Tam da bu gun gunluk bir gazetede buna uygun bir yazi buldum.... Radikal gazetesinde,,, peki yanlismi dedikleri?
Dinsizim! :
“Pek sayın” Rektör, bu satırların yazarının dinsizliğine dair envai çeşit örneği, daha evvelki yazılarında görmen mümkündür. Dinsizliğin olumsuzlanacak bir nitelik olmadığını da, tanıyıp tanıyabileceğin hemen bütün dinsizlerin olumlu niteliklerinden algılayabilirsin. Bu hususta bir rektör olarak yeryüzünde insanlığın yararına işler yapmış binlerce isim olduğunun farkındasındır umarım. Değilsen şayet, Prof. unvanının ne kadar isabetli insanlara verildiğine dair netleşmiş olan fikrimi bir kez daha pekiştirmiş olursun.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, dinsizlerden korkmana hiç gerek yok. Zira Suriye’de 4 yaşında bir kız çocuğunun kafasını kesenler dinsizler değillerdir. Korkacaksan şayet; yine Suriye’de öldürdüğü insanın kalbini çıkarıp yiyen dinsiz olmayanlardan korkmalısın bence.
Unutma ve öğren derim, bir “şey”in doğruluğunu ya da yanlışlığını belirleyen ölçüt, o “şey”i gerçekleştiren kişinin dinsiz ya da dinli olması değildir.
Ermeniyim!:
Genetik kodlarında Ermenilik bulunan biri olarak, başında Prof. unvanı bulunan birinin, olumsuzlamak istediği bir organizasyonu “Ermenilerin işi” biçiminde açıklıyor olmasının; ırkçılıkla olan doku benzerliğini ve bilim insanı sıfatıyla olan doku uyuşmazlığını ifade etmem gerekir.
Ayrıca Rektör'e belirtmek gerekir ki; Ermeniler’den korkmana hiç gerek yok. Zira İstanbul’un göbeğinde, gazete binasının önünde Hrant Dink'i sırtından vurma ‘cesareti’ni(!) gösteren zat Ermeni değildi. “Pek sayın” Rektör, korkacaksan şayet, 1915 yılında bu ülkede yaşayan bir buçuk milyon Ermeni’yi soykırıma uğratan, Ermeni olmayanlardan korkmalısın bence.
Unutma ve öğren derim; bir “şey”in doğruluğunu ya da yanlışlığını belirleyen ölçüt, o “şey”i gerçekleştiren kişinin Ermeni olup olmadığı değildir.
Sarhoşum!:
Açık bir itirafta bulunmak gerekirse günün belirli saatlerini az çok sarhoş bir kafayla geçiren biri olarak, sarhoşlukla toplumsal olaylarda olumsuz bir yerde durmak arasında zerrece bir doğru orantının olmadığını ifade etmem gerekir.
Ayrıca Rektör’e belirtmek gerekir ki; sarhoş olduğu için bir takım insanlardan topyekûn korkmana gerek yok. Zira Ali İsmail Korkmaz’ı Eskişehir’de bir sokak ortasında sıkıştıran ve döverek öldüren polis ve “pek değerli” diğer vatandaşlar sarhoş değillerdi. Korkacaksan şayet, insanları Sivas’ta bir otele doldurarak, sevinç nidaları eşliğinde diri diri yakarak öldüren sarhoş olmayanlardan korkmalısın bence.
Unutma ve öğren derim; bir “şey”in doğruluğunu ya da yanlışlığını belirleyen ölçüt, o “şey”i gerçekleştiren kişinin sarhoş olup olmadığı değildir.
Yurdum insanının Ermeni’ye, içki içene, dinsize bakışı ortada, ancak burada üzerine kafa yorduğumuz meselede, durumu daha vahim kılan şey, bu bakış açısını Avrupa’da bir üniversitenin başına geçmiş, Prof. sıfatına sahip birinin taşıyor olmasında. Şu halde buradan, bu bakış açısına sahip Rektör’e bir kez daha haykırmak gerekirse;
Ermeniyim, dinsizim, sarhoşum! Ha, bir de unutmadan; 'Gezi’ci olması' da var.
Serhat Halis