-Acayip şekilde yağan yağmurdan kendini otobüsün içine atan adamlar. Bunların elinde şemşiye vardır tabi haliyle. Genelde 20-30 lu yaşlardaki genç erkeklerdir bunlar. Şemsiye kültürleri yoktur tabi arkadaşların. Telaşlıdırlar da zaten. Karizmada çizilmiştir, üst baş ıslak, her yerlerinden su damlıyor. Şööle bir etrafa bakınırlar. Saçlarını elleriyle düzeltirler. Şemsiyenin ipini bileklerine geçirip o elleriyle yukardaki tutacakları tutarlar. Hemen aşağıdaki koltukta da genelde daha önceden yer verilmiş teyzeler den biri vardır muhakkak. Kafasına damlayan sudan rahatsız olur haliyle, fırçayı yer delikanlılar ve otobüsün en arkasına doğru ilerlerler.
-Pazardan eve dönen teyzeler. Gruplar halindedirler. Bazılarının yanında torunları filan vardır. Gürültü, heyecan ve çığlıklar bir lunaparktaki hızlı trene binen insanlardan çok daha fazladır.Anında otobüsü işgal altına alırlar. Her yerde domates, patates ve portakallar yuvarlanmaktadır artık.İşgal ettikleri otobüsteki öğrenciler artık onların esiridir. Otobüse binmelerine, torbalarının yerleştirilmesine ve otobüsten inmelerine artık hep onlar yardımcı olacaktır. Arada da bir kaç koltuk öteye giden portakalları yakalayamadıkları için fırça bile yiyeceklerdir.
-Otobüsün tam ortasında iki elini de havaya kaldırıp, tutacaklardan tutan erkekler. Suratlarında da nedense bir mutluluk ifadesi takınırlar. Aslında bunlara bir ad bulmalıyım ben. Evet evet otobüs gardiyanları olamalı onların adı. Bu tipler zaten sabah ve akşam saatlerinde yoğun olan otobüslerin iç işleyişlerinde tam bir engel teşkil ederler. Arka taraflara geçiş zordur onların yüzünden. Tabi artık bazen ben dayanamayıp, hafifçe dokunarak "beyfendi hayatınızda ilk defa mı otobüse biniyorsunuz" diye sorarım. Alacağım cevap tabii ki hayır dır. Eee o zaman neden böyle duruyorsunuz. Bakın sizin yüzünüzden herkes burdan geçmekte zorlanıyor derim peşinden. Söylene söylene aotobüsün en arkasına (fırça yiyenler köşesi ) ilerlerler daha sonra.
-Çakma sarışınlar. Bunlar çok erken saatlerde kalkıp röfleli saçlarına fön çektirirler. Büyük bir ihtimalle avon dan bir kaç çeşit parfümleri vardır. Bol miktarda da sıkılmıştır sabah sabah o ********* kokular.Upuzun tırnakları kırmızı ojelidir. Kocaman halka küpeleri vardır kulaklarında. Açık renk trençkot olmazsa olmazlarıdır. İnce topuklu ve siviri burunlu çizmeleri de vardır. Sabahları bunların hiç asık suratlısını da görmedim ben. Nasıl beceriyorlar hayret ediyorum. Otobüse bindikleri anda ilgi odağı olurlar. Herkes yer vermek yarışır. Koltuğa oturdukları andan ininceye kadar telefonla konuşurlar. Ve incecik bir ses tonları olur.Vıyk vıyk vıykkkkk diye konuşur dururlar. Sabah sabah nasıl bir enerjidir bu anlamadım gitti.
-Gözlükleri buharlaşan insanlar. Üzülürüm ben bu insanlara. Soğuktan sıcak olan otobüse bindikleri anda buharlaşır gözlükleri. Zaten üzerlerinde montları, ellerinde çantaları, şemsiyeleri filan olur. Elleri kolları doludur. Bir de gözlüklerini silmek için mendil ararken acayip bir çaba içine girerler.Kalkıp yardım edesim gelir o derece üzülürüm yani. Ama etmem çünkü koltuğu kaparlar
-Yaşlı karı-kocalar. Yer verilir. Hele bu yer verilen koltuklar önlü-arkalı koltuklarsa eğer sen otur ben oturayım kavgasını yaparlar bir ilk önce. Sonra nasıldır bilinmez genelde ön koltuğa teyzeler, arka koltuğa da amcalar oturur. Amca ikide bir teyzeyi dürter ve yolda gösterecek bir şey bulur. Teyze en sonunda bağırır amcaya ve amcanın bir daha teyzeyle diyalogu olmaz. Ama amca rahat durmaz. Etraftakilerle illa konuşacak bir şeyler bulur. Gençlere kendi gençliğinden örnekler vererek eski otobüs yolculuklarını anlatır. Hemen hemen her yolculukta böyle bir amca tipinin olması dolayısıyla bu sohbetlerden bıkan gençler , uygun adım marş otobüsün arkasında alırlar soluğu.
- Sabahları radyodan dini yayın yapan otobüs şoförleri. Hemen yanlarında asılı duran ceketlerinin yanında birde seccade gözükür. Otobüse biner binmez hacı misi kokusu gelir burnunuza. O anda anlarsınız zaten işyerine varana kadar dini sohbetler dinleyeceğinizi. Zaten uykunuz vardır, radyodaki amcada mıy mıy mıy bir şeyler anlatır. Eğer oturuyorsan masal gibi gelir muhakkak uyuklarım. Birde bu şoförler çok yavaş kullanıyor be otobüsü. Yol bitmek bilmiyor valla.
-devam edecek-
- Daha fazla oku...
- 8 yorum
- 1.273 görüntü