-
İçerik Sayısı
49 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf Kritikleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm Kritikleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
İletiler gönderen: sert felsefe
-
-
Bazı öğretiler yaşamın öteki tarafında, yok olduktan sonra olduğunu salık verir... Ve maalesef bazı değil çoğu kimseler! bu uğurda canlarından vazgeçer...
Aynen öyle arkadaşım din insanların bu dünyayı ellerinin tersiyle itmelerini sağlıyor. Oysa ne kadar eminler ki kendilerine vaad edilen yerin var olduğundan.
-
Çocukların açlıktan ölmesi Tanrı'nın olmadığına dair bir kanıt olarak gösterilirse, sizin karnınızın tok olması sizin de var olmadığınızın kanıtıdır. Sizce burada sınanan tanrı mı insan mı? Çocukların açlıktan ölmesinin sorumlusu Tanrı değil, bizleriz. Nietzsche, yanılıyor; tanrıyı değil insanı öldürdük biz.
Çocukların açlıktan ölmesinin, insanların acı çekmesinin sebebi biziz bu doğru. Sorun merhametli tanrının neden bu olanlara seyirci kalmasıdır.
-
hayır, Kur'an'a göre sizin ateist olmanızın sebebi sizsiniz. şeytan kim ki sizin aklınıza hükmedebilsin. bunlar bir takım şablonların daha iyi anlaşılması için gösterilmiş sembollerdir. kırmızı pelerinli, boynuzlu şeytanın arada bir kulağınıza fısıldaması efsanevi bir konudur. şeytan, dünyanın aldatıcılığını sembolize eder.
Din hangi dünyayı yadsımamızı sağlıyor? siz yadsımadığınız bu dünyadan memnun musunuz? Çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada yaşarken, bu dünyayı yadsısam ne olur yadsımasam ne olur?
Peki, diyelim biz tanrı'nın varlığını sizlere kanıtlayamıyoruz, sn. sert felsefe, siz bize Tanrı'nın olmadığını nasıl kanıtlayacaksınız? hangi kuvvetli delil bunlar? Gösterilebilecek bir tanrı'ya inansaydık bu tanrı'ya bağlı olmazdık.
Kimsenin umutla yaşadığı yok. kesin olmayan bir konuda umutlanılabilir. asıl umuda ihtiyacı olan inançızlıktır. zaten konu Allah'ın varlığı değil, insandır. Kur'an'ın da, İslamın da merkezinde insan vardır. insan önecelikle kendine inanmayı öğrenmelidir.
Tanrının olmadığının kanıtını kendiniz yazdınız zaten. Çocukların açlıktan öldüğü bir dünya burası eğer tanrı varsa neden bu çocuklar açlıktan ölüyor hani sizin merhametli tanrınız, aslında o ******** siz söylemekten korkuyorsunuz.
-
Zaten kimse ateistlerin şeytanla oturıp sohbet ettiğini söylemiyor, sert ferlsefe. Ölünce yok olup gideceğini düşünen ve hiç bir şeyden umudu olmayan insanlara, yaşadıkları dünyanın zenginliğini vaad ediyor.
Tüm bunlar bir yana şeytan vb. olgular birer semboldür. Ama ilginçtir ki, teistlerin bile öncelik vermediği bu konular ateistlerce kendilerine mesele yapılıyor. Belki de bu şeytanın işidir, kim bilir.
Şeytan bize hiçbir şey vaat etmiyor kuran a göre bizim ateist olmamızın sebebi şeytandır, yani şeytan aklımıza giriyor ve bizi yoldan saptırıyor. Dinin vaadi şeytanın vaadinden daha iyidir. Ama biz şeytana da tanrıya da inanmıyoruz. Biz dünyanın zevklerini güzelliklerini sevdiğimiz için ateist değiliz. Ölümden sonra elbette bu zevkleri tadamayacağız, görmeyeceğiz, duymayacağız bunları elbette inkâr edemeyiz. Din ise insanlara hayali cennet vaat ediyor ve bu dünyayı yadsımalarını sağlıyor.
Peki dinin doğruluğundan ne kadar eminsiniz tanrının varlığından ne kadar eminsiniz ki bu dünyayı yadsıyorsunuz. Bizim iddialarımız daha kuvvetli kendimizden eminiz. Siz görmediğiniz duymadığınız bir tanrıya inanıyorsunuz gösterin bana o tanrı bende inanayım. Umutla yaşıyorsunuz, kendinizden emin değilsiniz. İnancınız aynı sayısal lotoya benziyor çekiliş yapılana kadar hep çıkmasını umut ediyorsunuz, çıkıp çıkmayacağından emin değilsiniz inançta aynı böyle.
-
Şeytan onlara (birçok) va’dde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor. (Nisa 120)
Şeytan biz ateistlere ne vaadetti acaba, kuran daki şu saçmalığa bakın. Şeytan denen şey yoktur ve ben şimdiye kadar şeytanla konuştuğumu onunla pazarlık yaptığımı hiç hatırlamıyorum. Araplar size ne vaadetti cenneti vaadetti huriler,şaraptan nehirler, fanteziler peh. Siz cenneti bekleyin.
Size soruyorum cevap verin şeytan bize ne vaadetti ölünce yok olup gideceğiz hiçbir şeyden umudumuz yok.
-
Ne kadar yanlis bir felsefe,ya yazdiklarinizi okumuyor yada laf ola beri gele hesabina yaziyorsunuz.Siz bu felsefe ile aynen PKK nin iddialarini savunmakta oldugunuzun bilmem farkindamisiniz yoksa özellikle böyle yazarak ayrilikci bir felsefemi yürütüyorsunuz.Türk -Kürt ayirimi yapan ne Atatürktü,nede Türklerdi,cünkü Türkiye Cumhuriyetinin vatandaslari arasinda Kürt Türk Laz Cerkez vs vs diye bir ayirim asla yapilmamis bu ayirimi her dönemde ortaya atanlar bu seferde PKK ile sahneye cikmislardir.Olayin asli budur.Bu ülkede Kürt Türk ayirimi yapilmamis oldugu icin herkes*Türk devletine vatandaslik bagi ile bagli olan herkes Türktür*ayni haklara sahip bireyler olarak kabul edilmistir,dolayisiyla Atatürkün söylemlerini Türklere söylenmis diye irkci bir anlama cekmeyin,evet Türkler icin söylenmistir ve o Türklük kavrami ülkedeki herkesi kapsamina almaktadir.Bu gercekleri görmeyip,*Ben size kanit gösteriyorum siz cirpiniyorsunuz *diye kendinizce dogrulari kanitlastirmayin.
saygilarla
Neden burda herkes kürtleri savunuyor. Ayrıca benim pkk ile ne alakam var onlar vatan düşmanı onların ve benim yaptığıma ırkçılık diyorsanız şunu anlayın kürtler bi ırk değildir. Bu ülkeyi savunan herkesi Türk olarak kabul ediyorsunuz tamam ama kürtler öyle değil. Madem onlar bizim kardeşimiz neden bu kadar çok çoğalıyorlar neden bi kürt ailesi en az 12 tane çocuk yapıyor, bi amaçları var demekki değilmi. Bizi topla tüfekle yenemeyecekleri için bu yolla soyumuzu tüketicekler.
-
Aslında bilincin devam edip etmemesi konusu sadece felsefi açıdan "Hiçliğe" dayandırılabilir.
Biyolojik olarak bilinçin devam ediyor olma ihtimali var;
Evlatlarımız ile...
Şöyle ki eğer evrim'i savunuyor isek kabul etmemiz gereken tek bir şey daha var ki
"İç güdü"lerimizin de bu evrimin bir halkası olduğudur...
Bugünkü canlıların atalarının ilk tepileri daha sonra içselleştrilip içgüdü haline dönüştürülmüş
Ve genetiğe aktarılmış olabilir.
Mesela Sayın DemirEfe'nin "Yatağımızdan, irkilip düşmemizi"
Primatların falan yüksek ağaçlarda yaşayıp düşmelerine bağlayan bir tespiti vardı...
Ya da şu açıdan bakalım:
Mesela bazı huylarımızın anneye, babaya, dedeye, neneye falan benzediğinden bahsedilir hep...
Neden anne, babamıza benzer bazı huylarımız?
Onların elinde yetiştiğimiz için mi?
Oysa ki insanın kişiliğinin iki temeli vardır:
-Doğuştan gelen özellikler ile
-Çevreden edinilen özelliklerin harmanlanması ile bir kişilik ortaya koyarız...
İşte burada düşünmek gerekir:
"Kişiliğin doğuştan gelen yönü" nedir diye...
İlla ki ölümden sonra sizin bireysel olarak bir devamlılık sürdürmeniz gerekmiyor.
Ve inanın "Doğanın Yaşamı" karşısında sizin sonsuza kadar yaşamanızın ya da ölmenizin hiç bir önemi yok...
Ama şu var, siz sonuçta birey olarak benliğinizde oluşturduğunuz bazı kişilik özelliklerini
Evlatlarınıza aktaracaksınız ve bu açıdan da asla bir hiç olmayacaksınız...
Ha bir çocuğunuz olmazsa o zaman bir hiç olmanız durumu söz konusu olur
Ama bu da evrensel bir geçerlilik arzetmez...
Şundan emin olun ki ister "Öldükten sonra bireysel olarak bilincimizin son bulması"nın hiç bir önemi yok...
Önemli olan yaşamın bizzat bütünlüğü olduğuna göre bu konuda kafa yormak ve buna hayıflanmak ta gereksiz...
Şu var ki siz çocuklarınızın genlerine aktardığınız kişilik özelliklerinizle her daim belirli hücrelerde var kalacaksınızdır...
Sizin demek istediğinizi anladım siz kişisel özelliklerimizin çocuklarımıza geçeceğini onlarda devam edeceğini savunuyorsunuz. Kişisel özelliklerin bazıları DNA ile elbette geçer ama fikirler ve akıl aynı olmaz. Bu beyin size ait ve hiç kimsede yok. Dünyadaki herkesin aklı farklıdır örneğin ben babam ve annemden tamamen farklı düşünürüm onlar inançlıdır ama ben inançsızım. Daha birçok özellik farklı, ayrıca dünyaya geldiğim içinde mutlu değilim bunun sorumlusu babamın iradesidir. Ben de ileride kuşaktan kuşağa geçen bu hatayı devam ettirmek istemiyorum çocuk sahibi olarak başkasını acıya boğmak istemiyorum. Çocuğu olmasını isteyen insanlar hep kendisini düşünür ama asla çocuğun hayatını düşünmez.
-
Tartışmanın yerinde olmasının en güzel yolu, ne üzerinde tartışıldığının en baştan ortaya konmasıdır...
Demek ki şimdiye kadar kör döğüşü yapmışız...
En baştan beridir "Madde"den bahsettiğimiz belliydi oysa...
.
.
.
Bing Bang'den önce Varlık "Enerji" formundaydı...
Ondan sonra Madde formuna geçti...
Daha sonrası için bir sürü teoriler var, beni aşar...
Soyut Tanrı'ya olan inanç = Tesadüfler'in olduğunu düşünme = Hiçlik'e inanma
Başka birşey değil...
Varlıktan kastımız tabiki maddedir. Bizim varlığımız bilinçtir madden de varız ama önemli olan bizim bilimcimizdir. Evrenin varlığı maddedir tabiki.
Bilinç öldükten sonra kapanıcaktır doğmadan önceki gibi, bayılınca,uyunca vs gibi olucaktır.
İşte dediğiniz gibi büyük patlamadan önce madde enerji halindeydi bildiğimiz madde şeklinde değildi. Siz de maddenin her zaman var olan birşey olmadığını söylüyorsunuz sadece maddenin değişik hallerde olduğunu savunuyorsunuz.
-
Benim varlıktan kastım bilinçtir. Bedenimizin var olması değil hatta bilinçte bedenimizin bir parçasıdır ama biz ölünce bilincimizi kaybedeceğiz. Siz öldükten sonra bedeninizin çeşitli kimyasallara ayrılıp devam edeceğini söylüyorsunuz ama ölünce düşünemiyeceksiniz çünkü hiç olacağız.
Siz varlığın hep olduğunu söylüyorsunuz. Peki evren için ne diyiceksiniz büyük patlamadan önce ne vardı evren hep aynı genişlikte mi dediğiniz gibi varlığın hep var olduğunu düşünmek zor. Bilimde bunu gösteriyor varlık herzaman var olan birşey değildir.
Tanrıya inanmıyorum çünkü evrenin bir tesadüfle oluşması tanrının tesadüfle oluşmasından daha mantıklıdır.
-
Tanrılar öldü diyosun ya, o zaman onlar da yaşıyor anlamıda dedim. Bana sorarsan bir tek bilim kaldı.
Dikkat ettinmi aradığın cevabı aradığın insanlardan bulamadın bu arada...
Bir de şunu tekar söylemekte fayda var. Büyü patlama teorisi doğru olsa bile, derdi olmadığı halde tanrının yokluğunu ispatlamaz. Aynı şekilde evren bu patlamayla oluşştu demek "yoktan yaratıldı" yoluyla tanrının varlığını da ispatlamaz. Ayrıca büyük patlama teorisi doğru olsa bile evrenin ve maddenin başlangıç noktasını da ispatlamaz. Bana sorarsan sadece sonsuz bir süreç içinde küçük bir döngünün başlangıcı olabilir. Hatta bunun sonsuz bir döngü olduğunu da ispatlasan tanrının varlığı yokluğu yine ispatlanmaz.... Zaten yukarda bol bol söylendiği gibi bu araştırmaların amacı yaratıcıyı araştırmak değildir. Çünkü ne yaparsan yap ne bulursan bul hep bir öncesi vardır. ve hep bir sonrası olacaktır...
Peki ilk neden in peşinden koşmayacakmısınız. Teistlerin yaptığı gibi gerçekten kaçıcakmısınız.
Yazdıklarınızı okudukça bende dehşete düştüm...Öncelikle size Şeytana inanıyorsunuz demedim ve sadece bir niteleme yaptım.
Bu ana kadar ki yazışmamıza dayanarak demek zorundayım ki,
Psikoloğa görünmek her sağlıklı bireyin en azından bir kere yapması gereken yararlı bir davranıştır
Ve delilik değildir...
Nietzsche'nin fikirleri Nesnel gerçekliği tanımlayan tek ve biricik düşünce değildir.
Ayrıca bence birazda fantastiktir...
Ayrıca o "Tanrı'nın Ölmesi Gerektiği"nden bahsetmektedir.
Ahlaki olarak "Tanrı'ya Göre" oluşturulan kabulleri "Gerçek" ve "Samimi" bulmadığı için
Tanrı'nın ölmesi gerektiğine ve öldüğüne inanmıştır...
Neyse,
Asıl konuya dönelim...
Sizce "Hiçlik" nedir?
Bunun tanımını yapın ki "Hiçten Varolduk" deyişinizi anlayalım
Ve ispatlayabilirseniz kabul edelim...
***Nietzsche'nin fikirleri Nesnel gerçekliği tanımlayan tek ve biricik düşünce değildir.
Ayrıca bence birazda fantastiktir......*** burada haklısınız Nietzsche'nin fikirleri doğrudur demiyorum. Ama onun düşüncelerinin çoğuna katılıyorum. Nietzsche'nin bütün düşüncelerini kabul etmiş olup yada herhangi bir filozofun düşüncelerini kabul etmiş olup diğerleri yanlış dersek dogma olurdum. Ve buraya ileti yazmazdım tartışmazdım. Nietzsche'nin bir sözü vardır ‘‘ BU DÂHİL BÜTÜN GENELLEMELER YANLIŞTIR’’ yani kesin bilgi yoktur. Böyle diyerek kendi düşüncelerinin bile kesin olarak doğru olamayacağını dile getirmiştir. Ama filozofların ve peygamberlerin geneline bakarsanız hep dogmadırlar kendi fikirleri kesinlikle doğrudur hele ki peygamberler tam birer dogmadırlar asla tartışılmazlar.
Nietzsche tanrıyı öldürmüştür çünkü tanrıyı insan yaratmıştır.
Hiçlik yokluktur bir şeyin olmaması size demin söylediğim gibi doğmadan önceki gibi. Bu sorunuzdan hiçliğe inanmıyor musunuz yada sizin hiçlik anlayışınız ne bilmiyorum. Eğer din e inanıyorsanız dinlere göre evren yaratılmadan önce tanrıdan başka bir şeyin olmadığı söylenir. Evrenin yoktan var edildiğine inanırlar yani hiçten. Şu an evren genişliyor ama nereye doğru genişliyor hiçliğe doğru genişliyor herhangi bir boşluğu doldurmuyor. Anlaşılan şu madde her zaman var olan bir şey değil şu an yaşadığımız evren sonsuzdan beri var değil büyük patlamayla oluştu ve şişiyor. Demek ki evren olmadan önce bir hiçlik vardı ve evrenin dışında da hiçbir şey yok.
Ben de sizin hiçlik anlayışınızı merak ettim.
-
Nietzsche de öldü
Nietzsche öldü ama fikirleri yaşıyor. Önemli olan da onun fikirleridir.
-
Soru:
Cevap:
Çok açık ve net...
Farketmiyor Sayın Sert Felsefe...
Netice de bu varlıklar dine göre Tanrı'dan
Yani soyut Tanrı'dan tekamül etmiş, aynı öze sahip Soyut varlıklardır...
Şeytan'ı kabul eden birisinin Tanrı'nın olmadığına inanması gibi bir mantık mantıksızlıktır...
Saygılarımla...
Yazdıklarınızı okuyunca bir an dehşete düştüm, hala beni yanlış anlıyorsunuz. Ben ne tanrıya ne şeytan cin melek vs hiçbirine inanmıyorum. Bana şeytana inanmakla ***** atıyorsunuz. Hiçbirşeye inanmıyorum bütün tapılanlar öldü.
-
Ha unutmadan sormak istiyorum,
"Hiçlik" nedir peki?
Ki tüm varlık ondan temayül etmiş olsun!
Doğmadan önce neydiniz, dünyaya gelmeden önce ne olup bittiği hakkında bir fikir sahibimiydiniz düşünüyormuydunuz hayır doğmadan önce bir hiçtik ölüncede bir hiç olacağız. Cevabı anlamanızı umuyorum.
Aslında şimdide bir hiçiz Schopenhauer'in dediğ gibi sorun olan öldükten sonra bir hiç olacağımız değil insanın şimdiden bir hiç olduğunu anlamasıdır.
Al birde buradan yak... Yahu Tanrı diyorsun arkadaşım...
Metafizik bir varlıktan bahsediyorsunuz...
Sonra "Ruhani varlıkların bununla ne alakası var?" diyorsunuz...
Sert felsefe yapayım diyorsunuz ama anlaşılan Felsefe'den pek bir bi-habersiniz ne yazık ki...
tanrı ister genel amaç olsun ister yerel,
sonuçta Tanrı'da ruhani bir kabuldür...
Önce bir kavramları ve niteliklerini, neliklerini öğrensek diyorum hı?
b][/size][/font]
Benim ruhani varlıklardan kastım cin,peri,melek,şeytan vb varlıklardır beni yanlış anlıyorsunuz.
-
"""Biz ateistler tanrı yoktur diyoruz ve bilime inanıyoruz. Bilim evrenin büyük bir patlamayla oluştuğunu ve sürekli geliştiğini söylüyor.
Biz diyoruz ki her şey eninde sonun da hiçlikten çıkmıştır.."""
Bu konuya ben de katılmıyorum, savınızla çelişkili. Hiçlikten çıktı demek karşı durduğunuz felsefenin ekmeğine yağ sürmek olur. Bir daha düşünün isterseniz...
Yazınızı fazla anlayamadım. Benim karşısında durduğum felsefeyle ne alakası var, tanrının var olduğunu savunan felsefi görüşler tanrının sonsuz olduğunu başı ve sonu olmadığını savunuyorlar. Tanrının, evrenin hiçlikten çıktığına karşılar.
Ve benim sorduğum soruya cevap veremiyorlar, hiçbir bilimsel kanıtları yok.
Benim bu başlığı açmaktaki maksadım tanrı fikrini savunanların onun nasıl oluştuğu hakkında cevap vermeleridir uzun zaman olmasına rağmen kimse cevap veremedi, veremezler çünkü tanrı yoktur kim tanrıyı gördüğünü idda edebilir. Görülmemiş, duyulmamış, gözlemlenemeyen bir tanrı.
Tanrıyı insan kendi yaratmıştır ve onu öldürücek olan da insandır.
-
Öncelike "Biz" derken kastettiğiniz her Ateist, evrenin "Hiç"likten çıktığını söylemiyor...
Bu Nihilizmin kuruntusu sadece...
İkincisi, her "Tanrı" kavramını kabul eden de Metafizik, bilim ile ispatlanamayan ruhani varlıkların olduğuna inanmıyor.
Her Ateist'te kendisini bilime adadığı içib ateist olmuyor bu da üçüncüsü...
Ve bir dördüncüsü de Metafizik bir Tanrı'nın kendi kendine var olmuş olabileceği sorunsalı bir tarafa ama ya madde/enerji hep vardıysa?
Kendi kendine var idiyse hep?
Sonsuzluk yani başı ve sonu olmama kavramı bunu niteliyorsa?
O zaman "Hiçten var olma" ile "Yoktan var olma" arasındaki fark nedir?
Bilim "Hiçliğe" dayanmaz...
Bilim "Neden" ve "Nasıl"a dayanır...
Saygılarımla...
1- Evrenin başta hiçlikten çıktığı savına birçok ateist katılıyor elbetteki buna inanmayan ateistlerde var ateizminde birçok çeşidi vardır. Ben genel ateistlerin görüşünü dile getirdim çünkü ateistlerin çoğu bilime inanır.
2- Tanrı kavramını kabul eden metafizikle ruhani varlıkların ne alakası var. Metafiziğin işi tanrı ile ilgilenmektir diğer çeşitlerlede ilgilenirler ama genel amaçları tanrıdır.
3-Her Ateist'te kendisini bilime adadığı içib ateist olmuyor bu da üçüncüsü... burası doğru ama ben kendimi bilime adadığım için ateist olmadım sorguladığım için ateist oldum, bilim var olanla ilgilenir dinin söylediği şeyler ise yoktur gözlemlenemezler. Bunun için bilime göre tanrı yoktur.
-
No Remorse, Metalika, Manowar aklıma gelen savaş müziği yapan gruplar. No remorse ve metalikanın yaptığı bir savaş müziği aşağıda .
No Remorse - Metallica
No mercy for what we are doing
No thought to even what we have done
We dont need to feel the sorrow
No remorse for the helpless one
War without end
No remorse No repent
We dont care what it meant
Another day Another death
Another sorrow Another breath
No remorse No repent
We dont care what it meant
Another day Another death
Another sorrow Another breath
Blood feeds the war machine
as it eats its way across the land
We dont need the feel the sorrow
No remorse is the one command
War without end
No remorse No repent
We dont care what it meant
Another day Another death
Another sorrow Another breath
No remorse No repent
We dont care what it meant
Another day Another death
Another sorrow Another breath
Only the strong survive
No one to save the weaker race
We are ready to kill all comers
Like a loaded gun right at your face
War without end
No remorse No repent
We dont care what it meant
Another day Another death
Another sorrow Another breath
No remorse No repent
We dont care what it meant
Another day Another death
Another sorrow Another breath
Attack
Bullets are flying
People are dying
with madness surrounding all hells breaking loose
Soldiers are hounding
Bodies are mounting
cannons are shouting to take their abuse
With war machines going
Blood starts to flowing
No mercy given to anyone hear
The furious fighting
Swords are like lighting
It all becomes frightening to you
Know death is near
No remorse
------------------------------------------------
Yapmakta olduğumuz şeyin içinde acıma yok
Yaptığımız şeyi düzeltme düşüncesi yok
Kederi hissetme gereksinimi duymuyoruz
Çaresiz olana acımamız yok
Bitimsiz savaş
Acıma yok pişmanlık yok
Aldırmıyoruz ne anlama geldiğine
Bir başka gün bir başka ölüm
Bir başka keder bir başka soluk
Acıma yok pişmanlık yok
Aldırmıyoruz ne anlama geldiğine
Bir başka gün bir başka ölüm
Bir başka keder bir başka soluk
Kan besliyor savaş makinesini
Ülkeyi yiyerek yolunu açarken
Duymuyoruz kederi hissetme gereksinimini
Acıma yok tek emirdir bizim için
Bitimsiz savaş
Acıma yok pişmanlık yok
Aldırmıyoruz ne anlama geldiğine
Bir başka gün bir başka ölüm
Bir başka keder bir başka soluk
Acıma yok pişmanlık yok
Aldırmıyoruz ne anlama geldiğine
Bir başka gün bir başka ölüm
Bir başka keder bir başka soluk
Yalnızca güçlüler sağ kalır
Zayıf ırkı kurtarma isteğimiz yok
Yeni gelen herkesi öldürmeye hazırız
Suratınıza doğrultulmuş dolu bir silah ibiyiz
Bitimsiz savaş
Acıma yok pişmanlık yok
Aldırmıyoruz ne anlama geldiğine
Bir başka gün bir başka ölüm
Bir başka keder bir başka soluk
Acıma yok pişmanlık yok
Aldırmıyoruz ne anlama geldiğine
Bir başka gün bir başka ölüm
Bir başka keder bir başka soluk
Saldırın
Mermiler uçuşuyor
İnsanlar ölüyor
Etrafı saran delilikle birlikte her yer cehnneme dönüyor
Askerler iz sürüyor
Cesetler üst üste yığılıyor
Toplar bağrışıyor zarar vermek için
İlerleyen savaş makineleriyle birlikte
Kan akmaya başlıyor
Hiç kimseye merhamet gösterilmediğini işitin
Azın mücadele
Kılıçlar şimşek gibiler
Her şey korkutucu oluyor ölümün yakın oldugunu biliyorsunuz
Acıma yok
-
Atatürk hicbir konusmasinda veya yazili olarak hazirladigi hicbir raporunda Kürtlere özgürlükten bahsetmemistir.Kürtler esir degillerdiki özgürlük verilcekti onlara.O dönemdede bugünkü PKK nin belki atalari diyebilecegimiz gruplar iki toplumun arasini acmak icin kendilerine Türkiye düsmanlarinin verdigi görevleri yerine getiriyordular.Atatürk kürt toplumunu bu ülkenin ayrilmaz bir parcasi olarak görmüstür,bütün konusmalarindada bunu vurgulamistir.Devsirme kisilerin uydurdugu belgelerle Atatürkü kötülemekle söylemedigi seyleri söylemis gibi göstermekle gercekler ortadan kaldirilamaz.Ayni hileyi Ermenilerde yapti ama kisa zamanda yalanlari ve sahtelikleri ortaya cikti.
Atatürk Irkci degildi ama Atatürk Türk oldugunu asla inkar etmedi,Tarih boyunca Osmanlinin zulmü altinda inleyen,vergi istedimi vergi ödeyen,asker istedimi askere giden kanini Osmanlinin keyfi icin döken Türkler Istiklal savasi ile hem bagimsizliklarina hemde yokolan haysiyetlerine kavusmuslardir.Böyle bir millete ait olan Atatürkün Türklügü ögmesi neden irkcilik olsun.Ayni Atatürk bu ülkede yasayan ve Türkiye icin calisan herkesi soyuna sopuna bakmadan Türk olarak kabul etmedimi,hangi Irkci bunu yapardi,*Damarlarindaki asil kan*demek bir irkci yaklasim irkci felsefe degildir,bagimsiz yasayan bagimsizligi icin kerseyini feda<edebilen bir millet tabiiki asildir.Bazi arkadaslar Atatürkü savunurken saniyorum bilmeden onu yanlis olarak yorumluyorlar.Türk milliyetcisi daha dogrusu Atatürk milliyetciligi irkci bir milliyetcilik degildir,herkesi kucaklayan bir milliyetciliktir.
saygilarla
Ben size kanıtları sunuyorum ama siz çırpınmaya devam ediyorsunuz. ''muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' bu söz sadece Türklere söylenmiştir. Türk kanı ile kürtlerin damarında dolaşan aynı kan değildir hem Türkler hem de kürtler asil olamazlar. Gençliğe hitabe Türk gençliğine sesleniştir ve Türk gençliği içine kürtleri katamazsınız.
-
Siz inananlar neden hep insan zekasını aşağlıyorsunuz, aklımız bunayetmez,terazi ağır gelir,kavrayamayız, bizi aşar vs vs yani bu soruya cevap bulamadığınız için kendinizi ve tüm insanları aşağlıyorsunuz ve zekanızda bir problem olduğunu kabulleniyorsunuz.
İnsan zekasını hiçbir şey aşmaz zor olan sizin rahatınızı kaçıran şey zekanızı aşmak değildir. Sizin tek probleminiz beyninizin içine yerleşmiş olan korkudur cehennem tehtididir sorun burda zekada değil.
-
Sonu olan varlıklar için ilk vardır. Biz de o yüzden bir ilk arıyoruz belki de. Bir ilkin olması gerketiğini düşünmüyorum. Dönüşümler var belki. Geriye giderek buloacağın ilkler, başka şeylerin dönüşümünün bir sonucu. Bilgi birikimimiz bu ilkleri sorgulamamıza henüz izin vermiyor. Henüz...
Saygıar
Herşeyin sonu vardır bu yüzden bir ilk vardır. Sonu olmasa bile (evrenin sonu olup olmadığı kesinleşmiş değil) bir ilk vardır.
Bilgi birikimimiz değil bunu sorgulmamamıza mantığımız izin veriyor mantık izin veriyor.
-
Evrenin ve evrendeki her şeyin bir nedeni vardır: önceki bir diğer olayın sonucuyla ilişkilidir. "Tanrı" ise bilemediğin "şey/neden" noktasında ortaya çıkar.
ama bir ilk olmalı değilmi sonsuz birşey olamaz illaki bir ilk olmalı ve bu ilk sebebsizdir.
-
nedensiz, niçinsiz ve nasılsız bir var olma mümkünmüdür?
nedensiz var olan herhangi bir olgu olmadığına göre bu bir evrensel yasa yani... NEDENSELLİK... öyle ise varoluşun nedenselliğini sormayanlar sadece ateistler olmalı...
Nedensiz, sebebsiz bir var olmanın mümkün olmadığını söylüyorsunuz. Ama tanrının nedeni olmadığını başı ve sonu olmadığını söylüyorsunuz yazınız sizinle çelişiyor.
Amacım fikirlerinize hakaret değil dediğimiz şeyler arasında benzerlikler var aslında. Biz evrenin nedensiz olduğunu söylüyoruz siz tanrının nedensiz olduğunu söylüyorsunuz. Ama tanrı hiç görülebilmiş değil incelenemez (neden insanlardan kaçıyor) evren ise incelenebiliyor ve bilim evrenin nasıl oluştuğu hakkında açıklamalar getirdi siz de tanrının oluşumu hakkında açıklama getiriniz.
-
Ateizm gücü temsil eder biz ateisler de bir zamanlar inandırılmıştık üstüne basa basa söylüyorum inandırılmıştık. İnsanların dinlere inanması kendi seçimleri değildir çevrenin etkisidir. Ama ateistler sorgulamıştır ve dinlerin psikolojik tehditlerinden korkmamışlardır. Kuran ı okuyun diyorsunuz kur an ı bütün ateistler okudu ve yanlş olduğunu anladı.
Yanıcakmışız da geri gelmek istiyecekmişiz de hepsi palavra siz korkaksınız bizi korkutamazsınız. Bir ateistin dine inanması onun doğruyu bulması değil korkaklığıdır ve güçsüzlüğü seçmiştir güçlü olmak kolay değildir.
-
Hep fotomontaj böyle saçmalık olmaz. Büyük ihtimal abd nin insansız uçakları.
-
Evt kardeşim senin başlığına katılıyorum o kitabı bende okudum ve inanılmaz şeylerle karşılaşdım.ve size o kitapdan biraz bahsediyim.ilk olarak kitaba atatürk mason muydu diye giriyor gerçektende atatürk bir mason du b]
Atatürk e hangi sıfatla mason diyorsunuz mason olduğu için mi ömrü boyunca bu vatanı ve milleti yüceltmekle uğraştı savaştı devrimler yaptı. Yazdıklarınıza dikkat edin burada dünyanın en üstün kişiliğinden bahsediliyor. Okuduğunuz kitap ta yazanlar doğru diye bir kaide yok bu zamanda her önüne gelen kitap yazıyor.
FELSEFEYİ NASIL SEVDİREBİLİRİZ.
- Felsefe
Gönderi tarihi:
Felsefe herkesin uğraşacağı birşey değildir. Felsefeci dünyayı anlamaya çalışır, din felsefenin karşısındadır çünkü dinin evrenle ilgili açıklamaları vardır ve sorgulanamazlar, insanlar da bu dogmalara inandıkları için hiçbirşeye kafa yormazlar.
Türkiyedeki insanların çoğu dine inandıkları için felsefeye merak da o derece azdır.
Bir kişinin kendisini felsefeye vermesi için;
Okumayı sevmelidir
Dogmaları kabullenmemelidir
Şüpheci olmalıdır
Rahatı seçmiş olmamalıdır (hayalleri ev araba almak olmamalıdır)
Felsefe yapmak gerçekten kolay değildir, birçok zorlukları vardır insana kafayı yedirtebilir. Nietzcshe'nin felsefeyle ilgili bir sözü vardır. ''yüksek dağda buz içinde yaşamaktır Felsefe''.