YAPACAK BİRŞEY YOK...
Geçtiğimiz hafta perşembe günü,teyzem neredeyse yaka-paça doktora götürdü beni...Sebep karnımın şişmesi... artık giydiğim bol kıyafetlerle bile karnımı saklamayı başaramamış olacağım ki,beni epeydir görmeyen bir arkadaşıma sokakta rastgeldiğim de;arkadaşım karnımı işaret ederek,"aaaa"diye bağırdı..."yok yok sandığın gibi değil,daha neler artık bu yaştan sonraaaa" diyerek itiraz ettim tabi...
Sorunum hazımsızlık ve aşırı şişkinlikten öte birşey değil ama,teyzem tutundu da tutundu,bi ilaç verir kızım,ur mur vardır kızım...Evhamlı raziye...
Oldum olası doktora gitmeyi ve ilaç kullanmayı sevmem...Buna karşı oluşumun altında,sürekli sağlık sorunlarıyla mücadele eden bir annenin çocuğu olmanın yarattığı travma yatıyor olabilir...Çocukluk hatıralarımın hepsinde,migren yüzünden sürekli olarak başında tülbent sarılı olarak gezen bir anne ve buzdolabının kapağında ki yığınlarca ilaç var...
Doktorun odasına teyzemle girip doktorun karşına geçip oturduğumda bu yüzden gerildim yine...Doktor bildik sorularına başladığında çok ilginç bir şey oldu...Yıllardır süregelen bir sağlık sorununuz var mı,sürekli kullandığınız bir ilaç,yaşınız başınız derken;
"Streslimisiniz" dedi
Ve ben teyzemin gözlerini pörtleten sonrasında da kahkaha atmasına neden olan cevabı verdim:
"yoooooooooo"
Öylece bakakaldım teyzeme...
"Doktor hanım,Didem çok gamsızdır böyle,ama çok stres altında şu anda, emin olun" dedi teyzem...
"yaaa öleyim demi" diyebildim...
Bunca sıkıntının içinde ben nasıl olupta o doktora "yooooo" diyebilmiştim...birkaç hafta önce okuduğum bir yazı geldi aklıma,eğer o yazıyı okumamış olsaydım belki de "ahmak"olduğumu düşünebilirdim...
İşte Prof. Dr. Ahmet İNAM'ın o yazısından bazı alıntılar
Mutsuz olmamız, kahır çekmemiz için ne çok sebebimiz var! Olup bitenin, acı verici durumu karşısında mutsuz olmak daha insana yakışan bir şey değil midir? Değildir! Mutlu olmak, insan olma sorumluluğu taşıyan herkesin bir sorumluluğudur.
"Akıllı mutsuz, salak mutlu" savının yaşama beceriksizliklerinin bir avuntusu olabileceğini düşünüyorum. Mutsuzluk görüntüsünün, saplantısının ya da avuntusunun "gerçekle" yüzleşmekten bir kaçış olduğunu düşünüyorum.
Mutluluk bilinç ve yürek işidir.
İnsanın ardında olduğunu söylediği mutluluğun, sorunlardan, acılardan, kaygılardan azade bir ruh haliyle yaşanması gerekmez. Gerçekle yüz yüze, onun sorunlarıyla içice olduğunuz halde mutlu olabilirsiniz.
Mutsuzluk yaşama beceriksizliğidir.
Mutluluk bir haz hali değildir. Bir karakterdir. Mutlu insan bu ahlâki karakteriyle, başına gelmiş ve gelecek olanları yaşar. Mutlu insan, zulüm çekmiş, işkence görmüş biri de olabilir. Mutlu insan yerinde duramaz, etkindir; sorumludur: Mutlu insanlardan söz ediyorum. Dünyaya bir bakış biçimi, bir yaşam biçimi oluveren mutluluk, ağır bir sorumluluk taşır. Çünkü, mutluluk "hazır olma" durumudur; mutlu insan, gerçekleştireceği tasarılarının altında ezilmez.
Yok olmayacak böyle o kadar güzel bir yazı ki;tamamını okuyun istiyorum...Forumda uygun bulduğum bir yere alıntılacağım sizler için...
Sonuç olarak; yapacak birşey yok,ne kadar stres altında da olsam,benim karakterim anladım ki mutsuzluğu red-de-di-yorrrrrr....İnsan istedikten sonra mutlu olmak için bir sürü sebep buluyor kendine...işte birkaçı;
Kuşlarım artık balkona gelip yemlerini yiyorlar...
Geçen hafta alt komşum başka bir eve taşındı...
Dün çok sevdiğim bir dostumu gördüm...
Kısacası tüm sıkıntılara inat diyorum kiiii
MUTLUYUM....!
Az daha unutuyordum...Doktorun dediğine göre ur mur yokmuş bende...Gaz gazzzz... aşırı stresten.. yakında radya balon gibi uçtu diye duyarsanız hiç şaşırmayın...
5 Yorum
Önerilen Yorumlar