Bunu zor yorumlarsınız:)
Sabah yazlıkta açtım gözümü...
Öyle bir rüyadan uyandım ki,ben nerdeyim neresi burası diye afallamaya bile kalmadan,gördüğüm rüyanın etkisiyle kıkırdamaya başladım.
Denizkızı; "abla gene mi rüya"? der şimdi.
He güzelim, gene rüya ama bu sefer komik...Yani galiba! Yani anlatmayı başarabilirsem!
Şimdiden söliyim, sakın dora galiba uyurken iyi örtünmemişsin türünden yorumlara girmeyin.
Zira yazlık ev İzmir'den çok daha serin, yani iyi örtündüğüme eminim
Şimdi efendimmmm;
Tatilköyünün birinde yanlız başına tatildeyim.(lükse bak)
Tatilköyü dedim ama öle lüks bir yer değil.(aslında tatilköyün de tatil, hiç benlik değil,neyse rüya bu ya gitmişim işte!)
Akşam yemeğinden kalkıyorum, deniz kenarından, odama doğru yürüyorum.
Bu arada bungalow denen odalardan birinde kalıyorum hani şu kapısından içeri adım atmak için en az bir km yürümek zorunda olduklarınızdan!
Kıyıdan kıyıdan giderken Japon bir erkeğin yanından geçiyorum. Yok geçemiyorum duruyorum!
Adam eğilmiş, elindeki düdüğü denize doğru üflüyor.Fakat üflediği düdükten ses çıkmıyor!
Japonca mı Türkçe mi bilmiyorum ama adama "napıyorsun öle"? diyorum.(sahi belkide adam Türkçe biliyordu çünkü ben Japonca bilmiyorum)
O da bana;"balıkları çağırıyorum" diyor.(Ya hakkaten böle bir düdük vardı galiba ama balık çağırmak için olmadığından eminim.Köpekmiydi ki
(offf uykum gelmeye başladı eğer böle aradaki durakları anlatırsam sabah olacak )
Uzun ve ilginç bir yürüyüşün ardından odamın kapısına varıyorum.Aman Yarabbim! kapıyı açık bırakıp gitmişim.Eh unutkanlığım tescilli ne de olsa
Derhal değerli eşyalarımı kontrol ediyorum.Bir ara gözüm koltuğun üzerinden sarkan, eşimin kahverengi bordomsu pantolonuna takılıyor.
Ya tamam yanlızım demiştim vallahi yanlızım o pantalon oraya nasıl gelmiş bi bilsem! Amaaa iyi ki gelmiş...
Pantolonun ceplerini kontrol ederken 200 ytl buluyorum
Bu arada odada başörtülü birileri var bakıyorum biri yatakta uyuyor, biri banyoya dalıyor.
Ama ama bu odayı ben yanlız başına tutmuştum
Neyse heralde odadan kaçıyorum çünkü kendimi gene yollarda görüyorum.
Şimdi karşıdan bana doğru gelene inanamayacaksınız.RECEP TAYYİP ERDOĞAN!!!
Gelse iyi! Durduruyor beni ve bana bir telefon uzatıyor;
"Bu telefondan benim özel hattımı direk arayabilirsin" diyor ve kayboluyor.
Ben bağırıyorum arkasından;
"Ama ben size oy vermemiştimmmmmmmm "
Birden başka bir yerde buluyorum kendimi;
Büyüdüğüm kasabadayım.
Bazalikanın(kızılavlu)bitiminde bizim eve doğru giden bir yokuş vardı hatta babam oradan arabayla inerken hep korkardım.
İşte tam o yokuşun başındayım.Hayret kar yağmış!
Yokuşun başına oturuyorum ve çığlık çığlığa salıyorum kendimi aşağıya!
Öle hoşuma gidiyor ki yokuşa oturduğum yerden dönüp bakıp, muzip muzip gülüyorum ve tekrar yapmaya karar veriyorum çoşkuyla!
Tüm bunların sonunda eve ulaşıyormuyum bilmem ama kendimi babamın karşısında buluyorum.
Bana kahverengi yada ne renkse işte o pantalonu soruyor.(Pantalon senin değil, napacan diyorum içimden)
Otelde bıraktığım aklıma geliyor(tabi cepleri boş olarak )korku dolu gözlerle babama bakıyorum.
Ama birden bana verilen telefon aklıma geliyor ve oh çekiyorum(aklım sıra pantalon için yardım istiyecem)
Allahım başım döndü ama yine otel odasındayım.Odanın ortasında bir masa tam karşımda Tayyip Erdoğan ve eşi.
Size telefon ettim ama ulaşamadım diyorum sonra başka sohbetlere dalıyoruz.
Bir ara vallahi de billahi de Turkish-Media'dan bahsediyorum
"Bir ara bizde üye olmuştuk" diyor.
Sonra sol yanımda oturan tesettürlü bayan ayağa kalkıyor,arkasından niyeyse şöle tuhaf bi şekilde bakıyorum.
Sanki hem kızgınım hem de üzgünüm.Birşey sölemeye yeltendiğim sırada, sağ yanımda ki bayan kolumu dürtüyor.
Leydi o! sakın!!! ağzında ki fermuar dikkat et açılmasın diyor.(ama olmaz ki ben içimden geçeni sölemezsem ölürüm)
Alla allaaaaa sağ yanımdaki kadına dönüp bakıyorum.
Tiyatrocu Tomris Oğuzalp İşte nihayet burada film kopuyor ve şükür bitiyorrrrr.
Hadi bunu da yorumlayın da görelim...
Ahmet senin yazmana gerek yok psikolog önereceksin biliyorum
11 Yorum
Önerilen Yorumlar