Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

REKLAMYAZARI

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    40
  • Katılım

  • Son Ziyaret

REKLAMYAZARI Hakkında

  • Doğum Günü 01-01-1956

Diğer Bilgiler

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Erkek
  • Yer
    ALAÇAM-SAMSUN
  • İlgi Alanları
    ŞİİR-REKLAM YAZARLIĞI

REKLAMYAZARI - Başarıları

Meraklı

Meraklı (6/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. REKLAMYAZARI doğum gününüz kutlu olsun!

  2. REKLAMYAZARI doğum gününüz kutlu olsun!

  3. REKLAMYAZARI doğum gününüz kutlu olsun!

  4. REKLAMYAZARI doğum gününüz kutlu olsun!

  5. REKLAMYAZARI doğum gününüz kutlu olsun!

  6. REKLAMYAZARI doğum gününüz kutlu olsun!

  7. REKLAM YAZARI -ŞAİR HASAN SANCAK’TAN KAFİYELİ KONUŞMA KILAVUZU!.. Reklam Yazarı -Şair Hasan Sancak’tan Kafiyeli Konuşma Kılavuzu!.. KAFİYELİ KONUŞMAK İSTER MİSİNİZ? KONU: Aşağıdaki yazının tamamı Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak’ ın kendi aklından bulmuş olduğu düşünce ürünüdür. Bu yazı Türkiye’de ve dünyada ilk defa yayınlanmaktadır. Anlatılan bu önemli konu ile birlikte yediden yetmişe herkes kafiyeli konuşmayı ve yazmayı çok sevecek ve öğrenecektir. Her tanıdığım insana halk şiirinin önemi üzerinde durduktan sonra isterlerse kafiyeli konuşabileceklerini anlatıyorum. Son harfi ”L” ile biten bana on tane kelime söyler misiniz? Diyorum. Düşünüyorlar. Diyemiyorlar. Ben de biraz sonra istedikleri kadar kafiyeli kelime konuşabileceklerini söylüyorum. Sessizce dinliyorlar. Bu önemli durum her harf için kullanılabilir. Ben sadece “L” harfini örnek olarak veriyorum. Çocuklar ve gençlerin dikkat etmesi durumunda çok güzel sözler ya da mısralar kullanabileceklerini söyleyebilirim. Türkçemizde 29 tane harf vardır. A-B-C-Ç-D-E-F-G-Ğ-H-I-İ-J-K-L-M-N-O-Ö-P-R-S-Ş-T-U-Ü-V-Y-Z ‘ dir. Bu harflerin 21 tanesi sessiz, 8 tanesi de seslidir. Kafiyeli konuşabilmek için A’ dan Z’ ye gitmek gerekir. Seslilerde bir sefer, sessizlerde sekiz sefer bir kelime okunabilir. Yukarıda ”L” harfini örnek verdim. Hangi sessiz ya da sesli harfi söylüyorsak, harfleri sol tarafa koyarak okuyacağız. Okuduğumuz tek heceli kelimeler ya isim: ağ-bağ-bal-bel ya fiil bil-mek,bul-mak,çal-mak,çel-mek ya da anlamsız olur.İsim ve fiili anlamak için de sonuna -mak ve -mek ekleri getirmek gerekir.Okunan kelime anlamlı ise o fiil köküdür.Anlamsız ise de bu isim köküdür.A’ dan başlıyoruz! “AL” B’ den başlayarak Z’ ye gitmek gerekir.”BAL-BEL-BİL-BOL-BUL” “ÇAL-ÇEL-ÇİL-ÇÖL-ÇUL” "DAL-DEL-DİL-DOL-DÖL-DUL-EL-FAL-FİL-FOL-FUL-KAL-KEL-KİL-KOL-KUL-KÜL..."Bu durumu Z’ ye kadar taşıyabilirsiniz. Bunu unutmadığınız ve tekrar ettiğiniz zaman önce mısra sonra da beyit ve dörtlük yazabilirsiniz. Not: Lütfen anne ve babalar çocuklarına bu yazımı okusunlar. Ağ-bağ-boğ-çağ-dağ-sağı Kız kaçırma uçağı Eve erken gelirsen Tavaya koy sen yağı Ak-bak-bek-bük-çak-çek-çık Yolunuz olsun açık Bencillik tutkusunu İçinde yaşatma yık Ay-bay-bey-boy-cay-say-yay Ver bana açık bir çay Karşıdan geçmektedir Atın yavrusu bir tay... HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
  8. Muhammed’ül-Emin Hz Muhammed’e (S.A.V) Övgü Dolu Şiirler NAAT Saygıdeğer Okuyucu, Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım ve Soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. Aslen Trabzonluyum. Köprübaşı ilçesindenim.26 senedir basının içindeyim.55 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarımla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 50 tanesi notere onaylatılan 1500 tane televizyon reklâm senaryom bulunmaktadır. Kıymetli Okuyucu, MUHAMMED’ÜL-EMİN Yine çok değişik bir şiir kitabı ile karşınızdayım. Bu bölüme Peygamberimiz ile ilgili olarak yazdığım şiirlerimi aldım. Yorumlarınızla verdiğiniz desteğe teşekkür ederim. Şiir yüz binleri ve milyonları birbirine bağlayan en sihirli bir güçtür. Çocuklar ve gençlerimiz Peygamber sevgisini yüreklerinde duymalı ve yaşatmalıdır. Okumayan, yazmayan, öğrenmeyen bir nesil Türkiye’miz için iyi şeyler düşünmez. Hainler tarafından çok çabuk kandırılır. Türkiye üzerinde oynanan oyunları görerek 74 milyon tek yürek hâlinde birbirimize sarılmalıyız. DÜN DENİZE DÖKTÜKLERİMİZİ YENİDEH BAŞTACI YAPMAYALIM… Mutlu olun. Sağlıkla kalın. Saygılarımla. AİLE BİREYİNE-HZ. PEYGAMBERİM GERÇEKTEN DEĞER VERDİ-O’DUR BENİM REHBERİM O yaratılışının-en ince duygusuyla Bezenmiştir biliniz-çok seviliyor hâlâ Aile fertlerine-nasıl davranmasını Emir tavsiye etti-(seviyordu her canı) Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Müminlerin imanca-en mükemmeli olan Yumuşak davranandı-(bilinir ayan beyan) Bütün insan soyuna-küçük ve büyüklere Merhametle doluydu-katlanırdı yüklere Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Peygamberin sevgisi-öyle güçlü güzeldi Darda kim kaldı ise-ona uzanan eldi Kendi himayesinde-büyüyen kimselere Şefkatli davranmıştır-“Selam O Eşsiz Ere” Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Hareket davranışı-bir babanın şefkati Gerçekten de farksızdı-yok ederdi illeti Anne ve babalara-derdi iyi davranın Terbiye et diyordu-hem bugün hem de yarın Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Annesini küçükken- Muhammed kaybetmişti Hasretle arar idi-can bırakıp gitmişti Özel ilgi gösterdi-sütannesi Halime Bir kusur göstermedi-anlattı lime lime Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim Canları kucaklayan-saygı ile huzuru İnsanlara vermiştir-ifade değil kuru Bir medeniyet ruhu-getirdi cemiyete Söylüyor Hasan Sancak-sahip çıktı devlete Aile bireyine-Hz. Peygamberim Gerçekten değer verdi-O’dur Benim Rehberim BİZİM PEYGAMBERİMİZ-ANLAYIŞLI BİRİYDİ SÖZ DAVRANIŞ İLMİYLE-HEM AKILLI DİRİYDİ O yaratılmışların-müminin şereflisi Anlayış sahibiydi-yükseldi canın sesi Konuşmaya başlarsa-dinletirdi sözünü İnsana değer verir-kaybetmedi özünü Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi Sade ve net konuşur-dönmezdi arkasını Biliniz çok severdi-değer verdiği canı Kalbi şefkat doluydu-tatlı çıkardı sesi Geçimli biri idi-ruha verirdi besi Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi O’nunla konuşanlar-sevgisini duyardı Yürekten sevgi duyup-iyilikle sayardı Mütevazı bir tutum-kibardı davranışı Söylediği dinlenir-ruha yapardı aşı Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi İyi hayatı vardı-düşküne ve fakire Daim yardım yapardı-peşi sıra ha bire “Şu Uhut Dağı kadar-benim altınım olsa Borç olanı müstesna-verir kapılmam hırsa” Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi Malını biriktirip-yığmamıştır etrafa İnsana değer vermiş-davet etmiştir safa Yerle bir edilmiştir-maddeye kul kölelik İman ile coşmuştur-kol vücut beyin ilik Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi İnsani ölçüleri-evrensel bir anlayış Hedefine ulaştı-duyulurdu çınlayış İslâm Dinine göre-insanları öldürmek Hasan Sancak söylüyor-tutuşmamalı etek Bizim Peygamberimiz-anlayışlı biriydi Söz davranış ilmiyle-hem akıllı diriydi EŞ OLARAK MUHAMMED-HAYIRLI BİRİSİYDİ ESENLİKLER DİLEYEN-GERÇEKTEN DİRİSİYDİ Huzur bulmamız için-Rabb’imiz türümüzden Eşleri yaratmıştır-bilmelisin bunu sen Böylece aramızda-derin sevgi ve şefkat Oluşmuştur biliniz-gerçekleşti her murat Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Düşünen insan için-çıkarılan dersler var Mutluluklar içinde-görüyoruz itibar Hz Peygamber’im-yaşadı bu duyguyu Biliniz muazzamdı-bilinmelidir huyu Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Aile huzur yeri-Muhammed’im şerefli Namuslu birisiydi-sevecendi o dili 25 yaşında iken-Hz Hatice’yle Mutlu hayat sürmüştür-saygıyı bile bile Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Sıcak bir dostluk vardı-eş ve arkadaştılar Vefat ettiği sene-“Hüzün Yılı” yaptı dar Sağ olduğu zamansa-yapmamıştır evlilik Esenlikle dolmuştur-ruh beden ile ilik Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi 2,5 senede-yalnız bekâr olarak Sevde Bint Zem’a ile-evlendi konuşarak Rabb’imiz Kur’an-ında-O’nu örnek gösterdi Çaba ve gayretiyle-cana önemi verdi Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi O söylediklerini-yaşayan bir insandı Faydasız ilmi vermez-öyle güzel bir candı Hep tokalaştığında-karşı taraf elini Çekmesini beklerdi-mutlu ederdi teni Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Verdiği mesaj şuydu-sen beni bırakmazsan Ben de seni bırakmam-böyle buyururdu can Nice güzellikleri-sergiledi yaşadı Daima yükseklerde-unvanı ya da adı Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi İlk vahiy geldiğinde-içindeki durumu Eşi ile paylaştı-size kalmış yorumu O’nu teselli etmiş-kesin bir çözüm için Varaka B:Nevfel’e-gönderdi sordu niçin Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Bu olay Hatice’nin-soğukkanlılığını Göstermekte biliniz-unutmuyor bu anı Erkeğin kadınlarda-kadının erkeklerde Üzerinde hakkı var-dikkat olursan nerde Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Kadınlar hakkındaysa-Rabb’ten korkulmasını Haksızlık istemedi-çok büyüktü imanı Eşine yardım etmiş-onu hep desteklemiş Yardımda bulunmuştur-mutluluklar dilemiş Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi Sizin de eşinize-iyi davranmanızı Tavsiye etmektedir-der koru çocuk kızı Bir kimse ki eşine-sakın kin beslemesin Güzel huylar edinin-şefkatli çıksın sesin Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi İnsan topluluğunun-aile temel taşı Eğer parçalanırsa-gözde görülür yaşı Barışın esenliğin-gerçeğini tespit et Söylüyor Hasan Sancak-huzur bulsun cemiyet Eş olarak Muhammed-hayırlı birisiydi Esenlikler dileyen-gerçekten dirisiydi HZ MUHAMMED’İM-TORUNLARIYLA CANLA DAİMA İLGİLENDİ-GÖĞSÜNDEKİ İMANLA Bir Peygamber olarak-Resul-ü Ekrem’imiz Hiç ayırım yapmadı-(ruhumuzda kaldı iz) Ortaya örnek tavır-koydu bir ömür boyu O’nunla yükselmiştir-Müslümanlığın soyu Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Bütün torunlarıyla-Hasan ile Hüseyin Onlarla ilgilendi-kalp ruh beden ve beyin Kucaklama ve öpme-dokunma davranışı Üst seviyede idi-canlara yaptı aşı Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla “Merhamet etmeyene-hiç merhamet olunmaz” Bizlere buyurandır-(bunu bir tarafa yaz) O torunlarının-bütün isteklerini Yerine getirirdi-daim severdi teni Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Oyun oynar sırtına-alıp da gezdirirdi Seviyesine inip-çabaları verirdi İbadet esnasında-torunlarını ihmal Muhammed’im etmedi-onlara uzattı dal Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Hediye verir idi-karşılar ihtiyacı Başlarına koyardı-giydirirdi o tacı Duygu heyecanını-bastırma yollarına Gitmemiştir biliniz-değer verdi her cana Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla Torunlara zamanı-ayırdı verdi şefkat O’nunla Müslümanlık-daha da oldu rahat Hasan Sancak yazıyor-takdir eder onları O’nun gibi olalım-görelim itibarı Hz Muhammed’im-torunlarıyla canla Daima ilgilendi-göğsündeki imanla HZ PEYGAMBER’İM-ÇOCUĞA DEĞER VERDİ GÜZELLİK ESENLİĞİ-AYAK ALTINA SERDİ İnsanların anlayış-düzeylerine göre Hitap edilsin derdi-(selam verilsin ere) O din eğitimini-dikkate alıyordu Yaş mertebeye göre-onlarla kalıyordu Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Çocukları severdi-ayırım istemezdi Eksiklik gördüğünde-düşüncesiyle sezdi Sebebini sorardı -yanlışlığı kınardı Geçmişten geleceğe - yüreklerde hep vardı Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Çocuklar ağlayınca- namazı kısa keser Onunla ilgilenir -gönüllerde tutar yer Çocuğu sevmeyene- seslenirdi iyice Örnek konuşmasıyla- sağlam olur netice Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi O gönüllerinizden- Rabbim şefkat rahmeti Çıkarmışsa ne deyim-(yok edin bu illeti) Merhametin başında-çocuk sevgisi gelir Prensip sahibidir-bunu insanlar bilir Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Evrensel ilkeleri-ortalara koymuştur Işığını saçarak-kapılanlar doymuştur Kusursuz bir şekilde-severdi çocukları Okşardı sevgi ile-canım kuzucukları Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi O zamanki toplumda-yanlış anlayışlara Aldırmadan severdi-kimler düşmüşse dara Hâl hatırı sorardı-sevgi ile merhamet Gerçekten göstermiştir-hem ilgi hem de şefkat Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Çocuk oyunlarına-katılır ilgilenir Canı sevindirirdi-(üstü başı olsa kir) Yolu gözleniyordu-seslenir yavrucuğum Kardeşimin oğlu der-hitabıysa çocuğum Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Kalpleri kazanırdı-sevgi saygı sadakat Yardımlaşma ve güven-değişiyordu surat Kusursuz bir örnekti-çıkıverdi ortaya İdeali yaşattı-anne çocuk ve baya Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Kuru ifade değil-fizik ruh ile beden Eğitti ve öğretti-davranıyordu erken Bir baba evladına terbiye gibi miras Bırakamaz diyordu-söylüyordu bunu has Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Savaşta çocukların-öldürülmemesini Özel uyarı yaptı-harcardı bütün teni Sevgi anlayışının-bu hareket noktası Ruhları birleştirdi-giderildi hatası Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Kim ergenlik çağına-erişen iki kızı Güzel yetiştirirse-(sevinir kışı yazı) Bu sözü söyler iken-bütün parmaklar gibi Beraber olacağız-can O’na oldu tabi Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Kim kendine kız çocuk-verilir de ihsanda Bulunursa onlara-(aydınlık olur oda) Ateşe perde olur-söylediği hadis-i Önemini bildirdi-arzda duyuldu sesi Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Güzellik esenliği-ayak altına serdi Yetim malı yiyenler-doldurasıya karnı Ateş yemiş olurlar-(perişandır her yanı) Sakın yetimi ezme-bakım gözetimini Üstlenenler Cennette-olur dedi duy beni Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Müslüman evlerinin-içinde hayırlısı Yetime bakan evdir-(kalpten silmeli pası) Bilin en kötüsü de-yetimlere kötülük Yapılan o evlerdir_(ışıklar kalır sönük) Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi O’nun ilişkileri-günümüze yansıyan Mesajlarla doludur-görülür ayan beyan Bütün şu çocukların-Allah’ı Resul’ünü Tanıması gerekir-‘düşünmeliyiz dünü Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Onları bu haklardan -mahrum bırakmak ise Çok büyük haksızlıktır-ruhu sarar vesvese HZ Peygamber’im-çocuğun dünyasında Daha fazla yer etsin-(duyulmalıdır seda) Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Günümüz dünyasında-gerçek ortalıktadır Yabancılaşan nesil-gerçekten de hatadır Hep Peygamber’imizi-tanımaya ihtiyaç Vardır bilinmelidir-ruhlarımız bundan aç Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi Ey Rabb’im eşimizi-hep çocuklarımızı Hastalıktan korusun-içte olmasın sızı Hasan Sancak anlatır-O sever ikisini Oku yazdır ve öğret-yaşatmamalı kini Hz Peygamber’im-çocuğa değer verdi Güzellik esenliği-ayakaltına serdi HZ PEYGAMBER’İM-YİRMİ DÖRT SAATİNDE ESENLİK OLUŞTURDU-GERÇEKTEN DE SON DİNDE Peygamber Efendimiz-o günlük zamanını Bölümlere ayırdı-boş geçirmezdi anı Namazını kılardı-Kur’an-ını okurdu İbadeti tam yapar-yürekleri dokurdu Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Aile fertleriyle-olurdu alâkadar Günlük ev işlerini-yapıp verirdi karar İstirahat ederdi-kabul eder huzura Eğitir öğretirdi-kimler düşmüşse dara Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Takvaya önem verir-dürüst ve güvenilir Olanları severdi-anlatıyordu bir bir Bıkmadan dinler idi-ilgilenir iyice Dinletirdi sözünü-sağlamlaştı netice Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Ahiretle ilgili-sorular sorulunca Güzel cevap verirdi-açardı sanki gonca Bilgi öğrenenlere-öğrendiklerinizi Bilmeyene öğretin-derdi göreyim sizi Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde İhtiyacı olana-daima yardım etmek Sıratta da kaydırmaz-verilmelidir emek Faydasız söz olunca-müsaade etmezdi Sabrı ilmi sevgiyle -cahilliği O ezdi Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Çarşı pazar sokakta-nerde olursa olsun Güler yüzle davranır-derdi esenlik dolsun Hâl hatır sorar idi-konuşur tatlı dille Gönülleri alırdı-sona ererdi çile Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Meclis Cami Cumada-görmediği ahvalin Durumunu sorardı-hem bugün hem de yarın İyilik güzelliği-daima emrederdi Çirkinliği yererek-can yanına giderdi Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Topluluk görür ise-başköşeye oturmaz En son kısma geçerdi-duyarlardı bundan haz İyilikle anardı-eder idi iltifat Konuşursa bir kere-değişirdi o surat Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Asla haddi aşmazdı-sabretmeyi bilirdi Şefkatli merhametli-çağrılınca gelirdi Cömertliği dillerde-içindeydi gerçekten İnsanları severdi-hem candan hem yürekten Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Ayırım yapmaz idi-Muhammed’in Meclisi İlim hayâ sabırdı-giden alırdı besi Edeple oturulur-yüksek konuşulmazdı Dışarı taşırılmaz-söylediği vaazdı Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Bulunduğu muhitte-küfür dedikoduya Müsaade etmezdi-evlada ya da baya Aleyhte konuşulmaz-orda kalırdı kusur Onunla sağlamlaştı-gökyüzüne çıktı nur Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde Küçüğe sevgi verdi-büyüklereyse hürmet Kendisine gelirdi-bütünüyle cemiyet Hasan Sancak yazıyor-onaylıyor onları Mücadele verdiler-işler kalmadı yarı Hz Peygamber’im-yirmi dört saatinde Esenlik oluşturdu-gerçekten de son dinde HZ PEYGAMBER’İN-TABİAT SEVGİSİNİ BİRLİKTE YAŞATMALI-O DUYMALI SESİNİ Sevgili Peygamber’im-çok sevmiş tabiatı Korunmalıdır demiş-O’nun buymuş muradı Tedbirleri aldırmış-hesap etmiş dengeyi Harekete geçirmiş-çocuk anne yengeyi Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Mekke Medine Taif-civarı sit alanı “Milli Park” oluşturmuş-önlemiştir talanı “Harem Bölgesi” demiş-ağaç kesilmesini Yasaklamış orada-ortaya koymuş teni Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Kuşların hayvanların- O avlanmalarını Tamamıyla önledi-düşünmüştür yarını Hadis-i Şeriflerde-anlatmış iyilikle Ağaçları diktirmiş-ortadan kalkmış çile Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Müslüman ağaç dikse-insan hayvan ve kuşlar İstifade ederse-dikenlere kalır kâr Kıyamete kadar da-insan için sadaka Olur bilinmelidir-yönelmeliyiz Hâkk’a Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hassasiyet gösteren-Bizim Peygamber’imiz Çevre temizliğine-önem verdi erimiz Halkın kullandıkları-umumi mekânları Kirletmeyi men etmiş-vermiştir itibarı Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini İnsanlara eziyet-verecek olan şeyler Ortadan kaldırılsın-(dikkat etmeli beyler) İmanın bir gerçeği-onu yoldan kaldırmak (Sağlık ile mutluluk-etrafına iyi bak) Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hayvanları koruyun-o canlara merhamet Şefkat göstermelidir-yaşayan bu cemiyet Eziyet edilmesin-diyor göster titizlik (Sakın canı öldürme-yüreğin olur ezik) Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hadis-i Şeriflerde- O hayvan haklarına Riayet edilmeyi-öğütlemiştir cana Aç ve susuz bırakma-ağır yükü yükleme Rabb’imiz azap eder-(sıkıntıyı ekleme) Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Hz Peygamber’in- söz ve fiillerinde Türlü misaller vardır-tutum ve hâllerinde O’nun yolundan gitmek-sevgi güzellik huzur Hadis-i Şerifleri-örneklerle doludur Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Dünya sevgi şiiri-yerküre kafiyesi Gür solukla okunur-dikkat etsin üyesi Tabiatı sevmeli-katmalı yeni değer Mana ve önem taşır-içimizde tutar yer Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Canın en hayırlısı-faydalı olanlardır Çevreye saygılı ol-yaparsan inan kârdır Su orman ve tabiat-koruyup kollamalı Ellerde büyütmeli-kesmemeliyiz dalı Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini Saygıyı ve sevgiyi-yüreğinde duyanlar Yukarda söyleneni-işte o canlar anlar Peygamberimiz gibi-sahip çık tabiata Söylüyor Hasan Sancak-huzur gelsin surata Hz Peygamber’in-tabiat sevgisini Birlikte yaşatmalı-O duymalı sesini O NEBİLER NEBİSİ-MUHAMED’ÜL-EMİN’Dİ SIKINTI GÖZYAŞLARI-MUHAMMED’İMLE DİNDİ Ruh ve kalbimizdedir-Ulu Peygamberimiz Farzları sünnetleri-sağlamlaştı yerimiz Berrak akan bir sudur-gökteki ay ve güneş O’nu müjdelemekte-duysun baba çocuk eş O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi İmanını tazele-Allah’ımıza hamt et Şiirim dörtlüklerim-bilin sizlere davet Resuller Resulüne-Selâtu Selamları Dua ile gönderin-işin kalmasın yarı O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi İnsanlık tarihinde-nice kral padişah Gelip de geçmişlerdir-çektirmişler çoğu ah Zulüm verip insana-vurarak ahlâksızca Cana kastetmişlerdir-sönmüş evlerde baca O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Bizim Peygamberimiz-insani vasıfları Kıymet ve değer bildi-hep verdi itibarı Engin bir ruh sabırla-işledi lime lime O’nu kalbinde yaşat-sakın kötü söz deme O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Işık olmuş ruhlara-çökertmiş karanlığı Böylelikle insanlar-bulmuşlardır sağlığı “Gerçek Hayat Önderi”-Allah’ımız seçmiştir Cehaleti yok edip-yeni bir çağ açmıştır O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Yetim olarak geldi-geçirdi hayatını Sürü otlatıyordu-seviyordu her canı Vefakâr bir babaydı-Emin ve doğru idi Resul’ü Ekrem’imiz-işte böyle biriydi O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Yolları aydınlatan-mürşit ve öğretmendi Bütün konuşmasıyla-insanlara yetendi Büyük bir hukukçuydu-müstesna bir komutan Adil bir Önder idi-bu can yoluna kurban O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Köhnemiş düzenlere-başını kaldırmıştır İnsana değer verip-esenlik aldırmıştır Putları yere yıkıp- -gönlünü yoksullara Tamamıyla vermiştir-yetişmiştir her dara O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Hurma lifinden yatak-has buğday ekmeğiyle Karnını doyurmuştur-bu işi bile bile Nebiler Nebi si’ydi-yanmış ümmeti için Nefsini düşünmemiş-sormuştur nasıl niçin O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi İslâm’ı hayatının-içinde yaşamıştır Tebliğ ve tefsir etti-içinde vardı sabır Bütün insanlar için-yolundan gidilecek Büyük bir Önder idi-herkes bunu bilecek O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi Çoğu örnekler vardır-ahireti düşünen Yolundan ayrılmasın-davranmalıyız erken Ferdi ve ailevi-bütün hayatımızda O’ndan ayrılmamalı-karanlık kalır oda O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi O’nu yaşamalıyız-Hasan der mükellefiz Hiç darda kalmayalım-asla çıkmasın kriz Önderi tanımamak-hiç yolundan gitmemek İnanın kötü olur-kaybolur bütün emek O Nebiler Nebisi-Muhamed’ül-Emin’di Sıkıntı gözyaşları-Muhammed’imle dindi MUHAMMED’ÜL-EMİN ŞİİR KİTABIMA DESTEKÇİ ARIYORUM.
  9. REKLAMYAZARI doğum gününüz kutlu olsun!

  10. Şair Hasan Sancak, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’dan Şiir Kitaplarına Destek İstedi!.. Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak (54) Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’a seslenerek, yazmış olduğu elli şiir kitabından özellikle Samsun için kaleme almış olduğu 4 adet şiir kitabına destek vermesini istedi. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’ Öncelikle Samsun’a yeni atanan ve kısa süre içinde yaptığı çalışmalarla halkımızın gönlünde taht kuran değerli hemşerim Hüseyin Aksoy’a hoş geldin diyor, il ve ilçelerimiz için yaptığı ve yapacağı verimli çalışmalarda başarılar diliyorum. Aslen ben de Trabzon Köprübaşı’ndanım. Sayın Valim Hüseyin Aksoy Sancaklar=Hacı Dedeoğlu sülalesini yakından tanır. Kendisiyle tanışmadım. Babası, rahmetli babam Yakup Sancak’ın çok samimi arkadaşıdır. Çıkan üç tane şiir kitabım (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000),ONLAR ANALARIMIZ (2003)BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005)ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ kitaplarım vardır. Bu şiir kitaplarımla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 400 tane seçenekli reklam senaryom bulunmaktadır. Bu reklam senaryolarımın 50 tanesi noter onaylıdır. 26 senelik evliyim. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Çok değişik şiir kitaplarım vardır. Genellikle şiirlerimde sosyal konuları işliyorum. Ermeni ihanetini anlattığım 3000 mısradan oluşan şiir kitabımla birlikte (ANNE, ATATÜRK, BAYRAK, ÇOCUK, DEPREM, GURBET, HZ MUHAMMED, KAPKAÇ, KIZILAY,KİTAP,MEHMETÇİK, MİLLİ TAKIM, ÖĞRETMEN, SEVDA, ŞAİR, ŞEHİT, ŞİİR, TERÖR, VATAN…) Yazılanlar, şiir kitaplarımdan bazılarıdır.Şimdiye kadar ne yazık ki Samsun’da şiir kitaplarıma destek verecek belediye başkanları, işadamları ve milli kültüre destek olacak kişileri bulamamanın üzüntüsünü yaşıyorum. Kitaplarını bastıracağım diyen Samsun milletvekilleri de sözlerinde durmamışlardır. Samsun ve Alaçam’ı Türkiye ve dünyaya tanıtan bir şaire destek verilmemesini anlayamıyorum. Dünyada ilk defa bir şair tarafından doğduğu, doyduğu, havasını teneffüs ettiği bir il, dört tane ayrı şiir kitabıyla geçmişten günümüze tanıtımını yapmakta, şehrin güzelliklerini en ince ayrıntısına kadar anlatmaktadır. Şiir kitaplarımın ismi ( İŞTE SAMSUN TARİHİ-SAMSUN İLLER SULTANI-SAMSUN EN GÜZEL ŞEHİR-SAMSUN’UM DERSEN OKU )şiir kitaplarıdır. Hepsi de çok değişik şiir kitaplarıdır. Şimdiye kadar okuduğum şiir kitaplarında bu şekilde bir ilin tanıtımını yapan şiir kitaplarına rastlamadım. Bu şiir kitaplarını yazdığım için de çok sevinçliyim. Şiir kitaplarımın ilki İŞTE SAMSUN TARİHİ’ dir. Geçmişten günümüze Samsun’u tanıtmaktadır.400 tane beyitten oluşmaktadır. Bu şiir kitabım 4. şiir kitabımdır. Destek bulduğum müddetçe şiir kitaplarım en kısa zamanda okuyucularımızla buluşacaktır. İŞTE SAMSUN TARİHİ şiir kitabımı çocukların, gençlerin ve özellikle de öğrencilerin okumasını istiyorum. Samsun için çok şeyler öğrenmiş olacaklardır. Bütün Samsunlular Samsun'u şiir kitabım sayesinde daha yakından tanıyacaklar ve daha fazla seveceklerdir. Samsun’da, diğer ilçelerde oturan, büyük şehirlerde yaşayan ya da yurt dışında olan vatandaşlarımızın ellerini taşın altına koyma vakti geldiğini anlamaları gerekmektedir. Artık kahve köşelerinde birbirimizi çekiştirme vaktinin sona ermesi gerektiğini herkes anlamalıdır. Yediden yetmişe herkes, Samsun, Samsunspor için ne yapabilirim sorusunu önce kendisine sormalıdır. Samsunlulardan kazanıp mutluluğa eren ve bir yerlere gelen insanlarımız ellerini ve yüreklerini birleştirmelidir.10–20 kişi güçlerini birleştirdiği zaman en az o kadar kişiye iş verme imkânına kavuşturmuş olurlar. Bu durum hem Samsun’un, hem de ilçelerin ekonomisinin gelişmesine, gençlerimizin iş sahibi olmalarına yol açacaktır. Çaresine hep beraber bakmadığımız zaman bunun sıkıntısını biz ve gelecek nesil çekecektir. Buradan İL’ deki Valimiz Hüseyin Aksoy ve yetkililere de bu haber sayesinde sesimizi ulaştırmış oluyoruz. Çevre il ve ilçelerdeki vatandaşların Samsun’daki bankalara yatırdıkları paralar, ilimizin kalkınmada öncelikli iller arasına girmesini engellemiştir. Bir bakıma bu kişiler Samsun’da paralarına para katarlarken, Samsun günden güne erimektedir. Bu durumun en büyük sorumlusu onlardır. Bankalardaki milyonlarını çekerek, Samsun’un kaderini değiştirmeleri gerekmektedir. Bunu yapmadıkları zaman yüz binlerce insanın bedduasından kurtulamayacaklardır. Samsunluların hepsi "VATANA, BAYRAĞA, DEVLETE ve MİLLETE” içten bağlıdırlar. Zorda olan gençlerimizin, insanlarımızın, ağlayan gözyaşları dindirilmelidir. Hz. Ömer'in adaletini Devletimizden ve zenginlerimizden beklemek de bizim de hakkımızdır. Bir şiir kitabını kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, resimleri yerleştirmek, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek... Gerçekten çok zahmetli bir iştir. Bu büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra kitabın okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücü yerinde olmayanlar bunu Belediye Başkanları, firma, şirket ya da esnaflarımızdan reklâm alarak çıkartmak mecburiyetindedir Gönlü Samsun ve Samsunspor sevdasıyla dolu olan firma, şirket ve işadamlarımızın desteğini bekliyorum. Şiir kitaplarımın iç kısmındaki kapakta renkli olarak istediğiniz şekilde reklâmınızı, yapmış olduğunuz hizmetleri vatandaşlarımıza duyurma imkânına sahipsiniz’ dedi. FACEBOOK’TAN ARKADAŞ OLARAK EKLEYEBİLİRSİNİZ!.. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
  11. REKLAMYAZARI

    Alaçam Kolbastısı

    Alaçam Kolbastısı Alaçam Kolbastısı Kalplerden siler pası Harekete geçirir İnsandaki her kası Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Kıpır kıpır oynatır Sular gibi kaynatır Gençleri çocukları Yerlerinden fırlatır Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Seyrettirir baktırır Türküleri yaktırır Şimşek ve yıldırımı Gökyüzünde çaktırır Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Bakışları durdurur Saatleri kurdurur O sazın tellerine Vurdurdukça vurdurur Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı El ayak ve başları Gözden siler yaşları Oynatır da oynatır İlkbahar yaz kışları Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Sarsar dünyayı hızı Toplanır anne kızı Ortalardan kaybolur Yürekteki her sızı Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Yakışıklı güzeli Kaldırır o an eli Meydanın ortasında Oynatır her an beli Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Gel oyuna oyuna Boyuna bak boyuna Herkes yurtta hayrandır Müslüman Türk Soyuna Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Karşılıklı her kişi Bilir inan bu işi Hep diyelim maşallah Sağlam tutun kirişi Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Nazar değmesin nazar Tarih bunları yazar Oyuna katılalım Birlikte azar azar Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Bu oyun başka başka Bizi getirir aşka Oynayanları görün Şaka değildir şaka Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı Sözü söylerim sözü Gözü açalım gözü Alaçamlı Hasan’ın Bu şiir inan özü Oyna oyna Kolbastı Alaçam’ı ter bastı HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) NOT:LÜTFEN GÖRÜŞ BELİRTİNİZ!..
  12. Şair Hasan Sancak, Dünyada İlkler Kitabına Girmek İstiyor!.. HABERLERİM VE RESİMLERİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR. www.alacamhabermerkezi.blogcu.com Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak(53);âlemde ilk ve tek olan, dünyada eşi ve benzeri olmayan, ‘1 Aralık 2000’de Notere Onaylattığı Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’ dolayısıyla DÜNYADA İLKLER kitabında yer almak istiyor. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’ Dünyada 6.6 Milyar insan bulunmaktadır.’1 Aralık 2000’de ‘Gördüğü Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’nu on bir lira vererek notere onaylattım. Bu olayı binlerce kişiye hem sözle hem de İnternet’ten yazıyla anlattım. İki arkadaşa bu olayı anlattığım zaman, bu GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU nu sen değil, biz gördük dediler. Bir de notere onaylatacaklarını söylediler. Ben de baktım benim gördüğüm gerçek rüyam elimden gidiyor. Bilgisayarın başına geçtim. En ince ayrıntısına kadar yazdım. (Aslı Samsun’daki avukatım Ali Türkmen’dedir.) Bilgisayardan çıkışını alarak, Bafra’ya gittim. Noterdeki yetkililer bu işin içinden iki saatte çıkamadılar. Oradaki kişiler yetkili avukata yazımı onaylatıp onaylatılmayacağını sordular. Kendi aralarında konuştular. Baktılar işin içinden çıkamayacaklar. En sonunda da yazılı metin halindeki yazımı onayladılar. Samsun’daki yerel bir gazeteye bu olayı geçtim. Beni aradılar. Hocam bu haberi başka tarafa duyurma. Biz, bunu haber olarak yapalım. Senin bu haberini Türkiye yarın duyacaktır dediler. Bu haber gazetede yayınlandıktan sonra telefonlarım bir hafta boyunca susmadı. DHA-İHA-CHA-YHA… Birisi geldi, birisi gitti. Kanal 6 benimle 6.30 haberini canlı bağlantı ile başladı. O zamanki ulusal televizyonlar beni flaş haber olarak dünyaya duyurdular. Büyük gazetelerin çoğu birinci sayfadan haberimi girdiler. O arkadaşları tekrar gördüğüm zaman bana şaka yaptıklarını söylediler. BU dünyada notere onaylatılan İLK GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU’ dur. Daha önce ve sonra gördüğüm ve notere onaylatmadığım İnternette binlerce kişinin okuduğu gerçek rüya ve kâbuslarımda bulunmaktadır. Bazılarının reklam senaryo özelliği olmadığı için notere onaylatmadım. Benim kamuoyunda tanınmam Noterli Onaylı Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosu’ndan sonra olmuştur. İlk defa açık olarak burada bazı konuları anlatıyorum. Bizim ailede büyükten küçüğe bir Karabasan(Davara) olayı vardır. Yıllardır gecelerimi kâbusa çeviren Karabasan denen illet, yakamı bir türlü bırakmamaktadır. Tıp dilinde buna “Uyku Felci” denmektedir. Bazı hocalar da bunun “Cin” olduğunu söylemektedirler. Çok farklı bir duygudur. Yatağa yattığınız zaman size rüya ya da kâbus gördürüyor. Bağırttırıyor. Bir olayı size yaşatıyor, ellerin ile cimdik attırıyor... Gerçekte hiçbir şey yapmıyorsunuz. Karabasan üstüne çullandığı zaman hiçbir tarafınızı oynatamıyorsunuz. Beni onlarca sefer boğacak gibi oldu. Bazı zamanda rüya ve kâbus gördürdü. Bu gerçek rüyadan önce, sonra da gördüğüm rüya ve kâbusları bana yaşattı. Reklamın R’ sinden anlamıyordum. Bu rüya ile bende bir değişiklik oldu. Bazı geceler rüya ve kâbus reklam senaryoları görmeye başladım. Bunların bazılarını da notere onaylattım. Onaylatmadığım onlarca bu şekilde reklam senaryosu olan konular yazılı metin halinde arşivimde bulunmaktadır. Bu gerçek rüya reklam senaryosundan sonra bende 44 yaşından sonra her seyrettiğim televizyondaki bir olayı… Anlatılanlar ve yaşadığımız olayları reklam yapma alışkanlığı başladı. Bu olayı anlattığım içinde bu akşamdan sonra vay halime! Beni yine hallaç pamuğuna çevireceklerdir. Karabasan ile ilgili şiirler de yazdım. Bu haberimle beraber konu ile ilgili yazılarımı ve şiirimi tekrar bilginize sunuyorum. Bu olaylarla ilgili olarak başımdan geçen ve diğer vatandaşlardan dinlediğim olayları ”EN KOMİK GERÇEKLER” kitabımda okuyuculara buluşturacağım. Yaptığım araştırmalara göre bunu dünyada sadece ben gerçekleştirdim. Zaten Noter Onaylı Rüya diye Google’ ye yazıldığı zaman yüzlerce sayfamın olduğu görülecektir.’Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklâm Senaryosu’ dolayısıyla o tarihteki bütün medya, televizyonlar ve gazeteler beni flaş haber olarak dünya ve Türkiye’ye duyurdular. Bu konu ile ilgili olarak çoğu televizyon Alaçam’a gelerek konu hakkında benimle röportaj yapmışlardır. Kamuoyunda bilen ve bilmeyen de konuşmaktadır. İnternet yorumlarında çoğu kişi şaşkınlıklarını belirtmektedirler. Rüya, notere onaylatılır mı? Söylemektedirler. Rüyalı film, dizi, reklam, hikâye, roman, şiir… Binlerce konu bulunmaktadır. Bunlar oluyorsa, gerçek bir rüyada reklam senaryosu olabilir. Herhangi bir şirketin rüya ile ilgili konusunun aynısını başka bir şirket oynatamaz. İlk notere onaylatan ya da Kültür Bakanlığı’ndan ISBN numarasını önce alanlar söz sahibi olurlar. Benim gördüğüm rüya konuludur. Senaryo, Gıda Işınlamasıdır. Konu okunduğu zaman bu görülecektir. Dünyada ilk defa emekli bir öğretmen ‘1 Aralık 2000’de Gerçek Rüya Gıda Işınlaması Reklam Senaryosunu’ notere onaylatmıştır. Bu konu bir Türk’e aittir. Dünyanın neresinde bir gıda ışınlaması reklam senaryosu oynarsa, orada hakkımı sonuna kadar savunacağım. Şimdiden basınımızı bu konu hakkında bilgi sahibi yapmış oluyorum. Yarın bir gün muhakkak bir şirket ulusal televizyonlarda böyle bir reklam senaryosunu oynatacaktır. Konuyu unutturmamak için çocuklarıma bunu vasiyet olarak bırakacağım. Konu ile ilgili onlarca ulusal ve yerel medyanın yaptığı haberler vardır. Aşağıda Doğan Haber Ajansı’nın o tarihte yaptığı ve Milliyet Gazetesi’nin de haberini kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Rüya notere onaylatılmaz diyenler, bunun bir içecek firması tarafından aynen kullanıldığını okuyunca, şaşırıp kalmışlardır. Noter Onaylı Rüya, Gerçek Rüya Tv Gıda Işınlaması Reklâm Senaryosudur. 1 Aralık 2000’de notere yazılı metin hâlinde onaylatılmıştır.5 sene sonra içecek firması, rüya reklâm senaryomun aynısını dünyada ve Türkiye’deki ulusal televizyonların reklâm kuşaklarında oynatmıştır. Bu içecek firması ile Samsun’da mahkememiz devam etmektedir. Yerel mahkemeyi kaybetmiştim. Yargıtay, bu içecek firması lehine verilen mahkeme kararını bozdu.’Rüya Senaryo Davası’ Samsun’da yeniden başlamıştır. İkinci mahkeme 15.12.2009 Salı gününe ertelenmiştir. Noter Onaylı Rüya konusu ili ilgili olarak ulusal ve yerel basının yaptığı onlarca haberim vardır. Bunları RÜYALARIMI ÇALDILAR ismiyle kitap haline getireceğim. Notere onaylatılan çeşitli 50 tane reklam senaryom ile birlikte 400 tane ilginç alternatif reklam senaryom bulunmaktadır. Üç tanesi de çıkan elli adet şiir kitabım ve 5000 taneden fazla şiirim bulunmaktadır. Ben, milli kültüre destek olmak istiyorum diyen şirket, belediye başkanlarından destek bekliyorum. Faturası kesilerek, tanıtımlarını karton kapakların iç tarafında renkli olarak yapabilirler’ dedi. GERÇEK RÜYA GIDA IŞINLAMASI REKLAM SENARYOSU NOTER ONAYLI RÜYA ÂLEMDE İLK VE TEK DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI ÖNEMLİ NOT: Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundanYENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00'dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet'e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet'te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi. 1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü T.C. BAFRA İKİNCİ NOTERİ NİLGÜN KURT RESMİ MÜHÜR VE İMZA ASLININ AYNIDIR NO:1 6 8 6 2 1 ARALIK 2000 ÖĞRETMEN, REKLÂMCILARA ÖNLEM ALDI!.. OKAN ARALAN Samsun DHA MİLLİYET 06 Aralık 2000 Çarşamba Samsun Alaçam Karşıyaka İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni Hasan Sancak, 1 yıl önce gördüğü rüyasını izinsiz reklâm filmi çevrilmemesi için notere onaylattı. Amacının, rüyasına izinsiz reklâm filmi çekilmesini engellemek olduğunu dile getiren Sancak, "Bir yıl önce gördüğüm bu rüyayı herkese anlattım. Bazı uyanıklar bunu öğrenip reklâm filmi çekmesin diye de notere onaylattım. Bundan sonra bu rüyayı reklâmda kullanmak isteyenler benimle görüşmek zorunda" diye konuştu. SANCAK’IN RESMİ RÜYASI "Rüyamda buzdolabının kapısını açtım. İçinde yiyecek aradım ama hiç bir şey yoktu. İnternete girip, bir marketten aklıma esen ne varsa aldım. Sucuk, kavurma, peynir, etle buzdolabını bir güzel doldurdum ve bir bölümünü afiyetle yedim. Eşimin seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman hala o yiyecekleri yer gibi, elim ağzıma gidiyordu." İLK GERÇEK KARABASAN KÂBUSU !.. KONU:Bir yaz mevsimi.Rüyamda kış görüyorum.Dışarıda kar, kış kıyamet..Birden bire yattığım odanın penceresi ardına kadar açılıyor.Tül ve perde rüzgarın tesiriyle tavana doğru çıkıyor.Pencere demirlerinden 2,5-3 metre boyunda Şeytana benzer bir yaratık.süzülüyor.Boyu önce tavana değiyor.Sonra da ayaklarımdan başlayarak yukarı doğru salyalı ağzı başıma doğru yanaşıyor.Beni tam ağzıyla kafamı yutacağı zaman ya Allah deyip buna bir tekme salladım. Bismillahirrahmanirrahim diyerek kalktığım zaman ışığı yaktım. Yorganın üstümde değil, kapının yanında olduğunu gördüm. REHA MUHTAR BENİ KARABASANDAN KURTARDI !.. NOT: Reha Muhtar’ın beni kurtarmış olduğu kâbus, Ocak 2001 yılında Samsun’un Alaçam ilçesinde görülmüştür. Anlatılan iki kâbus da tamamen gerçektir. “REHA MUHTAR BENİ KURTAR!” TEŞEKKÜR Saygıdeğer Reha Muhtar’a, Şahsımı tanıtan bir yazı ile birlikte yazmış olduğum şiirimi de size gönderiyorum. Niçin teşekkür ettiğimi merak etmişsinizdir. Konuyu okuduğunuz zaman bunu anlayacaksınız. Karabasanla ilgili olarak görmüş olduğum bir kâbusu sizinle paylaşmak istedim. Bu anlattığım durum uydurma değildir. Tamamen görülen bir kâbusun açıklanmasıdır. Ama gerçekten çok komik. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardınız. Bu tamamen bana aittir. Başkası sahip çıkmasın diye size anlatıyorum. Karabasanı bilir misiniz? Bunu duydunuz mu? Bu çok değişik bir duygu. Kimisi tıp dilinde buna “Uyku Felci” ,kimisi de “Cin” diyor, Toplumda bu hastalığın pençesinde olan binlerce insan vardır. Bir akşam bunu da canlı yayında gündeme getirip çözüm yolu bulursanız çok sevinirim. Yatağa yattığım zaman Karabasan- Davara üstüme çullandı. Bağırıyorum. Hâlbuki ben öyle zannediyorum, Aslında bağırmıyorum. Sesim çıkmıyor. Ben, sesimin çıktığını zannediyorum. Rüyada olduğun hâlde kendini uyanık zannediyorsun. Hanımın ismi Şengül bağırıyorum. Şengül! Beni kurtar! Beni kurtar! Hanımdan ses seda çıkmıyor. Bir taraftan da onunla mücadele ediyorum. Ondan kurtulamıyorum. Hanımı sallıyorum, tekme atıyorum, çimdikliyorum… Bunları da yaptım zannediyorum. Hâlbuki bir tarafımı oynatamıyorum. Çok karmaşık bir durumdur. Bir taraftan uykudasın, bir taraftan rüya görüyorsun, içinden dua okuyorsun… Bunların hepsini uykuda yaptıran mahlûkun esiri olmuş oluyorsunuz. O,sizi tamamen teslim almış oluyor. Allah kimsenin başına böyle bir durum vermesin. O anda can çekişen bir insan durumundasınız. Sizi biri uyandırmazsa boğulmak üzere kalıyorsunuz. Hanımdan ses çıkmayınca aklıma nereden geldiyse başlıyorum bağırmaya. “Reha Muhtar Beni Kurtar!” İnanın sizin isminizi duyan Karabasan üstümden öyle çabuk kaçtı ki! Bir karabulut tufanından kurtuldum. Bilmiyorum bunun bir anlamı var mı? Bundan sonra başıma böyle bir durum geldiği zaman kimseden yardım istemeyeceğim. Sizin isminizi söylemek inan ki yetti. Bundan sonra Karabasanların vay hâline. Bu olayla ilgilenirsiniz ilgilenmezsiniz pek umurumda da değil. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardığınız için size bu yazımı yazdım. Saygılarımla. YOK ET KARABASANI KURTARALIM HASAN'I Kâbus oldu geceler Hiç çıkmıyor heceler Soru üstüne soru Anlamsız bilmeceler Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Öbür adı Davara İnsanı sokar dara Göğsüme bastırıyor Kalpte açtırır yara Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Hep üstüme çöküyor O kirini döküyor Beynimi yüreğimi Ciğerimi söküyor Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Hastanede yatırdı İğnesini batırdı Feryatlar arasında Nefesimi bitirdi Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Ses soluğum çıkmıyor Kimse bana bakmıyor Şaşırıp kalıyorum Canlar ışık yakmıyor Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Bitirir sarar beni Ortadan yarar beni Rabbim üstümden defet Döndürüp karar beni Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Sanki bir karabulut Daim atar bana şut Bastırıyor durmadan Ne et kaldı ne de but Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Beni konuşturmuyor Canla danıştırmıyor Kemendi boyna attı Zorluğu aştırmıyor Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Boğazım düğüm düğüm Bulamadım bir çözüm Bu ne biçim sıkıntı Yüreğim atar güm güm Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Bu ses Hasan'ın sesi Ha kaybettim nefesi Yok ederim Davara Tutsam sendeki fesi Yok et Karabasanı Kurtaralım Hasan'ı Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir? Orta Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ili olan Samsun’umuzun güzel, şirin, turistik, yeşille mavinin kucaklaştığı… Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim.24 senedir basının içindeyim.53 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. Alaçam ilçesinde 01.01.1956 yılında doğdum. Aslen Trabzon'un Köprübaşı İlçesindenim. Bize burada Hacı Dedeoğlu Sülalesi (SANCAK) derler. (Hacı Seyit Dedeoğlu’ nun-Merhum) en büyük oğlu Yakup Sancak’ın oğluyum. Dokuz kardeşiz. Annemin ismi Emine, (Merhume) babamın Yakup’tur. Alaçam’da sırasıyla Fatih İlkokulu'nu, Alaçam Lisesi’nin orta ve lise kısmını tamamladım.06.11.1980'de Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdim. Aynı sene Ankara'da kurayı çekerek, 15.12. 1980 ’de Hatay ili Antakya Atatürk Ortaokulu’nda depo öğretmeni oldum.14. 01,1981’de ilişkimi kestim. 19.01.1981'de Antakya Şenköy Ortaokulu’na Stajyer Türkçe Öğretmeni olarak tayin edildim. 19.01.1982 de stajyerliğim kalktı.21.06.1981- 02.01.1982 yılları arasında müdür vekilliği üstlendim. Bu okulda 17.01.1983 tarihinde görevim sona erdi.15.12.1983 tarihinde Antakya Hassa Salmanuşağı Ortaokulu'na gönderildim. 15.01.1984'te Isparta 40'ıncı Piyade Alayı'nda, dört ay süreyle, askerlik görevimi er olarak gerçekleştirdim. 15.12.1985’te bu okuldan ayrıldım. Eş durumu dolayısıyla Samsun'un Alaçam İlçesi İmam Hatip Lisesi'ne tayinim çıktı. Burada 15.09.1999 yılına kadar vazife yaptıktan sonra aynı tarihte Alaçam Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda Türkçe Öğretmenliğine geçtim. Birinci dönem çalıştıktan sonra Kaymakamlık oluruyla ikinci dönem Fatih İlköğretim Okulu'na atandım. Millî Eğitim Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu 'Norm Kadro' dolayısıyla 06.07.2000 yılında Alpaslan İlköğretim Okulu'na Türkçe Öğretmenliği görevine yollandım. 15 saat Alpaslan İlköğretim Okulu, 15 saat Karşıyaka İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim. 31.07.2001 tarihinde görevim sonlandı.2001 yılının ilk 6 ayında Karşıyaka İlköğretim Okulu ve Atatürk İlköğretim Okulu'nda Türkçe dersine girdim.31.07.2001’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda tekrar asil öğretmenliğe döndüm. Toplam 25 sene dört ay görev yaptım. 2005–2006 yılının Temmuz ayında emeklilik hakkını kazandım. Ben;1 Aralık 2000 senesinde, 44 yaşında, gördüğü gerçek rüya reklâm senaryosunu notere onaylatan ve bu tarihten sonra da rüyalarında reklâm senaryoları gören dünyadaki ilk ve tek kişiyim. O tarihten itibaren de düşümde reklâm senaryoları görerek, notere onaylattım. Reklâm senaryoları yazmayı sürdürdüm. 5 Aralıkla, 12 Aralık 2000 tarihleri arasında ulusal televizyon ve gazeteler beni dünya ve Türkiye’ye flaş haber olarak duyurdular. Coca Cola ve bazı büyük şirketler, benden dört beş sene sonra noter onaylı gerçek rüya reklâm senaryolarımın aynısını dünya ve Türkiye’deki ulusal kanalların reklâm kuşaklarında oynatmışlardır. Coca Cola’yı gerçek rüya reklâm senaryomun aynısını kopyaladığı için mahkemeye verdim. Samsun yerel mahkemeyi kaybetmiştim. Yargıtay’a itiraz ettik. Samsun Yerel Mahkemesinin verdiği kararı Yargıtay bozdu. Dava yakında Samsun’da tekrar başlayacaktır. Şimdiye kadar şiir kitaplarım, NOTER ONAYLI RÜYA REKLÂM SENARYOLARIM, Notere onaylattığım "Televizyonlar İçin 300 e yakın İlginç Yarışmalarım ile kamuoyunun gündemine geldim. Çıkan üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 5000 tane şiirim bulunmaktadır. 50 tanesi notere onaylatılan 400 taneden fazla reklâm senaryomu RÜYALARIMI ÇALDILAR!..İsmiyle kitap haline dönüştüreceğim.Google’ye Rüyalarımı Çaldılar, Blogcu Hasan Sancak, Noter Onaylı Rüya diye yazarsanız, yüzlerce sayfamla karşılaşırsınız. Şiir kitaplarıma desteklerinizi bekliyorum. Faturası kesilerek, kitaplarımın iç karton kapaklarında renkli olarak, şirket tanıtımlarınızı sergileyebilirsiniz. Belirli yıllarda Alaçam'da (T.R.T-A.A.-İ.H.A.-D.H.A -HÜRRİYET-GÜNEŞ-ORTADOĞU-FOTOSPOR-HALK-SANCAK-ALTINOVA Gazetesi' nin muhabirliğini ve temsilciliğini yaptım. ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARIM: (O' DUR) ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ATATÜRK ŞİİRLERİ (2000) ONLAR ANALARIMIZ -ÖĞRETMENİN EN GÜZEL ANNE ŞİİRLERİ. (2003) BENİM ANNEM MELEKTİ ('2005) HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
  13. Samsun a, AKP ve Yusuf Ziya Yılmaz Yakışmıyor!.. DETAYLI HABER VE RESİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR. www.alacamhabermerkezi.blogcu.com/ ‘Sayın Başbakan! Başkan Yılmaz’ın, Samsunlulara Yaptığı Eziyetleri Engelle.’ 03.10.2009 Cumartesi günü, yukarıdaki başlıkla Başbakana seslendiğim bir haberimi ajans, gazete, televizyon ve bütün medyaya gönderdim. Ne yazık ki hiçbir basın tarafından haber değeri olarak görülmedi. Neler yazmışsam hepsi de gerçekleşti. Olaydan üç gün önce bir gazeteci bazı olayların meydana geleceğinin biliyorsa, Samsun’u idare eden yetkililer, bundan bihaberse, o masalarında oturmamaları gerekir. Bir hiç uğruna polis, şoförler ve vatandaşlar karşı karşıya getirilmiştir. Bunun sorumlusu AKP Samsun İl Yönetimi ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’dır. Aşağıdaki 03.10.2009’da yazdığım yan başlıkların önemlilerini tekrar bu bölüme aldım. Okuyunuz, Ne yazdığıma bakınız. ‘5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ SAMSUN GİRİŞİ ÜÇ KOLDAN FELÇ OLABİLİR!.. BÜTÜN SAMSUN HALKI, ZORLA OTOGARA GİTMEYE ZORLANMAKTADIR!.. 5 EKİM SAMSUN İÇİN BİR KÂBUSTUR!.. SAMSUN MİLLETVEKİLLERİ NE YAPIYOR?!..’ AKS TV SAMSUN’UN GURURU!.. 5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ Sabahtan akşama kadar AKS TV’yi seyrettim. Bütün televizyonları teker teker dolaştım. Onlardan bu haber konusunda tek bir satır bile yoktu. Hepsi de akşamleyin uykularından uyandılar. Burası Diyarbakır olsaydı, televizyonların hepsi yediden yetmişe canlı yayına geçip, bizlere bölücü sözleri dinletirlerdi. Bu da basının içine düştüğü kötü durumu göstermektedir. 5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ Samsun gerçekten felç oldu. Hastalar helikopterlerle hastanelere yetiştirildi. Ölüm olayı yoktur. Bu çok sevindiricidir. Belediye Evlerinde beş vatandaş kalp krizi geçirdi. AKS TV GENEL YÖNETMENİ ŞAKİR GÜREL, DENGE GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ ADNAN BAHADIR ile özel bir röportaj yaptı. ADNAN BAHADIR’ ın anlattıklarından önemli kısımları bu bölüme alıyorum. ‘Samsun Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Koordinasyon Merkezi (UKOME), önceden Valinin başkanlığında toplanıyordu. Sonradan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığına dönüşmüştür. Burada Başkan Yusuf Ziya Yılmaz, ne derse o gerçekleşir. Yaşanan sorunların kaynağında, kentin iyi yönetilememesi vardır. Ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşa şimdi sunulan çözüm, çözüm olmaktan öte eziyettir, zulümdür. Olayın ardında ticari getirim vardır. Terminal satın alınırken bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanamamaktadır. Metro bir ve iki liraya Bafra ve Çarşamba’ya yolcu taşıyacaktı. Gazetelere çarşaf çarşaf ilan verildi. Bunun üzerine Yılmaz, ben 29 Mart seçimlerine gireceğim. Beni o zamana kadar idare et. Seçimden sonra kararı muhakkak uygulayacağım’ demiştir. Benimde 3 Ekim tarihinde yazdığım bölümde ADNAN BAHADIR, Necmi Hatipoğlu ile aynı sözleri konuşmaktadır. İşte o bölümde söylenenler:’Koordinatör Yardımcısı da olan Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri AŞ(BİOİAŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Hatipoğlu, bakın ne demektedir. BİZE VERİLEN TAAHHÜT ‘Terminali, Büyükşehir Belediyesi´ne 27 milyon YTL ödeyerek satın aldıklarını hatırlatan Necmi Hatipoğlu, "Üstelik, halen görevde bulunan sayın Yusuf Ziya Yılmaz´ın adını da terminale verdik. Satın alınırken bize, bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanmıyor’ dedi.’ SAMSUN KÂBUS YAŞIYOR!.. SAYGIDEĞER SAMSUNLULAR, Eylemden sonra Samsun’da olanları kısaca bilginize sunuyorum. Bu olaylardan sonra Valinin başkanlığında çeşitli toplantılar yapılmıştır. Samsun Büyükşehir Belediyesi, ilçelerden gelen dolmuşların şehir içine alınmaması kararında geri adım atmamıştır. Metroya verdiği sözü yerine getirmiştir. Belediye başkanı halkı aldatmıştır. Oy aldığı insanları hiçe saymıştır. Dolmuşçular ve vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi önünde toplanarak kararı protesto etmişlerdir. Alınan karara tepki göstererek, Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ın aleyhine tezahüratta bulunarak istifasını istemişlerdir. Herhangi bir olay çıkarmadan dağılmışlardır. Samsun Esnaf Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Metin Genççakır, "Bir adım bile geri atılmadı. Akşam verilen sözler maalesef yerine getirilmedi. Ketum davranıldı. İlçelerden gelen dolmuşların şehre girişi yasaklandı. Çeşitli alternatifler gösterildi ama esnafın ve halkın istediği oldu diyemeyiz. Güzergâhlar çizildi, bu güzergâhlar hep şehrin dışında. Batıdan gelen Atakum'u geçemeyecek, doğudan gelen Belediyeevleri' ni geçemeyecek demiştir. AK Parti İl Başkanı Adem Güney halkın yanında olmadığını göstermiştir. Yılmaz’a destek vermiştir. Mangalda kül bırakmayan AKP milletvekilleri ortalarda yoktur. Seçim zamanı yine o hor gördüğünüz insanların yanına gidip oy isteyeceksiniz. O zaman ne diyeceğinizi merak ediyorum. Nerede diğer siyasi parti başkanları? Odalar, sendikalar nerededir? Binlerin sesini duymayanlar naçar kalacaktır?İşin ilginç tarafı daha önce şoför esnafının yanında olduğu söylenen AKP İl Başkanı Adem Güney için iddialar ortalarda dolaşmaktadır. Özel Hastanesi için Yılmaz’a ihtiyacı olduğu iddiası vardır. Yılmaz’la birlikte basın toplantısına katılmıştır.‘Bu uygulamada taşımacı arkadaşlarımızın hayatına herhangi bir zorluk veren bir durum söz konusu değildir diyen Yılmaz doğru söylememektedir. Söylediği sözlere kendisi inanıyorsa, şoförlerin yolcu indirdiği yerde bunları söylesin. Buna asla cesaret edemez. Samsun esnafı siftah yapmamaktadır. Gücü tükenenler yavaş yavaş işyerlerini kapatmaktadırlar. Samsun milletvekilleri ortalarda yoktur. Hepsi toz duman olmuşlardır. Bakalım seçim zamanı olduğu zaman bu insanlara ne diyeceksiniz? Bu konularda yüzlerce sayfa yazı yazılabilir. AKP yapılacak milletvekilliği ve belediye başkanlığı seçimlerinde Samsun’da büyük hezimete uğrayacaktır. Garip gurabanın temsilcisiyiz diyenler, onları mahvetmiştir. Atalarımızın şu sözüyle yazıma son veriyorum.’Rüzgâr eken fırtına biçer.’ BURADAN AŞAĞISI ÖNCEKİ HABERLE İLGİLİDİR… Şair Hasan Sancak Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı Başbakana Şikayet Etti!.. Sayın Başbakan! Başkan Yılmaz’ın, Samsunlulara Yaptığı Eziyetleri Engelle. KONU İLE İLGİLİ YAZI VE RESİM ALAÇAM HABER MERKEZİ’NDEDİR. www.alacamhabermerkezi.blogcu.com/ GOOGLE’YE KOYARAK HABER VE RESİME ULAŞABİLİRSİNİZ. GOOGLE’YE AŞAĞIDAKİ YAZIYI KOYARAK HAYAT HİKÂYEMİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi Reklâm Yazarı Eğitimci Gazeteci Hasan Sancak Kimdir? FACEBOOK’A HASAN SANCAK YAZARAK ARKADAŞ OLARAK EKLEYEBİLİRSİNİZ. Şair Hasan Sancak Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı Başbakana Şikayet Etti!.. SAYIN BAŞBAKAN! BAŞKAN YILMAZ’IN, SAMSUNLULARA YAPTIĞI EZİYETLERİ ENGELLE. SAMSUNLUYUM DİYORSANIZ, LÜTFEN OKUYUNUZ!.. 5 EKİM 2009 PAZARTESİ GÜNÜ SAMSUN GİRİŞİ ÜÇ KOLDAN FELÇ OLABİLİR!.. Alaçamlı Halk Şairi, Reklam Yazarı, Eğitimci, Gazeteci Hasan Sancak; Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın bütün il ve ilçedeki vatandaşlara yaşattığı zulmü ve halka uyguladıklarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şikâyet ederek, Samsun ve Samsunlulara sahip çıkmasını istedi. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak:’Şimdiye kadar böyle bir haberin yazılmadı. İlk defa çok farklı ve değişik bir haberimi kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Çünkü bu haber içinde çeşitli yazı ve haberler bulunmaktadır. Samsun’da 5 Ekim Pazartesi gününden itibaren çok kötü şeyler olabilir. Aldığım duyumlara göre Samsun’a yolcu taşıyan araçlara ceza kesildiği ve önceki yerlere gidişleri engellendiği zaman, ,araçlar bulundukları yerde bırakılacaktır. Bu da işi olan binlerce vatandaşımızın mağdur edilmesi demektir. Haberimi okuyan en yetkili kişilerin buna derhal çözüm bulması gerekir. Pazartesi sabahı olduğu zaman bu iş halledilmiş olması gerekir. Kötü durumların olmasını hiçbir Samsunlu istemez. Vatandaşlara yapılanlara insanım diyen tepkisini göstermesi gerekir. Çünkü burada Samsun söz konusudur. İlimizde şu anda büyük bir yangın çıkmıştır. Kimse bu yangını söndürememektedir. Bu yangını Başbakan’dan başkası söndüremez. Yangını çıkartan bellidir. Vatandaşlar galeyana gelmiştir. Halkın oyu ile belediye başkanlığı görevine gelenler, en büyük acıyı vatandaşlara yaşatmaktadırlar. Samsun adeta bir şatoya döndürülmek istenmektedir. İl ve ilçelerdeki vatandaşların seyahat etmeleri engellenmekte, hürriyetleri yok edilmektedir. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar dolayısıyla Samsun kan kaybetmektedir. Böyle bir uygulama dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Kendi halkına acı çektiren bir yönetim olur mu? Bunu Samsun milletvekilleri, parti başkanları, oda ve sendikalar görmüyorlar mı? Samsun bu kadar sahipsiz mi? Geçim sıkıntısı ile çile çeken bütün Samsunlulara öl ve yok ol denmektedir. Merkezde oturanlar ilçe ve beldelere gidecekleri zaman 12 KM uzaklıktaki terminalden araçlara bineceklerdir. İlçelerden gelenlere gelme denmektedir. Samsun’a gelmek isteyenler gelmesinler mi? Böyle bir anlayış olur mu? İle gelmek isteyenler 2-3 araçla Samsun’a geleceklerdir. Bu hareketi 29 Mart seçimlerinden önce yapsaydınız? Ne yazık ki halkın ümitlerini çok çabuk söndürdünüz. Şimdi tekrar seçim yapmak isterseniz, bir deneyin bakalım! Ne kadar oy alacaksınız? Samsun’a insanlar ne için gelirler? En kısa tabiriyle bir işi olduğu için gelir. Yolcu taşıyan araçlar günlük olarak 5-10 bin insan taşımaktadırlar. Bunların Samsun ekonomisine ne kazandırdığını biliyor musunuz? ’YUSUF ZİYA YILMAZ-GENEL SEKRETERİ KENAN ŞARA YI MEZARDA DA AFFETMEM!..’ Asıl yazıma başlamadan önce sanalda onlarca forum sayfasına koyduğum iki tane yazımdan sizlere bahsetmek istiyorum. Birinci konu şudur. Samsun Fuar içinde, şu andaki Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ ya derdimi anlatacağım sırada, Samsun AKP Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz; Bakan, milletvekilleri, yetkililer ve basının huzurunda, Hocam ben senin derdini biliyorum. Yarın gel seni iki saat dinleyeceğim demiştir. Söz verip, Alaçamlı Samsun Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Kenan Şara’ya hakaret ettirerek, onun makamından beni kovdurtmuştur. Bakan Nimet Çubukçu’ nun huzurunda söz veren Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz yalan konuşmuştur. Sözünde durmamıştır. Buna Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Samsun Milletvekilleri, ulusal ve yerel basınımız da şahittir. Elimde konu ile ilgili olarak onlarca gazete haberi bulunmaktadır. Büyükşehir belediye Başkanı olan bir kişi böyle olmamalıdır. Bunun öbür dünyası vardır. Nimet Çubukçu’ nun yanında nasıl söz verdiyse, O’nun yanında tekrar özür dileyecektir. İkisi de benden önce vefat ederseler, bütün basına hakkımı helal etmiyorum diye haber göndereceğim. Bu olayın peşini bırakmam mümkün değildir. Hem bu dünyada, hem öbür dünyada hakkımı sonuna kadar arayacağım. Google’ye ’Yusuf Ziya Yılmaz-Genel Sekreteri Kenan Şara yı Mezarda da Affetmem!..’ Yazarsanız, onlarca bu konu ile ilgili forum sayfasına ulaşabilirsiniz. ALAÇAM BELEDİYESİ HALK OTOBÜSLERİ SAMSUN TIP FAKÜLTESİ’NE NİÇİN ÇIKAMIYOR? İkinci konu ise bu haberimle ilgilidir. İldeki en yetkili kişilerin aldığı bir kararla Alaçam Belediyesi Halk Otobüslerinin Samsun Tıp Fakültesi’ne çıkmama olayıdır. Bu olayı haber haline getirerek, on iki dörtlükle protesto ettim. Anlattığım bu iki olay, beni Samsun olaylarına daha çok dikkat etmemi sağladı. Halkın sıkıntı çektiği her olaya tepkimi sanalda koyacağım. ‘Alaçam Belediyesi Halk Otobüsleri Samsun Tıp Fakültesine Niçin Çıkamıyor?!..’Diye Google’ye yazarsanız,bu haberimi ve yazdığım şiirimi de okursunuz. Kıymetli Hemşerilerim, BÜTÜN SAMSUN HALKI, ZORLA OTOGARA GİTMEYE ZORLANMAKTADIR!.. Burada Samsun’da dönen dolaplar hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum. Sizlerden kapı kapı dolaşarak ve yalvararak oy isteyen kişiler tarafından aldatıldınız, kandırıldınız, yanıltıldınız. Bunların dedikleri gerçekleşirse, 5 Ekim 2009’dan sonra Bafra, Çarşamba, Havza, Vezirköprü, Alaçam… Buralara gittiğiniz zaman şehir içindeki minibüs ve taksilere binerek 11-12 Km uzaklıktaki Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali’ne gideceksiniz. İstediğiniz yere terminalden ulaşacaksınız. Bu gidiş dönüş 24 Km eder. Bunu da oy vererek başa getirdiğiniz en yetkili kişiler yapmaktadırlar. Bunlara en büyük tepkiniz yakında yapılacak olan milletvekili seçimleri olmalıdır. Size, hayatı zehir edenlere, siz de sandıkta cevap veriniz. Bu dünyanın güçlüler dünyası olmadığını onlara gösteriniz. Sizin ve çoluk çocuğunuzun cebinize göz dikenleri affetmeyiniz. BAFRALILAR, VEZİRKÖPRÜLÜLER, HAVZALILAR, ÇARŞAMBALILAR, ALAÇAMLILAR… YÜRÜYEREK GİTTİĞİNİZ YERELERE, PARA VEREREK, 12 KM UZAKLIĞA,2–3 ARAÇ DEĞİŞTİREREK GİDECEKSİNİZ. BUNUN FARKINDA MISINIZ? Sizi biraz gerilere getirip bazı şeyleri hatırlatmak istiyorum. Önceden BAFRA, ÇARŞAMBA,HAVZA, ALAÇAM… Bu yerlere nasıl gittiğinizi bir hatırlayınız. Evden hazırlanarak çıkıyordunuz. Sadece yürüyordunuz. Büyük Caminin yanından yoldan geçen Çarşamba arabalarına biniyordunuz. Çarşamba’dan dönüşte araçlar sizi bir uçtan bir uca kadar taşıyorlardı. Şimdi ne olacağını biliyor musunuz? Çarşamba yönünden yolcu taşıyan araçlar Belediye Evlerinde yolcularını boşaltacaklardır. Terminale kadar sadece şoför araçla hareket edecektir. Belediye Evlerinde inen vatandaşlar 2-3 araçla gidecekleri yere gideceklerdir. Bu iş inanın sizi aşar. Bunun altından kalkamazsınız. Havza, Vezirköprü yönünden gelen araçlar Terminalde yolcularını indireceklerdir. Buradan da en az üç araç değiştirerek gidecekleri yere gideceklerdir. Bunu Müslüman’ı bırakınız. İmansız olan biri insanlara yapmaz. Bafra ve Alaçam diğer yerlere gitmek istediğiniz zaman yine yolun karşısına geçip, istediğiniz yere varıyordunuz. Bafra ve Alaçam’dan dönüşte ise araçlar sizi Cumhuriyet Meydanı’nda bırakıyordu. Şimdi hepsi hayal oldu. Sizlere oy verenleri düşünüyorum. İnsanın kendisine yaptığını başkası yapamazmış. 5 EKİM SAMSUN İÇİN BİR KÂBUSTUR!.. ‘Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali’ İsminden de anlaşılacağı gibi şehirlerarası bir otobüs terminalidir. Büyük otobüslerin yolcu taşıdığı bir yerdir. Minibüs, taksi, kamyon, tır, traktör, taksi… Bu araçların bulunduğu yer değildir. O zaman ismini saydığım ya da saymadığım diğer araçları buradan kaldırsanız ne olur? Kaldıramazsınız. Her şey birbirine karışır. Böyle yapacaksınız diye bir mecburiyet yoktur. Birileri para kazanacak, bazıları vatandaşları inim inim inletecek! Buna kimsenin hakkı yoktur. Rey verecekler, bunların hesabını sizlerden muhakkak soracaktır. Bugün olmazsa bile, yarın o insanların yanına yine oy istemeye gideceksiniz. Gerçek bir belediyecilik yapacak olanlar insanlarını üzüntüye sokmaz. Bulunduğu yerlere insanları çekerek, siftah yapmayan esnafların can çekişmesini önler. Gidilen bu yol, yol değildir. İnsanların gittikleri yere gidiş dönüş 24 Km daha eklemesi ne demektir? Bunun farkında mısınız? Sizlerin özel araçları olabilir. Aileler, ekmekleri çöpten toplamaktadırlar. Yaptığınız uygulamalarla oy aldıklarınıza Çin İşkencesi uyguladığınızı görmüyor musunuz? Halka, bu kadar eziyet vermeye değer mi? DEĞERLİ SAMSUNLULAR!.. LÜTFEN SESSİZ KALMAYINIZ. SAMSUN YALNIZLAŞTIRILMAKTADIR. Önceleri, istediğiniz yerlere özgürce yolculuk yaptığınızı ve 5 Ekim’den sonra olacakları sizlere anlattım. Bu yolculuklar hem merkezde oturan vatandaşlarımızın, hem de ilçe, belde ve köylerde oturanların zararına olacaktır. Hem vakitleri, hem de fazladan paraları gidecektir. Birileri, birilerinin değirmenine su taşımaktadır. Olanlar da çile çeken insanlarımıza olmaktadır. SAMSUN MİLLETVEKİLLERİ NE YAPIYOR?!.. Şimdi Samsun’un milletvekillerine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yine milletvekilliği seçimi yaklaştı. Tekrar siz aday olacaksınız. Oy verecek olanlar bunun hesabını sizden muhakkak soracaktır. Bir yönetim düşünün. Oy aldığı insanları geliş gidiş 24 Km daha yolculuk yaptırarak, 5-6 lira daha fazla para verdirtsin. Sıkıntıya soksun. Milletvekilleri bu yazılanlara dikkat etmek zorundadır. Bu trajediyi derhal sona erdirmelidirler. Burası bir demir perde ülkesi değildir. İnsanlar istediği yere hür bir şekilde gitmelidirler. Gidiyorlar mı? Hayır gidemiyorlar! Niçin gidemiyorlar? Samsun’u yönetenler, merkezdeki insanlarla birlikte aynı acıyı, il dışındakilere de yaşatıyorlar. Samsun Bağ- Kur yanından kalkan minibüsler Azerbaycan’ı işgal eden Ermenilerin Azeri vatandaşlara yaşattığı eziyet gibidir. Kaçkınlara benziyorlar. Bütün yağan yağmurlar üzerlerinden geçti. Sandalye atıp oturacakları bir yerleri bile yoktur.Yetkililer bunu biliyorlar mı? Biliyorlar da, bilmezlikten mi geliyorlar? Çünkü kapalı kapılar ardında bazılarına söz verilmiştir. Vatandaşlarımız, yapılanları yakından bilmektedir.Al gülümler ya da ver gülümler artık sona ermelidir.Samsun’u yönetenler,halkın feryadına dikkat etmeleri gerekir.Etmedikleri ortadadır.İstenseydi bu terminal Samsun’un tam orta yerine yapılırdı.Vatandaşların diğer yerlere gideceği duraklar belli edilirdi.Binlerce kişi Samsun’dan uzaklaştırılmazdı. Esnafların can çekişmesinin önüne geçilirdi. Daha önce nasıl olayların ateşlendiğini görmemezlikten gelemezsiniz. Belediyecilik halkı canından bezdirmek değildir. AŞAĞIDA HABER GAZETESİ’NİN İKİ TANE, ARENA GAZETESİ’NİN BİR TANE KONU İLE İLGİLİ OLARAK HABERLERİNİ BİLGİNİZE SUNUYORUM. LÜTFEN DİKKATLİCE OKUYUNUZ. TARAFLAR ANLAŞTI. SORUN ÇÖZÜLDÜ. www.habergazetesi.com.tr/ 29.09.2009 MİNİBÜSLER OTOGARA Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda toplanan UKOME, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarına 5 Ekim tarihinden itibaren yeni otogara giriş yapma mecburiyeti getirdi Ulaşım Koordinasyon Merkezi(UKOME), Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda yaptığı toplantıda, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim tarihinden itibaren Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapmaları mecburiyeti yönünde karar aldı. Büyükşehir Belediyesi´nde yapılan toplantıda 13 madde görüşülerek karara bağlandı. UKOME üyeleri toplantıda özellikle ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının, şehir içinde izleyeceği güzergâhlar ve toplanma yerlerini görüştü. Toplantıda, Ordu istikametindeki ilçelerden gelen toplu taşıma araçları, şehir içine girmeden çevre yolu üzerinden, Sinop istikametindeki araçlar Ankara yolu üzerinden ve Ankara yönünden gelen araçlar ise şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapacaklar. UKOME´nin aldığı karar 5 Ekim tarihi itibariyle uygulanmaya konulacak. Başkan Yılmaz ile görüştüler Öte yandan Samsun ve ilçelerine bağlı köylerin muhtarları, muhtarlar derneği başkanları, ilçe minibüs dernek başkanları konuyla ilgili bilgi almak için Büyükşehir Belediyesi´ne geldi. Muhtarlar, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz´la görüşerek sıkıntılarını dile getirdi. Basına kapalı toplantı sonunda açıklamada bulunan Kavak Atayurt Köyü Muhtarı ve Kavak Şoförler Odası Başkan Yardımcısı Şerif Ayranca, "Başkanımızın açıklamaları bizi tatmin etti. Ama yine de alınan kararla ilgili endişelerimiz var. Görüşmeler devam edecek. İnşallah sıkıntılarımız giderilir" dedi. BİOİAŞ İŞTİRAKI Yusuf Ziya Yılmaz Otobüs Terminali´nin işletmesini, yapılan ihalede KDV´siyle birlikte yaklaşık 28 milyon liraya en iyi teklifi veren Büyük İstanbul İşletmeleri A.Ş.(BİOİAŞ) almıştı. Terminal, 24 Temmuz 2006 tarihinde BİOİAŞ´ın iştirakine katılmıştı. MİNİBÜSÇÜLER DİRENİYOR!.. www.habergazetesi.com.tr/ 01.10.2009 Samsun´a bağlı 13 ilçenin minibüs dernek başkanları yaptıkları ortak açıklamada, UKOME´nin ilçe minibüslerinin yeni otogarda toplanmaları yönünde aldıkları kararı kabul etmeyeceklerini belirttiler. Samsun´da faaliyet gösteren 13 ilçenin minibüs dernek başkanları, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)´nin ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim´den itibaren şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne girmeleri yönünde aldığı karara tepki gösterdi. Kararı kabul etmiyoruz Samsun´a bağlı 13 ilçenin minibüsçülerin Dernek Başkanları yaptıkları ortak açıklamada, UKOME´nin kararını kabul etmeyeceklerini belirttiler. Bafra Minibüsçüler Dernek Başkanı Savaş Özcan, bu konuda Valiliğe dilekçe verdiklerini de hatırlatarak, "Vali yardımcımız, dilekçeyi Büyükşehir Belediye Başkanlığı´na ileteceğini ifade etti. Daha sonra ise Büyükşehir Belediye Başkanımızla görüşüldü. Muhtarlarımız, Büyükşehir Belediye Başkanımızdan kararın durdurulmasını istedi. Başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz da, "Biz bu kararı aldık. İsterlerse giderler, isterlerse gitmezler. Ben, onlara otogardan fazla para aldırtmayacağım. Bu konuda sizlere yardımcı olacağım" demiştir" dedi. Toplantı yapılacak Muhtarların ise, konu hakkında ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin başkanları ve kooperatif ve dernek başkanlarıyla görüşülmeden uygulama yapılmamasını talep ettiklerini dile getiren Savaş Özcan, "Bunun üzerine Yusuf Ziya Yılmaz ise uygulamanın başlayacağı tarihe kadar toplantı yapılmasını kabul etmiştir" dedi. Halkımız adına karşıyız Çarşamba Minibüsçüler Dernek Başkanı Nevzat Şahin ise, otogara gitme niyetinde olmadıklarını söyledi. Her zaman halkın yanında olduklarını, bundan sonra da yanında olacaklarını ifade eden Şahin, "Bu karara, halkımız adına karşıyız. Samsun´un evlatları olarak bu kararı uygulatmaya hiçbir kimsenin gücü yetmeyecek. Böyle bir anlaşma olmayacaktır. Böylesi önemli bir konuda her kesimin de desteğini bekliyoruz" diye konuştu. "OTOGARA GİTMİYORUZ" www.gazetearena.com 01.10.2009 16:14 Samsun İlçe Minibüs Dernek Başkanları, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)'nin aldığı karara karşı çıkarak "Biz anlaşmadık. Onlar bu yönde karar aldı. Otogara gitmiyoruz" dediler. "Basın Taraflı Davranmıştır" Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)'nin geçtiğimiz gün Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Başkanlığı´nda yaptığı toplantıda, ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının 5 Ekim tarihinden itibaren Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapmaları mecburiyeti yönünde karar aldı. 13 maddenin karara bağlandığı toplantıda UKOME üyeleri özellikle ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının, şehir içinde izleyeceği güzergahlar ve toplanma yerlerini görüştü. Sinop istikametindeki ilçelerden gelen araçların Ankara yolu üzerinden ve Ordu istikametindeki ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının çevre yolu üzerinden, şehir içine girmeden Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali´ne giriş yapacakları konusunda karar alındı. Bu kararı hiçbir şekilde benimsemediklerini ve hiçbir konuda anlaşmadıklarını belirten İlçe Minibüs Dernek Başkanları "UKOME' de görüşülen kararlar bunlardır. Biz hiçbir konuda anlaşmaya varmadık. Bazı yerel gazetelerin Anlaşıldı şeklinde başlık atmasını yöneticiler olarak kınıyoruz. Basın her zaman halktan yana olması gerekirken bu konuda taraflı davranmıştır. İlçe Minibüs Dernek Başkanları olarak yasal hakkımızı hukuki yollardan arayacağız" şeklinde konuştular. "Vatandaş Mağdur Olacak" Bafra Minibüsçüler Derneği Başkan'ı Savaş Özcan "Bizler otogara gitmek niyetinde asla değiliz. Biz her zaman halkımızın yanında olduk, bundan sonrada olacağız. Böyle bir karara halkımızın mağduriyeti sebebiyle karşıyız" dedi. Günde ortalama 10.000 kişinin ilçelerden Samsun'a geldiklerini dile getiren Özcan "Burada 10.000 insanın mağduriyeti var. Biz Samsun'un evlatlarıyız ve bu kararı hiçbir kimsenin uygulatmaya gücü yetmeyecektir. Bunu üstüne basa basa söylüyoruz. Bu konuyu siz Samsun halkımız, esnaflarımız ve Sivil Toplum Örgütleri'nin bir bütün olarak vereceği tepkiyle çözeceğiz" şeklinde konutu. Ben yaparım zihniyetinin kaldırılması gerektiğini savunan Başkanlar, destek istedi. Özgür Halepoğlu HABER GAZETESİ’NE BU HABER YAKIŞMADI!.. Yukarıda Samsun’daki HABER GAZETESİ’ nin iki gün arayla yayınladığı farklı iki haberi ve ARENA GAZETESİ’ nin objektif haberini sizlerin de bilgisine sunuyorum. HABER GAZETESİ Birinci haberinde TARAFLAR ANLAŞTI. SORUN ÇÖZÜLDÜ diye manşetten haber yazmaktadır. İkinci haber ise MİNİBÜSÇÜLER DİRENİYOR. Başlığını atmış. Bu bir çelişkidir. Bunu gazetemizin en yetkilisine duyurmuş oluyorum. Adeta sıkıntıyı hep birlikte çekecek olan Samsunlu bütün vatandaşlarımıza ve şoförlere buraya gitmek için direnmeyin denmektedir. Gazete halkın hakkını arar. Önce haberi yaptığı zaman karşısında olan vatandaşların da aynı gün haberini manşetten atar. Taraflar dendiği zaman birbirinin zıddı olan insanlar akla gelir. İki gün sonra tarafların biri böyle bir anlaşma olmadığını söylemiştir. Ben, buradaki çelişkiyi vatandaşlarımızın da bilgisine sunuyorum. Basın, haberi yazarken birilerini memnun etmemelidir. Olayı olduğu gibi haber yapmalıdır. Bu köşe yazısı ise farklı düşünceler olabilir… BELEDİYE BAŞKANININ KONUŞMALARI ÇELİŞKİLİDİR. Haber Gazetesi’nin 01.10.2009’daki haberinde Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın söyledikleri ile, birinci haberde Onun başkanlığında alınan kararlar tamamen çelişkilidir. (Biz bu kararı aldık. İsterlerse giderler, isterlerse gitmezler.)Hâlbuki yapılan toplantının Onun başkanlığında yapıldığı haber olarak yazılmıştır. Metro Turizm Yatırımlar Grubu Genel Koordinatör Yardımcısı da olan Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri AŞ(BİOİAŞ) Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Hatipoğlu, bakın ne demektedir. BİZE VERİLEN TAAHHÜT ‘Terminali, Büyükşehir Belediyesi´ne 27 milyon YTL ödeyerek satın aldıklarını hatırlatan Necmi Hatipoğlu, "Üstelik, halen görevde bulunan sayın Yusuf Ziya Yılmaz´ın adını da terminale verdik. Satın alınırken bize, bütün ilçelerin dolmuş ve minibüslerinin varış ve kalkış noktasının burası olacağı taahhüdünde bulunuldu. UKOME bu yönde karar aldı. Buna karşın bu karar terminal açıldığından bu yana uygulanmıyor" dedi.’ AKS TV HALKIN YANINDA!.. ELEKTİRİĞİ KESENLERİ PROTESTO EDİYORUM!.. 02.10.2009 Cuma akşamı Samsun’umuzun güçlü sesi AKS TV’NİN saat 19.00’da başlayan ve üç saat süren özel programın kalbim sızlayarak seyrettim. Düşünün bir belediye halka haber vermekten başka bir derdi olmayan ulusal bir kanalımızın canlı yayının elektriğini keserek engellesin.29M art yerel seçimlerinde senin haberlerini yapıp kamuoyuna duyuran bir kanalın yayınını nasıl engellersiniz?Vah benim Samsun basınım!Şu anda yer yerinden oynaması gerekirdi.Siz,ne yapıyorsunuz?Susmayı tercih ediyorsunuz?Kızarlar mı diyorsunuz?Eğer böyle düşünüyorsanız,asla basın mensubu olamazsınız.Peki,AKS TV’yi susturabildiniz mi?Vatandaşlar yine canlı yayınına devam etti.Elektriği nereden mi buldular?Oraya toplanan bin kişinin enerjisi elektrik oldu.Bu şekilde yayına devam ettiler.Şöyle düşündüm.En az oraya toplanan insanların yüzde otuz beşi size oy verdi.Yani sizleri makam sahibi yaptı.Sizi makam sahibi yapanlara ne yaptığınızı görmüyor musunuz? Söylenen sözleri duydunuz mu? Samsunlu bir vatandaş olarak bir belediye başkanının bu şekilde yerilmesinden üzüntü duydum. Ben, söylenen bazı sözlerin küçük bir bölümünü kaleme aldım. Duymak istemeyenler belki okurlar! ‘Doğudaki vatandaşlara her türlü kolaylık gösteriliyor. Bizde mi isyan edelim?(Ankara bu seslenişi duymalıdır.)Bizler nerenin ilçeleriyiz? Bu halkın meselesidir. Bunun dinlenmesi gerekir. Benim sekiz çocuğum vardır. Hayatımızla oynayanların hayatlarıyla oynarız…’ Burada toplananlar, kimsenin zoru ile buraya getirilmediler. Başbakan ve milletvekilleri bu feryatları duymalıdırlar’ dedi. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
  14. "Coca Cola İç, İsrail'e Destek Çık" HABERVAKTİM Gazze'de yüzlerce Filistinliyi katleden, camileri, okulları ve evleri yerle bir eden İsrail'in en büyük finans kaynağı Coca Cola firması. 01 Ocak 2009 Perşembe 01:09 İçerdiği maddeleri tepkilere rağmen ısrarla gizli tutan Coca Cola'nın İsrail'in en büyük destekçilerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Gazze'de yüzlerce Filistinli'yi katleden, camileri, okulları ve evleri yerle bir eden İsrail'in en büyük finans kaynağı Coca Cola firması. İçerisinde türlü maddeler bulunan Coca Cola'yı her içtiğinizde, aynı zamanda İsrail ordusuna bomba teminatı sağlıyorsunuz. Coca Cola'nın yaptığı reklâmlardan birinde aynen şöyle deniliyor: Coca Cola iç, İsrail'i destekle. Amerikan ürünlerini destekleyerek, İsrail'e destek verin' Belçika'da, Sağlık Bakanlığı'nın bu ürünü içenlerde ciddi zehirlenmeler görüldüğünü ve bu içeceğin içerdiği maddeler nedeniyle alyuvarların eridiğini, dolayısıyla kansızlık meydana geldiğini bildirdiği Coca Cola, elde ettiği karının yüzde 50'sini de İsrail ordusuna aktarıyor. Hindistan'ın geçtiğimiz yıl tamamen yasakladığı, Letonya'da ise okullardaki satışını tamamen, dışarıda ise çocuklara satışını yasakladığı Coca Cola firması, Filistin topraklarında katliam yapan İsrail'in de en büyük destekçisi. EN FAZLA TÜKETENLER MÜSLÜMAN ÜLKELER Yahudilerin yaşadığı alanlarda yaptığı reklamlarda, Coca Cola içenlerin aynı zamanda İsrail'e destek verdiği mesajı veren firma, elde ettiği karının büyük bir bölümünü ise Müslümanlardan karşılıyor. Yapılan araştırmalara göre Coca Cola içenlerin büyük bir bölümünü Müslüman ülkeler teşkil ediyor. Yani Müslüman ülkeler kendi elleriyle İsrail'e uçak, bomba, tank ve tüfek sevkiyatı gerçekleştiriyor.
  15. Dersim Konferansına Şair İsyanı!.. BEYİNLERİ VE RUHLARI BAŞKALARINDAN EMİR ALMAYA ALIŞIK OLANLAR, KESİNLİKLE BASIN MENSUBU OLAMAZLAR. HABER YAPMAK: HÜR, BAĞIMSIZ, ONURLU, YÜREĞİ YETEN,KALEMİNİ, RUHUNU, BEDENİNİ, DÜŞÜNCESİNİ SATMAYAN, PARANIN KÖLESİ OLMAYAN YÜREKLİ İNSANLARIN İŞİDİR.SİZ DE BÖYLE BİR BASIN MENSUBU İSENİZ,SESİME SES VERİNİZ.. HASAN SANCAK Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci ve Gazeteci Hasan Sancak Avrupa Parlamentosu'nun himayesinde gerçekleştirilen Dersim soykırımı isimli konferansta konuşan DTP Milletvekillerini, Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil’i ve teröristlere destek veren parlamento üyelerini protesto etti. Yazmış olduğu on sekiz dörtlüklü ‘ATATÜRK YAŞASAYDI-BOYUN EĞERDİN TÜRK’E YURTTA KARAKTERİNİZ-KAHPELİK KARA LEKE’ nakaratlı şiirle tepkisini dile getirdi. Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Sancak’: Emperyalizmle savaşarak kurulan Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret yağdırma toplantısına dönüşen konferansta PKK, Ermenilerin ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin birliği, beraberliği kardeşliği bir sefer daha görülmüş ve tescillenmiştir. Homoseksüelliğe teşvik eden PKK, her gün alçakça ve kahpece Mehmetçikleri, polisleri, korucuları, Doğu ve diğer bölgeler ayırımı gözetmeden bütün insanlarımızı yok etmektedir. Bombaları ve mayınları patlatan, binlerce insanımızın ölümünden sorumlu olan Ermeni bozmaları PKK ve sicilli yandaşları, akıttıkları kanlarda boğulacaklardır. Bu vatan Atatürk ve şehitlerden bizlere emanettir. Dün yurda girenler kazma ve küreklerle nasıl memleketimizden atıldıysalar, PKK hainleri ve onların sicilli yandaşları da gereken cezayı göreceklerdir. Bu vatanın ekmeğini yiyip, suyunu içip, havasını teneffüs edip ihanet edenler tarihin her döneminde sivri kazıklara oturtulmuştur. Meydan artık boş değildir. Bundan sonra herkes bunu böyle bilsin. Artık iki güç vardır. Ya yutanların ya da ayakta tutanların yanında olmak zorundasınız ABD, AB ve İsrail’in kucağına oturan bir bölücü örgüt terör estirmektedir. Otuz binden fazla insanımız toprağın kara bağrına düşmüştür. Sakat kalan binlerce insanımız vardır. Milyarlarca liralık maddi zarar vardır. Bu bir soykırım değil midir? Bu konuşmacılardan biri olan Profesör sıfatlı Ronald Mönch yapmıştır. 1930 yılında Tunceli’de yaşananları insanlık suçu olduğunu savunan Mönc denen alçak Atatürk ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri ile üst düzey askeri yetkililer için, "Yaşasalardı savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerekirdi." Söylemiştir. Yetkililer nerededir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurucusu Atatürk ve Silah Arkadaşlarına hakaret ediliyor. Kimseden ses çıkmıyor. Yazıklar olsun diyorum. Bana göre bu en büyük saygısızlıktır. Türkiye’de yer yerinden oynaması gerekirdi. Hep birlikte horlayarak uyuyoruz. DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etmiştir. Bu bir milletvekili değil midir? Milletvekili olduktan sonra Meclis’te nasıl yemin etmiştir? Maaşını hangi devletten almaktadır? Tekrar niçin Türkiye’ye gelmektedir? Şerefsizlik gördük. Bu kadarını da hiç görmedik! Soykırım yapılmıştır diyen mahlûk bir de milletvekilidir. Başka bir memlekette olsaydı, bunlar köpekten daha aşağı muamele görürlerdi. Dünyada kendi vatanına ihanet eden milletvekilleri ya da belediye başkanları var mıdır? Bir halka soykırım yapılmışsa, o millet onu nasıl milletvekili seçti? Dünyanın hangi ülkesinde bölücü ve yıkıcı olup, milletvekili ve belediye başkanı olan vardır? Bu konu ile ilgili onlarca soru sorulabilir. Şerafettin Halis Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak için birlikte olduğu Ermenilerle askerlerimizi karıştırmaktadır. Hafıza kaybı olduğu görülmektedir. Şimdi tarihten bir konuyu burada okuyucuların dikkatine sunuyorum. Aşağıda anlatılan konuyu bir PKK lı kitabında yazmaktadır. Yazılanlar gerçektir. Şimdi o PKK lılarla, Ermeniler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmek için kucak kucağa oturmaktadırlar. Birlikte konferanslar düzenlemektedirler. Bunu vatandaşlarımız iyice okumalıdırlar. Bu konu devletin resmi tezleriyle de çelişmektedir. Yani devletimiz böyle bir olayın olmadığını söylemektedir. Bunu söyleyen bir PKK lıdır. Kürt vatandaşlarımız PKK nın kendileri için ne olduğuna iyi kara vermelidirler. Bu alçaklık ve kahpelik PKK lıların alınlarına kara bir leke olarak yapışacaktır. Kitap yazarı Ermenileri, Kürtlerin kestiğini söylemektedir. Bu vatandaşlarımızın büyük tepkisini çekmiştir. İddialar vahimdir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatan sevdalısı emekli bir öğretmeni olarak, ben de PKK ve yandaşlarını protesto ediyorum. Aşağıdaki paragrafları dikkatlice okumanızı rica ediyorum. Bu konuya ayrılıkçı Kürtlerin gözüyle bakan, HADEP ve DEHAP gibi PKK bağlantılı partilerde çalışmış bulunan Kemal Süphandağ’ın, 'Büyük Osmanlı Entrikası Hamidiye Alayları' adlı kitabında yer almaktadır. Bakın neler söylemektedir! Önce kitabın arka kapağında yazılanlarını iyice okuyunuz. Yazar ne yazarsa yazsın, kendi yazdıkları gerçektir. Kürtlerin Ermenileri kestiğini söylemektedir. Arka kapaktaki yazıları dikkatle okuyanlar bunu göreceklerdir. Anlatılanlar PKK lılar tarafından bir konferans yapıldığı ve konferansta DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etmesi dolayısıyla yalanlarını ortaya çıkarmak, PKK lıların Kürt vatandaşlarımız hakkında ne yazdıklarını gözler önüne sermek için anlatılmıştır. Yazı okunduğu zaman Kürt vatandaşlarımıza cahil diyen Ermenileri kesti diyenlerin bölücü ve yıkıcı olan PKK lıların bir numaralı adamı olduğu görülecektir. (Kitabın Arka Kapak Yazısı ) (...) Bitlis Vilayeti dâhilinde Siirt ve Muş sancaklarında valilik vekâletinde bulunduğum 8 sene zarfında çoğunluğu Kürtlerden ibaret bulunan Müslüman ahaliyle, Ermeni ahalisinin hal ve fikirlerine o sırada elde ettiğim bilgi ve malumatlar sayesinde önemli ölçüde vakıf oldum. Önemli ölçüde bugüne ışık tutacağı düşüncesiyle ve dostluğumuz münasebetiyle, genel hatlarıyla arz ve mevkilerini gösterir vilayetlerin bir parça haritasını çizip takdime cüret eyledim. Adı geçen vilayetlerin mevcut olan genel teftişlerinden ve yazışmalardan anlaşıldığı kadarıyla, ahalinin üçte ikisi Müslüman ve üçte biri Hıristiyan görülüyor ise de, bu oran kâtiplerin Müslüman olmaları nedeniyle nüfusun doğru yazılmamasından kaynaklanmaktadır. Hali hazırda nüfusun yüzde sekseni Müslüman ancak yüzde yirmisi Ermeniyie, başka milletlerin cemaatlerinden ibaret olduğu görülecektir ki; mutlak çoğunluk İslam'dadır. Kürtlerin umumiyetiyle secaetli, cesur, askerlikte meşhur, silahşor ve hilafet makamının mukaddes makam olduğuna gayet sadık oldukları muhakkaktır. Gerçi daha önce cahillikleri nedeniyle birbiriyle savaşmış olsalar da, aralarında ki mücadelenin bertaraf edilmesi, aşiret reislerinin ve aşiret bireylerinin tehdit edilmesi ve kontrol altında tutulmalarıyla mümkün olduğu Reşkotan, Sasoni ve Hesenanlı gibi meşhur aşiretlerin padişah hazretlerinin sayesinde emir ve ıslahatına kolaylıkla vaki olan âcizane çabalarımın tecrübesiyle ispatlanmıştır. Ve bu da; Kürtler ve aşiretlerin sadakat ve ıslahat emirlerine bağlılıklarının derecesine hakikat ölçüsü olmuştur. Böyle cesaretli bir milletin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle, birlikteliklerinin sağlanması halinde, Ermeniler tarafından meydana getirilecek bozgunculuğun zemin bulamayacağı görülecektir. Ermenilerin zararlı emellerini elde etmeye ve gizli hainlik niyetlerini açıklamaya cesaret edemeyecekleri ve edecek olsalar da, Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır.(...) BU YAZI ANTOLOJİ COM’DAN ALINMIŞTIR. ARKA KAPAK YAZISI İLE İLGİLİ GÖRÜŞÜM… Lütfen yukarıdaki yazarın kapak yazısını okuduktan sonra benim yazımla karşılaştırınız. Dikkatlice okuyunuz. Yazar bu kapak yazısında Ermenilerle dost olduğunu söylemektedir. (Önemli ölçüde bugüne ışık tutacağı düşüncesiyle ve dostluğumuz münasebetiyle,..)Ermenilerle Kürt vatandaşlarımız hiçbir zaman dost olamazlar.Ermenilerle PKK denen iblisler dostturlar.Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için anlaşma yapmışlardır.Yazar buradaki sözüyle PKK yı söylemektedir. (Gerçi daha önce cahillikleri nedeniyle birbiriyle savaşmış olsalar da…) Burada da birbirlerine saldırmalarını cahilliğe bağlamaktadır. Kürt ve Ermenilerin cahillikleri sebebiyle birbirlerine saldırdıklarını açıklamaktadır. Kürt vatandaşlarımız cahil olamazlar. Bu PKK lılar için geçerlidir. Cahil oldukları için vatana ihanet etmektedirler. Diğer bölümlerde de Kürtlerle Ermenilerin birbirlerini öldürmelerini, Osmanlı Devletinin bir oyunu olduğunu söylemektedir.(Böyle cesaretli bir milletin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle…)Burada da bölücülük yapmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ndeki Kürt vatandaşlarımızı bir millet olarak nitelendirmektedir. Kürtlerin Ermenilere soykırım yaptığını kabul eden yazar (Kürtlerin ıslahatıyla ve cehaletlerinin giderilmesiyle, Ermeniler tarafından kendilerine yapılacak bozgunculuğun zemin bulamayacağını ve Ermenilerin zararlı emellerini elde etmeye ve gizli hainlik niyetlerini açıklamaya cesaret edemeyecekleri, edecek olsalar da, Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır)demektedir. Bakın kitabın arka kapağında bunları söyleyen yazar Akşam Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut’ a verdiği cevapta ne demektedir? Akşam Gazetesi yazarı Rıza Zelyut’ a cevap Dem: 03.09.2007 Sehet: 23:13 (…Oysa tamamı Osmanlı arşiv belgelerinden oluşan kitabım bir bütün olarak ele alındığında ve incelendiğinde Ermenileri Kürtler kesti gibi bir sonuca asla ulaşılamaz. Çünkü bu iddia yalan bir iddiadır.)Burada yazılanlarla kitabın arka kapağında yazılanlar birbirleriyle tamamen farklıdır. Yalan söyleyen birisi varsa, bu da yazarın kendisidir. Yazıları okuyanlar muhakkak benim söylediğimi söyleyeceklerdir. Kitabın arka kapağındaki yazıda bir tehdit vardır. Yine uslu durmazsanız,( Kürtlerin aslanpençelerinden ve tediplerinden kurtulamayacakları aşikârdır) sözlerini söylemektedir. Yani yazar Kürtlerin Ermenileri kestiğini söylemekte, kendileri hakkında bir şeyler yaptıkları zaman yine kendilerine aynı şekilde cevap vereceklerini üstüne basa basa açıklamaktadır. Kitaplardaki bu bölümler en önemli cümlelerdir. Kitabın ana düşüncesini kapsar. Bakın yazar yine kendi kitabında Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit’in kurmuş olduğu 100 ün üzerinde alayla bilgi verdikten sonra bu alaydaki Kürtlerin Ermenilere yaptığını nasıl görmektedir. Bu süreçte 1890'larda başlatılmıştır. Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit, 1891'den itibaren Doğu Anadolu'daki Kürt aşiretlerinden 100'ün üzerinde alay oluşturmuş; bu alaylar da bölgedeki Ermenilere karşı kanlı saldırılar düzenlemişlerdir. Ermenileri katletme yolunda ilk eyleme geçenler Türkler değil Kürtler olmuştur. DTP lideri Ahmet Türk'ün dedesi Kanco, 'Hamidiye Alayları' denilen bu birliklerde yer almıştı. Bir yandan Rusya, bir yandan İngiltere, Ermeni toplumunu Osmanlı Devleti içinde ayrı bir devlet kurmaya teşvik ediyordu. Hamidiye Alayları kurulunca, resmi nitelik kazanan Kürt silahlı güçleri; astığı astık kestiği kestik oldular. Ermenilerden çetelerin çıkmasını fırsat bilen aşiret reisleri; emirlerindeki bu silahlı güçleri bir çete gibi kullanıp acımasızca kan döktüler. Ermeni katliamı diye nitelendirilen eylemler böyle başlamıştır. Büyük dedesi de Hamidiye Alayı Kumandanı olan Kemal Süphandağ, Kürtlerin bu Ermeni katliamını tespit etmiş ve şunları yazmıştır: 'Neredeyse tüm Sünni Kürt aşiretleri teşkilatta yer almışlardır. “Yazarken bile insanı dehşete düşüren tam bir vahşet sürecidir bu süreç. Yüzyıllarca sorunsuz bir şeklide birlikte yaşayan Kürtlerle Ermeniler bu teşkilatın oluşturulmasıyla birbirlerine düşürülmüştür. Teşkilatta yer alan aşiret reisleri ile mensuplarına büyük imkânlar ve imtiyazlar sağlayan bu oluşum, diğer inanç grupları ve halklar için tam anlamıyla bir zulüm mekanizmasına dönüşmüştür. Özellikle bu Teşkilatın asıl hedefi olan Ermenilere yapılanlar, daha doğrusu yaptırılanlar tüyler ürperticidir.” (Sayfa: 10)' (Rıza Zelyut devam ediyor ve kendisi gibi, tarihi, kafasındaki şablona ve senaryoya göre yazan bir sözde tarihçiden de tarihi gerçeklerden soyut bir alıntı yaparak Osmanlının Ermenileri yok etme amacını masumlaştırma çabasına giriyor…) Akşam Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut’a verdiği cevapta kendi yazdıklarını unutup bu durumdan Osmanlı Devleti’ni sorumlu tutmaktadır. Bir bakıma Kürtlerin kullanıldıklarını söylemekte ve suçu Osmanlı Devletinin üzerine yüklemektedir. Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu yazarın anlattıklarına katılmamaktadırlar. Bu sadece PKK ve yandaşları için geçerlidir. Tarih boyunca milletine ihanet edenlerin sadece ismi değişmiştir. Bugün ihanet edense PKK örgütü ve yandaşlarıdır. Bunlar daima yediği kaba pislemişlerdir. Bu bölümde Alevi vatandaşlarımıza… Ezidi (Yezidi), Alevi, Şii ve Dürzîler müracaatlarına rağmen kabul edilmemişlerdir. (Sayfa: 71)' Alevi aşiretleri, silahlanarak bu saldırılara direnmeye çalıştılar. Vartolu dedelerden olan Mehmet Şerif Fırat; bu alayların kendilerine yaptıkları zulmü acı acı anlatmaktadır (Bak: Doğu İlleri ve Varto Tarihi). Bu katliamlardan birisinde yaşanan trajediyi, Vartolu Alevilerden CHP eski Milletvekili Tekin İleri Dikmen, yazar Şakir Keçeli'ye şöyle anlatmış: 'Hamidiciler; bizim atalarımızı kuşatmışlar; silahlı çatışma başlamış. Bizimkiler, bir yarma hareketiyle canlarını kurtarmak istiyorlar. Fakat yanlarında bir kadın var; o dağ başlarında kendilerine engel olacak. Obada da bırakamıyorlar. Bıraksalar, gelen alay çapulcuları kadına tecavüz edecekler. Bu açmazdan kurtulmak için kadın, 'Beni onlara bırakmayın, öldürün; siz de canınızı kurtarın!' der. Ve öyle de yaparlar.' Alevi vatandaşlarımızda buna büyük tepki göstermişlerdir. Konu ile ilgili yazarın kaleme aldığı başka konular da vardır. Bunu tarihçilere ve uzman kişilere bırakmamız gerekir. Her Türk vatandaşı Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yok etmek için ABD, AB ve İsrail’in uygulamış olduğu vatanımızı bölme ve parçalamaya karşı uyanık olmalıdır. Beş parmağın güzelliği gibi farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmeliyiz. Bir vatan, bir bayrak, bir millet olduğunu bilmeliyiz. Bizim okuduklarımıza ve yazılanlara göre 1915 yıllarında da Ermeniler, Kürt vatandaşlarımıza akla gelmeyen zulümler ve işkenceler yapmışlardır. Bebeklerin, çocukların, kadınların kalp ve beyinlerini parçalamışlardır. Fakat PKK lı bir yazar ilk defa Kürtlerin Ermenileri kestiğini yazmaktadır. Kürt vatandaşlarımız her şeyden önce Müslüman’dır. PKK ise dinsiz bir örgüttür. PKK lılar Kürt vatandaşlarımızın düşmanıdırlar. Çünkü bebek, çocuk, korucularımız ve vatandaşlarımızdan binlercesini bombalarla, mayınlarla ve otomatik silahlarla katletmiştir. Türkiye’de meydana gelen her olay dış kaynaklıdır. Bunlar tarihin her döneminde kendilerine yardım edecek ajan ve hainleri para karşılığı kandırmışlardır. Tarih süreci içinde bunları Batılılar, Yunanlılar, Ruslar ve Ermeniler kullanmışlardır. Günümüzde de onların oyuncağı PKK kahpeleriyle destekçileridir. DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, dediği Dersim isyanında da durum böyle olmuştur. Devleti en çok meşgul eden isyanlardan birisi de 1937 Dersim olayıdır. Bu isyanın yeraltı faaliyetleri ile geçen bir hazırlık dönemi vardır. İsyan döneminde devlet Hatay meselesi ile uğraşıyordu. Fransa’nın Türkiye’de uygulamaya çalıştığı esrarengiz plânların amacı ise Türkiye’yi Hatay’dan vazgeçirmekti. Bölgenin böylece patlamaya hazır bir bomba haline getirilmesi karşısında devletimiz o bölgede bir dördüncü genel müfettişlik kurmuş ve başına da General Abdullah Alpdoğan’ı getirmiştir. İsyan 7 Ağustos 1938’e kadar bir buçuk yıl sürmüştür. Katılan asi kuvvetler 4000 kişidir; liderleri Seyyit Rıza’dır. Atatürk 1938 yılında, Meclis’i açış nutkunda bölgede silâhlı kuvvetlerin manevralar yapacaklarını bildirmiş ve neticede isyan ağır zararlar vererek sonuçlandırılmıştır. Bunu şu anda dillendirenler de düşmanların kul ve kölesi olan, memleketimizi bölüp parçalamak isteyen vatan hainleridir. Aşağıdaki uzun şiirim ‘Mustafa Kemal = O dur’ şiir kitabına koyulacaktır. Bu şiir kitabım 180 -200 sayfa arasındadır. Şiir kitabımdaki şiirlerin hepsi Atatürk şiirleridir. . Atatürk ile ilgili olarak “Cumhuriyet,10 Kasım,23 Nisan,19 Mayıs” la ilgili olarak yazdığım daha başka şiir kitapları çalışmam da bulunmaktadır. Diğer Atatürk şiirlerimi okumak isteyenler blogcu sitemden okuyabilirler. http://odurataturksiirleri.blogcu.com Üç tanesi çıkan 50 şiir kitabım, 5000 şiirim ile birlikte, 50 tanesi noter onaylı 400 tane de alternatif reklâm senaryom bulunmaktadır. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif reklâm senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. Bir şiiri kalemle deftere yazmak, bilgisayara geçmek, sayfa düzenini yapmak, yanlışları düzeltmek, kelimeleri yerli yerine yerleştirmek… Büyük bir sabır ve çaba gerektirmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra şiir kitabının okuyucuya ulaşması için paraya ihtiyaç vardır. Benim gibi maddi gücün yerinde değilse, beklemek mecburiyetindesin. Benim durumumda olan binlerce kişi bulunmaktadır. Şiir kitaplarıma maddi destek olmak isteyen herkes bana telefon ya da E-Mail yoluyla ulaşabilir. Destek olanların şiir kitaplarımın iç karton kapaklarında, renkli olarak tanıtımı olacaktır.’Şeklinde konuştu. Hasan Sancak,52 yaşındadır. Nagehan isminde bir kızı, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibidir. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabı vardır. Bu kitaplarıyla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabı ve 5000 tane şiiri okuyucularla buluşmayı beklemektedir Şimdiye kadar şiir kitapları, NOTER ONAYLI RÜYA ve REKLÂM SENARYOLARI, notere onaylattığı "Televizyonlar İçin 300'e yakın İlginç Yarışmalar ile kamuoyunun gündemine geldi. 400 tane alternatif reklâm senaryosu vardır. Bu reklâm senaryolarının 50 tanesi noter onaylıdır. Bu reklâm senaryolarını ’RÜYALARIMI ÇALDILAR’ kitabıyla okuyucularla buluşturacaktır. Sanalda 500 forum sitesine üye olmuştur. ATATÜRK YAŞASAYDI-BOYUN EĞERDİN TÜRK’E YURTTA KARAKTERİNİZ-KAHPELİK KARA LEKE Uyan Türkiye uyan-var mı sesimi duyan Şerefsizlik yapılır-görülür ayan beyan Hem yurdumda yaşarlar-alırlar maaşları Kahpeler akıtıyor-gözlerdeki yaşları Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Milletin vergileri-bol harca yap ihanet Mahlûklar konuştukça-acı duyar cemiyet Nedir bu maskaralık-kazığa oturtsana Beslemeler kıyıyor-görün daim insana Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Kim verir cesareti-indirsene balyozu Ülkeme sakın gömme-burda kalmasın tozu Avrupa’nın kıçını-yalıyorlar durmadan Milletim uyumayın-saatleri kurmadan Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Kim ihanet ettiyse-çekecek cezasını Dün bugün ile yarın-görecek ezasını ABD ve İSRAİL-Batının kucağına Oturursan **** doğar-bir bak sol ve sağına Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Yine hep anırdılar-eşekler ya da sıpa Öyle konuşuyorlar-gelmezler ipe sapa Yanlarında AB var-ihaneti kusarlar 30 bin insan öldü-hem öldürüp keserler Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Yurtta ölenler kimden-kahpece vuranlar ne Çoğu homoseksüel-dağlarda gezer ..ne Bırakın konuşmayı-sinirler geriliyor Her gün vatanımızda-şehitler veriliyor Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke İhanetin büyüğü-Mecliste demeçlerde Bir yetkili yok mudur-yol keserler her yerde Sabır taşı çatladı-gına gelmiştir gına Devamlı ağlamakta-bebek çocuk ve ana Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Nerede var soykırım- bize çok yakın Irak ABD besler puştu-mevsimler geçer kurak Orada ölenlere-niçin bir şey demezsin Asıl soykırım orda-cırtlak çıkıyor sesin Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Eline silah alıp- iste devleti yıkmak Gül mü uzatılacak-silkelen ayağa kalk Herkes başı önüne-alıp da düşünmeli Bayrak toprak tek diyen-kaldırmalıdır eli Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Sahipsiz köy buldular-değneksiz geziyorlar Topyekûn milletimi-alçakça üzüyorlar Kürtlerin Halepçe’ den-kaçtıkları bir anda Sınırı açan kimdir-bozukluk vardır kanda Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Ekmek verdik su verdik-tuttuk yurtta besledik Hastalandıklarında-gittik ora sesledik Şu anda ne yaparlar-ABD nin emrinde Terör ihraç ederler-bundan gireriz derde Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Dağda ormanda gezer-yosması tasmalısı Mehmet’e kurşun sıkar-bizler çekeriz yası Bombaları mayını-patlatana ne dersin Saçmalayıp durmayın-Allah belanı versin Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Soykırıma uğrayan-milletim vatanımız Sıkıntıyı çekiyor-gezen ve yatanımız Doğuda bebekleri-çocukları vuran kim Öldürerek yok edip-tekrar hesap soran kim Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Bir Ermeni örgütü-Kürt denen kardeşimin Hakkını savunamaz-evladımın eşimin ***** çıkar peşinde-onun derdi mahvetmek Milletim ağlar iken-bize işkence etmek Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Atatürk abidedir-saldıranı yıkarız Daha ne anlamadan-üzerine çıkarız Eğer O olmasaydı-baban ile ananın Üstüne binerlerdi-hem bugün hem de yarın Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Mustafa deyip saldır-aynı yalanlar plan Bir bakınız yukarı-ülkem yapılır talan Başlarında Soros var-Dolarlar tomar tomar Milli devlet yıkılır-çatlıyor ana damar Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Sıra Atatürk’teyse-uyuyana yuh olsun Vücudunun her yanı-ateş korlarla dolsun Hiçbir devlet kendini-böyle aşağılatmaz Yapacaksan bir şey yap-yeter vermeyin vaaz Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Ayrımız gayrımız yok -70 milyon birliği Asla da bozamazlar-kesinlikle dirliği Türk olan türkü söyler-yerler gökler çınlasın Öğretmen Hasan söyler-dost ve düşman anlasın Atatürk yaşasaydı-boyun eğerdin Türk’e Yurtta karakteriniz-kahpelik kara leke Mustafa Kemal = O dur’ http://odurataturksiirleri.blogcu.com Eğer yukarıdaki ilişimler çalışmıyorsa, internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız. Öğretmen Hasan Sancak’ ın En Güzel Atatürk Şiirleri Kitabından!.. Bu şiir kitabıma destek olacaklar bana maille ulaşabilirler. HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) TEL: 0362–621 27 79 0506–2730465 (Öğretmen Hattı) E-mail: [email protected] Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11 55800-ALAÇAM-SAMSUN
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.