Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

rina's Blog

  • başlık
    90
  • yorum
    249
  • görüntü
    77.006

BİR KADINI AĞLATMAK...


rina

794 görüntü

 

Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye

ağlayabilir; bir filme bir şarkıya bir yazıya... En az erkekler kadar

yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten

ağlıyorsa ağlatan

 

onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak

ki ağlatan gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!

 

Işte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz

nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır

kadının sonra. Ağlamayacağım der içinden. Ama engel olamaz işte.

 

Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne

kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce

birkaç damla sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok!

 

Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu

ağlatan orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını kapansa

bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz

ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla daha çok kadın yapar kadınları.

Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan ağlama

niye ağlıyorsun ki değmez onun için derler.

 

Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar

ağlamazlarsa ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren!

 

Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar o irini temizlerler

yaralarındaki!

 

Çünkü bilirler o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.

 

Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra.

 

Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler yoksa

ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da

yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar o yüzden eninde sonunda

öğrenirler kendilerine sarılmayı...

 

Çok ağlayan kadınlar bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her

damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları

aşk gerçeği onların gözünde küçülür.. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o

zaman kendilerine sarılıp yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.

Güçlü yenilmez mağrur ve aşka inanmayan...

 

İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye;

hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.

Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki o kadar çok ağladılar

ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar o yüzden

kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları

hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları

adamların. E o zaman niye sarılsınlar ki!

 

Niye sarılalım ki!

 

Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.

 

Bilin ki gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki artık aşkın

olmadığına inanmıştır. Bilin ki sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da

kim ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar eninde sonunda

kendilerine sarılırlar çünkü!

 

''yürek ağlar gözden önce''

 

AZİZ NESİN

 

 

 

4 Yorum


Önerilen Yorumlar

Döktüğüm gözyaşları,her geçen gün anlamsız bulduğum sevgiden,aşktan,insanlara güvenimden eriyip akıyor. Geride koca bir boşluk,duygusuzluk bırakırken,bir robot gibi zevk almadan yaşıyorum yeni hayatımı.

Yoruma sekme
Döktüğüm gözyaşları,her geçen gün anlamsız bulduğum sevgiden,aşktan,insanlara güvenimden eriyip akıyor. Geride koca bir boşluk,duygusuzluk bırakırken,bir robot gibi zevk almadan yaşıyorum yeni hayatımı.

 

Sevgili Kulina;

 

sad.gif

 

Hayatta bana sunulan her darbeden ders almayı öğrendim nedense hayata dört elle sarılıp daha güzel

 

yaşamayı kendime prensip haline getiridim...neden robot gibi yaşayalım bu güzel hayatın bize sunduğu o

 

güzel nimetlerinden faydalanmak varken..Önce biz insanız ve insan gibi yaşamalıyız..

 

sadece secimler yalnış olabilir...

 

Bir hikaye benden size....

 

...........................................................

 

Doğru Kadın Doğru Adam....

 

Birkaç yıl önce bir uçak yolculuğu sırasında yanımdaki koltukta oturan bir adamın alyansını sağ elinin işaret parmağına taktığını fark ettim. O anda yorum yapmaktan kendimi alamadım.

 

'Bayım alyansınızı yanlış elinize takmışsınız dedim '

Adam bunun üzerine bana dönerek ;

'yanlış kadınla evlendim de ondan' diye karşılık verdi. Ziglar bu anıyı okuyuculara aktardıktan sonra aklımıza gelmeyen soruyu soruyor;

·'Peki ya bu adam doğru adam mıydı? Yani adamın yanlış kadını doğru adamla mı evliydi. Yazar her şeye rağmen 'doğru adam' ve 'doğru kadın'

olmanın bir yolu olduğunu haber veriyor. 'Yanlış seçilmiş bir insana doğru insanmış gibi davranırsanız sonuçta doğru insanla evlenmiş olursunuz.... Doğru seçilmiş bir insanla evlendiğiniz halde yanlış davranıyorsanız kesinlikle yanlış bir evlilik yapmışsınızdır. Doğru insan olmak doğru insanla evlenmekten çok daha önemlidir. Kısacası evlenmek için doğrumu yoksa yanlış eş mi seçtiğiniz asıl olarak size bağlıdır.

 

Zig Ziglar kitabın ilerleyen sayfalarında 'on ineklik bir kadın aranıyor' başlıklı bir öyküyle destekler tezini. Çok yıllar önce Hawai adaları ndan ohao da insanlar alışık olmadıkları bir olaya tanıklık ederler. Ohao da müstakbel bir koca bir aileye kızlarıyla evlenebilmek için belli sayıda inek vermek zorundadır. Ama kız bir eşte bulunabilecek bütün özellikleri ve güzelliğiyle alışılmadık bir örnekse dört inek verildiği de olmuştur. Yıllar önce adanın en ücra köşelerinden birinde doğruluğu kanıtlanmamış da olsa çok çekici ve iyi huylu bir kadının astronomik fiyat sayılan beş inek karşılığında gelin gittiği doğrultusunda belli belirsiz bir rivayet de dolaşmaktadır.

 

Ada da iki kızı olan bir adam yaşamaktadır. Büyük olanı bizim toplumumuzdaki deyişle 'kabul görmeyen' tipte baştan şansı olmayan bir tiptir. Neredeyse bir cüce kadar kısadır. Babası ona üç inek fiyat biçmiştir. İki inekli bir teklife de severek kabul edecektir. Hatta iyi pazarlık yapan biri çıkarsa tek ineğe 'fit' olmaya razıdır. Aslında pazarlık çok ağırlaşırsa yaşlı baba ömür boyu kızını besleme yükünden kurtulacağını düşünerek hiç inek almadan bile verecektir. Küçük kız kardeşte ise durum farklıdır. Baba muhteşem bir güzellik ve cazibenin iyi huyla birleşmesinin örneği olan küçük kızdan çok kolay kurtulacağını bilmekte ve geleceğinden hiçbir endişe duymamaktadır.

Adanın en zengini olan Johny Lingo bu evin kapısına geldiğinde herkes onu küçük kızı isteyeceğini düşünür. Oysa o herkesin tahmininin dışında bir şey yapar. Yaşlı adamı sevince boğarak büyük kıza talip olur. İhtiyar sevincinden neredeyse havaya uçmaktadır. Hem çok zengin hem de eli açık insan olarak tanındığı için en azından standart fiyatın karşılığı olarak üç ineği ödeyeceğini düşünür. Sonra biraz hayal kurarak cömertliği ve zenginliğiyle belki dört inek vereceği de aklına gelir. Derken adam hayal sınırlarını zorlar. Ve belki de beş inek bile verebileceğini düşünür.

 

Johny kızı istemeye gelince yanında 12 tane inekle gelince babanın nasıl duygular beslediğini anlayamazsınız. Yaşlı baba neredeyse kalpten gitmek üzeredir. Johny fikrini değiştirmeden ölmeden veya kendini toparlamadan kabile reisine hazırlıklar yapması için haber vermeye koşar. O günlerde normal balayı bir yıl sürerdi ama 12 ineklik gelin aldıysanız herhalde üç ineklik balayı ile yetinmezsiniz. Böylece gelin ve damat iki yıllık balayı niyetiyle bilinmeyen yerlere gitmek üzere yola çıkarlar.

 

Damatla gelinin dönmesinin beklendiği gün onları görür görmez haber vermek üzere köyün dışına bir gözcü gönderilir. Gün doğduktan az sonra

gözcünün sesi duyulur. Doğal olarak gelenler gelinle damat mı diye merak ederler. Gözcü öyle tahmin ettiğini ama emin olamadığını söyler. Adam Johny'i hemen tanımış fakat kızdan emin olamamıştır. Kız aşina gelmiştir. Ama yaklaşan kadın çok güzel zarif ve kendinden emin birisidir. Çift iyice yaklaştığında hiç kimsenin tereddüt'ü kalmaz. Kızın güzelliği cazibesi ve çekiciliği en eleştiric i gözlerde bile reddedilmeyecek ölçüdedir. Yakından bakanlar. Johnny'nin 12 inek karşılığında iyi alışveriş yaptığını düşünürler.

 

İşi n püf noktasını şöyle özetler Zig Zaglar : 'Johnny 12 inek ödedi, kız 12 ineklik bir kadın haline geldi.'

 

Bu hep böyle olmaktadır. Eşinize-sevgilinize verdiğiniz değer, ona kazandırdığınız değerdir. Aslında 'doğru

 

adam' doğru kadını inşa eder.

 

Doğru kadında doğru adamı....

 

 

En güzel günlerimiz daha yaşamadıklarımızz....wub.gif

 

 

 

 

Yoruma sekme

Sevgili Rina ,

 

İşte Yine Mükemmel Bir Tespit,

Eşinize-Sevgilinize Verdiğiniz Değer, Ona Kazandırdığınız Değerdir.

 

Tıpkı Bugün Açtığınız Güne Güzel Başlamak İsimli Başlıkta da Belirttiğiniz Gibi,

GÜZEL GÖREN GÜZEL DÜŞÜNÜR, GÜZEL DÜŞÜNEN HAYATINDAN LEZZET ALIR...

 

Aslında Bu Söz Benim İçin Her Zaman Bir Prensip Olmuştur.

Leyla nın Güzelliği Kendisinden Değil Mecnun un Bakışındandır.

Eğer Güzel Görmeyi Başarabilirsek, Birde Bakmışız ki Çevremizdeki Herşey Aslında Sandığımızdan Çok Daha Güzelmiş.

Yalnızca Biz Nasıl Göreceğimizi Bilmeliyiz.

 

Aşık Veysel in de Dediği Gibi ,

Güzelliğin On Para Etmez Şu Bendeki Aşk Olmasa.

 

Evet, Bir Şeyi Ya da Bir İnsan ı, Güzel Ya da Çirkin Yapacak Olan Yine Biziz.

 

Evet. Her Şey Güzeldir.

 

Ya Bizzat Zatı Güzeldir,

Ya Batını, Yani İç Alemi Güzeldir,

Ya da Neticesi Güzeldir.

 

Ve Bir Kadını Ağlatmak Başlıklı Yazınızıda Bu Çerçevede Değerlendirdiğimizde Belkide Farkına Varmış Olacağız ki,

 

Kadın ın Kendisi Gibi, Aslında Ağlaması Bile Güzeldir...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Sevgili Rina ,

 

İşte Yine Mükemmel Bir Tespit,

Eşinize-Sevgilinize Verdiğiniz Değer, Ona Kazandırdığınız Değerdir.

 

Tıpkı Bugün Açtığınız Güne Güzel Başlamak İsimli Başlıkta da Belirttiğiniz Gibi,

GÜZEL GÖREN GÜZEL DÜŞÜNÜR, GÜZEL DÜŞÜNEN HAYATINDAN LEZZET ALIR...

 

Aslında Bu Söz Benim İçin Her Zaman Bir Prensip Olmuştur.

Leyla nın Güzelliği Kendisinden Değil Mecnun un Bakışındandır.

Eğer Güzel Görmeyi Başarabilirsek, Birde Bakmışız ki Çevremizdeki Herşey Aslında Sandığımızdan Çok Daha Güzelmiş.

Yalnızca Biz Nasıl Göreceğimizi Bilmeliyiz.

 

Aşık Veysel in de Dediği Gibi ,

Güzelliğin On Para Etmez Şu Bendeki Aşk Olmasa.

 

Evet, Bir Şeyi Ya da Bir İnsan ı, Güzel Ya da Çirkin Yapacak Olan Yine Biziz.

 

Evet. Her Şey Güzeldir.

 

Ya Bizzat Zatı Güzeldir,

Ya Batını, Yani İç Alemi Güzeldir,

Ya da Neticesi Güzeldir.

 

Ve Bir Kadını Ağlatmak Başlıklı Yazınızıda Bu Çerçevede Değerlendirdiğimizde Belkide Farkına Varmış Olacağız ki,

 

Kadın ın Kendisi Gibi, Aslında Ağlaması Bile Güzeldir...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

 

 

clover.gifclover.gifclover.gif

Yoruma sekme
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.