Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

GeceKuşu

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.543
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    30

İletiler gönderen: GeceKuşu

  1. ama maynundan gelme ; tesaduf kargasasindan bu canliligin ortaya cikmasi vs gibi evrimle ozdeslestirilen butun ogretilere karsiyim ..

     

    Bak bu konuda sana hak veriyorum...

    Bu tespiti yaptığına göre, Evrimi anlamak için, HY ve benzerlerinin, Avengelist yaratılış teorilerinin Evrim diye sundukları saçmalıkları değil gerçek kaynaklardan okumalısın. Çünkü Evrim Maymundan evrimleştiğimizden değil ortak atadan bahseder. Tesadüf kelimesini kullanmaz Olasılıklardan söz eder.

     

    Çünkü karşı olduğunu ifade ettiğin öğretiler evrim karşıtlarının bilinçli olarak çarpıttıkları kavram kargaşalarıdır.

    Çünkü, konu derindir, basitçe anlaşılması kolay değildir, çok okumayla gelen bilgi birikimine gerek duyar.

    Kolayca anlaşılması ve kavranması güç olduğu için bunu bilen evrim karşıtları tarafından, inançsal güdülerde devreye sokularak çarpıtılır ve konunun red edilmesi için zemin hazırlanır.

    • Beğen 2
  2. İnsanlar Kuran'da göklerin, yerin, dağların, yıldızların, bitkilerin, tohumların, hayvanların, gece ile gündüzün meydana gelişinin, kendi doğumunun, yağmurun ve yaratılmış daha birçok varlığın üzerinde düşünmeye ve bu varlıkları incelemeye çağrılmaktadırlar. Bunları inceleyen insan ise tüm varlıklarda Allah'ın yaratış sanatını görecek, böylece kendisini ve tüm evreni yoktan yaratanı tanıyabilecektir.

     

    Evreni ve içindeki tüm varlıkları incelemenin ve Allah'ın yaratış sanatını keşfederek insanlığa açıklamanın yollarından biri ise "bilim"dir. Dolayısıyla din, bilimi Allah'ın yaratışındaki detaylara ulaşmada bir yol olarak benimser ve bu nedenle bilimi teşvik eder.

     

    Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? Göğe, nasıl yükseltildi? Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu? Yere; nasıl yayılıp-döşendi? (Gaşiye Suresi, 17-20)

     

    Ve tarih boyunca insanlığa büyük hizmetler veren bilim adamlarının önemli bir bölümünün Allah'a inanan dindar kimseler olmasının nedeni de budur; bilimle araştırdıkça ilim sahibi oldukça Allah'ın kudretini takdir edebilmişlerdir.

     

    @Archi; Bilimden söz edip ardından yukarıda yazdığın argümanları kullanman belki farkında değilsin ama baştan sona hatalı...

     

    Ayrıca Bilim adamlarının önemli bir bölümü diyerek onların dindar kimseler olduğunu kabul etmek ve savunmak seni mutlu ediyor olabilir. Ama gerçek bu değildir ne yazık ki. Bu sadece dinsel dürtülerin açısından seni mutlu etmekten öteye gidemez...

     

    Anlatmak istediğimi tam olatak ifade edememiş olabilirim. O nedenle bu görseli izlemek daha iyi anlaşılması açısından yararlı olabilir.

     

  3. @Archi; Sana kalkıp Bilimin, Dinin kural ve yasalarıyla ilgilenmediği ve böyle bir derdi olmadığı üzerine ahkam kesmek istemiyorum...

     

    Madem bu tür konulara ilgi duyuyor ve bunları paylaşarak bilgi birikimini tartışmalarla geliştirmek istiyorsun o zaman ele aldığın konuyla ilgili olarak öncelikle İslam coğrafyasında var olan bilim adamlarının çalışmaları, Avrupalı bilim adamlarına örnek olmuşken, Neden zaman içerisinde dinsel kaygılarla, O bilim adamlarının ve bilimin önü kesilmiş bunun yanıtının aranması gerekiyor.

     

    Bu sorunun yanıtı için sana aşağıdaki videoyu öneriyorum...

    Bu ve benzeri bir çok kaynağa internette ulaşabilirsin...

    Bilgiyi kaynağından öğrenmek olan bakış açısı sana daha çok şeyler katacaktır.

     

    Bu yaklaşım, "Bilim adamlarının bilimsel gerçekleri Din kitaplarında aradığı" gibi düşünce önermelerle yapılan Gereksiz Polemiklerden iyidir...

     

    http://youtu.be/ykXEprLhh08

  4. Böyle mektup yazıp şov yapmak yerine çıksın mertce başbakanın makamına burada yazdıklarını bırak söyleyebilmeyi tir tir titremekten 2 lafı zor bir araya getirir gibime geliyor.

     

     

    Eleştiri getirdiğin onun yapamadıklarını sen neden yapmıyorsun peki?

    Yazının içeriğinde sözü edilen politikaları benimsediğin yada desteklediğin için olabilir mi?

  5. Herkes cengaver kesildi, mektup yazan yazana da bu işler mektupla olmaz. Kimliğini açık ederek çıkacaksın başbakanın makamına orada anlatacaksın derdini yanlız bu mektupta sarfettiği cümlelerin %10'nu edebilirse bu şahıs şükredin. Kolaydı bu lafları etmek sanki.

     

    Ne demek istiyorsun?

     

    Herkes benim gibi despottan korkmalıdır mı?

    Çevremde örneklerini gördüğüm birçokları gibi insanlar onun yalakası yada düşünme yeteneğini yitirmiş biad edenlerden olmalıdır mı?

     

    "Ananı da al git" diye höykürdüğü yurttaşı ne çabuk unuttun?

    Onun gibi düşünen konuşan ve direnen milyonlarca insanın haykırışını duymuyor mu kulakların!

     

    Böyle mektup yazıp şov yapmak yerine çıksın mertce başbakanın makamına burada yazdıklarını bırak söyleyebilmeyi tir tir titremekten 2 lafı zor bir araya getirir gibime geliyor.

     

     

    Onun Yapamadığını sen neden yapmıyorsun peki...

    Onu ve yazının içeriğinde sözü edilen politikalarını onayladığın için mi?

  6. KISA VE ÖZ: Dün akşam POLİS #Ahmet Atakanı ÖLDÜRDÜ!..

     

    Sonrada Yalancının mumu yatsıya kadar yanar öz deyişini akıllarına bile getirmeden "Yüksekden düşerek öldü" diye insanları kandırmaya kalktı...

     

    Bu feryatlar dinmez kardeşim bunu yaptıran ve yapanlar O çığlıkların altında kalır!

     

    http://webtv.hurriyet.com.tr/2/54482/0/1/22-yasindaki-genc-hayatini-kaybetti.aspx

     

    Aşağıdaki Fotoğraf daha da derine gömüyor sözcükleri!

    Her şeyi anlatıyor insanın kalbi parçalanıyor..

    • Beğen 2
  7. " ABD Merkez Bankası Fed " var...

    Palalı ve tekmeyi yiyen kızcağızda sadece figüran...

     

    Adları sıralanan ve silsile yoluyla ilave edilebilecek tüm kişiler sisteme hizmet ediyorlar çünkü...

    Sistemin merkezi ise ABD'de kurumu ise "FED"...

     

    Ne dedi Fasa gidip gelen arkadaş, Gezi olayları nedeni ile işleri bozulmuş. Para kazanamaz olmuş...

    Ha demek ki söz konusu olan para...Sistem ne diyor yaşaman için paraya sahip olmalısın, paran varsa ihtiyaçlarını satın alabilirsin.

     

    O nedenledirki, Adalet MÜLKÜN temelidir.

    Eh adalet mülke yani mülk sahiplerine hizmet ürettiğine göre ne yapsın ki palalı?

    Mülk yani sahiplik, var olan değerlerin kişisel hakkını elde etmek, onlara sahip olmak için para sahibi olması lazım.

    Paraya sahip olması için işlerin tıkıtında gitmesi eğer gitmiyorsa pala elde gereğini yapması lazım...

     

    Bu durumda Palalının arkasındaki itici güçün para olması en geçerli nedendir.

    Bugün toplumların kabul ettiği yönetim sistemi adı her ne olursa olsun "Parasal Sistem" olduğuna göre arkasındaki gücü öyle çok uzaklarda aramamak gerek bence, çıkarıp cebimizdeki paraya bakalım ve onu elde etmek için neler yaptığımızı gözden geçirelim yeter.

     

    Arkadaşında dediği gibi düzen yani sistem değişmedikçe roller değişecektir sadece...

    Bugün palalı tekme atar yarın tekme yiyen ...

    Kimlerin bakış açısı siteme hakim olursa sistem onları korur ve kollar...

     

    Ne zamana kadar?

    Ne Zaman gerçek sorunun parasal sistem olduğu anlaşılıp, yaşamımızı "Var Olan Kaynakların" objektif değerlendirildiği yepyeni bir sitemi yaratıncaya kadar.

  8. Şimdi araştırılması düşünülmesi gereken;

     

    Din insanlarda nasıl bir kontrol mekanizması geliştirerek vahşi doğa insanını, uysal hale getirdi, dönüştürdü.

     

    Soru hatalı...

    İnsanlığı gerçek anlamda bugünlere taşıyan ve dönüştüren din ya da dinlerin kontrol mekanizması değildir...

    Türümüz sizin ele aldığınız anlamda dininler söz konusu bile değilken, Avcı toplayıcı toplumundan tarım toplumuna ardından sanayi toplumuna ve son olarakta bilgi ve bilişim toplumuna evrilmiştir.  Bahsettiğiniz dinlerin etkisi daha 2000 yıllık bir geçmişe sahip..İnsanlığın çarpıcı ilerlemesi ise son 100 hatta 40-50 yıllık geçmişe sahiptir. Oysa türümüz günümüze ulaşana kadar milyonlarla ifade edilen bir geçmişe sahiptir..

     

    Canlılığın değişiminde dinin hiçbir etkisi asla olmadığı için doğal olarak soruyu insanlar üzerinden sormak zorundasın.

    Aslında Vahşi doğa algılaması bizlere ait bir kavram. Doğada vahşet değil beslenme farklılıkları söz konusudur. Türlerin besin zinciri bunu belirler. Hiç bir canlı türü ihtiyaç fazlası ve beslenme zincirinin dışındaki canlıları yok etmez. Vahşi doğa olarak ifade edilse bile bizim türümüzde tüm canlılar gibi evrimine devam ederken beslenme zincirinde çeşitliliği kullanarak diğerlerine fark atmayı başarmıştır. Dinin etkisi ile değil çevre ve yaşam koşullarının etkisiyle değişimi ve gelişimini bu günlere taşımıştır.

     

    Özetle çok yakın tarihlerde söz konusu olan şartlarla, hele de tek kavrammış gibi Dinsel değerlendirmelerle türümüzün evrimini, değişim ve dönüşümünü anlamaya çalışmak doğru sonuçlar vermez...

  9. Sayin GeceKusu,

     

    Yaziyi okudum. Ben deistim. Dedigim gibi insanlar yapiyor, tanriyi goremiyorum ben bu yazida.

    sevgili @@crazy mom ;

    Bunların nedeninin insan aklı ve davranışı olduğu üzerine seninle aynı görüşteyim.

    Sanırım aramızda ufak bir nüans farkı var, sen deist olduğunu düşünerek tanrının bu konularda masum olduğunu, bense "Seküler düşünceyi benimseyen bir bakış açısıyla" olmayan bir varlığın zaten sorumlu olamayacağını savunuyorum...

     

    http://youtu.be/APn3KpXr4qQ

     

    Sevgilerimle...

  10. Bu dediginin mantigini goremiyorum.

     

    'Allah var

    Din yalan

    Tek sorumlu allah'

     

    Tek sorumlu dini kullanan insanlardir.

     

    @@GeceKuşu belden asagi konusdugu asikar, ama bence yerinde olmus smile.png Ha bide anlamadigim ya inanirsin ya inanmassin bu ikilinin @JohnnyTaylanFalls@dennise yaptigi kanitlama muhabbeti bana biraz gereksiz geliyor. Herkes kendinden sorumludur, yani seytan filan komik geldi acikcasi bana....

    Sevgili @@crazy mom ;

    Konuştuğu demeyelim bence, Bilinç altının kendiliğinden sürüklediği bir yönelim...

    Onun "belden asagı konuştuğunu" vurgulayarak tasvip etmezken, "kendimize yapılmasını istemeyeceğimiz bir şeyi" başkası için yerinde olduğunu düşünmeyi seninde doğru bulmayacağına eminim. Sanırım bir anlık dil sürçmesi olsa gerek.

  11. e tabi ki etmiyor yok bi de tatmin edicekti laughing.giftatmin edemeyen tek bi sey vardir insanlarin israrla uzerine gittikleri ;

    o sey de zaten erkek arkadas degil ; cazibesiz kiz da degil ; o sey din de degil aslinda .. rolleyes.gif

    Sevgili @dennise ;

    Çaktırmadan belden aşağı çalışıyorsun ve hiç de hoş durmuyor...

    Ne kadar çileden çıkarsan çık, kızarsan kız centilmenliğini kaybetme, Kötü örnek olup "İnançlılar da hep böyle" denmesine fırsat verme istersen...

  12. Birisi diyor ki; "sana kötülük yapmak için bir tuzak hazırladım. Ama yerini ve zamanını söylemiyorum. O tuzağa düşme sakın ölürsün. Bu ikazım da sana bir iyiliktir."

    Bu insan hakkında ne düşünürsün? Ben, "manyakmısın sen" derim. smile.png

     

    Bence çarpılacaksın ve bir iki güne kalmaz artık seni forumda görmemiz mümkün olmayacak...

    Sen kalk Tanrıya "Manyak mısın sen?" de ... Hadi hayırlısı umarım seni affeder!...

     

    Nedense @@dennise ; bu paragrafına yanıt vermediği gibi, başına gelecekler konusunda da uyarmamış...

    Bunu yapanlara kitapta ne yaptırımlar yazdığını bir bilesen aklın altına kaçardı... smile.png

  13. Milyonlarca ac cocugun olmesi tanrinin sucu degildir, tuketim cilginligi icinde yasayan, dunyanin %5'i zenginlik icinde yasarken geri kalani bu % 5'i icin esek gibi calisirken, bir kitada obezite gunden gune artarken, diger kitada deri kemiklere yapisirken, bir kitanin sadece cope attiklariyla diger kitayi doyurmak mumkunken, sucu tanriya atmak bence, sinavdan kotu not aldiginda sucu ogretmene atmakla ayni seydir....

    Acikcasi insanlarin birbirlerine yaptiklarinin sonra tanriya mal edilmesini anlayamiyorum...

     

    Sevgili @@crazy mom;

     

    Şu Başlığa bir göz at istersen...

    http://www.turkish-media.com/forum/topic/292973-baska-tanrinin-cocuklari/

  14. insanin psikolojik durumunun madde ve metalara etki ettigi bugun incelemelerde aciga cikmaktadir ;

    insanin olumsuz ruh halinde iken evindeki ciceklerin erken solmasi ; siddetli gecimsizligin hukum surdugu ortamlarda suyun buzlukta duzensiz kristalleserek donmasi vs gibi bulgular sasirticidir : ))

    insan icindeki inanca gore ve inancindaki ara ara olusan catlaklara gore surekli tam karsiligindaki ecrini alir ..

    bunu islamiyete yormuyorum ; ama bilimsel gelismeler insanin inanma kapasitesini ortaya koyuyor ...

    inanmak ve inanmanin ortaya cikardigi o tanimsiz ve ortak kabul edilen guc, bilimsel deneylerle sabittir ..

     

    Sevgili @dennise;

    Önerme ve yaklaşımında dile getirdiklerin, kendini geliştirme ve öğrenme çabasında olan bir kişinin bakış açısı ve algılamasını gösteriyor olsa da ...

    Bir önceki "İpe sıkı sıkı sarılmak erektiğini öneren" arkadaşın metafizik yaklaşımından farklı şeylerden söz etmiş olmuyorsun...

    Ha Ali-Mehmet; Ha Mehmet-Ali....

    • Beğen 1
  15. ya varsa halimiz ne olacak bi düşünelim ihtiyatı elden bırakmayalım mesela 900 metre yüksekte uçan bir helikopter düşünelim eğer ihtiyatı elden bırakırsak yani allah yoktur dersek o yapıştığımız ipten elimizi bırakmış oluruzki nereye düşeceğimizi allahtan başka kimse bilmez.

     

    Yani senin dediğine göre yaşanan kazaların ardında birilerinin ipi ellerinden bırakmış olmaları yatıyor...

    Düşmekte olan bir helikopterde bahsettiğiniz ipe sıkı sıkı sarılın bakalım onu düşmekten kurtarabilecek misiniz?

    Burada ipi tutmaktan çok pilotun sol tarafındaki Kolektif kumanda manivelasını bırakmaması gerektiğini bilmekte ve anlamakta fayda var. :)

  16. Çoban gelinlik astı kızlar duaya çıktı...

     

    571612fb5e255f09192eb474d46f9cc1_6.jpg

     

    Isparta'nın Yalvaç İlçesi'nde çoban Muhittin Karakoyun, çöpte bulduğu çok sayıda gelinliği ağaçlara astı. Ardından da, gelinliklerin kızının evlenmesi için dilekte bulunan ve bu dileği kabul olan biri tarafından ağaçlara asıldığı söylendi. Buna inananlar, köye gelip dua etmeye ve dilekte bulunmaya başladı.

     

    Devamını okumak ve bilgilenmek isteyenler için!

     

    ***

    Din sizi çöplüğe dua eder hale getirebilir!

     

    Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

    • Beğen 1
  17. Kendim okumadım ama okuduğum bir yazıda rastladım.

    İslâmi kesimden biri, “Vicdanı ateistlerden mi öğreneceğiz?” anlamında bir şeyler yazmış.

     

    Kimin neyi kimden öğreneceği baştan belli değildir.

    Ola ki, evet, vicdanı bir ateistten öğrenmek durumunda kalabilirsin.

     

    Ama vicdan gibi tanımlaması kolay olmayan konulara geçmeden önce kavraması daha kolay bir şeyi öğrenmekte yarar var. Adamın biri ateist olmuşsa,Şu inanç yükünden kurtulayım da, istediğim gibi kötülük yapayımdiye düşündüğü için olmamıştır. Uzun uzun düşünmüş, gerçeklikle boğuşmuş, aklı ve mantığı böyle gösterdiği için ateist olmaya karar vermiştir. Vermesi onu rahatlatmamış, özellikle rahatını kaçırmıştır.

     

    Dinî inancı olanlara, saydıkları otorite “Şu iyidir, şu da kötüdür” diyor, onlar da genellikle bunları böyle benimsiyor. “Ben ateistim” diyen kişi kendi etik sistemini de, gene düşünerek, taşınarak, kendisi kurmak zorunda.

     

    Onun için, “vicdanı ateistten mi öğreneceğiz” sorusu pek doğru bir soru değil.

    “Ateist” dediğin kişi bayağı uzun uzun kafa yormuş olabilir bu konularda.

     

    “Ateist olduğuna göre demek ki ahlâksızdır” kolaycılığı ile düşünmeye, düşündüğünü sanmaya alışmış bir kişinin ise, Ateistmiş, dindarmış, herhangi birinden herhangi bir şey öğrenmesinin epey güç olduğunu söyleyebilirim.

     

    Tabii böyle bir sözün gerisinde yüklü bir birikmiş hınç olduğunu anlamak fazla çaba gerektirmiyor;

     

    Çünkü oldukça saydam. İstemeden de olsa, şimdiye kadar pek çok şeyi “başkalarından” öğrenmiş olmanın öfkesi bu.

     

    Çünkü, nedense ve nasılsa, ateist olduğu için vicdansız olması gereken birtakım insanlar bu toplumda dindar olduğu için vicdanlı olması gereken insanların yanından geçmediği vicdanlı işler yaptılar. Genel bilgi falan da ayrı konu tabii.

     

    Vicdanî konuları ateistlerden (yani genel olarak sosyalistlerden diyebiliriz herhalde kastedilen de öncelikle de odur sanıyorum) öğrenmeme kararının temelinde, o kesimlerle diyalogu kesme isteği ve eğiliminin yattığını düşünüyorum.

     

    İlkin Başbakan’ın üslûbunda kendini belli eden bu eğilimin nedeni de “vicdanî” mi? Sanki öyle değil. Sanki son analizde gücün, iktidarın niteliğine bağlı bir şey: “Ben muktedirim; kimseye ihtiyacım yok” anlayışı. Bir eleştiriyle karşılaşınca, “Beni eleştireni ciddiye almayın. O zaten bizden değil” demenin mantıkî öncülünü hazırlamak üzere alınmış tedbir.

     

    Ama, tam da burada, bu “vicdan” konusu çok belirleyici bir özellik kazanıyor. “Kürtaj yaptırmak insan öldürmektir, cinayettir” diye bir “vicdanî” sorun ortaya çıkarılıyor, ama Uludere’de fiilen öldürülmüş insanlarla, böyle bir olayla ilgili tartışmayı ve “vicdanî” sorgulamayı kesmek, susturmak için çıkarılıyor.

     

    Bu çok mu “vicdanî”? Ateistten bir şey öğrenmeye gerek bırakmayan bir zemine mi taşıyor sizleri?

     

    Kürtaj aslında bir cinayettir, bunu yapabilen münafıklar da “vicdan” işinden anlamaz,

    Peki, öyle olsun. Uludere olayına kadar kürtaj cinayet değil miydi?

    Partiniz on yıldır iktidarda, ne yaptı, ne söyledi kürtaj konusunda, bugüne kadar?

    Bu on yıl içinde bu ülkede kaç kürtaj yapılmış olabilir?

     

    Sayısını bilmiyorum, ama neyse o sayı, AKP iktidarının o sayıda cinayete seyirci kaldığını, gene AKP’nin önderinden öğrendiğim mantığa göre, söyleyebilirim. Buyurun size “vicdan”!

     

    Bu gibi konuları sırf kendi siyasi- ideolojik çerçevemiz içine hapsedip kendimizden başkasına danışmama aşamasında değiliz.

    Tersine, aykırı yerlerde duranların bunları bir arada tartışmasının gerektiği bir noktadayız.

    • Beğen 1
  18. Bence burada konunun sorunu iki turlu.

     

    Katkıların içi teşekkürler sevgili @evrensel-insan...

    ***

    Küçük çocuklarla evllik sorununa ek olarak üzerinde düşünülmesi gereken bir durum olduğuna inandığım için. _İslamda kadın-erkek eşit(siz)liği , kadının değer(sizliğ)i_ üzerine kitapta yer alan aşağıdaki tanrı kelamı ile ilgili olarak katkıların için şimdiden teşekkürler smile.png

    ***

    Nisa (4) / 34 :

     

    "Erkekler, kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün."

  19. Talak (65) / 4 : Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.

     

    Kadınlardan boşanma hakkında müslümanlara yol gösteren bu ayette dikkati “henüz âdet görmeyenler” kısmı çekiyor.Henüz âdet görmeyenlerden boşanmak için evlenmiş olmak gerektiğinden; İslam’ın, henüz âdet görmemiş, çocuk sayabileceğimiz kızlarla evlenilmesine karşı olmadığını anlıyoruz.

     

    Birçok müslüman buna şu şekilde cevap verir: “O dönemde kızların korunması gerekiyordu.Birilerinin onlara sahip çıkması gerekiyordu.Bu tür ayetler de işte bu yüzden.

     

    Peki ama; kızları korumak, koruma altına almak için evlenmek şart mıdır?

    Kızlar, onlarla evlenilmeden koruma altına alınamaz mı?

     

    Hani Balık Baştan Kokar demiş ya atalarımız: "Hz. Muhammed’in, “henüz âdet görmeyen” Ayşe ile evlendiğini hatırlamakta fayda var."

  20. AKP Milletvekili Özcan Ulupınar, memleketinde bir camiyi açarken yaptığı konuşmada,

    Sözü Meclis’teki ‘4+4+4’ teklifine ve “dindar gençlik ideali”ne getirmiş,

    “Ateistten kimseye fayda gelmez” demiş...

     

    Evet; bunca ateist, hayatlarında bir kez bile cami ya da kilise açmadı!

     

    Ne kadar “Faydasızlar” değil mi?

     

    Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

    Hiçbir şey düşünemiyorum diyorsanız eğer...

    Ya da düşünüp de ne olacak gibi bir yaklaşım içindeyseniz...

     

    Olsun siz yinede şu sözü edilen "Faydasız İnsanlar" hakkında,

    Kimmiş acaba bu insanlar diyerek aşağıdaki başlıktan biraz Bilgi Edinin...

     

    http://www.turkish-m...r/#entry1014816

  21. IIsaac Asimov (1920-1992): Yazar ve biyokimyacı.

     

    Peter Atkins (1940-):Oxford’ta kimya profesörü.

     

    Julius Axelrod (1912-2004): Nobel Ödülü sahibi biyokimyacı.

     

    Patrick Blackett (1897-1974): Nobel Ödülü sahibi fizikçi.

     

    Subrahmanyan Chandrasekhar (1910-1995): Nobel Ödülü sahibi astrofizikçi.

     

    Noam Chomsky (1928-): Dilbilimci.

     

    Francis Crick (1916-2004): DNA moleküllerini bulan kişi. Nobel Ödülü sahibi moleküler biyolog ve fizikçi.

     

    Marie Curie (1867-1934): İki Nobel Ödülü sahibi kimyager.

     

    Richard Dawkins (1941-): Zoolog, biyolog, Oxford’ta profesör.

     

    Thomas Alva Edison (1847-1931): Mucit.

     

    Albert Einstein (1879-1955): Nobel Ödülü sahibi fizikçi.

     

    Richard Feynman (1918-1988): 1965 Nobel Ödülü sahibi fizikçi.

     

    Sigmund Freud (1856-1939): Psikanalizin kurucusu, psikolog.

     

    Erich Fromm (1900-1980): Sosyal psikoloji uzmanı, filozof.

     

    Vitaly Ginzburg (1916- 2009): 2003 Nobel Ödülü sahibi fizikçi.

     

    Stephen Hawking: (1942-) Fizikçi ve evren bilimci.

     

    Sir Julian Huxley (1887-1975): Evrimci biyolog.

     

    Steve Jones (1944-): Genetik profesörü.

     

    Harold Kroto (1939-): 1996 Nobel Ödülü sahibi kimyacı.

     

    Alfred Kinsey (1894-1956): Biyolog, zooloji profesörü.

     

    Richard Leakey (1944-): Paleontolog, arkeolog ve çevreci.

     

    John Leslie (1766-1832): Matematikçi ve fizikçi.

     

    John Maynard Smith (1920-2004): Evrim biyoloğu ve genetikçi.

     

    Ernst Mayr (1904-2005): Taxonomist, kâşif, bilim tarihçisi, doğacı.

     

    Peter Medawar (1915-1987): Nobel Ödülü sahibi psikolog.

     

    Jeff Medkeff (1968-2008): Astronomi bilgini.

     

    Peter D. Mitchell (1920-1992): 1978 Nobel Ödülü sahibi biyokimyacı.

     

    Jacques Monod (1910-1976): 1965 Nobel Ödülü sahibi biyolog.

     

    Fritz Müller (1821-1897): Evrim teorisyenlerinden, biyolog.

     

    Hermann Joseph Muller (1890-1967): 1946 Nobel Ödülü sahibi genetikçi.

     

    Linus Pauling (1901-1994): 1954’te kimya, 1962’de barış olmak üzere iki kez Nobel kazanan kimyacı.

     

    Ivan Pavlov (1849-1936): Nobel Ödülü sahibi fizyolog, psikolog ve hekim.

     

    Richard J. Roberts (1943-): 1993 Nobel Ödülü sahibi biyokimyacı.

     

    Carl Sagan (1934-1996): Astronomi bilgini.

     

    Amartya Kumar Sen (1933-): 1998 Nobel Ödülü sahibi ekonomist.

     

    Michael Smith (1932-2000): 1993 Nobel Ödülü sahibi biyokimyacı.

     

    Richard Stallman (1953-): Aktivist, hacker, yazılım uzmanı.

     

    Raymond Tallis (1946-): Filozof.

     

    Gherman Titov (1935-2000): Dünya yörüngesine çıkan ikinci insan...

     

    Linus Torvalds (1969-): Yazılım mühendisi. Linux işletim sisteminin çekirdeğini yazan kişi.

     

    Alan Turing (1912-1954): Matematikçi. Modern bilgisayar biliminin kurucusu...

     

    James D. Watson (1928-): DNA yapısı hakkında yaptığı çalışmalarla 1962 Nobel Ödülü’nün sahibi.

     

    Steven Weinberg (1933-): 1979 Nobel Ödülü sahibi fizikçi.

     

    David Sloan Wilson (1949-): Evrim biyoloğu.

     

    Steve Wozniak (1950-): Bilgisayar mühendisi. Apple Computer’ın iki kurucusundan biri.

    ***

    Bunlar, insanlığa büyük katkıda bulunan bilim insanlarından bazıları...

     

    Marlon Brando, Jodie Foster, Angelina Jolie, Bruce Lee, Jack Nicholson gibi dünyaca ünlü film yıldızlarını, Bill Gates gibi binlerce dâhiyi, Ernest Hemingway gibi bir o kadar yazarı da ekleyin bu listeye...

     

    Ortak özellikleri ne biliyor musunuz?

    Ateist olmaları...

    ***

    Hayır hayır... Ateizmin reklamını yapmak falan değil amacım!

     

    AKP Milletvekili Özcan Ulupınar, memleketinde bir camiyi açarken yaptığı konuşmada, sözü Meclis’teki ‘4+4+4’ teklifine ve “dindar gençlik ideali”ne getirmiş, “Ateistten kimseye fayda gelmez” demiş de...

     

    Kırdığı potu görsün istedim!

     

    Üstelik bu listeyi, bu sütunlara sığdırabilmek için “insanlığa yararlı işler yapmış” milyonlarca kişiyi dışarıda bırakmak zorunda kaldım!

     

    Evet; bunca ateist, hayatlarında bir kez bile cami ya da kilise açmadı!

     

    Ne kadar “Faydasızlar” değil mi?

    ***

    Siz insanları, insanlığa yaptıkları katkılarla değil de dilleriyle, dinleriyle, ırklarıyla, cinsiyetleriyle değerlendirirseniz, gözünüz kararır ve işte böyle büyük potlar kırarsınız...

     

    Bu yazı Özcan Ulupınar’a “hediyem” olsun...

     

    Belki okur da; cahili olduğu konularda bir daha büyük laflar etmez!

    ***

    • Beğen 1
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.