Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bilgekagan

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    23
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Bilgekagan - Başarıları

Araştırmacı

Araştırmacı (4/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

2

İçerik İtibarınız

  1. Senin bu kin öfke dolu yazını okuduktan sonra,kürtçü olmaya karar verdim artık bundan sonra bende kürt islam sentezini savunacağım.yolun açık olsun

  2. Sorunun pkk olayından ibaret olmadığını, asıl sorunun kürtlerin ta kendisi olduğunu hem kabul ediyorsunuz, hem de aynı sorunla savaşan Türk ırkçılarını reddediyorsunuz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
  3. Soru sorarken biraz mantık da çalıştırmak lazım tabi. Evlilik kolay birşey mi ki, soyunu sopunu bilmediğin biriyle evlenesin! Evleneceğin kişinin soyunu ve sopunu iyice inceledikten sonra evlenirsin. Türk olmayan, kanına *** ırk karışmış biriyle zaten evlenmezdim. Ben zaten evliyim ve eşi de safkan Türk! Kürt sevgilin varsa, o senin sorunun, kimse senin gibi kürtten dost tutmak zorunda değil, bizim tertemiz Türk eşlerimiz var diye eminim bizi kıskanıyorsun, onun ******* ********yazıklar olsun mazıklar olsun falan gibi laflar ediyorsun. Sana ********. ***** sana!
  4. [quote name='berker18' milliyetçi ol... faşist değil.. Bak hala faşist diyor ******! Ben İtalyan ırkçısı değilim ki, yani faşist değilim. Türk ırkçısıyım, yani Turancıyım. Kafan almadı mı hala?
  5. Sizin ************* uğraşmaktan bıktık usandık artık, bize Almanyaya git faşist diyen *****! Biz Alman ırkçısı değiliz, Almanyaya gitmemize gerek yok, İtalyan ırkçısı da değiliz, bu sebeple Faşist de değilizx. Biz Türk ırkçısıyız. Adımız da Faşist değil, Türkçü-Turancı! Bunu o ********* ********* sokun artık! Türkçü laiktir. Şahsi inancı, dini ne olursa olsun, devlet ve ırka meselelerinde her dine aynı mesafededir. Atatürk'ün laikliğine küfreden bize küfretmiş olur. Bizim başbuğumuz Bozkurt Atatürk'tür, ondan rahatsızlık duyanlar genellikle bizden de rahatsızlık duyarlar! Bu vatan yalnız ve yalnız Türklerindir, Türk kalacak! Siz çatlasanız da patlasanız da kürtlerin olmayacak! Türk'e boyun eğmeyene Gök girsin kızıl çıksın!
  6. Bilgekagan

    KURTARILMAMIŞ TÜRKLER!

    Türkiye dışında 60 milyon Türk, kurtarılmamış olarak yaşıyor. Osmanlı Türkleri’nin bölümleri olarak yanı başımızda duran Romanya, Yugoslavya, Bulgaristan, Batı Trakya, Rodos, Suriye ve Kerkük Türkleri’nin dışında asıl büyük Türk kesimi İran, Efgan, Sovyetler ve Çin hâkimiyetinde tutsaktırlar. Bu dört devlet kendi tabiiyetlerinde bulunan Türkler’e hiçbir hak tanımamakta, elde edilmiş bazı haklar uzun fedakârlıklarla, büyük mücadeleyle sağlanmış bulunmaktadır. İran’daki 13 milyon Türk, bu zayıf ve iptidaî imparatorluğun en büyük unsuru olduğu halde İran’da Türkçe öğretim yapan okul yoktur. Açılması yasaktır. Birçok devlet dairelerinin duvarlarına yalnız Farsça konuşulacağına dair levhalar asılmıştır. İran’ın 60.000 Ermeni’si için radyoda Ermenice yayın yapılırken zengin kültürlü 13 milyon Türk için böyle bir şey düşünülmemektedir. Çünkü Farslar’ın iddiasına göre İran’da Türkçe konuşanlar aslında Fars olup Moğollar İran’ı zaptettiği zaman bunları zorla Türkçe konuşmaya mecbur etmiştir. Bunun ne kadar gülünç bir iddia olduğu ortadadır. Aslında, Yedinci Asırdaki Arap istilâsından sonra İran tamamen yok olmuş, Araplar, İran medeniyetini kökünden kazımış, hatta Arap kanı İran kanıyla karışarak eski sarışın İran tipi ortadan kalkıp onun yerine bugünkü esmer, kara saçlı, arapsı Acem tipi çıkmıştır. 9 – 10. yüzyıllarda Arap Abbasi halifelerine bağlı olarak İran’ın bazı bölümlerinde kurulan yerli hanedanlar ve bunların sonuncusu ve en büyüğü olan Büveyhliler, 11. yüzyıldaki Selçuklu fütühatıyla kaldırılmış, böylelikle İran’da dokuz asır süren Türk hâkimiyeti başlamıştır. “Moğollar’ın zorla Türkçe konuşturdukları halk”, daha Moğollar tarih sahnesinde yokken kuzeyden Hazar ve Sibir, doğudan Oğuz adıyla gelen bu Türkler’dir. Başlarındaki Çengiz Hanedanı Gök Türk soyundan olan ve Moğol’dan çok, büyük çoğunlukla Türkler’den oluşmuş bulunan Gök Moğol devleti ise 13. asırda Azerbaycan ve Anadolu’ya bir buçuk milyon Turanlı ile gelerek bu ülkelerin kesin sonuçlu olarak Türkleşmesini sağlamıştır. İşte şimdi, bir oldu bitti ile tekrar Fars hakimiyetine geçen İran’daki 13 milyon soydaşımız İran’ın en zeki, cevvâl, çalışkan ve savaşçı unsuru olduğu halde insan haklarından mahrumdur. Onları düşünmek ve onlar için bir şeyler yapmak hakkımız ve görevimizdir. İran’dan çok geri, üstelik çok da yoksul olan Efganistan’ın kuzeyinde de 3 milyon Özbek ve Türkmen vardır. Efganistan’ın bu kuzey bölgesi “Efgan Türkistanı”dır. Komünist kıyıcılığından kaçarak Efganistan’a geçen Özbek, Türkmen, pek az da Kırgız Türkü ile bugün 3 milyona varan bu Türkler, ancak %5’i okur-yazar olan iptidai Efganlılar’ın hakimiyeti altındadır. 25–30 yıl önce, hayvan sürüleriyle birlikte Türkiye’ye göçmek isteyen on binlerce Türkmen’e Efgan hükümeti izin vermemiştir. Bu Türklerin de Türkçe öğretim yapan okulları, radyodan Türkçe seslenen spikerleri yoktur. Efganistan denen ülke tarihteki Türk Kuşanlar’ın, Ak Hunlar’ın, Gazneliler’in, Temirliler’in ülkesidir. Efgan şehirleri bu eski Türkler’in medeniyet eserleriyle doludur. Bunları düşünmek ve onlar için bir şeyler yapmak da hakkımız ve görevimizdir. Sovyetler Birliği ise 40 milyon Türk’le en kalabalık Türk nüfusunu barındıran devlettir. Soyumuzun anayurdu oradadır. En eski tarihî anıt ve hatıralarımız oradadır. Moskoflar’ın Türk gücünü kırmak için ayrı alfabelerle ayrı millet haline getirmeye çalıştığı Kazak, Özbek, Tatar, Başkurt, Kırgız, Türkmen, Çuvaş, Karakalpak, Azerî, Oyrat, Hakaslar ve daha küçük idarî bölgelerde yaşayan Yakut Balkar, Karaçay, Nogay, Kumuk, Altaylı gibi Türkler hep oradadır. Hepsine ayrı tarihler uydurulan bu Türkler, büyük maziden ve büyük devletten gelmenin verdiği kuvvetle Moskof baskısına başarıyla karşı koymaktadır. Artık onların bilginleri ve her türlü uzmanları var. Direniyorlar. Ruslar eski saldırganlıklarını kaybetmişlerdir. Yalnız Batı’dan değil, ülküdaşları olan Çin’den de korkuyorlar. Komünizm iflâsa doğru gitmekte, Rus nüfusu yerinde sayarken Türkler çoğalmaktadır. Karanlıklar arasından ümit şimşekleri çakmaktadır. Bu Türkler’i düşünmek de hakkımız ve görevimizdir. Dünyanın en kalabalık olan, belki 850 milyonluk, belki bir milyarlık Çin’deki Türkler ise daha mühim bir tehlike ile karşı karşıyadır: Bu geniş topraklara Türkler’in birkaç katı Çinli yerleştirilmesi… Fakat tabiat kuvvetleri Türkler’i korumakta, Çin Türkistan’ında Çinliler yaşayamamaktadır. Yaşayıp üreseler bile, orada bir tek Türk kalmasa bile günün birinde o Kunlar ve Uygurlar diyarı onlardan yine alınıp Türkleştirilecektir. İçinde Türk nüfusu kalmadı diye tarihî mirasları bırakacak değiliz. Bugün Kırım’da da Türk yok ama Kırım bizimdir. Günün birinde mutlaka kurtarılacaktır. O Türkler’i unutmayız. Unutamayız. Bir aile, nasıl gurbette veya uzakta olmakla bir ferdini unutmazsa, bir millet de başka hakimiyetler altında yaşayan kardeşlerini öylece unutamaz. Bu sebeple nerede olurlarsa olsunlar bütün Türkler’i düşünmek, onların acı ve sevinçlerine ortak olmak, iyiliklerini istemek ve günün birinde bütün Türkler’in birleşeceklerini düşünerek bu uğurda çalışmak her Türk’ün vazifesidir. Türk milleti büyük bir millettir. Tarihteki fonksiyonu çok büyük olmuştur. Türk devleti birkaç defa dünyanın ve tarihin en büyük devleti haline gelmiştir. Böyle bir milleti dünya birleşse bile ortadan kaldıramaz. 20. yüzyıl Türkler’in bütün tarihlerinde görülmedik şekilde çoğaldıkları bir asırdır. Bu asır Batı medeniyetinin ve komünizmin yıprandığı, çözüldüğü bir çağdır. Türk milletinin şahlanması için yeniden büyük önderlere ihtiyaç vardır. 20. yüzyılın son çeyreğinde (1967–2000) elbette böyle bir kılavuz önder çıkacaktır. Parti liderlerinden böyle bir önder çıkamaz. Partiler, tabiatları icabı, birbirlerini yemekle meşguldür. Önder, partilerden değil, doğrudan doğruya milletin içinden çıkarak yeni bir Bozkurt olacaktır. Tanrıkut Mete’nin, Çiçi Yabgu’nun, İstemi Kağan’ın, Kür Şad’ın, İlteriş Kutluğ Kağan’ın, Kül Tegin’in, Bayançur Kağan’ın, Çağrı Beğ’in, Oruç Reis’in ruhlarından işaret almış bir önder yüksek ahlâk ve büyük erdemle bu kutlu işi başaracaktır. Tutsak Türk Elleri ve onun Osman Batur gibi binlerce şehidi dururken, Zenci Lumumba’ya, Hoşi-minh’e, Mao’ya destan düzenlere lânet olsun. Milletin büyük yarını ve övüncüyle uğraşmak dururken işçi gündeliklerini hayatın en mühim meselesi haline getirmek isteyen solaklara lânet olsun. Türk ırkının yüceliği ortada iken “Ben hilâli bir Çingene ile yükseltirim” diyen yobaz köpeği susturmayan haysiyetsiz profesöre lânet olsun! Türk’ün yıldırımı inecektir. Tanrı’nın gazabı bunların üstüne inmezse daha müthiş olan Türk’ün yıldırımı inecektir. NİHAL ATSIZ
  7. Irkdaşım, kürtlerin Kurtuluş Savaşında Türklerle birlikte savaştığı tamamen yalandır. kürtler Kurtuluş Savaşında zorla askere alınmışlar, tek kelime Türkçe bilmedikleri için ve kanlarının gereği olarak Türklere ayak bağı olmaktan başka hiçbir işe yaramamışlar, destek değil köstek olmuşlardır. Ayrıce ülkücülere yutturulan bir başka yalan ise kürtlerin Türk olduğu masalıdır. Bu a amaçlanan politikanın bir parçasıdır. Siz de inanıyorsunuz. kürtler, Arap- Fars-Ermeni kırması, hiçbir zaman bir millet olamamış adi bir ırktır. kürtleri Türklere yamama propagandalarına da inanan tek bir kürt yoktur, ama Bunlara inanan çok Türk vardır ne yazıkki. İnananlar da ülkücülerdir. Bu çok acı! Hem Türk milliyetçisi olduğunu söyleyen hem de Türk'ün en büyük düşmanlarından biri olan kürtleri kardeş sanan ülkücüler büyük bir yanılgı içindedirler. Bu talihsiz yanılgı, tarihin sayfalarına ihanet olarak geçecektir. Ülkücüler, ne yazıkki, bu gaflete devam ettikleri sürece tarih önünde Türklüğe karşı ihanetlerinin bedelini ödeyecekler ve ne yazıkki Türk milletine de ödeteceklerdir. Ülkücü kandaşlarımızdan ricam şudur: Ey Türk! Titre ve kendine dön!
  8. "Milliyetçi", en basit tabirle, "Biz ve Onlar" kavramının bilincinde olan kişidir. Millî aidiyet şuurundan kaynaklanan millet sevgisinin etkisiyle zihinde gelişen bu kavramın yarattığı doğal refleks, kişinin kendi milletinin maddî-manevî çıkarlarını elinden geldiğince savunmasına ve hayatın her alanında milletinin menfaatleri doğrultusunda hareket etmesine sebep olur. "Biz ve Onlar" kavramının bir diğer adı da "ayrımcılık" olduğuna göre, "milliyetçilik" tüm insanlara karşı sevgi beslemek esasına dayanan bir düşünce şekli değildir. Fark gözetmeksizin herkesi seven kişiye "hümanist", bu sevgiyi dinî inanç birliği ile sınırlandıran kişiye "ümmetçi" denir. "Milliyetçi" ise etnik köken ortaklığını en önemli kıstas olarak gördüğü için, değerlendirmelerini soya ve benliğe göre yapar. "Milliyetçi" kişi başka bir milleti veya etnik topluluğu savunmak adına, kendi milletinin mensuplarına düşmanlık etmez. Böyle bir hareketin milliyetçilik mefkuresinde yeri olmadığı gibi, fikrin özüne de tamamen ters düşer. Türkeş'in "Türk ile kürt kardeştir" şeklindeki sözü ve M.S. 652 senesinde Yenisey ırmağının kıyısına, yani Gök Türkler'in yaşadığı bölgeye dikilen Elegeş Yazıtı'ndaki "Ben kuvvetli han Alp Urungu" anlamına gelen "Men körtül kan Alp Urungu" ifadesinin "Ben Kürt İlhanı Alp Urungu" şeklinde çarpıtılması suretiyle kürtlerin de aslında bir Oğuz boyu olduklarının iddia edilmesi gibi olaylar; 1990'lı yıllarda PKK terörüne karşı uygulanan psikolojik savaşın birer parçasıdır. PKK propagandasının etkisinde kalarak "bağımsız kürdistan" isteğine kapılmalarını önlemek maksadıyla, Türkiye'de yaşayan kürtlerin beynine "Türkler ile kardeş oldukları, aynı soydan geldikleri" fikri sokulmaya çalışıldı. Fakat dönemin siyasî konjonktürü gereği yapılan bu tür faaliyetler ters teperek kürtler yerine ülkücüleri etkiledi. Hedef kitle olan kürtlerin düşünce şeklinde herhangi bir değişiklik meydana gelmezken, ülkücüler kürtleri kardeş bellediler ve o günden beri de canla başla savunuyorlar. Aslında bu durum son derece normaldir. "Türk ile kürt kardeştir" türünden sloganlar yanlış kişiye söyletildi, kürtlerin Türk soyundan geldiğini kanıtlayan(!) kitaplar da yanlış akademisyenlere yazdırıldı. Bu işlerin Türk milliyetçilerine değil, kürt milliyetçisi olarak bilinen kişilere yaptırılması gerekirdi ki, kürtler üzerinde etkisi olsun. Türkeş'in sözlerini ve ülkücü akademisyenlerin kitaplarını kürtlerin ciddiye alması beklenemezdi çünkü her insan sadece kendi mensup olduğu etnik/ideolojik topluluğu düşünsel açıdan yönlendirebilme imkanına sahiptir. Dolayısıyla ülkücülerin sözlü ve yazılı propaganda faaliyetlerinden kürtler yerine ülkücü taban etkilendi; kürdofil (kürt aşığı) oldular. Şimdi elimizi vicdanımıza koyup düşünelim. İşe yaramadığı apaçık ortada olan "Türk ile kürt kardeştir" propagandasını sürdürmekte ısrar etmek, ülkücülere ne kazandırır, ne kaybettirir? Kapatıldıkça adını değiştirip tekrar açılan ve şu anda DEHAP adıyla faaliyet gösteren kürtçü parti, katıldığı tüm genel ve yerel seçimlerde, kürt nüfusun ağırlıkta olduğu bölgelerden %60-70 oranında oy alıyor. Evet, bu parti aynı zamanda PKK'nın siyasî kanadı durumundadır fakat partiye oy veren seçmenlerin hepsi PKK militanı değil ya... Terör örgütü PKK ile ilişkisi olmayan milyonlarca kürt de kürt milliyetçiliği yapan bu partiye oy veriyor çünkü kendilerini "Türk" veya "Türkler ile kardeş" olarak görmüyorlar. Kürt olduklarının bilincindeler ve kürtlüğün gereğini yerine getiriyorlar. Aynı bölgelerden MHP'nin aldığı oy oranı ise %1.6 (binde onaltı)'yı asla geçmedi. Oy verenler ise bölgede asker veya memur olarak görev yapan Türklerdir. Hülasa, "Türk ile kürt kardeştir" mantığı ülkücülere hiçbir şey kazandırmadı, kazandırmayacak da... Peki ne kaybettirir? Bu sorunun cevabı çok basit: Türkleri kaybettirir. Ve kaybettirdi de... Bugün ülkücü camia ile yollarını tamamen ayırmış olan bizler, öz be öz Türkleriz. Yüreğimiz Türklük için çarpar. Gökten zembille inmedik veya birtakım etnik özürlü yobazların uydurduğu gibi ermeniler, yahudiler tarafından örgütlenmedik. İçimizden birçoğu geçmişte Ülkü Ocakları'nda bulunmuştur fakat kürtler konusundaki fikir ayrılıkları yüzünden ülkücülerle ters düştükleri için ocaklardan uzaklaşıp farklı bir yolda yürümeye başlamışlardır. Siz hiç Türkler yüzünden kavga eden, fikir ayrılığına düşerek birbirine düşman kesilen kürt gördünüz mü?.. Görmemişsinizdir, göremezsiniz çünkü kendi aralarında sağcı-solcu, dinli-dinsiz gibi ayrımlar yapmadan her alanda ve ortamda birbirlerine sınırsızca destek oluyorlar. Neden? Çünkü birlikten kuvvet doğacağını biliyorlar. Türkleri kardeş görmüyor, sadece birbirlerini destekliyorlar ve bu sayede giderek güçleniyorlar. Türk'ün kardeşlik afyonuyla uyuması, kürdün meydanı boş bulup dilediği gibi at koşturmasını sağlıyor. Elin kürdü böyle bilinçli şekilde hareket ederken, ülkücüler saf çocuklar misali "Türk ile kürt kardeştir" diyerek kendilerini avutmayı sürdürür ve ciğeri beş para etmeyen kürtleri savunmak uğruna Türkçülere düşmanlık yaparlarsa, sonunda kendileri pişman olurlar. Çünkü Türkçülük giderek güçleniyor, Türk-İslam Sentezi ise sürekli kan kaybederek zayıflıyor. Çok değil, birkaç yıl içerisinde dengeler tamamen değişecek.
  9. Bula bula bu cevabı mı buldun. Çok komiksin!
  10. Üsküplü, Mardinli, Trabzonlu, Mersinli diyorsun, bunlar ırk ifade eden sözcükler değil, ben de Aydınlıyım. Ama Aydınlı olmak bir ırk göstergesi değildir. Asıl sen büyük bir ****** veya ihanet örneği sergiliyorsun, acaba bunun farkında mısın? Kurtuluş savaşında çeşitli yörelerden Türkler savaşmıştır. Kürtler o dönemde zorla askere alınmış, fakat Türkçe bile bilmedikleri için ve ırklarının gereği olarak Türklere ayak bağı olmaktan başka hiçbir işe yaramamışlardır. kürtçükleri sevimli yapacağız diye komik oluyorsunuz Bu kadar eğilip bükülmeyin, altı üstü bir kürt ****** için.
  11. Nazım Hikmeti sevmiyoruz. Hatta ondan nefret ediyoruz. Çünkü........... İstiklal savaşımızda 18 yaşındaki delikanlılardan 70 yaşındaki dedelere kadar erkekler cephede savaşırken, yaşlı teyzeler vatan malı ıslanmasın diye kış günü bebeğinin üzerindeki örtüyle silahların üzerini örterken Nazım Hikmet 20 yaşında cepheye koşacağı yerde komünist Sovyetler Birliğine devrimi kutlamaya koşmuştur. Lenin, 6 yıl içinde 28 psikopos, 1215 papaz, 6.575 profesör, 8.800 hekim, 54.850 subay, 260.000 er, 105.000 polis memuru, 48.000 jandarma, 12.500 memur, 335.250 aydın, 192.000 işçi, 815.000 köylü olmak üzere yaklaşık 2 milyon kişiyi katletmiştir. Nazım bu gerçeği bile bile Türkiye'yi Moskova'ya uydu komünist bir devlet haline getirmek için mücadele etmiştir. Nazım, Stalin için ''beni o yarattı'' demiştir. Stalin 112bin Türk ailesini buzlara gömmüştür. 425bin Türk'ü yük vagonlarında haftalarca aç, susuz, tuvaletsiz, havasız bırakarak yerlerinden etmiştir. Kırım Türklerini, Özbek Türklerini birbirine kırdırtmaya çalışmıştır. Türk'ü Türk'e kırdırmak için elinden geleni yapmıştır. Nazım, Stalin'in öldüğü akşam Budapeşte radyosundan Stalin'e şiirler, ağıtlar okumuştur. Nazım'ın Stalin'i değil, sürgün edilen yüzbinleri, katledilen milyonları sevmesini isterdik. Damarında bir gram Türk kanı taşımayan Nazım Hikmet, Stalin'in katlettiği milyonlarca Türk için bir nebze üzülmemiştir. Her Türk Milliyetçisi Atatürk'ü sever, onu sevmeyenleri sevmez. Şu mısralar Nazım tarafından Atatürk için yazılabilmiştir. İşte Nazım denen komünistin Atatürk'e hakaret ettiği şiir paçavrası: 'Burjuva Kemal'in omzuna binmiş, Kemal kumandanın kordonuna. Kumandan kahyanın cebine inmiş, Kahya adamların donuna. Uluyorlar. Hav, hav, hav.... Hak tu.....' O, Lenin gibi milyonların katillerine, Stalin gibi soydaşlarımızı hayvan vagonlarına doldurup Sibirya buzlarında ölüme terk eden canilere aşık olmuş, Türk milletini düşman çizmelerinden kurtaran Atatürk'e ve Türk ordusuna hakaret yağdırabilmiştir. Birilerinin gözünde evliya olsa bile, biz onu nasıl sevelim ? Nasıl !
  12. Çünkü insan kendi ırkına ihanet edemez. Ederse en ******** ********.
  13. kürtlerin en rahat hareket ettikleri parti mhp oldu.Diğer partilerin hiçbirinde bu kadar rahat kürtçülük yapamıyorlar. Dilerim arkadaşlarından özenerek bunların mekanlarına giden Türk Gençleri, bu uykudan uyanıp derhal bu yerlerden kurtulur. Ülkücülerin içinde bu kürtçü çizgiden rahatsız olan çok sayıda ırkdaşımız var, onların kurtuluşu ve doğru yolu bulmasını dilerim. Doğruyu arayan bulur. Biz buradayız.
  14. Ülkücüler kendi iplerini kendileri çektiler. Kürtleri kardeşleri olarak görünce, Türkleri karşılarına almış oldular. Bir insan hem Türkleri hem de kürtleri bağırına basamaz. Bu mümkün değildir. Kerkük başta olmak üzere Kuzey Irak'ın her yerinde kürtler Türkmenleri hunharca katlediyor. Şimdi bizim ülkücüler hangi tarafı destekleyecek? Her fırsatta kardeş ilân edip toz kondurmadıkları kürtleri mi? Yoksa aralarında akan onca kana rağmen, utanmadan kürtlerle kardeş ilân ettikleri Türkmenlere mi? Ülkücüler ne söylerse söylesin, Türkmen kardeşlerimiz kendi katilleri olan kürtlerle kardeş olmak istemiyorlar.
  15. berker18, Erciyes'teki kurultayda hep senin gibi kürdofillerin olduğunu biz zaten biliyoruz. Niçin bu açıklamayı yapma gereğini duydun, anlamış değilim. Ayrıca; KÜRDÜ TÜRK'E KARDEŞ TUTAN KALLEŞTİR! Siz ülkücüler yani Türk-İslam sentezcileri, sırf müslüman diye kürtleri bile kardeş ilan ettiniz ya, pes! İhanetin en büyüğünü yaptınız! Daha senin gibi sentezci kürtseverlerle muhatap olmaya değmez, Tanrı ıslah etsin sizi. TÜRK'E İHANET EDENE, KÜRDÜ KARDEŞ İLAN EDENE LANET OLSUN! GÖK GİRSİN, KIZIL ÇIKSIN! TTK
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.