Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İnatçılık aşkı bitirirmi?


LaWaSh

Önerilen İletiler

Bence kesinlikle bitirir..bole durumlarda bir taraf her zaman yumusatici olmazsa sonu kotudur..ben hep inatci olmusumdur mesela..

Yumuşat yumuşat ama nereye kadar...

Aşk bir tarafın hep ödün vermesi alttan almasımıdır?

Ben hiç haklı olamazmıyım hep karşı tarafmı haklı olacak yani...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kral bey kardesinde dedigi gibi sende haklisin ama ask bole isde

Bazilari daha duyarli olmali iki tarafta ayni huyda olursa cekilmez zaten :)

Mesela ben inatciyim diyelim,oda yumusatici o yumusattikca zamanla bende onu benimserim ve kendi hatam olursa duzeltmesinide yapmam gerekir..

Sabrın sonu selamettir diyonuz yani :D Sabırla seni hep alttan alacak ve sende zamanla daha bi ılımlı olucan ölemi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

inat edilen konuya bağlı birazda..bir ilişkide her zaman tek taraflı kararlar alınmaz sevgi aşk paylaşımsa eğer ki öyle mutlaka bir orta yol bulunur diye düşünüyorum.Bunun yanında eğer karşıdaki birey her defasında ben haklıyım benim dedğim diye tutturuyorsa bu bencilliğe girer bencil bi insanlada zaten zaman geçmez arkasını aramaya gerek duymam..kendiyle başbaşa bırakırım :closedeyes:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanriya inanmadigim gibi burclarada inanmam,burca gore sevgili secme huyumda yoktur... :)

Bide ona göre sevgili seçsen yandık yani haa...

ya haklisin belki kulaga enteresan geliyor ama Bunu en iyi Tengeriin aciklar ben acayip inatciyim,ama simdi yavas yavas azalmaya basladi bence :)

Bilmem mi... Azalmışmış, yalana bak... Birde bana sor azaldımı azalmadı mı? Ben bu kadar inatçı insan görmedim...

Niye yakismasin bunun byani erkegi mi olurmus....Hicdebilem itici olmuyoruz,inatcilik yakisir byana

Ole hep biz alttan alirsak erkek kendini hint kumasi sanar

Inatcilik ve kincilik arasinda pek bir baglantida kuramadim?

Fazla inatçılık kötüdür ama be... Fazla naz aşık usandırır derler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aaaaa!!!

Kotu mu yani biraz inatcilik yaptiysak...

Dusunsene herseye hee deseydim nasil olurdu sence?

 

Bilmem...

İyi aslında sanırım bazen...

Ama bazen çok kötü...

 

Mesela bazen inatçılık yapıldığında, anlaşılıyor;

Tatlı-Sert olunuyor ve karşındakinin sevgisini hissedebiliyorsun...

İnatdına söylüyor bir şeyleri ama "Size Rağmen" değil,

"Sizin İçin"...

İşte o zaman her duygunuz taptaze kalıyor, capcanlı...

 

Ama bazen, sırf inat olsun diye inatçılık yapılıyor,

Yani "Size Rağmen"...

O zamanda soğuk yeller esiyor...

Sevgiden dolayı olmuyor yapılan inatçılık,

Ya da uyuz edip bişeyleri, bazı heyecanları ayakta tutmak içinde olmuyor...

Başka şeyler için oluyor...

Bunu araya soğukluk girmesinden anlıyor insan.

Karşındakinin sevgisini hiç hissedemiyor o zaman...

Hatta değersiz olduğunu görüyor çoğu zaman böyle inatlarda...

İşte o zaman o ilk inatlaşmada hep canlı kalan duygular,

Bu inatlaşmada darbeler yiyor...

 

Sevgilerimle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

aşk herşeyden önce paylaşmaktır,hoşgörüdür,sevdiğini olduğu gibi kabullenmektir.anlaşmazlıklar elbette herzaman

 

olacaktır.einshtein'in dediği gibi "dünya da ne birbirinin benzeri iki tohum ne de bir çift saç kılı vardır."yani hiçbirimiz aynı

 

değiliz.biz birbirimizi farlılıklarımızla kabullenip,tahammül etmesini bilmeliyiz. işte o zaman aşkı sarsılmaz bir zemine

 

oturtup,kalıcı olmasını sağlarız.İNAT MI? ASLA.... benim canım ne derse o, onun canı ne derse o . biz iki farklı vücutta bir can

 

olamadıktan sonra aşkmı diyelim biz buna....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar diyelim birbirinizi çok seviyosunuz,fakat bi olay yüzünden ikinizde inatlaşıyosunuz ve aranızdaki aşk yoktan bi sebepten bitiyor.yani sırf inat yüzünden bu durumda ne yaparsınız?

bu gurur olmasın..gerçi ben şu durumda aşkı da pek göremedim..yada farklı aşk anlayışları..bide aranızdaki sevgi mi..aşk mı...

 

--aranızdaki ne bilmiyorum ama..ilişkilerdeki en tehlikeli yan..benzeştirme terörüdür..dikkat edin..kimse kimseye benzemez..benzetilemez..benzeşmek zorunda da değil..yoksa kendini nasıl var edecektir.. dimi..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu gurur olmasın..gerçi ben şu durumda aşkı da pek göremedim..yada farklı aşk anlayışları..bide aranızdaki sevgi mi..aşk mı...

 

--aranızdaki ne bilmiyorum ama..ilişkilerdeki en tehlikeli yan..benzeştirme terörüdür..dikkat edin..kimse kimseye benzemez..benzetilemez..benzeşmek zorunda da değil..yoksa kendini nasıl var edecektir.. dimi..

 

Bu "Benzeşmek Korkusu" nedir biliyorum.

İnsanlar asla ve asla "Kendibaşlarına" bir "Benlik" oluşturamaz.

Kişilik "Son Nefese Kadar" değişmeye "Mahkumdur".

Bu kaçınılmaz olandır.

Mutlaka birilerine ya benzeyerek ya da birilerine tepki göstererek benliğinizi oluşturursunuz.

 

Birisine benzeyerek bir kişilik oluşturmak ile

Birisine tepki göstererek kişilik oluşturmak arasında fark yoktur.

 

Yaşam "Etki-Tepki"nin bir sonucudur.

 

Etki => Tepki

Neden => Sonuç

 

Bu denklemdir hayatı var eden.

 

Bu "Benzemek"i "Kişiliğin Değişmesi" olarak alıgılamak çok saçma.

Hemde çok...

Çünkü zaten her an bir değişimin parçasıdır kişiliğimiz.

Son nefesimize kadar...

Öyleyse hangi kişiliğin değişmesinden korkuyoruz ki?

 

Başımıza gelen kötü bir olay mesela...

Diyelim ki çok sevdiğiniz o kimse, sizi kendi rahatı ya da zevki için terketti...

Hemde tüm hayallerinizi yıkarak, bir anda...

Kişiliğiniz mutlaka etkilenir değil mi?

Artık daha güvensiz olursunuz karşı cinsinize?

Eğer değişmek kötü idiyse bunu yapmamalısınız,

Yani güvensiz olmamalısınız, yoksa dediğinizle çelişirsiniz.

 

Her ne gelirse başınıza, ne kadar kötü şeyler yaşarsanız yaşayın, kişiliğiniz değişecek ya sonunda!

Hani artık "Ben" olmayacaksınız ya değişince!

O başınıza gelen kötü şeylerden ders çıkarmamanız gerekir...

Ya da iyi şeylerden iyi sonuçlar çıkarıp onları da benimsememeniz gerekir.

Çünkü her halükarda kişiliğiniz değişecektir.

 

Oysa kişiliğinizin değişmemesi gerekiyor değil mi?

Hep aynı noktada kalmanız gerekiyor değil mi?

Durağan olmanız gerekiyor değil mi?

Bundan 20 yıl sonra çocuğunuzla bir kimlik çatışması yaşamanız gerekiyor mesela illa ki, çünkü illa ki bugünkü kişiliğinize hapsolup kalmanız, kişiliğinizin değişmemesi gerekiyor değil mi?

 

"Kişiliğin Değişmesinden Korkmak"...

Mantıksız...

 

Hele en mantıksız tarafı şu ki;

Hem karşınızdakini "Herşeye Rağmen" ve "Herşeyden Çok" sevmekten dem vuracaksınız,

Hemde o herşeyden çok sevdiğinizi söylediğiniz kişiye benzemekten çekineceksiniz...

Oysa size kötülük yapanların etkisiyle değişmekten çekinmezsiniz...

Oysa başınıza gelen herşeyin sizi değiştirmesinden çekinmezsiniz...

Hoşunuza giden şeylerin sizi değiştirmesinden çekinmezsiniz...

Başınıza kötü bir şey geldiği zaman, acınızı hafifletmek için o kötülüğe bürünmekten çekinmezsiniz...

Ama hayatınızdaki belkide en güzel ve anlamlı şey için, sevgiliniz için değişmekten korkarsınız.

Bu ne biliyor musunuz?

Bu "Bencillik"tir...

 

Biri size bir kötülük yaptığı zaman, tepki verir ve yeni bir edinim kazanmaktan, kişiliğinizi o yaşantınıza göre değiştirmekten ve hatta katı bir insan olmaktan çekinmezsiniz de, Sevgilinizin size hayatını adamasına rağmen, böyle güzel bir şey için bir damla dahi yumuşamazsınız...

Bu ne yaman bir çelişkidir...

Bir de onu herşeyden çok sevdiğinizi, herşeyiniz olduğunu söylersiniz...

Oysa başkaları için değişirken, onun için değişmeyi aklınızın ucundan ancak korkuyla geçirirsiniz...

Komik...

Ondan sonra istersiniz ki sevgiliniz size güvensin, inansın...

 

Değişim kaçınılmazdır.

Düşünün başınıza gelen kötü şeyler için ne kadar değiştiğinizi ve değişeceğinizi,

Ve başınıza gelen en iyi şey için değişmenin ne kadar güzel olabileceğini düşünün bir de...

 

Hadi herşeyi bir yana bırakın,

Aynı çelişki ve korkuyla, sevgilinize zerre kadar değer vermeyerek ömür boyu yaşamayı bir kenara bırakın...

Düşünün...

Zaten her an, her yaşantımız biri değiştirmiyor mu?

Freud kişiliğin 0-6 yaşlarında oluştuğunu söyler ancak bu değişmez değildir.

Ericson ise bu kuramı tamamlar:

"Kişilik son nefese kadar değişmeye devam eder."

 

Peki siz hangi kişiliğin değişmesinden korkuyorsunuz?

Ve kim için değişmesinden korkuyorsunuz?

Zaten değişecek olması kaçınılmaz olan kişiliğinizin, çok sevdiğiniz sevgiliniz içinde değişmesinden mi korkuyorsunuz?

Daha da komik...

 

Bu değişim niye hayatınıza çok güzel anlamlar katan o kimse için olmasın?

Niye size kötülük yapanlar için değişebilirken,

Sevgiliniz için değişemiyorsunuz?

Bu mantıksızlık değil mi?

Değer vermemek değil mi?

Çelişki değil mi?

 

Ya da bu Sevgi mi?

 

Değişim kaçınılmazdır.

Önemli olan ne kadar değerli ya da değersiz bir değişim yaşadığınızdır.

 

Birazda başınıza gelen kötü şeyler için değil,

Başınıza gelen iyi şeyler için değişin, değişebilin...

 

İnsan kendisini yalnız ve yalnız tek bir şekilde var edebilir;

"Değişimin Kendisi" olarak...

"Değişmiyorsanız" eğer, asla ve asla kendinizi yakalayamazsınız.

 

Herşey için değişebilirken sevgiliniz için değişemiyorsanız eğer, hiç bir şey sonsuza kadar sürmez...

Süremez...

 

Biraz sevgiliniz olacaksınız,

Sevgilinizde biraz siz olacak...

Benzeşeceksiniz.

O sizin iyilerinizi toplayacak,

Siz onun iyilerini...

 

Unutmayın, sizi siz yapan herşey

Dün hayatınızdan giden,

Bugün hayatınıza giren ve hayatınızdan giden,

Yarın hayatınıza girecek olan herşeydir...

 

Sevgilinizde bunlardan birisi ve belki de en önemlisidir, en önemlisi olacaktır...

 

Ve tavsiyemdir;

Onun için değişmeyi göze alamayacağınız,

Onun için değişemeyeceğiniz

Ve

Sizin için değişemeyecek,

Değişmesinide umamadığınız hiç kimse ile sonsuza kadar sürecek bir birliktelik hayali kurmayın.

Çünkü bu koşullarda zaten sonsuza kadar sürmesi imkansızdır.

Çünkü asla ve asla "Tek Bir Yürek" olamazsınız.

Gerçek sevgiyi yakalayamaz ve asla sevgilinizin gözü ile bakamazsınız dünyaya.

Ne istediğini hiç anlayamazsınız.

Beklentilerini karşılayamazsınız eğer birazcık bile sevgilinize benzeyemiyorsanız ve benzemekten korkuyorsanız.

Hep bir tarafınız mutlaka aç kalır ve sevgilinizi hep bir yanıyla yarım bırakırsınız.

 

Neyse,

Konu uzun ama vakit dar...

 

Sonuç olarak;

Hayatınıza giren en güzel şey için değişebilmekten korkmayın.

Çünkü unutmayın ki zamanında, hayatınıza giren en berbat ve en ********* şeyler için değişebildiniz.

Emin olun ki sevgiliniz, o değişebildiğiniz ve sizi değiştiren iğreçliklerden kat ve kat değerli.

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

selam..gözlerimi yaşarttın boşiğ...umarım dediklerin senin ilişkilerinde olur....

 

benzeştirme terörü..akademik bir çalışmadır..bilim ve gelecek dergisinde çıkmıştı..hangi sayı hatırlamıyorum ..

 

Kişilik nedir?

İnsanları birbirlerinden farklı kılan , kendisi ve çevresindekilere bakış acıları ,onlarla kurabildiği ilişki düzeyleri ve tepkilerini kapsayan çeşitli ortamlarda kendini gösteren bedensel, düşünsel ve ruhsal özelliklerdir.

 

--insanların olmazsa olmazları vardır boşiğ..belki bir gün değişecektir o olmazı ama..sana denk gelmeyebilir..

 

--birde damara göre şerbet olayı vardır..karşındakinin istek ve arzularına göre hareket etme..belirli bir amaç için..asıl kötü olan budur..biçok arkadaşım evlendikten yada sevgili edindikten sonra partnerinin farklı yönlerinin ortaya çıktığını söylemiştir..sonrasında ya kabullenmesi gerekmiştir..yada ayrılık..

 

tam anlamıyla bir değiştirmekten bahsetmek ..bana biraz uzak geliyor..herkezin doğumsal ve belirli yaşanmışlıklarından sonra bir takım değişmez özellikleri oluyor..insanlar iyi yönlerde değişebildiği gibi ..kötü yönlerde de değişebiliyor..değiştirmede sevgi de bir etkendir..nefrette..ama tam anlamıyla bir değişim zordur..bilgisayar değildir ki insanoğlu format atalım.. tam anlamıyla özde değişim zordur..imkansız mıdır desem..bilemiyorum..

 

bide olaya biraz felsefik bakalım..aslında beşeri tüm ilişkiler bir oyundur..arkadaşlıık...dostluk..evlilik..aile fertliği..çalıştığın işyeri..sevgi..aşk..vs..dünyada kuralsız hiç bir oyun yoktur(basketbol,voleybol,çelik çomak vs.)..bir oyuna gireceksen eğer kuralına göre oynayacaksın..kuralına göre oynamayacaksan eğer o oyuna hiç girmeyeceksin..

 

--eğer oyunun adı benzeştirmek yada değiştirmek se eğer..eminim ki onunda kuralları vardır..

 

--güzel bir yorumun vardı boşiğ..ama biraz sinirli gibi.. :)

 

-- :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hımmm...

Sayın Figgaro...

Felsefe, Mantık ve Psikolojiden dalmışsınız...

Tartışmak çok zevkli geçeceğe benzer...

 

Başlayalım mı?

 

selam..gözlerimi yaşarttın boşiğ...umarım dediklerin senin ilişkilerinde olur....

İlişkilerimden ziyade tüm yaşamım böyledir. Değişime asla kapatmam kendimi. Bu hayatta edineceğim çok şey var ve edinebileceğim her şeyi edineceğim.

 

benzeştirme terörü..akademik bir çalışmadır..bilim ve gelecek dergisinde çıkmıştı..hangi sayı hatırlamıyorum ..

 

Kişilik nedir?

İnsanları birbirlerinden farklı kılan , kendisi ve çevresindekilere bakış acıları ,onlarla kurabildiği ilişki düzeyleri ve tepkilerini kapsayan çeşitli ortamlarda kendini gösteren bedensel, düşünsel ve ruhsal özelliklerdir.

Tamamdır.

Bilimsel bir kabuldür ve buna yanlış demiyorum, diyemem.

Zira bununla ilgili bir yazı da yazmıştım Psikoloji bölümüne.

Ancak atladığınız noktalar var ve aşağıda belirteceğim...

Farkedeceksiniz...

 

--insanların olmazsa olmazları vardır boşiğ..belki bir gün değişecektir o olmazı ama..sana denk gelmeyebilir..

İnsanların "olmazsa olmazları"nı belirleyen şey, yine insanların kendi öz yaşantılardır... Öyle değil mi?

Peki sormak isterim;

Niye eski yaşantılarınızın sizde olmazsa olmazlar yaratmalarına izin veriyorken, yeni yaşantılarınızın ve hatta sevgilinizle olan yeni yaşantılarınızın o olmazsa olmazları değiştirmesine izin vermiyorsunuz? Ya da yeni kabuller edinmenize neden olmalarını niçin engelliyorsunuz? oysaki o olmazsa olmazlarınız oluşurken böyle bir engellemede bulunmamıştınız öyle değil mi? O olmazsa olmazlarınızda zaten bu yüzden kalıplaşmıştı sizde? O zaman niyeyeni olmazsa olmazlar edinmeyesiniz ki? Zamanında değişebilirken başka şeyler için, adı "Sevgili" olunca mı değişim "Kötü" ya da "Kişiliğe Kasıt" oluyor?

Sormak istediğim şey;

Sizi "Figgaro yapan şeyler" sizin geçmişteki edinimleriniz değil mi?

Geçmiş yaşantılarınızın sizi bugünkü "Figgaro" yapmasına izin vermiştiniz ve işte bugünkü "Figgaro"sunuz şu an...

Peki bundan sonra yaşayacaklarınız hakkında nasıl bir yargınız var ki değişime kapalısınız?

Ya iyi şeyler yaşayacaksanız ve iyi bir değişime kapattıysanız kendinizi?

Hayatı kaçırmış olmaz mısınız?

Ve en önemlisi, kendinizi değişime açtığınızda yine ortaya çıkan kişi "Figgaro"dan başkası olmayacak ki? Hatta asıl "Figgaro" o olacak, çünkü kendisinin farkına varacak o zaman...

Unutmayın, her halükarda sonuçta o yol "Figgaro'ya çıkacak... Merak etmeyin...

--birde damara göre şerbet olayı vardır..karşındakinin istek ve arzularına göre hareket etme..belirli bir amaç için..asıl kötü olan budur..biçok arkadaşım evlendikten yada sevgili edindikten sonra partnerinin farklı yönlerinin ortaya çıktığını söylemiştir..sonrasında ya kabullenmesi gerekmiştir..yada ayrılık..

Damara göre şerbet işi yalancıların oyunudur. Biz insanın ne kadar yalancı olduğunu anlamak zor elbet ancak gerçek yüzünü görmek yine de mümkün. Ayrıntılar insanı her zaman ele verir, unutmayın. Bunu yakalayabilmek önemlidir. Ben her zaman en ufak ayrıntıları bile biriktiririm... Verebilmek önemlidir. Karşınızdakinin istediğini, severek ve isteyerek, zevkle verebilmek... Yani gerçekten sevebilmek önemlidir. Bakın şu var; Gerçekten sevdiğinizvakit, ilk başlarda sevginiz için veriyorsunuz ve belki bu biraz sahte oluyor. Ama o sevgi içinize işledikçe o verdiklerinizi benimsiyorsunuz. Ve hakikaten değişebildiğinizde artık içinizde geliyor o şeyler ve sahtelik olmuyor ortaya çıkan şey... Yani değişiyorsunuz, sevginiz size yeni kabulleri benimsetiyor ve kişiliğiniz toparlanıyor... İşte o zaman sevgilinizle bir bütünü oluşturyorsunuz. Ben şimdiye kadar, kendimde bunu yaşadım hep... Belkide yapımdan kaynaklanıyordur.

tam anlamıyla bir değiştirmekten bahsetmek ..bana biraz uzak geliyor..herkezin doğumsal ve belirli yaşanmışlıklarından sonra bir takım değişmez özellikleri oluyor..insanlar iyi yönlerde değişebildiği gibi ..kötü yönlerde de değişebiliyor..değiştirmede sevgi de bir etkendir..nefrette..ama tam anlamıyla bir değişim zordur..bilgisayar değildir ki insanoğlu format atalım.. tam anlamıyla özde değişim zordur..imkansız mıdır desem..bilemiyorum..

Değişmek için değişilmez ki zaten... Değişimi benimsemiş olmak lazım.

Kendinizi iyi ya da kötü yaşantılarınıza esir etmemek lazım.

İnsanların yaptığı en önemli hata, yaşantılarıyla hesaplaşmak yerine onlara göre bir değişim sergilemektir. Oysa yaşantılarımıza rağmen bir değişim sergilemeliyiz.

Mesela bize dokunana bir kötülüğün acısını hafifletmek için aynı kötülüğe sahip çıkarız ve aynı kötülüğe bürünürüz. Bu bir tür hesaplaşmadır: "Sen yaptın, bak aynısını da ben yaptım..."

Oysa o kötülüğe göre değil o kötülüğe rağmen değişmeliyiz... "Ulan sen kötü bir şey yaptın ama ben anladım ve senin gibi olmayacağım..." demeliyiz... Değişim budur...

Belirli Yaşanmışlıklardan bahsetmişsiniz, bizi "Biz" yapan... Peki bundan sonra yaşayacaklarınızda yine sizin yaşantılarınız olmayacak mı zaten? Önceki yaşantılarınız iszde değişmez özellikler kazandırmış... Buna izin vermişsiniz... Bundan sonraki yaşantılar başkasının yaşantısı mı olacak ki yine sizde başka kabuller oluşturmasına engel oluyorsunuz? Kaç parçaya bölüyorsunuz ki hayatınızı, kaç miladınız var?

bide olaya biraz felsefik bakalım..aslında beşeri tüm ilişkiler bir oyundur..arkadaşlıık...dostluk..evlilik..aile fertliği..çalıştığın işyeri..sevgi..aşk..vs..dünyada kuralsız hiç bir oyun yoktur(basketbol,voleybol,çelik çomak vs.)..bir oyuna gireceksen eğer kuralına göre oynayacaksın..kuralına göre oynamayacaksan eğer o oyuna hiç girmeyeceksin..

Her açıdan bakalım...

Mantıkta olur, Felsefede olur, Psikolojide olur, Toplumbilimde olur...

Hayat bir oyun değildir. Hayat gerçeğin ta kendisidir.

Eğer hayatınızın sizde "Değişmez Kabuller" oluşturabildiğini ve bunların sizi değiştiremeyecek kadar etkilediğini söyleyebiliyorsanız, hiç bir oyun bu kadar ciddi değildir... Oyunların kuralları ile hayatın kuralları farklıdır. Hayatta siz kendi kurallarınızı da koyarsınız ve bu kurallar kaçınılmaz olarak değişkendir. Değişken olmak zorundadır. Oyunların kurallarını siz koyamazsınız ama... Yani demek istediğim şey şu: Hayatta oyunun kurallarına uymak zorunda kalan bir edilgen olmayın, kendi kurallarını koyan, hayatla başa çıkabilen ve "Değişmemeye Esir Olmayan" bir "Etken" olun... Değişmezlik oyunlarda olur. Başlarsınız ve aynı kurallarla bitirirsiniz oyunu. Lakin hayat son nefesimize kadar değişir. Bu yüzden kendi kurallarımızda değişmek zorundadır. Yoksa asla ve asla kendiniz olamazsınız. Çünkü "Etken" olamayan ve "Edilgen" olan hiç bir insan "Kendisi" olamaz.

Kötü yaşantılarınıza "Göre" olumsuz bir değişim sergilemeyin, yaşantılarınıza "Rağmen" olumlu bir değişim sergileyin...

 

Size kötülük yapanlara benzemeyin mesela...

--eğer oyunun adı benzeştirmek yada değiştirmek se eğer..eminim ki onunda kuralları vardır..

 

--güzel bir yorumun vardı boşiğ..ama biraz sinirli gibi.. :)

Bu bir oyun değil, bu hayatın kendisi...

Ve tek bir kuralı var:

"Değişimin kendisi olmazsanız eğer, kendinizde olamazsınız..."

 

Sinirli değilim yanlış anlamayın...

Felsefi konularda çok ciddi bir yapı sergilerim sadece o kadar...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

selam boşig..internette herşeyi detaylı anlatamıyorum boşig..fazla detaya giremiyorum..jest ve mimiklerden de yoksunuz.. :)

 

--bu arada ..bu bir tartışma değil..fikir alış-verişi.. :)

 

--değişime zaten kapatma kendini..

 

--ben değişime kapalı biri değilim..heraklitosa kadar uzanan..değişmeyen tek şey değişimdir..gerçeğini bilirim..geçmişine kitlenmiş biride değilim..ki geçmişinde kalan bu günü yaşayamayandır..sadece sevgili olma hali değilki kişiliğe yada kötü değişime kasıt olan..hayatta başka şeylerde var yaşanan...bak yine söylüyorum..atalarımızın söylediği (tilkinin kuyruğunu kırk gün kalıba koymuşlar yine eyrii..yine eyrii...----can çıkar huy çıkmaz---katranı kaynatırsan olurmu şeker cinsini öptüğüm cinsine çeker---insan yedisinde neyse yetmişinde de odur---falan..falan..) şu sözleride bir kenara bırakıp diyorumki..değişim olabilir..ama yavaştır..özde değişimse zordur..imkansız değil..boşiğ şöyle düşün hani birşeylere girmek kadar bir o kadarda çıkmak zordur..evlenme kararı...boşanma kararı gibi..bir işyeri kurmak..sonra onu kapatmak gibi..bu evreler zordur ama imkansız değil...

 

--mesela futbolu çok seven bir adam..evlenmek üzeredir..çok seviyordur..ama evleneceği kişi futbolu sevmiyor diye..futbolu hayatından söküp atacakmıdır..

--yada adam çevresine vicdanlıdır..karısı ise herkez hakettiğini yaşıyordur mantığını gütmektedir..ve kocasının bi takım durumu kötü olan insanlara yardımda bulunmasını istememktedir..bu adam nereye kadar dayanacaktır..belki az vicdanlı olma yoluna gidecektir..ama her kez hakketiğini yaşıyordur diye düşünmeyecektir bence..

--ben etli yemek severim..karımsa vejeteryan..ee nolucak..kim kimi nasıl ve neye göre değiştiricek..örnekleri arttırabilirim..

--bence herkezi olduğu gibi kabul etmek lazım..herkezin kendini..kendince mutlu ettiği yönleri vardır..karşındakinde gördüğün olumsuz yönler mutlaka ki olacaktır..sevmişsindirde..mücadeleni edersin..ama bir yere kadar..ya bazı şeyleri kabulleneceksin..yada sana ters gelen bazı yönleri değiştiremediysen ilişkiyi keseceksin..tam anlamıyla tanımadanda ciddi bir ilişkiye girmeyeceksin..derim..

 

--yapımdan kaynaklanıyor demişsin..belkide öyledir..demekki değişimin olumlaştırıcı yanı sende hep var..o zaman senin ilk sevdiğin insanla birlikte olman gerekirdi..olumsuzlukları sevgiyle olumlu hallere dönüştürebiliyorsan eğer..şimdiye senin çocuklarında olması lazımdı boşiğ.. :)

 

--ayrıntıcı olduğunu söylemişsin..bu hem iyi..hemde kötü boşiğ..bazı eylemler hoşuna gidecekken..bazı eylemlerde sana batacaktır..karşındakinin bakışlarından ne istediğini hem bilecek..sırf sen istedin diye birşeylere evet demenin de burukluğunu yine gözlerinde okuyacaksın..ve yine hoşgörü ardından da bazı şeyleri kabullenme gelecek..yoksa ilişkiniz düşmanınız olur..

 

--oyun ve kuralları..bu bir teşbihtir..şöyle düşün..evlilik..

erkek; kurallar, karısını seviyor olmalıdır..çalışıyor olmalıdır, karısının istek ve arzularına saygılı olmalıdır falan..falan..

 

kadın; kurallar, evi evirip çevirmelidir..çocuğuna bakabilmelidir..kocasını seviyor olmalıdır..falan falan..

 

şu yukarıdaki kurallar uygulanmıyacaksa yani birileri faul yapacaksa o evliliğe girilmemelidir..yani evlilik oyununa girilmemelidir..girilirse sancılı olacaktır..sonrasında sevgide pek birşeyleri kurtaramıyor olacaktır..yani yürümez..oyun ve kurallardan kasıt bu..dostluk ..arkadaşlık..iş..okul..hepside bir oyun gibidir ve kuralları vardır..

boşiğ..hayatın oyun ve kuralları oluşu hadisesi..yaratıcı dırama çalışmalarında vardır..çok ta zevklidir..

 

boşiğ..ben kurnazlığa kızarım..yani kurallara uymayacak birinin oyuna girmesine kızarım..çünkü bizim takım arkadaşlarımızda vardır(evlilikte dünürler..çocuk varsa o..işyerinde diğer iş arkadaşları..okulda sınıf arkadaşları..müdür..öğretmenler..falan.sınıftaysan ders dinleyeceksin..dinlemeyeceksen o sınıfa gelmeyeceksin..bu kadar basit..)..onlarda etkileneceğinden..oyunun tadı kaçacaktır..kendi kalene bile bile gol atarsan..bunu kimse kabullenmez..

 

değişimdeyse verdiğin örnek...kısas kısas yapma diyosun.. -_-

 

birileri sana tokat attığında diğer yanağınıda dön...(Hz. İSA)...boşiğ bu senin tercihin..ben bu günlerde bunu yapmamayı tercih ediyorum..çünkü üçüncü tokatı da atıyorlar..

 

konuyuda biraz kişiselleştirdik.. :lol: ..nerden nerelere geldik..iyi birilerine benziyosun boşig..umarım hayatın düşündüğün gibi olur..

 

--bide olasılık ve varsayımları sevmem boşig..bişe ya vardır..ya yoktur..ya seviyorumdur..yada sevmiyor..bazen bi yere kadar strateji yapıyorum..karşımdaki anlarda bazı şeyleri ona göre davranırmı diye ama..çoğu zaman nafile..

--ben çok iyi bir insanım demiyorum..

--beni değiştirecek şeyin tercihinide ben yapmak isterim..hiç bişeyin kölesi olmam..

--sonuçta boşig karşındaki sende ne görüyorsa ona göre sen o'sundur..önüne geçemezsin..şaşı beş bakanda var..kazı koz anlayanda..kendine yontanda ..falanda..filanda..

 

---görüşürüz boşiğ..geç oldu..internetçi kötü kötü bakıyor.. :lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

--mesela futbolu çok seven bir adam..evlenmek üzeredir..çok seviyordur..ama evleneceği kişi futbolu sevmiyor diye..futbolu hayatından söküp atacakmıdır..

--yada adam çevresine vicdanlıdır..karısı ise herkez hakettiğini yaşıyordur mantığını gütmektedir..ve kocasının bi takım durumu kötü olan insanlara yardımda bulunmasını istememktedir..bu adam nereye kadar dayanacaktır..belki az vicdanlı olma yoluna gidecektir..ama her kez hakketiğini yaşıyordur diye düşünmeyecektir bence..

--ben etli yemek severim..karımsa vejeteryan..ee nolucak..kim kimi nasıl ve neye göre değiştiricek..örnekleri arttırabilirim..

Aslında bahsettiğim bu değildi pek..

Mesela ben yarı vejeteryanım hakikatende. Etle aram hiç iyi değildir...

Bunu ilişkimde sorun yapmam ki?

"Değişmek" derken bunları kastetmiyorum...

Nasıl desem...

Ya hani geçmişte iyi ya da kötü insanlar girip çıkmıştır hayatımıza.

Ve bizi bugün "Biz" yapan deneyimlerimiz olmuştur mutlaka...

İşte o gidenlerin bizi değiştirmelerine izin vermişiz ya zamanında?

Bunu yapıpta, sonra "Ben sevgilim için değişmem" diyebilmeyi mantıksız buluyorum.

Oysa ki geçmişimizde bize kötülükleri dokunanlar bizi değiştirebiliyorlarken, sevgilimiz onlardan daha mı az kıymetli?

İşte bu İnattır...

O kimselerin değiştirmesine izin vermişizdir bizi, sevgilimizi de onlarla bir tutarız bilinç altında.

Ve deriz ki "Zamanında başkaları için değiştim, artık senin için değişmem..."

Ya o bundan çok daha fazlasını hakediyorsa?

Ya eskilerden çok daha farklıysa?

Ben açıkçası birisini seviyorsam, gerçekten bunu hissettiğimde kendimden fedakarlıkta bulunmak koymaz.

Çünkü onun buna değdiğini düşünürüm.

Eğer değmediğini düşünüyorsam, gerçekten sevmiyorum demektir...

Eğer onun için değişmek bana koymuyorsa, onu hissedebiliyorsam, yani kim için değişebileceğimin kararını kendim verip değişebiliyorsam, gerçekten hissettiğim bir sevgiyi tadıyorum demektir.

 

--bence herkezi olduğu gibi kabul etmek lazım..herkezin kendini..kendince mutlu ettiği yönleri vardır..karşındakinde gördüğün olumsuz yönler mutlaka ki olacaktır..sevmişsindirde..mücadeleni edersin..ama bir yere kadar..ya bazı şeyleri kabulleneceksin..yada sana ters gelen bazı yönleri değiştiremediysen ilişkiyi keseceksin..tam anlamıyla tanımadanda ciddi bir ilişkiye girmeyeceksin..derim..

İşte sana değişimden küçük olumlu bir örnek vereyim mi?

Mesela dediğin gibi her insanın olmazsa olmazları vardır mutlaka demiştin;

Doğru...

Benimde vardı, ki herkesi her zaman her yönüyle olduğu gibi kabul edemezdim...

Daha sonra sevince, bunu öğreniyorsunuz...

Hep derim;

Eğer ben "Sevdiğim içinde olsa değişemem" deseydim,

Zar zorda olsa tutunduğum ama güzel bir aşka sahip olamazdım...

İnsan aşabiliyor bazı şeyleri, tabi değerliyse ve hakediyorsa...

--yapımdan kaynaklanıyor demişsin..belkide öyledir..demekki değişimin olumlaştırıcı yanı sende hep var..o zaman senin ilk sevdiğin insanla birlikte olman gerekirdi..olumsuzlukları sevgiyle olumlu hallere dönüştürebiliyorsan eğer..şimdiye senin çocuklarında olması lazımdı boşiğ.. :)

İnceden bir laf soktun sanırım :):D...

Bilmiyorum...

Kötü...

Hayat berbat aslında.

Ben sadece en iyi şekilde tutunmaya çalışıyorum sanıyorum...

Mesela şu "Aşk" denen şeyi hissetmeyi seviyorum ve hissettiğim zaman engellemiyorum...

Yaşamak güzel çünkü...

 

Şimdiye kadar çocuklarım olur muydu!?

Evlilik hayallerim yok artık pek...

Bazen hayat istediğiniz şekilde gitmiyor.

Hep derim;

Birileri her zaman bir karar verir,

Ve birileride her zaman o karara katlanmak zorunda kalır.

Doğanın kanunu bu...

--ayrıntıcı olduğunu söylemişsin..bu hem iyi..hemde kötü boşiğ..bazı eylemler hoşuna gidecekken..bazı eylemlerde sana batacaktır..karşındakinin bakışlarından ne istediğini hem bilecek..sırf sen istedin diye birşeylere evet demenin de burukluğunu yine gözlerinde okuyacaksın..ve yine hoşgörü ardından da bazı şeyleri kabullenme gelecek..yoksa ilişkiniz düşmanınız olur..

Ayrıntıcılığım bana batan eylemlerde değildir.

Mesela "Bize" ait tek bir kelime bile, bana sarfedilmiş uzun sevgi cümlelerinden ve methiyelerden bile çok daha anlamlı gelir...

Küçük kötü eylemlere takılmam ama küçük hoş eylemleri önemserim...

--oyun ve kuralları..bu bir teşbihtir..şöyle düşün..evlilik..

erkek; kurallar, karısını seviyor olmalıdır..çalışıyor olmalıdır, karısının istek ve arzularına saygılı olmalıdır falan..falan..

 

kadın; kurallar, evi evirip çevirmelidir..çocuğuna bakabilmelidir..kocasını seviyor olmalıdır..falan falan..

Valla şu saatte o kadar depresif bir durumdayım ki, artık bu konuyu düşünecek moralim pek yok...

Uyuyamıyorum ve uyuz bir haldeyim...

değişimdeyse verdiğin örnek...kısas kısas yapma diyosun.. -_-

 

birileri sana tokat attığında diğer yanağınıda dön...(Hz. İSA)...boşiğ bu senin tercihin..ben bu günlerde bunu yapmamayı tercih ediyorum..çünkü üçüncü tokatı da atıyorlar..

Her şeye rağmen kısasa kısas yapma diyorum...

Size küfredene küfretmek ne kadar doğru?

 

Size vurana vurursanız, ondan ne farkınız kalır?

 

İnsanlar o üçüncü tokadı atacaklardır mutlaka, bunu biliyorum...

Adım gibi eminim...

Arkadaşım söylemişti şu sözün argosunu:

"Sevene söverler,

Söveni severler"

 

Ama her şeye rağmen görüyoruz işte,

"Tokat atmak" kötü bir şey...

Tokatı yiyen biz olduk diye niye aynı kötülüğe bulaşalım ki?

 

Ya çok kötü bir eyleme maruz kaldık diyelim...

Aynısını yaparak acımız hafifleyecektir belkide, öç almışiz gibi...

Ama o eylemi yapan ve kızdığımız ve belki de nefret ettiğimiz kimseden ne farkımız kalacak?

Kendimizden de nefret etmemiz gerekmez mi, çünkü o kimsenin aynısıyız artık?

 

Ne olursa olsun, yine de kısasa kısası kabul etmiyorum...

İnsan iyi olmak zorunda...

 

Herşeyin temeli sevgidir.

 

Dünyanın gerçeklerini öğrendim bugün:

-Bencillik

-Menfaat

-Para

 

Söylediğin gibi tokatlar ardı ardınca gelecek belki...

Yine de bu gerçekleri reddediyorum ben, benimsemiyorum.

Bu gerçekleri uygulayan insanlar gibi olmamak için...

 

iyi birilerine benziyosun boşig..umarım hayatın düşündüğün gibi olur..

Sana bir şey diyeyim mi?

Ne kadar iyi biriyim bilmiyorum.

Ben sadece iyi bir insan olmak istiyorum.

Bunun için uğraşıyorum,

Ve öyle kalmaya çabalıyorum...

Ama şu var ki hayatım hiç istediğim gibi gitmiyor ne yazık ki...

Demek ki bende bir sorun var, yani kabullerimde...

Düşündüğüm şeylerin yanlış şeyler olduğunu düşünmeye başladım artık, itiraf edeyim...

 

--sonuçta boşig karşındaki sende ne görüyorsa ona göre sen o'sundur..önüne geçemezsin..şaşı beş bakanda var..kazı koz anlayanda..kendine yontanda ..falanda..filanda..

Evet, insanlar bende ne görüyorlarsa ben O'yum belkide...

Bilmiyorum ne kadar doğru bakıyorlar bana.

Lakin ben iyi biri olmak istiyorum sadece...

 

Ne var biliyor musunuz Sayın Figgaro?

Bazen yaptığınız tek bir hata, hayattaki tüm doğrularınızı götürüyor...

Ve bu hatanın, yaptığınız hangi hata olacağı belli olmaz hiç...

O yüzden durabildiğiniz kadar çok hatadan uzak durun...

En azından Tüm doğrularınızı götürecek hatayı işlemekten o denli uzak olursunuz...

 

Saygılarımla Sayın Figgaro...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence bitirir. Çok inatçılık iki insanı birbirinden soğutur bence . Hatta aradaki dostluğun nefrete dönüşmesine de neden olabilir . Tabi bu inatçılığın bir türü için geçerli sadece :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...
Arkadaşlar diyelim birbirinizi çok seviyosunuz,fakat bi olay yüzünden ikinizde inatlaşıyosunuz ve aranızdaki aşk yoktan bi sebepten bitiyor.yani sırf inat yüzünden bu durumda ne yaparsınız?

 

 

 

bitiyor asabilik ve inatcılık aşkı bitiriyor. ya aşkından ya inatçılıgından vazgeçmen gerekiyo

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...

İnatcılık aşkı bitirir arkadaşlar.Ne kadar sevsenizde karşınızdaki insan mantıksız konularda bile inat yapmayı sürdürürse hayat zehir oluyor.Ve ayrılık kaçınılmaz son.

Eğer çok seviyor ve ayrılmak istemiyorsanız bir taraf inadı bırakmalı.Bırakmıyorsa benim gibi ayrılığı tatmalı.

Ayrılık ilk zamanlar çok fazla üzsede ilişki devam edip sürekli üzülmekden iyidir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.