Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

cantara

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    8
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

cantara son kazandığı tarih 19 Temmuz 2013

cantara en çok beğeni kazanandı!

cantara - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

4

İçerik İtibarınız

  1. Merhabalar gloria, Galiba şu anda tatildesin ve deniz, kum, güneş üçlüsünden kitaba vakit ayıramıyorsun. Eğer hala bitirmediysen -ben dün akşam bitirmiş bulunuyorum- kitabın sonunun beklentilerini yüksek tutmaman şartıyla çok da kötü olmadığını söyleyebilirim. Sen de bitirdiğinde daha rahat yorum yapabileceğime inanıyorum ama şimdilik daha önce hiç bir karakterden bu derece nefret ettiğimi hatırlamadığımı söyleyebilirim. İşin ilginç yanı bu karakterin asıl "kötü adam " olmaması, tam anlamıyla "içime oturan" yanı ise affedilmesi... Neyse kitabı bitirmemiş olma ihtimaline karşı daha fazla spoiler vermeyeyim Emek konusunda maalesef ben o kadar sayglı davranamıyorum. Yani bazı kitapları yazmak için bir ömür gerekiyor ama bir başkası da bir ay içerisinde yazar olduğunu iddia edip bestseller olabiliyor. Dolayısıyla sadece satılması için yazılmış bazı kitapları (hatta pek çoğunu) zaman kaybı olarak değerlendirmekte pek sakınca görmüyorum.
  2. "Offf keşke okumasaydım, zaman kaybı" yazma da ben razıyım Hatta sonu ne olursa olsun okuuuuu diye yazarsan memnun olurum, en azından sonu güzelmiş demek ki diyerek bir çırpıda bitiriveririm
  3. Okunacaklar listesine eklendi. Teşekkürler Gloria
  4. Sürü'yü gerçekten tavsiye ediyorum. Bizim ülkemizde tanıtımı neredeyse hiç yapılmadı. Eğr cehennem'e yapılan tanıtımın yüzde onu bu kitap için yapılsaydı şu anda Schatzing'in ülkemizde binlerce hayranı olurdu diye tahmin ediyorum. Okuduğum en iyi kitaplardan biri diyebilirim. Kızıl Nehirler ve Şibumiyle aynı seviyede benim için. Mutlaka okunmalı. Uzun bir kitap ama 150-200. sayfadan sonra soluksuz okunuyor. Hatta baı bölümlerde soluksuz bırakıyor. Genellikle herkes olasılıksız'ı sevmişti ama ben de empatiyle daha bir empati kurdum. Yani olasılıksızdan sadece bir kaç sahne aklımda ama empati yazınca aklıma onlarca sahne geliyor. Çocuklar, eğitildikleri yer, en sondaki meydan aradaki olaylar hala gözümün önünde sanki görselliği üst düzey bir film izlemişim de o görüntüler aklıma yer etmiş gibi. Kitabı yeniden elime aldım bir kaç sayfa daha okudum ama bir türlü sarmadı... Grange kitaplarında silah görmeye hiç gerek kalmazdı ki zaten o silah en başında çıkar ve patlardı. Sonuna kadar da bizler o patlamanın durmasını beklerdik. Tema japon felsefesi olunca biraz daha dingin bir kitap olacak galiba. En başta bir miktar aksiyon vardı ama sonra bireysel aile sorunları, boşanma döneminin sıkıntıları vs çok fazla karakter tahlili yapılıyor gibi oldu. Grange bunlarla uğraşmaz hemen aksiyona başlardı normalde, karakter için ayrı bölümlere gerek olmadan aksiyon içinde çözülürdü o karakter. Bu kitap biraz daha farklı kesinlikle. Bakalım sonunda ne olacak. Umarım her ikimiz de sonuna gelince bunları okur ve bir daha asla kitabı bitirmeden yorum yapmayacağım deriz
  5. Belki de daha önce hayranlık uyandıran sürpriz sonlarının artık sıradanlaşması ve biraz zorlama hale gelmesi Grange'ı böylesine yerden yere vurmamıza sebep oluyor... Güzel ilerleyen sisle gelen yolcudaki olayların son anda kitaba yeni giren bir karakterle tamamen değişmesi, kitabın sonunu sürpriz hale getirse de nedense bende bir tatminsizlik duygusu yarattı. Yani her şey çözülmedi kafamda. Burada yazsam kitabı okuyacaklar için ağır spoiler olacak o nedenle bahsedemiyorum ama olaylar tam olarak oturmadı diyeyim sen anla Aynı şey hem koloni için hem de ölü ruhlar ormanı için de geçerli. Yahu Grange kardeşim bırak sonu da tahmin edeyim bu seni kötü yazar yapmaz ki Aynı saçma sadakat duygusu bende de var. Mesela Frank Schatzing'in Sürü'sünü okumuştum ve bayılmıştım. (Okumadıysan şiddetle tavsiye ederim) Sonra Limit adında başka bir kitap çıkardı ve aylardır kitap elimde sürünüyor. Ben okuyacağım diye uğraşıyorum o kendini okutmamaya... Dile kolay 1200 sayfa zorlayarak da bitmiyor. Bakalım ne olacak Raflarda Dante kulübü'ne bir kaç defa elim uzanmıştı ama amerikan edebiyatına karşı biraz mesafeli olmaya çalıştığım için almamıştım. Artık iyi bir referansa sahip bu kitap ilk fırsatta alıp okuyacağım. Tanıtımını da merakla bekliyorum. Teşekkürler.
  6. Açıkçası dün başladım ve sadece 60 sayfa okuyabildim. Şimdi elime almak hiç içimden gelmiyor... Eski Grange kitapları elime aldıktan sonra hemen biterlerdi. Saate bakmak için bile mola veremezdim ama bu kitap... Seppuku ile Hara-Kiri'nin aynı anlama geldiğini bilmiyordum "evet yeni bir şeyler öğrenmeye başlıyoruz" demiştim ve yukarıdaki mesajı yazmıştım ama haklısın hevesim kursağımda kaldı Aslında okuduğum ilk Grange kitabı kızıl nehirlerdi ve ondan sonra bir türlü aynı tadı alamadım. Her kitapta daha kötüye gitti gibi geliyor. (Galiba arada Siyah Kan'ın hakkını vermeliyim. Kızıl nehirler kadar olmasa da o da iyi bir kitaptı bence.) Ölü Ruhlar Ormanındaki finali okuduktan sonra bir daha okumayacağım demiştim ama yine de bir umut hem sisle gelen yolcuyu hem de bu kitabı ilk çıktıkları gün aldım ama her ikisi de hayal kırıklığı. Ya da önyargılı olmayayım Sisle Gelen Yolcu hayal kırıklığı diyeyim henüz Kaiken'i bitirmedim belki muhteşem bir son yazmıştır. -çok mu safım, çok mu duygusal davranıyorum acaba?- Yine de bir aydır elimde ama başlamaya dün cesaret edebildim. Belki de kusur bizdedir, beklentilerimizi çok yüksek tutuyoruzdur diyeceğim ama kendimce çakma Grange diye isim taktığım Maxime Chattam'dan bile daha fazla keyif alıyorum artık... Sanıyorum okuma zevklerimiz benzeşiyor. Eğer tavsiyelerin varsa bekliyorum
  7. Kaiken'i okumaya başlayınca ister istemez bazı japonca terimler için araştırma yapma gereği duydum. Cehennem'den alışkanlık olsa gerek önce buraya bir bakayım dedim. Cehennem'in hemen altındaki başlığı gördüm ve... hem başlık var hem de konuyu gloria açmış! Kolay bir okuma olacak diye düşünürken sayfayı aşağıya indirip de sadece tek bir mesaj gördüğümdeki hayal kırıklığımı anlatamam...
  8. Pek çok kişi gibi ben de sadece sizlere teşekkür etmek amacıyla foruma üye oldum. Galiba tek şanssızlığım forumunuzla son bölümde yer alan Vasari'nin son hüküm tablosunu ararken tanışmam oldu. Kitap tam bitti derken resimlerle yeniden hızlı bir tekrar yapmama olanak sağladınız çok teşekkürler. Burayı keşke daha önce keşfedebilseydim de okurken google aramalarıyla kaybettiğim zamanı harcamamış olsaydım... Tekrar çok teşekkürler, kitabı okkuyacak olanlara bu sayfanın linkini vererek tavsiye edeceğim ki benimle aynı şekilde zaman harcamasınlar. Not 1: Umarım altın kitaplardan bir yetkili buradaki önerinizi dikkate alır ve bundan sonraki Dan Brown kitabını içerisinde görseller bulunduran bir rehberle birlikte yayınlar. Kesinlike muhteşem olurdu (Eğer ki rehber hazırlayıcısı için bir oylama yapılacaksa benim oyum gloria'ya ) Not 2: Dan Brown rehberliğinde tur hayaliniz de bence muhteşem. Dan Brown olmasa da İstanbul'da bir dönem -İstanbul Hatırası'nı yazdığı dönemde- Ahmet Ümit kendi rehberliğiyle turlar düzenliyordu. Hala bu turları düzenliyor mu bilmiyorum ama Sultan'ı Öldürmek kitabında benzer bir fetih turundan bahsetmişti galiba hala yapıyordur. İstanbul'u ve efsanelerini Dan Brown'dan daha iyi anlattığına inanıyorum. Eğer ki böyle bir hayaliniz varsa ve Ahmet Ümit de turlarına devam ediyorsa kaçırmamanızı tavsiye ederim. Hatta izin verin katkılarınız için cehennem okuyucuları olarak turunuzu bizler bağış yoluyla finanse edelim, boş teşekkür mesajları yazmanın ezikliğini de bir nebze atmış oluruz. Not 3: Eğer resimleri eklenmemiş eksik bölümler İstanbul'dan önce olsaydı emin olun yardım ededim fakat İstanbul'da pek bilmediğimiz bir şeyden bahsetmediği için araştırma yapma gereği hissetmedim bu nedenle konuya görsel eki yapamıyorum kusura bakmayın.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.