Empedokles

Din ile bilim, birbirinden çok farklı dallardır. Aynı sorulara aynı şekilde cevap aramazlar. Din; insanın evrendeki konumunu ve yerini belirlemeye çalışır, bilim ise yanlışlanabilir doğrular elde ederek insanın doğaya hükmetmesini amaçlar. Ters düşen taraf iddiası, bana göre yanılsamadan ibarettir. Bu açıdan baktığımda, ters düşen taraftan çok bir yanılsamaya düştüğümüz kanaatindeyim. Bu durumda ters düşen taraf yok demeliyim diye düşünüyorum. Din; insanın evrendeki konumunu belirleyen bir amaç, bilim ise doğaya hükmetmesini sağlayan bir araçtır.

Dine sadece ritüel gözüyle bakılırsa, elbette sevgili muki eleştrisinde haklıdır. Fakat dine sadece ritüel gözüyle bakmak, benim din anlayışımın dışındadır. İslam, çağının ekonomik, siyasi, sosyolojik durumlarına cevap vermek amacı da taşır. Bu çözümleri bugünün anlayışına uygulamak , elbette gericiliktir.

İntihar, artık bir olgu durumuna yükseldi. Sevgili DİDEM önemli bir konu açmış. Ben intihar konusunda çok katı olmamakla birlikte, çözümsüzlükten dolayı yaşama son verme eylemini yadırgıyorum. Katı olmadığım nokta, Nietzsche'nin serbest ölüm dediği kavramdır. Yani insan, zamanında ölmesini bilmelidir. Ölme hakkı olmalıdır diye düşünüyorum fakat çözümlükten dolayı hayata son verme durumlarına olumlu bakmayıp, güçsüzlükten kaynaklandığını düşünüyorum.

Evrim ile İslam'ın , benim din anlayışıma göre ters düşen herhangi bir tarafı yoktur. Evrim ile Hristiyanlığın , evrim teorisi ortaya atıldığından beri büyük bir savaşı vardır. Kimi çevreler, bu tartışmada İslam'ı da yanına çekebilmek için ard niyetli davranmaktadırlar... Konu devam ettikçe yorumlarımı yazarım... Selamlar...

Schopenhauer'un felsefesi, baştan sona nihilist eğilimlidir ve hayatı yadsır. Hayatı yadsıyan ve kötüleyen Schopenhauer, yaşamının sonlarına doğru ünlenmesiyle birlikte hayat hakkında daha farklı bir tutumda bulunmuş, hayatında ilk kez hayatı olumlayıcı fikirler üretmiştir. Akademisyenken Hegel'in ağırlığı altında ezildiği, onu kıskandığı ve bu tür sebeplerle üniversite hocalığını bıraktığı söylenir. Ne kadar söylence ve ne kadar gerçek bilinmez, ama üne kavuşana kadar hayatı yerden yere vurduğu, insanları sert bir tutumla aşağıladığı da bir gerçek... Benim yorumum, Schopenhauer'un felsefesinin hep birşeylere endeksli olduğudur. Doğanın ve hayatın tek bir istenç tarafından yönetildiğine katılırım lakin hayatın değersizliği konusundaki fikirlerine asla katılmam... Sevgili eşim DİDEM'e teşekkür ediyorum. Umarım paylaşımları sürer ve felsefe konusunda bizlere tartışma kapıları açar... Selamlar