Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Sanat Güneşi Zeki Müren


Misafir birce

Önerilen İletiler

 

6 Aralık 1931 yılında Bursa'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bursa'da yaptıktan sonra Boğaziçi Lisesi'nden 1949

 

yılında mezun oldu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ni 1954'te bitirdi.

 

Genç yaşta müzikle ilgilenen Müren, Şerif içli ve Refik Fersan gibi ustalardan dersler aldı.

 

1946 yılında bir gazete ilanıyla gittiği Beyazıt'taki bir plak şirketinden üste 10 lira ödeyere plak doldurdu.

 

1950'de açılan bir yarışmayı kazanarak İstanbul Radyosu'na girdi ve ilk radyo konserini 1 Ocak 1951 yılında verdi.

 

 

 

Bundan sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak okumaya başladı. Radyo programları on beş yıl sürdü; bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Müren bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. Alışılmış kalıpları zorlayan elbiseleri ve sahne davranışı ile halkın ilgisini sürekli olarak üstünde tutmayı başardı

 

 

"Bir Muhabbet Kuşu" (1950) ilk plağıdır.

 

1954 yılında Belgin Doruk ile "Beklenen Şarkı" filminde oynayan Zeki Müren sinemada da başarılı olmuş ve 18

 

filmde başrol oynamıştı.

 

1955 yılında "Manolya" isimli plağı ile Türkiye'de ilk defa "Altın Plak" ödülü kazanan sanatçı, birçok kurum ve

 

kuruluş tarafından yılın sanatçısı seçildi.

 

Çok yönlü çalışmalar yapan Müren'in ilk şiir kirabı olan "Bıldırcın Yağmuru" 1965'te yayınlandı.

 

200'e yakın yakın beste ve 50 plak yaptı.

 

Sanatçının, çoğu çevirdiği filmlerine isim olmuş besteleri de vardı. "Hatıralar", "Kahır Mektubu", "Beklenen Şarkı",

 

"Gurbet Yolu Hasret Dolu" , "Manolya" gibi besteleri yıllarca dillerden düşmeyecek olan Müren'in diğer bazı şarkıları

 

ve filmleri de şunlardır: "Zehretme Hayatı", "Beklenen Şarkı", "Gül ve Bülbül", "Bir Demet Yasemen", "Bir Tatlı

 

Tebessüm", "Tekrar Bana Dönsen", "Bu Aşkın Istırabı", "Yaz Yağmuru", "Hayat Bazen Tatlıdır", "Yoksun Bu Gece",

"Altın Kafes", "Deva Bulmayacak mı?", "Kalbimin Sahibi", "Aşktan da Üstün", "Kırk Plak", "Hep O Şarkı", "Gurbet",

 

"Hindistancevizi", "Düğün Gecesi", "Rüya Gibi", "İstanbul Kaldırımları", "Katibim", "Bahçevan", "Son Beste" …

 

cbkcicek6ur5cf3.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

 

 

ÜÇ MUTLULUK…

 

 

Şimdi, bütün ömrümce yaşadığım üç mutluluğu arzedeyim efendim…

 

Sene 1955 Beklenen şarkı filmi, yani ilk filmim oynayalı bir sene olmuş… 54'de Rahmetli Cahide Sonku Hanım ile

 

çevirmiştik… Beklenen şarkı benim bestem… Vals usulünde, nihavend makamında… "Gözlerinin içine başka hayal

 

girmesin / Bana ait çizgiler dikkat et silinmesin.." Dillerde dolanıyor. Daha sahneye çıkmamışım. radyoda

 

okuyorum… Ve efendim Harbokulu Müdürlüğü'nden resmi bir mektup aldım. Diyor ki yazan zat:

 

 

"19 Mayıs hareketleri için bize 20 gün öncesinden Beklenen Şarkı'nızın notasını lütfen gönderiniz…" Çünkü bu sene

 

Harbokulu ilk defa bir Türk bestecisinin, ki düşününüz 1954'ün Zeki Müren'i, ilk defa bir Türk Bestecisi'nin bestesiyle

 

hareketlerini yapacaklar stadyumda… Nasıl sevindim… Adeta inanamadım. Hemen yazdım temiz şekilde,

 

gönderdim, heyecanla bekliyorum ve o sabah oldu, ayrıca onu arzedeyim, "Siz de.." diyor komutan, "..şeref

 

tiribününde misafirimizsiniz…" Fakat, benim imtihanlarıma rastlayan günler… Ankara'ya gidersem dönüşüm çok zor

 

olacak. Ben ancak, İstanbul'da evimde, radyoda izleyebildim… Bando, şimdi televizyon da yok o devirde, hayalimde

 

canlandırıyorum, o gençliğin daha evvel Mavi Tuna, Tuna Dalgaları gibi Avrupa'nın çok tanınmış bestecilerinin

 

valsleriyle hareketlerini yapan bu aslan gibi Türk Gençleri, bu kez benim naçiz bir bestemle 19 Mayıs Hareketlerini

 

yapıyorlar…

 

Yıllar sonra Ankara Radyosu bana onun bir kasetini, yani bandonun çaldığı şekliyle hediye etti. Leventteki evimde,

 

dolabimda anılarımın arasında saklarım… Beni çok mutlu eden olayın biri budur…

 

cbkcicek6ur5cf3.gif

 

İkincisi efendim… Antalya'da yaşadığım, ilk yıllar… 1969 senesinin 31 mayıs gecesi Antalya Spor yararına

 

Aspendos'da verdiğim konserdir…

 

 

Aspendos, daha evvel onarım geçirdiği için diğer tiyatrolar gibi harap değil. Oturulacak durumda. 20 bin kişi

 

almasına rağmen, inanınız 27 bin kişi bir gün evvelinden doldurmuştu Aspends'u.

 

 

TRT'den Meral Savcı Hanımefendi şahidimdir.. 3 ay o konser için uyumadım. Aman nezle olmayayım… İnanınız

 

Bodrum Konserleri için de öyle. Bardakçı'da bana sorarlardı: Denize niye girmiyorsunuz?" diye.. "Hayır konserim

 

var." Onun için bilmeyenlere kolay geliyor. Bir gribal durumunuz olsa, iki kere aksırsanız rezil olacaksınız… Ve de

 

bu üzüntü bir yazınızı mahfediyor… Koca bir yaz… Bu bir fedakarlıktır efendim, helal olsun anlayanlara, takdir

 

edenlere; bilenlere helal olsun… Bilmeyen zaten bilmez ki… Ondan sonra efendim o 27 bin kişi çıt çıkarmadan,

 

zannederim 50 şarkı ve de 49 saz, Nevzat Sumer yönetiminde… Nevzat Beyle beraber 50 kişi sahnede… O

 

kalelerin arkasına kontraplakdan küçük bir kulis odası kurdular… Öyle alt kadro falan yok.

 

Saat 21:15'di zannediyorum başladı, bir'e doğru bitti… Tabi ilk kısımda klasikler okudum. Birinci bölüm siyah fırak,

 

tamamen Türk Müziğinin yüz sene, ikiyüz sene evvelki klasik eserleri… Küçük bir ara, ikinci bölüm yalnız Saadettin

 

Kaynak ve Salahattin Pınar'ın eserleri, beyaz bir smokinle… Üçüncü bölüm, günümüzün şarkılarının en seçkinleri;

 

her şarkıda ayrı bir kostüm. Sonunda da "İbibikler öter ötmez ordayım…" o sene çok modaydı, onla final yaptık. Ben

 

iki üç bornoz, kaç iki üç bornoz, altı-yedi bornoz değişip terimi kuruttum, konser boyunca… Ondan sonra beni

 

arabama koydular, Antalya 55 kilometre, trafik bağlı kaldı. Bu kişiler, konser boyunca sinek uçsa kanadının sesi

 

duyulacak derecede 27 bin kişi dinledi. Biri de nezle olup öhö.. demedi.

 

 

Bu bir sanatçı için ulaşılması çok güç bir mertebe… Yıldızları görüyordum insanların, belki de sigara ateşlerinin

 

küçük kızıllıklarında, yıldızları görüyordum… Aspendos tabi huni gibi biliyorsunuz.. Akustik mükemmel.. Ve de

 

döndüm.. diyeceksiniz ki çok mutlu döndünüz, artık rahat edersiniz.. Derya Motel'deki odama girdim.. Küçük bir

 

kapta domates çorbası getirdi bir hanım arkadaşım. Bir kaşıkla ağzıma verdi. İmkan yok dedim yiyemem, o ben

 

miydim, üç ay uyumadım. Allah bunu bana nasıl nasip etti. Yüce tanrı bir kuluna bu kadar muhteşem bir geceyi

 

nasıl nasip eder diye o duyguyla da üç-beş gün… Ne uyku, ne yemek, ne içmek, ne havuza girmek. O türlü bir içine

 

kapanış o mutluluk…

 

cbkcicek6ur5cf3.gif

 

 

Üçüncü mutluluğum çok yeni efendim… O henüz 5 aylık falan bir olay. Sağolsunlar Ankara'dan aradılar… Devlet

 

Sanatçısı seçildiğimi söylediler.. Diğer seçilenlerin kim olduğunu inanınız sormadım dahi… Sonradan öğrendim. Ve

 

de beratım Bodrum'daki adresime geldi. Devletin altın mühürüyle efendim Sayın Turgut Özal'ın onayıyla gönderilen

 

bir berattı bu.. Ondan sonra da presli, cüzdanınızda taşımanız için gerektiği yerde, ben onu hiçbir zaman kullanmayı

 

düşünmedim. Onun Şerefi bana yeter. Zaten nefes alırken ben onu kullanmış hissediyorum. Madem layık görüldüm,

 

layık görenlere teşekkür ediyorum. Cüzdanınızda taşıyabileceğiniz kadar, bir hüvviyet büyüklüğünde efendim, devlet

 

sanatçısı, işte doğumumuz, şehrimiz yazılı bir vesika gönderildi yine postayla. Onu şerefle taşıyorum. Diğerini de

 

ödül dolabımda, efendime söyleyeyim gene büyük şeref duyarak saklıyorum. Bu üç mutluluk bana yetiyor artıyor.

 

 

Ender USLU

 

"Bu sözler, 1992 Yılı'nın Ağustos Ayı'nda, Rahmetli Zeki Müren ile yapılan bir röportajdan alınmıştır."

 

 

cbkcicek6ur5cf3.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1953 Beklenen Sarki

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Cahide Sonku, Hadi Hün, Bedia Muvahhit, Jeyan Mahfi Ayral, Talat Artamel, Sami Ayanoğlu, Melahat

 

Icli, Necmi Oy, Ibrahim Delideniz, Refik Kemal Arduman, Muhip Arciman, Abdurrahman Palay

 

 

1955 Son Beste

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Belgin Doruk, Neşe Yulac, Bedia Muvahhit, Reşit Baran

 

 

1958 Altın Kafes

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Sadri Altştk, Nilüfer Aydan, Sezer Sezin, Münir Özkul, Atif Kaptan.

 

 

1959 Gurbet

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Mualla Kaynak, Kenan Pars, Feridun Karakaya, Münir Özkul, Melahat Icli.

 

 

1959 Kirik Plak

 

Zeki Müren, Belgin Doruk, Ayfer Feray, Hayri Esen, Ahmet Tarık, Nubar Terziyan.

 

 

1962 Hayat Bazen Tatlıdır

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Belgin Doruk, Sadri Alışık, Avni Dilligil, Sadettin Erbil, Suna Pekuysal, Saziye Moral, Birsen Menekseli, Kadir Savun.

 

 

1963 Ask Hırsızı

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Leyla Sayar, Öztürk Serengil, Salih Tozan, Ulvi Uraz, Ahmet Tarık, Gül Gülgün

 

 

1963 Bahcevan

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Belgin Doruk, Kadir Savun, Behzat Butak, Melahat Icli.

 

 

1966 Düğün Gecesi

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Türkan Şoray, Ajda Pekkan, Kadir Savun.

 

 

1967 Hindistan Cevizi

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Filiz Akın, Sadri Alışık, Sevda Ferdağ, Süleyman Turan.

 

 

1968 Katip (Üsküdara Giderken)

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Sezer Güvenirgil, Suzan Avcı, Suna Pekuysal, Vahi Öz, Güllistan Güzey, Saziye Moral.

 

 

1970 Asktan Da Üstün

 

Oyuncular

 

 

Zeki Müren, Filiz Akin, Salih Güney, Lale Belkis, Sami Hazinses, Meltem Mete.

 

 

1971 Rüya Gibi

 

Oyuncular:

 

Zeki Müren, Esen Püsküllü, Arzu Okay, Engin Tara, Turgu Boralı, Ekrem Dümer, Leman Akcatepe, Ihsan Baysal, Kadir Savun.

 

 

 

 

 

cbkcicek6ur5cf3.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

Avucumdaki Dua

 

avucumdaki dua parmaklarımdan süzüldü

 

sana mum yaktım içimden

 

gene gözlerine gömüldüm

 

mezarsız ölüler ölüsüz mezarlar

 

defne yaprağında ayçiçeğinde seni bir ısırganda aradım

 

her sabah karşı bayırdan doğdun her mehtapta üşüttün içimi

 

gel bana dağların başı gel

 

deli gönlümün deli yoldaşı gel

 

pabucun bağsız saçların ıslak gel

 

avuçlarında çile getir tırnaklarında nefret

 

cebimdeki kini al..

 

 

Kaynak: Bıldırcın Yağmuru, 1965

 

 

 

 

Zeki Müren

 

 

cbkcicek6ur5cf3ky8.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 11 ay sonra...

mu940321cw127250d16ec3e.jpg

 

 

 

 

 

 

ne zaman iki satır yazmaya kalksam, hep sana, hep seni, hep bizi yazıyorum...

 

ne zaman bir kadeh alsam elime, hep sana, hep seni, hep bizi içiyorum...

 

her gece kederdeyim durmadan içiyorum, sevda ektim kalbime yalnızlık biçiyorum.

 

ne zaman iki satır yazmaya kalksam, hep sana, hep seni, hep bizi yazıyorum...

 

ne zaman bir kadeh alsam elime, hep sana, hep seni, hep bizi içiyorum...

 

her gece kederdeyim durmadan içiyorum, sevda ektim kalbime yalnızlık biçiyorum...

 

elveda, elveda, elveda deyip bir gün viran edip gönlümü,

 

ayrılıp gidişinin, bu gece yıl dönümü...

 

elveda, elveda, elveda deyip bir gün viran edip gönlümü,

 

ayrılıp gidişinin, bu gece yıl dönümü...

 

bu gün de sensiz içtim , bu akşam sensiz hiçtim , bu gece her damlayı iki kadehe biçtim.

 

ayrılık öyle zor ki, kimsesiz kalan bilir, gözyaşı ne demektir her gün ağlayan bilir...

 

her gece kederdeyim durmadan içiyorum, sevda ektim kalbime yalnızlık biçiyorum...

 

yokluğunla baş başa kendimden, kendimden , kendimden geçiyorum.

 

şerefe deyip şimdi, bin kahır, bin kahır, bin kahır içiyorum...

 

birazdan gözlerimden geçeceksin, ılık ılık

 

nice yıllar sevgilim mutlu olsun, mutlu olsun, mutlu olsun ayrılık.

 

sevincim kederimsen, gözlerim ellerimsen, benim ne sucum var ki ;sen benim kaderimsen...

 

karıştırmış kaderim şu gönlümün harcını, yaş döküp ödüyorum ben bahtımın borcunu...

 

karıştırmış kaderim şu gönlümün harcını, yaş döküp ödüyorum ben bahtımın borcunu...

 

ahhh... dertliyim, efkarlıyım, gönlüm yine tasada,

 

unutmak istiyorum kendimi bu masada... unutmak istiyorum kendimi bu masada...

 

her şey yalnız senin için, üzme kendini, her şey yalnız senin için, üzme kendini,

 

belki bugün, belki yarın anlayacaksın çok sevdiğimi, ağlayacaksın...

 

belki bugün, belki yarın anlayacaksın çok sevdiğimi ,ağlayacaksın...

 

ayrılık mi cıktı falda ? sen bir yanda, ben bir yanda, ayrılık mi cıktı falda ? sen bir yanda,

 

ben bir yanda, böyle bir aşk bu zamanda ahhh .. belki bugün, belki yarın anlayacaksın çok sevdiğimi, ağlayacaksın...

 

rüzgar gibi geçti yıllar, tutunacak dal kalmadı, bir an mutlu olmak için, çekilmedik dert kalmadı...

 

senle dolu özlemlerim, dilimdedir sitemlerim, düşman cıktı sevenlerim sığınacak dost kalmadı,

 

sarılacak dost kalmadı...

 

bekleyişle, özleyişle ömrüm geldi geçti böyle

 

göz yaşlarım dondu sele, ağlamadık gün kalmadı, yaşanacak gün kalmadı...

 

bir yalanmış tüm gerçekler, o ümitler o dilekler,

 

boyun büktü hep çiçekler, koklanacak gül kalmadı...

 

bir an mutlu olmak için, yürünmedik yol kalmadı, yaşanacak gün kalmadı,

 

bir an mutlu olmak için, çekilmedik dert kalmadı...

 

her gece kederdeyim durmadan içiyorum, sevda ektim kalbime yalnızlık biçiyorum...

 

alnıma dökülen beyaz saçları , alnıma dökülen beyaz saçları,

 

okşayıp dizinde yine tara ne olur, okşayıp dizinde yine tara ne olur,

 

mazide kaybolan hatıraları ,unutma yeniden ara ne olur...

 

mazide kaybolan hatıraları, unutma yeniden ara ne olur...

 

unutma yeniden ara ne olur... ara ne olur...

 

kalbin sızlayacak baksam arkana, yine ilk gün ki gibi gülümse bana,

 

dedim ki gelecek, dosta düşmana yüzümü çıkartma kara ne olur... yüzümü çıkartma kara ne olur...

 

çıkacaksın diye köse başından, bekle, bekle, beklemekten usandım artık,

 

çilemin gemisi gelmiş demirli, yükle yükle, yüklemekten usandım artik...

 

dünyayı durdurdum bakarsın diye, fallara bağlandım çıkarsın diye,

 

dünyayı durdurdum bakarsın diye, fallara bağlandım çıkarsın diye,

 

yolların sonunda sen varsın diye, ekle, ekle, eklemekten usandım artık...

 

içimde bir ümit var geleceksin diyorum, belki çok uzaktasın bunu da biliyorum,

 

içimde bir ümit var geleceksin diyorum, belki çok uzaktasın bunu da biliyorum,

 

kader kelepçesini elime vurdu felek, geleceğim demiştin, ben hala bekliyorum...ben hala bekliyorum...

 

bir şiir yazdım sana , bir şarkı yaptım sana , mutlu günüm her şeyim...ahhhh.. beni anlasana;

 

masaların üstüne ismini kazıyorum, bu kahir mektubunu bin kere yazıyorum...

 

her gece kederdeyim durmadan içiyorum , sevda ektim kalbime yalnızlık biçiyorum ..

 

ne zaman iki satir yazmaya kalksam , hep sana ,hep seni, hep bizi yazıyorum...

 

ne zaman bir kadeh alsam elime, hep sana , hep seni, hep bizi içiyorum...

 

her gece kederdeyim durmadan içiyorum , sevda ektim kalbime yalnızlık biçiyorum ..

 

yalnızlık... yalnızlık...

 

 

 

 

 

yanlızlık biçiyorum...

 

 

 

 

 

cbkcicek6ur5cf3ky8.gif

06.12.1931 - 24.09.1996

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.