Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DİPNOT

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.258
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    9

DİPNOT son kazandığı tarih 27 Mart 2011

DİPNOT en çok beğeni kazanandı!

DİPNOT Hakkında

  • Doğum Günü 28-01-1910

Diğer Bilgiler

  • Website URL
    http://
  • ICQ
    0

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Erkek
  • Yer
    İstanbul
  • İlgi Alanları
    Dipteki not...
    Dibe vuran not...
    Meraklısına not...
    Gözü gören, konuyla ilgili, oradaki kaynağın peşine düşecek kimselerin okuduğu not...
    Haysiyetli not...
    Laf olsun diye yazılmaz, laf olsun diye okunmaz...
    Ama genellikle okunmadığı için orada, oracıkta,...
    yani dipte tuhaf bir yanlızlık üretir...
    ___ Hepinize sevgi ve saygılar___

En Son Profil Ziyaretçileri

55.301 profil görüntüsü

DİPNOT - Başarıları

Büyük Usta

Büyük Usta (14/14)

  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde
  • İyi Takip Edilen Nadir
  • İlk İleti

Son Rozetler

117

İçerik İtibarınız

  1. DİPNOT doğum gününüz kutlu olsun!

  2. Akletmek=düşünmek olduğuna göre... Bende aklederek sordum sorumu ve cevabını da düşünerek çorap söküğü gibi buldum sayın Haluk Gümüştabak... Konu başlığınızdan anlaşılacağı üzere dinin ve islam şeriatinin özellikle biz insanlardan istediği şeyi uzun uzadıya anlatmışsınız. Oysa şunu açık açık söyleyebilirdiniz ... 'İslam şeriatı, akılcılık yerine vahiyciliği kabul insan türünü kabul eder' (ki bunun için epey sure var) Akılcılığa yani akıl üstünlüğünü ve rehberliğini kabul etmez, Vahiy üstünlüğünü ve aklın vahiy'e teslimini öngürür/ister. (o dönem öyle gerektirmiş belki ama bizler artık 21. yüzyıldayız, 1400'lü yıllarda değil) Kısaca burada kişi tüm davranış, tutum, eylem ve düşünselliğin aklı dışlayan verilerle düzenlemesi gerektiğini ifade etmeye çalışmışsınız. Kusura bakmayın sayın Haluk Gümüştabak. Kimse beni akılcı düşünce ve yaratıcı zeka gücünden alı koyamaz... Saygılar... DİPNOT
  3. Sayın Haluk GÜMÜŞTABAK... Yani şimdi bizim 'akılcı değilde vahiycimi' olmamız isteniyor...? Saygılar...
  4. DİPNOT

    DİPNOT'lar...

    Sakin geçmişin doğmaları fırtınalı bugünler için yetersizdir. Bir durum şartlar zorlaştıkça aşılması zor hale gelebilir. O zaman bir de zorlukların üzerine tırmanarak o durumu aşmalıyız… Abraham Lincoln / 1862 Aralık / Kongrenin ikinci yıllık toplantısında söylemiştir…
  5. Katherine Jenkins. “Believe”… http://youtu.be/col_puP6wrk
  6. Siz kendinizi ne sanıyorsunuz?... Bilimin ilgili dallarından uzmanlar bilişsel, dilbilimsel, gelişimsel, toplumsal ve evrimsel- sinirbilimci, nörolog, yapay zekâ uzmanları, düşünürler ve ekonomistler işbirliği yaparak bu son büyük problemi çözmeye çalışıyor... Lütfen biraz sabır... Saygılar...
  7. Japonya'da 7,4 şiddetinde deprem! Japonya'nın kuzeydoğu kıyısının 40 kilometre açığındaki 7,4 büyüklüğünde deprem olduğu belirtildi. Depremin ardından tsunami alarmı verildi. NHK televizyonu, tsunami alarmı verilen bölgede yaşayanlara televizyondan yüksek yerlere çıkmalarının anons edildiği belirtildi. 2 metrelik dev dalgalar bekleniyor 7,4 büyüklüğündeki depremin ardından ülkenin kuzeydoğusu için tsunami uyarısı yapıldı. Bölgede İbaraki ve Fukuşima nükleer santrali bulunuyor. Japon televizyonlar 2 metrelik dalgalar beklendiğini duyurdu. Depremin Japonya'yı tarumar eden tsunami felaketinin gerçekleştiği yere 50 km uzaklıkta gerçekleştiği kaydedildi. Geçen ayki depremin artçısı AP ajansı, bu depremin geçen ayki 9 büyüklüğündeki depremin artçısı olduğunu bildirdi. NHK televizyonu, tsunami alarmı verilen bölgede yaşayanlara televizyondan yüksek yerlere çıkmalarının anons edildiği belirtildi. Nükleer santraller alarmda Depremin olduğu ve tsunami alarmının verildiği bölgede İbaraki nükleer santrali bulunuyor. Daha önce kriz yaşanan Fukuşima'daki nükleer santralde ise anormal bir durum yok. Ancak Fukuşima'da çalışan ekip, tedbir amaçlı santralden tahliye edildi. http://www.youtube.com/watch?v=Yn6MUbGy2C4&feature=player_embedded
  8. Açarmısın sayın y.yılmaz...
  9. http://www.youtube.com/watch?v=_Sk_XEHfqwk&feature=player_embedded Bugün, Sir Richard Branson, Amerikalı denizci, pilot ve explorer Chris Galce ve denizaltı tasarımcısı Graham Hawkes Virgin Oceanic bir proje keşfetmek amacıyla başlatılan "Kendi Blue Planet son sınır ve bizim denizlerin en dip'i" test dalışlarına başladı... Amaç aritalama teknolojisini kullanarak, Google Chronicle için dalışlar yapmak ve bunu bilim tüm dünya ve bilimsel amaçlı paylaşmak.... Saygılar..
  10. Agit raporna göre, geçtiğimiz Aralık ayında listede başı 34’er tutuklu gazeteci ile Çin ve İran çekmekte iken Avrupa Birliği adayı Türkiye beş ay sonra bu sayıyı neredeyse ikiye katlamış ve ülkenin basın özgürlüğü taahhütleri ve demokratik imajının meşruiyeti konularında soru işaretleri yaratmıştır. Rapordaki rakamlar, IPI’ın Türkiye Ulusal Komitesinin de içinde yer aldığı yerel ve ulusal basın örgütlerini temsil eden bir şemsiye oluşum, Gazetecilere Özgürlük Platformunun verdiği rakamlarla örtüşmektedir. Hapsedilen gazetecilerden biri de hükümeti devirmeyi amaçlayan silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanan IPI Dünya Basın Kahramanı Nedim Şener’dir. Bu çalışmanın sorumlusu olan AGİT Medya Özgürlüğü temsilcisi Dunja Mijatovic Türk yetkililere çağrıda bulunarak ülkedeki medya meşruiyetinin AGİT basın özgürlüğü taahhütlerine uyumlu hale getirilmesini talep etmiştir. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na bir mektup yazarak, yapılan bu araştırmanın medyada meşruiyet reformunun gereksinimine işaret ettiğini vurgulamış ve bunun gerçekleşmesi için destek teklifinde bulunmuştur. Kaynak ...
  11. Başımıza Küller... Koyu bir karanlığın içine girmek üzereyiz. Dünya bir kırılma noktasına gelmek üzere değil, geldi. Gökyüzü kirlendi. Gördüğünüz bulutlar Nâzım Hikmet’in yıllar önce anlattığı bulutlardır. Japonya’ya uzaktan bakıp teselli bulmayın, tehlike hemen yanı başınızda, içinizdedir. Geçmişini ve geleceğini yok etmekte insandan daha ustası yok, gururdan çatlamak üzereyiz. Tarih, artık tarih olmaktan çıktı, çanak çömlekten ibarettir. Kazdığımız tünellerin içinden çıkan tarihe bir baksak, belki de dünya daha az kirlenir, ama kime ne ki bundan... Ekonominin yalnızca genel değerlerinden yola çıkarak uydurulan “büyüme” kavramıyla idare edip gidiyoruz işte. Eskiden “kalkınırdık” ve kalkınırken gelir dağılımının durumunu sorgulardık. “Neden” dediğimiz anda ütopyamız başlardı yeşillenmeye. Ama şimdi bize sorunun da, yanıtın da demode olduğunu söylüyorlar. *** Savaşın siyasetin bir biçimi olduğunu biliyorduk da, siyasetin tümüyle savaşa dönüştüğünü, her silahın mubah sayıldığını yeni öğrendik. Bulduğumuz her şey, tüm icatlarımız kötülüğün eline geçti. Seslerimizi dünyanın öbür ucuna aktaran harikulade şey artık korkulu rüyamızdır. Bütün zamanların hiç eskimeyen, insanı insan yapan, insanın kendiyle birlikte hayat bulan can suyunu, müziği sakladığımız çoğalttığımız CD’lerimizi bile “suç aletine” dönüştürmeyi başardılar. Toplayıp götürüyorlar. *** Kirlenme her yerdedir. Göklerden üstümüze inmiyor, bizden gökyüzüne yükseliyor. Ve en sonunda doğa ayaklandı işte. Doğa, kendine ihanet eden insana isyan ediyor. Orasını burasını dürtükleyip duran insana, “artık yeter!” demesinin nedeni bellidir. Doğayla barışık olmayanların birbirleriyle de barışık olamayacağını unuttuk. Savaşı barış sanıyoruz. Hayatı tüketen tuhaf bir savaşın yüksek adrenalini ile kendimizden geçmiş durumdayız. İkiyüzlülüğümüz tarih kadar eskidir, ama artan bilgi ve görgümüzle, yükselen “uygarlığımızla” onda da harikalar yaratıyoruz. Devletler ikiyüzlülüklerini gerekçelere sığınmadan ifşa ediyorlar artık. Ortadoğu’da giriştikleri pespaye savaşı “çıkarlarımızın ve değerlerimizin gereğidir” diye savunan ABD Başkanı Obama en son, çıplak örneklerden biri değil mi? *** İnsanlığın bu hale gelmesinin, ikiyüzlülüğe teslim olmasının nedeni rüyasını, ütopyasını yitirmesidir. Yaptığı, yarattığı iyi ne varsa elinden alındı, kahramanları unutturuldu. Aptal kutusunun içinde erittikleri beyinlerimiz artık çalışmıyor. “Dikkat tehlike” diye bağıranı, “tehlikelidir” diye damgalayıp bunun için zindana tıkıyorlar. *** Çare ütopyayı yeniden canlandırmaktan başka bir şey olabilir mi? Yeniden devrim için uğraşmak, yurtseverliği devrim için harekete geçirmekten; siyasal iktidarı gökyüzünü, hayatı kirletenlerin elinden almaktan başka çare var mı? İkiyüzlülüklerini yüzlerine çarpmak istiyorsak, demokrasilerinden, bu en büyük yalanlarından başlamak zorundayız. İnsana değmeyen “büyümelerinden” yola çıkmak durumundayız. Nasıl bir dünya istediğimizi amasız, fakatsız anlatmak ihtiyacındayız. *** Zaman daralıyor, kısalıyor. Boyutları istila edilmiş zamanın kendi diyalektiğine dönebilmesi için hemen harekete geçmezsek çok, ama çok geç olacak. Bunun için bir an önce ütopyamızın, insanoğlunun kurguladığı en mükemmel hayatın ateşini yeniden yakmalıyız. Külün altında kalan korları üfleyip canlandırmanın zamanıdır. Yoksa kirlenen gökyüzünden daha başka küller de yağacak, derin, ölümcül bir uyku inecek üstümüze. ________ Güray Öz...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.