Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

siosteran

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    119
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Erkek

siosteran - Başarıları

Meraklı

Meraklı (6/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Kendimizin keşif ve icat etmediği,üretmediği değerleri başkalarından alırsak,bu değerlerin nasıl kıymetini bilebiliriz ki? Bu kıymet bilmemenin sonunda tıkanan sistemin getireceği parti,AKP ya da onun benzeri bir parti olacaktı.Esas sorun,bundan sonra ne olacaktır? Çok partili rejime geçeli beri giderek muhafazakarlaşan ve kendine has demokrat olan bir yönetim anlayışı sergileyen partilerimiz ve onları iktidara taşıyan halk,fakirleştikçe mecburen daha dindar,sadakaya muhtaç ve oy avcılığına daha yatkın hale gelmiştir. Bizde laiklik olarak bahsedilen yönetim şekli,batılı ülkelerde sekularizm olarak algılanmaktadır;dini değerlerden kopma söz konusu değildir.Hristiyan alemi,yüzyıl süren mezhep savaşlarıyla inancı bilimin gerisine atmayı başarmış ve kendilerine göre bir sosyal adalet sistemi kurmuşlardır. Sekülariteden uzaklaşan her adım,doğal olarak anayasaya aykırı görülmektedir.Türkiyenin jeopolitik ve stratejik konumu itibarıyla şimdiye dek,ordumuz tepkisini muhtıra ve darbelerle ortaya koymuştur.Bu dönemlerde muhafazakar kesimden kaç insan zindanlara atılmıştır?Fatura solcu ve ülkücü kesime kesilmiştir.Fevri tepkileri olmadığından dolayı,muhafazakarlarla fazla uğraşılmamıştır. AKP,devletin hemen her yönetim organının tepkisizliğini fırsat bilerek,muhafazakar demokrat maskesini çıkararak oldubitti mantığıyla kendi doğrularını tüm topluma kabul ettirecek bir anayasayı yeniden gündeme taşımıştır.Adeta, cumhuriyet yönetiminden intikam alınarak islami şeriat düzeni yerleştirilmeye çalışılmaktadır.Yüzyıllar boyu süren şeriat düzeni insanlara ne kazandırmıştır? AKP,oy ve prestij kaybedeceğini gördüğünden dolayı,haziran ayında olası bir referanduma gitmeye cesaret edemez.Ancak,2011 yılında yapılabilecek genel seçimlere kadar da azar azar oy kaybetmeye devam eder.Seçim öncesi,oy depolarını maddi kaynaklarla doyurursa,yine iktidar olabilir. Aksi takdirde,2011 seçimlerinde yine koalisyon olur ve bu kısır döngü devam eder gider. Ta ki,37 ekran televizyon,kuru soğan ve ekmeğe talim eden çoğu insanlarımızın canına tak edip,aç ve işsiz olduklarını meydanlarda haykırana dek...O zaman geldiğinde herkes için vatan,millet ve din hikaye olur.Ermeni,Rum ve Yahudi lobilerinin oyununa geldiğimizi er geç de olsa anlarız;ama iş işten geçmiş olur. Tanrı eliyle adeta kıyameti zorlayan bu lobiler,daha şimdiden kendi bilimsel saçmalıklarıyla 21 Aralık 2012 tarihini kıyamet günü ilan etmişlerdir bile... Türkleri yok etmekle,kendi sonlarını da hazırlamış olacak şu gözü dönmüş batı alemi...
  2. 810 senelik sofuluğa bağlı cehaletin çözümü bundan sonra zor olacaktır.Zira atı Haçlı Seferleriyle alan batılı devletler,çoktan Üsküdarı geçmişlerdir. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılmasıyla sönen umutlar, Osmanlı'nın sadece savaş ekonomisine dayanan sistemiyle ancak 1699 yılına kadar sürdürülebildi.Bu tarihten sonra zaman,Osmanlının aleyhine işlemeye başladı. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile başlayan Cumhuriyet kazanımları 1946 yılına kadar sürdürülebildi. Atatürk dönemi hariç sekiz asırdır dünyevi gerçeklere aldırmayan,bilimi dinin önüne geçirememiş,olumsuz herşeyi din temelini esas alarak hoşgörüyle karşılayan bir toplumdan ne beklersiniz ki?Kendini geliştirecek atılımlar yapmasını mı? Türkiye'de yaşayan hali vakti yerinde herkes,yaşananları adeta bir korku filmi izler gibi seyrediyor.Diğerleri ise, konumuna göre isyanları oynuyor. Batı ülkeleri,İslamın sinsi bir şekilde kendi değerlerini alt üst etmesinden şikayetçi...Bu nedenle,lobi faaliyetlerini aleyhimize kullanıyorlar. Sistematik bir şekilde birbirimize düşürülüp,yok edilmekteyiz. Şu darbe karşıtlarına da soracak iki sorum var: Darbeler olmasa,bu ülkede bugüne kadar Türk Bayrağı dalgalanır mıydı? Ülke kötü yönetilmeseydi,ordu darbe yapar mıydı?
  3. Youtube yasağı zaten kalkmış.
  4. Anneler gününüz kutlu olsun. Sık sık "ana" sözcüğünün kullanılması,maalesef Türkçemizin 5000 adet kelime içermesinden kaynaklanıyor.
  5. Siyasal,sosyal,ekonomik,kültürel,bilimsel,felsefi düşünsel vb. konulardır. Zaten sömürgecilik zihniyetimizin olmaması,fazlasıyla hoşgörülü olmamız nedeniyle bugünlere geldik.
  6. Türkler zorla ya da belli vaatlerle müslüman olmuş,ne yazar.Siz esas şimdiki duruma bakın.Ölümü gösterip sıtmaya razı ediyor adamlar! Dünya Tarihi isimli bir batı kaynaklı kitapta,Anadolu topraklarına gelen korkunç yüzlü savaşçıların olduğu,bölgede yaşayan grek uygarlığının elinde ne varsa sahiplendiği,günübirlik yaşadıkları ve bu insanların(yani türklerin) sürekli kontrol altında tutulması gerektiği yazar.Günümüzde yaptıkları da bu değil mi? Sen müslümanlığı ister kılıç zoruyla,isterse güzellikle kabul etmiş ol,ne farkeder?Netice önemli. Ortadoğu coğrafyasında yaşayan çoğu insanlar,1200 yılından beri sofuluk(dünyevi gerçeklere kapanmak,öteki dünya için yaşamak) tesirinde kalmamışlar mı? Türk tarihinde Anadolu Selçuklu Devleti dönemi ile 1923-1946 yılları haricinde Türklerin hemen her alanda üstün sayıldıkları bir dönem gösterebilir misiniz bana! Savaş ekonomisiyle ayakta durmuş olan Osmanlıyı zaten biliyoruz.
  7. Yazımın son paragrafını yazarken bir müddet düşünmüştüm.Acaba nasıl bir tepki alırım diye...Ancak,yine de belli bir mantık çerçevesinde klavyemden satırlara dökülmüştü. Tabii ki,insanların da bir sabrı vardır ve bu sabrın sonuna kadar sınanması da iyi bir şey değildir.
  8. Olayı yakın cumhuriyet tarihine kadar indirgeyerek,ülkelerin geçmiş tarihlerini gözardı ederek bir yerlere varmaya çalışıyorsunuz. Allahaşkına,1200 yılından beri Ortadoğu coğrafyasında özetle İran'ın dini kitap süslemeciliği ve Osmanlı'nın savaş ekonomisine dayanan yayılmacılığı dışında,16.yüzyıl sonuna kadar değişen şartlara uygun olarak bilim,kültür,teknoloji alanlarında altyapı oluşturulabilmiş mi? Hayır. 17.yüzyıldan itibaren Avrupa bu altyapıyı sağlamlaştırmış mı? Evet. Hatta,600 yıllarında Ortadoğu coğrafyası İslamiyeti yeni yeni kabullenirken,Avrupa,eğitimi kiliselerin baskısından kurtarıp "studium generale" adında ilk laik üniversite temellerini atmış mı? Evet. Tarihi yeterince anlayarak okumadığımız için bu hallere düştük. Bazıları da tarihle günümüzün gerçeklerinin yorumlanamayacağını ileri sürer dururlar.Bu nasıl bir düşüncedir,anlayamıyorum. Savaşı ve baskıyı savunan bir insan değilim ama,eğri oturup doğru konuşmak lazım:Bu iki faktör olmasaydı,yükselen Osmanlı yayılımcılığı karşısında Avrupa,yüzyıllar boyu elde ettiği bilgi birikimini keşif ve icatlara hızlı bir biçimde yönlendirebilir miydi? Hayır.Bu sayede giderek gelişen batı ülkeleri,dünyaya hakim olma çabasının bir sonucu olan Dünya Savaşlarına öncülük ettiler mi? Evet. Arkadaşlar,korkarım ki,dünyaya hakim olma çabasının sonucu olan savaşlar,güçlünün zayıfı egemenliği altına alması tarzında sürüp gidecektir. Bu emperyalist çabaların altında yatan etmenler,arz(sunum) ve talep(istek) dengesine benzer. Yeraltı kaynakları(arz) azaldıkça,giderek artan nüfusun(talep) istekleri artacak ve yeni savaşlar kaynakların tükenmesiyle doğru orantılı olarak artacaktır. Üzülerek söylüyorum ki,günümüzde antiemperyalist yaklaşımlar,kaynakların kalifiye kişiler tarafından değerlendirilmesi olarak ele alındığında,dünyaya faydadan çok zarar getirecektir.Bu nedenle,hak hukuk demokrasi aramak yerine varlıklı,işini iyi bilen bir bürokratın emrinde çalışmak,dünya ekonomisinin sürekliliği açısından mantıklı yaklaşım olacaktır. Canımıza kasteden bir baskı olmadığı sürece,belki böyle bir yaklaşımla savaş,kavga ve gerginliklerin önüne geçilebilir. Aksi takdirde,olayların önü alınamaz ve ırkçılık kaçınılmaz hale gelebilir.
  9. siosteran

    TEPAV

    8 milyon kişinin oy kullanmadığı gözönüne alındığında,gerçek anlamda %33 civarında oylarla meclisin %61'ine hakim olan bir partinin maliye bakanlığından gerçek verileri beklemek yanlış olur.
  10. siosteran

    Fabrikatör Baba

    CUMHURİYETİMİZİN SÜREKLİLİĞİ İÇİN,DİN VE DEVLET İŞLERİNİN AYRI OLMASI GEREKTİĞİNİ BİR TÜRLÜ BELLEYEMEDİK.İŞTE TÜRKİYENİN SORUNU BU! Laiklik,din ile devlet işlerinin ayrılmasıdır.Herkes inancında serbest olmalıdır.Ancak,bu demek değildir ki,kişi inancını sırf maddi çıkar uğruna kitleleri peşinden sürüklesin;işte bu durumda yasalar vardır.Maalesef,1946'dan beri bu yasalar,radikal islamı düşünen insanların aleyhine uygulanmamış,Türkiye'nin bölünmesini isteyen bazı iç ve dış odaklar tarafından uygulatılmamıştır.61 yılda geldiğimiz nokta ortadadır.İç ve dışta vatanseverler,ABD,AB yanlıları tarafından radikal islam tehdidi algılanmakta ve buna karşı önlemler alınmaktadır.
  11. Yolmanın da tek yolu,aklını kullanıp bu ortamda elinden geldiğince varlıklı olabilmektir.Çünkü emperyalist düzen bunu gerektirir.Bize 1946'dan beri dayatılan anlayış budur."Altta kalıp ezileceğine,üste çıkıp ez","en iyi savunma saldırıdır","para kazan da nasıl kazanırsan kazan","adamını bul"vb. mantıksal çıkarımlardır. Şu anda,gelişmekte olan ülkelerde daha fazla olmak üzere,sermaye ve demokrasi çatışması yaşanmaktadır.Bizim gibi ekonomik alt yapısı yeterince oluşmamış ülkelerde,bu çatışmanın sonucu dindar insanların hakkını savunan bir partinin işbaşına gelmesidir.ABD ve AB,"ılımlı islam" modelini Türkiye'ye uygulamakta ve radikal islama dönme endişesini taşımaktadırlar.Bu nedenle,stratejik önem verdikleri Türkiye'yi kaybetmemek,radikal islamın kendi içlerine sızmasını önlemek için ne gerekiyorsa yapmaktadırlar. ABD ve AB,İslam dünyasına müdahaleyi bırakırsa,İslamiyet tüm dünyaya yayılacaktır. Müdahale ederlerse,küresel ısınma artacağı için dünyanın sonu daha çabuk gelebilecektir. Daha derin anlamda düşünürsek,maddi ve manevi değerler çatışmaktadır.Emperyalist ülkelerde bulunan tüm varlıklar geleceği düşünmeksizin tüketildiğinde,elde manevi değerler kalacak,para kavramı kalmayacak,mal alım-satımlarında takas sistemi gelecek ve belki de küresel ısınmanın tesiriyle dünyanın sonu gelecektir.
  12. Durmak yok,yolmaya ve yolunmaya devam...
  13. Cumhuriyet tarihimiz boyunca borçlarımız nedeniyle iki darbe ve onsekiz ekonomik kriz atlatmışız.Cari açık 8.5 milyar doları geçti.2002 yılına kadar toplam borç 220 milyar dolar iken,2002-2005 arasında 450 milyar dolara dayandı.Piyasada 100 milyar dolara yakın sıcak para var ve adeta ekonomik açığımız bu parayla fonlanıyor,kapatılmaya çalışılıyor. Borsaya 100 milyar YTL yatıran yatırımcı,1 ay sonra 123 milyar YTL alabiliyor.YTL bazında en yüksek faiz,dünya üzerinde Türkiye'ye ait!4 ay önce 10 milyar dolar sıcak para çekilmişti.Bu hafta,Taylan abi'nin dediğine göre 36 milyar dolar ve öncekine göre daha fazla sarsıldık.Sanırım,doların yükselmesiyle ABD,mortgage kredilerinin açığını kapatmaya çalışıyor. Hedef,İran ve Türkiye başta olmak üzere,tüm İslam alemi arkadaşlar... Bu ekonomik kıskaçtan kurtulmak için yapacak fazla bir şey yok.
  14. Geçmiş olsun Türkiye,hele CHP'nin başbakan'a iktidar yolu açtığını seçim sonrasında haberlerde öğrendikten sonra,bu ülkeye güvenim hiç kalmadı. 807 senedir bilim,kültür,teknoloji adına ne yapabildik ki,ne bekliyoruz?Sadece 300 senelik savaş ekonomisi uygulamakla gelinen son nokta bellidir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.