Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

V For Vendetta


gloria

Önerilen İletiler

V For Vendetta Muhteşem kelimesi yetersiz olağanüstü...

 

 

Yönetmen: James McTeigue

Yapımcı: Joel Silver, Larry ve Andy Wachowski

Senaryo: Larry ve Andy Wachowski

Oyuncular: Natalie Portman, Hugo Weaving(alt yazılı seyretmenizi tavsiye ederim, sesi muhteşem), Stephen Rea, John Hurt, Stephen Fry

Görüntü Yönetmeni: Adrian Biddle

Film müzikleri: Dario Marianelli

 

post-2-0-77915900-1331432806_thumb.jpg post-2-0-59780400-1331432807_thumb.jpg post-2-0-42115400-1331432808_thumb.jpg

 

V For Vendetta, İngiliz Yazar Alan Moore'ın 80'li yıllarda yazmış olduğu bir çizgi roman serisinden uyarlanmış son derece başarılı bir filmdir. Yıl 2020'dir ve 5 Kasım 1605 yılında Guy Fawkes'in, I. James iktidarına karşı gerçekleştirmeye çalıştığı "Barut Kokusu" diye bilinen İngiliz Parlamentosunun havaya uçurulma eyleminin 415.yıl dönümüdür. İngiltere yine tıpkı o dönemdeki gibi zorbalığın baskının ve faşizmin hakim olduğu bir iktidarın yönetimi altındadır, düşünce özgürlüğünün dahi olmadığı bu ortamda halk tüm olanları kabullenip, hükümetin her isteğine boyun eğmektedir.

 

Hatırla, hatırla

Kasım’ın beşini

Barut komplosu ve ihanetini

Ben hiç bir neden görmüyorum

Barut komplosunun unutulması için

 

cümleleriyle başlayan filmdeki olaylar, Çaykovski'nin 1812 Uvertürü eşliğinde, V tarafından, Adliye binasının patlatılmasıyla gelişmeye başlar. V film boyunca yüzüne taktığı maskesini sadece bir defa ağlarken çıkaracak ve filmin sonlarına doğru bu maske, inanılmaz güzel bir sahneye imza atacaktır. Hükümetin ve medyanın ikiyüzlü işbirliğini net bir biçimde izleyeceğiniz bu filmde halkın istediğinde ve inandığında gücünün ne kadar önemli olduğuna bir kez daha şahit olacaksınız.

 

“İnsanlar hükümetten korkmamalı, hükümetler insanlardan korkmalı” sözü bu filmin son derece önemli repliklerden birisidir ve hükümetin insanlardan korkmasının zamanı da artık gelmiştir...

 

Filmle ilgili anlatılacak öyle güzel öyle öyle güzel sahneler ve replikler var ki benim bunların içinde en sevdiğim replik ve sahne, Emma Goldman'ın (Bu kadın benim herşeyim, çok seviyorum ve yeri gelmişken piyasada onunla ilgili ne varsa toplamaya çalışıyorum, hani olur ya belki sizin de elinize onunla ilgili bişiler çıkar, buyrun paylaşın benle, hayır demem vallahi) "Dans edemeyeceksem devrim benim devrimim degildir" sözlerinin kullanıldığı sahneydi...

 

ve filmin aslında neredeyse kısa bir özetini veren Nathalie Portman'a ait şu sözlerle şimdilik yorumumu burada bitiriyorum...

 

"Bize insanları değil fikirleri hatırlamamız söylendi. Çünkü bir adam yenilebilir, yakalanabilir, öldürülebilir, unutulabilir. Fakat bir fikir 400 yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir Fikirlerin gücüne ilk elden tanık oldum. Fikirler uğruna ölen ve öldüren insanlar gördüm. Ama bir fikre dokunamaz, tutamaz hatta öpemezsiniz. Fikirler kanamaz, acı çekmez ve sevmezler. Ve özlediğim şey bir fikir değil, bir adam. 5 Kasım’ı bana hatırlatan adam…Asla unutmayacağım adam…“

İyi seyirler...

 

FRAGMANI İÇİN:

http://www.dailymotion.com/video/xb9c25_v-for-vendetta-fragmany-blurayarsiv_shortfilms

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin

Sevgili Gloria çabuk yazdığın için teşekkürler...

Senin film hakkında verdiğin bilgilerden sonra, filmi bir defa daha seyrettim ve kitabın bir bölümünü internetten okudum daha doğrusu bir özet bölüm okudum...

 

Gelelim filme: bana göre film arka plandaki konu açısından Batman veya Superman temasını işliyor ön plandaki konu ise bir diktatör tarafından yönetilen bir ülke (İngiltere) ve problem yaşayan diğer ülkeler...

 

Biraz daha derinlemesine girersek:

 

"V" bir Shakespeare mantığı ile yapılmış ve çok iyi dekore edilmiş bir film. Ayrıca bıçaklarla donatılmış ve karete ile cilalanmış bir kanlı epik. Kanlı diyorum çünkü kesilen bacaklar ve kollar o kadar çokki film sanki kendi içerisinde bir modern karete filmi imajı sergiliyor :) ...

 

Film'de dikkatinizi çekecek ilk şey, Amerika problem yaşayan bir ülke ve İngiltere ise bir diktatör tarafından yönetiliyor. Tabi hala Adolph Hitler etkisindeki diktatör filmleri ve insanları etkilemeye devam ediyor.

 

Diktatörün sadece ve sadece bir düşmanı vardır ki o "V" dir, ve maskeli, enteresan fakat çok zengindir.

 

"V" öyle bir şeye dönüşünüyorki İngilterenin ataerkil gücünü bir kişilik kuvvetle değiştirmeye çalışıyor. Tabiki istediği yere gitme gücü var ve istediği kanalda gösterilme yetkisine sahip, bence biraz sabırlı olmalıydı.

 

"V" Shakespeareden uzun alıntılar yapıyor.

 

Film çok kanlı bir çerçeve üstüne oturtulmuş. Epik ve Shakspeare mantığı hakim olmakla bereaber sürekliliği yok. Öykü iyi anlatılamamış kitabı okuyanlar bir çok şeyin farkına varacaklardır.

 

Bu eleştirilerden sonra gelelim güzel yanlarına ki sen onları sıralamışsın:

 

V For Vendetta, İngiliz Yazar Alan Moore'ın 80'li yıllarda yazmış olduğu bir çizgi roman serisinden uyarlanmış son derece başarılı bir filmdir. Yıl 2020'dir ve 5 Kasım 1605 yılında Guy Fawkes'in, I. James iktidarına karşı gerçekleştirmeye çalıştığı "Barut Kokusu" diye bilinen İngiliz Parlamentosunun havaya uçurulma eyleminin 415.yıl dönümüdür. İngiltere yine tıpkı o dönemdeki gibi zorbalığın baskının ve faşizmin hakim olduğu bir iktidarın yönetimi altındadır, düşünce özgürlüğünün dahi olmadığı bu ortamda halk tüm olanları kabullenip, hükümetin her isteğine boyun eğmektedir.

 

Hatırla, hatırla

Kasımâın beşini

Barut komplosu ve ihanetini

Ben hiç bir neden görmüyorum

Barut komplosunun unutulması için

 

cümleleriyle başlayan filmdeki olaylar, Çaykovski'nin 1812 Uvertürü eşliğinde, V tarafından, Adliye binasının patlatılmasıyla gelişmeye başlar. V film boyunca yüzüne taktığı maskesini sadece bir defa ağlarken çıkaracak ve filmin sonlarına doğru bu maske, inanılmaz güzel bir sahneye imza atacaktır. Hükümetin ve medyanın ikiyüzlü işbirliğini net bir biçimde izleyeceğiniz bu filmde halkın istediğinde ve inandığında gücünün ne kadar önemli olduğuna bir kez daha şahit olacaksınız.

 

"İnsanlar hükümetten korkmamalı, hükümetler insanlardan korkmalı" sözü bu filmin son derece önemli repliklerden birisidir ve hükümetin insanlardan korkmasının zamanı da artık gelmiştir...

 

Filmle ilgili anlatılacak öyle güzel öyle öyle güzel sahneler ve replikler var ki benim bunların içinde en sevdiğim replik ve sahne, Emma Goldman'ın (Bu kadın benim herşeyim, çok seviyorum ve yeri gelmişken piyasada onunla ilgili ne varsa toplamaya çalışıyorum, hani olur ya belki sizin de elinize onunla ilgili bişiler çıkar, buyrun paylaşın benle, hayır demem vallahi) "Dans edemeyeceksem devrim benim devrimim degildir" sözlerinin kullanıldığı sahneydi...

 

ve filmin aslında neredeyse kısa bir özetini veren Nathalie Portman'a ait şu sözlerle şimdilik yorumumu burada bitiriyorum...

 

"Bize insanları değil fikirleri hatırlamamız söylendi. Çünkü bir adam yenilebilir, yakalanabilir, öldürülebilir, unutulabilir. Fakat bir fikir 400 yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir Fikirlerin gücüne ilk elden tanık oldum. Fikirler uğruna ölen ve öldüren insanlar gördüm. Ama bir fikre dokunamaz, tutamaz hatta öpemezsiniz. Fikirler kanamaz, acı çekmez ve sevmezler. Ve özlediğim şey bir fikir değil, bir adam. 5 Kasımâı bana hatırlatan adamâ¦Asla unutmayacağım adamâ¦â

İyi seyirler...

 

Ve filmin en sevdiğim repliği geliyor:

 

Kadın : "Şimdi beni öldüreceksin değil mi?"

V : "Seni 10 dakika önce öldürdüm, sen uyurken"

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

V For Vendetta'yı izleyeli oldukça uzun bir zaman oldu..Ama filmin her sahnesi hala aynı canlılığıyla aklımda..Filmin konusu ve vermek istediği mesajın dışında, anlatımdaki o güzellik gerçekten de çok etkileyiciydi..

 

Totaliter rejimle yönetilen ülkede, iktidarın uyguladığı şiddet ve teröre bireysel şekilde verilen karşılık..Ülkenin başındaki lider Sutter, filmin bir yerinde adamlarına şöyle sesleniyor:

 

"herkesin bize neden ihtiyaçları olduğunu hatırlamasını istiyorum"

 

Burada V'nin verdiği mesaj aslında yöneten ve yönetilenlerin olmadığıdır..Halk kendini yönetir ve bunu seçtiği kişiye devleti emanet ederek yapar...

 

Filmin sonunda ise daha öteye gidiyor ve şunu söylüyor V :

 

"Eğer iktidar yozlaşmışsa ve onu yargılayabilecek bir mahkeme kalmamışsa, şiddet meşrudur. Gerekirse parlamentoyu da havaya uçururum!"

 

 

Felsefi sözleri, özgürlük için verilen savaştaki etkileyiciliği

ve o ortamda yaşadığı aşkı...

 

FREEDOM FOREVER...

 

V artık ölümsüz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Gloria çabuk yazdığın için teşekkürler...

Senin film hakkında verdiğin bilgilerden sonra, filmi bir defa daha seyrettim ve kitabın bir bölümünü internetten okudum daha doğrusu bir özet bölüm okudum...

 

Gelelim filme: bana göre film arka plandaki konu açısından Batman veya Superman temasını işliyor ön plandaki konu ise bir diktatör tarafından yönetilen bir ülke (İngiltere) ve problem yaşayan diğer ülkeler...

 

Biraz daha derinlemesine girersek:

 

"V" bir Shakespeare mantığı ile yapılmış ve çok iyi dekore edilmiş bir film. Ayrıca bıçaklarla donatılmış ve karete ile cilalanmış bir kanlı epik. Kanlı diyorum çünkü kesilen bacaklar ve kollar o kadar çokki film sanki kendi içerisinde bir modern karete filmi imajı sergiliyor :) ...

 

Film'de dikkatinizi çekecek ilk şey, Amerika problem yaşayan bir ülke ve İngiltere ise bir diktatör tarafından yönetiliyor. Tabi hala Adolph Hitler etkisindeki diktatör filmleri ve insanları etkilemeye devam ediyor.

 

Diktatörün sadece ve sadece bir düşmanı vardır ki o "V" dir, ve maskeli, enteresan fakat çok zengindir.

 

"V" öyle bir şeye dönüşünüyorki İngilterenin ataerkil gücünü bir kişilik kuvvetle değiştirmeye çalışıyor. Tabiki istediği yere gitme gücü var ve istediği kanalda gösterilme yetkisine sahip, bence biraz sabırlı olmalıydı.

 

"V" Shakespeareden uzun alıntılar yapıyor.

 

Film çok kanlı bir çerçeve üstüne oturtulmuş. Epik ve Shakspeare mantığı hakim olmakla bereaber sürekliliği yok. Öykü iyi anlatılamamış kitabı okuyanlar bir çok şeyin farkına varacaklardır.

 

Bu eleştirilerden sonra gelelim güzel yanlarına ki sen onları sıralamışsın:

Ve filmin en sevdiğim repliği geliyor:

 

Kadın : "Şimdi beni öldüreceksin değil mi?"

V : "Seni 10 dakika önce öldürdüm, sen uyurken"

 

Saygılar

 

Tüm bunlara ek olarak aslında şunları da diyebiliriz tabiiki; filmin yapımcılığını üstlenen Wachowski kardeşler aynı zamanda Matrix üçlemesinin de yönetmen, senarist ve yapımcılarıydı ve doğal olarak V for Vendetta'nın içinde matrixvari bir hava da yok degildi... Bkn. Neo ve V'nin Yakın plan ayak çekiminin olduğu sahne, polislerle yapılan kavga sırasındaki silahların kullanılma biçimi ve vücut hareketlerinin Matrix'in ilk serisindeki kavga sahneleriyle neredeyse aynı olması, V'nin pelerini ve Neo'nun deri pardesüsünün ahenkle dans edişleri :) Ajan Smith'in ve V'nin biçimleri farklı olsada çoğalma sahneleri vs. vs. Bu arada V'yi oynayan Hugo Weaving aynı zamanda Matrix serisindeki Ajan Smith'i oynayan kişiyle aynı kişi olması da iki filmin ruhlarının birbirine karıştırılmış olmasını doğallaştırıyor aslında... Ortak noktaları çok fazla...

 

Bunların dışında film, tıpkı Dövüş Kulübünde de olduğu gibi ideoloji olarak tamamen Anarşizmi temel almış sistem karşıtı bir filmdir. Öncelikle filmin ana kahramanı V, iflah olmaz bir anarşisttir. Varolan yönetim biçimini ortadan kaldırarak, halktan kendileri için birşeyler yapmasını istemekte ve bu isteğini de "İnsanlar hükümetlerden korkmamalı, hükümetler insanlardan korkmalı","herkesin bize neden ihtiyaçları olduğunu hatırlamasını istiyorum (Didem'in yorumu aynen doğrudur) "Şiddet iyilik için kullanıldığında adalet getirir" "Dans edilmeden yapılan bir devrim, yapılmaya değecek bir devrim değildir" (ki bu sözle Emma Goldman'ın Dans edemeyeceksem devrim benim devrimnim değildir sözüne gönderme yapılmış ve Emma Goldman anarşizm tarihinin en önemli kadın anarşitlerinden birisidir) gibi bir takım anarşist söylemlerle desteklemektedir. Ayrıca film içinde kullanılan V sembolünü ters çevirdiğinizde anarşizmin sembolünü görürsünüz ki Matrix serisinde de kullanılan semboller buna yakındı...

 

ve tabiiki V'nin kendisini anlattığı şu cümlelerle de anarşizm idealli bir film olduğunu destekleyebiliriz:

 

"v: voilà! in view, a humble vaudevillian veteran, cast vicariously as both victim and villain by the vicissitudes of fate. this visage, no mere veneer of vanity, is it vestige of the vox populi, now vacant, vanished, as the once vital voice of the verisimilitude now venerates what they once vilified. however, this valorous visitation of a by-gone vexation, stands vivified, and has vowed to vanquish these venal and virulent vermin vanguarding vice and vouchsafing the violently vicious and voracious violation of volition. the only verdict is vengeance; a vendetta, held as a votive, not in vain, for the value and veracity of such shall one day vindicate the vigilant and the virtuous. verily, this vichyssoise of verbiage veers most verbose vis-à-vis an introduction, and so it is my very good honor to meet you and you may call me v."

 

"İyi akşamlar Londra,

 

Kendimi tanıtırdım ama, aslında bir adım yok. Bana ‘V’ diyebilirsiniz. İnsanlığın varoluşundan beri bir avuç baskıcı, hayatlarımızın bizim yüklenmemiz gereken sorumluluğunu yüklenmeyi kabul ettiler. Böyle yaparak gücü ele geçirdiler. Onların yolunun nereye çıktığını gördük; kamplardan ve savaşlardan mezbahaya. Anarşide bir yol daha var. Anarşiyle, molozlardan yeni bir hayat doğar. Umut yenilenir. Anarşi öldü diyorlar, ama görüyorsunuz ya ölümüme dair haberler abartılıyor.

 

Ne olacağını kendiniz seçmelisiniz; yeni bir hayat ya da zincirlere dönüş… "

 

 

Tüm bunlara rağmen denilebilir ki, evet bu film anarşist bir politik gerilimdir ama anarşizme ait birçok şey gizli semboller ve bir takım üstü kapalı söylemlerle belli edilmektedir. Burada da benim aklımı kurcalayan V gibi bir film yapıp da üstüne üstlük "hükümetler insanlardan korkmalı" veya "fikirlere kurşun işlemez" gibi söylemleri filme ekleyip, hala hükümetten korkan, eleştirilerden mümkün olduğunca kaçan, düşünceleri açıklamaya çekinen bir çekimserliğin filmde kendini gösteriyor olmasıdır... Enteresan... Ben kitabı okumadım ama okuyanlar varsa benim kitabın konusu hakkında duyduklarımı destekleyeceklerdir sanırım. Kitap, eminim filme göre ideolojisini daha cesurca dile getirmiştir. Yanılıyor muyum?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...

Daha önce izlemeyen arkadaşlar için, Digiturk Moviemax kanallarında V for Vendetta Aralık Ayı filmlerinden birisi olarak gösterime girecektir... izlemeyenlere duyurulur :)

 

Gösterim tarihleri ve saatleri:

 

01.12.2007-22:30

06.12.2007-07:15

06.12.2007-09:15

06.12.2007-18:00

06.12.2007-20:00

10.12.2007-13:50

10.12.2007-15:50

14.12.2007-22:30

15.12.2007-00:30

19.12.2007-11:40

19.12.2007-13:40

23.12.2007-16:45

23.12.2007-18:45

24.12.2007-02:35

24.12.2007-04:35

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...
Filmi biraz önce izledim... Hala etkisinde sarhoş gibiyim...

Kesinlikle ve şiddetle tavsiye olunur!

Gloria, önerdiklerinin takipçisiyim artık :) Yanılmamışsın dostum...

Yorumu daha sonra yapacağım...

 

 

yeni film ekledim, izle mutlaka :) çok hoş...

 

Bu arada yorumunu bekliyorum, bak, yağma yok...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 ay sonra...

V'yi dün izledim..kanlı sahnelerden hiç hoşlanmam ama filmden aldığım mesaj çok güzeldi..Özgürlük duygusunun gücünü,cesaretin ne denli önemli olduğunu,korkarak yaşamanın o berbat baskısını..

 

Aslında daha pekçok şey..halkın isterse ne kadar büyük bir güç olduğunu..ama bu gücün kazanılabilmesi için öncelikle beyni ve bedeni esir kılan korkulardan kurtulmak gerektiğini..

 

Filmin finalinden aklımda kalan bir replik;

 

Son kötü adam bütün kurşunlarını V'ye yağdırdıktan sonra korku içinde sorar;

 

-Neden ölmüyorsun,neden..??

-Ben gördüğün bedenden çok öte birşeyim..beni yaşatan fikrim..

 

 

Film bitti..sokağa çıktım..gözlerim sanki varmışcasına V'yi aradı..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

Yarasa'nın, bana neredeyse iki senedir her defasında;

"Olm bak şu filmi bir izle", "Ya hu daha izlemedin mi?", "İzle bak, sen kesin beğenirsin" demesine rağmen hala izlememiş olma durumuma, iki gün önce lanet ettiğim şahane film...

 

Guy Fawkes her ne kadar İspanyol Katolik Kilisesi için İngiliz Parlementosu'nu hedef almış birisi olmasına karşın, filmde çok güzel bir biçimde "Devrimci" olarak tanımlanmış.

Gerçekte Devrimci miydi, yoksa Karşı-Devrimci miydi bilmiyorum;

Ancak dönemin Protestan basklarını düşünürsek, Katolikler için bir Devrim niteliğinde olabilirdi...

Tarih, gerçekleşmemiş olaylar üzerine tez üretmez;

O yüzden bilemiyorum...

Fakat film mükemmel ötesi...

Devrim bu kadar mı güzel anlatılır...

Ülkü bu kadar mı güzel işlenir...

 

Zaten imza mı iki gündür bu yüzden değiştirdim:

"Ülküler Kurşun Geçirmez: Fikri hür, Vicdanı hür, İrfanı hür..."

Filmin en can alıcı repliğiydi bu "Ülküler kurşun geçirmez..."

 

Hele V'nin "V" ile başlayan kelimelerden oluşan nutkunu altyazıda da yine "V" ile başlayan kelimelere sadık kalarak çeviren altyazı erbabını çıplak elle sabahlara kadar alkışlıyorum...

 

V'nin "V" ve bunun romen rakamı karşılığı "5"e olan takıntısı...

Süperdi...

 

Hele kendisinin özgürlüğünü ve korkusuzluğunu ateşler arasında yaşaması ile

Evey'in ise yağmurda tatmasını işleyen o sahne;

İnanılmazdı...

 

En güzeli de, V'nin Devrim tutkusu ile İntikam tutkusunu harmanlaması

Ve özgür kalmak uğruna özgürlük tutkusunun kölesi olması;

Evey'e birşeyler öğretmek isterken, ona aşık olması sayesinde

Bu tutkusunun onu aslında nasıl hapis kıldığının farkına varması...

Muhteşemdi...

 

Hele Devrim...

Devrim en güzel böyle anlatılırdı sanırım...

 

Bir arkadaşım, geçen gece zorla oturtup, seyrettirdi filmi...

Bittiğinde ekrandan kalkamadım...

Ne zamandır izlemediğime yanıyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Devrilene de dikkat çekmek lazım bu film söz konusu edildiğinde.

 

Öyle ya sahte korku dalgalarıyla mücadele üzerinden halka kendi varlığının zorunluluğunu "hatırlatan" bir yapı anlatılıyor.

 

Her yapı,

Ya ayakta durmasını haklı kılmak için karşısında bir güç yaratır,

Ya da karşısında, onun ayakta kalmasını haklı kılacak bir güç zaten vardır...

 

Ne olursa olsun, her yapı, kendi varlığını haklı kılacak her türlü güdüleyiciyi kullanır...

 

Bunun sonucunda da her yapı;

Eninde sonunda ya yeni dinamikler yaratmak zorundadır,

Ya da en tutarlı durumunu, statüko haline getirir ve bunun yeterli olduğunu düşünür.

 

Eğer yapı, yeni dinamikler yaratabiliyorsa, bu süreç büyük oranda halkın desteğini,

Ya halkı yeni yeni şeylerle kandırarak ve yönlendirerek

Ya da haklı bir biçimde sağlar...

Örneğin, Amerika...

Bunu çok iyi çözmüş durumdadır ve her yeni dönemde

Halk için yeni dinamikler ortaya atar...

Her defasında da özgürlük götürür bir yerlere

Ya da en olmadı uzaya çıkarlar!

 

Bir devlet en kararlı ve tutarlı durumunu statüko haline getirmek zorunda kalır...

Bu da o yapının eninde sonunda, bir süre sonra, çağın gerisinde kalmasına neden olur...

Dinsel toplumsal dogmalardan tutun da,

Aşiret toplumsal yapılarına ve hatta diğer tüm örgütlenmeler için bu geçerlidir...

 

Adı ister Sosyalizm olsun, ister Ulus-Devlet...

Onlar için de geçerlidir...

 

Bu yönüyle her yapı, eninde sonunda iç dinamiklerini kaybetmek durumundadır.

 

İşte Devrim, her yapı için mutlaka gereklidir...

 

Bugün için de bu gereklidir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hugo Weaver gerçekten mükemmel bir oyuncu...

Zaten Ajan Smith ikenden beridir mimiklerine hayrandım;

Hele o Morpheus'un kafasında parmaklarını gezdirip, et kokusunu burnuna çektiği sanhe etkileyiciydi...

Bu filmde yüzü görünmüyor ama görmenize de gerek yok;

Hugo Weaver vücut dilini, boyun mimiklerini ve sesini de çok iyi kullanabilen bir oyuncu.

Filmi dikkatlice izlediğinizde, bizim yüzümüzle ifade edebileceğimiz duyguların

Diğer bir ifade noktasının da boyun kısmı olduğunu anlarsınız...

Açıkçası Hugo Weaver bunu çok güzel kullanıyor...

 

Gloria'nın, V'yi Anarşist olarak nitelemesine gelirsek;

Ben buna katılmıyorum...

Çünkü ben çizgi filmde V'nin herhangi bir fikrin adamı olduğunu hissettiren baskın bir ifadeye de rastlamadım...

Yani o sadece diktatörlüğü yıkmaya odaklanmış;

Birşeylerin yeniden kurulup kurulmaması ile ilgili bir vurgusu yok...

Ya da belirli bir sistemi gerekli görüp görmediği ile ilgili...

Romanını bilemem ama filmde Anarşizm yok;

İhtilal var diyebiliriz...

Devrim var diyebiliriz...

Ama sonraki düzen için neyin amaçlandığı hiç işlenmemiş;

Bu herhangi bir başka düzen de olabilir...

 

Belki de V burada demokratik davrandı:

Kendisi de karar vermedi buna ve tamamen halka bıraktı...

Gerçi kendisi o halkın arasında değildi;

O iradenin içinde değildi...

Çünkü kendi sonu için kurguladığı plana sadık kaldı...

 

Ayrıca hatunun haykırdığı:

"I can't feel anything anymore" süperdi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Belki de V burada demokratik davrandı:

Kendisi de karar vermedi buna ve tamamen halka bıraktı...

Gerçi kendisi o halkın arasında değildi;

O iradenin içinde değildi...

Çünkü kendi sonu için kurguladığı plana sadık kaldı...

 

 

 

Bu cümleler güzel, sevdim, çünkü bu cümlelerden benim anladığım, senin de "V bir anarşist miydi? sorusuna cevap aradığın oldu... Bence cevapları da bulmuşsun ama sanki biraz kafan mı karışmış ne?

 

Belki de V burada demokratik davrandı:

Kendisi de karar vermedi buna ve tamamen halka bıraktı...

 

derken, Sevgili Tengeriin, onun bir karar vermesi gerekmiyordu ki, demokratik davranması da gerekmiyordu. Kararı halka bıraktı çünkü o bir karar verici ya da düzen kurucu değildi... O bir düzen / sistem karşıtıydı, sistemi beğenmedi ve yıktı... Yerine yeni bir düzen kurması ya da kurulacak düzenin içinde yer alması gerekmiyordu... Yani senin cümlende de söylediğin gibi;

 

O iradenin içinde değildi... olmadı, olmayı da tercih etmedi...

 

V sistemi yıktıktan sonra kendini de yok ediyor, çünkü yeni kurulacak düzenin içinde yer almaması gerekiyor... Yani anlayacağın V bir anarşistti ve bu nedenle de

 

kendi sonu için kurguladığı plana sadık kaldı...

 

Vücudunu yok etti, yüzünü zaten maske ile kapatmıştı, göstermemişti, bu da zaten o yok olduktan sonra kurulacak düzenin içinde görüntüsüne ve varlığına ait hiçbir izin kalmaması için gerekliydi…Bir otoriteyi yıkıyordu ve bunu yıkarken kendisinden yeni bir otorite yaratılmasını engelliyordu…

 

Tüm bunların dışında Sevgili Tengeriin, bu filmi birkaç kezden de fazla seyretmekte fayda vardır, her defasında küçücük de olsa yeni nüanslar görürsün… Ayrıca “Çünkü ben çizgi filmde V'nin herhangi bir fikrin adamı olduğunu hissettiren baskın bir ifadeye de rastlamadım...” demişsin, çizgi film derken neden bahsettiğini tam anlamadım, bunun bir çizgi filmi olduğunu bilmiyordum ama bir çizgi romanı var. çizgi roman ile filmdeki V karakterini karşılaştıracak olursak, birbirleriyle çok da ilgileri olmadığı açıktır. Filmdeki V, emin ol ki iflah olmaz bir romantiktir, duygusaldır, orantılı şiddet kullanır, onun bir anarşist olduğunu benim yukarıdaki iletilerimden de anlattığım gibi sadece bir takım sembollerden tahmin ederiz ama kitaptaki V kesinlikle bir anarşisttir...

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tüm bunların dışında Sevgili Tengeriin, bu filmi birkaç kezden de fazla seyretmekte fayda vardır, her defasında küçücük de olsa yeni nüanslar görürsün… Ayrıca “Çünkü ben çizgi filmde V'nin herhangi bir fikrin adamı olduğunu hissettiren baskın bir ifadeye de rastlamadım...” demişsin, çizgi film derken neden bahsettiğini tam anlamadım, bunun bir çizgi filmi olduğunu bilmiyordum ama bir çizgi romanı var. çizgi roman ile filmdeki V karakterini karşılaştıracak olursak, birbirleriyle çok da ilgileri olmadığı açıktır. Filmdeki V, emin ol ki iflah olmaz bir romantiktir, duygusaldır, orantılı şiddet kullanır, onun bir anarşist olduğunu benim yukarıdaki iletilerimden de anlattığım gibi sadece bir takım sembollerden tahmin ederiz ama kitaptaki V kesinlikle bir anarşisttir...

 

Çizgi film değil yaa, yanlış yazmışım...

Çizgi Roman olacaktı... :)

 

Çizgi Romanı ile ilgili edinebildiğim bilgi çerçevesinde yaptım yorumumu, tümünü bulamıyorum ne yazık ki çizgi romanının...

Bende kitaptaki V'nin kesinlikle bir Anarşist olduğu izlenimi edindim ama filmdeki V, yeni bir düzenin kurulmamasını istiyor mu istemiyor mu o belli değil işte filmde...

Tamam, Adam Sutler'i zirvede tutan değerleri ve sistemi yıkıyor ama yeni bir sistemin kurulmaması konusunda nedir ya da ne değildir V...

Bu yok işte filmde...

O yüzden ben filmdeki V'yi bir Anarşist'ten çok bir Devrimci olarak nitelendiriyorum...

 

Kendisini bir dogma ya da otorite veya bir önder kimliğine bürümemesi de zaten V'nin apayrı bir kişiliği...

Belki de bunun nedeni, öncelikle kendi öç duygusundan hareket edip, ona odaklanmasıdır...

V, bana Batman: Dark Knigt'taki "the Joker"i anımsatmadı değil...

"the Joker"de tam anlamı ile bir anarşist...

Bak mesela Joker ile filmdeki V arasındaki fark bence bu açıdan çok belirgin.

Joker şöyle diyor:

"ben bir arabanın peşinde koşan bir köpeğim; arabayı yakalasam bile ne yapacağımı bilmem"

Yani Anarşi, Joker'in doğasında var...

Sürekli düzeni yıkmaya odaklı...

Ne olursa olsun, tüm sistemlere, düzenlere karşı...

V, çok özgür bir ortamda olsaydı, düzeni yıkmak ister miydi?

Filmde işte bunu soruyorum ben ve o yüzden Joker ile karşılaştırıyorum...

 

Ayrıca dediğin gibi,

Film defalarca ve defalarca izlenebilecek bir film...

Ki zaten son bir aydır iki akşamda bir repliklerini ve beğendiğim yerleri tekrar tekrar dinliyorum...

Hele o kendini tanıttığı şiiri yok mu!?

 

Dur sen, ben bu akşam bir daha izleyeyim bakalım...

 

Sohbetin için çok sağol;

Çok güzel bir sinema sohbeti oldu bu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu filmi her 6 ayda bir seyrediyorum nedense?

hani dönem dönem aklım başıma gelsin diye herhal...

 

her seferinde de '' Gündüz Vassaf'ın'' aşağıdaki dizelerini yüksek sesle tekrarlarken buluyorum kendimi:

 

Biz iktidarın kendisiyiz

Bırakın oyunlarını oynasınlar

İktidarın en büyük korkusu

Muhalefet değil ciddiye alınmamaktır.

 

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

Film şüphesiz izlediğim en iyi fimlerden biri ama çizgi romanı Alan Moore'un yarattığı muhteşem kurgusu ve David Loyd'un harika çizimi sayesinde bambaşkadır ve filmi seven her insanın okuması gereklidir...

Ve hala bu filmi izlemeyen varsa ilk işi bu filmi izlemek olsun:)

 

Fazla birşey söylemek istemiyorum film hakkında ama özellikle Evey'nin kafasına çuval geçirildiğinde içlerin cızırdadığını:) ve son bölümde insanların maske ve pelerinlerle ordu gibi gelmesinin heyecan uyandırdığını belirtmeden geçemicem...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
  • 7 yıl sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.