Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

wirschaft

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    24
  • Katılım

  • Son Ziyaret

wirschaft - Başarıları

Çırak

Çırak (3/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. sayın bilimselci, ben sizin insancıl' düşünceye sahip olmadığınzı görüyorum demedim oysa .ok olablir.. geçmiş zaman kipine göre yanlış görmüş.yanılmışım.. ben bir insanım.. ama sizde galiba benden farksız değisiniz yanılmakta, okursanız yazımın tamamını dıkkatle, "Kaldıki sadece bu gibi şiddet içeren ayetler inancın 1/3 ini teşkil ediyor. " sözüyle örneklediğiniz ayeti açıkladığımı görürsünüz, ama sizde onu pek okumamışsınız. Tengeriin boşig kendi adına cevap verme yetisine sahip olmakla birlikte eğer bir konu üzerinde söylemk istediğim bişey varsa yazışan kişilerle sınırlandırmayıp eklerim fikirlerimi,forumda da böyle olmuyormu dikkat edin. hem bilim din konusu üzerinde hala sizden kanıtlı yanıtlar bekleyen sorularım var, hatırlarsanız,pek ses gelmedide,cevaplarmı tükendi diye düşündüm ...eh tekrar eyledim soruları mütavazi bir şekilde.. inaç kişinin zihniyle ve gönlüyle allahı kabul etmesidir. ve elbette bir düşünce olduğundan soyuttur. ve dinde inanç sistemi olması bakımından soyut bir kavramdır, din şiddet içermez şiddetle karşılaşınca insanı n nasıl davranması gerektiğni düzenler yada söyler.din inançlar çerçevesınde doğruyu yada yanlış belirler ve bu belirleyiş allah tarafından olduğu için maddesel bir belirginlik değildir.kuramdır. elbette düşünce eyleme dönüşüyorsa somuttur,ama insanın eyleminde gercekleştirdiği şey egosundanmı inancından mı yada çevresel farklı faktörlerden mi oluştuğu herzamn sorulması gereken müphem bir konudur, örneğin; namaz kılmaktadır soru 1 inancındanmı? soru 2 gösteriştenmi soru 3övülmektenmi yada;kişi askere gitmektedir; 1.mecburi 2.kadınların alayından çekindiğinden 3.vatanını sevdiğinden.... bunu ben nede siz yanıtlayabılırsınız kişinin vicdanından baska .. Allah ibadete değer varlıktır : hakikat Onun için aç kalmak secdeye kapanmak ;ibadet Bizim dinimizden olmayan zararlıdır;kanıtsız kavram Dinimizden olmayanı öldürmek :gerçek yalan ben hala sormaktayım; sorularımın hepsini burda tekrar etmeden, AKLI deneyden geçirebilirmisiniz kanıtı için, o nun kanıtı asla deneyle bulunamaz farkındamısınız, peki aklın deneyden gecmeden varolmasına ne cevap verırsınız.. saygılar saygınlara...
  2. sayın bilimselci, insancıl ve inançlara saygılı olarak kalmanızı dilerdim geçmişinizdeki gibi..zira dediğiniz gibi insancıl.. bilemem elbet ama siz hiç bir dinin altında olmadığınız halde neden artık insancıl değilsiniz , inananların aksine.. garib doğrusu pek anlayamadım.. inançlar yada islam inancı insanı kavgaya sürüklemez o soyutsal kavramdır farkındaysanız insanların kendisi kavga yapar..gruplaşanda insan dır savaşanda..düşünceleriyle insan kendini bir gruba sokar inanç değil..şu grupta ol diyede emir vermez. emin olun sizin zannettiğiniz gibi inanca ve beklentilere kimse inanmaz ve inanmamıştırda.inaç kişinin zihniyle ve gönlüyle allahı kabul etmesidir. dinlerda ise kurallar vardır,yalan söylememek bir kuraldır mesela.. hırsızlıkyapmamak ta..uzar gıder insan hayatının en iyi olması için allah tarafından gönderilen kuraalların bütünü dindir. din şiddet içermez şiddetle karşılaşınca insanı n nasıl davranması gerektiğni düzenler yada söyler. "saldırıya karşı saldırı" cok çelişkili bir ifade olmalı oysa çelişkiden uzak kalmak isteyen sizler için.. saldırı, ortada hiç bir sebeb yokken birine yada devlete savaş açmak yada şiddet kullanmaktır lügatta. saldırıya karşı olan tepkiyse kişide nefsi müdafa devlette vatani müdafa diye adlandırılır, saldırı diye değil, bunları biliyor olmalıydınız.. Dininize saldırırlarsa.. hususuna gelince oda çelişkiden ibaret, din ,soyutsal bişeydir ,ona topla tüfekle saldırı yapılamaz, o allah tarafından korunmaktaysa ona hiçbir zarar gelmez. örneğin 5vaktı 3 indirmek isteyen cıkabilir ama bunu yapabilen cıkamaz.yani dinleme gec allahın korumasında olan seye kafa yorma.. dininize saldırırlarsa diye bir kavram hiçbirzaman gecmemiştır acıkladıgım gıbı koruma altında zaten, sadece DİNİNİZDEN DOLAYI SİZE saldırırlarsa kendinzi koryun denmekte.. nedemek bu dindar oldugn için seni öldürmek veya ülkeni almak istiyorlarsa dikkat et demek.. yada dindar oldugun için yazıp .................... boş bırakırsak devamını,boş kısma gelebılecek nekadar olsılık varsa onlar için kendini koru demek.. arada dağlar kadar fark var.. ayrıca yine kurandan ayet alarak vehme kapılmaktasınız; ayetin kendi ;89- Onlar, küfür işledikleri gibi, sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinmeyin.. ve nedeni;89-Hasan ve Mücahid'den rivâyet olunduğuna göre bir kavim, Medine'ye gelip müslüman olduklarını açıkladıktan bir süre sonra Medine'den sıkıldıklarını bahane ederek çöle çıkmak için Hz. Peygamberden izin istemişler ve çıkınca aşama aşama göçerek gitmişler, sonunda müşriklere katılmışlar, Müslümanlar da bunların müslüman olup olmadığında ve savaş açısından haklarında nasıl bir muamele yapılmasının lazım geleceğinde ihtilafa düşmüşlerdi. Bu sebeple bunların aslında münafık oldukları açıklanarak genel bir şekilde savaş hukuku ile ilgili bazı hükümler tebliğ edilmek üzere âyetler inmiştir. ŞİMDİ DÜŞÜNÜN savaş ANI medıneden mekkeye bırılerı gelıyo ve musluman olduklarını soyluyo. dostluk ahbablık kuruluyo ve savaş sırlarına vakıf olunuyo ..öyleya muttefık dost soylenmelı.. sonra sırlarla bılglelrle cölü asıp kayıplara karısıyo.. casusluk yani.. ve insanlar telaş içindeler.. neyaopalım.. ne olcak şimdi ve ayet gelıyo.. onlar inanmadıkları halde sizi aldatmak için size yalan soyleyenlerdır,casusuluk yapanlardır, onları denemeden işe kalkışmayın,ve denemnız sonucunda casusları buldugunuz yerde öldürün.. olay bundan ibarett.. AKLI deneyden geçirebilirmisiniz kanıtı için, o nun kanıtı asla deneyle bulunamaz farkındamısınız, peki aklın deneyden gecmeden varolmasına ne cevap verırsınız.. saygılar saygınlara
  3. katakuta; sadece şükranlarımı sundruyorsun allaha, beni anlayış mahrumu kılamdığı için.. inanmayana kafir. inanmayıpta yalan yere inandım diyene münafık denir bu onalrın ismidir tabiridir. elbette inanmaya müslüman denilecek hali yok.. bunun sıfat la ayrılmasında neden gariblik va r.. herkese müslüman mı denilmesi gerek..size müslüman denilse hoşunuza gidermi.,sanıyorum ki elbette hayır.. madem ki inanmıyorsunuz,öyleyse taşıdığınız sıfatı neden gururla kabullenmıyorsunuz eğr çelişkide değilseniz .. bana müslüman denilmesinden özellikle kıvanc duyarım.. kafir isimdir münafıkta.. tarih bilgisina değil ayrıca gramer bilgisinede ihtiyacınız var bunu sizin iyiliğiniz için tim samimiyetimle söylüyorum.. HİÇ BİR ZAMAN insanlar İNANMADIKLARI için savaşedin diye bir emir verilmemiştir... bunun aksini getirebileceğiniz hiçbir ayet delili yoktur.. yazdıklarımı okuyunuz ve yazarken de kendi yazdıklarınızn haberınde olarakta yazınız... ...Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir NİSA90... bu ayeti size defalarca yazzıyorum ama birkere bile okudugunuzu zannetmıyorum.. evet onlarla savaşın denilmekte ama onlar size saldırdıklarnda şartlı anlıyorsun değilmi... doğanın kanunudur savaş ve insanlar rahat durazlar bulundukları yerde saldırırlar hep.. kimi zamn zengin toprakları ele geçirmek kimi zamanda inanca tahammülsüzlükleri yüzünden..ve saldırılara maruz kalmıştır bu yuzden islam ve inanlar.. inanmaya başladıklarında beri.. katliam ...tarifini israilin filistinde yaptığı bir şeydir o.cocuklara kadınlara vurmak.. siz hangi islam savaşlarında kadınların ve cocukların öldürüldüğünü gördünz..bana örneklendiremezsiniz bile.. sadece savaş esnasında savaşa bizzat katılanlar için izin varken bunu neye dayanarak söylemektesiniz.. üstelik savaşı başlatıpta sonra pişman olup kaçanlara yada savşta "beni öldürme" diye söyleyenleri öldürmenin yasak oldugunu biliyormuydunuz .. asker, karşı tarafın askerını tam oldurecekken ondan benı öldurme diye bir istek duydu diye onu öldürmesi yasaklanması katliamla mı açıklanmakta sizin görüşnüzde ve bunu başka bir dinde veya uluslar arası savaş hukunda duydunuz mu.... ne zaman baba oğula boğazlattırılmış ve bana bunu ayetle babanı öldüreceksin diye bir örnek versenize. ANKEBUT SÛRESİ (8) Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Şâyet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim.. inanmyan aileye sadece itaat inanc konusunda itaat etmemeleri emrediliyor haşa öldürülmeleri değil.. bilemem ama sizlerin anne babalarınız inançlıysa onların istediği gibi dinde sebat ediyormusunuz.. savaş kurallarındandır savaşta yakalanan erkeklerin esir edilmesi ve savaşa katılan kadınlarda varsa onlarda esir edilir ve kadınların esirine cAriye denir.. kimse evinde oturan kadını esir etme hakkına sahip değildir ama savaşa iştirak ettiyse o artık KADIN ASKERDIR" ve erkeklerden farkı da yoktur savaş esnasında ölmekten yaralanmaktan yada esir düşmekten.. ayrıca savaşa katılmış kadın asker, esir alındıysa ve evliyse onun nikah edilmesine yada esir alanların onunla -anladıgınız gibi-özel hayat yaşamasına izin verilmemiştir..sadece hizmetçi olarak kullanılır.. ayrıca bekarda olsa esir edilen savaşçı kadınla eğer o istemiyorsa her hangi bir özel hayat yada evlilik yaşanması kesinlikle yasaktır ..ya azat edilir ki tavsiye edilen budur yada günümüz hizmetçileri gibi hatta daha da luks- yiyeceği içeçeği giyeceği ,her turlu ihtıyacı ev sahibinden farksız olarak karşılanır- ev sahıbı ne yiyorsa ne giyiyorsa nasıl yasıyorsa aynı kalite ve içierikte- evhizmetinde iş verilir. köleyle sahibini aynı masada oturtark onun bakımını sahıbıne vererek mı köleler ezilmiş. bakınız hoş değil elbet kölelelik ama bunu islam getirmedi islam insanlara köleyle efendinin hiçbir farkı olmadığını getirdı ve azat etmeyi büyük sevaplardan vede günahlara karsı bedel olrak koydu..esirliğin ve savşın hali dünyada devam etmemektemi, amerikaya ırak mı savş açtı ve amerikanın topladığı esirler nasıl işkence görmekte,kadınlar savaşın içindeolmadıkları halde neden esir edilmekte..ve masum kadınlara neden tecavüz edilmekte önce bunları yanıtlasanız.. sonra böyle bir karşılaşmada kişilerin kendilerini savunmasına ne ad verildiğini, ve esir almak ve öldürmek için savaşa girenlerin ne tasadüf ki esir alındıklarında yada öldürüldüklerinde nasıl bir tezatlığın yada yanlışın oldunu acıklasanız diyorum bi zahmet.. tarih ve gercekleri de dilleri olmadığından inkarmı edeceksiniz... saygılar saygınlara..
  4. yanılıyorsunuz.. gidende oldu gören de sadece geri gelebilen olmadı..
  5. *************** tarihtende bihabersiniz yazık kii.. insanlar dinlerini değiştirmekle vatanlarını değiştirmiş olmuyor.. medinedekiler de öyle.. evet ..peygamber mekkeden davet ettiği için,inananlarda inandıkları için cıkarıldı farklı yerler sığınanlar oldugu gibi-habeşistan- medineyede gidenler oldu peygamber s.a.v. birlikte yada önce fakat peygamber s.a.v. gitmeden önce medinelilerden de müslüman olanlar vardı ve medine kısa birsürede insanların islamı tanımasıyla islam şehri haline geldi.. ve bu büyüme karşısında tahammülsüz mekkeli müşrikler medineye saldırdı.medinede korunmalıydı.. yahudılerle daha önce vatandaşlık anlaşması yapılmışRasûlullah (s.a.s), Medine'ye gelir gelmez yaptığı en önemli işlerin başında bir anlaşma hazırlamak gelir. Bu anlaşmada Yahudilerle olan karşılıklı hak ve ödevler belirtilmiştir ki bunlardan biri, hariçten gelecek saldırılara karşı bütün cemaatların Medine'yi savunmalarıdır (Salih Tuğ, a.g.e., aynı yer).yahudiler bu anlaşmaya ters hareket yaptıkları için cıkartılmışlardır.ve islamdan önce yahudi tarıhıne bakarsak medınenın onların vatanı olmadıgın goruruz. okuyalım; Hicrete kadar Medine-i Münevverenin adı Yesrib idi. Eski devirlerde, Curhumlar ve Amâlikalılar'dan bir grup, Medine'ye gelip yerleşmişler; Evler inşa etmişler; bedevilerin aksine ziraata önem vermişler; zamanla sayıları arttığı için evler sıklaşıp çoğalmış ve Medine -Yesrib- küçük bir şehir halini almıştır. Yahudiler, Babil sürgününden sonra, güneye göç etmişler; Hayber ve Medine gibi Hicaz bölgesindeki şehirlere yerleşmeye başlamışlardı. AMA, Romalıların Filistin ve Suriye'yi işgalleriyle bunların sayıları daha da artmış ve güçlü bir topluluk olarak ortaya çıkmışlardı.Kazandıkları güç sayesinde, Curhumları ve Amâlikaları Medine'den çıkararak şehre hakim olmuşlardı. Ancak Yahudilerin hakimiyeti uzun sürmedi. Yemendeki Me'rib Seddi yıkılnca, yaşamları zorlaşan, EVS ve HAZREC kabileleri verimli toprakları olan Medine'ye göç etmişle; zamanla güçlenerek, Medine hakimiyetini ellerine geçirmişler ve Yahudilerin şehir dışında ikamet etmelerine izin vermişlerdir. Medineye çok yakın olan -işaret ettiğimiz- bu yerleşim bölgelerinde, yüksek duvarlar ve kaleler inşa ederek, hayatlarını güvence altına alan Yahudiler; din ve düşünce tarzlarından başka, her bakımdan -çıkarları için- Araplara benzemişler, kabile taksimatı, kılık kıyafet, şahsi adlara kadar Araplaşmışlardı. Fakat hiç bir zaman Yahudi olduklarını unutmamışla, Araplarla kaynaşmamışlar, hep Yahudilikleriyle böbürlenmişler kitap ve ilim sahibi oldukları için de her fırsatta Arapları aşağılamışlardır. kimse kimseyi yerinden yurdundan etmemiştir.sadece anlaşmaya sadık kalınmadığı için normlara göre hareket edilmiştir ve bunu islamlada alakası yoktur.hem yine tarihe bakarsak;onların yurtsuz kalıp sığınacak kimseleri olmadığında onlara kapıları açan OSMANLI DEVLETİ olmustur.. hatırlatırım biz ırk ve din ayrımı yapmamaktayız herkes allahın yarattığı kullardır, ama suda unutulmasın ki eger saldırı varsa, kast varsa , karşılık vermekten geri kalınamaz.. ...Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir NİSA90 İman edenlere söyle: Allah'ın (ceza) günlerinin geleceğini ummayanları bağışlasınlar. Çünkü Allah her toplumu, yaptığına göre cezalandıracaktır. CASIYE 14 yapılan VATANDAŞLIK anlaşmasıda peygambere örnek OSMANLIDA tarihden örnekk.. saygılar saygınlarA..
  6. TEŞEKKÜRLER soruları dikkate aldığınız için ama kanıtlı yanıtlar almış değilim... ""nesne kaynaklı akıl" demektesiniz aklın kendisini ispatta dahi soyuta muhtactır..aklın kendısısini nesnel olarak ispat edmıyoruz oysa,ele alınır, gözle görülür bişey değildir ve nesnellikle asla ispat edilemez..budurumda sizin fikrinize göre aklı da inkar etmeliyiz zira akıl nesnellikle ispat edilemez.. nesnel ispat edilemeyen şeyler yok yada ütopyaysa "AKIL" en başta gelirr. bilim/ilim okudu diye birsey görememek "OKUMA" diye birşey gördüğümüz anlamına gelemz ve ben islamın bilim /ilim karşıtı olmadığını söyemekteyim,çatışmamaktalar..islam ve pozitif bilimler düşman değillerdir aksine tavsiye edilen alanlar olmuştur.. ilim çinde dahi olsa gidip alınız diye öğretisi olan bir peygamberin dinine göre konuşmaktayım tabiki diğer dinleri bilemem.. OKU" emrinde anladığınız tek doğru nokta onun benim ayetlerimi oku,emrimi oku kısmıdır,lakin devamını görmemektesiniz.. oku;genel bir kavram sınırsız..ama siizn dediğiniz gibi sadece bilim ve ilimlede -böyle bir kelime kullanılsa- sınırlanmış olsa sosyal bilimleri okuyamayacaktık oysa böylebir sınırlandırmanın yapılmamış olması insanı özgür irade sahibi kılıp ne istiyorsa onu okumasını tavsiye etmektedir.. tek bir şartla onun adıyla oku,onu görerek oku,ona inanrak yani 3gün sonra kendini yeterli bulup sana bunları öğrenme isteği ve gerekliği vereni unutarak değil. Garibtir insan okuyarak hem bilim ilim sahibi olup saygın bir insan olurken aynı zaman da tanrısal duygulara kapılan zavallı da olabiliyor..azabiliyor yani ayette gectiği gibi, okumak insanı bilgili kılarken kendini beğenmişte kılabiliyor kendinden iyi bileni mükemmeli olmayanı da düşündürebiliyoor yazıkki. bu bilindiği için yaratıcı tarafından ön uyarı yapılıyor.. bak seni yarattım okumayı yazmayı bilmediğni öğrettim, benım adımı sana bunları öğreteni untma yoksa sana yazık olur.. insanlardan kendini üstün görmeye hatta bana denk görmeye başlarsın bilginle sadece zehir sacarsın dikkat et banım adımla oku, ve insan eger yaratıcısının adıyla okursa ilaçlar bulur şifasız hastalıklara ama onun adıyla okumazsa atom atar güzelim dünyaya.. Özü, biz sizi topraktan, sonra sudan ve alak'tan (sperm) yarattıktır"""" yazmışsınızki alak sperm değildir. bilime aykırı yazmamak gerek değilmi? alak,döllenmiş,aşılanmış yumuta demektir ki kuranda da böyle geçer.kısaca bilgilerinize sunayım; 1. Merhale: Topraktan Yaratılma 2.Merhale: “Nutfe-Sperma” Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmekten kuşkuda iseniz, (bilin ki) biz sizi (önce) topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan, sonra yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem et parçasından yarattık ki, size (kudretimizi) açıkça gösterelim. Dilediğimizi, belirtilmiş bir vakte kadar rahimde tutuyoruz, sonra sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz." [247]hacc 22/5 Kuran’da zikri geçen, karışık spermanın gerçekleşmesi şöyle olmaktadır. Meni'nin içinde sayılamayacak kadar çok sayıda bulunan hayvancıklardan yalnız birinin yumurtaya döllenmesi Allah tarafından takdir edilmiştir. İlkah olduktan sonra, iki ayrı cisim birleşince bölünme sonunda 46 kromozom ihtiva eden bir hücre meydana gelir. İşte bu hücre. döllenmiş Yumurta veya Kur 'an 'in deyimiyle “Nutfetin Emşac” modern ilmin tabiriyle sperma ile yumurtanın birleşimi (zigot-tozoid) den meydana gelen bir adlandırmadır. [251] (251 Muhammed Ali el-Bar, Halku'l-İnsan Beyne't-Tıbbi vel-Kur'an, s.133, B.6, Suüd 1986; Bazı yorumcular "Nutefetun emşaç" 'ı, testiküller, sperma keseleri, prostat ve *********** yolarmm salgıladığı ifrazattan oluşan meni şeklinde açıklamışlardır. Maurice Bucaılle, Kitab-ı Mukaddes Kur'an ve Bilim, s.299, Trc. Suad Yıldırm, İzmir 1981) 3- "Doğrusu O yarattı, iki çifti; erkeği de, dişiyi de. Atıldığında meniden. [256] Bu ayette nutfe ve meni ikisi de geçmektedir. Ayette geçen dökülen meni, “İza Tümna” erkeğin nutfesidir. Ananın yumurtası hep dişilik işareti verdiğinden, Yüce Allah'ın iradesiyle ceninin cinsiyetini kız veya erkek oluşunu tayin eden meni hayvancıklarıdır. Çünkü meni hayvancıklarının kimi erkek kimi de dişi işareti taşımaktadır.. SORUU;14. ASIRDA KİM NASIL BİLEBİLİRDİ? çocugun cinsiyetinin babadan mı anneden mi kaynaklandığını? bu halkın bildiği basit bilimse kadın kız doğurduğunda neden sorumlusu görülüp aşağılanmaktaydı..ki hala günümz toplumu bundan bıhaberdır ve kız doğunca nebiçim çocuk doğurdun diye babadan veya cevreden kadına baskılar yapılmıyormu,sayet bılınen bır bilgi olsaydı ınsanlar babaya sorardı en azından oyledgılmi? 3.Merhale Alaka ;Alaka, (karışık) nutfe oluşumundan sonra meydana gelen safhadır. Karışık nutfenin (döllenmiş yumurtanın) rahme asılması (dut meyvası şeklini almaşı) ile başlar, Mudğa (Çiğnemik et) diye adlandırılan bedenin kütlesel olarak ortaya çıkmasıyla sona erer. [257] Yumurtanın döllenmesiyle beraber arka arkaya bölünmeler başlar. Yumurta kırk saat zarfında dörde, seksen saatte otuz ikiye bölünür. Beş gün geçmeden "dut meyvası" kadar olur. Bu konuma “Morulla” ismi verilir. Sonra o kürenin içi bir sıvı ile dolar. Bu küreye de “Blastula” diye isim verilir. Bu sırada ana kürenin hücreleri dış tabaka ve iç tabaka diye adlandırılan iki tabakaya ayrılır. Dış Tabaka “Ğayri Muhallaka” Kemirici ve besleyici hücrelerden meydana gelir. Ana küre, rahme varır varmaz orada tutunur, rahim çeperine asılır, rahim hücrelerini kemirmeye başlar. Alaka, genelde rahmin arka kısmına özellikle üst yarısına asılır. Zira ceninin gelişmesi için en uygun yer burasıdır. Bu arada rahim, bu bölgede daha fazla kan salarak zar tabakasını kalınlaştırmak ve kan kesecikleri için hazırlıklar yapar. İç Tabaka “Muhallaka” Yüce Allah, cenini ve cenini kaplayan zarları bu tabakadan yaratır, ilk bakışta yuvarlak, yassı bir cisme benzeyen cenin levhası bu tabakadan oluşur. Sonra bu yassı yuvarlak görünüm uzayarak armut şeklini alır. Döllenmeden beş-yedi gün sonra ana küre rahim duvarına yerleşir. Kürenin dış tabakasındaki hücreler, rahim duvarındaki hücreleri kemirmeye ve gıdasını rahimden almaya başlar. Bu hücreler direkt olarak rahmin kan kesecikleri ile temas kurar, onlardan kendine ve cenine gerekli gıdaları alır. Ancak TIB ile kanıtlanbılen bu bılgılerın basıt halk bılgısı oldğuna varabılrmıyz!!!!!! ve tabii benim sorum ilk okuyucu,ılk yazcı ve nasıl öğrendiklerıydi, """Diyalektik bilimde bilgiler, birbirinin devamı ve gelişimidir.""" demektesiniz oysa ben gelişim ve devam aşamasını sormuyorm,ilk balangıcı sormaktayım edınılen bılgılerın nasıl edınıldıgını,aklın kullanılmasını öğreteni suruyom.. saygılarımla...
  7. BEN CEVAP BEKLERKEN SORULAR GELMEKTE GİBİ GİBİ..., MODERNİZMDEN BAHSETMEMEKTEYİM BİLİMDEN FENDEN BAHSETMEKTEYİM.. YENİLEŞEN YAŞAM STİLİ BU AKILDAN COK BİR KULTUREL BİR DEĞİŞİM SÜRECİDR OYSA ZAMNA İHTİYAC OLAN,YAŞAM STİLLERİNİN DEĞİŞMESİ YENİELENMESİ COK OLAĞAN ZEVKLERLEDE ALAKALI..VE BUNDA KURANIN VEREMEYECEK BİR CEVABI YOK.. KURANDA ASLINDA HERCAGDA AYNI KALMASIYLA MODERNİZME ORNEKTIR..HER CAGDA YENİLENEN BİR KURAN AMA İNSANLARIN AKSINE ZEVKLERE GORE DEGILDE BILIME GORE.. BİLİMLERDEKİ İNCELİK aydınlanınca KURANDA Kİ GERCEKLER YENIDEN ORTAYA CIKMAKTA.. MUCIZEDE BURDA OLSA GEREK..HERYIL DÜŞÜNCESİ DEĞİŞEN BİR TANRI DEGILDE,DÜŞÜNCESİ YILLAR GECTIKCE DAHA IYI KAVRANABILEN BİR ALLAH.. EVT İNSAAN GÜÇSÜZDÜR AMA ONDA İSTERSE GÜCÜNÜ CIKARTABILEEK VE ALLAHIN IZNIYLE HERSEYI YAPABILECEK GUCE SAHIPTIR,DEĞİLMİDİRKİ AKLIYLA DOGRU YOLU VE GERCEKLERİ BULAN.. CARESIZLIĞINE AKIL VERILMIŞTIR VEBU ONU GUCLU KILSADA YETERLI DEGILDIR TEK BASINA.. OYSA düşüncenizin aksıne İNANÇ SİLMEKTEDİR BEKLENTİLERİ,KORUYUCULARI,KORKULARI İNSANDAN VE TOPLUMDAN GELEN..İNANC SADECE YARATICIDAN BEKLMEYI ONGORUR ÇALIŞMAK ŞARTIYLA.... KADER,İNSANIN İSTEMESİYLE DEĞİŞTİRELECEĞİ MUJDESILE ISRARCILIĞA YÖNELTMETE İNSANLARI OYSA.. BANA ÖĞRETİLENLERSE YOLDA OTURUP BAĞIRMAZ VE AĞLAMZSAN YÜRÜMEYE ÇALISIRSAN KOŞABILIRSIN,AMA YOLDA PİNEKLEYİP BEKLERSEN BEKLETİLİRSİN.. SINAVLARI DUAYLA KAZANMIŞIMDIR AMA SINAVLARA GECELERİ CALISARAK GIRMISIMDIR.. ÖTELERİ YER KAZANMAKİÇİN DEĞİLDE DÜNYAMI KAZANDIGIMIN GÖSTEGESİ OLARAK BEKLEMEKTEYIM ELBET.. VE ORASI CALIŞMA YERI DEGILDIR DUNYAYI DUNYADA KAZANARAK GETİRMEK NİYETİM... DÜNYAMI KAZANMAKSA BANA;YILMAMAKTIR KENDİMDENVE YILDIRMAMAKTIR INSANLARI KENDIMDEN.. VE TABIKI ALLAH TAN.. BAZEN SORMAKTAYIM,ACABA PASIF ,APTAL YAHUT DİNİ KULLANAN İNSANLARMI UZAK TUTTULAR İNSANLARI ALLAHTAN,AMA BU APTALLARIN VARLIĞI ,ALLAHIN VARLIĞINA GÖLGE DÜŞÜRMEZKİ.. OYSA ÖNCE ÇABA..HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ DÜNYA İÇİN,YARIN ÖLECEKMİŞ GİBİ AHİRET İÇİN ÇALIŞIN hz.peygamber s.a.v.bu yeterli bir öğreti değilmidir,dünya ahiret haytını dengelemek için.. önceki sorularım cavap beklentisini korumakta.. saygılar saygınlara
  8. El-Cevap, PEK ANLAMIYORSUNUZ AMA ... ARALARINDA ÇELİŞKİ YOK ,DİKKAT EDERSEN, BİRİNCİSİ AYET BAKARA256.. ! AYET İNANANLARIN NASIL DUA ETTİĞİNİ ACIKLAMAKTA ; İNANANLAR,RABBİMİZ PEYGAMBERLERINI AYIRT ETMEYİZ,HEPSİNE İNANIRIZ KABUL EDERİZ, BİZE GELDİ GELMEDİ DEMEYİZ,HEPSİNİ SEVERİZ,DEMEKTEDİRLER!!!! ORADAKİ SÖZÜ ALLAHIN KULLARI SOYLEMEKTE..."PEYGAMBERLERINI AYIRT ETMEYIZ" DİYE BİR SÖZ OKUYUP DUYUYORSANIZ BILINKI BU SÖYLEM INSANLAR ICIN GEÇERLİDİR.. ALLAH DEĞİL İNANLAR DUA ETMEKTELERVE ALLAH İNANANLARA İNANLARIN NASIL DUA ETTİKLERİNİ ÖĞRETMEK GÖSTERMEK İÇİN İNANLARIN DİLİNDEKİ DUAYI AKSETTİRMEKTE.. İSLAMIYETTEN ÖNCEDE PEYGAMBERLER GELMİŞ VE İNANANLAR OLMUSTUR BILDIGINIZ GIBI.. 2.KUTSİ HADİS,-ALLAHA AİT SÖZ OLUP İFADE USLUBU YADA İFADESİ RASULE AİT OLAN SÖZLERDİR-SEN OLMASAYDIN KAİNATI YARATMAZDIM,BUNDA DA KARISIK BISEY YOK ALLAH RASULENE ÖVGÜSÜNÜ YAPMAKTA.. YALAN -HAŞA- SÖZÜN NERESİNDE... AYRICA İNANMAYABİLİRSİN AMA TEVHİD İNANCIYLA İNANILAN BİR ALLAHA İNANANLARIN EN NEFRET ETTİĞİ PUT-GÖRNMEZ PUT - TABİRİNİ KULLANAMAZSINIZ. KENDİNİZ NE DUSUNUYOSANZ DÜŞÜNN,..EGER MUHAMMEDİN RABBİNDEN Kİ BENIM RABBİMDEN BAHSEDIYORSANIZ O PUT DEGIL BİR İLAHTIR..PUT YAPITTR VE BENİM YAPITLARA ASLA İMANIM OLMAMIŞTIR..SİZ NASIL GORUYORSANIZ KENDINIZE..TERİMİNİZE DİKKAT EDECEĞİNİZİ UMUYORUM.. SAYGILAR..
  9. SAYGIN BİLİMSELCİ, AKLI İLKE EDİNDİYSENİZ, DİKKAT EDİNİZ... OKU.. YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU..1, 2. Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak” dan yarattı. 3..Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. 4, 5.O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir. 6, 7.Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.( ALAK1-7.) SORULARIM VAR DİKKAT EDERSENİZ ; 1.YUKARIDA Kİ AYETLERDE BİLİM VE İLİM OKUMA DİYE BİRSEY GÖRMEKTEMİSİNİZ???????? 2.OKU YARATAN RABBİNİN ADIYLA DERKEN SINIRLAMA VARMI? ELBETTE KURANIN OKUNMASI GEREKMEKTE GERÇEKLERIN ANLASILABILMESİ İÇİN..AMA SADECE KURAN OKU DİYE BİRSEY GECMEKTE Mİ?? NE OKURSAN OKU KİMYA FİZİK TIP VS.AMA ALLAHIN ADIYLA OKU YARATICININ SADECE ALLAH OLDUGUNU BİLEREK İSTEDİĞİNİ OKU.. YETERKİ ONUN ADIYLA BAŞLA.. 3.O,İNSANI 'ALAKTAN ' YARATTI ; (ALAK;İNSANIN YARTILIŞ SAFHALARINDA DÖLLENMİŞ YUMURTA) KURAN TABİRİ, 1400 YIL ÖNCESİNDEN GELMİŞ OLMASINA RAĞMEN ÇELİŞMEKTE Mİ MODERN TIBLA?EGER BİLİMDEN YOKSUN VE AYKIRI BİR DİNSE, EN AZINDAN TIBBIN SÖYLEDİĞİNİ DEĞİLDE AYRINTI İÇERMEYEN MUALLAK BİR KELİME KULlanılması GEREKMİYORMUDU YARATMA İÇİN,ÖRNĞİN YARATILDI KELİMESİ YETERLİ OLABİILRDİ BİLİME AYKIRI BİR DİNDE...YADA BİLİMSİZ DİNDE.. 4. KEREMİNDEN DEĞİLMİ OKUMAYI ÖĞRETMESİ KULUNA, O ÖĞRETMESE İNSAN NERDEN V ENASIL ÖĞRENECEKTİ? İLK OKUYUCU NERDEN VE NASIL ÖĞRENMİŞ,ONA ÖĞRETEN KİM? LUTFEN DOĞANIN ÖĞRETTİĞİNİ SÖYLEMEYİNİZ ODA BİLMİYO ... OKUMA OLMADAN İLİMDEN FENDEN BAHSEDEBILIRMIYDIK? 5.KALEMLE YAZMAYI ÖĞRETEN ,BİLMEDİĞİNİ ÖĞRETEN DİNİN NERESİNDE BİLİM DÜŞMANLIĞI, İNSANLAR KALEMLE YAZMAYI NERDEN ÖĞRENDİLER,EĞER ÖĞRETEN OLMASA NASIL ÖĞRENEBİLECEKLERDİ? BUNUN İÇİN OKULA YOLLAMADILARMI BİZLERİ MUHTEREM AİLELERİMİZ,İLK ÖĞRETMEN KİM VE İLK ÖĞRETMENE ÖĞRETN KİM?İLK YAZICI KİM VE NASIL ÖĞRENDİ? İNSAN BİLİMİ AKLIYLA NASIL BULUR.ONA O AKLI VEREN KİM? BUNLARI KENDİNDEN BULMAMIŞKEN KENDİNİ NASIL YETERLİ GÖRÜR? BİLİM DİYE BİRSEYİN OLDUGUNU FARKETTIREN KİM?İLK FARKEDENE FARK ETTİREN KİM? BİLİM AKLIN KANITIYSA, AKLI VEREN KİM, İNSANI ESER YAPAN KİM? AKIL GÖRÜNÜLEMEZKEN ONU KANITLI KILAN KİM ? İNSANMI? İNSAN SADECE AKLA MI DELİLDİR? SORULARIM UZAR GİDER AMA YETERLİ KALSIN CEVAPLARINIZI BEKLEYİŞİMLE.. SORULARIM ZATINIZDA TÜM HEM FİKİR ARKADAŞLARINIZADADIR.. SAYGILAR SAYGINLARA..
  10. SAYGIN YAZICI.. NEDEN HERŞEYİ TERSİNDEN ANLAMAKTASINIZ FAYDASIZ NE SÖYLESEM.. ÖRNEKMİ ARIYORSUNUZ MEKKE TARİHİNİ OKUYUN COK ÖRNEK BULACAKSINIZ.. AMA İLLA Kİ İSTİYOSANIZ HZ.ÖMERMÜSLÜMAN OLMADAN ÖNCE KENDİ KIZINI TOPRAĞA GÖMENKİŞİDR.. onlardan biri kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir..nahl 58., diri diri gömülen kız çocuğunu hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman..tekvir9. bunlar kurandan deliller,daha ayrıntısını tarihten bul.. evet islamiyetten sonra hind gibi ölen adamın ciğerini bile parçayalacak kadar acımasız kadınlar elh yetişmedii.. size dinin tabirini sormuyorum hem inanmadığınız yok dediğiniz şeyin tabiri de olmamalı size göre.. NASIL BİR ANLAYIŞ KAPASİTESİNDESİNİZ İNANIN BİLEMEM,AMA BİRİSİ SİZE SAVŞA HAZIR OLDUĞUNU VE SİZİNLE SAVAŞACAK GÜCTE OLDUGUNU SÖYLÜYORSA BUNUN ADI SAVAŞ AÇMAKTIR. DEDİĞİNİZ GİBİ""HOLİGANLIK YADA SERKEŞLİK"" DEĞİLDİR... TARİH SAVAŞLARINI İNCELEYİN SÖYLEMLERİNİDE!!!!!!! ****Kaynukaoğulları diğer Yahûdî kabîleleri ve münâfıklardan bekledikleri yardımı göremeyince, teslim olmağa mecbûr oldular. Muâhedeyi bozdukları, vatana ihânet ettikleri için öldürülmeleri gerekiyordu. Kaynukaoğulları daha önce Hazrec kabîlesinin himâyesindeydi. Hazrec kabîlesi eşrâfından, münâfıkların başı Ubeyy oğlu Abdullah, bunu bahâne ederek bunların öldürülmemeleri için ısrar ettiğinden, Rasûlullah (s.a.s.) Medine'den çıkarılmalarını emretti. Böylece, 700 kişiden ibâret Kaynuka Yahûdîleri, Medine'den Şam tarafına sürüldüler.(185) Ele geçen ganimet mallarının beşte biri Beytü'l-mâle (Devlet hazinesine) ayrıldı.(186) Geri kalanı gazilere paylaştırıldı. Toprakları da, topraksız Müslümanlara verildi. ****** *****YUKARIDA ANLATTIĞIM GİBİ VATANA İHANET ETTİKLERİ İÇİN ÖLDÜRÜLMESİ GEREKİYORDU.. DİN NE OLURSA OLSUN YADA İNANÇSIZ OLUN EĞER BİR DÜŞMAN VATANINIZA SALDIRIYORSA DİNLİ DİNSİZ BİRLEŞMEK VE VATANI MÜDAFA ETMEK ZORUNDASINIZ.VATANA,SİLAH ARKADAŞLARINIZ SADECE MÜSLÜMAN DİYE İHANET EDERSENİZ BUNUN CEZASI MUTLAK HUKUKTA ÖLÜMDÜR.. *medeni dediğiniz *MÜNAFIK-MÜSLÜMAN OLMADIĞINI GİZLEYEN- VATAN HAİNLERİNİN YAŞAMASINA SIRF MÜSLÜMANLARA TEZAT OLUŞTURABİLECEKLERİNDEN DOLAYI GÖZ YUMMDU VE İSTEDİ YOKSA onların hayatları Ubeyy oğlu Abdullah İÇİN ZERRE kadAR UMRUNDA DEĞİLDİR.. EVT..SİZ BİR DEVLET BAŞKANINA BİR KOMPLO HAZIRLAYIN..ONUN CANINA KASTEDIN..SONRA BU KOMPLONUZ BASKANIN AJANLARI SAYESINDE ÖNCESİNDEN BİLİNMİŞ VE ENGELLENMİŞ OLSUN,VE YAKALANMIŞ OLUN,VE HİÇ SORGULANMADAN ELİNİZİ KOLUNUZU SALLAYARAK CEKİP GİDİN,TEKRAR ETME İHTİMALİNİZ SİZDE KALARAK... VE HİÇ BİRŞEY YAPILMASIN...TEKÖRNEĞİNİ GÖSTEREBİLİRMİSİNİZ Kİ PEYGAMBER BUNUN DIŞINDA OLSUN.... BU BİR SALDIRIDIR.. VE SAVAŞ İÇİN YETERLİ NEDENDİR EVT.. KURAYZA KABİLESİ ANLAŞMAYI BOZUP KARŞI TARAFA KATILDIĞI İÇİN HENDEK SAVAŞININ BİZZAT İÇİNDEDİR,AMA YAHUDİLERE AİT ÖZELLİKLERDENDİR,SAVAŞA KATILIP YADA BAŞLATIP YANİ SAVŞIN İÇİNDE OLUP,NEDENSE ZARAR GÖRMEYEN İNSANLAR OLARAK KALMAK..ÖLDÜRÜRLERKEN BAŞKALARINI, KENDİLERİ BİRŞEKİLDE YER- YÖN RENK KILIF DEĞİŞTİREREK SAVAŞIN TÜM OLUMSUZLUKLARINDAN UZAK KALABİLMEKTEDİRLER... ANLAŞMAYI İHLAL ETMEK ENZOR ANDA ÜSTELİK ANLAŞTIKLARI TOPLUMUN DÜŞMANLARIYLA ANLAŞARAK..BASİT YADA KÜÇÜMSENECEK 1ŞEY DEİLDİ.. VE GEREKENİN YAPILMASI GEREKMEKTEDİİ. SEFER.. AYRICA KURAYZA HAKKINDAKİ ÖLÜM HÜKMÜNÜ ALLAH TA PEYGAMBERİ DE VERMEMİŞTİR,BUNU ONLARA KENDİ KİTAPLARI TEVRAT VERMİŞTR,Kİ TEVRATA GÖRE YARGILANMAK İSTEMİŞLER VE TEVRATA GÖREDE YAPTIKLARININ CEZASI ÖLÜMDÜR.. SAVAŞ KURALLARINI BİLMEKTEYDİLER VE BUNU GÖZE ALARAK SAVAŞI KENDİLERİ İSTEDİ KENDİLERİ AÇTI. ganimette,savaş anında elde edilen malldır ve muzaffer olan ona sahıptır.. bu bir kuraldır ben getirmedim..anlayamıyorum sizi ya kişi savaşa canından malından herşeyinden mahrum olacağının bilinciyle savaşa girmiiyomu, savaşa giriyorsa bunları kabul etmiş olmuyormu,daha siz neyi soruyorsunuz.. TEKRAR EDİYORUM SAVAŞ KARŞILIK KABULLE BAŞLAR VE EĞER BİR TARAF KARŞILAŞMAK İSTEMİYOR YAHUT VAZGECTIYSE BU SAVAŞ DEĞİL SALDIRIDIR..VE BUNUN YERİ GÜZEL DİNİMDE YOKTUR.. İLAHİ ADALETİNİZ BUMU, TORUNLARIN TORUNLARINDAN 2 YAŞINDAKİ MASUM BEBEKLERDEN İNTİKAM ALMAK.. SAYGILAR SAYGINLARA.. saygın yazıcı; ASLINI ÖĞRENİNİZ bedir savaşında Kureyş'in ileri gelenlerinden Utbe b. Rabîa, kardeşi Şeybe ve oğlu Velid ortaya atıldılar. Bunların karşısına Medineli gençlerden üç kişi çıkınca, kim olduklarını sormuş ve onlara: "Siz bizim dengimiz ve muhatabımız değilsiniz, bizim kavmimiz ve kabilemizden adamlar çıksın" demişlerdi. Kureyş kâfirlerinin bu istekleri üzerine Hz. Hamza, Hz. Ali ve Ubeyde b. Hâris çıktılar... DOĞRUSU BU ... SAYGILAR SAYGINLARA..
  11. saklıgerçek, gerçekleri saklamayınız.. savaşta kadınının esirliği hangi şartlar olundugunu biliyormusunuz.. açıklayayım; eğer kadın da savaşa katıldıysa yani kadın savaşçıysa ozaman erkek savaşçılar gibi esir alınır bununda adı cariye esir edilen kadındır.. akla ve mantığa uymayan şeyleri nasıl olurda kuran uydurmaya çalışmaktasınız.tabıkıii savaşa katılmayan ve hiç bir fiilil fikri eylemi bulunmayan kadınlar esirEDİLEMEZ...AMA ÖNCESİNDE KADINLAR ERKEKLERE DESTEK VERMEK YADA ERKEKLİK DUYGULARINI ÖN PLANA ÇIKARTMAK İÇİN SAVAŞA BİZZAT KATILMAKTAYDILAR..TÜM KADINLARI KAPSAMASADA böyle yapan kadınlar oldugu ve hala dahada oldugu için -amerikalı kadın askerler- ayet gecerliliğini korumaktadır... 2.savaşa katılmış evli kadın esir edilir ama birlikte yaşanılamaz yahut nikah edilemez. sadece hizmetçi olrak yaşatılır yahut azat edilir.. türkler islamiyeti kend, örf ve geleneklerine uygun oldugu için isteyerek zorlanmaksızın kabul etmiş ve bu onların hür yaşamını kesinlikle etkilememiştir..iddia ettiğniz gibi türk kızlarının ganımetleştirilmesi gibi bir olay kesinlikle olmamamıştır sizi temin ederim eğer olsaydı türkler için namus herzaman önemli olmustur-1.dünyA SAVAŞI OZAMN OLURDU. .VE ZATEN TTÜRKLER ARAPLAR SAYESİNDE İSLAMİYETE GİRMİŞ VE aralarında dediğiniz zanmanlarda gecenherhangi bir problem olmamıştır..bize okutulmayan yazmayan olmayan olaylara kafanızı yormayınız... cennete gelince o istenilen değil lutfedilen armağan edilen yerdir ve kimse onun için çalışmaz.. cennet oldugu için degıl allah oldugu için inanıLIr.. ve o armağan sadece erkeklere değil ayrıca kadınlarada verilmektedir..anladıgınız gıbı DEĞİL,kadın ikram -hAŞA KADINLARDAN- EDİLMEYECEK sevdiği aşık oldugu birisiyle yasayacaktır .kadın ve erkek için bu gecerlıdır.BUNDA ÇİRKİN OLAN NE İNSAN SEVDİĞİYLE EBEDEN YAŞAMAK İSTEMEZ Mİ CENNETTE BAHSEDİLEN BİRDEN COK HURİYSE HİZMETÇİ KONUMUNDADIRLR,EŞ FARKLI HİZMETÇİ FARKLI...
  12. [AYNI ailenin insanları o ailedeki inanca tahammmülsüzler yüzünden karşı karşı geldiler....... saygılar.. saygın yazıcı,islamiyet dindir ,tarih ilmi ve koruyucusu değildir,tarihi koruyup saklayacak olan tarih sahibi nesilllerdir. örneğin türklerin islamdan önceki tarih bilgileri vesikalrı pekalaki bulunmaktadır,bu mekke tarıhı içinde gecerli, sayet bilinmeseydi onların putperest oldugunu ve nasıl bir hayat içerisinde yasadıklarını nerden bilecektik. ama buna rağmen islam bazı milletlerin islamdan önceki tarihindenden haber vermektedir.. kadınlardan örneklere gelince,onlara ait olan değil tarıh- canlar bile kendi babaları tarafından korunmamakta ve öldürülmektedir..hoş değil ama yalnızca tekbir amac için kadınları kullanmaktadırlarve bunun içinde babalar şerefleri gerği bunu engellemek için kendilerince tek çözüm olan öldürmeyi tercih etmişlerdir..öldrülen insanların yahut pis hayatın içine terkedilen lerin tarihi nasıl olacak.. Müslümanlar medinedeyken inanmadığı için kimse ölmemiştir... mekkedeyse inandıkları için insanlar işkenceye maruzkalış ve öldürülmüşlerdir..Hatta okadar cok insan öldürülmüştür ki allah eğer ölüm korkusundan ve eziyette ugramamak için sizin dilinizle inkar etmenizde bir behis yoktur diye ayet indirmiş ve gönülden olmamak sartıyla dille bunu söylemeyı maruz gormuştur.. ilk ornek hz.ammar dır.ve insanlar mekkeden medineyede canları korkusundan dolayı gitmişlerdir.. size hindden bir vesika;hani şu hz. hamzayı vahşiyle öldürten kadın,babası ve kardeşi bedirde öldürülen ve intikamını hamzadan alan kadın nefret timsali denilebilirdi onun için,MÜSLÜMAN OLDU,neden biliyormusunuz ,hz.peygamberin mekkeye girişindeki asalet ve hoşgörüden,zannettiğnizin tersine mekkeye geliş insanların musluman olmalarına sebeb oldu sadece,neydi beyanat,kimsenin malına canın dokunulmayacak.isteyen istediği inancı yaşayacak..selam sana hz. hind,nasıl yanlış tanımışım, sen dedin ama sadece sana aitt değill. YAHUDİLERE gelince evt cok dalga gectıler isterseniz okuyun; 1.BENÎ KAYNUKA YAHÛDÎLERİNİN MEDİNE'DEN ÇIKARIL-MASI (Şevval 2 H./Nisan 624 M.) Hz. Peygamber (s.a.s.) Medine'de Yahûdîlerle anlaşmalar yapmış, onlarla barış içinde olmak istemişti. Fakat Yahûdiler dâima düşmanca bir davranış içinde oldular. Her fırsatta Evs ve Hazrec Kabîleleri arasındaki eski düşmanlıkları hatırlatıp, Müslümanları birbirine düşürmeğe çalıştılar. Kendileri ehl-i kitâb ve tek Allah inancında oldukları halde, "müşrikler, mü'minlerden daha doğru yolda" (179) dediler. Sabahleyin Müslüman olmuş görünüp, akşam dönerek(180), Müslümanlarla alay ettiler. Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Müslümanlar aleyhine şiirler yazdılar. Oysa, ellerinde bulunan Tevrat'taki bilgilerden Hz. Muhammed (s.a.s.)'in hak peygamber olduğunu da biliyorlar(181), buna rağmen düşmanlık ediyorlardı. Müslümanlarla Medine'deki Yahûdî kabîleleri arasında yapılan vatandaşlık anlaşmasını ilk bozan Kaynukaoğulları oldu. (182) Müslümanlardan bir kadın, Kaynuka yahûdilerinden bir kuyumcunun dükkanında alış- veriş ederken, bir Yahûdî, kadın duymadan örtüsünün eteğini arkasına bağlamış, kadın kalkıp gitmek isteyince her tarafı açılıvermişti. Kadının feryâdı üzerine yetişen bir Müslüman bu Yahûdîyi öldürmüş, orada bulunan Yahûdîler de bu Müslümanı öldürmüşlerdi. Bu olay yüzünden Kaynukaoğulları ile Müslümanların arası açıldı.(183) Rasûlullah (s.a.s.) Beni Kaynuka'ya muâhedeyi yenilemeyi teklif etti, onlar buna yanaşmadılar. -"Sen bizi, savaş bilmeyen Mekkeliler mi sanıyorsun? Biz savaşa hazırız...." dediler.(184) Rasûlullah (s.a.s.) Ebû Lübâbe'yi Medine'de vekil bırakarak Şevval ayı ortalarında ordusu ile Benî Kaynuka'yı muhasara etti. Kuşatma 15 gün sürdü. Kaynukaoğulları diğer Yahûdî kabîleleri ve münâfıklardan bekledikleri yardımı göremeyince, teslim olmağa mecbûr oldular. Muâhedeyi bozdukları, vatana ihânet ettikleri için öldürülmeleri gerekiyordu. Kaynukaoğulları daha önce Hazrec kabîlesinin himâyesindeydi. Hazrec kabîlesi eşrâfından, münâfıkların başı Ubeyy oğlu Abdullah, bunu bahâne ederek bunların öldürülmemeleri için ısrar ettiğinden, Rasûlullah (s.a.s.) Medine'den çıkarılmalarını emretti. Böylece, 700 kişiden ibâret Kaynuka Yahûdîleri, Medine'den Şam tarafına sürüldüler.(185) Ele geçen ganimet mallarının beşte biri Beytü'l-mâle (Devlet hazinesine) ayrıldı.(186) Geri kalanı gazilere paylaştırıldı. Toprakları da, topraksız Müslümanlara verildi. Böylece Müslümanlar, Yahûdîlerin en cesûru sayılan Kaynukaoğullarının kötülüklerinden kurtulmuş oldular. 2..NADÎROĞULLARI GAZVESİ (Rabiulevvel 4 H./Ağustos 625 M.) Benî Nadîr Yahûdîleri Medine'ye iki saatlik bir mesâfede oturuyorlardı. Aralarındaki anlaşma gereğince, Müslümanların ödedikleri diyete, Yahudî kabîlelerinin de katılması gerekiyordu. Âmir oğullarından, Amr b. Ümeyye'nin yanlışlıkla öldürdüğü iki kişinin diyeti ödenecekti. Rasûlullah (s.a.s.) yanına ashâbından 10 kişi alarak, diyetten paylarına düşeni istemek üzere Nadîroğulları yurduna gitti. Yahudîler, Rasûlullah (s.a.s.)'in teklifini kabul etmiş göründüler, fakat ayaklarına kadar gelişini fırsat sayarak, Rasûlullah (s.a.s.)'e sû-i kast yapmayı planladılar. Bir evin gölgesinde oturmakta olan Hz. Peygamber (s.a.s.)'in üzerine, evin saçağından bırakacakları büyük bir taşla O'nu öldürmek istediler.(217) Cenâb-ı Hakk, peygamberini Yahûdîlerin hazırlığından haberdar etti. Rasûlullah (s.a.s.) oradan ayrılıp Medine'ye döndü. Yahûdîlerin tuzağını ashâbına bildirdi. Bu davranışlarıyla Nadîroğulları anlaşmayı bozmuşlardı. Rasûlullah (s.a.s.), Muhammed b. Mesleme'yi bunlara göndererek 10 gün içinde Medine'yi terk etmelerini, 10 günden sonra kim kalırsa boynunu vuracağını kendilerine bildirdi. Yahûdîler yol hazırlığına başladılar. Fakat, münafıkların başı Übeyyoğlu Abdullah: -"Medine'den çıkmayın, biz size yardım ederiz, Kurayzaoğulları da yardım edecek, diye gizlice haber gönderdi. (218) Bu sebeple Nadîroğulları yol hazırlığından vazgeçip kendilerini savunmaya karar verdiler. Rasûlullah (s.a.s.) Rabiulevvel'de Nadîroğulları yurdunu kuşattı. Nadîroğulları bir yıllık yiyeceklerini depo ettikleri kalelerinin sağlamlığına güveniyorlard.(219) Kuşatma, 15-20 gün sürdü. Savaş sokaktan sokağa, evden eve atlayarak devâm etti. Rasûlullah (s.a.s.) Yahûdîlere siper olan, savaşı zorlaştıran hurma ağaçlarını kestirdi.(220) Nadîroğulları, münâfıklardan da, Kurayzaoğullarından da bekledikleri yardımı görmediler. Muhâsaranın kaldırılması için emân dilediler. Berâberlerinde götürebildikleri kadar mal ile Medine'den çıkmalarına izin verildi. 600 deve yükü eşya ile Medine'den ayrıldılar. Bir kısmı Şam'a, bir kısmı Filistin'e göç etti. Selâm, Kinâne ve Huyey ismindeki reisleri ise Hayber'e sığındılar. Üzüntülerini belli etmemek için, şarkılar söyleyip, defler çalarak Medine'den ayrıldılar. Bunlar daha sonra Hendek Savaşı'nı hazırladılar. 50 zırh, 50 miğfer, 340 kılıç ve diğer bazı mallar ganimet olarak Müslümanlara kaldı. Rasûlullah (s.a.s.) bu ganimetleri muhâcirlere ve yoksullara dağıttı.(221) Uhud Savaşı'ndan sonra Müslümanların itibârı sarsılmıştı. Nadîroğulları'nın Medine'den çıkarılmasıyla, Medine civârındaki müşrik kabîleleri arasında Rasûlullah (s.a.s.) 'in nüfûzu tekrar kuvvetlenmiş oldu 3... KURAYZAOĞULLARI GAZVESİ (Zilkade 5 H,/Mart 627 M.) a) Savaşın Sebebi Rasûlullah (s.a.s.) Medine'deki Yahûdî kabîleleriyle ayrı ayrı anlaşmalar yapmıştı. Bunlardan Kaynuka ve Nadîroğullarının, anlaşma hükümlerine uymadıkları için Medine'den çıkarıldıklarını daha önce görmüştük. Kurayza oğulları ise, Uhud Savaş'ından sonra anlaşmayı yeniledikleri için yerlerinde kalmışlardı. Hendek Savaşında, Benî Kurayza Yahûdîleri önce anlaşmaya bağlı kaldılar. Hendek kazılırken, kazma, kürek gibi âletler vererek Müslümanlara yardımcı oldular. Ancak, savaşın en tehlikeli bir ânında, Benî Nadîr Reisi Huyey b. Ahtab'ın teşvikiyle anlaşmayı bozdular. Müslümanlarla birlikte Medine'yi savunmaları gerekirken, müşriklerle birlikte, Müslümanlara karşı savaşa girdiler.(236) Böylece vatana ihânet suçu işlediler. Rasûlullah (s.a.s.)'in nasihat için gönderdiği Evs Kabilesi Reisi Sa'd b. Muâz'ın sözlerine de kulak asmadılar. Hz. Peygamber (s.a.s.) hakkında çirkin sözler söyleyerek düşmanlıklarını açıkça ilân ettiler. Ancak, Benî Kurayza'dan yaptıklarının hesâbı sorulacaktı. Bu sebeple, Hendek Savaşından Medine'ye döner dönmez, Benî Kurayza üzerine sefer emri verildi. Rasûlullah (s.a.s.) Hendek Savaşı'ndan dönmüş silahlarını çıkarmış, üzerindeki toz-toprağı temizlemek için, gusletmek istemişti. Bu esnâda Cibrîl (a.s.) at üstünde ve toz-toprak içnde geldi: -"Aa, silahını çıkardın mı; vallâhi biz melekler çıkarmadık. Haydi, şunların üzerine yürü", diye Kurayzaoğullarını işâret etti. (237) Rasûlullah (s.a.s.) derhal Benî Kurayza'ya sefer ilân etti. Ashâbın sür'atle yola çıkmalarını sağlamak için, -Hiç kimse ikindi namazını sakın başka yerde kılmasın, ancak Benî Kurayza yurdunda kılsın, buyurdu. Ashâbın bir kısmı bu emrin zâhirine uyarak, namazlarını Benî Kurayza yurduna varınca kıldılar. Bir kısmı da Peygamber (s.a.s.)'in maksadı, acele etmemizi sağlamaktır, diyerek, vakit çıkmadan yolda kıldılar. Hz. Rasûlullah (s.a.s.) her iki zümrenin yaptığını da hoş gördü.(238) Müslümanların toplanması yatsıya kadar devâm etti sayıları 3 bini buldu. Müslümanların üzerlerine geldiğini görünce sövüp-sayarak kalelerine çekilen Beni Kurayza'nın sayısı 900 kadardı. b Benî Kurayza'ya Verilen Cezâ Kuşatma 25 gün sürdü. Kurayzaoğulları anlaşmayı bozduklarına pişman oldular. Diğer Yahudî kabileleri gibi Medine'den çıkıp gitmek için izin istediler. Fakat Hz. Rasûlullah (s.a.s.) kayıtsız şartsız teslim olmalarını istedi. Reisleri Ka'b b. Esed'in başkanlığında toplandılar. Ka'b: -"Tevratta bildirilen son peygamberin bu olduğu anlaşıldı. Müslüman olup kurtulalım, dedi Yahûdîler: -Biz Tevrat üzerine başka kitab kabul etmeyiz, dediler, Ka'b: -Öyleyse,kadınları ve çocukları öldürelim. Sonra kaleden çıkıp çarpışalım, belki başarırız, dedi. Onlar: -Çoluk-cocuğumuz öldükten sonra, yaşamanın ne önemi var, diye cevâp verdiler. Ka'b: -O halde, yarın cumartesi, Müslümanlar bizden emîndir. Ansızın hücûm edelim, onları ****** avlayalım, dedi. -Biz cumartesinin hürmetini bozamayız, diye reddettiler. Sonunda kayıtsız şartsız teslim oldular. Ancak haklarında Evs Kabilesi Reisi Sa'd b. Muâz'ın hüküm vermesini istediler. Benî Kurayza, Evs kabilesinin himâyesindeydi. Bu yüzden, Sa'd b. Muâz'ın hakemliğini istiyorlardı. Sa'd, hastaydı. Hendek Savaşı'nda kolundan okla yaralandığı için tedâvi görüyordu. Haberi alınca geldi. -Kur'an-ı Kerîm'e göre mi, yoksa kendi kanunlarına göre mi hüküm vermemi istiyorlar, diye sordu. Yâhudîler, kendi kanunlarına göre hüküm verilmesini istediler. Sa'd da Tevrât'a göre karar verdi.(239) a) Savaşabilecek durumdaki erkeklerin öldürülmesine, b Kadınların ve çocukların esir edilmesine, c) Bütün mallarının da zaptedilmesine hükmetti. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.): "Ey Sa'd, Allah'ın rızâsına uygun hükmettin" buyurdu. (240) Yahudiler de karârın Tevrât'a uygun olduğunu itirâf ettiler. Sa'd'in bu hükmü, Tevrât'ın Tesniye kitabının 20. Babının 10-14 üncü âyetlerine uygun düşmüştü. Bu gün de vatana ihânet edenlere ölüm cezâsı verilmektedir. Benî Kurayza hakkındaki hükmü Hz. Ali ve Hz. Zübeyr icrâ ettiler. Kazılan büyük bir hendeğin kenarında 600 kadar Yahûdînin birer birer boyunlarını vurup hendeğe attılar. İçlerinden 4 tanesi Müslüman olup hayatlarını kurtardılar. Benî Nadîr Reisi Huyey b. Ahtab ile Benî Kurayza Reisi Ka'b b. Esed de öldürülenler arasındaydı. Benî Kurayza'nın malları, mücâhidlere paylaştırıldı. Arâzisi ise, ensarın rızâsiyle muhâcirlere verildi. "Allah, Ehl-i Kitab'dan müşrikleri destekleyen (Benî Kurayza Yahûdî)lerini kalelerinden indirmiş, kalblerine korku salmıştı. Onların kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz. Yerlerini yurtlarını, mallarını ve henüz ayağınızı bile basmadığınız toprakları Allah size mirâs olarak verdi. Allah her şeye kadirdir ". (el-Ahzâb Sûresi, 26-27) sayglar.....
  13. wirschaft

    Masonluk Nedir ?

    neye göre seçilmişlik, kutsal kitablarına göre mi? herkes seçkindir oysa kendi görüşünde. seçkinlik savaşı değilmi başlattıkları ve bunun akibinde seçkinlere seçkin topraklar.. eşitlik diüşünülemez seçkin olduklarını bizzat düşünen tplumla..kardeşlikse imkanı mümkün değil.. sadece yönetmek istiyorlar öylemi üstelik yenibir düzenle,mükemmel,tüm yönetimleri yoketmek gerek önce ve tabii o yönetimi kurucusu halkları hiçe sayarak.. bunun için daimi savaş gerekir,barışsa savaşılan yerde bulunamaz.... hoşgörüyede sığmaz sadece yönetmek pahasına yok saymak tüm yönetimleri,ananeleri,devletelrii sadece bir milletin yönettiği bir dünya,tek görüş,tek saltanat.. onlar sadece yönetmek isterken,diğer tarafta sadece yönetilmek istemeyen milletler ve devletler vardır..aziz türk milleti gibi.. saygılar saygın lara...
  14. yeniden yazık.. siz anlayana kadar okuyun isterseniz... evt peygambere itaat allaha itaat olarak görülmüştür,peygamberde yalnız "allaha itaatti" söylüyorsa dikkat edin sonuç allaha itaate cıkmakta... ben kıyasladıgınızı soyledım varsayımda olsa bile.. tasladıgınızı degıll... elbet sizin getirdiklerinizle-varsayımda olsa bile- el emin olarak adlandırılan bırının soyledıklerı bir olamaz. ömründe hiç yalan söylemediğive dinin elçisi olana kadar sevmeyeni bulunmayan,her hangi bir işte hüküm vermek zorlaştığında hakem tayin edilen bir insanda bahsediyoruz.. bilinen tanınangüvenilen... sıradan biri degğil yani bizler gibi..
  15. yeniden cevap.. yazık kii... ah TANRIM haklı cıkmak zorundamıyım insanlar hakkındaki düşüncelerimden.. EN BÜYÜK YALAN GERÇEĞİ İNKAR VE YALANLAMAKTIR..bilgilerinize.. söylediğiniz gibi mutabıksak-mutabıksanız ayetlerde geçen hususlara neden onların öznesiz gerçekleşebildiğini düşünmektesiniz.. öznede neden çelişme var,eylemler kabul goruyorsa.. bazı duyguların istismar edildiğinde bahsediyorsunuz..ÖLÜM KORKUSUMU ..inanlar ölümden korkmazki ölüm yaratana götürür.. ümit hep tavsiye edilmiştir oysa dedıklerinizin aksine..yes şeytandandır diye. doğadaki mükemmelliyet allahın oldugu kadar peygamberinde kanıtıdır.. peygamber;allahın elçisi ve dınının acıklayıcısıdır,kısa tabırle onun rahmetiidir,allah ki bu evreni kusursuzca yaratandır ve rab vardır ve doğadaki mucizeler bunu haykırıyorsa bunu ıspat edıyorlarsa-ve onun rabbin öğretilerini acıklayıcı elbette bır müjdeci vardır.. acıklayabılımısımdır umarım.. kimse kendini allahın herşeyi ilan etmemekte,sadece allahın elçisi oldugunu belıtmektedirve kaainat ve içindekiler allaha inanıp ibedet etsinler diye yaratılmıstır.zariyat 56.BEN CİNLERİ VE İNSANLARI ANCAK BANA KULLUK ETSİNLER DİYE YARATTIM.. LAKİN ALLAH a itaatı öğütleyen peygambere itaat te allaha itaat olarak gorulmustur.. Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik. nisa 80. ..... bu arada kompleksm bilemem ya neden kendinizi peygamberlikle kıyaslamaktasınz.oysa siz farklı kutlu ınsan farklı farkındasınız degılmii.. saygılar.. esen kalın..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.