Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

şevval

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    17
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    1

şevval son kazandığı tarih 12 Eylül 2017

şevval en çok beğeni kazanandı!

1 Takip eden

şevval Hakkında

  • Doğum Günü 05-09-1976

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Belirtmemiş

şevval - Başarıları

Çırak

Çırak (3/14)

  • İçerik Başlatan
  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

7

İçerik İtibarınız

  1. hiç abartmıyorum kitabı ilk alanlardan ve bir solukta okuyanlardan biri de ben olabilirim. Zincirlikuyu'da arkadaşımın babasının cenazesine gitmiştim. cenazeye birlikte gittiğim arkadaşım burada bizim aile mezarlığımız var gelmişken onları da ziyaret etmek istiyorum benimle gelir misin deyince tabi gelirim dedim. mezar başına gittiğimizde Leyla Erbil ismini görünce inanamamıştım. arkadaşım üç beş yıldır tanıdığım biri ama üzerine hiç konuşmadığımız için paylaşma gereği duymamış. sonra işte uzun uzun dinledim hikayesini. bizim Ahmet Arif'mizin aşkına cevap vermeyen zalim Leyla'da meğerse hiç mutlu olmamış. bazı şeyleri tersten okuyunca insan sevmediği birinin mektuplarını saklar mı? belki düşünüldüğü gibi karşılıksız da değildir. ve ölümünden sonra paylaşılması isteği de başka bi derinlik. sonuçta işte o hikaye de o kadarmış Leyla Erbil'de en az Ahmet Arif kadar değerli toplumcu bir yazardır. ülkesinin sorunlarına yüzünü çevirmemiş, sözünü eylemini koymuş yazarlardan biridir. geleceğe bizlere mektuplarda da kalsa kirlenmemiş tertemiz bir sevginin asla unutulmayacak sözcüklerini bırakmışlar. ışılar içinde uyusunlar.
  2. şevval

    işte geldim burdayım : )

    teşekkürler
  3. şevval

    işte geldim burdayım : )

    yazarken bile heyecan bastı merhabalar, duble merhabalar herkeslere özlemişim, hemde çok özlemişim canım forumu az biraz sevmeye geldim ben aynı ben. ağır işçi şevval olarak iş güç çoluk çocuk arasında devam ediyorum giriş kısmını uzatmayayım, buralardayım gene görüşeceğiz nasıl olsa herkeslere selamlar, sevgiler olsun ama bi dakka biraz uzatabilirim sevgili Admin size çok çok selamlar olsun
  4. öncelikle öz yönetim bir kopuşu ifade etmiyor. tam tersine birlikte yaşamı ifade ediyor. tartışılmasını istemedikleri için bizi bölüyorlar, parçalıyorlar gibi düşmanca bir propagandayla toplum korkutuluyor. kürt hareketini istediğiniz gibi değerlendirebilirsiniz. ister terörist ister özgürlük hareketi diyelim bu mevcudiyeti değiştiriyor mu? arkasında bu kadar halk desteği bulunan bir hareketi olumlu-olumsuz değerlendirmelerimiz çözmüyor. böyle bir gerçeklik varken bunu silahla savaşla çözemezsiniz. daha önce de denendi. bugünün sorunları dünün çözümlerinden kaynaklanır diye güzel bir söz vardı. hendeklerin arkasındakilere bakın, kim bunlar? 90.larda babaları asit kuyularında kaybedilen insanların çocukları, 17.000 bin faili meçhulün çocukları. bu sorun bugün birleştirici bir temelde çözülemediği sürece bir 10-20 yıl sonrada bugün öldürdüklerinizin çocukları aynı araç gereçlerle savaşmaya devam edecek. orada bir kürt sorunu-burada da bir türk sorunu hiç bitmeden büyümeye devam edecek. yıllardır girmek için uğraştıkları AB ülkelerine bakın. hepsi bu önermeyle yönetiliyor. konya’dan küçük ülkelerde bile çok dilli -bir çok kültür korunuyor. bu sorun bizim iç sorunumuzdur. emperyalist güçlerden bağımsız çözme iradesi göstermediğimiz sürece bu ateş hepimizi yakacak. savaş bugün sadece suriye’de ortadoğu’da değil ülkemizin doğusunda bir savaş var. her gün ülkenin her yerine cenazeler gidiyor. barışta ısrar ülkemizin bütünlüğünde ısrardır. kürtler bölünseydi suriye’de bunu ilan ederlerdi. ABD ve diğer güçler esad’a karşı kürtleri kullanmak istediklerinde salih müslüm’ün görüşlerini aşağıda alıntılıyorum. kürt sorunun çözümü bu ülkeye en fazla demokratikleşme getirecektir bundan ötesi yok.
  5. ölümüyle birlikte yaşamını anlatan bir çok haber okudum. beni en çok etkileyen tarafı hep sade kalmış, sade yaşamış...
  6. aylar önce maraş'da şaibeli bir şekilde ölen asker eren özel'in amcasının röportajını okumuşdum.çocuklarını askere davul zurna eşliğinde göndermişler, çocuklarını kaybettikten sonra ise savaş karşıtı olmuşlar. diyordu ki "bir daha çocuklar ölmesin. fakat her zaman yoksulların çocukları ölüyor. askeri morgun kapısında ‘cennet kapısı’ yazıyor. bu cennet kapısından niye hep yoksulların çocukları geçiyor? genelkurmay başkanının, başbakanın çocukları niye geçmiyor? madem cennet kapısı, paşaların çocukları da geçsin. biz böyle cennet istemiyoruz” başkalarının hayatı üzerinden konuşmak kolaydır. yoksulların çocukları bedava insan onlar için. zengini bedel versin, askeride fakirden olsun, ölsün ve vatan sağ olsun. ama 30 yıldır görünüyor ki vatan sağ olmuyor. savaşın, militarizmin karşısına barışdan yana olmak ve bu yönde mücadele edenleri desteklemek, ne içerde ne dışarda savaş baronlarına karşı hayır demek zorundayız. balkanlardan ortadoğu’ya kadar savaşdan insanlığa kalan nedir? her yerde mezar taşlarına sarılıp ağlayan anneler var. birkaç gün önce 150 bin insanın öldüğü hiroşima katliamının yıldönümüydü. ve bugün dünyanın tamamını yok edecek, hiroşima’ya atılan bombanın 400 bin katı nükleer silah var. bu bombalar bu silahlar kimlerin üzerine kusulacak düşünmek zorundayız.
  7. sevgili adminim, unuttunuz sanırsam ben de bilişim sektöründeyim hali hazırda amd işlemcili bilgisayarlar bile pek de güzel satılmakta iken neredeyse iş istasyonu gibi tasarlanmış bilgisayarlara bu kadar para verilmesini ben doğru bulmuyorum. bir word belgesi yazmak için, bir dizi seyretmek için bence çok gerekli değil. saygı bizden
  8. hepsinde işlemci desteği minumum i3 ve üzeri. profesyonel makinalar, kurumsala dönük, prof. kullancılar için tasarlanmış. ev kullancıları yada bilgisayarı keyfi kullananlar için bence gereksiz.
  9. boğaziçi üniversitesinin ingilizce dil kursları da tavsiye edilen yerlerin arasına eklenebilir : ) -http://www.ingilizcekursu.boun.edu.tr/-
  10. şevval

    Didem Madak

    bazen durumun kendisi yeterince dramatiktir, yazdıklarınızın üzerine bu sebeple bir şey diyemiyorum. yaşarken de, öldüğünde de, gerekli değeri göremediğini düşünen biri olarak, adına bu başlığı açtığınız için ve bizleri de sebeplendirdiğiniz için ben teşekür ederim : )
  11. şevval

    Didem Madak

    özlenen anneler için gelsin, Sevgili Anneciğim Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda Kocaman bir dağ lalesi gibi Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran. Şimdi mucizevi bir yerdeyim Muc'un ucuz evinde Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem Duvarlara hep senin resmini çiziyor Dili geçmiş zamanda birçok resim, Hep gülümsüyorsun Aklının ortasında mavi bir yıldız varmış gibi Ve o yıldız karanlık bir şubat akşamında Durmadan soluyormuş gibi. Hatırlar mısın? Mavi saçlı bir Tanrı gibi severdim Burdur gölünü O göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü Vişne bahçeleriyle dolu, Neşeli bir şehre benzerdi senin sesin. Bazen ölmek istiyorum. Beni yeniden doğurman için İri, ekşi bir vişne tanesi gibi Kışbaşında bir ton kömür yığarlardı kapıya Bazen görülen rüyalar gibi kapkara Bir ton rüya çıtırdarken Sen kar yağmadan önce başkaydın, Kar yağdıktan sonra bambaşka. Sanki hep buluğ çağındaydın. Kuşlar zaptederdi sonra her yeri, sabahları Binlerce kez söylerlerdi, söyleyeceklerini. Bizim hiç anlamayacağımız bir şeyi. Senin şarkıların aç kuşlara buğday saçardı. Kediler yusyuvarlak dururdu karın ortasında Kar manzaralı bir resmin ortasında durur gibi Gri kediler sarmıştı etrafımızı, gri dağlar... Bir tek senin çocuklar üşüyecek rengi saçların vardı. Ben bu eve Muc'un ucuz evi diyorum. Yokluğunda böyle oldum. Mucize öldükten sonra, buraya taşındım. Ve inan Muc bu evi bana ucuza verdi. Yaşasaydın, hayatının ortasına Güller yığan bir adam olsun isterdim babam. Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim. Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri diye başlayan bir çocuk romanında... Şalına sarınırdın, toprağa sarınır gibi Erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için, bu acımasız ölü anne sesini. Şimdi mucizevi bir yerdeyim Zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burda Ve çok ağır ilerliyor. Yüzümdeki çillerden başka İsyan eden biri yok hayatımda. NOT: Ölen her kadın için bir şiir yazdım. Onları Muc'a evin karşılığında verdim Çok ucuza. Artık bütün üzgün oluşlarımın adı: Anne. Didem Madak
  12. bu hareketin geleceği noktasında bi öngörüm yok maalesef. ama şuan durdukları yerle söyledikleri arasında bi arıza görünmüyor (yoksul sünni kitlelerin ezberini bozmak dışında). “kapitalizmle mücadele platformu” adı altında örgütleniyorlar, 1 Mayıs’a katılmak için yaptıkları çağrıdan minik bi alıntı, kaldı ki sünni-siyasal islam geleneğinin belki de bu topraklarda bu anlamda yaptığı ilk çağırıdır; “‘Hrantlar, Uludereliler/Roboskililer, Ceylanlar ve daha niceleri hangi suçlarından ötürü öldürüldü’ demek için! (…) Katliamlarla, sürgünlerle, tehcirlerle varlıklarına kastedilen Ermeni ve Alevi yurttaşlarımızın hakkı için’’ sol bu anlamıyla, bu tip hareketler ezilenlerle bütünleşme derdini koruduğu sürece eylemde birleşir, birleşmelidir de. islami sızma, hep iran örneği iyi hoş da bir de paraguay ve bunun gibi onlarca ülkede faşizme karşı birlikte mücadele edilmiş eylem pratiği vardır. daha önce yazan arkadaşlardan biri dinlerin evrimle sürecine ilişkin görüş bildirmiş. ben ve kendim de bu görüşe katılıyorum bu taleplerle ortaya çıkan bir hareket soldan başka zaten kimle bütünleşebilir ki.
  13. kendilerine anti-kapitalist müslümanlar diyorlar. onların ifadeleri üzerinden değerlendirilmeleri daha doğru olur. haklar, özgürlükler ve emek mücadelesine girmek için kimseden icazet almalarına da gerek yok ayrıca. bu mücadelede taraf olan biri olarak aramıza hoş gelmişler. bütün iletileri okuyamadım, birilerinin yazdığına yanıt olarak algılanmasın. sadece kişisel görüşümdür.
  14. ikile'nin zilanı, forumun acelyası, şilanı, evlini ömrümü yedi benim. başıma ne geldiyse bu kızın bitmek bilmeyen projeleri yüzünden geldi desem hiç abartmış sayılmam. birce senden mesaj gelince, çok sevinmekle beraber bulmacının parçalarını bir araya getirme uğraşımıza öyle güldüm ki. bunu bize çok yaptı birce, sen biliyorsun işte az çok ikileden. ben görevimi yerine getirdim. artık onu etiyle kemiğiyle sana emanet ediyorum. naparsın hiç bilmem. ve canım birce, şu forumdan bir türlü uzak kalamadıysak:üç ay geçer, beş ay geçer, yıl geçer, mutlaka eski bir dost çıkar gelir uzaklardan, neredesiniz diye mesaj çeker. ve biz dayanamayız o merhabalara. yanlız profile girmeden nasıl beceriyorsunuz şu öm atma işini lütfen biri bana da söylesin. ve birce önce sana, martıcığıma, ikiledeki ve forumdaki bizi unutmayan, o sımsıcak mesajlarıyla bize hep gülümseyen bütün dostlar için, Vedat Sakman'dan cennet diyorum. Ölümü düşündüğüm günden kaldı bu hüzün Geç kalmışlığın telaşı Hatalarım Yalanlarım Yollarım ve yıllarım Eksik olmayın Bir başka sefere yine beklerim Umutlandıklarım Umut dağıttıklarım Akıl verdiklerim Akıllı sandıklarım Eksik olmayın Bir başka sefere yine beklerim Ölümün yüzünü gördüğüm gün Kimin elini tutup göçmek isterim Bir sevip bin söz ettiklerim Bin sevip hiç söz etmediklerim Söz verdiklerim Yapamadıklarım Eksik olmayın Bir başka sefere yine beklerim
  15. forumla ilgili bir sıkıntı yok canımın içi. kendi adıma konuşacak olursam eğer, kimseye küs falan değilim. elbette burda sevmediğim çok insan var ama bir o kadar da sevdiklerim. kullanıcılar yüzünden foruma neden küseyim ayrıca. forumun ilk dönemlerinde burda olmayan arkadaşlar bilmezler ben söyleyeyim. biz düzenli olarak görüşen ve görüşmemek gibi bir lüksü olamayacak kadar birbirine yakın üç insanız. yazdıklarından sonra döndüm kendime baktım. allam dedim öldüm mü yoksa bu kız neler diyor. her gün bir taraflardan esiyorsun açelyam deli misin divane misin nesin bilmem ki
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.