Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

gloria

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    10.252
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    157

İletiler gönderen: gloria

  1. KIRGIN ve KIZGIN arasındaki fark

    Ben bu iki kelimeyi anlatacak en güzel cümle Necip Fazıl Kısakürek'in "Kızgınlık gürültülüdür, kırgınlık sessiz." cümlesidir. Gerçekten de insan kızdığı zaman gözü hiç bir şeyi görmez, bağırır çağırır bazen karşısındakini istemeden ya da isteyerek kırar bile. Ama sonra kızgınlık geçer gider hani hep derler ya bir anda patlar sonra bir anda söner. Ama kırılan insan hiçbir şey demeden belki yıllarca bu duygusunu içinde saklar...

    Yani kızgınlık geçer de kırgınlık öyle kolay kolay geçmez. 

    KIRGIN

    1. sıfat Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan.

    2. zarf Gücenmiş, gönlü kırılmış bir durumda:
          "Kırgın, usangın kalktı sabahın er saatlerinde." - Abbas Sayar

    3. isim, halk ağzında Toplu ölümlere yol açan bulaşıcı hastalık.

     

    KIZGIN

    1. sıfat Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış:
          "Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur." - Cemil Meriç

    2. sıfat Eş arayan (hayvan):
          Kızgın bir boğa.

    3. sıfat, mecaz Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir:
          "Bir gün odama kızgın bir ihtiyar girdi, elindeki bir tomar kâğıdı neredeyse fırlattı masama." - Ayşe Kulin

    4. sıfat, mecaz Kızışık, zorlu, sert, şiddetli:
          "Çok kızgın bir fikir çarpışmasının üzerine gelmişim, kulak kesildim." - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

  2. Şu an ekşi mayalı bir ekmek pişiriyorum eğer kendisi doğru düzgün olursa buraya bir resmini paylaşacağım. Doğru düzgün derken tadı her zaman doğru düzgün ve muhteşem oluyor ona diyecek lafım yok ama kendisi o kadar anarşist bir maya ki sen istediğin kadar üstünü kes, şekillendir o kendi bildiği gibi kabarıyor, kendi bildiği yerden patlıyor. Her ekmek ayrı bir sürpriz :d bakalım bu seferki nasıl olacak?

    Bu sefer ki ekmeğimi beyaz unla yaptım, 550 gr beyaz un, 200 gr ekşi maya, 350 ml su ve 12 gram tuzla yaptım. Ortaya ortalama 1 kiloluk bir ekmek çıkacak. Bu arada aynı oranda bir hamur daha mayaladım ve onu da mayalanması için buzdolabına bıraktım. Buzdolabındaki hamur soğuk fermentasyon olacak ve ortalama 3 gün dolapta kalacak. Böylece yeni pişirdiğim ekmek bitmeyle onu dolaptan cıkarıp pişirebileceğim. Öyle şey olur mu diye sormayın, oluyor. Ben genelde böyle yapıyorum. Ayrıca ekşi maya nazlı bir mayadır ve buzdolabında mayalanmaktan keyif alır. Deneyin siz de :) Pişman olmayacaksınız.

  3. Tarih 05.05.2020 at 02:42 , Admin dedi:

    Çok güldüm ya... Aynen hepsinin adını şöyle yapalım

    Türk Dizileri Marangozhaneleri

    Türk Dizileri Kiralık evleri

    Türk Dizileri Pasajları

    Türk Dizileri Kıyı şeridindeki evleri

    falan filan ... :)

     

    evet yaaaa, sanırım bunun sebebi aslında dizi piyasasının tekel kaynaklı olmasından kaynaklanıyor, tabii bir çok yapımcı söz konusu ama Türk dizilerinin yüzde sekseni neredeyse AY yapıma ait. Doğal olarak çalıştıkları mekanlar hep aynı olsa gerek. 

     

    Bu arada dizilerde en çok kullanılan mekanlardan birisi de Beykoz Kundura Fabrikası'ymış. 

    Diriliş Ertuğrul

    Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu

    Suskunlar

    Umuda Kelepçe Vurulmaz

    Öyle Bir Geçer Zaman ki

    Karadayı

    Kurtlar Vadisi Pusu

    Kurtlar Vadisi Terör

    Hatırla Sevgili

    Fesupanallah

    Arka Sokaklar

    Pusat

    Küçük Kadınlar

    İşler Güçler

    Pis Yedili

    Fatmagül'ün Suçu Ne

    Kavak Yelleri

    Yaprak Dökümü

     

     

     

  4. Ben hiç sevmiyorum yeşil çay içmeyi ama faydaları da saymakla bitmiyor, o yüzden sürekli bir arayış içindeydim, şöyle tadı midemi bulandırmadan, kokusu içimi baymadan bir yeşil çay arayıp duruyordum. Sonunda buldum, gerçekten benim gibi yeşil çay içmekten haz etmeyenlerdensiniz. doğadan çok güzel bir yeşil çay yapmış, açaili, ananas karışımı bir yeşil çay. alıp deneyin. Bu arada açai neymiş bilmiyordum, baktım öğrendim. 

    Açai aslında bir üzüm türüymüş ve faydaları da saymakla bitmiyormuş. 

    5c8d455645d2a04bdc390936.jpg

     

    bir antosiyanin ve antioksidan kaynağıymış bu sayde dolaşım sistemi ve kalp sağlığını koruyormuş. yeşil çayla birleştiğinde ise antioksidan özelliği artıyor ve yaşlanmayı geciktiriyormuş. 

    İçeriğideki demir varlığı anemik hastalara da iyi geliyormuş, henüz tam olarak kanıtlanmamış olsa da bilim insanları bu meyvenin zayıflatmayı kolaylaştırdığına ve yağ birikimini azalttığına inanıyormuş.

    İçindeki zeytinyağına benzer yağ asitleri sayesinde de kolesterolü düşürüyormuş tabii içindeki lifleri de unutmamak lazım. bu lifler de bunda etkenmiş. 

  5. Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu dizisi bir TRT yapımıymış, ben televizyonda yayınlandığı sırada izlemedim ama malum bu günlerde Korona nedeniyle evdeyiz, dizilere şöyle bir göz atayım dedim. Sağolsun Netflix diziyi içeriğine eklemiş ben de fırsattan istifade izledim. 

    Dizi toplamda 2 sezon olmak üzere 44 bölümden oluşuyor, her bir bölümün süresi ortalama 45 dakika kadar. İnsanı sıkmadan, yormadan, gerçekten huzur veren müzikleri, özellikle ney sesiyle gerçekten de çok güzel bir dizi. Elbet hataları vardır ama ben hatalarına bakmak istemiyorum, gerçekliğini de sorgulamıyorum, yapanın, sunanın gerçekten eline emeğine sağlık. Yunus Emre bizim kültürümüz, maksat kültürümüzü tanıtmak, bildirmek ise çok da güzel yansıtmışlar. Bence herkesin izlemesi gerek. İzleyelim ki daha çok böyle yayınlarla karşılaşabilelim. Bu arada dizi sanırım televizyonda gösterildiği sırada gayet iyi takip edilmiş ve izleyicilerinin de nitelikli bir kitle olduğu gözden kaçmamış.

    Konusun gelince YUnus Emre'nin Kadı Yunusluktan derviş Yunus Emre'ye doğru ilerlemesinin aşamaları anlatılıyor. Her ne kadar ben diziyi izledikten sonra Yunus Emre'nin kadılık yaptığına dair bir bilgi bulamasam da onun iyi bir medrese eğitiminden geçtiği söylediği şiirlerden bilinirmiş. Zaten Yunus Emre'nin kadılık yaptığı bilgisi sadece 18. yüzyılda yazılmış olan İbrahim Has Tezkiresi'nde geçermiş. 

    Dizide Yunus, atandığı kadılık göreviyle Nallıhan'a gelir ve burada Tapduk Emre'yle kurduğu ilişki sonrasında kadılıktan istifa edip, Tapduk Emre dergahının müridi olmaya karar verir ve bir Derviş Yunus Emre yoluna girer. Dizinin ilk sezonunda konular oldukça yavaş ilerlerken 2. sezonun sonlarına doğru birden hızlanıp neredeyse 3,4 bölümde bitirilir. Yunus Emre'nin çiğlikten pişmeye geçişi çok hızla olduğu gibi yanma aşaması çok daha hızlıca ilerler ve dizi bir anda biter. E tabii bu biraz hayal kırıklığı ama sanırım Diriliş Ertuğrul dizisinin bu dönemde başlayıp çok fazla reyting almasının kurbanı olmuştur. 

    Yine de iyisine kötüsüne bakmayıp izleyin derim. İzleyin yani. 

     

    g1Z58QAxBi5F6dAvhX0hVxhR8hZxqFI6XbV8fd_8

  6. Ben bu filmi çok sevdim, başta çok korktum ajitasyon sahneleri az olsun lütfennn diye dua ede ede izledim neyse ki dramıyla insanı deli gibi yormadı, böyle eski türk filmleri gibi ağlatırken bir anda güldürdü güldürürken bir anda ağlattı, aslında tam bir çağan ırmak filmi, her ne kadar orijinali kore filmi olsa da, kore versiyonunu da izledim sonradan kesinlikle türk versiyonu çok ama çok daha güzeldi. 

  7. O zaman biraz daha düşünelim hem negatif olacak, hem pozitif, hem esprili, hem empatik... 

    Şu nasıl?

    futbol ve politika türklerin uzak duramadığı konulardır, örneğin bir ortamda erkek erkeğe sohbet ediyorsanız mutlaka futbol konusu açılır, ya da bir arkadaşlarınızla otururken, hatta sevgilinizin ailesiyle kendi ailenizi tanıştırırken bir anda  "ne olacak bu ülkenin hali?" sorusu ortaya atılabilir ve bir bakmışsınız  kendinizi politika konuşurken bulmuşsunuz. Türkler kendilerini aslangibi  bilir o yüzden de içtikleri içki aslan sütü yani rakıdır. Sanat müziği eşliğinde, nefis mezeleri ve en sevdikleri dostlarıyla gönüllerde rakı sofrasının yeri ayrıdır. Ha bir de çok meraklıdırlar, ilk defa tanıştıkları birine hemen bekar mı evli mi, hayatında biri var mı, evlenmediyse niye evlenmedi, evliyse çocuk var mı, çocuk yoksa niye çocuk yok, boşandıysa niye boşandı, çalışıyorsa ne iş yapıyor, maaşı ne kadar falan her şeyi sorar soruşturular. 

    Ayrıca kuralları pek saymazlar, mesela trafikteyken "yol verilmez yol alınır" türünden bir kanıları vardır. 

     

  8. dediğim gibi bu cümleler çok olumlu çok güzel özellikler gibi görünüyor ama aslında bir de bu açıdan bakın diyip negatif yönleri de gösterilebilir. sanki aslında türkler borderline gibi, iki uçta yaşıyor kendi içinde hem çok şefkatli hem de çok acımasız olabiliyorlar... adamlara bak sevdiği kadına ya benimsin ya toprağın diyip onun değilse öldürebiliyorlar.  fırtınalılar yani... 

  9. aslında bence baya bir negatif, bir kere vatanseverlik dediğin şeyin derecesi çok önemli, ben inceltip vatansever dedim ama bence aslında çoğunluk aşırı milliyetçi.. belki de ırkçı 

    "değerler söz konusuysa aşırı korumacı derken",  sırf bu yüzden, mesela namus için adam öldürüyorlar

    cesursun daha doğrusu gözü karasın derken hiç de olumlu bir şey demiyorum cesaret bir derece ama gözükaralık bence düşünmeden, doğrusuna yanlışına bakmadan at gözlüğüyle burnunun dikineeeee gitmek

    dışarıdan gelecek tehdide karşı birleşip tek yürek olmak konusu negatif değil evet o baya bir pozitik :) 

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.