Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

musttafa

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    124
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    5

musttafa son kazandığı tarih 8 Eylül 2013

musttafa en çok beğeni kazanandı!

1 Takip eden

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Belirtmemiş

musttafa - Başarıları

Meraklı

Meraklı (6/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

42

İçerik İtibarınız

  1. Zihinsel ve düşünsel evrimi tamamlayamadığımız için dini veya birçok şeyi kavrayamıyoruz. İnsanoğlu kendinin bilincine varsa özünü bulur, dinde budur zaten; "İnsan Olmak" Bizim bu bilinç seviyesine ulaşamama sebebimiz; beynimizin yeterince evrimleşmemiş olması, kör, sağır ve dilsiz olması Geçmiş anlayışlar, kelimeler, istek ve arzularımız, duygular bizi perdeliyor, set engel oluyor, gözümüz açılmıyor, kulağımız duymuyor, Akıl oluşmuyor, düşünemiyoruz. Düşünüyoruz dediklerimiz, geçmişin tekrarı, Düşünce ve akıl yolları açıldığı ölçüde insanileşme oluşur, yoksa tekrar, taklit, maymunluk devam eder.
  2. Din akıl sahiplerine indirilmiştir, bu kuranda vurgulanır. Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağacağı, düşünemeyenlerin kör, sağır dilsiz olduğu, aklını kullanmayanların hayvandan farksız olmadığı, istek ve arzularına uyanların zarar göreceği... gibi bir çok şey söylenir. Bunları anlamak için illede Kuran okumaya gerek yok, sağlıklı bir akıl yapısına sahip olan, düşünen, araştıran her insan bu çıkarımları yapar zaten. Kuran demek "okunan" "toplanan" demektir. Kuranın ilk ayetide "oku" ile başlamaktadır. Okunacak olan nedir? İşte bu yaşamın içindeki ayetler, canlı kıssalar, mesala "İŞİD Vakası" Kuran dini tanımlamaktadır, kısmen bahsetmektedir, gerçekte içeriği ise hayatın içindeki gerçeklerle, yaşamla doldurulması gereklidir. o yok bu yok, ortada islam kelime olarak varda aslı yok, özü yok. kelimeler öz değildir, yaşamdaki karşılıkları yansımaları özü oluşturur. harfiyen uygulamak diye bir şey yok, böyle madde madde açıklanmış bir şey yok ki, din geneldir, genel anlayışa hitap eder, herkesi kapsar. Akletmek demek birebir uygulamak demek değildir, en uygun olanı bulmak, çözüm üretmektir. En büyük ibadet düşünmektir. Akla karşı çıkmak, semavi dini reddetmektir, semavi dinler ibrahimi dinlerdir, akla ve düşünceye dayalı dinldir, ismi hanif Öncekiler görüntüye, şekle, korkuya, tapma ve tapınmaya dayalı aklın ve düşüncenin oluşamadığı putperest eski dinlerdir. Akla ve düşünceye değer veren, canlı ayetleri okuyan her toplum başarılı olur, adının önüne islam gelmesine gerek yok, şuan adının önüne islam gelenler sınavda başarısız, akılo ve düşünceden uzaklaşılırsa putperestlik ortaya çıkar, taklit ve şekilleri ritüeller din zannedilir, dinin özü yoksa helak olma süreci işler.
  3. Din nedir, iman nedir, inanç nedir?, islam nedir?, mezhep nedir, kitap nedir?, kuran nedir? ayet nedir?.... gibi bir çok kelime kavram var, bu kavramların yeterli doyurucu bir şekilde açıklanması ve tartışılması gerekir. Toplum bu kavramları tanımıyor, neyin ne olduğunu bilmiyor. Din konusunda büyük bir cehalet var, bu kavramlara ilişkin hali hazırdaki açıklamalarda yetersiz, sorunları algılayıp çözmeye yetecek kadar bir açılım sağlamıyor. Bu konularda çözüm üretecek bir islam felsefesi altyapısının oluşması gerekiyor. İslam coğrafyasındaki insanların ne kurandan nede dinden haberleri var. İslam coğrafyası denilen yerlerde yaşanan din atalar dinidir, içerisinde islami ritüelleri barındıran görünüşte, görsellikte, sözde islamdır. Kuranın içinde mezhep yoktur, mezhepler atalardan gelen anlayıştır, Kuran atalar zihniyetinin olduğu gibi devam ettirilmesini eleştirmektedir. Geçmişin zihniyetini birebir taklit etmek yaşamda problemlerin artmasına neden olmuştur, akıl oluşmadığı için çözüm üretilememektedir. Dünyanın değişik coğrafyalarında mezheplerin olması dinde mezhep olduğuna bir kanıt değildir. Düşünemeyen ve sağlıklı bir akıl yapısına kavuşamayan toplumlar atalarının görüşlerine sarılarak onlardan medet ummaktadır, ezber ve taklit ile geçmişin aklı ile günümüz problemleri çözülemez. Günümüz problemlerini çözecek düşünce üretmek, uygulamak ve sonuca gitmek akletmektir.
  4. Dinin algılanmasında anlaşılmasında temel kaynaklar; 1. KUR’AN’IN KENDİSİ İlk adres Kur’an’ın kendisidir. 2. AKIL Kur'an’a göre, en büyük peygamber akıldır. Hayatın ve insanın komutanı da akıldır. “Allah, aklını işletmeyenler üzerine pislik atar.” (Yûnus Suresi, 100). 3. BİLİM 4. TABİAT KANUNLARI Kur'an’ın sünnetullah ve kader kelimeleriyle ifade ettiği tabiat kanunlarıdır. Sünnetullahta, bozulma, değişme, yozlaşma bulunmaz. 5. MÂRUF (EVRENSEL İNSANLIK DEĞERLERİ) İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi tipik bir mâruf örneğidir.
  5. Mezhepler dediğin atalar dini, anlayışıdır. Dinin içinde mezhep yoktur, din tekdir, ama insanların bilgi sevilyeleri ve algılama düzeyleri farklı olduğu için anlayışlar çeşitlidir. Doğru din algısını kim saptayacak? Doğru din algısına sahip olmayan, insan fıtratının dışına çıkan toplumlar zaten kendi kendini imha etmektedirler. Dünya bir sınavdır, bu sınavda başarısız olan toplumlar elenir, helak olurlar. Yaşamda zaten saptanıp elenme, helak olma durumu var! Semavi din demek, düşünceye akla dayalı din demektir, tapma tapınmanın bitmesidir. Kuranı da anlayacak olan akıldır, akıl gelişmemişde düşünce damarları tıkalıysa okunanlar yanlış anlaşılır, bu durum dikkate alınmalıdır. İman etmek akletmektir, inanmak iman etmek değildir, işin içinde akıl ve düşünce yoksa iman oluşmaz, sözleri tekrar etmek anlamak demek değildir. Sözde adı islam olan fakat islamdan uzak olan coğrafyalarda, akıl ve düşüncenin devre dışı bırakılması, anlayış kıtlığına yolaçmış, taklidi, ezberi, şekli ön plana çıkarmıştır, dinin özü kaybolmuştur.
  6. Dinde mezhep yoktur, mezheplerin anlayışı dine mal edilemez. Dinde aklın ve düşüncenin teslim edilmesi diye birşey yok, akla sahip olma, düşünerek ibret alma, iradesine sahip çıkma vardır. İman etmek inanmak demek değildir, inanç bir duygudur. Din duygulara değil akla hitap eder. Senin bahsettiğin bu tip yanlış algılamalar eleştirilmelidir, sorgulanmalıdır. Gerçekte doğru bir din algısına sahip miyiz? Eğer bu sorgulamayı yapmazsak toplum olarak bizde helak olanlar arasına katılabilriz, böyle bir durumun olmaması için aklımızı başımıza toplamamız şart!
  7. Din akıl sahiplerine indirilmiştir, insanın temel vasfı düşünebilmesi ve akledebilmesidir. Din insanın yaratılış fıtratıdır. Hangi toplum bu fıtratın dışına çıkarsa cezasını çeker, helak olma sürecine girer. Dinde reform olmaz, yani insanın yaratılış fıtratını biz değiştiremeyiz. Dini anlayış, algılamada reform, değişim olur, bilgi artıkça algı genişler, her doğrunun daha doğru olanı vardır. Allaha şirk koşulur, buda insanın yaratılış fıtratına aykırı davranmaktır, cezası toplumların helakıdır, süreçtir. Kuranda toplumların helakına ilişkin atıflar bulunmaktadır. Kuranda bu tür konular birer başlıktır, içeriğini detayını araştırmak, ortaya çıkarmak insanın sorumluluğundadır. İşte burda islam felsefesinin devreye girmesi lazım, ama devreler bozulmuş, geçmişe esaret insanları bağlamış, gelişme durmuş.
  8. Sorumluluk insanın kendindedir. İnsanın seçme özgürlüğü vardır, bir iradeye sahiptir. Yanlış veya doğru seçimleri yapanlar, seçtiklerinin sonucuna katlanır. Bunun islamdaki anlatımı hayra ve şerre imandır. Kuran ibrettir, öğüttür, rehberdir, insanı belli bir noktaya kadar taşır ve sorumluğu insana yükler. Her insan veya toplum yapıp ettiklerinden sorumludur, cezasını veya mükafatını yaşamda görür. Din akıl sahiplerine indirilmiştir. Kelamlar, peygamberlere indirilen kitaplar yardımcı unsurdur, bilgi kaynaklarından birisidir. Mezhep anlayış demektir, her mezhep kendi anlayış ve görüşünü temsil eder, dini bilgilerin öğrenileceği temel kaynak peygamberlere indirilen kitaplardır. Kuran üzerine düşünceler üretilerek günümüze kadar oluşturulan felsefe islam felsefesidir. Mezheplerde bu felsefenin içindeki anlayışlardır. Bilgi sabit değildir, insanlar yeni şeyler keşfettikçe, elde edilen bilgi hazinesi genişlemektedir. İnsanlığın bilgi hazinesi genişlerken dini anlayışın sabit kalması düşünülemez. Geçmişin görüşlerine esaret, teslimiyet olmaz. Teslimiyet sadece Allahadır. Allah yarattığında doğruyu söyler, gösterir, bunu okuyabilmek gereklidir. Sözde islam dünyasının eksiği budur, tüm sorunlar geçmişe esaretten kaynaklanmaktadır. En doğru bilgi, doğruya yakın olan bilgi gelecektedir, geçmişte değil. Geçmiş bir veridir, yeni bilgiye ulaşmak için bir araçtır. Bu zamanın mezhebini(anlayışını) yeni bilgiler ışığında ortaya çıkarmak gereklidir, o zaman islama(barış, esenlik, huzur) ulaşabiliriz. Herşeyden ibret almak lazım, ırakın içinde bulunduğu durum malum, devlet otaritesi(ortak akıl) kaybolmuş, eşkiyalar keni düzenlerini kurmaya çalışlıyor. Söylenen sözlere değil yapılanlara bakılarak durum değerlendirme yapılır. Akıl sağlığı bozulmuş, dengesini kaybetmiş, devleti yıkılmış, güvenliğin olmadığı bir bölgedeki insanların İslam adı altında yapacaklarının islami olmayacağı açıktır.
  9. İslam sözcüğünün kökü s-l.m harflerinden oluşan silim selam selamet sözcükleridir esas kök bunlardır Selime sözcüğün anlamıda da sağlam olmak demektir, aklı selim : sağlam kafa demektir Selam; ayıplardan, âfetten sâlim oluş. selâmet, emniyet. sulh. asâyiş. bütün korktuklarından emin olma. Dinde teslimiyet Allahadır, insanlara değil. Irakta iç savaş ile birlikte toplumun çöküşü yaşanmaktadır. Toplumun birlik ve beraberliğinin bittiği, ayrıştığı, birbirini öldürdüğü yerde barış(islam) bitmiştir. Mezhep anlayış demektir, dini algılama şekli, dünyada ne kadar insan varsa o kadar mezhep vardır. Bazı mezheplerin ön planda olması o akıma kapılan peşinden gidenlerin çokluğuyla ilgilidir. Dinde mezhep yoktur, ama insanlar arasında kabul gören bir durumdur. Kuran; muhammet peygambere indirilen, yazıt edilmiş ve elimize ulaşmış kitaptır, mirasdır, peygamberlere indirilen kitaplardan biri. Müslümanın diyen öncelikle Kuranı okuyup anlamalı, anlaşılmayan bir kitabın kimseye faydası yoktur. Kuran ögüttür, rehberdir, sorumluluk insanın kendindedir. İslam dini adı altında yaşananların çoğu atalar dininin farklı yansımlarıdır, bu durum Kuranda eleştirilmektedir, atalar dini(anlayışı) sorgulanmalıdır, eleştirilmelidir. Önceki kuşakların alışılageldik anlayışlarının(mezheplerinin) sorgulanmadan devam ettirilmesi insanda dinin bütün edilmesini, gelişimini engellemektedir. Semavi din demek, düşünceye akla dayalı din demektir, tapma tapınmanın bitmesidir. Sünnet ve hadisler geçmişte bazı problemleri çözmüş olabilir, çağımızda şartlar değişmiştir, geçmişin adetleri günümüzde uygulanamaz, arap toplumunun anlayışı adetleri günümüz şartlarına uymaz ki biz arap değiliz!, işe yarar bilgiler varsa faydalanılır, kendimize uydurmak için zorlamada olamaz, bu şekildeki zorlamalar toplumu insanlıkta ilerletmez, bu durum aklın devre dışı bırakılmasıdır. Dinde temel akıl ve düşüncedir, dinin direğidir. Kuranı da anlayacak olan akıldır, akıl gelişmemişde düşünce damarları tıkalıysa okunanlar yanlış anlaşılır, bu durum dikkate alınmalıdır. İman etmek akletmektir, inanmak iman etmek değildir, işin içinde akıl ve düşünce yoksa iman oluşmaz, sözleri tekrar etmek anlamak demek değildir. Sözde adı islam olan fakat islamdan uzak olan coğrafyalarda, akıl ve düşüncenin devre dışı bırakılması, anlayış kıtlığına yolaçmış, taklidi, ezberi, şekli ön plana çıkarmıştır, dinin özü kaybolmuştur. Bu dünya bir sınavdır, gerekli mücadeleyi vermeyen toplumlar, kuranın ifadesi ile Allahın ayetlerini arkalarına(sırtlarına) atan toplumlar helak olma sürecine girerler.
  10. İslam kelime itibari ile barış, esenlik, korkudan kederden uzaklaşma demek. Böyle bir durumun ırakta yaşanmadığı açıktır, ırakta yaşananlara bakarak islamın (barış, esenlik) dışında olduğu anlaşılır. Irakta toplumun bir çöküşü yaşanmaktadır. İnsan hayatı kutsaldır, hiçbir semavi dinde insan hayatını haksız yere elinden alma, insanları öldürme yetkisi bireylerin elinde değildir. İç savaşın olduğu yerde, toplumun çöküşünün yaşandığı coğrafyalarda islamdan bahsedilemez. Sağlıklı bir akıl yapısı oluşturamayan, insani değerler üretemeyen ve düşünemeyen toplumlar Kuranıda yanlış algılar ve çıkarlarına, istek arzularına göre yorumlarlar. Oluşan dini anlayış o toplumun idrak seviyesinin bir göstergesidir. Aklı devre dışı bırakan toplumlarda meydana gelen çöküş bir sonuçtur, onların yaptıkları ettiklerinin bir sonucudur.
  11. Din çok geniş ve kapsamlı bir bütündür, ürünü insani değerlerdir. Bu insani değerler insanın inşasındaki taşlardır. Bu taşları birleştirmek insanı ortaya çıkarmaya çalışmak verilen bir görev olup, sınavın esasıdır. Bu dünya imtihan, sınav dır. Hayatın kendisi sınavdır. Korkunun temeli çok eski olup, dinin ortaya çıkışında etkili olmuştur. Korku bir duygudur. Dinde duygular yönlendirilir, baskılanır, duygulara hakim olunur. Buda oruç ile kazanılan bir irade yeteneğidir. Korkular, duygular insana egemen olursa akıl oluşamaz. Din aklın oluşmasını teşvik eder. Dini algılayacak, anlayacak ve geliştirecek olan akıldır. Din akıl sahiplerine indirilmiştir. İnsanlığın vahşi tabiatlı bir hayvandan felsefe yapacak düzeye getirilmesi, dini süreçlerin bir sonucudur.
  12. Dinin temeli, geçmişi ve oluşumu çok eskiye dayanmaktadır. Dini öğretiler evrilerek geldiği için çok sağlamdırlar, insanların beyninde geniş bir yer kaplamaktadırlar. Din hayatın her alanını, dönemini kaplamakta ve kapsamaktadır. Felsefi öğretiler ise yenidir, birkaç bin yıllık geçmişi vardır. Çocuklara felsefe öğretemezsiniz, anlayamazlar. Ama dini öğretiler çocukluktan başlar, hayatın her alanını kapsar. Onun için dini düzgün bir şekilde öğrenmek ve tanımlamak, işlevini kavramak gereklidir. Yanlış algılamalarla oluşan, akla dayanmayan anlayışlar din olarak öğretilirse toplum çöküşe gider.
  13. Dinin temelinde yeralan ve insanları şekillendiren en önemli mekanizmalardan biri de Telkindir. Bir genel anlayışın sesle, sözlü olarak aktarılması ve insanların bu yola davet edilmesi, insanların icabet ederek bu oluşuma katılmaları, insanların bilgilendikçe, bu yolda ilerledikçe korkunun üzerlerinden atılması, bir temelin oluşturulması ve güvene(iman) kavuşulması birbirini izleyen süreçlerdir. İnsanın beyninin içindeki evren genişledikçe her şey daha belirgin ve anlamlı hale gelmektedir. Düşünce dünyasının genişlemesi ile insan ve insani kavramların, insanın oluşum süreçlerinin, yaradılışın, dengenin, düzenin, dinin anlaşılmasına daha da yaklaşılacaktır. İnsanlığın düşünce dünyasında çağ atlamasında dini süreçler etkili, etken, uyaran, oluşturan olmuştur. Medeniyet kuran toplumların güçlü bir din anlayışı ve yapılaşması vardır. Medeniyet kurmuş, dini değerleri olmayan bir toplum örneği yoktur. Dini değerleri, anlayışları yozlaşan, insanlıktan uzaklaşan toplumlar tarih sahnesinden silinmişlerdir.
  14. Dünyadaki tüm dinlerde var olan temel ibadet Oruç'tur. Oruç genel olarak belli zaman dilimleri arasında normalde dini hükümlerde yasak olmayanları yapmama veya yasak olanlara uyma şeklinde kişinin kendi iradesine hakim olması eğitimidir. Belli bir süre aç kalabilme, belli yiyecekleri yemeyerek yapılan perhiz, cinsel ilişkiye girmeme, konuşmama, kötü söz söylememe, sinirlenmeme, toplumsal kuralları çiğnememe..... Bu tür ibadetlerde temel amaç irade kazanılmasıdır. Dinin ortaya koyduğu bu tür öğretilerl insanlığa daha neleri kazandırmaktadır? İnsanların bu eğitimle; hormonel isteklerinin kısarak, duyguları bastırarak, arzulara gem vurarak, bir kontrol mekanizmasnın işlemesi devreye girmesi sağlanarak üst beyin tabakalarının güçlendirilmesi, sinirsel bağlar arasında iletişimin artması sağlanmaktadır. Dış beyinin karar alma mekanizmasının güçlendirilmesi sonucunda, ön beynin aldığı kararları kendi vucuduna (alt beynin taleplerinin kısılması olarak) uygulayabilmesidir, hakim olmasıdır. Ön beyin burda benim sözüm geçer demektedir aslında. Hayvanlar ise iç güdülerinin konrolü altındadır, insanlar gibi ön beyinleri gelişmemiştir, hayvanlarda ön beynin insanlardaki gibi gelişememesinin nedeni kabaca söylersek hayvanlarda dini süreçlerin olmayışındandır. Değişik oruç tutma ibadetleriyle insanlarda iradenin oluşması sağlanmakla birlikte yoğunlaşma, dikkatin artması ile aklın gelişimide sağlanmaktadır. Dinlerde yeralan önemsiz gibi görülebilecek ibadetler İnsan unsurunu meydana getiren meziyetleri ortaya çıkmasını amaçlamaktadır. Bu amaçların bir kısmına ulaşılmış olmakla birlikte, insanlığın olgunlaşması, düşünce dünyasındaki evrimini ilerletmek için katedeceği daha çok yol vardır.
  15. @@democrossian düz mantığın yanlış algılayış ve anlamalara neden olacağını anlatan, ibretlik bir fıkra olmuş.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.