Zıplanacak içerik
  • Üye Ol
  • başlık
    16
  • yorum
    40
  • görüntü
    20.143

KÜRT SORUNUNA SAHİP ÇIKABİLMEK...Aydınlığa sahip çıkalım!


"...Kulağımda ahize,mutfakta dururken karşı uçtakinin yalnızca Rahim Han olmadığını biliyordum...Kefareti ödenmemiş günahlarımla dolu geçmişimdi...Rahim Han;YENİDEN İYİ BİRİ OLMAK MÜMKÜN,diyordu"

 

Gecenin ilerleyen saatleri...Gökyüzü karanlık.İstanbul suskun.Elimde kendimle ertelediğim kitabım."Uçurtma Avcısı" demişti arkadaşım.Mutlaka okumalısın.Beyazı yutan bir dengeler çatışmasından yorulmuş beynim;Uçurtma Avcısı ile yeniden demişti...Yeniden iyi biri olmak mümkün!

 

Yeniden iyi biri olmak mümkün ise "yeniden barışı dilemek" neden zor olsun ki?

 

...

 

Yıllardır hepimize ödettiği bedeller ile kan kusturan "Kürt Sorunu" nihayetinde "Kürt Açılımı" adı ile hepimize varlığını bir daha hatırlattı.

 

Unutmuş muyduk bu sorunun varlığını...?

 

Hayır,hiçbirimiz unutamadık!

 

Unutamazdık,

 

nasıl unutabilirdik ki?

 

Hergün ölüm haberleri gelirken,kardeşler arasında düşmanlıklar yaratılırken,kangren olmuş kol artık beynimizde zonkluyorken...

 

nasıl unutabilirdik ki?

 

Tüm varlığımızla bu sorunu haykırırken yada ısrarla inkar ederken;Kürt Sorunu bizden yaşamımızı çalmaya devam ediyordu.

 

...

 

 

İçişleri Bakanı tarafından "demokratik açılımlar" penceresi ile kamoyuna sunulan "Kürt Açılımı" gündemde ki yerini aldı.Daha öncesinde "Öcalan mı,AKP mi...yoksa ortak bir çözüm mü?" sorularıyla tıkanan kamoyu bu sefer "model arayışı" ile tıkanmış durumda.

 

AKP çözüm için demokrasi derken;DTP çözümde yerini belirlemek için çabalıyor.CHP "sosyal demokrat olamayan" sosyal demokratlığı ile arada gidip geliyor.MHP ise "dağlara çıkarız" deyip;ayarını veriyor.

 

Farkında olmalıyız ki;Kürt Sorunu herşeyden önce bir kimlik sorunudur.Bu sorun sadece bir Kürt Sorunu değil aynı zamanda bir Türk Sorunudur.Sorunun çözümünde sadece Kürt'ler değil Türk'ler de vardır.Sorun bu yönüyle sadece "demokrasi" sorunu değildir.Sorun aynı zamanda bir vicdan sorunudur.

 

Melih Aşık köşesinde bu vicdanı "vatan haini" ilan ederken kolayca,Yıldırım Türker bu vicdanla "sevinmek için erken" dese de,"barış için tek ses" çağrısına devam ediyor.

 

...

 

"...Kulağımda ahize,mutfakta dururken karşı uçtakinin yalnızca Rahim Han olmadığını biliyordum...Kefareti ödenmemiş günahlarımla dolu geçmişimdi...Rahim Han;YENİDEN İYİ BİRİ OLMAK MÜMKÜN,diyordu"

 

Evet,yeniden iyi biri olmak mümkündü...Yeniden barış diyebilmek mümkündü;yeniden hatırlamak,bir daha hatırlamak...

 

Unuttuğumuzu sandığımız,unutturmaya çalıştığımız Kürt Sorununu bir daha hatırladık;barışı yendiden dileyerek,hepimiz burdayız diyerek.

 

Biz buradayız sevgili siyasetçilerimiz,aydınlarımız ve sevgili halkımız...

 

Biz buradayız sevgili anneler,sevgili babalar...

 

Biz buradayız sevgili çocuklar...

 

Biz buradayız;YENİDEN BARIŞ DİYEBİLMEK İÇİN!...barış çok zor değil!Sadece YENİDEN BARIŞ!

 

 

20 Yorum


Önerilen Yorumlar

politika

Gönderi tarihi:

Ülkeyi bölmek iicin daglara cikanlara karsi durmak ne zamandan beri ayarsizlik olmaktadir.Vicdan muhasbesi yapabilmek herkesin harci degildir.100 yildir bu ülkeyi bölmek icin mücadele edenler acaba hangi vicdana sahiplerdir.

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

bende vicdan muhasebesi yapmak herkesin harcı değil diyenlerdenim Değerli Politika;vicdan taraf olmamayı gerektirir :)

politika

Gönderi tarihi:

Eger Türkiye söz konusu ise,vicdanim taraf olmayi öngörüyor,Türkiye taraflisi!

 

 

saygilarla

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

Türkiye taraflısı...

 

Türkiye taraflısı olmak bu coğrafyada yaşayan herkesi aynı oranda kucaklamak,herkesin yaşama hakkına sahip olduğunu düşünmeyi gerektirmez mi?

 

Saygılar benden.

politika

Gönderi tarihi:

Türkiye taraflısı...

 

Türkiye taraflısı olmak bu coğrafyada yaşayan herkesi aynı oranda kucaklamak,herkesin yaşama hakkına sahip olduğunu düşünmeyi gerektirmez mi?

 

Saygılar benden.

 

Ülkemi bölmek isteyen kimseyi kucaklayamam bu kadar duygusuz degilim.

 

saygilarla

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

Ülkemi bölmek isteyen kimseyi kucaklayamam bu kadar duygusuz degilim.

 

saygilarla

 

sevgili Politika,ülkeni bölmek isteyenler barışı istemeyenlerdir,savaş çığırtkanlığı yapanlardır,bizi birbirimize düşman yapanlardır...çok mu zor bunu görebilmek?

DİPNOT

Gönderi tarihi:

krttrk.jpg
turatbek aytmatov

Gönderi tarihi:

Salih Memecan denilen adam 180 derece dönmekte usta devrin adamı olmayı becerebilmiş bugünün akapelisi yarın kim iktidardaysa onun yalakası olabilecek bir kişidir.

Tengeriin boşig

Gönderi tarihi:

Farkında olmalıyızki;Kürt Sorunu herşeyden önce bir kimlik sorunudur.Bu sorun sadece birKürt Sorunu değil aynı zamanda bir Türk Sorunudur.Sorunun çözümündesadece Kürt'ler değil Türk'ler de vardır.Sorun bu yönüyle sadece"demokrasi" sorunu değildir.Sorun aynı zamanda bir vicdan sorunudur.

 

Tek bir cümlede ancak bu kadar zıtlık!

 

"Kürt Sorunu" diyerek adlandırdığınız sorun madem ki bir "Kimlik Sorunu";

Daha da açarsak eğer: "Kürt Kimliği Kazanma Sorunu" mudur aslında?

Peki siz, bir etnisiteyi, daha modern bir toplumsallaşma yapısı olan "Ulusallıktan/Bütünlükten" kopararak

Ve diğer Etnik unsurlardan ayrıştırarak tanımladığınızda

Gerçekten "Demokrat" mı olmuş oluyorsunuz,

Ya da sizin bu ayrıştırmanız "Demokrasi" mi olmuş oluyor?

Kürt, Türkmen, Çerkez, Rum ayrımını temelde siz yapmış olmuyor musunuz?

 

ABD Irak'ı işgal ettikten sonra yapılan referandumlarda oylar

"Kürt oyları", "Şii oyları", "Türkmen oyları", "Sünni oyları" diyerek sayıldı

Ve bu orada da yine Kürtlerin "Demokrasi" anlayışları temel alınarak

Etnisite çerçevesinde yapıldı!

Demokrasi de herhangi bir oyalama da Etnik Ayrıma Dayalı Referandum var mıdır?

Yoksa ben mi yanlış biliyorum:

Demokraside oylama; din, dil ve ırk ayrımına dayanmaz mıydı!?

 

Ayrıca şu "Türk" adına karşı duyduğunuz bu büyük ve koşullanmış AntiPati'yi hiç anlamıyorum.

Türkiyede "Türk" adı bir "Irk" adı olarak kullanılmaz.

Bir "Kürt" adı ile "Türk" aynı eşit şeyi nitelemez.

Bir Türk'e "Sen nesin?" diye sorsanız; "Yörüğüm", "Manavım" "Göçmenim", "Türkmenim" der ya da geldiği boyun adını söyler eğer biliyorsa;

"Karakeçiliyim" ve benzeri gibi...

Çünkü "Türk" adı daha üstte bir anlam ifade eder;

Bir Ulus adı olarak tanımlanmıştır ve kabul edilmiştir; Irk değil...

Tüm Türkiye Halkı gibi bir Kürt, bir Çerkez, bir Laz, bir Türkmen'de "Türk"dür...

Türkiye'de bir Kimlik Sorunu yoktur...

Türkiye'de "Türk" adından alerji kapan kompleksli bir toplum tabakası vardır;

O kadar...

 

Ya bütün bunları da geçin:

"Demokrasi", "Ulus", "Etnik-Milliyetçilik" kavramlarını bana bir irdeler misiniz;

Lütfen...

Örneğin bir Demokrat, insanları birleştirebileceği en üst bağda toparlamaya mı çabalar,

Yoksa kendi mensubu bulunduğu Irkı ya da Topluluğu, bir sorunun parçası olarak tanımlayıp, onları diğer unsurlardan ayırmaya yönelik Etnik-Milliyetçi davranımlarda ve adlandırmalarda mı bulunur?

 

Lütfen, yanıtlar mısınız?

politika

Gönderi tarihi:

sevgili Politika,ülkeni bölmek isteyenler barışı istemeyenlerdir,savaş çığırtkanlığı yapanlardır,bizi birbirimize düşman yapanlardır...çok mu zor bunu görebilmek?

 

Ben tanimlama yapmadim,bölmek isteyenler dedim,bu kategoriye kimler giriyorsa benim sevgime layik degillerdir.Kürt acilimi bölünmeye giden bir yoldur.

 

 

saygilarla

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

Tek bir cümlede ancak bu kadar zıtlık!

 

"Kürt Sorunu" diyerek adlandırdığınız sorun madem ki bir "Kimlik Sorunu";

Daha da açarsak eğer: "Kürt Kimliği Kazanma Sorunu" mudur aslında?

Peki siz, bir etnisiteyi, daha modern bir toplumsallaşma yapısı olan "Ulusallıktan/Bütünlükten" kopararak

Ve diğer Etnik unsurlardan ayrıştırarak tanımladığınızda

Gerçekten "Demokrat" mı olmuş oluyorsunuz,

Ya da sizin bu ayrıştırmanız "Demokrasi" mi olmuş oluyor?

Kürt, Türkmen, Çerkez, Rum ayrımını temelde siz yapmış olmuyor musunuz?

 

ABD Irak'ı işgal ettikten sonra yapılan referandumlarda oylar

"Kürt oyları", "Şii oyları", "Türkmen oyları", "Sünni oyları" diyerek sayıldı

Ve bu orada da yine Kürtlerin "Demokrasi" anlayışları temel alınarak

Etnisite çerçevesinde yapıldı!

Demokrasi de herhangi bir oyalama da Etnik Ayrıma Dayalı Referandum var mıdır?

Yoksa ben mi yanlış biliyorum:

Demokraside oylama; din, dil ve ırk ayrımına dayanmaz mıydı!?

 

Ayrıca şu "Türk" adına karşı duyduğunuz bu büyük ve koşullanmış AntiPati'yi hiç anlamıyorum.

Türkiyede "Türk" adı bir "Irk" adı olarak kullanılmaz.

Bir "Kürt" adı ile "Türk" aynı eşit şeyi nitelemez.

Bir Türk'e "Sen nesin?" diye sorsanız; "Yörüğüm", "Manavım" "Göçmenim", "Türkmenim" der ya da geldiği boyun adını söyler eğer biliyorsa;

"Karakeçiliyim" ve benzeri gibi...

Çünkü "Türk" adı daha üstte bir anlam ifade eder;

Bir Ulus adı olarak tanımlanmıştır ve kabul edilmiştir; Irk değil...

Tüm Türkiye Halkı gibi bir Kürt, bir Çerkez, bir Laz, bir Türkmen'de "Türk"dür...

Türkiye'de bir Kimlik Sorunu yoktur...

Türkiye'de "Türk" adından alerji kapan kompleksli bir toplum tabakası vardır;

O kadar...

 

Ya bütün bunları da geçin:

"Demokrasi", "Ulus", "Etnik-Milliyetçilik" kavramlarını bana bir irdeler misiniz;

Lütfen...

Örneğin bir Demokrat, insanları birleştirebileceği en üst bağda toparlamaya mı çabalar,

Yoksa kendi mensubu bulunduğu Irkı ya da Topluluğu, bir sorunun parçası olarak tanımlayıp, onları diğer unsurlardan ayırmaya yönelik Etnik-Milliyetçi davranımlarda ve adlandırmalarda mı bulunur?

 

Lütfen, yanıtlar mısınız?

 

Tabi:)

 

Kürt kimliği söz konusu olunca bizleri etnik milliyetçilik yapmakla ile suçlayanlara;Almanya'da faşizan saldırılara uğrayan bir Türk "ben Türkçe" konuşmak istiyorum dese ne olur acaba?Durun ama,Türk kalkıp orada anadil talep etmemektedir değil mi?Yada o ülkeyi yıkmayacaktır değil mi...başka gerekçeler de gösterebilirsiniz bana.Ama şunu unutmayın ki;hiçbir gerekçe bir kimliği ezip geçmeyi haklı kılmaz.Ben bir Kürt'üm...ne bu ülkeyi yıkmak isteyenler,nede benim adımla şiddet dili oluşturanlar benim umrumda.Ben,kendi ülkemde kendi dilimle varolmak istiyorum.Bu kadar basit.

 

Ve demokrat olmak,herkese kendin kadar sahip çıkabilmektir.Bana ve değerlerime sahip çıkan biri varsa;o bana demokrat olup olmadığımı sorsun.

 

saygılar.

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

Ben tanimlama yapmadim,bölmek isteyenler dedim,bu kategoriye kimler giriyorsa benim sevgime layik degillerdir.Kürt acilimi bölünmeye giden bir yoldur.

 

 

saygilarla

 

Bölmek isteyenler değil sizin tanımınız;Kürt diyen herkes bölücü oluyor sizin bakışınızda.

 

saygılar.

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

Salih Memecan denilen adam 180 derece dönmekte usta devrin adamı olmayı becerebilmiş bugünün akapelisi yarın kim iktidardaysa onun yalakası olabilecek bir kişidir.

 

sadece o mu!

Tengeriin boşig

Gönderi tarihi:

Tabi:)

 

Kürt kimliği söz konusu olunca bizleri etnik milliyetçilik yapmakla ile suçlayanlara;Almanya'da faşizan saldırılara uğrayan bir Türk "ben Türkçe" konuşmak istiyorum dese ne olur acaba?.

 

Zerre kadar umrumda olmazdı, ki olmamaktadır da zaten...

Almanya'da yaşamayı seçen ve yaşamını o devletin hukuk kuralları ile devam ettirmek isteyen, dahası çocuklarını da orada büyütme kararlılığında olan bir Türk beni zerre kadar ilgilendirmemektedir.

Onunla, o devletin diğer vatandaşları ilgilenir; o da diğer vatandaşlarla ilgilenir...

O devlete karşı bir yıkıcı eylem gerçekleştiriyorlarsa da, o devlet de kendisini savunacaktır elbette;

Bunda bir şey yok...

 

Ahmet Taner Kışlalı'nın çok güzel bir lafı vardır:

"Hakkari'deki bir Kürt, Özbekistan ya da Türkistan'daki bir Türkten daha yakındır bana" der...

Bizde farklı birşey demiyoruz...

Durun ama,Türk kalkıp orada anadil talep etmemektedir değil mi?Yada o ülkeyi yıkmayacaktır değil mi...başka gerekçeler de gösterebilirsiniz bana.

Almanyadaki Türklerin geçmişleri, Almanyanın diğer vatandaşları ile aynı tarihsel kökene, birlikteliğe ve sürece dayanmamaktadır.

Tam da dediğin gibi; onların bir toprak ve ayrılıkçılık talebi olamamaktadır...

Ve tam söylediğin gibi; onlar, o devleti yıkmayacaktır...

 

Bak ne kadar da güzel görüyorsun aslında...

 

Ama şunu unutmayın ki;hiçbir gerekçe bir kimliği ezip geçmeyi haklı kılmaz.Ben bir Kürt'üm...ne bu ülkeyi yıkmak isteyenler,nede benim adımla şiddet dili oluşturanlar benim umrumda.Ben,kendi ülkemde kendi dilimle varolmak istiyorum.Bu kadar basit.

 

Bu ülkeyi yıkmak isteyenler ve senin adınla şiddet dili oluşturanlar umrunda değilse;

Onlarla aynı argümanları savunma o zaman!

Bu ne yaman bir çelişki böyle...

 

Ben çıkıp, Ülkücü söylemlerde bulunayım,

Ama sonra da çıkıp:

"Aman ya hu onlar benim umrumda değil! ve beni temsil edemezler!" diyeyim...

Sizce de inandırıcı olur muydum?

 

Demokrat bir insan "Kendi dilimi konuşmak istiyorum" gibi bir Etnik-Köken argümanından hareket etmez...

Aydın insan, bir sürü Etnik unsurun bulunduğu bir toplumda, yalnızca bir Etnik-Kökene (ve o da kendi kökeni olan) unsura dayanarak hak talep etmez, edemez; taraf tutamaz; kendi kökeni bile olsa, birisini ötekine tercih edemez...

Biz çıkıp "Öz Türkçe konuşulsun, her Türk Öz Türkçe konuşulsun, resmi belgeler Alp-Er-Tunga destanındaki gibi yazılsın, Uygur Alfabesi kullanalım" diyor muyuz?

Demeli miyiz?

 

Demokrat insan en fazla "Kürtçe yasak bir dil olmamalı, bu bir insanlık suçudur" söylemi ile hareket eder ve kendi kimliğini habire lafa karıştırmaz, Irkını, dilini, dinin belli etmez...

Aynı zamanda bu savunuyu Rumlar, Yahudiler, Ermeniler ve Lazlar içinde yapabilir, yapabilecek düzeyde ve hassasiyettedir...

Ancak siz maşallah her sözünüzde Kürt kimliğinizi göklere çıkarıyorsunuz;

Aman ne Aydınca!

Aman ne Demokratça...

 

Ve o kadar Demokratsınız ki;

Her yerde diğer halk kümelerinin de aynı haklarını savunduğunuza rastlıyoruz!

 

Bana açıkça:

"Tamam kardeşim, ben Kürt Etnik-Milliyetçileri ile aynı argümanları paylaşıyorum ve habire Kürt kimliğimi ön plana çıkarıyorum;

Ben Kürt'üm ve ayrıcalıklar istiyorum; diğer etnik unsurların ne isteyip istemedikleri de zerre kadar umrumda değil!" deyin,

Bende alnınızdan öpüp; "En azından açık ve netsiniz" diyerek takdir edeyim...

 

Ve demokrat olmak,herkese kendin kadar sahip çıkabilmektir. Bana ve değerlerime sahip çıkan biri varsa;o bana demokrat olup olmadığımı sorsun.

 

saygılar.

Emin ol ki, ben "SENİN KÜRT DEĞERLERİNE" (Senin tanımın budur), senin "ANADOLUDAKİ DİĞER ETNİK UNSURLARIN DEĞERLERİNE" (Dikkat edersen 'Benim Türkmen değerlerime' demeyerek Etnik-Kökenimi söz konusu etmiyorum) sahip çıktığından kat ve kat daha fazla sahip çıkıyorum...

 

Kimsenin Anadoludaki diğer Etnik Unsurların değerlerine sahip çıkmaması zerre kadar umrumda değil;

Ancak ben şunu çok iyi biliyorum ki:

"Benim değerlerim" diyerek lafa başlayan hiç kimse, Anadolunun bütünsel kültürünü zerre kadar benimsemiyor ve diğer unsurları umursamıyordur.

Bunun böyle olduğundan emin olacak kadar çok Etnik-Milliyetçi tanıdım hayatımda ve bir Etnik-Milliyetçiyi emin olun ki daha bakışlarından tanırım; merak etmeyin...

 

Umarım bu ileti sizin için yeterince açık ve nettir...

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

Zerre kadar umrumda olmazdı, ki olmamaktadır da zaten...

Almanya'da yaşamayı seçen ve yaşamını o devletin hukuk kuralları ile devam ettirmek isteyen, dahası çocuklarını da orada büyütme kararlılığında olan bir Türk beni zerre kadar ilgilendirmemektedir.

Onunla, o devletin diğer vatandaşları ilgilenir; o da diğer vatandaşlarla ilgilenir...

O devlete karşı bir yıkıcı eylem gerçekleştiriyorlarsa da, o devlet de kendisini savunacaktır elbette;

Bunda bir şey yok...

 

Ahmet Taner Kışlalı'nın çok güzel bir lafı vardır:

"Hakkari'deki bir Kürt, Özbekistan ya da Türkistan'daki bir Türkten daha yakındır bana" der...

Bizde farklı birşey demiyoruz...

 

Almanyadaki Türklerin geçmişleri, Almanyanın diğer vatandaşları ile aynı tarihsel kökene, birlikteliğe ve sürece dayanmamaktadır.

Tam da dediğin gibi; onların bir toprak ve ayrılıkçılık talebi olamamaktadır...

Ve tam söylediğin gibi; onlar, o devleti yıkmayacaktır...

 

Bak ne kadar da güzel görüyorsun aslında...

 

 

 

Bu ülkeyi yıkmak isteyenler ve senin adınla şiddet dili oluşturanlar umrunda değilse;

Onlarla aynı argümanları savunma o zaman!

Bu ne yaman bir çelişki böyle...

 

Ben çıkıp, Ülkücü söylemlerde bulunayım,

Ama sonra da çıkıp:

"Aman ya hu onlar benim umrumda değil! ve beni temsil edemezler!" diyeyim...

Sizce de inandırıcı olur muydum?

 

Demokrat bir insan "Kendi dilimi konuşmak istiyorum" gibi bir Etnik-Köken argümanından hareket etmez...

Aydın insan, bir sürü Etnik unsurun bulunduğu bir toplumda, yalnızca bir Etnik-Kökene (ve o da kendi kökeni olan) unsura dayanarak hak talep etmez, edemez; taraf tutamaz; kendi kökeni bile olsa, birisini ötekine tercih edemez...

Biz çıkıp "Öz Türkçe konuşulsun, her Türk Öz Türkçe konuşulsun, resmi belgeler Alp-Er-Tunga destanındaki gibi yazılsın, Uygur Alfabesi kullanalım" diyor muyuz?

Demeli miyiz?

 

Demokrat insan en fazla "Kürtçe yasak bir dil olmamalı, bu bir insanlık suçudur" söylemi ile hareket eder ve kendi kimliğini habire lafa karıştırmaz, Irkını, dilini, dinin belli etmez...

Aynı zamanda bu savunuyu Rumlar, Yahudiler, Ermeniler ve Lazlar içinde yapabilir, yapabilecek düzeyde ve hassasiyettedir...

Ancak siz maşallah her sözünüzde Kürt kimliğinizi göklere çıkarıyorsunuz;

Aman ne Aydınca!

Aman ne Demokratça...

 

Ve o kadar Demokratsınız ki;

Her yerde diğer halk kümelerinin de aynı haklarını savunduğunuza rastlıyoruz!

 

Bana açıkça:

"Tamam kardeşim, ben Kürt Etnik-Milliyetçileri ile aynı argümanları paylaşıyorum ve habire Kürt kimliğimi ön plana çıkarıyorum;

Ben Kürt'üm ve ayrıcalıklar istiyorum; diğer etnik unsurların ne isteyip istemedikleri de zerre kadar umrumda değil!" deyin,

Bende alnınızdan öpüp; "En azından açık ve netsiniz" diyerek takdir edeyim...

 

Emin ol ki, ben "SENİN KÜRT DEĞERLERİNE" (Senin tanımın budur), senin "ANADOLUDAKİ DİĞER ETNİK UNSURLARIN DEĞERLERİNE" (Dikkat edersen 'Benim Türkmen değerlerime' demeyerek Etnik-Kökenimi söz konusu etmiyorum) sahip çıktığından kat ve kat daha fazla sahip çıkıyorum...

 

Kimsenin Anadoludaki diğer Etnik Unsurların değerlerine sahip çıkmaması zerre kadar umrumda değil;

Ancak ben şunu çok iyi biliyorum ki:

"Benim değerlerim" diyerek lafa başlayan hiç kimse, Anadolunun bütünsel kültürünü zerre kadar benimsemiyor ve diğer unsurları umursamıyordur.

Bunun böyle olduğundan emin olacak kadar çok Etnik-Milliyetçi tanıdım hayatımda ve bir Etnik-Milliyetçiyi emin olun ki daha bakışlarından tanırım; merak etmeyin...

 

Umarım bu ileti sizin için yeterince açık ve nettir...

 

Sevgili Boşig,

 

Başka ülkelerde yaşanan insanlık dışı olaylara ben sizinle aynı pencereden bakamıyorum;zerre kadar umrumda değil diyemiyorum.Stalin'in kendi eliyle katlettiği 40 milyonda,Nazi Almanya'sının kırığ geçtiği Yahudiler'de,Filistinde işgal altında direnenlerde...en geniş yelpazeden en dar pencereye;herkes benim için aynı sorumluluktur.

 

Ve...

 

Sayın Kışlalı'nın tüm düşüncelerine şapka çıkartmasam da,bu cümlelerine "başım üstüne" diyorum.Çok haklı;Aynı topraklarda yaşayan biri için;Özbekistanda yaşayan bir Türk'ten yakını;Vanda yaşayan bir Kürttür.Aynı şekilde benim için Irakta yaşayan bir Kürt değil,kendi ülkemde ki bir Türk çok daha önceliklidir.

 

Bizler aynı topraklarda,aynı kaderi yaşıyoruz.Birbirimize hiç yabancı değiliz.Olamayız da,nasıl olabiliriz ki.Ne tarih buna izin verir,ne de ilişkilerimiz.

 

Sevgili Boşig,

 

Ben etnik milliyetçlik yapmıyorum.Yapanlarla aynı argümanı kullanmıyorum.Etnik milliyetçiliğin benden aldıklarını yazarken,nasıl olurda ben bu tuzağa düşebilirim ki.İnanın ki düşmüyorum;düşmediğim için yazıyorum.

 

Etnik milliyetçiliğin argümanı yıktır;ben kendi ırkdaşıma dur diyorum.Etnik milliyetçiliğin argümanı "ama onlar yanlış yaptı" iken,ben kendi yanlışlarını da hesaba kat diyorum.Bakın Ayna'ya,Zana'ya...nasıl da öfkeliler;bizler onlara inatla "kayıtsız şarsız silaha dur diyoruz"

 

Sizler beni burda bölücü olmakla nitelendirirken,Kürt milliyetçileri "Türk ağzı" ile konuşuyorsun diyorlar.Çünkü işe gelinen,herkesin kendinden ödün vermesidir,çünkü işe gelinen karalamaktır...yoksa;herkes bilir hatayı ve tüm doğruları.

 

Daha önce bana Kürt Sorunu derken,bu aynı zamanda bir Türk Sorunudur,ötesinde vicdani bir sorumluluktur dememi bir çelişki olarak gördünüz.Değil,asla değil.Çelişki bunun neresinde.Evet adı Kürt Sorunudur,ayrıca bu bir Türk Sorunudur;dahası Türkiye'nin sorunudur.Yaşananlarıyla herkese hesap soran bir vicdani sorundur.

 

Bana ve değerlerime sahip çıkılmasını bir insan olarak istiyorum ki;bu en temel hakkım.Özellikle sizden istiyorum ki,sizin bakışınıza olan güvenimden.

 

Unutmayın ki...çiçek kapsadığı tüm güzellikler bir bütündür.İçinde gülü de vardır,nergisi de...Gülün varlığını kabul etmek,çiçeğin bütünlüğünden birşey kaybettirmez.

 

Ulusalcılık anlayışınızı forumdan takip ettim;anlayışınız güzel.Ama yaşananlar bu güzelliğin sadece güzel olmakla kaldığını,toplum realitesinde sadece bir ütopyaya dönüştüğünü hepimiz biliyoruz.Ee sevgili Boşig,nerede duralım şimdi?

 

Bu arada beni sadece Kürt konusunda yazıyorsun şeklinde ifade ediliş şekillerine,açtığım ve tak,ip ettiğim başlıkları göstermem yeterli.Benim hayatım;sadece yazdıklarımla değil yaptıklarımla daha bir anlamlı.

 

Değer verdiğim düşüncelerinize ve size saygılar.

Tengeriin boşig

Gönderi tarihi:

Sevgili Boşig,

 

Başka ülkelerde yaşanan insanlık dışı olaylara ben sizinle aynı pencereden bakamıyorum;zerre kadar umrumda değil diyemiyorum.Stalin'in kendi eliyle katlettiği 40 milyonda,Nazi Almanya'sının kırığ geçtiği Yahudiler'de,Filistinde işgal altında direnenlerde...en geniş yelpazeden en dar pencereye;herkes benim için aynı sorumluluktur.

İş katliama geldiği zaman bende kayıtsız değilim elbette...

Ancak ben; örneğin Almaya'da yaşama azminde olan ve orasını benimseyen bir Türk için nasıl bir hak savunusuna girişebilirim ki?

Yani adam orada yaşamak istiyor; ki öyle olmasa buradan ayrılmazdı; çoluk çocuğunu öyle yetiştiriyor...

Tanıdığım akrabalarım da var, çevremden insanlar da var...

 

Etnik milliyetçiliğin argümanı yıktır;ben kendi ırkdaşıma dur diyorum.Etnik milliyetçiliğin argümanı "ama onlar yanlış yaptı" iken,ben kendi yanlışlarını da hesaba kat diyorum.Bakın Ayna'ya,Zana'ya...nasıl da öfkeliler;bizler onlara inatla "kayıtsız şarsız silaha dur diyoruz"

 

Mavi;

Birileri "Onlar yanlış yaptı" derken,

Sen "Kendi yanlışlarını da hesaba kat" diyorsun ya hani?

 

İşte bende tam olarak bundan bahsediyorum...

"Senin yanlışın" "Benim yanlışım" olmaz...

 

Yani nasıl ki o adam "Onlar yanlış yaptı" derken hata yaptıklarını söylüyorsun;

Yine sen de "Kendi yanlışlarına bak" dediğinde "Biz olabilmeyi" ötelemiş, başkalaştırmış oluyorsun...

 

Kürdüyle, Türküyle ya da her nesi ise onunla her yanlış bizim ortak yanlışımız...

Bunu demek istiyorum...

 

Sizler beni burda bölücü olmakla nitelendirirken,Kürt milliyetçileri "Türk ağzı" ile konuşuyorsun diyorlar.Çünkü işe gelinen,herkesin kendinden ödün vermesidir,çünkü işe gelinen karalamaktır...yoksa;herkes bilir hatayı ve tüm doğruları.

 

Sana "Bölücü" diyemem ama Etnik-Milliyetçilerle benzer argümanları paylaşıyorsun; umarım ben yanlış algılıyorumdur...

 

Bak "İçten denetimli" ve "Dıştan denetimli" diye bir şey vardır psikolojide.

Kişi bir şeyin sorumluluğunu ya kendinde arar hep ya da diğerlerinde...

Sınavdan kötü not alan bir çocuğun "Ben çalışmadım", diğerinin de "Hoca bana taktı" demesi gibi...

 

Demek istediğim şu:

Diğer Etnik-Milliyetçiler "Hoca bana taktı" diyorsa,

Sen "Ee ama bende o kadar fazla ders çalışmadım" diyorsun...

 

Tamam bu bir iyi niyettir ve iyi niyetinden şüphem yok

Ama sonuçta "Biz-Siz" bilincinde misin?

 

Öncelikle "Türk" adını bir Irk adı olarak algılayıp tepki gösterdiğinizi;

Ve "Ulus" kavramını da Irkçı ve ayrıştırıcı bir anlama bürüyüp yadsıdığınızı biliyorum.

O yüzden farklı dili konuşuyoruz...

 

Yine de sizi kırmamak için "Türk" adı yerine "Türkiyeli",

"Ulus" yerine de "Toplum/Halk - Vatandaş" kavramlarını kullanayım...

 

Siz, bu ülkenin "Türkiyeli Vatandaşları"nı (ki bu tamlama çok iğreti) bir bütün olarak kabul edip,

En batısındaki bir sorunu, kendi sorununmuş gibi algılayabiliyor musun?

Eğer öyle algılayabiliyorsan, örneğin bir Boşnak'ın yaşadığı sorunu "Boşnak Sorunu" olarak mı nitelersin;

Yoksa bir Kürt olmana karşın "Benim de sorunum" diyerek mi?

 

Özetle şudur ki, sen bir olguyu, bir etnik kökenin adı ile sorun olarak tanımlarsan,

Başka bir etnik kökene bağlı olan ama aynı ülkenin vatandaşı olan başka bir insan

O sorunu benimsemez...

 

Benimsemesi için daha üst bir bağlayıcı kavram gerekir...

Hadi ben buna "Ulus" kavramı diyorum ama madem o kadar alınıyorsunuz "Vatandaş" olsun adı...

Ama sorunun adı Etnik bir ad ile tanımlanmasın...

 

Açık mı?

 

Bak, çok açık bir şey söyleyeyim ya:

Benim babam siyasetten anlamaz...

Kürtmüş, Yunanmış; kimseye de kini yoktur...

Ama haberleri izlerken bana sorduğu soru şu:

"Ya hu bu Kürtlerin ne sorunu var? Bizim bi sorunumuz yok!"

 

Yani sen illa ki "Kürt Sorunu" diyeceksen de;

Ama o zaman diğer insanların kendilerini Türkmen olarak tanımlamalarına ve

Kendi öz vatandaşlarının sorunlarına onları kapatmaya neden oluyorsunuz...

Daha önce bana Kürt Sorunu derken,bu aynı zamanda bir Türk Sorunudur,ötesinde vicdani bir sorumluluktur dememi bir çelişki olarak gördünüz.Değil,asla değil.Çelişki bunun neresinde.Evet adı Kürt Sorunudur,ayrıca bu bir Türk Sorunudur;dahası Türkiye'nin sorunudur.Yaşananlarıyla herkese hesap soran bir vicdani sorundur.

 

Abi, "Türkiye'nin Sorunu" ise, bir Türkmen/Yörük olarak benim de bir sorunum ise; Türkiye Vatandaşı bir Çerkezin ya da bir Ermeni'nin de aynı kaygıyı ve çözüm isteğini paylaşması gerekmez mi Mavi?

Sen "Kürt, Kürt, Kürt Sorunu" dersen, o adamlar "Ya hu ben Ermeniyim, benim böyle bir sorunum yok; bana ne?" demez mi?

Ya da bir süre sonra benim "Ya hu ben Yörüğüm, bana ne onların dillerinin yasaklanmasından" dememi kim hangi bağlayıcı kavram ile engelleyebilir?

 

Bana ve değerlerime sahip çıkılmasını bir insan olarak istiyorum ki;bu en temel hakkım.Özellikle sizden istiyorum ki,sizin bakışınıza olan güvenimden.

 

"Bizim" varlığımıza ben elbette ki sahip çıkıuyorum...

"Senin ya da Sizin Değerlerinize" değil; Kürtlerin, Çerkezlerin, Lazların, Ermenilerin kültürleri, bu ülkenin tüm kültüründen bütünüyle ayrı ve bütünüyle farklı tanımlanamayacağının farkında olduğum için "Bizim Değerlerimize" sahip çıkıyorum...

Ben bir düğünde çıkıp Zeybek'de oynayabiliyorum...

Kürtlerin daha çok oynadıkları Halayları çekmeye özeniyorum, oynamaya çalışıyorum...

Bir Kafkas Dansını izlerken, oynamaya duyduğum hevesi başka çok az şeye duyuyorum...

Ulusalcılık anlayışınızı forumdan takip ettim;anlayışınız güzel.Ama yaşananlar bu güzelliğin sadece güzel olmakla kaldığını,toplum realitesinde sadece bir ütopyaya dönüştüğünü hepimiz biliyoruz.Ee sevgili Boşig,nerede duralım şimdi?

 

Kendisini "Demokrat" ilan edenler aslında Etnik-Milliyetçilik yaptıkları sürece, benim Ulusalcılık anlayışım elbette ki ötelenecektir...

Ancak emin olun ki bu Ulusalcılık anlayışı, en temiz Anadolu halkının en alışık olduğu anlayıştır...

Onların bağrından kopar...

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

İş katliama geldiği zaman bende kayıtsız değilim elbette...

Ancak ben; örneğin Almaya'da yaşama azminde olan ve orasını benimseyen bir Türk için nasıl bir hak savunusuna girişebilirim ki?

Yani adam orada yaşamak istiyor; ki öyle olmasa buradan ayrılmazdı; çoluk çocuğunu öyle yetiştiriyor...

Tanıdığım akrabalarım da var, çevremden insanlar da var...

 

 

 

Mavi;

Birileri "Onlar yanlış yaptı" derken,

Sen "Kendi yanlışlarını da hesaba kat" diyorsun ya hani?

 

İşte bende tam olarak bundan bahsediyorum...

"Senin yanlışın" "Benim yanlışım" olmaz...

 

Yani nasıl ki o adam "Onlar yanlış yaptı" derken hata yaptıklarını söylüyorsun;

Yine sen de "Kendi yanlışlarına bak" dediğinde "Biz olabilmeyi" ötelemiş, başkalaştırmış oluyorsun...

 

Kürdüyle, Türküyle ya da her nesi ise onunla her yanlış bizim ortak yanlışımız...

Bunu demek istiyorum...

 

 

 

...

 

Tabi ki birileri adına hak talep edemeyiz;nitekim dış kapının mandalıyız öylesi bir durumda.Ancak,bazı temel insani haklar vardır ki,tüm insanlar bu hakların olduğu noktada birbirinden sorumludur.Her ülkenin kendine göre yasaları vardır;seçim hakkı demeyelim buna ,"bir ülkede yaşamayı seçmek çoğu zaman sizin seçiminiz değildir",yaşadığınız ülkenin yasalarına uymak zorundayız tercih yada mecburiyette o ülkenin sınırları içerisinde yaşıyorsak...yalnız bu yasalar bizim en temel haklarımıza tecavüz ediyorsa o zaman iş değişir...katliam demiyorum; ki tepkilerimizle insanın olduğu heryerde ortağız.

 

Ne güzel,o zaman bende bizim yanlışımız diyeyim ve ekleyeyim;

 

Birbirimize yabancıyken,bir Türk bir Kürt'e "ayyyyyyyy onlarda mı adam" derken,bir Kürt kendi penceresine takılı kalıp tüm Türk'leri faşizanlıkla suçlarken,biz hiç birbirimizden olamadık.En büyük yanlışımız,biz hatalarımızı kimliklerde aradık.Ben hep demişimdir;benim ülkemde "insan olamama" büyük bir sorun.Düşünememek,birileri için yanamamak,başka hak gasplarına tepki gösterememek,en acısı bizden olmayan diye nitelediklerimiz alanlarda vurulurken bundan mutlu olmayı kendi payımıza hesap etmek...Soruna ad verelim;Sokakta çocuk vardır,adı sokak çocukları sorunu;işsizlik vardır...evet soruna ad verelim;ama sorunu çözmek için,öteleyip de sorunsallaştırmak için değil,nemalanmak için hiç değil.

 

Sevgili Boşig,

 

Kürt yada Türk olmak hiç önemli değil,biz olmak da çok önemli değil.Önemli olan vicdanlı olmak.Biz eğer vicdan sahibi isek,aynı zamanda kimlik sorunu olmayanız,aynı zamanda "gerçek anlamda biziz"...Bakın Kürt sorunu demeyelim,adı geçelim...Uğur Kaymaz davası vardır;bilirsiniz!Kaç kişi sahip çıkabildi bizim olan bu davaya...?Evet,yanlış olan sahip çıkamaktı bizim olan bu davaya,ama aynı zamanda yanlış ötekileştirilendi.

 

Demek istediğini anladım sevgili Boşig,benim tanıdığım Boşig de bunu düşünmeliydi.Galiba Haberturk'deydi...Kezban Hatemi şunu demişti;"biz ulusalcılık dedik,ii niyetimizle bizde buradayız dedik.Ama olmadı,kendi gerçeğimizde anlaşılmadı,yanlışlar yapıldı...ne yapalım"...inan ki Sevgili Boşig,yaşananlar sizin düşüncelerinizden,benim düşündüklerimden ibaret değil.Görüyoruz hep beraber;kendinden olmayanları kesip biçen zi,hniyetleri:(

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

 

 

 

Sana "Bölücü" diyemem ama Etnik-Milliyetçilerle benzer argümanları paylaşıyorsun; umarım ben yanlış algılıyorumdur...

 

Bak "İçten denetimli" ve "Dıştan denetimli" diye bir şey vardır psikolojide.

Kişi bir şeyin sorumluluğunu ya kendinde arar hep ya da diğerlerinde...

Sınavdan kötü not alan bir çocuğun "Ben çalışmadım", diğerinin de "Hoca bana taktı" demesi gibi...

 

Demek istediğim şu:

Diğer Etnik-Milliyetçiler "Hoca bana taktı" diyorsa,

Sen "Ee ama bende o kadar fazla ders çalışmadım" diyorsun...

 

Tamam bu bir iyi niyettir ve iyi niyetinden şüphem yok

Ama sonuçta "Biz-Siz" bilincinde misin?

 

Öncelikle "Türk" adını bir Irk adı olarak algılayıp tepki gösterdiğinizi;

Ve "Ulus" kavramını da Irkçı ve ayrıştırıcı bir anlama bürüyüp yadsıdığınızı biliyorum.

O yüzden farklı dili konuşuyoruz...

 

Yine de sizi kırmamak için "Türk" adı yerine "Türkiyeli",

"Ulus" yerine de "Toplum/Halk - Vatandaş" kavramlarını kullanayım...

 

Siz, bu ülkenin "Türkiyeli Vatandaşları"nı (ki bu tamlama çok iğreti) bir bütün olarak kabul edip,

En batısındaki bir sorunu, kendi sorununmuş gibi algılayabiliyor musun?

Eğer öyle algılayabiliyorsan, örneğin bir Boşnak'ın yaşadığı sorunu "Boşnak Sorunu" olarak mı nitelersin;

Yoksa bir Kürt olmana karşın "Benim de sorunum" diyerek mi?

 

Özetle şudur ki, sen bir olguyu, bir etnik kökenin adı ile sorun olarak tanımlarsan,

Başka bir etnik kökene bağlı olan ama aynı ülkenin vatandaşı olan başka bir insan

O sorunu benimsemez...

 

Benimsemesi için daha üst bir bağlayıcı kavram gerekir...

Hadi ben buna "Ulus" kavramı diyorum ama madem o kadar alınıyorsunuz "Vatandaş" olsun adı...

Ama sorunun adı Etnik bir ad ile tanımlanmasın...

 

Açık mı?

 

Bak, çok açık bir şey söyleyeyim ya:

Benim babam siyasetten anlamaz...

Kürtmüş, Yunanmış; kimseye de kini yoktur...

Ama haberleri izlerken bana sorduğu soru şu:

"Ya hu bu Kürtlerin ne sorunu var? Bizim bi sorunumuz yok!"

 

Yani sen illa ki "Kürt Sorunu" diyeceksen de;

Ama o zaman diğer insanların kendilerini Türkmen olarak tanımlamalarına ve

Kendi öz vatandaşlarının sorunlarına onları kapatmaya neden oluyorsunuz...

 

 

Abi, "Türkiye'nin Sorunu" ise, bir Türkmen/Yörük olarak benim de bir sorunum ise; Türkiye Vatandaşı bir Çerkezin ya da bir Ermeni'nin de aynı kaygıyı ve çözüm isteğini paylaşması gerekmez mi Mavi?

Sen "Kürt, Kürt, Kürt Sorunu" dersen, o adamlar "Ya hu ben Ermeniyim, benim böyle bir sorunum yok; bana ne?" demez mi?

Ya da bir süre sonra benim "Ya hu ben Yörüğüm, bana ne onların dillerinin yasaklanmasından" dememi kim hangi bağlayıcı kavram ile engelleyebilir?

 

 

 

 

Sevgili Boşig,

 

Ben etnisyenliğin yada bölücülüğün argümanlarını kullanmıyorum;onlar benim sorunlarımı kendilerine birer zırh olarak kullanıyorlar.PKK kendi argümanıyla yok dostum;diyelim bir dil yasağı...bu benim sorunum,PKK bununla kendine taraf toplar yada kendini böyle savunur.

 

Sevgili Boşig,

 

Daha önce de belirtmiştim,benim sizin ulusalcılık anlayışınızla sorunum yok.Benim sadece uygulanan politikalarla sorunum var.Bu politikalar yaşamlara bedel oldu,hepimizin olan bu ülkenin yarınana ambargo koydu.

 

Şimdi soralım kendimize;var olan bir sorun...adını siz koyun.

 

Çözüm için ne yapıldı?

 

Nevruzu yasaklamak,dili ayıp görmek vs...ne kadar işe yaradı...daha önmelisi ne kadar vicdani?

Bu ülkenin tüm sorunları benim sorunumdur.Adım kadar eminim buna.

Ve ulusalcılık...demokratlık...Bir örnek;Demokrat CHP...empoze etmek istediği ulusalcılık anlayışı;red ediyorum.

 

Saygılar.

Tengeriin boşig

Gönderi tarihi:

Her neyse, iyi forumlar sevgili Mavi...

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.