Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

diğer ben

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    37
  • Katılım

  • Son Ziyaret

diğer ben - Başarıları

Araştırmacı

Araştırmacı (4/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Ezgican bu harfler belli bir sırayı takip eden kelimeler dizisi. Nerdeyse cevabı sölicem Kolay bi soru aslında Malesef çözüm yanlış Ama cevap doğru ne diyim
  2. Taban alanlarının eşit olduğunu düşünürsek 8 metre olur
  3. Zift Asfalt Şose Bulvar Ulaşım Karayolları Yani cevap" K " Aslında iyi oldu gibi de bulvar bozuyo işi yaaa
  4. Çok güzel ilerlemişsin Gloria. Sana katılıyorum. 2007 hususunda ben de takılmış durumdayım. Diana 2007'le ilgli biraz ipucu versen.
  5. Demek ki canavara dönüşmeyi uygar yasalar önlüyor öyle mi? Cinayetlerin ve hırsızlıkların ardı arkası kesilmiyor. Bugün bir gazetede okudum bir annenin kızına yaptıklarını da tüylerim diken diken oldu. Bu yasalar ne kadar etkiliyor insanları? Yakalanmadığın sürece herşeyi yapmakta serbestsin(canavar ruhlu birine göre. Böyle birini hangi yasa durdurabilir yakalanmadığı sürece??) Oysa Allah korkusu seni her an takip eder eğer hakkıyla inanan bir insansan. İslamı yanlış algılayıp ya da islamın arkasına gizlenip yanlış işler yapanlarla değerlendiremezsiniz İslamı. Araştırıp okuyorsunuz muhakkak. Fakat niçin yanlış değerlendirmelere varıyorsunuz sayın bilimselci? Saygılarımla.. Yine ayetleri cımbızlayıp sunmuşsunuz. Bu ayetler niçin böyle denmiş herhalde bunu bilmek için bir bütünlük içerisinde bakmak gerekir değil mi? Sizi yanlışa çağıran, önünüz arkanız sıra gezip ayağınızın altına muz kabukları atan insanlarla beraber olmazsınız değil mi? Dostun anlamını bildiğinizi tahmin ediyorum. Peki bu ayeti yanlış yorumlamayı nasıl başardınız onu anlayamıyorum. Bu hadis-i şerif açıklayıcı olabilir demek istediklerimde: "Salihler ile oturmak ve onlarla sohbet etmek, misk ve güzel kokular satan bir kimsenin dükkanında oturmak gibidir. Bir kimse misk satan bir kimsenin dükkanında oturursa, ya o dükkandan misk ve benzeri güzel kokular alır veya almazsa güzel kokularla zevk duyar. Hasılı faydadan geri kalmaz. Fasıklar ve bid'at sahipleriyle oturmak ve onlarla sohbet etmek ise; demirci dükkanında oturmak gibidir. Demirci dükkanında oturan kimsenin ya vücuduna veya elbisesine bir kıvılcım sıçrayarak yakar ve böyle bir kaza olmasa bile, o dükkandaki fena kokulardan eza duyar, hasılı zarardan geri kalmaz." Saygılaımla...
  6. Sayın forumdaşım, Niçin anlam bütünlüğü içinde değilde birkaç cümleyi cımbızlayıp önümüze koyuyorsunuz. Biz niçin bu anlamları çıkarıp birer katile dönüşmüyoruz? Benim bir müslüman olarak o zaman çoktan bir canavara dönüşmem gerekirdi? Yapmayın böyle lütfen hep aynı şeyleri ısıtp ısıtıp önümüze koyuyorsunuz. Tek düşünebilen sizler misiniz? Ne çok açık yakalamışsınız öyle(!) Anlaşılması çok kolay olan ve anlamı gayet açık olan cümlelere bile öyle anlamlar yüklüyorsunuz ki! İnsanlar her cümleyi her yöne çekebilirler öküz altında buzağı aradıktan sonra iş kolay. Biz de araştırıyoruz, okuyoruz, düşünüyoruz , öğreniyoruz. Çünkü dinimiz de bunu emrediyor. Eleştirdiğiniz dinimiz bize hep iyiyi öğütlüyor. Hepsini uygulayabiliyor muyuz peki? Hayır. Siz de işte müslüman, bak neler yaptı diyeceksiniz ve yine dinimizi suçlayacaksınız. İnsanoğlu ilerledikçe kendini yaratanı unutuyor, birçok konuda çık fazla bilgiye sahip olduğunu sanıyor ve kibre kapılıyor.(sizi tenzih ediyorum. Sözüm meclisten dışarı. böyle bir ithamda bulunmak haddime düşmez) Eğer yanlış bir kelime kullandıysam affola... Saygılarımla...
  7. Sayın medeni Yukarıdaki yazıda bahsi geçen o değerli bilim adamlarının ve önemli şahsiyetlerin isimlerini bizimle paylaşırsanız memnun olurum. O isimlere bi türlü ulaşamadım da o yüzden sordum. (Kesinlikle yanlış anlamayın. Kinaye amaçlı sorulmuş bir soru değil. Gerçekten o isimlere ulaşamadım.) Saygılarımla...
  8. Sayın Tarafsız Sorunuza yanıt olabilecek güzel bir yazıyla karşılaştım. Yazı gerçekten çok hoşuma gitti. Hiçbir yorum katmadan aktarmak istiyorum: <<Allah Bir'dir; fakat birçok ismi vardır ve bunlar Allah'ın sıfatlarıdır. Mesela Allah, Rahim'dir, Rahman'dır, Gaffar'dır, Rezzak'tır, vs. Bunlar Allah'ın sıfatlarıdır. Meşhur Hadis-i Şerifinde, Hz. Peygamber, Allah'ın doksan dokuz güzel ismi olduğunu söylüyor. (Esmaullahi'l-Hüsna). Kur'an-ı Kerîm ve Hadis-i Şeriflerde geçen Allah'ın isimlerinden, insanın, yaratıcısı ile olan alakasını en çok ifade edeni «Melik» sıfatıdır. Çünkü bu isim, insan ile Yaratıcısı arasındaki bağlantıyı çok güzel ifade etmektedir. Kral her şeye muktedirdir. Onun zenginliği vardır. O hakim olandır. Halbuki, bir kul ve köle olan insanın hiçbir şeyi yoktur; ne kuvveti, ne zenginliği vs. Ve bu cemiyette de böyledir, insan cemiyetinde, Kral en kuvvetli, köle de en kuvvetsiz insandır. Madem ki insan Allah için «Melik» ismini kabul etmiştir, bunun neticelerini de kabul etmesi lazımdır. Kur'an-ı Kerîm'de görüyoruz ki, «Melik» sıfatı geçtiği yerlerde bir kral için lüzumlu olan diğer sıfatlar da geçmektedir. (el-Melikü'l-Kuddus) vs. insan cemiyetinde bir kral varsa, bu Kral, nelere sahiptir? Her şeyden önce, onun tahtı vardır, (Arş). Kur'an-ı Kerîm «Arş» (taht) kelimesini Allah için kullanıyor «Arş’ın sahibidir» (Bürüc süresi, 15). Bundan başka, bir kral, hazinelere sahip olur. Yine Kur'an-ı Kerîm: «Göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır» buyuruyor. (el-Münafikun süresi, 7). Bundan başka bir Kralın orduları vardır. Kur'an-ı Kerîm diyor ki; «Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır» (Fetih süresi, 4). Kralın sahip olduğu diğer şeyler arasında, araziler vardır. Kur'an'da şöyle buyuruluyor. «Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır» (Casiye süresi, 27). Şayet arazi çok büyükse, bu arazinin bir merkezinin olması lazımdır, yani başşehir. Çok hayret vericidir ki, Kur'an-ı Kerim, Mekke için «Ummul-Kura» tabirini kullanmaktadır. (En'am, 92; Şura, 7). «Umm» anne, «Kura» da şehirler manasındadır. «Şehirlerin annesi», yani başşehir. İngilizce’de «Metropolis» denmektedir ki, bu «Ummu'l-Kur'a»nın tam tercümesidir. «Metro», anne; «Polis» şehirler demektir. Ummu'l-Kura, uzun zamandan beri Mekke için kullanılan isimlerden biridir. Yani İslamiyet'ten evvel de Mekke'ye «Ummu'l-Kura» deniyordu. Ve Kur'an-ı Kerîm bu ismi kullanmaktadır. Şahsen ben, Mekke'ye niçin «Ummu'l-Kura» dendiğini ve bu ismin ne zamandan beri kullanıldığını bilmiyorum. Bu hususta teferruatlı bilgi yoktur. Bir başşehirde, kralın sarayı olması icabeder ki, «Beytullahi'l-Haram» Allah-ü Teala'nın evidir. Şimdi de bir devleti ele alalım. Bir devlette vatandaşlar vardır. Bu vatandaşlar ne yaparlar? Bu tür insan cemiyetlerinde görüyoruz ki vatandaşlar, kendi evlerinden Kral'ın sarayının önüne gelip, ona sadakat yemininde bulunurlar. Çok hayret vericidir ki, bu husus aynen, Kabe için de mevcuttur. Bir Hadis-i Şerifte -ve bunu en az üç sahabe rivayet etmektedir- Hz. Peygamber diyor ki «Hacerü'l-Esved, Allah'ın yeryüzündeki sağ elidir». Yani Kabe'deki Hacerü'l-Esved, Allah'ın yeryüzündeki sağ elini temsil ediyor. Şu halde, Mekke'ye giden hacılar, ellerini Allah'ın sağ eli üzerine koyarak sadakat yemininde bulunurlar. Hacıların, Hacerü'l-Esved'e ellerini koyma hareketinin iki adı vardır: «İstilam» ve «Bey'a». «İstilam»ın kelime manası, «elde etmek» demektir. O halde «antlaşmanın elde edilmesi» Allah, bizim sadakat anlaşmamızı elde ediyor demektir. «Bey'a», bilindiği gibi «Kontrat» demektir. O halde bu, bizim Allahu Teala'ya itaat edeceğimize dair bir kontrat, bir söz vermedir. Bir kralın, kendi vatandaşlarından birine çok güvenmesi halinde Kralın bu vatandaşa vereceği en şerefli vazife, kendi evinin muhafazasıdır. Filhakika bir evi muhafaza etmek demek, içinde yaşayanları ve bunların mallarını muhafaza etmek demektir. Sembolik olarak, Allah ve onun sahip olduğu şeyler Kabe'dedir. Ve biz, onları korumakla mükellefiz. Bildiğimiz gibi tavaf yedi defa, yani yedi turdur. Bu, devamlılık ve sonsuzluğu temsil eder. Niçin? Farz edelim ki gözlerimiz kapalı olsun. Bu halde gece ve gündüzü ayırt edemeyiz. Zaman sonsuz olur. Zamanın başlangıcı, sonucu olmaz ve zaman sonsuz gibi olur. Buna rağmen, eski devirlerde, insan zamanı ölçmek isteğinde haftanın yedi gününü seçmiştir. Bir haftada yedi gün vardır. Sekizinci gün hiç bir zaman gelmez ve yedi gün, devamlı olarak birbirini tekrar eder. Şu halde yedi sayısı, sonsuzluğu temsil eder. Biz Allah'ın Evini (Kabe'yi) bekçi olarak muhafaza etmek istediğimizde, bunu devamlı olarak yapmamız lazımdır, yani edebi olarak. Fakat insanın bunu yapması imkansız olduğu için, o yedi rakamını sembolik olarak almış ve böylece yedi tür tavafla, bunu ebedi olarak yaptığını ifade etmek istemiştir.>> (alıntıdır) Saygılarımla...
  9. sayın Katakuta ben anlatamadım galiba demek istediğimi. parantez içini de bi okuyun isterseniz. hristiyanların dini ritüellerini bilmediğimden deil yani:) onların dini bir takım ritüelleri bizi bağlamaz zaten. olay dini ritüel olayı deil anlatabildim mi????? acaba.. bu noel denen olay da onların kültürüne ait birşey olmuş ve bence asıl anlamından da uzaklaşmış. eğer bir kelime buraya yazılamayacak kötüyse o noktaları da kullanmayın isterseniz. bana karşı bi cevap yazacaksanız buraya yazılabilecek kelimeler kullanırsanız sevinirim yok eğer medenice bunu beceremeyecekseniz bana cevap yazmayın, rica ediyorum. saygılarımla...
  10. Aslolan nerde, sen nerdesin? Nerdeki dünya,sen nerde? Boşluk, karanlık, sonsuzluk... Sen kaybolmuşsun ama nerde? ...diğer ben...
  11. Sayın Katakuta Ben bir müslüman olarak noeli hiçbir zaman Hz. İsa(a.s) ın doğum günü olarak algılamadım. Bu kutlamalar bizim kültürümüzde hiçbir zaman yer almamıştır ve bizim kültürümüze ait birşey de değildir zaten. Bu nedenle noeli kutlamak çok gereksiz bir durum. Noel sonuçta hristiyanlar tarafından kutlanılan onlara özgü özel bir gün. Müslüman olarak bizlerin hristiyanlar tarafından kutsal olarak kabul edilmiş birgünü kutlayarak onlara benzememiz hoş olmaz. Ki Peygamber Efendimiz(s.a.v) de bunu belirtmiştir. Noeli onlar Hz. İsa(a.s) ın doğum günü kabul etmişler ve bunu kutluyorlarsa bu durum bizi ilgilendirmez! Bilindiği üzere Hz.İsa(a.s) ın doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Onlar kendilerince bugünü doğum tarihi olarak kabul edip kutluyorlar diye, hoppa! Haydee, eller havaya! Bizde kutlayalım ellerde içkiler, barlarda falan bu tarz durumlar bir müslüman için çok abes olur deil mi??(kusura bakmayın, noel kutlamaları deyince aklıma bu görüntüler geliyor da) Kısacası biz bugünün nesini kutlayalım sayın katakuta???? Saygılarımla...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.