-
İçerik Sayısı
40 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf Kritikleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm Kritikleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
İletiler gönderen: REKLAMYAZARI
-
-
Muhammed’ül-Emin
Hz Muhammed’e (S.A.V) Övgü Dolu Şiirler
NAAT
Saygıdeğer Okuyucu,
Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.
Adım ve Soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. Aslen Trabzonluyum. Köprübaşı ilçesindenim.26 senedir basının içindeyim.55 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarımla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 50 tanesi notere onaylatılan 1500 tane televizyon reklâm senaryom bulunmaktadır.
Kıymetli Okuyucu,
MUHAMMED’ÜL-EMİN
Yine çok değişik bir şiir kitabı ile karşınızdayım. Bu bölüme Peygamberimiz ile ilgili olarak yazdığım şiirlerimi aldım. Yorumlarınızla verdiğiniz desteğe teşekkür ederim. Şiir yüz binleri ve milyonları birbirine bağlayan en sihirli bir güçtür. Çocuklar ve gençlerimiz Peygamber sevgisini yüreklerinde duymalı ve yaşatmalıdır. Okumayan, yazmayan, öğrenmeyen bir nesil Türkiye’miz için iyi şeyler düşünmez. Hainler tarafından çok çabuk kandırılır.
Türkiye üzerinde oynanan oyunları görerek 74 milyon tek yürek hâlinde birbirimize sarılmalıyız. DÜN DENİZE DÖKTÜKLERİMİZİ YENİDEH BAŞTACI YAPMAYALIM…
Mutlu olun. Sağlıkla kalın.
Saygılarımla.
AİLE BİREYİNE-HZ. PEYGAMBERİM
GERÇEKTEN DEĞER VERDİ-O’DUR BENİM REHBERİM
O yaratılışının-en ince duygusuyla
Bezenmiştir biliniz-çok seviliyor hâlâ
Aile fertlerine-nasıl davranmasını
Emir tavsiye etti-(seviyordu her canı)
Aile bireyine-Hz. Peygamberim
Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim
Müminlerin imanca-en mükemmeli olan
Yumuşak davranandı-(bilinir ayan beyan)
Bütün insan soyuna-küçük ve büyüklere
Merhametle doluydu-katlanırdı yüklere
Aile bireyine-Hz. Peygamberim
Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim
Peygamberin sevgisi-öyle güçlü güzeldi
Darda kim kaldı ise-ona uzanan eldi
Kendi himayesinde-büyüyen kimselere
Şefkatli davranmıştır-“Selam O Eşsiz Ere”
Aile bireyine-Hz. Peygamberim
Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim
Hareket davranışı-bir babanın şefkati
Gerçekten de farksızdı-yok ederdi illeti
Anne ve babalara-derdi iyi davranın
Terbiye et diyordu-hem bugün hem de yarın
Aile bireyine-Hz. Peygamberim
Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim
Annesini küçükken- Muhammed kaybetmişti
Hasretle arar idi-can bırakıp gitmişti
Özel ilgi gösterdi-sütannesi Halime
Bir kusur göstermedi-anlattı lime lime
Aile bireyine-Hz. Peygamberim
Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim
Canları kucaklayan-saygı ile huzuru
İnsanlara vermiştir-ifade değil kuru
Bir medeniyet ruhu-getirdi cemiyete
Söylüyor Hasan Sancak-sahip çıktı devlete
Aile bireyine-Hz. Peygamberim
Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim
BİZİM PEYGAMBERİMİZ-ANLAYIŞLI BİRİYDİ
SÖZ DAVRANIŞ İLMİYLE-HEM AKILLI DİRİYDİ
O yaratılmışların-müminin şereflisi
Anlayış sahibiydi-yükseldi canın sesi
Konuşmaya başlarsa-dinletirdi sözünü
İnsana değer verir-kaybetmedi özünü
Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi
Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi
Sade ve net konuşur-dönmezdi arkasını
Biliniz çok severdi-değer verdiği canı
Kalbi şefkat doluydu-tatlı çıkardı sesi
Geçimli biri idi-ruha verirdi besi
Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi
Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi
O’nunla konuşanlar-sevgisini duyardı
Yürekten sevgi duyup-iyilikle sayardı
Mütevazı bir tutum-kibardı davranışı
Söylediği dinlenir-ruha yapardı aşı
Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi
Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi
İyi hayatı vardı-düşküne ve fakire
Daim yardım yapardı-peşi sıra ha bire
“Şu Uhut Dağı kadar-benim altınım olsa
Borç olanı müstesna-verir kapılmam hırsa”
Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi
Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi
Malını biriktirip-yığmamıştır etrafa
İnsana değer vermiş-davet etmiştir safa
Yerle bir edilmiştir-maddeye kul kölelik
İman ile coşmuştur-kol vücut beyin ilik
Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi
Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi
İnsani ölçüleri-evrensel bir anlayış
Hedefine ulaştı-duyulurdu çınlayış
İslâm Dinine göre-insanları öldürmek
Hasan Sancak söylüyor-tutuşmamalı etek
Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi
Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi
EŞ OLARAK MUHAMMED-HAYIRLI BİRİSİYDİ
ESENLİKLER DİLEYEN-GERÇEKTEN DİRİSİYDİ
Huzur bulmamız için-Rabb’imiz türümüzden
Eşleri yaratmıştır-bilmelisin bunu sen
Böylece aramızda-derin sevgi ve şefkat
Oluşmuştur biliniz-gerçekleşti her murat
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
Düşünen insan için-çıkarılan dersler var
Mutluluklar içinde-görüyoruz itibar
Hz Peygamber’im-yaşadı bu duyguyu
Biliniz muazzamdı-bilinmelidir huyu
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
Aile huzur yeri-Muhammed’im şerefli
Namuslu birisiydi-sevecendi o dili
25 yaşında iken-Hz Hatice’yle
Mutlu hayat sürmüştür-saygıyı bile bile
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
Sıcak bir dostluk vardı-eş ve arkadaştılar
Vefat ettiği sene-“Hüzün Yılı” yaptı dar
Sağ olduğu zamansa-yapmamıştır evlilik
Esenlikle dolmuştur-ruh beden ile ilik
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
2,5 senede-yalnız bekâr olarak
Sevde Bint Zem’a ile-evlendi konuşarak
Rabb’imiz Kur’an-ında-O’nu örnek gösterdi
Çaba ve gayretiyle-cana önemi verdi
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
O söylediklerini-yaşayan bir insandı
Faydasız ilmi vermez-öyle güzel bir candı
Hep tokalaştığında-karşı taraf elini
Çekmesini beklerdi-mutlu ederdi teni
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
Verdiği mesaj şuydu-sen beni bırakmazsan
Ben de seni bırakmam-böyle buyururdu can
Nice güzellikleri-sergiledi yaşadı
Daima yükseklerde-unvanı ya da adı
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
İlk vahiy geldiğinde-içindeki durumu
Eşi ile paylaştı-size kalmış yorumu
O’nu teselli etmiş-kesin bir çözüm için
Varaka B:Nevfel’e-gönderdi sordu niçin
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
Bu olay Hatice’nin-soğukkanlılığını
Göstermekte biliniz-unutmuyor bu anı
Erkeğin kadınlarda-kadının erkeklerde
Üzerinde hakkı var-dikkat olursan nerde
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
Kadınlar hakkındaysa-Rabb’ten korkulmasını
Haksızlık istemedi-çok büyüktü imanı
Eşine yardım etmiş-onu hep desteklemiş
Yardımda bulunmuştur-mutluluklar dilemiş
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
Sizin de eşinize-iyi davranmanızı
Tavsiye etmektedir-der koru çocuk kızı
Bir kimse ki eşine-sakın kin beslemesin
Güzel huylar edinin-şefkatli çıksın sesin
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
İnsan topluluğunun-aile temel taşı
Eğer parçalanırsa-gözde görülür yaşı
Barışın esenliğin-gerçeğini tespit et
Söylüyor Hasan Sancak-huzur bulsun cemiyet
Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi
Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi
HZ MUHAMMED’İM-TORUNLARIYLA CANLA
DAİMA İLGİLENDİ-GÖĞSÜNDEKİ İMANLA
Bir Peygamber olarak-Resul-ü Ekrem’imiz
Hiç ayırım yapmadı-(ruhumuzda kaldı iz)
Ortaya örnek tavır-koydu bir ömür boyu
O’nunla yükselmiştir-Müslümanlığın soyu
Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla
Daima ilgilendi-göğsündeki imanla
Bütün torunlarıyla-Hasan ile Hüseyin
Onlarla ilgilendi-kalp ruh beden ve beyin
Kucaklama ve öpme-dokunma davranışı
Üst seviyede idi-canlara yaptı aşı
Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla
Daima ilgilendi-göğsündeki imanla
“Merhamet etmeyene-hiç merhamet olunmaz”
Bizlere buyurandır-(bunu bir tarafa yaz)
O torunlarının-bütün isteklerini
Yerine getirirdi-daim severdi teni
Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla
Daima ilgilendi-göğsündeki imanla
Oyun oynar sırtına-alıp da gezdirirdi
Seviyesine inip-çabaları verirdi
İbadet esnasında-torunlarını ihmal
Muhammed’im etmedi-onlara uzattı dal
Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla
Daima ilgilendi-göğsündeki imanla
Hediye verir idi-karşılar ihtiyacı
Başlarına koyardı-giydirirdi o tacı
Duygu heyecanını-bastırma yollarına
Gitmemiştir biliniz-değer verdi her cana
Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla
Daima ilgilendi-göğsündeki imanla
Torunlara zamanı-ayırdı verdi şefkat
O’nunla Müslümanlık-daha da oldu rahat
Hasan Sancak yazıyor-takdir eder onları
O’nun gibi olalım-görelim itibarı
Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla
Daima ilgilendi-göğsündeki imanla
HZ PEYGAMBER’İM-ÇOCUĞA DEĞER VERDİ
GÜZELLİK ESENLİĞİ-AYAK ALTINA SERDİ
İnsanların anlayış-düzeylerine göre
Hitap edilsin derdi-(selam verilsin ere)
O din eğitimini-dikkate alıyordu
Yaş mertebeye göre-onlarla kalıyordu
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Çocukları severdi-ayırım istemezdi
Eksiklik gördüğünde-düşüncesiyle sezdi
Sebebini sorardı -yanlışlığı kınardı
Geçmişten geleceğe - yüreklerde hep vardı
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Çocuklar ağlayınca- namazı kısa keser
Onunla ilgilenir -gönüllerde tutar yer
Çocuğu sevmeyene- seslenirdi iyice
Örnek konuşmasıyla- sağlam olur netice
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
O gönüllerinizden- Rabbim şefkat rahmeti
Çıkarmışsa ne deyim-(yok edin bu illeti)
Merhametin başında-çocuk sevgisi gelir
Prensip sahibidir-bunu insanlar bilir
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Evrensel ilkeleri-ortalara koymuştur
Işığını saçarak-kapılanlar doymuştur
Kusursuz bir şekilde-severdi çocukları
Okşardı sevgi ile-canım kuzucukları
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
O zamanki toplumda-yanlış anlayışlara
Aldırmadan severdi-kimler düşmüşse dara
Hâl hatırı sorardı-sevgi ile merhamet
Gerçekten göstermiştir-hem ilgi hem de şefkat
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Çocuk oyunlarına-katılır ilgilenir
Canı sevindirirdi-(üstü başı olsa kir)
Yolu gözleniyordu-seslenir yavrucuğum
Kardeşimin oğlu der-hitabıysa çocuğum
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Kalpleri kazanırdı-sevgi saygı sadakat
Yardımlaşma ve güven-değişiyordu surat
Kusursuz bir örnekti-çıkıverdi ortaya
İdeali yaşattı-anne çocuk ve baya
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Kuru ifade değil-fizik ruh ile beden
Eğitti ve öğretti-davranıyordu erken
Bir baba evladına terbiye gibi miras
Bırakamaz diyordu-söylüyordu bunu has
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Savaşta çocukların-öldürülmemesini
Özel uyarı yaptı-harcardı bütün teni
Sevgi anlayışının-bu hareket noktası
Ruhları birleştirdi-giderildi hatası
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Kim ergenlik çağına-erişen iki kızı
Güzel yetiştirirse-(sevinir kışı yazı)
Bu sözü söyler iken-bütün parmaklar gibi
Beraber olacağız-can O’na oldu tabi
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Kim kendine kız çocuk-verilir de ihsanda
Bulunursa onlara-(aydınlık olur oda)
Ateşe perde olur-söylediği hadis-i
Önemini bildirdi-arzda duyuldu sesi
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Güzellik esenliği-ayak altına serdi
Yetim malı yiyenler-doldurasıya karnı
Ateş yemiş olurlar-(perişandır her yanı)
Sakın yetimi ezme-bakım gözetimini
Üstlenenler Cennette-olur dedi duy beni
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Müslüman evlerinin-içinde hayırlısı
Yetime bakan evdir-(kalpten silmeli pası)
Bilin en kötüsü de-yetimlere kötülük
Yapılan o evlerdir_(ışıklar kalır sönük)
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
O’nun ilişkileri-günümüze yansıyan
Mesajlarla doludur-görülür ayan beyan
Bütün şu çocukların-Allah’ı Resul’ünü
Tanıması gerekir-‘düşünmeliyiz dünü
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Onları bu haklardan -mahrum bırakmak ise
Çok büyük haksızlıktır-ruhu sarar vesvese
HZ Peygamber’im-çocuğun dünyasında
Daha fazla yer etsin-(duyulmalıdır seda)
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Günümüz dünyasında-gerçek ortalıktadır
Yabancılaşan nesil-gerçekten de hatadır
Hep Peygamber’imizi-tanımaya ihtiyaç
Vardır bilinmelidir-ruhlarımız bundan aç
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
Ey Rabb’im eşimizi-hep çocuklarımızı
Hastalıktan korusun-içte olmasın sızı
Hasan Sancak anlatır-O sever ikisini
Oku yazdır ve öğret-yaşatmamalı kini
Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi
Güzellik esenliği-ayakaltına serdi
HZ PEYGAMBER’İM-YİRMİ DÖRT SAATİNDE
ESENLİK OLUŞTURDU-GERÇEKTEN DE SON DİNDE
Peygamber Efendimiz-o günlük zamanını
Bölümlere ayırdı-boş geçirmezdi anı
Namazını kılardı-Kur’an-ını okurdu
İbadeti tam yapar-yürekleri dokurdu
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Aile fertleriyle-olurdu alâkadar
Günlük ev işlerini-yapıp verirdi karar
İstirahat ederdi-kabul eder huzura
Eğitir öğretirdi-kimler düşmüşse dara
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Takvaya önem verir-dürüst ve güvenilir
Olanları severdi-anlatıyordu bir bir
Bıkmadan dinler idi-ilgilenir iyice
Dinletirdi sözünü-sağlamlaştı netice
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Ahiretle ilgili-sorular sorulunca
Güzel cevap verirdi-açardı sanki gonca
Bilgi öğrenenlere-öğrendiklerinizi
Bilmeyene öğretin-derdi göreyim sizi
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
İhtiyacı olana-daima yardım etmek
Sıratta da kaydırmaz-verilmelidir emek
Faydasız söz olunca-müsaade etmezdi
Sabrı ilmi sevgiyle -cahilliği O ezdi
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Çarşı pazar sokakta-nerde olursa olsun
Güler yüzle davranır-derdi esenlik dolsun
Hâl hatır sorar idi-konuşur tatlı dille
Gönülleri alırdı-sona ererdi çile
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Meclis Cami Cumada-görmediği ahvalin
Durumunu sorardı-hem bugün hem de yarın
İyilik güzelliği-daima emrederdi
Çirkinliği yererek-can yanına giderdi
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Topluluk görür ise-başköşeye oturmaz
En son kısma geçerdi-duyarlardı bundan haz
İyilikle anardı-eder idi iltifat
Konuşursa bir kere-değişirdi o surat
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Asla haddi aşmazdı-sabretmeyi bilirdi
Şefkatli merhametli-çağrılınca gelirdi
Cömertliği dillerde-içindeydi gerçekten
İnsanları severdi-hem candan hem yürekten
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Ayırım yapmaz idi-Muhammed’in Meclisi
İlim hayâ sabırdı-giden alırdı besi
Edeple oturulur-yüksek konuşulmazdı
Dışarı taşırılmaz-söylediği vaazdı
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Bulunduğu muhitte-küfür dedikoduya
Müsaade etmezdi-evlada ya da baya
Aleyhte konuşulmaz-orda kalırdı kusur
Onunla sağlamlaştı-gökyüzüne çıktı nur
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
Küçüğe sevgi verdi-büyüklereyse hürmet
Kendisine gelirdi-bütünüyle cemiyet
Hasan Sancak yazıyor-onaylıyor onları
Mücadele verdiler-işler kalmadı yarı
Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde
Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde
HZ PEYGAMBER’İN-TABİAT SEVGİSİNİ
BİRLİKTE YAŞATMALI-O DUYMALI SESİNİ
Sevgili Peygamber’im-çok sevmiş tabiatı
Korunmalıdır demiş-O’nun buymuş muradı
Tedbirleri aldırmış-hesap etmiş dengeyi
Harekete geçirmiş-çocuk anne yengeyi
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Mekke Medine Taif-civarı sit alanı
“Milli Park” oluşturmuş-önlemiştir talanı
“Harem Bölgesi” demiş-ağaç kesilmesini
Yasaklamış orada-ortaya koymuş teni
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Kuşların hayvanların- O avlanmalarını
Tamamıyla önledi-düşünmüştür yarını
Hadis-i Şeriflerde-anlatmış iyilikle
Ağaçları diktirmiş-ortadan kalkmış çile
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Müslüman ağaç dikse-insan hayvan ve kuşlar
İstifade ederse-dikenlere kalır kâr
Kıyamete kadar da-insan için sadaka
Olur bilinmelidir-yönelmeliyiz Hâkk’a
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Hassasiyet gösteren-Bizim Peygamber’imiz
Çevre temizliğine-önem verdi erimiz
Halkın kullandıkları-umumi mekânları
Kirletmeyi men etmiş-vermiştir itibarı
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
İnsanlara eziyet-verecek olan şeyler
Ortadan kaldırılsın-(dikkat etmeli beyler)
İmanın bir gerçeği-onu yoldan kaldırmak
(Sağlık ile mutluluk-etrafına iyi bak)
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Hayvanları koruyun-o canlara merhamet
Şefkat göstermelidir-yaşayan bu cemiyet
Eziyet edilmesin-diyor göster titizlik
(Sakın canı öldürme-yüreğin olur ezik)
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Hadis-i Şeriflerde- O hayvan haklarına
Riayet edilmeyi-öğütlemiştir cana
Aç ve susuz bırakma-ağır yükü yükleme
Rabb’imiz azap eder-(sıkıntıyı ekleme)
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Hz Peygamber’in- söz ve fiillerinde
Türlü misaller vardır-tutum ve hâllerinde
O’nun yolundan gitmek-sevgi güzellik huzur
Hadis-i Şerifleri-örneklerle doludur
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Dünya sevgi şiiri-yerküre kafiyesi
Gür solukla okunur-dikkat etsin üyesi
Tabiatı sevmeli-katmalı yeni değer
Mana ve önem taşır-içimizde tutar yer
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Canın en hayırlısı-faydalı olanlardır
Çevreye saygılı ol-yaparsan inan kârdır
Su orman ve tabiat-koruyup kollamalı
Ellerde büyütmeli-kesmemeliyiz dalı
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
Saygıyı ve sevgiyi-yüreğinde duyanlar
Yukarda söyleneni-işte o canlar anlar
Peygamberimiz gibi-sahip çık tabiata
Söylüyor Hasan Sancak-huzur gelsin surata
Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini
Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini
O NEBİLER NEBİSİ-MUHAMED’ÜL-EMİN’Dİ
SIKINTI GÖZYAŞLARI-MUHAMMED’İMLE DİNDİ
Ruh ve kalbimizdedir-Ulu Peygamberimiz
Farzları sünnetleri-sağlamlaştı yerimiz
Berrak akan bir sudur-gökteki ay ve güneş
O’nu müjdelemekte-duysun baba çocuk eş
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
İmanını tazele-Allah’ımıza hamt et
Şiirim dörtlüklerim-bilin sizlere davet
Resuller Resulüne-Selâtu Selamları
Dua ile gönderin-işin kalmasın yarı
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
İnsanlık tarihinde-nice kral padişah
Gelip de geçmişlerdir-çektirmişler çoğu ah
Zulüm verip insana-vurarak ahlâksızca
Cana kastetmişlerdir-sönmüş evlerde baca
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
Bizim Peygamberimiz-insani vasıfları
Kıymet ve değer bildi-hep verdi itibarı
Engin bir ruh sabırla-işledi lime lime
O’nu kalbinde yaşat-sakın kötü söz deme
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
Işık olmuş ruhlara-çökertmiş karanlığı
Böylelikle insanlar-bulmuşlardır sağlığı
“Gerçek Hayat Önderi”-Allah’ımız seçmiştir
Cehaleti yok edip-yeni bir çağ açmıştır
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
Yetim olarak geldi-geçirdi hayatını
Sürü otlatıyordu-seviyordu her canı
Vefakâr bir babaydı-Emin ve doğru idi
Resul’ü Ekrem’imiz-işte böyle biriydi
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
Yolları aydınlatan-mürşit ve öğretmendi
Bütün konuşmasıyla-insanlara yetendi
Büyük bir hukukçuydu-müstesna bir komutan
Adil bir Önder idi-bu can yoluna kurban
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
Köhnemiş düzenlere-başını kaldırmıştır
İnsana değer verip-esenlik aldırmıştır
Putları yere yıkıp- -gönlünü yoksullara
Tamamıyla vermiştir-yetişmiştir her dara
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
Hurma lifinden yatak-has buğday ekmeğiyle
Karnını doyurmuştur-bu işi bile bile
Nebiler Nebi si’ydi-yanmış ümmeti için
Nefsini düşünmemiş-sormuştur nasıl niçin
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
İslâm’ı hayatının-içinde yaşamıştır
Tebliğ ve tefsir etti-içinde vardı sabır
Bütün insanlar için-yolundan gidilecek
Büyük bir Önder idi-herkes bunu bilecek
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
Çoğu örnekler vardır-ahireti düşünen
Yolundan ayrılmasın-davranmalıyız erken
Ferdi ve ailevi-bütün hayatımızda
O’ndan ayrılmamalı-karanlık kalır oda
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
O’nu yaşamalıyız-Hasan der mükellefiz
Hiç darda kalmayalım-asla çıkmasın kriz
Önderi tanımamak-hiç yolundan gitmemek
İnanın kötü olur-kaybolur bütün emek
O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di
Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi
MUHAMMED’ÜL-EMİN
ŞİİR KİTABIMA DESTEKÇİ ARIYORUM.
-
Şair Hasan Sancak, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’dan Şiir Kitaplarına Destek İstedi!..
Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak (54) Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’a seslenerek, yazmış olduğu elli şiir kitabından özellikle Samsun için kaleme almış olduğu 4 adet şiir kitabına destek vermesini istedi.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’ Öncelikle Samsun’a yeni atanan ve kısa süre içinde yaptığı çalışmalarla halkımızın gönlünde taht kuran değerli hemşerim Hüseyin Aksoy’a hoş geldin diyor, il ve ilçelerimiz için yaptığı ve yapacağı verimli çalışmalarda başarılar diliyorum. Aslen ben de Trabzon Köprübaşı’ndanım. Sayın Valim Hüseyin Aksoy Sancaklar=Hacı Dedeoğlu sülalesini yakından tanır. Kendisiyle tanışmadım. Babası, rahmetli babam Yakup Sancak’ın çok samimi arkadaşıdır. Çıkan üç tane şiir kitabım (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000),ONLAR ANALARIMIZ (2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ kitaplarım vardır. Bu şiir kitaplarımla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 400 tane seçenekli reklam senaryom bulunmaktadır. Bu reklam senaryolarımın 50 tanesi noter onaylıdır. 26 senelik evliyim. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Çok değişik şiir kitaplarım vardır. Genellikle şiirlerimde sosyal konuları işliyorum. Ermeni ihanetini anlattığım 3000 mısradan oluşan şiir kitabımla birlikte (ANNE, ATATÜRK, BAYRAK, ÇOCUK, DEPREM, GURBET, HZ MUHAMMED, KAPKAÇ, KIZILAY,KİTAP,MEHMETÇİK, MİLLİ TAKIM, ÖĞRETMEN, SEVDA, ŞAİR, ŞEHİT, ŞİİR, TERÖR, VATAN…) Yazılanlar, şiir kitaplarımdan bazılarıdır.Şimdiye kadar ne yazık ki Samsun’da şiir kitaplarıma destek verecek belediye başkanları, işadamları ve milli kültüre destek olacak kişileri bulamamanın üzüntüsünü yaşıyorum. Kitaplarını bastıracağım diyen Samsun milletvekilleri de sözlerinde durmamışlardır. Samsun ve Alaçam’ı Türkiye ve dünyaya tanıtan bir şaire destek verilmemesini anlayamıyorum. Dünyada ilk defa bir şair tarafından doğduğu, doyduğu, havasını teneffüs ettiği bir il, dört tane ayrı şiir kitabıyla geçmişten günümüze tanıtımını yapmakta, şehrin güzelliklerini en ince ayrıntısına kadar anlatmaktadır. Şiir kitaplarımın ismi ( İŞTE SAMSUN TARİHİ-SAMSUN İLLER SULTANI-SAMSUN EN GÜZEL ŞEHİR-SAMSUN’UM DERSEN OKU )şiir kitaplarıdır. Hepsi de çok değişik şiir kitaplarıdır. Şimdiye kadar okuduğum şiir kitaplarında bu şekilde bir ilin tanıtımını yapan şiir kitaplarına rastlamadım. Bu şiir kitaplarını yazdığım için de çok sevinçliyim. Şiir kitaplarımın ilki İŞTE SAMSUN TARİHİ’ dir. Geçmişten günümüze Samsun’u tanıtmaktadır.400 tane beyitten oluşmaktadır. Bu şiir kitabım 4. şiir kitabımdır. Destek bulduğum müddetçe şiir kitaplarım en kısa zamanda okuyucularımızla buluşacaktır. İŞTE SAMSUN TARİHİ şiir kitabımı çocukların, gençlerin ve özellikle de öğrencilerin okumasını istiyorum. Samsun için çok şeyler öğrenmiş olacaklardır. Bütün Samsunlular Samsun'u şiir kitabım sayesinde daha yakından tanıyacaklar ve daha fazla seveceklerdir. Samsun’da, diğer ilçelerde oturan, büyük şehirlerde yaşayan ya da yurt dışında olan vatandaşlarımızın ellerini taşın altına koyma vakti geldiğini anlamaları gerekmektedir. Artık kahve köşelerinde birbirimizi çekiştirme vaktinin sona ermesi gerektiğini herkes anlamalıdır. Yediden yetmişe herkes, Samsun, Samsunspor için ne yapabilirim sorusunu önce kendisine sormalıdır. Samsunlulardan kazanıp mutluluğa eren ve bir yerlere gelen insanlarımız ellerini ve yüreklerini birleştirmelidir.10–20 kişi güçlerini birleştirdiği zaman en az o kadar kişiye iş verme imkânına kavuşturmuş olurlar. Bu durum hem Samsun’un, hem de ilçelerin ekonomisinin gelişmesine, gençlerimizin iş sahibi olmalarına yol açacaktır. Çaresine hep beraber bakmadığımız zaman bunun sıkıntısını biz ve gelecek nesil çekecektir. Buradan İL’ deki Valimiz Hüseyin Aksoy ve yetkililere de bu haber sayesinde sesimizi ulaştırmış oluyoruz. Çevre il ve ilçelerdeki vatandaşların Samsun’daki bankalara yatırdıkları paralar, ilimizin kalkınmada öncelikli iller arasına girmesini engellemiştir. Bir bakıma bu kişiler Samsun’da paralarına para katarlarken, Samsun günden güne erimektedir. Bu durumun en büyük sorumlusu onlardır. Bankalardaki milyonlarını çekerek, Samsun’un kaderini değiştirmeleri gerekmektedir. Bunu yapmadıkları zaman yüz binlerce insanın bedduasından kurtulamayacaklardır. Samsunluların hepsi "VATANA, BAYRAĞA, DEVLETE ve MİLLETE” içten bağlıdırlar. Zorda olan gençlerimizin, insanlarımızın, ağlayan gözyaşları dindirilmelidir. Hz. Ömer'in adaletini Devletimizden ve zenginlerimizden beklemek de bizim de hakkımızdır.
Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, resimleri yerleştirmek, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek... Gerçekten çok zahmetli bir iştir. Bu büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra kitabın okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücü yerinde olmayanlar bunu Belediye Başkanları, firma, şirket ya da esnaflarımızdan reklâm alarak çıkartmak mecburiyetindedir Gönlü Samsun ve Samsunspor sevdasıyla dolu olan firma, şirket ve işadamlarımızın desteğini bekliyorum. Şiir kitaplarımın iç kısmındaki kapakta renkli olarak istediğiniz şekilde reklâmınızı, yapmış olduğunuz hizmetleri vatandaşlarımıza duyurma imkânına sahipsiniz’ dedi.
FACEBOOK’TAN ARKADAŞ OLARAK EKLEYEBİLİRSİNİZ!..
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
-
Alaçam Kolbastısı
Alaçam Kolbastısı
Kalplerden siler pası
Harekete geçirir
İnsandaki her kası
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Kıpır kıpır oynatır
Sular gibi kaynatır
Gençleri çocukları
Yerlerinden fırlatır
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Seyrettirir baktırır
Türküleri yaktırır
Şimşek ve yıldırımı
Gökyüzünde çaktırır
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Bakışları durdurur
Saatleri kurdurur
O sazın tellerine
Vurdurdukça vurdurur
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
El ayak ve başları
Gözden siler yaşları
Oynatır da oynatır
İlkbahar yaz kışları
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Sarsar dünyayı hızı
Toplanır anne kızı
Ortalardan kaybolur
Yürekteki her sızı
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Yakışıklı güzeli
Kaldırır o an eli
Meydanın ortasında
Oynatır her an beli
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Gel oyuna oyuna
Boyuna bak boyuna
Herkes yurtta hayrandır
Müslüman Türk Soyuna
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Karşılıklı her kişi
Bilir inan bu işi
Hep diyelim maşallah
Sağlam tutun kirişi
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Nazar değmesin nazar
Tarih bunları yazar
Oyuna katılalım
Birlikte azar azar
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Bu oyun başka başka
Bizi getirir aşka
Oynayanları görün
Şaka değildir şaka
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
Sözü söylerim sözü
Gözü açalım gözü
Alaçamlı Hasan’ın
Bu şiir inan özü
Oyna oyna Kolbastı
Alaçam’ı ter bastı
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
NOT:LÜTFEN GÖRÜŞ BELİRTİNİZ!..
-
Şair Hasan Sancak, Dünyada İlkler Kitabına Girmek İstiyor!..
HABERLERİM VE RESİMLERİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR.
www.alacamhabermerkezi.blogcu.com
Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak(53);âlemde ilk ve tek olan, dünyada eşi ve benzeri olmayan,
‘1 Aralık 2000’de Notere Onaylattığı Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’ dolayısıyla DÜNYADA İLKLER kitabında yer almak istiyor.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’ Dünyada 6.6 Milyar insan bulunmaktadır.’1 Aralık 2000’de ‘Gördüğü Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’nu on bir lira vererek notere onaylattım. Bu olayı binlerce kişiye hem sözle hem de İnternet’ten yazıyla anlattım. İki arkadaşa bu olayı anlattığım zaman, bu GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU nu sen değil, biz gördük dediler. Bir de notere onaylatacaklarını söylediler. Ben de baktım benim gördüğüm gerçek rüyam elimden gidiyor. Bilgisayarın başına geçtim. En ince ayrıntısına kadar yazdım. (Aslı Samsun’daki avukatım Ali Türkmen’dedir.) Bilgisayardan çıkışını alarak, Bafra’ya gittim. Noterdeki yetkililer bu işin içinden iki saatte çıkamadılar. Oradaki kişiler yetkili avukata yazımı onaylatıp onaylatılmayacağını sordular. Kendi aralarında konuştular. Baktılar işin içinden çıkamayacaklar. En sonunda da yazılı metin halindeki yazımı onayladılar. Samsun’daki yerel bir gazeteye bu olayı geçtim. Beni aradılar. Hocam bu haberi başka tarafa duyurma. Biz, bunu haber olarak yapalım. Senin bu haberini Türkiye yarın duyacaktır dediler. Bu haber gazetede yayınlandıktan sonra telefonlarım bir hafta boyunca susmadı. DHA-İHA-CHA-YHA… Birisi geldi, birisi gitti. Kanal 6 benimle 6.30 haberini canlı bağlantı ile başladı. O zamanki ulusal televizyonlar beni flaş haber olarak dünyaya duyurdular. Büyük gazetelerin çoğu birinci sayfadan haberimi girdiler. O arkadaşları tekrar gördüğüm zaman bana şaka yaptıklarını söylediler. BU dünyada notere onaylatılan İLK GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU’ dur. Daha önce ve sonra gördüğüm ve notere onaylatmadığım İnternette binlerce kişinin okuduğu gerçek rüya ve kâbuslarımda bulunmaktadır. Bazılarının reklam senaryo özelliği olmadığı için notere onaylatmadım. Benim kamuoyunda tanınmam Noterli Onaylı Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’ndan sonra olmuştur. İlk defa açık olarak burada bazı konuları anlatıyorum. Bizim ailede büyükten küçüğe bir Karabasan(Davara) olayı vardır. Yıllardır gecelerimi kâbusa çeviren Karabasan denen illet, yakamı bir türlü bırakmamaktadır. Tıp dilinde buna “Uyku Felci” denmektedir. Bazı hocalar da bunun “Cin” olduğunu söylemektedirler. Çok farklı bir duygudur. Yatağa yattığınız zaman size rüya ya da kâbus gördürüyor. Bağırttırıyor. Bir olayı size yaşatıyor, ellerin ile cimdik attırıyor... Gerçekte hiçbir şey yapmıyorsunuz. Karabasan üstüne çullandığı zaman hiçbir tarafınızı oynatamıyorsunuz. Beni onlarca sefer boğacak gibi oldu. Bazı zamanda rüya ve kâbus gördürdü. Bu gerçek rüyadan önce, sonra da gördüğüm rüya ve kâbusları bana yaşattı. Reklamın R’ sinden anlamıyordum. Bu rüya ile bende bir değişiklik oldu. Bazı geceler rüya ve kâbus reklam senaryoları görmeye başladım. Bunların bazılarını da notere onaylattım. Onaylatmadığım onlarca bu şekilde reklam senaryosu olan konular yazılı metin halinde arşivimde bulunmaktadır. Bu gerçek rüya reklam senaryosundan sonra bende 44 yaşından sonra her seyrettiğim televizyondaki bir olayı… Anlatılanlar ve yaşadığımız olayları reklam yapma alışkanlığı başladı. Bu olayı anlattığım içinde bu akşamdan sonra vay halime! Beni yine hallaç pamuğuna çevireceklerdir. Karabasan ile ilgili şiirler de yazdım. Bu haberimle beraber konu ile ilgili yazılarımı ve şiirimi tekrar bilginize sunuyorum. Bu olaylarla ilgili olarak başımdan geçen ve diğer vatandaşlardan dinlediğim olayları ”EN KOMİK GERÇEKLER” kitabımda okuyuculara buluşturacağım.
Yaptığım araştırmalara göre bunu dünyada sadece ben gerçekleştirdim. Zaten Noter Onaylı Rüya diye Google’ ye yazıldığı zaman yüzlerce sayfamın olduğu görülecektir.’Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklâm Senaryosu’ dolayısıyla o tarihteki bütün medya, televizyonlar ve gazeteler beni flaş haber olarak dünya ve Türkiye’ye duyurdular. Bu konu ile ilgili olarak çoğu televizyon Alaçam’a gelerek konu hakkında benimle röportaj yapmışlardır. Kamuoyunda bilen ve bilmeyen de konuşmaktadır. İnternet yorumlarında çoğu kişi şaşkınlıklarını belirtmektedirler. Rüya, notere onaylatılır mı? Söylemektedirler. Rüyalı film, dizi, reklam, hikâye, roman, şiir… Binlerce konu bulunmaktadır. Bunlar oluyorsa, gerçek bir rüyada reklam senaryosu olabilir.
Herhangi bir şirketin rüya ile ilgili konusunun aynısını başka bir şirket oynatamaz. İlk notere onaylatan ya da Kültür Bakanlığı’ndan ISBN numarasını önce alanlar söz sahibi olurlar. Benim gördüğüm rüya konuludur. Senaryo, Gıda Işınlamasıdır.
Konu okunduğu zaman bu görülecektir. Dünyada ilk defa emekli bir öğretmen ‘1 Aralık 2000’de Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosunu’ notere onaylatmıştır. Bu konu bir Türk’e aittir. Dünyanın neresinde bir gıda ışınlaması reklam senaryosu oynarsa, orada hakkımı sonuna kadar savunacağım. Şimdiden basınımızı bu konu hakkında bilgi sahibi yapmış oluyorum. Yarın bir gün muhakkak bir şirket ulusal televizyonlarda böyle bir reklam senaryosunu oynatacaktır. Konuyu unutturmamak için çocuklarıma bunu vasiyet olarak bırakacağım. Konu ile ilgili onlarca ulusal ve yerel medyanın yaptığı haberler vardır. Aşağıda Doğan Haber Ajansı’nın o tarihte yaptığı ve Milliyet Gazetesi’nin de haberini kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Rüya notere onaylatılmaz diyenler, bunun bir içecek firması tarafından aynen kullanıldığını okuyunca, şaşırıp kalmışlardır. Noter Onaylı Rüya, Gerçek Rüya Tv Gıda Işınlaması Reklâm Senaryosudur. 1 Aralık 2000’de notere yazılı metin hâlinde onaylatılmıştır.5 sene sonra içecek firması, rüya reklâm senaryomun aynısını dünyada ve Türkiye’deki ulusal televizyonların reklâm kuşaklarında oynatmıştır. Bu içecek firması ile Samsun’da mahkememiz devam etmektedir. Yerel mahkemeyi kaybetmiştim. Yargıtay, bu içecek firması lehine verilen mahkeme kararını bozdu.’Rüya Senaryo Davası’ Samsun’da yeniden başlamıştır. İkinci mahkeme 15.12.2009 Salı gününe ertelenmiştir. Noter Onaylı Rüya konusu ili ilgili olarak ulusal ve yerel basının yaptığı onlarca haberim vardır. Bunları RÜYALARIMI ÇALDILAR ismiyle kitap haline getireceğim. Notere onaylatılan çeşitli 50 tane reklam senaryom ile birlikte 400 tane ilginç alternatif reklam senaryom bulunmaktadır. Üç tanesi de çıkan elli adet şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim bulunmaktadır. Ben, milli kültüre destek olmak istiyorum diyen şirket, belediye başkanlarından destek bekliyorum. Faturası kesilerek, tanıtımlarını karton kapakların iç tarafında renkli olarak yapabilirler’ dedi.
GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU
NOTER ONAYLI RÜYA
ÂLEMDE İLK VE TEK
DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK
BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI
ÖNEMLİ NOT:
Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz.
İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundanYENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı.
RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ
Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00'dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet'e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet'te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi.
1 ARALIK 2000
İki bin yılı Aralık ayının birinci günü
T.C.
BAFRA İKİNCİ NOTERİ
NİLGÜN KURT
RESMİ MÜHÜR VE İMZA
ASLININ AYNIDIR
NO:1 6 8 6 2
1 ARALIK 2000
ÖĞRETMEN, REKLÂMCILARA ÖNLEM ALDI!..
OKAN ARALAN Samsun DHA MİLLİYET
06 Aralık 2000 Çarşamba
Samsun Alaçam Karşıyaka İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni Hasan Sancak, 1 yıl önce gördüğü rüyasını izinsiz reklâm filmi çevrilmemesi için notere onaylattı.
Amacının, rüyasına izinsiz reklâm filmi çekilmesini engellemek olduğunu dile getiren Sancak, "Bir yıl önce gördüğüm bu rüyayı herkese anlattım. Bazı uyanıklar bunu öğrenip reklâm filmi çekmesin diye de notere onaylattım. Bundan sonra bu rüyayı reklâmda kullanmak isteyenler benimle görüşmek zorunda" diye konuştu.
SANCAK’IN RESMİ RÜYASI
"Rüyamda buzdolabının kapısını açtım. İçinde yiyecek aradım ama hiç bir şey yoktu. İnternete girip, bir marketten aklıma esen ne varsa aldım. Sucuk, kavurma, peynir, etle buzdolabını bir güzel doldurdum ve bir bölümünü afiyetle yedim. Eşimin seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman hala o yiyecekleri yer gibi, elim ağzıma gidiyordu."
İLK GERÇEK KARABASAN KÂBUSU !..
KONU:Bir yaz mevsimi.Rüyamda kış görüyorum.Dışarıda kar, kış kıyamet..Birden bire yattığım odanın penceresi ardına kadar açılıyor.Tül ve perde rüzgarın tesiriyle tavana doğru çıkıyor.Pencere demirlerinden 2,5-3 metre boyunda Şeytana benzer bir yaratık.süzülüyor.Boyu önce tavana değiyor.Sonra da ayaklarımdan başlayarak yukarı doğru salyalı ağzı başıma doğru yanaşıyor.Beni tam ağzıyla kafamı yutacağı zaman ya Allah deyip buna bir tekme salladım. Bismillahirrahmanirrahim diyerek kalktığım zaman ışığı yaktım. Yorganın üstümde değil, kapının yanında olduğunu gördüm.
REHA MUHTAR BENİ KARABASANDAN KURTARDI !..
NOT: Reha Muhtar’ın beni kurtarmış olduğu kâbus, Ocak 2001 yılında Samsun’un Alaçam ilçesinde görülmüştür. Anlatılan iki kâbus da tamamen gerçektir.
“REHA MUHTAR BENİ KURTAR!”
TEŞEKKÜR
Saygıdeğer Reha Muhtar’a,
Şahsımı tanıtan bir yazı ile birlikte yazmış olduğum şiirimi de size gönderiyorum. Niçin teşekkür ettiğimi merak etmişsinizdir. Konuyu okuduğunuz zaman bunu anlayacaksınız. Karabasanla ilgili olarak görmüş olduğum bir kâbusu sizinle paylaşmak istedim. Bu anlattığım durum uydurma değildir. Tamamen görülen bir kâbusun açıklanmasıdır. Ama gerçekten çok komik. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardınız. Bu tamamen bana aittir. Başkası sahip çıkmasın diye size anlatıyorum. Karabasanı bilir misiniz? Bunu duydunuz mu? Bu çok değişik bir duygu. Kimisi tıp dilinde buna “Uyku Felci” ,kimisi de “Cin” diyor, Toplumda bu hastalığın pençesinde olan binlerce insan vardır. Bir akşam bunu da canlı yayında gündeme getirip çözüm yolu bulursanız çok sevinirim.
Yatağa yattığım zaman Karabasan- Davara üstüme çullandı. Bağırıyorum. Hâlbuki ben öyle zannediyorum, Aslında bağırmıyorum. Sesim çıkmıyor. Ben, sesimin çıktığını zannediyorum. Rüyada olduğun hâlde kendini uyanık zannediyorsun. Hanımın ismi Şengül bağırıyorum. Şengül! Beni kurtar! Beni kurtar! Hanımdan ses seda çıkmıyor. Bir taraftan da onunla mücadele ediyorum. Ondan kurtulamıyorum. Hanımı sallıyorum, tekme atıyorum, çimdikliyorum… Bunları da yaptım zannediyorum. Hâlbuki bir tarafımı oynatamıyorum. Çok karmaşık bir durumdur. Bir taraftan uykudasın, bir taraftan rüya görüyorsun, içinden dua okuyorsun… Bunların hepsini uykuda yaptıran mahlûkun esiri olmuş oluyorsunuz. O,sizi tamamen teslim almış oluyor. Allah kimsenin başına böyle bir durum vermesin. O anda can çekişen bir insan durumundasınız. Sizi biri uyandırmazsa boğulmak üzere kalıyorsunuz.
Hanımdan ses çıkmayınca aklıma nereden geldiyse başlıyorum bağırmaya. “Reha Muhtar Beni Kurtar!” İnanın sizin isminizi duyan Karabasan üstümden öyle çabuk kaçtı ki! Bir karabulut tufanından kurtuldum. Bilmiyorum bunun bir anlamı var mı? Bundan sonra başıma böyle bir durum geldiği zaman kimseden yardım istemeyeceğim. Sizin isminizi söylemek inan ki yetti. Bundan sonra Karabasanların vay hâline. Bu olayla ilgilenirsiniz ilgilenmezsiniz pek umurumda da değil. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardığınız için size bu yazımı yazdım.
Saygılarımla.
YOK ET KARABASANI
KURTARALIM HASAN'I
Kâbus oldu geceler
Hiç çıkmıyor heceler
Soru üstüne soru
Anlamsız bilmeceler
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Öbür adı Davara
İnsanı sokar dara
Göğsüme bastırıyor
Kalpte açtırır yara
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Hep üstüme çöküyor
O kirini döküyor
Beynimi yüreğimi
Ciğerimi söküyor
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Hastanede yatırdı
İğnesini batırdı
Feryatlar arasında
Nefesimi bitirdi
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Ses soluğum çıkmıyor
Kimse bana bakmıyor
Şaşırıp kalıyorum
Canlar ışık yakmıyor
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Bitirir sarar beni
Ortadan yarar beni
Rabbim üstümden defet
Döndürüp karar beni
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Sanki bir karabulut
Daim atar bana şut
Bastırıyor durmadan
Ne et kaldı ne de but
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Beni konuşturmuyor
Canla danıştırmıyor
Kemendi boyna attı
Zorluğu aştırmıyor
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Boğazım düğüm düğüm
Bulamadım bir çözüm
Bu ne biçim sıkıntı
Yüreğim atar güm güm
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Bu ses Hasan'ın sesi
Ha kaybettim nefesi
Yok ederim Davara
Tutsam sendeki fesi
Yok et Karabasanı
Kurtaralım Hasan'ı
Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir?
Orta Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ili olan Samsun’umuzun güzel, şirin, turistik, yeşille mavinin kucaklaştığı… Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.
Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim.24 senedir basının içindeyim.53 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 yılında doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup’tur.
Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım.06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdim. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmeni oldum.14. 01,1981’de ilişkimi kestim. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 19.01.1982 de stajyerliğim kalktı.21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim. Bu okulda 17.01.1983 tarihinde görevim sona erdi.15.12.1983 tarihinde Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim. 15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te bu okuldan ayrıldım. Eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar vazife yaptıktan sonra aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliğine geçtim. Birinci dönem çalıştıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'na Türkçe Öğretmenliği görevine yollandım. 15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim.
31.07.2001 tarihinde görevim sonlandı.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim.31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda tekrar asil öğretmenliğe döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptım. 2005–2006 yılının Temmuz ayında emeklilik hakkını kazandım.
Ben;1 Aralık 2000 senesinde, 44 yaşında, gördüğü gerçek rüya reklâm senaryosunu notere onaylatan ve bu tarihten sonra da rüyalarında reklâm senaryoları gören dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Reklâm senaryoları yazmayı sürdürdüm. 5 Aralıkla, 12 Aralık 2000 tarihleri arasında ulusal televizyon ve gazeteler beni dünya ve Türkiye’ye flaş haber olarak duyurdular. Coca Cola ve bazı büyük şirketler, benden dört beş sene sonra noter onaylı gerçek rüya reklâm senaryolarımın aynısını dünya ve Türkiye’deki ulusal kanalların reklâm kuşaklarında oynatmışlardır. Coca Cola’yı gerçek rüya reklâm senaryomun aynısını kopyaladığı için mahkemeye verdim. Samsun yerel mahkemeyi kaybetmiştim. Yargıtay’a itiraz ettik. Samsun Yerel Mahkemesinin verdiği kararı Yargıtay bozdu. Dava yakında Samsun’da tekrar başlayacaktır.
Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim. Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 tane şiirim bulunmaktadır. 50 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryomu RÜYALARIMI ÇALDILAR!..İsmiyle kitap haline dönüştüreceğim.Google’ye Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız, yüzlerce sayfamla karşılaşırsınız. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, şirket tanıtımlarınızı sergileyebilirsiniz.
Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım.
ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM:
(O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000)
ONLAR ANALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ. (2003)
BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
-
Samsun a, AKP ve Yusuf Ziya Yılmaz Yakışmıyor!..
DETAYLI HABER VE RESİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR.
www.alacamhabermerkezi.blogcu.com/
‘Sayın Başbakan! Başkan Yılmaz’ın, Samsunlulara Yaptığı Eziyetleri Engelle.’
03.10.2009 Cumartesi günü, yukarıdaki başlıkla Başbakana seslendiğim bir haberimi ajans, gazete, televizyon ve bütün medyaya gönderdim. Ne yazık ki hiçbir basın tarafından haber değeri olarak görülmedi. Neler yazmışsam hepsi de gerçekleşti. Olaydan üç gün önce bir gazeteci bazı olayların meydana geleceğinin biliyorsa, Samsun’u idare eden yetkililer, bundan bihaberse, o masalarında oturmamaları gerekir. Bir hiç uğruna polis, şoförler ve vatandaşlar karşı karşıya getirilmiştir. Bunun sorumlusu AKP Samsun İl Yönetimi ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’dır. Aşağıdaki 03.10.2009’da yazdığım yan başlıkların önemlilerini tekrar bu bölüme aldım. Okuyunuz, Ne yazdığıma bakınız.
‘5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ SAMSUN GİRİŞİ ÜÇ KOLDAN FELÇ OLABİLİR!..
BÜTÜN SAMSUN HALKI,
ZORLA OTOGARA GİTMEYE ZORLANMAKTADIR!..
5 EKİM SAMSUN İÇİN BİR KÂBUSTUR!..
SAMSUN MİLLETVEKİLLERİ NE YAPIYOR?!..’
AKS TV SAMSUN’UN GURURU!..
5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ
Sabahtan akşama kadar AKS TV’yi seyrettim. Bütün televizyonları teker teker dolaştım. Onlardan bu haber konusunda tek bir satır bile yoktu. Hepsi de akşamleyin uykularından uyandılar. Burası Diyarbakır olsaydı, televizyonların hepsi yediden yetmişe canlı yayına geçip, bizlere bölücü sözleri dinletirlerdi. Bu da basının içine düştüğü kötü durumu göstermektedir.
5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ
Samsun gerçekten felç oldu. Hastalar helikopterlerle hastanelere yetiştirildi. Ölüm olayı yoktur. Bu çok sevindiricidir. Belediye Evlerinde beş vatandaş kalp krizi geçirdi. AKS TV GENEL YÖNETMENİ ŞAKİR GÜREL, DENGE GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ ADNAN BAHADIR ile özel bir röportaj yaptı. ADNAN BAHADIR’ ın anlattıklarından önemli kısımları bu bölüme alıyorum. ‘Samsun Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Koordinasyon Merkezi (UKOME), önceden Valinin başkanlığında toplanıyordu. Sonradan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığına dönüşmüştür. Burada Başkan Yusuf Ziya Yılmaz, ne derse o gerçekleşir. Yaşanan sorunların kaynağında, kentin iyi yönetilememesi vardır. Ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşa şimdi sunulan çözüm, çözüm olmaktan öte eziyettir, zulümdür. Olayın ardında ticari getirim vardır.
Terminal satın alınırken bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanamamaktadır. Metro bir ve iki liraya Bafra ve Çarşamba’ya yolcu taşıyacaktı. Gazetelere çarşaf çarşaf ilan verildi. Bunun üzerine Yılmaz, ben 29 Mart seçimlerine gireceğim. Beni o zamana kadar idare et. Seçimden sonra kararı muhakkak uygulayacağım’ demiştir.
Benimde 3 Ekim tarihinde yazdığım bölümde ADNAN BAHADIR, Necmi Hatipoğlu ile aynı sözleri konuşmaktadır.
İşte o bölümde söylenenler:’Koordinatör Yardımcısı da olan Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri AŞ(BİOİAŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Hatipoğlu,
bakın ne demektedir.
BİZE VERİLEN TAAHHÜT
‘Terminali, Büyükşehir Belediyesi´ne 27 milyon YTL ödeyerek satın aldıklarını hatırlatan Necmi Hatipoğlu, "Üstelik, halen görevde bulunan sayın Yusuf Ziya Yılmaz´ın adını da terminale verdik. Satın alınırken bize, bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanmıyor’ dedi.’
SAMSUN KÂBUS YAŞIYOR!..
SAYGIDEĞER SAMSUNLULAR,
Eylemden sonra Samsun’da olanları kısaca bilginize sunuyorum. Bu olaylardan sonra Valinin başkanlığında çeşitli toplantılar yapılmıştır. Samsun Büyükşehir Belediyesi, ilçelerden gelen dolmuşların şehir içine alınmaması kararında geri adım atmamıştır. Metroya verdiği sözü yerine getirmiştir. Belediye başkanı halkı aldatmıştır. Oy aldığı insanları hiçe saymıştır. Dolmuşçular ve vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi önünde toplanarak kararı protesto etmişlerdir. Alınan karara tepki göstererek, Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ın aleyhine tezahüratta bulunarak istifasını istemişlerdir. Herhangi bir olay çıkarmadan dağılmışlardır. Samsun Esnaf Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Metin Genççakır, "Bir adım bile geri atılmadı. Akşam verilen sözler maalesef yerine getirilmedi. Ketum davranıldı. İlçelerden gelen dolmuşların şehre girişi yasaklandı. Çeşitli alternatifler gösterildi ama esnafın ve halkın istediği oldu diyemeyiz. Güzergâhlar çizildi, bu güzergâhlar hep şehrin dışında. Batıdan gelen Atakum'u geçemeyecek, doğudan gelen Belediyeevleri' ni geçemeyecek demiştir.
AK Parti İl Başkanı Adem Güney halkın yanında olmadığını göstermiştir. Yılmaz’a destek vermiştir. Mangalda kül bırakmayan AKP milletvekilleri ortalarda yoktur. Seçim zamanı yine o hor gördüğünüz insanların yanına gidip oy isteyeceksiniz. O zaman ne diyeceğinizi merak ediyorum. Nerede diğer siyasi parti başkanları? Odalar, sendikalar nerededir? Binlerin sesini duymayanlar naçar kalacaktır?İşin ilginç tarafı daha önce şoför esnafının yanında olduğu söylenen AKP İl Başkanı Adem Güney için iddialar ortalarda dolaşmaktadır.
Özel Hastanesi için Yılmaz’a ihtiyacı olduğu iddiası vardır. Yılmaz’la birlikte basın toplantısına katılmıştır.‘Bu uygulamada taşımacı arkadaşlarımızın hayatına herhangi bir zorluk veren bir durum söz konusu değildir diyen Yılmaz doğru söylememektedir. Söylediği sözlere kendisi inanıyorsa, şoförlerin yolcu indirdiği yerde bunları söylesin. Buna asla cesaret edemez. Samsun esnafı siftah yapmamaktadır. Gücü tükenenler yavaş yavaş işyerlerini kapatmaktadırlar. Samsun milletvekilleri ortalarda yoktur. Hepsi toz duman olmuşlardır. Bakalım seçim zamanı olduğu zaman bu insanlara ne diyeceksiniz?
Bu konularda yüzlerce sayfa yazı yazılabilir. AKP yapılacak milletvekilliği ve belediye başkanlığı seçimlerinde Samsun’da büyük hezimete uğrayacaktır. Garip gurabanın temsilcisiyiz diyenler, onları mahvetmiştir. Atalarımızın şu sözüyle yazıma son veriyorum.’Rüzgâr eken fırtına biçer.’
BURADAN AŞAĞISI ÖNCEKİ HABERLE İLGİLİDİR…
Şair Hasan Sancak Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı Başbakana Şikayet Etti!..
Sayın Başbakan! Başkan Yılmaz’ın, Samsunlulara Yaptığı Eziyetleri Engelle.
KONU İLE İLGİLİ YAZI VE RESİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR.
www.alacamhabermerkezi.blogcu.com/
GOOGLE’YE KOYARAK HABER VE RESİME ULAŞABİLİRSİNİZ.
GOOGLE’YE AŞAĞIDAKİ YAZIYI KOYARAK HAYAT HİKÂYEMİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ.
Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir?
FACEBOOK’A HASAN SANCAK YAZARAK ARKADAŞ OLARAK EKLEYEBİLİRSİNİZ.
Şair Hasan Sancak Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı Başbakana Şikayet Etti!..
SAYIN BAŞBAKAN! BAŞKAN YILMAZ’IN, SAMSUNLULARA YAPTIĞI EZİYETLERİ ENGELLE.
SAMSUNLUYUM DİYORSANIZ, LÜTFEN OKUYUNUZ!..
5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ SAMSUN GİRİŞİ ÜÇ KOLDAN FELÇ OLABİLİR!..
Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak; Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın bütün il ve ilçedeki vatandaşlara yaşattığı zulmü ve halka uyguladıklarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şikâyet ederek,
Samsun ve Samsunlulara sahip çıkmasını istedi.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’Şimdiye kadar böyle bir haberin yazılmadı. İlk defa çok farklı ve değişik bir haberimi kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Çünkü bu haber içinde çeşitli yazı ve haberler bulunmaktadır. Samsun’da 5 Ekim Pazartesi gününden itibaren çok kötü şeyler olabilir. Aldığım duyumlara göre Samsun’a yolcu taşıyan araçlara ceza kesildiği ve önceki yerlere gidişleri engellendiği zaman, ,araçlar bulundukları yerde bırakılacaktır. Bu da işi olan binlerce vatandaşımızın mağdur edilmesi demektir. Haberimi okuyan en yetkili kişilerin buna derhal çözüm bulması gerekir. Pazartesi sabahı olduğu zaman bu iş halledilmiş olması gerekir. Kötü durumların olmasını hiçbir Samsunlu istemez. Vatandaşlara yapılanlara insanım diyen tepkisini göstermesi gerekir. Çünkü burada Samsun söz konusudur. İlimizde şu anda büyük bir yangın çıkmıştır. Kimse bu yangını söndürememektedir. Bu yangını Başbakan’dan başkası söndüremez. Yangını çıkartan bellidir. Vatandaşlar galeyana gelmiştir. Halkın oyu ile belediye başkanlığı görevine gelenler, en büyük acıyı vatandaşlara yaşatmaktadırlar. Samsun adeta bir şatoya döndürülmek istenmektedir. İl ve ilçelerdeki vatandaşların seyahat etmeleri engellenmekte, hürriyetleri yok edilmektedir. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar dolayısıyla Samsun kan kaybetmektedir. Böyle bir uygulama dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Kendi halkına acı çektiren bir yönetim olur mu? Bunu Samsun milletvekilleri, parti başkanları, oda ve sendikalar görmüyorlar mı?
Samsun bu kadar sahipsiz mi? Geçim sıkıntısı ile çile çeken bütün Samsunlulara öl ve yok ol denmektedir.
Merkezde oturanlar ilçe ve beldelere gidecekleri zaman 12 KM uzaklıktaki terminalden araçlara bineceklerdir. İlçelerden gelenlere gelme denmektedir. Samsun’a gelmek isteyenler gelmesinler mi? Böyle bir anlayış olur mu? İle gelmek isteyenler 2-3 araçla Samsun’a geleceklerdir. Bu hareketi 29 Mart seçimlerinden önce yapsaydınız? Ne yazık ki halkın ümitlerini çok çabuk
söndürdünüz. Şimdi tekrar seçim yapmak isterseniz, bir deneyin bakalım! Ne kadar oy alacaksınız? Samsun’a insanlar ne için gelirler? En kısa tabiriyle bir işi olduğu için gelir. Yolcu taşıyan araçlar günlük olarak 5-10 bin insan taşımaktadırlar. Bunların Samsun ekonomisine ne kazandırdığını biliyor musunuz?
’YUSUF ZİYA YILMAZ-GENEL SEKRETERİ KENAN ŞARA YI MEZARDA DA AFFETMEM!..’
Asıl yazıma başlamadan önce sanalda onlarca forum sayfasına koyduğum iki tane yazımdan sizlere bahsetmek istiyorum. Birinci konu şudur. Samsun Fuar içinde, şu andaki Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ ya derdimi anlatacağım sırada, Samsun AKP Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz; Bakan, milletvekilleri, yetkililer ve basının huzurunda, Hocam ben senin derdini biliyorum. Yarın gel seni iki saat dinleyeceğim demiştir. Söz verip, Alaçamlı Samsun Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Kenan Şara’ya hakaret ettirerek, onun makamından beni kovdurtmuştur. Bakan Nimet Çubukçu’ nun huzurunda söz veren Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz yalan konuşmuştur. Sözünde durmamıştır. Buna Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Samsun Milletvekilleri, ulusal ve yerel basınımız da şahittir. Elimde konu ile ilgili olarak onlarca gazete haberi bulunmaktadır.
Büyükşehir belediye Başkanı olan bir kişi böyle olmamalıdır. Bunun öbür dünyası vardır. Nimet Çubukçu’ nun yanında nasıl söz verdiyse, O’nun yanında tekrar özür dileyecektir. İkisi de benden önce vefat ederseler, bütün basına hakkımı helal etmiyorum diye haber göndereceğim. Bu olayın peşini bırakmam mümkün değildir. Hem bu dünyada, hem öbür dünyada hakkımı sonuna kadar arayacağım. Google’ye
’Yusuf Ziya Yılmaz-Genel Sekreteri Kenan Şara yı Mezarda da Affetmem!..’ Yazarsanız, onlarca bu konu ile ilgili forum sayfasına ulaşabilirsiniz.
ALAÇAM BELEDİYESİ HALK OTOBÜSLERİ SAMSUN TIP FAKÜLTESİ’NE NİÇİN ÇIKAMIYOR?
İkinci konu ise bu haberimle ilgilidir.
İldeki en yetkili kişilerin aldığı bir kararla Alaçam Belediyesi Halk Otobüslerinin Samsun Tıp Fakültesi’ne çıkmama olayıdır. Bu olayı haber haline getirerek, on iki dörtlükle protesto ettim. Anlattığım bu iki olay, beni Samsun olaylarına daha çok dikkat etmemi sağladı. Halkın sıkıntı çektiği her olaya tepkimi sanalda koyacağım. ‘Alaçam Belediyesi Halk Otobüsleri Samsun Tıp Fakültesine Niçin Çıkamıyor?!..’Diye Google’ye yazarsanız,bu haberimi ve yazdığım şiirimi de okursunuz.
Kıymetli Hemşerilerim,
BÜTÜN SAMSUN HALKI,
ZORLA OTOGARA GİTMEYE ZORLANMAKTADIR!..
Burada Samsun’da dönen dolaplar hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum.
Sizlerden kapı kapı dolaşarak ve yalvararak oy isteyen kişiler tarafından aldatıldınız, kandırıldınız, yanıltıldınız.
Bunların dedikleri gerçekleşirse, 5 Ekim 2009’dan sonra Bafra, Çarşamba, Havza, Vezirköprü, Alaçam… Buralara gittiğiniz zaman şehir içindeki minibüs ve taksilere binerek 11-12 Km uzaklıktaki Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali’ne gideceksiniz. İstediğiniz yere terminalden ulaşacaksınız. Bu gidiş dönüş 24 Km eder. Bunu da oy vererek
başa getirdiğiniz en yetkili kişiler yapmaktadırlar. Bunlara en büyük tepkiniz yakında yapılacak olan milletvekili seçimleri olmalıdır. Size, hayatı zehir edenlere, siz de sandıkta cevap veriniz. Bu dünyanın güçlüler dünyası olmadığını onlara gösteriniz. Sizin ve çoluk çocuğunuzun cebinize göz dikenleri affetmeyiniz.
BAFRALILAR,
VEZİRKÖPRÜLÜLER,
HAVZALILAR,
ÇARŞAMBALILAR, ALAÇAMLILAR…
YÜRÜYEREK GİTTİĞİNİZ YERELERE, PARA VEREREK, 12 KM UZAKLIĞA,2–3 ARAÇ DEĞİŞTİREREK GİDECEKSİNİZ. BUNUN FARKINDA MISINIZ?
Sizi biraz gerilere getirip bazı şeyleri hatırlatmak istiyorum. Önceden BAFRA, ÇARŞAMBA,HAVZA, ALAÇAM… Bu yerlere nasıl gittiğinizi bir hatırlayınız. Evden hazırlanarak çıkıyordunuz.
Sadece yürüyordunuz. Büyük Caminin yanından yoldan geçen Çarşamba arabalarına biniyordunuz. Çarşamba’dan dönüşte
araçlar sizi bir uçtan bir uca kadar taşıyorlardı. Şimdi ne olacağını biliyor musunuz? Çarşamba yönünden yolcu taşıyan araçlar Belediye Evlerinde yolcularını boşaltacaklardır. Terminale kadar sadece şoför araçla hareket edecektir. Belediye Evlerinde inen vatandaşlar 2-3 araçla gidecekleri yere gideceklerdir. Bu iş inanın sizi aşar. Bunun altından kalkamazsınız. Havza, Vezirköprü yönünden gelen araçlar Terminalde yolcularını indireceklerdir. Buradan da en az üç araç değiştirerek gidecekleri yere gideceklerdir. Bunu Müslüman’ı bırakınız. İmansız olan biri insanlara yapmaz. Bafra ve Alaçam diğer yerlere gitmek istediğiniz zaman yine yolun karşısına geçip, istediğiniz yere varıyordunuz. Bafra ve Alaçam’dan dönüşte ise araçlar sizi Cumhuriyet Meydanı’nda bırakıyordu. Şimdi hepsi hayal oldu. Sizlere oy verenleri düşünüyorum. İnsanın kendisine yaptığını başkası yapamazmış.
5 EKİM SAMSUN İÇİN BİR KÂBUSTUR!..
‘Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali’ İsminden de anlaşılacağı gibi şehirlerarası bir otobüs terminalidir. Büyük otobüslerin yolcu taşıdığı bir yerdir. Minibüs, taksi, kamyon, tır, traktör, taksi… Bu araçların bulunduğu yer değildir. O zaman ismini saydığım ya da saymadığım diğer araçları buradan kaldırsanız ne olur? Kaldıramazsınız. Her şey birbirine karışır. Böyle yapacaksınız diye bir mecburiyet yoktur. Birileri para kazanacak, bazıları vatandaşları inim inim inletecek! Buna kimsenin hakkı yoktur. Rey verecekler, bunların hesabını sizlerden muhakkak soracaktır. Bugün olmazsa bile, yarın o insanların yanına yine oy istemeye gideceksiniz. Gerçek bir belediyecilik yapacak olanlar insanlarını üzüntüye sokmaz. Bulunduğu yerlere insanları çekerek, siftah yapmayan esnafların can çekişmesini önler. Gidilen bu yol, yol değildir. İnsanların gittikleri yere gidiş dönüş 24 Km daha eklemesi ne demektir? Bunun farkında mısınız? Sizlerin özel araçları olabilir. Aileler, ekmekleri çöpten toplamaktadırlar. Yaptığınız uygulamalarla oy aldıklarınıza Çin İşkencesi uyguladığınızı görmüyor musunuz? Halka, bu kadar eziyet vermeye değer mi?
DEĞERLİ SAMSUNLULAR!..
LÜTFEN SESSİZ KALMAYINIZ. SAMSUN YALNIZLAŞTIRILMAKTADIR.
Önceleri, istediğiniz yerlere özgürce yolculuk yaptığınızı ve 5 Ekim’den sonra olacakları sizlere anlattım.
Bu yolculuklar hem merkezde oturan vatandaşlarımızın, hem de ilçe, belde ve köylerde oturanların zararına olacaktır. Hem vakitleri, hem de fazladan paraları gidecektir. Birileri, birilerinin değirmenine su taşımaktadır. Olanlar da çile çeken insanlarımıza olmaktadır.
SAMSUN MİLLETVEKİLLERİ NE YAPIYOR?!..
Şimdi Samsun’un milletvekillerine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yine milletvekilliği seçimi yaklaştı. Tekrar siz aday olacaksınız. Oy verecek olanlar bunun hesabını sizden muhakkak soracaktır. Bir yönetim düşünün. Oy aldığı insanları geliş gidiş 24 Km daha yolculuk yaptırarak, 5-6 lira daha fazla para verdirtsin. Sıkıntıya soksun. Milletvekilleri bu yazılanlara dikkat etmek zorundadır. Bu trajediyi derhal sona erdirmelidirler. Burası bir demir perde ülkesi değildir. İnsanlar istediği yere hür bir şekilde gitmelidirler. Gidiyorlar mı? Hayır gidemiyorlar! Niçin gidemiyorlar? Samsun’u yönetenler, merkezdeki insanlarla birlikte aynı acıyı, il dışındakilere de yaşatıyorlar. Samsun Bağ- Kur yanından kalkan minibüsler Azerbaycan’ı işgal eden Ermenilerin Azeri vatandaşlara yaşattığı eziyet gibidir. Kaçkınlara benziyorlar. Bütün yağan yağmurlar üzerlerinden geçti.
Sandalye atıp oturacakları bir yerleri bile yoktur.Yetkililer bunu biliyorlar mı? Biliyorlar da, bilmezlikten mi geliyorlar? Çünkü kapalı kapılar ardında bazılarına söz verilmiştir. Vatandaşlarımız, yapılanları yakından bilmektedir.Al gülümler ya da ver gülümler artık sona ermelidir.Samsun’u yönetenler,halkın feryadına dikkat etmeleri gerekir.Etmedikleri ortadadır.İstenseydi bu terminal Samsun’un tam orta yerine yapılırdı.Vatandaşların diğer yerlere gideceği duraklar belli edilirdi.Binlerce kişi Samsun’dan uzaklaştırılmazdı. Esnafların can çekişmesinin önüne geçilirdi. Daha önce nasıl olayların ateşlendiğini görmemezlikten gelemezsiniz. Belediyecilik halkı canından bezdirmek değildir.
AŞAĞIDA
HABER GAZETESİ’NİN
İKİ TANE,
ARENA GAZETESİ’NİN
BİR TANE KONU İLE İLGİLİ OLARAK HABERLERİNİ BİLGİNİZE SUNUYORUM. LÜTFEN DİKKATLİCE OKUYUNUZ.
TARAFLAR ANLAŞTI. SORUN ÇÖZÜLDÜ.
www.habergazetesi.com.tr/
29.09.2009
MİNİBÜSLER OTOGARA
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda toplanan UKOME, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarına 5 Ekim tarihinden itibaren yeni otogara giriş yapma mecburiyeti getirdi
Ulaşım Koordinasyon Merkezi(UKOME), Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda yaptığı toplantıda, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim tarihinden itibaren Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapmaları mecburiyeti yönünde karar aldı. Büyükşehir Belediyesi´nde yapılan toplantıda 13 madde görüşülerek karara bağlandı. UKOME üyeleri toplantıda özellikle ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının, şehir içinde izleyeceği güzergâhlar ve toplanma yerlerini görüştü. Toplantıda, Ordu istikametindeki ilçelerden gelen toplu taşıma araçları, şehir içine girmeden çevre yolu üzerinden, Sinop istikametindeki araçlar Ankara yolu üzerinden ve Ankara yönünden gelen araçlar ise şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapacaklar.
UKOME´nin aldığı karar 5 Ekim tarihi itibariyle uygulanmaya konulacak.
Başkan Yılmaz ile görüştüler
Öte yandan Samsun ve ilçelerine bağlı köylerin muhtarları, muhtarlar derneği başkanları, ilçe minibüs dernek başkanları konuyla ilgili bilgi almak için Büyükşehir Belediyesi´ne geldi. Muhtarlar, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz´la görüşerek sıkıntılarını dile getirdi. Basına kapalı toplantı sonunda açıklamada bulunan Kavak Atayurt Köyü Muhtarı ve Kavak Şoförler Odası Başkan Yardımcısı Şerif Ayranca, "Başkanımızın açıklamaları bizi tatmin etti. Ama yine de alınan kararla ilgili endişelerimiz var. Görüşmeler devam edecek. İnşallah sıkıntılarımız giderilir" dedi.
BİOİAŞ İŞTİRAKI
Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali´nin işletmesini, yapılan ihalede KDV´siyle birlikte yaklaşık 28 milyon liraya en iyi teklifi veren Büyük İstanbul İşletmeleri A.Ş.(BİOİAŞ) almıştı. Terminal, 24 Temmuz 2006 tarihinde BİOİAŞ´ın iştirakine katılmıştı.
MİNİBÜSÇÜLER DİRENİYOR!..
www.habergazetesi.com.tr/
01.10.2009
Samsun´a bağlı 13 ilçenin minibüs dernek başkanları yaptıkları ortak açıklamada, UKOME´nin ilçe minibüslerinin yeni otogarda toplanmaları yönünde aldıkları kararı kabul etmeyeceklerini belirttiler. Samsun´da faaliyet gösteren 13 ilçenin minibüs dernek başkanları, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)´nin ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim´den itibaren şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne girmeleri yönünde aldığı karara tepki gösterdi.
Kararı kabul etmiyoruz
Samsun´a bağlı 13 ilçenin minibüsçülerin Dernek Başkanları yaptıkları ortak açıklamada, UKOME´nin kararını kabul etmeyeceklerini belirttiler. Bafra Minibüsçüler Dernek Başkanı Savaş Özcan, bu konuda Valiliğe dilekçe verdiklerini de hatırlatarak, "Vali yardımcımız, dilekçeyi Büyükşehir Belediye Başkanlığı´na ileteceğini ifade etti. Daha sonra ise Büyükşehir Belediye Başkanımızla görüşüldü. Muhtarlarımız, Büyükşehir Belediye Başkanımızdan kararın durdurulmasını istedi. Başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz da, "Biz bu kararı aldık. İsterlerse giderler, isterlerse gitmezler. Ben, onlara otogardan fazla para aldırtmayacağım. Bu konuda sizlere yardımcı olacağım" demiştir" dedi.
Toplantı yapılacak
Muhtarların ise, konu hakkında ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin başkanları ve kooperatif ve dernek başkanlarıyla görüşülmeden uygulama yapılmamasını talep ettiklerini dile getiren Savaş Özcan, "Bunun üzerine Yusuf Ziya Yılmaz ise uygulamanın başlayacağı tarihe kadar toplantı yapılmasını kabul etmiştir" dedi.
Halkımız adına karşıyız
Çarşamba Minibüsçüler Dernek Başkanı Nevzat Şahin ise, otogara gitme niyetinde olmadıklarını söyledi. Her zaman halkın yanında olduklarını, bundan sonra da yanında olacaklarını ifade eden Şahin, "Bu karara, halkımız adına karşıyız. Samsun´un evlatları olarak bu kararı uygulatmaya hiçbir kimsenin gücü yetmeyecek. Böyle bir anlaşma olmayacaktır. Böylesi önemli bir konuda her kesimin de desteğini bekliyoruz" diye konuştu.
"OTOGARA GİTMİYORUZ"
www.gazetearena.com
01.10.2009 16:14
Samsun İlçe Minibüs Dernek Başkanları, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)'nin aldığı karara karşı çıkarak "Biz anlaşmadık. Onlar bu yönde karar aldı. Otogara gitmiyoruz" dediler.
"Basın Taraflı Davranmıştır"
Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)'nin geçtiğimiz gün Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda yaptığı toplantıda, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim tarihinden itibaren Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapmaları mecburiyeti yönünde karar aldı. 13 maddenin karara bağlandığı toplantıda UKOME üyeleri özellikle ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının, şehir içinde izleyeceği güzergahlar ve toplanma yerlerini görüştü. Sinop istikametindeki ilçelerden gelen araçların Ankara yolu üzerinden ve Ordu istikametindeki ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının çevre yolu üzerinden, şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapacakları konusunda karar alındı. Bu kararı hiçbir şekilde benimsemediklerini ve hiçbir konuda anlaşmadıklarını belirten İlçe Minibüs Dernek Başkanları "UKOME' de görüşülen kararlar bunlardır. Biz hiçbir konuda anlaşmaya varmadık. Bazı yerel gazetelerin Anlaşıldı şeklinde başlık atmasını yöneticiler olarak kınıyoruz. Basın her zaman halktan yana olması gerekirken bu konuda taraflı davranmıştır. İlçe Minibüs Dernek Başkanları olarak yasal hakkımızı hukuki yollardan arayacağız" şeklinde konuştular.
"Vatandaş Mağdur Olacak"
Bafra Minibüsçüler Derneği Başkan'ı Savaş Özcan "Bizler otogara gitmek niyetinde asla değiliz. Biz her zaman halkımızın yanında olduk, bundan sonrada olacağız. Böyle bir karara halkımızın mağduriyeti sebebiyle karşıyız" dedi. Günde ortalama 10.000 kişinin ilçelerden Samsun'a geldiklerini dile getiren Özcan "Burada 10.000 insanın mağduriyeti var. Biz Samsun'un evlatlarıyız ve bu kararı hiçbir kimsenin uygulatmaya gücü yetmeyecektir. Bunu üstüne basa basa söylüyoruz. Bu konuyu siz Samsun halkımız, esnaflarımız ve Sivil Toplum Örgütleri'nin bir bütün olarak vereceği tepkiyle çözeceğiz" şeklinde konutu. Ben yaparım zihniyetinin kaldırılması gerektiğini savunan Başkanlar, destek istedi.
Özgür Halepoğlu
HABER GAZETESİ’NE BU HABER YAKIŞMADI!..
Yukarıda Samsun’daki HABER GAZETESİ’ nin iki gün arayla yayınladığı farklı iki haberi ve ARENA GAZETESİ’ nin objektif haberini sizlerin de bilgisine sunuyorum.
HABER GAZETESİ
Birinci haberinde TARAFLAR ANLAŞTI. SORUN ÇÖZÜLDÜ diye manşetten haber yazmaktadır. İkinci haber ise MİNİBÜSÇÜLER DİRENİYOR. Başlığını atmış. Bu bir çelişkidir.
Bunu gazetemizin en yetkilisine duyurmuş oluyorum. Adeta sıkıntıyı hep birlikte çekecek olan Samsunlu bütün vatandaşlarımıza ve şoförlere buraya gitmek için direnmeyin denmektedir.
Gazete halkın hakkını arar.
Önce haberi yaptığı zaman karşısında olan vatandaşların da aynı gün haberini manşetten atar. Taraflar dendiği zaman birbirinin zıddı olan insanlar akla gelir. İki gün sonra tarafların biri böyle bir anlaşma olmadığını söylemiştir. Ben, buradaki çelişkiyi vatandaşlarımızın da bilgisine sunuyorum. Basın, haberi yazarken birilerini memnun etmemelidir. Olayı olduğu gibi haber yapmalıdır. Bu köşe yazısı ise farklı düşünceler olabilir…
BELEDİYE BAŞKANININ KONUŞMALARI ÇELİŞKİLİDİR.
Haber Gazetesi’nin
01.10.2009’daki haberinde Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın söyledikleri ile, birinci haberde Onun başkanlığında alınan kararlar tamamen çelişkilidir. (Biz bu kararı aldık. İsterlerse giderler, isterlerse gitmezler.)Hâlbuki yapılan toplantının Onun başkanlığında yapıldığı haber olarak yazılmıştır.
Metro Turizm Yatırımlar Grubu Genel Koordinatör Yardımcısı da olan Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri AŞ(BİOİAŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Hatipoğlu,
bakın ne demektedir.
BİZE VERİLEN TAAHHÜT
‘Terminali, Büyükşehir Belediyesi´ne 27 milyon YTL ödeyerek satın aldıklarını hatırlatan Necmi Hatipoğlu, "Üstelik, halen görevde bulunan sayın Yusuf Ziya Yılmaz´ın adını da terminale verdik. Satın alınırken bize, bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanmıyor" dedi.’
AKS TV HALKIN YANINDA!..
ELEKTİRİĞİ KESENLERİ PROTESTO EDİYORUM!..
02.10.2009 Cuma akşamı Samsun’umuzun güçlü sesi AKS TV’NİN saat 19.00’da başlayan ve üç saat süren özel programın kalbim sızlayarak seyrettim. Düşünün bir belediye halka haber vermekten başka bir derdi olmayan ulusal bir kanalımızın canlı yayının elektriğini keserek engellesin.29M art yerel seçimlerinde senin haberlerini yapıp kamuoyuna duyuran bir kanalın yayınını nasıl engellersiniz?Vah benim Samsun basınım!Şu anda yer yerinden oynaması gerekirdi.Siz,ne yapıyorsunuz?Susmayı tercih ediyorsunuz?Kızarlar mı diyorsunuz?Eğer böyle düşünüyorsanız,asla basın mensubu olamazsınız.Peki,AKS TV’yi susturabildiniz mi?Vatandaşlar yine canlı yayınına devam etti.Elektriği nereden mi buldular?Oraya toplanan bin kişinin enerjisi elektrik oldu.Bu şekilde yayına devam ettiler.Şöyle düşündüm.En az oraya toplanan insanların yüzde otuz beşi size oy verdi.Yani sizleri makam sahibi yaptı.Sizi makam sahibi yapanlara ne yaptığınızı görmüyor musunuz?
Söylenen sözleri duydunuz mu? Samsunlu bir vatandaş olarak bir belediye başkanının bu şekilde yerilmesinden üzüntü duydum. Ben, söylenen bazı sözlerin küçük bir bölümünü kaleme aldım. Duymak istemeyenler belki okurlar!
‘Doğudaki vatandaşlara her türlü kolaylık gösteriliyor. Bizde mi isyan edelim?(Ankara bu seslenişi duymalıdır.)Bizler nerenin ilçeleriyiz? Bu halkın meselesidir. Bunun dinlenmesi gerekir. Benim sekiz çocuğum vardır. Hayatımızla oynayanların hayatlarıyla oynarız…’
Burada toplananlar, kimsenin zoru ile buraya getirilmediler. Başbakan ve milletvekilleri bu feryatları duymalıdırlar’ dedi.
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
-
"Coca Cola İç, İsrail'e Destek Çık"
HABERVAKTİM
Gazze'de yüzlerce Filistinliyi katleden, camileri, okulları ve evleri yerle bir eden İsrail'in en büyük finans kaynağı Coca Cola firması.
01 Ocak 2009 Perşembe 01:09
İçerdiği maddeleri tepkilere rağmen ısrarla gizli tutan Coca Cola'nın İsrail'in en büyük destekçilerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Gazze'de yüzlerce Filistinli'yi katleden, camileri, okulları ve evleri yerle bir eden İsrail'in en büyük finans kaynağı Coca Cola firması. İçerisinde türlü maddeler bulunan Coca Cola'yı her içtiğinizde, aynı zamanda İsrail ordusuna bomba teminatı sağlıyorsunuz.
Coca Cola'nın yaptığı reklâmlardan birinde aynen şöyle deniliyor: Coca Cola iç, İsrail'i destekle. Amerikan ürünlerini destekleyerek, İsrail'e destek verin'
Belçika'da, Sağlık Bakanlığı'nın bu ürünü içenlerde ciddi zehirlenmeler görüldüğünü ve bu içeceğin içerdiği maddeler nedeniyle alyuvarların eridiğini, dolayısıyla kansızlık meydana geldiğini bildirdiği Coca Cola, elde ettiği karının yüzde 50'sini de İsrail ordusuna aktarıyor.
Hindistan'ın geçtiğimiz yıl tamamen yasakladığı, Letonya'da ise okullardaki satışını tamamen, dışarıda ise çocuklara satışını yasakladığı Coca Cola firması, Filistin topraklarında katliam yapan İsrail'in de en büyük destekçisi.
EN FAZLA TÜKETENLER MÜSLÜMAN ÜLKELER
Yahudilerin yaşadığı alanlarda yaptığı reklamlarda, Coca Cola içenlerin aynı zamanda İsrail'e destek verdiği mesajı veren firma, elde ettiği karının büyük bir bölümünü ise Müslümanlardan karşılıyor. Yapılan araştırmalara göre Coca Cola içenlerin büyük bir bölümünü Müslüman ülkeler teşkil ediyor. Yani Müslüman ülkeler kendi elleriyle İsrail'e uçak, bomba, tank ve tüfek sevkiyatı gerçekleştiriyor.
-
Dersim Konferansına Şair İsyanı!..
BEYİNLERİ VE RUHLARI BAŞKALARINDAN EMİR ALMAYA ALIŞIK OLANLAR, KESİNLİKLE BASIN MENSUBU OLAMAZLAR. HABER YAPMAK: HÜR, BAĞIMSIZ, ONURLU, YÜREĞİ YETEN,KALEMİNİ, RUHUNU, BEDENİNİ, DÜŞÜNCESİNİ SATMAYAN, PARANIN KÖLESİ OLMAYAN YÜREKLİ İNSANLARIN İŞİDİR.SİZ DE BÖYLE BİR BASIN MENSUBU İSENİZ,SESİME SES VERİNİZ..
HASAN SANCAK
Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak Avrupa Parlamentosu'nun himayesinde gerçekleştirilen Dersim soykırımı isimli konferansta konuşan DTP Milletvekillerini, Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil’i ve teröristlere destek veren parlamento üyelerini protesto etti. Yazmış olduğu on sekiz dörtlüklü ‘ATATÜRK YAŞASAYDI-BOYUN EĞERDİN TÜRK’E YURTTA KARAKTERİNİZ-KAHPELİK KARA LEKE’ nakaratlı şiirle tepkisini dile getirdi.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak’: Emperyalizmle savaşarak kurulan Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret yağdırma toplantısına dönüşen konferansta PKK, Ermenilerin ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin birliği, beraberliği kardeşliği bir sefer daha görülmüş ve tescillenmiştir. Homoseksüelliğe teşvik eden PKK, her gün alçakça ve kahpece Mehmetçikleri, polisleri, korucuları, Doğu ve diğer bölgeler ayırımı gözetmeden bütün insanlarımızı yok etmektedir. Bombaları ve mayınları patlatan, binlerce insanımızın ölümünden sorumlu olan Ermeni bozmaları PKK ve sicilli yandaşları, akıttıkları kanlarda boğulacaklardır. Bu vatan Atatürk ve şehitlerden bizlere emanettir. Dün yurda girenler kazma ve küreklerle nasıl memleketimizden atıldıysalar, PKK hainleri ve onların sicilli yandaşları da gereken cezayı göreceklerdir. Bu vatanın ekmeğini yiyip, suyunu içip, havasını teneffüs edip ihanet edenler tarihin her döneminde sivri kazıklara oturtulmuştur. Meydan artık boş değildir. Bundan sonra herkes bunu böyle bilsin. Artık iki güç vardır. Ya yutanların ya da ayakta tutanların yanında olmak zorundasınız ABD, AB ve İsrail’in kucağına oturan bir bölücü örgüt terör estirmektedir. Otuz binden fazla insanımız toprağın kara bağrına düşmüştür. Sakat kalan binlerce insanımız vardır. Milyarlarca liralık maddi zarar vardır. Bu bir soykırım değil midir? Bu konuşmacılardan biri olan Profesör sıfatlı Ronald Mönch yapmıştır. 1930 yılında Tunceli’de yaşananları insanlık suçu olduğunu savunan Mönc denen alçak Atatürk ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri ile üst düzey askeri yetkililer için, "Yaşasalardı savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerekirdi." Söylemiştir. Yetkililer nerededir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurucusu Atatürk ve Silah Arkadaşlarına hakaret ediliyor. Kimseden ses çıkmıyor. Yazıklar olsun diyorum. Bana göre bu en büyük saygısızlıktır. Türkiye’de yer yerinden oynaması gerekirdi. Hep birlikte horlayarak uyuyoruz.
DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etmiştir. Bu bir milletvekili değil midir? Milletvekili olduktan sonra Meclis’te nasıl yemin etmiştir? Maaşını hangi devletten almaktadır? Tekrar niçin Türkiye’ye gelmektedir? Şerefsizlik gördük. Bu kadarını da hiç görmedik! Soykırım yapılmıştır diyen mahlûk bir de milletvekilidir. Başka bir memlekette olsaydı, bunlar köpekten daha aşağı muamele görürlerdi. Dünyada kendi vatanına ihanet eden milletvekilleri ya da belediye başkanları var mıdır? Bir halka soykırım yapılmışsa, o millet onu nasıl milletvekili seçti? Dünyanın hangi ülkesinde bölücü ve yıkıcı olup, milletvekili ve belediye başkanı olan vardır? Bu konu ile ilgili onlarca soru sorulabilir. Şerafettin Halis Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak için birlikte olduğu Ermenilerle askerlerimizi karıştırmaktadır. Hafıza kaybı olduğu görülmektedir. Şimdi tarihten bir konuyu burada okuyucuların dikkatine sunuyorum.
Aşağıda anlatılan konuyu bir PKK lı kitabında yazmaktadır. Yazılanlar gerçektir. Şimdi o PKK lılarla, Ermeniler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmek için kucak kucağa oturmaktadırlar. Birlikte konferanslar düzenlemektedirler. Bunu vatandaşlarımız iyice okumalıdırlar. Bu konu devletin resmi tezleriyle de çelişmektedir. Yani devletimiz böyle bir olayın olmadığını söylemektedir. Bunu söyleyen bir PKK lıdır. Kürt vatandaşlarımız PKK nın kendileri için ne olduğuna iyi kara vermelidirler. Bu alçaklık ve kahpelik PKK lıların alınlarına kara bir leke olarak yapışacaktır. Kitap yazarı Ermenileri, Kürtlerin kestiğini söylemektedir. Bu vatandaşlarımızın büyük tepkisini çekmiştir. İddialar vahimdir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatan sevdalısı emekli bir öğretmeni olarak, ben de PKK ve yandaşlarını protesto ediyorum. Aşağıdaki paragrafları dikkatlice okumanızı rica ediyorum. Bu konuya ayrılıkçı Kürtlerin gözüyle bakan, HADEP ve DEHAP gibi PKK bağlantılı partilerde çalışmış bulunan Kemal Süphandağ’ın, 'Büyük Osmanlı Entrikası Hamidiye Alayları' adlı kitabında yer almaktadır. Bakın neler söylemektedir! Önce kitabın arka kapağında yazılanlarını iyice okuyunuz. Yazar ne yazarsa yazsın, kendi yazdıkları gerçektir. Kürtlerin Ermenileri kestiğini söylemektedir. Arka kapaktaki yazıları dikkatle okuyanlar bunu göreceklerdir. Anlatılanlar PKK lılar tarafından bir konferans yapıldığı ve konferansta DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etmesi dolayısıyla yalanlarını ortaya çıkarmak, PKK lıların Kürt vatandaşlarımız hakkında ne yazdıklarını gözler önüne sermek için anlatılmıştır. Yazı okunduğu zaman Kürt vatandaşlarımıza cahil diyen Ermenileri kesti diyenlerin bölücü ve yıkıcı olan PKK lıların bir numaralı adamı olduğu görülecektir.
(Kitabın Arka Kapak Yazısı )
(...) Bitlis Vilayeti dâhilinde Siirt ve Muş sancaklarında valilik vekâletinde bulunduğum 8 sene zarfında çoğunluğu Kürtlerden ibaret bulunan Müslüman ahaliyle, Ermeni ahalisinin hal ve fikirlerine o sırada elde ettiğim bilgi ve malumatlar sayesinde önemli ölçüde vakıf oldum. Önemli ölçüde bugüne ışık tutacağı düşüncesiyle ve dostluğumuz münasebetiyle, genel hatlarıyla arz ve mevkilerini gösterir vilayetlerin bir parça haritasını çizip takdime cüret eyledim.
Adı geçen vilayetlerin mevcut olan genel teftişlerinden ve yazışmalardan anlaşıldığı kadarıyla, ahalinin üçte ikisi Müslüman ve üçte biri Hıristiyan görülüyor ise de, bu oran kâtiplerin Müslüman olmaları nedeniyle nüfusun doğru yazılmamasından kaynaklanmaktadır. Hali hazırda nüfusun yüzde sekseni Müslüman ancak yüzde yirmisi Ermeniyie, başka milletlerin cemaatlerinden ibaret olduğu görülecektir ki; mutlak çoğunluk İslam'dadır. Kürtlerin umumiyetiyle secaetli, cesur, askerlikte meşhur, silahşor ve hilafet makamının mukaddes makam olduğuna gayet sadık oldukları muhakkaktır.
Gerçi daha önce cahillikleri nedeniyle birbiriyle savaşmış olsalar da, aralarında ki mücadelenin bertaraf edilmesi, aşiret reislerinin ve aşiret bireylerinin tehdit edilmesi ve kontrol altında tutulmalarıyla mümkün olduğu Reşkotan, Sasoni ve Hesenanlı gibi meşhur aşiretlerin padişah hazretlerinin sayesinde emir ve ıslahatına kolaylıkla vaki olan âcizane çabalarımın tecrübesiyle ispatlanmıştır. Ve bu da; Kürtler ve aşiretlerin sadakat ve ıslahat emirlerine bağlılıklarının derecesine hakikat ölçüsü olmuştur.
Böyle cesaretli bir milletin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle, birlikteliklerinin sağlanması halinde, Ermeniler tarafından meydana getirilecek bozgunculuğun zemin bulamayacağı görülecektir. Ermenilerin zararlı emellerini elde etmeye ve gizli hainlik niyetlerini açıklamaya cesaret edemeyecekleri ve edecek olsalar da, Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır.(...)
BU YAZI ANTOLOJİ COM’DAN ALINMIŞTIR.
ARKA KAPAK YAZISI İLE İLGİLİ GÖRÜŞÜM…
Lütfen yukarıdaki yazarın kapak yazısını okuduktan sonra benim yazımla karşılaştırınız. Dikkatlice okuyunuz.
Yazar bu kapak yazısında Ermenilerle dost olduğunu söylemektedir. (Önemli ölçüde bugüne ışık tutacağı düşüncesiyle ve dostluğumuz münasebetiyle,..)Ermenilerle Kürt vatandaşlarımız hiçbir zaman dost olamazlar.Ermenilerle PKK denen iblisler dostturlar.Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için anlaşma yapmışlardır.Yazar buradaki sözüyle PKK yı söylemektedir. (Gerçi daha önce cahillikleri nedeniyle birbiriyle savaşmış olsalar da…) Burada da birbirlerine saldırmalarını cahilliğe bağlamaktadır. Kürt ve Ermenilerin cahillikleri sebebiyle birbirlerine saldırdıklarını açıklamaktadır. Kürt vatandaşlarımız cahil olamazlar. Bu PKK lılar için geçerlidir. Cahil oldukları için vatana ihanet etmektedirler. Diğer bölümlerde de Kürtlerle Ermenilerin birbirlerini öldürmelerini, Osmanlı Devletinin bir oyunu olduğunu söylemektedir.(Böyle cesaretli bir milletin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle…)Burada da bölücülük yapmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ndeki Kürt vatandaşlarımızı bir millet olarak nitelendirmektedir. Kürtlerin Ermenilere soykırım yaptığını kabul eden yazar (Kürtlerin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle, Ermeniler tarafından kendilerine yapılacak bozgunculuğun zemin bulamayacağını ve Ermenilerin zararlı emellerini elde etmeye ve gizli hainlik niyetlerini açıklamaya cesaret edemeyecekleri, edecek olsalar da, Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır)demektedir.
Bakın kitabın arka kapağında bunları söyleyen yazar Akşam Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut’ a verdiği cevapta ne demektedir? Akşam Gazetesi yazarı Rıza Zelyut’ a cevap Dem: 03.09.2007 Sehet: 23:13
(…Oysa tamamı Osmanlı arşiv belgelerinden oluşan kitabım bir bütün olarak ele alındığında ve incelendiğinde Ermenileri Kürtler kesti gibi bir sonuca asla ulaşılamaz. Çünkü bu iddia yalan bir iddiadır.)Burada yazılanlarla kitabın arka kapağında yazılanlar birbirleriyle tamamen farklıdır. Yalan söyleyen birisi varsa, bu da yazarın kendisidir. Yazıları okuyanlar muhakkak benim söylediğimi söyleyeceklerdir. Kitabın arka kapağındaki yazıda bir tehdit vardır. Yine uslu durmazsanız,( Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır) sözlerini söylemektedir. Yani yazar Kürtlerin Ermenileri kestiğini söylemekte, kendileri hakkında bir şeyler yaptıkları zaman yine kendilerine aynı şekilde cevap vereceklerini üstüne basa basa açıklamaktadır. Kitaplardaki bu bölümler en önemli cümlelerdir. Kitabın ana düşüncesini kapsar. Bakın yazar yine kendi kitabında Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit’in kurmuş olduğu 100 ün üzerinde alayla bilgi verdikten sonra bu alaydaki Kürtlerin Ermenilere yaptığını nasıl görmektedir.
Bu süreçte 1890'larda başlatılmıştır. Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit, 1891'den itibaren Doğu Anadolu'daki Kürt aşiretlerinden 100'ün üzerinde alay oluşturmuş; bu alaylar da bölgedeki Ermenilere karşı kanlı saldırılar düzenlemişlerdir. Ermenileri katletme yolunda ilk eyleme geçenler Türkler değil Kürtler olmuştur. DTP lideri Ahmet Türk'ün dedesi Kanco, 'Hamidiye Alayları' denilen bu birliklerde yer almıştı. Bir yandan Rusya, bir yandan İngiltere, Ermeni toplumunu Osmanlı Devleti içinde ayrı bir devlet kurmaya teşvik ediyordu. Hamidiye Alayları kurulunca, resmi nitelik kazanan Kürt silahlı güçleri; astığı astık kestiği kestik oldular. Ermenilerden çetelerin çıkmasını fırsat bilen aşiret reisleri; emirlerindeki bu silahlı güçleri bir çete gibi kullanıp acımasızca kan döktüler. Ermeni katliamı diye nitelendirilen eylemler böyle başlamıştır. Büyük dedesi de Hamidiye Alayı Kumandanı olan Kemal Süphandağ, Kürtlerin bu Ermeni katliamını tespit etmiş ve şunları yazmıştır: 'Neredeyse tüm Sünni Kürt aşiretleri teşkilatta yer almışlardır.
“Yazarken bile insanı dehşete düşüren tam bir vahşet sürecidir bu süreç. Yüzyıllarca sorunsuz bir şeklide birlikte yaşayan Kürtlerle Ermeniler bu teşkilatın oluşturulmasıyla birbirlerine düşürülmüştür. Teşkilatta yer alan aşiret reisleri ile mensuplarına büyük imkânlar ve imtiyazlar sağlayan bu oluşum, diğer inanç grupları ve halklar için tam anlamıyla bir zulüm mekanizmasına dönüşmüştür. Özellikle bu Teşkilatın asıl hedefi olan Ermenilere yapılanlar, daha doğrusu yaptırılanlar tüyler ürperticidir.”
(Sayfa: 10)'
(Rıza Zelyut devam ediyor ve kendisi gibi, tarihi, kafasındaki şablona ve senaryoya göre yazan bir sözde tarihçiden de tarihi gerçeklerden soyut bir alıntı yaparak Osmanlının Ermenileri yok etme amacını masumlaştırma çabasına giriyor…)
Akşam Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut’a verdiği cevapta kendi yazdıklarını unutup bu durumdan Osmanlı Devleti’ni sorumlu tutmaktadır. Bir bakıma Kürtlerin kullanıldıklarını söylemekte ve suçu Osmanlı Devletinin üzerine yüklemektedir. Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu yazarın anlattıklarına katılmamaktadırlar. Bu sadece PKK ve yandaşları için geçerlidir. Tarih boyunca milletine ihanet edenlerin sadece ismi değişmiştir. Bugün ihanet edense PKK örgütü ve yandaşlarıdır. Bunlar daima yediği kaba pislemişlerdir.
Bu bölümde Alevi vatandaşlarımıza…
Ezidi (Yezidi), Alevi, Şii ve Dürzîler müracaatlarına rağmen kabul edilmemişlerdir. (Sayfa: 71)' Alevi aşiretleri, silahlanarak bu saldırılara direnmeye çalıştılar. Vartolu dedelerden olan Mehmet Şerif Fırat; bu alayların kendilerine yaptıkları zulmü acı acı anlatmaktadır (Bak: Doğu İlleri ve Varto Tarihi). Bu katliamlardan birisinde yaşanan trajediyi, Vartolu Alevilerden CHP eski Milletvekili Tekin İleri Dikmen, yazar Şakir Keçeli'ye şöyle anlatmış: 'Hamidiciler; bizim atalarımızı kuşatmışlar; silahlı çatışma başlamış. Bizimkiler, bir yarma hareketiyle canlarını kurtarmak istiyorlar. Fakat yanlarında bir kadın var; o dağ başlarında kendilerine engel olacak. Obada da bırakamıyorlar. Bıraksalar, gelen alay çapulcuları kadına tecavüz edecekler. Bu açmazdan kurtulmak için kadın, 'Beni onlara bırakmayın, öldürün; siz de canınızı kurtarın!' der. Ve öyle de yaparlar.'
Alevi vatandaşlarımızda buna büyük tepki göstermişlerdir. Konu ile ilgili yazarın kaleme aldığı başka konular da vardır. Bunu tarihçilere ve uzman kişilere bırakmamız gerekir. Her Türk vatandaşı Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmek için ABD, AB ve İsrail’in uygulamış olduğu vatanımızı bölme ve parçalamaya karşı uyanık olmalıdır. Beş parmağın güzelliği gibi farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmeliyiz. Bir vatan, bir bayrak, bir millet olduğunu bilmeliyiz. Bizim okuduklarımıza ve yazılanlara göre 1915 yıllarında da Ermeniler, Kürt vatandaşlarımıza akla gelmeyen zulümler ve işkenceler yapmışlardır. Bebeklerin, çocukların, kadınların kalp ve beyinlerini parçalamışlardır. Fakat PKK lı bir yazar ilk defa Kürtlerin Ermenileri kestiğini yazmaktadır. Kürt vatandaşlarımız her şeyden önce Müslüman’dır. PKK ise dinsiz bir örgüttür. PKK lılar Kürt vatandaşlarımızın düşmanıdırlar. Çünkü bebek, çocuk, korucularımız ve vatandaşlarımızdan binlercesini bombalarla, mayınlarla ve otomatik silahlarla katletmiştir. Türkiye’de meydana gelen her olay dış kaynaklıdır. Bunlar tarihin her döneminde kendilerine yardım edecek ajan ve hainleri para karşılığı kandırmışlardır. Tarih süreci içinde bunları Batılılar, Yunanlılar, Ruslar ve Ermeniler kullanmışlardır. Günümüzde de onların oyuncağı PKK kahpeleriyle destekçileridir.
DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, dediği Dersim isyanında da durum böyle olmuştur. Devleti en çok meşgul eden isyanlardan birisi de 1937 Dersim olayıdır. Bu isyanın yeraltı faaliyetleri ile geçen bir hazırlık dönemi vardır. İsyan döneminde devlet Hatay meselesi ile uğraşıyordu. Fransa’nın Türkiye’de uygulamaya çalıştığı esrarengiz plânların amacı ise Türkiye’yi Hatay’dan vazgeçirmekti. Bölgenin böylece patlamaya hazır bir bomba haline getirilmesi karşısında devletimiz o bölgede bir dördüncü genel müfettişlik kurmuş ve başına da General Abdullah Alpdoğan’ı getirmiştir. İsyan 7 Ağustos 1938’e kadar bir buçuk yıl sürmüştür. Katılan asi kuvvetler 4000 kişidir; liderleri Seyyit Rıza’dır. Atatürk 1938 yılında, Meclis’i açış nutkunda bölgede silâhlı kuvvetlerin manevralar yapacaklarını bildirmiş ve neticede isyan ağır zararlar vererek sonuçlandırılmıştır. Bunu şu anda dillendirenler de düşmanların kul ve kölesi olan, memleketimizi bölüp parçalamak isteyen vatan hainleridir.
Aşağıdaki uzun şiirim ‘Mustafa Kemal = O dur’ şiir kitabına koyulacaktır. Bu şiir kitabım 180 -200 sayfa arasındadır. Şiir kitabımdaki şiirlerin hepsi Atatürk şiirleridir. . Atatürk ile ilgili olarak “Cumhuriyet,10 Kasım,23 Nisan,19 Mayıs” la ilgili olarak yazdığım daha başka şiir kitapları çalışmam da bulunmaktadır. Diğer Atatürk şiirlerimi okumak isteyenler blogcu sitemden okuyabilirler. http://odurataturksiirleri.blogcu.com Üç tanesi çıkan 50 şiir kitabım, 5000 şiirim ile birlikte, 50 tanesi noter onaylı 400 tane de alternatif reklâm senaryom bulunmaktadır. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif reklâm senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. Bir şiiri kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek mecburiyetindesin. Benim durumumda olan binlerce kişi bulunmaktadır. Şiir kitaplarıma maddi destek olmak isteyen herkes bana telefon ya da E-Mail yoluyla ulaşabilir. Destek olanların şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında, renkli olarak tanıtımı olacaktır.’Şeklinde konuştu.
Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabı ve 5000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA ve REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. Sanalda 500 forum sitesine üye olmuştur.
ATATÜRK YAŞASAYDI-BOYUN EĞERDİN TÜRK’E
YURTTA KARAKTERİNİZ-KAHPELİK KARA LEKE
Uyan Türkiye uyan-var mı sesimi duyan
Şerefsizlik yapılır-görülür ayan beyan
Hem yurdumda yaşarlar-alırlar maaşları
Kahpeler akıtıyor-gözlerdeki yaşları
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Milletin vergileri-bol harca yap ihanet
Mahlûklar konuştukça-acı duyar cemiyet
Nedir bu maskaralık-kazığa oturtsana
Beslemeler kıyıyor-görün daim insana
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Kim verir cesareti-indirsene balyozu
Ülkeme sakın gömme-burda kalmasın tozu
Avrupa’nın kıçını-yalıyorlar durmadan
Milletim uyumayın-saatleri kurmadan
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Kim ihanet ettiyse-çekecek cezasını
Dün bugün ile yarın-görecek ezasını
ABD ve İSRAİL-Batının kucağına
Oturursan **** doğar-bir bak sol ve sağına
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Yine hep anırdılar-eşekler ya da sıpa
Öyle konuşuyorlar-gelmezler ipe sapa
Yanlarında AB var-ihaneti kusarlar
30 bin insan öldü-hem öldürüp keserler
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Yurtta ölenler kimden-kahpece vuranlar ne
Çoğu homoseksüel-dağlarda gezer ..ne
Bırakın konuşmayı-sinirler geriliyor
Her gün vatanımızda-şehitler veriliyor
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
İhanetin büyüğü-Mecliste demeçlerde
Bir yetkili yok mudur-yol keserler her yerde
Sabır taşı çatladı-gına gelmiştir gına
Devamlı ağlamakta-bebek çocuk ve ana
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Nerede var soykırım- bize çok yakın Irak
ABD besler puştu-mevsimler geçer kurak
Orada ölenlere-niçin bir şey demezsin
Asıl soykırım orda-cırtlak çıkıyor sesin
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Eline silah alıp- iste devleti yıkmak
Gül mü uzatılacak-silkelen ayağa kalk
Herkes başı önüne-alıp da düşünmeli
Bayrak toprak tek diyen-kaldırmalıdır eli
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Sahipsiz köy buldular-değneksiz geziyorlar
Topyekûn milletimi-alçakça üzüyorlar
Kürtlerin Halepçe’ den-kaçtıkları bir anda
Sınırı açan kimdir-bozukluk vardır kanda
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Ekmek verdik su verdik-tuttuk yurtta besledik
Hastalandıklarında-gittik ora sesledik
Şu anda ne yaparlar-ABD nin emrinde
Terör ihraç ederler-bundan gireriz derde
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Dağda ormanda gezer-yosması tasmalısı
Mehmet’e kurşun sıkar-bizler çekeriz yası
Bombaları mayını-patlatana ne dersin
Saçmalayıp durmayın-Allah belanı versin
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Soykırıma uğrayan-milletim vatanımız
Sıkıntıyı çekiyor-gezen ve yatanımız
Doğuda bebekleri-çocukları vuran kim
Öldürerek yok edip-tekrar hesap soran kim
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Bir Ermeni örgütü-Kürt denen kardeşimin
Hakkını savunamaz-evladımın eşimin
***** çıkar peşinde-onun derdi mahvetmek
Milletim ağlar iken-bize işkence etmek
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Atatürk abidedir-saldıranı yıkarız
Daha ne anlamadan-üzerine çıkarız
Eğer O olmasaydı-baban ile ananın
Üstüne binerlerdi-hem bugün hem de yarın
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Mustafa deyip saldır-aynı yalanlar plan
Bir bakınız yukarı-ülkem yapılır talan
Başlarında Soros var-Dolarlar tomar tomar
Milli devlet yıkılır-çatlıyor ana damar
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Sıra Atatürk’teyse-uyuyana yuh olsun
Vücudunun her yanı-ateş korlarla dolsun
Hiçbir devlet kendini-böyle aşağılatmaz
Yapacaksan bir şey yap-yeter vermeyin vaaz
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Ayrımız gayrımız yok -70 milyon birliği
Asla da bozamazlar-kesinlikle dirliği
Türk olan türkü söyler-yerler gökler çınlasın
Öğretmen Hasan söyler-dost ve düşman anlasın
Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e
Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke
Mustafa Kemal = O dur’
http://odurataturksiirleri.blogcu.com
Eğer yukarıdaki ilişimler çalışmıyorsa, internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.
Öğretmen Hasan Sancak’ ın En Güzel Atatürk Şiirleri Kitabından!..
Bu şiir kitabıma destek olacaklar bana maille ulaşabilirler.
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
TEL: 0362–621 27 79
0506–2730465 (Öğretmen Hattı)
E-mail: [email protected]
Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
55800-ALAÇAM-SAMSUN
-
O’DUR ATATÜRK ŞİİRLERİNE DESTEKLEYİCİ ARIYOR!..
O’dur Atatürk Şiirlerine Destekleyici Arıyor!..
Atatürk Şiirlerime Destek Olur musunuz?
Not: KONU İLE İLGİLİ RESİM VE DİĞER ŞİİRLER SİTEDEDİR.
O’DUR ATATÜRK ŞİİRLERİMİ OKUR MUSUNUZ?
-http://odurataturksiirleri.blogcu.com/-
Eğer yukarıdaki ilişim çalışmıyorsa, internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.
Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteci, Hasan Sancak O’dur Atatürk Şiirlerine destek olacak belediye başkanı, firma ve şirketlerden ilgi ve destek bekliyor.
29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyetimizin 85. Yıldönümünün, bütün millet olarak büyük bir heyecan içinde kutlanacağını söyleyen Sancak:’ Dün olduğu gibi bugün de iç ve dış düşmanlar boş durmuyorlar. Yine "Böl-Parçala-Yut Taktikleri" sürmektedir.70 Milyon insanımızı birbirine düşürmek için sinsi ve gizli plânlar kuruyorlar.'Türk Milleti olarak Atatürk gibi akıllı, vatansever, bilgili, inançlara değer veren, liderler çıkartmak mecburiyetindeyiz. Atatürk’ümüzün gençlere, gençlerin de öğretmenlere emanet edildiği "Tam Bağımsız Türkiye'ye "sahip çıkamadık. Şöyle bir geriye dönüp baktığımız zaman neler olduğunu görmeliyiz ve bilmeliyiz. Osmanlı Devleti'nin kol ve kanadı kırılmış, düşmanlar memleketimizi işgal etmişler, ellerimizden silâhlar alınmış ve Türk Milleti inim inim inlemektedir. Kurtarıcı aramaktadır. Halkımız yol gözlemektedir. Hiç kimse Türk Milleti'nin önüne geçip, onları kurtarmak için bir uğraşa girmiyor. İşte tam o sıralarda 16 Mayıs 1919 Günü İstanbul’dan Bandırma isimli bir gemi Samsun'a doğru yol alırken, kurtuluş hareketini de başlatmış oluyordu. Böylelikle Türk Milleti hürriyet ateşini yakarak, bütün dünyaya hür ve bağımsız olduğunu haykırıyordu. Türkiye Cumhuruteti Devleti için binlerce şehit kanı dökülmüştür. Cumhuriyetimiz bu zorluklardan sonra kurulmuştur. Terör askerlerimizi, polislerimizi ve vatandaşlarımızı kahpece şehit etmektedır. Bu günlerde birbirimize daha sıkı şekilde sarılmalıyız. Bizi bölmek ve parçalamak isteyenlere karşı uyanık olmak zorundayız. Birlik ve bweraberliğimizi bozmamalıyız.
"O' dur-Öğretmenin En Güzel Atatürk Şiirleri" kitabım Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kurucusu Merhum Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün "Vatanımız- Milletimiz -Devletimiz" için yapmış olduğu hizmetleri anlatan çok değişik bir şiir kitabıdır. Bu şiir kitabım 160 sayfadan oluşmaktadır. Böylece "Türkiye Sevdalısı" bir öğretmen olarak Atatürk'e vermiş olduğum sözü yerine getirmenin mutluluğunu yaşamaktayım. Şüphesiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü anlatan çok değişik şiir kitapları olabilir. Fakat ilk defa bir öğretmen sadece O' nu anlatan bir şiir kitabıyla okuyucularının karşısına çıkmaktadır. Atatürk ile ilgili olarak “Cumhuriyet,10 Kasım,23 Nisan,19 Mayıs” la ilgili olarak yazdığım daha başka şiir kitapları çalışmam da bulunmaktadır. Bu şiir kitabım birinci şiir kitabımdır. İkinci şiir kitabım Onlar Analarımız ve Üçüncü şiir kitabım da Benim Annem Melekti şiir kitabımdır. Anadolu’da hele de ilçelerde bulunup da maddi problem çeken insanların kitapları ne yazık ki okuyuculara ulaşmamaktadır. Bu konuda her hangi bir yetkili de bir çözüm yolu aramamaktadır. Türkiye’de benim durumumda olan ve kitap çıkartamayan binlerce insan bulunmaktadır. Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek zorundasın. Ben, milli kültüre destek vermek istiyorum diyenler bu çağrıma ses vermelidirler. Destek olacaklar kitapların karton kapaklarının iç tarafında renkli olarak tanıtımı yapılacaktır. Şiirlerimi okumak isteyenler blogcu sitemden okuyabilirler.-http://odurataturksiirleri.blogcu.com/- Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yüzyıllarca yaşamasını Yüce Mevlâ'mızdan diliyor, en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.’dedi.
Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabı ve 5000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA ve REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. Sanalda 500 forum sitesine üye olmuştur.
O' dur
O' dur Cumhuriyeti-hediye edip kuran
O' dur Türk Milleti'ni-esirlikten kurtaran
O' dur ilk Başöğretmen-cahilliğe set vuran
O' dur ilke sahibi-durmadan akıl yoran
O' dur yurtta cihanda-sulh deyip de haykıran
O' dur ahlâklı insan-bütünlüğe çağıran
O' dur okuyup yazan-geçmişi bize soran
O' dur On Kasımlarda-ruhu bizleri saran
O' dur sönmüş yüreğe-su verip tutuşturan
O' dur Dünya Önderi-Türklüğü kavuşturan
O' dur nice belâyı-milletle savuşturan
O' dur genç ihtiyarı-sevgiyle barıştıran
O' dur "Ne Mutlu Türk'üm"-söyleyip yarıştıran
O' dur birçok devletle-yılmadan ilk savaşan
O' dur Türk' ün Önder' i -dışarıyla uğraşan
O' dur millî birliği-pekiştiren ve yayan
O' dur sanatçılara-destek vererek sayan
O' dur ilk Türk Dili' ni-anlayan ve yaşatan
O' dur düşünceleri-asırları kuşatan
O' dur Türk Devleti' ni-kuran eşsiz komutan
O' dur yedi düveli-aziz yurdumdan atan
O' dur güzellikleri-dost düşmana kavratan
O' dur yıkıcı fikre-karşı koyarak çatan
O' dur ülkü sahibi-çağa doğru fırlatan
O' dur ışık aydınlık-bütün herkese sunan
O' dur kandaki ateş-hürriyet için yanan
O' dur aydın bir kişi-kötülüğe el banan
O' dur Kurtarıcımız-memleketi savunan
O' dur her kişi için-söz söyleyip çırpınan
O' dur olumsuzları-hemen olumlu yapan
O' dur hiç usanmayan-yurt sevgisiyle çarpan
O' dur beraberliği-hepimize duyuran
O' dur hep meşalemiz-bizi ışıklandıran
O' dur ilim sahibi-Türk'ü onurlandıran
O' dur bu aziz yurdu-halkla vatanlaştıran
O' dur denizler gibi-bizi dalgalandıran
O' dur değeri bilip-gençlerini anlayan
O' dur bağımsızlığı-millete aşılayan
O' dur şu çağda bile-ellerle alkışlanan
O' dur vatan sevgisi-halkı için yaşayan
O' dur insanımızı-sevip sayıp okşayan
O' dur bizi anlayan-şu anda da aranan,,,
Atam çok büyükmüşsün-o ismin unutulmaz
Fikrin yüceleşiyor-biz onlardan aldık haz
Düşünmüşsün yurdunu-sağlam temeller attın
Hasan ve bu halk için-hep düşmanlara çattın
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
TEL: 0362–621 27 79
0506–2730465 (Öğretmen Hattı)
E-mail: [email protected]
Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
55800-ALAÇAM-SAMSUN
-
MERSİNDE CANLI BOMBA-UYUMAYIN PEŞİ VAR
MEHMET POLİS VURULUR-KAHPELERİN LEŞİ VAR
Azdıkça azıyorlar-İmralı’yı susturun
Altına ve üstüne-çelik halatlar vurun
Emirler oradandır-besledikçe Çakalı
Yer içer ve zıbarır-kırdırır yeşil dalı
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
En yetkili duy beni-söyletme Yarasayı
İçimize sarıyor-endişeyi tasayı
Yemek içecek verme-benim vergilerimle
O soysuzu yaşatma-daim çekmeli çile
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
İstanbul ve Ankara-Antakya ile Mersin
Acıları tattırma-Allah belanı versin
Sabah akşam ve gece-dinle teknolojiyle
Başlarını kopartın-zarar gelmesin ile
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Kahpeler yalnız değil-ABD ve İsrail
AB destekçileri-önce öğren bunu bil
Buna göre tedbir al-dost olarak görürsen
Mayın olarak döner-puşta selam verirsen
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Polis beklemedeydi-huzur sağlamak için
Elleri ve kolları-orda bağlamak için
Durdurmak isteyince-kahpenin aracını
Gaz yaptı üste sürdü-zora soktu vatanı
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Parçalandı o alçak- 300 metre etrafa
Hep leşi yayılmıştır-gövde ayaklar kafa
Kahpenin patlattığı-bomba 13 polisi
Her yandan yaraladı-duyduk feryadı sesi
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Abdülkerim Boyraz’ la- Mehmet Bayhan Ferhan Tek
Ağır yaralandılar-yurda yapar iken bek
Emniyet binasında-patlatacaktı bunu
Polisim yakaladı-bilin önceden onu
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Araçta 30 kilo C-4 patlayıcısı
Vardı bilinmelidir-bilsin baba bacısı
Şehir ve ilçelerde-tedbire tedbir katın
Olaylar artacaktır-terörü içten atın
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Tv ve gazeteler-bırak hah ha yapmayı
Eğitici yayın yap-önle yoldan sapmayı
Bir var oluş yok oluş-birlikte mücadele
Toplu halde vermezsek-önlenemez bu çile
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Halkı aydınlatmalı-bilgileri vermeli
İhanet edenleri-derhal yere sermeli
Teknik takip önemli-başı gösterdiği an
Tutun da yakalayın-olmamalıyız kurban
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Alçağın sağlamları-dağda olur terörist
Sakatları dilenci-yaşamasın parazit
Kim hainlik yaparsa-alın tıkın içeri
Lağımlarla dolmalı-şerefsizlerin yeri
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Uyuyanı uyandır-kanunları düzenle
Teröristi yaşatma-bu işleri frenle
Eğer vatan olmazsa-naçar kalırız naçar
Öğretmen Hasan söyler-kulağa sular kaçar
Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var
Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var
Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Geride kalan acılı ailelerine de başsağlığı diliyoruz. Mekânları Cennet olsun.
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
-
Acun Ilıcalı-Soba Zehirlenmesini Vidivodo Mynet, Pikniktube, Akıllı Tv’de de Seyredebilirsiniz!..
Destek olur musunuz?
AIDS-CİPS-COLA-İÇKİ-KENE-SİGARA-KUMAR-TERÖRÜN… Toplum üzerindeki olumsuz etkilerini anlatan kısa filmler çekip, video sitelerine göndereceğim. İlk kısa filmim de SOBA ZEHİRLENMESİ üzerinedir. VİDİVODO, MYNET, PİKNİKTUBE, AKILLI TV, VE YOU TUBE’ye de
koydum.. Kısa filmlerimin kamuoyu ile paylaşılması için destek verir misiniz?
Destek olur musunuz?
Firma -İşadamı-Şirketlerin Dikkatine!..
Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. 3 tanesi çıkan 50 şiir kitabım,50 tanesi noter onaylı 400 senaryom vardır. Sosyal içerikli senaryolarımı çekip, AKILLI TV, MYNET, PİKNİKTUBE, VİDİVODO VE YOU TUBE’YE KOYDUM.
İlk senaryom soba zehirlenmesi üzerinedir. Sırada AIDS-CİPS-COLA-İÇKİ-KENE-SİGARA-KUMAR-TERÖRÜ… İşleyen senaryolarımdır. Senaryoların kitlelere ulaşması için sizlerden ilgi ve destek bekliyorum. Destek vermek isteyenlerin en son bölümde alt yazı ile şirketin görüntüsü koyulacaktır.
Saygı ve sevgilerimi sunarım.
HASAN SANCAK SAMSUN/ALAÇAMLIDIR.
O, I ARALIK 2000’DE GÖRDÜĞÜ GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSUNU NOTERE ONAYLATAN DÜNYADAKİ İLK VE TEK KİŞİDİR. 44 YAŞINDAN SONRA NOTERE ONAYLATTIĞI İLK GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU İLE BİRLİKTE REKLÂM YAZARI OLMUŞTUR. BU TARİHTEN SONRA DA DÜŞÜNDE ÇEŞİTLİ REKLÂM SENARYOLARI GÖREREK, NOTERE ONAYLATMIŞTIR. ÇIKAN 3 TANE ŞİİR KİTABIYLA BİRLİKTE 45 TANE KİTABI MEVCUTTUR.50 TANE NOTER ONAYLI REKLÂM SENARYOSUYLA TOPLAM 400 TANE ALTERNATİF REKLÂM SENARYOSU BULUNMAKTADIR.
ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM
Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum.
GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ
LÜTFEN MAİLİ OLAN ARKADAŞLARINIZA DA GÖNDERİR MİSİNİZ?
GÖRÜNTÜ OLUŞMUYORSA, TIKLAYINIZ YA DA İNTERNET TARAYICINIZIN ADRES ÇUBUĞUNA KOPYALAYINIZ.
ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ VİDİVİDO’DA SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?
http://www.vidivodo.com/153857/sessiz-olum
ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ MYNET’TE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?
http://video.eksenim.mynet.com/noter...Z_OLUM/143683/
ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ PİKNİKTUBE’DE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?
http://www.pikniktube.com/video.asp?...51748fea4af31d
ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ AKILLITV’DE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?
http://www.akilli.tv/video/183532/Ac...ssiz-Olum.aspx
ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ YOU TUBE’DE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?
GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.
BOŞ ALANA ACUN ILICALI HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.
http://www.youtube.com/watch?v=t3XyzV2h16U
Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracıyı Seyretmek İster misiniz?
GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.
BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.
http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
TEL: 0362–621 27 79
0506–2730465 (Öğretmen Hattı)
E-mail: [email protected]
Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
55800-ALAÇAM-SAMSUN
-
Acun Ilıcalı Hasan Sancak ın Gerçek Kâbus Senaryosunu Seyretmek İster misiniz?
Firma -İşadamı-Şirketlerin Dikkatine!..
Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. 3 tanesi çıkan 50 şiir kitabım,50 tanesi noter onaylı 400 senaryom vardır. Sosyal içerikli senaryolarımı çekip You Tube’ye koyacağım. İlk senaryom soba zehirlenmesi üzerinedir. Sırada AIDS-İÇKİ-SİGARA-KUMAR-TERÖRÜ… İşleyen senaryolarımdır. Senaryoların kitlelere ulaşması için sizlerden ilgi ve destek bekliyorum. Destek vermek isteyenlerin en son bölümde alt yazı ile şirketin görüntüsü koyulacaktır.
Saygı ve sevgilerimi sunarım.
Gerçek Rüya Kâbus Senaryolarım.
SOBA ZEHİRLENMESİ SENARYOSUNA DESTEK OL! MAİLİ OLANLARA DA GÖNDERİR MİSİNİZ?
YOU TUBE AÇILANA KADAR AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYARAK YOU TUBE’YE GİRİŞ YAPABİLİRSİNİZ.
GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.
BOŞ ALANA ACUN ILICALI HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.
AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!..
http://www.youtube.com/watch?v=t3XyzV2h16U
GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.
BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.
AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!..
Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz?
http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY
Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.
ACUN ILICALI=HASAN SANCAK-SESSİZ ÖLÜM SENARYOSU ÇOK KONUŞULACAK !..
Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak ilk gerçek kâbus senaryosunun çekimini tamamladı. Senaryoda kendisi rol alarak, yazdığı soba zehirlenmesini konu alan senaryosunu kamuoyu ile paylaştı.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Hasan Sancak:’İlk defa çekmiş olduğum gerçek kâbus senaryomu çıkarmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Sanal dünyada insanlar artık seslerini özgürce duyurabilmekte ve bulundukları yerleri hem yazılı hem de görüntülü olarak tanıtabilmektedirler. Ben, bu senaryomda Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtırken, bir taraftan da topluma mesaj vermekteyim. Görüntüyü seyredenler, Orta Karadeniz Bölgesi’nin en güzel ve şirin ilçelerinden biri olan yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesine hayran kalacaklardır. Alaçam, Samsun’a 78,Bafra’ya 27 ve Sinop’a da 90 km uzaklıktadır. Deniz bize 2 km uzaklıktadır. Cumartesi ve Pazar günleri Geyikkoşan Mesire Yeri insanlarımız ile dolup taşmaktadır. Herkesi Alaçam’a bekliyoruz!..
Yazılan ve oynatılan senaryolar insanları güzele ve doğruluğa ulaştırmaları gerekir. Günümüzdeki çoğu senaryolar bu durumdan uzaktırlar. Plan, ürünü satma üzerine kurulmaktadır. Toplumun dertlerini, sıkıntılarını anlatan senaryolara ihtiyacımız vardır. Firma ve şirketlerden destek alınarak, ulusal kanallarda halkın ıstıraplarını dile getiren senaryolar devamlı gösterilebilir. Çekimini yaptığımız kâbus senaryosu gerçektir. Konusu soba zehirlenmesi üzerine kurulmuştur.Görülen kâbusta yardım Acun Ilıcalı’ dan istenmektedir. Konu ile ilgili senaryo aşağıda kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.
Her sene dünyada ve Türkiye’de''SESSİZ ÖLÜM'' olarak kabul edilen karbon monoksit gazı zehirlenmeleri insanların ölümlerine yol açmaktadır. Araştırmalara göre Türkiye’de ölüm vakaları sıralamasında trafikten sonra soba zehirlenmesi geliyor. Zehirlenmelerin %63 soba’dan kaynaklanıyor. Şofben ve tüpte bu sıralamayı takip ediyor. Her sene soba zehirlenmelerinden dolayı yüzlerce ailenin hayatı sona ermektedir. Hiçbir şey insanların hayatından daha önemli değildir. Lütfen, yatmadan önce sobaların söndürülmüş olmasına dikkat ediniz. Gerçek kâbus soba zehirlenmesi senaryosunu yazarak, kendim rol aldım. Konu gerçekten çok ilginçtir. Senaryomda soba zehirlenmelerine dikkat çekmek, yetkilileri harekete geçirmek toplumu uyarmak ve duyarlı duruma getirmek için yazdım ve oynadım. Yönetmeni de Alaçam Anadolu Lisesi öğrencisi Kürşat Tosun’dur. Hem çekti hem de montajını yaparak, internetteki video sitelerine ulaştırdı. O olmasaydı, tek başıma bunu başaramazdım. Kendisine teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Görüntüyü seyretmek isteyenler YOU Tube’yi tıklayarak, açıldıktan sonra yukarıdaki boş kısma ‘ACUN ILICALI-HASAN SANCAK’ Yazarsalar seyredebilirler.
Senaryolarımı çekmeye ve Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtmaya devam edeceğim. Şu anda 3–4 tane daha senaryomu çekerek, kamuoyu ile paylaşacağım. Şirketlerden ilgi ve destek bekliyorum. Alaçam’da çekimin yapacağımız senaryolar herkesin dilinde olacaktır ve dikkatini çekecektir. Sanal dünyada sesimizi duyuracağımız onlarca video sitesi vardır. Senaryolar, gösterilmeye başlandığı zaman binlerce insan tarafından seyredilecektir. Ulusal basında haber olarak kullanacaktır. Şimdiye kadar olan senaryolarından çok farklı bir senaryolar olacaktır. Duyarlı vatandaşlarımızdan, belediye başkanlarımızdan ve iş adamlarımızdan ilgi ve destek bekliyorum’ dedi.
Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabı ve 4000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir. I Aralık 2000’de, gördüğü GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU nu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişidir. Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır.
ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM
Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum.
GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ
HASAN SANCAK SAMSUN/ALAÇAMLIDIR.
O, I ARALIK 2000’DE GÖRDÜĞÜ GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSUNU NOTERE ONAYLATAN DÜNYADAKİ İLK VE TEK KİŞİDİR. 44 YAŞINDAN SONRA NOTERE ONAYLATTIĞI İLK GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU İLE BİRLİKTE REKLÂM YAZARI OLMUŞTUR. BU TARİHTEN SONRA DA DÜŞÜNDE ÇEŞİTLİ REKLÂM SENARYOLARI GÖREREK, NOTERE ONAYLATMIŞTIR. ÇIKAN 3 TANE ŞİİR KİTABIYLA BİRLİKTE 45 TANE KİTABI MEVCUTTUR.50 TANE NOTER ONAYLI REKLÂM SENARYOSUYLA TOPLAM 400 TANE ALTERNATİF REKLÂM SENARYOSU BULUNMAKTADIR.
Gerçek Kâbus=Rüya Senaryolarım.
Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır.
GERÇEK KÂBUS SOBA ZEHİRLENMESİ REKLÂMI
Bir şehir üstten gösterilir.50–55 yaşlarında bir erkek bir apartmana doğru yaklaşmaktadır. Elinde bir çantası ve gözünde siyah bir gözlüğü görülmektedir. Birinci katta oturmaktadır. Anahtar ile kapıyı açar. Doğruca mutfağa girer. Ceketi ve gözlüğü çıkartır. Mutfakta güzüne=soba vardır. Üstten bir demir tutacağı alarak, sobanın kovasını çıkartır. Kovayı elinde tutarak, doğruca dışarı gider. Dışarıda dolu bir kova daha vardır. Dolu kovayı eline alarak, tekrar eve girer. Sobanın içine kovayı koyarak, bir tane çıra ile sobayı tutuşturur. Soba yavaş yavaş yanmaya başlar. Elini yıkamak için dışarı çıkar. Elinde bir havlu ile görülür. Yüzünü ve elini silmektedir. Kapıyı kapatır. Divana oturur. Divanın üst tarafındaki kitapları eline alarak, teker teker okur. Televizyonun kumandasını eline alarak televizyonu açar. Televizyon kanallarını tuşlamaktadır. Bu esnada sobadan sızan karbon monoksit gazı odanın içine doğru yayılmaktadır. İşin farkına geç varmıştır. Başı çatlayacak gibidir. Sızmak üzeredir. Son bir gayretle başını tutarak doğrulur. Sağına soluna bakmaktadır. Televizyona bakar. Show TV’de Var mısın? Yok musun? Programı başlamıştır. Soluna bir kez daha dönünce cep telefonu olduğunu görür. Onu yavaşça eline alır. Bu esnada Acun telefonun başında onu beklemektedir. Telefonu çaldırır. Telefonda Acun yazmaktadır.
-Acun telefonu aç. Diye bağırmaktadır. Acun telefonu eline alır.
Bu esnada televizyon ekranında Hasan Sancak Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı yazısı görülür. Adam televizyona doğru yavaş sesle
Adam: Acun! Seni Samsun’un Alaçam ilçesinden arıyorum. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Sobadan çıkan gaz beni zehirledi.
Acun! Beni kurtar! Acun! Beni kurtar! Diye bağırmaktadır.
Bir kaç sefer bağırma işi devam eder. Kafasını sağa sola çevirmektedir. Yüzü de sırılsıklamdır. Konuşma cümleleri yazıyla İngilizceye çevrilecektir. Adam birden yattığı yerden Acun diye bağırarak doğrulur.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
GERÇEK KÂBUS COLA SENARYOSU
KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir.
Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar.
—Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der.
Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur.
—Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır.
Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder.
Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar.
Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz.
Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür.
Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
ÂLEMDE İLK VE TEK
DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK
NOTER ONAYLI RÜYA
BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundan YENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00 dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi.
1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK
GERÇEK KÂBUS YATAK SENARYOM
Konu:"Anlatılan olay hem kış, hem de yaz mevsimi için iki ayrı şekilde oynatılabilir. (Kış mevsiminde kar, kış fırtına. Rüzgâr kuvvetli bir şekilde esiyor. Dışarıda göz gözü görmüyor. Vakit gecedir.) (Yazın ise yine çok sıcak bir gece. Rüzgâr uğultusu her tarafı kaplamış bir durumdadır. Rüzgârın uğultusuyla birden bir evin pencere camı iki tarafa sonuna kadar açılır. Perde ve tüller havaya tavana doğru kalkar. (Yatakta yatanlar tek kişi, çocuk, ya da karı koca olabilir.) O anda yatakta yatan kişi çok kötü bir rüya görmektedirler. Yataklarında bir o yana bir bu yana dönmektedirler. Çünkü yatağın altından gelen uzun dikenler çıkarak vücutlarına batmaktadır. Onlar da yatakta sağa sola kaçmaktadırlar. En sonunda yataktan aşağıya doğru tepe taklak düşerler. Bu düşüş çok uzun bir düşüştür. Tam yere düşecekleri zaman alt tarafta birden çok güzel başka bir yatak imdada yetişir. İlk yataktan düşen kişiler yumuşak bir inişle alt taraftaki pamuk gibi bir yatağın üzerine düşerler. Birden uyandıkları zaman bunun kötü bir düş olduğunu görerek yatak ve yorganlarına sarılırlar. 21 EYLÜL 2001
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
NAMAZA DAVET-BAŞLAMA SENARYOSUDUR.
KONU :Büyük bir şehir. Üstten itibaren gösterilir. Kamera yavaş yavaş bir yeri göstermeye başlar. Burası bir disko, modern meyhane, gece kulübü olabilir…Buraya Bir Mercedes yaklaşır.İçinden uzun saçlı,küpeli…25-30 yaşlarında 4-5 kişi iner.Bunlar o yere girerler. İçeride kızlı erkekli yüzlerce insan çılgınca dans etmektedirler. O insanlar bu yerin kuytu bir odasına girerler. Yanlarına getirdikleri esrar, eroin… Benzeri zehirler bulunmaktadır.Ellerinde şırıngalarda bulunmaktadır. Tüpün üzerinde bu zehirle kaynatmaktadırlar. Kollarını açarak bu zehri vücutlarına şırınga yapmaktadırlar.Biraz sonra gençlerin arasına katılarak onlarda çılgınca dans etmektedirler. Artık gece olmuştur. Disko boşalmaya başlamıştır.Dışarıya çıktıkları zaman onları gözleyen Emniyet Kuvvetleri görülür.Onları takibe almışlardır.Merkezle konuşmaktadırlar. Gençler, arabaya binip oradan uzaklaşırlarken, polisler de onların peşinden arabasını sürmeye başlamışlardır..Arabada olan gençler yolda giderken takip edildiklerini anlamışlardır.Şoför gaza basar.Bu sefer iki araç arasında bir kovalamaca başlamıştır.Bu bir süre devam eder.Bir virajı dönmek üzeredirler.Ansızın karşıdan başka bir araç çıkar.İki araç karşı karşıya kalmışlardır.Karşıdaki araca vurmamak için gençlerin içinde bulunduğu şoför arabanın direksiyonunu sağ ya da sola kırar.Şoför arabayı durdurmak ister.Arabanın freni kopmuştur.Araba uçurumdan yuvarlanmaya başlar.Uçurumdan yuvarlanırken herkes feryatlar içinde bağırmaktadır…Aslında gençler aynı anda kâbus görmüşlerdir.Bir evin bir yatağında korkunç rüyayı (Kâbus) gören adam birden yataktan kalkar.O anda da cep telefonunun zili aynı anda çalmaktadır.Adam sırılsıklam bir vaziyette yerinden doğrulur.Bu esnada sabah ezanı okunmaya başlamıştır.Adam önce üzerindeki ıslak gömleği yenisiyle değiştirir. Hemen lavobaya gider. Kulağındaki küpeleri çıkarır. Uzun saçlarını makasla keser… Ezan okunana kadar bunları hallettikten sonra abdest alır. Evden dışarı çıkar. Camiye namaz kılmaya gitmektedir. Arabada olan arkadaşlarının da kendisiyle birlikte camiye doğru geldiğini görür. Herkes yolda yürürken birbirlerine manalı bir şekilde bakmaktadırlar. Bu esnada o gençlerin de eski görüntülerinden eser kalmamıştır. Saçları kesilmiş ve küpeleri de kulaklarından çıkmıştır. Caminin kapısından içeri namaz kılmaya girerken reklâm sona erer.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
EŞARP SENARYOSUDUR.
KONU :Vakit gecedir. Büyük bir cadde görünür. Apartmanların ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlar.Bir karartı binalardan birine yanaşmaya başlar.Yüzünde maske vardır.(Bu kişi erkek ya da kadın olabilir.)Kapı ya da pencereden evin içine girecektir.Elinde de büyük bir tornavida vardır.Tırmanmaya başlar.Onun için kapı ve pencereyi açmak çocuk oyuncağıdır. Evden içeri girmiştir.Bu esnada odanın bir tanesinde ışık yanar.Hemen kapı,divanın… Arkasına saklanır.Kalkan kişi doğruca mutfağa gider.Su içip tekrar odasına girer.Eve giren odaları dinlemeye başlar.Bir odadan homurtu duyunca, kapıyı açarak içeri girer.(Biz reklam senaryosunu eşarp olarak düşündük.Burada takım elbise,gömlek, ziynet eşyası…Her türlü yiyecek ve içecek olarak da düşünülebilir.Şirket farklı olursa rüya reklam senaryosu ona göre düzenlenecektir.Yatakta yatanı çocuk,olgun yaşlı; erkek ya da kadın olarak söyleyebiliriz.)O esnada yatakta eşarplı bir kadın, yanında da kocası yatmaktadır. Maskeli kişi kadına doğru yanaşır. Başındaki eşarbı çözecektir. Tam bu esnada saatin,cep telefonunun zili çalar.Kadın başındaki eşarbı çözmek isteyenin eline dalar,Birisi vermemek, birisi de almak için uğraşmaktadır.Yatakta yatan kadın maskeli kişinin eline ağzını geçirir.başlar ısırmaya…
-Hayır !Eşarbımı vermem…Eşarbımı çıkartmam…Elimi bırak…Elimi bırak…dediği anda çocuklardan birisi ışığı yakar.Hanım kocasının elini ısırmaktadır.Bir taraftan da eşarbını tutmaktadır…Adam eşinin elini ağzından çıkarır.Çünkü kadın bu olayı rüyasında görmüştür.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
İÇKİDEN KURTULUŞ SENARYOSUDUR
KONU :Adam arkadaşlarıyla içki sofrasına oturur.Bir ,iki,üç... Kadeh derken iyice sarhoş olur.Arabayı bile zor bulur.Elindeki anahtarla arabanın kapısını zor açar. Arabaya biner. Bindikten sonra da elinde içki şişesi vardır. Birkaç yere toslar.Yola koyulmuştur.Tesadüf eseri yolda tek tük araba geçmektedir .Adam 70-80.90-100...Gaza bastıkça basar.Bir elinde içki şişesi bir elinle aracını sürer.Bir dönemece gelmiştir.Burası keskin bir virajdır Tam dönecekken karşıdan son sürat bir kamyonla karşı karşıya kalmıştır.Arabaya vurmamak için direksiyonu çevirir.Araba uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır.Adam avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.Bu esnada kurmuş olduğu telefonun saati de ötmektedir. Adam,birden bire yatağından doğrulur. Çünkü bir rüya görmüştür. Doğruca buzdolabına gider.Orada bulunan içki şişelerini tuvaletin deliğinden aşağı boşaltır.O,gerçekten bir kamyon şoförüdür.Uzun bir yolculuğa çıkacaktır.İçtiği içki rüya ile birlikte sona ermiştir.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
GERÇEK ÖĞRETMENİMİ KURTARIN RÜYA SENARYOSU !..
KONU: (HER ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR) Çok büyük bir ilköğretim okulu. Sabahın erken saatidir. Nöbetçi öğretmenler okula erken saatte gelerek müdür yardımcısının odasındaki nöbet defterini imzalamaktadırlar. Burada nöbetlerini canla-başla tutan bütün öğretmenler adına bir öğretmeni örnek olarak vereceğiz. Çünkü bu öğretmen de diğer öğretmenler gibi çok titizdir. Sürekli kötü alışkanlıkları olağan hale getiren bir öğrenci vardır. Bu öğrenciyi öğretmenimiz kötü alışkanlıklardan caydırmaktadır. Kötü alışkanlığı olan öğrencimiz (gülle, enek, fildiş, bilye...) oynamakta, elleri çamurlu yiyecek yemekte, yerlere çöp atmakta, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamamakta, derslerine çalışmamakta, merdivenleri koşarak çıkmakta, yüksek sesle bağırmakta, kitap okumamakta, el lastiği ile arkadaşlarına kağıt fırlatmaktadır. Bunu sürekli gören ve tatlı dille yaptığı hareketlerin iyi olmadığını söyleyen bir öğretmenimiz onu sürekli bu işlerden vazgeçirmektedir. En son zil çalmış herkes eve gitmektedir. Bu öğrencimizin başına kötü bir durum gelmek üzeredir. Öğretmenimiz de aynı yöne gitmektedir. Öğrencimizin önüne Kuduz bir köpek, bir kapkaççı, bir trafik kazası, yüksek bir binadan kafasına bir şey düşme olabilir. Son anda başına gelen bu kazayı yine o öğretmenimiz kendisini öne atarak öğrenciyi kurtaracaktır. Fakat şu anda öğretmenin kendisi zor durumdadır. Ortalıkta kimse görünmemektedir. Öğrenci avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. -ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN !..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!.. Çocuk bunları rüyasında görmüştür. Avazı çıktığı kadar yatakta durmadan bağırmaktadır.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
TEL: 0362–621 27 79
0506–2730465 (Öğretmen Hattı)
E-mail: [email protected]
Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
55800-ALAÇAM-SAMSUN
-
Sigara Karşıtı Senaryolar Şirketlere Bedava!..
Hasan Sancak ın Sigara Karşıtı Reklâm Senaryoları
SENARYOLARI ULUSAL TELEVİZYONLARDA YAYINLATACAK ŞİRKETLERE SENARYOLAR BEDAVADIR.
ALTERNATİF SİGARA KARŞITI SENARYOLARIMA DESTEK OLUR MUSUNUZ?
SEÇ BEĞEN SİGARA KARŞITI SENARYOLAR BEDAVA !..
SOBA ZEHİRLENMESİ SENARYOSUNA DESTEK OL! MAİLİ OLANLARA DA GÖNDERİR MİSİNİZ?
YOU TUBE AÇILANA KADAR AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYARAK YOU TUBE’YE GİRİŞ YAPABİLİRSİNİZ.
GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.
BOŞ ALANA ACUN ILICALI HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.
AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!..
http://www.youtube.com/watch?v=t3XyzV2h16U
GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.
BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.
AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!..
Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz?
http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY
Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.
Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak 19 Mayıs 2008 Pazartesi gününden itibaren uygulanacak SİGARALI HAYAT YASAĞINA, yazmış ve notere onaylatmış olduğu 6 adet sigara karşıtı senaryoları bedava diyerek, destek verdi.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Hasan Sancak:’Ne yazık ki günümüzde sosyal konuları işleyen senaryolar yok denecek kadar azdır. Her şey ürünleri daha çok satma üzerine yazılmaktadır. Notere onaylatmış olduğum sigara karşıtı 6 adet senaryolarımı ulusal televizyonlarda oynatacak olanlardan hiçbir ücret talep etmeyeceğim. Bu çorbada bizim de bir tuzumuz olmasını istiyorum. Sigara, alkol, kumar, esrar, töre cinayeti… Kötü alışkanlıkların dünya ve Türkiye’mizden yok olmasını diliyorum. Öncelikle bu konuları işleyen senaryolarımın çekimini yapacağım. Tek kişi olarak bu yükü kaldıramıyorum. Destek verilirse, sosyal konuları işleyen senaryolar gençleri etkileyecek ve kötü alışkanlıklardan kurtulmuş olacaklardır. Uzmanlar on,on beş sene içerisinde sigaradan toplu ölümlerin meydana geleceğini ve kanser vakalarının artacağını söylemektedirler. İnsanların zararını bilerek, sigaraya para vermeleri çok düşündürücüdür. Herkes eteğindeki taşları yere dökmelidir.70 milyon birlikte mücadele ederse, her türlü zorluğun üzerinden geliriz. Ancak, sağlıklı ve sıhhatli bir nesil varlığını devam ettirebilir. Bu konuda basınımıza çok büyük görevler düşmektedir. Mili Eğitim ve Kültür Bakanlığı konuyla ilgili olarak her türlü girişimde bulunması gerekir. Yazmış olduğun senaryolar gerçekten çok ilginçtir. Firma, şirket, belediye başkanları ve özellikle de yetkililer sesimi duymalıdırlar. Sadece kanun çıkartmakla bu işin üstesinden gelinmez. Uyarıcı ve etkileyici konularla da desteklenmesi gerekir. Kimse destek vermese çekeceğim senaryolarımı video sitelerine göndererek, mücadelemi sürdüreceğim. Kötü alışkanlıklara karşı savaş sözde değil, özde topluca yapılması gerekir’ dedi.
Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabı ve 4000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir. I Aralık 2000’de, gördüğü GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU nu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişidir. Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır.
Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır.
EŞEK, BU KÂBUS SENARYOSUYLA SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI!
Konu1: Köy evinin bahçesi görülür. Yerler yemyeşildir. Evin önünde tavuk, ördek, köpek, inek … Bulunmaktadır. Havada çok sıcaktır. Evin önünde tütün balyaları ya da hevenkleri boydan boya durmaktadır. Eşek, bir yere ip ile bağlanmıştır. Boynundaki ipten kurtulmak, onun için çocuk oyuncağıdır. İpi kopartır ya da dişleriyle parçalar. Tütünlerin bulunduğu yere doğru giderek yeşil tütünleri baştan itibaren yemeye başlar. Eşeğin sadece tütünleri yediği gösterilmektedir. Hepsinden birer parça almaktadır. Son hevenk, balyadan da bir parça yemiştir. Ansızın arkadan bir gürültü duyulur. Eşek döndüğü zaman yerde eğri büğrü yazıları görür. Tersinden okuyamaz. Yediği tütünlerin dışkı olarak simsiyah çıktığını fark eder. Yazının bulunduğu başa döner. Yerdeki yazıları heceleyerek okumaya başlar. Orada
“—Sigara sağlığa zararlıdır.” Yazısının oluştuğunu anlar.
Eşek, anırarak bulunduğu yerden kaçmaya başlar. Bunu gören eşeğin sahibi peşinden koşarken bağırmaktadır… Aslında eşek bir kâbus görmüştür. O anda tütünün karşısına çömelmiş durmaktadır. Birden bire silkinerek ayağa kalkar. Bu sefer gerçekten, anırarak tütün hevenk ya da balyalarının bulunduğu yerden kaçar.
—Sigara sağlığa zararlıdır. Ekranda cümlesi gösterilir.
Konu 2:Çok uzun bir caddede sokağın iki tarafından binlerce insan yürümektedir. Yolun sağ ve sol tarafı tamamen yeşilliktir. Gruplar yolun iki tarafından gelip gitmektedirler. Büyük çoğunluğu sigara içmektedirler. Kadın ve erkeklerin yüz tarafından değil, arka tarafından sigara içtikleri hissettirilmektedir. Ellerindeki sigara izmaritlerini gelişi güzel karşı taraftaki yeşilliklere fırlatmaktadırlar. Yavaş yavaş atılan sigaralar iki yanda birer cümle oluşturur.
—Sigara sağlığa zararlıdır.
—Lütfen yerlere sigara izmariti atmayalım.
—Parasını el alır. Dumanını yel alır
Konu 3:Çok büyük bir kahvehane, birahane… İnsanlar içerde hem sigara içmektedirler, hem de kumar oynamaktadırlar. Adamlar arka taraftan görülmektedir. Sigara dumanları havaya doğru gitmektedir. Yukarıda sigara dumanları bir cümle oluşturur.
—Sigara sağlığa zararlıdır.
—Sigara içerek hayatınızı söndürmeyiniz.
Konu 4:Bir işyeri. Özel ya da resmi bir şirket olabilir. Bir kadın o yerin müdiresidir. Masada oturmaktadır. Masanın üzerinde kabarık dosyalar vardır. Kadın seyircilere arka taraftan gösterilir. Sigara üstüne sigara içmektedir. Duman görülmektedir. Ayağa kalktığı zaman bunun hamile bir kadın olduğu anlaşılır. Zile basarak şoförünün hazır olmasını söyler. Arabasına bindiğinde bile sigara dumanı arabanın içini sarmıştır. Şoför arabayı sürmektedir. Bir apartmanın önünde araba durur. Kadın kapıdan içeri girer. Asansöre binecektir. Fakat elektrikler yoktur. Yukarı doğru çıkmaya başlar. Evi son kattadır. Merdivenleri tırmanmaya başlar. Nefes nefese yukarı doğru çıkmaktadır.3–4 katta bir soluk almaktadır. Zor zoruna apartmanın önüne gelir. Anahtarla kapıyı açamaz. Zile basar. Gözleri kararır. Geri geri gitmeye başlar. Merdiven boşluğu vardır. Tam merdiven boşluğundan aşağı düşeceği sırada kocası kapıyı açarak dışarı fırlar.Hayır!Hayır!Hayır! Diye bağırmaktadır. Son anda eşine sarılır. Onu düşmekten kurtarır.Onlar sarılı vaziyette iken bir yatak gösterilir.Kadın ve erkek aynı anda doğrularak birbirlerine sarılmışlardır.Çünkü ikisi birlikte aynı kâbusu görmüşlerdir.Soluk soluğa sırılsıklam olmuş vaziyette yataktan kalkarlar. Yanında duran İKİ sigara paketini görür ve onu parçalarlar…
Konu 5: Bir ameliyat masası. Doktorlar acil bir hastanın başında bulunmaktadırlar. Hastanın hem iki eli hem de iki ayağı yoktur. Doktorlar onu çırılçıplak soymuşlardır. O anda ise karnını yarmışlardır. Adamın karnının içi soba borusu gibi simsiyahtır. Hiç bir şey sağlıklı değildir. Karaciğer, akciğer, bağırsaklar… Hepsi tamamen simsiyahtır. Adamın karnının içi de simsiyah su ile doludur. Doktorlar ellerinde eldivenlerle durmadan o pis suları boşaltmaktadırlar. Adamın karnını dikmeye başladıkları zaman adam Narkozdan uyanır. Kendisini o şekilde gördüğü zaman öyle kuvvetli bağırır ki… Çünkü adam bunu rüyasında görmüştür. Sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar ve yanı başında duran sigara paketini parçalar.
Konu 6: Bir oturma odası. Anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Baba bir taraftan sigara içiyor bir taraftan da televizyon seyrediyor. Baba iyi bir sigara koliktir. Adamın içtiği sigara arka taraftan hissettirilmektedir. Çocuklar ders yaparken babalarının içtikleri sigaradan rahatsız olmaktadırlar. Ders konusunda sordukları sorulara da bir cevap alamamaktadırlar. Anne de bulaşık yıkarken o da rahatsız olmaktadır. Artık yatma vaktidir. Kadın ve erkek yatağa yatarlar. Televizyonun karşısında da bir televizyon bulunmaktadır. Televizyon açılır. Adam yine yatakta sigara tüttürmektedir. Kadın uyumuştur. Adam televizyon seyrederken yine fosur fosur sigara içmektedir. Televizyonu seyrederken uykusu gelir. Yavaş yavaş göz kapakları kapanır. Sigaranın külü battaniyenin üzerine düşmüştür. Karı koca uykuya dalmıştır. Önce battaniye, sonra yorgan, sonra da karı kocayı ateş sarmıştır. Onlar yanarken feryatlar içinde bağırmaktadırlar. Adam ve karısı aynı anda kalkarlar. Çünkü ikisi de aynı rüyayı görmüşlerdir. İkisinin eli de aynı anda yan tarafta bulunan sigaraya gider. Sigara paramparça edilir.
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
TEL: 0362–621 27 79
0506–2730465 (Öğretmen Hattı)
E-mail: [email protected]
Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
55800-ALAÇAM-SAMSUN
-
SOBA ZEHİRLENMESİ SENARYOSUNA DESTEK OL! MAİLİ OLANLARA DA GÖNDERİR MİSİNİZ?
ACUN ILICALI HASAN SANCAK’IN GERÇEK KÂBUS SENARYOSUNU SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?
Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.
Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz?
http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY
Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.
ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM
Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum.
GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ
HASAN SANCAK SAMSUN/ALAÇAMLIDIR.
O, I ARALIK 2000’DE GÖRDÜĞÜ GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSUNU NOTERE ONAYLATAN DÜNYADAKİ İLK VE TEK KİŞİDİR. 44 YAŞINDAN SONRA NOTERE ONAYLATTIĞI İLK GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU İLE BİRLİKTE REKLÂM YAZARI OLMUŞTUR. BU TARİHTEN SONRA DA DÜŞÜNDE ÇEŞİTLİ REKLÂM SENARYOLARI GÖREREK, NOTERE ONAYLATMIŞTIR. ÇIKAN 3 TANE ŞİİR KİTABIYLA BİRLİKTE 45 TANE KİTABI MEVCUTTUR.50 TANE NOTER ONAYLI REKLÂM SENARYOSUYLA TOPLAM 400 TANE ALTERNATİF REKLÂM SENARYOSU BULUNMAKTADIR.
Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak ilk gerçek kâbus senaryosunun çekimini tamamladı. Senaryoda kendisi rol alarak, yazdığı soba zehirlenmesini konu alan senaryosunu kamuoyu ile paylaştı.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Hasan Sancak:’İlk defa çekmiş olduğum gerçek kâbus senaryomu çıkarmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Sanal dünyada insanlar artık seslerini özgürce duyurabilmekte ve bulundukları yerleri hem yazılı hem de görüntülü olarak tanıtabilmektedirler. Ben, bu senaryomda Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtırken, bir taraftan da topluma mesaj vermekteyim. Görüntüyü seyredenler, Orta Karadeniz Bölgesi’nin en güzel ve şirin ilçelerinden biri olan yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesine hayran kalacaklardır. Alaçam, Samsun’a 78,Bafra’ya 27 ve Sinop’a da 90 km uzaklıktadır. Deniz bize 2 km uzaklıktadır. Cumartesi ve Pazar günleri Geyikkoşan Mesire Yeri insanlarımız ile dolup taşmaktadır. Herkesi Alaçam’a bekliyoruz!..
Yazılan ve oynatılan senaryolar insanları güzele ve doğruluğa ulaştırmaları gerekir. Günümüzdeki çoğu senaryolar bu durumdan uzaktırlar. Plan, ürünü satma üzerine kurulmaktadır. Toplumun dertlerini, sıkıntılarını anlatan senaryolara ihtiyacımız vardır. Firma ve şirketlerden destek alınarak, ulusal kanallarda halkın ıstıraplarını dile getiren senaryolar devamlı gösterilebilir. Çekimini yaptığımız kâbus senaryosu gerçektir. Konusu soba zehirlenmesi üzerine kurulmuştur.Görülen kâbusta yardım Acun Ilıcalı’ dan istenmektedir. Konu ile ilgili senaryo aşağıda kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.
Her sene dünyada ve Türkiye’de''SESSİZ ÖLÜM'' olarak kabul edilen karbon monoksit gazı zehirlenmeleri insanların ölümlerine yol açmaktadır. Araştırmalara göre Türkiye’de ölüm vakaları sıralamasında trafikten sonra soba zehirlenmesi geliyor. Zehirlenmelerin %63 soba’dan kaynaklanıyor. Şofben ve tüpte bu sıralamayı takip ediyor. Her sene soba zehirlenmelerinden dolayı yüzlerce ailenin hayatı sona ermektedir. Hiçbir şey insanların hayatından daha önemli değildir. Lütfen, yatmadan önce sobaların söndürülmüş olmasına dikkat ediniz. Gerçek kâbus soba zehirlenmesi senaryosunu yazarak, kendim rol aldım. Konu gerçekten çok ilginçtir. Senaryomda soba zehirlenmelerine dikkat çekmek, yetkilileri harekete geçirmek toplumu uyarmak ve duyarlı duruma getirmek için yazdım ve oynadım. Yönetmeni de Alaçam Anadolu Lisesi öğrencisi Kürşat Tosun’dur. Hem çekti hem de montajını yaparak, internetteki video sitelerine ulaştırdı. O olmasaydı, tek başıma bunu başaramazdım. Kendisine teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Görüntüyü seyretmek isteyenler YOU Tube’yi tıklayarak, açıldıktan sonra yukarıdaki boş kısma ‘ACUN ILICALI-HASAN SANCAK’ Yazarsalar seyredebilirler.
Senaryolarımı çekmeye ve Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtmaya devam edeceğim. Şu anda 3–4 tane daha senaryomu çekerek, kamuoyu ile paylaşacağım. Şirketlerden ilgi ve destek bekliyorum. Alaçam’da çekimin yapacağımız senaryolar herkesin dilinde olacaktır ve dikkatini çekecektir. Sanal dünyada sesimizi duyuracağımız onlarca video sitesi vardır. Senaryolar, gösterilmeye başlandığı zaman binlerce insan tarafından seyredilecektir. Ulusal basında haber olarak kullanacaktır. Şimdiye kadar olan senaryolarından çok farklı bir senaryolar olacaktır. Duyarlı vatandaşlarımızdan, belediye başkanlarımızdan ve iş adamlarımızdan ilgi ve destek bekliyorum’ dedi.
Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabı ve 4000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir. I Aralık 2000’de, gördüğü GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU nu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişidir. Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır.
GERÇEK KÂBUS=RÜYA SENARYOLARIM.
Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır.
GERÇEK KÂBUS SOBA ZEHİRLENMESİ REKLÂMI
Bir şehir üstten gösterilir.50–55 yaşlarında bir erkek bir apartmana doğru yaklaşmaktadır. Elinde bir çantası ve gözünde siyah bir gözlüğü görülmektedir. Birinci katta oturmaktadır. Anahtar ile kapıyı açar. Doğruca mutfağa girer. Ceketi ve gözlüğü çıkartır. Mutfakta güzüne=soba vardır. Üstten bir demir tutacağı alarak, sobanın kovasını çıkartır. Kovayı elinde tutarak, doğruca dışarı gider. Dışarıda dolu bir kova daha vardır. Dolu kovayı eline alarak, tekrar eve girer. Sobanın içine kovayı koyarak, bir tane çıra ile sobayı tutuşturur. Soba yavaş yavaş yanmaya başlar. Elini yıkamak için dışarı çıkar. Elinde bir havlu ile görülür. Yüzünü ve elini silmektedir. Kapıyı kapatır. Divana oturur. Divanın üst tarafındaki kitapları eline alarak, teker teker okur. Televizyonun kumandasını eline alarak televizyonu açar. Televizyon kanallarını tuşlamaktadır. Bu esnada sobadan sızan karbon monoksit gazı odanın içine doğru yayılmaktadır. İşin farkına geç varmıştır. Başı çatlayacak gibidir. Sızmak üzeredir. Son bir gayretle başını tutarak doğrulur. Sağına soluna bakmaktadır. Televizyona bakar. Show TV’de Var mısın? Yok musun? Programı başlamıştır. Soluna bir kez daha dönünce cep telefonu olduğunu görür. Onu yavaşça eline alır. Bu esnada Acun telefonun başında onu beklemektedir. Telefonu çaldırır. Telefonda Acun yazmaktadır.
-Acun telefonu aç. Diye bağırmaktadır. Acun telefonu eline alır.
Bu esnada televizyon ekranında Hasan Sancak Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı yazısı görülür. Adam televizyona doğru yavaş sesle
Adam: Acun! Seni Samsun’un Alaçam ilçesinden arıyorum. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Sobadan çıkan gaz beni zehirledi.
Acun! Beni kurtar! Acun! Beni kurtar! Diye bağırmaktadır.
Bir kaç sefer bağırma işi devam eder. Kafasını sağa sola çevirmektedir. Yüzü de sırılsıklamdır. Konuşma cümleleri yazıyla İngilizceye çevrilecektir. Adam birden yattığı yerden Acun diye bağırarak doğrulur.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
GERÇEK KÂBUS COLA SENARYOSU
KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir.
Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar.
—Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der.
Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur.
—Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır.
Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder.
Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar.
Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz.
Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür.
Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
ÂLEMDE İLK VE TEK
DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK
NOTER ONAYLI RÜYA
BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundan YENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00 dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi.
1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK
GERÇEK KÂBUS YATAK SENARYOM
Konu:"Anlatılan olay hem kış, hem de yaz mevsimi için iki ayrı şekilde oynatılabilir. (Kış mevsiminde kar, kış fırtına. Rüzgâr kuvvetli bir şekilde esiyor. Dışarıda göz gözü görmüyor. Vakit gecedir.) (Yazın ise yine çok sıcak bir gece. Rüzgâr uğultusu her tarafı kaplamış bir durumdadır. Rüzgârın uğultusuyla birden bir evin pencere camı iki tarafa sonuna kadar açılır. Perde ve tüller havaya tavana doğru kalkar. (Yatakta yatanlar tek kişi, çocuk, ya da karı koca olabilir.) O anda yatakta yatan kişi çok kötü bir rüya görmektedirler. Yataklarında bir o yana bir bu yana dönmektedirler. Çünkü yatağın altından gelen uzun dikenler çıkarak vücutlarına batmaktadır. Onlar da yatakta sağa sola kaçmaktadırlar. En sonunda yataktan aşağıya doğru tepe taklak düşerler. Bu düşüş çok uzun bir düşüştür. Tam yere düşecekleri zaman alt tarafta birden çok güzel başka bir yatak imdada yetişir. İlk yataktan düşen kişiler yumuşak bir inişle alt taraftaki pamuk gibi bir yatağın üzerine düşerler. Birden uyandıkları zaman bunun kötü bir düş olduğunu görerek yatak ve yorganlarına sarılırlar. 21 EYLÜL 2001
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
NAMAZA DAVET-BAŞLAMA SENARYOSUDUR.
KONU :Büyük bir şehir. Üstten itibaren gösterilir. Kamera yavaş yavaş bir yeri göstermeye başlar. Burası bir disko, modern meyhane, gece kulübü olabilir…Buraya Bir Mercedes yaklaşır.İçinden uzun saçlı,küpeli…25-30 yaşlarında 4-5 kişi iner.Bunlar o yere girerler. İçeride kızlı erkekli yüzlerce insan çılgınca dans etmektedirler. O insanlar bu yerin kuytu bir odasına girerler. Yanlarına getirdikleri esrar, eroin… Benzeri zehirler bulunmaktadır.Ellerinde şırıngalarda bulunmaktadır. Tüpün üzerinde bu zehirle kaynatmaktadırlar. Kollarını açarak bu zehri vücutlarına şırınga yapmaktadırlar.Biraz sonra gençlerin arasına katılarak onlarda çılgınca dans etmektedirler. Artık gece olmuştur. Disko boşalmaya başlamıştır.Dışarıya çıktıkları zaman onları gözleyen Emniyet Kuvvetleri görülür.Onları takibe almışlardır.Merkezle konuşmaktadırlar. Gençler, arabaya binip oradan uzaklaşırlarken, polisler de onların peşinden arabasını sürmeye başlamışlardır..Arabada olan gençler yolda giderken takip edildiklerini anlamışlardır.Şoför gaza basar.Bu sefer iki araç arasında bir kovalamaca başlamıştır.Bu bir süre devam eder.Bir virajı dönmek üzeredirler.Ansızın karşıdan başka bir araç çıkar.İki araç karşı karşıya kalmışlardır.Karşıdaki araca vurmamak için gençlerin içinde bulunduğu şoför arabanın direksiyonunu sağ ya da sola kırar.Şoför arabayı durdurmak ister.Arabanın freni kopmuştur.Araba uçurumdan yuvarlanmaya başlar.Uçurumdan yuvarlanırken herkes feryatlar içinde bağırmaktadır…Aslında gençler aynı anda kâbus görmüşlerdir.Bir evin bir yatağında korkunç rüyayı (Kâbus) gören adam birden yataktan kalkar.O anda da cep telefonunun zili aynı anda çalmaktadır.Adam sırılsıklam bir vaziyette yerinden doğrulur.Bu esnada sabah ezanı okunmaya başlamıştır.Adam önce üzerindeki ıslak gömleği yenisiyle değiştirir. Hemen lavobaya gider. Kulağındaki küpeleri çıkarır. Uzun saçlarını makasla keser… Ezan okunana kadar bunları hallettikten sonra abdest alır. Evden dışarı çıkar. Camiye namaz kılmaya gitmektedir. Arabada olan arkadaşlarının da kendisiyle birlikte camiye doğru geldiğini görür. Herkes yolda yürürken birbirlerine manalı bir şekilde bakmaktadırlar. Bu esnada o gençlerin de eski görüntülerinden eser kalmamıştır. Saçları kesilmiş ve küpeleri de kulaklarından çıkmıştır. Caminin kapısından içeri namaz kılmaya girerken reklâm sona erer.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
EŞARP SENARYOSUDUR.
KONU :Vakit gecedir. Büyük bir cadde görünür. Apartmanların ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlar.Bir karartı binalardan birine yanaşmaya başlar.Yüzünde maske vardır.(Bu kişi erkek ya da kadın olabilir.)Kapı ya da pencereden evin içine girecektir.Elinde de büyük bir tornavida vardır.Tırmanmaya başlar.Onun için kapı ve pencereyi açmak çocuk oyuncağıdır. Evden içeri girmiştir.Bu esnada odanın bir tanesinde ışık yanar.Hemen kapı,divanın… Arkasına saklanır.Kalkan kişi doğruca mutfağa gider.Su içip tekrar odasına girer.Eve giren odaları dinlemeye başlar.Bir odadan homurtu duyunca, kapıyı açarak içeri girer.(Biz reklam senaryosunu eşarp olarak düşündük.Burada takım elbise,gömlek, ziynet eşyası…Her türlü yiyecek ve içecek olarak da düşünülebilir.Şirket farklı olursa rüya reklam senaryosu ona göre düzenlenecektir.Yatakta yatanı çocuk,olgun yaşlı; erkek ya da kadın olarak söyleyebiliriz.)O esnada yatakta eşarplı bir kadın, yanında da kocası yatmaktadır. Maskeli kişi kadına doğru yanaşır. Başındaki eşarbı çözecektir. Tam bu esnada saatin,cep telefonunun zili çalar.Kadın başındaki eşarbı çözmek isteyenin eline dalar,Birisi vermemek, birisi de almak için uğraşmaktadır.Yatakta yatan kadın maskeli kişinin eline ağzını geçirir.başlar ısırmaya…
-Hayır !Eşarbımı vermem…Eşarbımı çıkartmam…Elimi bırak…Elimi bırak…dediği anda çocuklardan birisi ışığı yakar.Hanım kocasının elini ısırmaktadır.Bir taraftan da eşarbını tutmaktadır…Adam eşinin elini ağzından çıkarır.Çünkü kadın bu olayı rüyasında görmüştür.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
İÇKİDEN KURTULUŞ SENARYOSUDUR
KONU :Adam arkadaşlarıyla içki sofrasına oturur.Bir ,iki,üç... Kadeh derken iyice sarhoş olur.Arabayı bile zor bulur.Elindeki anahtarla arabanın kapısını zor açar. Arabaya biner. Bindikten sonra da elinde içki şişesi vardır. Birkaç yere toslar.Yola koyulmuştur.Tesadüf eseri yolda tek tük araba geçmektedir .Adam 70-80.90-100...Gaza bastıkça basar.Bir elinde içki şişesi bir elinle aracını sürer.Bir dönemece gelmiştir.Burası keskin bir virajdır Tam dönecekken karşıdan son sürat bir kamyonla karşı karşıya kalmıştır.Arabaya vurmamak için direksiyonu çevirir.Araba uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır.Adam avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.Bu esnada kurmuş olduğu telefonun saati de ötmektedir. Adam,birden bire yatağından doğrulur. Çünkü bir rüya görmüştür. Doğruca buzdolabına gider.Orada bulunan içki şişelerini tuvaletin deliğinden aşağı boşaltır.O,gerçekten bir kamyon şoförüdür.Uzun bir yolculuğa çıkacaktır.İçtiği içki rüya ile birlikte sona ermiştir.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
GERÇEK ÖĞRETMENİMİ KURTARIN RÜYA SENARYOSU !..
KONU: (HER ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR) Çok büyük bir ilköğretim okulu. Sabahın erken saatidir. Nöbetçi öğretmenler okula erken saatte gelerek müdür yardımcısının odasındaki nöbet defterini imzalamaktadırlar. Burada nöbetlerini canla-başla tutan bütün öğretmenler adına bir öğretmeni örnek olarak vereceğiz. Çünkü bu öğretmen de diğer öğretmenler gibi çok titizdir. Sürekli kötü alışkanlıkları olağan hale getiren bir öğrenci vardır. Bu öğrenciyi öğretmenimiz kötü alışkanlıklardan caydırmaktadır. Kötü alışkanlığı olan öğrencimiz (gülle, enek, fildiş, bilye...) oynamakta, elleri çamurlu yiyecek yemekte, yerlere çöp atmakta, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamamakta, derslerine çalışmamakta, merdivenleri koşarak çıkmakta, yüksek sesle bağırmakta, kitap okumamakta, el lastiği ile arkadaşlarına kağıt fırlatmaktadır. Bunu sürekli gören ve tatlı dille yaptığı hareketlerin iyi olmadığını söyleyen bir öğretmenimiz onu sürekli bu işlerden vazgeçirmektedir. En son zil çalmış herkes eve gitmektedir. Bu öğrencimizin başına kötü bir durum gelmek üzeredir. Öğretmenimiz de aynı yöne gitmektedir. Öğrencimizin önüne Kuduz bir köpek, bir kapkaççı, bir trafik kazası, yüksek bir binadan kafasına bir şey düşme olabilir. Son anda başına gelen bu kazayı yine o öğretmenimiz kendisini öne atarak öğrenciyi kurtaracaktır. Fakat şu anda öğretmenin kendisi zor durumdadır. Ortalıkta kimse görünmemektedir. Öğrenci avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. -ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN !..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!.. Çocuk bunları rüyasında görmüştür. Avazı çıktığı kadar yatakta durmadan bağırmaktadır.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
EŞEK BU RÜYA SENARYOSU İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI
Konu: köy evinin bahçesi görülür. Yerler yemyeşildir. Evin önünde tavuk, ördek, köpek, inek, eşek… Bulunmaktadır. Havada çok sıcaktır. Evin önünde tütün balyaları ya da hevenkleri boydan boya durmaktadır. Eşeğin yuları salınmış durumdadır. Eşek tütünlerin bulunduğu yere doğru giderek yeşil tütünleri baştan itibaren yemeye başlar. Eşeğin sadece tütünleri yediği gösterilmek -tedir. Hepsinden birer parça koparmaktadır. Son hevenk, balyadan da bir parça yemiştir. Ansızın arkadan bir gürültü duyulur. Eşek döndüğü zaman yerde eğri büğrü yazıları görür. Tersinden okuyamaz. Yediği tütünlerin dışkı olarak simsiyah çıktığını fark eder. Eşek yazının bulunduğu başa döner. Yerdeki yazıları heceleyerek okumaya başlar. Orada “—Sigara sağlığa zararlıdır.” Yazısının oluştuğunu anlar. Eşek, anırarak bulunduğu yerden kaçmaya başlar. Bunu gören eşeğin sahibi peşinden koşarken bağırmaktadır… Aslında eşek bir kâbus görmüştür. O anda tütünün karşısına çömelmiş durmaktadır. Birden bire silkinerek ayağa kalkar. Bu sefer gerçekten, anırarak tütün hevenk ya da balyalarının bulunduğu yerden kaçar. —Sigara sağlığa zararlıdır. Cümlesi tekrar gösterilir.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
KADIN BU RÜYA SENARYOSU İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI
Konu :Bir işyeri. Özel ya da resmi bir şirket olabilir. Bir kadın o yerin müdiresidir. Masada oturmaktadır. Masanın üzerinde kabarık dosyalar vardır. Kadın seyircilere arka taraftan gösterilir. Sigara üstüne sigara içmektedir. Duman görülmektedir. Ayağa kalktığı zaman bunun hamile bir kadın olduğu anlaşılır. Zile basarak şoförünün hazır olmasını söyler. Arabasına bindiğinde bile sigara dumanı arabanın içini sarmıştır. Şoför arabayı sürmektedir. Bir apartmanın önünde araba durur. Kadın kapıdan içeri girer. Asansöre binecektir. Fakat elektrikler yoktur. Yukarı doğru çıkmaya başlar. Evi son kattadır. Merdivenleri tırmanmaya başlar. Nefes nefese yukarı doğru çıkmaktadır.3–4 katta bir soluk almaktadır. Zor zoruna apartmanın önüne gelir. Anahtarla kapıyı açamaz. Zile basar. Gözleri kararır. Geri geri düşmeye başlar. Aynı anda merdivenden yuvarlanırken kocası kapıyı açar. İkisi de avazı çıktığı kadar bağırmaktadırlar. Kadın bu durumu rüyasında görmüştür. Soluk soluğa sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar. Yanında duran sigara paketini görür ve onu parçalar…
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
ADAM BU RÜYA SENARYOSU İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI
Konu : Bir ameliyat masası. Doktorlar acil bir hastanın başında bulunmaktadırlar. Hastanın hem iki eli hem de iki ayağı yoktur. Doktorlar onu çırılçıplak soymuşlardır. O anda ise karnını yarmışlardır. Adamın karnının içi soba borusu gibi simsiyahtır. Hiç bir şey sağlıklı değildir. Karaciğer, akciğer, bağırsaklar… Hepsi tamamen simsiyahtır. Adamın karnının içi de simsiyah su ile doludur. Doktorlar ellerinde eldivenlerle durmadan o pis suları boşaltmaktadırlar. Adamın karnını dikmeye başladıkları zaman adam Narkozdan uyanır. Kendisini o şekilde gördüğü zaman öyle kuvvetli bağırır ki… Çünkü adam bunu rüyasında görmüştür. Sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar ve yanı başında duran sigara paketini parçalar. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
ADAM VE KARISI BU SENARYOYLA SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI
Konu: Bir oturma odası. Anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Baba bir taraftan sigara içiyor bir taraftan da televizyon seyrediyor. Baba iyi bir sigara koliktir. Adamın içtiği sigara arka taraftan hissettirilmektedir. Çocuklar ders yaparken babalarının içtikleri sigaradan rahatsız olmaktadırlar. Ders konusunda sordukları sorulara da bir cevap alamamaktadırlar. Anne de bulaşık yıkarken o da rahatsız olmaktadır. Artık yatma vaktidir. Kadın ve erkek yatağa yatarlar. Televizyonun karşısında da bir televizyon bulunmaktadır. Televizyon açılır. Adam yine yatakta sigara tüttürmektedir. Kadın uyumuştur. A
dam televizyon seyrederken yine fosur fosur sigara içmektedir. Televizyonu seyrederken uykusu gelir. Yavaş yavaş göz kapakları kapanır. Sigaranın külü battaniyenin üzerine düşmüştür. Karı koca uykuya dalmıştır. Önce battaniye, sonra yorgan, sonra da karı kocayı ateş sarmıştır. Onlar yanarken feryatlar içinde bağırmaktadırlar. Adam ve karısı aynı anda kalkarlar. Çünkü ikisi de aynı rüyayı görmüşlerdir. İkisinin eli de aynı anda yan tarafta bulunan sigaraya gider. Sigara paramparça edilir.
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
TEL: 0362–621 27 79
0506–2730465 (Öğretmen Hattı)
E-mail: [email protected]
Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
55800-ALAÇAM-SAMSUN
-
Yüce Allah, gören gözlerinize, okuyan ağzınıza sağlık- sıhhat versin. Ömür boyu dert ve sıkıntı görmeyin. Ailenizle birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayın.
Sayfama girip, beyitlerimi okuduğunuz ve görüş belirttiğiniz için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım.
Saygılarımla.
GOOGLE’DEN COLA’NIN FAYDALARI DİYE YAZIN. BAKIN NELER YAZILMIŞ.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
Özellikle çocuklarınıza da okutunuz. Bu korkunç iddialar insanın kanını donduruyor.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
Sbh bildirdi"KROM TAMPONLARDAKI PAS LEKELERINI YOK ETMEK IÇIN" Tamponu Cola’ya batırılmış Marlbora folyosuyla iyice ovunuz.
"TUVALETI TEMIZLE MEK IÇIN" Bir kutu kolayı klozetin içine dökünüz. Bir saat kadar bekleyiniz ve sifonu çekiniz. Koladaki sitrik asit helâ tasındaki lekeleri yok edecektir.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
"AKÜ KUTUP BASLARINDAKI ÇAPAĞI TEMIZLEMEK IÇIN" Bir kutu kolayı kutup başlarına dökün ve çapak yok olsun.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
"PASLANMIS BIR CIVATAYI SÖKMEK IÇIN" Cola’ya batırılmış bir bezi bir kaç dakika paslı cıvataya uygulayınız.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
"HARIKA BIR JAMBON IÇIN" Bir kutu kolayı tepsinin içine boşaltın. Jambonu alüminyum folyoya sarıp, fırına sürünüz Jambon tam olarak pişmeden otuz dakika kadar önce folyoyu çıkarınız ki harika bir sos için jambonun yağı ile kola karışsın.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
"ELBISENIZDEKI YAĞ LEKESINI ÇIKAR MAK IÇIN" Bir kutu kolayı lekeli giyeceklerin üzerine boşaltın, Deterjanı ekleyin ve her zaman yıkadığınız gibi yıkayın. Cola yağ lekelerinin yok olmasına yardım edecektir.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
*COLA ARABALARIN ÖN CAMIN DAKİ LEKELERI DE YOK EDER.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
Cola’nın ortalama pH değeri 3.4 Bu asidite dişleri ve kemikleri eritmek için yeterlidir. Cola'yı içmeden önce bir düşünün. Dünyada hiç kimsenin tavsiye edemeyeceği karbondioksit içiyorsunuz. Delhi Üniversitesinde "kim daha fazla Cola içecek" diye bir yarışma yapıldı. Sekiz şişe Cola içen kazandı ve herkesin gözü önünde öldü. Çünkü çok fazla karbondioksit almıştı ve kanında yeterli oksijen yoktu.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
Birisi kırılmış dişini bir şişe Cola’nın içine koydu ve diş 10 günde eridi! Dişler ve kemikler ölümden sonra en fazla dayanabilen organlarımızdandırlar.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
Bir şişe kola içerek midenize ve bağırsaklarınıza ne yaptığınızı bir düşünün.
-
Hasan Sancak ın Noter Onaylı Yeni Alternatif Reklâm Senaryoları
3 tanesi çıkan (45 tane şiir kitabım–4000 şiirim) ve 47 tanesi noter onaylı 400 tane alternatif reklâm senaryom vardır. Kimsenin aklına gelmeyen çok ilginç alternatif reklâm senaryolarım bulunmaktadır. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif reklâm senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum.
YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ…
ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM
Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum.
GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ
ÖNEMLİ NOT: AŞAĞIDA YAZILAN REKLÂM SENARYOLARI; ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI -EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ VE YAZMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNLERİDİR. HER REKLAM SENARYOSUNUN KONULARININ TAMAMI YA DA KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ULUSAL, YEREL, TELEVİZYON, RADYO, BİLGİSAYAR, GAZETE, DERGİ, ŞAHIS, FİRMA, ŞİRKET, REKLÂM AJANSI VB … TARAFINDAN KULLANILAMAZ.. SESLİ, GÖRÜNTÜLÜ, YAZILI ŞEKİLDE TELEVİZYON, SİNEMA, TİYATRODA OYNATILAMAZ, KOPYALANAMAZ, SESLENDİRİLEMEZ. KASET VE CD YE ÇEKİMİ YAPILARAK, GÖSTERİLEMEZ REKLÂM SENARYOLARI FARKLI BİR ÜRÜN İÇİN DE ASLA KULLANILAMAZ. KONUYA BAĞLI KALARAK, ANCAK SAHİBİNDEN İZİN ALINARAK, DEĞİŞİKLİK YAPILABİLİR. ÖBÜR TÜRLÜ HER HANGİ BİR ÜRÜN İÇİN KESİNLİKLE KULLANILMASI YASAKTIR. AKSİNE HAREKET EDENLER HAKKINDA "TELİF HAKLARI YASASI" UYARINCA KANUNÎ İŞLEM YAPILIR.
ALAÇAMLI=KÖPRÜBAŞILI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞİTİMCİ GAZETECİ HASAN SANCAK KİMDİR?
Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. 24 senedir basının içindeyim.52 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 tarihinde doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup'tur.
Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım. 06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nden mezun oldum. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmenliği görevinde bulundum. 14. 01,1981’de ayrıldım. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim.
19.01.1982’de stajyerliğim kalktı.15.12.1983 yılında Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim.15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar görev yaptım. Aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım. Birinci dönem görev yaptıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım.
Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım.15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkartmış olduğu 'Norm Kadro'yu Danıştay'ın değiştirerek, meslekteki kıdeme göre tayinlerin yapılması esasına dayanarak, tekrar tayin istedim.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda görev yaptıktan sonra 31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda asil öğretmenlik görevine döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptıktan sonra bu okuldan 2005–2006 yılının Temmuz ayında emekliye ayrıldım.
Ben, I Aralık 2000’de gördüğü rüyayı notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Bu tarihten sonra da reklâm senaryoları yazmaya başladım. 44 yaşımdan sonra, notere onaylattığım ilk gerçek rüya reklâm senaryom ile birlikte, reklâm yazarı oldum. Reklâm senaryo yazarlığına ilk adımımı attım. Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim.Bu reklâm senaryolarımı RÜYALARIMI ÇALDILAR!..Kitabımda okuyucularla buluşturacağım. Google’den Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız onlarca haberlerimle karşılaşacaksınız. Çok ilginç alternatif reklâm senaryo önerilerim vardır. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, reklâmlarınızı yaptırabilirsiniz.
Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabım ve 4000 tane şiirim bulunmaktadır.47 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryom bulunmaktadır. Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım.
ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM:
(O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000)
ONLAR A N ALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ.
(2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)
GERÇEK KÂBUS COLA REKLÂM SENARYOSU
KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir.
Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar.
—Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der.
Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur.
—Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır.
Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder.
Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar.
Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz.
Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür.
Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Reklâm gösterilmeye başladığı zaman geniş bir alan, alanın her tarafı karlarla kaplanmıştır. Bir kişi karların kaplandığı bu yere yaklaşmaktadır. Bir elinde bir kutu, diğer elinde de büyük bir torba vardır. Alanın tam orta yerine gelir. Kutuyu açar. Buraya en ünlü bir markanın ısıtıcısını koyar ve hazırlar. Orada naylona sarılmış elektrik prizi vardır. Fişi prize sokar. Elindeki torbada da buğday, yiyecek vardır. Buğdayları karların üzerine serper. Elindeki kumanda ile ısıtıcıyı yakar. Oradan ayrılır.Isının tesiriyle karlar erimeye başlar ve bu yere kuşlar, kelebekler,karıncalar,.. Dolar. Buğdayları yemektedirler. Bir taraftan da ısınmaktadırlar. Isıtıcı gösterilirken hayvanlar üstten kamera ile gösterilince, görünüşleri o ısıtıcının marka ismini oluşturdukları görülür.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir maymun ormandan çıkmış, orman kenarında olan bir eve doğru yaklaşmaktadır. Evin arka bahçesinden bir odaya girer. Orada aradığı şey yoktur. Başka bir odaya sessizce adımını atar. Burada aradığı şey vardır. Bu bir ısıtıcıdır. Isıtıcının kordonu uzundur. Fişi prize takar. Isıtıcıyı eline alarak, ormanın en yakınına kadar onu taşır. Düğmesine basarak, ısıtıcıyı yakar. Ormana girer. Yerde bir teneke görür. Tenekeyi eline alarak, yerden bir de sopa bulur. Sopayı tenekeye vurarak hızlı adımlarla ormanı dolaşmaktadır. Peşine ormanın bütün hayvanları takılmıştır. Onları ısıtıcının bulunduğu yere getirir. Isıtıcının karşısında karlar erimiştir. Hepsi ısıtıcının vermiş olduğu sıcaklıkla maymunu kucaklamaktadırlar.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava sıfırın altındadır. Kamera dışarıyı gösterdiği zaman soğuk rüzgâr esmektedir. Dışarıda lapa lapa kar yağmaktadır. Karların içinden büyük bir kedi, köpek, maymun… Bir eve doğru yaklaşmaktadır. Doğruca bir kapının yanına gider. Kapı ziline nasıl yetişileceğini bilmektedir. Zili çalar. Aşağı iner. Ayaklarını ağzıyla, elleriyle güzelce temizler. Kapının açılmasını bekler. Biraz sonra dış kapı açılır. Doğruca bir odaya girer.Burada Türkiye’nin en ünlü bir firmasının ısıtıcısı durmaktadır.Ağzı ile kablonun ucunu elektriğe sokar.Isıtıcının yanına gelir.Düğmesine uzanarak ısıtıcıyı yakar.Karşısına geçer ve yatar.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Bahçede bulunan arabalarını çalıştırırlar. Herkes kendi işine yetişecektir. Araçların kaloriferleri yandığı halde insanlar üşümektedirler. Arabaları ile yolda gitmektedirler. Bir caddeye girerler. Caddede kırmızı ışık yanmıştır. Kar bu caddede etkisini göstermemektedir. Arabalarına binenlerin üşümeleri yavaş yavaş sona ermeye başlar. Çünkü karşı tarafta yanan sarı renkli trafik ikaz ışığı araç sahiplerinin üşümelerini engellemiştir. Bu yere yaklaştıkları zaman bunun sarı ışık değil, ünlü bir markanın ısıtıcısı olduğu görülür.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava sıfırın altındadır. Kamera dışarıyı gösterdiği zaman soğuk rüzgâr esmektedir. Bir evin içini gösterilir. Evde kar koca oturmuş televizyon seyretmektedirler. Bu esnada bir telefon sesi çalar. Arayan komşularıdır. Hayırlı bir iş için geleceklerini söylerler. Karı kocanın güzel bir kızı vardır. Bu aileye vermek istememektedirler. Kızın gönlü ise gelecek olan ailenin erkek çocuğundadır.
—Adam: Hanım, ne yapalım ki bu işi engelleyelim?
—Eşi: Bey, kızın gönlü bu gençtedir.
Adam eşinin sözünü keser.
—Adam: Olmaz Hanım. Ne edip bu işi engellememiz gerekir. Tamam, aklıma bir şey geldi.
—Adam: Hanımın kulağına eğilir bir şeyler söyler.
Kurulu olan sobayı odadan kaldırırlar. Akşam olmuştur. Soğuk şiddetini artırarak devam etmektedir. Kapı çalınır. Misafirler karşılanır. Üzerindeki fazlalıklar alınır. Odaya geçerler. Odada durulacak gibi değildir. Çünkü oda çok soğuktur. Evin sahipleri üzerlerini sıkı sıkıya giymişlerdir. Gelenler zangır zangır titremektedirler. Adam içinden gülmektedir. Bir türlü konuya giremezler. Damadın babası bu iş böyle olmayacak. Çam sakızı, çoban armağanı hediyeler getirdik. Dedikten sonra odadan dışarı çıkar. Elinde sarılı büyük bir kutu vardır. Yavaş yavaş onu açar. İçinden Türkiye’nin en ünlü bir markasının ısıtıcısı çıkar. Hemen hazırlar. Fişi prize takar. Oda sıcak olmuştur. Üşümeler geçmiştir. Fakat karı kocada terleme başlamıştır.
—Misafir adam: Allah’ın emri, Peygamberimizin kavliyle kızınız Şengül’ü, oğlumuz Hasan’a istiyoruz. Deyince durum değişmiştir. Kız elinde kahveler ile içeri girer.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: : Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava sıfırın altındadır. Kamera dışarıyı gösterdiği zaman soğuk rüzgâr esmektedir. Bir evin içini gösterilir. Bir yatak vardır. Yatağın içinde bir hasta yorganlar üzerinde olduğu halde titremektedir. Eli yatağın yanında bir megafona gider. Megafonun zil sesi başka bir odada çalmaktadır. Bu odada da bir yatak vardır. Yatakta yatan kafasını yorgandan içeri sokmuştur. Zil biraz daha çaldıktan sonra bir sinyali güçlü olarak verir. Yatakta yatan bir maymun, kedi, köpek. ayı… Olabilir. Kafasını yatağın içinden yavaş yavaş çıkartır. Megafon hayvanın anlayacağı bir sinyali peş peşe gönderir. Hayvan anladığını belirtmek için kafasını sallamaktadır. Tekrar yataktaki adam gösterildiği zaman kapı tık tık vurulur. Hasta iki elini birbirine vurur. Kapı yavaş yavaş açıldığı zaman odadan içeri o hayvanlardan biri elinde ünlü bir markanın ısıtıcısı olduğu halde girer. Fişi prize sokar. Isıtıcı çok geçmeden odanın havasını değiştirir.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Bu çok büyük bir insan topluluğudur. Hepsi birden bir yere doğru gitmektedirler. Bir sirke doğru yaklaşmaktadırlar. Bilet alarak sirkten içeri girerler. Herkes yerlerini almıştır. Sahneye 10–12 kişi ip şeklinde girer. En sonundakinin elinde bir kutu vardır. Bir kişi yukarıdan bir tahtanın üzerine atlayacaktır. Diğer ucundaki kişi aynı anda ters takla atarak ayakta bulunan insanın omzunda oturacaktır,ayakları ile duracaktır.. .Bunlar profesyonel insanlardır. Hepsi üst üste birbirlerinin üstüne çıkmaktadırlar. En sonundaki kişi yavaş yavaş kutuyu açmaya başlar. Kutudan ünlü bir markanın ısıtıcısı çıkar. Tahtanın ucuna geçer. Isıtıcıyı iki eliyle yukarı doğru kaldırır. Seyircilerin hepsi birden ayağa kalkmıştır. Yukarıdaki kişi tahtaya atladığı zaman en üsteki insanın omzuna yerleşir, ayaklarıyla durur. Elindeki ısıtıcıyı yukarı doğru kaldırmaktadırlar. Aynı anda seyirciler ayakta çılgınca onları alkışlamaktadırlar. Reklâm adamın elindeki ısıtıcıyı göstermesiyle sona erer.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Reklâm gösterilmeye başladığı zaman insanlar neşe içerisinde göl, deniz, nehir, ırmakta… Yüzmektedirler. Kimisi top oynuyor, Kimisi suya dalıp çıkmaktadırlar. Kamera sudan dışarı kısmı gösterdiği zaman uzun elektrik kablolarına bağlanmış ünlü ısıtıcılar denizdeki insanlara sıcaklık verdiği görülür. Arka taraflarda tamamen karlarla kaplanmıştır. Reklâm şirketin seyircilere duyuracağı bir cümle ile sona erer.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler olduğu gibi karlarla kaplanmıştır. Dışarıda da kimse yoktur. Kamera bir evin içini gösterir. Her odanın kapısı açıktır. Anne, mutfakta bulaşık yıkamaktadır. Baba, oturma odasında televizyon seyretmektedir. Çocuklar, kendi odalarında ders yapmaktadırlar. Kız, yatak odasında saçlarını taramaktadır. Erkek, tuvalet arasında tıraş olmaktadır. Evin içinde bir ısıtıcı yoktur. Hepsi ince kıyafetlerle görülmektedirler. Çünkü ısıtıcı firma evi ısıtıcının içinde tasarlamıştır. Onun için kimse üşümemektedir.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Ulusal televizyonlar normal akışını keserek ansızın bir yere bağlanırlar. Bir masa masanın başında 5–6 kişi, masada da basın kuruluşlarının mikrofonları, karşı tarafta da basın mensuplarının olduğu görülmektedir. Masa başındakiler önce kendi aralarında sessiz bir şekilde konuşmaktadırlar. Bunlar bir ısıtıcı firmasının yetkili kişileridir. Şirket, durumları hakkında basına bilgi verecektir. Mikrofonun açık olduğunun farkında değillerdir.
—Basın toplantısından sonra 2.bir fabrikanın açılması için girişimlerimizi çabuklaştıralım. Bu konuyu da basın toplantısında söyleyelim mi?
—Sayın Genel Müdürüm. Rakiplerimizi korkutmayalım. Bunu 2. basın toplantısında halkımıza duyuralım.
—Şu anda ürettiğimiz mamuller hakkında geniş bilgi mi vereceğiz?
—Efendim iyi olur.
—Rakiplerimiz anlattıklarımıza çok şaşıracaklardır.
—Satışlarımızın patlamasında televizyonlarda yaptığımız reklâmların da büyük etkisi oldu.
Sayın Genel Müdürüm, ürettiğimiz mamullerin yurtdışına gönderilmesinde büyük tonajlı gemilere ihtiyaç vardır…(Buraya kadar söylenenler şirketin basın toplantısına başlamadan önce kendi aralarındaki konuşmalarıdır…)
—Saygıdeğer basın mensupları hazırsanız, firmamızın halkımıza duyuracağı konuları onlara iletmenizi rica ediyorum. Bundan sonrası firmanın halkımıza duyuracağı müjdeli haberi vermeye gelmiştir.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayı gelmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanların üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Gruplar halinde teleferiğe binmektedirler. Kapıyı kapatıp, teleferik yol almaya başladığı zaman içerdekiler üzerlerini çıkartırlar. Çünkü bir yerden gelen sıcaklık onları etkilemiştir. Teleferikler dışarıdan göründükleri zaman bunların hepsinin ısıtıcı şekliyle tasarlandığı görülür. Bu Türkiye’nin en ünlü markasının ısıtıcısıdır.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayının en şiddetli kısmına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Bu çok büyük bir insan topluluğudur. Hepsi birden bir yere doğru gitmektedirler. Bir sahaya doğru yaklaşmaktadırlar. Sahaya girerler. İçeri girdikleri zaman onlar bir sürpriz ile karşılaşırlar. Stadın içinde yaz havası vardır. Yerlerde de kar yoktur. Stadın tribünleri ve sahanın dört tarafı insanlarla tamamen dolmuştur. Orta tarafta ise çok büyük bir sahne ve sahneye giden ince bir yol görülmektedir. Sahanın belirli yerlerine koyulan ısıtıcılar her tarafı hem aydınlık yapmıştır, hem de ısıtmıştır. Sahaya giren insanlar sıcaklığın etkisiyle üzerindeki fazlalıkları çıkarırlar. Çünkü artık üşümemektedirler. Biraz sonra sahanın dışarısından ip gibi gösteri yapmak için Türkiye Yıldız Oyun Ekibi, Semah Gösteri Ekibi… Teker teker sahneye yaklaşmaktadırlar. Her giren kendi hünerini göstermektedir. Hepsi şu anda sahnenin ortasındadırlar. Yukarıdan oynayanlara bakıldığı zaman Türkiye’nin en ünlü bir ısıtıcı firmasının ismi, logosu ve ’Türkiye’nin Markası’ cümlesini oluştururlar. Reklâm ısıtıcının seyircilere gösterilmesiyle sona erer.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayının en şiddetli zamanıdır. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir şehrin üstüne lapa lapa kar yağmaktadır. Üstten bakıldığı zaman sokaklarda kimsenin olmadığı görülür. Kamera yavaş yavaş evlerin pencerelerini göstermeye başlar. Hangi pencereyi gösterirse, o evin penceresi dışarıya doğru parıldamakta ve ısı vermektedir. Pencereler Türkiye’nin en ünlü markasının ısıtıcısı şeklinle yapılmıştır. Sıcaklığın etkisiyle de yerlerdeki karlar erimeye başlamıştır. Etrafa bir sıcaklık yayılmıştır. Evlerden ve apartmanlardan insanlar sokağa çıkmaya başlarlar. Bazıları da işyerlerini açmaktadırlar. İnsanların büyük bir bölümü bir dükkândan içeri girmektedirler. Çünkü bu firma en kaliteli ısıtıcıları satmaktadır.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Hepsi birden bir yere doğru gitmektedirler. Birden bir yeden müzik sesi duyulur. Sokağa çıkanlar o yana doğru yönelirler. Bir sahanın içine girerler. Burada binlerce kişi oluşmuştur. Hava soğuk olduğu için hepsi de üşümektedirler. Bu esnada sahneye Türkiye’nin en ünlü türkücü ve şarkıcısı çıkar. Herkes onu alkışlamak ister. Fakat soğuk havanın tesiriyle elleri alkış yapmamaktadır. Bunu gören sanatçı haydi seyircilerimizin hepsini ısıtalım diye bağırır. Sahanın dört tarafına koyulmuş olan ısıtıcılar aynı anda yanmaya başlar. O üşüyenler müziğin coşkusuyla oynamaya başlar. Kamera onları üstten gösterdiği zaman markanın ismi oluşmuştur.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir şehirde sabah olmuştur. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmak üzeredirler. Binalar yüksektirler. Oralardan 1-2 metre boyunda buz sarkıtları aşağı doğru sarkmaktadırlar. Bazıları yere düştükleri zaman insanları zor duruma sokmaktadırlar. Bu esnada gökyüzünde helikopterler görülür. Sağ ve sol tarafları açıktır. Buralar da ve helikopterin ön tarafında büyük ısıtıcılar görülür. Binalara yaklaştıkları zaman yaydıkları ısı buz sarkıtlarının erimesine sebep olur. Vatandaşlar bir işyerine yönelmişlerdir. Burada o ısıtıcıların satışı yapılmaktadır.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava soğuktan buz tutmuştur. Havuzdaki balıklar donmak üzeredir. Buzlanma yavaş yavaş aşağı katmanlara doğru yayılmaktadır. Birisi bir telefon konuşması yapmaktadır. Biraz sonra gökyüzünde onlarca helikopter ve yolda da bir tır görülür. Bunların görevi balıkları dondan kurtarmaktır. Helikopterlerin açık olan iki tarafına ve ön tarafına bağlanmış büyük ısıtıcılar ve tırın içinden çıkan onlarca ısıtıcı balık göllerinin etrafında ısılarını yaymaya başladıkları zaman, çok geçmeden balıklar suyun içinde cıvıl cıvıl oynamaya başlarlar.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: : Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava soğuktan buz tutmuştur. Seralarda yetiştirilen ürünler don tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Biran önce tedbir alınması gerekir. Yine bir telefon konuşması yapılır. Bir tır seralara doğru yol almaktadır. Aracın içinden çıkan insanlar çabuk bir şekilde seranın iç kısmında ısıtıcıları faaliyete geçirir. Bitkiler yavaş yavaş canlanmaya başlarlar.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: : Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava soğuktan buz tutmuştur. Çiftlikteki büyük ve küçükbaş hayvanlar… Donmak üzeredirler. Sabah ışıkları ile birlikte hayvanlar değişik bir şekilde ses çıkarmaktadırlar.
Bunları da ancak buralara kurulacak olan ısıtıcılar kendilerine
getirecektir. Yine bir telefon konuşması yapılır. Bir tır seralara doğru yol almaktadır. Aracın içinden çıkan insanlar çabuk bir şekilde seranın iç kısmında ısıtıcıları faaliyete geçirir. Hayvanlar yavaş yavaş canlanmaya başlarlar.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Bir kişi kayak yapmak için dağın üst yamacındadır. Kendini karların üzerine bırakır. Çok hızlı gitmesiyle birlikte karlar yerinde oynayarak çığ oluşmasına sebep olur. Bir ölüm kalım mücadelesi başlamıştır. Adam arkadaşlarına mikrofonlu telsizle durumu anlatır. Aynı anda onlarca helikopter havalanır. Olay yerlerine doğru yol almaktadırlar. İlk önce helikopterler arka taraftan gösterilir. Olay yerine geldikleri zaman helikopterler üzerine ekledikleri büyük ısıtıcıları aynı anda yakarlar. Hedefte adamın arkasındaki çığdır. Isının etkisiyle birlikte kar kümeleri eriyerek toprağa karışır.
Not: Bu olay güzel bir rüya şeklinde de olabilir. Saatin ziliyle uyandığı zaman, karşıda ısıtıcı yanmaktadır.
ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir köy ya da kasaba büyük bir dağ silsilesinin alt tarafına kurulmuştur. Kar da lapa lapa yağmaktadır. Birden dağda bir silah sesi duyulur. Kar kümesi yavaş yavaş aşağı doğru kaymaktadır. Kar kümeleri bir çığ oluşturur. Çığlar ağaçları yıkarak, tepelerin üzerinden evlerin üzerini kar kümeleri doldurur. İmdat sesleri duyulmaktadır. Aynı anda onlarca helikopter havalanır. Çığın olduğu yere gitmektedirler. Olay yerine geldikleri zaman helikopterler üzerine ekledikleri büyük ısıtıcıları aynı anda yakarlar. Hedefte evlerin üzerindeki karlar vardır. Isının etkisiyle birlikte kar kümeleri eriyerek toprağa karışır. Evlerdeki insanlar kurtulmuşlardır.
Not: Bu olay da güzel bir rüya şeklinde de olabilir. Saatin zili çaldığı zaman, karşıda ısıtıcı yanmaktadır.
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
TEL: 0362–621 27 79
CEP:0506–2730465 (Öğretmen Hattı)
Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
55800-ALAÇAM-SAMSUN
-
301 e Sahip Çık!..
ABD İLE AB-GÖZ DİKTİ SOYUMUZA
301’ E SAHİP ÇIK-SÖVDÜRME BOYUMUZA
Sözüm kendin bilene-özgür fikirlilere
Şiirimi okuyan-vatan seven her ere
Dün oynanan oyunlar-bir kez daha yurdumda
Oynanmaya başlandı-bizi bırakır gamda
ABD ile AB-göz dikti soyumuza
301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza
Niçin sahip çıkmayız-bu değerli ülkeye
Az kaldı sürecekler-dikkat edin lekeye
Bir Atatürk aranır- 70 milyonda biri
Silkeleyip atmalı-düşmemelidir geri
ABD ile AB-göz dikti soyumuza
301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza
Kazmayla kovulanlar-ediliyor baş tacı
Sözüme dikkat etsin-anne baba ve bacı
Bağımsızlık giderse-köle oluruz köle
Din namusumuz kalmaz-inan çekeriz çile
ABD ile AB-göz dikti soyumuza
301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza
Kerkük Kıbrıs ve AB- işsizlik ekonomi
Sağlık eğitim tarım-içe sokuyor nemi
Bölücülük ve terör-ciddi sıkıntılardır
Oyalanıp dururuz-sabır çatlıyor sabır
ABD ile AB-göz dikti soyumuza
301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza
Amerika Almanya-Fransa ve İtalya
İngiltere İsviçre-bizi bırakır yaya
Yok mudur bir kahraman-bunlara soru soran
Tartışması bizdedir-olmalı yere vuran
ABD ile AB-göz dikti soyumuza
301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza
Hasan diyor bunların-niyetleri bellidir
Aşağılamak bilin-bunlar aptal delidir
Sığının sığındıkça-demokrasi ve hukuk
Sadece size gerek-yapıyorsunuz guguk
ABD ile AB-göz dikti soyumuza
301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza
AVRUPA BİRLİĞİ’NE-NE UYUMU UYUMU
ABD İLE AB-YOK EDİYOR SOYUMU
Masallara kanmayın-bıktık o sözlerinden
Tuzak üstüne tuzak-kan damlar gözlerinden
Masaya yatıralım-İngilizce metnini
Yok etmek istiyorlar-görmüyor musun seni
Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu
ABD ile AB-yok ediyor soyumu
Dininden ve dilinden-bozulur geleneğin
Kalmayacak inanın-huzurun ve birliğin
Milli devlet ortadan-kaldırılmak istenir
Kanunlar değişilir-ortalara çıkar kir
Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu
ABD ile AB-yok ediyor soyumu
Saygı sevgi kalmadı-AB yok etti onu
Tüzükler değişilir-çıkar yeni bir konu
Orası tümsek bir yer-hepten dolu uçurum
Acılar sıkıntılar-yurtta kötüdür durum
Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu
ABD ile AB-yok ediyor soyumu
Üniter yapımızı-bozuyorlar durmadan
Asla yapamıyorum-ben edemem sormadan
PKK’ya bombayı-mayını ve silahı
Bilerek veriyorlar-bundan çekeriz ahı
Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu
ABD ile AB-yok ediyor soyumu
Bir Atatürk aranır-yoktur böyle bir yiğit
Dişlerini gösterir-hem çakallar hem de it
Milletten kaçırılır-söylenmez ona bir şey
Gerçekten bihabersiz-anne dede çocuk bey
Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu
ABD ile AB-yok ediyor soyumu
Uyum muyum kalmadı-ceza üstüne ceza
Milletçe çekiyoruz-bütünüyle bir eza
Kurtulalım şunlardan-doğrulup koş ileri
Öğretmen Hasan söyler-kalmayın sakın geri
Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu
ABD ile AB-yok ediyor soyumu
CUMHURİYETİMİZİ- AŞAĞILATIRSANIZ
BUNU KABUL ETMEYİZ-BOŞALTILIR KASANIZ
Milleti kızdırmayın-hem de göz göre göre
Hançeri saplatmayın-ne başa ne de böğre
Bu şekil davranışla-gidilemez öğrenin
Biraz çalışmalıdır-hem düşüncen hem beynin
Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız
Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız
Bakın hakaret eden-neye yapar hakaret
Bunu iyi bilmeli-toplu halde cemiyet
Açılan davalarda- yüzde 11 Türklüğe
23 Cumhuriyet-ihanet var birliğe
Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız
Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız
Askeri ve güvenlik- bil yüzde 37’di
Şerefsizlik yapanlar-memlekette türedi
Yüzde 13 hükümet-şairlere gün doğar
Kalemi keskin olur-söyle onu kim boğar
Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız
Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız
Kan verildi uğruna-yıktık çoğu setleri
Karşı koyamadılar-ezdik geçtik bentleri
Emanettir bu vatan-canımız pahasına
Onu koruyacağız-sövdürtmeyiz imana
Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız
Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız
Vazife gençliktedir-kolları birleştirdi
Kardeşlik duygusunu-içlere yerleştirdi
Yazıyorlar okurlar-hainleri sezerler
Karşısına çıkmayın-sinek gibi ezerler
Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız
Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız
Benim yazmak görevim-çekinmeden korkmadan
Akıl ve fikir verdi-âlemleri Yaratan
Hasan Sancak tetikte-gözleri ileride
Elde silah bekliyor-kalmayacak geride
Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız
Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız
FRANSA İSVİÇRE’DE-TÜRKLER ERMENİLERE
SOYKIRIM YAPMAMIŞ DE-HEMEN ÇARPARLAR YERE
Haydi söyle yalan mı-şimdi gerçeği söyle
Kötü laf söyler isen-o anda artar çile
Oyun üstünde oyun-sadece seyrederiz
Emirleri uygular -milleti mahvederiz
Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere
Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere
O Chirac döneminde-Ermeni soykırımı
Tanıyan yasa geçti-içe soktular gamı
Türkiye Ermeni’yi -ilgilendiriyorsa
Siz ne karışırsınız-oluşturursun tasa
Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere
Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere
Ayrımcılık kimdenmiş-gördünüz mü durumu
Buradan soracağım-yüzer biner sorumu
Ben bunları bilirim-baştakiler bilmez mi
İçimize sokmayın-ne acı ne de nemi
Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere
Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere
Oy çoğunluğu ile-İsviçre aldı karar
Bize göre bulunmaz-bilin bu işte yarar
Sol ve Yeşiller ile-milletvekillerinin
Çoğunluğuyla geçti-haberin var mı senin
Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere
Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere
67'ye karşı-çıkansa 107 oy
Milletime topluca-bilin dedirtti oy oy
301 kalksın diyen-okudun mu yazıyı
Bir kez duymanız gerek-içinizde sızıyı
Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere
Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere
Daha vakit geçmedi-Hasan der tedbiri al
Bölmek isteyenlere-demeliyiz hoşt çakal
Atatürk’üm gibi ol-Tam Bağımsız Türkiye
Haine fırsat verme-başlayalım türküye
Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere
Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere
HEY ANKARA ANKARA-SULAR MI SATILACAK
BİRİSİ CEVAP VERSİN-KOPMASIN KOL VE BACAK
ABD ile AB-oyunu oynamakta
İmzalar atılıyor-hata üstüne hata
Sergilenen şu oyun-hem içten hem de alttan
Atan yurdu kurtardı-memleket aziz vatan
Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak
Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak
Türk Milleti nerdesin-Soyuna ve suyuna
Kalk ayağa sahip çık-sonra kıyılır cana
Kanunlar değişilir-eller kollar kalkıyor
Bu durum gerçek ise-içimizi yakıyor
Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak
Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak
Her şeyimiz satıldı-milli olan bir şey yok
Kalbimiz ruhumuza-batmaktadır daim ok
Hedefte sular vardır-Amerika İsrail
Sulara konacaktır-bunun manasını bil
Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak
Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak
Kendi vatanımızda-olacağız hep sefil
Ağzımız ve burnumuz-kapanacak göz ve dil
Dudaklar çatlamadan-karşı durun verene
Duydunuz mu çalıyor-bakın bir kez sirene
Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak
Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak
Memur işçi ve esnaf-emekli ve çiftçiler
İnim inim inliyor-kalmayacak toprak yer
Atatürk’üm duy bizi-ruhunla kaldırt başı
Açlıktan ölmeyelim-gözden dökeriz yaşı
Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak
Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak
Tarlalar kuraklaşıp-mısır ile buğdayı
Vatandaş ekemezse-geremez asla yayı
Duyun milletvekili-eli kaldırma sakın
Öğretmen Hasan söyler-olamazsınız yakın
Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak
Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak
İNADINA MÜSLÜMAN-İNADINA DA TÜRK’ÜM
301 KALKMAMALI-ÜZÜLÜR ATATÜRK’ÜM
Hem Müslüman hem Türk’üm-et ile tırnak gibi
İç dış düşman oynaşır-hepsi de yavşak gibi
Meydanlara çıkmışlar-diyorlar Ermeni’yiz
Katil Devlet söylerler-çıkartıyorlar kriz
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Bu vatanda yaşayan–70 milyon kişiyiz
Anne baba çocuğun-kardeşi ve eşiyiz
İstanbul’da ne ise-Diyarbakır’da odur
Birliği sağlamlaştır-aşılmamalı bu sur
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Vatan topraklarının-beş para ile elden
Gitmesine karşıysan-Müslüman ve Türk’sün sen
Sakın oyuna gelme-ellerini birleştir
Sevgi ve esenliği-kalp ruhuna yerleştir
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Dört koldan saldırı var-küçük olursan seni
Afiyetle yutarlar-soldururlar o teni
Saroslar Ermeniler-dostum derse inanma
Fırsatı bulursalar-yersin acı söz kama
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Bize en büyük düşman-dost görünüp kandıran
Tuzakları kurarak-hep daima yandıran
AB ile ABD-karışır işimize
Acısı dokunuyor-ona bana ve size
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Üye olmayacağız-yıllarca ümit ile
Bağımsızlık gidiyor-hepten artıyor çile
Kıbrıs’ım ve Ege’miz-ver kurtul denmektedir
Kahpeler dünyasında-hakkımız yenmektedir
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Ilımlı İslam deyip-Türk’ümü bölenlerle
Oyun üstüne oyun-önlenmeli şu hile
Bayrak Cumhuriyete-birliğe ve huzura
Ateş edenler vardır-bundan düşeriz dara
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Ülke bütünlüğünü-koru millet yaşasın
Gerektiğinde can ver-kalpler ötmeli çın çın
Siyasi rant uğruna-dinimi siyasete
Alet edenle olma-yazıktır cemiyete
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Politika ticaret-bürokrat mafya ile
Memleketi soydurma-yazı ilçe ve ile
Borç yiğidin kamçısı-değildir sokma borca
Ev apartman yanıyor-tutuştu işte baca
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Ekonomi İMF-kötü reçeteleri
İşçi memur çiftçiyi-adım attırır geri
İnim inim inliyor-gör vatandaşlarımız
Göz pınarı kurudu-akmamakta yaşımız
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
İstiklal Marşı’ m yurtta-söylenirken gür sesle
Haykır arzda duyulsun-dost ve düşmana sesle
Bayrağımız göklere-çekilirken bak ona
İyice bakar isen-onda var bir çok mana
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Tarihe bir bakalım-Türk nereye gitmişse
Adalet dağıtmıştır-su vermiştir nefese
Türk demek arif demek-Türk demek yiğit demek
Bunun için harcanır-topluca bütün emek
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Kahramandır ve merttir-kimseye kurmaz tuzak
Bu eli tutmaz isen-bizden olursun uzak
Onun aklı berraktır-olamaz asla zorba
Çalışır ve çabalar-bilir anne ve baba
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Onun inancı tamdır-ikram eder yedirir
Avucundakileri-isteyenlere verir
Dünyaya nam salmıştır-hepsine minnettarız
Güçlü olduğumuzdan-bugün dünyada varız
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Dayanıklı sabırlı-görmez kendini üstün
Aynı oyun oynandı-anla arkadaşım dün
İyiye ve doğruya-güzele ve çağlara
Bu sesi duymaz isen-kalbinde açar yara
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Türk’üm söyleyemeyen-Atamızın sözünü
Değiştirenlere yuh-karanlık onun önü
***** ve çakallara-yarasalara inat
Müslüman’ım Türküm ben-bundan olurum rahat
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Kürt Laz Çerkez Arnavut-hepsi ağacın kolu
Türk onun gövdesidir-bilmeli Türk’ün oğlu
Bedenini kirletme-vurana fırsat verme
Şerefsizle bir olup-insanlarımı germe
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
Hasan Sancak uyarır puştları dönekleri
Taşırmayın bu sabrı-ezeriz sinekleri
Kim böler parçalarsa-Rabbim onu yaşatma
Uyuma Türk Milleti-ezeldendir kuşatma
İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm
301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm
KENDİ AYAĞIMIZA-KURŞUNU SIKTIRIRSAK
TEPETAKLAK GİDERİZ-KOR OLUR İÇTE PASAK
Hain düşman istiyor-biz niçin onaylarız
Nasıl hâllere düştük-ya hanım ya baylarız
Milletin varlığına-koymayın dinamiti
Tarih ile milletim-yok etme cemiyeti
Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak
Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak
Ekmeğe yağ sürerek-gidersiniz ileri
301 kalkmamalı-adımı atın geri
Maddemiz çok değerli-sakın ha tırtıklama
Böyle yapar iseniz-daima büyür yama
Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak
Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak
Milli onur saygınlık-en önemli mesele
Kanunla oynarsanız-inmeler iner bele
AB denen belanın-kanmayın sözlerine
Bakar isen anlarsın-onların gözlerine
Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak
Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak
Batının baskısına-boynunu büker isen
Tökezlenip gideriz-hem çabucak hem erken
Sebebini bir düşün-niçin kalksın diyorlar
Asla uslu durmuyor-ipi kopartan davar
Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak
Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak
Bu maddeyle birlikte-sıra diğerlerinde
Milli devlet hedefte-yara artar derinde
Zemin hazırlanmakta-kalkan ol baştan defet
Boynunu büker isen-zorda kalır bu millet
Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak
Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak
Cezasını indirme-haine gün doğmasın
Acılar sıkıntılar-bizi yiyip boğmasın
Hasan Sancak uyarır-abdestini al da kalk
Atan nasıl yapmışsa-geçmişine iyi bak
Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak
Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak
MİLLİ HAYSİYETİMİZ-301’E DOKUNMA
BÖLÜCÜ YIKICIYA-SAKIN OLA İNANMA
Küfrü serbest bırakma-gerçekten yara azar
Kanunlar değişilir-bakınız azar azar
Milletin kimliğine-devletin yapısına
Topluca saldırı var-dayandı kapısına
Milli haysiyetimiz-301’e dokunma
Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma
Kimler destek vermez ki-siyasiler liboşlar
Arabayı süremez-çoğu da bundan boşlar
Avrupa’ya baksana-bir küfretmeye kalksan
Sizi tökezletirler-dayanamaz buna can
Milli haysiyetimiz-301’e dokunma
Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma
Sağduyu sahipleri-sesini hemen yükselt
Şiirimi okursan-mısralar size davet
Neden isteniyor ki-sebebini araştır
Dost olmayanlara bak-Rabbimiz versin sabır
Milli haysiyetimiz-301’e dokunma
Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma
Batıda bu suçlardan- 2004 yılında
134 kişidir-ceza alanlar orda
2005 senesinde- 146 tanesi
Godese tıkılmıştır-olmasın bahanesi
Milli haysiyetimiz-301’e dokunma
Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma
2006 ‘daysa-tamam 139
Kafasında görmüştür-hem acı hem de topuz
Burdaki polislerin-yetkisi nedir söyle
Bana inanmıyorsan-küfür et derler şöyle
Milli haysiyetimiz-301’e dokunma
Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma
Sorumlular yıkıcı-bölücü ihanetler
Tedbirini almalı-topluca cemiyetler
Vakit şu an geçmeden-meydana doğru yürü
Öğretmen Hasan söyler-olmamalıyız sürü
Milli haysiyetimiz-301’e dokunma
Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma
SİZE KÜFRETTİRMİYOR- 301 SİZİ KORUR
MADDEYLE OYNAR İSEN-BAKMIŞSIN YERE VURUR
3 yıldan iki yıla-inecek mi diyorsun
Şiirimi okuyan-vatandaş size sorsun
İndiğinde ne olur-paraya çevrilecek
Hainlere gün doğar-tutuşacaktır etek
Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur
Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur
Böylece cezaevi-küfredene beraat
Nasıl kabul edersin-mosmor olmaz mı surat
Küfür parayla olur-ya parası yok ise
Ona da madde ekle-garibe kondur buse
Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur
Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur
2. fıkrasında-"alenen"se "kasten "e
Çevrilecekmiş derhal-yazık değil mi tene
Böyle bir açıklama-dava açmak zorlaşır
Bana söyler misiniz-yükünü kimler taşır
Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur
Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur
Daha da bitmedi ki-hepsinden kurtulursa
Adalet Bakanımız-sakın düşünme tasa
Nerede görülmüştür-küfürden yana kanun
Ellerin oylar ise-tez gelecektir sonun
Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur
Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur
Cumhuriyet savcısı-bakan izni olmadan
Dava açamayacak-sıkıntıyla dolmadan
"Türklüğü" kelimesi-"Türk Milleti" denerek
Her şey yerli yerinde-dayanmaz buna yürek
Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur
Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur
Suç yabancı ülkede- 3. fıkra hemen
O Türk vatandaşıysa-salınacaktır erken
Bir kere düşünelim-vatanın ekmeğini
Hasan der yer söversen-tarih affetmez seni
Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur
Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur
TÜRKLÜĞE KİM SÖVERSE-SÖVENLERİN CEDDİNİ
VATANDAŞLIKTAN ATIN-YAPIN PUŞTUN REDDİNİ
Türk Milleti duy beni-başlanmıştır oyuna
İhanet sergilenir-Müslüman Türk Soyuna
Hain ile düşmanlar-ABD ile AB
Hepsi koyun koyuna-başladılar talebe
Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini
Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini
Şimdiden başlıyorum-abdestimi alarak
Önüme kim çıkarsa-ilk başlardan dalarak
Batının kadınları-gelir ise önlere
Buradan uyarırım-hepsi oturur yere
Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini
Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini
Kalk ayağa Türkiye-vatan elden gitmesin
Şerefsizler bizleri-alta doğru itmesin
Dost edinme kancığı-onlar daima yatar
Her şeyi kabul eder-battıkça ona batar
Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini
Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini
Oyuna gelmeyelim- 70 milyon tek yürek
Havalara kalkmalı-hem kollar hem de bilek
Bizlere kaldır diyen-kendilerine baksın
Hainle bir olana-millet yumruğu çaksın
Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini
Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini
Boyun bükmemek gerek-boyunlar bükülürse
Din ile iman kalmaz-ot tıkarlar nefese
Dünya görün geliyor-üstümüze topluca
Bayrağı kapmaz isek-kurumla dolar baca
Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini
Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini
Bir Atatürk aranır-aranır da aranır
Elleri ovuşturan-söyle kime yaranır
Varlığımı ortaya-koydum çıktım meydana
Öğretmen Hasan söyler-zarar verme vatana
Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini
Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini
301 DOKUNANI-YERE VURUR TOPLUCA
NAMAZINI KILDIRMAZ-NE İMAM NE DE HOCA
Gerçekten dokunmayın-dokunursanız eğer
Toprak da kabul etmez-bulamazsınız bir yer
Hain ve kahpelere-doğdurmayın günleri
Sıkıntıya sokarsın-vatan seven her eri
301 dokunanı-yere vurur topluca
Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca
İşleriniz rast gitmez-trafik ya da deprem
İnsanı fena çarpar-kurtulmaz olur verem
Dine imana soya-kim küfür ettirirse
Onlar da bir şey kalmaz-boşalır bütün kese
301 dokunanı-yere vurur topluca
Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca
Yazacağım şiiri-mısra beyit dörtlüğü
Hep uyandıracağım-toplu hâlde bölüğü
Canlarım anlayacak-desteği verecektir
Parmakla kim oylarsa-sıkıntı görecektir
301 dokunanı-yere vurur topluca
Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca
Yurdu sevenler vardır-bir de ihanet eden
Bombayı patlatırlar-acı çalıyor siren
Onlar bölücülerdir-hem ***** hem yıkıcı
Bunlardan kurtulmalı-anne baba ve bacı
301 dokunanı-yere vurur topluca
Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca
Sözü yabana atma-şair diyorsa eğil
Doğru söylenen sözün-manasını iyi bil
Sövdürme üzerine-değişirse kanunlar
Buradan uyarırım-yanacak çoğu canlar
301 dokunanı-yere vurur topluca
Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca
Atatürk’ün ruhunu-sızlatmayın boşuna
Ellerini açarak-beddua eder ana
Hasan Sancak Öğretmen-yazacak yazısını
Ters yönde kaldıranlar-çekecek sızısını
301 dokunanı-yere vurur topluca
Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca
301’e Sahip Çık!..Şiir Kitabıma Destekleyici Arıyorum.
Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?
Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevinden çıktı.
-
“301 KALKMAMALI-KİMLER KALDIRIR İSE
VATANIMI BÖLDÜRÜR-DİKKAT EDİN BU SESE”
Dinle milletvekili-bölücülere kanma
Onlar hainle birdir-dostum derse inanma
AB ile ABD-böl parçala yut diyor
Ermeni’yle kol kola-toprağımdan git diyor
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Sorumluluğu vardır-şairin uyarması
Kan ve gözyaşı olur-kapanmaz o yaması
Türklük Cumhuriyete-okkalı söveceksin
Ceza almayacaksın-Çakalı öveceksin
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Devletin kurumları-bütün organlarına
Alenen söveceksin-gelmezsiniz imana
Millet Meclisi ile-hele Hükümetini
Yargı organlarına-sokacaksınız kini
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Asker ve Emniyeti-bütünüyle alenen
Aşağılayacaksın-söylersin yapma fren
Hangi ülkede vardır-bu kadar çok hürriyet
Arama bulamazsın-sizi duyuyor millet
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Hangi devlet kendini-böyle aşağılatır
Oralarda söyleyin-yersiniz bıçak satır
Yasak diyorlar yasak-biz mi edelim serbest
Anlayın dönüş yoktur-kin duyuyor cemiyet
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Niçin neden kalksın ki- İmralı’da katili
Oradan emir verir-kesilmeli şu dili
Duruşunu belli et-ya bizdensin düşmandan
Topyekün sarılmışız-bilinmeli dört yandan
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Bu kanun kalkar ise-çağdaş mı olacağız
Kime ne yararı var-ağlar anne baba kız
Şerefsizin eline-anla büyük koz geçer
Madde ile oynama-millet ot gibi biçer
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Bölücü yıkıcılar-küfür ettikçe eder
Niçin ceza verilmez-bakın canlar kahreder
Vur yumruğu alnına-vurmaz isen Yarasa
Eline fırsat geçse-bizi koyacak sala
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Fransa’da Ermeni-soykırım yapılmamış
Dendiğinde kodese-haydi oradan kış kış
Yurdun iç dış güvenliği-bilin tehdit altında
Dört yandan saldırı var-güçlü çıkmalı seda
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Cepheler farklı farklı-hangisini sayayım
Buna dikkat etmeli-ya hanım ya da bayım
Fransa içişleri-aptal bakanı Sarkozy
Başbakanı aradı-ondan istedi bir koz
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Adamın derdine bak-der 301’i kaldırın
Bölücü yıkıcıya-güzel nefes aldırın
Biz soykırım yasasını-hep bloke edelim
Öneride bulundu-yolumuza gidelim
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Şunu herkes düşünsün-alsın başı önüne
İlmik geçirecekler-hem boğaza hem tene
Tehdit üstüne tehdit-yok mu yiğit kahraman
Gazi Atatürk gibi-şöyle dedirten aman
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Aydınlar nerededir-onlar böl parçala yut
Gözleri boyamakta-bize atmaktadır şut
Milletin değerini-aşağılayan mahlûk
Sadece bizde vardır-bilin başka yerde yok
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Zihnini kalemini-onuru kim satarsa
İçini kaplamalı-hem acı hem de tasa
Bütün sorumlu onlar-arkadan kurşunlayan
Soylarında özür var-erkekler bir de bayan
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Devlet dediğin devlet-tarihi ve kültüre
Hemen sahip çıkmalı-işletilmeli töre
Şeref ve haysiyete-bir de sövmek mi Türk’e
Sakın serbest olmasın-kıyarsın Atatürk’e
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Hrant’ a sahip çıktın-niçin o Mehmetçik’e
Sahip çıkmıyorsunuz-sizlerde vardır leke
Ülkenin Doğusunda-Batıda canı veren
Genç kahpece vurulur-sorumlusun bundan sen
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Kabulü 2004-aynı milletvekili
Onu bir kaldırırsa-üzer ilçe ve ili
Kimse sizi anlamaz-isterseniz o oyu
Bilin seçilemezsin-anlayın ömür boyu
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
Hayır diyorum hayır-evet diyenler ayrı
Hasan görür onları-elde içki ve sayrı
Türk Milleti ayakta- 70 milyon ileri
Varlığına sahip çık-sakın dönmeyin geri
“301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise
Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”
“ÜÇ YÜZ BİR KANUNU’NDA-HAFİF CEZAYI KALDIR
ARTSIN BİN SENE OLSUN-MİLLETE NEFES ALDIR”
Kim kaldırmak isterse-301 kanununu
Türk Milleti affetmez-bilinmelidir onu
Atatürk’ün kurduğu-yurt bölünmek istenir
Hain düşmanla birdir-oluşturur yurtta kir
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
Bize göre çok hafif-hemen maddeyi arttır
Aleyhte konuşursa-vakit geçmeden yattır
Bölücü yıkıcılar-yok yere konuşmasın
İhanet yapanları-tutun boynundan asın
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
ABD ile AB-en büyük bir problem
Yurtta birlik bozarlar-içimize girdi sem
Kendilerinde vardır-çok ağırdır cezalar
Öyle kanunlar vardır-konuşanı yapar dar
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
Ama bize gelince-diyorlar bırak bırak
Kendisinde olursa-bağırır vırak vırak
Kim kötülüğümüzü-içtenlikle isterse
Rabbim onu yaşatma-onda boşalsın kese
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
Haine fırsat verme-öyle vur ki tokadı
Esamisi kalmasın-hemen silinsin adı
Küfür ettirir isen-gelmez bunun bil sonu
Üstümüzden alırlar-elbise ya da donu
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
Emanettir bu vatan-Atamdan şehitlerden
Hesap sormamız gerek-bizi bölen itlerden
Varlığına kasteden-vardır sakın unutma
Düşmanlar çayı geçti-horlayarak hiç yatma
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
Bayrak vatan ve devlet-millet toprak ve birlik
Görün hançerleniyor-kaybolmaktadır dirlik
Kim Türk’ün düşmanıysa-hemen verilir ödül
Onu desteklemeyin-işte solmaktadır Gül
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
Sorosun parasıyla-desteklenir vakıflar
Sendikalarda vardır-yular kopartan davar
Bir Kurtuluş Savaşı-şu anda gerekecek
Eğer sahip olmazsan-kötü olur gelecek
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
Dört koldan saldırı var-şimdi ise Ermeni
Saldırıya başladı-üzmeli bunlar seni
Ermeni’yiz diyorlar-sordun mu ki babana
Bir emeğin var mıdır-söyle aziz vatana
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
Aydın ihaneti var-ya Liberal solcusu
Ortak zemin ararlar-düşman hain yolcusu
Dışarıyla birleşip-rolü beceriyorlar
Onlar Türk Milleti’ne-eziyet veriyorlar
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
İnce hesaplar vardır-ya Telekom ya banka
Oyunlar oynanıyor-bize atarlar caka
Cebimizden çıkıyor-paralar ve vergiler
Cambaza bak deniyor-yazar kitap dergiler
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
301 yasasına-yenilerini ekle
Vatanın dört yanında-hemen ayakta bekle
Öğretmen Hasan söyler-yazıyor dörtlükleri
Vazifeye çağırır-kahramanı ve eri
“Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır
Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”
301 KANUNUNU-HERKES DİYORMUŞ KALKSIN
KALDIRTMAK İSTEYENLER-YASALARINA BAKSIN
Dört taraftan taarruz-içerden ve dışardan
Haine fırsat verme-koru bizi Yaradan
Kalkmasını isteyen-milletin düşmanları
Yakmak istemekteler-bedenleri canları
301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın
Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın
Gaflet ile hıyanet-sarar ise vatanı
Sıkıntıya sokarsın-ayaktaki yatanı
Bir kimse küfrederse-milletime ve dine
Bilin silahlar patlar-çakallar kaçar ine
301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın
Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın
Vicdanımız töremiz-doğranıp ayrı ayrı
Yok edilmek istenir-hem güçlüsü hem darı
Siyaset ile hukuk-abluka altındadır
Eller kollar bağlanmış-Mevla’mız versin sabır
301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın
Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın
ABD ile AB-bizi bize bırakmaz
Şu anda yapılanlar-bilinmeli değil az
Emredeni yaparız-kırparız gözümüzü
Ağızlarda saklarız-demeyiz sözümüzü
301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın
Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın
301 Maddesinin-hep kaldırılmasını
Öğren kimler istiyor-bellediler kurbanı
Bunlara karşı duran-aranıyor bir kişi
Atam Atatürk gibi-sağlam tutsun kirişi
301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın
Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın
Türk Milleti meydana-doldurun caddeleri
Birliğe çağırırım-şiir okuyan eri
Tam Bağımsız Türkiye-diyenleri ararım
Öğretmen Hasan söyler-bu benim son kararım
301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın
Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın
301 MİLLİ ONUR-SAYGINLIK MESELESİ
YEDİDEN YETMİŞE DEK-YÜKSELTMELİYİZ SESİ
Saygın onurlu ülke-insanıysa bir kişi
Vatanını savunur-sağlam tutar kirişi
Bir yerde göremezsin-kendisine hakaret
Ettirirse bir adam-cevabı verir millet
301 milli onur-saygınlık meselesi
Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi
Gölge düşürmeyelim-düşünce hürriyeti
Küfür ettirmek midir-içe sokma illeti
Eleştiri amaçlı-olur ise bu sözler
Bilin ona ceza yok-madde bize bunu der
301 milli onur-saygınlık meselesi
Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi
Yargı karar verecek-ne karışıyorsunuz
Hainlik yaparsanız-yok olsun boy bosunuz
Titiz ve objektiftir- yine itiraz olur
Yediden yetmişe dek-sıkıntı bizi bulur
301 milli onur-saygınlık meselesi
Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi
Şerefsizler hainler-bastırdıkça bastırın
Biriniz öne geçsin-Türk’ mü hep astırın
Bir Nobel Ödülünü-muhakkak alırsınız
Bizlerin nazarında-hep alçak kalırsınız
301 milli onur-saygınlık meselesi
Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi
Batı verdiklerini-hainlik üzerine
Kurmaktadır biliniz-taşı koyar yerine
Sadece bunlar yetmez-Ermeni Yahudi’yi
Hepsini Türkler kesti-dersen söylerler iyi
301 milli onur-saygınlık meselesi
Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi
Bitsin artık rezillik-yapılan maskaralık
Yaptığınız son bulsun-işleriniz karalık
Hasan Sancak yazıyor-uyandıracak halkı
Daima şiir yazar-çevirmektedir çarkı
301 milli onur-saygınlık meselesi
Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi
301’E BİR DOKUN-GÖRÜRSÜN KARABASAN
BUNLARI SİZE SÖYLER-ÖĞRETMEN ŞAİR HASAN
Millete sorsananız-kalksın mı ki 301
Sizlere sözü söyler-vatandaşlarım bir bir
O maddenin kalkması-canı yapar kötürüm
Elini kaldırırsan-tez biter sonra dürüm
301’e bir dokun-görürsün Karabasan
Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan
Soysuz mu olacağız-kaldırıp 301’i
Buradan uyarırım-kalırsın kemik deri
Kalk ayağa Türkiye-sakın ola kaldırtma
Sağından ve solundan-vatanıma saldırtma
301’e bir dokun-görürsün Karabasan
Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan
Soyuma söverlerse-ben de onun soyunu
Vakit varken vazgeçin-beğenmedim huyunu
Kesin kararım vardır-yürüyeceğim daim
Eli kaldırır isen-işimiz olur vahim
301’e bir dokun-görürsün Karabasan
Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan
Millete bir soralım-kalksın mı kalkmasın mı
O zaman görürsünüz-sıkıntıyı ve gamı
Dokunmak istiyorsan-üstündeki tozu al
Cezasını artırın-kopmamalıdır o dal
301’e bir dokun-görürsün Karabasan
Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan
Elini koy kalbine-Müslüman’ım Türk’üm de
Tersinden oylar isen-birden girersin derde
El yanlışa giderse-bilin çok çabuk kurur
Başını gövdesini-birden yerlere vurur
301’e bir dokun-görürsün Karabasan
Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan
301 güzel yasa-üstüne daha ekle
Konuşanı susturun-elde silahla bekle
Atatürk’ün ruhunu-yanında hissedersen
Öğretmen Hasan söyler-yurdu seversin resmen
301’e bir dokun-görürsün Karabasan
Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan
“ÜÇ YÜZ BİR’E DOKUNMA-DOKUNULMAZLIK NERDE
ÖNCE ONU KALDIRIN-BİZİ SOKMAYIN DERDE”
Bölücü yıkıcılar-şerefsizler çakallar
Meydanları kapladı-ipi kopartan davar
Onlara söz hakkı var-kanunlar işletilmez
Akrebi övmek serbest-sanmayın kimse bilmez
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Burdan uyarıyorum-kimin eli oylarsa
Onu kaplayacaktır-hem acı hem de tasa
Önce size söverler-benden hatırlatması
Yolda yakalarsalar-kötü olur tasması
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
301 kalkmamalı-söyleyin niçin kalksın
Bize kaldır diyenler-yasalarına baksın
Hangi devlet kendine- sövdürür hep alenen
Elleri kaldırırsan-sorumlusun bundan sen
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Buna destek verenler- gitsin yüce divana
Boy abdesti alsınlar-hepsi gelsin imana
Asla kurtulamazlar- bu yasa bilin kalkmaz
Buradan söylüyorum-vermeyin bize vaaz
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Sabrımız sınanıyor-şan ve şerefimize
Küfrettireceksiniz-yazıklar olsun size
İşbirlikçi haine-görünüz gün doğmakta
Bu kanun değişirse-hata işlersin hata
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Burası Türk vatanı -bayrak şehit diyene
Sakın ha dokunmayın-isterseniz bir dene
Gayeniz bölmek sizin-yurdumu parçalamak
Anne baba çocuklar-saçlarımız oldu ak
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Sözüm 70 milyona-sesime ses katana
Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana
Toprak elden gidiyor-bir Kurtuluş Savaşı
Yapmamız gerekiyor-vermelisin uğraşı
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Bu yasayı kaldırmak-Atatürk’ün ruhunu
Biliniz incitecek-üzeceksiniz onu
Türklük Cumhuriyete-küfrettirmek dert açar
Benden hatırlatması-kulağa sular kaçar
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Bana göre bu kanun-sağlamlaştırılmalı
Parçala kim yut derse-hesabı sorulmalı
Yanlışlık yapılırsa-söyleyeceklerimi
Şu an listeliyorum-beni duyunuz emi
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Tv ve radyolara-gerçekten de gün doğar
Karşılıklı atışma-saldırır çakal zağar
Güçlü olanlar yaşar-güçsüzü ezer herkes
Bir kez daha söylerim-daralacak bu nefes
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Amaç nedir söyleyin-yıkıcılığı serbest
Yasal hale getirmek-bölünecek bu millet
Terör bakın zirvede-şehit cenazeleri
Onlardan söz eden yok-kaldık bir kemik deri
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
Şu yapılmak istenen-maske biliniz maske
Birlik kaybolacaktır-sürülecektir leke
Hasan Sancak uyarır-kaldırma eli sakın
Oy istemeye gelme-olamazsınız yakın
“Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde
Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”
301’İN BENZERİ- İTALYA POLONYA’DA
ALMANYA DANİMARKA-OKU VAR İSPANYA’DA
Peki biz kaldırırız-ya AB ülkeleri
Onlar kaldırırlar mı-zora sokmayın eri
Mislisiyle fazlayla-hepsi vardır onlarda
Bizler kaldıracağız-kalacağız sonlarda
301’in benzeri- İtalya Polonya’da
Almanya Danimarka-oku var İspanya’da
Mesela İtalya’da-parlamento hükümet
Anayasa yargıyı-aşağıla var illet
6 aydan 3 yıla-kadar hapis cezası
Kalplerde ve ruhlarda-bilin çekersin yası
301’in benzeri- İtalya Polonya’da
Almanya Danimarka-oku var İspanya’da
Her kim ki Polonya’da- o cumhuriyetini
Aşağılarsa ceza-soldururlar bedeni
1 seneden 3 yıla-kadar hapishanenin
Yolu ona görünür-haberin var mı senin
301’in benzeri- İtalya Polonya’da
Almanya Danimarka-oku var İspanya’da
İspanya özerk bölge-simge amblemlerini
Sözle ya da yazıyla-ayırtırlar yerini
Alenen aşağılar-küçük düşürürseler
2 ay kadar hapis-yasa bize bunu der
301’in benzeri- İtalya Polonya’da
Almanya Danimarka-oku var İspanya’da
Her kim ki Almanya’da-cumhuriyet eyalet
Anayasa marşını-söverse yapar davet
Bayrak ve armasını-küçük düşürürseler
I yıldan 3 yıl hapis-kondurulur buseler
301’in benzeri- İtalya Polonya’da
Almanya Danimarka-oku var İspanya’da
Kendi ve AB’yi de-millet parlamentoyu
Alenen aşağılar-günleri geçer koyu
2 yıl kadar hapis-Hasan der ince ince
301’i kaldırma-sabahlar olur gece
301’in benzeri- İtalya Polonya’da
Almanya Danimarka-oku var İspanya’da
VARLIĞIM GELECEĞİM-KURBAN AZİZ VATANA
301’İ KALDIRTMA-SÖVDÜRÜRSÜN İMANA
Yüz bin kere karşıyım-madde kalkmamalıdır
Saflarını belli et-kopan yurdun dalıdır
Vatan millet bayrağa-asla küfür ettirme
Hain alçaklar gibi-düşmana destek verme
Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana
301’i kaldırtma-sövdürürsün imana
Türklük Cumhuriyeti-yaşadığım müddetçe
Daim savunacağım-hazırladım dilekçe
Açık ya yarı açık-şekildeki hakaret
Millet izin veremez-bedduayı eder cet
Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana
301’i kaldırtma-sövdürürsün imana
Onurlu kişilikli-sözüm benim onlara
Ellerini birleştir-kalpte olmasın yara
Kendisine saygısı-olmayan bir toplumun
Geleceği mahvolur-boştur koftur o somun
Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana
301’i kaldırtma-sövdürürsün imana
Kim istiyor ona bak-PKK ve Ermeni
Diğerlere gerek yok-düşündürmeli seni
Bağımsız değil miyiz-önce bunu bilelim
Hainlik yapanların-haklarından gelelim
Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana
301’i kaldırtma-sövdürürsün imana
Mehmetçik ölür iken-ABD AB sessiz
Çakala bir şey olsa-kalıyoruz nefessiz
Tutmayın ellerinden-elleriniz kirlenir
Vazife yapmazsanız-sözümü derim bir bir
Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana
301’i kaldırtma-sövdürürsün imana
Mektuplar göndererek-hep kaldırılmasını
İsteyene küfredin-biraz yanmalı canı
Yanına gelir ise-uygulamalı yapın
Öğretmen Hasan söyler-sırtını yere çarpın
Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana
301’i kaldırtma-sövdürürsün imana
301’e Sahip Çık!..Şiir Kitabıma Destekleyici Arıyorum.
Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?
Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevi’ nden çıktı.
-
Cola İçme Mahveder!..
Acı çeken çektirir-akıllı ol uslu dur
Cola’dan kurtulalım-oluşturun sağlam sur
Acı çeken sevinen-ümit duyan bir insan
Cola’yı görür ise-sırtını döner o can
Acı tattırır içe-morarmasın boncuğum
Bu size vasiyettir-Cola içme çocuğum
Acıları çektirir-akıllı ol uslu dur
Cola’yı görür isen-o şişeyi yere vur
Acıların büyüğü-kendi acılarımız
Cola’dan uzak dursun-baba bacılarımız
Acıma duygusunu-içinde duyup yaşa
Cola içi karartır-bakmaz gözünde yaşa
Ad ne olursa olsun-Cola içme yavrucak
Elini kirletmesin-aldın ise yere çak
Adalet güneş gibi-ısıtır aydınlatır
Cola denen o içki-ruhumuzu karartır
Adalet kadar büyük-sihirli güçler yoktur
O Cola içeceği-bilinsin borumboktur
Adalet mutluluktan-ancak sevgiden doğar
Cola bugün olmazsa-yarın insanı boğar
Adalet mülkümüzün-ilk baştaki temeli
Cola’yı içmeyelim-yukarı kaldır eli
Adalet ve merhamet-insanın özelliği
Cola bilin yok eder-insanda güzelliği
Adaletle hareket-edenler çağa koşar
Cola içerse insan-vücut bu işe şaşar
Adaletle işleyen-o çarklar kolay döner
Cola’yı içen vücut-öğren çok çabuk söner
Adaletsiz yönetim-gençleri zora sokar
Cola içme evladım-içini fena yakar
Adaletsizliklere-karşı sesini yükselt
Cola’dan kurtulmalı-can çekişen cemiyet
Adaletten ayrılan-bil yolunu şaşırır
Cola’yı içen vücut-bedenini aşırır
Adı dünyadan kalksın-Cola içe kor sokar
Gardını alamadan-balyoz olur ve çakar
Ağaçsızsa topraklar-sel toprağı götürür
Cola içme çocuğum-o ömrünü bitirir
Ak değil kara kara-Cola zehirli madde
Yanına yaklaştırma-canda kısaltır vade
Akıl ve düşünceye-daim verin önemi
Cola denen o zıkkım-içlere sokar nemi
Akıllı ol söyleme-bir söyle düşün seksen
Cola’dan kurtulmalı -ya tezden ya da erken
Akıllı tedbirlidir-hesap eder her işi
Cola’yı yere döksün-beyit okuyan kişi
Akla dayanan millet-yıkılamaz hep yaşar
Sağlıklı olan nesil-bilin zorluğu aşar
Aklını iyi kullan -vücudu harap etme
Cola’ yı tüketerek- sakın ola tez bitme
Alçakgönüllü insan-kendisini methetmez
Cola içerse insan-dertleri çoktur bitmez
Aldatmayan biriyim -dilim gerçeği söyler
Cola’dan kurtulmalı-anne çocuk ve beyler
Aldatmayın arkadaş-Cola faydalı değil
Doğru olan sözlerin-karşısında gel eğil
Aleyhte yazıyorum -Cola’ yı yeriyorum
Mücadelemi burdan -beyitle veriyorum
Alışkanlık yapmayın-Cola içerse insan
Çok kolay tökezlenir-dayanamaz buna can
Anlamadan bilmeden-asla konuşmuyorum
Cola’yı içer isen -kötü olur o durum
Anlatacağım daim-ben sen biz siz onlar
Sözüm Türk Milleti’ne-Cola içmesin canlar
Anneler ve babalar-Cola içerse çocuk
İleriye gidemez-çok tez solar kuzucuk
Ara araştır ve sor-doğruluğa gel eğil
Cola çok zararlıdır gerçekleri n ‘olur bil
Arzunu gerçekleştir-Cola içme bir daha
Eğer dikkat etmezsen-mayınla dolar saha
Ay gibi güneş gibi-ışığı saç ve yaşa
Cola zarar veriyor-hem saça hem de başa
Aydınlanmamış millet-bilinsin kötürümdür
Cola’yı içer isen -o hayatın dürümdür
Ayrık otu olmayın-bölme hiç parçalama
Cola sebep oluyor -sıkıntıya ve gama
Az değildir zararı-içtiğin nedir söyle
Herkes şunu öğrensin-Cola’ysa artar çile
Az sözle çok şey anlat-desinler hep efendi
Cola yere vuruyor-zıkkımı içen merdi
Bakarım ileriye-çocuk genci gözlerim
Cola içmesin diyor-bakışım ve gözlerim
Bardak içerisinde-ikram et suyu sütü
Cola’yı içer isen-durumun olur kötü
Barış herkesin hakkı-savaş ise berbat şey
Cola bil körüklüyor-ölür anne çocuk bey
Başakların uçları -havada tutar başı
Cola içen bir nesil-yüzünde görür yaşı
Başarılı işlere-giriş oluştur birlik
Cola’dan kurtulursak-yurtta sağlarız dirlik
Başkalarını mutsuz-etmektedir o Cola
Vücudu harap eder-baktırmaz sağa sola
Başkasını hor görür-Cola yolu şaşırtır
Çocuk ile gençleri-ters yollarda aşırtır
Bedeni harap eder-Cola verdirir mola
Merdiven çıkamazsın-gidemezsiniz yola
Benden sonra tufandır-Cola’daki düşünce
Aklın başına gelir -bir kez yere düşünce
Benliğini kaybetme-Cola’ya vurun darbe
Hiç boşuna ölmesin- anne çocuk ve bebe
Beter diyorum beter-Cola içki mi içki
Yetkili ve yetkisiz-göstermeliyiz tepki
Beyitleri okursan-vatandaşım duy beni
Bugün olmazsa yarın-Cola bitirir seni
Bilgi artan hazine-bölüşelim canlarla
Ancak çağa gideriz sağlıklı insanlarla
Bilgi ve ilham bizde-kükremeler çağ aşar
Cola’yı içmeyenler -bilin sağlıkla yaşar
Bilinsin epey büyük-Cola’nın yaptıkları
Anne baba evladı-ağlatır zarı zarı
Bir bilseniz neler var-Cola bünyeyi yorar
Yanından uzaklaşın-içme verin tez karar
Bir devlet adamının-kalbi başta olmalı
Cola’yı reddetmeli-çağlar boyu kalmalı
Bir işin sonucunu-hesap et zarar görme
O Cola’yı içerek -toplumu sakın germe
Bir şeyi öğrenmeden-bilemezsin gerçeği
Su ile sütle doldur-vücut denene peteği
Bir tarih bir destandır-geçmiş geleceğimiz
Cola’ nın yok olması-bilinsin dileğimiz
Bir Türk dünyaya bedel-Atatürk'ümün sözü
Cola’yı içmeyenler-açık tutar o gözü
Bir yanı dinlemeden-verilmez doğru karar
Cola’ yı içme evlat -bünyeye verir zarar
Biz öyle bir milletiz-tehlikelere dikkat
Cola’yı içer isen -mosmor olur o surat
Bize bizden fayda var-vücudu harap etme
O Cola’yı içerek- tez günde çabuk bitme
Bozmaz mı zannedersin-Cola bozar bünyeyi
Zayıf anı gözlerler-yere çarpat künyeyi
Bulaşmasın eline-deme nerde bulayım
Tesiri çok büyüktür-Cola mahveder bayım
Bünyeniz fayda görsün-içeceksen süt ara
Anne ile babalar-Cola’ya verme para
Bütün görev sizlerde- anne içtirme Cola
Evladı yakalarsa-çarptırır sağa sola
Bütün güzel canları-birbirinden ayırır
Cola içme vatandaş-o vücudu sıyırır
Büyük sözünü dinle-vücuda sokar pası
Yaşadığın müddetçe-Cola çoğaltır yası
Cana faydası yoktur-Cola zehri bir bela
SeslEnirim sizlere içecek misin hâlâ
Cehaleti hemen ez-Cola içmesin millet
Eğer devam ederse -ortaya çıkar illet
Cola içen gönüller-bilmelidir gerçeği
Bilin hüsrana uğrar -boş kalır o peteği
Cola’yı elde tuttu-içtim dedi bir kişi
Biraz vakit geçince-tez bıraktı o işi
Çocuklar gençler duyun-Cola verir endişe
Tutma elinle sakın-yurttan kaybolsun şişe
Çocuklara gençlere-Cola atıyor şamar
Bilinsin öğrenilsin-zararı tomar tomar
Değer verilmemeli-Cola’yı içme sakın
İşlerin sarpa gider -olamazsınız yakın
Derdimi anlatamam-düşmanıyım Cola’nın
Uyandırmak görevim-yararı yok molanın
Devamlı uyarırım-Cola yok eder teni
Sıkıntıya düşmeden-şu an hatırla beni
Devamlı yazacağım-içmeyin canlar Cola
Bir gün yere düşürür-olamazsın kol kola
Doğruyu söylüyorum-içilecek şey değil
Zararı sana bana-Cola kötü bunu bil
El sözüne kanmayın-koyma buzdolabına
Evladı zehirleme-Cola içmeyin ana
En önemli mesele-Cola’yı içtirmemek
Türk Milleti gerekir-toplu hâlde kükremek
Erkek kızı kollayın-içme Cola anne bey
Gerçekten de *********tir-elde tuttuğun o şey
Gerçeği konuşmalı-Cola içtiğin anda
Uzmanlar uyarıyor -huzur kalmaz insanda
Gerçekleri söylerim-Cola’nın yok yararı
Vazgeçenler diyorlar- insana çok zararı
Getirme onu ağza-Cola içi sararsa
Darbesi kötü olur-bizi öldürür tasa
Getirme onu ağza-uygun olanını seç
Cola’yı yere döküp-sütü içip öne geç
Gördüğpünde yere dök-eve getirme sakın
Faydası yoktur bilin-Cola olamaz yakın
Görev anne babada-içmeyin onu onu
Türkiye’de dünyada-gelsin Cola’nın sonu
Günden güne artıyor-içenler epey pişman
Uzak durun şişeden-Cola yapıyor şişman
Hedeftedir neslimiz-Cola varsa dert açar
Ters aşağı çevirin-içme zehiri saçar
Her gün bir bardak daha-Cola yerine sütü
Lıkır lıkır içelim-o an çalışsın ütü
Her şey elinizdedir-Cola’ya darbe vurun
Markete girdiğinde-süt var mı önce sorun
İçeceksen su süt iç-para verme boş yere
Yerlere yıkılırsın-Cola içme ha bire
İçindeki asidi-Cola kemik eritir
Acısı canı yakar-ortalara çıkar kir
İçmemeli bu toplum Cola yurtta mesele
Vatanın sınırında- oluşturuyor çile
İlmi bir gerçekliktir-Cola vücudu yutar
Bilinsin öğrenilsin-sütse ayakta tutar
İnanmazsan bana sor-Cola ruhu soldurur
Ansızın yakalarsa- içe zehir doldurur
İncedir yazıları-deme olmaz zararı
İnsanın vücuduna-Cola’nın yoktur kârı
İnsanın dünyasını-Cola içme karartır
Ruh ile bedenleri -yorar bilin sarartır
İşi bırakır yarı-Cola sarartır benzi
Beyitle uyarırım- buradan hepinizi
İyice düşünmeli-Cola içen bir nesil
Hayatını mahveder- acı çeker bütün dil
İyice öğrenmeli-Cola’nın içindeki
Pantolonu boşaltır-yok eder para çeki
Kanmayın tatlı söze-darbesi olur fena
Ağlayanları görün-Cola kıyıyor cana
Kimselere gösterme-o şişeden uzak dur
Zararları anlatın-Cola ise yere vur
Nerde görürsen kaçın-çevirme kapağını
Seni esir almasın-Cola’dan koru canı
Onu hiç sevmiyorum -eritir gram gram
Kendime yeni geldim-Cola ile yok aram
Onun rengine kanma-Cola içme çok acı
Vücudu esir alır-asla eksilmez sancı
Öğrenmedin mi hâlâ-Cola zehirli madde
Onun için fark etmez -inan kısaltır vade
Öğretmen söylemekte-Cola’yı içen genci
Kısa bir süre sonra-kaybolmakta direnci
Paraları çok fazla-kanma sakın reklâma
Doğuştan itibaren -Cola sebebeptir gama
Rengine aldanmayın-Cola kara çok kara
Eline alır ise -ciğerde açar yara
Ruhumuz bedenimiz-Cola’dan dursun uzak
Türk Milleti unutma -bize kurulu tuzak
Sayın milletvekili-uzaklaştır gençleri
Kanunları çıkartın-Cola soldurur eri
Seslenirim sizlere-çocuk gençler duy beni
Doğruyu söylüyorum-Cola yok eder seni
Seslenişim herkese-uzak durun Cola’dan
Yere vurursa onu-hoşnut olur Yaradan
Su ya da sütü içir-çocuk gençleri dinle
Uzaklaştır masadan-Cola içme frenle
Şairi iyi dinle-çocuk gençler ve oğlum
Vücuttan atılmalı -Cola denen o dolum
Şöhreti çok da kötü-Cola yok eder benzi
Beyitleri yazarım-uyarıyorum sizi
Tercihini sütten yap-bardaktan yudumlama
Evlerde apartmanda-Cola sebeptir gama
Ters yönlere yatırır-yol almıyor bu gemi
Şair size seslenir-Cola içmeyin emi
Uyarmak görevimiz-içerseniz hep Cola
Sıkıntıda kalırsın-başlara gelir bela
Uzmanlar öyle söyler-Cola kötü içecek
Zilleri takamazsın-içme tutuşur etek
Üretenler üretmiş-Cola’nın içindeki
Pantolonu boşaltır- yok eder para çeki
Verdiği zararı gör-sakın Cola içmeyin
Altlara düşürerek -çocuk genci biçmeyin
Vücuda çelme atar-Cola derse bir kişi
Bilin zararı görür-kırdırır kafa dişi
Vücudun besin alsın-Cola yerine sütü
Lıkır lıkır içmezsen durumlar olur kötü
Yaklaştırma yanına-şu rengine iyi bak
Yakında duruyorsan-Cola’nın yanından kalk
Yazılanı gördün mü-O zehirli bir şişe
İçenlerde kalmıyor-Cola bozar klişe
Yazısını okuyun-O Cola’nın asidi
Yediden yetmişe dek-karartmaktadır vadi
Yetkilim duy sesimi-Cola’yı yurttan sürün
Sonsuza dek yok olsun-satılmasın bu ürün
Yetkilim görev sizde-Cola’ya vurun darbe
Neslimiz bozulmakta -ölmesin çocuk bebe
Zararı hepimize-Cola zehri öldürür
Bozuyor yapımızı -çocuk genci soldurur
Zararlı bir davranış-Cola’ya verme para
Yaşadığın müddetçe-sütü iç düşme dara
Cola İçme Mahveder Şiir Kitabıma Destekleyici Arıyorum.
Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?
Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevi’ nden çıktı.
-
En derin saygı ve sevgilerimi sunarım.
-
Hoş bulduk. Yüce Allah, gören gözlerinize, okuyan ağzınıza sağlık- sıhhat versin. Ömür boyu dert ve sıkıntı görmeyin. Ailenizle birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayın.
Sayfama girip biyografimi okuduğunuz ve görüş belirttiğiniz için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım.
Saygılarımla.
-
Hayatımda bu kadar sevinç duyduğumu hatırlamıyorum. Hepinizin yorumları için teşekkür ederim.Yüce Allah, gören gözlerinize, okuyan ağzınıza sağlık- sıhhat versin. Ömür boyu dert ve sıkıntı görmeyin. Ailenizle birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayın.
Sayfama girip, şiirlerimi okuduğunuz ve görüş belirttiğiniz için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım.
Saygılarımla.
-
Hasan Sancak In Benim Annem Melekti Şiirleri 1.Bölüm
AYAN BEYAN BİLİNSİN-"ANNEMİZ BİR MELEKTİ"
O UNUTULMAYACAK-HAYATIMIZDA TEKTİ
13 Ağustos Günü-sabah Saat Üç Otuz
Anne naaşın geldi-içimize bastın tuz
4-5 kişi birlikte-tuttuk kaldırdık seni
Hepimizi çok üzdün-insanları ve beni
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Hani konuşuyordun-soğuktu o bedenin
Hep manasız bakışlar-hareketsizdi tenin
Şu uykusuz geceler-kız oğlunu soldurdu
Acı ve sıkıntıyı-içimize doldurdu
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Sabah olduğu anda-beyler ile kadınlar
Seni anmaya geldi-nice nice insanlar
Çoluk çocuk akraba-Trabzon İstanbul'dan
Kavuştular araçla-ayrılmadılar yoldan
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Bütün akrabaların-açtılar tabutunu
Hayatın başlangıcı-evet vardır bir sonu
Sesler ve haykırışlar-hepten kapladı arzı
Ora kimler gelmişse-içte duyuldu sızı
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
O yüzün bembeyazdı-aktı burnundan kanlar
Gerçekten de üzüldü-oğlun kızın ve canlar
"Hoca dedi Şehittir"-ağlamayın siz sakın
Ruhu ile bedeni-Allah'a oldu yakın
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Amca dayı torunu-hala ve teyzelerim
Hangisini sayayım-toplandı bütün erim
Öğle namazı ile-biz kaldırdık naşını
Sıkıntı acı doldu-sızlattın bütün canı
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Şu Şadibey Camisi-duy anne ağza kadar
İnsanlarla dolmuştu-bütün meydan geldi dar
Şiirim dörtlüklerim-anneciğim hep sana
Söyleyen Oğlun Hasan-rüyamda görün bana
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
AYRILIĞIN ACISI-BİZLERİ SOKTU ZORA
ANNEM KALP RUHUMUZDA-AÇTI DERİN BİR YARA
Anne senden ayrıldık-bu ayrılık çok da zor
Erkekleri kızları-acı sıkıntıya kor
Hasretin hepimizi-bezdirdi ve soldurdu
Ruh ve bedenimize-üzüntüyü doldurdu
Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora
Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara
Öyle ateşe düştük-tutuştuk yanıyoruz
Hep seni düşünerek-durmadan anıyoruz
İçimiz ve dışımız-yakmaktadır benliği
Bir türlü bulamadık-evlerde düzenliği
Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora
Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara
Bu ayrılık bambaşka-sadece ruhlarımız
Sıkıntıyı çekerler-görülür ahlarımız
Vakit geldiği anda-ayrılır el ve kollar
İnsanlar perişandır-titrer yapraklar dallar
Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora
Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara
Haftanın yedi günü-sensiz sessiz derinden
Bir ses duymak isteriz-haber gelmiyor senden
Acaba bir tıkırtı-bakıyorum etrafa
Düşündüğüm anlarsa-beni kaplıyor cefa
Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora
Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara
Ne mektup ne telefon-postacı seslenemez
Ne telgraf ileti-canlar zoru yenemez
Ağlayarak inleme-kaplıyor yeri arzı
Birlikte duyuluyor-tükenmeyen bir sızı
Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora
Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara
Sabah öğle ve akşam-güneş yağmur sesleri
Bakanları üzüyor-tutuyor nefesleri
Öğretmen Hasan söyler-yaş doluyor gözleri
Şiirle anlatıyor-ruhta kalır izleri
Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora
Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara
BEBEKLİK ÇOCUKLUKTA-ANNEM SARDI UYUTTU
HASTALIKTAN KORUYUP-BENİ GÖĞSÜNDE TUTTU
Çeşme mahallesinin-iki katlı evinde
Doğumum orda olmuş-mutluluk olmuş tende
Komşular birbirine-bu müjdeli haberi
Hemen ulaştırmışlar-kalplerde tutmuş yeri
Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu
Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu
Çok güzel bebekmişim-söylemişler maşallah
Ömrünü uzun etsin-derlermiş Rabbim-Allah
Abla ağabeylerim-sonraki kardeşlerim
Huzura huzur katmış-bunu şiirle derim
Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu
Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu
Annem kazak örerken-ayağına beşiği
Durmadan sallar imiş-hazırlarmış döşeği
Beşikler bebeklerin-uyuduğu sağlam yer
Kendisine gelmiştir-buralarda bir çok er
Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu
Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu
Hasan sallanır iken-söylenir tatlı ninni
Hep dörtlükler oluşur-şarkı türkü ve mâni
Güzel ve yanık bir ses-hemen toplar odayı
Söylenince duyarsın-bağırışı nidayı
Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu
Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu
Ayaklarda bir yastık-başım koyulur ora
Bir de pış pış demeler-kalpte düzelir yara
Canlar anne emeği-asla unutulamaz
Okuyorsan şiiri-bunu bir tarafa yaz
Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu
Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu
Onlara değer verin-bütün anneler güzel
Yere düşen çocuğa-onlar uzatırlar el
Sevelim o canları-Hasan verir değeri
Canınızdan çok sevin-sırtı dönmeyin geri
Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu
Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu
BİZİ ÖKSÜZ BIRAKTIN-GİTTİN BİZLERDEN ÖTE
SANA ÇARE OLMADI-NE İLAÇ NE REÇETE
Bugün on bir gün oldu-ayrılalı seninle
Sancak ailesinde-hâlâ sürüyor çile
Uzaktan ve yakından hep eve geliyorlar
Kalbimiz ve ruhumuz-Anneciğim inan dar
Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte
Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete
Almanya Alaçam'da-o Yasin-i Şerifler
Senin için okundu-veririm sana haber
Oğulların kızların-unutmuyorlar seni
Anneciğim özlerler-sendeki beyaz teni
Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte
Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete
Daha yeni duyanlar-gerçekten epeyi var
Vatanın dört yanında-görüyorsun itibar
Yokluğun hissedilir-kapıda pencerede
Torunların soruyor-babaannem nerede
Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte
Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete
Öksüz kaldı koyunlar-tavuklar ve inekler
Kendince konuşurlar-O Emine’ m nerde der
Şu an yatsı ezanı-okunuyor güzelce
Saat tamam yirmi bir-bizi sarsıyor gece
Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte
Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete
Ağustos sıcağında-dışarıda yağmurlar
Çok kuvvetli yağıyor-yetişmiyor buna far
O ruhun hisseder mi-yağmurun sularını
Dolarsa mezarına-acıtır mı şu canı
Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte
Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete
Senin o yatak odan-anneciğim sessiz boş
Babam da huzursuzdur-gece ışık yanar loş
Şiirler anlatamaz-senin güzelliğini
Kımıldamayan vücut-şu an sızlatır beni
Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte
Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete
Çektiğin sıkıntılar-seni bitirdi yedi
Canlılarda ses çıkmaz-sanki boş kaldı vadi
Söylüyor Oğlun Hasan-şiirini yazıyor
Yoksun sen yanımızda-içimize düştü kor
Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte
Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete
BÜTÜN ANNELER GÜZEL-BENİM Kİ EN GÜZELİ
HELE DE BAKIŞLARI-OKŞAR DAİMA ELİ
Seni düşündüm yine-aklıma geldin hemen
Bana üzücü laflar-deme annem ağlarken
Ah unutamıyorum- gerçekten de inan ben
Çıkmıyorsun aklımdan-gece gündüz anne sen
Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli
Hele de bakışları-okşar daima eli
Oturdum kaldım evde-hayâller kuruyorum
Düşlere daldığım an-karşında duruyorum
Gel diyerek yanıma-durmadan soruyorum
Kapı kapalı diye-hep tık tık vuruyorum
Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli
Hele de bakışları-okşar daima eli
Gelecek misin bana-ışığı çakıyorum
Gözyaşları içinde-yollara bakıyorum
Neredesin diyerek-sokağa çıkıyorum
Şu akan sular gibi-sanki ben akıyorum
Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli
Hele de bakışları-okşar daima eli
Söylediğim sözlerin-hepsi binde biridir
Benim sevdiğim annem-ceylân gözlü diridir
Alaçam'ın güzeli-gerçekten de eridir
Annem güzel konuşur-hem akıllı seridir
Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli
Hele de bakışları-okşar daima eli
Canım niçin bu kadar-aklıma geliyorsun
İçimden geçenleri-anne sen biliyorsun
Telefon mektup ile-haberi salıyorsun
Oğlunu düşünerek-geçmişe dalıyorsun
Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli
Hele de bakışları-okşar daima eli
Bunlar geçer elbette-inşallah kavuşuruz
Bu hasretlik tez biter-çok çabuk buluşuruz
Evdeki insanlarla-canlarla karışırız
Annem türkü atarak-birlikte yarışırız
Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli
Hele de bakışları-okşar daima eli
Şu an yoksun yanımda-zannetme ki oğlun tok
Bu Hasan endişeli-kalbime batan bir ok
Dertlerim çok artıyor-keder dersen bende çok
Bütün bu zor durumlar-canda bıraktı bir şok
Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli
Hele de bakışları-okşar daima eli
DURUYOR BÜTÜN SÖZLER-CENNET'TEN ANNEM GÖZLER
O'NU BİR KEZ ANDIKÇA-DOLUYOR BÜTÜN GÖZLER
Ağlattın hepimizi-kalplere acı doldu
Kederlendik aniden-bütün yürekler soldu
Yaşın 77 ' ydi-söylerdin heyecanlı
Bir gül toprağa düştü-kırıldı yeşil dalı
Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler
O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler
Ağlıyorum durmadan-yazıyorum yazımı
Allah'ım n 'olur dindir-içimdeki sızımı
Gönül kırık kalp yaslı-yüzlerimde bütün yaş
Annemizi kaybettik-bundan eğik oldu baş
Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler
O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler
Rabb' imizin takdiri-eğdik biz boynumuzu
Senin ile ağlıyor-hem insanlar hem kuzu
Gerçekten seviyordun-canlıları hayvanı
Yoksun sen aramızda-üzdün annem dört yanı
Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler
O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler
Şu hakkını helâl et-anneciğim duyayım
Bir kez bana oğlum de-sözlerine uyayım
Sabah Saat 7' de-yazarım şiirimi
Bak oğlun yalvarıyor-beni hatırla emi
Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler
O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler
Anlatırdın durmadan-başına gelenleri
Seni kim dinliyorsa-oluyordu haberi
Bütün mendil çarşaflar-yetmezdi inan bize
Hep dua ediyoruz-hep anneciğim size
Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler
O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler
Beklemekten yorulduk-ben özledim yüzünü
Anneciğim unutmam-senin tatlı sözünü
Bekliyoruz naşını-oğulların kızların
O feryat kaplayacak-hem bugün hem de yarın
Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler
O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler
Yurdun dört tarafından-sana koştular sana
Hasan unutmaz seni-bir kez duy canım ana
Anneciğim Cennet' te-olsun o güzel yerin
Uçurum oluşturdun-yara kapanmaz derin
Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler
O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler
ELİMDEN BİR ŞEY GELMEZ-ANNESİZ OLAN YÜREK
AİLEYİ BİTİRİR-YANA DEVRİLİR DİREK
Bak seneler geçiyor-sesin niçin çıkmıyor
Annem yanımda yoksun-kimse bana bakmıyor
İlkbahar ile yazı-sonbahar ile kışı
Birbirini kovalar-hâlâ gözde var yaşı
Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek
Aileyi bitirir-yana devrilir direk
Dünyamız ayrı ayrı-seninki ruh alemi
Benimki ise beden-canda görülür nemi
Gel desem de gelmezsin-Cennet ile Cehennem
Allah’ım acı verme-öldürecek beni sem
Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek
Aileyi bitirir-yana devrilir direk
Daha dün yaşıyordun-uzanmıştık yan yana
Şu ansa sesin çıkmaz-ey gidi canım ana
İnsan gelip geçici-alma beddua sakın
Annelere yaklaşın-olun onlarla yakın
Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek
Aileyi bitirir-yana devrilir direk
Çile ile ıstırap-hiçbiri çekmemeli
Daim yanında kalın-zorluğa banın eli
Oğlu ile kızını-yanında hazır bulsun
Saygı ile sevgiyi-hemen annelere sun
Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek
Aileyi bitirir-yana devrilir direk
Sıcakta serinletin-soğukta halı serin
Onlar düşünmesinler-gerçekten derin derin
Anne demek can demek-anne esenlik demek
Hepsinin yollarında-verilmelidir emek
Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek
Aileyi bitirir-yana devrilir direk
Önemi göstermeli-öf bile demesinler
Duasını alırsın-birazcık da önem ver
Sözü yabana atma-Hasan diyor anlayın
Hemen sese ses verin-huzur ile çınlayın
Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek
Aileyi bitirir-yana devrilir direk
HER ANNE GÜZEL AMA- FARKLIYDI BENİMKİSİ
KALBİMİZE KOR DÜŞTÜ-KESİLDİ BÜTÜN SESİ
Onun gibi şefkatli-onun gibi fedakâr
Acaba var mı bilmem-seven sayan güzel yâr
Daha sanki dün gibi-geçti ikinci hafta
Solmak yakışmıyordu-konuşan o surata
Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi
Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi
İnsanlığı mükemmel-o insaniyetliydi
Kolay kolay yıkılmaz-"Can Annem Heybetliydi"
Oğlu ve kızlarına-derman oldu kol oldu
Tümsek taşlı tarlada-annem bize yol oldu
Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi
Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi
Beş vakit namazını-kılar hiç bırakmazdı
Yıllarca yaşayacak-unutulmaz o adı
Tatlı bir ses güzel yüz-hep disiplinliydi
Annem mükemmel insan-çok cana yakın idi
Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi
Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi
Canım hepimiz ile-ilgilenirdi her an
Kara toprağa düştü-Annem denen büyük can
Çok sıkıntılar çekti-daim attı içine
Okşardı ve severdi-önem verirdi yine
Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi
Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi
Son derece titizdi-dağınıklığı sevmez
Düzeltirdi her yanı-hemen davranırdı tez
Evine bağlı idi-gerçek usta biriydi
Zorluklardan yılmazdı-hem kuvvetli iriydi
Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi
Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi
Dört dörtlük bir insandı-asla kaçmazdı işten
Terlerini silerdi-sıkıntı çekerdi ten
Annem boş oturmazdı-onun eli açıktı
Onunla sağlamlaştı-güçlendi bütün çatı
Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi
Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi
Seni biz özlüyoruz- kalbimizdesin her an
Sesleniver bir kere-sana koşsun bütün can
Hasan Sancak yazıyor-şiiri dörtlükleri
Rabb' im seni korusun-ben isterim dön geri
Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi
Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi
HER GECE GİR RÜYAMA-SENİNLE KONUŞALIM
RABBİM ÇİLE ÇEKTİRME-ZORLUKLARI AŞALIM
23.02-sene 2006
Günlerden perşembedir-anne gördüm suratı
O günden bu güne dek-ilk defa rüyamdasın
Gerçek heyecanlıydın-yüreğim çarptı çın çın
Her gece gir rüyama-seninle konuşalım
Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım
Evimizin önüne-gelmiştin taksi ile
Yukardan bakıyorum-kayboldu sende çile
Sessizce ağlıyorum-açtım bu anda camı
Uyandığımda yoktun-hissettim o an gamı
Her gece gir rüyama-seninle konuşalım
Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım
Sınıfta ve okulda-okurum şiirimi
Düşünüyorum seni-atamıyorum nemi
Dinleyenler başını-yerlere eğiyorlar
Yüzlerinde yaşlar var-ağlıyorlar zarı zar
Her gece gir rüyama-seninle konuşalım
Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım
Annem acıya soktun-duygularım karışık
Gündüzüm gece oldu-bulamıyorum ışık
Saatler ile aylar-hep seneler geçiyor
Sen orada biz burda-bizi üzüntüye kor
Her gece gir rüyama-seninle konuşalım
Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım
Yazılır dörtlüklerim-yıllarca okunacak
Hem doğum hem de ölüm-böyle yaratmıştır Hâk
Dörtlükler yazılırken-farklı farklı düşüncem
Gerçekten özlüyorum-sabaha döndü gecem
Her gece gir rüyama-seninle konuşalım
Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım
Bundan sonra seninle-ya rüyada ahrette
Bir gün görüşeceğiz-bizde geçeriz öte
Oğlun Hasan yazıyor-anlatacak durmadan
Seni orda korusun-dünyaları Yaratan
Her gece gir rüyama-seninle konuşalım
Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım
OĞLUN SANA YALVARIR-ANNEM ANLA HÂLİMİ
SESİN SOLUĞUN ÇIKMAZ-TUTSANA ŞU ELİMİ
Hastalık birdenbire-perişan etti seni
Anneciğim bitirdi-hem yüzü hem de teni
Bütün çocuklarını-durmadan sayıklardın
İnan yaşayacaktır-soyadın bir de adın
Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi
Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi
O hayvanlara karşı-gösterdin merhameti
Gerçekten senden aldık-gücü ve cesareti
Sakın öldürme derdin-karınca ve yılanı
Dosdoğru insan olun-deme derdin yalanı
Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi
Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi
Sabah erkenden kalkar-akşam dokuza kadar
Bütün torunlarınla-annem güderdin davar
Severdin inekleri-öperdin ve koklardın
Bir şey olmuş mu diye-sağı solu yoklardın
Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi
Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi
Hepsi seni severdi-hep çağırdığın anda
Bütün bağırırlardı-duyulurdu o seda
Kaşırdın başlarını-verirdin otlarını
Anneciğim unutmam gerçekten de bu anı
Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi
Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi
Ne zaman satıldılar-hemen arttı dertlerin
Hep kemik erimesi-yarayı açtı derin
Kalp yetmezliği ile-hele nefes darlığı
Gerçekten de tüketti-beden denen varlığı
Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi
Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi
Şu 2004 yılı-uğursuz geldi bize
Oğlun kızın uğradı-sıkıntıya krize
Bir bilsen hâllerimi-seni hiç unutamam
Yataklarda diken var-batar bana yatamam
Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi
Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi
Dedin beni götürün-yurdum dedin de yurdum
Sesini duymayınca-başımı yere vurdum
Senden önce sözlerin -bil geldi Alaçam'a
Hasan'ın sözü gerçek- sensiz kapanmaz yama
Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi
Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi
OLMUYOR ANNECİĞİM-İNAN SENSİZ OLMUYOR
HEPTEN ÇARESİZ KALDIK -ANLA VAKİT DOLMUYOR
Bugün günlerden Cuma- Saat 7'de kalktım
O perdeyi kaldırdım-pencereden bir baktım
Oda sessiz ben sessiz-yapraklar kımıldıyor
Kuşlar cik cik ötmekte-beni üzüntüye kor
Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor
Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor
Sokak tamamen bomboş-karşı yolu gözlerim
Bir elimde kalemim-ağlamakta gözlerim
Üzdün annem bizleri-soldurdun yürekleri
Bir kez daha görmekti-bizlerin dilekleri
Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor
Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor
Rabb'im seni bizlerden-seviyormuş çok daha
Yeşillenen ağaçlar-bana görünür vaha
Allah'ım güç kuvvet ver-koyma bizi ellerde
İnan dua ederiz-Bismillahım dillerde
Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor
Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor
İlk defa tadıyorum-gerçekten son ayrılık
Annem bak toplanıyor-durmadan kalabalık
Herkes seni konuşur-bütün insanlığını
Hepsi de çok seviyor-Emine denen canı
Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor
Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor
Almanya'da namazın-kılınmış toplu hâlde
Anneciğim duymadın-dolmuştu sende vade
Vücudu yıkamışlar-sarmalamışlar seni
Biz nasıl göreceğiz-konuşmayan o teni
Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor
Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor
Duy Cumartesi günü- tamam öğle namazı
Bizlere zehir oldu-hem kışı hem de yazı
Teker teker geliyor-bütün akrabaların
Durmadan anlatılır-o sevgin itibarın
Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor
Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor
Hasan şiir yazıyor-bir taraftan ağlıyor
Sen yoksun yanımızda- karaları bağlıyor
Mevla'm sorgu sualden-kolay geçir annemi
Yıkıldım perişanım-ben kaybettim hanemi
Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor
Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor
PERİŞANLIK SÜRÜYOR- HER AN HATIRLANIRSIN
DÜN OLDUĞU GİBİ DE-KALBİMİZDE HEP VARSIN
Anne bir sene oldu-yokluğun hissedilir
Değer ve önemini-seni sevenler bilir
Sanki daha dün gibi-saat günü ve ayı
Sıkıntılara soktun-torun evlat ve bayı
Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın
Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın
Mezarını yaptırdık-mermer ile çevrili
İsmin başta yazılı-değdiriyoruz eli
Dualar ediliyor-okunuyor Kur'anlar
Biri gelip gidiyor-acı duyuyor canlar
Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın
Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın
Annem dün konuşurdun-bugün mezarın sessiz
Oralara gelenler-duruyorlar nefessiz
Hepsi dinliyor seni-toprağı okşuyorlar
Sen yalnız başınasın-ağlıyoruz zarı zar
Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın
Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın
Gelmemişti yanına canım Ayşe ablamız
Onu ora getirdik-kalplerimiz etti cız
Alaçam Mezarlığı-ağlamaklı narayla
Öyle büyük çınladı-yayıldı cadde yola
Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın
Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın
Almanya'dan izine-gelen o canım babam
Her gün Kur-an okuyor-pencerede açık cam
Öyle dua ediyor-ilk Peygamberimizden
Evliyalar enbiya-haber veriyor sizden
Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın
Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın
Elleri yukarıda-okudukça okuyor
Ruhun hep hissetmiştir-bizlere geliyor zor
Dünya gelip geçici-bugün yaşayan yarın
Hayatta olmayacak-olmalı itibarın
Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın
Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın
Seni örnek alacak-senden sonra gelenler
Anlayacaklar seni-hem kızları hem de er
Hasan her an yazacak-binlerce dörtlükleri
Annem benim Cennette-daima onun yeri
Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın
Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın
SAĞLIK VE SIHHAT İLE-ANNEM BAKAR YOKLARDI
YANINA GELDİĞİMDE-BİR ŞEY VAR MI KOKLARDI
Anneciğim karnında-dokuz ay süre ile
Korudun ve sakladın-arttı sıkıntı çile
Hakkını ödeyemem-yaşadığım an be an
Gerçek sana kurbandır-bütünü ile bu can
Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı
Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı
Acı ve tatlı günü-hep yaşadık birlikte
Bazen evler caddeler-seninle gittik öte
Hakkını ödeyemem-çünkü verdin emeği
Saygı sevgiye soktun-hem ruhumu yüreği
Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı
Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı
Uykularını böldün-emzirdin ve salladın
Rüzgardan fırtınadan-sen bizleri kolladın
Dört beş altı ve yedi-kardeşler sıra sıra
Ağlayanlara koştun-gerçekten dura dura
Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı
Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı
Evlerde ve tarlada-ya ocakta sırtında
Bizlere ninni dedin-huzur bulduk o canda
Okula yazılınca-kızın oğluna dedin
Çalışın da okuyun-kaynadın için için
Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı
Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı
Güzellikle söylettin-bizlere hatırlattın
Mutluluk esenlikle-bizi çağlara attın
Seni sevmeyen eller-inan rahat olamaz
Birlik bütünlük yoksa-ömür boyu kalamaz
Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı
Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı
Dinle kızım ve oğlum-kötü sözü söyleme
Anneyi çiğneyerek-sakın zulüm eyleme
Hasan Sancak anlatır-hep yazacak yıllarca
O canlarla tütüyor-evlerde bütün baca
Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı
Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı
Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?
Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevinden çıktı.
-
Kafiyeli Konuşmak İsterseniz Okuyunuz!..
KAFİYELİ KONUŞMAK İSTER MİSİNİZ?
HAYDİ, ÇOCUKLAR GENÇLER
HEP BİRLİKTE KAFİYELİ KONUŞALIM!
NOTER ONAYLI A’DAN Z’YE
”KAFİYELİ=UYAKLI” KONUŞMA KILAVUZU
Aşağıdaki yazının tamamı Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak’ ın kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Bu yazı Türkiye’de ve dünyada ilk defa yayınlanmaktadır. Anlatılan bu önemli konu ile birlikte yediden yetmişe herkes kafiyeli konuşmayı ve yazmayı çok sevecek ve öğrenecektir.
Her tanıdığım insana halk şiirinin önemi üzerinde durduktan sonra isterlerse kafiyeli konuşabileceklerini anlatıyorum. Son harfi ”L” ile biten bana on tane kelime söyler misiniz? Diyorum. Düşünüyorlar, söyleyemiyorlar. Ben de biraz sonra istedikleri kadar kafiyeli kelime konuşabileceklerini söylüyorum. Sessizce dinliyorlar. Bu önemli durum her harf için kullanılabilir. Ben sadece “L” harfini örnek olarak veriyorum. Çocuklar ve gençlerin dikkat etmesi durumunda çok güzel sözler ya da mısralar kullanabileceklerini söyleyebilirim.
Türkçe’mizde 29 tane harf vardır. A-B-C-Ç-D-E-F-G-Ğ-H-I-İ-J-K-L-M-N-O-Ö-P-R-S-Ş-T-U-Ü-V-Y-Z ‘ dir. Bu harflerin 21 tanesi sessiz, 8 tanesi de seslidir. Kafiyeli konuşabilmek için A’ dan Z’ ye gitmek gerekir. Seslilerde bir sefer, sessizlerde sekiz sefer bir kelime okunabilir. Yukarıda ”L” harfini örnek verdim. A’ dan Z’ ye gidelim. Unutmayın. Sesli harflerde bir sefer sessiz harflerde sekiz sefer söylememiz gerekir.
A’ dan başlıyoruz! “AL” B’ den başlayarak Z’ ye gidiyoruz.”BAL-BEL-BİL-BOL-BUL” “ÇAL-ÇEL-ÇİL-ÇÖL-ÇUL” "DAL-DEL-DİL-DOL-DÖL-DUL..."Bu durumu Z’ ye kadar taşıyabilirsiniz. Bunu unutmadığınız ve tekrar ettiğiniz zaman önce mısra sonra da beyit ve dörtlük yazabilirsiniz.
Not: Lütfen anne ve babalar çocuklarına bu yazımı okusunlar.
Ağ-bağ-boğ-çağ-dağ-sağı
Kız kaçırma uçağı
Eve erken gelirsen
Tavaya koy sen yağı
Ak-bak-bek-bük-çak-çek-çık
Yolunuz olsun açık
Bencillik tutkusunu
İçinde yaşatma yık
Ay-bay-bey-boy-cay-say-yay
Ver bana açık bir çay
Karşıdan geçmektedir
Atın yavrusu bir tay...
-
AYAN BEYAN BİLİNSİN-"ANNEMİZ BİR MELEKTİ"
O UNUTULMAYACAK-HAYATIMIZDA TEKTİ
13 Ağustos Günü-sabah Saat Üç Otuz
Anne naaşın geldi-içimize bastın tuz
4-5 kişi birlikte-tuttuk kaldırdık seni
Hepimizi çok üzdün-insanları ve beni
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Hani konuşuyordun-soğuktu o bedenin
Hep manasız bakışlar-hareketsizdi tenin
Şu uykusuz geceler-kız oğlunu soldurdu
Acı ve sıkıntıyı-içimize doldurdu
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Sabah olduğu anda-beyler ile kadınlar
Seni anmaya geldi-nice nice insanlar
Çoluk çocuk akraba-Trabzon İstanbul'dan
Kavuştular araçla-ayrılmadılar yoldan
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Bütün akrabaların-açtılar tabutunu
Hayatın başlangıcı-evet vardır bir sonu
Sesler ve haykırışlar-hepten kapladı arzı
Ora kimler gelmişse-içte duyuldu sızı
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
O yüzün bembeyazdı-aktı burnundan kanlar
Gerçekten de üzüldü-oğlun kızın ve canlar
"Hoca dedi Şehittir"-ağlamayın siz sakın
Ruhu ile bedeni-Allah'a oldu yakın
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Amca dayı torunu-hala ve teyzelerim
Hangisini sayayım-toplandı bütün erim
Öğle namazı ile-biz kaldırdık naşını
Sıkıntı acı doldu-sızlattın bütün canı
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
Şu Şadibey Camisi-duy anne ağza kadar
İnsanlarla dolmuştu-bütün meydan geldi dar
Şiirim dörtlüklerim-anneciğim hep sana
Söyleyen Oğlun Hasan-rüyamda görün bana
Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"
O unutulmayacak-hayatımızda tekti
BENİM ANNEM MELEKTİ
12 AĞUSTOS 2004 YILINDA ALMANYA’DA VEFAT EDEN BİRİCİK ANNEM EMİNE SANCAK İÇİN KALEME ALINMIŞTIR.
Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?
Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevinden çıktı.
Reklam Yazarı -Şair Hasan Sancak’tan Kafiyeli Konuşma Kılavuzu!..
- Şiir Forumu
Gönderi tarihi:
REKLAM YAZARI -ŞAİR HASAN SANCAK’TAN KAFİYELİ KONUŞMA KILAVUZU!..
Reklam Yazarı -Şair Hasan Sancak’tan Kafiyeli Konuşma Kılavuzu!..
KAFİYELİ KONUŞMAK İSTER MİSİNİZ?
KONU: Aşağıdaki yazının tamamı Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak’ ın kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Bu yazı Türkiye’de ve dünyada ilk defa yayınlanmaktadır. Anlatılan bu önemli konu ile birlikte yediden yetmişe herkes kafiyeli konuşmayı ve yazmayı çok sevecek ve öğrenecektir. Her tanıdığım insana halk şiirinin önemi üzerinde durduktan sonra isterlerse kafiyeli konuşabileceklerini anlatıyorum. Son harfi ”L” ile biten bana on tane kelime söyler misiniz? Diyorum. Düşünüyorlar. Diyemiyorlar. Ben de biraz sonra istedikleri kadar kafiyeli kelime konuşabileceklerini söylüyorum. Sessizce dinliyorlar. Bu önemli durum her harf için kullanılabilir. Ben sadece “L” harfini örnek olarak veriyorum. Çocuklar ve gençlerin dikkat etmesi durumunda çok güzel sözler ya da mısralar kullanabileceklerini söyleyebilirim.
Türkçemizde 29 tane harf vardır. A-B-C-Ç-D-E-F-G-Ğ-H-I-İ-J-K-L-M-N-O-Ö-P-R-S-Ş-T-U-Ü-V-Y-Z ‘ dir. Bu harflerin 21 tanesi sessiz, 8 tanesi de seslidir. Kafiyeli konuşabilmek için A’ dan Z’ ye gitmek gerekir. Seslilerde bir sefer, sessizlerde sekiz sefer bir kelime okunabilir. Yukarıda ”L” harfini örnek verdim. Hangi sessiz ya da sesli harfi söylüyorsak, harfleri sol tarafa koyarak okuyacağız. Okuduğumuz tek heceli kelimeler ya isim: ağ-bağ-bal-bel ya fiil bil-mek,bul-mak,çal-mak,çel-mek ya da anlamsız olur.İsim ve fiili anlamak için de sonuna -mak ve -mek ekleri getirmek gerekir.Okunan kelime anlamlı ise o fiil köküdür.Anlamsız ise de bu isim köküdür.A’ dan başlıyoruz! “AL” B’ den başlayarak Z’ ye gitmek gerekir.”BAL-BEL-BİL-BOL-BUL” “ÇAL-ÇEL-ÇİL-ÇÖL-ÇUL” "DAL-DEL-DİL-DOL-DÖL-DUL-EL-FAL-FİL-FOL-FUL-KAL-KEL-KİL-KOL-KUL-KÜL..."Bu durumu Z’ ye kadar taşıyabilirsiniz. Bunu unutmadığınız ve tekrar ettiğiniz zaman önce mısra sonra da beyit ve dörtlük yazabilirsiniz.
Not: Lütfen anne ve babalar çocuklarına bu yazımı okusunlar.
Ağ-bağ-boğ-çağ-dağ-sağı
Kız kaçırma uçağı
Eve erken gelirsen
Tavaya koy sen yağı
Ak-bak-bek-bük-çak-çek-çık
Yolunuz olsun açık
Bencillik tutkusunu
İçinde yaşatma yık
Ay-bay-bey-boy-cay-say-yay
Ver bana açık bir çay
Karşıdan geçmektedir
Atın yavrusu bir tay...
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)