Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

yildizli21

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Diğer Bilgiler

  • MSN
    gecelerinyargici_8585@hotmail
  • Website URL
    http://

yildizli21 - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. mrb arkadaşlar forumun yeni üyelerinden sayılırım...yıldız teknikte okuyorum...umarım keyifli vakitler geçiririz burada...
  2. ----AHLAT---- ARKADAŞLAR HEPİNİZİ FORUMUMUZA BEKLİYORUM.ŞİMDİDEN ÇOK TEŞEKKÜRLER.DAHA FAZLA BİLGİ VE AHLAT FORUMUNA http://www.ahlat.bel.tr/forum/index.php SİTESİNDEN ULAŞABİLİRSİNİZ.... İlçede Günümüze gelebilen tarihi eserler: İskender Paşa Camisi Kadı Mahmut Camisi Emir Bayındır Camisi Dede Maksut Türbesi Mirza Muhammet Türbesi Şeyh Necmettin (Havai Baba) Türbesi Usta Şakirt Kümbeti Hasan Padişah Kümbeti Emir Bayındır Kümbeti Şirin Hatun Bogatay Ata (Çifte Kümbet) Kümbeti Emir Ali Kümbeti Hüseyin Tümur Esen Tekin (Çifte Kümbet) Kümbeti Erzen Hatun Kümbeti İLÇENİN COĞRAFİ YAPISI 1-Sınırları Ahlat Van Gölü’nün kuzeybatı kıyısında sahil kenarında kurulmuştur. Kuzeyinde Muş iline bağlı Bulanık ve Malazgirt ilçeleri , batısında Muş ili , güneyinde Van Gölü, güneybatısında Tatvan ve Bitlis, doğusunda ise yine Van Gölü ve Adilcevaz ilçesiyle sınırlıdır. 2-Yeryüzü Şekilleri 1044 km2’ lik kırsal bir alana yayılmış olan ilçenin yüzey şekilleri , gerek biçim, gerekse meydana geliş şekilleri bakımından farklılıklar gösterir. Yeryüzünün sayılı volkanlarından olan Nemrut, Ahlat’ın batısında , Süphan ise doğusunda yer almaktadır. Bu dağların eteklerinde geniş dağ platoları uzanır. Nemrut gerek bu bölgedeki volkan dağlarının bir örneği olması , gerekse Van Gölü’nün oluşmasında önemli bir yer tutması bakımından ayrıca incelenmeye değer.Zamanımızda sönmüş bir volkan olarak görülen bu dağ , doğu-batı doğrultusunda uzanan geniş ölçülü bir çukur alanı ortasında yükselmektedir. Nemrut yanardağı Van Gölü’nün batısında yer almış olup 3050 m. yüksekliktedir. Volkanın son püskürmesi 1441 yılında küçük ölçüde olmuştur .Bitlis ili genelinde dağlık olmakla beraber Ahlat ovası , Rahva ovası ile birlikte Bitlis’in iki büyük düzlüğünden biridir. 3-İklimi İlçe Van Gölü’nün kuzey kıyısında yer almış olmakla beraber iklimi kara iklimi özelliği taşır. Yörede kış oldukça erken başlar ve uzun sürer.Havanın ısınmaya başlaması ancak nisan ayının ortalarında olur. Yörenin yaz mevsiminin ağustos ayının sonuna kadar sürmekte olması yanında kısmen bazı yıllar eylülayını da kapsar. Eylülün bitimiyle kısmen kış soğukları başlar.Bölgenin genel bir özelliği olan yağışın çok oluşu , ilçe içinde geçerlidir. Yılık ortalama yağış miktarı 1000-1500 mm.dir. Yörenin en önemli özelliği ise kar şeklinde yağışın çok olması ve uzun süre yerde kalmasıdır. Karın uzun süre yerde kalması ve yer yer 2 m. lik bir kalınlığa ulaşması yörede ulaşımı büyük ölçüde aksatmaktadır . Özellikle dağ etekleri ile yaylalarda bulunan yerleşim yerleriyle ilçe merkezi arasındaki ulaşım bütün bir kış boyunca kısmen kesik bulunmaktadır. 4-Bitki Örtüsü Gerek Van Gölü’nün kıyısında olmasının gerekse yıllık yağışın bolluğu sebebiyle Ahlat bölgenin genel bitki örtüsü olan bozkır bitki örtüsünün dışında daha yeşil ve gür bir bitki örtüsüne sahiptir. Yerleşimin olduğu bölgelerde kavak yetiştiriciliğinin yanında meyve ve sebze de yetiştirilmektedir. 5-Nüfusu 1985 nüfus sayımına göre ilçenin merkez nüfusu 20.000 civarında olup günümüzde toplam nüfusun 35.000’ in üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. 6- Sosyal Hayat Konutlar genellikle bahçe tipli olup tek veya iki katlıdır. Yapıların hemen hepsi yörenin özel bir taşı olan Ahlat Taşı’ndan yapılmıştır . İlçede konut sıkıntısı çekilmemektedir .İlçedeki sosyal yaşantının en belirgin durumu aile tipinin ataerkil olmasıdır. Ancak özellikle şehir merkezinde ataerkil yapıda çözülmeler olmaktadır. Komşuluk ilişkilerine çok önem verilir. Giyim ve kuşamda ise bir sadelik gözükür. Çarşaf ve peçe yaşlı nesilde olmasına karşın genç nesilde hemen hemen hiç gözükmemektedir. Bütün bunların yanında ilçe merkezinde mahallelerin dağınık olması sosyal yaşantı üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır.Genellikle köylerde belirli aşiretlere bağlı yerleşmiş aileler olmasına karşın ilçede aşiret olgusu zayıftır. Bunun yanında akrabalık bağları daha kuvvetlidir. 7-Mahalleleri Bir süre önce yedi mahalleden müteşekkil olan ilçe şimdilerde on mahalleye sahiptir . En doğudaki Tunus Mahallesi ile en batıdaki Kırklar Mahallesi arasındaki mesafe 12 km. dir. Mahallerin yerleşme durumları birbirlerinden kopuk olup aralarında arazi parçaları bulunmaktadır. Bir uçtan diğer uca Ahlat merkezi 17 km. dir. Mahalleri şunlardır; Erkizan Mahallesi Selcuklu Mahallesi İkikubbe Mahallesi Harabeşehir Mahallesi Kale Mahallesi Kacer Mahallesi Kırklar Mahallesi Kulaksız Mahallesi Taht-ı Süleyman Mahallesi Tunus Mahallesi DOĞA VE TURİZM Ahlat ve Van Gölü kıyıları, doğal güzellik olarak Hazar Havzasından Akdeniz’e kadar uzanan büyük ve engebeli bir arazide öne çıkmaktadır. Tarihi ve kültürel mirası da dikkate aldığımızda Ahlat deniz, göl, dağ, tarihi ve kültürel değerlerle önemli bir turizm potansiyeli oluşturmaktadır. Bu potansiyeli şu şekilde tasnif etmek mümkündür. DOĞAL KAYNAKLAR 1- Kıyı turizmi açısından Ahlat kıyı alanları 2- Nemrut Dağı, Krater Gölü 3- Nemrut Kaplıcası 4- Nemrut Kayak ve kış sporları alanları 5- Tırmanma ve dağcılık açısından Süphan Dağı ve Nemrut Dağı 6- Av turizmi açısından Van, Nazik göllerinde av kuşları ve balık avcılığı 7- Mağara turizmi açısından Süphan ve Ahlat 8- Yayla turizmi açısından Sütey Yaylası 9- Sağlık turizmi açısından Otluyazı maden suyu ARKEOLOJİK, MİMARİ VE FOLKLORİK KAYNAKLAR 1-Ahlat’taki Urartu, Roma, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemine ait tarihi eserler, Ahlat Müzesi Ahlat’tan günübirlik gidilip- dönülebilen 2- Bitlis’te çeşitli dönemlere ait Bitlis Kalesi, külliye, medrese, cami ve sivil mimarlık eserleri 3-Tatvan Eleman Kervansarayı 4- Adilcevaz Kef Kalesi 5-Ahlat halk oyunları, halı ve kilim dokumacılığı, bastonculuk ile el sanatları öne çıkmaktadır. Bu bilgiler çerçevesinde Ahlat ve çevresinde gelişmekte olan turizm çeşitleri şunlardır: 1- Rekresayon (dinlence) turizmi 2- Termal turizmi ( Nemrut kaplıcaları) 3- Kıyı turizmi, eğlence, dinlenme, spor amaçlı turizm 4- Arkeolojik, tarih, mimari eserler, sit alanları, kültürel ve folklorik değerlerin öne çıktığı kültürel turizm. 5- Dağcılık, dağ yürüyüşleri, tırmanma, paraşütle atlama, kış sporları ve kayak gibi faaliyetlerin öne çıktığı sportif turizm. 6- Kara ve göl avcılığı çeşitlerini kapsayan av turizmi 7- Yelken, su kayağı, kayıkla gezinti, yüzme, kanoculuk gibi su sporları 8- Sağlık turizmi (Otluyazı maden suyu) 9- Yayla turizmi (Sütey Yaylası) Ahlat ilçesi’ni turizm olayı ile ilgili tek başına değerlendirmek, turizmin çok yönlülüğü ile bağdaşmaz. Ahlat’ın turizmdeki yeri ve bu sektörden alacağı iktisadi pay, bağlı olduğu Bitlis vilayeti ve hatta Doğu Anadolu tur güzergahı içerisinde değerlendirilmelidir. AHLAT TURİZM MERKEZLERİ KARARI : Turizm Bakanlığı’nın değerlendirmesi sonucunda Ahlat turizm merkezi olarak belirlenmiş ve bu karar 20 Eylül 1991 tarih ve 2977 sayılı Resmi gazetede ilan edilmiştir. Ahlat turizm merkezi, Tatvan’ın kıyıdüzü yerleşmesi ile Adilcevaz’ın batısındaki Kıztaşı mevkii arasında yaklaşık 60 km.lik kıyı bandını kapsamakta olup 1/25.000 ölçekli haritası yapılmıştır. 23-25 AĞUSTOS AHLAT KÜLTÜR HAFTASI: Her yıl düzenli olarak 23-25 ağustos tarihleri arasında Ahlat Belediyesi, Ahlat Kaymakamlığı ve Ahlat Kültür Vakfı’nın organize ettiği Ahlat Kültür Haftası, turizm olgusunu hareketlendiren önemli bir etkinliktir. Bu haftada bilimsel, sportif, kültürel, eğlendirici etkinlikler tertip edilmekte, Ahlat’ın tanıtımı yapılırken, çeşitli sorunları da tartışılarak çözüm önerileri getirilmektedir. TURİSTİK ÜRÜN AHLAT BASTONLARI: Bastonculuk Ahlat’ta babadan oğula geçen bir ata mesleğidir. Ahlat bastonlarında malzeme olarak ceviz kereste, koç ve manda boynuzu kullanılmaktadır. Ceviz kereste, koç ve manda boynuzunun renk ve deseni Ahlat bastonlarının en belirgin özelliğidir. Yüz çeşit baston üretilmekle birlikte bunlar arasında en yaygın olanı düz baston, mahmuzlu baston, “T” başlı baston, at başlı, kurt başlı, kuş başlı, top başlı, asa, Türk motifli ve kemik işlemeli bastonlardır. Ayrıca burma, kakma, kabartma, oyma ve yakma teknikleri uygulanarak değişik şekillerde bastonlar yapılmaktadır.Baston üretiminde % 90 el aletleri kullanılmakta ve bastonların üretimi için büyük ölçüde el emeği sarfedilmektedir. Bugün Ahlat’ta Selçuklu Baston Atelyesi (Refa Usta), Aras Baston Atelyesi, Karakuzu Baston Atelyesi, Gülmez Baston Atelyesi, Kenan (ATAŞ) Usta gibi atelye ve ustalar tarafından baston üretimi yapılmaktadır. DOĞAL ALANLAR VE GÖLLER 1- VAN GÖLÜ Dünyanın en önemli gölleri arasında yer alan Van Gölü 3.574 Km2 yüzölçümü ile Türkiye’nin en büyük gölü, Dünya’nın en büyük sodalı göllerinden biridir. Büyüklüğü nedeniyle çevrede yaşayan halk göle deniz demektedir. Van Gölü’nün en temiz ve en güzel kıyıları, kumsalları Ahlat’ta bulunmaktadır. Bu bakımdan kıyı turizmi açısından Ahlat, en elverişli konuma sahiptir. Sodalı göl sularını cilt hastalıklarına iyi gelmesi, Van Gölü’nü kıyı turizmi yanında, sağlık turizmi açısından da öne çıkarmaktadır. Gölde bulunan Akdamar adası, Çarpanak adası ve Adır adası üzerinde bulunan kiliseler kültür turizmi açısından önemlidir. Ahlat’tan Van, Erciş, Tatvan ve Akdamar Adası’na günü birlik gidiş-geliş mümkündür. 2- NAZİK GÖLÜ Ahlat’ın 16 km. kuzeybatısında yer alan Nazik Gölü 44.5 km2.’lik bir yüzölçüme sahiptir. Gölün deniz seviyesinden yüksekliği 1816 m., Van Gölü’nden ise 170 m.’dir. Gölün suları tatlıdır. Göl, akarsu kaynakları, ilkbaharda eriyen kar suları ve yağmur suları ile beslenmektedir. Gölün en önemli özelliklerinden birisi kış mevsiminde üzerinden araç geçecek şekilde donmasıdır. Kışın, göl çevresindeki yerleşmeler arasındaki ulaşım donan göl üzerinden sağlanmaktadır. Gölün fazla suları güneydoğu ucundan Karmış çayına doğru akmaktadır. Bu akıntı üzerine yerleştirilen bir regülatörle fazla sular kontrole alınmış olup, Ahlat ovası ile Tatvan’ın Adabağ ve Sarıkum köyleri arazisinin sulamasında kullanılmaktadır. Göl üzerinde Dilburnu tarafında kıyıya yakın bir de ada bulunmaktadır. Göl sularının tatlı olması, besin bakımından zengin oluşu nedeniyle, gölde bol miktarda aynalı sazan balığı üretimi yapılmaktadır. Bu balık türünün dışında yöresel olarak gocut olarak adlandırılan bir balık türü de avlanmaktadır. Av kuşları bakımından çeşitlilik de dikkate alındığında Nazik Gölü av turizmi açısından önemli bir potansiyel teşkil etmektedir. 3- NEMRUT KRATER GÖLÜ Ahlat’ın önemli göllerinden birisi de Nemrut Volkanı’nın kalderasında yer alan Nemrut Krater Gölüdür. Krater Gölü deniz seviyesinden 2247 m., Van Gölü’nden ise 600 m. yüksekliktedir. 12 km2. lik bir yüzölçümü olan göl bir yarım ay şeklindedir. Krater Gölü’nün suları tatlı ve soğuktur. Bu gölün dışında Nemrut Kalderası’nda 1.2 km2. yüz ölçüme sahip Ilık Göl ile yağmur ve kar sularıyla beslenen üç küçük göl daha bulunmaktadır. MAĞARALAR Ahlat’ın çeşitli kesimlerinde yüzlerce mağara bulunmaktadır. Bu mağaralar eski çağlardan beri değişik amaçlarla kullanılmış ve günümüze kadar ulaşabilmişlerdir. XIX. Yüzyılın sonlarında bu yöreye gelen LYNCH. Bu mağaralardan oluşan yerleşmelere dikkat çekmiştir. Ahlat, Doğu Anadolu Bölgesi’nde ilk yerleşilen alanlardan birisi olduğu için bu mağaralar Neolitik Çağ’dan beri kullanılmıştır. Bölgede meydana gelen şiddetli depremler, kuraklık nedeniyle sulak vadilere yerleşme ihtiyacı, harp ve istilalar sonucu yerleşmelerin tahrip edilmesi, sert iklim koşulları gibi nedenler mağara yerleşmelerinin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Bugün Harabeşehir ve Tahtısüleyman Mahallerinde bir çok mağara bulunmaktadır. Ancak Eski Ahlat Kalesi’nin batı yönünden tahrip edilmesi ve yıkılması sonucu onlarca mağara yok olmuştur. Bu mağaralar kalenin mamur olduğu dönemlerde askeri mühimmat depoları ve soğuk hava depoları olarak kullanılmışlardır. İbrahim Kafesoğlu bu mağaralardan bazılarına kutsallık atfedildiğini ve içerilerinde ibadet yapıldığını yazıyorsa da bu durum mağaralara kutsallık atfedilmesinden değil bazı mağaraların ibadet mekanı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Ahlat’taki doğal alanlardan olan ve mağara turizmi açısından önem taşıyan mağara kümeleri genellikle Harabeşehir ve Sultan Seyit dereleri, Kırklar Vadisi, Madavans deresi, Yuvadamı Köyü civarında Gaban Deresi Vadisi ile Harabe Hulik Köyü mevkiindedirler. Yapay mağaralar tek ve iki katlı oyuldukları gibi, bazıları ise galeri tarzında oluşturulmuş olup bu galerilerin nerelere kadar uzandığı henüz araştırılmamıştır. Mağaraların bazıları yanyana veya arka arkaya sıralanmış iki-üç odadan oluşmaktadır. Yuvadamı Köyü civarında doğal ve yapay mağaraların yanında kayalara oyulmuş nişler, sunaklar, kaya mezarları yörenin tarihine ışık tutacak önemli maddi kültür belgelerine sahiptir. Bu köy civarında ise bölgenin en büyük tarih öncesi mezarlığı mevcuttur. MADAVANS Ahlat’taki Kaş deresi içerisinde yer alan Madavans mağaralardan oluşan, XIX. Yüzyıla kadar meskun olan bir Hıristiyan köyü idi. Dik yamaçlardaki mağaraların önleri kesme taşlarla örülerek konut durumuna getirilmiştir. Bu vadide yarısı kayaya oyulmuş bulunan bir de kilise mevcuttur. 1901’de yöreyi gezen LYNCH., görevli rahipten aktardığı bilgiye göre bu kilisenin, havari Apostle Thaddew tarafından yapıldığını yazmaktadır. Bugün tamamıyla terkedilmiş Madavans Köyü, dış tesirler sonucu büyük ölçüde tahrip olmuştur. URARTU SU ŞEBEKESİ Ahlat’ın İki Kubbe ve Kulaksız Mahalleleri arasında bulunmaktadır. Halen günümüzde kullanılan İki Kubbe ve Kulaksız Mahalleri arasında dağlık alandaki bu yer altı su tünelinin o günkü şartlarda nasıl yapıldığı merak edilmektedir. Bu yer altı su tüneli Selçuklular döneminde de kullanılmış olup, kuş uçuşu uzunluğu 1.5.km2.dir. Belirli mesafelerde yukarıdan aşağıya doğru açılan bacalarla bu su tünelinin temizliği yapılmaktadır. SAZLIKLAR: Ahlat’a Tatvan ve Adilcevaz istikametinden girişlerde önemli sazlıklar bulunmaktadır. Bunlardan Uludere Sazlığı ve Yam Sazlığı çeşitli kuş türlerini barındıran önemli sazlıklardır. PİKNİK ALANLARI: Ahlat doğal güzellikleri ile birlikte çok sayıda piknik alanlarına sahiptir. Bu anlamda halkın dinlence ihtiyaçlarına cevap veren Çarko, Şantiye, Kale yeşil ve suların bol olduğu piknik alanlarıdır. AHLAT TAŞI Nemrut yanardağından püsküren lavların soğuması sonucu oluşan volkanik tüf dediğimiz süngerimsi bir yapıdadır. İzolasyonu fazla ve çeşitli renk ve işlemelerde güzel ve estetik bir görünüme sahip olduğundan, özellikle yapı malzemesi olarak tercih edilmektedir. Bu gün bu taş makineli atölyelerde değişik boy ve ölçülerde üretilmektedir. Toprak altından çıkartıldığında kısmen yumuşak olan bu taş sonradan sertleşmektedir. Ahlat taşı bugün iç ve dış mimarinin vazgeçemediği, dünyanın çeşitli yerlerine ihraç edilen güzel, dekoratif, estetik ölçülerde ve renklerde bir yapı malzemesidir KÜLTÜR VE SANAT Ahlat, bir çok tarihi medeniyetler ve kavimlere ev sahipliği yapmış, bu medeniyetlerin tarihi izlerini halen taşıma bahtiyarlığında olan, adeta bir açık hava müzesidir. Urartu, Roma, Bizans ve İslam egemenliğinden sonra Orta Asya'dan akın akın gelen Türk boylarının ilk ve ebedi vatanı olmuştur. 1071 Malazgirt zaferinden sonra Ahlatşahlar, Selçuklular, İlhanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Osmanlıların idaresinde kalan Ahlat ; " Anadolu'un Kapısı, Türklüğün Tapusu" ünvanını bileğinin hakkıyla kazanmıştır. Kümbetler, abidevi mezar taşları, kaleler, köprüler, camiler Türk sanatının en nadide örneklerini teşkil ettiği gibi, aynı zamanda her biri birer tapu senedidir. Ben Kubbet'ül İslam denen, Üç şehirden biriyim Ben, asırların değil, Çağların eseriyim. Ben, hal'im, ben atiyim, ben maziyim. Ben Erzen Hatun, Ben Dede Maksut, Ben Abdurrahman Gaziyim. Alparslan'ı Malazgirt'e ben yolladım, Ertuğrul'un,Osman Bey'in beşiğini ben salladım. Evet, Ahlat Anadolu'nun Türk yurdu yapılmasında çok önemli bir rol oynadığı gibi, Ahlat'tan yola çıkan Kayı Boyu, sınırları üç kıtaya taşan tarihin en güçlü devlet ve medeniyetini kurmuştur. Osmanlılar'ın son dönemlerinde İran ile yapılan savaşlarda Türk idaresini daima tercih eden Ahlat, Cumhuriyet devrinde de Türk idari taksimatında bir ilçe olarak şerefle yerini almıştır. Bugün, bu "Ata Yurdunun" artık tarihle övünmeye değil, tarihteki şanlı yerine yakışır bir kalkınmaya ihtiyacı vardır. Bu konudaki görev, Türk İnsanınındır. Çünkü, " Ata Yurdu" Ahlat, tüm Türkiye'nin ortak mirasıdır ve her Anadolu'lu Ahlatlıdır. ULAŞIM Ahlat Van Gölü’nün kuzeybatı kıyısında sahil kenarında kurulmuştur. Kuzeyinde Muş iline bağlı Bulanık ve Malazgirt ilçeleri , batısında Muş ili , güneyinde Van Gölü, güneybatısında Tatvan ve Bitlis, doğusunda ise yine Van Gölü ve Adilcevaz ilçesiyle sınırlıdır. Ulaşım faliyetleri karoyolu ile gerçekleştirilmektedir. Akdeniz'i İran'a ve Kafkasya'ya bağlayan transit yollardan birisi Ahlat'tan geçmektedir. Geçmişte Ahlat'tan Van, Erciş, Tatvan ve Adilcevaz'a Van Gölü'nden gemilerle ulaşım sağlanırken bu gün göl yoluyla ulaşım yapılmamaktadır. Ahlat'a hava yoluyla da ulaşmak kolaydır. Çünki Van ve Muş havaalanlarına günün her saatinde ulaşmak mümkündür. VAN Gölü, tertemiz plaj ve kumsalları, tarihi dokusu, Nemrut Krater gölü ile Ahlat Akdeniz'i aratmayacak ölçüde güzellikler ile doludur. Turizm gelecekte Ahlat'ın en önemli bir faaliyet alanı olma yolundadır. Çünki doğal güzelliklerin yanında kümbetler, camiler, kaleler, mezarlar, mezar taşları, hamamlarr, köprüler ve daha bir çok tarihi arkeolojik kalıntı ile Ahlat dünyada ender rastlanabilecek bir MÜZE KENT'tir
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.