Arkadaşıma İtafen
Aslında bu yazıyı kendim için yazacaktım.Çünkü bir haftadır benimde midemde bir kasılma var.
şöle bi kendimi senin yerine koydum ve senin midende ki kasılmanın daha şiddetli olabileceğine karar verdim.
Çünkü çocuklar büyüdükçe o kasılmaların şiddetleneceğini tahmin edebiliyorum.
Duygularımı yazıya dökebilecekmiyim bilmiyorum şuanda tek istediğim ruhunda bir tebessüm yaratmak.
yüzünü geçç çünkü insan çoğu zaman yüzüne sahte bi gülümseme kondurabilir,ben senin ruhunu aydınlatıp güldürebilmeliyim.
Çocuklarınla ilk ayrılığı ne zaman yaşadın?
Ben benimkini söyleyeyim mi?
Onları doğurduğumda;9 ay benimleydiler işte o zaman ayrılmazdık,bir bütün gibi..
Hazır olduklarında naptılar?çıkmak istediler dimi...
İşte bizde yarattıkları ilk kasılmalar!!!Veee dünya ya verdik onları...İşte ilk kopuş!!!
Çocuklarının ikisini de anne sütü verebildin mi?
Ben ikisine de verebildim şükür.Düşünse ne o an da yine bir bütünsün.
Kızım bir yaşındaydı ayırdığım da ama hiç istememiştim.
herkes yeter artık emzirme seni artık tatlı niyetine kullanıyor dedikçe gizli gizli kucağıma alıyordum yine
Oğlum 16 aylıktı hala anne sütü alıyordu.
Tam ayırıcam radyo da Nazan Öncel'in"sütten kesilmiş bebek gibiyim"şarkısı.
Üzüntüyü ifade şekline bakarmısın.O şarkıyı duyduğum an midemde kasılmalar başlıyor ve vazgeçiyordum.
İşte sana ikinci kasılma ve ikinci kopuş!!!
Sana söylemişmiydim,biz bu hafta okullu olduk.
Okulun ilk günü okula giderken,evle okul arasında ki kafamdan geçenleri anlatayım şimdi sana:
Bir yanda düşünüyorum bir yandan dikiz aynasından küçük adamı ma bakıyorum arasıra.
Kah gülüyorum,kah gözlerim doluyor
Kızımın ilk anaokuluna başladığı gün geldi aklıma.
Midemde ki kasılma ve sancı,yanlız kalışım...İşte üçüncü kopuş!!!
Oğlum doğduğunda kendi kendime 6yaşından önce okula vermiyecem diye söz vermiştim.
Ama öyle hareketli ki artık kabına sığmıyor,onu kendime nasıl hapseder ,saklarım sölesene
Evlendiğim ilk yıllarda eşimin yeğeni ODTÜ'de okuyordu,okulu birincilikle bitirdi.
Eğitimine Amerika da devam etmeye gitti.
Ablam iki gözü iki çeşme ağlardı ona bakıp hislenir bende ağlardım.
Birgün böle ağlaşırken yine enişte bize bir kağıt çıkardı.
Kağıtta ki şuydu:
Çocuklarınız Sizin Çocuklarınız Değil
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz,ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız,çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu,sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu,uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
Ya Ayşegül'üm işte öle.Şimdi sen gidiyosun midende ki o kasılmalar için bir Talcid atıyorsun ağzına.
Emin ol ki sağ oldukça o kasılmalarımız hiç bitmiyecek tatlım.Çünkü biz anayız
Allah onlara sağlıklı ömür versin bizden ayrılsınlar ama hayırlı sebeplerle
4 Yorum
Önerilen Yorumlar