Tumagü İskicap

kuran kitabı tevrat kitabından önce gelseydi allah 2 kez kendini anlatmaya çalışmış ve başaramamış izleniminden kurtulurdu.

miras ayetlerinde son hüküm, ömer'in avliye uygulamasında biçimlenmiş.

Kader, ölçü demek, ölçüye göre yaşamak demektir. Zuhruf 11'de denilir ki; nezzele min es semai maen bi kaderin indirdi gökten suyu bir ölçü ile Kaderi tayin eden allah değil, kendinizsiniz. 1 yılda dünya'da 505 trilyon ton su buharlaşır ve bu miktardaki buharlaşan su, dünya’ya yağmur olarak yağar, yani ölçülü bir devirdaim gerçekleşir. Tanrı bu devirdaim'e nasıl müdahale etmiyorsa, insanların ekolojisi esas ölçüyü belirliyorsa, insanın kaderindeki olaylara da allah müdahale edemez. Kader, insanın özgür iradesine bağlı ayağını yorganına göre uzatmasıdır.

Vahiy empoze'dir, duygu ve düşüncelerin genel odaklara aşılanmasıdır. islamda vahiy, muhammedin gündelik yaşamına avantaj sağlayan tanrısal bir öğedir. Muhammedin istemediklerini ayıklayıcı olan ve istediklerini düzenleyici olan bir empoze öğesidir. Vahiy tanrısal olmasaydı, muhammed ahzap 36 benzeri ayetleri araplara kabul ettiremezdi. Ahzap 36 resuluhu emren en yeküne lehumul hıyeretu min emrihim. Allahın resulü, müminlere bir işin olmasına emrettiğinde, müminler kendi işlerinde seçim hakkı yapamazlar. Anayasa mahkemesi başkanı Zühtü Arslan'ın Tayyip Erdoğan'a eğilerek selam vermesinde vahiyle gelen ahzap 36'nın yadsınamayacak payı vardır. Siyasi düzen vahiyle gelmek zorundaydı çünkü vahyin asayiş düzenleyici görevi vardı. Muhammed'in polis ve jandarma gibi silahlı kolluk gücü yoktu. Bu nedenle muhammed vahyi, asayiş düzenleyici kolluk gücü olarak kullanmıştı. Vahyin asayiş düzenleyici görevini tek kavrayan muhammed değildi. Muhammedin sağlığında başka peygamberler de vardı. Muhammed ve diğer rakip peygamberler aynı vahiy ile siyasi amaçlara yelken açmışlardı. Abrakadabra ile devrim veya darbe yapabilir kuvvete erişemedikleri için vahiy sanatını kullanmışlardır bunlar. Bu konuda en beceriksiz olanı Esvedül Ansi'dir. Müseylime hiç yoktan birkaç tane vahiy yazabilmiştir. Örnek Müseylime vahyi; "Tohum ekerek, Ekin yetiştirenler, Ekinleri biçenler, Buğdayları savuranlar, Sonra öğütenler, Onlardan ekmek yapanlar. Bu ekmekleri umufak doğrayarak Et suyunda ıslatanlar ve bunların üzerine katışıksız yağ dökerek yiyenlerin şerefine andolsunki siz, hayvan besleyerek cadırda yaşayanlardan daha meziyetlisiniz..." Müseylimet ül Kezzab, Hz.Muhammed ile mektuplaşma şerefine erişmiştir ama Esvedül Ansi, Muhammed'le boy ölçüşür erki olmasına rağmen, yazdığı vahiyleriyle beraber yalan olup gitmiştir.

İnsan psikolojik bir varlık. Çaresiz kaldığı zamanlar oluyor ve o zamanlar yakınıyor, hayıflanıyor. O esnada söyledikleri şeylerin hiç bir önemi yok ama dinlerin ve tanrıların insan hislerindeki kaynağı bu değil. Dinlerin insan hislerindeki kaynağı iyi geçinmek ve güvende yaşama arzusudur. Öldükten sonra da, en az bu iki şeye sahip olarak yine aynı yerden yaşamaya devam etmek. İslamdaki çelişkileri önemsemeden Muhammed'e biat edenler, aslında kendi arzularına biat etmişlerdir. Vakia 20-21. Cennet ehline vardır, arzu ettikleri meyveler ve canlarının çektiği (iştah-yeştehune) kuş etleri. Taha 118-119 Cennette çıplak kalmak yoktur, orada acıkmazsın ve susamazsın. Üstte iki çelişik ifadenin ayetleri var; Vakia 20-21 ve Taha 118-119. Vakia 20-21'de muhammed, cennet uğruna ölüme cesaretlenen mücahitlerim olsun ve bana savaşlarda yardım etsinler diye, dünyada tadamadıkları arzuları, acıkmış boş bir midenin hislerini canlandırarak onları inandırmış ve vakia 22'de de ahu gözlü huriler var size diyerek kandırmaya devam etmiş. Sonra Taha 118-119 ayetlerinde ise cenneti öylesine çekici gösteriyor ki savaşta ölmeseniz bile cennete gittiğinizde dünyalık arzulardan kurtulacaksınız diyor, acıkmayacaksınız ki, kuş etini ne diye yiyeceksiniz! Muhammed müslümanları öylesine tavlamış ki, savaşlarda ölüme gitme cesaretini kendinde bulan mücahitler, ayetler arası çelişkileri muhammed'e soracak cesareti kendilerinde bulamamışlar. Belki de mücahitler ve ümmetin geri kalanları, ahiret hayatı için kurdukları hayallerinin yıkılmasını istemedikleri için sormamışlardır. Yalan da olsa inanç, günümüzde olduğu gibi eskiden de bazı insanların ihtiyaç duydukları enerji çeşiti olmuştur ve olmaya devam edecektir.

"AKP gençlik kolları başkanı Tolgay Demir, düz dünya teorisi başlıklı bir yazı yayınladı: "Dünyanın yuvarlak olması mason uydurması, dünya düzdür" diyor yazısında"... Dünya düzdür islami argümanını, Arabistan Başmüftüsü Abdülaziz Al Şeyh ve Arabistan fetva kurulu başkanı medya'ya açıkladıktan sonra dünya müslümanları cesaretlendiler bu konuda. Quran'da dünya düzdür sonucu, yeryüzü/arz düzdür ifadesini veren ayetlerden çıkarılabilir. Quran'ın evren kuramı kapalı evren modelidir. Kıyamet zamanı gökkubbe'den, sema'dan yeryüzü/arz'a yıldızların düşmesi ifadesi, quran'ın sema dediğinin, evrenin mi gökkubbesi, yoksa dünyanın mı gökkubbesi olduğu net anlaşılmıyor.

Bir canlı türü olarak insan, politik türeyen Tanrı fikrinden daha yararlı ve empatik duygularla iyi işler yapıyor bu dünyada. Yalnızca insan canlısını değil, yeri geldiğinde dünyadaki tüm canlıları gözeten uygulamalara haizdir insan. Tanrı, insanın bu becerisinden yoksundur.

Eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ülkesinde gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden men edildi. Ahmedinejad'ın adaylığı Anayasa Koruma Konseyi tarafından veto edildi. Reformist ve ılımlı muhafazakar aday Ruhani ise onay aldı. Ruhani'nin onay aldığı yerde Ahmedinejad'ın veto edilmesinin tek açıklaması var bana göre. Ahmedinejad'ın salak olması. Benzetmek gibi olmasın ama Binali Yıldırım'ın da Ahmedinejad'dan aşağıya kalır yanı yoktur. Yarın Binali Yıldırım da dese ki "yerli uçağımız öyle uçuyor, böyle konuyor, 40,000 metre tavan yapıyor, tailstrike 17 derece yatıyor, axial tilt angle 23 derece kalkıyor"... eğer ortalarda tayyip erdoğan gözükmüyorsa yani yaşamıyorsa, Binali Yıldırım YSK'dan adaylık onayı alamaz. Salakmış görünümüne yatan %52'nin aslında salak olmadığı o zaman anlaşılır, keşke olsa öyle bir şey. Bizim millet bir yere kadar salaklığa tahammül eder ve getirisi, götürüsünden az ise kapıya kadar uğurlar. İranlılar da Ahmedinejad'a aynısını yaptı. Türkiye'de ise havacılık sektöründe allah'ın dediği ile yol almak mümkün olmadığından ingiliz Rolls-Royce'dan yardım istendi ve Kale grubu ve ingiliz RollsRoyce, Türkiye'de ortak uçak motoru üretmek için yeni bir şirket kurma fikrinde anlaştılar. Türkiye'nin milli TF-X ve TRJ-328 uçaklarının motorları, bu ortak şirket tarafından üretilecek. Enam 73 ve ibrahim 11 gibi ayetlerde; "bana dua edin size icabet edeyim", allahın dediği olur, allah'a tevekkül eden müminlere cevap verileceğine dair bir çok ayetler var ama akp, 80 milyon Türkiyeli insanların beynini, yerli uçağı yapmakta biraraya getiremeyince RollsRoyce'dan yardım istendi ve RollsRoyce yardıma geldi tabi yarı-yarıya ortak olmak şartıyla. Allah'a dua etmenin boşunalığı bir kez daha ortaya çıktı.

Zina edenler ve Allah'a ortak koşanlar sadece birbiriyle evlensinler denseymiş de anlaşılırmış. Peki bu hüküm 21.YY'da uygulanabiliyor mu?

Atatürk diyaneti kurarken islamcı partilerin oy bankası olsun diye kurmadı ama bu hale dönüştü. Bu dönüşümün müsebbibi , sebep olanı ise, millet iki rekat namaz kılmayı öğrensin diyen darbeci kenan evren dir. Kuran vahyedilmesinin sonlarına doğru, vahyin 13. yılında müslümanlara içki yasaklanmıştır. 13 yıl boyunca içki günah değildi. İslamın ilk 13 yılında laiklik kısmen de olsa vardı. Sonra islamda riyakarlık başladı. Mısırlı Arap bir imam tarafından hutbede anlatılan Yahudi'nin müslüman oluş hikayesi vardır, bilirmisiniz? Takvalı bir müslüman, müslüman olmasını istediği yahudinin birine "madem içki yüzünden müslüman olmuyorsun, müslüman ol, içki içmeye devam et" demiş. Yahudi adam, müslümanın bu yalanına inanıp kelimeyi şahadet getirerek müslüman olduktan sonra ise şöyle demiş; "Sen artık müslüman oldun. İçki içmeye devam edersen sana içki içmenin cezasını uygulayacağız. Şayet tekrar içki içmek için islamı terk edersen seni öldüreceğiz" demiş. Muhammed de aynen böyle,13 yıl öncesinde müslümanlara içki içmeyi yasaklasaydı, müslüman olma hızı düşerdi muhakkak.

İslami kaygılar genele ulaşmasın diye insanları bilinçlendirmek için doğruları yazmak günah, haklısın.

Her salat namazdır demiyorum zaten, salat ikamelerinin hiçbiri namaz değildir diyorum. Tabiki salat'ın birden fazla çeşiti var ama insanların salatı her zaman zekat ile örüngü içerisinde. Yat-kalk namazların hiçbiri zekatı ortaya çıkarmıyor. Eline paylaşabileceğin bir nesne veya isnat edilebilir bir özge geçmiyor. Namazı kılıp bitirdiğinde, namaz kılmamış haline geri dönüyorsun ve elde var sıfır. Oysa Allah ve melekleri Nebi'ye salat/yusallune ediyorlar ve bu salat iş'e yarayan bir salat. Amenüler siz de salat edin, ortaya insan yararına paylaşılacak birşey çıkarın demek olduğunu söylüyorum. Kuşların salatı ortaya tesbih çıkarıyorsa, insanların salatı da ortaya zekat çıkarıyor diyorum.

İlginç bir sorun daha yaşadım. Başlık: KURANDA NAMAZ YOKTUR.NE ZAMAN NASIL KILINACAĞI DA YAZMAZ Başlık: abdest aldık. bir kız arkadaşın elini sıktık abdest gider mi? Bu 2 konuya ileti yazdım ve gönderdikten sonra iletiye baktığımda sorun yoktu, nasıl gönderdiysem öyleydi. Fakat şimdi bakıyorumda hacimleri değişmiş, büyümüş. KURANDA NAMAZ YOKTUR'a yazdığım iletinin hacmi size=6 olmuş, Abdest aldık konusuna yazdığım iletinin hacmi size=5 olmuş. Bunların ikisini de ben Meiryo size=4 olarak yazmıştım. İradem dışında değişmiştir bu hacimler. Admin arkadaş size=6 ve size=5 yazan numaraları 4 ile değiştirirsen sorun çözülecektir. [font=Meiryo][size=4][color=#000000] Meiryo size=4 [/color][/size][/font] Bunu da Meiryo size=4 ile yazıyorum bakalım değişecek mi !

İslam dini evrensel-dünyevi bir din ama bakıyorsun abdest ne zaman bozulur hükmüne, her mezhep kendi coğrafyasına ve kültürüne göre hüküm çıkarmış ve onu uyguluyor. Şafi mezhebinde tokalaşmak günahtır. Hemde İbn-i Abbas'a göre büyük günahlar arasındadır kadın ile erkek tokalaşması. Hanifi mezhebi biraz daha ılıman bu konuda ama onda da belirgin emare yok. Bozulup bozulmaması kişinin hayal dünyasında neyi hayal ettiğine bırakılmıştır. Kadına şehvetle dokunursam kim bilecek ki abdestimin bozulup yeniden almama teşvik olsun!

Nur 41: Göklerde ve yerde dizi dizi (saffatin) uçan kuşların namazlarını (salat) ve tesbihlerini görmüyor musun? Gelenekçi islama göre namaz ve salat aynıdır. Namaza indirgenmiş o Salat'da eğilip bükülme, kıyam, rukü, secde, kadei-ahire, vajrasana vardır. Ama Quran'daki salat'da namazın rukünleri denilen o hareketler yoktur. Kuşların rukü yapıp eğildiğini, vajrasana oturuşunda ettehiyatü okuduklarını gördünüz mü? Yok. Ama kuşlarınki de salat, insanlarınki de salat. Aralarında değişik tek şey vardır o da zekattır. İnsanların salatı kuşlarınkine ilave olarak zekat doğurur. Yani insanların salatı ortaya zekat çıkartan bir eylemin adı olmalıdır. Zekatı ortaya çıkarmayan yat-kalk namazı, salat değildir bana göre.

Şeytan allah'tan daha zayıf olmasına rağmen allah'a kafa tuttuğuna göre yapar mı yapar.

Yaşam, Evrim ve Biz. Yazarı Tamer Kaya. Baskı Yılı 2015 ve 640 sayfa. İnsan Vücudunun Öyküsü. Yazarı Daniel E. Lieberman. Baskı Yılı 2015 ve 616 sayfa. Ataların Hikayesi - Yaşamın Köklerine Yolculuk. Yazarı Richard Dawkins. Baskı Yılı 2014 ve 652 sayfa. Genom: Bir Türün Yirmi Üç Bölümlük Otobiyografisi. Yazarı Matt Ridley. Baskı Yılı 2014 ve 408 sayfa. Evrimin Dört Boyutu. Yazarı Eva Jablonka. Baskı Yılı 2011 ve 408 sayfa. Ben Bilmem Gen'im Bilir. Yazarı Katie McKissick. Baskı Yılı 2016 ve 248 sayfa.

Hindistan'da yaşanan kuyruk aldırma operasyonu basına yansıyınca ortaya ilginç görüntüler çıktı. Ana rahiminde evrimsel sürecimizin uzantısı olarak kendiliğinden yok olması gereken kuyruk kaybolmayınca, 18 yaşına gelen gencin kuyruğunun uzunluğu 18 cm boyutuna ulaştı (video). http://odatv.com/kuyruklu-insanin-goruntulerini-gorunce-cok-sasiracaksiniz-0710161200.html

Bangladeşli ateist yazar islamcılar tarafından öldürüldükten sonra şimdi de Ürdünlü bir yazar, yine müslümanlar tarafından öldürüldü. Ürdün'de Facebook sayfasında paylaştığı bir karikatürle, İslam'a hakaret etmekle suçlanan yazar Nahid Hattar Amman'da duruşması için gittiği mahkeme binasının önünde silahlı saldırıya uğrayarak öldürüldü. Türkiye'de basın yayın kuruluşları Nahid Hattar’ın öldürülmesi haberini vermedi. Odatv bile vermedi. Nahid Hattar’ın paylaştığı karikatürde, cennette 2 kadınla aynı yatakta yatan 1 Arap erkeği, çadırının kapısına gelen Tanrı'dan şarap istiyor ve giderken de boş kadehleri götürmesini istiyordu. Nahid Hattar’ın karikatüründe Tanrı'nın arapçası Rab, ingilizcesi Lord yazılmış, allah yazılmamış ama allah olduğu yazı içerisinden belli. Cennette... Tanrı : İyi akşamlar Ebu Salih. Var mı bir ihtiyacın? Ebu Salih : Evet, Rab - Lord. Cebrail'e söyle bana likör ve kaju fıstığı hazırlasın. Sonra bir Gulam oğlanı gönder zemini temizlesin, boş tabakları alsın. Ebu Salih : Bir dahaki sefere, ziyaretinden önce kapıyı tıklamayı unutma. Ürdün Ortadoğuda şiddet olaylarıyla anılmıayan ender ülkelerden birisi. Nahid Hattar’ı da bu yanıltmış ve cesaretlendirmiş olmalı ve Nahid Hattar hristiyanmış, ateist ve dinsiz değilmiş. Belki adam kendi tanrısını eleştiriyordu, islam tanrısını değil. Çünkü karikatürde allah yazmıyor, arapçasında rab, ingilizcesinde lord yazıyor. Gulam yazmasaydı iyiydi. Gulam yazınca müslümanlar kendilerini oğlancı gay hissediyorlar. Belki öldürülmesine gulam kelimesi sebep oldu. (Haberi: https://tr.sputniknews.com/ortadogu/20160925/1024984218/urdun-yazar-islam-hakaret-olduruldu.html)

Takkecilik ve takiyecilik Hz ibrahim'den müslümanlara miras kalmıştır. İbrahim, karısı Sara'yı önce Mısır Firavun'una ve daha sonra Filist Kralı Avimelek'e Sara kız kardeşimdir diye tanıtıp, karısı Sara'nın o Krallarla belirli bir süre için evlenmelerine razı olmuştur. Daha sonra bu 2 Kral, ülkelerinde gerçekleşen bir takım felaketlerin ardındaki nedenin, bir süre önce evlendikleri Sara adlı kadının olabileceğini düşünerek, Kahinleri tarafından uyarılarak, Sara'nın tazminatı ödenerek İbrahim'e geri gönderilmesine karar vermişlerdir. Gerçekte Sara ibrahim'in, babaları aynı, anneleri farklı olarak kızkardeşidir ve aynı zamanda eşidir. Hz ibrahim bildiğimiz üzere akraba evliliği yapmıştır. Fakat olaydan önce ibrahim, Mısır Firavun'dan ve daha sonra Filist Kralı Avimelek'den bu gerçeği gizlemiştir. Hz İbrahim, tazminat parası koparmak için karısı Sara'yı belirli bir süre için Filist Kralı Avimelek ile ve başka bir tarihte Mısır Firavun'uyla evlendirmiştir. Böylece her 2 Kraldan da tazminat anlamında; Cariyeler, köleler, davarlar, sığırlar, altınlar, gümüşler alarak, emek harcamaksızın zengin olmuştur.

Onurlu bir karakteri ve samimi oyunculuğu vardı. Felsefik görüşlerine katıldığım bir insandı. Yurdu uçmağ olsun.

Erkek arının cinsel organı tek kullanımlık. Erkek arı cinsel organını, soktuğu yerde bırakıyor, çıkaramıyor. Eğer çıkarabilseydi eminimki erkek arı, hem kraliçe arıya, hem de dişi arıya sokup çıkarmak isterdi. Ama donanım uygun olmadığı için yapamıyor. Tek kullanımlık sokma hakkını, Kraliçe arı'da kullanıyor. Böyle olunca haliyle dişi arılar da üreyemiyorlar.

İslamın matematik yoluyla çürütülemediğini allahın matematik hatası konusunda görmüştük. Müslümanlar için matematik de görecelidir zaman da görecelidir. Batı uygarlığı yoluyla matematiğin ve zamanın göreceli olduğunu öğrenen müslümanlar, batının öğrenme biçiminden yılandan kaçar gibi kaçarak, islamın insanların yaşamına rehber olma şansını engelledikleri söylenebilir. Batı uygarlığı görecelik keşfini teoride ve pratikte doğrulamasaydı, islamın bir çok hükmü, allah'ın insanlara ulaştırmak istediği ayetlerinin, gerçek hükümlerinden farklı olarak hurafe şekillerde tezahür edecekti. Batıdan öğrenilen "bu bilgi zaten quranda yazıyor" muvaffakiyeti, müslümanların islamı doğru anlamalarına imkan tanıyor. Müslümanlar allahı anlamakta, peygamber muhammed'den yararlandıklarından çok daha fazla, batı uygarlığından yararlanıyorlar. Müslümanlar islamı uygulamakta, peygamber muhammed'in sünnetinden yararlandıklarından çok daha fazlasını, ateist bilim adamlarının pozitif çalışmalarının ürünlerinden yararlanıyorlar. Köküne kadar kullanırlarken de utanç duymuyorlar hiç.

Artık başıma gelmez, notepad'de yazıyorum yazımı. Ama ikinci kez burada başıma geldiği için şikayette bulundum. Aynı forum yazılımını kullanan başka bir forumda da yazıyorum ve boşluk atlatırken, sayfa geri sekmesine basmışım gibi tepki vermesine hiç tanık olmadım. Bence editörde uzun süreli yazı yazanlar dikkat etsinler ve aynı sıkıntıyı yaşayan varsa paylaşsın. Saklamasın kendine.

Felsefik düzlemde Tanrı'yı veya Tanrıları anlatan dinler arasında islam dini o kadar olumsuz bir din ki, koskoca profesör adamları bile cahilcene konuşturabiliyor. Örneğin Nihat Hatipoğlu'nu. Nihat Hatipoğlu'nun Asparagas NASA Haberini Gerçek Sanıp Televizyonda Anlatması video'sunda, gerçek islamın gerçekliğinin bir türlü gerçekleşememesine benzeyen hezeyanlarını görünce bana hak vereceksiniz. Nihat Hatipoğlu asparagas haberi gerçek sanarak diyorduki; "Ayın yarılmış olduğu gerçeği var ama birçok ilahiyatçı arkadaşımız ayetle açıkça ifade edilen bu mucizeyi inkar ediyorlardı, tevil etmeye çalışıyorlardı utançlarından..." Asparagas haberin devamına şunları eklemiştim 2015 yılında Nihat Hatipoğlu'nun youtube https://youtu.be/0S4abEFGdOA videosundaki sözlerinden alıntı ederek; "Ayın yüzeyinde derinlemesine bir yarık var ve ayın ikiye bölündüğünü tespit ettik. bu bölünme bir meteor, bir gök cisminin çarpmasıyla oluşan bir bölünme değil. eğer öyle olmuş olsaydı parçalanma şeklinde olurdu. çok nizami olarak sanki özellikle ay ikiye bölünmüş gibi kesilmiş... diyorlar" nasa aerospace engineering. Şimdi, müslümanların düşünmesi lazım; Bu adam koskoca profesör adam ve henüz 1 hafta önceki asparagas amaçlı hazırlanmış bir haberi çarpık anlatıyorsa müslümanlara, 1420 yıl önceki olayların haberlerini hangi doğrulukta anlatması umulabilir ki? Koskoca profesör adam, ay hakkında temel bilgileri dahi bilmiyor ki nasıl bilmez orası da ayrı bir hezeyan noktasıdır akademisyen kimliğini düşünürsek.