak birbirlerine laf atarlar. Sonra da kaldırım taşlarını sökerek, birbirlerinin üzerine atarlar. Ellerindeki sopa, kesici ve delici aletlerle birbirlerinin üzerine saldırırlar. Ansızın polis arabasının siren sesi duyulur. Dövüş edenleri yakalamak için polis harekete geçmiştir. Her taraf karmakarışık olmuştur. Polisler kovalar, fanatik taraftarlar çil yavrusu gibi sağa sola kaçışırlar. Belirli aralıklarla iki grup çok büyük bir binanın içine girer. Arkalarından da polisler kovalamaktadır. Herkes binanın merdivenlerini yukarı doğru tırmanmaktadırlar. Kimin ne yapacağı belli değildir. Kaçan gençler üzerindeki formaları çıkartarak bir tarafa atmakta ve üstlerini başlarını düzeltmektedirler. Ama yukarıda kendilerinin kaçacakları bir yer yoktur. Gele gele binanın en üst katına gelirler. Büyük bir aynanın yanında dururlar. Aynanın yukarısında:”Lütfen ses yapmayınız. Üstünüzü başınızı düzeltip sessizce içeriye giriniz.” Yazmaktadır. Aynanın karşısında da bir ATATÜRK KÖŞESİ vardır. Atatürk’ün resmi o büyük aynayla karşı karşıyadır. Aynanın karşısına gelenleri mavi gözleri dikkatle gözlemektedir. Bu bakış kişilerin üzerinde çok büyük bir etki bırakmaktadır. Oraya gelenler insan olduğunun farkına varmaktadırlar. Her gelen genç bu durumla karşılaşmaktadır. Çünkü burası bir KÜTÜPHANE’ dir.Hepsi sessizce kütüphaneye girerler.Kütüphanedeki masalarda kızlı erkekli çocuklar ve gençler hiç ses yapmadan kitap okumaktadırlar.Masalarının üzerinde de Türkiye’nin en büyük şirketlerinden birisinin içecek veya yiyecekleri yenmektedir.Gençler ellerine birer kitap alıp masalara otururlar.Artık okumaya dalmışlardır.Polisler oraya gelirler.Herkesin içeride sessizce kitap okuduklarını görürler. Oradan sessizce uzaklaşırlar. Kitap okuyanlar akşamın nasıl olduğunun farkına bile varamazlar. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

KONU 4: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır. Maç saati gelmiştir. İki grubun fanatik taraftarları sahaya yakın bir yerde karşı karşıya gelmişlerdir. Aralarındaki tahrikçilerin kışkırtmasıyla birbirlerinin üzerine saldırırlar. Önceden hazırladıkları şişelerdeki Molotofları birbirlerinin üzerlerine atarlar. Ellerinde eskiden savaşlarda kullanılan ilkel sopa, kesici ve delici aletlerden hepsi bulunmaktadır. Birbirlerinin üzerine saldırırlar. Acımasızca birbirlerine vurmaktadırlar. Bir taraftan polislerin sireni, öbür taraftan da ambulanslar yaralıları hastanelere taşımaktadırlar. Polisler zorlukla olayı bastırmıştır. Hastaneler ağzına kadar yarılılarla dolmuştur. Kimisi ayakta tedavi olmaktadır. İki ağır yaralı için kan anonsu yapılmaktadır. Hastanenin hoparlörü kan ihtiyacını tekrar etmektedir. Aileler de çocuklarını merak etmişler, hastanenin bahçesini doldurmuşlardır. Aranan kan iki kişide bulunmuştur. Bunlar farklı takımlardaki taraftarlardır. Kan vermek için söylenen yere gelirler. Burada dört yatak vardır. Yatakların ikisin de iki farklı yaralı yatmaktadır. Doktor kan gruplarını sorar. Birisini bir yatağa, diğerini de öbür yatağa yatırır. Artık dışarıda birbirlerini öldürmek için sopalarla saldıranlar diğerinin hayatını kan vererek kurtarmaktadır. Dört kişi boş kalan diğer elleriyle birbirlerinin ellerini sıkıcı tutmakta ve birbirlerine sevgi ile bakmaktadırlar... (.......................) Türkiye’yi çok seviyor. Gençler! Fikirler; zorla ve şiddetle, top ve tüfekle, asla öldürülemez. Gençlerin her şeyden önce, millete güven vermeleri gerekir. Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. ATATÜRK Atatürk ün sözleri ekranda gösterilir.

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

KONU 5: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır. Maç saati yaklaşmıştır. Fanatik taraftarlar maça hazırlıklı gelmişlerdir. İki grup karşılıklı yerlerini almışlardır. Önce bağrışmalar, küfürler ve birbirlerine yumruk sallamalar görülür. Söktükleri kaldırım taşlarını birbirlerine savururlar. Sonra da vücutlarının muhtelif yerlerinden çıkarmış oldukları sopa, delici ve kesici aletlerle birbirlerine saldırırlar. Polis arabalarının siren sesi duyulur. Arabalarından atlayan polisler olay çıkartan kalabalığı çember içine alır. Kaçacakları bir yer kalmamıştır. Polisler üst baş aramalarına başlamıştır. İnsanın kanını donduracak aletler gençlerin üzerinden çıkmaktadır. Yakalanan aletlerin hepsi bir yerde toplanmaktadır. Aslında bu sahne bir SİNEMA YA DA TELEVİZYON da gösterilmektedir. Büyük bir salonda seyirciler vardır. Seyircilerin hepsi birer masaya oturmuşlardır. Masalarının üzerinde de Türkiye’nin en güzel içecek ve yiyecekleri bulunmaktadır. Seyirciler de çok özeldir. Devletin en üst yetkilileri, Federasyonun başkan ve yardımcıları, kulüp başkanları, bütün futbolcular formalarıyla birlikte, onların eşleri ve çocukları da... Bu sahneyi seyretmektedirler. Bir taraftan da o taze içecek ve yiyecekleri yemektedirler. Kamera teker teker o kişileri göstermektedir. Bu esnada Atatürk’ün görüntüsü ve sesi ekrandan gençlere kendi özdeyişleri ile seslenmektedir. Gençler! En büyük davamız, en uygar millet olarak varlığımızı yükseltmektir. En büyük savaş, ******** karşı yapılan savaştır. En kötü barış, en iyi savaştan iyidir. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu siz devam ettireceksiniz. ATATÜRK Not: Reklâm senaryolarında, konuya bağlı olarak, şirketin isteğine göre, cümlelerinde değişiklik yapılabilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.