Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İnsan Sevdiğini Göremediğinde


Zülal

Önerilen İletiler

İnsan sevdiğini göremediğinde...

 

 

 

 

 

Kıskançlıklarla,kuşkularla,hesaplaşmalarla süren sancılı bir aşkın orta yerindeki bir sevişmeden sonra adam

 

odadan çıktığında başlayan bir hava bombardımanda ev isabet alıyor ve adamın biraz önce geçtiği bölüm çöküyor.

 

Daha iki dakika önce koynunuzda olan birinin yok olduğunu görüyorsunuz. O korkunç anda kadın,yaşadığı çaresizlik karşısında,

 

aslında pek de inanmadığı Tanrı'ya sığınıyor.

 

Dizlerinin üstüne çöküp yalvarıyor.

 

"İnandır beni"diyor,"o yaşarsa sana inanacağım.Ona bir fırsat tanı.Bırak mutluluğuna sahip olsun.Bunu yap,inanacağım sana."

 

Ve Tanrı'yla bir pazarlığa oturup en çok sevdiğini vermeyi öneriyor.

 

Eğer biraz önce o kapıdan çıkan erkek yeniden o kapıdan sağ olarak dönerse,o erkeği bir daha hiç görmeyeceğine söz veriyor Tanrı'ya.

 

"İnanlar birbirlerini görmeden de sevebilirler,değilmi" diyor,"senihayatlarında bir kere bile görmeden seviyorlar."

 

Kapı açılıyor,kadının öldüğnü sandığı erkek içeri giriyor.

 

Graham Greene,ZOR TERCİH isimli romanında,erkeğin dönüşünü gören kadının duygularını yalın bir dille anlatıyor.

 

"O anda Maurice girdi içeri.Yaşıyordu.İşte şimdi onsuz olmanın ıstırabı başlıyor diye düşündüm ve yine kapının ardında ölmüş yatıyor olmasını istedim." Kadın,sevdiği erkeğe kavuşmuş ve onu kaybetmişti. Ve onun yaşadığını gördüğü anda,biraz önceki pazarlığın ağırlığını fark edip,"Keşke ölseydi" diyordu.Bundan sonra,bir insanı görmeden de sevmenin mümkün olup olmadığını öğrenecekti.

 

Romandan yapılan filmde,'Tanr'yı görmeden seven insanların' birbirlerini de görmeden sevip sevemeyeceklerini,iki sevgili unutulması zor cümlelerle tartışıyordu.

 

-İnsan sevdiğini göremediğinde aşk bitermi?

 

-Düşünsene,Tanrı'yı bir kez bile görmedik ama onu seviyoruz.

 

-Ama benimki o tür bir sevgi değil,Sarah.

 

-Belki de başka bir tür yok,Maurice.Aşk,bir insanı Tanrı'yı sever gibi sevmek mi,

 

onu görmeden ama onu hissederek onun varlığına bağlı kalmak mı?

 

'Sevmeye devam edebilmek için onu görmeliğim' demeyecek kadar büyük bir iman,büyük bir bağlanma mı?

 

Bir ruhun bir başka ruha sarılması ve bu sarılışı bir bedene gerek duymadan da sürdürebilme mi?

 

'Tanrı'yı sevdiğim kadar severim seni' diyebilmek,böylesine korkunç bir bağlılığa rıza göstermek mi aşk?

 

Peygamberler bile Tanrı'yı bir kere yüzünü göstermesi için yalvarırıken,hiç görmeden de ruhunu bir başka ruha adamak mı?

 

Hayatın içinde,insanların sevmek için görmeye ihtiyaç duyduğuna şahit oluyoruz;kaybedişler unutuşları da getiriyor;bir bedenin aracılığı olmadan bir ruha bağlılığımızı çok sürdüremiyoruz,'Tanrımız' olmuyor sevdiğimizin sürmesi için bir kanıt görmek istemeye çok yatkınız.

 

Ama bence,sevgiyi ve aşkı hayatımızın bu kadar önemli bir parçası kılan bu çabuk vazgeçişler değil;Tanrı'ya 'onu yaşatırsan ben onu bir daha görmemeye bile razıyım,insanlar seni nasıl görmeden seviyorlarsa ben de onu görmeden sevebilirim' diyebilen birilerinin varlığına inanmamız.

 

'Belki de sevmenin başka türü yoktur' diyen birilerinin romanların,filmlerin arasında dolaşması ve bizim o insanları hayatta da bulacağımıza dair ümidimiz,bizi aşaka doğru çeken.

 

Böyle bir ümidimiz olduğu için şiirler,romanlar yazıyor,böyle bir ümidimiz olduğu için şiirler,romanlar okuyoruz. Neredeyse bütün hayatını kendi inancıyla dövüşerek geçiren Graham Greene'in,'Tanrı'yı görmeden seviyorlar,ben de onu görmeden severim' diyen bir satırı yazması,bize aşkın çekiciliğini yaşatan.

 

Bu satırı okumak,bunun gerçek olabileceğine inanmak,bu hayali benimsemek,bizim sıradan hayatımzı,bizim yaşadığımzdan daha renkli daha heyecanlı kılan.

 

Hiç rastlamasanız da 'bir insanı sevmenin bir Tanrı'yı sevmek gibi bir şey olduğunu' yazan birinin varlığı,sizi,bunu söyleyebilecek birinin varlığına da inandırır ve o inançtır,bence,sizin hayatınıza mana katan.

 

Aynen,'Tanrı'yı görmeden sevmek' gibi siz de bir insanın başka bir insanı hiç görmeden sevebileceğine,o insana hiç rastlamadan inandığımızda,romanların size vaat ettiği o kutsal topraklara girmek için,o toprakların sınırlarında içiniz ürpererek dolaşmaya başlarsınız.

 

Birisi tarafından öyle sevilmek istersiniz. Ve birisini öyle sevmek.Ancak o zaman,gerçek bir mümin gibi,çekilecek olan acıları değil,bir tanrısı olan bir kainatta yaşamanın mucizesini fark edersiniz.

 

Acı dolu,isyan dolu bir mucize.

 

'Keşke inanmasaydım' dedirtecek,'keşke onu böyle sevmeseydim' dedirtecek bir mucize.

 

Ama bütün acısına,bütün kederine,bütün yalnızlığına rağmen vazgeçilmeyecek bir mucize.

 

O mucizeyi görenlerin ondan kolay kolay kopabileceklerini sanmam.

 

İnsanların bütün nankörlüklerine,alaylarına,hor görmelerine,inanmamalarına karşın tek başına kendi inancıyla yaşayan,kendi inancının yüceliğinde diğer insanların zavallılığını,yetersizliğini,aşksızlığını görüp,onlar için üzülen ve kendi sevgisine sıkı sıkıya tutunan bir ahir zaman peygamberi gibi,başkalarına bomboş gözüken bir çölde,o çölün boş olmadığını hissederek yürürsünüz.

 

Sizin bu yürüyüşünüz,bir gün bir romanda ya da bir yazıda bir satıra dönüştüğünde,sizinle alay eden nice insanın çorak ve loş hayatına sizin hayatınızdan bir ümit ve ışık sızar.

 

Büyük bir ödülün ve büyük bir cezanın sahibisinizdir.Bir insanı bir Tanrı'yı sever gibi sevebilecek kadar güçle ödüllendirilmiş...

 

Bir insanı bir Tanrı'yı sever gibi sevebilecek kadar güçlü olduğunuz için de cezalandırılmışsınızdır.

 

İnsanlar Tanrı'yı görmeden seviyorlar.

 

Ama Tanrı'ya inananların bir çoğu,bir insanın bir başka insanı hiç görmeden sevmeyi sürdürebileceğine inanmıyor.

 

Ben,Tanrı'ya inanan Graham Green'e inanıyorum,'bir insan başka bir insanı hiç görmeden de sevmeyi' sürdürür.

 

Benim inancımı paylaşanlar,bir gün öyle sevmeyi ve öyle sevilmeyi bekleyecekler;bu inanç,onların içine kapatıldıkları küçük hayatların sınırlarını yıkıp onları vaat edilmiş hayallere taşıyacak.

...

Bir gün biri onlara diyecek ki:

 

-Belki de başka tür sevgi yok,Maurice.

 

 

 

AHMET ALTAN'IN "KRİSTAL DENİZ ALTI" ADLI KİTABINDAN ALINTI

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Aynen,'Tanrı'yı görmeden sevmek' gibi siz de bir insanın başka bir insanı hiç görmeden sevebileceğine,o insana hiç rastlamadan inandığımızda,romanların size vaat ettiği o kutsal topraklara girmek için,o toprakların sınırlarında içiniz ürpererek dolaşmaya başlarsınız.."

 

bence de bu mümkün Ahmet Altan..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ayrılıkların acısı aslında bitmedende yaşanıyor..

 

Mutluykende hüzünler çöküyor insanların üzerine..Kapılıp gittiğimiz bu hayat akışı içerisinde

sadece sorular ve sorumluklar yaşatıyor bizleri...

 

Zoruma giden sensizlik değil,zamanın içinde seni aramak..

Aslında buda değil zoruma giden,

Senden ayrı kalmak seni görememek....

Aslında senin olmadığın herşey zoruma gidiyor..

Ama asıl zoruma giden....varlığın varken şuanda yokluğunu yaşamak...

 

diyerek ekliyorum...

 

Mutlu olmak istiyorsanız,sevdiğini değil seni seveni seç...

Yaşayıp ölmek değil,özleyipde görememek zor.........

 

Bugün güzel geçmeli ve yarına atılabilen her adım sunulabilen her hava yarınların

bir getirisi olması umudu ile....

-----benden sizlere güzellikler dolu bir çuval kucağınıza düşercesine güzel günler diliyorum..

 

Sevgi ve Muhabbetle kalın.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zoruma giden sensizlik değil,zamanın içinde seni aramak..

Aslında buda değil zoruma giden,

Senden ayrı kalmak seni görememek....

Aslında senin olmadığın herşey zoruma gidiyor..

Ama asıl zoruma giden....varlığın varken şuanda yokluğunu yaşamak...

 

Çook ama çookkk güzel yazmışsın sevgili Karakedi...

Yüreğin var olsun...

...

 

Sen hiç gelmesen bile

Serzenişlerde olan gönlümü

Ömrümce dindiremesem

Hülyalarımda seni görmek

Mütebessim yüzünle avunsam yeter

 

 

Sen hiç gelmesen bile

Yahud seni bir lahza görmesem

Seni bulmak hayali olsa

Ayağının geliş sesini

Kıyamete kadar dinlesem yeter

 

Zülal

 

...

 

Mutlu olmak istiyorsanız,sevdiğini değil seni seveni seç...

Yaşayıp ölmek değil,özleyipde görememek zor.........

 

Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi...

İşte budur ki ölmeden evvel ölür kişi

 

YAHYA KEMAL BEYATLI

 

Bense,sevmeyi.. sevilmeye tercih etmem,seviyorsan... eğer değil,çünkü değil,herşeye rağmen sevmeli kişi.

Yazılarınla,şiirlerinle bana keyif veriyorsun... eşlik etmene teşekkürler ediyorum... :gul:

...

Sevgili Diloş... sana da teşekkürler :flowers:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen beni hiç sevmedin ki

 

Ben değildim sevdiğin

 

İstediğin sadece sevgiydi

 

Bunu sana kimin verdiğinin bir önemi yoktu

 

Sen beni hiç sevmedin ki

 

Sadece kaçerken ardından duyduğun çılgın ayak sesleriydi sevdiğin

 

Sen beni niye sevmedin ki

 

( :( )

 

Yada...

Ben,senin beni sevebilme ihtimalini sevdim...

 

Güzeldi... Sevgili Fuşya,Teşekkürler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ayrılıkların acısı aslında bitmedende yaşanıyor..

 

Mutluykende hüzünler çöküyor insanların üzerine..Kapılıp gittiğimiz bu hayat akışı içerisinde

sadece sorular ve sorumluklar yaşatıyor bizleri...

 

Zoruma giden sensizlik değil,zamanın içinde seni aramak..

Aslında buda değil zoruma giden,

Senden ayrı kalmak seni görememek....

Aslında senin olmadığın herşey zoruma gidiyor..

Ama asıl zoruma giden....varlığın varken şuanda yokluğunu yaşamak...

 

diyerek ekliyorum...

 

Mutlu olmak istiyorsanız,sevdiğini değil seni seveni seç...

Yaşayıp ölmek değil,özleyipde görememek zor.........

 

o kadar doğru yazmışsın ki... tek tek her kelimesine katılıyorum.... teşekkürler

 

 

 

görmediğimden değil

yanımda olsan yine özlerdim

ve bilki bu kadar sevmem senden değil

gitsen benden

ben gidişini bile severdim......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Bence önemli olan " sevilenin kendisi değil, sevenin içinde duyduğu aşk"tır" derim.. Sevilen burda önemini yitirir, içinizdeki duygularla kalıverisiniz öylece.. Yalanmıydı diye sorgularsınız kendinizi ve şansınız varsa sünger çekersiniz üzerine, yolunuza devam edersiniz böylece...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.