Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

REKLAMYAZARI

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    40
  • Katılım

  • Son Ziyaret

İletiler gönderen: REKLAMYAZARI

  1. REKLAM YAZARI -ŞAİR HASAN SANCAK’TAN KAFİYELİ KONUŞMA KILAVUZU!..

     

     

    Reklam Yazarı -Şair Hasan Sancak’tan Kafiyeli Konuşma Kılavuzu!..

     

    KAFİYELİ KONUŞMAK İSTER MİSİNİZ?

     

    KONU: Aşağıdaki yazının tamamı Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak’ ın kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Bu yazı Türkiye’de ve dünyada ilk defa yayınlanmaktadır. Anlatılan bu önemli konu ile birlikte yediden yetmişe herkes kafiyeli konuşmayı ve yazmayı çok sevecek ve öğrenecektir. Her tanıdığım insana halk şiirinin önemi üzerinde durduktan sonra isterlerse kafiyeli konuşabileceklerini anlatıyorum. Son harfi ”L” ile biten bana on tane kelime söyler misiniz? Diyorum. Düşünüyorlar. Diyemiyorlar. Ben de biraz sonra istedikleri kadar kafiyeli kelime konuşabileceklerini söylüyorum. Sessizce dinliyorlar. Bu önemli durum her harf için kullanılabilir. Ben sadece “L” harfini örnek olarak veriyorum. Çocuklar ve gençlerin dikkat etmesi durumunda çok güzel sözler ya da mısralar kullanabileceklerini söyleyebilirim.

    Türkçemizde 29 tane harf vardır. A-B-C-Ç-D-E-F-G-Ğ-H-I-İ-J-K-L-M-N-O-Ö-P-R-S-Ş-T-U-Ü-V-Y-Z ‘ dir. Bu harflerin 21 tanesi sessiz, 8 tanesi de seslidir. Kafiyeli konuşabilmek için A’ dan Z’ ye gitmek gerekir. Seslilerde bir sefer, sessizlerde sekiz sefer bir kelime okunabilir. Yukarıda ”L” harfini örnek verdim. Hangi sessiz ya da sesli harfi söylüyorsak, harfleri sol tarafa koyarak okuyacağız. Okuduğumuz tek heceli kelimeler ya isim: ağ-bağ-bal-bel ya fiil bil-mek,bul-mak,çal-mak,çel-mek ya da anlamsız olur.İsim ve fiili anlamak için de sonuna -mak ve -mek ekleri getirmek gerekir.Okunan kelime anlamlı ise o fiil köküdür.Anlamsız ise de bu isim köküdür.A’ dan başlıyoruz! “AL” B’ den başlayarak Z’ ye gitmek gerekir.”BAL-BEL-BİL-BOL-BUL” “ÇAL-ÇEL-ÇİL-ÇÖL-ÇUL” "DAL-DEL-DİL-DOL-DÖL-DUL-EL-FAL-FİL-FOL-FUL-KAL-KEL-KİL-KOL-KUL-KÜL..."Bu durumu Z’ ye kadar taşıyabilirsiniz. Bunu unutmadığınız ve tekrar ettiğiniz zaman önce mısra sonra da beyit ve dörtlük yazabilirsiniz.

    Not: Lütfen anne ve babalar çocuklarına bu yazımı okusunlar.

     

    Ağ-bağ-boğ-çağ-dağ-sağı

    Kız kaçırma uçağı

    Eve erken gelirsen

    Tavaya koy sen yağı

     

    Ak-bak-bek-bük-çak-çek-çık

    Yolunuz olsun açık

    Bencillik tutkusunu

    İçinde yaşatma yık

     

    Ay-bay-bey-boy-cay-say-yay

    Ver bana açık bir çay

    Karşıdan geçmektedir

    Atın yavrusu bir tay...

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

  2. Muhammed’ül-Emin

    Hz Muhammed’e (S.A.V) Övgü Dolu Şiirler

    NAAT

    Saygıdeğer Okuyucu,

     

    Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.

    Adım ve Soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. Aslen Trabzonluyum. Köprübaşı ilçesindenim.26 senedir basının içindeyim.55 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarımla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 50 tanesi notere onaylatılan 1500 tane televizyon reklâm senaryom bulunmaktadır.

     

     

    Kıymetli Okuyucu,

    MUHAMMED’ÜL-EMİN

    Yine çok değişik bir şiir kitabı ile karşınızdayım. Bu bölüme Peygamberimiz ile ilgili olarak yazdığım şiirlerimi aldım. Yorumlarınızla verdiğiniz desteğe teşekkür ederim. Şiir yüz binleri ve milyonları birbirine bağlayan en sihirli bir güçtür. Çocuklar ve gençlerimiz Peygamber sevgisini yüreklerinde duymalı ve yaşatmalıdır. Okumayan, yazmayan, öğrenmeyen bir nesil Türkiye’miz için iyi şeyler düşünmez. Hainler tarafından çok çabuk kandırılır.

    Türkiye üzerinde oynanan oyunları görerek 74 milyon tek yürek hâlinde birbirimize sarılmalıyız. DÜN DENİZE DÖKTÜKLERİMİZİ YENİDEH BAŞTACI YAPMAYALIM…

     

    Mutlu olun. Sağlıkla kalın.

    Saygılarımla.

     

     

     

     

    AİLE BİREYİNE-HZ. PEYGAMBERİM

    GERÇEKTEN DEĞER VERDİ-O’DUR BENİM REHBERİM

     

    O yaratılışının-en ince duygusuyla

    Bezenmiştir biliniz-çok seviliyor hâlâ

    Aile fertlerine-nasıl davranmasını

    Emir tavsiye etti-(seviyordu her canı)

    Aile bireyine-Hz. Peygamberim

    Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim

    Müminlerin imanca-en mükemmeli olan

    Yumuşak davranandı-(bilinir ayan beyan)

    Bütün insan soyuna-küçük ve büyüklere

    Merhametle doluydu-katlanırdı yüklere

    Aile bireyine-Hz. Peygamberim

    Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim

    Peygamberin sevgisi-öyle güçlü güzeldi

    Darda kim kaldı ise-ona uzanan eldi

    Kendi himayesinde-büyüyen kimselere

    Şefkatli davranmıştır-“Selam O Eşsiz Ere”

    Aile bireyine-Hz. Peygamberim

    Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim

    Hareket davranışı-bir babanın şefkati

    Gerçekten de farksızdı-yok ederdi illeti

    Anne ve babalara-derdi iyi davranın

    Terbiye et diyordu-hem bugün hem de yarın

    Aile bireyine-Hz. Peygamberim

    Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim

    Annesini küçükken- Muhammed kaybetmişti

    Hasretle arar idi-can bırakıp gitmişti

    Özel ilgi gösterdi-sütannesi Halime

    Bir kusur göstermedi-anlattı lime lime

    Aile bireyine-Hz. Peygamberim

    Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim

    Canları kucaklayan-saygı ile huzuru

    İnsanlara vermiştir-ifade değil kuru

    Bir medeniyet ruhu-getirdi cemiyete

    Söylüyor Hasan Sancak-sahip çıktı devlete

    Aile bireyine-Hz. Peygamberim

    Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim

     

     

     

     

    BİZİM PEYGAMBERİMİZ-ANLAYIŞLI BİRİYDİ

    SÖZ DAVRANIŞ İLMİYLE-HEM AKILLI DİRİYDİ

     

    O yaratılmışların-müminin şereflisi

    Anlayış sahibiydi-yükseldi canın sesi

    Konuşmaya başlarsa-dinletirdi sözünü

    İnsana değer verir-kaybetmedi özünü

    Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi

    Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi

    Sade ve net konuşur-dönmezdi arkasını

    Biliniz çok severdi-değer verdiği canı

    Kalbi şefkat doluydu-tatlı çıkardı sesi

    Geçimli biri idi-ruha verirdi besi

    Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi

    Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi

    O’nunla konuşanlar-sevgisini duyardı

    Yürekten sevgi duyup-iyilikle sayardı

    Mütevazı bir tutum-kibardı davranışı

    Söylediği dinlenir-ruha yapardı aşı

    Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi

    Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi

    İyi hayatı vardı-düşküne ve fakire

    Daim yardım yapardı-peşi sıra ha bire

    “Şu Uhut Dağı kadar-benim altınım olsa

    Borç olanı müstesna-verir kapılmam hırsa”

    Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi

    Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi

    Malını biriktirip-yığmamıştır etrafa

    İnsana değer vermiş-davet etmiştir safa

    Yerle bir edilmiştir-maddeye kul kölelik

    İman ile coşmuştur-kol vücut beyin ilik

    Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi

    Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi

    İnsani ölçüleri-evrensel bir anlayış

    Hedefine ulaştı-duyulurdu çınlayış

    İslâm Dinine göre-insanları öldürmek

    Hasan Sancak söylüyor-tutuşmamalı etek

    Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi

    Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi

     

     

     

    EŞ OLARAK MUHAMMED-HAYIRLI BİRİSİYDİ

    ESENLİKLER DİLEYEN-GERÇEKTEN DİRİSİYDİ

     

     

    Huzur bulmamız için-Rabb’imiz türümüzden

    Eşleri yaratmıştır-bilmelisin bunu sen

    Böylece aramızda-derin sevgi ve şefkat

    Oluşmuştur biliniz-gerçekleşti her murat

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    Düşünen insan için-çıkarılan dersler var

    Mutluluklar içinde-görüyoruz itibar

    Hz Peygamber’im-yaşadı bu duyguyu

    Biliniz muazzamdı-bilinmelidir huyu

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    Aile huzur yeri-Muhammed’im şerefli

    Namuslu birisiydi-sevecendi o dili

    25 yaşında iken-Hz Hatice’yle

    Mutlu hayat sürmüştür-saygıyı bile bile

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    Sıcak bir dostluk vardı-eş ve arkadaştılar

    Vefat ettiği sene-“Hüzün Yılı” yaptı dar

    Sağ olduğu zamansa-yapmamıştır evlilik

    Esenlikle dolmuştur-ruh beden ile ilik

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    2,5 senede-yalnız bekâr olarak

    Sevde Bint Zem’a ile-evlendi konuşarak

    Rabb’imiz Kur’an-ında-O’nu örnek gösterdi

    Çaba ve gayretiyle-cana önemi verdi

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    O söylediklerini-yaşayan bir insandı

    Faydasız ilmi vermez-öyle güzel bir candı

    Hep tokalaştığında-karşı taraf elini

    Çekmesini beklerdi-mutlu ederdi teni

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    Verdiği mesaj şuydu-sen beni bırakmazsan

    Ben de seni bırakmam-böyle buyururdu can

    Nice güzellikleri-sergiledi yaşadı

    Daima yükseklerde-unvanı ya da adı

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    İlk vahiy geldiğinde-içindeki durumu

    Eşi ile paylaştı-size kalmış yorumu

    O’nu teselli etmiş-kesin bir çözüm için

    Varaka B:Nevfel’e-gönderdi sordu niçin

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    Bu olay Hatice’nin-soğukkanlılığını

    Göstermekte biliniz-unutmuyor bu anı

    Erkeğin kadınlarda-kadının erkeklerde

    Üzerinde hakkı var-dikkat olursan nerde

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    Kadınlar hakkındaysa-Rabb’ten korkulmasını

    Haksızlık istemedi-çok büyüktü imanı

    Eşine yardım etmiş-onu hep desteklemiş

    Yardımda bulunmuştur-mutluluklar dilemiş

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    Sizin de eşinize-iyi davranmanızı

    Tavsiye etmektedir-der koru çocuk kızı

    Bir kimse ki eşine-sakın kin beslemesin

    Güzel huylar edinin-şefkatli çıksın sesin

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

    İnsan topluluğunun-aile temel taşı

    Eğer parçalanırsa-gözde görülür yaşı

    Barışın esenliğin-gerçeğini tespit et

    Söylüyor Hasan Sancak-huzur bulsun cemiyet

    Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi

    Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi

     

     

    HZ MUHAMMED’İM-TORUNLARIYLA CANLA

    DAİMA İLGİLENDİ-GÖĞSÜNDEKİ İMANLA

     

     

    Bir Peygamber olarak-Resul-ü Ekrem’imiz

    Hiç ayırım yapmadı-(ruhumuzda kaldı iz)

    Ortaya örnek tavır-koydu bir ömür boyu

    O’nunla yükselmiştir-Müslümanlığın soyu

    Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla

    Daima ilgilendi-göğsündeki imanla

    Bütün torunlarıyla-Hasan ile Hüseyin

    Onlarla ilgilendi-kalp ruh beden ve beyin

    Kucaklama ve öpme-dokunma davranışı

    Üst seviyede idi-canlara yaptı aşı

    Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla

    Daima ilgilendi-göğsündeki imanla

    “Merhamet etmeyene-hiç merhamet olunmaz”

    Bizlere buyurandır-(bunu bir tarafa yaz)

    O torunlarının-bütün isteklerini

    Yerine getirirdi-daim severdi teni

    Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla

    Daima ilgilendi-göğsündeki imanla

    Oyun oynar sırtına-alıp da gezdirirdi

    Seviyesine inip-çabaları verirdi

    İbadet esnasında-torunlarını ihmal

    Muhammed’im etmedi-onlara uzattı dal

    Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla

    Daima ilgilendi-göğsündeki imanla

    Hediye verir idi-karşılar ihtiyacı

    Başlarına koyardı-giydirirdi o tacı

    Duygu heyecanını-bastırma yollarına

    Gitmemiştir biliniz-değer verdi her cana

    Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla

    Daima ilgilendi-göğsündeki imanla

    Torunlara zamanı-ayırdı verdi şefkat

    O’nunla Müslümanlık-daha da oldu rahat

    Hasan Sancak yazıyor-takdir eder onları

    O’nun gibi olalım-görelim itibarı

    Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla

    Daima ilgilendi-göğsündeki imanla

     

     

    HZ PEYGAMBER’İM-ÇOCUĞA DEĞER VERDİ

    GÜZELLİK ESENLİĞİ-AYAK ALTINA SERDİ

     

    İnsanların anlayış-düzeylerine göre

    Hitap edilsin derdi-(selam verilsin ere)

    O din eğitimini-dikkate alıyordu

    Yaş mertebeye göre-onlarla kalıyordu

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Çocukları severdi-ayırım istemezdi

    Eksiklik gördüğünde-düşüncesiyle sezdi

    Sebebini sorardı -yanlışlığı kınardı

    Geçmişten geleceğe - yüreklerde hep vardı

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Çocuklar ağlayınca- namazı kısa keser

    Onunla ilgilenir -gönüllerde tutar yer

    Çocuğu sevmeyene- seslenirdi iyice

    Örnek konuşmasıyla- sağlam olur netice

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    O gönüllerinizden- Rabbim şefkat rahmeti

    Çıkarmışsa ne deyim-(yok edin bu illeti)

    Merhametin başında-çocuk sevgisi gelir

    Prensip sahibidir-bunu insanlar bilir

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Evrensel ilkeleri-ortalara koymuştur

    Işığını saçarak-kapılanlar doymuştur

    Kusursuz bir şekilde-severdi çocukları

    Okşardı sevgi ile-canım kuzucukları

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    O zamanki toplumda-yanlış anlayışlara

    Aldırmadan severdi-kimler düşmüşse dara

    Hâl hatırı sorardı-sevgi ile merhamet

    Gerçekten göstermiştir-hem ilgi hem de şefkat

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Çocuk oyunlarına-katılır ilgilenir

    Canı sevindirirdi-(üstü başı olsa kir)

    Yolu gözleniyordu-seslenir yavrucuğum

    Kardeşimin oğlu der-hitabıysa çocuğum

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Kalpleri kazanırdı-sevgi saygı sadakat

    Yardımlaşma ve güven-değişiyordu surat

    Kusursuz bir örnekti-çıkıverdi ortaya

    İdeali yaşattı-anne çocuk ve baya

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Kuru ifade değil-fizik ruh ile beden

    Eğitti ve öğretti-davranıyordu erken

    Bir baba evladına terbiye gibi miras

    Bırakamaz diyordu-söylüyordu bunu has

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Savaşta çocukların-öldürülmemesini

    Özel uyarı yaptı-harcardı bütün teni

    Sevgi anlayışının-bu hareket noktası

    Ruhları birleştirdi-giderildi hatası

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Kim ergenlik çağına-erişen iki kızı

    Güzel yetiştirirse-(sevinir kışı yazı)

    Bu sözü söyler iken-bütün parmaklar gibi

    Beraber olacağız-can O’na oldu tabi

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Kim kendine kız çocuk-verilir de ihsanda

    Bulunursa onlara-(aydınlık olur oda)

    Ateşe perde olur-söylediği hadis-i

    Önemini bildirdi-arzda duyuldu sesi

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Güzellik esenliği-ayak altına serdi

    Yetim malı yiyenler-doldurasıya karnı

    Ateş yemiş olurlar-(perişandır her yanı)

    Sakın yetimi ezme-bakım gözetimini

    Üstlenenler Cennette-olur dedi duy beni

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Müslüman evlerinin-içinde hayırlısı

    Yetime bakan evdir-(kalpten silmeli pası)

    Bilin en kötüsü de-yetimlere kötülük

    Yapılan o evlerdir_(ışıklar kalır sönük)

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    O’nun ilişkileri-günümüze yansıyan

    Mesajlarla doludur-görülür ayan beyan

    Bütün şu çocukların-Allah’ı Resul’ünü

    Tanıması gerekir-‘düşünmeliyiz dünü

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Onları bu haklardan -mahrum bırakmak ise

    Çok büyük haksızlıktır-ruhu sarar vesvese

    HZ Peygamber’im-çocuğun dünyasında

    Daha fazla yer etsin-(duyulmalıdır seda)

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Günümüz dünyasında-gerçek ortalıktadır

    Yabancılaşan nesil-gerçekten de hatadır

    Hep Peygamber’imizi-tanımaya ihtiyaç

    Vardır bilinmelidir-ruhlarımız bundan aç

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

    Ey Rabb’im eşimizi-hep çocuklarımızı

    Hastalıktan korusun-içte olmasın sızı

    Hasan Sancak anlatır-O sever ikisini

    Oku yazdır ve öğret-yaşatmamalı kini

    Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi

    Güzellik esenliği-ayakaltına serdi

     

     

    HZ PEYGAMBER’İM-YİRMİ DÖRT SAATİNDE

    ESENLİK OLUŞTURDU-GERÇEKTEN DE SON DİNDE

     

     

    Peygamber Efendimiz-o günlük zamanını

    Bölümlere ayırdı-boş geçirmezdi anı

    Namazını kılardı-Kur’an-ını okurdu

    İbadeti tam yapar-yürekleri dokurdu

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Aile fertleriyle-olurdu alâkadar

    Günlük ev işlerini-yapıp verirdi karar

    İstirahat ederdi-kabul eder huzura

    Eğitir öğretirdi-kimler düşmüşse dara

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Takvaya önem verir-dürüst ve güvenilir

    Olanları severdi-anlatıyordu bir bir

    Bıkmadan dinler idi-ilgilenir iyice

    Dinletirdi sözünü-sağlamlaştı netice

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Ahiretle ilgili-sorular sorulunca

    Güzel cevap verirdi-açardı sanki gonca

    Bilgi öğrenenlere-öğrendiklerinizi

    Bilmeyene öğretin-derdi göreyim sizi

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    İhtiyacı olana-daima yardım etmek

    Sıratta da kaydırmaz-verilmelidir emek

    Faydasız söz olunca-müsaade etmezdi

    Sabrı ilmi sevgiyle -cahilliği O ezdi

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Çarşı pazar sokakta-nerde olursa olsun

    Güler yüzle davranır-derdi esenlik dolsun

    Hâl hatır sorar idi-konuşur tatlı dille

    Gönülleri alırdı-sona ererdi çile

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Meclis Cami Cumada-görmediği ahvalin

    Durumunu sorardı-hem bugün hem de yarın

    İyilik güzelliği-daima emrederdi

    Çirkinliği yererek-can yanına giderdi

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Topluluk görür ise-başköşeye oturmaz

    En son kısma geçerdi-duyarlardı bundan haz

    İyilikle anardı-eder idi iltifat

    Konuşursa bir kere-değişirdi o surat

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Asla haddi aşmazdı-sabretmeyi bilirdi

    Şefkatli merhametli-çağrılınca gelirdi

    Cömertliği dillerde-içindeydi gerçekten

    İnsanları severdi-hem candan hem yürekten

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Ayırım yapmaz idi-Muhammed’in Meclisi

    İlim hayâ sabırdı-giden alırdı besi

    Edeple oturulur-yüksek konuşulmazdı

    Dışarı taşırılmaz-söylediği vaazdı

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Bulunduğu muhitte-küfür dedikoduya

    Müsaade etmezdi-evlada ya da baya

    Aleyhte konuşulmaz-orda kalırdı kusur

    Onunla sağlamlaştı-gökyüzüne çıktı nur

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

    Küçüğe sevgi verdi-büyüklereyse hürmet

    Kendisine gelirdi-bütünüyle cemiyet

    Hasan Sancak yazıyor-onaylıyor onları

    Mücadele verdiler-işler kalmadı yarı

    Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde

    Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde

     

     

     

     

    HZ PEYGAMBER’İN-TABİAT SEVGİSİNİ

    BİRLİKTE YAŞATMALI-O DUYMALI SESİNİ

     

     

    Sevgili Peygamber’im-çok sevmiş tabiatı

    Korunmalıdır demiş-O’nun buymuş muradı

    Tedbirleri aldırmış-hesap etmiş dengeyi

    Harekete geçirmiş-çocuk anne yengeyi

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Mekke Medine Taif-civarı sit alanı

    “Milli Park” oluşturmuş-önlemiştir talanı

    “Harem Bölgesi” demiş-ağaç kesilmesini

    Yasaklamış orada-ortaya koymuş teni

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Kuşların hayvanların- O avlanmalarını

    Tamamıyla önledi-düşünmüştür yarını

    Hadis-i Şeriflerde-anlatmış iyilikle

    Ağaçları diktirmiş-ortadan kalkmış çile

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Müslüman ağaç dikse-insan hayvan ve kuşlar

    İstifade ederse-dikenlere kalır kâr

    Kıyamete kadar da-insan için sadaka

    Olur bilinmelidir-yönelmeliyiz Hâkk’a

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Hassasiyet gösteren-Bizim Peygamber’imiz

    Çevre temizliğine-önem verdi erimiz

    Halkın kullandıkları-umumi mekânları

    Kirletmeyi men etmiş-vermiştir itibarı

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    İnsanlara eziyet-verecek olan şeyler

    Ortadan kaldırılsın-(dikkat etmeli beyler)

    İmanın bir gerçeği-onu yoldan kaldırmak

    (Sağlık ile mutluluk-etrafına iyi bak)

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Hayvanları koruyun-o canlara merhamet

    Şefkat göstermelidir-yaşayan bu cemiyet

    Eziyet edilmesin-diyor göster titizlik

    (Sakın canı öldürme-yüreğin olur ezik)

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Hadis-i Şeriflerde- O hayvan haklarına

    Riayet edilmeyi-öğütlemiştir cana

    Aç ve susuz bırakma-ağır yükü yükleme

    Rabb’imiz azap eder-(sıkıntıyı ekleme)

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Hz Peygamber’in- söz ve fiillerinde

    Türlü misaller vardır-tutum ve hâllerinde

    O’nun yolundan gitmek-sevgi güzellik huzur

    Hadis-i Şerifleri-örneklerle doludur

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Dünya sevgi şiiri-yerküre kafiyesi

    Gür solukla okunur-dikkat etsin üyesi

    Tabiatı sevmeli-katmalı yeni değer

    Mana ve önem taşır-içimizde tutar yer

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Canın en hayırlısı-faydalı olanlardır

    Çevreye saygılı ol-yaparsan inan kârdır

    Su orman ve tabiat-koruyup kollamalı

    Ellerde büyütmeli-kesmemeliyiz dalı

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

    Saygıyı ve sevgiyi-yüreğinde duyanlar

    Yukarda söyleneni-işte o canlar anlar

    Peygamberimiz gibi-sahip çık tabiata

    Söylüyor Hasan Sancak-huzur gelsin surata

    Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini

    Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini

     

    O NEBİLER NEBİSİ-MUHAMED’ÜL-EMİN’Dİ

    SIKINTI GÖZYAŞLARI-MUHAMMED’İMLE DİNDİ

     

     

    Ruh ve kalbimizdedir-Ulu Peygamberimiz

    Farzları sünnetleri-sağlamlaştı yerimiz

    Berrak akan bir sudur-gökteki ay ve güneş

    O’nu müjdelemekte-duysun baba çocuk eş

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    İmanını tazele-Allah’ımıza hamt et

    Şiirim dörtlüklerim-bilin sizlere davet

    Resuller Resulüne-Selâtu Selamları

    Dua ile gönderin-işin kalmasın yarı

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    İnsanlık tarihinde-nice kral padişah

    Gelip de geçmişlerdir-çektirmişler çoğu ah

    Zulüm verip insana-vurarak ahlâksızca

    Cana kastetmişlerdir-sönmüş evlerde baca

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    Bizim Peygamberimiz-insani vasıfları

    Kıymet ve değer bildi-hep verdi itibarı

    Engin bir ruh sabırla-işledi lime lime

    O’nu kalbinde yaşat-sakın kötü söz deme

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    Işık olmuş ruhlara-çökertmiş karanlığı

    Böylelikle insanlar-bulmuşlardır sağlığı

    “Gerçek Hayat Önderi”-Allah’ımız seçmiştir

    Cehaleti yok edip-yeni bir çağ açmıştır

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    Yetim olarak geldi-geçirdi hayatını

    Sürü otlatıyordu-seviyordu her canı

    Vefakâr bir babaydı-Emin ve doğru idi

    Resul’ü Ekrem’imiz-işte böyle biriydi

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    Yolları aydınlatan-mürşit ve öğretmendi

    Bütün konuşmasıyla-insanlara yetendi

    Büyük bir hukukçuydu-müstesna bir komutan

    Adil bir Önder idi-bu can yoluna kurban

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    Köhnemiş düzenlere-başını kaldırmıştır

    İnsana değer verip-esenlik aldırmıştır

    Putları yere yıkıp- -gönlünü yoksullara

    Tamamıyla vermiştir-yetişmiştir her dara

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    Hurma lifinden yatak-has buğday ekmeğiyle

    Karnını doyurmuştur-bu işi bile bile

    Nebiler Nebi si’ydi-yanmış ümmeti için

    Nefsini düşünmemiş-sormuştur nasıl niçin

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    İslâm’ı hayatının-içinde yaşamıştır

    Tebliğ ve tefsir etti-içinde vardı sabır

    Bütün insanlar için-yolundan gidilecek

    Büyük bir Önder idi-herkes bunu bilecek

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    Çoğu örnekler vardır-ahireti düşünen

    Yolundan ayrılmasın-davranmalıyız erken

    Ferdi ve ailevi-bütün hayatımızda

    O’ndan ayrılmamalı-karanlık kalır oda

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

    O’nu yaşamalıyız-Hasan der mükellefiz

    Hiç darda kalmayalım-asla çıkmasın kriz

    Önderi tanımamak-hiç yolundan gitmemek

    İnanın kötü olur-kaybolur bütün emek

    O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di

    Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi

     

     

    MUHAMMED’ÜL-EMİN

    ŞİİR KİTABIMA DESTEKÇİ ARIYORUM.

  3. Şair Hasan Sancak, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’dan Şiir Kitaplarına Destek İstedi!..

     

    Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak (54) Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’a seslenerek, yazmış olduğu elli şiir kitabından özellikle Samsun için kaleme almış olduğu 4 adet şiir kitabına destek vermesini istedi.

    Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’ Öncelikle Samsun’a yeni atanan ve kısa süre içinde yaptığı çalışmalarla halkımızın gönlünde taht kuran değerli hemşerim Hüseyin Aksoy’a hoş geldin diyor, il ve ilçelerimiz için yaptığı ve yapacağı verimli çalışmalarda başarılar diliyorum. Aslen ben de Trabzon Köprübaşı’ndanım. Sayın Valim Hüseyin Aksoy Sancaklar=Hacı Dedeoğlu sülalesini yakından tanır. Kendisiyle tanışmadım. Babası, rahmetli babam Yakup Sancak’ın çok samimi arkadaşıdır. Çıkan üç tane şiir kitabım (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000),ONLAR ANALARIMIZ (2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ kitaplarım vardır. Bu şiir kitaplarımla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 400 tane seçenekli reklam senaryom bulunmaktadır. Bu reklam senaryolarımın 50 tanesi noter onaylıdır. 26 senelik evliyim. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Çok değişik şiir kitaplarım vardır. Genellikle şiirlerimde sosyal konuları işliyorum. Ermeni ihanetini anlattığım 3000 mısradan oluşan şiir kitabımla birlikte (ANNE, ATATÜRK, BAYRAK, ÇOCUK, DEPREM, GURBET, HZ MUHAMMED, KAPKAÇ, KIZILAY,KİTAP,MEHMETÇİK, MİLLİ TAKIM, ÖĞRETMEN, SEVDA, ŞAİR, ŞEHİT, ŞİİR, TERÖR, VATAN…) Yazılanlar, şiir kitaplarımdan bazılarıdır.Şimdiye kadar ne yazık ki Samsun’da şiir kitaplarıma destek verecek belediye başkanları, işadamları ve milli kültüre destek olacak kişileri bulamamanın üzüntüsünü yaşıyorum. Kitaplarını bastıracağım diyen Samsun milletvekilleri de sözlerinde durmamışlardır. Samsun ve Alaçam’ı Türkiye ve dünyaya tanıtan bir şaire destek verilmemesini anlayamıyorum. Dünyada ilk defa bir şair tarafından doğduğu, doyduğu, havasını teneffüs ettiği bir il, dört tane ayrı şiir kitabıyla geçmişten günümüze tanıtımını yapmakta, şehrin güzelliklerini en ince ayrıntısına kadar anlatmaktadır. Şiir kitaplarımın ismi ( İŞTE SAMSUN TARİHİ-SAMSUN İLLER SULTANI-SAMSUN EN GÜZEL ŞEHİR-SAMSUN’UM DERSEN OKU )şiir kitaplarıdır. Hepsi de çok değişik şiir kitaplarıdır. Şimdiye kadar okuduğum şiir kitaplarında bu şekilde bir ilin tanıtımını yapan şiir kitaplarına rastlamadım. Bu şiir kitaplarını yazdığım için de çok sevinçliyim. Şiir kitaplarımın ilki İŞTE SAMSUN TARİHİ’ dir. Geçmişten günümüze Samsun’u tanıtmaktadır.400 tane beyitten oluşmaktadır. Bu şiir kitabım 4. şiir kitabımdır. Destek bulduğum müddetçe şiir kitaplarım en kısa zamanda okuyucularımızla buluşacaktır. İŞTE SAMSUN TARİHİ şiir kitabımı çocukların, gençlerin ve özellikle de öğrencilerin okumasını istiyorum. Samsun için çok şeyler öğrenmiş olacaklardır. Bütün Samsunlular Samsun'u şiir kitabım sayesinde daha yakından tanıyacaklar ve daha fazla seveceklerdir. Samsun’da, diğer ilçelerde oturan, büyük şehirlerde yaşayan ya da yurt dışında olan vatandaşlarımızın ellerini taşın altına koyma vakti geldiğini anlamaları gerekmektedir. Artık kahve köşelerinde birbirimizi çekiştirme vaktinin sona ermesi gerektiğini herkes anlamalıdır. Yediden yetmişe herkes, Samsun, Samsunspor için ne yapabilirim sorusunu önce kendisine sormalıdır. Samsunlulardan kazanıp mutluluğa eren ve bir yerlere gelen insanlarımız ellerini ve yüreklerini birleştirmelidir.10–20 kişi güçlerini birleştirdiği zaman en az o kadar kişiye iş verme imkânına kavuşturmuş olurlar. Bu durum hem Samsun’un, hem de ilçelerin ekonomisinin gelişmesine, gençlerimizin iş sahibi olmalarına yol açacaktır. Çaresine hep beraber bakmadığımız zaman bunun sıkıntısını biz ve gelecek nesil çekecektir. Buradan İL’ deki Valimiz Hüseyin Aksoy ve yetkililere de bu haber sayesinde sesimizi ulaştırmış oluyoruz. Çevre il ve ilçelerdeki vatandaşların Samsun’daki bankalara yatırdıkları paralar, ilimizin kalkınmada öncelikli iller arasına girmesini engellemiştir. Bir bakıma bu kişiler Samsun’da paralarına para katarlarken, Samsun günden güne erimektedir. Bu durumun en büyük sorumlusu onlardır. Bankalardaki milyonlarını çekerek, Samsun’un kaderini değiştirmeleri gerekmektedir. Bunu yapmadıkları zaman yüz binlerce insanın bedduasından kurtulamayacaklardır. Samsunluların hepsi "VATANA, BAYRAĞA, DEVLETE ve MİLLETE” içten bağlıdırlar. Zorda olan gençlerimizin, insanlarımızın, ağlayan gözyaşları dindirilmelidir. Hz. Ömer'in adaletini Devletimizden ve zenginlerimizden beklemek de bizim de hakkımızdır.

    Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, resimleri yerleştirmek, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek... Gerçekten çok zahmetli bir iştir. Bu büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra kitabın okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücü yerinde olmayanlar bunu Belediye Başkanları, firma, şirket ya da esnaflarımızdan reklâm alarak çıkartmak mecburiyetindedir Gönlü Samsun ve Samsunspor sevdasıyla dolu olan firma, şirket ve işadamlarımızın desteğini bekliyorum. Şiir kitaplarımın iç kısmındaki kapakta renkli olarak istediğiniz şekilde reklâmınızı, yapmış olduğunuz hizmetleri vatandaşlarımıza duyurma imkânına sahipsiniz’ dedi.

     

     

    FACEBOOK’TAN ARKADAŞ OLARAK EKLEYEBİLİRSİNİZ!..

     

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

  4. Alaçam Kolbastısı

     

     

    Alaçam Kolbastısı

    Kalplerden siler pası

    Harekete geçirir

    İnsandaki her kası

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Kıpır kıpır oynatır

    Sular gibi kaynatır

    Gençleri çocukları

    Yerlerinden fırlatır

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Seyrettirir baktırır

    Türküleri yaktırır

    Şimşek ve yıldırımı

    Gökyüzünde çaktırır

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Bakışları durdurur

    Saatleri kurdurur

    O sazın tellerine

    Vurdurdukça vurdurur

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    El ayak ve başları

    Gözden siler yaşları

    Oynatır da oynatır

    İlkbahar yaz kışları

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Sarsar dünyayı hızı

    Toplanır anne kızı

    Ortalardan kaybolur

    Yürekteki her sızı

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Yakışıklı güzeli

    Kaldırır o an eli

    Meydanın ortasında

    Oynatır her an beli

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Gel oyuna oyuna

    Boyuna bak boyuna

    Herkes yurtta hayrandır

    Müslüman Türk Soyuna

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Karşılıklı her kişi

    Bilir inan bu işi

    Hep diyelim maşallah

    Sağlam tutun kirişi

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Nazar değmesin nazar

    Tarih bunları yazar

    Oyuna katılalım

    Birlikte azar azar

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Bu oyun başka başka

    Bizi getirir aşka

    Oynayanları görün

    Şaka değildir şaka

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

    Sözü söylerim sözü

    Gözü açalım gözü

    Alaçamlı Hasan’ın

    Bu şiir inan özü

     

    Oyna oyna Kolbastı

    Alaçam’ı ter bastı

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

     

     

    NOT:LÜTFEN GÖRÜŞ BELİRTİNİZ!..

  5. Şair Hasan Sancak, Dünyada İlkler Kitabına Girmek İstiyor!..

     

     

     

    HABERLERİM VE RESİMLERİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR.

    www.alacamhabermerkezi.blogcu.com

     

    Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak(53);âlemde ilk ve tek olan, dünyada eşi ve benzeri olmayan,

    ‘1 Aralık 2000’de Notere Onaylattığı Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’ dolayısıyla DÜNYADA İLKLER kitabında yer almak istiyor.

     

     

     

    Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’ Dünyada 6.6 Milyar insan bulunmaktadır.’1 Aralık 2000’de ‘Gördüğü Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’nu on bir lira vererek notere onaylattım. Bu olayı binlerce kişiye hem sözle hem de İnternet’ten yazıyla anlattım. İki arkadaşa bu olayı anlattığım zaman, bu GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU nu sen değil, biz gördük dediler. Bir de notere onaylatacaklarını söylediler. Ben de baktım benim gördüğüm gerçek rüyam elimden gidiyor. Bilgisayarın başına geçtim. En ince ayrıntısına kadar yazdım. (Aslı Samsun’daki avukatım Ali Türkmen’dedir.) Bilgisayardan çıkışını alarak, Bafra’ya gittim. Noterdeki yetkililer bu işin içinden iki saatte çıkamadılar. Oradaki kişiler yetkili avukata yazımı onaylatıp onaylatılmayacağını sordular. Kendi aralarında konuştular. Baktılar işin içinden çıkamayacaklar. En sonunda da yazılı metin halindeki yazımı onayladılar. Samsun’daki yerel bir gazeteye bu olayı geçtim. Beni aradılar. Hocam bu haberi başka tarafa duyurma. Biz, bunu haber olarak yapalım. Senin bu haberini Türkiye yarın duyacaktır dediler. Bu haber gazetede yayınlandıktan sonra telefonlarım bir hafta boyunca susmadı. DHA-İHA-CHA-YHA… Birisi geldi, birisi gitti. Kanal 6 benimle 6.30 haberini canlı bağlantı ile başladı. O zamanki ulusal televizyonlar beni flaş haber olarak dünyaya duyurdular. Büyük gazetelerin çoğu birinci sayfadan haberimi girdiler. O arkadaşları tekrar gördüğüm zaman bana şaka yaptıklarını söylediler. BU dünyada notere onaylatılan İLK GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU’ dur. Daha önce ve sonra gördüğüm ve notere onaylatmadığım İnternette binlerce kişinin okuduğu gerçek rüya ve kâbuslarımda bulunmaktadır. Bazılarının reklam senaryo özelliği olmadığı için notere onaylatmadım. Benim kamuoyunda tanınmam Noterli Onaylı Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’ndan sonra olmuştur. İlk defa açık olarak burada bazı konuları anlatıyorum. Bizim ailede büyükten küçüğe bir Karabasan(Davara) olayı vardır. Yıllardır gecelerimi kâbusa çeviren Karabasan denen illet, yakamı bir türlü bırakmamaktadır. Tıp dilinde buna “Uyku Felci” denmektedir. Bazı hocalar da bunun “Cin” olduğunu söylemektedirler. Çok farklı bir duygudur. Yatağa yattığınız zaman size rüya ya da kâbus gördürüyor. Bağırttırıyor. Bir olayı size yaşatıyor, ellerin ile cimdik attırıyor... Gerçekte hiçbir şey yapmıyorsunuz. Karabasan üstüne çullandığı zaman hiçbir tarafınızı oynatamıyorsunuz. Beni onlarca sefer boğacak gibi oldu. Bazı zamanda rüya ve kâbus gördürdü. Bu gerçek rüyadan önce, sonra da gördüğüm rüya ve kâbusları bana yaşattı. Reklamın R’ sinden anlamıyordum. Bu rüya ile bende bir değişiklik oldu. Bazı geceler rüya ve kâbus reklam senaryoları görmeye başladım. Bunların bazılarını da notere onaylattım. Onaylatmadığım onlarca bu şekilde reklam senaryosu olan konular yazılı metin halinde arşivimde bulunmaktadır. Bu gerçek rüya reklam senaryosundan sonra bende 44 yaşından sonra her seyrettiğim televizyondaki bir olayı… Anlatılanlar ve yaşadığımız olayları reklam yapma alışkanlığı başladı. Bu olayı anlattığım içinde bu akşamdan sonra vay halime! Beni yine hallaç pamuğuna çevireceklerdir. Karabasan ile ilgili şiirler de yazdım. Bu haberimle beraber konu ile ilgili yazılarımı ve şiirimi tekrar bilginize sunuyorum. Bu olaylarla ilgili olarak başımdan geçen ve diğer vatandaşlardan dinlediğim olayları ”EN KOMİK GERÇEKLER” kitabımda okuyuculara buluşturacağım.

     

     

    Yaptığım araştırmalara göre bunu dünyada sadece ben gerçekleştirdim. Zaten Noter Onaylı Rüya diye Google’ ye yazıldığı zaman yüzlerce sayfamın olduğu görülecektir.’Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklâm Senaryosu’ dolayısıyla o tarihteki bütün medya, televizyonlar ve gazeteler beni flaş haber olarak dünya ve Türkiye’ye duyurdular. Bu konu ile ilgili olarak çoğu televizyon Alaçam’a gelerek konu hakkında benimle röportaj yapmışlardır. Kamuoyunda bilen ve bilmeyen de konuşmaktadır. İnternet yorumlarında çoğu kişi şaşkınlıklarını belirtmektedirler. Rüya, notere onaylatılır mı? Söylemektedirler. Rüyalı film, dizi, reklam, hikâye, roman, şiir… Binlerce konu bulunmaktadır. Bunlar oluyorsa, gerçek bir rüyada reklam senaryosu olabilir.

    Herhangi bir şirketin rüya ile ilgili konusunun aynısını başka bir şirket oynatamaz. İlk notere onaylatan ya da Kültür Bakanlığı’ndan ISBN numarasını önce alanlar söz sahibi olurlar. Benim gördüğüm rüya konuludur. Senaryo, Gıda Işınlamasıdır.

    Konu okunduğu zaman bu görülecektir. Dünyada ilk defa emekli bir öğretmen ‘1 Aralık 2000’de Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosunu’ notere onaylatmıştır. Bu konu bir Türk’e aittir. Dünyanın neresinde bir gıda ışınlaması reklam senaryosu oynarsa, orada hakkımı sonuna kadar savunacağım. Şimdiden basınımızı bu konu hakkında bilgi sahibi yapmış oluyorum. Yarın bir gün muhakkak bir şirket ulusal televizyonlarda böyle bir reklam senaryosunu oynatacaktır. Konuyu unutturmamak için çocuklarıma bunu vasiyet olarak bırakacağım. Konu ile ilgili onlarca ulusal ve yerel medyanın yaptığı haberler vardır. Aşağıda Doğan Haber Ajansı’nın o tarihte yaptığı ve Milliyet Gazetesi’nin de haberini kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Rüya notere onaylatılmaz diyenler, bunun bir içecek firması tarafından aynen kullanıldığını okuyunca, şaşırıp kalmışlardır. Noter Onaylı Rüya, Gerçek Rüya Tv Gıda Işınlaması Reklâm Senaryosudur. 1 Aralık 2000’de notere yazılı metin hâlinde onaylatılmıştır.5 sene sonra içecek firması, rüya reklâm senaryomun aynısını dünyada ve Türkiye’deki ulusal televizyonların reklâm kuşaklarında oynatmıştır. Bu içecek firması ile Samsun’da mahkememiz devam etmektedir. Yerel mahkemeyi kaybetmiştim. Yargıtay, bu içecek firması lehine verilen mahkeme kararını bozdu.’Rüya Senaryo Davası’ Samsun’da yeniden başlamıştır. İkinci mahkeme 15.12.2009 Salı gününe ertelenmiştir. Noter Onaylı Rüya konusu ili ilgili olarak ulusal ve yerel basının yaptığı onlarca haberim vardır. Bunları RÜYALARIMI ÇALDILAR ismiyle kitap haline getireceğim. Notere onaylatılan çeşitli 50 tane reklam senaryom ile birlikte 400 tane ilginç alternatif reklam senaryom bulunmaktadır. Üç tanesi de çıkan elli adet şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim bulunmaktadır. Ben, milli kültüre destek olmak istiyorum diyen şirket, belediye başkanlarından destek bekliyorum. Faturası kesilerek, tanıtımlarını karton kapakların iç tarafında renkli olarak yapabilirler’ dedi.

     

     

     

    GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU

     

     

    NOTER ONAYLI RÜYA

     

     

    ÂLEMDE İLK VE TEK

     

    DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK

     

    BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI

     

     

    ÖNEMLİ NOT:

     

    Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz.

     

     

     

    İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundanYENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı.

     

     

     

     

    RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ

     

     

     

    Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00'dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet'e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet'te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi.

     

     

     

    1 ARALIK 2000

    İki bin yılı Aralık ayının birinci günü

    T.C.

    BAFRA İKİNCİ NOTERİ

    NİLGÜN KURT

    RESMİ MÜHÜR VE İMZA

    ASLININ AYNIDIR

    NO:1 6 8 6 2

    1 ARALIK 2000

     

     

     

     

     

    ÖĞRETMEN, REKLÂMCILARA ÖNLEM ALDI!..

     

    OKAN ARALAN Samsun DHA MİLLİYET

    06 Aralık 2000 Çarşamba

     

    Samsun Alaçam Karşıyaka İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni Hasan Sancak, 1 yıl önce gördüğü rüyasını izinsiz reklâm filmi çevrilmemesi için notere onaylattı.

     

    Amacının, rüyasına izinsiz reklâm filmi çekilmesini engellemek olduğunu dile getiren Sancak, "Bir yıl önce gördüğüm bu rüyayı herkese anlattım. Bazı uyanıklar bunu öğrenip reklâm filmi çekmesin diye de notere onaylattım. Bundan sonra bu rüyayı reklâmda kullanmak isteyenler benimle görüşmek zorunda" diye konuştu.

     

    SANCAK’IN RESMİ RÜYASI

     

    "Rüyamda buzdolabının kapısını açtım. İçinde yiyecek aradım ama hiç bir şey yoktu. İnternete girip, bir marketten aklıma esen ne varsa aldım. Sucuk, kavurma, peynir, etle buzdolabını bir güzel doldurdum ve bir bölümünü afiyetle yedim. Eşimin seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman hala o yiyecekleri yer gibi, elim ağzıma gidiyordu."

     

     

     

     

    İLK GERÇEK KARABASAN KÂBUSU !..

     

    KONU:Bir yaz mevsimi.Rüyamda kış görüyorum.Dışarıda kar, kış kıyamet..Birden bire yattığım odanın penceresi ardına kadar açılıyor.Tül ve perde rüzgarın tesiriyle tavana doğru çıkıyor.Pencere demirlerinden 2,5-3 metre boyunda Şeytana benzer bir yaratık.süzülüyor.Boyu önce tavana değiyor.Sonra da ayaklarımdan başlayarak yukarı doğru salyalı ağzı başıma doğru yanaşıyor.Beni tam ağzıyla kafamı yutacağı zaman ya Allah deyip buna bir tekme salladım. Bismillahirrahmanirrahim diyerek kalktığım zaman ışığı yaktım. Yorganın üstümde değil, kapının yanında olduğunu gördüm.

     

     

    REHA MUHTAR BENİ KARABASANDAN KURTARDI !..

     

    NOT: Reha Muhtar’ın beni kurtarmış olduğu kâbus, Ocak 2001 yılında Samsun’un Alaçam ilçesinde görülmüştür. Anlatılan iki kâbus da tamamen gerçektir.

     

     

    “REHA MUHTAR BENİ KURTAR!”

    TEŞEKKÜR

    Saygıdeğer Reha Muhtar’a,

     

    Şahsımı tanıtan bir yazı ile birlikte yazmış olduğum şiirimi de size gönderiyorum. Niçin teşekkür ettiğimi merak etmişsinizdir. Konuyu okuduğunuz zaman bunu anlayacaksınız. Karabasanla ilgili olarak görmüş olduğum bir kâbusu sizinle paylaşmak istedim. Bu anlattığım durum uydurma değildir. Tamamen görülen bir kâbusun açıklanmasıdır. Ama gerçekten çok komik. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardınız. Bu tamamen bana aittir. Başkası sahip çıkmasın diye size anlatıyorum. Karabasanı bilir misiniz? Bunu duydunuz mu? Bu çok değişik bir duygu. Kimisi tıp dilinde buna “Uyku Felci” ,kimisi de “Cin” diyor, Toplumda bu hastalığın pençesinde olan binlerce insan vardır. Bir akşam bunu da canlı yayında gündeme getirip çözüm yolu bulursanız çok sevinirim.

    Yatağa yattığım zaman Karabasan- Davara üstüme çullandı. Bağırıyorum. Hâlbuki ben öyle zannediyorum, Aslında bağırmıyorum. Sesim çıkmıyor. Ben, sesimin çıktığını zannediyorum. Rüyada olduğun hâlde kendini uyanık zannediyorsun. Hanımın ismi Şengül bağırıyorum. Şengül! Beni kurtar! Beni kurtar! Hanımdan ses seda çıkmıyor. Bir taraftan da onunla mücadele ediyorum. Ondan kurtulamıyorum. Hanımı sallıyorum, tekme atıyorum, çimdikliyorum… Bunları da yaptım zannediyorum. Hâlbuki bir tarafımı oynatamıyorum. Çok karmaşık bir durumdur. Bir taraftan uykudasın, bir taraftan rüya görüyorsun, içinden dua okuyorsun… Bunların hepsini uykuda yaptıran mahlûkun esiri olmuş oluyorsunuz. O,sizi tamamen teslim almış oluyor. Allah kimsenin başına böyle bir durum vermesin. O anda can çekişen bir insan durumundasınız. Sizi biri uyandırmazsa boğulmak üzere kalıyorsunuz.

    Hanımdan ses çıkmayınca aklıma nereden geldiyse başlıyorum bağırmaya. “Reha Muhtar Beni Kurtar!” İnanın sizin isminizi duyan Karabasan üstümden öyle çabuk kaçtı ki! Bir karabulut tufanından kurtuldum. Bilmiyorum bunun bir anlamı var mı? Bundan sonra başıma böyle bir durum geldiği zaman kimseden yardım istemeyeceğim. Sizin isminizi söylemek inan ki yetti. Bundan sonra Karabasanların vay hâline. Bu olayla ilgilenirsiniz ilgilenmezsiniz pek umurumda da değil. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardığınız için size bu yazımı yazdım.

    Saygılarımla.

     

     

     

    YOK ET KARABASANI

    KURTARALIM HASAN'I

     

    Kâbus oldu geceler

    Hiç çıkmıyor heceler

    Soru üstüne soru

    Anlamsız bilmeceler

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

    Öbür adı Davara

    İnsanı sokar dara

    Göğsüme bastırıyor

    Kalpte açtırır yara

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

    Hep üstüme çöküyor

    O kirini döküyor

    Beynimi yüreğimi

    Ciğerimi söküyor

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

    Hastanede yatırdı

    İğnesini batırdı

    Feryatlar arasında

    Nefesimi bitirdi

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

    Ses soluğum çıkmıyor

    Kimse bana bakmıyor

    Şaşırıp kalıyorum

    Canlar ışık yakmıyor

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

    Bitirir sarar beni

    Ortadan yarar beni

    Rabbim üstümden defet

    Döndürüp karar beni

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

    Sanki bir karabulut

    Daim atar bana şut

    Bastırıyor durmadan

    Ne et kaldı ne de but

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

    Beni konuşturmuyor

    Canla danıştırmıyor

    Kemendi boyna attı

    Zorluğu aştırmıyor

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

    Boğazım düğüm düğüm

    Bulamadım bir çözüm

    Bu ne biçim sıkıntı

    Yüreğim atar güm güm

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

    Bu ses Hasan'ın sesi

    Ha kaybettim nefesi

    Yok ederim Davara

    Tutsam sendeki fesi

     

    Yok et Karabasanı

    Kurtaralım Hasan'ı

     

     

     

    Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir?

     

    Orta Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ili olan Samsun’umuzun güzel, şirin, turistik, yeşille mavinin kucaklaştığı… Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.

    Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim.24 senedir basının içindeyim.53 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 yılında doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup’tur.

     

     

     

    Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım.06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdim. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmeni oldum.14. 01,1981’de ilişkimi kestim. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 19.01.1982 de stajyerliğim kalktı.21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim. Bu okulda 17.01.1983 tarihinde görevim sona erdi.15.12.1983 tarihinde Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim. 15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te bu okuldan ayrıldım. Eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar vazife yaptıktan sonra aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliğine geçtim. Birinci dönem çalıştıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'na Türkçe Öğretmenliği görevine yollandım. 15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim.

    31.07.2001 tarihinde görevim sonlandı.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim.31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda tekrar asil öğretmenliğe döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptım. 2005–2006 yılının Temmuz ayında emeklilik hakkını kazandım.

     

     

     

    Ben;1 Aralık 2000 senesinde, 44 yaşında, gördüğü gerçek rüya reklâm senaryosunu notere onaylatan ve bu tarihten sonra da rüyalarında reklâm senaryoları gören dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Reklâm senaryoları yazmayı sürdürdüm. 5 Aralıkla, 12 Aralık 2000 tarihleri arasında ulusal televizyon ve gazeteler beni dünya ve Türkiye’ye flaş haber olarak duyurdular. Coca Cola ve bazı büyük şirketler, benden dört beş sene sonra noter onaylı gerçek rüya reklâm senaryolarımın aynısını dünya ve Türkiye’deki ulusal kanalların reklâm kuşaklarında oynatmışlardır. Coca Cola’yı gerçek rüya reklâm senaryomun aynısını kopyaladığı için mahkemeye verdim. Samsun yerel mahkemeyi kaybetmiştim. Yargıtay’a itiraz ettik. Samsun Yerel Mahkemesinin verdiği kararı Yargıtay bozdu. Dava yakında Samsun’da tekrar başlayacaktır.

     

    Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim. Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 tane şiirim bulunmaktadır. 50 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryomu RÜYALARIMI ÇALDILAR!..İsmiyle kitap haline dönüştüreceğim.Google’ye Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız, yüzlerce sayfamla karşılaşırsınız. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, şirket tanıtımlarınızı sergileyebilirsiniz.

     

     

    Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım.

    ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM:

    (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000)

    ONLAR ANALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ. (2003)

    BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

  6. Samsun a, AKP ve Yusuf Ziya Yılmaz Yakışmıyor!..

     

    DETAYLI HABER VE RESİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR.

    www.alacamhabermerkezi.blogcu.com/

     

     

    ‘Sayın Başbakan! Başkan Yılmaz’ın, Samsunlulara Yaptığı Eziyetleri Engelle.’

     

     

    03.10.2009 Cumartesi günü, yukarıdaki başlıkla Başbakana seslendiğim bir haberimi ajans, gazete, televizyon ve bütün medyaya gönderdim. Ne yazık ki hiçbir basın tarafından haber değeri olarak görülmedi. Neler yazmışsam hepsi de gerçekleşti. Olaydan üç gün önce bir gazeteci bazı olayların meydana geleceğinin biliyorsa, Samsun’u idare eden yetkililer, bundan bihaberse, o masalarında oturmamaları gerekir. Bir hiç uğruna polis, şoförler ve vatandaşlar karşı karşıya getirilmiştir. Bunun sorumlusu AKP Samsun İl Yönetimi ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’dır. Aşağıdaki 03.10.2009’da yazdığım yan başlıkların önemlilerini tekrar bu bölüme aldım. Okuyunuz, Ne yazdığıma bakınız.

     

     

     

     

    ‘5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ SAMSUN GİRİŞİ ÜÇ KOLDAN FELÇ OLABİLİR!..

     

    BÜTÜN SAMSUN HALKI,

    ZORLA OTOGARA GİTMEYE ZORLANMAKTADIR!..

     

    5 EKİM SAMSUN İÇİN BİR KÂBUSTUR!..

     

    SAMSUN MİLLETVEKİLLERİ NE YAPIYOR?!..’

     

     

     

     

     

     

    AKS TV SAMSUN’UN GURURU!..

     

    5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ

    Sabahtan akşama kadar AKS TV’yi seyrettim. Bütün televizyonları teker teker dolaştım. Onlardan bu haber konusunda tek bir satır bile yoktu. Hepsi de akşamleyin uykularından uyandılar. Burası Diyarbakır olsaydı, televizyonların hepsi yediden yetmişe canlı yayına geçip, bizlere bölücü sözleri dinletirlerdi. Bu da basının içine düştüğü kötü durumu göstermektedir.

     

     

     

     

    5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ

    Samsun gerçekten felç oldu. Hastalar helikopterlerle hastanelere yetiştirildi. Ölüm olayı yoktur. Bu çok sevindiricidir. Belediye Evlerinde beş vatandaş kalp krizi geçirdi. AKS TV GENEL YÖNETMENİ ŞAKİR GÜREL, DENGE GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ ADNAN BAHADIR ile özel bir röportaj yaptı. ADNAN BAHADIR’ ın anlattıklarından önemli kısımları bu bölüme alıyorum. ‘Samsun Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Koordinasyon Merkezi (UKOME), önceden Valinin başkanlığında toplanıyordu. Sonradan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığına dönüşmüştür. Burada Başkan Yusuf Ziya Yılmaz, ne derse o gerçekleşir. Yaşanan sorunların kaynağında, kentin iyi yönetilememesi vardır. Ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşa şimdi sunulan çözüm, çözüm olmaktan öte eziyettir, zulümdür. Olayın ardında ticari getirim vardır.

    Terminal satın alınırken bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanamamaktadır. Metro bir ve iki liraya Bafra ve Çarşamba’ya yolcu taşıyacaktı. Gazetelere çarşaf çarşaf ilan verildi. Bunun üzerine Yılmaz, ben 29 Mart seçimlerine gireceğim. Beni o zamana kadar idare et. Seçimden sonra kararı muhakkak uygulayacağım’ demiştir.

     

     

    Benimde 3 Ekim tarihinde yazdığım bölümde ADNAN BAHADIR, Necmi Hatipoğlu ile aynı sözleri konuşmaktadır.

     

     

    İşte o bölümde söylenenler:’Koordinatör Yardımcısı da olan Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri AŞ(BİOİAŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Hatipoğlu,

    bakın ne demektedir.

    BİZE VERİLEN TAAHHÜT

    ‘Terminali, Büyükşehir Belediyesi´ne 27 milyon YTL ödeyerek satın aldıklarını hatırlatan Necmi Hatipoğlu, "Üstelik, halen görevde bulunan sayın Yusuf Ziya Yılmaz´ın adını da terminale verdik. Satın alınırken bize, bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanmıyor’ dedi.’

     

     

     

     

    SAMSUN KÂBUS YAŞIYOR!..

     

    SAYGIDEĞER SAMSUNLULAR,

    Eylemden sonra Samsun’da olanları kısaca bilginize sunuyorum. Bu olaylardan sonra Valinin başkanlığında çeşitli toplantılar yapılmıştır. Samsun Büyükşehir Belediyesi, ilçelerden gelen dolmuşların şehir içine alınmaması kararında geri adım atmamıştır. Metroya verdiği sözü yerine getirmiştir. Belediye başkanı halkı aldatmıştır. Oy aldığı insanları hiçe saymıştır. Dolmuşçular ve vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi önünde toplanarak kararı protesto etmişlerdir. Alınan karara tepki göstererek, Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ın aleyhine tezahüratta bulunarak istifasını istemişlerdir. Herhangi bir olay çıkarmadan dağılmışlardır. Samsun Esnaf Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Metin Genççakır, "Bir adım bile geri atılmadı. Akşam verilen sözler maalesef yerine getirilmedi. Ketum davranıldı. İlçelerden gelen dolmuşların şehre girişi yasaklandı. Çeşitli alternatifler gösterildi ama esnafın ve halkın istediği oldu diyemeyiz. Güzergâhlar çizildi, bu güzergâhlar hep şehrin dışında. Batıdan gelen Atakum'u geçemeyecek, doğudan gelen Belediyeevleri' ni geçemeyecek demiştir.

     

     

     

     

    AK Parti İl Başkanı Adem Güney halkın yanında olmadığını göstermiştir. Yılmaz’a destek vermiştir. Mangalda kül bırakmayan AKP milletvekilleri ortalarda yoktur. Seçim zamanı yine o hor gördüğünüz insanların yanına gidip oy isteyeceksiniz. O zaman ne diyeceğinizi merak ediyorum. Nerede diğer siyasi parti başkanları? Odalar, sendikalar nerededir? Binlerin sesini duymayanlar naçar kalacaktır?İşin ilginç tarafı daha önce şoför esnafının yanında olduğu söylenen AKP İl Başkanı Adem Güney için iddialar ortalarda dolaşmaktadır.

    Özel Hastanesi için Yılmaz’a ihtiyacı olduğu iddiası vardır. Yılmaz’la birlikte basın toplantısına katılmıştır.‘Bu uygulamada taşımacı arkadaşlarımızın hayatına herhangi bir zorluk veren bir durum söz konusu değildir diyen Yılmaz doğru söylememektedir. Söylediği sözlere kendisi inanıyorsa, şoförlerin yolcu indirdiği yerde bunları söylesin. Buna asla cesaret edemez. Samsun esnafı siftah yapmamaktadır. Gücü tükenenler yavaş yavaş işyerlerini kapatmaktadırlar. Samsun milletvekilleri ortalarda yoktur. Hepsi toz duman olmuşlardır. Bakalım seçim zamanı olduğu zaman bu insanlara ne diyeceksiniz?

    Bu konularda yüzlerce sayfa yazı yazılabilir. AKP yapılacak milletvekilliği ve belediye başkanlığı seçimlerinde Samsun’da büyük hezimete uğrayacaktır. Garip gurabanın temsilcisiyiz diyenler, onları mahvetmiştir. Atalarımızın şu sözüyle yazıma son veriyorum.’Rüzgâr eken fırtına biçer.’

     

     

    BURADAN AŞAĞISI ÖNCEKİ HABERLE İLGİLİDİR…

     

    Şair Hasan Sancak Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı Başbakana Şikayet Etti!..

     

    Sayın Başbakan! Başkan Yılmaz’ın, Samsunlulara Yaptığı Eziyetleri Engelle.

     

    KONU İLE İLGİLİ YAZI VE RESİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR.

    www.alacamhabermerkezi.blogcu.com/

     

    GOOGLE’YE KOYARAK HABER VE RESİME ULAŞABİLİRSİNİZ.

     

    GOOGLE’YE AŞAĞIDAKİ YAZIYI KOYARAK HAYAT HİKÂYEMİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ.

     

    Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir?

     

    FACEBOOK’A HASAN SANCAK YAZARAK ARKADAŞ OLARAK EKLEYEBİLİRSİNİZ.

     

     

     

    Şair Hasan Sancak Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı Başbakana Şikayet Etti!..

     

    SAYIN BAŞBAKAN! BAŞKAN YILMAZ’IN, SAMSUNLULARA YAPTIĞI EZİYETLERİ ENGELLE.

     

     

    SAMSUNLUYUM DİYORSANIZ, LÜTFEN OKUYUNUZ!..

     

     

    5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ SAMSUN GİRİŞİ ÜÇ KOLDAN FELÇ OLABİLİR!..

     

     

    Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak; Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın bütün il ve ilçedeki vatandaşlara yaşattığı zulmü ve halka uyguladıklarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şikâyet ederek,

    Samsun ve Samsunlulara sahip çıkmasını istedi.

     

    Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’Şimdiye kadar böyle bir haberin yazılmadı. İlk defa çok farklı ve değişik bir haberimi kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Çünkü bu haber içinde çeşitli yazı ve haberler bulunmaktadır. Samsun’da 5 Ekim Pazartesi gününden itibaren çok kötü şeyler olabilir. Aldığım duyumlara göre Samsun’a yolcu taşıyan araçlara ceza kesildiği ve önceki yerlere gidişleri engellendiği zaman, ,araçlar bulundukları yerde bırakılacaktır. Bu da işi olan binlerce vatandaşımızın mağdur edilmesi demektir. Haberimi okuyan en yetkili kişilerin buna derhal çözüm bulması gerekir. Pazartesi sabahı olduğu zaman bu iş halledilmiş olması gerekir. Kötü durumların olmasını hiçbir Samsunlu istemez. Vatandaşlara yapılanlara insanım diyen tepkisini göstermesi gerekir. Çünkü burada Samsun söz konusudur. İlimizde şu anda büyük bir yangın çıkmıştır. Kimse bu yangını söndürememektedir. Bu yangını Başbakan’dan başkası söndüremez. Yangını çıkartan bellidir. Vatandaşlar galeyana gelmiştir. Halkın oyu ile belediye başkanlığı görevine gelenler, en büyük acıyı vatandaşlara yaşatmaktadırlar. Samsun adeta bir şatoya döndürülmek istenmektedir. İl ve ilçelerdeki vatandaşların seyahat etmeleri engellenmekte, hürriyetleri yok edilmektedir. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar dolayısıyla Samsun kan kaybetmektedir. Böyle bir uygulama dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Kendi halkına acı çektiren bir yönetim olur mu? Bunu Samsun milletvekilleri, parti başkanları, oda ve sendikalar görmüyorlar mı?

    Samsun bu kadar sahipsiz mi? Geçim sıkıntısı ile çile çeken bütün Samsunlulara öl ve yok ol denmektedir.

    Merkezde oturanlar ilçe ve beldelere gidecekleri zaman 12 KM uzaklıktaki terminalden araçlara bineceklerdir. İlçelerden gelenlere gelme denmektedir. Samsun’a gelmek isteyenler gelmesinler mi? Böyle bir anlayış olur mu? İle gelmek isteyenler 2-3 araçla Samsun’a geleceklerdir. Bu hareketi 29 Mart seçimlerinden önce yapsaydınız? Ne yazık ki halkın ümitlerini çok çabuk

    söndürdünüz. Şimdi tekrar seçim yapmak isterseniz, bir deneyin bakalım! Ne kadar oy alacaksınız? Samsun’a insanlar ne için gelirler? En kısa tabiriyle bir işi olduğu için gelir. Yolcu taşıyan araçlar günlük olarak 5-10 bin insan taşımaktadırlar. Bunların Samsun ekonomisine ne kazandırdığını biliyor musunuz?

     

     

    ’YUSUF ZİYA YILMAZ-GENEL SEKRETERİ KENAN ŞARA YI MEZARDA DA AFFETMEM!..’

     

     

    Asıl yazıma başlamadan önce sanalda onlarca forum sayfasına koyduğum iki tane yazımdan sizlere bahsetmek istiyorum. Birinci konu şudur. Samsun Fuar içinde, şu andaki Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ ya derdimi anlatacağım sırada, Samsun AKP Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz; Bakan, milletvekilleri, yetkililer ve basının huzurunda, Hocam ben senin derdini biliyorum. Yarın gel seni iki saat dinleyeceğim demiştir. Söz verip, Alaçamlı Samsun Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Kenan Şara’ya hakaret ettirerek, onun makamından beni kovdurtmuştur. Bakan Nimet Çubukçu’ nun huzurunda söz veren Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz yalan konuşmuştur. Sözünde durmamıştır. Buna Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Samsun Milletvekilleri, ulusal ve yerel basınımız da şahittir. Elimde konu ile ilgili olarak onlarca gazete haberi bulunmaktadır.

    Büyükşehir belediye Başkanı olan bir kişi böyle olmamalıdır. Bunun öbür dünyası vardır. Nimet Çubukçu’ nun yanında nasıl söz verdiyse, O’nun yanında tekrar özür dileyecektir. İkisi de benden önce vefat ederseler, bütün basına hakkımı helal etmiyorum diye haber göndereceğim. Bu olayın peşini bırakmam mümkün değildir. Hem bu dünyada, hem öbür dünyada hakkımı sonuna kadar arayacağım. Google’ye

    ’Yusuf Ziya Yılmaz-Genel Sekreteri Kenan Şara yı Mezarda da Affetmem!..’ Yazarsanız, onlarca bu konu ile ilgili forum sayfasına ulaşabilirsiniz.

     

     

     

     

    ALAÇAM BELEDİYESİ HALK OTOBÜSLERİ SAMSUN TIP FAKÜLTESİ’NE NİÇİN ÇIKAMIYOR?

     

    İkinci konu ise bu haberimle ilgilidir.

    İldeki en yetkili kişilerin aldığı bir kararla Alaçam Belediyesi Halk Otobüslerinin Samsun Tıp Fakültesi’ne çıkmama olayıdır. Bu olayı haber haline getirerek, on iki dörtlükle protesto ettim. Anlattığım bu iki olay, beni Samsun olaylarına daha çok dikkat etmemi sağladı. Halkın sıkıntı çektiği her olaya tepkimi sanalda koyacağım. ‘Alaçam Belediyesi Halk Otobüsleri Samsun Tıp Fakültesine Niçin Çıkamıyor?!..’Diye Google’ye yazarsanız,bu haberimi ve yazdığım şiirimi de okursunuz.

     

     

     

     

     

     

     

    Kıymetli Hemşerilerim,

     

    BÜTÜN SAMSUN HALKI,

    ZORLA OTOGARA GİTMEYE ZORLANMAKTADIR!..

     

     

     

     

    Burada Samsun’da dönen dolaplar hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum.

    Sizlerden kapı kapı dolaşarak ve yalvararak oy isteyen kişiler tarafından aldatıldınız, kandırıldınız, yanıltıldınız.

    Bunların dedikleri gerçekleşirse, 5 Ekim 2009’dan sonra Bafra, Çarşamba, Havza, Vezirköprü, Alaçam… Buralara gittiğiniz zaman şehir içindeki minibüs ve taksilere binerek 11-12 Km uzaklıktaki Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali’ne gideceksiniz. İstediğiniz yere terminalden ulaşacaksınız. Bu gidiş dönüş 24 Km eder. Bunu da oy vererek

    başa getirdiğiniz en yetkili kişiler yapmaktadırlar. Bunlara en büyük tepkiniz yakında yapılacak olan milletvekili seçimleri olmalıdır. Size, hayatı zehir edenlere, siz de sandıkta cevap veriniz. Bu dünyanın güçlüler dünyası olmadığını onlara gösteriniz. Sizin ve çoluk çocuğunuzun cebinize göz dikenleri affetmeyiniz.

     

    BAFRALILAR,

    VEZİRKÖPRÜLÜLER,

    HAVZALILAR,

    ÇARŞAMBALILAR, ALAÇAMLILAR…

     

    YÜRÜYEREK GİTTİĞİNİZ YERELERE, PARA VEREREK, 12 KM UZAKLIĞA,2–3 ARAÇ DEĞİŞTİREREK GİDECEKSİNİZ. BUNUN FARKINDA MISINIZ?

     

    Sizi biraz gerilere getirip bazı şeyleri hatırlatmak istiyorum. Önceden BAFRA, ÇARŞAMBA,HAVZA, ALAÇAM… Bu yerlere nasıl gittiğinizi bir hatırlayınız. Evden hazırlanarak çıkıyordunuz.

    Sadece yürüyordunuz. Büyük Caminin yanından yoldan geçen Çarşamba arabalarına biniyordunuz. Çarşamba’dan dönüşte

    araçlar sizi bir uçtan bir uca kadar taşıyorlardı. Şimdi ne olacağını biliyor musunuz? Çarşamba yönünden yolcu taşıyan araçlar Belediye Evlerinde yolcularını boşaltacaklardır. Terminale kadar sadece şoför araçla hareket edecektir. Belediye Evlerinde inen vatandaşlar 2-3 araçla gidecekleri yere gideceklerdir. Bu iş inanın sizi aşar. Bunun altından kalkamazsınız. Havza, Vezirköprü yönünden gelen araçlar Terminalde yolcularını indireceklerdir. Buradan da en az üç araç değiştirerek gidecekleri yere gideceklerdir. Bunu Müslüman’ı bırakınız. İmansız olan biri insanlara yapmaz. Bafra ve Alaçam diğer yerlere gitmek istediğiniz zaman yine yolun karşısına geçip, istediğiniz yere varıyordunuz. Bafra ve Alaçam’dan dönüşte ise araçlar sizi Cumhuriyet Meydanı’nda bırakıyordu. Şimdi hepsi hayal oldu. Sizlere oy verenleri düşünüyorum. İnsanın kendisine yaptığını başkası yapamazmış.

     

    5 EKİM SAMSUN İÇİN BİR KÂBUSTUR!..

     

     

    ‘Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali’ İsminden de anlaşılacağı gibi şehirlerarası bir otobüs terminalidir. Büyük otobüslerin yolcu taşıdığı bir yerdir. Minibüs, taksi, kamyon, tır, traktör, taksi… Bu araçların bulunduğu yer değildir. O zaman ismini saydığım ya da saymadığım diğer araçları buradan kaldırsanız ne olur? Kaldıramazsınız. Her şey birbirine karışır. Böyle yapacaksınız diye bir mecburiyet yoktur. Birileri para kazanacak, bazıları vatandaşları inim inim inletecek! Buna kimsenin hakkı yoktur. Rey verecekler, bunların hesabını sizlerden muhakkak soracaktır. Bugün olmazsa bile, yarın o insanların yanına yine oy istemeye gideceksiniz. Gerçek bir belediyecilik yapacak olanlar insanlarını üzüntüye sokmaz. Bulunduğu yerlere insanları çekerek, siftah yapmayan esnafların can çekişmesini önler. Gidilen bu yol, yol değildir. İnsanların gittikleri yere gidiş dönüş 24 Km daha eklemesi ne demektir? Bunun farkında mısınız? Sizlerin özel araçları olabilir. Aileler, ekmekleri çöpten toplamaktadırlar. Yaptığınız uygulamalarla oy aldıklarınıza Çin İşkencesi uyguladığınızı görmüyor musunuz? Halka, bu kadar eziyet vermeye değer mi?

     

     

     

    DEĞERLİ SAMSUNLULAR!..

     

    LÜTFEN SESSİZ KALMAYINIZ. SAMSUN YALNIZLAŞTIRILMAKTADIR.

     

     

     

    Önceleri, istediğiniz yerlere özgürce yolculuk yaptığınızı ve 5 Ekim’den sonra olacakları sizlere anlattım.

    Bu yolculuklar hem merkezde oturan vatandaşlarımızın, hem de ilçe, belde ve köylerde oturanların zararına olacaktır. Hem vakitleri, hem de fazladan paraları gidecektir. Birileri, birilerinin değirmenine su taşımaktadır. Olanlar da çile çeken insanlarımıza olmaktadır.

     

     

    SAMSUN MİLLETVEKİLLERİ NE YAPIYOR?!..

     

    Şimdi Samsun’un milletvekillerine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yine milletvekilliği seçimi yaklaştı. Tekrar siz aday olacaksınız. Oy verecek olanlar bunun hesabını sizden muhakkak soracaktır. Bir yönetim düşünün. Oy aldığı insanları geliş gidiş 24 Km daha yolculuk yaptırarak, 5-6 lira daha fazla para verdirtsin. Sıkıntıya soksun. Milletvekilleri bu yazılanlara dikkat etmek zorundadır. Bu trajediyi derhal sona erdirmelidirler. Burası bir demir perde ülkesi değildir. İnsanlar istediği yere hür bir şekilde gitmelidirler. Gidiyorlar mı? Hayır gidemiyorlar! Niçin gidemiyorlar? Samsun’u yönetenler, merkezdeki insanlarla birlikte aynı acıyı, il dışındakilere de yaşatıyorlar. Samsun Bağ- Kur yanından kalkan minibüsler Azerbaycan’ı işgal eden Ermenilerin Azeri vatandaşlara yaşattığı eziyet gibidir. Kaçkınlara benziyorlar. Bütün yağan yağmurlar üzerlerinden geçti.

    Sandalye atıp oturacakları bir yerleri bile yoktur.Yetkililer bunu biliyorlar mı? Biliyorlar da, bilmezlikten mi geliyorlar? Çünkü kapalı kapılar ardında bazılarına söz verilmiştir. Vatandaşlarımız, yapılanları yakından bilmektedir.Al gülümler ya da ver gülümler artık sona ermelidir.Samsun’u yönetenler,halkın feryadına dikkat etmeleri gerekir.Etmedikleri ortadadır.İstenseydi bu terminal Samsun’un tam orta yerine yapılırdı.Vatandaşların diğer yerlere gideceği duraklar belli edilirdi.Binlerce kişi Samsun’dan uzaklaştırılmazdı. Esnafların can çekişmesinin önüne geçilirdi. Daha önce nasıl olayların ateşlendiğini görmemezlikten gelemezsiniz. Belediyecilik halkı canından bezdirmek değildir.

     

     

    AŞAĞIDA

    HABER GAZETESİ’NİN

    İKİ TANE,

    ARENA GAZETESİ’NİN

    BİR TANE KONU İLE İLGİLİ OLARAK HABERLERİNİ BİLGİNİZE SUNUYORUM. LÜTFEN DİKKATLİCE OKUYUNUZ.

     

    TARAFLAR ANLAŞTI. SORUN ÇÖZÜLDÜ.

    www.habergazetesi.com.tr/

     

    29.09.2009

     

     

    MİNİBÜSLER OTOGARA

    Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda toplanan UKOME, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarına 5 Ekim tarihinden itibaren yeni otogara giriş yapma mecburiyeti getirdi

    Ulaşım Koordinasyon Merkezi(UKOME), Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda yaptığı toplantıda, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim tarihinden itibaren Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapmaları mecburiyeti yönünde karar aldı. Büyükşehir Belediyesi´nde yapılan toplantıda 13 madde görüşülerek karara bağlandı. UKOME üyeleri toplantıda özellikle ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının, şehir içinde izleyeceği güzergâhlar ve toplanma yerlerini görüştü. Toplantıda, Ordu istikametindeki ilçelerden gelen toplu taşıma araçları, şehir içine girmeden çevre yolu üzerinden, Sinop istikametindeki araçlar Ankara yolu üzerinden ve Ankara yönünden gelen araçlar ise şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapacaklar.

    UKOME´nin aldığı karar 5 Ekim tarihi itibariyle uygulanmaya konulacak.

     

    Başkan Yılmaz ile görüştüler

     

    Öte yandan Samsun ve ilçelerine bağlı köylerin muhtarları, muhtarlar derneği başkanları, ilçe minibüs dernek başkanları konuyla ilgili bilgi almak için Büyükşehir Belediyesi´ne geldi. Muhtarlar, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz´la görüşerek sıkıntılarını dile getirdi. Basına kapalı toplantı sonunda açıklamada bulunan Kavak Atayurt Köyü Muhtarı ve Kavak Şoförler Odası Başkan Yardımcısı Şerif Ayranca, "Başkanımızın açıklamaları bizi tatmin etti. Ama yine de alınan kararla ilgili endişelerimiz var. Görüşmeler devam edecek. İnşallah sıkıntılarımız giderilir" dedi.

     

    BİOİAŞ İŞTİRAKI

     

    Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali´nin işletmesini, yapılan ihalede KDV´siyle birlikte yaklaşık 28 milyon liraya en iyi teklifi veren Büyük İstanbul İşletmeleri A.Ş.(BİOİAŞ) almıştı. Terminal, 24 Temmuz 2006 tarihinde BİOİAŞ´ın iştirakine katılmıştı.

     

     

     

     

     

    MİNİBÜSÇÜLER DİRENİYOR!..

     

    www.habergazetesi.com.tr/

    01.10.2009

     

     

     

     

    Samsun´a bağlı 13 ilçenin minibüs dernek başkanları yaptıkları ortak açıklamada, UKOME´nin ilçe minibüslerinin yeni otogarda toplanmaları yönünde aldıkları kararı kabul etmeyeceklerini belirttiler. Samsun´da faaliyet gösteren 13 ilçenin minibüs dernek başkanları, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)´nin ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim´den itibaren şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne girmeleri yönünde aldığı karara tepki gösterdi.

     

    Kararı kabul etmiyoruz

    Samsun´a bağlı 13 ilçenin minibüsçülerin Dernek Başkanları yaptıkları ortak açıklamada, UKOME´nin kararını kabul etmeyeceklerini belirttiler. Bafra Minibüsçüler Dernek Başkanı Savaş Özcan, bu konuda Valiliğe dilekçe verdiklerini de hatırlatarak, "Vali yardımcımız, dilekçeyi Büyükşehir Belediye Başkanlığı´na ileteceğini ifade etti. Daha sonra ise Büyükşehir Belediye Başkanımızla görüşüldü. Muhtarlarımız, Büyükşehir Belediye Başkanımızdan kararın durdurulmasını istedi. Başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz da, "Biz bu kararı aldık. İsterlerse giderler, isterlerse gitmezler. Ben, onlara otogardan fazla para aldırtmayacağım. Bu konuda sizlere yardımcı olacağım" demiştir" dedi.

     

    Toplantı yapılacak

    Muhtarların ise, konu hakkında ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin başkanları ve kooperatif ve dernek başkanlarıyla görüşülmeden uygulama yapılmamasını talep ettiklerini dile getiren Savaş Özcan, "Bunun üzerine Yusuf Ziya Yılmaz ise uygulamanın başlayacağı tarihe kadar toplantı yapılmasını kabul etmiştir" dedi.

     

    Halkımız adına karşıyız

    Çarşamba Minibüsçüler Dernek Başkanı Nevzat Şahin ise, otogara gitme niyetinde olmadıklarını söyledi. Her zaman halkın yanında olduklarını, bundan sonra da yanında olacaklarını ifade eden Şahin, "Bu karara, halkımız adına karşıyız. Samsun´un evlatları olarak bu kararı uygulatmaya hiçbir kimsenin gücü yetmeyecek. Böyle bir anlaşma olmayacaktır. Böylesi önemli bir konuda her kesimin de desteğini bekliyoruz" diye konuştu.

     

     

     

    "OTOGARA GİTMİYORUZ"

    www.gazetearena.com

    01.10.2009 16:14

     

     

    Samsun İlçe Minibüs Dernek Başkanları, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)'nin aldığı karara karşı çıkarak "Biz anlaşmadık. Onlar bu yönde karar aldı. Otogara gitmiyoruz" dediler.

     

    "Basın Taraflı Davranmıştır"

    Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)'nin geçtiğimiz gün Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda yaptığı toplantıda, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim tarihinden itibaren Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapmaları mecburiyeti yönünde karar aldı. 13 maddenin karara bağlandığı toplantıda UKOME üyeleri özellikle ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının, şehir içinde izleyeceği güzergahlar ve toplanma yerlerini görüştü. Sinop istikametindeki ilçelerden gelen araçların Ankara yolu üzerinden ve Ordu istikametindeki ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının çevre yolu üzerinden, şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapacakları konusunda karar alındı. Bu kararı hiçbir şekilde benimsemediklerini ve hiçbir konuda anlaşmadıklarını belirten İlçe Minibüs Dernek Başkanları "UKOME' de görüşülen kararlar bunlardır. Biz hiçbir konuda anlaşmaya varmadık. Bazı yerel gazetelerin Anlaşıldı şeklinde başlık atmasını yöneticiler olarak kınıyoruz. Basın her zaman halktan yana olması gerekirken bu konuda taraflı davranmıştır. İlçe Minibüs Dernek Başkanları olarak yasal hakkımızı hukuki yollardan arayacağız" şeklinde konuştular.

     

    "Vatandaş Mağdur Olacak"

     

    Bafra Minibüsçüler Derneği Başkan'ı Savaş Özcan "Bizler otogara gitmek niyetinde asla değiliz. Biz her zaman halkımızın yanında olduk, bundan sonrada olacağız. Böyle bir karara halkımızın mağduriyeti sebebiyle karşıyız" dedi. Günde ortalama 10.000 kişinin ilçelerden Samsun'a geldiklerini dile getiren Özcan "Burada 10.000 insanın mağduriyeti var. Biz Samsun'un evlatlarıyız ve bu kararı hiçbir kimsenin uygulatmaya gücü yetmeyecektir. Bunu üstüne basa basa söylüyoruz. Bu konuyu siz Samsun halkımız, esnaflarımız ve Sivil Toplum Örgütleri'nin bir bütün olarak vereceği tepkiyle çözeceğiz" şeklinde konutu. Ben yaparım zihniyetinin kaldırılması gerektiğini savunan Başkanlar, destek istedi.

    Özgür Halepoğlu

     

     

     

    HABER GAZETESİ’NE BU HABER YAKIŞMADI!..

     

    Yukarıda Samsun’daki HABER GAZETESİ’ nin iki gün arayla yayınladığı farklı iki haberi ve ARENA GAZETESİ’ nin objektif haberini sizlerin de bilgisine sunuyorum.

    HABER GAZETESİ

    Birinci haberinde TARAFLAR ANLAŞTI. SORUN ÇÖZÜLDÜ diye manşetten haber yazmaktadır. İkinci haber ise MİNİBÜSÇÜLER DİRENİYOR. Başlığını atmış. Bu bir çelişkidir.

    Bunu gazetemizin en yetkilisine duyurmuş oluyorum. Adeta sıkıntıyı hep birlikte çekecek olan Samsunlu bütün vatandaşlarımıza ve şoförlere buraya gitmek için direnmeyin denmektedir.

    Gazete halkın hakkını arar.

    Önce haberi yaptığı zaman karşısında olan vatandaşların da aynı gün haberini manşetten atar. Taraflar dendiği zaman birbirinin zıddı olan insanlar akla gelir. İki gün sonra tarafların biri böyle bir anlaşma olmadığını söylemiştir. Ben, buradaki çelişkiyi vatandaşlarımızın da bilgisine sunuyorum. Basın, haberi yazarken birilerini memnun etmemelidir. Olayı olduğu gibi haber yapmalıdır. Bu köşe yazısı ise farklı düşünceler olabilir…

     

     

     

    BELEDİYE BAŞKANININ KONUŞMALARI ÇELİŞKİLİDİR.

     

     

    Haber Gazetesi’nin

    01.10.2009’daki haberinde Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın söyledikleri ile, birinci haberde Onun başkanlığında alınan kararlar tamamen çelişkilidir. (Biz bu kararı aldık. İsterlerse giderler, isterlerse gitmezler.)Hâlbuki yapılan toplantının Onun başkanlığında yapıldığı haber olarak yazılmıştır.

    Metro Turizm Yatırımlar Grubu Genel Koordinatör Yardımcısı da olan Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri AŞ(BİOİAŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Hatipoğlu,

    bakın ne demektedir.

    BİZE VERİLEN TAAHHÜT

    ‘Terminali, Büyükşehir Belediyesi´ne 27 milyon YTL ödeyerek satın aldıklarını hatırlatan Necmi Hatipoğlu, "Üstelik, halen görevde bulunan sayın Yusuf Ziya Yılmaz´ın adını da terminale verdik. Satın alınırken bize, bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanmıyor" dedi.’

     

     

     

     

    AKS TV HALKIN YANINDA!..

    ELEKTİRİĞİ KESENLERİ PROTESTO EDİYORUM!..

     

     

    02.10.2009 Cuma akşamı Samsun’umuzun güçlü sesi AKS TV’NİN saat 19.00’da başlayan ve üç saat süren özel programın kalbim sızlayarak seyrettim. Düşünün bir belediye halka haber vermekten başka bir derdi olmayan ulusal bir kanalımızın canlı yayının elektriğini keserek engellesin.29M art yerel seçimlerinde senin haberlerini yapıp kamuoyuna duyuran bir kanalın yayınını nasıl engellersiniz?Vah benim Samsun basınım!Şu anda yer yerinden oynaması gerekirdi.Siz,ne yapıyorsunuz?Susmayı tercih ediyorsunuz?Kızarlar mı diyorsunuz?Eğer böyle düşünüyorsanız,asla basın mensubu olamazsınız.Peki,AKS TV’yi susturabildiniz mi?Vatandaşlar yine canlı yayınına devam etti.Elektriği nereden mi buldular?Oraya toplanan bin kişinin enerjisi elektrik oldu.Bu şekilde yayına devam ettiler.Şöyle düşündüm.En az oraya toplanan insanların yüzde otuz beşi size oy verdi.Yani sizleri makam sahibi yaptı.Sizi makam sahibi yapanlara ne yaptığınızı görmüyor musunuz?

    Söylenen sözleri duydunuz mu? Samsunlu bir vatandaş olarak bir belediye başkanının bu şekilde yerilmesinden üzüntü duydum. Ben, söylenen bazı sözlerin küçük bir bölümünü kaleme aldım. Duymak istemeyenler belki okurlar!

     

    ‘Doğudaki vatandaşlara her türlü kolaylık gösteriliyor. Bizde mi isyan edelim?(Ankara bu seslenişi duymalıdır.)Bizler nerenin ilçeleriyiz? Bu halkın meselesidir. Bunun dinlenmesi gerekir. Benim sekiz çocuğum vardır. Hayatımızla oynayanların hayatlarıyla oynarız…’

    Burada toplananlar, kimsenin zoru ile buraya getirilmediler. Başbakan ve milletvekilleri bu feryatları duymalıdırlar’ dedi.

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

  7. "Coca Cola İç, İsrail'e Destek Çık"

    HABERVAKTİM

     

    Gazze'de yüzlerce Filistinliyi katleden, camileri, okulları ve evleri yerle bir eden İsrail'in en büyük finans kaynağı Coca Cola firması.

    01 Ocak 2009 Perşembe 01:09

    İçerdiği maddeleri tepkilere rağmen ısrarla gizli tutan Coca Cola'nın İsrail'in en büyük destekçilerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Gazze'de yüzlerce Filistinli'yi katleden, camileri, okulları ve evleri yerle bir eden İsrail'in en büyük finans kaynağı Coca Cola firması. İçerisinde türlü maddeler bulunan Coca Cola'yı her içtiğinizde, aynı zamanda İsrail ordusuna bomba teminatı sağlıyorsunuz.

    Coca Cola'nın yaptığı reklâmlardan birinde aynen şöyle deniliyor: Coca Cola iç, İsrail'i destekle. Amerikan ürünlerini destekleyerek, İsrail'e destek verin'

    Belçika'da, Sağlık Bakanlığı'nın bu ürünü içenlerde ciddi zehirlenmeler görüldüğünü ve bu içeceğin içerdiği maddeler nedeniyle alyuvarların eridiğini, dolayısıyla kansızlık meydana geldiğini bildirdiği Coca Cola, elde ettiği karının yüzde 50'sini de İsrail ordusuna aktarıyor.

    Hindistan'ın geçtiğimiz yıl tamamen yasakladığı, Letonya'da ise okullardaki satışını tamamen, dışarıda ise çocuklara satışını yasakladığı Coca Cola firması, Filistin topraklarında katliam yapan İsrail'in de en büyük destekçisi.

    EN FAZLA TÜKETENLER MÜSLÜMAN ÜLKELER

    Yahudilerin yaşadığı alanlarda yaptığı reklamlarda, Coca Cola içenlerin aynı zamanda İsrail'e destek verdiği mesajı veren firma, elde ettiği karının büyük bir bölümünü ise Müslümanlardan karşılıyor. Yapılan araştırmalara göre Coca Cola içenlerin büyük bir bölümünü Müslüman ülkeler teşkil ediyor. Yani Müslüman ülkeler kendi elleriyle İsrail'e uçak, bomba, tank ve tüfek sevkiyatı gerçekleştiriyor.

  8. Dersim Konferansına Şair İsyanı!..

     

    BEYİNLERİ VE RUHLARI BAŞKALARINDAN EMİR ALMAYA ALIŞIK OLANLAR, KESİNLİKLE BASIN MENSUBU OLAMAZLAR. HABER YAPMAK: HÜR, BAĞIMSIZ, ONURLU, YÜREĞİ YETEN,KALEMİNİ, RUHUNU, BEDENİNİ, DÜŞÜNCESİNİ SATMAYAN, PARANIN KÖLESİ OLMAYAN YÜREKLİ İNSANLARIN İŞİDİR.SİZ DE BÖYLE BİR BASIN MENSUBU İSENİZ,SESİME SES VERİNİZ..

    HASAN SANCAK

     

    Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak Avrupa Parlamentosu'nun himayesinde gerçekleştirilen Dersim soykırımı isimli konferansta konuşan DTP Milletvekillerini, Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil’i ve teröristlere destek veren parlamento üyelerini protesto etti. Yazmış olduğu on sekiz dörtlüklü ‘ATATÜRK YAŞASAYDI-BOYUN EĞERDİN TÜRK’E YURTTA KARAKTERİNİZ-KAHPELİK KARA LEKE’ nakaratlı şiirle tepkisini dile getirdi.

     

    Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak’: Emperyalizmle savaşarak kurulan Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret yağdırma toplantısına dönüşen konferansta PKK, Ermenilerin ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin birliği, beraberliği kardeşliği bir sefer daha görülmüş ve tescillenmiştir. Homoseksüelliğe teşvik eden PKK, her gün alçakça ve kahpece Mehmetçikleri, polisleri, korucuları, Doğu ve diğer bölgeler ayırımı gözetmeden bütün insanlarımızı yok etmektedir. Bombaları ve mayınları patlatan, binlerce insanımızın ölümünden sorumlu olan Ermeni bozmaları PKK ve sicilli yandaşları, akıttıkları kanlarda boğulacaklardır. Bu vatan Atatürk ve şehitlerden bizlere emanettir. Dün yurda girenler kazma ve küreklerle nasıl memleketimizden atıldıysalar, PKK hainleri ve onların sicilli yandaşları da gereken cezayı göreceklerdir. Bu vatanın ekmeğini yiyip, suyunu içip, havasını teneffüs edip ihanet edenler tarihin her döneminde sivri kazıklara oturtulmuştur. Meydan artık boş değildir. Bundan sonra herkes bunu böyle bilsin. Artık iki güç vardır. Ya yutanların ya da ayakta tutanların yanında olmak zorundasınız ABD, AB ve İsrail’in kucağına oturan bir bölücü örgüt terör estirmektedir. Otuz binden fazla insanımız toprağın kara bağrına düşmüştür. Sakat kalan binlerce insanımız vardır. Milyarlarca liralık maddi zarar vardır. Bu bir soykırım değil midir? Bu konuşmacılardan biri olan Profesör sıfatlı Ronald Mönch yapmıştır. 1930 yılında Tunceli’de yaşananları insanlık suçu olduğunu savunan Mönc denen alçak Atatürk ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri ile üst düzey askeri yetkililer için, "Yaşasalardı savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerekirdi." Söylemiştir. Yetkililer nerededir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurucusu Atatürk ve Silah Arkadaşlarına hakaret ediliyor. Kimseden ses çıkmıyor. Yazıklar olsun diyorum. Bana göre bu en büyük saygısızlıktır. Türkiye’de yer yerinden oynaması gerekirdi. Hep birlikte horlayarak uyuyoruz.

     

    DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etmiştir. Bu bir milletvekili değil midir? Milletvekili olduktan sonra Meclis’te nasıl yemin etmiştir? Maaşını hangi devletten almaktadır? Tekrar niçin Türkiye’ye gelmektedir? Şerefsizlik gördük. Bu kadarını da hiç görmedik! Soykırım yapılmıştır diyen mahlûk bir de milletvekilidir. Başka bir memlekette olsaydı, bunlar köpekten daha aşağı muamele görürlerdi. Dünyada kendi vatanına ihanet eden milletvekilleri ya da belediye başkanları var mıdır? Bir halka soykırım yapılmışsa, o millet onu nasıl milletvekili seçti? Dünyanın hangi ülkesinde bölücü ve yıkıcı olup, milletvekili ve belediye başkanı olan vardır? Bu konu ile ilgili onlarca soru sorulabilir. Şerafettin Halis Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak için birlikte olduğu Ermenilerle askerlerimizi karıştırmaktadır. Hafıza kaybı olduğu görülmektedir. Şimdi tarihten bir konuyu burada okuyucuların dikkatine sunuyorum.

     

    Aşağıda anlatılan konuyu bir PKK lı kitabında yazmaktadır. Yazılanlar gerçektir. Şimdi o PKK lılarla, Ermeniler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmek için kucak kucağa oturmaktadırlar. Birlikte konferanslar düzenlemektedirler. Bunu vatandaşlarımız iyice okumalıdırlar. Bu konu devletin resmi tezleriyle de çelişmektedir. Yani devletimiz böyle bir olayın olmadığını söylemektedir. Bunu söyleyen bir PKK lıdır. Kürt vatandaşlarımız PKK nın kendileri için ne olduğuna iyi kara vermelidirler. Bu alçaklık ve kahpelik PKK lıların alınlarına kara bir leke olarak yapışacaktır. Kitap yazarı Ermenileri, Kürtlerin kestiğini söylemektedir. Bu vatandaşlarımızın büyük tepkisini çekmiştir. İddialar vahimdir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatan sevdalısı emekli bir öğretmeni olarak, ben de PKK ve yandaşlarını protesto ediyorum. Aşağıdaki paragrafları dikkatlice okumanızı rica ediyorum. Bu konuya ayrılıkçı Kürtlerin gözüyle bakan, HADEP ve DEHAP gibi PKK bağlantılı partilerde çalışmış bulunan Kemal Süphandağ’ın, 'Büyük Osmanlı Entrikası Hamidiye Alayları' adlı kitabında yer almaktadır. Bakın neler söylemektedir! Önce kitabın arka kapağında yazılanlarını iyice okuyunuz. Yazar ne yazarsa yazsın, kendi yazdıkları gerçektir. Kürtlerin Ermenileri kestiğini söylemektedir. Arka kapaktaki yazıları dikkatle okuyanlar bunu göreceklerdir. Anlatılanlar PKK lılar tarafından bir konferans yapıldığı ve konferansta DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etmesi dolayısıyla yalanlarını ortaya çıkarmak, PKK lıların Kürt vatandaşlarımız hakkında ne yazdıklarını gözler önüne sermek için anlatılmıştır. Yazı okunduğu zaman Kürt vatandaşlarımıza cahil diyen Ermenileri kesti diyenlerin bölücü ve yıkıcı olan PKK lıların bir numaralı adamı olduğu görülecektir.

     

    (Kitabın Arka Kapak Yazısı )

     

    (...) Bitlis Vilayeti dâhilinde Siirt ve Muş sancaklarında valilik vekâletinde bulunduğum 8 sene zarfında çoğunluğu Kürtlerden ibaret bulunan Müslüman ahaliyle, Ermeni ahalisinin hal ve fikirlerine o sırada elde ettiğim bilgi ve malumatlar sayesinde önemli ölçüde vakıf oldum. Önemli ölçüde bugüne ışık tutacağı düşüncesiyle ve dostluğumuz münasebetiyle, genel hatlarıyla arz ve mevkilerini gösterir vilayetlerin bir parça haritasını çizip takdime cüret eyledim.

     

    Adı geçen vilayetlerin mevcut olan genel teftişlerinden ve yazışmalardan anlaşıldığı kadarıyla, ahalinin üçte ikisi Müslüman ve üçte biri Hıristiyan görülüyor ise de, bu oran kâtiplerin Müslüman olmaları nedeniyle nüfusun doğru yazılmamasından kaynaklanmaktadır. Hali hazırda nüfusun yüzde sekseni Müslüman ancak yüzde yirmisi Ermeniyie, başka milletlerin cemaatlerinden ibaret olduğu görülecektir ki; mutlak çoğunluk İslam'dadır. Kürtlerin umumiyetiyle secaetli, cesur, askerlikte meşhur, silahşor ve hilafet makamının mukaddes makam olduğuna gayet sadık oldukları muhakkaktır.

     

    Gerçi daha önce cahillikleri nedeniyle birbiriyle savaşmış olsalar da, aralarında ki mücadelenin bertaraf edilmesi, aşiret reislerinin ve aşiret bireylerinin tehdit edilmesi ve kontrol altında tutulmalarıyla mümkün olduğu Reşkotan, Sasoni ve Hesenanlı gibi meşhur aşiretlerin padişah hazretlerinin sayesinde emir ve ıslahatına kolaylıkla vaki olan âcizane çabalarımın tecrübesiyle ispatlanmıştır. Ve bu da; Kürtler ve aşiretlerin sadakat ve ıslahat emirlerine bağlılıklarının derecesine hakikat ölçüsü olmuştur.

    Böyle cesaretli bir milletin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle, birlikteliklerinin sağlanması halinde, Ermeniler tarafından meydana getirilecek bozgunculuğun zemin bulamayacağı görülecektir. Ermenilerin zararlı emellerini elde etmeye ve gizli hainlik niyetlerini açıklamaya cesaret edemeyecekleri ve edecek olsalar da, Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır.(...)

     

    BU YAZI ANTOLOJİ COM’DAN ALINMIŞTIR.

     

    ARKA KAPAK YAZISI İLE İLGİLİ GÖRÜŞÜM…

     

    Lütfen yukarıdaki yazarın kapak yazısını okuduktan sonra benim yazımla karşılaştırınız. Dikkatlice okuyunuz.

     

    Yazar bu kapak yazısında Ermenilerle dost olduğunu söylemektedir. (Önemli ölçüde bugüne ışık tutacağı düşüncesiyle ve dostluğumuz münasebetiyle,..)Ermenilerle Kürt vatandaşlarımız hiçbir zaman dost olamazlar.Ermenilerle PKK denen iblisler dostturlar.Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için anlaşma yapmışlardır.Yazar buradaki sözüyle PKK yı söylemektedir. (Gerçi daha önce cahillikleri nedeniyle birbiriyle savaşmış olsalar da…) Burada da birbirlerine saldırmalarını cahilliğe bağlamaktadır. Kürt ve Ermenilerin cahillikleri sebebiyle birbirlerine saldırdıklarını açıklamaktadır. Kürt vatandaşlarımız cahil olamazlar. Bu PKK lılar için geçerlidir. Cahil oldukları için vatana ihanet etmektedirler. Diğer bölümlerde de Kürtlerle Ermenilerin birbirlerini öldürmelerini, Osmanlı Devletinin bir oyunu olduğunu söylemektedir.(Böyle cesaretli bir milletin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle…)Burada da bölücülük yapmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ndeki Kürt vatandaşlarımızı bir millet olarak nitelendirmektedir. Kürtlerin Ermenilere soykırım yaptığını kabul eden yazar (Kürtlerin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle, Ermeniler tarafından kendilerine yapılacak bozgunculuğun zemin bulamayacağını ve Ermenilerin zararlı emellerini elde etmeye ve gizli hainlik niyetlerini açıklamaya cesaret edemeyecekleri, edecek olsalar da, Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır)demektedir.

     

    Bakın kitabın arka kapağında bunları söyleyen yazar Akşam Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut’ a verdiği cevapta ne demektedir? Akşam Gazetesi yazarı Rıza Zelyut’ a cevap Dem: 03.09.2007 Sehet: 23:13

    (…Oysa tamamı Osmanlı arşiv belgelerinden oluşan kitabım bir bütün olarak ele alındığında ve incelendiğinde Ermenileri Kürtler kesti gibi bir sonuca asla ulaşılamaz. Çünkü bu iddia yalan bir iddiadır.)Burada yazılanlarla kitabın arka kapağında yazılanlar birbirleriyle tamamen farklıdır. Yalan söyleyen birisi varsa, bu da yazarın kendisidir. Yazıları okuyanlar muhakkak benim söylediğimi söyleyeceklerdir. Kitabın arka kapağındaki yazıda bir tehdit vardır. Yine uslu durmazsanız,( Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır) sözlerini söylemektedir. Yani yazar Kürtlerin Ermenileri kestiğini söylemekte, kendileri hakkında bir şeyler yaptıkları zaman yine kendilerine aynı şekilde cevap vereceklerini üstüne basa basa açıklamaktadır. Kitaplardaki bu bölümler en önemli cümlelerdir. Kitabın ana düşüncesini kapsar. Bakın yazar yine kendi kitabında Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit’in kurmuş olduğu 100 ün üzerinde alayla bilgi verdikten sonra bu alaydaki Kürtlerin Ermenilere yaptığını nasıl görmektedir.

     

    Bu süreçte 1890'larda başlatılmıştır. Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit, 1891'den itibaren Doğu Anadolu'daki Kürt aşiretlerinden 100'ün üzerinde alay oluşturmuş; bu alaylar da bölgedeki Ermenilere karşı kanlı saldırılar düzenlemişlerdir. Ermenileri katletme yolunda ilk eyleme geçenler Türkler değil Kürtler olmuştur. DTP lideri Ahmet Türk'ün dedesi Kanco, 'Hamidiye Alayları' denilen bu birliklerde yer almıştı. Bir yandan Rusya, bir yandan İngiltere, Ermeni toplumunu Osmanlı Devleti içinde ayrı bir devlet kurmaya teşvik ediyordu. Hamidiye Alayları kurulunca, resmi nitelik kazanan Kürt silahlı güçleri; astığı astık kestiği kestik oldular. Ermenilerden çetelerin çıkmasını fırsat bilen aşiret reisleri; emirlerindeki bu silahlı güçleri bir çete gibi kullanıp acımasızca kan döktüler. Ermeni katliamı diye nitelendirilen eylemler böyle başlamıştır. Büyük dedesi de Hamidiye Alayı Kumandanı olan Kemal Süphandağ, Kürtlerin bu Ermeni katliamını tespit etmiş ve şunları yazmıştır: 'Neredeyse tüm Sünni Kürt aşiretleri teşkilatta yer almışlardır.

     

    “Yazarken bile insanı dehşete düşüren tam bir vahşet sürecidir bu süreç. Yüzyıllarca sorunsuz bir şeklide birlikte yaşayan Kürtlerle Ermeniler bu teşkilatın oluşturulmasıyla birbirlerine düşürülmüştür. Teşkilatta yer alan aşiret reisleri ile mensuplarına büyük imkânlar ve imtiyazlar sağlayan bu oluşum, diğer inanç grupları ve halklar için tam anlamıyla bir zulüm mekanizmasına dönüşmüştür. Özellikle bu Teşkilatın asıl hedefi olan Ermenilere yapılanlar, daha doğrusu yaptırılanlar tüyler ürperticidir.”

    (Sayfa: 10)'

     

    (Rıza Zelyut devam ediyor ve kendisi gibi, tarihi, kafasındaki şablona ve senaryoya göre yazan bir sözde tarihçiden de tarihi gerçeklerden soyut bir alıntı yaparak Osmanlının Ermenileri yok etme amacını masumlaştırma çabasına giriyor…)

    Akşam Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut’a verdiği cevapta kendi yazdıklarını unutup bu durumdan Osmanlı Devleti’ni sorumlu tutmaktadır. Bir bakıma Kürtlerin kullanıldıklarını söylemekte ve suçu Osmanlı Devletinin üzerine yüklemektedir. Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu yazarın anlattıklarına katılmamaktadırlar. Bu sadece PKK ve yandaşları için geçerlidir. Tarih boyunca milletine ihanet edenlerin sadece ismi değişmiştir. Bugün ihanet edense PKK örgütü ve yandaşlarıdır. Bunlar daima yediği kaba pislemişlerdir.

     

    Bu bölümde Alevi vatandaşlarımıza…

    Ezidi (Yezidi), Alevi, Şii ve Dürzîler müracaatlarına rağmen kabul edilmemişlerdir. (Sayfa: 71)' Alevi aşiretleri, silahlanarak bu saldırılara direnmeye çalıştılar. Vartolu dedelerden olan Mehmet Şerif Fırat; bu alayların kendilerine yaptıkları zulmü acı acı anlatmaktadır (Bak: Doğu İlleri ve Varto Tarihi). Bu katliamlardan birisinde yaşanan trajediyi, Vartolu Alevilerden CHP eski Milletvekili Tekin İleri Dikmen, yazar Şakir Keçeli'ye şöyle anlatmış: 'Hamidiciler; bizim atalarımızı kuşatmışlar; silahlı çatışma başlamış. Bizimkiler, bir yarma hareketiyle canlarını kurtarmak istiyorlar. Fakat yanlarında bir kadın var; o dağ başlarında kendilerine engel olacak. Obada da bırakamıyorlar. Bıraksalar, gelen alay çapulcuları kadına tecavüz edecekler. Bu açmazdan kurtulmak için kadın, 'Beni onlara bırakmayın, öldürün; siz de canınızı kurtarın!' der. Ve öyle de yaparlar.'

     

    Alevi vatandaşlarımızda buna büyük tepki göstermişlerdir. Konu ile ilgili yazarın kaleme aldığı başka konular da vardır. Bunu tarihçilere ve uzman kişilere bırakmamız gerekir. Her Türk vatandaşı Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmek için ABD, AB ve İsrail’in uygulamış olduğu vatanımızı bölme ve parçalamaya karşı uyanık olmalıdır. Beş parmağın güzelliği gibi farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmeliyiz. Bir vatan, bir bayrak, bir millet olduğunu bilmeliyiz. Bizim okuduklarımıza ve yazılanlara göre 1915 yıllarında da Ermeniler, Kürt vatandaşlarımıza akla gelmeyen zulümler ve işkenceler yapmışlardır. Bebeklerin, çocukların, kadınların kalp ve beyinlerini parçalamışlardır. Fakat PKK lı bir yazar ilk defa Kürtlerin Ermenileri kestiğini yazmaktadır. Kürt vatandaşlarımız her şeyden önce Müslüman’dır. PKK ise dinsiz bir örgüttür. PKK lılar Kürt vatandaşlarımızın düşmanıdırlar. Çünkü bebek, çocuk, korucularımız ve vatandaşlarımızdan binlercesini bombalarla, mayınlarla ve otomatik silahlarla katletmiştir. Türkiye’de meydana gelen her olay dış kaynaklıdır. Bunlar tarihin her döneminde kendilerine yardım edecek ajan ve hainleri para karşılığı kandırmışlardır. Tarih süreci içinde bunları Batılılar, Yunanlılar, Ruslar ve Ermeniler kullanmışlardır. Günümüzde de onların oyuncağı PKK kahpeleriyle destekçileridir.

     

    DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, dediği Dersim isyanında da durum böyle olmuştur. Devleti en çok meşgul eden isyanlardan birisi de 1937 Dersim olayıdır. Bu isyanın yeraltı faaliyetleri ile geçen bir hazırlık dönemi vardır. İsyan döneminde devlet Hatay meselesi ile uğraşıyordu. Fransa’nın Türkiye’de uygulamaya çalıştığı esrarengiz plânların amacı ise Türkiye’yi Hatay’dan vazgeçirmekti. Bölgenin böylece patlamaya hazır bir bomba haline getirilmesi karşısında devletimiz o bölgede bir dördüncü genel müfettişlik kurmuş ve başına da General Abdullah Alpdoğan’ı getirmiştir. İsyan 7 Ağustos 1938’e kadar bir buçuk yıl sürmüştür. Katılan asi kuvvetler 4000 kişidir; liderleri Seyyit Rıza’dır. Atatürk 1938 yılında, Meclis’i açış nutkunda bölgede silâhlı kuvvetlerin manevralar yapacaklarını bildirmiş ve neticede isyan ağır zararlar vererek sonuçlandırılmıştır. Bunu şu anda dillendirenler de düşmanların kul ve kölesi olan, memleketimizi bölüp parçalamak isteyen vatan hainleridir.

     

    Aşağıdaki uzun şiirim ‘Mustafa Kemal = O dur’ şiir kitabına koyulacaktır. Bu şiir kitabım 180 -200 sayfa arasındadır. Şiir kitabımdaki şiirlerin hepsi Atatürk şiirleridir. . Atatürk ile ilgili olarak “Cumhuriyet,10 Kasım,23 Nisan,19 Mayıs” la ilgili olarak yazdığım daha başka şiir kitapları çalışmam da bulunmaktadır. Diğer Atatürk şiirlerimi okumak isteyenler blogcu sitemden okuyabilirler. http://odurataturksiirleri.blogcu.com Üç tanesi çıkan 50 şiir kitabım, 5000 şiirim ile birlikte, 50 tanesi noter onaylı 400 tane de alternatif reklâm senaryom bulunmaktadır. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif reklâm senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. Bir şiiri kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek mecburiyetindesin. Benim durumumda olan binlerce kişi bulunmaktadır. Şiir kitaplarıma maddi destek olmak isteyen herkes bana telefon ya da E-Mail yoluyla ulaşabilir. Destek olanların şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında, renkli olarak tanıtımı olacaktır.’Şeklinde konuştu.

     

    Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabı ve 5000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA ve REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. Sanalda 500 forum sitesine üye olmuştur.

     

     

     

    ATATÜRK YAŞASAYDI-BOYUN EĞERDİN TÜRK’E

    YURTTA KARAKTERİNİZ-KAHPELİK KARA LEKE

     

     

    Uyan Türkiye uyan-var mı sesimi duyan

    Şerefsizlik yapılır-görülür ayan beyan

    Hem yurdumda yaşarlar-alırlar maaşları

    Kahpeler akıtıyor-gözlerdeki yaşları

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Milletin vergileri-bol harca yap ihanet

    Mahlûklar konuştukça-acı duyar cemiyet

    Nedir bu maskaralık-kazığa oturtsana

    Beslemeler kıyıyor-görün daim insana

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Kim verir cesareti-indirsene balyozu

    Ülkeme sakın gömme-burda kalmasın tozu

    Avrupa’nın kıçını-yalıyorlar durmadan

    Milletim uyumayın-saatleri kurmadan

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Kim ihanet ettiyse-çekecek cezasını

    Dün bugün ile yarın-görecek ezasını

    ABD ve İSRAİL-Batının kucağına

    Oturursan **** doğar-bir bak sol ve sağına

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Yine hep anırdılar-eşekler ya da sıpa

    Öyle konuşuyorlar-gelmezler ipe sapa

    Yanlarında AB var-ihaneti kusarlar

    30 bin insan öldü-hem öldürüp keserler

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Yurtta ölenler kimden-kahpece vuranlar ne

    Çoğu homoseksüel-dağlarda gezer ..ne

    Bırakın konuşmayı-sinirler geriliyor

    Her gün vatanımızda-şehitler veriliyor

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    İhanetin büyüğü-Mecliste demeçlerde

    Bir yetkili yok mudur-yol keserler her yerde

    Sabır taşı çatladı-gına gelmiştir gına

    Devamlı ağlamakta-bebek çocuk ve ana

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Nerede var soykırım- bize çok yakın Irak

    ABD besler puştu-mevsimler geçer kurak

    Orada ölenlere-niçin bir şey demezsin

    Asıl soykırım orda-cırtlak çıkıyor sesin

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Eline silah alıp- iste devleti yıkmak

    Gül mü uzatılacak-silkelen ayağa kalk

    Herkes başı önüne-alıp da düşünmeli

    Bayrak toprak tek diyen-kaldırmalıdır eli

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Sahipsiz köy buldular-değneksiz geziyorlar

    Topyekûn milletimi-alçakça üzüyorlar

    Kürtlerin Halepçe’ den-kaçtıkları bir anda

    Sınırı açan kimdir-bozukluk vardır kanda

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Ekmek verdik su verdik-tuttuk yurtta besledik

    Hastalandıklarında-gittik ora sesledik

    Şu anda ne yaparlar-ABD nin emrinde

    Terör ihraç ederler-bundan gireriz derde

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Dağda ormanda gezer-yosması tasmalısı

    Mehmet’e kurşun sıkar-bizler çekeriz yası

    Bombaları mayını-patlatana ne dersin

    Saçmalayıp durmayın-Allah belanı versin

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Soykırıma uğrayan-milletim vatanımız

    Sıkıntıyı çekiyor-gezen ve yatanımız

    Doğuda bebekleri-çocukları vuran kim

    Öldürerek yok edip-tekrar hesap soran kim

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Bir Ermeni örgütü-Kürt denen kardeşimin

    Hakkını savunamaz-evladımın eşimin

    ***** çıkar peşinde-onun derdi mahvetmek

    Milletim ağlar iken-bize işkence etmek

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Atatürk abidedir-saldıranı yıkarız

    Daha ne anlamadan-üzerine çıkarız

    Eğer O olmasaydı-baban ile ananın

    Üstüne binerlerdi-hem bugün hem de yarın

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Mustafa deyip saldır-aynı yalanlar plan

    Bir bakınız yukarı-ülkem yapılır talan

    Başlarında Soros var-Dolarlar tomar tomar

    Milli devlet yıkılır-çatlıyor ana damar

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Sıra Atatürk’teyse-uyuyana yuh olsun

    Vücudunun her yanı-ateş korlarla dolsun

    Hiçbir devlet kendini-böyle aşağılatmaz

    Yapacaksan bir şey yap-yeter vermeyin vaaz

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Ayrımız gayrımız yok -70 milyon birliği

    Asla da bozamazlar-kesinlikle dirliği

    Türk olan türkü söyler-yerler gökler çınlasın

    Öğretmen Hasan söyler-dost ve düşman anlasın

     

    Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e

    Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke

     

    Mustafa Kemal = O dur’

    http://odurataturksiirleri.blogcu.com

     

    Eğer yukarıdaki ilişimler çalışmıyorsa, internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.

     

     

    Öğretmen Hasan Sancak’ ın En Güzel Atatürk Şiirleri Kitabından!..

     

    Bu şiir kitabıma destek olacaklar bana maille ulaşabilirler.

     

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

     

    TEL: 0362–621 27 79

    0506–2730465 (Öğretmen Hattı)

     

    E-mail: [email protected]

    Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11

    55800-ALAÇAM-SAMSUN

  9. O’DUR ATATÜRK ŞİİRLERİNE DESTEKLEYİCİ ARIYOR!..

     

    O’dur Atatürk Şiirlerine Destekleyici Arıyor!..

     

    Atatürk Şiirlerime Destek Olur musunuz?

     

     

     

    Not: KONU İLE İLGİLİ RESİM VE DİĞER ŞİİRLER SİTEDEDİR.

     

     

    O’DUR ATATÜRK ŞİİRLERİMİ OKUR MUSUNUZ?

     

    -http://odurataturksiirleri.blogcu.com/-

     

    Eğer yukarıdaki ilişim çalışmıyorsa, internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.

     

    Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteci, Hasan Sancak O’dur Atatürk Şiirlerine destek olacak belediye başkanı, firma ve şirketlerden ilgi ve destek bekliyor.

     

    29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyetimizin 85. Yıldönümünün, bütün millet olarak büyük bir heyecan içinde kutlanacağını söyleyen Sancak:’ Dün olduğu gibi bugün de iç ve dış düşmanlar boş durmuyorlar. Yine "Böl-Parçala-Yut Taktikleri" sürmektedir.70 Milyon insanımızı birbirine düşürmek için sinsi ve gizli plânlar kuruyorlar.'Türk Milleti olarak Atatürk gibi akıllı, vatansever, bilgili, inançlara değer veren, liderler çıkartmak mecburiyetindeyiz. Atatürk’ümüzün gençlere, gençlerin de öğretmenlere emanet edildiği "Tam Bağımsız Türkiye'ye "sahip çıkamadık. Şöyle bir geriye dönüp baktığımız zaman neler olduğunu görmeliyiz ve bilmeliyiz. Osmanlı Devleti'nin kol ve kanadı kırılmış, düşmanlar memleketimizi işgal etmişler, ellerimizden silâhlar alınmış ve Türk Milleti inim inim inlemektedir. Kurtarıcı aramaktadır. Halkımız yol gözlemektedir. Hiç kimse Türk Milleti'nin önüne geçip, onları kurtarmak için bir uğraşa girmiyor. İşte tam o sıralarda 16 Mayıs 1919 Günü İstanbul’dan Bandırma isimli bir gemi Samsun'a doğru yol alırken, kurtuluş hareketini de başlatmış oluyordu. Böylelikle Türk Milleti hürriyet ateşini yakarak, bütün dünyaya hür ve bağımsız olduğunu haykırıyordu. Türkiye Cumhuruteti Devleti için binlerce şehit kanı dökülmüştür. Cumhuriyetimiz bu zorluklardan sonra kurulmuştur. Terör askerlerimizi, polislerimizi ve vatandaşlarımızı kahpece şehit etmektedır. Bu günlerde birbirimize daha sıkı şekilde sarılmalıyız. Bizi bölmek ve parçalamak isteyenlere karşı uyanık olmak zorundayız. Birlik ve bweraberliğimizi bozmamalıyız.

    "O' dur-Öğretmenin En Güzel Atatürk Şiirleri" kitabım Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kurucusu Merhum Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün "Vatanımız- Milletimiz -Devletimiz" için yapmış olduğu hizmetleri anlatan çok değişik bir şiir kitabıdır. Bu şiir kitabım 160 sayfadan oluşmaktadır. Böylece "Türkiye Sevdalısı" bir öğretmen olarak Atatürk'e vermiş olduğum sözü yerine getirmenin mutluluğunu yaşamaktayım. Şüphesiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü anlatan çok değişik şiir kitapları olabilir. Fakat ilk defa bir öğretmen sadece O' nu anlatan bir şiir kitabıyla okuyucularının karşısına çıkmaktadır. Atatürk ile ilgili olarak “Cumhuriyet,10 Kasım,23 Nisan,19 Mayıs” la ilgili olarak yazdığım daha başka şiir kitapları çalışmam da bulunmaktadır. Bu şiir kitabım birinci şiir kitabımdır. İkinci şiir kitabım Onlar Analarımız ve Üçüncü şiir kitabım da Benim Annem Melekti şiir kitabımdır. Anadolu’da hele de ilçelerde bulunup da maddi problem çeken insanların kitapları ne yazık ki okuyuculara ulaşmamaktadır. Bu konuda her hangi bir yetkili de bir çözüm yolu aramamaktadır. Türkiye’de benim durumumda olan ve kitap çıkartamayan binlerce insan bulunmaktadır. Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek zorundasın. Ben, milli kültüre destek vermek istiyorum diyenler bu çağrıma ses vermelidirler. Destek olacaklar kitapların karton kapaklarının iç tarafında renkli olarak tanıtımı yapılacaktır. Şiirlerimi okumak isteyenler blogcu sitemden okuyabilirler.-http://odurataturksiirleri.blogcu.com/- Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yüzyıllarca yaşamasını Yüce Mevlâ'mızdan diliyor, en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.’dedi.

     

     

    Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabı ve 5000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA ve REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. Sanalda 500 forum sitesine üye olmuştur.

     

     

    O' dur

     

    O' dur Cumhuriyeti-hediye edip kuran

    O' dur Türk Milleti'ni-esirlikten kurtaran

    O' dur ilk Başöğretmen-cahilliğe set vuran

    O' dur ilke sahibi-durmadan akıl yoran

    O' dur yurtta cihanda-sulh deyip de haykıran

    O' dur ahlâklı insan-bütünlüğe çağıran

    O' dur okuyup yazan-geçmişi bize soran

    O' dur On Kasımlarda-ruhu bizleri saran

    O' dur sönmüş yüreğe-su verip tutuşturan

    O' dur Dünya Önderi-Türklüğü kavuşturan

    O' dur nice belâyı-milletle savuşturan

    O' dur genç ihtiyarı-sevgiyle barıştıran

    O' dur "Ne Mutlu Türk'üm"-söyleyip yarıştıran

    O' dur birçok devletle-yılmadan ilk savaşan

    O' dur Türk' ün Önder' i -dışarıyla uğraşan

    O' dur millî birliği-pekiştiren ve yayan

    O' dur sanatçılara-destek vererek sayan

    O' dur ilk Türk Dili' ni-anlayan ve yaşatan

    O' dur düşünceleri-asırları kuşatan

    O' dur Türk Devleti' ni-kuran eşsiz komutan

    O' dur yedi düveli-aziz yurdumdan atan

    O' dur güzellikleri-dost düşmana kavratan

    O' dur yıkıcı fikre-karşı koyarak çatan

    O' dur ülkü sahibi-çağa doğru fırlatan

    O' dur ışık aydınlık-bütün herkese sunan

    O' dur kandaki ateş-hürriyet için yanan

    O' dur aydın bir kişi-kötülüğe el banan

    O' dur Kurtarıcımız-memleketi savunan

    O' dur her kişi için-söz söyleyip çırpınan

    O' dur olumsuzları-hemen olumlu yapan

    O' dur hiç usanmayan-yurt sevgisiyle çarpan

    O' dur beraberliği-hepimize duyuran

    O' dur hep meşalemiz-bizi ışıklandıran

    O' dur ilim sahibi-Türk'ü onurlandıran

    O' dur bu aziz yurdu-halkla vatanlaştıran

    O' dur denizler gibi-bizi dalgalandıran

    O' dur değeri bilip-gençlerini anlayan

    O' dur bağımsızlığı-millete aşılayan

    O' dur şu çağda bile-ellerle alkışlanan

    O' dur vatan sevgisi-halkı için yaşayan

    O' dur insanımızı-sevip sayıp okşayan

    O' dur bizi anlayan-şu anda da aranan,,,

     

    Atam çok büyükmüşsün-o ismin unutulmaz

    Fikrin yüceleşiyor-biz onlardan aldık haz

    Düşünmüşsün yurdunu-sağlam temeller attın

    Hasan ve bu halk için-hep düşmanlara çattın

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

    TEL: 0362–621 27 79

    0506–2730465 (Öğretmen Hattı)

     

    E-mail: [email protected]

    Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11

    55800-ALAÇAM-SAMSUN

  10. MERSİNDE CANLI BOMBA-UYUMAYIN PEŞİ VAR

    MEHMET POLİS VURULUR-KAHPELERİN LEŞİ VAR

     

    Azdıkça azıyorlar-İmralı’yı susturun

    Altına ve üstüne-çelik halatlar vurun

    Emirler oradandır-besledikçe Çakalı

    Yer içer ve zıbarır-kırdırır yeşil dalı

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    En yetkili duy beni-söyletme Yarasayı

    İçimize sarıyor-endişeyi tasayı

    Yemek içecek verme-benim vergilerimle

    O soysuzu yaşatma-daim çekmeli çile

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    İstanbul ve Ankara-Antakya ile Mersin

    Acıları tattırma-Allah belanı versin

    Sabah akşam ve gece-dinle teknolojiyle

    Başlarını kopartın-zarar gelmesin ile

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    Kahpeler yalnız değil-ABD ve İsrail

    AB destekçileri-önce öğren bunu bil

    Buna göre tedbir al-dost olarak görürsen

    Mayın olarak döner-puşta selam verirsen

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    Polis beklemedeydi-huzur sağlamak için

    Elleri ve kolları-orda bağlamak için

    Durdurmak isteyince-kahpenin aracını

    Gaz yaptı üste sürdü-zora soktu vatanı

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    Parçalandı o alçak- 300 metre etrafa

    Hep leşi yayılmıştır-gövde ayaklar kafa

    Kahpenin patlattığı-bomba 13 polisi

    Her yandan yaraladı-duyduk feryadı sesi

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    Abdülkerim Boyraz’ la- Mehmet Bayhan Ferhan Tek

    Ağır yaralandılar-yurda yapar iken bek

    Emniyet binasında-patlatacaktı bunu

    Polisim yakaladı-bilin önceden onu

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    Araçta 30 kilo C-4 patlayıcısı

    Vardı bilinmelidir-bilsin baba bacısı

    Şehir ve ilçelerde-tedbire tedbir katın

    Olaylar artacaktır-terörü içten atın

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    Tv ve gazeteler-bırak hah ha yapmayı

    Eğitici yayın yap-önle yoldan sapmayı

    Bir var oluş yok oluş-birlikte mücadele

    Toplu halde vermezsek-önlenemez bu çile

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

     

     

    Halkı aydınlatmalı-bilgileri vermeli

    İhanet edenleri-derhal yere sermeli

    Teknik takip önemli-başı gösterdiği an

    Tutun da yakalayın-olmamalıyız kurban

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    Alçağın sağlamları-dağda olur terörist

    Sakatları dilenci-yaşamasın parazit

    Kim hainlik yaparsa-alın tıkın içeri

    Lağımlarla dolmalı-şerefsizlerin yeri

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

    Uyuyanı uyandır-kanunları düzenle

    Teröristi yaşatma-bu işleri frenle

    Eğer vatan olmazsa-naçar kalırız naçar

    Öğretmen Hasan söyler-kulağa sular kaçar

     

    Mersinde canlı bomba-uyumayın peşi var

    Mehmet polis vurulur-kahpelerin leşi var

     

     

     

     

    Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Geride kalan acılı ailelerine de başsağlığı diliyoruz. Mekânları Cennet olsun.

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

  11. Acun Ilıcalı-Soba Zehirlenmesini Vidivodo Mynet, Pikniktube, Akıllı Tv’de de Seyredebilirsiniz!..

     

    Destek olur musunuz?

    AIDS-CİPS-COLA-İÇKİ-KENE-SİGARA-KUMAR-TERÖRÜN… Toplum üzerindeki olumsuz etkilerini anlatan kısa filmler çekip, video sitelerine göndereceğim. İlk kısa filmim de SOBA ZEHİRLENMESİ üzerinedir. VİDİVODO, MYNET, PİKNİKTUBE, AKILLI TV, VE YOU TUBE’ye de

    koydum.. Kısa filmlerimin kamuoyu ile paylaşılması için destek verir misiniz?

     

     

    Destek olur musunuz?

     

     

     

    Firma -İşadamı-Şirketlerin Dikkatine!..

     

    Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. 3 tanesi çıkan 50 şiir kitabım,50 tanesi noter onaylı 400 senaryom vardır. Sosyal içerikli senaryolarımı çekip, AKILLI TV, MYNET, PİKNİKTUBE, VİDİVODO VE YOU TUBE’YE KOYDUM.

    İlk senaryom soba zehirlenmesi üzerinedir. Sırada AIDS-CİPS-COLA-İÇKİ-KENE-SİGARA-KUMAR-TERÖRÜ… İşleyen senaryolarımdır. Senaryoların kitlelere ulaşması için sizlerden ilgi ve destek bekliyorum. Destek vermek isteyenlerin en son bölümde alt yazı ile şirketin görüntüsü koyulacaktır.

    Saygı ve sevgilerimi sunarım.

     

     

    HASAN SANCAK SAMSUN/ALAÇAMLIDIR.

    O, I ARALIK 2000’DE GÖRDÜĞÜ GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSUNU NOTERE ONAYLATAN DÜNYADAKİ İLK VE TEK KİŞİDİR. 44 YAŞINDAN SONRA NOTERE ONAYLATTIĞI İLK GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU İLE BİRLİKTE REKLÂM YAZARI OLMUŞTUR. BU TARİHTEN SONRA DA DÜŞÜNDE ÇEŞİTLİ REKLÂM SENARYOLARI GÖREREK, NOTERE ONAYLATMIŞTIR. ÇIKAN 3 TANE ŞİİR KİTABIYLA BİRLİKTE 45 TANE KİTABI MEVCUTTUR.50 TANE NOTER ONAYLI REKLÂM SENARYOSUYLA TOPLAM 400 TANE ALTERNATİF REKLÂM SENARYOSU BULUNMAKTADIR.

     

     

    ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM

    Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum.

    GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ

     

     

    LÜTFEN MAİLİ OLAN ARKADAŞLARINIZA DA GÖNDERİR MİSİNİZ?

     

     

     

    GÖRÜNTÜ OLUŞMUYORSA, TIKLAYINIZ YA DA İNTERNET TARAYICINIZIN ADRES ÇUBUĞUNA KOPYALAYINIZ.

     

     

     

     

    ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ VİDİVİDO’DA SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?

     

     

    http://www.vidivodo.com/153857/sessiz-olum

     

     

     

    ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ MYNET’TE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?

     

     

    http://video.eksenim.mynet.com/noter...Z_OLUM/143683/

     

     

     

    ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ PİKNİKTUBE’DE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?

     

     

    http://www.pikniktube.com/video.asp?...51748fea4af31d

     

     

     

     

    ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ AKILLITV’DE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?

     

     

    http://www.akilli.tv/video/183532/Ac...ssiz-Olum.aspx

     

     

     

     

     

     

    ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ YOU TUBE’DE SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?

     

     

    GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.

     

    BOŞ ALANA ACUN ILICALI HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.

     

     

     

    http://www.youtube.com/watch?v=t3XyzV2h16U

     

     

     

    Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracıyı Seyretmek İster misiniz?

     

     

     

    GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.

     

    BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.

     

     

     

     

    http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY

     

     

     

     

    HASAN SANCAK

     

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

     

    REKLÂM YAZARI

     

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

     

    TEL: 0362–621 27 79

     

    0506–2730465 (Öğretmen Hattı)

     

     

    E-mail: [email protected]

     

    Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11

     

    55800-ALAÇAM-SAMSUN

  12. Acun Ilıcalı Hasan Sancak ın Gerçek Kâbus Senaryosunu Seyretmek İster misiniz?

     

    Firma -İşadamı-Şirketlerin Dikkatine!..

     

    Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. 3 tanesi çıkan 50 şiir kitabım,50 tanesi noter onaylı 400 senaryom vardır. Sosyal içerikli senaryolarımı çekip You Tube’ye koyacağım. İlk senaryom soba zehirlenmesi üzerinedir. Sırada AIDS-İÇKİ-SİGARA-KUMAR-TERÖRÜ… İşleyen senaryolarımdır. Senaryoların kitlelere ulaşması için sizlerden ilgi ve destek bekliyorum. Destek vermek isteyenlerin en son bölümde alt yazı ile şirketin görüntüsü koyulacaktır.

    Saygı ve sevgilerimi sunarım.

     

     

    Gerçek Rüya Kâbus Senaryolarım.

     

    SOBA ZEHİRLENMESİ SENARYOSUNA DESTEK OL! MAİLİ OLANLARA DA GÖNDERİR MİSİNİZ?

     

    YOU TUBE AÇILANA KADAR AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYARAK YOU TUBE’YE GİRİŞ YAPABİLİRSİNİZ.

     

     

    GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.

    BOŞ ALANA ACUN ILICALI HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.

     

    AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!..

     

    http://www.youtube.com/watch?v=t3XyzV2h16U

     

    GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.

    BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.

     

     

    AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!..

     

    Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz?

     

    http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY

     

    Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.

     

     

     

     

     

    ACUN ILICALI=HASAN SANCAK-SESSİZ ÖLÜM SENARYOSU ÇOK KONUŞULACAK !..

     

     

    Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak ilk gerçek kâbus senaryosunun çekimini tamamladı. Senaryoda kendisi rol alarak, yazdığı soba zehirlenmesini konu alan senaryosunu kamuoyu ile paylaştı.

     

     

    Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Hasan Sancak:’İlk defa çekmiş olduğum gerçek kâbus senaryomu çıkarmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Sanal dünyada insanlar artık seslerini özgürce duyurabilmekte ve bulundukları yerleri hem yazılı hem de görüntülü olarak tanıtabilmektedirler. Ben, bu senaryomda Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtırken, bir taraftan da topluma mesaj vermekteyim. Görüntüyü seyredenler, Orta Karadeniz Bölgesi’nin en güzel ve şirin ilçelerinden biri olan yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesine hayran kalacaklardır. Alaçam, Samsun’a 78,Bafra’ya 27 ve Sinop’a da 90 km uzaklıktadır. Deniz bize 2 km uzaklıktadır. Cumartesi ve Pazar günleri Geyikkoşan Mesire Yeri insanlarımız ile dolup taşmaktadır. Herkesi Alaçam’a bekliyoruz!..

    Yazılan ve oynatılan senaryolar insanları güzele ve doğruluğa ulaştırmaları gerekir. Günümüzdeki çoğu senaryolar bu durumdan uzaktırlar. Plan, ürünü satma üzerine kurulmaktadır. Toplumun dertlerini, sıkıntılarını anlatan senaryolara ihtiyacımız vardır. Firma ve şirketlerden destek alınarak, ulusal kanallarda halkın ıstıraplarını dile getiren senaryolar devamlı gösterilebilir. Çekimini yaptığımız kâbus senaryosu gerçektir. Konusu soba zehirlenmesi üzerine kurulmuştur.Görülen kâbusta yardım Acun Ilıcalı’ dan istenmektedir. Konu ile ilgili senaryo aşağıda kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

    Her sene dünyada ve Türkiye’de''SESSİZ ÖLÜM'' olarak kabul edilen karbon monoksit gazı zehirlenmeleri insanların ölümlerine yol açmaktadır. Araştırmalara göre Türkiye’de ölüm vakaları sıralamasında trafikten sonra soba zehirlenmesi geliyor. Zehirlenmelerin %63 soba’dan kaynaklanıyor. Şofben ve tüpte bu sıralamayı takip ediyor. Her sene soba zehirlenmelerinden dolayı yüzlerce ailenin hayatı sona ermektedir. Hiçbir şey insanların hayatından daha önemli değildir. Lütfen, yatmadan önce sobaların söndürülmüş olmasına dikkat ediniz. Gerçek kâbus soba zehirlenmesi senaryosunu yazarak, kendim rol aldım. Konu gerçekten çok ilginçtir. Senaryomda soba zehirlenmelerine dikkat çekmek, yetkilileri harekete geçirmek toplumu uyarmak ve duyarlı duruma getirmek için yazdım ve oynadım. Yönetmeni de Alaçam Anadolu Lisesi öğrencisi Kürşat Tosun’dur. Hem çekti hem de montajını yaparak, internetteki video sitelerine ulaştırdı. O olmasaydı, tek başıma bunu başaramazdım. Kendisine teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Görüntüyü seyretmek isteyenler YOU Tube’yi tıklayarak, açıldıktan sonra yukarıdaki boş kısma ‘ACUN ILICALI-HASAN SANCAK’ Yazarsalar seyredebilirler.

     

     

    Senaryolarımı çekmeye ve Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtmaya devam edeceğim. Şu anda 3–4 tane daha senaryomu çekerek, kamuoyu ile paylaşacağım. Şirketlerden ilgi ve destek bekliyorum. Alaçam’da çekimin yapacağımız senaryolar herkesin dilinde olacaktır ve dikkatini çekecektir. Sanal dünyada sesimizi duyuracağımız onlarca video sitesi vardır. Senaryolar, gösterilmeye başlandığı zaman binlerce insan tarafından seyredilecektir. Ulusal basında haber olarak kullanacaktır. Şimdiye kadar olan senaryolarından çok farklı bir senaryolar olacaktır. Duyarlı vatandaşlarımızdan, belediye başkanlarımızdan ve iş adamlarımızdan ilgi ve destek bekliyorum’ dedi.

     

     

    Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabı ve 4000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir. I Aralık 2000’de, gördüğü GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU nu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişidir. Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır.

     

     

     

     

     

     

     

     

    ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM

    Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum.

    GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ

     

     

     

    HASAN SANCAK SAMSUN/ALAÇAMLIDIR.

    O, I ARALIK 2000’DE GÖRDÜĞÜ GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSUNU NOTERE ONAYLATAN DÜNYADAKİ İLK VE TEK KİŞİDİR. 44 YAŞINDAN SONRA NOTERE ONAYLATTIĞI İLK GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU İLE BİRLİKTE REKLÂM YAZARI OLMUŞTUR. BU TARİHTEN SONRA DA DÜŞÜNDE ÇEŞİTLİ REKLÂM SENARYOLARI GÖREREK, NOTERE ONAYLATMIŞTIR. ÇIKAN 3 TANE ŞİİR KİTABIYLA BİRLİKTE 45 TANE KİTABI MEVCUTTUR.50 TANE NOTER ONAYLI REKLÂM SENARYOSUYLA TOPLAM 400 TANE ALTERNATİF REKLÂM SENARYOSU BULUNMAKTADIR.

     

     

     

     

    Gerçek Kâbus=Rüya Senaryolarım.

     

    Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır.

     

    GERÇEK KÂBUS SOBA ZEHİRLENMESİ REKLÂMI

    Bir şehir üstten gösterilir.50–55 yaşlarında bir erkek bir apartmana doğru yaklaşmaktadır. Elinde bir çantası ve gözünde siyah bir gözlüğü görülmektedir. Birinci katta oturmaktadır. Anahtar ile kapıyı açar. Doğruca mutfağa girer. Ceketi ve gözlüğü çıkartır. Mutfakta güzüne=soba vardır. Üstten bir demir tutacağı alarak, sobanın kovasını çıkartır. Kovayı elinde tutarak, doğruca dışarı gider. Dışarıda dolu bir kova daha vardır. Dolu kovayı eline alarak, tekrar eve girer. Sobanın içine kovayı koyarak, bir tane çıra ile sobayı tutuşturur. Soba yavaş yavaş yanmaya başlar. Elini yıkamak için dışarı çıkar. Elinde bir havlu ile görülür. Yüzünü ve elini silmektedir. Kapıyı kapatır. Divana oturur. Divanın üst tarafındaki kitapları eline alarak, teker teker okur. Televizyonun kumandasını eline alarak televizyonu açar. Televizyon kanallarını tuşlamaktadır. Bu esnada sobadan sızan karbon monoksit gazı odanın içine doğru yayılmaktadır. İşin farkına geç varmıştır. Başı çatlayacak gibidir. Sızmak üzeredir. Son bir gayretle başını tutarak doğrulur. Sağına soluna bakmaktadır. Televizyona bakar. Show TV’de Var mısın? Yok musun? Programı başlamıştır. Soluna bir kez daha dönünce cep telefonu olduğunu görür. Onu yavaşça eline alır. Bu esnada Acun telefonun başında onu beklemektedir. Telefonu çaldırır. Telefonda Acun yazmaktadır.

    -Acun telefonu aç. Diye bağırmaktadır. Acun telefonu eline alır.

    Bu esnada televizyon ekranında Hasan Sancak Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı yazısı görülür. Adam televizyona doğru yavaş sesle

    Adam: Acun! Seni Samsun’un Alaçam ilçesinden arıyorum. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Sobadan çıkan gaz beni zehirledi.

    Acun! Beni kurtar! Acun! Beni kurtar! Diye bağırmaktadır.

    Bir kaç sefer bağırma işi devam eder. Kafasını sağa sola çevirmektedir. Yüzü de sırılsıklamdır. Konuşma cümleleri yazıyla İngilizceye çevrilecektir. Adam birden yattığı yerden Acun diye bağırarak doğrulur.

     

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

     

    GERÇEK KÂBUS COLA SENARYOSU

    KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir.

    Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar.

    —Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der.

    Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur.

    —Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır.

    Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder.

    Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar.

    Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz.

    Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür.

    Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    ÂLEMDE İLK VE TEK

    DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK

    NOTER ONAYLI RÜYA

    BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundan YENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00 dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi.

    1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK

    GERÇEK KÂBUS YATAK SENARYOM

    Konu:"Anlatılan olay hem kış, hem de yaz mevsimi için iki ayrı şekilde oynatılabilir. (Kış mevsiminde kar, kış fırtına. Rüzgâr kuvvetli bir şekilde esiyor. Dışarıda göz gözü görmüyor. Vakit gecedir.) (Yazın ise yine çok sıcak bir gece. Rüzgâr uğultusu her tarafı kaplamış bir durumdadır. Rüzgârın uğultusuyla birden bir evin pencere camı iki tarafa sonuna kadar açılır. Perde ve tüller havaya tavana doğru kalkar. (Yatakta yatanlar tek kişi, çocuk, ya da karı koca olabilir.) O anda yatakta yatan kişi çok kötü bir rüya görmektedirler. Yataklarında bir o yana bir bu yana dönmektedirler. Çünkü yatağın altından gelen uzun dikenler çıkarak vücutlarına batmaktadır. Onlar da yatakta sağa sola kaçmaktadırlar. En sonunda yataktan aşağıya doğru tepe taklak düşerler. Bu düşüş çok uzun bir düşüştür. Tam yere düşecekleri zaman alt tarafta birden çok güzel başka bir yatak imdada yetişir. İlk yataktan düşen kişiler yumuşak bir inişle alt taraftaki pamuk gibi bir yatağın üzerine düşerler. Birden uyandıkları zaman bunun kötü bir düş olduğunu görerek yatak ve yorganlarına sarılırlar. 21 EYLÜL 2001

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    NAMAZA DAVET-BAŞLAMA SENARYOSUDUR.

    KONU :Büyük bir şehir. Üstten itibaren gösterilir. Kamera yavaş yavaş bir yeri göstermeye başlar. Burası bir disko, modern meyhane, gece kulübü olabilir…Buraya Bir Mercedes yaklaşır.İçinden uzun saçlı,küpeli…25-30 yaşlarında 4-5 kişi iner.Bunlar o yere girerler. İçeride kızlı erkekli yüzlerce insan çılgınca dans etmektedirler. O insanlar bu yerin kuytu bir odasına girerler. Yanlarına getirdikleri esrar, eroin… Benzeri zehirler bulunmaktadır.Ellerinde şırıngalarda bulunmaktadır. Tüpün üzerinde bu zehirle kaynatmaktadırlar. Kollarını açarak bu zehri vücutlarına şırınga yapmaktadırlar.Biraz sonra gençlerin arasına katılarak onlarda çılgınca dans etmektedirler. Artık gece olmuştur. Disko boşalmaya başlamıştır.Dışarıya çıktıkları zaman onları gözleyen Emniyet Kuvvetleri görülür.Onları takibe almışlardır.Merkezle konuşmaktadırlar. Gençler, arabaya binip oradan uzaklaşırlarken, polisler de onların peşinden arabasını sürmeye başlamışlardır..Arabada olan gençler yolda giderken takip edildiklerini anlamışlardır.Şoför gaza basar.Bu sefer iki araç arasında bir kovalamaca başlamıştır.Bu bir süre devam eder.Bir virajı dönmek üzeredirler.Ansızın karşıdan başka bir araç çıkar.İki araç karşı karşıya kalmışlardır.Karşıdaki araca vurmamak için gençlerin içinde bulunduğu şoför arabanın direksiyonunu sağ ya da sola kırar.Şoför arabayı durdurmak ister.Arabanın freni kopmuştur.Araba uçurumdan yuvarlanmaya başlar.Uçurumdan yuvarlanırken herkes feryatlar içinde bağırmaktadır…Aslında gençler aynı anda kâbus görmüşlerdir.Bir evin bir yatağında korkunç rüyayı (Kâbus) gören adam birden yataktan kalkar.O anda da cep telefonunun zili aynı anda çalmaktadır.Adam sırılsıklam bir vaziyette yerinden doğrulur.Bu esnada sabah ezanı okunmaya başlamıştır.Adam önce üzerindeki ıslak gömleği yenisiyle değiştirir. Hemen lavobaya gider. Kulağındaki küpeleri çıkarır. Uzun saçlarını makasla keser… Ezan okunana kadar bunları hallettikten sonra abdest alır. Evden dışarı çıkar. Camiye namaz kılmaya gitmektedir. Arabada olan arkadaşlarının da kendisiyle birlikte camiye doğru geldiğini görür. Herkes yolda yürürken birbirlerine manalı bir şekilde bakmaktadırlar. Bu esnada o gençlerin de eski görüntülerinden eser kalmamıştır. Saçları kesilmiş ve küpeleri de kulaklarından çıkmıştır. Caminin kapısından içeri namaz kılmaya girerken reklâm sona erer.

     

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    EŞARP SENARYOSUDUR.

    KONU :Vakit gecedir. Büyük bir cadde görünür. Apartmanların ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlar.Bir karartı binalardan birine yanaşmaya başlar.Yüzünde maske vardır.(Bu kişi erkek ya da kadın olabilir.)Kapı ya da pencereden evin içine girecektir.Elinde de büyük bir tornavida vardır.Tırmanmaya başlar.Onun için kapı ve pencereyi açmak çocuk oyuncağıdır. Evden içeri girmiştir.Bu esnada odanın bir tanesinde ışık yanar.Hemen kapı,divanın… Arkasına saklanır.Kalkan kişi doğruca mutfağa gider.Su içip tekrar odasına girer.Eve giren odaları dinlemeye başlar.Bir odadan homurtu duyunca, kapıyı açarak içeri girer.(Biz reklam senaryosunu eşarp olarak düşündük.Burada takım elbise,gömlek, ziynet eşyası…Her türlü yiyecek ve içecek olarak da düşünülebilir.Şirket farklı olursa rüya reklam senaryosu ona göre düzenlenecektir.Yatakta yatanı çocuk,olgun yaşlı; erkek ya da kadın olarak söyleyebiliriz.)O esnada yatakta eşarplı bir kadın, yanında da kocası yatmaktadır. Maskeli kişi kadına doğru yanaşır. Başındaki eşarbı çözecektir. Tam bu esnada saatin,cep telefonunun zili çalar.Kadın başındaki eşarbı çözmek isteyenin eline dalar,Birisi vermemek, birisi de almak için uğraşmaktadır.Yatakta yatan kadın maskeli kişinin eline ağzını geçirir.başlar ısırmaya…

    -Hayır !Eşarbımı vermem…Eşarbımı çıkartmam…Elimi bırak…Elimi bırak…dediği anda çocuklardan birisi ışığı yakar.Hanım kocasının elini ısırmaktadır.Bir taraftan da eşarbını tutmaktadır…Adam eşinin elini ağzından çıkarır.Çünkü kadın bu olayı rüyasında görmüştür.

     

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    İÇKİDEN KURTULUŞ SENARYOSUDUR

    KONU :Adam arkadaşlarıyla içki sofrasına oturur.Bir ,iki,üç... Kadeh derken iyice sarhoş olur.Arabayı bile zor bulur.Elindeki anahtarla arabanın kapısını zor açar. Arabaya biner. Bindikten sonra da elinde içki şişesi vardır. Birkaç yere toslar.Yola koyulmuştur.Tesadüf eseri yolda tek tük araba geçmektedir .Adam 70-80.90-100...Gaza bastıkça basar.Bir elinde içki şişesi bir elinle aracını sürer.Bir dönemece gelmiştir.Burası keskin bir virajdır Tam dönecekken karşıdan son sürat bir kamyonla karşı karşıya kalmıştır.Arabaya vurmamak için direksiyonu çevirir.Araba uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır.Adam avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.Bu esnada kurmuş olduğu telefonun saati de ötmektedir. Adam,birden bire yatağından doğrulur. Çünkü bir rüya görmüştür. Doğruca buzdolabına gider.Orada bulunan içki şişelerini tuvaletin deliğinden aşağı boşaltır.O,gerçekten bir kamyon şoförüdür.Uzun bir yolculuğa çıkacaktır.İçtiği içki rüya ile birlikte sona ermiştir.

     

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    GERÇEK ÖĞRETMENİMİ KURTARIN RÜYA SENARYOSU !..

     

    KONU: (HER ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR) Çok büyük bir ilköğretim okulu. Sabahın erken saatidir. Nöbetçi öğretmenler okula erken saatte gelerek müdür yardımcısının odasındaki nöbet defterini imzalamaktadırlar. Burada nöbetlerini canla-başla tutan bütün öğretmenler adına bir öğretmeni örnek olarak vereceğiz. Çünkü bu öğretmen de diğer öğretmenler gibi çok titizdir. Sürekli kötü alışkanlıkları olağan hale getiren bir öğrenci vardır. Bu öğrenciyi öğretmenimiz kötü alışkanlıklardan caydırmaktadır. Kötü alışkanlığı olan öğrencimiz (gülle, enek, fildiş, bilye...) oynamakta, elleri çamurlu yiyecek yemekte, yerlere çöp atmakta, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamamakta, derslerine çalışmamakta, merdivenleri koşarak çıkmakta, yüksek sesle bağırmakta, kitap okumamakta, el lastiği ile arkadaşlarına kağıt fırlatmaktadır. Bunu sürekli gören ve tatlı dille yaptığı hareketlerin iyi olmadığını söyleyen bir öğretmenimiz onu sürekli bu işlerden vazgeçirmektedir. En son zil çalmış herkes eve gitmektedir. Bu öğrencimizin başına kötü bir durum gelmek üzeredir. Öğretmenimiz de aynı yöne gitmektedir. Öğrencimizin önüne Kuduz bir köpek, bir kapkaççı, bir trafik kazası, yüksek bir binadan kafasına bir şey düşme olabilir. Son anda başına gelen bu kazayı yine o öğretmenimiz kendisini öne atarak öğrenciyi kurtaracaktır. Fakat şu anda öğretmenin kendisi zor durumdadır. Ortalıkta kimse görünmemektedir. Öğrenci avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. -ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN !..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!.. Çocuk bunları rüyasında görmüştür. Avazı çıktığı kadar yatakta durmadan bağırmaktadır.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

     

     

     

     

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

    TEL: 0362–621 27 79

    0506–2730465 (Öğretmen Hattı)

     

    E-mail: [email protected]

    Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11

    55800-ALAÇAM-SAMSUN

  13. Sigara Karşıtı Senaryolar Şirketlere Bedava!..

     

    Hasan Sancak ın Sigara Karşıtı Reklâm Senaryoları

     

    SENARYOLARI ULUSAL TELEVİZYONLARDA YAYINLATACAK ŞİRKETLERE SENARYOLAR BEDAVADIR.

     

    ALTERNATİF SİGARA KARŞITI SENARYOLARIMA DESTEK OLUR MUSUNUZ?

     

    SEÇ BEĞEN SİGARA KARŞITI SENARYOLAR BEDAVA !..

     

     

     

    SOBA ZEHİRLENMESİ SENARYOSUNA DESTEK OL! MAİLİ OLANLARA DA GÖNDERİR MİSİNİZ?

     

    YOU TUBE AÇILANA KADAR AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYARAK YOU TUBE’YE GİRİŞ YAPABİLİRSİNİZ.

     

     

    GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.

    BOŞ ALANA ACUN ILICALI HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.

     

    AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!..

     

    http://www.youtube.com/watch?v=t3XyzV2h16U

     

    GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.

    BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.

     

     

    AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ YOU TUBE AÇILINCA TIKLAYINIZ!..

     

    Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz?

     

    http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY

     

    Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.

     

     

     

    Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak 19 Mayıs 2008 Pazartesi gününden itibaren uygulanacak SİGARALI HAYAT YASAĞINA, yazmış ve notere onaylatmış olduğu 6 adet sigara karşıtı senaryoları bedava diyerek, destek verdi.

     

     

    Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Hasan Sancak:’Ne yazık ki günümüzde sosyal konuları işleyen senaryolar yok denecek kadar azdır. Her şey ürünleri daha çok satma üzerine yazılmaktadır. Notere onaylatmış olduğum sigara karşıtı 6 adet senaryolarımı ulusal televizyonlarda oynatacak olanlardan hiçbir ücret talep etmeyeceğim. Bu çorbada bizim de bir tuzumuz olmasını istiyorum. Sigara, alkol, kumar, esrar, töre cinayeti… Kötü alışkanlıkların dünya ve Türkiye’mizden yok olmasını diliyorum. Öncelikle bu konuları işleyen senaryolarımın çekimini yapacağım. Tek kişi olarak bu yükü kaldıramıyorum. Destek verilirse, sosyal konuları işleyen senaryolar gençleri etkileyecek ve kötü alışkanlıklardan kurtulmuş olacaklardır. Uzmanlar on,on beş sene içerisinde sigaradan toplu ölümlerin meydana geleceğini ve kanser vakalarının artacağını söylemektedirler. İnsanların zararını bilerek, sigaraya para vermeleri çok düşündürücüdür. Herkes eteğindeki taşları yere dökmelidir.70 milyon birlikte mücadele ederse, her türlü zorluğun üzerinden geliriz. Ancak, sağlıklı ve sıhhatli bir nesil varlığını devam ettirebilir. Bu konuda basınımıza çok büyük görevler düşmektedir. Mili Eğitim ve Kültür Bakanlığı konuyla ilgili olarak her türlü girişimde bulunması gerekir. Yazmış olduğun senaryolar gerçekten çok ilginçtir. Firma, şirket, belediye başkanları ve özellikle de yetkililer sesimi duymalıdırlar. Sadece kanun çıkartmakla bu işin üstesinden gelinmez. Uyarıcı ve etkileyici konularla da desteklenmesi gerekir. Kimse destek vermese çekeceğim senaryolarımı video sitelerine göndererek, mücadelemi sürdüreceğim. Kötü alışkanlıklara karşı savaş sözde değil, özde topluca yapılması gerekir’ dedi.

     

    Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabı ve 4000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir. I Aralık 2000’de, gördüğü GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU nu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişidir. Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır.

    Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır.

     

    EŞEK, BU KÂBUS SENARYOSUYLA SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI!

     

    Konu1: Köy evinin bahçesi görülür. Yerler yemyeşildir. Evin önünde tavuk, ördek, köpek, inek … Bulunmaktadır. Havada çok sıcaktır. Evin önünde tütün balyaları ya da hevenkleri boydan boya durmaktadır. Eşek, bir yere ip ile bağlanmıştır. Boynundaki ipten kurtulmak, onun için çocuk oyuncağıdır. İpi kopartır ya da dişleriyle parçalar. Tütünlerin bulunduğu yere doğru giderek yeşil tütünleri baştan itibaren yemeye başlar. Eşeğin sadece tütünleri yediği gösterilmektedir. Hepsinden birer parça almaktadır. Son hevenk, balyadan da bir parça yemiştir. Ansızın arkadan bir gürültü duyulur. Eşek döndüğü zaman yerde eğri büğrü yazıları görür. Tersinden okuyamaz. Yediği tütünlerin dışkı olarak simsiyah çıktığını fark eder. Yazının bulunduğu başa döner. Yerdeki yazıları heceleyerek okumaya başlar. Orada

    “—Sigara sağlığa zararlıdır.” Yazısının oluştuğunu anlar.

    Eşek, anırarak bulunduğu yerden kaçmaya başlar. Bunu gören eşeğin sahibi peşinden koşarken bağırmaktadır… Aslında eşek bir kâbus görmüştür. O anda tütünün karşısına çömelmiş durmaktadır. Birden bire silkinerek ayağa kalkar. Bu sefer gerçekten, anırarak tütün hevenk ya da balyalarının bulunduğu yerden kaçar.

    —Sigara sağlığa zararlıdır. Ekranda cümlesi gösterilir.

     

    Konu 2:Çok uzun bir caddede sokağın iki tarafından binlerce insan yürümektedir. Yolun sağ ve sol tarafı tamamen yeşilliktir. Gruplar yolun iki tarafından gelip gitmektedirler. Büyük çoğunluğu sigara içmektedirler. Kadın ve erkeklerin yüz tarafından değil, arka tarafından sigara içtikleri hissettirilmektedir. Ellerindeki sigara izmaritlerini gelişi güzel karşı taraftaki yeşilliklere fırlatmaktadırlar. Yavaş yavaş atılan sigaralar iki yanda birer cümle oluşturur.

    —Sigara sağlığa zararlıdır.

    —Lütfen yerlere sigara izmariti atmayalım.

    —Parasını el alır. Dumanını yel alır

     

     

    Konu 3:Çok büyük bir kahvehane, birahane… İnsanlar içerde hem sigara içmektedirler, hem de kumar oynamaktadırlar. Adamlar arka taraftan görülmektedir. Sigara dumanları havaya doğru gitmektedir. Yukarıda sigara dumanları bir cümle oluşturur.

    —Sigara sağlığa zararlıdır.

    —Sigara içerek hayatınızı söndürmeyiniz.

     

    Konu 4:Bir işyeri. Özel ya da resmi bir şirket olabilir. Bir kadın o yerin müdiresidir. Masada oturmaktadır. Masanın üzerinde kabarık dosyalar vardır. Kadın seyircilere arka taraftan gösterilir. Sigara üstüne sigara içmektedir. Duman görülmektedir. Ayağa kalktığı zaman bunun hamile bir kadın olduğu anlaşılır. Zile basarak şoförünün hazır olmasını söyler. Arabasına bindiğinde bile sigara dumanı arabanın içini sarmıştır. Şoför arabayı sürmektedir. Bir apartmanın önünde araba durur. Kadın kapıdan içeri girer. Asansöre binecektir. Fakat elektrikler yoktur. Yukarı doğru çıkmaya başlar. Evi son kattadır. Merdivenleri tırmanmaya başlar. Nefes nefese yukarı doğru çıkmaktadır.3–4 katta bir soluk almaktadır. Zor zoruna apartmanın önüne gelir. Anahtarla kapıyı açamaz. Zile basar. Gözleri kararır. Geri geri gitmeye başlar. Merdiven boşluğu vardır. Tam merdiven boşluğundan aşağı düşeceği sırada kocası kapıyı açarak dışarı fırlar.Hayır!Hayır!Hayır! Diye bağırmaktadır. Son anda eşine sarılır. Onu düşmekten kurtarır.Onlar sarılı vaziyette iken bir yatak gösterilir.Kadın ve erkek aynı anda doğrularak birbirlerine sarılmışlardır.Çünkü ikisi birlikte aynı kâbusu görmüşlerdir.Soluk soluğa sırılsıklam olmuş vaziyette yataktan kalkarlar. Yanında duran İKİ sigara paketini görür ve onu parçalarlar…

    Konu 5: Bir ameliyat masası. Doktorlar acil bir hastanın başında bulunmaktadırlar. Hastanın hem iki eli hem de iki ayağı yoktur. Doktorlar onu çırılçıplak soymuşlardır. O anda ise karnını yarmışlardır. Adamın karnının içi soba borusu gibi simsiyahtır. Hiç bir şey sağlıklı değildir. Karaciğer, akciğer, bağırsaklar… Hepsi tamamen simsiyahtır. Adamın karnının içi de simsiyah su ile doludur. Doktorlar ellerinde eldivenlerle durmadan o pis suları boşaltmaktadırlar. Adamın karnını dikmeye başladıkları zaman adam Narkozdan uyanır. Kendisini o şekilde gördüğü zaman öyle kuvvetli bağırır ki… Çünkü adam bunu rüyasında görmüştür. Sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar ve yanı başında duran sigara paketini parçalar.

     

    Konu 6: Bir oturma odası. Anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Baba bir taraftan sigara içiyor bir taraftan da televizyon seyrediyor. Baba iyi bir sigara koliktir. Adamın içtiği sigara arka taraftan hissettirilmektedir. Çocuklar ders yaparken babalarının içtikleri sigaradan rahatsız olmaktadırlar. Ders konusunda sordukları sorulara da bir cevap alamamaktadırlar. Anne de bulaşık yıkarken o da rahatsız olmaktadır. Artık yatma vaktidir. Kadın ve erkek yatağa yatarlar. Televizyonun karşısında da bir televizyon bulunmaktadır. Televizyon açılır. Adam yine yatakta sigara tüttürmektedir. Kadın uyumuştur. Adam televizyon seyrederken yine fosur fosur sigara içmektedir. Televizyonu seyrederken uykusu gelir. Yavaş yavaş göz kapakları kapanır. Sigaranın külü battaniyenin üzerine düşmüştür. Karı koca uykuya dalmıştır. Önce battaniye, sonra yorgan, sonra da karı kocayı ateş sarmıştır. Onlar yanarken feryatlar içinde bağırmaktadırlar. Adam ve karısı aynı anda kalkarlar. Çünkü ikisi de aynı rüyayı görmüşlerdir. İkisinin eli de aynı anda yan tarafta bulunan sigaraya gider. Sigara paramparça edilir.

     

     

     

     

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

    TEL: 0362–621 27 79

    0506–2730465 (Öğretmen Hattı)

     

    E-mail: [email protected]

    Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11

    55800-ALAÇAM-SAMSUN

  14. SOBA ZEHİRLENMESİ SENARYOSUNA DESTEK OL! MAİLİ OLANLARA DA GÖNDERİR MİSİNİZ?

     

    ACUN ILICALI HASAN SANCAK’IN GERÇEK KÂBUS SENARYOSUNU SEYRETMEK İSTER MİSİNİZ?

     

     

     

     

    Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.

     

    Noter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracı'yı Seyretmek İster misiniz?

     

    http://www.youtube.com/watch?v=EpkDzSi0xAY

     

    Görüntü oluşmuyorsa lütfen, seyretmek için internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.

     

     

    ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM

    Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum.

    GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ

     

     

     

    HASAN SANCAK SAMSUN/ALAÇAMLIDIR.

    O, I ARALIK 2000’DE GÖRDÜĞÜ GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSUNU NOTERE ONAYLATAN DÜNYADAKİ İLK VE TEK KİŞİDİR. 44 YAŞINDAN SONRA NOTERE ONAYLATTIĞI İLK GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU İLE BİRLİKTE REKLÂM YAZARI OLMUŞTUR. BU TARİHTEN SONRA DA DÜŞÜNDE ÇEŞİTLİ REKLÂM SENARYOLARI GÖREREK, NOTERE ONAYLATMIŞTIR. ÇIKAN 3 TANE ŞİİR KİTABIYLA BİRLİKTE 45 TANE KİTABI MEVCUTTUR.50 TANE NOTER ONAYLI REKLÂM SENARYOSUYLA TOPLAM 400 TANE ALTERNATİF REKLÂM SENARYOSU BULUNMAKTADIR.

     

     

     

    Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak ilk gerçek kâbus senaryosunun çekimini tamamladı. Senaryoda kendisi rol alarak, yazdığı soba zehirlenmesini konu alan senaryosunu kamuoyu ile paylaştı.

     

     

    Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Hasan Sancak:’İlk defa çekmiş olduğum gerçek kâbus senaryomu çıkarmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Sanal dünyada insanlar artık seslerini özgürce duyurabilmekte ve bulundukları yerleri hem yazılı hem de görüntülü olarak tanıtabilmektedirler. Ben, bu senaryomda Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtırken, bir taraftan da topluma mesaj vermekteyim. Görüntüyü seyredenler, Orta Karadeniz Bölgesi’nin en güzel ve şirin ilçelerinden biri olan yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesine hayran kalacaklardır. Alaçam, Samsun’a 78,Bafra’ya 27 ve Sinop’a da 90 km uzaklıktadır. Deniz bize 2 km uzaklıktadır. Cumartesi ve Pazar günleri Geyikkoşan Mesire Yeri insanlarımız ile dolup taşmaktadır. Herkesi Alaçam’a bekliyoruz!..

    Yazılan ve oynatılan senaryolar insanları güzele ve doğruluğa ulaştırmaları gerekir. Günümüzdeki çoğu senaryolar bu durumdan uzaktırlar. Plan, ürünü satma üzerine kurulmaktadır. Toplumun dertlerini, sıkıntılarını anlatan senaryolara ihtiyacımız vardır. Firma ve şirketlerden destek alınarak, ulusal kanallarda halkın ıstıraplarını dile getiren senaryolar devamlı gösterilebilir. Çekimini yaptığımız kâbus senaryosu gerçektir. Konusu soba zehirlenmesi üzerine kurulmuştur.Görülen kâbusta yardım Acun Ilıcalı’ dan istenmektedir. Konu ile ilgili senaryo aşağıda kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

    Her sene dünyada ve Türkiye’de''SESSİZ ÖLÜM'' olarak kabul edilen karbon monoksit gazı zehirlenmeleri insanların ölümlerine yol açmaktadır. Araştırmalara göre Türkiye’de ölüm vakaları sıralamasında trafikten sonra soba zehirlenmesi geliyor. Zehirlenmelerin %63 soba’dan kaynaklanıyor. Şofben ve tüpte bu sıralamayı takip ediyor. Her sene soba zehirlenmelerinden dolayı yüzlerce ailenin hayatı sona ermektedir. Hiçbir şey insanların hayatından daha önemli değildir. Lütfen, yatmadan önce sobaların söndürülmüş olmasına dikkat ediniz. Gerçek kâbus soba zehirlenmesi senaryosunu yazarak, kendim rol aldım. Konu gerçekten çok ilginçtir. Senaryomda soba zehirlenmelerine dikkat çekmek, yetkilileri harekete geçirmek toplumu uyarmak ve duyarlı duruma getirmek için yazdım ve oynadım. Yönetmeni de Alaçam Anadolu Lisesi öğrencisi Kürşat Tosun’dur. Hem çekti hem de montajını yaparak, internetteki video sitelerine ulaştırdı. O olmasaydı, tek başıma bunu başaramazdım. Kendisine teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Görüntüyü seyretmek isteyenler YOU Tube’yi tıklayarak, açıldıktan sonra yukarıdaki boş kısma ‘ACUN ILICALI-HASAN SANCAK’ Yazarsalar seyredebilirler.

     

     

    Senaryolarımı çekmeye ve Alaçam’ı dünya ve Türkiye’ye tanıtmaya devam edeceğim. Şu anda 3–4 tane daha senaryomu çekerek, kamuoyu ile paylaşacağım. Şirketlerden ilgi ve destek bekliyorum. Alaçam’da çekimin yapacağımız senaryolar herkesin dilinde olacaktır ve dikkatini çekecektir. Sanal dünyada sesimizi duyuracağımız onlarca video sitesi vardır. Senaryolar, gösterilmeye başlandığı zaman binlerce insan tarafından seyredilecektir. Ulusal basında haber olarak kullanacaktır. Şimdiye kadar olan senaryolarından çok farklı bir senaryolar olacaktır. Duyarlı vatandaşlarımızdan, belediye başkanlarımızdan ve iş adamlarımızdan ilgi ve destek bekliyorum’ dedi.

     

     

    Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabı ve 4000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir. I Aralık 2000’de, gördüğü GERÇEK RÜYA REKLÂM SENARYOSU nu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişidir. Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır.

     

     

    GERÇEK KÂBUS=RÜYA SENARYOLARIM.

     

    Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır.

     

    GERÇEK KÂBUS SOBA ZEHİRLENMESİ REKLÂMI

    Bir şehir üstten gösterilir.50–55 yaşlarında bir erkek bir apartmana doğru yaklaşmaktadır. Elinde bir çantası ve gözünde siyah bir gözlüğü görülmektedir. Birinci katta oturmaktadır. Anahtar ile kapıyı açar. Doğruca mutfağa girer. Ceketi ve gözlüğü çıkartır. Mutfakta güzüne=soba vardır. Üstten bir demir tutacağı alarak, sobanın kovasını çıkartır. Kovayı elinde tutarak, doğruca dışarı gider. Dışarıda dolu bir kova daha vardır. Dolu kovayı eline alarak, tekrar eve girer. Sobanın içine kovayı koyarak, bir tane çıra ile sobayı tutuşturur. Soba yavaş yavaş yanmaya başlar. Elini yıkamak için dışarı çıkar. Elinde bir havlu ile görülür. Yüzünü ve elini silmektedir. Kapıyı kapatır. Divana oturur. Divanın üst tarafındaki kitapları eline alarak, teker teker okur. Televizyonun kumandasını eline alarak televizyonu açar. Televizyon kanallarını tuşlamaktadır. Bu esnada sobadan sızan karbon monoksit gazı odanın içine doğru yayılmaktadır. İşin farkına geç varmıştır. Başı çatlayacak gibidir. Sızmak üzeredir. Son bir gayretle başını tutarak doğrulur. Sağına soluna bakmaktadır. Televizyona bakar. Show TV’de Var mısın? Yok musun? Programı başlamıştır. Soluna bir kez daha dönünce cep telefonu olduğunu görür. Onu yavaşça eline alır. Bu esnada Acun telefonun başında onu beklemektedir. Telefonu çaldırır. Telefonda Acun yazmaktadır.

    -Acun telefonu aç. Diye bağırmaktadır. Acun telefonu eline alır.

    Bu esnada televizyon ekranında Hasan Sancak Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı yazısı görülür. Adam televizyona doğru yavaş sesle

    Adam: Acun! Seni Samsun’un Alaçam ilçesinden arıyorum. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Sobadan çıkan gaz beni zehirledi.

    Acun! Beni kurtar! Acun! Beni kurtar! Diye bağırmaktadır.

    Bir kaç sefer bağırma işi devam eder. Kafasını sağa sola çevirmektedir. Yüzü de sırılsıklamdır. Konuşma cümleleri yazıyla İngilizceye çevrilecektir. Adam birden yattığı yerden Acun diye bağırarak doğrulur.

     

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

     

    GERÇEK KÂBUS COLA SENARYOSU

    KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir.

    Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar.

    —Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der.

    Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur.

    —Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır.

    Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder.

    Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar.

    Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz.

    Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür.

    Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    ÂLEMDE İLK VE TEK

    DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK

    NOTER ONAYLI RÜYA

    BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundan YENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00 dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi.

    1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK

    GERÇEK KÂBUS YATAK SENARYOM

    Konu:"Anlatılan olay hem kış, hem de yaz mevsimi için iki ayrı şekilde oynatılabilir. (Kış mevsiminde kar, kış fırtına. Rüzgâr kuvvetli bir şekilde esiyor. Dışarıda göz gözü görmüyor. Vakit gecedir.) (Yazın ise yine çok sıcak bir gece. Rüzgâr uğultusu her tarafı kaplamış bir durumdadır. Rüzgârın uğultusuyla birden bir evin pencere camı iki tarafa sonuna kadar açılır. Perde ve tüller havaya tavana doğru kalkar. (Yatakta yatanlar tek kişi, çocuk, ya da karı koca olabilir.) O anda yatakta yatan kişi çok kötü bir rüya görmektedirler. Yataklarında bir o yana bir bu yana dönmektedirler. Çünkü yatağın altından gelen uzun dikenler çıkarak vücutlarına batmaktadır. Onlar da yatakta sağa sola kaçmaktadırlar. En sonunda yataktan aşağıya doğru tepe taklak düşerler. Bu düşüş çok uzun bir düşüştür. Tam yere düşecekleri zaman alt tarafta birden çok güzel başka bir yatak imdada yetişir. İlk yataktan düşen kişiler yumuşak bir inişle alt taraftaki pamuk gibi bir yatağın üzerine düşerler. Birden uyandıkları zaman bunun kötü bir düş olduğunu görerek yatak ve yorganlarına sarılırlar. 21 EYLÜL 2001

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    NAMAZA DAVET-BAŞLAMA SENARYOSUDUR.

    KONU :Büyük bir şehir. Üstten itibaren gösterilir. Kamera yavaş yavaş bir yeri göstermeye başlar. Burası bir disko, modern meyhane, gece kulübü olabilir…Buraya Bir Mercedes yaklaşır.İçinden uzun saçlı,küpeli…25-30 yaşlarında 4-5 kişi iner.Bunlar o yere girerler. İçeride kızlı erkekli yüzlerce insan çılgınca dans etmektedirler. O insanlar bu yerin kuytu bir odasına girerler. Yanlarına getirdikleri esrar, eroin… Benzeri zehirler bulunmaktadır.Ellerinde şırıngalarda bulunmaktadır. Tüpün üzerinde bu zehirle kaynatmaktadırlar. Kollarını açarak bu zehri vücutlarına şırınga yapmaktadırlar.Biraz sonra gençlerin arasına katılarak onlarda çılgınca dans etmektedirler. Artık gece olmuştur. Disko boşalmaya başlamıştır.Dışarıya çıktıkları zaman onları gözleyen Emniyet Kuvvetleri görülür.Onları takibe almışlardır.Merkezle konuşmaktadırlar. Gençler, arabaya binip oradan uzaklaşırlarken, polisler de onların peşinden arabasını sürmeye başlamışlardır..Arabada olan gençler yolda giderken takip edildiklerini anlamışlardır.Şoför gaza basar.Bu sefer iki araç arasında bir kovalamaca başlamıştır.Bu bir süre devam eder.Bir virajı dönmek üzeredirler.Ansızın karşıdan başka bir araç çıkar.İki araç karşı karşıya kalmışlardır.Karşıdaki araca vurmamak için gençlerin içinde bulunduğu şoför arabanın direksiyonunu sağ ya da sola kırar.Şoför arabayı durdurmak ister.Arabanın freni kopmuştur.Araba uçurumdan yuvarlanmaya başlar.Uçurumdan yuvarlanırken herkes feryatlar içinde bağırmaktadır…Aslında gençler aynı anda kâbus görmüşlerdir.Bir evin bir yatağında korkunç rüyayı (Kâbus) gören adam birden yataktan kalkar.O anda da cep telefonunun zili aynı anda çalmaktadır.Adam sırılsıklam bir vaziyette yerinden doğrulur.Bu esnada sabah ezanı okunmaya başlamıştır.Adam önce üzerindeki ıslak gömleği yenisiyle değiştirir. Hemen lavobaya gider. Kulağındaki küpeleri çıkarır. Uzun saçlarını makasla keser… Ezan okunana kadar bunları hallettikten sonra abdest alır. Evden dışarı çıkar. Camiye namaz kılmaya gitmektedir. Arabada olan arkadaşlarının da kendisiyle birlikte camiye doğru geldiğini görür. Herkes yolda yürürken birbirlerine manalı bir şekilde bakmaktadırlar. Bu esnada o gençlerin de eski görüntülerinden eser kalmamıştır. Saçları kesilmiş ve küpeleri de kulaklarından çıkmıştır. Caminin kapısından içeri namaz kılmaya girerken reklâm sona erer.

     

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    EŞARP SENARYOSUDUR.

    KONU :Vakit gecedir. Büyük bir cadde görünür. Apartmanların ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlar.Bir karartı binalardan birine yanaşmaya başlar.Yüzünde maske vardır.(Bu kişi erkek ya da kadın olabilir.)Kapı ya da pencereden evin içine girecektir.Elinde de büyük bir tornavida vardır.Tırmanmaya başlar.Onun için kapı ve pencereyi açmak çocuk oyuncağıdır. Evden içeri girmiştir.Bu esnada odanın bir tanesinde ışık yanar.Hemen kapı,divanın… Arkasına saklanır.Kalkan kişi doğruca mutfağa gider.Su içip tekrar odasına girer.Eve giren odaları dinlemeye başlar.Bir odadan homurtu duyunca, kapıyı açarak içeri girer.(Biz reklam senaryosunu eşarp olarak düşündük.Burada takım elbise,gömlek, ziynet eşyası…Her türlü yiyecek ve içecek olarak da düşünülebilir.Şirket farklı olursa rüya reklam senaryosu ona göre düzenlenecektir.Yatakta yatanı çocuk,olgun yaşlı; erkek ya da kadın olarak söyleyebiliriz.)O esnada yatakta eşarplı bir kadın, yanında da kocası yatmaktadır. Maskeli kişi kadına doğru yanaşır. Başındaki eşarbı çözecektir. Tam bu esnada saatin,cep telefonunun zili çalar.Kadın başındaki eşarbı çözmek isteyenin eline dalar,Birisi vermemek, birisi de almak için uğraşmaktadır.Yatakta yatan kadın maskeli kişinin eline ağzını geçirir.başlar ısırmaya…

    -Hayır !Eşarbımı vermem…Eşarbımı çıkartmam…Elimi bırak…Elimi bırak…dediği anda çocuklardan birisi ışığı yakar.Hanım kocasının elini ısırmaktadır.Bir taraftan da eşarbını tutmaktadır…Adam eşinin elini ağzından çıkarır.Çünkü kadın bu olayı rüyasında görmüştür.

     

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    İÇKİDEN KURTULUŞ SENARYOSUDUR

    KONU :Adam arkadaşlarıyla içki sofrasına oturur.Bir ,iki,üç... Kadeh derken iyice sarhoş olur.Arabayı bile zor bulur.Elindeki anahtarla arabanın kapısını zor açar. Arabaya biner. Bindikten sonra da elinde içki şişesi vardır. Birkaç yere toslar.Yola koyulmuştur.Tesadüf eseri yolda tek tük araba geçmektedir .Adam 70-80.90-100...Gaza bastıkça basar.Bir elinde içki şişesi bir elinle aracını sürer.Bir dönemece gelmiştir.Burası keskin bir virajdır Tam dönecekken karşıdan son sürat bir kamyonla karşı karşıya kalmıştır.Arabaya vurmamak için direksiyonu çevirir.Araba uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır.Adam avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.Bu esnada kurmuş olduğu telefonun saati de ötmektedir. Adam,birden bire yatağından doğrulur. Çünkü bir rüya görmüştür. Doğruca buzdolabına gider.Orada bulunan içki şişelerini tuvaletin deliğinden aşağı boşaltır.O,gerçekten bir kamyon şoförüdür.Uzun bir yolculuğa çıkacaktır.İçtiği içki rüya ile birlikte sona ermiştir.

     

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    GERÇEK ÖĞRETMENİMİ KURTARIN RÜYA SENARYOSU !..

     

    KONU: (HER ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR) Çok büyük bir ilköğretim okulu. Sabahın erken saatidir. Nöbetçi öğretmenler okula erken saatte gelerek müdür yardımcısının odasındaki nöbet defterini imzalamaktadırlar. Burada nöbetlerini canla-başla tutan bütün öğretmenler adına bir öğretmeni örnek olarak vereceğiz. Çünkü bu öğretmen de diğer öğretmenler gibi çok titizdir. Sürekli kötü alışkanlıkları olağan hale getiren bir öğrenci vardır. Bu öğrenciyi öğretmenimiz kötü alışkanlıklardan caydırmaktadır. Kötü alışkanlığı olan öğrencimiz (gülle, enek, fildiş, bilye...) oynamakta, elleri çamurlu yiyecek yemekte, yerlere çöp atmakta, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamamakta, derslerine çalışmamakta, merdivenleri koşarak çıkmakta, yüksek sesle bağırmakta, kitap okumamakta, el lastiği ile arkadaşlarına kağıt fırlatmaktadır. Bunu sürekli gören ve tatlı dille yaptığı hareketlerin iyi olmadığını söyleyen bir öğretmenimiz onu sürekli bu işlerden vazgeçirmektedir. En son zil çalmış herkes eve gitmektedir. Bu öğrencimizin başına kötü bir durum gelmek üzeredir. Öğretmenimiz de aynı yöne gitmektedir. Öğrencimizin önüne Kuduz bir köpek, bir kapkaççı, bir trafik kazası, yüksek bir binadan kafasına bir şey düşme olabilir. Son anda başına gelen bu kazayı yine o öğretmenimiz kendisini öne atarak öğrenciyi kurtaracaktır. Fakat şu anda öğretmenin kendisi zor durumdadır. Ortalıkta kimse görünmemektedir. Öğrenci avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. -ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN !..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!.. Çocuk bunları rüyasında görmüştür. Avazı çıktığı kadar yatakta durmadan bağırmaktadır.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    EŞEK BU RÜYA SENARYOSU İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI

    Konu: köy evinin bahçesi görülür. Yerler yemyeşildir. Evin önünde tavuk, ördek, köpek, inek, eşek… Bulunmaktadır. Havada çok sıcaktır. Evin önünde tütün balyaları ya da hevenkleri boydan boya durmaktadır. Eşeğin yuları salınmış durumdadır. Eşek tütünlerin bulunduğu yere doğru giderek yeşil tütünleri baştan itibaren yemeye başlar. Eşeğin sadece tütünleri yediği gösterilmek -tedir. Hepsinden birer parça koparmaktadır. Son hevenk, balyadan da bir parça yemiştir. Ansızın arkadan bir gürültü duyulur. Eşek döndüğü zaman yerde eğri büğrü yazıları görür. Tersinden okuyamaz. Yediği tütünlerin dışkı olarak simsiyah çıktığını fark eder. Eşek yazının bulunduğu başa döner. Yerdeki yazıları heceleyerek okumaya başlar. Orada “—Sigara sağlığa zararlıdır.” Yazısının oluştuğunu anlar. Eşek, anırarak bulunduğu yerden kaçmaya başlar. Bunu gören eşeğin sahibi peşinden koşarken bağırmaktadır… Aslında eşek bir kâbus görmüştür. O anda tütünün karşısına çömelmiş durmaktadır. Birden bire silkinerek ayağa kalkar. Bu sefer gerçekten, anırarak tütün hevenk ya da balyalarının bulunduğu yerden kaçar. —Sigara sağlığa zararlıdır. Cümlesi tekrar gösterilir.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    KADIN BU RÜYA SENARYOSU İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI

    Konu :Bir işyeri. Özel ya da resmi bir şirket olabilir. Bir kadın o yerin müdiresidir. Masada oturmaktadır. Masanın üzerinde kabarık dosyalar vardır. Kadın seyircilere arka taraftan gösterilir. Sigara üstüne sigara içmektedir. Duman görülmektedir. Ayağa kalktığı zaman bunun hamile bir kadın olduğu anlaşılır. Zile basarak şoförünün hazır olmasını söyler. Arabasına bindiğinde bile sigara dumanı arabanın içini sarmıştır. Şoför arabayı sürmektedir. Bir apartmanın önünde araba durur. Kadın kapıdan içeri girer. Asansöre binecektir. Fakat elektrikler yoktur. Yukarı doğru çıkmaya başlar. Evi son kattadır. Merdivenleri tırmanmaya başlar. Nefes nefese yukarı doğru çıkmaktadır.3–4 katta bir soluk almaktadır. Zor zoruna apartmanın önüne gelir. Anahtarla kapıyı açamaz. Zile basar. Gözleri kararır. Geri geri düşmeye başlar. Aynı anda merdivenden yuvarlanırken kocası kapıyı açar. İkisi de avazı çıktığı kadar bağırmaktadırlar. Kadın bu durumu rüyasında görmüştür. Soluk soluğa sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar. Yanında duran sigara paketini görür ve onu parçalar…

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    ADAM BU RÜYA SENARYOSU İLE SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI

    Konu : Bir ameliyat masası. Doktorlar acil bir hastanın başında bulunmaktadırlar. Hastanın hem iki eli hem de iki ayağı yoktur. Doktorlar onu çırılçıplak soymuşlardır. O anda ise karnını yarmışlardır. Adamın karnının içi soba borusu gibi simsiyahtır. Hiç bir şey sağlıklı değildir. Karaciğer, akciğer, bağırsaklar… Hepsi tamamen simsiyahtır. Adamın karnının içi de simsiyah su ile doludur. Doktorlar ellerinde eldivenlerle durmadan o pis suları boşaltmaktadırlar. Adamın karnını dikmeye başladıkları zaman adam Narkozdan uyanır. Kendisini o şekilde gördüğü zaman öyle kuvvetli bağırır ki… Çünkü adam bunu rüyasında görmüştür. Sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar ve yanı başında duran sigara paketini parçalar. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    ADAM VE KARISI BU SENARYOYLA SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI

    Konu: Bir oturma odası. Anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Baba bir taraftan sigara içiyor bir taraftan da televizyon seyrediyor. Baba iyi bir sigara koliktir. Adamın içtiği sigara arka taraftan hissettirilmektedir. Çocuklar ders yaparken babalarının içtikleri sigaradan rahatsız olmaktadırlar. Ders konusunda sordukları sorulara da bir cevap alamamaktadırlar. Anne de bulaşık yıkarken o da rahatsız olmaktadır. Artık yatma vaktidir. Kadın ve erkek yatağa yatarlar. Televizyonun karşısında da bir televizyon bulunmaktadır. Televizyon açılır. Adam yine yatakta sigara tüttürmektedir. Kadın uyumuştur. A

    dam televizyon seyrederken yine fosur fosur sigara içmektedir. Televizyonu seyrederken uykusu gelir. Yavaş yavaş göz kapakları kapanır. Sigaranın külü battaniyenin üzerine düşmüştür. Karı koca uykuya dalmıştır. Önce battaniye, sonra yorgan, sonra da karı kocayı ateş sarmıştır. Onlar yanarken feryatlar içinde bağırmaktadırlar. Adam ve karısı aynı anda kalkarlar. Çünkü ikisi de aynı rüyayı görmüşlerdir. İkisinin eli de aynı anda yan tarafta bulunan sigaraya gider. Sigara paramparça edilir.

     

     

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

    TEL: 0362–621 27 79

    0506–2730465 (Öğretmen Hattı)

     

    E-mail: [email protected]

    Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11

    55800-ALAÇAM-SAMSUN

  15. Yüce Allah, gören gözlerinize, okuyan ağzınıza sağlık- sıhhat versin. Ömür boyu dert ve sıkıntı görmeyin. Ailenizle birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayın.

    Sayfama girip, beyitlerimi okuduğunuz ve görüş belirttiğiniz için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım.

    Saygılarımla.

     

    GOOGLE’DEN COLA’NIN FAYDALARI DİYE YAZIN. BAKIN NELER YAZILMIŞ.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    Özellikle çocuklarınıza da okutunuz. Bu korkunç iddialar insanın kanını donduruyor.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    Sbh bildirdi"KROM TAMPONLARDAKI PAS LEKELERINI YOK ETMEK IÇIN" Tamponu Cola’ya batırılmış Marlbora folyosuyla iyice ovunuz.

    "TUVALETI TEMIZLE MEK IÇIN" Bir kutu kolayı klozetin içine dökünüz. Bir saat kadar bekleyiniz ve sifonu çekiniz. Koladaki sitrik asit helâ tasındaki lekeleri yok edecektir.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    "AKÜ KUTUP BASLARINDAKI ÇAPAĞI TEMIZLEMEK IÇIN" Bir kutu kolayı kutup başlarına dökün ve çapak yok olsun.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    "PASLANMIS BIR CIVATAYI SÖKMEK IÇIN" Cola’ya batırılmış bir bezi bir kaç dakika paslı cıvataya uygulayınız.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    "HARIKA BIR JAMBON IÇIN" Bir kutu kolayı tepsinin içine boşaltın. Jambonu alüminyum folyoya sarıp, fırına sürünüz Jambon tam olarak pişmeden otuz dakika kadar önce folyoyu çıkarınız ki harika bir sos için jambonun yağı ile kola karışsın.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    "ELBISENIZDEKI YAĞ LEKESINI ÇIKAR MAK IÇIN" Bir kutu kolayı lekeli giyeceklerin üzerine boşaltın, Deterjanı ekleyin ve her zaman yıkadığınız gibi yıkayın. Cola yağ lekelerinin yok olmasına yardım edecektir.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    *COLA ARABALARIN ÖN CAMIN DAKİ LEKELERI DE YOK EDER.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    Cola’nın ortalama pH değeri 3.4 Bu asidite dişleri ve kemikleri eritmek için yeterlidir. Cola'yı içmeden önce bir düşünün. Dünyada hiç kimsenin tavsiye edemeyeceği karbondioksit içiyorsunuz. Delhi Üniversitesinde "kim daha fazla Cola içecek" diye bir yarışma yapıldı. Sekiz şişe Cola içen kazandı ve herkesin gözü önünde öldü. Çünkü çok fazla karbondioksit almıştı ve kanında yeterli oksijen yoktu.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    Birisi kırılmış dişini bir şişe Cola’nın içine koydu ve diş 10 günde eridi! Dişler ve kemikler ölümden sonra en fazla dayanabilen organlarımızdandırlar.

    XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

    Bir şişe kola içerek midenize ve bağırsaklarınıza ne yaptığınızı bir düşünün.

  16. Hasan Sancak ın Noter Onaylı Yeni Alternatif Reklâm Senaryoları

     

    3 tanesi çıkan (45 tane şiir kitabım–4000 şiirim) ve 47 tanesi noter onaylı 400 tane alternatif reklâm senaryom vardır. Kimsenin aklına gelmeyen çok ilginç alternatif reklâm senaryolarım bulunmaktadır. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif reklâm senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum.

     

    YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ… YENİ…

    ALTERNATİF REKLÂM SENARYOLARI YAZIYORUM

    Tv Reklâm Senaryo Yazarıyım. Çalışabileceğim Reklâm Ajansları Firma Ve Şirketler Arıyorum.

    GOOGLE’DEN HASAN SANCAK-NOTER ONAYLI RÜYA ARAYINIZ

    ÖNEMLİ NOT: AŞAĞIDA YAZILAN REKLÂM SENARYOLARI; ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI -EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ VE YAZMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNLERİDİR. HER REKLAM SENARYOSUNUN KONULARININ TAMAMI YA DA KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ULUSAL, YEREL, TELEVİZYON, RADYO, BİLGİSAYAR, GAZETE, DERGİ, ŞAHIS, FİRMA, ŞİRKET, REKLÂM AJANSI VB … TARAFINDAN KULLANILAMAZ.. SESLİ, GÖRÜNTÜLÜ, YAZILI ŞEKİLDE TELEVİZYON, SİNEMA, TİYATRODA OYNATILAMAZ, KOPYALANAMAZ, SESLENDİRİLEMEZ. KASET VE CD YE ÇEKİMİ YAPILARAK, GÖSTERİLEMEZ REKLÂM SENARYOLARI FARKLI BİR ÜRÜN İÇİN DE ASLA KULLANILAMAZ. KONUYA BAĞLI KALARAK, ANCAK SAHİBİNDEN İZİN ALINARAK, DEĞİŞİKLİK YAPILABİLİR. ÖBÜR TÜRLÜ HER HANGİ BİR ÜRÜN İÇİN KESİNLİKLE KULLANILMASI YASAKTIR. AKSİNE HAREKET EDENLER HAKKINDA "TELİF HAKLARI YASASI" UYARINCA KANUNÎ İŞLEM YAPILIR.

    ALAÇAMLI=KÖPRÜBAŞILI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞİTİMCİ GAZETECİ HASAN SANCAK KİMDİR?

    Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. 24 senedir basının içindeyim.52 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 tarihinde doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup'tur.

    Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım. 06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nden mezun oldum. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmenliği görevinde bulundum. 14. 01,1981’de ayrıldım. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim.

    19.01.1982’de stajyerliğim kalktı.15.12.1983 yılında Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim.15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar görev yaptım. Aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım. Birinci dönem görev yaptıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım.

    Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliği görevine başladım.15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkartmış olduğu 'Norm Kadro'yu Danıştay'ın değiştirerek, meslekteki kıdeme göre tayinlerin yapılması esasına dayanarak, tekrar tayin istedim.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda görev yaptıktan sonra 31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda asil öğretmenlik görevine döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptıktan sonra bu okuldan 2005–2006 yılının Temmuz ayında emekliye ayrıldım.

    Ben, I Aralık 2000’de gördüğü rüyayı notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Bu tarihten sonra da reklâm senaryoları yazmaya başladım. 44 yaşımdan sonra, notere onaylattığım ilk gerçek rüya reklâm senaryom ile birlikte, reklâm yazarı oldum. Reklâm senaryo yazarlığına ilk adımımı attım. Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim.Bu reklâm senaryolarımı RÜYALARIMI ÇALDILAR!..Kitabımda okuyucularla buluşturacağım. Google’den Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız onlarca haberlerimle karşılaşacaksınız. Çok ilginç alternatif reklâm senaryo önerilerim vardır. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, reklâmlarınızı yaptırabilirsiniz.

    Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 45 tane şiir kitabım ve 4000 tane şiirim bulunmaktadır.47 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryom bulunmaktadır. Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım.

    ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM:

    (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000)

    ONLAR A N ALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ.

    (2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)

    GERÇEK KÂBUS COLA REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir.

    Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar.

    —Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der.

    Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur.

    —Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır.

    Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder.

    Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar.

    Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz.

    Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür.

    Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Reklâm gösterilmeye başladığı zaman geniş bir alan, alanın her tarafı karlarla kaplanmıştır. Bir kişi karların kaplandığı bu yere yaklaşmaktadır. Bir elinde bir kutu, diğer elinde de büyük bir torba vardır. Alanın tam orta yerine gelir. Kutuyu açar. Buraya en ünlü bir markanın ısıtıcısını koyar ve hazırlar. Orada naylona sarılmış elektrik prizi vardır. Fişi prize sokar. Elindeki torbada da buğday, yiyecek vardır. Buğdayları karların üzerine serper. Elindeki kumanda ile ısıtıcıyı yakar. Oradan ayrılır.Isının tesiriyle karlar erimeye başlar ve bu yere kuşlar, kelebekler,karıncalar,.. Dolar. Buğdayları yemektedirler. Bir taraftan da ısınmaktadırlar. Isıtıcı gösterilirken hayvanlar üstten kamera ile gösterilince, görünüşleri o ısıtıcının marka ismini oluşturdukları görülür.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir maymun ormandan çıkmış, orman kenarında olan bir eve doğru yaklaşmaktadır. Evin arka bahçesinden bir odaya girer. Orada aradığı şey yoktur. Başka bir odaya sessizce adımını atar. Burada aradığı şey vardır. Bu bir ısıtıcıdır. Isıtıcının kordonu uzundur. Fişi prize takar. Isıtıcıyı eline alarak, ormanın en yakınına kadar onu taşır. Düğmesine basarak, ısıtıcıyı yakar. Ormana girer. Yerde bir teneke görür. Tenekeyi eline alarak, yerden bir de sopa bulur. Sopayı tenekeye vurarak hızlı adımlarla ormanı dolaşmaktadır. Peşine ormanın bütün hayvanları takılmıştır. Onları ısıtıcının bulunduğu yere getirir. Isıtıcının karşısında karlar erimiştir. Hepsi ısıtıcının vermiş olduğu sıcaklıkla maymunu kucaklamaktadırlar.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava sıfırın altındadır. Kamera dışarıyı gösterdiği zaman soğuk rüzgâr esmektedir. Dışarıda lapa lapa kar yağmaktadır. Karların içinden büyük bir kedi, köpek, maymun… Bir eve doğru yaklaşmaktadır. Doğruca bir kapının yanına gider. Kapı ziline nasıl yetişileceğini bilmektedir. Zili çalar. Aşağı iner. Ayaklarını ağzıyla, elleriyle güzelce temizler. Kapının açılmasını bekler. Biraz sonra dış kapı açılır. Doğruca bir odaya girer.Burada Türkiye’nin en ünlü bir firmasının ısıtıcısı durmaktadır.Ağzı ile kablonun ucunu elektriğe sokar.Isıtıcının yanına gelir.Düğmesine uzanarak ısıtıcıyı yakar.Karşısına geçer ve yatar.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Bahçede bulunan arabalarını çalıştırırlar. Herkes kendi işine yetişecektir. Araçların kaloriferleri yandığı halde insanlar üşümektedirler. Arabaları ile yolda gitmektedirler. Bir caddeye girerler. Caddede kırmızı ışık yanmıştır. Kar bu caddede etkisini göstermemektedir. Arabalarına binenlerin üşümeleri yavaş yavaş sona ermeye başlar. Çünkü karşı tarafta yanan sarı renkli trafik ikaz ışığı araç sahiplerinin üşümelerini engellemiştir. Bu yere yaklaştıkları zaman bunun sarı ışık değil, ünlü bir markanın ısıtıcısı olduğu görülür.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava sıfırın altındadır. Kamera dışarıyı gösterdiği zaman soğuk rüzgâr esmektedir. Bir evin içini gösterilir. Evde kar koca oturmuş televizyon seyretmektedirler. Bu esnada bir telefon sesi çalar. Arayan komşularıdır. Hayırlı bir iş için geleceklerini söylerler. Karı kocanın güzel bir kızı vardır. Bu aileye vermek istememektedirler. Kızın gönlü ise gelecek olan ailenin erkek çocuğundadır.

    —Adam: Hanım, ne yapalım ki bu işi engelleyelim?

    —Eşi: Bey, kızın gönlü bu gençtedir.

    Adam eşinin sözünü keser.

    —Adam: Olmaz Hanım. Ne edip bu işi engellememiz gerekir. Tamam, aklıma bir şey geldi.

    —Adam: Hanımın kulağına eğilir bir şeyler söyler.

    Kurulu olan sobayı odadan kaldırırlar. Akşam olmuştur. Soğuk şiddetini artırarak devam etmektedir. Kapı çalınır. Misafirler karşılanır. Üzerindeki fazlalıklar alınır. Odaya geçerler. Odada durulacak gibi değildir. Çünkü oda çok soğuktur. Evin sahipleri üzerlerini sıkı sıkıya giymişlerdir. Gelenler zangır zangır titremektedirler. Adam içinden gülmektedir. Bir türlü konuya giremezler. Damadın babası bu iş böyle olmayacak. Çam sakızı, çoban armağanı hediyeler getirdik. Dedikten sonra odadan dışarı çıkar. Elinde sarılı büyük bir kutu vardır. Yavaş yavaş onu açar. İçinden Türkiye’nin en ünlü bir markasının ısıtıcısı çıkar. Hemen hazırlar. Fişi prize takar. Oda sıcak olmuştur. Üşümeler geçmiştir. Fakat karı kocada terleme başlamıştır.

    —Misafir adam: Allah’ın emri, Peygamberimizin kavliyle kızınız Şengül’ü, oğlumuz Hasan’a istiyoruz. Deyince durum değişmiştir. Kız elinde kahveler ile içeri girer.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: : Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava sıfırın altındadır. Kamera dışarıyı gösterdiği zaman soğuk rüzgâr esmektedir. Bir evin içini gösterilir. Bir yatak vardır. Yatağın içinde bir hasta yorganlar üzerinde olduğu halde titremektedir. Eli yatağın yanında bir megafona gider. Megafonun zil sesi başka bir odada çalmaktadır. Bu odada da bir yatak vardır. Yatakta yatan kafasını yorgandan içeri sokmuştur. Zil biraz daha çaldıktan sonra bir sinyali güçlü olarak verir. Yatakta yatan bir maymun, kedi, köpek. ayı… Olabilir. Kafasını yatağın içinden yavaş yavaş çıkartır. Megafon hayvanın anlayacağı bir sinyali peş peşe gönderir. Hayvan anladığını belirtmek için kafasını sallamaktadır. Tekrar yataktaki adam gösterildiği zaman kapı tık tık vurulur. Hasta iki elini birbirine vurur. Kapı yavaş yavaş açıldığı zaman odadan içeri o hayvanlardan biri elinde ünlü bir markanın ısıtıcısı olduğu halde girer. Fişi prize sokar. Isıtıcı çok geçmeden odanın havasını değiştirir.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Bu çok büyük bir insan topluluğudur. Hepsi birden bir yere doğru gitmektedirler. Bir sirke doğru yaklaşmaktadırlar. Bilet alarak sirkten içeri girerler. Herkes yerlerini almıştır. Sahneye 10–12 kişi ip şeklinde girer. En sonundakinin elinde bir kutu vardır. Bir kişi yukarıdan bir tahtanın üzerine atlayacaktır. Diğer ucundaki kişi aynı anda ters takla atarak ayakta bulunan insanın omzunda oturacaktır,ayakları ile duracaktır.. .Bunlar profesyonel insanlardır. Hepsi üst üste birbirlerinin üstüne çıkmaktadırlar. En sonundaki kişi yavaş yavaş kutuyu açmaya başlar. Kutudan ünlü bir markanın ısıtıcısı çıkar. Tahtanın ucuna geçer. Isıtıcıyı iki eliyle yukarı doğru kaldırır. Seyircilerin hepsi birden ayağa kalkmıştır. Yukarıdaki kişi tahtaya atladığı zaman en üsteki insanın omzuna yerleşir, ayaklarıyla durur. Elindeki ısıtıcıyı yukarı doğru kaldırmaktadırlar. Aynı anda seyirciler ayakta çılgınca onları alkışlamaktadırlar. Reklâm adamın elindeki ısıtıcıyı göstermesiyle sona erer.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Reklâm gösterilmeye başladığı zaman insanlar neşe içerisinde göl, deniz, nehir, ırmakta… Yüzmektedirler. Kimisi top oynuyor, Kimisi suya dalıp çıkmaktadırlar. Kamera sudan dışarı kısmı gösterdiği zaman uzun elektrik kablolarına bağlanmış ünlü ısıtıcılar denizdeki insanlara sıcaklık verdiği görülür. Arka taraflarda tamamen karlarla kaplanmıştır. Reklâm şirketin seyircilere duyuracağı bir cümle ile sona erer.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler olduğu gibi karlarla kaplanmıştır. Dışarıda da kimse yoktur. Kamera bir evin içini gösterir. Her odanın kapısı açıktır. Anne, mutfakta bulaşık yıkamaktadır. Baba, oturma odasında televizyon seyretmektedir. Çocuklar, kendi odalarında ders yapmaktadırlar. Kız, yatak odasında saçlarını taramaktadır. Erkek, tuvalet arasında tıraş olmaktadır. Evin içinde bir ısıtıcı yoktur. Hepsi ince kıyafetlerle görülmektedirler. Çünkü ısıtıcı firma evi ısıtıcının içinde tasarlamıştır. Onun için kimse üşümemektedir.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Ulusal televizyonlar normal akışını keserek ansızın bir yere bağlanırlar. Bir masa masanın başında 5–6 kişi, masada da basın kuruluşlarının mikrofonları, karşı tarafta da basın mensuplarının olduğu görülmektedir. Masa başındakiler önce kendi aralarında sessiz bir şekilde konuşmaktadırlar. Bunlar bir ısıtıcı firmasının yetkili kişileridir. Şirket, durumları hakkında basına bilgi verecektir. Mikrofonun açık olduğunun farkında değillerdir.

    —Basın toplantısından sonra 2.bir fabrikanın açılması için girişimlerimizi çabuklaştıralım. Bu konuyu da basın toplantısında söyleyelim mi?

    —Sayın Genel Müdürüm. Rakiplerimizi korkutmayalım. Bunu 2. basın toplantısında halkımıza duyuralım.

    —Şu anda ürettiğimiz mamuller hakkında geniş bilgi mi vereceğiz?

    —Efendim iyi olur.

    —Rakiplerimiz anlattıklarımıza çok şaşıracaklardır.

    —Satışlarımızın patlamasında televizyonlarda yaptığımız reklâmların da büyük etkisi oldu.

    Sayın Genel Müdürüm, ürettiğimiz mamullerin yurtdışına gönderilmesinde büyük tonajlı gemilere ihtiyaç vardır…(Buraya kadar söylenenler şirketin basın toplantısına başlamadan önce kendi aralarındaki konuşmalarıdır…)

    —Saygıdeğer basın mensupları hazırsanız, firmamızın halkımıza duyuracağı konuları onlara iletmenizi rica ediyorum. Bundan sonrası firmanın halkımıza duyuracağı müjdeli haberi vermeye gelmiştir.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayı gelmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanların üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Gruplar halinde teleferiğe binmektedirler. Kapıyı kapatıp, teleferik yol almaya başladığı zaman içerdekiler üzerlerini çıkartırlar. Çünkü bir yerden gelen sıcaklık onları etkilemiştir. Teleferikler dışarıdan göründükleri zaman bunların hepsinin ısıtıcı şekliyle tasarlandığı görülür. Bu Türkiye’nin en ünlü markasının ısıtıcısıdır.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayının en şiddetli kısmına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Bu çok büyük bir insan topluluğudur. Hepsi birden bir yere doğru gitmektedirler. Bir sahaya doğru yaklaşmaktadırlar. Sahaya girerler. İçeri girdikleri zaman onlar bir sürpriz ile karşılaşırlar. Stadın içinde yaz havası vardır. Yerlerde de kar yoktur. Stadın tribünleri ve sahanın dört tarafı insanlarla tamamen dolmuştur. Orta tarafta ise çok büyük bir sahne ve sahneye giden ince bir yol görülmektedir. Sahanın belirli yerlerine koyulan ısıtıcılar her tarafı hem aydınlık yapmıştır, hem de ısıtmıştır. Sahaya giren insanlar sıcaklığın etkisiyle üzerindeki fazlalıkları çıkarırlar. Çünkü artık üşümemektedirler. Biraz sonra sahanın dışarısından ip gibi gösteri yapmak için Türkiye Yıldız Oyun Ekibi, Semah Gösteri Ekibi… Teker teker sahneye yaklaşmaktadırlar. Her giren kendi hünerini göstermektedir. Hepsi şu anda sahnenin ortasındadırlar. Yukarıdan oynayanlara bakıldığı zaman Türkiye’nin en ünlü bir ısıtıcı firmasının ismi, logosu ve ’Türkiye’nin Markası’ cümlesini oluştururlar. Reklâm ısıtıcının seyircilere gösterilmesiyle sona erer.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayının en şiddetli zamanıdır. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir şehrin üstüne lapa lapa kar yağmaktadır. Üstten bakıldığı zaman sokaklarda kimsenin olmadığı görülür. Kamera yavaş yavaş evlerin pencerelerini göstermeye başlar. Hangi pencereyi gösterirse, o evin penceresi dışarıya doğru parıldamakta ve ısı vermektedir. Pencereler Türkiye’nin en ünlü markasının ısıtıcısı şeklinle yapılmıştır. Sıcaklığın etkisiyle de yerlerdeki karlar erimeye başlamıştır. Etrafa bir sıcaklık yayılmıştır. Evlerden ve apartmanlardan insanlar sokağa çıkmaya başlarlar. Bazıları da işyerlerini açmaktadırlar. İnsanların büyük bir bölümü bir dükkândan içeri girmektedirler. Çünkü bu firma en kaliteli ısıtıcıları satmaktadır.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmaktadırlar. Üstleri ve başları papak, eşarp, boyun atkısı… İle sarılmıştır. Hepsi birden bir yere doğru gitmektedirler. Birden bir yeden müzik sesi duyulur. Sokağa çıkanlar o yana doğru yönelirler. Bir sahanın içine girerler. Burada binlerce kişi oluşmuştur. Hava soğuk olduğu için hepsi de üşümektedirler. Bu esnada sahneye Türkiye’nin en ünlü türkücü ve şarkıcısı çıkar. Herkes onu alkışlamak ister. Fakat soğuk havanın tesiriyle elleri alkış yapmamaktadır. Bunu gören sanatçı haydi seyircilerimizin hepsini ısıtalım diye bağırır. Sahanın dört tarafına koyulmuş olan ısıtıcılar aynı anda yanmaya başlar. O üşüyenler müziğin coşkusuyla oynamaya başlar. Kamera onları üstten gösterdiği zaman markanın ismi oluşmuştur.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir şehirde sabah olmuştur. İnsanlar evlerinden dışarı çıkmak üzeredirler. Binalar yüksektirler. Oralardan 1-2 metre boyunda buz sarkıtları aşağı doğru sarkmaktadırlar. Bazıları yere düştükleri zaman insanları zor duruma sokmaktadırlar. Bu esnada gökyüzünde helikopterler görülür. Sağ ve sol tarafları açıktır. Buralar da ve helikopterin ön tarafında büyük ısıtıcılar görülür. Binalara yaklaştıkları zaman yaydıkları ısı buz sarkıtlarının erimesine sebep olur. Vatandaşlar bir işyerine yönelmişlerdir. Burada o ısıtıcıların satışı yapılmaktadır.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava soğuktan buz tutmuştur. Havuzdaki balıklar donmak üzeredir. Buzlanma yavaş yavaş aşağı katmanlara doğru yayılmaktadır. Birisi bir telefon konuşması yapmaktadır. Biraz sonra gökyüzünde onlarca helikopter ve yolda da bir tır görülür. Bunların görevi balıkları dondan kurtarmaktır. Helikopterlerin açık olan iki tarafına ve ön tarafına bağlanmış büyük ısıtıcılar ve tırın içinden çıkan onlarca ısıtıcı balık göllerinin etrafında ısılarını yaymaya başladıkları zaman, çok geçmeden balıklar suyun içinde cıvıl cıvıl oynamaya başlarlar.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: : Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava soğuktan buz tutmuştur. Seralarda yetiştirilen ürünler don tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Biran önce tedbir alınması gerekir. Yine bir telefon konuşması yapılır. Bir tır seralara doğru yol almaktadır. Aracın içinden çıkan insanlar çabuk bir şekilde seranın iç kısmında ısıtıcıları faaliyete geçirir. Bitkiler yavaş yavaş canlanmaya başlarlar.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: : Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Hava soğuktan buz tutmuştur. Çiftlikteki büyük ve küçükbaş hayvanlar… Donmak üzeredirler. Sabah ışıkları ile birlikte hayvanlar değişik bir şekilde ses çıkarmaktadırlar.

    Bunları da ancak buralara kurulacak olan ısıtıcılar kendilerine

    getirecektir. Yine bir telefon konuşması yapılır. Bir tır seralara doğru yol almaktadır. Aracın içinden çıkan insanlar çabuk bir şekilde seranın iç kısmında ısıtıcıları faaliyete geçirir. Hayvanlar yavaş yavaş canlanmaya başlarlar.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Bir kişi kayak yapmak için dağın üst yamacındadır. Kendini karların üzerine bırakır. Çok hızlı gitmesiyle birlikte karlar yerinde oynayarak çığ oluşmasına sebep olur. Bir ölüm kalım mücadelesi başlamıştır. Adam arkadaşlarına mikrofonlu telsizle durumu anlatır. Aynı anda onlarca helikopter havalanır. Olay yerlerine doğru yol almaktadırlar. İlk önce helikopterler arka taraftan gösterilir. Olay yerine geldikleri zaman helikopterler üzerine ekledikleri büyük ısıtıcıları aynı anda yakarlar. Hedefte adamın arkasındaki çığdır. Isının etkisiyle birlikte kar kümeleri eriyerek toprağa karışır.

    Not: Bu olay güzel bir rüya şeklinde de olabilir. Saatin ziliyle uyandığı zaman, karşıda ısıtıcı yanmaktadır.

    ALTERNATİF ISITICI REKLÂM SENARYOSU

    KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir köy ya da kasaba büyük bir dağ silsilesinin alt tarafına kurulmuştur. Kar da lapa lapa yağmaktadır. Birden dağda bir silah sesi duyulur. Kar kümesi yavaş yavaş aşağı doğru kaymaktadır. Kar kümeleri bir çığ oluşturur. Çığlar ağaçları yıkarak, tepelerin üzerinden evlerin üzerini kar kümeleri doldurur. İmdat sesleri duyulmaktadır. Aynı anda onlarca helikopter havalanır. Çığın olduğu yere gitmektedirler. Olay yerine geldikleri zaman helikopterler üzerine ekledikleri büyük ısıtıcıları aynı anda yakarlar. Hedefte evlerin üzerindeki karlar vardır. Isının etkisiyle birlikte kar kümeleri eriyerek toprağa karışır. Evlerdeki insanlar kurtulmuşlardır.

    Not: Bu olay da güzel bir rüya şeklinde de olabilir. Saatin zili çaldığı zaman, karşıda ısıtıcı yanmaktadır.

     

     

    HASAN SANCAK

    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ

    REKLÂM YAZARI

    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)

    TEL: 0362–621 27 79

    CEP:0506–2730465 (Öğretmen Hattı)

     

    Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11

    55800-ALAÇAM-SAMSUN

  17. 301 e Sahip Çık!..

     

    ABD İLE AB-GÖZ DİKTİ SOYUMUZA

    301’ E SAHİP ÇIK-SÖVDÜRME BOYUMUZA

     

    Sözüm kendin bilene-özgür fikirlilere

    Şiirimi okuyan-vatan seven her ere

    Dün oynanan oyunlar-bir kez daha yurdumda

    Oynanmaya başlandı-bizi bırakır gamda

    ABD ile AB-göz dikti soyumuza

    301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza

    Niçin sahip çıkmayız-bu değerli ülkeye

    Az kaldı sürecekler-dikkat edin lekeye

    Bir Atatürk aranır- 70 milyonda biri

    Silkeleyip atmalı-düşmemelidir geri

    ABD ile AB-göz dikti soyumuza

    301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza

    Kazmayla kovulanlar-ediliyor baş tacı

    Sözüme dikkat etsin-anne baba ve bacı

    Bağımsızlık giderse-köle oluruz köle

    Din namusumuz kalmaz-inan çekeriz çile

    ABD ile AB-göz dikti soyumuza

    301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza

    Kerkük Kıbrıs ve AB- işsizlik ekonomi

    Sağlık eğitim tarım-içe sokuyor nemi

    Bölücülük ve terör-ciddi sıkıntılardır

    Oyalanıp dururuz-sabır çatlıyor sabır

    ABD ile AB-göz dikti soyumuza

    301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza

    Amerika Almanya-Fransa ve İtalya

    İngiltere İsviçre-bizi bırakır yaya

    Yok mudur bir kahraman-bunlara soru soran

    Tartışması bizdedir-olmalı yere vuran

    ABD ile AB-göz dikti soyumuza

    301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza

    Hasan diyor bunların-niyetleri bellidir

    Aşağılamak bilin-bunlar aptal delidir

    Sığının sığındıkça-demokrasi ve hukuk

    Sadece size gerek-yapıyorsunuz guguk

    ABD ile AB-göz dikti soyumuza

    301’ e sahip çık-sövdürme boyumuza

     

     

    AVRUPA BİRLİĞİ’NE-NE UYUMU UYUMU

    ABD İLE AB-YOK EDİYOR SOYUMU

     

     

    Masallara kanmayın-bıktık o sözlerinden

    Tuzak üstüne tuzak-kan damlar gözlerinden

    Masaya yatıralım-İngilizce metnini

    Yok etmek istiyorlar-görmüyor musun seni

    Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu

    ABD ile AB-yok ediyor soyumu

    Dininden ve dilinden-bozulur geleneğin

    Kalmayacak inanın-huzurun ve birliğin

    Milli devlet ortadan-kaldırılmak istenir

    Kanunlar değişilir-ortalara çıkar kir

    Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu

    ABD ile AB-yok ediyor soyumu

    Saygı sevgi kalmadı-AB yok etti onu

    Tüzükler değişilir-çıkar yeni bir konu

    Orası tümsek bir yer-hepten dolu uçurum

    Acılar sıkıntılar-yurtta kötüdür durum

    Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu

    ABD ile AB-yok ediyor soyumu

    Üniter yapımızı-bozuyorlar durmadan

    Asla yapamıyorum-ben edemem sormadan

    PKK’ya bombayı-mayını ve silahı

    Bilerek veriyorlar-bundan çekeriz ahı

    Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu

    ABD ile AB-yok ediyor soyumu

    Bir Atatürk aranır-yoktur böyle bir yiğit

    Dişlerini gösterir-hem çakallar hem de it

    Milletten kaçırılır-söylenmez ona bir şey

    Gerçekten bihabersiz-anne dede çocuk bey

    Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu

    ABD ile AB-yok ediyor soyumu

    Uyum muyum kalmadı-ceza üstüne ceza

    Milletçe çekiyoruz-bütünüyle bir eza

    Kurtulalım şunlardan-doğrulup koş ileri

    Öğretmen Hasan söyler-kalmayın sakın geri

    Avrupa Birliği’ne-ne uyumu uyumu

    ABD ile AB-yok ediyor soyumu

     

     

     

     

    CUMHURİYETİMİZİ- AŞAĞILATIRSANIZ

    BUNU KABUL ETMEYİZ-BOŞALTILIR KASANIZ

     

     

    Milleti kızdırmayın-hem de göz göre göre

    Hançeri saplatmayın-ne başa ne de böğre

    Bu şekil davranışla-gidilemez öğrenin

    Biraz çalışmalıdır-hem düşüncen hem beynin

    Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız

    Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız

    Bakın hakaret eden-neye yapar hakaret

    Bunu iyi bilmeli-toplu halde cemiyet

    Açılan davalarda- yüzde 11 Türklüğe

    23 Cumhuriyet-ihanet var birliğe

    Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız

    Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız

    Askeri ve güvenlik- bil yüzde 37’di

    Şerefsizlik yapanlar-memlekette türedi

    Yüzde 13 hükümet-şairlere gün doğar

    Kalemi keskin olur-söyle onu kim boğar

    Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız

    Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız

    Kan verildi uğruna-yıktık çoğu setleri

    Karşı koyamadılar-ezdik geçtik bentleri

    Emanettir bu vatan-canımız pahasına

    Onu koruyacağız-sövdürtmeyiz imana

    Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız

    Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız

    Vazife gençliktedir-kolları birleştirdi

    Kardeşlik duygusunu-içlere yerleştirdi

    Yazıyorlar okurlar-hainleri sezerler

    Karşısına çıkmayın-sinek gibi ezerler

    Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız

    Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız

    Benim yazmak görevim-çekinmeden korkmadan

    Akıl ve fikir verdi-âlemleri Yaratan

    Hasan Sancak tetikte-gözleri ileride

    Elde silah bekliyor-kalmayacak geride

    Cumhuriyetimizi- aşağılatırsanız

    Bunu kabul etmeyiz-boşaltılır kasanız

     

     

     

     

    FRANSA İSVİÇRE’DE-TÜRKLER ERMENİLERE

    SOYKIRIM YAPMAMIŞ DE-HEMEN ÇARPARLAR YERE

     

    Haydi söyle yalan mı-şimdi gerçeği söyle

    Kötü laf söyler isen-o anda artar çile

    Oyun üstünde oyun-sadece seyrederiz

    Emirleri uygular -milleti mahvederiz

    Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere

    Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere

    O Chirac döneminde-Ermeni soykırımı

    Tanıyan yasa geçti-içe soktular gamı

    Türkiye Ermeni’yi -ilgilendiriyorsa

    Siz ne karışırsınız-oluşturursun tasa

    Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere

    Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere

    Ayrımcılık kimdenmiş-gördünüz mü durumu

    Buradan soracağım-yüzer biner sorumu

    Ben bunları bilirim-baştakiler bilmez mi

    İçimize sokmayın-ne acı ne de nemi

    Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere

    Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere

    Oy çoğunluğu ile-İsviçre aldı karar

    Bize göre bulunmaz-bilin bu işte yarar

    Sol ve Yeşiller ile-milletvekillerinin

    Çoğunluğuyla geçti-haberin var mı senin

    Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere

    Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere

    67'ye karşı-çıkansa 107 oy

    Milletime topluca-bilin dedirtti oy oy

    301 kalksın diyen-okudun mu yazıyı

    Bir kez duymanız gerek-içinizde sızıyı

    Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere

    Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere

    Daha vakit geçmedi-Hasan der tedbiri al

    Bölmek isteyenlere-demeliyiz hoşt çakal

    Atatürk’üm gibi ol-Tam Bağımsız Türkiye

    Haine fırsat verme-başlayalım türküye

    Fransa İsviçre’de-Türkler Ermenilere

    Soykırım yapmamış de-hemen çarparlar yere

     

     

     

     

     

    HEY ANKARA ANKARA-SULAR MI SATILACAK

    BİRİSİ CEVAP VERSİN-KOPMASIN KOL VE BACAK

     

    ABD ile AB-oyunu oynamakta

    İmzalar atılıyor-hata üstüne hata

    Sergilenen şu oyun-hem içten hem de alttan

    Atan yurdu kurtardı-memleket aziz vatan

    Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak

    Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak

    Türk Milleti nerdesin-Soyuna ve suyuna

    Kalk ayağa sahip çık-sonra kıyılır cana

    Kanunlar değişilir-eller kollar kalkıyor

    Bu durum gerçek ise-içimizi yakıyor

    Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak

    Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak

    Her şeyimiz satıldı-milli olan bir şey yok

    Kalbimiz ruhumuza-batmaktadır daim ok

    Hedefte sular vardır-Amerika İsrail

    Sulara konacaktır-bunun manasını bil

    Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak

    Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak

    Kendi vatanımızda-olacağız hep sefil

    Ağzımız ve burnumuz-kapanacak göz ve dil

    Dudaklar çatlamadan-karşı durun verene

    Duydunuz mu çalıyor-bakın bir kez sirene

    Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak

    Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak

    Memur işçi ve esnaf-emekli ve çiftçiler

    İnim inim inliyor-kalmayacak toprak yer

    Atatürk’üm duy bizi-ruhunla kaldırt başı

    Açlıktan ölmeyelim-gözden dökeriz yaşı

    Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak

    Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak

    Tarlalar kuraklaşıp-mısır ile buğdayı

    Vatandaş ekemezse-geremez asla yayı

    Duyun milletvekili-eli kaldırma sakın

    Öğretmen Hasan söyler-olamazsınız yakın

    Hey Ankara Ankara-sular mı satılacak

    Birisi cevap versin-kopmasın kol ve bacak

     

     

    İNADINA MÜSLÜMAN-İNADINA DA TÜRK’ÜM

    301 KALKMAMALI-ÜZÜLÜR ATATÜRK’ÜM

     

    Hem Müslüman hem Türk’üm-et ile tırnak gibi

    İç dış düşman oynaşır-hepsi de yavşak gibi

    Meydanlara çıkmışlar-diyorlar Ermeni’yiz

    Katil Devlet söylerler-çıkartıyorlar kriz

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Bu vatanda yaşayan–70 milyon kişiyiz

    Anne baba çocuğun-kardeşi ve eşiyiz

    İstanbul’da ne ise-Diyarbakır’da odur

    Birliği sağlamlaştır-aşılmamalı bu sur

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Vatan topraklarının-beş para ile elden

    Gitmesine karşıysan-Müslüman ve Türk’sün sen

    Sakın oyuna gelme-ellerini birleştir

    Sevgi ve esenliği-kalp ruhuna yerleştir

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Dört koldan saldırı var-küçük olursan seni

    Afiyetle yutarlar-soldururlar o teni

    Saroslar Ermeniler-dostum derse inanma

    Fırsatı bulursalar-yersin acı söz kama

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Bize en büyük düşman-dost görünüp kandıran

    Tuzakları kurarak-hep daima yandıran

    AB ile ABD-karışır işimize

    Acısı dokunuyor-ona bana ve size

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Üye olmayacağız-yıllarca ümit ile

    Bağımsızlık gidiyor-hepten artıyor çile

    Kıbrıs’ım ve Ege’miz-ver kurtul denmektedir

    Kahpeler dünyasında-hakkımız yenmektedir

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Ilımlı İslam deyip-Türk’ümü bölenlerle

    Oyun üstüne oyun-önlenmeli şu hile

    Bayrak Cumhuriyete-birliğe ve huzura

    Ateş edenler vardır-bundan düşeriz dara

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Ülke bütünlüğünü-koru millet yaşasın

    Gerektiğinde can ver-kalpler ötmeli çın çın

    Siyasi rant uğruna-dinimi siyasete

    Alet edenle olma-yazıktır cemiyete

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Politika ticaret-bürokrat mafya ile

    Memleketi soydurma-yazı ilçe ve ile

    Borç yiğidin kamçısı-değildir sokma borca

    Ev apartman yanıyor-tutuştu işte baca

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Ekonomi İMF-kötü reçeteleri

    İşçi memur çiftçiyi-adım attırır geri

    İnim inim inliyor-gör vatandaşlarımız

    Göz pınarı kurudu-akmamakta yaşımız

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    İstiklal Marşı’ m yurtta-söylenirken gür sesle

    Haykır arzda duyulsun-dost ve düşmana sesle

    Bayrağımız göklere-çekilirken bak ona

    İyice bakar isen-onda var bir çok mana

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Tarihe bir bakalım-Türk nereye gitmişse

    Adalet dağıtmıştır-su vermiştir nefese

    Türk demek arif demek-Türk demek yiğit demek

    Bunun için harcanır-topluca bütün emek

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Kahramandır ve merttir-kimseye kurmaz tuzak

    Bu eli tutmaz isen-bizden olursun uzak

    Onun aklı berraktır-olamaz asla zorba

    Çalışır ve çabalar-bilir anne ve baba

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Onun inancı tamdır-ikram eder yedirir

    Avucundakileri-isteyenlere verir

    Dünyaya nam salmıştır-hepsine minnettarız

    Güçlü olduğumuzdan-bugün dünyada varız

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Dayanıklı sabırlı-görmez kendini üstün

    Aynı oyun oynandı-anla arkadaşım dün

    İyiye ve doğruya-güzele ve çağlara

    Bu sesi duymaz isen-kalbinde açar yara

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Türk’üm söyleyemeyen-Atamızın sözünü

    Değiştirenlere yuh-karanlık onun önü

    ***** ve çakallara-yarasalara inat

    Müslüman’ım Türküm ben-bundan olurum rahat

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Kürt Laz Çerkez Arnavut-hepsi ağacın kolu

    Türk onun gövdesidir-bilmeli Türk’ün oğlu

    Bedenini kirletme-vurana fırsat verme

    Şerefsizle bir olup-insanlarımı germe

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

    Hasan Sancak uyarır puştları dönekleri

    Taşırmayın bu sabrı-ezeriz sinekleri

    Kim böler parçalarsa-Rabbim onu yaşatma

    Uyuma Türk Milleti-ezeldendir kuşatma

    İnadına Müslüman-inadına da Türk’üm

    301 kalkmamalı-üzülür Atatürk’üm

     

     

    KENDİ AYAĞIMIZA-KURŞUNU SIKTIRIRSAK

    TEPETAKLAK GİDERİZ-KOR OLUR İÇTE PASAK

     

    Hain düşman istiyor-biz niçin onaylarız

    Nasıl hâllere düştük-ya hanım ya baylarız

    Milletin varlığına-koymayın dinamiti

    Tarih ile milletim-yok etme cemiyeti

    Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak

    Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak

    Ekmeğe yağ sürerek-gidersiniz ileri

    301 kalkmamalı-adımı atın geri

    Maddemiz çok değerli-sakın ha tırtıklama

    Böyle yapar iseniz-daima büyür yama

    Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak

    Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak

    Milli onur saygınlık-en önemli mesele

    Kanunla oynarsanız-inmeler iner bele

    AB denen belanın-kanmayın sözlerine

    Bakar isen anlarsın-onların gözlerine

    Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak

    Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak

    Batının baskısına-boynunu büker isen

    Tökezlenip gideriz-hem çabucak hem erken

    Sebebini bir düşün-niçin kalksın diyorlar

    Asla uslu durmuyor-ipi kopartan davar

    Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak

    Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak

    Bu maddeyle birlikte-sıra diğerlerinde

    Milli devlet hedefte-yara artar derinde

    Zemin hazırlanmakta-kalkan ol baştan defet

    Boynunu büker isen-zorda kalır bu millet

    Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak

    Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak

    Cezasını indirme-haine gün doğmasın

    Acılar sıkıntılar-bizi yiyip boğmasın

    Hasan Sancak uyarır-abdestini al da kalk

    Atan nasıl yapmışsa-geçmişine iyi bak

    Kendi ayağımıza-kurşunu sıktırırsak

    Tepetaklak gideriz-kor olur içte pasak

     

     

     

     

    MİLLİ HAYSİYETİMİZ-301’E DOKUNMA

    BÖLÜCÜ YIKICIYA-SAKIN OLA İNANMA

     

    Küfrü serbest bırakma-gerçekten yara azar

    Kanunlar değişilir-bakınız azar azar

    Milletin kimliğine-devletin yapısına

    Topluca saldırı var-dayandı kapısına

    Milli haysiyetimiz-301’e dokunma

    Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma

    Kimler destek vermez ki-siyasiler liboşlar

    Arabayı süremez-çoğu da bundan boşlar

    Avrupa’ya baksana-bir küfretmeye kalksan

    Sizi tökezletirler-dayanamaz buna can

    Milli haysiyetimiz-301’e dokunma

    Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma

    Sağduyu sahipleri-sesini hemen yükselt

    Şiirimi okursan-mısralar size davet

    Neden isteniyor ki-sebebini araştır

    Dost olmayanlara bak-Rabbimiz versin sabır

    Milli haysiyetimiz-301’e dokunma

    Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma

    Batıda bu suçlardan- 2004 yılında

    134 kişidir-ceza alanlar orda

    2005 senesinde- 146 tanesi

    Godese tıkılmıştır-olmasın bahanesi

    Milli haysiyetimiz-301’e dokunma

    Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma

    2006 ‘daysa-tamam 139

    Kafasında görmüştür-hem acı hem de topuz

    Burdaki polislerin-yetkisi nedir söyle

    Bana inanmıyorsan-küfür et derler şöyle

    Milli haysiyetimiz-301’e dokunma

    Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma

    Sorumlular yıkıcı-bölücü ihanetler

    Tedbirini almalı-topluca cemiyetler

    Vakit şu an geçmeden-meydana doğru yürü

    Öğretmen Hasan söyler-olmamalıyız sürü

    Milli haysiyetimiz-301’e dokunma

    Bölücü yıkıcıya-sakın ola inanma

     

    SİZE KÜFRETTİRMİYOR- 301 SİZİ KORUR

    MADDEYLE OYNAR İSEN-BAKMIŞSIN YERE VURUR

     

    3 yıldan iki yıla-inecek mi diyorsun

    Şiirimi okuyan-vatandaş size sorsun

    İndiğinde ne olur-paraya çevrilecek

    Hainlere gün doğar-tutuşacaktır etek

    Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur

    Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur

    Böylece cezaevi-küfredene beraat

    Nasıl kabul edersin-mosmor olmaz mı surat

    Küfür parayla olur-ya parası yok ise

    Ona da madde ekle-garibe kondur buse

    Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur

    Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur

    2. fıkrasında-"alenen"se "kasten "e

    Çevrilecekmiş derhal-yazık değil mi tene

    Böyle bir açıklama-dava açmak zorlaşır

    Bana söyler misiniz-yükünü kimler taşır

    Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur

    Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur

    Daha da bitmedi ki-hepsinden kurtulursa

    Adalet Bakanımız-sakın düşünme tasa

    Nerede görülmüştür-küfürden yana kanun

    Ellerin oylar ise-tez gelecektir sonun

    Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur

    Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur

    Cumhuriyet savcısı-bakan izni olmadan

    Dava açamayacak-sıkıntıyla dolmadan

    "Türklüğü" kelimesi-"Türk Milleti" denerek

    Her şey yerli yerinde-dayanmaz buna yürek

    Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur

    Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur

    Suç yabancı ülkede- 3. fıkra hemen

    O Türk vatandaşıysa-salınacaktır erken

    Bir kere düşünelim-vatanın ekmeğini

    Hasan der yer söversen-tarih affetmez seni

    Size küfrettirmiyor- 301 sizi korur

    Maddeyle oynar isen-bakmışsın yere vurur

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    TÜRKLÜĞE KİM SÖVERSE-SÖVENLERİN CEDDİNİ

    VATANDAŞLIKTAN ATIN-YAPIN PUŞTUN REDDİNİ

     

    Türk Milleti duy beni-başlanmıştır oyuna

    İhanet sergilenir-Müslüman Türk Soyuna

    Hain ile düşmanlar-ABD ile AB

    Hepsi koyun koyuna-başladılar talebe

    Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini

    Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini

    Şimdiden başlıyorum-abdestimi alarak

    Önüme kim çıkarsa-ilk başlardan dalarak

    Batının kadınları-gelir ise önlere

    Buradan uyarırım-hepsi oturur yere

    Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini

    Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini

    Kalk ayağa Türkiye-vatan elden gitmesin

    Şerefsizler bizleri-alta doğru itmesin

    Dost edinme kancığı-onlar daima yatar

    Her şeyi kabul eder-battıkça ona batar

    Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini

    Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini

    Oyuna gelmeyelim- 70 milyon tek yürek

    Havalara kalkmalı-hem kollar hem de bilek

    Bizlere kaldır diyen-kendilerine baksın

    Hainle bir olana-millet yumruğu çaksın

    Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini

    Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini

    Boyun bükmemek gerek-boyunlar bükülürse

    Din ile iman kalmaz-ot tıkarlar nefese

    Dünya görün geliyor-üstümüze topluca

    Bayrağı kapmaz isek-kurumla dolar baca

    Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini

    Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini

    Bir Atatürk aranır-aranır da aranır

    Elleri ovuşturan-söyle kime yaranır

    Varlığımı ortaya-koydum çıktım meydana

    Öğretmen Hasan söyler-zarar verme vatana

    Türklüğe kim söverse-sövenlerin ceddini

    Vatandaşlıktan atın-yapın puştun reddini

     

     

     

     

    301 DOKUNANI-YERE VURUR TOPLUCA

    NAMAZINI KILDIRMAZ-NE İMAM NE DE HOCA

     

    Gerçekten dokunmayın-dokunursanız eğer

    Toprak da kabul etmez-bulamazsınız bir yer

    Hain ve kahpelere-doğdurmayın günleri

    Sıkıntıya sokarsın-vatan seven her eri

    301 dokunanı-yere vurur topluca

    Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca

    İşleriniz rast gitmez-trafik ya da deprem

    İnsanı fena çarpar-kurtulmaz olur verem

    Dine imana soya-kim küfür ettirirse

    Onlar da bir şey kalmaz-boşalır bütün kese

    301 dokunanı-yere vurur topluca

    Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca

    Yazacağım şiiri-mısra beyit dörtlüğü

    Hep uyandıracağım-toplu hâlde bölüğü

    Canlarım anlayacak-desteği verecektir

    Parmakla kim oylarsa-sıkıntı görecektir

    301 dokunanı-yere vurur topluca

    Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca

    Yurdu sevenler vardır-bir de ihanet eden

    Bombayı patlatırlar-acı çalıyor siren

    Onlar bölücülerdir-hem ***** hem yıkıcı

    Bunlardan kurtulmalı-anne baba ve bacı

    301 dokunanı-yere vurur topluca

    Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca

    Sözü yabana atma-şair diyorsa eğil

    Doğru söylenen sözün-manasını iyi bil

    Sövdürme üzerine-değişirse kanunlar

    Buradan uyarırım-yanacak çoğu canlar

    301 dokunanı-yere vurur topluca

    Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca

    Atatürk’ün ruhunu-sızlatmayın boşuna

    Ellerini açarak-beddua eder ana

    Hasan Sancak Öğretmen-yazacak yazısını

    Ters yönde kaldıranlar-çekecek sızısını

    301 dokunanı-yere vurur topluca

    Namazını kıldırmaz-ne imam ne de hoca

     

     

    301’e Sahip Çık!..Şiir Kitabıma Destekleyici Arıyorum.

     

    Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?

    Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevinden çıktı.

  18. “301 KALKMAMALI-KİMLER KALDIRIR İSE

    VATANIMI BÖLDÜRÜR-DİKKAT EDİN BU SESE”

     

     

    Dinle milletvekili-bölücülere kanma

    Onlar hainle birdir-dostum derse inanma

    AB ile ABD-böl parçala yut diyor

    Ermeni’yle kol kola-toprağımdan git diyor

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Sorumluluğu vardır-şairin uyarması

    Kan ve gözyaşı olur-kapanmaz o yaması

    Türklük Cumhuriyete-okkalı söveceksin

    Ceza almayacaksın-Çakalı öveceksin

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Devletin kurumları-bütün organlarına

    Alenen söveceksin-gelmezsiniz imana

    Millet Meclisi ile-hele Hükümetini

    Yargı organlarına-sokacaksınız kini

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Asker ve Emniyeti-bütünüyle alenen

    Aşağılayacaksın-söylersin yapma fren

    Hangi ülkede vardır-bu kadar çok hürriyet

    Arama bulamazsın-sizi duyuyor millet

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Hangi devlet kendini-böyle aşağılatır

    Oralarda söyleyin-yersiniz bıçak satır

    Yasak diyorlar yasak-biz mi edelim serbest

    Anlayın dönüş yoktur-kin duyuyor cemiyet

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Niçin neden kalksın ki- İmralı’da katili

    Oradan emir verir-kesilmeli şu dili

    Duruşunu belli et-ya bizdensin düşmandan

    Topyekün sarılmışız-bilinmeli dört yandan

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Bu kanun kalkar ise-çağdaş mı olacağız

    Kime ne yararı var-ağlar anne baba kız

    Şerefsizin eline-anla büyük koz geçer

    Madde ile oynama-millet ot gibi biçer

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Bölücü yıkıcılar-küfür ettikçe eder

    Niçin ceza verilmez-bakın canlar kahreder

    Vur yumruğu alnına-vurmaz isen Yarasa

    Eline fırsat geçse-bizi koyacak sala

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Fransa’da Ermeni-soykırım yapılmamış

    Dendiğinde kodese-haydi oradan kış kış

    Yurdun iç dış güvenliği-bilin tehdit altında

    Dört yandan saldırı var-güçlü çıkmalı seda

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Cepheler farklı farklı-hangisini sayayım

    Buna dikkat etmeli-ya hanım ya da bayım

    Fransa içişleri-aptal bakanı Sarkozy

    Başbakanı aradı-ondan istedi bir koz

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Adamın derdine bak-der 301’i kaldırın

    Bölücü yıkıcıya-güzel nefes aldırın

    Biz soykırım yasasını-hep bloke edelim

    Öneride bulundu-yolumuza gidelim

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Şunu herkes düşünsün-alsın başı önüne

    İlmik geçirecekler-hem boğaza hem tene

    Tehdit üstüne tehdit-yok mu yiğit kahraman

    Gazi Atatürk gibi-şöyle dedirten aman

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Aydınlar nerededir-onlar böl parçala yut

    Gözleri boyamakta-bize atmaktadır şut

    Milletin değerini-aşağılayan mahlûk

    Sadece bizde vardır-bilin başka yerde yok

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Zihnini kalemini-onuru kim satarsa

    İçini kaplamalı-hem acı hem de tasa

    Bütün sorumlu onlar-arkadan kurşunlayan

    Soylarında özür var-erkekler bir de bayan

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Devlet dediğin devlet-tarihi ve kültüre

    Hemen sahip çıkmalı-işletilmeli töre

    Şeref ve haysiyete-bir de sövmek mi Türk’e

    Sakın serbest olmasın-kıyarsın Atatürk’e

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Hrant’ a sahip çıktın-niçin o Mehmetçik’e

    Sahip çıkmıyorsunuz-sizlerde vardır leke

    Ülkenin Doğusunda-Batıda canı veren

    Genç kahpece vurulur-sorumlusun bundan sen

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Kabulü 2004-aynı milletvekili

    Onu bir kaldırırsa-üzer ilçe ve ili

    Kimse sizi anlamaz-isterseniz o oyu

    Bilin seçilemezsin-anlayın ömür boyu

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

    Hayır diyorum hayır-evet diyenler ayrı

    Hasan görür onları-elde içki ve sayrı

    Türk Milleti ayakta- 70 milyon ileri

    Varlığına sahip çık-sakın dönmeyin geri

    “301 kalkmamalı-kimler kaldırır ise

    Vatanımı böldürür-dikkat edin bu sese”

     

     

    “ÜÇ YÜZ BİR KANUNU’NDA-HAFİF CEZAYI KALDIR

    ARTSIN BİN SENE OLSUN-MİLLETE NEFES ALDIR”

     

     

    Kim kaldırmak isterse-301 kanununu

    Türk Milleti affetmez-bilinmelidir onu

    Atatürk’ün kurduğu-yurt bölünmek istenir

    Hain düşmanla birdir-oluşturur yurtta kir

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    Bize göre çok hafif-hemen maddeyi arttır

    Aleyhte konuşursa-vakit geçmeden yattır

    Bölücü yıkıcılar-yok yere konuşmasın

    İhanet yapanları-tutun boynundan asın

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    ABD ile AB-en büyük bir problem

    Yurtta birlik bozarlar-içimize girdi sem

    Kendilerinde vardır-çok ağırdır cezalar

    Öyle kanunlar vardır-konuşanı yapar dar

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    Ama bize gelince-diyorlar bırak bırak

    Kendisinde olursa-bağırır vırak vırak

    Kim kötülüğümüzü-içtenlikle isterse

    Rabbim onu yaşatma-onda boşalsın kese

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    Haine fırsat verme-öyle vur ki tokadı

    Esamisi kalmasın-hemen silinsin adı

    Küfür ettirir isen-gelmez bunun bil sonu

    Üstümüzden alırlar-elbise ya da donu

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    Emanettir bu vatan-Atamdan şehitlerden

    Hesap sormamız gerek-bizi bölen itlerden

    Varlığına kasteden-vardır sakın unutma

    Düşmanlar çayı geçti-horlayarak hiç yatma

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    Bayrak vatan ve devlet-millet toprak ve birlik

    Görün hançerleniyor-kaybolmaktadır dirlik

    Kim Türk’ün düşmanıysa-hemen verilir ödül

    Onu desteklemeyin-işte solmaktadır Gül

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    Sorosun parasıyla-desteklenir vakıflar

    Sendikalarda vardır-yular kopartan davar

    Bir Kurtuluş Savaşı-şu anda gerekecek

    Eğer sahip olmazsan-kötü olur gelecek

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    Dört koldan saldırı var-şimdi ise Ermeni

    Saldırıya başladı-üzmeli bunlar seni

    Ermeni’yiz diyorlar-sordun mu ki babana

    Bir emeğin var mıdır-söyle aziz vatana

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    Aydın ihaneti var-ya Liberal solcusu

    Ortak zemin ararlar-düşman hain yolcusu

    Dışarıyla birleşip-rolü beceriyorlar

    Onlar Türk Milleti’ne-eziyet veriyorlar

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    İnce hesaplar vardır-ya Telekom ya banka

    Oyunlar oynanıyor-bize atarlar caka

    Cebimizden çıkıyor-paralar ve vergiler

    Cambaza bak deniyor-yazar kitap dergiler

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

    301 yasasına-yenilerini ekle

    Vatanın dört yanında-hemen ayakta bekle

    Öğretmen Hasan söyler-yazıyor dörtlükleri

    Vazifeye çağırır-kahramanı ve eri

    “Üç Yüz Bir Kanunu’nda-hafif cezayı kaldır

    Artsın bin sene olsun-millete nefes aldır”

     

     

     

    301 KANUNUNU-HERKES DİYORMUŞ KALKSIN

    KALDIRTMAK İSTEYENLER-YASALARINA BAKSIN

     

     

    Dört taraftan taarruz-içerden ve dışardan

    Haine fırsat verme-koru bizi Yaradan

    Kalkmasını isteyen-milletin düşmanları

    Yakmak istemekteler-bedenleri canları

    301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın

    Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın

    Gaflet ile hıyanet-sarar ise vatanı

    Sıkıntıya sokarsın-ayaktaki yatanı

    Bir kimse küfrederse-milletime ve dine

    Bilin silahlar patlar-çakallar kaçar ine

    301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın

    Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın

    Vicdanımız töremiz-doğranıp ayrı ayrı

    Yok edilmek istenir-hem güçlüsü hem darı

    Siyaset ile hukuk-abluka altındadır

    Eller kollar bağlanmış-Mevla’mız versin sabır

    301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın

    Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın

    ABD ile AB-bizi bize bırakmaz

    Şu anda yapılanlar-bilinmeli değil az

    Emredeni yaparız-kırparız gözümüzü

    Ağızlarda saklarız-demeyiz sözümüzü

    301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın

    Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın

    301 Maddesinin-hep kaldırılmasını

    Öğren kimler istiyor-bellediler kurbanı

    Bunlara karşı duran-aranıyor bir kişi

    Atam Atatürk gibi-sağlam tutsun kirişi

    301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın

    Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın

    Türk Milleti meydana-doldurun caddeleri

    Birliğe çağırırım-şiir okuyan eri

    Tam Bağımsız Türkiye-diyenleri ararım

    Öğretmen Hasan söyler-bu benim son kararım

    301 Kanununu-herkes diyormuş kalksın

    Kaldırtmak isteyenler-yasalarına baksın

     

     

     

     

     

     

    301 MİLLİ ONUR-SAYGINLIK MESELESİ

    YEDİDEN YETMİŞE DEK-YÜKSELTMELİYİZ SESİ

     

    Saygın onurlu ülke-insanıysa bir kişi

    Vatanını savunur-sağlam tutar kirişi

    Bir yerde göremezsin-kendisine hakaret

    Ettirirse bir adam-cevabı verir millet

    301 milli onur-saygınlık meselesi

    Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi

    Gölge düşürmeyelim-düşünce hürriyeti

    Küfür ettirmek midir-içe sokma illeti

    Eleştiri amaçlı-olur ise bu sözler

    Bilin ona ceza yok-madde bize bunu der

    301 milli onur-saygınlık meselesi

    Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi

    Yargı karar verecek-ne karışıyorsunuz

    Hainlik yaparsanız-yok olsun boy bosunuz

    Titiz ve objektiftir- yine itiraz olur

    Yediden yetmişe dek-sıkıntı bizi bulur

    301 milli onur-saygınlık meselesi

    Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi

    Şerefsizler hainler-bastırdıkça bastırın

    Biriniz öne geçsin-Türk’ mü hep astırın

    Bir Nobel Ödülünü-muhakkak alırsınız

    Bizlerin nazarında-hep alçak kalırsınız

    301 milli onur-saygınlık meselesi

    Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi

    Batı verdiklerini-hainlik üzerine

    Kurmaktadır biliniz-taşı koyar yerine

    Sadece bunlar yetmez-Ermeni Yahudi’yi

    Hepsini Türkler kesti-dersen söylerler iyi

    301 milli onur-saygınlık meselesi

    Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi

    Bitsin artık rezillik-yapılan maskaralık

    Yaptığınız son bulsun-işleriniz karalık

    Hasan Sancak yazıyor-uyandıracak halkı

    Daima şiir yazar-çevirmektedir çarkı

    301 milli onur-saygınlık meselesi

    Yediden yetmişe dek-yükseltmeliyiz sesi

     

     

     

     

    301’E BİR DOKUN-GÖRÜRSÜN KARABASAN

    BUNLARI SİZE SÖYLER-ÖĞRETMEN ŞAİR HASAN

     

    Millete sorsananız-kalksın mı ki 301

    Sizlere sözü söyler-vatandaşlarım bir bir

    O maddenin kalkması-canı yapar kötürüm

    Elini kaldırırsan-tez biter sonra dürüm

    301’e bir dokun-görürsün Karabasan

    Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan

    Soysuz mu olacağız-kaldırıp 301’i

    Buradan uyarırım-kalırsın kemik deri

    Kalk ayağa Türkiye-sakın ola kaldırtma

    Sağından ve solundan-vatanıma saldırtma

    301’e bir dokun-görürsün Karabasan

    Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan

    Soyuma söverlerse-ben de onun soyunu

    Vakit varken vazgeçin-beğenmedim huyunu

    Kesin kararım vardır-yürüyeceğim daim

    Eli kaldırır isen-işimiz olur vahim

    301’e bir dokun-görürsün Karabasan

    Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan

    Millete bir soralım-kalksın mı kalkmasın mı

    O zaman görürsünüz-sıkıntıyı ve gamı

    Dokunmak istiyorsan-üstündeki tozu al

    Cezasını artırın-kopmamalıdır o dal

    301’e bir dokun-görürsün Karabasan

    Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan

    Elini koy kalbine-Müslüman’ım Türk’üm de

    Tersinden oylar isen-birden girersin derde

    El yanlışa giderse-bilin çok çabuk kurur

    Başını gövdesini-birden yerlere vurur

    301’e bir dokun-görürsün Karabasan

    Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan

    301 güzel yasa-üstüne daha ekle

    Konuşanı susturun-elde silahla bekle

    Atatürk’ün ruhunu-yanında hissedersen

    Öğretmen Hasan söyler-yurdu seversin resmen

    301’e bir dokun-görürsün Karabasan

    Bunları size söyler-Öğretmen Şair Hasan

     

     

     

     

     

     

    “ÜÇ YÜZ BİR’E DOKUNMA-DOKUNULMAZLIK NERDE

    ÖNCE ONU KALDIRIN-BİZİ SOKMAYIN DERDE”

     

    Bölücü yıkıcılar-şerefsizler çakallar

    Meydanları kapladı-ipi kopartan davar

    Onlara söz hakkı var-kanunlar işletilmez

    Akrebi övmek serbest-sanmayın kimse bilmez

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Burdan uyarıyorum-kimin eli oylarsa

    Onu kaplayacaktır-hem acı hem de tasa

    Önce size söverler-benden hatırlatması

    Yolda yakalarsalar-kötü olur tasması

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    301 kalkmamalı-söyleyin niçin kalksın

    Bize kaldır diyenler-yasalarına baksın

    Hangi devlet kendine- sövdürür hep alenen

    Elleri kaldırırsan-sorumlusun bundan sen

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Buna destek verenler- gitsin yüce divana

    Boy abdesti alsınlar-hepsi gelsin imana

    Asla kurtulamazlar- bu yasa bilin kalkmaz

    Buradan söylüyorum-vermeyin bize vaaz

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Sabrımız sınanıyor-şan ve şerefimize

    Küfrettireceksiniz-yazıklar olsun size

    İşbirlikçi haine-görünüz gün doğmakta

    Bu kanun değişirse-hata işlersin hata

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Burası Türk vatanı -bayrak şehit diyene

    Sakın ha dokunmayın-isterseniz bir dene

    Gayeniz bölmek sizin-yurdumu parçalamak

    Anne baba çocuklar-saçlarımız oldu ak

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Sözüm 70 milyona-sesime ses katana

    Yazıklar olsun derim-horlayarak yatana

    Toprak elden gidiyor-bir Kurtuluş Savaşı

    Yapmamız gerekiyor-vermelisin uğraşı

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Bu yasayı kaldırmak-Atatürk’ün ruhunu

    Biliniz incitecek-üzeceksiniz onu

    Türklük Cumhuriyete-küfrettirmek dert açar

    Benden hatırlatması-kulağa sular kaçar

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Bana göre bu kanun-sağlamlaştırılmalı

    Parçala kim yut derse-hesabı sorulmalı

    Yanlışlık yapılırsa-söyleyeceklerimi

    Şu an listeliyorum-beni duyunuz emi

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Tv ve radyolara-gerçekten de gün doğar

    Karşılıklı atışma-saldırır çakal zağar

    Güçlü olanlar yaşar-güçsüzü ezer herkes

    Bir kez daha söylerim-daralacak bu nefes

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Amaç nedir söyleyin-yıkıcılığı serbest

    Yasal hale getirmek-bölünecek bu millet

    Terör bakın zirvede-şehit cenazeleri

    Onlardan söz eden yok-kaldık bir kemik deri

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

    Şu yapılmak istenen-maske biliniz maske

    Birlik kaybolacaktır-sürülecektir leke

    Hasan Sancak uyarır-kaldırma eli sakın

    Oy istemeye gelme-olamazsınız yakın

    “Üç Yüz Bir’e dokunma-dokunulmazlık nerde

    Önce onu kaldırın-bizi sokmayın derde”

     

     

     

     

     

     

    301’İN BENZERİ- İTALYA POLONYA’DA

    ALMANYA DANİMARKA-OKU VAR İSPANYA’DA

     

    Peki biz kaldırırız-ya AB ülkeleri

    Onlar kaldırırlar mı-zora sokmayın eri

    Mislisiyle fazlayla-hepsi vardır onlarda

    Bizler kaldıracağız-kalacağız sonlarda

    301’in benzeri- İtalya Polonya’da

    Almanya Danimarka-oku var İspanya’da

    Mesela İtalya’da-parlamento hükümet

    Anayasa yargıyı-aşağıla var illet

    6 aydan 3 yıla-kadar hapis cezası

    Kalplerde ve ruhlarda-bilin çekersin yası

    301’in benzeri- İtalya Polonya’da

    Almanya Danimarka-oku var İspanya’da

    Her kim ki Polonya’da- o cumhuriyetini

    Aşağılarsa ceza-soldururlar bedeni

    1 seneden 3 yıla-kadar hapishanenin

    Yolu ona görünür-haberin var mı senin

    301’in benzeri- İtalya Polonya’da

    Almanya Danimarka-oku var İspanya’da

    İspanya özerk bölge-simge amblemlerini

    Sözle ya da yazıyla-ayırtırlar yerini

    Alenen aşağılar-küçük düşürürseler

    2 ay kadar hapis-yasa bize bunu der

    301’in benzeri- İtalya Polonya’da

    Almanya Danimarka-oku var İspanya’da

    Her kim ki Almanya’da-cumhuriyet eyalet

    Anayasa marşını-söverse yapar davet

    Bayrak ve armasını-küçük düşürürseler

    I yıldan 3 yıl hapis-kondurulur buseler

    301’in benzeri- İtalya Polonya’da

    Almanya Danimarka-oku var İspanya’da

    Kendi ve AB’yi de-millet parlamentoyu

    Alenen aşağılar-günleri geçer koyu

    2 yıl kadar hapis-Hasan der ince ince

    301’i kaldırma-sabahlar olur gece

    301’in benzeri- İtalya Polonya’da

    Almanya Danimarka-oku var İspanya’da

     

     

     

     

    VARLIĞIM GELECEĞİM-KURBAN AZİZ VATANA

    301’İ KALDIRTMA-SÖVDÜRÜRSÜN İMANA

     

    Yüz bin kere karşıyım-madde kalkmamalıdır

    Saflarını belli et-kopan yurdun dalıdır

    Vatan millet bayrağa-asla küfür ettirme

    Hain alçaklar gibi-düşmana destek verme

    Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana

    301’i kaldırtma-sövdürürsün imana

    Türklük Cumhuriyeti-yaşadığım müddetçe

    Daim savunacağım-hazırladım dilekçe

    Açık ya yarı açık-şekildeki hakaret

    Millet izin veremez-bedduayı eder cet

    Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana

    301’i kaldırtma-sövdürürsün imana

    Onurlu kişilikli-sözüm benim onlara

    Ellerini birleştir-kalpte olmasın yara

    Kendisine saygısı-olmayan bir toplumun

    Geleceği mahvolur-boştur koftur o somun

    Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana

    301’i kaldırtma-sövdürürsün imana

    Kim istiyor ona bak-PKK ve Ermeni

    Diğerlere gerek yok-düşündürmeli seni

    Bağımsız değil miyiz-önce bunu bilelim

    Hainlik yapanların-haklarından gelelim

    Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana

    301’i kaldırtma-sövdürürsün imana

    Mehmetçik ölür iken-ABD AB sessiz

    Çakala bir şey olsa-kalıyoruz nefessiz

    Tutmayın ellerinden-elleriniz kirlenir

    Vazife yapmazsanız-sözümü derim bir bir

    Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana

    301’i kaldırtma-sövdürürsün imana

    Mektuplar göndererek-hep kaldırılmasını

    İsteyene küfredin-biraz yanmalı canı

    Yanına gelir ise-uygulamalı yapın

    Öğretmen Hasan söyler-sırtını yere çarpın

    Varlığım geleceğim-kurban aziz vatana

    301’i kaldırtma-sövdürürsün imana

     

     

    301’e Sahip Çık!..Şiir Kitabıma Destekleyici Arıyorum.

     

    Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?

    Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevi’ nden çıktı.

  19. Cola İçme Mahveder!..

     

    Acı çeken çektirir-akıllı ol uslu dur

    Cola’dan kurtulalım-oluşturun sağlam sur

     

    Acı çeken sevinen-ümit duyan bir insan

    Cola’yı görür ise-sırtını döner o can

     

    Acı tattırır içe-morarmasın boncuğum

    Bu size vasiyettir-Cola içme çocuğum

     

    Acıları çektirir-akıllı ol uslu dur

    Cola’yı görür isen-o şişeyi yere vur

     

    Acıların büyüğü-kendi acılarımız

    Cola’dan uzak dursun-baba bacılarımız

     

    Acıma duygusunu-içinde duyup yaşa

    Cola içi karartır-bakmaz gözünde yaşa

     

    Ad ne olursa olsun-Cola içme yavrucak

    Elini kirletmesin-aldın ise yere çak

     

    Adalet güneş gibi-ısıtır aydınlatır

    Cola denen o içki-ruhumuzu karartır

     

    Adalet kadar büyük-sihirli güçler yoktur

    O Cola içeceği-bilinsin borumboktur

     

    Adalet mutluluktan-ancak sevgiden doğar

    Cola bugün olmazsa-yarın insanı boğar

     

    Adalet mülkümüzün-ilk baştaki temeli

    Cola’yı içmeyelim-yukarı kaldır eli

     

    Adalet ve merhamet-insanın özelliği

    Cola bilin yok eder-insanda güzelliği

     

    Adaletle hareket-edenler çağa koşar

    Cola içerse insan-vücut bu işe şaşar

     

    Adaletle işleyen-o çarklar kolay döner

    Cola’yı içen vücut-öğren çok çabuk söner

     

    Adaletsiz yönetim-gençleri zora sokar

    Cola içme evladım-içini fena yakar

     

    Adaletsizliklere-karşı sesini yükselt

    Cola’dan kurtulmalı-can çekişen cemiyet

     

    Adaletten ayrılan-bil yolunu şaşırır

    Cola’yı içen vücut-bedenini aşırır

     

    Adı dünyadan kalksın-Cola içe kor sokar

    Gardını alamadan-balyoz olur ve çakar

     

    Ağaçsızsa topraklar-sel toprağı götürür

    Cola içme çocuğum-o ömrünü bitirir

     

    Ak değil kara kara-Cola zehirli madde

    Yanına yaklaştırma-canda kısaltır vade

     

    Akıl ve düşünceye-daim verin önemi

    Cola denen o zıkkım-içlere sokar nemi

     

    Akıllı ol söyleme-bir söyle düşün seksen

    Cola’dan kurtulmalı -ya tezden ya da erken

     

    Akıllı tedbirlidir-hesap eder her işi

    Cola’yı yere döksün-beyit okuyan kişi

     

    Akla dayanan millet-yıkılamaz hep yaşar

    Sağlıklı olan nesil-bilin zorluğu aşar

     

    Aklını iyi kullan -vücudu harap etme

    Cola’ yı tüketerek- sakın ola tez bitme

     

    Alçakgönüllü insan-kendisini methetmez

    Cola içerse insan-dertleri çoktur bitmez

     

    Aldatmayan biriyim -dilim gerçeği söyler

    Cola’dan kurtulmalı-anne çocuk ve beyler

     

    Aldatmayın arkadaş-Cola faydalı değil

    Doğru olan sözlerin-karşısında gel eğil

     

    Aleyhte yazıyorum -Cola’ yı yeriyorum

    Mücadelemi burdan -beyitle veriyorum

     

    Alışkanlık yapmayın-Cola içerse insan

    Çok kolay tökezlenir-dayanamaz buna can

     

    Anlamadan bilmeden-asla konuşmuyorum

    Cola’yı içer isen -kötü olur o durum

     

    Anlatacağım daim-ben sen biz siz onlar

    Sözüm Türk Milleti’ne-Cola içmesin canlar

     

    Anneler ve babalar-Cola içerse çocuk

    İleriye gidemez-çok tez solar kuzucuk

     

    Ara araştır ve sor-doğruluğa gel eğil

    Cola çok zararlıdır gerçekleri n ‘olur bil

     

    Arzunu gerçekleştir-Cola içme bir daha

    Eğer dikkat etmezsen-mayınla dolar saha

     

    Ay gibi güneş gibi-ışığı saç ve yaşa

    Cola zarar veriyor-hem saça hem de başa

     

    Aydınlanmamış millet-bilinsin kötürümdür

    Cola’yı içer isen -o hayatın dürümdür

     

    Ayrık otu olmayın-bölme hiç parçalama

    Cola sebep oluyor -sıkıntıya ve gama

     

    Az değildir zararı-içtiğin nedir söyle

    Herkes şunu öğrensin-Cola’ysa artar çile

     

    Az sözle çok şey anlat-desinler hep efendi

    Cola yere vuruyor-zıkkımı içen merdi

     

    Bakarım ileriye-çocuk genci gözlerim

    Cola içmesin diyor-bakışım ve gözlerim

     

    Bardak içerisinde-ikram et suyu sütü

    Cola’yı içer isen-durumun olur kötü

     

    Barış herkesin hakkı-savaş ise berbat şey

    Cola bil körüklüyor-ölür anne çocuk bey

     

    Başakların uçları -havada tutar başı

    Cola içen bir nesil-yüzünde görür yaşı

     

    Başarılı işlere-giriş oluştur birlik

    Cola’dan kurtulursak-yurtta sağlarız dirlik

     

    Başkalarını mutsuz-etmektedir o Cola

    Vücudu harap eder-baktırmaz sağa sola

     

    Başkasını hor görür-Cola yolu şaşırtır

    Çocuk ile gençleri-ters yollarda aşırtır

     

    Bedeni harap eder-Cola verdirir mola

    Merdiven çıkamazsın-gidemezsiniz yola

     

    Benden sonra tufandır-Cola’daki düşünce

    Aklın başına gelir -bir kez yere düşünce

     

    Benliğini kaybetme-Cola’ya vurun darbe

    Hiç boşuna ölmesin- anne çocuk ve bebe

     

    Beter diyorum beter-Cola içki mi içki

    Yetkili ve yetkisiz-göstermeliyiz tepki

     

    Beyitleri okursan-vatandaşım duy beni

    Bugün olmazsa yarın-Cola bitirir seni

     

    Bilgi artan hazine-bölüşelim canlarla

    Ancak çağa gideriz sağlıklı insanlarla

     

    Bilgi ve ilham bizde-kükremeler çağ aşar

    Cola’yı içmeyenler -bilin sağlıkla yaşar

     

    Bilinsin epey büyük-Cola’nın yaptıkları

    Anne baba evladı-ağlatır zarı zarı

     

    Bir bilseniz neler var-Cola bünyeyi yorar

    Yanından uzaklaşın-içme verin tez karar

     

    Bir devlet adamının-kalbi başta olmalı

    Cola’yı reddetmeli-çağlar boyu kalmalı

     

    Bir işin sonucunu-hesap et zarar görme

    O Cola’yı içerek -toplumu sakın germe

     

    Bir şeyi öğrenmeden-bilemezsin gerçeği

    Su ile sütle doldur-vücut denene peteği

     

    Bir tarih bir destandır-geçmiş geleceğimiz

    Cola’ nın yok olması-bilinsin dileğimiz

     

    Bir Türk dünyaya bedel-Atatürk'ümün sözü

    Cola’yı içmeyenler-açık tutar o gözü

     

    Bir yanı dinlemeden-verilmez doğru karar

    Cola’ yı içme evlat -bünyeye verir zarar

     

    Biz öyle bir milletiz-tehlikelere dikkat

    Cola’yı içer isen -mosmor olur o surat

     

    Bize bizden fayda var-vücudu harap etme

    O Cola’yı içerek- tez günde çabuk bitme

     

    Bozmaz mı zannedersin-Cola bozar bünyeyi

    Zayıf anı gözlerler-yere çarpat künyeyi

     

    Bulaşmasın eline-deme nerde bulayım

    Tesiri çok büyüktür-Cola mahveder bayım

     

    Bünyeniz fayda görsün-içeceksen süt ara

    Anne ile babalar-Cola’ya verme para

     

    Bütün görev sizlerde- anne içtirme Cola

    Evladı yakalarsa-çarptırır sağa sola

     

    Bütün güzel canları-birbirinden ayırır

    Cola içme vatandaş-o vücudu sıyırır

     

    Büyük sözünü dinle-vücuda sokar pası

    Yaşadığın müddetçe-Cola çoğaltır yası

     

    Cana faydası yoktur-Cola zehri bir bela

    SeslEnirim sizlere içecek misin hâlâ

     

    Cehaleti hemen ez-Cola içmesin millet

    Eğer devam ederse -ortaya çıkar illet

     

    Cola içen gönüller-bilmelidir gerçeği

    Bilin hüsrana uğrar -boş kalır o peteği

     

    Cola’yı elde tuttu-içtim dedi bir kişi

    Biraz vakit geçince-tez bıraktı o işi

     

    Çocuklar gençler duyun-Cola verir endişe

    Tutma elinle sakın-yurttan kaybolsun şişe

     

    Çocuklara gençlere-Cola atıyor şamar

    Bilinsin öğrenilsin-zararı tomar tomar

     

    Değer verilmemeli-Cola’yı içme sakın

    İşlerin sarpa gider -olamazsınız yakın

     

    Derdimi anlatamam-düşmanıyım Cola’nın

    Uyandırmak görevim-yararı yok molanın

     

    Devamlı uyarırım-Cola yok eder teni

    Sıkıntıya düşmeden-şu an hatırla beni

     

    Devamlı yazacağım-içmeyin canlar Cola

    Bir gün yere düşürür-olamazsın kol kola

     

    Doğruyu söylüyorum-içilecek şey değil

    Zararı sana bana-Cola kötü bunu bil

     

    El sözüne kanmayın-koyma buzdolabına

    Evladı zehirleme-Cola içmeyin ana

     

    En önemli mesele-Cola’yı içtirmemek

    Türk Milleti gerekir-toplu hâlde kükremek

     

    Erkek kızı kollayın-içme Cola anne bey

    Gerçekten de *********tir-elde tuttuğun o şey

     

    Gerçeği konuşmalı-Cola içtiğin anda

    Uzmanlar uyarıyor -huzur kalmaz insanda

     

    Gerçekleri söylerim-Cola’nın yok yararı

    Vazgeçenler diyorlar- insana çok zararı

     

    Getirme onu ağza-Cola içi sararsa

    Darbesi kötü olur-bizi öldürür tasa

     

    Getirme onu ağza-uygun olanını seç

    Cola’yı yere döküp-sütü içip öne geç

     

    Gördüğpünde yere dök-eve getirme sakın

    Faydası yoktur bilin-Cola olamaz yakın

     

    Görev anne babada-içmeyin onu onu

    Türkiye’de dünyada-gelsin Cola’nın sonu

     

    Günden güne artıyor-içenler epey pişman

    Uzak durun şişeden-Cola yapıyor şişman

     

    Hedeftedir neslimiz-Cola varsa dert açar

    Ters aşağı çevirin-içme zehiri saçar

     

    Her gün bir bardak daha-Cola yerine sütü

    Lıkır lıkır içelim-o an çalışsın ütü

     

    Her şey elinizdedir-Cola’ya darbe vurun

    Markete girdiğinde-süt var mı önce sorun

     

    İçeceksen su süt iç-para verme boş yere

    Yerlere yıkılırsın-Cola içme ha bire

     

    İçindeki asidi-Cola kemik eritir

    Acısı canı yakar-ortalara çıkar kir

     

    İçmemeli bu toplum Cola yurtta mesele

    Vatanın sınırında- oluşturuyor çile

     

    İlmi bir gerçekliktir-Cola vücudu yutar

    Bilinsin öğrenilsin-sütse ayakta tutar

     

    İnanmazsan bana sor-Cola ruhu soldurur

    Ansızın yakalarsa- içe zehir doldurur

     

    İncedir yazıları-deme olmaz zararı

    İnsanın vücuduna-Cola’nın yoktur kârı

     

    İnsanın dünyasını-Cola içme karartır

    Ruh ile bedenleri -yorar bilin sarartır

     

    İşi bırakır yarı-Cola sarartır benzi

    Beyitle uyarırım- buradan hepinizi

     

    İyice düşünmeli-Cola içen bir nesil

    Hayatını mahveder- acı çeker bütün dil

     

    İyice öğrenmeli-Cola’nın içindeki

    Pantolonu boşaltır-yok eder para çeki

     

    Kanmayın tatlı söze-darbesi olur fena

    Ağlayanları görün-Cola kıyıyor cana

     

    Kimselere gösterme-o şişeden uzak dur

    Zararları anlatın-Cola ise yere vur

     

    Nerde görürsen kaçın-çevirme kapağını

    Seni esir almasın-Cola’dan koru canı

     

    Onu hiç sevmiyorum -eritir gram gram

    Kendime yeni geldim-Cola ile yok aram

     

    Onun rengine kanma-Cola içme çok acı

    Vücudu esir alır-asla eksilmez sancı

     

    Öğrenmedin mi hâlâ-Cola zehirli madde

    Onun için fark etmez -inan kısaltır vade

     

    Öğretmen söylemekte-Cola’yı içen genci

    Kısa bir süre sonra-kaybolmakta direnci

     

    Paraları çok fazla-kanma sakın reklâma

    Doğuştan itibaren -Cola sebebeptir gama

     

    Rengine aldanmayın-Cola kara çok kara

    Eline alır ise -ciğerde açar yara

     

    Ruhumuz bedenimiz-Cola’dan dursun uzak

    Türk Milleti unutma -bize kurulu tuzak

     

    Sayın milletvekili-uzaklaştır gençleri

    Kanunları çıkartın-Cola soldurur eri

     

    Seslenirim sizlere-çocuk gençler duy beni

    Doğruyu söylüyorum-Cola yok eder seni

     

    Seslenişim herkese-uzak durun Cola’dan

    Yere vurursa onu-hoşnut olur Yaradan

     

    Su ya da sütü içir-çocuk gençleri dinle

    Uzaklaştır masadan-Cola içme frenle

     

    Şairi iyi dinle-çocuk gençler ve oğlum

    Vücuttan atılmalı -Cola denen o dolum

     

    Şöhreti çok da kötü-Cola yok eder benzi

    Beyitleri yazarım-uyarıyorum sizi

     

    Tercihini sütten yap-bardaktan yudumlama

    Evlerde apartmanda-Cola sebeptir gama

     

    Ters yönlere yatırır-yol almıyor bu gemi

    Şair size seslenir-Cola içmeyin emi

     

    Uyarmak görevimiz-içerseniz hep Cola

    Sıkıntıda kalırsın-başlara gelir bela

     

    Uzmanlar öyle söyler-Cola kötü içecek

    Zilleri takamazsın-içme tutuşur etek

     

    Üretenler üretmiş-Cola’nın içindeki

    Pantolonu boşaltır- yok eder para çeki

     

    Verdiği zararı gör-sakın Cola içmeyin

    Altlara düşürerek -çocuk genci biçmeyin

     

    Vücuda çelme atar-Cola derse bir kişi

    Bilin zararı görür-kırdırır kafa dişi

     

    Vücudun besin alsın-Cola yerine sütü

    Lıkır lıkır içmezsen durumlar olur kötü

     

    Yaklaştırma yanına-şu rengine iyi bak

    Yakında duruyorsan-Cola’nın yanından kalk

     

    Yazılanı gördün mü-O zehirli bir şişe

    İçenlerde kalmıyor-Cola bozar klişe

     

    Yazısını okuyun-O Cola’nın asidi

    Yediden yetmişe dek-karartmaktadır vadi

     

    Yetkilim duy sesimi-Cola’yı yurttan sürün

    Sonsuza dek yok olsun-satılmasın bu ürün

     

    Yetkilim görev sizde-Cola’ya vurun darbe

    Neslimiz bozulmakta -ölmesin çocuk bebe

     

    Zararı hepimize-Cola zehri öldürür

    Bozuyor yapımızı -çocuk genci soldurur

     

    Zararlı bir davranış-Cola’ya verme para

    Yaşadığın müddetçe-sütü iç düşme dara

     

     

     

    Cola İçme Mahveder Şiir Kitabıma Destekleyici Arıyorum.

    Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?

    Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevi’ nden çıktı.

  20. Hoş bulduk. Yüce Allah, gören gözlerinize, okuyan ağzınıza sağlık- sıhhat versin. Ömür boyu dert ve sıkıntı görmeyin. Ailenizle birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayın.

    Sayfama girip biyografimi okuduğunuz ve görüş belirttiğiniz için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım.

    Saygılarımla.

  21. Hayatımda bu kadar sevinç duyduğumu hatırlamıyorum. Hepinizin yorumları için teşekkür ederim.Yüce Allah, gören gözlerinize, okuyan ağzınıza sağlık- sıhhat versin. Ömür boyu dert ve sıkıntı görmeyin. Ailenizle birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayın.

    Sayfama girip, şiirlerimi okuduğunuz ve görüş belirttiğiniz için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım.

    Saygılarımla.

  22. Hasan Sancak In Benim Annem Melekti Şiirleri 1.Bölüm

     

    AYAN BEYAN BİLİNSİN-"ANNEMİZ BİR MELEKTİ"

    O UNUTULMAYACAK-HAYATIMIZDA TEKTİ

     

     

    13 Ağustos Günü-sabah Saat Üç Otuz

    Anne naaşın geldi-içimize bastın tuz

    4-5 kişi birlikte-tuttuk kaldırdık seni

    Hepimizi çok üzdün-insanları ve beni

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Hani konuşuyordun-soğuktu o bedenin

    Hep manasız bakışlar-hareketsizdi tenin

    Şu uykusuz geceler-kız oğlunu soldurdu

    Acı ve sıkıntıyı-içimize doldurdu

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Sabah olduğu anda-beyler ile kadınlar

    Seni anmaya geldi-nice nice insanlar

    Çoluk çocuk akraba-Trabzon İstanbul'dan

    Kavuştular araçla-ayrılmadılar yoldan

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Bütün akrabaların-açtılar tabutunu

    Hayatın başlangıcı-evet vardır bir sonu

    Sesler ve haykırışlar-hepten kapladı arzı

    Ora kimler gelmişse-içte duyuldu sızı

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    O yüzün bembeyazdı-aktı burnundan kanlar

    Gerçekten de üzüldü-oğlun kızın ve canlar

    "Hoca dedi Şehittir"-ağlamayın siz sakın

    Ruhu ile bedeni-Allah'a oldu yakın

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Amca dayı torunu-hala ve teyzelerim

    Hangisini sayayım-toplandı bütün erim

    Öğle namazı ile-biz kaldırdık naşını

    Sıkıntı acı doldu-sızlattın bütün canı

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Şu Şadibey Camisi-duy anne ağza kadar

    İnsanlarla dolmuştu-bütün meydan geldi dar

    Şiirim dörtlüklerim-anneciğim hep sana

    Söyleyen Oğlun Hasan-rüyamda görün bana

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

     

     

     

    AYRILIĞIN ACISI-BİZLERİ SOKTU ZORA

    ANNEM KALP RUHUMUZDA-AÇTI DERİN BİR YARA

     

    Anne senden ayrıldık-bu ayrılık çok da zor

    Erkekleri kızları-acı sıkıntıya kor

    Hasretin hepimizi-bezdirdi ve soldurdu

    Ruh ve bedenimize-üzüntüyü doldurdu

    Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora

    Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara

    Öyle ateşe düştük-tutuştuk yanıyoruz

    Hep seni düşünerek-durmadan anıyoruz

    İçimiz ve dışımız-yakmaktadır benliği

    Bir türlü bulamadık-evlerde düzenliği

    Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora

    Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara

    Bu ayrılık bambaşka-sadece ruhlarımız

    Sıkıntıyı çekerler-görülür ahlarımız

    Vakit geldiği anda-ayrılır el ve kollar

    İnsanlar perişandır-titrer yapraklar dallar

    Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora

    Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara

    Haftanın yedi günü-sensiz sessiz derinden

    Bir ses duymak isteriz-haber gelmiyor senden

    Acaba bir tıkırtı-bakıyorum etrafa

    Düşündüğüm anlarsa-beni kaplıyor cefa

    Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora

    Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara

    Ne mektup ne telefon-postacı seslenemez

    Ne telgraf ileti-canlar zoru yenemez

    Ağlayarak inleme-kaplıyor yeri arzı

    Birlikte duyuluyor-tükenmeyen bir sızı

    Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora

    Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara

    Sabah öğle ve akşam-güneş yağmur sesleri

    Bakanları üzüyor-tutuyor nefesleri

    Öğretmen Hasan söyler-yaş doluyor gözleri

    Şiirle anlatıyor-ruhta kalır izleri

    Ayrılığın acısı-bizleri soktu zora

    Annem kalp ruhumuzda-açtı derin bir yara

     

     

     

    BEBEKLİK ÇOCUKLUKTA-ANNEM SARDI UYUTTU

    HASTALIKTAN KORUYUP-BENİ GÖĞSÜNDE TUTTU

     

     

    Çeşme mahallesinin-iki katlı evinde

    Doğumum orda olmuş-mutluluk olmuş tende

    Komşular birbirine-bu müjdeli haberi

    Hemen ulaştırmışlar-kalplerde tutmuş yeri

    Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu

    Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu

    Çok güzel bebekmişim-söylemişler maşallah

    Ömrünü uzun etsin-derlermiş Rabbim-Allah

    Abla ağabeylerim-sonraki kardeşlerim

    Huzura huzur katmış-bunu şiirle derim

    Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu

    Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu

    Annem kazak örerken-ayağına beşiği

    Durmadan sallar imiş-hazırlarmış döşeği

    Beşikler bebeklerin-uyuduğu sağlam yer

    Kendisine gelmiştir-buralarda bir çok er

    Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu

    Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu

    Hasan sallanır iken-söylenir tatlı ninni

    Hep dörtlükler oluşur-şarkı türkü ve mâni

    Güzel ve yanık bir ses-hemen toplar odayı

    Söylenince duyarsın-bağırışı nidayı

    Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu

    Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu

    Ayaklarda bir yastık-başım koyulur ora

    Bir de pış pış demeler-kalpte düzelir yara

    Canlar anne emeği-asla unutulamaz

    Okuyorsan şiiri-bunu bir tarafa yaz

    Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu

    Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu

    Onlara değer verin-bütün anneler güzel

    Yere düşen çocuğa-onlar uzatırlar el

    Sevelim o canları-Hasan verir değeri

    Canınızdan çok sevin-sırtı dönmeyin geri

    Bebeklik çocuklukta-annem sardı uyuttu

    Hastalıktan koruyup-beni göğsünde tuttu

     

     

    BİZİ ÖKSÜZ BIRAKTIN-GİTTİN BİZLERDEN ÖTE

    SANA ÇARE OLMADI-NE İLAÇ NE REÇETE

     

    Bugün on bir gün oldu-ayrılalı seninle

    Sancak ailesinde-hâlâ sürüyor çile

    Uzaktan ve yakından hep eve geliyorlar

    Kalbimiz ve ruhumuz-Anneciğim inan dar

    Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte

    Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete

    Almanya Alaçam'da-o Yasin-i Şerifler

    Senin için okundu-veririm sana haber

    Oğulların kızların-unutmuyorlar seni

    Anneciğim özlerler-sendeki beyaz teni

    Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte

    Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete

    Daha yeni duyanlar-gerçekten epeyi var

    Vatanın dört yanında-görüyorsun itibar

    Yokluğun hissedilir-kapıda pencerede

    Torunların soruyor-babaannem nerede

    Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte

    Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete

    Öksüz kaldı koyunlar-tavuklar ve inekler

    Kendince konuşurlar-O Emine’ m nerde der

    Şu an yatsı ezanı-okunuyor güzelce

    Saat tamam yirmi bir-bizi sarsıyor gece

    Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte

    Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete

    Ağustos sıcağında-dışarıda yağmurlar

    Çok kuvvetli yağıyor-yetişmiyor buna far

    O ruhun hisseder mi-yağmurun sularını

    Dolarsa mezarına-acıtır mı şu canı

    Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte

    Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete

    Senin o yatak odan-anneciğim sessiz boş

    Babam da huzursuzdur-gece ışık yanar loş

    Şiirler anlatamaz-senin güzelliğini

    Kımıldamayan vücut-şu an sızlatır beni

    Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte

    Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete

    Çektiğin sıkıntılar-seni bitirdi yedi

    Canlılarda ses çıkmaz-sanki boş kaldı vadi

    Söylüyor Oğlun Hasan-şiirini yazıyor

    Yoksun sen yanımızda-içimize düştü kor

    Bizi öksüz bıraktın-gittin bizlerden öte

    Sana çare olmadı-ne ilaç ne reçete

     

     

     

    BÜTÜN ANNELER GÜZEL-BENİM Kİ EN GÜZELİ

    HELE DE BAKIŞLARI-OKŞAR DAİMA ELİ

     

    Seni düşündüm yine-aklıma geldin hemen

    Bana üzücü laflar-deme annem ağlarken

    Ah unutamıyorum- gerçekten de inan ben

    Çıkmıyorsun aklımdan-gece gündüz anne sen

    Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli

    Hele de bakışları-okşar daima eli

    Oturdum kaldım evde-hayâller kuruyorum

    Düşlere daldığım an-karşında duruyorum

    Gel diyerek yanıma-durmadan soruyorum

    Kapı kapalı diye-hep tık tık vuruyorum

    Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli

    Hele de bakışları-okşar daima eli

    Gelecek misin bana-ışığı çakıyorum

    Gözyaşları içinde-yollara bakıyorum

    Neredesin diyerek-sokağa çıkıyorum

    Şu akan sular gibi-sanki ben akıyorum

    Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli

    Hele de bakışları-okşar daima eli

    Söylediğim sözlerin-hepsi binde biridir

    Benim sevdiğim annem-ceylân gözlü diridir

    Alaçam'ın güzeli-gerçekten de eridir

    Annem güzel konuşur-hem akıllı seridir

    Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli

    Hele de bakışları-okşar daima eli

    Canım niçin bu kadar-aklıma geliyorsun

    İçimden geçenleri-anne sen biliyorsun

    Telefon mektup ile-haberi salıyorsun

    Oğlunu düşünerek-geçmişe dalıyorsun

    Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli

    Hele de bakışları-okşar daima eli

    Bunlar geçer elbette-inşallah kavuşuruz

    Bu hasretlik tez biter-çok çabuk buluşuruz

    Evdeki insanlarla-canlarla karışırız

    Annem türkü atarak-birlikte yarışırız

    Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli

    Hele de bakışları-okşar daima eli

    Şu an yoksun yanımda-zannetme ki oğlun tok

    Bu Hasan endişeli-kalbime batan bir ok

    Dertlerim çok artıyor-keder dersen bende çok

    Bütün bu zor durumlar-canda bıraktı bir şok

    Bütün anneler güzel-benim ki en güzeli

    Hele de bakışları-okşar daima eli

     

     

     

    DURUYOR BÜTÜN SÖZLER-CENNET'TEN ANNEM GÖZLER

    O'NU BİR KEZ ANDIKÇA-DOLUYOR BÜTÜN GÖZLER

     

    Ağlattın hepimizi-kalplere acı doldu

    Kederlendik aniden-bütün yürekler soldu

    Yaşın 77 ' ydi-söylerdin heyecanlı

    Bir gül toprağa düştü-kırıldı yeşil dalı

    Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler

    O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler

    Ağlıyorum durmadan-yazıyorum yazımı

    Allah'ım n 'olur dindir-içimdeki sızımı

    Gönül kırık kalp yaslı-yüzlerimde bütün yaş

    Annemizi kaybettik-bundan eğik oldu baş

    Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler

    O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler

    Rabb' imizin takdiri-eğdik biz boynumuzu

    Senin ile ağlıyor-hem insanlar hem kuzu

    Gerçekten seviyordun-canlıları hayvanı

    Yoksun sen aramızda-üzdün annem dört yanı

    Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler

    O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler

    Şu hakkını helâl et-anneciğim duyayım

    Bir kez bana oğlum de-sözlerine uyayım

    Sabah Saat 7' de-yazarım şiirimi

    Bak oğlun yalvarıyor-beni hatırla emi

    Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler

    O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler

    Anlatırdın durmadan-başına gelenleri

    Seni kim dinliyorsa-oluyordu haberi

    Bütün mendil çarşaflar-yetmezdi inan bize

    Hep dua ediyoruz-hep anneciğim size

    Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler

    O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler

    Beklemekten yorulduk-ben özledim yüzünü

    Anneciğim unutmam-senin tatlı sözünü

    Bekliyoruz naşını-oğulların kızların

    O feryat kaplayacak-hem bugün hem de yarın

    Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler

    O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler

    Yurdun dört tarafından-sana koştular sana

    Hasan unutmaz seni-bir kez duy canım ana

    Anneciğim Cennet' te-olsun o güzel yerin

    Uçurum oluşturdun-yara kapanmaz derin

    Duruyor bütün sözler-Cennet' ten annem gözler

    O' nu bir kez andıkça-doluyor bütün gözler

     

     

     

    ELİMDEN BİR ŞEY GELMEZ-ANNESİZ OLAN YÜREK

    AİLEYİ BİTİRİR-YANA DEVRİLİR DİREK

     

    Bak seneler geçiyor-sesin niçin çıkmıyor

    Annem yanımda yoksun-kimse bana bakmıyor

    İlkbahar ile yazı-sonbahar ile kışı

    Birbirini kovalar-hâlâ gözde var yaşı

    Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek

    Aileyi bitirir-yana devrilir direk

    Dünyamız ayrı ayrı-seninki ruh alemi

    Benimki ise beden-canda görülür nemi

    Gel desem de gelmezsin-Cennet ile Cehennem

    Allah’ım acı verme-öldürecek beni sem

    Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek

    Aileyi bitirir-yana devrilir direk

    Daha dün yaşıyordun-uzanmıştık yan yana

    Şu ansa sesin çıkmaz-ey gidi canım ana

    İnsan gelip geçici-alma beddua sakın

    Annelere yaklaşın-olun onlarla yakın

    Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek

    Aileyi bitirir-yana devrilir direk

    Çile ile ıstırap-hiçbiri çekmemeli

    Daim yanında kalın-zorluğa banın eli

    Oğlu ile kızını-yanında hazır bulsun

    Saygı ile sevgiyi-hemen annelere sun

    Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek

    Aileyi bitirir-yana devrilir direk

    Sıcakta serinletin-soğukta halı serin

    Onlar düşünmesinler-gerçekten derin derin

    Anne demek can demek-anne esenlik demek

    Hepsinin yollarında-verilmelidir emek

    Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek

    Aileyi bitirir-yana devrilir direk

    Önemi göstermeli-öf bile demesinler

    Duasını alırsın-birazcık da önem ver

    Sözü yabana atma-Hasan diyor anlayın

    Hemen sese ses verin-huzur ile çınlayın

    Elimden bir şey gelmez-annesiz olan yürek

    Aileyi bitirir-yana devrilir direk

     

     

    HER ANNE GÜZEL AMA- FARKLIYDI BENİMKİSİ

    KALBİMİZE KOR DÜŞTÜ-KESİLDİ BÜTÜN SESİ

     

    Onun gibi şefkatli-onun gibi fedakâr

    Acaba var mı bilmem-seven sayan güzel yâr

    Daha sanki dün gibi-geçti ikinci hafta

    Solmak yakışmıyordu-konuşan o surata

    Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi

    Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi

    İnsanlığı mükemmel-o insaniyetliydi

    Kolay kolay yıkılmaz-"Can Annem Heybetliydi"

    Oğlu ve kızlarına-derman oldu kol oldu

    Tümsek taşlı tarlada-annem bize yol oldu

    Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi

    Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi

    Beş vakit namazını-kılar hiç bırakmazdı

    Yıllarca yaşayacak-unutulmaz o adı

    Tatlı bir ses güzel yüz-hep disiplinliydi

    Annem mükemmel insan-çok cana yakın idi

    Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi

    Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi

    Canım hepimiz ile-ilgilenirdi her an

    Kara toprağa düştü-Annem denen büyük can

    Çok sıkıntılar çekti-daim attı içine

    Okşardı ve severdi-önem verirdi yine

    Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi

    Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi

    Son derece titizdi-dağınıklığı sevmez

    Düzeltirdi her yanı-hemen davranırdı tez

    Evine bağlı idi-gerçek usta biriydi

    Zorluklardan yılmazdı-hem kuvvetli iriydi

    Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi

    Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi

    Dört dörtlük bir insandı-asla kaçmazdı işten

    Terlerini silerdi-sıkıntı çekerdi ten

    Annem boş oturmazdı-onun eli açıktı

    Onunla sağlamlaştı-güçlendi bütün çatı

    Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi

    Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi

    Seni biz özlüyoruz- kalbimizdesin her an

    Sesleniver bir kere-sana koşsun bütün can

    Hasan Sancak yazıyor-şiiri dörtlükleri

    Rabb' im seni korusun-ben isterim dön geri

    Her anne güzel ama- farklıydı benimkisi

    Kalbimize kor düştü-kesildi bütün sesi

     

     

    HER GECE GİR RÜYAMA-SENİNLE KONUŞALIM

    RABBİM ÇİLE ÇEKTİRME-ZORLUKLARI AŞALIM

     

     

    23.02-sene 2006

    Günlerden perşembedir-anne gördüm suratı

    O günden bu güne dek-ilk defa rüyamdasın

    Gerçek heyecanlıydın-yüreğim çarptı çın çın

    Her gece gir rüyama-seninle konuşalım

    Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım

    Evimizin önüne-gelmiştin taksi ile

    Yukardan bakıyorum-kayboldu sende çile

    Sessizce ağlıyorum-açtım bu anda camı

    Uyandığımda yoktun-hissettim o an gamı

    Her gece gir rüyama-seninle konuşalım

    Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım

    Sınıfta ve okulda-okurum şiirimi

    Düşünüyorum seni-atamıyorum nemi

    Dinleyenler başını-yerlere eğiyorlar

    Yüzlerinde yaşlar var-ağlıyorlar zarı zar

    Her gece gir rüyama-seninle konuşalım

    Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım

    Annem acıya soktun-duygularım karışık

    Gündüzüm gece oldu-bulamıyorum ışık

    Saatler ile aylar-hep seneler geçiyor

    Sen orada biz burda-bizi üzüntüye kor

    Her gece gir rüyama-seninle konuşalım

    Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım

    Yazılır dörtlüklerim-yıllarca okunacak

    Hem doğum hem de ölüm-böyle yaratmıştır Hâk

    Dörtlükler yazılırken-farklı farklı düşüncem

    Gerçekten özlüyorum-sabaha döndü gecem

    Her gece gir rüyama-seninle konuşalım

    Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım

    Bundan sonra seninle-ya rüyada ahrette

    Bir gün görüşeceğiz-bizde geçeriz öte

    Oğlun Hasan yazıyor-anlatacak durmadan

    Seni orda korusun-dünyaları Yaratan

    Her gece gir rüyama-seninle konuşalım

    Rabbim çile çektirme-zorlukları aşalım

     

     

     

    OĞLUN SANA YALVARIR-ANNEM ANLA HÂLİMİ

    SESİN SOLUĞUN ÇIKMAZ-TUTSANA ŞU ELİMİ

     

    Hastalık birdenbire-perişan etti seni

    Anneciğim bitirdi-hem yüzü hem de teni

    Bütün çocuklarını-durmadan sayıklardın

    İnan yaşayacaktır-soyadın bir de adın

    Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi

    Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi

    O hayvanlara karşı-gösterdin merhameti

    Gerçekten senden aldık-gücü ve cesareti

    Sakın öldürme derdin-karınca ve yılanı

    Dosdoğru insan olun-deme derdin yalanı

    Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi

    Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi

    Sabah erkenden kalkar-akşam dokuza kadar

    Bütün torunlarınla-annem güderdin davar

    Severdin inekleri-öperdin ve koklardın

    Bir şey olmuş mu diye-sağı solu yoklardın

    Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi

    Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi

    Hepsi seni severdi-hep çağırdığın anda

    Bütün bağırırlardı-duyulurdu o seda

    Kaşırdın başlarını-verirdin otlarını

    Anneciğim unutmam gerçekten de bu anı

    Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi

    Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi

    Ne zaman satıldılar-hemen arttı dertlerin

    Hep kemik erimesi-yarayı açtı derin

    Kalp yetmezliği ile-hele nefes darlığı

    Gerçekten de tüketti-beden denen varlığı

    Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi

    Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi

    Şu 2004 yılı-uğursuz geldi bize

    Oğlun kızın uğradı-sıkıntıya krize

    Bir bilsen hâllerimi-seni hiç unutamam

    Yataklarda diken var-batar bana yatamam

    Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi

    Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi

    Dedin beni götürün-yurdum dedin de yurdum

    Sesini duymayınca-başımı yere vurdum

    Senden önce sözlerin -bil geldi Alaçam'a

    Hasan'ın sözü gerçek- sensiz kapanmaz yama

    Oğlun sana yalvarır-Annem anla hâlimi

    Sesin soluğun çıkmaz-tutsana şu elimi

     

     

     

     

    OLMUYOR ANNECİĞİM-İNAN SENSİZ OLMUYOR

    HEPTEN ÇARESİZ KALDIK -ANLA VAKİT DOLMUYOR

     

    Bugün günlerden Cuma- Saat 7'de kalktım

    O perdeyi kaldırdım-pencereden bir baktım

    Oda sessiz ben sessiz-yapraklar kımıldıyor

    Kuşlar cik cik ötmekte-beni üzüntüye kor

    Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor

    Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor

    Sokak tamamen bomboş-karşı yolu gözlerim

    Bir elimde kalemim-ağlamakta gözlerim

    Üzdün annem bizleri-soldurdun yürekleri

    Bir kez daha görmekti-bizlerin dilekleri

    Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor

    Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor

    Rabb'im seni bizlerden-seviyormuş çok daha

    Yeşillenen ağaçlar-bana görünür vaha

    Allah'ım güç kuvvet ver-koyma bizi ellerde

    İnan dua ederiz-Bismillahım dillerde

    Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor

    Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor

    İlk defa tadıyorum-gerçekten son ayrılık

    Annem bak toplanıyor-durmadan kalabalık

    Herkes seni konuşur-bütün insanlığını

    Hepsi de çok seviyor-Emine denen canı

    Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor

    Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor

    Almanya'da namazın-kılınmış toplu hâlde

    Anneciğim duymadın-dolmuştu sende vade

    Vücudu yıkamışlar-sarmalamışlar seni

    Biz nasıl göreceğiz-konuşmayan o teni

    Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor

    Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor

    Duy Cumartesi günü- tamam öğle namazı

    Bizlere zehir oldu-hem kışı hem de yazı

    Teker teker geliyor-bütün akrabaların

    Durmadan anlatılır-o sevgin itibarın

    Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor

    Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor

    Hasan şiir yazıyor-bir taraftan ağlıyor

    Sen yoksun yanımızda- karaları bağlıyor

    Mevla'm sorgu sualden-kolay geçir annemi

    Yıkıldım perişanım-ben kaybettim hanemi

    Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor

    Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor

     

     

    PERİŞANLIK SÜRÜYOR- HER AN HATIRLANIRSIN

    DÜN OLDUĞU GİBİ DE-KALBİMİZDE HEP VARSIN

     

    Anne bir sene oldu-yokluğun hissedilir

    Değer ve önemini-seni sevenler bilir

    Sanki daha dün gibi-saat günü ve ayı

    Sıkıntılara soktun-torun evlat ve bayı

    Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın

    Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın

    Mezarını yaptırdık-mermer ile çevrili

    İsmin başta yazılı-değdiriyoruz eli

    Dualar ediliyor-okunuyor Kur'anlar

    Biri gelip gidiyor-acı duyuyor canlar

    Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın

    Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın

    Annem dün konuşurdun-bugün mezarın sessiz

    Oralara gelenler-duruyorlar nefessiz

    Hepsi dinliyor seni-toprağı okşuyorlar

    Sen yalnız başınasın-ağlıyoruz zarı zar

    Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın

    Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın

    Gelmemişti yanına canım Ayşe ablamız

    Onu ora getirdik-kalplerimiz etti cız

    Alaçam Mezarlığı-ağlamaklı narayla

    Öyle büyük çınladı-yayıldı cadde yola

    Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın

    Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın

    Almanya'dan izine-gelen o canım babam

    Her gün Kur-an okuyor-pencerede açık cam

    Öyle dua ediyor-ilk Peygamberimizden

    Evliyalar enbiya-haber veriyor sizden

    Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın

    Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın

    Elleri yukarıda-okudukça okuyor

    Ruhun hep hissetmiştir-bizlere geliyor zor

    Dünya gelip geçici-bugün yaşayan yarın

    Hayatta olmayacak-olmalı itibarın

    Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın

    Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın

    Seni örnek alacak-senden sonra gelenler

    Anlayacaklar seni-hem kızları hem de er

    Hasan her an yazacak-binlerce dörtlükleri

    Annem benim Cennette-daima onun yeri

    Perişanlık sürüyor- her an hatırlanırsın

    Dün olduğu gibi de-kalbimizde hep varsın

     

     

     

    SAĞLIK VE SIHHAT İLE-ANNEM BAKAR YOKLARDI

    YANINA GELDİĞİMDE-BİR ŞEY VAR MI KOKLARDI

     

     

    Anneciğim karnında-dokuz ay süre ile

    Korudun ve sakladın-arttı sıkıntı çile

    Hakkını ödeyemem-yaşadığım an be an

    Gerçek sana kurbandır-bütünü ile bu can

    Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı

    Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı

    Acı ve tatlı günü-hep yaşadık birlikte

    Bazen evler caddeler-seninle gittik öte

    Hakkını ödeyemem-çünkü verdin emeği

    Saygı sevgiye soktun-hem ruhumu yüreği

    Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı

    Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı

    Uykularını böldün-emzirdin ve salladın

    Rüzgardan fırtınadan-sen bizleri kolladın

    Dört beş altı ve yedi-kardeşler sıra sıra

    Ağlayanlara koştun-gerçekten dura dura

    Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı

    Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı

    Evlerde ve tarlada-ya ocakta sırtında

    Bizlere ninni dedin-huzur bulduk o canda

    Okula yazılınca-kızın oğluna dedin

    Çalışın da okuyun-kaynadın için için

    Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı

    Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı

    Güzellikle söylettin-bizlere hatırlattın

    Mutluluk esenlikle-bizi çağlara attın

    Seni sevmeyen eller-inan rahat olamaz

    Birlik bütünlük yoksa-ömür boyu kalamaz

    Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı

    Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı

    Dinle kızım ve oğlum-kötü sözü söyleme

    Anneyi çiğneyerek-sakın zulüm eyleme

    Hasan Sancak anlatır-hep yazacak yıllarca

    O canlarla tütüyor-evlerde bütün baca

    Sağlık ve sıhhat ile-annem bakar yoklardı

    Yanına geldiğimde-bir şey var mı koklardı

     

     

     

    Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?

    Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevinden çıktı.

  23. Kafiyeli Konuşmak İsterseniz Okuyunuz!..

    KAFİYELİ KONUŞMAK İSTER MİSİNİZ?

    HAYDİ, ÇOCUKLAR GENÇLER

    HEP BİRLİKTE KAFİYELİ KONUŞALIM!

    NOTER ONAYLI A’DAN Z’YE

    ”KAFİYELİ=UYAKLI” KONUŞMA KILAVUZU

    Aşağıdaki yazının tamamı Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak’ ın kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Bu yazı Türkiye’de ve dünyada ilk defa yayınlanmaktadır. Anlatılan bu önemli konu ile birlikte yediden yetmişe herkes kafiyeli konuşmayı ve yazmayı çok sevecek ve öğrenecektir.

    Her tanıdığım insana halk şiirinin önemi üzerinde durduktan sonra isterlerse kafiyeli konuşabileceklerini anlatıyorum. Son harfi ”L” ile biten bana on tane kelime söyler misiniz? Diyorum. Düşünüyorlar, söyleyemiyorlar. Ben de biraz sonra istedikleri kadar kafiyeli kelime konuşabileceklerini söylüyorum. Sessizce dinliyorlar. Bu önemli durum her harf için kullanılabilir. Ben sadece “L” harfini örnek olarak veriyorum. Çocuklar ve gençlerin dikkat etmesi durumunda çok güzel sözler ya da mısralar kullanabileceklerini söyleyebilirim.

    Türkçe’mizde 29 tane harf vardır. A-B-C-Ç-D-E-F-G-Ğ-H-I-İ-J-K-L-M-N-O-Ö-P-R-S-Ş-T-U-Ü-V-Y-Z ‘ dir. Bu harflerin 21 tanesi sessiz, 8 tanesi de seslidir. Kafiyeli konuşabilmek için A’ dan Z’ ye gitmek gerekir. Seslilerde bir sefer, sessizlerde sekiz sefer bir kelime okunabilir. Yukarıda ”L” harfini örnek verdim. A’ dan Z’ ye gidelim. Unutmayın. Sesli harflerde bir sefer sessiz harflerde sekiz sefer söylememiz gerekir.

    A’ dan başlıyoruz! “AL” B’ den başlayarak Z’ ye gidiyoruz.”BAL-BEL-BİL-BOL-BUL” “ÇAL-ÇEL-ÇİL-ÇÖL-ÇUL” "DAL-DEL-DİL-DOL-DÖL-DUL..."Bu durumu Z’ ye kadar taşıyabilirsiniz. Bunu unutmadığınız ve tekrar ettiğiniz zaman önce mısra sonra da beyit ve dörtlük yazabilirsiniz.

     

    Not: Lütfen anne ve babalar çocuklarına bu yazımı okusunlar.

     

    Ağ-bağ-boğ-çağ-dağ-sağı

    Kız kaçırma uçağı

    Eve erken gelirsen

    Tavaya koy sen yağı

     

    Ak-bak-bek-bük-çak-çek-çık

    Yolunuz olsun açık

    Bencillik tutkusunu

    İçinde yaşatma yık

     

    Ay-bay-bey-boy-cay-say-yay

    Ver bana açık bir çay

    Karşıdan geçmektedir

    Atın yavrusu bir tay...

  24. AYAN BEYAN BİLİNSİN-"ANNEMİZ BİR MELEKTİ"

    O UNUTULMAYACAK-HAYATIMIZDA TEKTİ

     

     

    13 Ağustos Günü-sabah Saat Üç Otuz

    Anne naaşın geldi-içimize bastın tuz

    4-5 kişi birlikte-tuttuk kaldırdık seni

    Hepimizi çok üzdün-insanları ve beni

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Hani konuşuyordun-soğuktu o bedenin

    Hep manasız bakışlar-hareketsizdi tenin

    Şu uykusuz geceler-kız oğlunu soldurdu

    Acı ve sıkıntıyı-içimize doldurdu

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Sabah olduğu anda-beyler ile kadınlar

    Seni anmaya geldi-nice nice insanlar

    Çoluk çocuk akraba-Trabzon İstanbul'dan

    Kavuştular araçla-ayrılmadılar yoldan

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Bütün akrabaların-açtılar tabutunu

    Hayatın başlangıcı-evet vardır bir sonu

    Sesler ve haykırışlar-hepten kapladı arzı

    Ora kimler gelmişse-içte duyuldu sızı

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    O yüzün bembeyazdı-aktı burnundan kanlar

    Gerçekten de üzüldü-oğlun kızın ve canlar

    "Hoca dedi Şehittir"-ağlamayın siz sakın

    Ruhu ile bedeni-Allah'a oldu yakın

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Amca dayı torunu-hala ve teyzelerim

    Hangisini sayayım-toplandı bütün erim

    Öğle namazı ile-biz kaldırdık naşını

    Sıkıntı acı doldu-sızlattın bütün canı

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

    Şu Şadibey Camisi-duy anne ağza kadar

    İnsanlarla dolmuştu-bütün meydan geldi dar

    Şiirim dörtlüklerim-anneciğim hep sana

    Söyleyen Oğlun Hasan-rüyamda görün bana

    Ayan beyan bilinsin-" Benim Annem Melekti"

    O unutulmayacak-hayatımızda tekti

     

    BENİM ANNEM MELEKTİ

     

    12 AĞUSTOS 2004 YILINDA ALMANYA’DA VEFAT EDEN BİRİCİK ANNEM EMİNE SANCAK İÇİN KALEME ALINMIŞTIR.

     

     

    Benim Annem Melekti Şiir Kitabıma Destek Olur musunuz?

    Benim Annem Melekti Ankara’da Gündüz Kitabevinden çıktı.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.