Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

biR deLi'nin GünLüğü

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    61
  • Katılım

  • Son Ziyaret

biR deLi'nin GünLüğü Hakkında

  • Doğum Günü 22-05-1985

Diğer Bilgiler

biR deLi'nin GünLüğü - Başarıları

Meraklı

Meraklı (6/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. biR deLi'nin GünLüğü doğum gününüz kutlu olsun!

  2. biR deLi'nin GünLüğü doğum gününüz kutlu olsun!

  3. biR deLi'nin GünLüğü doğum gününüz kutlu olsun!

  4. biR deLi'nin GünLüğü doğum gününüz kutlu olsun!

  5. biR deLi'nin GünLüğü doğum gününüz kutlu olsun!

  6. biR deLi'nin GünLüğü doğum gününüz kutlu olsun!

  7. biR deLi'nin GünLüğü doğum gününüz kutlu olsun!

  8. İnsanı susturamazsınız.. Dünyanın en büyük terörü, dünyanın en büyük baskısı, dünyanın en büyük işkencesi ile susturmazsınız.. Kendisi susmayı seçmedikçe.. Marki dö Sade, çağının çok ötesinde çılgın düşüncelerinden ötürü zindana değil, toplumsal yeri dolayısı ile bir tımarhaneye kapatılmış.. Tüy kalemleri, mürekkebi ve kağıtları yanında.. "Yaz içini boşalt" diyorlar ona.. Bir çeşit tedavi.. Yazıyor.. Dışarı kaçırıyor. Basılıyor.. Jüstine.. Benim kitaplığımda duran, iki kez okuduğum Jüstine.. Kızıyorlar. Kağıt, mürekkep ve tüy kalemlerini alıyorlar.. Tavuğun lades kemiğini çıkarıp onunla çarşafa yazıyor. Çarşafı kaçırıp, bastırtıyor.. Daha kızıyorlar. Şarap kalkıyor, yatak kalkıyor.. Aynayı kırıyor. Sivri camı parmak uçlarına batırıyor.. Kanı ile elbisesinin, çamaşırlarının üzerine yazıyor.. Çıldırıyorlar. Kostümlerini de alıyor, çırılçıplak bırakıyorlar.. Hücreden hücreye fısıldıyarak yazdırıyor.. Deliriyor, dilini kestiriyorlar. Dışkıları ile hücresinin duvarlarına yazıyor.. Ama yazıyor.. Yazmanın, düşüncelerini, öykülerini yazmanın bir yolunu hep buluyor.. Ölene dek.. Yazdıkları dine aykırı.. Ahlaka aykırı.. Marki dö Sade bu.. Sadizmin kurucusu.. Filozofu..
  9. Kimileri burayı "özgür kasaba" olarak tanımlıyor. Kimileri ise "hippi cumhuriyeti". "Uyuşturucu ve rockn roll" cenneti diyenler de yok değil. Aslında dünyada başka bir benzeri yok. Sosyal ve yasal tanımları, kafaları karmakarışık eden bir yer. Burası Christiania... Danimarka'- nın başkenti Kopenhag'ın ortasında bir yer. Her seferinde yer diyorum çünkü ne olduğunu tanımlayan yasalar henüz mevcut değil. Avrupa medyasının gündemine yeniden oturmasına yol açan gelişme ise Danimarka hükümetinin, burayı yönetecek bağımsız bir komisyon kurulmasına karar vermesi. Christiania ismi 1971 yılında kulaklara çalınmaya başladı. O yıllarda başkentte yaşayan bazı hippi grupları ve solcular, terk edilmiş donanma kışlalarını "işgal" etti. İlk başta amaçları çocuklar için oyun alanları oluşturmaktı. Yavaş yavaş kışlanın terk edilen boş binalarına yerleştiler. Kışla binalarını birer eve dönüştürdüler. Komünal toplum, halk demokrasisi sloganıyla yaşamaya başladılar. 5 YILDA "ÜLKE" OLDU Ülkenin dört bir yanından yüzlerce kişi Christiania'ya akın etmeye başladı. Her gelen, ortak yaşam mantığıyla buradaki küçük topluluğa katılmayı benimsedi. Ancak Christianialılar esrar kullanımını ve satışını açıkta yapınca tepkiler oluştu. Her yeni gelen hükümet onları kışla binaları ve arazisinden çıkarmayı denedi. Ama nafile. Christianialılar kendi "cumhuriyetlerinde" çocuk alanları, kütüphane, kreş, küçük mağazalar kurarak köklerini sağlamlaştırdılar. Üstelik bunu sadece 5 yılda yaptılar. 1976'ya gelindiğinde dönemin hükümeti meclise Christiania'nın kapatılması için bir tasarı sundu. Çıplaklık ve sınırsız özgürlüğü temel hak kabul eden; esrar satışını ve kullanımını serbest kılan; hükümete ve polise, aynı zamanda Avrupa entegrasyonuna direnen bu topluluğun yerinden çıkarılması ve "asimile edilmesi" gerektiğini söylüyordu tasarıda. 1976'da tasarı yasalaştı ve Christiania'nın kapatılması kararlaştırıldı. Ancak yeniden dönüşüm tesisleri kurmuş, çöp ayrıştırma merkezleri oluşturmuş, bütün mülkiyetleri ortak kullanım sistemi oturtmuş yani ayrı bir yönetim haline gelmiş bir bölgeyi kapatma kararı uygulamadı. Ardı ardına yapılan gösteriler sonunda taraflar, yani dönemin hükümetleri ve Christianialılar bir anlaşmaya vardı. Hükümet; elektrik, su ve ısınma faturalarını kendileri ödediği sürece burada kalabileceklerini söyledi. Tabi bir de vergi ödemeleri gerekiyordu. Ancak bu konuda anlaşma da 1991 yılında sağlanabildi. Önce 1987'de Danimarka yönetimi, Christiania'yı "sosyal deney" olarak kabul etti. 4 yıl sonra da ayrı bir toplam olarak onları "onayladı". Christianialılar da vergi ödemeyi kabul etti. Geçtiğimiz Mart ayında Danimarka polisinin düzenlediği baskınla tartışma yine alevlendi. Hükümet ve emniyet yetkilileri, operasyonun uyuşturucu satış ağını çökertmek için yapıldığını açıkladı. Christianialılar ise polisin operasyonunun arkasında "ticari" nedenler olduğunu söylüyor. Kentin tam ortasında kalan Christiania'nın 34 hektarlık arsasının çok değerlendiğini ve buradaki kışlaları yıkıp yerine lüks dev konutlar ve alışveriş merkezleri yapma planları olduğunu söylüyor. Danimarka hükümeti sonunda Christiania'ya özel bir statü tanıyacak yasa konusunda anlaştı. Üzerinde anlaşmaya varılan yeni yasa, bu "mini devletin" yönetimine bağımsız bir komisyon atanmasını öngörüyor. Birçok Christianialı da bu planı kendi isteklerine yakın olduğu için destekliyor..... Nüfusu 1000 kişi. Bunların 350'si çocuk. Polis "hoş karşılanmıyor". Marihuana satışı sokaklarda tezgahta yapılsa bile halk eroin gibi uyuşturucuları engelliyor. Hırsızlık ve şiddet olayları kesinlikle yaşanmıyor. Sokak isimlerinin yazılı olduğu tabelalar ya da apartman numaraları yok. Bunların insanları "kişileştirmeden uzaklaştıracağına" inanıyorlar. Postahaneleri ve postacıları var. Christianialılar kişi başına aylık 112 dolar kira ödüyor. Buna su, elektrik, ısınma faturaları ekleniyor. Bir sorun olduğunda apartman toplantısı gibi "topluluk toplantısı" talep edebiliyorlar. Toplum yönetimi kararları konsensüsle alınıyor. 12 yıldır Christiania'da yaşayan Nepalli Rajesh, "Patronumuz yok. Bu da çok hoş bir yaşam biçimi" diyor günlük yaşamı anlatırken. Mağazaları sadece Christiania'da oturanlara hizmet veriyor. Christiania içinde otomobil yasak. El yapımı bisikletler satılıyor. Biri 850 dolar! Christianialılar'ın sözcülerinden Wanda Liszt, "Burası anarşiye en yakın olabileceğiniz nokta. Bizim sadece 4 yasamız var. Ağır uyuşturucu yok, silah yok, şiddet yok, otomobil yok" diyor. Bir başkası da "Christiania kaybedenler için bir cennet" diyor. Christiania'nın kendine ait bir operası, bir sineması, atölyeleri, hamamı, kuaförü, sanat galerileri ve bol sayıda alış veriş mağazaları var. Kasabanın Christiania gazetesi de yine onlara özel basılıyor. Yılda 1 milyon kişi, düzenlenen özel turlarla bu sıradışı kasabayı ziyaret ediyo
  10. bence türkiye 10 seneden beri yerinden kıpırdamıyor
  11. itiraf ediyorum.karçiçeği piskopat bi canii...
  12. biR deLi'nin GünLüğü

    BİZ KADINLAR

    Tamamen toplumun bakış açısı..Bana böyle bir soru sorulursa soruyu sorgulamaya karar verdim.Beim evli olup olmama kimseyi ilgilendirmez sonuçta..
  13. yaaa bu nasıl bir bencilliktir??Bebek sahibi olcam diye bu kadar diretilir mi??Bu çocuk 15 yaşına girdiğinde bu kadın 73 yaşında olacak!!mezun olduğunda belki yaşıyor olmayacak...Arggghhhh çk kızdım çok!!!
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.