Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Ulaş_82

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    12
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    1

Ulaş_82 tarafından postalanan herşey

  1. Bir an önce bulsak, okusak da sezgilerimizin ötesinde bilgilere de sahip olsak. Ahmet Abi meslektaşımdır ve kendisiyle aynı masada yemiş içmişliğim vardır. 2004'te Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın gecesinde patronu Aydın Doğan'a sarfettiği sözler hepimizi güldürmüştü. Bu sözleri kendisine taşıyacak kişilerin olabileceğini bile bile söylemişti. Gazetecilerin sendikalılaşması yönündeki çabalarından ötürü Hürriyet'ten kovulduğunda da iyi koşullarda çalışıyordu. Yani gazetecilerin sendikalılaşmasının ona çok da bir ekstrası olmayacaktı. İşten kovulacağını bile bile mücadelesini sonuna kadar sürdürdü. İşte böyle yürekli, böyle onurlu bir adamdır Ahmet Şık! Ayrıca bahsettiğim gecede o zaman toy bir gazeteci olarak maaşsız çalıştığımı bildiği için, son derece içten ve karşıdakini rencide etmeyecek kadar samimi bir ifadeyle "Sen bir şey yedin içtin mi? Bak yemediysen yedim deme. Utanacak, çekinecek bir şey yok" deyişini de unutmadım.
  2. Sevgili GeceKuşu bu faydalı bilgiler için teşekkür ederim. Sayende önemli detaylar öğrenmiş olduk. İyi bir araştırmacı ve ezbere konuşan bir insan olmadığın belli. Ellerine sağlık..
  3. Ulaş_82

    İdam Cezası

    Sevgili Demirefe sen burada hukuktan, adaletten değil resmen intikamdan bahsediyorsun. Bu söylediklerin ancak törelerle yönetilen eski Türk topumlarında ya da dini, hukuk kuralı olarak kabul eden Arap toplumlarında uygulanabilir. 2 defa yazdım aynı şeyi 3. defa yazıyorum ve büyük harflerle: "BU ÜLKEDE GERÇEK ANLAMDA HUKUK UYGULANDI VE SONUÇ ALINMADIMI DA İDAMI KONUŞUYORUZ." Diyelim ki bir tecavüzcüyü, katili idam ettik ve dediğin gibi içimiz rahatladı. Yıllar sonra onun çocuğu çıkıp babasını asanların karşısına çıkıp, "Benim yıllardır içim içimi yiyor, sizi öldürmeden rahatlayamayacağım" deyip çekip silahı vurursa bana ne diyeceksin? İşte söylediğin mantıkla hareket etmenin sonucu budur! Hukuk elbette ki gökten inmedi. Gelenek-görenekler, toplum yapısı, yaşam biçimi, din, edinilen tecrübeler.. hukukun altyapısını oluşturdu, ancak şugünkü dünyada sorunları çözmek için idama gerek yoktur, hukuk uygulansın yeter! Saygılarımla...
  4. Ulaş_82

    İdam Cezası

    Ben de var derim, ama neyi değiştirir. Ben diyorum ki hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanmamış hukuku hayata geçirelim önce bir, onu deneyelim görelim, sonuç vermezse (ki verecek!) o zaman idam cezasının uygulanıp uygulanamayacağını konuşalım. Sizin bakış açınızla gidecek olursak, hırsızlık yapanın elinin, tecavüzcünün şeyinin kesilmesi de hukuk kuralıydı. Kanun haline getirirsen onlar da hukuka uygun olacak!
  5. Ulaş_82

    İdam Cezası

    Yazdıklarınıza genel olarak baktım da kiminiz idam hukuka aykırı değildir diyor, kiminiz ABD'yi referans gösteriyor, kimi gidip tarihten örnek veriyorr, ama ortak nokta idamın geri gelmesi yönünde. Valla önce şunu söyleyeyim: ABD'nin ne yaptığı beni alakadar etmez! O benim sorunum değil, ABD'nin sorunu. Sizin önünüzde hukuk kitabı yok mu? Oraya bakın ne yazıyorsda onu uygulayın. Gerçek anlamda hukuk uygulaması denendi de bu ülkede sonuç alınmadı mı? Önce bi bunu denemeyi önerin, ondan sonra yine sonuç alınamazsa konuşalım idamı ve diğer cezalandırmaları.
  6. Ulaş_82

    İdam Cezası

    Toplumda idamın geri getirilmesi tartışmaları genelde çocuklara yönelik cinsel istismar noktasında oluyor. Yani "Yok abi idam olamdan olmaz" diyenlerin büyük çoğunluğu aslında çocuk istismarcılarını kastediyor. İnsanların bu konudaki hasssasiyetini anlıyorum. Zira aynı sözleri söylemenin eşiğine geliyorum bazen, ama hem çözüm değil hem de insan haklarına uygun değil. Şu dünya üzerindeki hiçbir suç kişinin yaşama hakkını elinden alamaz. Yüzlerce kişinin yaşama hakkını elinden almış birinin bile. Eğer ki alabilecekse hukuk niye var ki zaten? Bakalım törelerimize, geleneklerimize, kutsal kitabımıza ve onlar ne diyorsa onu uygulayalım. Olur mu böyle şey? Sorun idam cezasının olmaması değil. Sorun var olan hukuk sisteminin işletilememesi. Tecvüzcünün, uyuşturucu tacirinin, türlü pislikleri yapanın kolayca 46 raporu alıp çıkması. Bunun sonucunda "E n'apalım kaldırdık idam cezasını ama görüyorsunuz işte 10 yılda türeyen suçlu sayısını" diyerek bu cezayı tekrar uygulamayı koyarsa birileri, o zaman onlara mağlup olmuşuz demektir. Hukukun kanunsuzlara mağlup olması anlamına gelir bu. Mesela çocuk istismarcıları için Arupa'nın ve Amerika'nın uyguladığı "hadım" cezası bizde de uygulansaydı şu anda kimse onların idamından bahsetmeyecekti belki de. Bu bir örnek sadece.
  7. Birazdan orada olacağım. Ramada Plaza Otel'de. Amerika'ya gidebilme yolları ususunda aydınlanmaya gidiyorum.
  8. Ben hangi savaştan önce ne tip muamele görüldüğünden ziyade genel birtakım şeylerden bahsetmek istedim aslında. Vurgulamak istediğim şey, Alevilerin çaresizlik yüzünden Şiilere sığınmaları ve İslamla kaynaşmalarının da bu şekilde olduğuydu. Köklerine inecek olursak eski Şaman-Türk gelenekleriyle örtüşen bir inanç olduğunu ve aslında Arap yaşam biçimiyle uzaktan yakında ilgisi olmadığını görürüz. Bugün eski Türk geleneklerinde var olan ölünün başında ağıtlar, türküler söyleme geleneği artık iyiden iyiye azalsa da Alevi toplumunda bir ölçüde devam etmektedir. Bu İslama göre günahtır, suçtur mesela. Daha bunun gibi onlarca şey sıralayabiliriz. İşte bütün bunlar bahsettiğimiz kıyımların yaşandığı dönemin öncesinde çok daha belirgindi.
  9. Sevgili demirefe inanmayacaksın ama Alevi adı bu coğrafyada alevden geliyor. Yani esas olarak alüvlü-ateşli gibi bir anlamı var. Alevilerle Hz. Ali arasındaki bağa gelince Bu konuda kendi çapımda yaptığım araştırmalardan çıkardğı sonucu söyleyeyim: Yavuz Sultan Selim Dönemi'nde Alevilerin nelere maruz kaldığını bilmeyen neredeyse yoktur. 200 bin civarında Alevi'nin kıyıma uğradığı bu dönemde Yavuz'a kuyruk acısı olan Şah İsmail, ajanlarını Anadolu topraklarına sokuyor ve Alevilerin önde gelen isimleriyle temas ettirerek bakın biz size daha yakınız, aslında siz de bizdensiniz gibisinden şeyler söyleterek aslında her dinde ortak olan birtakım ananeleri Şiilerle Anadolu Alevileri'nin ortak kökten geldiğinin kanıtı gibi gösteriyor. Zaten kendi başlarındaki devlet tarafından hayvandan daha kötü muamele gören çaresiz Aleviler de bunu kabul ediyor, daha doğrusu inanmak istiyor ve Hz. Ali Alevilerin piri olup çıkıyor! Anadolu Aleviliği ile Şiilik arasında uzaktan yakından bir bağlantı yoktur. İran'da İslam Devrimi'ni yapanlar Şiiler'dir. Şu anda yönetimde olan Ahmedinejad da devrimi yapan Humeyni de Şiidir. Sürekli hoşgörüye vurgu yapan, insanların arasına nifak sokmaya çalışmayan, zulüm görse de zulüm etmeyen, yeniliğe açık, bilimden yana, aydınlanmayı savunmuş Alevilerle onların arasında nasıl bir bağ olabilir? Bunlaı hiç düşünmüyor musunuz?
  10. Keşke sadece okuyanlara teşekkür etmeseydim,çünkü bu sayede herkes sadece okumuş Bilgisi olan, özellikle tavsiyesi olan, "şöyle yap, böyle yapma" diyenlerin cevaplarını bekliyorum
  11. 2004 yılında İstanbul'da Emek Sineması'nda izlemiştim. Gerçekten çok etkileyici bir anlatımı vardı. Suskunlukla anlatıyordu aslında film derdini ve Akdeniz'in büyüleyici görüntüsü de gerçekten çok iyi yerleştirilmişti. Javier Bardem'in mükemmel performansının hakkını iade etmek lazım ama asıl iş Alejandro Amenábar'ın tabii ki. İspanyollar'ın yetiştirdiği bu büyük sinemacının yeni filmlerini de merakla bekliyorum.
  12. Herkese merhaba. Ben sitenin en yeni üyesiyim sanırım. Paldır küldür bir giriş yapmak istemezdim aslında ama. Acilen cevabını aradığım sorularım var başlığımla ilgili. Ben İstanbul Ünv. İletişim Fak. Gazetecilik bölümünden mezun oldum. Şu anda da Akdeniz Ünv. İletişim Fak. Halkla İlişkiler bölümünde yüksek lisans yapıyorum. Yaza bitirebilmeyi umut ediyorum. Benim derdim Amerika'ya gitmek. Aslında eğitim amaçlı olmasını çok istiyorum. Sinema üzerine doktora yapmak istiyorum, ama lisans sürecinde maalesef pek başarılı bir öğrenci değildim. Zaten eşeği bağlasan geçer dedikleri iletişim fakültesini 5 yılda bitirdim. Yani şu aşamada burs alarak eğitim görmek gibi şansım yok. Zaten yabacı öğrenciler için de oldukça sınırlıymış sanırım bursolanakları. Ben diyorum ki kaybedecek bir şeyim yok. Gözümü karartıp gideyim. İş bulayım. (Tabii önce buradan referanslar ayarlamaya çalışayım) Para kazanıp daha uygun koşullarda doktora yapmanın koşullarını araştırayım. Bu noktada soracaklarım şunlar: -- Öncelikle gidebilme adına şansım nedir? - Orada kazanacağım parayla yaşamımı idame ettirip bir süre sonra (birkaç yıl da olabilir) eğitimime devam edebilir miyim? Yoksa sittiin sene pompacılık, pizzacılık yapma ihtimali daha mı güçlü şartlar düşünüldüğünde? - Yeşil kart başvurusuyla mı gitmem gerekiyor? - Türk dernekleriyle bağlantıya geçmenin bir faydası olur mu? Eğer oluyorsa onlarla nasıl bağlantı kurabilirim? - Gitme aşamasına geldiğimde toplamda ne kadar harcama yapmam gerekir? - ve son olarak da bugün girişimlere başlarsam oraya gitmem kaç aylık bir süreçte gerçekleşir? İlgilenenlere -sadece okuyanlara bile- şimdiden teşekkürlerimi sunarım. Tekrar görüşmek üzere.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.