Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ATATÜRK'ÜN AĞZINDAN RESMİ BELGELERLER KÜRTLER VE KÜRDİSTAN


Senyour

Önerilen İletiler

BELGE :1

“İKİ HALKI ÇARPIŞTIRAN HAİNDİR!”

Mustafa Kemal’in, 17 Eylül 1919 günü, İstanbul’daki Senato Üyesi Fuat Paşa’ya gönderdiği mektuptan:“...Bu Başbakan’ın (Damat Ferit) cinayetlerine ortak olan İçişleri ve Savaş İşleri Bakanları da ulusun sesini boğmak, yasal bir toplantısını (Sivas Kongresi) tanımamak, Kürt’ü Türk’ü birbirine düşürerek, Müslümanlar arasında çarpışmalara neden olmak gibi haince girişimlerde bulunuyor...”

(Atatürk’ün Özel Arşivi’nden Seçmeler, Kültür Bakanlığı Yayını, Sayfa: 71)

 

BELGE:2

“KÜRT,TÜRK KARDEŞİNDEN AYRILMAYACAK”

Mustafa Kemal’in, 3. Ordu Müfettişi olarak Amasya’dan, Erzurum’daki Kazım Karabekir Paşa’ya gönderdiği, 24 Haziran 1919 tarihli mesajın ilk maddesi:

“1- Mr.Novil adındaki bir İngiliz Yüzbaşısı, Urfa’dan Siverek yoluyla Viranşehir’e giderek, Milli aşiretlerinin ileri gelenleriyle görüşmüş ve Urfa’ya dönmüş. Osmanlı hükümeti için çok kötü propağandalar yapmış. Ancak aşiret reislerinden aldığı kesin cevaplara sevinmemiştir. Kürtler, Türk kardeşlerinden kesinlikle ayrılmayacaklarını, bu uğurda son kişilerine varıncaya kadar ölüme hazır olduklarını söylemişler. Ayrıca İngilizler’in kendilerine vermek istediği önemli miktardaki parayı almayarak namus ve yurtseverliklerini göstermişlerdir...”

(Atatürk’ün Tamim Telgraf ve Beyannameleri, Nimet Arsan, Sayfa: 43)

 

BELGE:3

“KÜRTLER OYUNUN FARKINA VARDI”

Mustafa Kemal’in, Sivas’tan 24 Eylül 1919 günü, Amerika Birleşik Devletleri İnceleme Kurulu Başkanı General Harbord’a gönderdiği ayrıntılı rapordan:

“İmparatorluğu bölmek ve Türkler ile Kürtler arasında bir kardeş savaşı çıkarmak ve bağımsız bir Kürdistan kurma planlarına ortak etmek üzere Kürtler’i kışkırttılar. İleri sürdükleri tez, İmparatorluğun nasıl olsa dağılacağıdır. Bu düşüncelerini gerçekleştirmek için büyük paralar harcadılar. Her türlü casusluğa başvurdular. Noil adında bir İngiliz subayı, uzun süre Diyarbakır’da bu yolda çaba gösterdi ve her türlü yalan ve aldatmaya başvurdu. Ama bizim Kürt yurttaşlarımız düzenlenen oyunun farkına vararak, O’nu ve yüreklerini para ile satan bir grup haini bölgeden kovdular...”(Atatürk’ün Tamim Telgraf ve Beyannameleri, Nimet Arsan, Sayfa: 74-84)

 

BELGE: 4

“TÜRK,KÜRT,ÇERKES KARDEŞİZ”

Mustafa Kemal’in, Ankara’dan, Çerkes Ethem’in ağabeyi Reşit Bey’e gönderdiği 7 Ocak 1920 tarihli telgrafından:

, “konu dışı olarak, şunu da belirteyim ki, Anzavur’un alçaklığı, kendisine ve kışkırtıcı olan İngilizler ile ayakçılarına yöneliktir.Bu din ve devletin sağlam bir uyruğu olan Çerkez kardeşlerimiz, hepimizin övdüğümüz baştacımızdır. Asıl, bugün düşmanlarla çevrili Türk, Kürt, Çerkez ve diğer din kardeşlerimizin elele vermesi, sarsılmaz bir bütün oluşturmaları, namus ve yaşamımızı kurtarmak için bir zorunluluktur...”

(Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı: 34, Belge no: 849

 

BELGE: 5

“KÜRTLER, TÜRKLERLE BİRLEŞTİ”

Mustafa Kemal’in, “NUTUK” adlı eserinin, “Samsun’a Çıktığım Gün Genel Durum ve Görünüş” başlıklı bölümünden:

“Anadolu halkı, baştan aşağı bölünmez bir bütün haline getirildi. Bütün kararları, bütün komutanlar ve arkadaşlarımızla birlikte alınıyor. Vali ve mutasarrıfların hemen hepsi bizden yanadır. Anadolu’daki ulusal örgütler ilçe ve bucaklara kadar yayıldı. İngiliz koruması altında bir bağımsız Kürdistan kurulmasıyla ilgili propağanda ortadan kaldırıldı ve bu amacı güdenler yola getirildi. Kürtler Türkler ile birleşti...”

(Nutuk, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1976, Sayfa: 15)

 

BELGE: 6

“KÜRDİSTAN’I AYAKLANDIRIYORLAR!”

Mustafa Kemal’in, Nutuk adlı eserinde yer alan ve 6. Kolordu Komutanı’nın, Padişah’a gönderdiği mektuptan söz ettiği bölümden:

“...komutanlar, mektupta hükümetin savaş yoluna gidep kongreyi basarak Müslümanlar arasında kan dökmeye kalkıştığı ve Kürdistan’ı ayaklandırarak, yurdu parçalatma planını da para karşılığında yüklenmiş olduğu belgelerle anlaşıldığından, hükümetin bu işte kullandığı adamların bozguna uğrayarak kaçmak zorunda bırakıldıklarından söz ediyorlar...”

(Nutuk, İnkılap Yayınevi, Ankara,1966, Sayfa: 100)

 

BELGE: 7

“KÜRDİSTAN’A OTONOM YÖNETİM!”

Altında “Büyük Millet Meclisi ve Mustafa Kemal” imzası bulunan ve El-Cezire KomutanıTuğgeneral Nehat Paşa’ya gönderilen masaj:

“Kişiye Özel.

 

El-Cezire Cephesi Komutanı Tuğgeneral Nihat Paşa Hazretlerine,

 

1-Aşamalı olarak, bütün ülkede ve geniş ölçekte doğrudan doğruya halk gruplarının ilgili ve etkili olduğu bir biçimde yerel yönetimlerin oluşturulması iç politikamızın gereğidir. Kürtlerle dolu bölgede ise, hem iç politikamız ve hem de dış politikamız açısından ölçülü yerel bir yönetim kurulmasını savunmaktayız.

 

2-Ulusların kendilerini yönetmeleri yetkisi bütün dünyada benimsenmiş bir ilkedir. Biz de bu ilkeyi benimsiyoruz. Kürtler’in bu döneme kadar yerel yönetime ilişkin örgütlerinikurmuş ve başkanları ile yetkilerini bu amaç için bizce kazanılmış olması ve oyladıklarında kendi kaderlerine gerçekten sahip oldukları BMM (Büyük Millet Meclisi) buyruğunda yaşam istekleri yayınlanmalıdır. Kürdistan’daki bütün çalışmaların bu amaca dayalı politikaya yöneltilmesi El-Cezire Cehpesi Komutanlığı’nın görevidir.

 

3-Kürdistan’da Kürtler’in Fransızlar ve özellikle Irak sınırında İngilizler’e karşı düşmanlığını silahlı çarpışmayla durdurulamaz bir düzeye vardırmak ve yabancılarla Kürtler’in birleşmesini engellemek aşamalı olarak yerel yönetimler kurulmasının zeminini hazırlamak ve bu yolla yürekten bize bağlılıklarını sağlamak Kürt yöneticilerinin sivil ve askerlik görevleriyle görevlendirilerek bize bağlılıklarını pekiştirmek gibi genel yollar benimsenmiştir.

 

4-Kürdistan’ın iç politikası El-Cezire Cephesi Komutanlığı’nca belirlenecek ve yönetilecektir. Cephe Komutanlığı bu konuda Büyük Millet Meclisi Başkanlığıyla yazışmalar yapar. İller tarafından izlenecek yolu düzenleyip uyumu sağlayacağı için sivil yöneticilerin de bu konuda bağlı oldukları yer, Cephe Komutanlığı’dır.

 

5-El-Cezire Cephe Komutanlığı yönetim, adalet ve maliye (parasal) konularda değişiklik ve düzenlemeye gerek gördükçe, bunun uygulanmasını hükümete önerir.

BMM Başkanı

Mustafa Kemal.”

(TBMM.Gizli Celse Zabıtları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1985, Cilt: 3, Sayfa: 550)

 

BELGE: 8

“KÜRDİSTAN’DA BULUNMAKTAN KIVANÇ DUYDUM!”

Mustafa Kemal’in, Adana’dan, 24 Mart 1919 günü, kendisi ve arkadaşlarıyla ilgili olarak ortaya atılan bir iddiaya karşılık, İstanbul’a Savaş İşleri Bakanlığı’na gönderdiği mektuptan:

 

“Arkadaşlarımın bu alçakça suçlamaya karşı ne diyeceklerini bilemem. Yalnız kendi adıma açıklıyorum ki; Benim Anafartalar’da, Kürdistan’da, Suriye’de, başlarında bulunmaktan kıvançz duyduğum kahraman ordular, haydutların değil, Osmanlı ulusunun namuslu çocuklarından kurulmuştur..”

(Öyküleriyle Atatürk’ün Özel Mektupları, Sadi Borak, Çağdaş Yayınları, İstanbul, 1980, Sayfa: 139)

 

BELGE: 9

“AYRILIKÇI KÜRTLER KAZANILDI!”

Mustafa Kemal’in, Amasya’dan, 22 Haziran 1919 günü, Sivas Valisi Reşit Paşa’ya çektiği telgrafın ikinci parağrafı:

 

“Devletin bütünleşmesinin önem kazandığı bir sırada İngiliz propağandasının etkisinde ortaya çıkan ve Kürdistan’ın bağımsızlığını isteyenler, görüşmeler yoluyla kazanılarak Halifelik ve Saltanat çevresindeki ortak amacımıza getirildi. Çok şükür hata anlaşılarak aramıza dönmüşler ve kongreye (Sivas) çağrılmışlardır. Bu ulusal ve yaşamsal sorun için sizin gibi yurtsever, sözünü bilir düşünürlere düşen özveri, özellikle çok büyüktür..”

(Tarih Vesikaları Dergisi, Ankara, 1949, Sayı: 15, Sayfa: 162)

 

BELGE: 10

“BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN İSTEYENLERLE GÖRÜŞÜLDÜ"

Mustafa Kemal’in, 3. Ordu Müfettişi ünvanıyla, İstanbul’a, başta Halide Edip Adıvar, Senato Başkanı Ahmet Rıza Bey ve eski Başbakan Ahmet İzzet Paşa’nın da bulunduğu çok sayıda aydın ve polotikacıya gönderdiği mesajdan:

 

“...Bu düşünceme siz de katılıyorsunuzdur, herhalde. Anlattığım durum, bugün genel bir kongrenin acele olarak taplanmasını gerektirmektedir. Bu çağrı her yere ulaştırılmıştır. Devletin parçalanmasının sözkonusu olduğu bir sırada, İngilizler’in propağandasıyla ortaya çıkan ve Kürdistan’ın bağımsızlığını isteyenler gibi akımlar da, karşılıklı görüşmelerle, bu düşüncenin savunucuları, halifelik ve saltanat çevresindeki ortak amacımıza çekilerek durdurulmuş ve kongreye çağrılmışlardır..”

(Milli Mücadele, Sebahattin Selek, Cilt: 1, Sayfa: 324)

 

BELGE: 11

“OSMANLI ÜLKESİNİN PARÇALARI”

11 Eylül 1919 günü yayınlanan Sivas Kongresi Bildirgesi’nin 1. Maddesi:

“1- Yüce Osmanlı devletiyle anlaşık devletler arasında yapılan antlaşmanın imzalandığı 30 Ekim 1918 günündeki sınırlarımız içinde kalan ve her yerde ezici çoğunluğu Müslüman olan Osmanlı ülkesinin parçaları (ki, bu parçalar bir sonraki belgede, yani Amasya Protokolü’nün ilk maddesinde –Osmanlı toprağı, Türkler ve Kürtler’in yaşadığı topraklardır.- diye açıklanıyor.) birbirlerinden ve Osmanlı bütünlüğünden hiçbir nedenle koparılamaz bir bütün oluşturur. Bu parçalarda yaşayan bütün Müslümanlar; birbirlerine karşı, karşılıklı saygı ve özveri duygularıyla dolu, etnik ve sosyal haklarıyla, bulundukları yöne koşullarına bütünüyle bağlı öz kardeştirler...”

Sivas Kongresi, Vehbi Cem Aşkın, Ankara, 1963, Sayfa: 158

 

BELGE: 12

“TÜRK VE KÜRTLERİN OTURDUKLARI YERLER”

Amasya Protokolü Tutanağı’nın 1. Maddesi aynen şu cümlelerle başlıyor:

“Bildirgenin 1. Maddesinde Osmanlı devletinin düşünülen ve kabul edilen sınırları, Türk ve Kürtler’in oturdukları yerleri kapsadığı ve Kürtler’in Osmanlı topluluğundan ayrılmasının olanaksızlığı belirtildikten sonra, bu sınırın en az bir istek olmak üzere elde edilmesinin sağlanması gereği ortaklaşa kabul edildi.Bununla birlikte yabancılar tarafından, görünüşte Kürtler’in bağımsızlığı amacı altında uydurulan yalanların önüne geçmek için de, bu durumun Kürtlerce şimdiden bilinmesi uygun görüldü...”

(1-Yurt Ansiklopedisi, Cilt: 1, Amasya maddesi.

2-Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, Mustafa Onar, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1995, Cilt: 1, Sayfa: 268, Belge no: 348)

 

BELGE: 13

“KÜRDİSTAN’L A İLGİLENMEK GEREKİYOR”

9. Ordu Birlikleri Müfettişi Mustafa Kemal, Havza’dan, 29 Mayıs 1919 günü Genelkurmay Başkanlığı’na çektiği telgraf:

 

“Bağımsız Kürdistan görüşünü savunan, Diyarbakır’daki Kürt Kulübü ile hükümet yandaşı olan öteki kulüpler arasındaki çelişkinin arttığını araştırmalarımdan öğrendim. Kürtler’e ve Kürdistan üzerinde etkili, savaş sırasında yakınlık ve sevgilerini çok iyi kazandığım Kürt ileri gelenlerinden bazılarına doğrudan, bazılarına Kolordu aracılığıyla telgraflar çekerek, devletin gerçek durumunu ve kendilerince alınması gereken önlemler için gereği kadar bilgi vererek, etkili öğütlerde bulundum.

 

Son günlerde edindiğim bazı bilgilere göre, Kürdistan bölgesiyle de ilgilenmek gerekiyor, Bunun için bağımsız Kürdistan olmak üzere, İngilizlerce de desteklenen hangi bölgelerdir ve ileride çok...(bu cümlenin sonu okunamıyor.) Yine İngilizlerce kışkırtılan bölgeler hangileridir? Bu konuda yüksek Başkanlığınızdaki bilgilerin bildirilmesi için emirlerinizi dilerim...”

(Har Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı: 4)

 

BELGE: 14

“KÜRTLER’LE UZLAŞIN!”

Mustafa Kemal’in, 15 Haziran 1919’da Diyarbakır Valiliği’ne gönderdiği telgraftan:

“Bütün milletin, hayat ve bağımsızlığını kurtarmak için birleştiği şu önemli günlerde, bir yabancı devletin korumasına sığınarak düşük ve esir yaşamayı tercih eden her türlü ilkenin, ülkeyi parçalayarak her türlü derneğin kapatılması çok hayati ve gerekli bir görev olduğundan, Kürt Kulübü konusundaki uygulamanız tarafımızdan da uygun görülmüştür..

.......

Bu nedenle, Diyarbakır ve bağlı yörelerde Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Derneklerinin oluşmasına ve kurulmasına yardım edilmesini önemli salık veririm. Ve özellikle Kürt Kulübünün üyeleriyle, bugünkü telgrafım kapsamında görüşerek uzlaşmak uygundur...”

(Söylev, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Sayfa: 10)

 

BELGE: 15

“KÜRTLER’İ TEMSİL ETMİYORLAR”

Mustafa Kemal’in Diyarbakır Valisi’ne gönderdiği yukarıdaki telgrafa karşılık, Erzurum’daki Kazım Karabekir Paşa’ya gönderdiği telgraftan:

“Diyarbakır’da Kürt Kulübünün İngilizler’in kışkırtmasıyla, İngilizler’in koruyuculuğunda bir Kürdistan kurmak amacını izlediği anlaşıldığından kapattırılmıştır. Üyeleri hakkında soruşturma yapılıyor. Kürdistan’ın tanınmış beylerinden aldığım telgraflarda, dağıtılan bu Kürt Kulübü’nün hiçbir Kürt’ü temsil etmediği, birkaç kendini bilmezin girişimlerinin sonucu olduğu, ülke ve ulusun bütünüyle bağımsız ve özgür yaşaması uğrunda her türlü özveriye ve bu konuda emirlerinize hazır oldukları bildirilmektedir...

...Hükümetin (İstanbul) bayağı tutsak bir durumda olması, başkentin baskılı bir askeri işgal altında bulunması dolayısıyla ulusun kurtuluşunun, yine ulus ordusuyla gerçekleşeceği sizcede bilinmektedir. Bu nedenle, ben Kürtler’i daha ötesi bir öz kardeş olarak, bütün ulusu bir nokta çerçevesinde birleştirmek ve bunu dünyaya Müdafaa-i Hukuk dernekleri aracılığıyla göstermek karar ve çabasındayım...”

(Söylev, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Sayfa: 49)

 

BELGE: 16

“EZİCİ COĞUNLUK TÜRK VE KÜRT”

Mustafa Kemal’in, Edirne’deki 12. Kolordu Komutanı Mehmet Selahattin Bey’e gönderdiği bir mesajdan:

“Ezici çoğunluğu Türk ve Kürt olan bu illerden bir karış bile verilemez...”

(Söylev, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Cilt:1 Sayfa: 72)

 

BELGE: 17

“BEDİRHANLAR VE MALATYA OLAYI”

Mustafa Kemal’in Nutuk adlı eserinden:

“Bay Novel adında bir İngiliz Binbaşı, Bedirhanlar’dan Kamuran, Celadet ve Cemil Beylerle ve yanında 15 kadar Kürt atlısıyla Malatya’ya gelmiş ve kendilerini Mutasarrıf Bedirhanlı Halil Bey karşılamıştır. Harput (Elazığ) Valisi de, bir posta hırsızını izliyor görünerek otomobille Malatya’ya gelmiştir. Bu amaçla bunlara Adıyaman’daki birlik de verilmiştir.

Amaçlarını, Kürdistan kurmaya söz vererek Kürtler’i, işlerimizi bozmaya ve bizi öldürtmeye yollamak olduğu anlaşılmış ve karşı önlemlere başvurulmuştur. Bu arada Vali ve ötekileri yakalatmak istiyoruz. Malatya Mutasarrıfı da Kürt aşiretlerini Malatya’ya çağırmıştır. Bunun üzerine 13. Kolordu işe girişti. Gereken önlemler alınmıştır. Yarın akşam Harput’tan gönderilen bir birlik, ortalığı karıştıranları tepeleyecektir...”

(Nutuk)

 

BELGE: 18

“DİN VE ULUSUNU SATMIŞ KÜRTLER!”

Mustafa Kemal’in, Erzincan’ın Kemah ilçesinde yaşayan ve Kürt aşiretlere yakınlığıyla bilinen eski Milletvekili Halet Bey’e, Sivas’tan, 9 Eylül 1919 günü gönderdiği mesajdan:

“...İngiliz korumasında bağımsız bir Kürdistan kurulması amacıyla propağanda yapmakta olan İngiliz Binbaşılarından Mr. Novel’in, din ve ulusunu satmış Kürt Beylerinden Ekrem, Kamran, Ali, Celadet’le birlikte Malatya’ya geldiği ve İstanbul hükümetini tutan, açıkçası ulus ve yurt haini olan Elazığ Valisinin de bunlara katıldığı ve Bedirhanilerden Malatya Mutasarrıfı Halil Beyle birlikte sözde postayı soyan hırsızları izlemek gibi uydurma bir gerekçeyle silahlı Kürtleri toplamaya giriştikleri öğrenildi.

 

Şöyle ki, Kürtler’in kutsal halifelik makamına ve ülkeye olan bağlılık ve ayrılmazlıklarını göstermek üzere bazı ağaların birtakım Kürt kuvvetiyle birlikte Malatya’ya doğru yola çıkıp, padişah ve ulusa karşı İngilizler’le işbirliği yapmak hainliğine kalkışan ve yörenin temiz yürekli Kürtler’ini toplayarak onların askerlerce boş yere öldürülmelerine ve padişaha, ulusa başkaldırmış duruma sokulmalarına neden olan vatan hainlerinin alçaklıklarını sözünü ettiğim Kürtler’e en çabuk yoldan bildirip, çağrıya uymalarının sağlanmasına çaba göstermelerini önemle bekler. Olanak varsa bu işe hemen girişilerek sonucun hemen bildirilmesini dileriz...”

 

(Rauf Orbay’ın Hatıraları, YakınTarihimiz Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 30, Belge no: 1113)

__________________

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

eskiden osmanlılarda doğu karadenize lazistan , güneydoğunun bazı yerlerine de kürdistan denirdi.iran tarzı eyalet sistemi olduğu için bu bölge adları kullanılırdı. bizim için başka bi siyasi anlamı yoktu.

 

iran içinde de azerbaycan toharistan belucistan eyaletelri olduğu gibi bişeydi.

.

 

bu belgeler 100 yıl açıklanmaz. nerden buldunuz da açıkladınız.

 

çoğu deli saçması.atatürk sevr anlaşmasına karşı savaştı.bitlisi vanı bizzat kendi komutasındaki askerlerle ruslardan kurtardı.madem ben sizi kurtardım gelin şimdi kendi ülkenizi dicekti.niye kelle koltukta rusların üzerine gitti.ne halleri varsa görsünler yesinler ruslarla beribirlerini derdi.

 

ayrıca kürdistanı kabul etmiş adam niye milli misak sınırlarının içine alsın.niye orayı başına bela etsin.kelime oyunlarıyla oynuyosunuz.kötü niyetlisiniz.size toprak vermicez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

allah askına toprak isteyen mi var bu belgelerin nerde nasıl yazıldıgı acık sacma diyorsunuz ve kendi kendinize dusman öretiyonuz yoksa yaşamınız kendi cıkartıgınız dusmana mı baglı anlamak cok zor...

ilginc buldugum icin böyle bi yazı foruma yazdım... Kendi belgelerinizi bile hice sayıyorsunuz yeterki menfatinize gelmesin....

 

Saygılarımla...

 

Not: inanmıyorsanız Belirtilen belgelere bakabilirsiniz art niyet olsaydı belgelerin ne zaman kim tarafından yazıldıgı acıklanmazdı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kürdistan .

*****

 

atatürkün kürtlere özerklik vaad etmesi sevr deki kürdistana karşı savaşmış biri olarak kendisiyle çeliştiği anlamına gelir.aptal değildi bu adam. özerklik verse sonunda toprak kaybedeceğini biliyordu ve vermedi.tartışılacak bi konu yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

BELGE: 16

“EZİCİ COĞUNLUK TÜRK VE KÜRT”

Mustafa Kemal’in, Edirne’deki 12. Kolordu Komutanı Mehmet Selahattin Bey’e gönderdiği bir mesajdan:

“Ezici çoğunluğu Türk ve Kürt olan bu illerden bir karış bile verilemez...”

(Söylev, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Cilt:1 Sayfa: 72)

 

 

buradan anlaşılıyor ki Atatürk Türk ve Kürtleri bir görüyor ve "Türk ve Kürtten başkasına" verilemez demek istiyor

 

asıl sorun şu, Kürtler Türklerle kendilerini bir görüyorlar mı?

 

görüyorlarsa farklı bir yerde yaşama isteği ve toprak istemek niye?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...
BELGE :1

“İKİ HALKI ÇARPIŞTIRAN HAİNDİR!”

Mustafa Kemal’in, 17 Eylül 1919 günü, İstanbul’daki Senato Üyesi Fuat Paşa’ya gönderdiği mektuptan:“...Bu Başbakan’ın (Damat Ferit) cinayetlerine ortak olan İçişleri ve Savaş İşleri Bakanları da ulusun sesini boğmak, yasal bir toplantısını (Sivas Kongresi) tanımamak, Kürt’ü Türk’ü birbirine düşürerek, Müslümanlar arasında çarpışmalara neden olmak gibi haince girişimlerde bulunuyor...”

(Atatürk’ün Özel Arşivi’nden Seçmeler, Kültür Bakanlığı Yayını, Sayfa: 71)

.

.

.

BELGE: 18

“DİN VE ULUSUNU SATMIŞ KÜRTLER!”

Mustafa Kemal’in, Erzincan’ın Kemah ilçesinde yaşayan ve Kürt aşiretlere yakınlığıyla bilinen eski Milletvekili Halet Bey’e, Sivas’tan, 9 Eylül 1919 günü gönderdiği mesajdan:

“...İngiliz korumasında bağımsız bir Kürdistan kurulması amacıyla propağanda yapmakta olan İngiliz Binbaşılarından Mr. Novel’in, din ve ulusunu satmış Kürt Beylerinden Ekrem, Kamran, Ali, Celadet’le birlikte Malatya’ya geldiği ve İstanbul hükümetini tutan, açıkçası ulus ve yurt haini olan Elazığ Valisinin de bunlara katıldığı ve Bedirhanilerden Malatya Mutasarrıfı Halil Beyle birlikte sözde postayı soyan hırsızları izlemek gibi uydurma bir gerekçeyle silahlı Kürtleri toplamaya giriştikleri öğrenildi.

 

Şöyle ki, Kürtler’in kutsal halifelik makamına ve ülkeye olan bağlılık ve ayrılmazlıklarını göstermek üzere bazı ağaların birtakım Kürt kuvvetiyle birlikte Malatya’ya doğru yola çıkıp, padişah ve ulusa karşı İngilizler’le işbirliği yapmak hainliğine kalkışan ve yörenin temiz yürekli Kürtler’ini toplayarak onların askerlerce boş yere öldürülmelerine ve padişaha, ulusa başkaldırmış duruma sokulmalarına neden olan vatan hainlerinin alçaklıklarını sözünü ettiğim Kürtler’e en çabuk yoldan bildirip, çağrıya uymalarının sağlanmasına çaba göstermelerini önemle bekler. Olanak varsa bu işe hemen girişilerek sonucun hemen bildirilmesini dileriz...”

 

(Rauf Orbay’ın Hatıraları, YakınTarihimiz Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 30, Belge no: 1113)

__________________

arkadaşım senn bu belgelerle kanıtlamak istediğn nedr çok merak ettim?bu belgelere dayanarak,yani atatürk'ün 'türkler we kürtler kardeştr'sözüne dayanarak atatürk'ün kürdistanı kabul ettiğinimi sawunuyorsun.eğer mesajın buysa kendini bu tarz kelime oyunlarıyla araştrmacı göstermeye çalşma,çünkü bu belgeleri araştrana kadr öncelkle her tarh kitabında yer alan misakı milli maddelrini oku we atatürk!ü kendi doğruşarına ortak göstermeyede çalşma!!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ucuz kelime oyunları Kurdistan adı Osmanlı zamanında imparatorluğun bugün doğu anadolu bölgesi dediğimiz bölgeye verilen ad. Atatürk kimi yazışmalarında bölgenin Osmanlı dönemindeki adını kullanmış olabilir.

 

Atatürk'ten alıntı yapılan yazılarda Atatürk zaten ingilizlerin "bağımsız bir Kürdistan devleti kurma çabaları" ndan bahsediyora varmaya çalışmak dediğim gibi sadece kelime oyunları olur.

 

Bu tür kelime oyunlarıyla "aha bakın Atatürk Kürdistanı savunuyordu" gibi ajitasyonlar yapmak anlamsız.

 

Neticede Atatürk'ün "bağımsız kürdistan" argümanıyla ayaklananlara verdiği cevabıda biliyoruz değilmi :)

 

Artı yazdıklarına verilen cevaplar karşısında bir şey söyleyemeyince "Ya benim Türkçem zayıf kusura bakmayın" diyen kişiler kanımca bu konularda fazla iddiacı olmasın. Gerçi oda nasıl iş anlamadım işine gelimeyince "Türkçem zayıf kusura bakmayın" işine gelince maşallah bir sorun yok Türkçesinde. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
Ucuz kelime oyunları Kurdistan adı Osmanlı zamanında imparatorluğun bugün doğu anadolu bölgesi dediğimiz bölgeye verilen ad. Atatürk kimi yazışmalarında bölgenin Osmanlı dönemindeki adını kullanmış olabilir.

 

Atatürk'ten alıntı yapılan yazılarda Atatürk zaten ingilizlerin "bağımsız bir Kürdistan devleti kurma çabaları" ndan bahsediyora varmaya çalışmak dediğim gibi sadece kelime oyunları olur.

 

Bu tür kelime oyunlarıyla "aha bakın Atatürk Kürdistanı savunuyordu" gibi ajitasyonlar yapmak anlamsız.

 

Neticede Atatürk'ün "bağımsız kürdistan" argümanıyla ayaklananlara verdiği cevabıda biliyoruz değilmi :)

 

Artı yazdıklarına verilen cevaplar karşısında bir şey söyleyemeyince "Ya benim Türkçem zayıf kusura bakmayın" diyen kişiler kanımca bu konularda fazla iddiacı olmasın. Gerçi oda nasıl iş anlamadım işine gelimeyince "Türkçem zayıf kusura bakmayın" işine gelince maşallah bir sorun yok Türkçesinde. :)

 

 

şimdi size ilk başta demek istediğim şey şudur ki yazdıklarınız karşısında birşey yazamayan ve/veya söyleyemeyen bir kesim var ise bu onların sorunu değil eğitim sisteminin yanlış aksetmesinde emeği geçen kesimin sorunudur .

( Artı yazdıklarına verilen cevaplar karşısında bir şey söyleyemeyince "Ya benim Türkçem zayıf kusura bakmayın" diyen kişiler kanımca bu konularda fazla iddiacı olmasın. Gerçi oda nasıl iş anlamadım işine gelimeyince "Türkçem zayıf kusura bakmayın" işine gelince maşallah bir sorun yok Türkçesinde. ) sözünüze istinadendir bu söylediklerim.

ayrıca türkçenizin müthiş olduğu havasındasınız sanırım ( ki bu benim ulaşmak istediğim ender şeylerden biridir ) bende bu konunun üstüne çok düşerim ayrıca ( ama türkçeye boyacı usulü ile sokulan kelimeleri kullanmam mesela argüman :) ) bunu da bilginize sunmak istedim birde kişilerde ezme yani alt rütbe üst rütbe aşamasının hiç bir zaman olmamasını isterim şimdi de sizden çok ama çok özür dilerim ancak kendime hakim olamadım işte...

 

 

birde atatürk'ün kürdistan ve kürtler hakkında yapmış olduğu konuşmaları ve uygulamış olduğu politikaları çok iyi biliyoruz hepimiz dediğiniz gibi ( hay bilmez görmez tanımaz olaydık " edit " )

not : edit kelimesini burada kullanım amacım kör teknolojinin insanların kelime dağarcığını zenginleştiren bir hede olduğunu anlatmaktır. mesela ben oraya değiştir yazmayı da bilirdim ancak değiştir dediğim de kim anlayacaktı oraya küfür geleceğini ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şimdi size ilk başta demek istediğim şey şudur ki yazdıklarınız karşısında birşey yazamayan ve/veya söyleyemeyen bir kesim var ise bu onların sorunu değil eğitim sisteminin yanlış aksetmesinde emeği geçen kesimin sorunudur .

( Artı yazdıklarına verilen cevaplar karşısında bir şey söyleyemeyince "Ya benim Türkçem zayıf kusura bakmayın" diyen kişiler kanımca bu konularda fazla iddiacı olmasın. Gerçi oda nasıl iş anlamadım işine gelimeyince "Türkçem zayıf kusura bakmayın" işine gelince maşallah bir sorun yok Türkçesinde. ) sözünüze istinadendir bu söylediklerim.

ayrıca türkçenizin müthiş olduğu havasındasınız sanırım ( ki bu benim ulaşmak istediğim ender şeylerden biridir ) bende bu konunun üstüne çok düşerim ayrıca ( ama türkçeye boyacı usulü ile sokulan kelimeleri kullanmam mesela argüman :) ) bunu da bilginize sunmak istedim birde kişilerde ezme yani alt rütbe üst rütbe aşamasının hiç bir zaman olmamasını isterim şimdi de sizden çok ama çok özür dilerim ancak kendime hakim olamadım işte...

 

Öncelikle benimde sana söylemek istediğim. Tartışmalara "taraftar" mantığıyla katılmaman.

 

Ortaya haksız ithamlar sunup, ardından cevaplanınca "benim türkçen zayıf, o yüzden anlatım bozukluğu olabilir" şeklinde işi kotarma çabası gördüğüm için yazdım onları. Yoksa kimsenin türkçesinin zayıf olduğunu düşündüğüm için değil. Yada ben şimdi burada uç örnek veriyorum " iranlılar türkleri katlediyor" yazarsam biriside bana cevaben "hangi iranlı yapıyor bunu ?" diye sorsa bende ardından türkçem bozuk anlatım bozukluğu olmuş desem ?

 

Eğitim sistemine suçu kolayca atmak yerine. İnsanların kulaktan dolma bilgilerle ulusları suçlamış olabilecekleri veyahutta haksız olabilecekleri gibi bir ihtimal yok mu ? Yani bu yüzden cevap verememiş olabilirlermi ?

 

birde atatürk'ün kürdistan ve kürtler hakkında yapmış olduğu konuşmaları ve uygulamış olduğu politikaları çok iyi biliyoruz hepimiz dediğiniz gibi ( hay bilmez görmez tanımaz olaydık " edit " )

 

Sanırım bilmiyoruz yapmış olduklarını.

 

Tabi romantizm hoş görünsede, akıl mantık veyahutta kişinin kendisini ifade ettiği ideolojinin süzgecinden geçirip değerlendirirsek bazı şeyleri?

 

"Şeriat isterim" diyerek ayaklanıp Diyarbakırda ilk iş olarak aydın insanları katleden bir şeyh ************ ayaklanmasını fonda hoş bir müzik ve dramitize dia gösterisiyle bir "özgürlük hareketi" olarak sunabiliriz tabi. Şeyh Sait ayaklanmasından bahsediyorum. Ne hazin bir anlayışkı ilerici insanlar Şeriat İsterim diyerek cumhuriyete karşı ayaklanan bir şeyh ******** ve destekçilerinin ayaklanmasını bir özgürlük hareketi. Onun kanla bastırılmasınıda bir katliam olarak sunabiliyorlar. Tabi Sosyalizm ve sosyalistlerin aslında gerici ayaklanmalara bakışı malumdur ya. Ülkemizde işin ideolojik ve mantıksal boyutundan çok görsel ve ajitatif tarafları ağır bastığı için. Şeriat İçin ayaklanan Şeyh Sait özgürlük fedaisi. Bu gerici ayaklanmayı bastıran Atatürk ise tiran olur.

 

Kendisine vaadedilen kadar milletvekili verilmediği için, Cumhuriyet rejimi ve Burjuva devrimiyle yerel feodal yapı çözüleceği ve egemenliği sona ereceği için ayaklanan Seyit Rıza ve avanesini ne kadar allayıp pullasak bir Zapata yada Villa yaratamayız. Yada biz Cumhuriyeti istemiyoruz, biz kendi beyimizin emrinde yaşamak istiyoruz diyerek ayaklanmaya katılan tebasındanda bir fransız komunalleri yaratamayız. Bunun için yüz tane müzik albümü çıkarsak, yüz tane roman yazsakta bu değişmez.

 

Kısacası, klasik Feodal yapının dönüşüme karşı gösterdiği ve bu amaçla dinide yoğun olarak kullandığı ayaklanmarı alıp sanki birer özgürlük hareketleriymiş gibi sunup süreci ve insanları bunun üzerinden yargılamak ve sosyalizm ? başdaştımı? yok bağdaşmadı.

 

Gerçi şaşmamak lazım öğrenciyken Bolşeviklerin gerici Kornilov'u nasıl bastırdığını veyahut Sovyetlerin Kronştad ayaklanmasını nasıl kahramanca bastırdığını, Küba'nın domuzlar burnunda, Çin'İn Tibet'te, Vietkong'un güney Vietnamda gerici ayaklanmaları nasıl bastırdığını hevesle anlatan arkadaşlarımızdan. Atatürk'ün "şeriat isterim" diyerek ayaklanan bir adamı bastırmasını dramatize edip sadece Türkiye ve Atatürk dönemine özgü olacak şekilde, gerici Feodal ve din bezeli ayaklanmaları bastırmayı faşizm olarak adlandırdıklarınıda görmüştük.

 

Cumhuriyet ilan edildikten sonra ilkelerini ve yeniliklerini yurdun dört yanına götürmeye çalışmıştır. Ama ne yazıkki bu bir bölgemizde, yol inşaatında çalışan işçileri katletmek, Yol ( yol demek cumhuriyetin oraya gelmesi demektir) inşaatında çalışmayı hainlik ve kan davası sebebi saymak. Gönderilen öğretmenleri katletmek şeklinde bir dirençle karşılaşmıştır.

 

Aslı gerçek genelde dramatize edilenden farklıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BELGE: 16

EZİCİ COĞUNLUK TÜRK VE KÜRT

Mustafa Kemalin, Edirnedeki 12. Kolordu Komutanı Mehmet Selahattin Beye gönderdiği bir mesajdan:

Ezici çoğunluğu Türk ve Kürt olan bu illerden bir karış bile verilemez...

(Söylev, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Cilt:1 Sayfa: 72)

buradan anlaşılıyor ki Atatürk Türk ve Kürtleri bir görüyor ve "Türk ve Kürtten başkasına" verilemez demek istiyor

 

asıl sorun şu, Kürtler Türklerle kendilerini bir görüyorlar mı?

 

görüyorlarsa farklı bir yerde yaşama isteği ve toprak istemek niye?

 

 

merhaba musade ederseniz sorunuza ben cevap vermek isterim.. kürt türk konusuyla ilgili yaklaşık 6 yıldır ilgileniyorum kürt asıllı vatandaşlarımız bir taraftan pkk'nın baskısı terör diyelim... bir taraftanda Tsk. Türk silahlı kuvvetlerimizin kimligini taşıyan bir kaç kendini bilmez baskısı eseri. sadece kendilerine hak ve özgürlük istiyorlar. bu nasıl oluyor anlatayım. Öncelikle Pkk üyesi geliyor bana yicek ve içicek ver yoksa çocugunu veya bir aile ferdini öldürürüm diyor ve istedigini alıyor bu defa askeriyeden geliyorlar neden yardımcı oldun kimileri kendi nefretlerini ordaki magdur kişiden çıkarıyor bunu Türk silahlı kuvvetleri kimligi altında yapıyor kendini tatmin edebilmek için kimiside başka türlü ordaki magdur kişide magdurluguyla kalıyor ordan batıya doğru geliyor ona pkk'ymış gibi biraz bakışlar oluyor olmuyor demeyin hemen hemen her gün ordan buraya gelenleri görüyorum iş verenleri pek olmuyor içlerindeki durumdan bir çok eksiklikle anlatıyorum dahasıda var sadece kafanızı çok karıştırmak istemiyorum. açlık oluyor, buda suça itiyor veren yok çalmıcakta ne yapıcak ? ceza evlerinde hırsızlık suçundan yatanların %70'i doğudan göç eden vatandaşlarımız. başka seçenegide yok.. kimisinede terör örgütü üyeleri gel bize katıl onlar sana sırtını dönmüşler biz sana gelecek vaad ediyoruz seni ezenlere karşı gel felan filan şuanki şeyde bu bunu görüyoruzda görmeye başladık ordaki halk kısaca hak ve özgürlüklerini istiyorlar... geçimlerini saglıyamıyorlar çünkü terör orda kol geziyordu gelenlerin yarısını alıyordu eğitime filan ayırcakları zamanları olmuyordu terör ise Ermenilerin başımıza musallat edip en çok yardımı yaptığı yerdir. ve beraberinde bir kaç ülke daha var buda avrupa içersinde... Allah kimseyi bu konuma düşürmesin...

 

 

Saygılarla :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Atatürk ün Irkcı olduğuna dair sözleri. Bu sözler Atatürk ün ırkcı olduğuna kanıttır. Atatürk ün ırkcı olduğunu inkar etmek kendi kendini kandırmaktır.

 

 

”MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.”

 

”TÜRK IRKINDAN OLMAYAN ASKERİ MEKTEPLERE GİREMEZ.”

 

“BU VESİLEYLE MUHTEREM MİLLETİME ŞUNU TAVSİYE ETMEK İSTERİM Kİ,BAŞINA GEÇİRECEĞİ İNSANLARIN KANINDAKİ CEVHER-İ ASLİYİ TATBİK ETMEKTEN BİR AN BİLE YOKSUN OLMASINLAR.”

 

”BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR!”

 

“TÜRK’ÜN ALAMET-İ FARİKASI BRAKİSEFAL KAFATASINDADIR.”

 

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk ün Irkcı olduğuna dair sözleri. Bu sözler Atatürk ün ırkcı olduğuna kanıttır. Atatürk ün ırkcı olduğunu inkar etmek kendi kendini kandırmaktır.

”MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.”

 

”TÜRK IRKINDAN OLMAYAN ASKERİ MEKTEPLERE GİREMEZ.”

 

“BU VESİLEYLE MUHTEREM MİLLETİME ŞUNU TAVSİYE ETMEK İSTERİM Kİ,BAŞINA GEÇİRECEĞİ İNSANLARIN KANINDAKİ CEVHER-İ ASLİYİ TATBİK ETMEKTEN BİR AN BİLE YOKSUN OLMASINLAR.”

 

”BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR!”

 

“TÜRK’ÜN ALAMET-İ FARİKASI BRAKİSEFAL KAFATASINDADIR.”

 

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”

 

bunlar sevgi sözleri, ırkçılık değil

 

Atatürk gibi sevgi dolu bir insanın ırkçı olması mümkün değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Atatürk hicbir konusmasinda veya yazili olarak hazirladigi hicbir raporunda Kürtlere özgürlükten bahsetmemistir.Kürtler esir degillerdiki özgürlük verilcekti onlara.O dönemdede bugünkü PKK nin belki atalari diyebilecegimiz gruplar iki toplumun arasini acmak icin kendilerine Türkiye düsmanlarinin verdigi görevleri yerine getiriyordular.Atatürk kürt toplumunu bu ülkenin ayrilmaz bir parcasi olarak görmüstür,bütün konusmalarindada bunu vurgulamistir.Devsirme kisilerin uydurdugu belgelerle Atatürkü kötülemekle söylemedigi seyleri söylemis gibi göstermekle gercekler ortadan kaldirilamaz.Ayni hileyi Ermenilerde yapti ama kisa zamanda yalanlari ve sahtelikleri ortaya cikti.

Atatürk Irkci degildi ama Atatürk Türk oldugunu asla inkar etmedi,Tarih boyunca Osmanlinin zulmü altinda inleyen,vergi istedimi vergi ödeyen,asker istedimi askere giden kanini Osmanlinin keyfi icin döken Türkler Istiklal savasi ile hem bagimsizliklarina hemde yokolan haysiyetlerine kavusmuslardir.Böyle bir millete ait olan Atatürkün Türklügü ögmesi neden irkcilik olsun.Ayni Atatürk bu ülkede yasayan ve Türkiye icin calisan herkesi soyuna sopuna bakmadan Türk olarak kabul etmedimi,hangi Irkci bunu yapardi,*Damarlarindaki asil kan*demek bir irkci yaklasim irkci felsefe degildir,bagimsiz yasayan bagimsizligi icin kerseyini feda<edebilen bir millet tabiiki asildir.Bazi arkadaslar Atatürkü savunurken saniyorum bilmeden onu yanlis olarak yorumluyorlar.Türk milliyetcisi daha dogrusu Atatürk milliyetciligi irkci bir milliyetcilik degildir,herkesi kucaklayan bir milliyetciliktir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk hicbir konusmasinda veya yazili olarak hazirladigi hicbir raporunda Kürtlere özgürlükten bahsetmemistir.Kürtler esir degillerdiki özgürlük verilcekti onlara.O dönemdede bugünkü PKK nin belki atalari diyebilecegimiz gruplar iki toplumun arasini acmak icin kendilerine Türkiye düsmanlarinin verdigi görevleri yerine getiriyordular.Atatürk kürt toplumunu bu ülkenin ayrilmaz bir parcasi olarak görmüstür,bütün konusmalarindada bunu vurgulamistir.Devsirme kisilerin uydurdugu belgelerle Atatürkü kötülemekle söylemedigi seyleri söylemis gibi göstermekle gercekler ortadan kaldirilamaz.Ayni hileyi Ermenilerde yapti ama kisa zamanda yalanlari ve sahtelikleri ortaya cikti.

Atatürk Irkci degildi ama Atatürk Türk oldugunu asla inkar etmedi,Tarih boyunca Osmanlinin zulmü altinda inleyen,vergi istedimi vergi ödeyen,asker istedimi askere giden kanini Osmanlinin keyfi icin döken Türkler Istiklal savasi ile hem bagimsizliklarina hemde yokolan haysiyetlerine kavusmuslardir.Böyle bir millete ait olan Atatürkün Türklügü ögmesi neden irkcilik olsun.Ayni Atatürk bu ülkede yasayan ve Türkiye icin calisan herkesi soyuna sopuna bakmadan Türk olarak kabul etmedimi,hangi Irkci bunu yapardi,*Damarlarindaki asil kan*demek bir irkci yaklasim irkci felsefe degildir,bagimsiz yasayan bagimsizligi icin kerseyini feda<edebilen bir millet tabiiki asildir.Bazi arkadaslar Atatürkü savunurken saniyorum bilmeden onu yanlis olarak yorumluyorlar.Türk milliyetcisi daha dogrusu Atatürk milliyetciligi irkci bir milliyetcilik degildir,herkesi kucaklayan bir milliyetciliktir.

 

 

saygilarla

 

Evet çok doğru. Atatürk milliyetçiliği herkesi kucaklayan bir milliyetçiliktir. Neden mi? Benim dedem Taşkent doğumlu ve 1908 senesinde dedem 9

yaşındayken İstanbul'a göç etmişler ve bu toprakları vatan bilmişler. Rusya komunizm rejime geçtikten sonra Amerika, Rusya doğumlu kişileri Amerikan vatandaşlığına davet etmiş. Şayet Atatürk milliyetçiliği ırkçı bir milliyetçilik olsa idi herhalde dedem Türkiye'de kalmak istemez hemen Amerika'ya giderdi. Fakat dedem böyle bir şeye gerek görmemiş. 'Ben vatanımda ölmek isterim' demiş ve kalmış. Atatürk milliyetçiliğine ve vatanına bağlı bir insandı, aynen ailenin diğer fertleri gibi ve her zaman ne mutlu Türküm derlerdi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk hicbir konusmasinda veya yazili olarak hazirladigi hicbir raporunda Kürtlere özgürlükten bahsetmemistir.Kürtler esir degillerdiki özgürlük verilcekti onlara.O dönemdede bugünkü PKK nin belki atalari diyebilecegimiz gruplar iki toplumun arasini acmak icin kendilerine Türkiye düsmanlarinin verdigi görevleri yerine getiriyordular.Atatürk kürt toplumunu bu ülkenin ayrilmaz bir parcasi olarak görmüstür,bütün konusmalarindada bunu vurgulamistir.Devsirme kisilerin uydurdugu belgelerle Atatürkü kötülemekle söylemedigi seyleri söylemis gibi göstermekle gercekler ortadan kaldirilamaz.Ayni hileyi Ermenilerde yapti ama kisa zamanda yalanlari ve sahtelikleri ortaya cikti.

Atatürk Irkci degildi ama Atatürk Türk oldugunu asla inkar etmedi,Tarih boyunca Osmanlinin zulmü altinda inleyen,vergi istedimi vergi ödeyen,asker istedimi askere giden kanini Osmanlinin keyfi icin döken Türkler Istiklal savasi ile hem bagimsizliklarina hemde yokolan haysiyetlerine kavusmuslardir.Böyle bir millete ait olan Atatürkün Türklügü ögmesi neden irkcilik olsun.Ayni Atatürk bu ülkede yasayan ve Türkiye icin calisan herkesi soyuna sopuna bakmadan Türk olarak kabul etmedimi,hangi Irkci bunu yapardi,*Damarlarindaki asil kan*demek bir irkci yaklasim irkci felsefe degildir,bagimsiz yasayan bagimsizligi icin kerseyini feda<edebilen bir millet tabiiki asildir.Bazi arkadaslar Atatürkü savunurken saniyorum bilmeden onu yanlis olarak yorumluyorlar.Türk milliyetcisi daha dogrusu Atatürk milliyetciligi irkci bir milliyetcilik degildir,herkesi kucaklayan bir milliyetciliktir.

 

 

saygilarla

 

Ben size kanıtları sunuyorum ama siz çırpınmaya devam ediyorsunuz. ''muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' bu söz sadece Türklere söylenmiştir. Türk kanı ile kürtlerin damarında dolaşan aynı kan değildir hem Türkler hem de kürtler asil olamazlar. Gençliğe hitabe Türk gençliğine sesleniştir ve Türk gençliği içine kürtleri katamazsınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben size kanıtları sunuyorum ama siz çırpınmaya devam ediyorsunuz. ''muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' bu söz sadece Türklere söylenmiştir. Türk kanı ile kürtlerin damarında dolaşan aynı kan değildir hem Türkler hem de kürtler asil olamazlar. Gençliğe hitabe Türk gençliğine sesleniştir ve Türk gençliği içine kürtleri katamazsınız.

 

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür"

 

Demekki Atatürk bu ülkenin vatandaşı olan herkesi kanına, soyuna bakmadan Türk sayıyor. Ve Türk derken ne kastettiğini açık açık beyan ediyor değilmi.

 

Ey Türk Gençliği..

 

Atanın Türk tanımını yazdım yukarıda. Anayasada ifade ettiği şekliyle. Kim dedi sana Atatürk'ün Türk derken. Sadece soyu ve ırkı Türk olanları kastettiğini.

 

anlaman için Atatürk'ün Türklük tanımını tekrar yazayım

 

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben size kanıtları sunuyorum ama siz çırpınmaya devam ediyorsunuz. ''muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' bu söz sadece Türklere söylenmiştir. Türk kanı ile kürtlerin damarında dolaşan aynı kan değildir hem Türkler hem de kürtler asil olamazlar. Gençliğe hitabe Türk gençliğine sesleniştir ve Türk gençliği içine kürtleri katamazsınız.

 

Atatürk'ü kaskatı bir insan olarak anlamış olanlar, hiç bir zaman onu tam manasıyla yorumlayamazlar. Atatürk herkesi kucaklayan bir insandı, ama düşmanlara da hadlerini bildirirdi; bu topraklarda yaşayıp, bu topraklardan beslenip, kendisini Türk olarak kabul eden ve ülkemizi seven herkes bizim için birdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben size kanıtları sunuyorum ama siz çırpınmaya devam ediyorsunuz. ''muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' bu söz sadece Türklere söylenmiştir. Türk kanı ile kürtlerin damarında dolaşan aynı kan değildir hem Türkler hem de kürtler asil olamazlar. Gençliğe hitabe Türk gençliğine sesleniştir ve Türk gençliği içine kürtleri katamazsınız.

Ne kadar yanlis bir felsefe,ya yazdiklarinizi okumuyor yada laf ola beri gele hesabina yaziyorsunuz.Siz bu felsefe ile aynen PKK nin iddialarini savunmakta oldugunuzun bilmem farkindamisiniz yoksa özellikle böyle yazarak ayrilikci bir felsefemi yürütüyorsunuz.Türk -Kürt ayirimi yapan ne Atatürktü,nede Türklerdi,cünkü Türkiye Cumhuriyetinin vatandaslari arasinda Kürt Türk Laz Cerkez vs vs diye bir ayirim asla yapilmamis bu ayirimi her dönemde ortaya atanlar bu seferde PKK ile sahneye cikmislardir.Olayin asli budur.Bu ülkede Kürt Türk ayirimi yapilmamis oldugu icin herkes*Türk devletine vatandaslik bagi ile bagli olan herkes Türktür*ayni haklara sahip bireyler olarak kabul edilmistir,dolayisiyla Atatürkün söylemlerini Türklere söylenmis diye irkci bir anlama cekmeyin,evet Türkler icin söylenmistir ve o Türklük kavrami ülkedeki herkesi kapsamina almaktadir.Bu gercekleri görmeyip,*Ben size kanit gösteriyorum siz cirpiniyorsunuz *diye kendinizce dogrulari kanitlastirmayin.

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar yanlis bir felsefe,ya yazdiklarinizi okumuyor yada laf ola beri gele hesabina yaziyorsunuz.Siz bu felsefe ile aynen PKK nin iddialarini savunmakta oldugunuzun bilmem farkindamisiniz yoksa özellikle böyle yazarak ayrilikci bir felsefemi yürütüyorsunuz.Türk -Kürt ayirimi yapan ne Atatürktü,nede Türklerdi,cünkü Türkiye Cumhuriyetinin vatandaslari arasinda Kürt Türk Laz Cerkez vs vs diye bir ayirim asla yapilmamis bu ayirimi her dönemde ortaya atanlar bu seferde PKK ile sahneye cikmislardir.Olayin asli budur.Bu ülkede Kürt Türk ayirimi yapilmamis oldugu icin herkes*Türk devletine vatandaslik bagi ile bagli olan herkes Türktür*ayni haklara sahip bireyler olarak kabul edilmistir,dolayisiyla Atatürkün söylemlerini Türklere söylenmis diye irkci bir anlama cekmeyin,evet Türkler icin söylenmistir ve o Türklük kavrami ülkedeki herkesi kapsamina almaktadir.Bu gercekleri görmeyip,*Ben size kanit gösteriyorum siz cirpiniyorsunuz *diye kendinizce dogrulari kanitlastirmayin.

saygilarla

 

Neden burda herkes kürtleri savunuyor. Ayrıca benim pkk ile ne alakam var onlar vatan düşmanı onların ve benim yaptığıma ırkçılık diyorsanız şunu anlayın kürtler bi ırk değildir. Bu ülkeyi savunan herkesi Türk olarak kabul ediyorsunuz tamam ama kürtler öyle değil. Madem onlar bizim kardeşimiz neden bu kadar çok çoğalıyorlar neden bi kürt ailesi en az 12 tane çocuk yapıyor, bi amaçları var demekki değilmi. Bizi topla tüfekle yenemeyecekleri için bu yolla soyumuzu tüketicekler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neden burda herkes kürtleri savunuyor. Ayrıca benim pkk ile ne alakam var onlar vatan düşmanı onların ve benim yaptığıma ırkçılık diyorsanız şunu anlayın kürtler bi ırk değildir. Bu ülkeyi savunan herkesi Türk olarak kabul ediyorsunuz tamam ama kürtler öyle değil. Madem onlar bizim kardeşimiz neden bu kadar çok çoğalıyorlar neden bi kürt ailesi en az 12 tane çocuk yapıyor, bi amaçları var demekki değilmi. Bizi topla tüfekle yenemeyecekleri için bu yolla soyumuzu tüketicekler.

 

Sayin sert felsefe,sizi anlamaya calisiyor ve zannimca anliyorumda.Size su kadarini söyleyeyimki bizim soyumuzu tüketecek güc henüz dünya üzerinde mevcut degildir.Bunu asirlardan beri hep denediler,birzamanlar Osmanli,bir zamanlar bütün hristiyan alemi bir zamanlar Ermeniler ve simdide PKK ile deniyorlar.Biz tükendikmi hic?Asla tükenmedik ve tükenmeyizde.Cünkü biz güclü bir ulus olmanin gururunu hep tasidik ve tasiyacagizda,bizimle ugrasanlar en sonunda kendileri kafalarini taslara vuruyorlar.Bakmayin birilerinin bizleri korkutmaya yildirmaya calismalarina,bakmayin Kuzey Iraka girersek su olur bu olur denmelerine.Biz bir ölür bin diriliriz,sayin Sert felsefe...

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 yıl sonra...
  • 1 yıl sonra...
  • 1 ay sonra...
Misafir dogrucu davut

ataturk kurtleri samimi olarak benimsese kurtulus savasindan sonra da birkac guzel soz soylerdi. haklarini verirdi, kendi dillerinde egitim gormelerine olanak saglardi. Ama tek amaci asimilasyondu! kurtulus savasinda savasi kazanmak icin o zamanki cikarlara uygun politik birkac laf soylemis de ne olmus? bu ulke kuruldugundan beri kurtler haksizliga ugruyor! askeri kadrolara alinmiyorlar, polislige basvuranlara binbir engel, burokraside hep irkci-onyargilarla elenmeler, doguya zerre yatirim yapilmamasi... vs vs... Bu bahsettiklerim pkk varolmadan cokkkkkk onceleri de vardi!

pkk yi da bu zihniyet cikartmadi mi o daglara? kim ikinci sinif vatandas muamelesini, haksizligi, inkarciligi, ve irkciligi hazmedebilir? pkk yi yaratan turkiye politikalaridir! binlerce yillik bi kulturu "kart-kurt sacmaligi" gibi iddialarla inkar edip kurtleri sirf kulturlerinden dolayi hapse atmis, evlerindeki huzuru bitmek bilmez baskinlarla mahvetmis, basit sebeplerle canlarina kiymis serefi bozuk irkcilari suclayin. pkk dan da en cok ceken, zaten turkiyenin gizli irkci politikalarina maruz kalmis, haksizliga ugramis olan dogu ve guneydogu halki oldu! ve hala siz mi sikayet ediyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.