Türkiye Cumhuriyeti Laik bir devlettir. Laik bir devletin de maaşlı din adamı istihdam etmesi beklenemez. Eğer edecekse, ya tüm inançlar için din adamı istihdam edecek, ya da hiçbiri için etmeyecek. Zira tüm inançlara eşit mesafede olması gerekir. Ancak bizde "Diyanet" diye bir kurum var. Bütçesi de, bir kaç bakanlığın bütçesinden daha fazla. 2006 yılı bütçesi 1.308.187.000 YTL. (Bir katrilyon üçyüzsekiz trilyon yüzseksenyedi milyar TL) Hemen hemen Adalet Bakanlığı'na ayrılan pay kadar.. (Adalet
DİNOZORLAR
Dünyada çok az yaratık insanların merakını dinozorlar kadar uyandırmıştır. Yeni yapılan araştırmalar, bu devlerin yaşamlarının da en az esrarengiz sonları kadar ilginç olduğunu gösteriyor. Günümüzden 230 milyon yıl önce yeryüzünde görülmeye başlanan dinozorlar, 165 milyon yıl boyunca dünyaya hakim oldular. Dinozorlar hakkında zihinleri en çok meşgul etmiş olan konu onların ölüm nedenleri olmakla beraber, nesillerini 165 milyon yıl nasıl sürdürdükleri de en az bunun kadar araştırm
Eskiden insanlar gökgürültüsünü tanrının kızmasına, yıldırımları da tanrının gazabına yorarlardı. Bknz:
13/13- Gök gürlemesi O'na hamd ederek tespih eder. Melekler de O'nun korkusundan tespih ederler. O yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar. Onlar ise Allah hakkında mücadele ediyorlar. Halbuki O, azabı çok şiddetli olandır.
2/55- Hani siz, "Ey Mûsâ! Biz Allah'ı açıktan açığa görmedikçe sana asla inanmayız" demiştiniz. Bunun üzerine siz bakip dururken sizi yildirim çarpmişti.
Başbakan Davutoğlu, "Eşme için izin falan talep etmedik nota verdik, yani 'Biz oradayız, orada olacağız' kayda geçirmek için. Orası artık bizim toprağımız. Kimse de buna itiraz edemez veya kimse buna meydan okuyamaz. Yani birisi meydan okuyorsa oraya dokunsun bakalım, anında müdahale edilir." demiş.
Al sana aklımızla alay eden demeçlerden bir tanesi daha. Yahu daha bir kaç gün önce "risk" gerekçesi ile vatan toprağı kabul edilen bir bölgeyi, tası tarağı toplayarak başka bir yere taşıyan siz
Yedi, ya da sekiz yaşlarındaydım... Bir gün babam, eve elinde bir kaç kitapçık ve bir teyp kaseti ile çıkageldi. Okumaya meraklı olduğumu bildiğinden (ablam ve babam 5,5-6 yaşlarındayken bana okuma-yazmayı öğretmişlerdi) , bana sık sık kitaplar getirirdi. Yine o anlardan biri olduğunu düşünmüştüm. Ancak bu sefer , "Bak; sana bunu/bunları getirdim" dememişti. Elindeki kitapçıkları bir kenara koydu ve kaseti kabından çıkararak kasetçalara taktı. Ben de bu arada babamın bir kenara bıraktığı kitapçı
Buzul Çağları
Dünya’nın iklim dengesi son bir milyon yıl içerisinde, kuzey enlemlerinde ve dağlarda karların birikip yeniden erimesine yol açacak şekilde sekiz kez bozulup yeniden kuruldu. Yağan kar, sıkışarak buza dönüştü; dağlardaki buzul dilleri ve buzul örtüleri oluşturdu. On binlerce yıllık zaman sürecinde büyüyerek birkaç kilometre kalınlığa ulaşan buzullar, Avrupa ve ABD’nin ortalarına dek yayılarak yeryüzü üzerinde çeşitli aşınım ve birikim şekilleri oluşturdular. Her buzul dönemi an
Toplumda tabu olarak görülen konuların başında din gelir. Her ne kadar "inanç özgürlüğü" ifadesi insanların diline pelesenk olsa da, hala ateistler hakkındaki önyargılar oldukça yaygındır. Buna forumda da sıkça rastlamaktayız. İslam'ın inanmayanlar hakkında ipe sapa gelmez öğretileri, bu durumun baş müsebbibidir.
"Ateist" deyip geçmeyin. Ateistlerin büyük çoğunluğu dinleri, özellikle de daha önce bağlı oldukları dini araştırarak, kafa yorarak ateist olmuş kişilerdir. Bu yüzden din hakkında
Zaman içerisinde değişim olgusu olarak evrim, temel bilimlerin ve özellikle canlı bilimlerinin, omurgasını oluşturan veriler bütünüdür. Bu nedenle evrim öğrenilmeden hem biyoloji hem de temel bilimlerde bilimsel düşünme becerisi edinme ve bilimsel veri üretmede önemli eksikler olması kaçınılmazdır. Bu durum aslında biyoloji eğitiminin yanında, doğa bilimlerinin tümünde evrim felsefesinin bilimsel gerçekler ışığında öğretilmesini de gerekli kılmaktadır. Eğitim kapsam ve sistemlerini buna göre düz
Cumhurbaşkanı (!) Erdoğan, feministler için "Ya senin bizim dinimizle, medeniyetimizle ilgin yok ki.Biz sevgililer sevgilisinin hitabına bakıyoruz" demiş.
Siz kimsiniz? Sizin dininiz ne? Sen cumhurbaşkanı mısın, halife misin, diyanet işleri başkanı mısın, papa mısın, kardinal misin? "Biz" den kastın kim? Türk Halkı ise, bu halkın içerisinde müslümanı da, hristiyanı da, musevisi de, ateisti de var. Bu ülkede yaşayan herkes sizin dininizle ilgili olmak zorunda mı? Hala ayrıştırma, hala ötekile
Arkadaşlar; düşünce yapımızdaki en büyük sorunumuz fikir üretememek. Hep kendi düşüncemize uygun hazır fikirleri kullanmaya alışmışız. Halbuki olması gereken, yeni fikirler üretmek ya da benimsenen fikri kendi fikirlerimizle birleştirip bir adım öteye götürmek olmalı. Ne zaman bunu anlayıp uygulayacağız, işte o zaman üretken olacak, kısır tartışmalar yerine kendimizi faydalı paylaşımların içinde bulacağız.
Aklımızı küçümsemeyin arkadaşlar... İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğ
Günümüzde teolojinin sarılabileceği pek az şey kaldı. Zira bilimsel verilerin çık kısıtlı olduğu dönemlerde dinler insanların merak ettiği konulara bir şekilde açıklamalar getirmiş, başka açıklama olmadığı için de insanlar bunları sahiplenmişlerdi. Gel zaman git zaman bilim, yavaş yavaş teolojinin açıklama getirdiği konulara müdahil olmaya başladı. Bilim bazı konuları teolojiden daha iyi ve kapsamlı açıklamaya başlamıştı. İşte bu durum bazılarını fena halde rahatsız etti. Pek çok bilim adamı teo
Manken Merve Büyüksaraç'a Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesi ile dava açılmış ve böylece Erdoğan'ın açtığı hakaret davalarına bir yenisi daha eklenmiş. Bence her ilde en az bir mahkeme Erdoğan'ın açtığı/açacağı hakaret davalarına bakmak üzere özgülensin. Böylece mahkemeler üzerindeki ciddi bir yük hafiflemiş olacak ve diğer davalara bakma fırsatı bulacaklardır.
Elbette hakareti meşrulaştırmak doğru değildir; bu yazıyı yazmaktaki amacım da bu değildir. Pekala herkesin, kendisine hakaret edil
"Her insan uyanıkken ortak bir dünyadadır, fakat uykuda herkes kendi dünyasındadır." Plutharkos, MS 46-125
“Bir tarihte insan değişmez bir biçimde kendisi olduğunun farkına vardı. İnsan o tarihten beri bunun nedenini sorguluyor”
"Gençlikte dünyayı, yaşlılıkta gençliği düzeltmeye uğraşırız."
"Eğitim insanlara vakaları, kuram veya yasaları öğretip onları değiştirerek ve eğlendirerek birer uzman teknisyen yapmak değildir. Onun amacı insanların dimağlarını açmak, ufuklarını genişle
Başbakan Davutoğlu, Ak Parti Belediye Başkanları İstişare ve Yönlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada aynen şöyle demiş :
"Buradan farklı partilerden 12 büyükşehir belediyesi başkanına sesleniyorum. AK Parti'ye oy vermiş ilçelerimizi cezalandırmayın bunun yapılması durumunda gerekli hukuki, işlem yapılır."
Ay ben gülerim.. Hatta sadece ben değil, o 12 büyükşehir belediyesinde yaşayan herkes güler.
Önce, daha dün tarihli (18.02.2015) şu habere bakalım :
Raylarda da üvey evlat
Ben buraya her gelen teiste ahlak dersi vermekten bıktım. Zannediyorlar ki, ahlak yalnızca dinlere, özellikle İslam'a özgüdür, tanrıya inanmayan herkes ahlaksızdır, onlardan her şey beklenir... Bahse girerim ki, cezaevlerinde yatan insanlar arasındaki ateistlerin sayısı, toplumdaki ateist oranına göre çok daha küçüktür.
Ama bunu teistlere anlatamazsın. Zira onlarda, hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da şartlanmışlık vardır. Ne olursa olsun ateistler tanrılarının söylediği gibi olmalıdırla
DÜNYA'DA YAŞAMI TEHDİT EDEBİLECEK ASTRONOMİK ÇARPIŞMALAR ÜZERİNE
Pek çok insan evini ve işyerini çeşitli tehlikelere karşı sigortalama yoluna gider. Bunun için hazırlanan poliçeler genelde yangın ,hırsızlık,su baskını ve deprem gibi tehlikelere karşı düzenlenir. İyi ama, acaba kaç kişi evini ya da işyerini uzaydan gelebilecek bir tehlikeye karşı sigortalamıştır ? Sanırım bu riski de içine alan pek fazla poliçe olmasa gerek. Asıl soru ise, buna gerçekten ihtiyaç var mı, ya da daha büyük boyut
Oldum olası astrolojiden hoşlanmamışımdır. Hani, teolojinin kalabalık grupları peşinden sürüklemesini anlayabiliyorum da, insanların karakterlerinin, doğum tarihlerine göre bilmem kaç milyon kilometre ötedeki gök cisimlerinin konumları ile belirlendiğine dair inancın, kalabalık grupları peşinden sürüklemesine bir türlü anlam veremiyorum. Bunu hiç bir sisteme uyduramadım... Ne bilime, ne mantığa, ne teolojiye, ne istatistiğe, ne de herhangi bir inanç sistemi ile bağdaştıramadım.
"Din" desen,
Türkiye'den parçalı olarak izlenebilen güneş tutulması an itibariyle devam ediyor. Ne yazık ki bazı bölgelerde bulutlanmadan dolayı tutulma izlenemiyor.
Güneş tutulması bir tarafa da, ülkece hemen her gün akıl tutulması yaşar olduk. Dün (19.03.2015) Tayyip Erdoğan, Harp Akademileri Komutanlığı'na yaptığı ziyarette,
"Samimiyetle ifade ediyorum; eski Genel Kurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm
Ahiret (Öteki dünya) inancı insanoğlunun en eski inançlarından biridir. Eskisinden yenisine kadar hemen her dini inançta rastlanır. Bunun çeşitli nedenleri var tabii. Mesela, insanoğlunun ölümsüzlük hayali... İnsanoğlu yok olup gitmeyi kabullenememektedir. Kesin bir öteki dünya olmalıdır (!) Tanrı ile birlikte sonsuza kadar bir eli yağda, öteki balda, biri boşalınca bir hurinin orasında burasında vs.vs. İnsanoğlu buna inanmak istemeyecek de, neye isteyecek?
Diğer bir neden de dünyada isteni
“Değer mi” diyordu “O göz yaşlarına…”
Oysa ki insanı insan yapan o iki damla yaş değilse nedir?
İnsandan çok kime lazım gelir yanaklardan süzülen o iki damla ?
Hangi söz anlatabilir ki o iki damlanın anlatabildiklerini?
Sevinirsin ağlarsın, üzülürsün ağlarsın…
Kavuşursun ağlarsın, ayrılırsın ağlarsın…
Seversin ağlarsın, kızarsın ağlarsın…
Daha doğarken ağlarsın arkadaş... Daha doğarken…
Var mı bundan ötesi?
Hangisi daha gerçekçidir sahtesinin,
Ağlamanın mı, gülmenin mi?
Gülerke
Göklerin dünyadan sonra yaratıldığını, göktavan inancını Big Bang'e uyarladınız da sıra 6 gün olayına geldi değil mi? Bir çok teist arkadaşımız bunu bilmiyor. Bunu daha önceki bir iletimde de yazmıştım ama önemli bir konu olduğu için buraya tekrar alacağım. 6 gün olayı Tevrat'dan alınmıştır. Tevrat'da da bu konu aşağıdaki şekilde geçer :
“Başlangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı. Ve yer ıssız ve boştu; ve enginin yüzü üzerinde karanlık vardı; ve Allah’ın ruhu suların üzerinde hareket ediyor
Adem (Adam)
Nuh (Noah)
İdris
İbrahim (Abram,Abraham)
İshak (isaak) : İbrahim’in oğlu (Karısı Saray’dan)
İsmail (Samuel-Ismael) : İbrahim’in oğlu (Cariyesi Hacer’den)
Yakub (Jakob) : İshak’ın oğlu
Lût (Lot): İbrahim’in yeğeni
Yusuf (Yasef-Josef)): Yakub’un oğlu
Şuayb (Schuaib): Şuayb (a.s), Hz. İbrahim'in torunlarından Mikâil'in oğludur. Annesi ise Hz. Lut'un kızıdır (et-Taber, Tarih, Mısır 1326,I, 167; es-Sa'leb, el-Arâis, Mısır 1951, s. 164; M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Ankar
%98'in abartılı bir rakam olduğu açıktır. Ancak asıl çoğunluğu oluşturan kesimin ne olduğunu hepimiz biliyoruz sanırım. "Elhamdülillah müslümanım" diyen, ancak ibadeti 30 gün oruç, cuma ve bayram namazlarından oluşan, kalanını ise bir ayağı çukura girdiğinde önemseyen, din hakkında bildikleri sağdan soldan duyduklarıyla sınırlı olan bir topluluk.
Evet, Türkiye'de günümüzdeki müslümanların büyük çoğunluğunu yukarıdaki profil oluşturuyor. Siz ister buna "iman eksikliği" deyin, ister "toplumsa