Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

karkabak

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1
  • Katılım

  • Son Ziyaret

karkabak - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Siyaset bilimcilere göre 2001 ekonomik krizinin ardından beklenen sosyal patlama 2002 genel şeçimleri sonuçlarına yansıdı ve sandıklardan gelen sonuçlarla Türkiye cumhuriyetinin kuruluşundan ogüne dek en büyük siyasal tasfiyesinin yaşanmasına sebep oldu.Tbmm de 1946 dan beri ilk kez iki partili bir yapı oluşurken 1987 den beri ilk kez bir parti tekbaşına iktidara geldi.Yaşanan ekonomik krizin Amerikanvari iki partiye dayalı siyasi bir yapının Türkiyede teşekkül ettirileceği bir ortam yaratma amacıyla suni olarak kurgulandığı iddialarının kimi ekonomistlerce dillendirildiği bir ortamda akp tek başına iktidara geldi. 2002 seçimleri ile oluşan siyasi tablo Türkiye tarihinde çok önemli bir bir kırılma noktası olarak görülmeli ve bugünlere uzanan karmaşık bir sürecin başlangıcı olarak değerlendirilmelidir.Çünkü günümüzde tüm çıplaklığı ile yaşanan gerek yasal gerekse gayriyasal iktidarı ele geçirme yada elde tutma kavgası içindeki kimi aktörlerinin tasfiyesi kimilerininde güçlenmesi için gerekli parlamamento desteği bu seçimlerle sağlanmıştır.Son yılların en düşük katılımı sonucu Akp,toplam seçmenlerin yüzde 26 seçime katılan seçmen sayısınında yüzde 34 ünü alarak parlamentonun yüzde 66 sına sahip oldu.Türkiyede uygulanan garip ve pekde demokratik olmayan seçim sisteminin bir yansıması olarak ilginç rakkamları ve oranları içinde barındıran bu seçimlerde,yüzde on barajını aşarak parlamentoya giren Chp ve Akp nin oylarının toplam seçmen sayısının yüzde 42 sine denk geldiği baraj altında kalan partilerin oyları ve iptal edilen oylara birde sandık başına gitmeyen seçmen sayısı eklendiğinde mecliste temsil edilmeyen halk kitlesinin oranın yüzde 58 e çıktığı görüldü.Türkiye de iktidara giden yolun en kestirme adresi olan merkez sağa oturan eski milli görüşcü kadrolardan devşirilen Akp iktidarının ilk dönemi böylelikle başlamış oldu. Türkiye de Akp ve birkısım odaklar haricinde pekde beklenmeyen ve büyük sarsıntıya yolaçan bu sonuçların temel sebeplerini sorgulayan sosyalbilimciler yaşanan ekonomik krizin ardından etkilerinin dalga dalga geniş halk kitlelerine ulaştığını ve genel karakteri tepki oyu olarak değerlendirilebilecek bir sonucun doğduğunu iddia etselerde günümüzdeki sonuçları gözönüne getirildiğinde bu tespitin kısmen doğru ama eksik bir yönünün olduğunu görmekteyiz.12 eylül askeri müdahalesinin bir ürünü olan Anap ın yada Başbakanlıkdan sağlık durumu öne sürülerek siyasi bir darbe ile indirileren(düşürülen) Ecevit in Dsp sinin siyaset sahnesinden tasfiyesi, beklenilen bir sonuç olarak değerlendirilsede klasik sağ oylara hitap eden ve geniş bir halk tabanına sahip olan demokrat partinin mirascısı Dyp nin gerekse artık sosyal bir gerçekliğe erişmiş geleneksel Milliyetçi oyların adresi Mhp nin ülke barajının altında kalması ile oluşan bu garip,istatistiki gerçeklerle açıklanamayan ve halk iradesinin pekde meclise yansımaması ile sonuçlanan 2002 seçimlerinin bir başka boyutu daha vardır.oda Genç parti vakasıdır .Imf nin ekonomik dayatmalarına tepkinin toplumda enüst düzeye ulaştığı o dönemde seçimden hemen önce kurulan iki parti vardı ve bunlarında;tepkisel ve hiçbir ideolojik yönü olmayan arayış içindeki yüzergezeroylara( kerhen oylara)talip olmaktan başka bir politikalarıda yokdu.Sağın tek alternatif adresi olarak gösterilerek seçime giren Akp ve mitinglerinde döner ekmek dağıtarak topladığı kalabalıklarla,ünlü türkücü yada futbolcu adayları ile Genç parti idi bu iki parti.Ama bu seçimlerin asıl belirleyicisi gerek kendi aldığı oy oranı ve gerekse diğer siyasi rakiplerinden çaldığı oylar ve bunun sonucunda o siyasi partilerin karşı karşıya kaldığı durum itibariyle ile o gün oluşan meşruiyeti şaibeli aritmetik parlamenter yapıdan doğup bugüne gelen siyasi sonuçların başlıca müsebbibi genç parti olmuştur.Lümpen,kısmen ulusalcı kısmen,sosyal adalet isteğinde,kısa yoldan köşe dönücü söylemlere rağbet eden tepki halindeki bir gençlik kitlesi üzerinden seçmen profilini dizayn eden genç parti nin lideri cem uzan ın hedefinde genelde ımf politikaları olsada en ağır ve hakarete varıcı söylemlerini Akp ye yöneltmekten çekinmedi.Arkasına aldığı dev medyası ve inanılmaz ölçülerdeki finans desteği ile o güne dek pek ülkemizde görülmemiş boyutlarda dev bir seçim kampanyasına yönelen Uzan bazen”enharbi nutukları “bazende pragmatist ve popülist vaatleri ile 2002 seçimlerinde kimsenin beklemediği bir oy oranına ulaştı.AKP yüzde 34 ve chp ise yüzde 19 oyla meclise girerken henüz birkaç aylık bir mazisi olan genç partiye Türk halkı yüzde 7.5 gibi inanılmaz bir oy vererek siyaset bilimi perspektifinde pekde açıklaması olmayan bir garabet ortaya çıktı.Yıllarca ülkeyi tekbaşına yöneten Anap yüzde 5 de kalıp kesin bir tasfiye ile karşı karşıya kalırken,ülkeyi kan gölüne çeviren yüzyıllık bir bölücü kürtcü hareketin oyları silahlı terör örgütünün tehdişi altında güneydoğuda yüzde ellileri geçmiş olmasına rağmen ülke genelinde yüzde 6 da kalmasına rağmen henüz birkaç aylık bir ömrü olan,hiçbir halk tabanı olmadan siyasi hiçbir proje ortaya koymadan Cem uzan ve partisi yüzde 7.5 oy aldı.Cem uzan ın gerek kendi tv kanalları ve gazeteleri gerek aday gösterdiği popüler isimlerin sayesinde doldurduğu meydanlarda hedef olarak aldığı Akp karşıtlığı söylemi bazen genel ahlak kriterlerinin dışına taşıp hakaret ve iftira boyutuna ulaşmış olsada bu duruş ve söylemden en karlı çıkan yine Akp oldu.O günün ana muhalefet partisi durumundaki Dyp,mevcut Mhp-dsp Anap iktidarın yıpratılmışlığına rağmen özellikle kadın oylarının bir anda genç partiye yönelmesi sonucu yüzde 9.5 luk oy oranı ile hiç beklenmedik şekilde meclis dışında kaldı.Ayyıldızlı parti bayrağı ile şovenist motiflerle süslü ulusalcı bir çizgiye yönelen Genç parti nin seçim kampanyası ilkkez seçimde oy kullanacak olan ve genelde Mhp ye yönelmesi beklenen genç kitleyi etkileyip oylarınıda alması sonucu Mhp de hiç umulmadık bir şekilde yüzde 8.5 ile meclis dışında kaldı.Genç partinin yüzde 7.5 luk oy oranının sonucu olarak meclise girmesine kesin olarak bakılan 4 parti öngörülü yapı böylece bir anda ikili bir duruma dönüşüp Akp yüzde 34 ile parlamentonun yüzde 66 sına sahip oldu.Böylelikle Genç partinin seçim kampanyasının en olumlu etkisinin Akp ye olduğunu görüyoruz.Kimi sosyal bilimciler ve siyaset üzerine araştırma yapan kuruluşların incelemeleri eğer Genç parti vakası olmasaydı Mhp ve Dyp nin barajı aşıp meclise gireceklerini 2002 seçimleri sonucu ortaya çıkacak parlamento aritmetiğindende tek parti iktidarının çıkamayacağını ve Akp nin meclisteki toplam sandalye sayısının 220 yi geçmeyeceğini söylüyorlar.Bu açıdan bakıldığında Genç partinin Akp ye olan tüm agresif tutumuna rağmen kendine edindiği misyonun sanki Akp yi iktidar yapmak olduğunu algılayabiliriz.Çünkü seçimlerin ardından o dev gibi görünen finansal yapının biranda tarumar olması Genç parti ve kadrosunun hızla tasfiye edilmesi Bu yaşananların bir komplo teorisi olamayacak kadar rasyonel politik gerçekler olduğunu göstermektedir.Seçimlerin ardından yaşanan süreçte Uzan holding in hiçte öyle göründüğü gibi bir dev olmadığını bankalarının içinin boşaltıldığını,yabancı şirketlere ödenemez boyutlarda borcu olduğu görüldü.Siyasi iktidarın üzerine gitmesi ile biranda dağılan kağıttan bir kaleye benzer bu yapının 2002 seçimlerindeki en önemli etkisinin Akp iktidarını sağlamak için diğer partilerin oylarını absorbe etmek olarak gözükmesi pekde yanlış bir algılama sayılmaz .2002 erken seçiminin varlık sebebinin özellikle Mhp siz bir hükümet dayatmasına karşı Mhp genel başkanının,millete gidilerek bu kumpasdan sıyrılmak amacı taşıdığı düşünüldüğünde seçim ardından oluşan Mhp siz meclis kurgusunun belkide en önemli müsebbibi Genç parti olarak görülebilir.O yıllarda hızla gündeme gelen Bop projesi ve Irak savaşı öncesi ısınan ortadoğu üzerindeki eylem ajandasında.Mhp ye yer vermeyen odaklarca kurgulanan meclisin ortaya çıkmasında yadsınamaz katkısı olan Uzan ve partisi belkide borçlarının örtülmesi karşılığında böyle bir süreçte yer almış yada bilinçsiz bir tercihle buna yol açmış olabilir.2002 seçimleri ile iktidarı devralan AKP hükümeti belki bir anlaşma dahilinde belkide siyasi bir intikam hırsıyla Uzan medyasını ve uzanların Rumeli holdingini yerle bir etti ve artık bugün ne Genç parti diye bir olgu nede Uzan imparatorluğu var ortalıkda . MHP nin ve milliyetçi kadroların meclisten dışlanması ile sonuçlanan 2002 seçimlerinin ardından Uzan kontrolündeki medya hızla tasfiye edilip İktidara yakın isimlerin kontrolüne geçerken bunu diğer basın ve medya kanallarının el değiştirmesi izledi.Özellikle Tmsf üzerinden yürütülen operasyonların ardından Ülkenin en büyük medya devleri birer ikişer iktidar güdümlü bir çizgiye yerleştirildi. 2002 seçimlerinin ardından 7 yıl geçti ve önümüzde 2009 yerel seçimleri var.Ülkemiz Mhp ve Mhp liler olmazsa bağımsız bir Türkiye dende sözedilemeyek bir duruma hızla sürüklenmektedir.Yaşanan ekonomik kriz ile ülke bir yangın yerine dönmekte yoksulluk tüm acılarıyla halkı kuşatmakta bunun sorumlusu olarak görülen dayatmacı Imf politikaları ve uygulaycısı iktidardan hesap sormak için bu yaklaşan seçimler geniş halk kitleleri nezninde bir fırsat olark görülmektedir.2007 seçim zaferi sarhoşluğundaki iktidar partisi için ise bu seçimlerde alınacak bir mağlubiyet erken genel seçim çanlarının çalmaya başladığı bir tarih olacaktır.2002 seçimlerinde bir misyon üstlenen Uzan ve kadrosu bu gün Mhp oylarını etkileyecek yada çalacak durumda olmasada,bu sefer oynan oyun çok daha içerden ve sinsice yürütülmektedir. Çünkü bugün gelinen noktada İktidar karşıtı olduğu iddiasındaki Yeniçağ Gazetesi nin sergilediği tavır geçmişte gene Akp karşıtı olduğu iddiasıyla ortaya çıkan Uzanların politikalarından çok daha etkili ve sinsi bir hal almaya başlamıştır. Gazetenin Mhp adaylarına ve Mhp genel merkezine yönelttiği eleştirilerin hak ve vicdan ile açıklanması,demokratik eleştiri ölçü sınırları içerisinde değerlendirilmesi ve ardında iyi niyetli “milliyetçi endişelere dayalı bir sebep “arama imkanı yoktur.Geçmişte bir çok basın yayın organın iktidar karşıtlığı tasfiye sebepleri olmuş ve yokolup gitmişlersede,bu gün Yeniçağ hala dimdik ayaktadır ve kendine biçilen göreve devam edebilmektedir.Çünkü misyonu bitmemiştir bu misyon Mhp ve Mhp lilere zarar vermek için hertürlü şartı değerlendirmek olarak artık ayan beyan ortadadır. Şimdiye kadar tasfiye edilen,el değiştirtilen bir çok medya devinin ardındaki finans kuruluşları,bankaları gözönüne alındığında arkasında hiçde öyle ekonomik bir güç olmayan Yeniçağın böyle bir baskıya çok uzun süre direnemeyeceği bir gerçek iken varlığını hala devam ettirebiliyor olmasının altında yatan sebep iktidarı yıpratmaya yönelik yayınları değil Türk milliyetçileri ve partileri Mhp arasında fitneye sebep olan tavrının devam ettirebilmesi için kendine verilen rolü oynamadaki başarısı olarak görülmelidir.Neticesinde bir ticari müessese olarak varlığını devam ettirebilmek için kar ve zarar ekseninde bir ticari anlayışa sahip olmak zorunda olanYeniçağ gazetesi nin kendine hedef pazar olarak görmesi gereken geniş bir Milliyetçi halk kitlesini karşısına alma pahasına bu kampanyayı devam ettirebilmesi eğer ticari bir intihar değilse manidardır.Türk milliyetçisi olduğu iddiasındaki Yeniçağ ın köşe yazarları yaklaşam seçimlerde Chp nin İstanbul belediye başkan adaylarına oy verilmesini okurlarına telkin edebilmektedir.Buna sebep olarakda Mhp nin kazanma şansının olmadığını gösteren bu çok bilge yazarlar Chp nin adayının bürokratlık yaşamındaki uygulamalarını,Ülkücü kadroları genel müdürü olduğu kurumda nasıl budadığını,Malum kişinin ülkücülüğe ve Türk milliyetçiliğine bakışının”faşizme karşı omuz omuza”ile açıklanabilecek kadar net olduğunu bilselerde genede böyle bir söylem içinde olabilmelerinin sebebi belkide Türkiye nin en bilinçli ve en sorumluluk duygusuna sahip kitlesi olan Mhp li seçmeni yönlendirip bilinç altında nasılsa Mhp kazanamaz bakın Chp nin adayıda işte böyle biri “ya kazanırsa “duygusunu yaşattırıp oyları Akp de toparlamanın birbaşka yoluda olabilir.Türkiye nin yaşadığı bu çok hassas ve tehlikeli süreçte Mhp nin aldığı bir oy kadar kaybettiği bir oyun bile önemi ortada iken böylesine haince bir düşünceyi ortaya atmak ve ardındanda kendini milliyetçi olarak vasıflandırabilmek için ya çok ****** yada çok hain olmak gerekir.Mhp genel başkanın,sebebi herne olursa olsun teşkilat dışında kalmış ülkücülere olan samimi çağrısını dahi çarpıtıp kendi aklınca Mhp yönetimine madde madde manifasto yayınlama cüretini kendinde gören Yeniçağ ne yazıkki milliyetçi camianın bir parçası imiş gibi kendini pazarlamaya devam edebilmektedir.Mhp nin hiç iddiası olmayan İstanbul un bir ilçesinde belediye başkan aday adayları arasında geçen bir önseçim yarışını dahi sütunlarına taşıyıp,teşkilatın desteklediği adayı”desteklenmeyen aday”olarak yalana dahi sapılarak lanse etmesinin açıklaması,o ilçedeki mhp li seçmeni etkileyip partisine oy verdirmemeye yönelik psikolojik bir baskıdır.Yeniçağ ın aslında Milliyetçi düşünce ile uzaktan yakından alakası olmayan “oligarşik bürokrasi”nin fosilleşmiş kalemşörlerinin Türk milliyetçiliği ile ilgili ahkamlar kesmesi yada Chp ye yamanmaya kalkılan kutsal bir ülkücü davadan haberdar olmamaları olağandır.Ancak Ülkücü camia da bilinip sevilen birkaç yazarın hala Yeniçağın sütunlarında yer bulabiliyor olması da belkide o isimler üzeriden camia nın gazetesi etiketini yitirmeme kaygısından olabilir.Bu yazarlarda Türk milliyetçiliği davasında kişilerin değil Türk milletinin ve onun kutsal ülkücü davasının herşeyin üstünde ve herkesden önemli olduğunu bilmeli ve kendi isimlerinin camidaki saygınlıklarının kullanılarak Türk miliyetçiliğine zarar vermekten başka bir derdi olmayan gazetelerinin sütunlarında Mhp ve Mhp lileri savunabilmelidirler.Gazetenin yayın politikası buna engel olarak gösteriliyor ve kendileride bu politikayı Türk milliyetçiliğinin yegane ve biricik temsilcisi Mhp ye zarar vermeyecek bir noktaya çekemiyorlarsa kendilerini sorgulamalıdırlar.Çünkü şapkalarını önlerine koyup düşünmenin vakti çoktan gelipde geçmiştir.Kendi isimleri ile Gazetenin yazar panosundaki Mhp ve ülkücü düşmanı isimleri birlikte yakıştırabiliyorlarsa ülkücülerinde onları hainlerle birlikte değerlendirmekten başka bir alternatiflerinin kalmayacağını bilmeleri gerekir.İsimini Mhp genel başkanının koyduğu Yeniçağ gazetesi için artık varsa yoksa Mhp ve Genel başkanının yıpratılması tek önemli şey olmuş ve buda bir hastalık boyutuna varmıştır.Mhp genel Başkanının sağlık durumunu sıkca manşetlerine taşımak ve bundan bir medet ummak bırakın ülkücülüğü,milliyetçiliği insanlıkla,ahlakla nasıl açıklanabilir başka türlü.Sanki Mhp genel başkanından bir alacakları varmışcasına genel başkanın sağlığını takip etmeleri manidardır,ama eğer genel başkandan bir alacakları varsa ölüm allahın emridir ve Bahçelinin ölmesi durumunda alacaklarınıda Mhp ve Mhp lilerin ödeyeceğini bilmeleri lazım.Çünkü her ülkücü düşmanı bilirki ülkücüler kendi aralarında ne kadar tartışsalarda ne kadar anlaşamasalarda,dışardan gelecek her tepkide bir olmayı beraber olmayı,bilecek kadar erdemli insanlardır. .Bu art niyetli kalemşörler hayatlarının hiçbir döneminde ülkü ocaklarının rahle i tedrisatından geçmedikleri için ülkücülüğün önce ahlak önce edep olduğunu öğrenme nasibine erememiş olsalarda,hayatlarının daha önceki kesitlerinde birarada bulundukları cemaatlerde edindikleri entrika,iftira ve ikiyüzlülük silahlarını kuşanıp kendilerine verilen milliyetçi camia yı önce bölüp sonra yoketmek görevini yerine getirebilmek için müfteri gazetelerini haince kullanmayı iyi beceriyorlar.Belkide Türkiye nin en demokratik en şeffaf seçimlerine sahne olan Mhp genel merkezi kongrelerinde Bahçeli nin karşısına çıkan hemen herkesi hiçbir ölçü göstermeden desteklemeyi vazife edinen,kongre süreçlerinde genelbaşkan eleştirisini insafsızlık boyutuna taşıayrak milliyetçi camia nın iklimine fitne tohumları atan Yeniçağ yönetimi işine geldiği zaman hep basının özgür eleştiri hakkından,düşünce hürriyetinden dem vursada o kongrelerde tecelli eden ülkücü iradeyi hepgörmezden gelmesini,hep yoksaymasını yada sayfalarında Mhp ve mevcut genel başkanını savunan isimlere asla yer vermemesini kendi ilkesizliği ve tarafgirliği ile açıklayabilir.Yoksa milliyeçi camianın”özgür gazetesinde” Miliyetçi camianın yegane partisi Mhp yi savunan tek bir kalemin dahi olmamasının başka nasıl bir açıklaması olabilir. O kongrelerde sanki Mhp genel başkanına oy vermeyen delegelerin hepsi ülkücü,oyverenlerde Trt nin yurttan sesler korosunun türkücüleriymişcesine bir ajitasyona yönelen Yeniçağ ın bu küstah tavrı aslında ülkemizde sıkca görülen basın terörünün açık bir örneğidir. Ne yolsuzluklarla,nede belediyelerin kaldırım taşı ihaleleriyle burjuvasını oluşturmamış ,tek derdi ülkenin milli bağımsızlığı olan ülkücüler akçeli işlere olan ilgisizliği yada siyasetten menfaat teminini en büyük ahlaksızlık olarak görmelerinden dolayı belkide Türkiye nin en fakir kesimidir .Bu fakir ama millet sevdalı ülkücülerin çoluk çocuklarının rızkından keserek,helal paraları ile kendi fikirlerini,davalarını,ülkülerini geniş halk yığınlarına ulaştırmak için Yeniçağ ın kurulduğu ilk günlerdeki fedakarlıkları gözönüne getirildiğinde gelinen durumun ne kadar nankörce olduğu ortadır.O günlerde cebindeki son parası ile hergün üçbeş gazete alıp kahvelerde otobüslerde bedava dağıtan ülkücülere bu gün belkide en büyük zararı veren gazete haline gelmesi Yeniçağ açısından ne kadarda hazin bir durumdur. Yaşı orta yaşlara gelmişler bilirler;Herşeyin bir adabı vardı bu ülkede.Özellikle İstanbulda İçki içmenin dahi bir kültürü,bir yolu yordamı vardı henüz beş on yıl önce ve Akşamcılar evlerine giderken büfeden aldıkları rakılarını bir gazete kagıdına sıkı sıkı sarar öyle düşerlerdi yola.Sanki ayıp birşeyi etrafa göstermemek gibi çekinceleri vardı.O yüzden pek poşet falan olmayan o yıllarda eski gazet kağıdı ihtiyacı toplumsal hayatın bir gereği gibi idi ve okunmuş eski gazeteler atılmaz esnafca yukarda ifade ettiğimiz gibi bazen bir içki şişesini kamufle etmede yada kesekağıdı olarak bir şekilde değerlendirilirdi.Ancak Yeniçağ ın kağıdından o şekilde bile bir faydalanılaz artık.Çünkü şişedeki rakının beyinlerde yolaçtğı uyuşma birkaç saatte geçsede o şişeyi sarıp saklamak için kullanılacak bir sayfa yeniçağın mürekkebinden zehirlenen idraklerin tedavisi çok daha uzun sürebilir.Şişedeki rakıdan daha etkili olan bu tesirin verdiği zarar belkide bir daha iflah etmez boyuttadır. Bugünlerde, Türkiye siyaset sahnesinde 40.yılını kutlayan Mhp bu kırk yıl boyunca hep Türk milletinin menfaatlerini savunmuş ve bu yüzdende gerek sağdan gerek soldan bazen dışardan bazende bizden görünümlü ama dışardan yönlendirilen içerdeki hainlerin saldırılarına maruz kalmıştır.Türk milletinin hak bağıran sesi olan ülkücüler susturulabilmek adına 40 yıldır öldürülmüş,işkencelere maruz kalmış yada hapislerde çürütülmüş olsalarda asla bu kutsal davalarından vazgeçememişlerdir.Özellikle 12 eylül öncesi komünist çetelerin kurşunları ile katledilmelerine sebep olan, ülkücüleri o günlerde gazetesi Aydınlıkda boy boy resimleri ile afişe ederek bu cinayet şebekelerini yönlendiren Apo nun yoldaşı Maocu Perinçek bugün Yeniçağ ın enönemli müttefiklerinden biri olmuştur. Perincek ve Yeniçağ arasındaki organik bağlantı ideolojik değilse Mhp ve ülkücü düşmanlığımıdır diyerek sorgulanması gerekir.Bu çok ağır bir iddia olarak gözüksede milliyetçi camia nın gazetesi olma iddiasındaki bir gazetenin bu soruya verecek bir cevabı olmalıdır.Çünkü Perinçek ve ekibinin elindeki dökülen Türk milliyetçilerinin kanı hala kurumamıştır.Ve Türk milliyetçisiyim diyen herkesin bu soruyu sorma hakkı vardır. Türkiye de cesareti,tavır koymakdaki gözükaralığı yada inandığı değerler uğruna bedel ödemekten çekinmeyeceği asla şüphe getirmeyecek şekilde ispatlanmış tek teşkilat ülkücüler olmuş iken bir gazetenin bu kadar ateşli bir şekilde ülkücüleri hedef alması onları korkaklıkla ve pasiflikle suçlaması yada kendine tüm tahriklere rağmen yönelmeyen ülkücü tepkiyi bir beklenti haline sokmasının altında yatan gerçek sebep belki ülkücülerin kamuoyunda karalama kampanyasının bir parçası olabilir.Belkide,Yeniçağ gazetesi nin Ülkücülerin heran provake edilerek”paramiliterleştirileceği” en uygun ortam olarak gördüğü “Erciyes kurultayındaki”ısrarı yada Ülkü ocakları kapatılıyor yaygarası yapmasının altında,Ocaklı gençlik üzerindeki disiplinin bizzat Bahçeli tarafından kurumsallaştırılıp 12 eylül öncesi günlere çekil(e)mesinin önüne set çekmesinden duyduğu rahatsızlıkdan kaynaklanıyor olabilir. Şu bir gerçektirki 40 yıl insan hayatında çok önemli bir zaman dilimi olsada milletlerin hayatında çok kısa bir süredir.Bu yüzden Türk milleti varoldukca varolacak olan ülkücü ideoloji ve partisi Mhp kendi fikirlerini millete ulaştırabilmek için çok acil olarak milliyetçi gazete boşluğunu doldurmak zorundadır Aksi taktirde oluşan bu boşlukda kendisini milliyetçi olarak gösteren ama aslında milliyet-çi likden algısı gazeteciklerinde milliyet satmak olan ihanet odaklarının boy göstermesinin önüne geçilemeyecektir. … .Söz uçar yazı kalır bu yüzden Yeniçağ ın Türk milliyetçilerine yönelik o hakarete varıcı kafa karıştırıcı sayfaları Türk tarihinde herbiri ibret alınacak birer ihanet vesikaları olarak yerini alacaktır.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.