Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

i'tezele

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    158
  • Katılım

  • Son Ziyaret

1 Takip eden

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Kadın

i'tezele - Başarıları

Ortak

Ortak (7/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. İlk olarak "sayesinde" kelimesi olumlu anlam içeriği belirttiğinden, bu kelimeyi kullandığınız bir cümleyi olumsuz bir ifadeye bürüyemezsiniz.Teziniz bu basit teknik hatayla iç tutarlılığını kaybetmiştir. "Batılı ülkeler katil ve sömürgeci olduklarından refah içindedirler." kalıbını kendi cümlenize uyarlarsanız, belki -en azından- şekil yönüyle anlamlı bir beyanınız olur ve ciddiyete muhatap görülür. Şimdilerde mütekellim bulmak ne zor... Saygılar
  2. Tasavvuf, ibni Haldun'un belirttiği gibi ilk üç nesilde özel bir isme sahip olmayacak kadar yaygın ve gelişkindir. Bugün ise adı var kendisi yok. Ayrıca kerametler ikiye ayrılır; sizin sözünü ettiğiniz uçmaları zıplamaları sufiler hiç de önemsemez, gösteriş olarak görürler. Bu ayrı bir konu. Ayrıca çok rica ediyorum yanıtınızı foruma kaydetmeden önce cümlelerinizi tekrar gözden geçirin; zira okmak biraz güç oluyor. Saygılar
  3. İdeal olanı hem iç hem de dış merkeze yönelmiş olanıdır. Çünkü dışa yönelme içe yönelme aşamsına el verişli olduğu ölçüde geçerlidir. Şeyh el Alavi, 'ibadetlerimiz onları yerine getirirken Allah'ı hatırlamamzı derecesinde güçlü veya zayıf olarak düşünülebilir' demiştir. Bu zahiri ibdetlerin batıni başarısını içerir. İsra gecesi peygamber efendimizin 'dikey' yükselişten önce, Mekke'den Kudüs'e 'yatay' yükselişi Müslümanlara örnek oluşturur. saygılar
  4. Hal beyandadır... Sizin bu anlatıklarınız sağolsun batı bugün 'overdose' oldu. 'lekum dinukum ve liye din ...' İyi geceler.
  5. Özellikle 'subhanallah!' kısımları çok tatlı... Arayan bulur...
  6. Kapalı bir kadın da belli sınırlar içerisinde dilediğini giyer ve dilediği adamla evlenerek beraber olur. Ayrıca kapalı olmayan kadında yaşadığı toplumun kuralları çerçevesinde yaşar... İster ateist olsun ister budist olsun ahlaklı bir kadın kimseyle özgürce beraber olmaz. Bence siz haddinizi aşıyorsunuz.
  7. Yazılarınızı okuduğum üzre yanıtladım elbette... İlk iletinizden beri başörtülü kadınların örtünmek surtiyle haksızlığa uğradıkları vehmine kapılmış gidiyorsunuz. Ben de diyorum ki, bu kadınların yaratıcı bir varlığa sığınıp, onun cennetine girmek için diledikleri yöntemlere baş vurmalarında ne gibi bir sakınca görülebilir? Bu bizi ne kadar ilgilendirir? Onlar ermiş muradına siz çıkın kerevetine. Ayrıca O'ndan bahsederken 'kimse' ifadesini kullanırsanız kavramlar yerine oturmaz.. Diyelim siz haklısınız ve din insanların icadı; ama her icat bir ihtiyaç vesilesiyle doğar ve her ihtiyacın insan biyolojisinde, hormonlarında bir karşılığı vardır. Bu insanlar emir almak istiyorlarsa bu bir ihtiyaçtır. Asıl bu ihtiyaca yapılan her türlü müdahale özgürlüğü kısıtlamaktır. Kapanmanın özgürlüğü kısıtladığını iddia ederken asıl siz kısıtlamış, sınırlamış oluyorsunuz. Ben yürümek istiyorum. Bırakın bunları. Saygılar
  8. Raif bey bırakın bu faşizan ittihat ideolojisi ifrazatlarını... Her müslüman kadın başörtüsüne bir kısıtlama olarak bakıyor olsa öne sürdüğünüz dini şiar bir kısıtlanma vesilesi sayılabilirdi; lakin yok böyle bir şey. Asıl kapitalizmin kadın bedenini metalaştırıp sonra özgür kız teraneleriyle 1960'lar sonu cinsel devrim ucubelerini reklamlarda, billboardlarda, filmlerde, dizilerde kullaması kadının kısıtlanmasıdır. Ahlak kalpte başlar akıl aracılığıyla dışarı yansır, görütüntüye sirayet eder. Kişinin ahlakı dışarı yansır, zaten yansıtılmayan ahlak niyette, düşüncede kalmıştır ve hiç bir önemi yoktur. Afrikadaki kabilelerin dinlerine göre giyinmeleri rahatsız etmiyor da müslüman kabilelerinki mi rahatsız ediyor sizi? Herkesin ahlakı, giyimi kendine... Siz niçin bu meseleyi kendinize mesele ediyorsunuz? Kadınların kapanması konusunda sizi çok endişeli gördüm Raif bey, hayırdır?.. Bir kadın olarak merak ettim, bu konuyla bir erkek niçin bu kadar ilgilenir. İslamda adaletsizlik diye öne sürdüğü ilk unsur bu olur... Saygılar
  9. O 'kominizm' değil komünizm, bu bir. Sizi, kendinize avatar seçtiğiniz 'Yeşil' kod adlı tetikçinin resminden dolayı da teessüf ederim, bu iki. Ben hem müslümanım hem sivilitaatsizim, buyrun şaşırın, bu üç. Saygılar
  10. Ne demek istediğinizi anladım, ancak bu ülkenin üzerine seksen yıldır oynanıldığını ve bugünün de bu sürecin bir devamı olduğunu düşünüyorum. Ne kadar objektif olabiliriz bilemem ama bu tip meclislerde ahlakî ölçütün samimiyet olduğuna inanırım; samimiyetimden şüpheniz olmasın. Saygılar
  11. Bayan, İslam esası değil, islam hukukunun kaynak kabul ettiği birimler... 1400 yıldır İslam, ameli-fıkhi mezhepler üzerinde yükselmiyor; siyasi- itikadi mezhepler de var. Bunlar kıyasla, icmayla uğraşmazlar. İslam hukuku İslamın yalnızca bir alanıdır o kadar. Kelam diye bir şey duydunuz mu bilmem, o da yalnızca bir alanıdır. Ben kalkıp İslam, kelamın alanlarından olan rüyetullah, sıfatlar vs. meselelerinden ibarettir desem nasıl doğru olmaz ise kıyas,icma islam esasıdır desem o kadar doğru olur. Saygılar
  12. sn. Suheyla İslamiyetle İslam hukuku arasında şu fark vardır: biri islamdır, diğeri islam hukukudur. islam 'teslim olmaktır' kelime anlamı olarak ve müslümanlar yalnızca Allah'a ve onun şeriatına teslim olurlar. Diğer sıralama Allah'ın kelamının yeterli olmadığı düşünülen yerlerde gündeme gelir ki ben buna ihtiyaç duymam çünkü akıl sahibiyim. Bir müslüman olarak islam alimi denilenlerin ne kıyasına ne de icmasına ihtiyacım yoktur. Demek istediğim de mehdi kur'an'da geçmiyorsa ben buna inanmak durumunda değilim. İslam'da yalnızca hukuk okuluda yoktur ayrıca, mesala benim fıkhi mezhebim yok. siyasi itikadi mezhepler de vardır ki onlar sözünü ettiğiniz meseleler dışında yalnızca teoloji alanında yoğunlaşırlar. mu'tezile´, eş'ariye, keramiler vs. Sanki İslam bu dört ekolden ibaretmiş gibi...ilkokulda din dersinde gördüğünüz bilgilere göre konuşluyorsunuz sanki, yapmayın.
  13. İlginize teşekkür ederim. Konu 'insanlık tarihi' ile açılınca verilen cevabın zaman zarfı da bunun paralelinde kapsamlı oluyor. Bugün müslümanların olduğu noktanın pek de iç açıcı olmadığını itiraf etmek gerekir ki üzerine oynanılan oyunları görmedikçe bu böyle sürecektir. Ancak, bugün dünyada kapsamlı bir dönüşüm ve/veya değişim hareketi başlamıştır ve bu da müslüman halkaların çeşitli alanlardaki ilerleyiş hızlarına -ya da durağanlıklarına- zaruri olarak yeni bir ivme kazandıracaktır. saygılar
  14. Kur'an, hadis, icma, kıyas islamiyet esası değildirler, islam hukuku esaslardırlar. Mehdi kavramı ise hukuksal bir kavram da değildir; dolayısıyla sıraladığınız kaynaklar 'teslim olma' anlamına gelen islamiyetle ilgili olmadığından 'mehdi' inancına teslim olmak islama teslim olmak demek değildir. İslamın kaynağı yalnızca Allah'tır.
  15. Sn. sardunya Kâdim insanlık tarihi hususunda sahip olduğunuz malumatın kaynağını bilemem ama şu an dünyada yaşayan milyonlarca aç müslümanın Allah yolunda avantacılıkları sebebiyle direttiklerini iddia edemezsiniz sanırım. Tapınma dürtsüsü demişsiniz, bu dürtüyü ontolojik olarak nasıl açıkladığınızı merak ediyorum, zira biz nacizene, bunun Allah'ın istemesiyle fıtrattan geldiğine inanıyoruz. Yine, cehaletten söz etmişsiniz ancak şunu bilmelisiniz ki batının bugün sömürgecilik hareketleri miladıyla sahip olduğu teknik ilerlemenin dışında sosyoloji, astronomi, matematik-coğrafya, optik, kimya, logaritma (algoritma), denklemler vs. müslümanların bulup ilerlettiklerini göz önünde bulundurun. Pek çok islam filozofu bilim adamıdır. Siz aldanmıyorsanız ne ala. Saygılar
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.