Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

dengelibeslen

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3
  • Katılım

  • Son Ziyaret

dengelibeslen - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. "Niye kilo veremiyorum?" Kilo vermek için elinizden geleni yapıyor ve hala kilo veremiyorsanız, bir yerlerde yanlış giden bir şeyler var demektir. Sonu gelmeyen haftalar boyunca sadece salata ve meyve yiyerek kilo vermeye çalışıp başarılı olamadıysanız, yalnız değilsiniz. Bu aslında herkesin yaşadığı bir problem. Hatta bazılarımız bunun sonucunda o kadar üzülüyoruz ki, tüm kilo verme planlarımızdan vazgeçmeye karar verebiliyoruz. İşte 10 klasik diyet hatası ve bunlardan kaçınma yöntemleri: Kısa vadeli düşünmek Kilo vermede başarılı olmanın tek yolu bunu, yaşam tarzınızda yapacağınız bir değişiklik olarak görmektir. Kısa bir dönem boyunca aç kalmayı diyet olarak algılayanların elde edeceği tek şey, kısa zamanda diyeti bırakmak olacaktır. Çünkü zor gelecektir. Bu nedenle de sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulamak en iyisidir. Çoğu diyetisyen kadınların, günde 1300-1500 kalori alması gerektiğini belirtiyor. Eğer örneğin 1000 ya da altı kalorilik bir diyet uygulamaya kalkarsanız, sürekli aç kalmaktan ötürü o diyeti bırakmanız çok muhtemeldir. Üstelik dengeli bir diyetle pek çok farklı besinden de faydalanabilirsiniz. Ünlülerin diyetlerini takip etmek Jennifer Aniston gibi görünme fikri çekici gelebilir ama pek çok diyetisyen, bu sene çok moda olan ünlülerin diyetlerini eleştiriyor. Jennifer Aniston ve Geri Halliwell'in favori diyetler olan Atkins diyeti şüphesiz işe yarıyor. Ancak bu diyet, alınan karbonhidratı ciddi şekilde kıstığı ve proteini artırdığı için ideal olmaktan uzak. Çünkü karbonhidratlar dengeli beslenmenin önemli bir parçası ve bol protein-az karbonhidratlı beslenme vücudun kalsiyum kaybetmesine neden oluyor. Ünlülerin yaptığı çoğu diyet, belli bir besin ya da besin grubunu programın dışında tutmaya yönelik olduğundan, bağlı kalınmaları ve başarılı olunması zor diyetlerdir. Bunun yerine hem karbonhidrat, hem de protein içeren az yağlı bir diyet tercih edilmelidir. Yedikleriniz konusunda kendinizi aldatmak Diyetinizi harfiyen uyguladığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Ancak eğer hala kilo vermiyorsanız, o zaman yedikleriniz konusunda kendinizi kandırıyor olabilirsiniz. Örneğin çayın yanında yediğiniz o 2 tane bisküviyi, ya da doğum günü partisinde elinize tutuşturulan pastayı, ağzınıza attığınız bir avuç fıstığı, ya da yerdiğiniz grissinileri saymayı unutuyorsunuzdur belki, ya da kendinizden bile saklıyorsunuzdur. Ama bunlar biriktikçe kilo verememenizin sebebi olup çıkıveririler. Eğer kilo verememekten şikayet ediyorsanız, bir beslenme günlüğü tutun ve yiyip içtiğiniz her şeyi yazın. Haftanın sonunda, eğer dürüstçe her yiyip içtiğinizi yazdıysanız, niye kilo veremediğinizi göreceksiniz. Egzersizi programınızın dışında bırakmak Pek çok insan zayıflamak istediğinde, aldığı kalori miktarını azaltıyor ama egzersizi bu programa dahil etmeyi düşünmüyor. Tabii ki egzersiz olmadan kilo verebilirsiniz. Ama egzersiz metabolizmanızı hızlandıracağından, sadece diyetle vereceğinizden fazla kaloriyi yakabilirsiniz. Bir çoğumuz haftada bir kez aerobik bir egzersiz yapmanın yeterli olduğunu düşünüyor. Ancak metabolizmayı hızlı tutmanın en iyi yolu günde 20-30 dakikayı egzersize ayırmak. Yapabilecekleriniz arasında ise, asansör yerine merdiveni kullanmak, toplu taşıma araçlarından erken inmek ve eve/işe yürümek, bisiklete binmek yer alıyor. Tabii seçenekleri çoğaltabilirsiniz. Uzaktan kumandayı kullanmak yerine yerinizden kalkıp kanalı değiştirmek bile haftada fazladan 200 kalori demektir. Bir çoğumuz haftada bir kez aerobik bir egzersiz yapmanın yeterli olduğunu düşünüyor. Ancak metabolizmayı hızlı tutmanın en iyi yolu günde 20-30 dakikayı egzersize ayırmak. Yapabilecekleriniz arasında ise, asansör yerine merdiveni kullanmak, toplu taşıma araçlarından erken inmek ve eve/işe yürümek, bisiklete binmek yer alıyor. Tabii seçenekleri çoğaltabilirsiniz. Uzaktan kumandayı kullanmak yerine yerinizden kalkıp kanalı değiştirmek bile haftada fazladan 200 kalori demektir. Bazı besinleri tamamen liste dışı tutmak Çoğumuzun kafasında diyet, çok sevdiğimiz çikolata, kızartma vb gibi bazı besinleri kesinlikle yememekle eş değer.Ancak eğer uzun vadeli bir diyet yapmak istiyorsanız, sevdiğiniz besinleri hiç yemeden o diyete devam edebilmeniz mümkün değil. Aslında işin hilesi şu: Sevdiğiniz besinlerden ufak bir porsiyonu arada bir yemek. Eğer diyetinize sadıksanız ve kilo veriyorsanız, haftada bir kendinize sevdiğiniz bir besinden bir porsiyon yeme hakkı tanıyın. Öğün atlamak Diyettesiniz. Diyelim ki bugün o kadar meşguldünüz ki, kahvaltı ya da öğle yemeğini yiyecek vaktiniz bile olmadı. Belki o öğünün yememiş olmanın kilo verme çabalarınıza katkıda bulunacağını düşünebilirsiniz. Bu durumda sadece kendinizi aldattığınızı belirtmeme izin verin. Öğün atladığımızda, kan şekeri seviyesi düşer. Bu da, tatlı besinlere olan ihtiyacı artırır. Bunun anlamı da, günün ileriki saatlerinde canınızın tatlı çekmesi demektir. Eğer kaçırdığınız öğünü yeseydiniz, yiyeceğiniz tatlıdan çok daha az bir kalori alacaktınız. Araştırmalar, kahvaltı etmeyenlerin, günün ileriki saatlerinde daha çok kalori aldıklarını kanıtlıyor. Düşük kalorili besinlerin hep sağlıklı olduğunu düşünmek En sık yapılan hatalardan biri de, düşük kalorili gıdaların sağlıklı gıdalar olduğunu düşünmek. Çünkü çoğu sağlıklı besin aslında oldukça kalorilidir. Örneğin zeytinyağı, fındık gibi yemişler, ya da peynir, içerdiği yüksek miktardaki kaloriye oranla sağlıklı besinlerdir. Burada önemli olan bunları sınırlı miktarda tüketebilmeyi öğrenmektir. Örneğin sadece tek bir çorba kaşığı zeytinyağında 100 kalori vardır, veya bir avuç fıstıkta 150 kalori vardır ve bunun 13 gramı yağdır. Diğer bir sıkça yapılan hata da, tavuğu derisiyle yemektir. Sevilen bir diyet yemeği olarak ün yapan tavuğun tüm yağı derisindedir ve tavuğu bu deriyle yemek demek 3 katı fazla kalori almak demektir. Salata sosları ve mayonezli sandviçler de diğer riskli besinlerdendir. Büyük porsiyonlar Porsiyon ölçmek insanı diyetten soğutan bir başka konu. Buradaki problem şu: Diyet birkaç hafta sıkı sıkıya uygulandıktan sonra, diyeti yapan kişi porsiyonların miktarını artık bildiğinden emin olarak, buna eskisi kadar özen göstermemeye başlıyor. Tabii bu arada, porsiyon miktarı farkına varılmadan giderek artıyor. Bunun önüne geçmek için, markette alışverişinizi yaparken, ihtiyaç duyduğunuzdan fazlasını satın almayın. Eğer ekmeği kalın dilimlemek gibi bir eğiliminiz varsa, o zaman da tost ekmeği alın. Biz evde öyle yapıyoruz. İçeceklerin de kalori içerdiğini unutmak Sağlıklı bir şekilde beslenip, abur cubura itibar etmiyor olabilirsiniz ama özellikle sodalı içecek ve meyve sularından tüketip, kremalı kahve içip, kahve ve çaya şeker kokuyorsanız, kilo vermede gene problem yaşayacaksınız demektir. Örneğin şöyle bol çikolatalı nefis bir cappucino’nun size getirisi 120 kalori ve 8 gram yağ. Ancak çikolatalı yerine tarçınlı içmeniz, yağ oranını hemen hemen sıfıra indirirken, kaloriyi de 60'a düşürüyor. Alkollü ve gazlı içecekler de cappucino'dan beter kalorili. Alkol hem yağ kadar kalori içeriyor, hem yağ gibi enerji sağlamaıyor, hem de iştahı açıyor. Bu nedenle alkol alımını haftada 1-2 kez sınırlayıp, şaraba dönmekte fayda var. Örneğin şarabı da maden suyuyla karıştırıp kalorisini azaltabilirsiniz. Çok sık tartılmak Diyetin en zevkli kısmı, tartıldığınızda ibrenin sola doğru kaydığını görmektir. Ancak bunu abartarak sık tartılmak kilo kaybını zorlaştırır. Çoğu kadının kilosu, vücuttaki su tutulmalarından dolayı iner çıkar. Bu nedenle zaman zaman kilo almadıkları halde, almış gibi hissederek endişelenirler. Bu da işi zorlaştırır. Başarılı bir diyette kilo kaybı yavaş ve daha kalıcıdır. Ayrıca kas kütlenizin artması da yanıltıcı olabilir. Çünkü kas, yağdan ağırdır. Bu nedenle haftada bir kez günün aynı saatlerinde tartılmak faydalı olacaktır.
  2. CİLT BAKIMI Vücudun hücre yenilenmesi ortalama olarak 25 yaşına kadar devam eder ve sonra yerini, her geçen yıl yaşlanmaya başlayan bir cilde bırakır. Erkenden kırışıklarla tanışmamak için yapılması gereken tek şey beslenmeye de dikkat ederek spor yapmak, bol su içmek, cilde ihtiyacı olan oksijen ve nemi sağlamaktır. Yanlış kullanılan ürünler, cildin makyaj sonrası temizliğinin ihmal edilmesi cildimizin gerektiğinden de erken yaşlanmasına neden olur.Bu nedenle öncelikle cildinizin tipini öğrenmelisiniz. uygun nitelikte cilt bakım ürünleri ile 4 adım da,sağlıklı ve güzel bir cilt bakım programı: 1-Sağlıklı bir cilt temizleme ile başlar: TEMİZLEME :Makyajı,yağı ve günlük kiri cildi kurutmadan ve tahriş etmeden derinlemesine temizler.Aynı zamanda yüzeyde ölü hücreleri arındırarak daha taze,yumuşak ve pürüzsüz bir cilt bırakır. 2-Yenileme,Düzeltme,Onarma: NORMALLEŞTİRME-TEMEL BAKIM : Stratum ,korneum üzerindeki ölü hücreleri nazikçe soyarak cildin canlandırılması,cildin sıkılaştırılması ve kırışıklık görünümünün azaltılması. Temizleme adımını takiben, cilt tipi ve durumuna uygun krem, losyon veya jel ile cildinizi dengeleyin ve düzenleyin. Akne, leke, kırışıklık, aşırı kuruluk, gözenek, çatlak, güneş hasarı gibi özel bir cilt problemi varsa, probleme özgü ürünü kullanarak, cildinizi sorunundan kurtarın. Cildiniz normal ise, parlak ve sağlıklı olması, cildinizin kırışmaması için size özel ürünü kullanın. 3- Nemlendirme: CİLDİNİZİN SUSUZLUĞUNU GİDERİN! Cildinizin beslenmesinde üçüncü basamakta nemlendirmedir. Cildinizde hızlı bir nemlendirme sağlamanın yolu A,C,E vitaminleri içeren besleyici ürünler kullanmaktır. Nemlenmenin de ötesinde, daha yumuşak ve sıkı bir cilde sahip olacaksınız. Cildiniz, içerdiği antioksidanlar ile çevre faktörlerine karşı daha dayanıklı hale gelecektir. 4- Koruma CİLDİNİZİ KORUYUN Erken cilt yaşlanmasının %90 nedeni, olumsuz çevresel faktörlerden kaynaklanmaktadır.Cildinizin tipine uygun koruyucu ürünler kullanarak güneşten ve çevre etkilerinden maksimum koruma sağlayın.
  3. Beş kiloluk kayıp, şeker hastalığı oluşma olasılığını yüzde 50, şeker hastalığına bağlı ölümleri de yüzde 40 azaltıyor. 10 kilo verilmesiyle ise: • Herhangi bir sebepten ölüm olasılığı yüzde 20 • Kansere bağlı ölüm olasılığı yüzde 37 • Kansere yakalanma olasılığı yüzde 40 • Kalp hastalığına bağlı ölüm olasılığı yüzde 15 • Kişilerin genel hastaneye yatış ihtimali yüzde 25 azalıyor • Yaşam süresi ise beş, altı yıl uzuyor Araştırmalar, son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde şişman insan sayısında hissedilir bir düzeyde artış olduğunu gösteriyor. ABD ve İngiltere ise Dünya Sağlık Örgütü'nün gündeminde ilk sıralarda yer alan obeziteye en sık rastlanan ülkelerin başında yer alıyor. Şişmanlık Neden Artıyor? Memorial Hastanesi Suadiye Polikliniği'nden Uzm. Dr. Soner Dileklen şişmanlıktaki artışın nedenlerini anlattı: "Teknolojinin ve bilimin ilerlemesi, ekonomik düzelmeler insanların daha rahat ve hareketsiz bir yaşama itmiştir. Buna fast food tarzı beslenme alışkanlıkları da eklenince şişmanlık kaçınılmaz olmaktadır." "Ülkemizde de şişman insan sayısında hissedilir bir artış gözlenmektedir. Ülkemiz insanının hamur işi ve tatlıya olan bağlılığı açısından tarihsel bir geçmişinin olduğunu da hesaba katılırsa gelecekte ciddi bir şişman popülasyonu ile karşı karşıya kalacağımız kesindir." "Şişmanlık hep estetik yönü ile gündeme gelmektedir. Yapılan araştırmalar bize şişmanlığın kara yüzünü göstermiştir. Şişmanlık akciğer kapasitesini yüzde 20-30 oranında azaltır. Beraberinde sigara içimi veya kronik bronşit gibi hastalıklar da varsa kişinin bir süre sonra nefes alabilmesi imkansız hale gelir." Şeker hastalığına dikkat! Şişman bireylerde şeker hastalığı oluşma oranının normal bir bireye göre 40 kat daha fazla olduğunu belirten Uzm. Dr. Dileklen, 40 yaşından sonra ailesinde şeker hastalığı olan şişman bireylerin şeker hastalığı olma olasılığının yüzde yüze yakın olduğunu söyledi. Dileklen, şişman bireylerde dört, beş kat daha fazla yüksek tansiyona rastladıklarını da belirtti. Uzm. Dr. Dileklen, "hipertansiyonun yanı sıra kalp hastalığı ve kalp krizi geçirme ihtimali de üç,dört kat daha fazla saptanmıştır. Bir bulgu da şişmanlarda kansere olan eğilimin normal bireylere oranla daha yüksek görülmesi" dedi. "Özellikle akciğer kanseri iki, üç kat, prostat kanseri ise iki kat daha fazla saptanmıştır" diyen Dileklen, "şişmanlardaki bir diğer problem de safra kese taşlarıdır. Safra kese taşı oluşma ihtimali normal bir bireye göre dört, beş kat fazladır. Özellikle karaciğer yağlanması olasılığı da bu bireylerde hissedilir düzeyde artmaktadır" dedi.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.