Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Dusunin ki turkiye avrupa birligi ulkelerine gore turkiye laik yada daha az laik ?


Aurel

Önerilen İletiler

Merhaba insanlar,

 

Dusunin ki turkiye avrupa ulkelerine gore turkiye laik yada daha az laik ?

Do you think that Türkiye is more or less laik than the average of the countries in the European Union ?

 

Hangi en laik ? Liste verebilirsin ?

Which ones are the most laik for you ? Can you list the countries ?

 

Bu soru soruyorum çünkü millet Avrupali Türkiye karsi diyorlar ki Türkiye laik degil...

Ama ne'zaman Polonya ve çok ülkelere bakiyorum vay vay vay bu ülkeler laik degiller !

 

Tesekürler,

 

Aurel.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Merhaba insanlar,

 

Dusunin ki turkiye avrupa ulkelerine gore turkiye laik yada daha az laik ?

Do you think that Türkiye is more or less laik than the average of the countries in the European Union ?

 

Hangi en laik ? Liste verebilirsin ?

Which ones are the most laik for you ? Can you list the countries ?

 

Bu soru soruyorum çünkü millet Avrupali Türkiye karsi diyorlar ki Türkiye laik degil...

Ama ne'zaman Polonya ve çok ülkelere bakiyorum vay vay vay bu ülkeler laik degiller !

 

Tesekürler,

 

Aurel.

Yazdığını tam olarak anlayamadım ama anladığım kadarıyla cevap vermek istiyorum bu konuda. Fakat biraz kırıcı bir cevap olabilir. Ben derim ki; Tabi ki en laik Türkiye!!! Avrupa'da PAPA var, ve Avrupa'nın siyaseti Papa'nın bir lafıyla bile değişiyor. Bizdeyse böyle bir şey yok! Ne olursa olsun bütün kararları halkın önderliğinde siyasiler verir! Şimdi sen söyle bana sence laik değil miyiz????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazdığını tam olarak anlayamadım ama anladığım kadarıyla cevap vermek istiyorum bu konuda. Fakat biraz kırıcı bir cevap olabilir. Ben derim ki; Tabi ki en laik Türkiye!!! Avrupa'da PAPA var, ve Avrupa'nın siyaseti Papa'nın bir lafıyla bile değişiyor. Bizdeyse böyle bir şey yok! Ne olursa olsun bütün kararları halkın önderliğinde siyasiler verir! Şimdi sen söyle bana sence laik değil miyiz????

 

Sanırım iki yanlış algılamayı birden düzeltmem gerek;Birincisi Aurel'in sözlerinin yanlış anlaşılması;diğeri bir yanlış algılamanın üzerine bina edilen sakat laiklik anlayışı...

Aurel,belliki ,Avrupa'nın gerçekte laik olmadığını vurgulamış.Türkiye'deki "laik" sistemin bizden çokta fazla farklı bir yapıda olmadığını ifade etmeye çalışmış. hatta sezinlediğim kadarıyla Türkiye'deki laik istemin bazı yönleriyle ilkesel olarak polonya gibi ülkelere nazaran örnek teşkil edebiliceğini ima etmiş

Ancak,öznel duygulardan ve resmi söylemden etkilenmiş yanılsamalardan sıyrılıp laiklik olgusuna daha nesnel bakabilirsek eğer,Türkiye'de gerçek anlamda bir laik yapıdan bahsedemeyiz.Herşeyden önce laik devlet toplumdaki farklı mezhep inanışlarına karşı tarafsız bir konumda olmalı,bir mezhebi ölçü kabul edip onun ekonomik ve ideolojik yapılanması ve örgütlenmesinde rol oynamamalı. Türkiye devleti sözde laik, gerçekte sünni anlayışın egemen kılındığı bir olguyu görmezden gelemeyiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sanırım iki yanlış algılamayı birden düzeltmem gerek;Birincisi Aurel'in sözlerinin yanlış anlaşılması;diğeri bir yanlış algılamanın üzerine bina edilen sakat laiklik anlayışı...

Aurel,belliki ,Avrupa'nın gerçekte laik olmadığını vurgulamış.Türkiye'deki "laik" sistemin bizden çokta fazla farklı bir yapıda olmadığını ifade etmeye çalışmış. hatta sezinlediğim kadarıyla Türkiye'deki laik istemin bazı yönleriyle ilkesel olarak polonya gibi ülkelere nazaran örnek teşkil edebiliceğini ima etmiş

Ancak,öznel duygulardan ve resmi söylemden etkilenmiş yanılsamalardan sıyrılıp laiklik olgusuna daha nesnel bakabilirsek eğer,Türkiye'de gerçek anlamda bir laik yapıdan bahsedemeyiz.Herşeyden önce laik devlet toplumdaki farklı mezhep inanışlarına karşı tarafsız bir konumda olmalı,bir mezhebi ölçü kabul edip onun ekonomik ve ideolojik yapılanması ve örgütlenmesinde rol oynamamalı. Türkiye devleti sözde laik, gerçekte sünni anlayışın egemen kılındığı bir olguyu görmezden gelemeyiz.

 

Eğer Aurel'in söylediğini yanlış anladıysam özür dilerim fakat yine de ben aynı şekilde düşünüyorum ve doğru anlasaydım da benzer şekilde cevap yazardım, saygılı olmanı rica ediyorum, ben yanlış düşündüğümü sanmıyorum, laiklik anlayışı olarak farklı düşünüyor olabiliriz. Düşüncene saygım var.

 

Ben avrupayla türkiyenin laiklik farkını göstermek istemiştim aslında.

 

Avrupa'nın tamamında bir kere papa diye bir ruhani lider var demiştim. Ama bu dini lider bazen siyasete de karışıyor (dikkat; bizde böyle siyasete karışan bir dini lider yok!) ve bazı devlet adamları onun sözlerinden etkilenerek hareket edebiliyor, onun 1 lafıyla avrupanın, hatta tüm dünyanın siyaset gündemi değişebiliyor.

 

Türkiye'de ise mezhep ayrılıkları var, her ülkede olabileceği gibi.. Ve din böyle emrediyor böyle yapmalıyız diyen bir siyasi bizde olmadı!!! Dinle ilgili birşeyin ya da mezhep tartışmalarının dış işlerine yansıdığı Türkiye'de hiç bir zaman görülmemiştir!! Bence Türkiye'deki din ve mezhep tartışmaları normal boyutlarda -her ülkede olabileceği kadar- aşırı hiçbir şey yok ve Türkiye gayet laik bir ülke.

 

Ama bunu abartmak isteyen ve büyütüp büyütüp gözümüze sokan kimler...?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ama bunu abartmak isteyen ve büyütüp büyütüp gözümüze sokan kimler...?

Avrupa değil mi?! Laikliği bizden öğrenmediler mi? Mesela Osmanlı dönemlerinde tabiki laik değildik -sanki avrupa o dönemler laik miydi? tabiki hayır. laiklik kavramı o zaman yoktu zaten- ve Atatürk geldi herşey düzeldi, laiklik kavramını O oluşturdu, ve Osmanlıdan eser kalmadı, şimdi avrupa kalkmış bizi eleştiriyor, laikliği bizden öğrenmediler mi???

 

Dini sorunlar olmasını ben de hiç istemem ama din olduğu sürece her ülkede bu tür sorunlar olacaktır. Fakat Türkiye'deki dini meseleler, Avrupanın ''Türkiye laik değildir'' diyeceği şekilde asla değildir. Sürekli bizi eleştirme içerisinde olan bir Avrupa var zaten ve sürekli de olacaktır. Çünkü asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı hristiyanların hücrelerine sinmiştir. Selçuklular Anadolu'yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler. Bizden nefret etmeleri ve eleştirmeleri içinde yeterince sebepleri var kendilerince...

 

Tabi benim düşüncelerim bunlar, katılmayabilirsin. Düşüce ayrılıkları insanlar oldukça her zaman var olacaktır..!

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Avrupa değil mi?! Laikliği bizden öğrenmediler mi? Mesela Osmanlı dönemlerinde tabiki laik değildik -sanki avrupa o dönemler laik miydi? tabiki hayır. laiklik kavramı o zaman yoktu zaten- ve Atatürk geldi herşey düzeldi, laiklik kavramını O oluşturdu, ve Osmanlıdan eser kalmadı, şimdi avrupa kalkmış bizi eleştiriyor, laikliği bizden öğrenmediler mi???

 

Dini sorunlar olmasını ben de hiç istemem ama din olduğu sürece her ülkede bu tür sorunlar olacaktır. Fakat Türkiye'deki dini meseleler, Avrupanın ''Türkiye laik değildir'' diyeceği şekilde asla değildir. Sürekli bizi eleştirme içerisinde olan bir Avrupa var zaten ve sürekli de olacaktır. Çünkü asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı hristiyanların hücrelerine sinmiştir. Selçuklular Anadolu'yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler. Bizden nefret etmeleri ve eleştirmeleri içinde yeterince sebepleri var kendilerince...

 

Tabi benim düşüncelerim bunlar, katılmayabilirsin. Düşüce ayrılıkları insanlar oldukça her zaman var olacaktır..!

 

Saygılar..

Sanırım konuyu biraz daha ayrıntılı ele almakta yarar var. Bu aynı zamanda bizi kısır yüzeysel polemiklerden kurtarır.

Günümüzde birçok laik ülke,kuşkusuz laisizmden uzaklaşma anlamına gelerek,halkı din siyasetiyle kontrol etmeye yönelmişlerdir.En laik burjuva demokrasilerinin başında gelen Fransa,örneğin müslümangöçmenleri kontrol etme ve radikal islam türü ynelimlerden uzak tutma amacıyla,devlet denetiminde fransız islamını oluşturma çabasındadır ve bunu,Fransız islam örgütleri birliği vasıtasıyla yapmaktadır.Atatürk Türkiyesinin Laisizmi,özel bir evlet dini oluşturmasına rağmen yin de laisizmin ileri örnekleri arasındadır yani bir yönüyle katı bir jakoben tavrı vardır.Ancak demokrat parti dönemiyle birlikte bu olgu gericilik lehine bir sürece evrimliştir.

Zamanla dinci güçlerin önü açılmış dinci-kemalist jakoben laik ikilemi günümüze değin süren bir siyasal çatışmaya dönüşmüştür.

Günümüzde ise,12 eylülle başlatılan amerikan ılımlı isamında ifadesini bulan yeni din siyasetinde din ile devletin ayrılığı ilkesinden söz etmek artık imkansızlaşmıştır.Bu durumda laisizm yerini "laikçiliğe" bırakmıştır.Bu laikçi devlet anlayışı allahla kul arasına girmekte,taraf olmakta,dayatmada bulunmada,yerine ikame ettiği yeni dünyevi dini Amerikan stratejisine bağlanarak halkın inanç ve duygularını istismara dayalı bir yapı oluşturmaktadır.

Oysa gerçek laisizm,dinsel inançları ya da inançsızlığı bakımından isteyen istediği gibi yaşayıp davranabilmeli.Laik devlet,din işlerini yönetmek ve dinse alanı düzenlemek için kurumlara ihtiyaç duymaz. laisizmde Diyanet gibi kurumlara,maaşları devletçe ödenen din görevlerine yer yoktur.toplumun dincileştirilmesi,helal gıda,zorunlu din dersi gibi örnekler ise vardığıız noktayı iyi özetliyor sanırım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, din de olacaktır, devlet işleri de. Ama Türkiye'de bu ikisinin bir arada yürütülmesine örnek verebilir misin? O saydıkların güzel şeyler değil maalesef ben de memnun değilim pek çok şeyden ama devlet işleri de değil. Benim burda savunduğum, avrupanın bize karşı tutumunun yersiz olduğudur.

 

papa ruhani lider pehh... O adamın orada olmasının sebebi o kadar farklıki...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

La boheme in söylediklerine kısmen katılıyorum, aleviler konusunda hükümetlerin takındığı umursamaz tavır, ülke yönetimine geçen grupların sünni-aşırı dinci sapmalarının bir göstergesidir. Ama din dersleri hakkında aynı görüşte değilim. Çünkü Türkiye bu yüzyılın başında eski osmanlı etkisinden kurtulup çağdaşlaşmayı tercih etti, demokrasiyi ve laikliği tanıdı. Biz halk olarak çağdaş bir devlet ve toplum düzenini seçtik ve bunu yaparken zorunlu olarak o zamaların demokrasi sahibi tek uygarlığı olan Batıyı model olarak aldık, ama "sadece model" olarak aldık. Bugün görüldüğü gibi "kopyala-yapıştır" yapmadık... Laikliği ve demokrasiyi her nereden benimserseniz benimseyin, bunu kendi kültürünüzün ihtiyaçları doğrultusunda yapmazsanız, resmen bugun kendisine kakalanmış sözde demokrasi altında soykırım yaşayan Irak'a dönersiniz. Bu yüzden bence din derslerinin olması çok doğru bir şey, tamam laikliği aldığımız kıtada böyle bir uygulama yok ama unutmayın ki biz de Avrupalı değiliz. Eğer onların her adımını kendimize ölçü alırsak, ne attığımız admın hesabını yapabiliriz ne de buna ayak uydurabiliriz...

Türk halkı kendi içindeki uygulamaları yabancı kültürlerin inisyatifine bırakmak zorunda değildir, bu biline

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aurel sorusunu dogru yada yanlis anlayip cevabinizi ele alip size yazmayacagim....Verecegim cevap sizin saglam olmayan laiklik anlayisiniza gore olucak...Siz demissinizki en laik turkiyedir....BU kesinlikle dogru degildir...Laiiligi bir papaya baglamissiniz...

Papa karar noktasida degildir...Oncelikle siz laiklik dendiginde ne anliyorsunuz?

Eger turkiye sizin deyiminizle laik bir ulke olsaydi;

==>din dersleri zorunlu olmazdi.....

==>Anatolien'inda dedi gibi mezhep ayriliklari bu denli goze carpmazdi;nasil mi?Devlet camilere kendi butcesinden pay ayirip

aleviler cem evlerini kendi geliriyle yapmaya calisiyorsa bu anatolienin dedigi gibi suni etkinli bir laiklik olur....

Daha iki ufak madde bunlar oysa liste yapacak olursak bir suru madde cikar...

Bunlarda haklilik payim oldugu icin ulkemize de tam bir laik ulke ditemeyiz..........

 

Öncelikle herkesin fikrine saygım var, her zaman olduğu gibi belirteyim! -_- Ben laiklik anlayışımın sağlam olmadığını düşünmüyorum! Benim papayı örnek vermem, tek nedenin o olduğu anlamına gelmez, bana başka sebeplerimin de olup olmadığını sorabilirdiniz!

Demişsiniz ki

Eger turkiye sizin deyiminizle laik bir ulke olsaydi; din dersleri zorunlu olmazdi..... Anatolien'inda dedi gibi mezhep ayriliklari bu denli goze carpmazdi;nasil mi?Devlet camilere kendi butcesinden pay ayirip

aleviler cem evlerini kendi geliriyle yapmaya calisiyorsa bu anatolienin dedigi gibi suni etkinli bir laiklik olur....

Sondan başa cevap vereceğim.

Bakın sayın la boheme; devlet cami de yaptırır, gerekirse yardım da, ne için halkı için! Çünkü halkın büyük kısmı müslüman, neden yararı dokunmasın ki halkına anlamıyorum. Şimdi diyeceksiniz ki 'aleviler halkı değil mi?' , bende derim ki tabiyki halkı, ve ben de aleviyim, ama alevilik bir mezheptir!, devlet hangi mezhebe para yardımı yapsın?! Mantık dışı bir düşünce! Avrupada yoksa her mezhebe yardım mı yapıyorlar (!). Laiklik yoksa her mezhebe yardım etmekle mi oluyor? (!).

Peki bir de şöyle bakalım din dersleri demişsiniz, peki şuna ne demeli; avrupada pek çok din ağırlıklı eğitim veren okullar var! Kiliseden farksız! Sizin deyiminizle olmamalı! Çünkü devletin!

Bu arada yanlış anlaşılmayayım; bizde din bilimi var elbet, ve okulu da var; dinle ilgili bir iş yapmak isteyenler için! Ama bizde din ağırlıklı eğitim veren bi okul yok, varsa da tamamen özel ve devlet yardımından tamamen uzak! Fettullah Gülen gibi! Fatih kolejleri ve üniversiteleri gibi! Yalnız üstüne BASA BASA söylüyorum ÖZEL ve devlet yardımından uzaktan yakından ALAKASI YOK! Ben bunları niçin söyledim yanlış anlaşılmamak, açık ve anlaşılır olabilmek için! Bu arada şunu da belirteyim şu anki iktidar partisinden de memnun olduğumu söyleyemem! -Anlaşılmak için!-

Ama herşey bir yana bence avrupanın esiri olmuşuz, onlardan fazla eleştirir olduk kendimizi, ve bizim refah düzeyini sağlamamızı istemeyenler bizi hep böyle şeylerle uyutmaya devam edecektir. Sürekli onların yarattığı sorunlara kafamızı yorup, başka birşey düşünmez yapacaklar bizi! Fakat insanımız alışmış buna, avrupa mükemmel yaa... (!)

 

 

'Hoşgeldim' rumuzlu arkadaşım;

La boheme in söylediklerine kısmen katılıyorum, aleviler konusunda hükümetlerin takındığı umursamaz tavır, ülke yönetimine geçen grupların sünni-aşırı dinci sapmalarının bir göstergesidir. Ama din dersleri hakkında aynı görüşte değilim. Çünkü Türkiye bu yüzyılın başında eski osmanlı etkisinden kurtulup çağdaşlaşmayı tercih etti, demokrasiyi ve laikliği tanıdı. Biz halk olarak çağdaş bir devlet ve toplum düzenini seçtik ve bunu yaparken zorunlu olarak o zamaların demokrasi sahibi tek uygarlığı olan Batıyı model olarak aldık, ama "sadece model" olarak aldık. Bugün görüldüğü gibi "kopyala-yapıştır" yapmadık... Laikliği ve demokrasiyi her nereden benimserseniz benimseyin, bunu kendi kültürünüzün ihtiyaçları doğrultusunda yapmazsanız, resmen bugun kendisine kakalanmış sözde demokrasi altında soykırım yaşayan Irak'a dönersiniz. Bu yüzden bence din derslerinin olması çok doğru bir şey, tamam laikliği aldığımız kıtada böyle bir uygulama yok ama unutmayın ki biz de Avrupalı değiliz. Eğer onların her adımını kendimize ölçü alırsak, ne attığımız admın hesabını yapabiliriz ne de buna ayak uydurabiliriz...

Türk halkı kendi içindeki uygulamaları yabancı kültürlerin inisyatifine bırakmak zorunda değildir, bu biline

 

Demişsin ki

aleviler konusunda hükümetlerin takındığı umursamaz tavır,..

Bak arkadaşım, bir ara ne oldu, hatırlatayım; 'aleviler için kimlik yapılsın. Din yazan yere alevi yazsınlar' Neden dendi bu? Türkiye'yi bölmeye çalıştıkları bir yol daha bulmuşlardı kendilerine, kimler tabi ki görünmeyen düşmanlarımız!! Görünmüyorlar çünkü sıcak savaş yok ve soğuk savaşla, ülkemiz içten yıkılmaya çalışılıyor! Ülkemizi karıştırmaya çalışıyorlar! İnsanlarımız yeter ki düşünmesin, gündem değişsin, devletin başındakiler iç sorunlarla uğraşmaktan, dış siyasete açılamasın ve üstün hale geçemesin, güçlü bir ülke olamayalım ve hep bize geri desinler, ve biz de bunu yiyoruz, her defasında, halk karışıyor birbirine, borsa nasıl çalkalanıyor, neler neler... Sadece bu değil bunun gibi bir sürü şeyi yedik, yemeye de devam ediyoruz!

Neymiş hristiyanların kimliğinde protestan, katolik,.. yazıyormuş, bırakın bari biz kimlikte de olsa orda bir arada olalım, onu bile bölmeye çalışıyorlar. Bu kadar gözlerimizi bağlamalarına izin vermeyelim artık! Bu ülke karışılığını kendi kendimizin yarattığını düşünüyorsanız yanılırsınız! Komplolar alabildiğince..

 

Yalnız sana şurda katılıyorum arkadaşım, demişsin ki

Ama din dersleri hakkında aynı görüşte değilim. Çünkü Türkiye bu yüzyılın başında eski osmanlı etkisinden kurtulup çağdaşlaşmayı tercih etti, demokrasiyi ve laikliği tanıdı. Biz halk olarak çağdaş bir devlet ve toplum düzenini seçtik ve bunu yaparken zorunlu olarak o zamaların demokrasi sahibi tek uygarlığı olan Batıyı model olarak aldık, ama "sadece model" olarak aldık. Bugün görüldüğü gibi "kopyala-yapıştır" yapmadık... Laikliği ve demokrasiyi her nereden benimserseniz benimseyin, bunu kendi kültürünüzün ihtiyaçları doğrultusunda yapmazsanız, resmen bugun kendisine kakalanmış sözde demokrasi altında soykırım yaşayan Irak'a dönersiniz. Bu yüzden bence din derslerinin olması çok doğru bir şey, tamam laikliği aldığımız kıtada böyle bir uygulama yok ama unutmayın ki biz de Avrupalı değiliz. Eğer onların her adımını kendimize ölçü alırsak, ne attığımız admın hesabını yapabiliriz ne de buna ayak uydurabiliriz...

Türk halkı kendi içindeki uygulamaları yabancı kültürlerin inisyatifine bırakmak zorunda değildir, bu biline

Biz taklitçi değiliz elbette, olmamalıyız da, şahsiyetimizi korumayı bilmeliyiz! Gerektiği yerde bizi eleştirenlere gereken cevabı vermeliyiz!

 

Umarım bu kez düşüncelerim anlaşılmıştır!

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Umarım bu kez düşüncelerim anlaşılmıştır!

 

Ne demek istediğimi anlatabilmek için, konuyu okuyan arkadaşlarıma gerçeklerin anlatıldığı güzel bir yazı aktarma gereği duydum, biraz uzun ama okursanız sevinirim, çünkü buna değecektir! EN AZINDAN ALTI ÇİZİLİ BAŞLIĞI OLAN BÖLÜMLERİ OKUYUN! ;

 

AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE DİN ÖĞRETİMİ

 

VE TÜRKİYE İLE KARŞILAŞTIRILMASI

 

Bu yazıda, önce Avrupa Birliği ülkelerindeki din öğretimi uygulamaları hakkında bilgi verilecek ve ardından Türkiye’deki din öğretimi uygulaması ile karşılaştırılacaktır.

 

Türkiye’de din eğitimi sorunu, yaygın olarak tartışılmakta ve sürekli güncelliğini korumaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, bu tartışmalar daha uzun süre devam edecektir. Türkiye’nin Avrupa Birliğine aday olması, tartışmalara ayrı bir boyut daha kazandırmaktadır.

Avrupa Birliğine girme süreci içerisinde olan Türkiye’de birliğe tam üyelikle birlikte bir çok şeyin değişmesi kaçınılmazdır. Bu çerçevede Avrupa Birliği üyeliği ile eğitimimizde özellikle de din eğitimi uygulamalarında nasıl değişiklikler olacaktır? Avrupa Birliği, din eğitimi konusunda Türkiye’den bazı değişiklikler isteyecek midir? Bu vb. sorular zaman zaman sorulmakta ve çoğu zaman Avrupa Birliği ülkelerindeki uygulamalar bilinmeden, herkes kendi kafasında oluşturduğu Avrupa çerçevesinde değişiklikler beklemektedir. Bu konuda kimi çevreler, Avrupa ülkeleri okullarında zorunlu din dersi yoktur derken kimileri de, Avrupa Birliğine girersek dinî özgürlüklerimizin artacağını söylemektedir. Bu konuda cevaplandırılması gereken iki soru da şudur:

1. Avrupa Birliği bizim din eğitimimizi ne kadar değiştirecek?

2. Din eğitimi uygulamalarında Avrupa ülkelerinin hepsinde durum aynı mıdır?

Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da tartışmaların çoğu zaman bilimsellikten uzak olduğu gözlenmektedir. Bu nedenle konunun bilimsel çerçevede ele alınmasında yarar vardır. Bunun için Avrupa ülkelerinde din eğitimi uygulamalarını bilmemiz ve bu tecrübelerden yararlanılarak kendi sistemimizi değerlendirmemiz gerekmektedir.

Bu tebliğde, önce genel olarak din öğretimindeki yaklaşımlar açıklanacak, Avrupa ülkelerinden Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Danimarka, Hollanda, İngiltere, İtalya ve Yunanistan’da din eğitimi uygulamaları kısaca özetlenecek ve son olarak Türkiye ile karşılaştırma yapılacaktır.

 

............

 

Avrupa birliği ve din eğitimi uygulamaları

 

Avrupa Birliği, temel yasalarında din ve Kiliseler yer almamıştır. Kilise ve devlet arasındaki ilişkiler ve din eğitim ve öğretimi ile ilgili uygulamalar, üye ülkelerin kendi yasa ve mevzuatlarına göre yapılmaktadır.[4] Burada, Avrupa Birliği ülkelerinden din öğretimi açısından özellik arz eden uygulamalar verilecektir.

 

Almanya:

Almanya’da okullardaki din eğitimi ile ilgili uygulamaların temeli 1949 tarihli Anayasanın 7. maddesine dayanmaktadır. Bu hüküm genel çerçeveyi belirlemektedir. Uygulamaların ayrıntıları eyaletlere göre farklılıklar gösterebilmektedir.[5] Ancak Berlin eyaletinde din dersi devletin değil dinî cemaatlerin kendi sorumlukları altında verilmektedir. Bremen eyaletinde ise bir nevi İncil tarihi bağlamında genel bir Hristiyanlık din dersi verilmektedir.[6] Anayasa’ya göre, din dersi, kamu okullarında okutulan düzenli derslerden bir derstir ve sınıf geçmeye etkisi vardır. Devlet ilgili personel vb. giderleri karşılamak durumundadır. Öğrenci velileri ve öğrenciler din dersine katılıp katılmama konusunda serbesttir. Hiçbir öğretmen, kendi isteği dışında din dersi vermeye zorlanamaz.[7]

Devletin denetim hakkı çiğnenmeksizin din dersi, cemaatlerin ilkeleriyle uyum içinde verilir. İşin püf noktası bu hükümdedir. Cemaatler, devlet ile uyum içinde bu dersin hedefleri ve içerikleri hakkında karar verirler. Devletin yetkisi ve cemaatlerin ortak sorumluluğunun birleşiminden çıkan sonuca göre, din dersi verecek öğretmenler devletin belirlediği öğretmenlik formasyonunu almalarının yanında, ilgili Kilisenin de onayını almak zorundadır. Bunun anlamı, din dersi öğretmenin dersi verirken ilgili cemaat ile uyum içinde olması gereğidir.[8] Son yıllara kadar din dersi deyince Katolik ve Protestan din dersleri anlaşılıyordu. Son yıllarda ise bu din veya mezheplerin yanında İslâm din dersinin okullarda nasıl yer alacağı tartışmaları başlamıştır.

Din dersleri mezhebe dayalı olarak yapılmaktadır. Din dersine katılmayan öğrenciler için eyaletlerin çoğunda başka bir ders konulmuştur. Bu dersin adı konusunda bir birlik yoktur. Bir çok eyaletlerde bu dersin adı “Ahlâk / Etik dersi” olarak geçmektedir. Bazı eyaletlerde ise bu derse, “Değerler ve Normlar”, “Felsefe”, “Ahlâk-Din Bilgisi” adı verilmektedir. Eyaletlerin çoğuna göre ahlâk dersi, din dersini seçmeyen öğrencilerin okuması zorunlu dersler arasında yer alırken bazılarında tüm öğrenciler için zorunlu bir derstir.[9] Almanya’da ana okullarının büyük bir bölümü Kiliselere aittir. Devlete bağlı ana okullarında da dinî motifler sürekli kullanılmaktadır. Üniversite seviyesinde din öğretimi devlet üniversiteleri içinde bulunan Katolik ve Protestan bölümleri olmak ilâhiyat fakültelerinde yapılmaktadır. Bunun yanında Kiliselere bağlı yüksek okullar ve akademi adı verilen halka yönelik okullar da bulunmaktadır.[10]

 

Avusturya:

Avusturya’da 1959 tarihli Anayasanın 2. maddesindeki, “Devlet, eğitim ve ders konularında üzerine aldığı görevi ailenin kendi dinî inançlarını ve dünyaya bakış açılarını dikkate alarak ve haklarına riayet ederek yerine getirmelidir” hükmüne göre din eğitimi verilmektedir.

İlk ve orta dereceli okullarda öğrenci, din dersi ya da ahlâk derslerinden birisini okumak zorundadır. Haftada iki saat olarak uygulanan ve dinî cemaatlerin tayin ettiği görevlilerce verilen din derslerinin ücretlerini devlet öder. Dinî cemaatler din derslerinin haftalık ders sayısını artırabilirler. Ancak bu durumda, devlet ek ders ücreti ödemez.

Okullardaki din dersleri ile ilgili işleri, dinî cemaatler düzenlerler. Anayasaya göre tanınmış dinî cemaatler şunlardır: Katolik, Protestan, Eski Katolik, Ermeni Apostel, Yunan-Ortodoks, Suriye-Ortodoks, Metodistler, Mormonlar, Yeni Apostel Kiliseleri; Müslümanlar; İsrail Din Camiası; Budist Din Camiası.[11]

 

Belçika:

Belçika’da çoğunluğu oluşturan Katolikler, kiliseleri, sendikaları, sigorta şirketleri, hastaneleri, yazılı ve sözlü basın kuruluşları, eğitim kurumları, sosyal ve yardım kurumları, kültürel ve ticari çalışmalarıyla ülkenin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatında etkin bir rol oynamaktadır. Özellikle eğitim kurumlarının yarısından fazlasını elinde bulunduran Katolik Kilisesi kendi okullarında daima dinî havayı yaşatmaya çalışmaktadır. Dinî hava sadece Kiliseye bağlı okullarda değil hayatın her alanında etkisini göstermektedir. Bir krallık olan Belçika’da “millî bayram” vb. bazı devlet törenleri Katolik anlayışına uygun olarak kutlanmaktadır. [12]

Anayasa, “Öğretim serbesttir. Her türlü kısıtlayıcı önlem yasaktır. Suçlar ancak kanunlarla cezalandırılır. Devlet tarafından finanse edilen eğitim, kanunla düzenlenir. “ der. Belçika’da öğretim kurumları açmada hiç bir kısıtlama yoktur. Herkes bu amaçla faaliyet gösterebilir, okullar, kurslar açabilir. Ancak, devletin resmen tanıdığı diploma ve unvanları vermek ve devlet destekleme yardımlarından yararlanmak isteyen okullar, yapılarını kanunlarda belirtilmiş şartlara uydurmak zorundadır.

Okullar genel olarak resmî ve özel okullar olarak ikiye ayrılır. Resmî okullar, direk Eğitim Bakanlığına, belediyelere ve il idaresine bağlı okullardır. Özel okullar ise, şahıs ve kurumlara aittir. Kurallarına uyan tüm resmi ve özel okullar öğrenci başına belirlenmiş devlet yardımını alır. Yani masrafları devlet tarafından karşılanır. Özel öğretim kurumları, uygulanacak eğitim programlarını, öğretim yöntemlerini, ders kitaplarını, çalıştırdığı personelini belirlemekte tamamen serbesttir. Özel öğretim kurumları teftiş sistemlerini kendileri kurarlar. İlk ve orta dereceli okul öğrencilerinin yarıdan fazlası, özel Katolik okullarında öğrenim görmektedir.

Belçikadaki okul sistemi sayesinde herkes istediği inanç ve düşüncedeki bir öğretim kurumunda öğrenim yapma imkanına sahip olmaktadır. Anayasa’nın 17 maddesi şöyle demektedir: “ Topluluklar (Devlet) velilerin özgür seçimlerini garanti eder. Topluluklar tarafsız (nötr) bir öğretim düzenler. Tarafsızlık, öğrencilerin ve velilerin felsefî, ideolojik ya da dinî anlayışlarına saygılı olmak demektir. Resmî güçler tarafından düzenlenen okullar, zorunlu öğretimin sonuna kadar, tanımış dinlerden birisine ait din ya da dinî olmayan ahlâk öğretimi arasında seçme imkanını sunmak zorundadır.”

Resmî okullarda, ilk ve orta öğretim boyunca öğrenci haftada en az 2 saat olmak üzere Din ya da Ahlâk (Moral) derslerinden birisini seçerek okumak zorundadır. Seçmeli din dersleri, Katolik, Protestan, Ortodoks, Yahudi, İslâm dersleridir. Din derslerin programlarını ilgili dinin temsilcileri (Katolik Kilisesi vb.), ahlâk dersinin programını ise Eğitim Bakanlığı yapar. Ahlâk dersinin ana felsefesi, “laiklik, demokrasi, insancılık (hümanizm), çoğulculuk ve varoluşçululuk” üzerine kurulmuştur.

Resmî okullarda yukarıdaki din derslerinden herhangi birisini okumak isteyen bir öğrenci bile olsa ders açılmak zorundadır. Ancak Müslüman velilerin duyarsızlığı sonucu bir çok Müslüman çocuğu Katolik din dersi ya da ahlâk dersi okumaktadırlar. Katolik okullarında okuyan öğrenciler, bu okulu tercih ederek geldikleri için Katolik din dersini de direk olarak seçmiş olmaktadırlar.

Ana okulu, ilk ve ortaöğretimde ayrıca “Animasyon” dersleri vardır. Bu dersler, Katolik okullarında “Ruhanî Animasyon” adı ile aynen din dersi gibi ya da din dersine tamamlayıcı şeklinde yapılmaktadır.

Okul öncesi, ilk ve ortaöğretimde özelikle Katolik okullarda öğrenciler arasıra kiliseye götürülerek dinî ayinler yaptırılmaktadır. Katolik ana ve ilkokullarında dersler çoğunlukla dua ile başlamaktadır. Yine bu okullarda ve her sınıfta haç vb. dinî resim ve levhalar bulunmaktadır.

1993 yılı istatistiklere göre öğrencilerin Fransız Topluluğunda yaklaşık % 73‘ü Katolik, % 1’i Protestan, % 0.2’si Yahudi, % 5’i Islam din derslerini ve % 20’si Ahlâk dersini seçmektedir. Flaman Topluluğunda, Katolik din dersini seçenlerin oranı daha fazladır.

Ülkedeki yükseköğretim sistemi de, ilk ve orta dereceli okullara benzer şekilde teşkilatlanmıştır. Yükseköğretim kurumlarının yaklaşık yarısı özel Katolik Kilisesine bağlıdır. Katolik yüksekokul ve üniversitelerinde, seçmeli Katolik din dersleri vardır. Katolik ve Protestan Kiliselerine ait din adamı ve din dersi öğretmeni yetiştiren 2 ve 3 yıllık İlâhiyat yüksek okulları ile 4 yıllık İlâhiyat fakültelerinde ise mesleki din eğitimi verilmektedir.

 

Danimarka:

1953 tarihli Danimarka Anayasa’sına göre, Evangelik Lüteryen dini, resmî din olup, devlet tarafından desteklenmektedir.[13]

Ülkede, din dersi ilköğretim okullarının 1-9. sınıflarında “Hristiyanlık”, 10 sınıfta ve liselerde “Din Bilgisi” adı altında okutulmaktadır.[14] Din dersleri, mezhepler üstü olarak verilir.[15]

 

Fransa:

Fransa, resmen laik bir ülke olduğunu söyleyen bir ülkedir ve halkının çoğunluğu Katoliklerden oluşmaktadır. Laiklik ülkede ilk defa eğitimde uygulanmıştır. Bunun sonucu, J. Ferry kanunlarıyla 1881 yılında 6-14 yaş arası ilköğretim zorunlu hâle gelmiş ve ilköğretimde din dersleri okul programlarından çıkarılmış, yerine “Ahlâk ve Yurttaşlık Bilgisi“ dersi konulmuştur.[16] Ancak ülkede, din eğitim ve öğretimini yasaklayan bir hüküm olmadığı gibi, 1886’da özel okul açma izni verilmiştir.[17] Kilise okulları devlet yardımı almaktadırlar.

1904’te devlet okullarında orta öğretim programlarından din dersleri kaldırılmıştır. Ancak özel okullarda yapılan din eğitimi devam etmiştir.[18] 1997 yılı itibariyle özel Katolik okullarındaki öğrenci sayısı, ilköğretimde Fransa’daki tüm ilköğretim öğrencilerinin % 15’ini ve ortaöğretimde % 19’unu oluşturmaktadır.[19] Kiliseler okul dışında her yaştan isteyen vatandaşlara dinî kurslar düzenlemektedir. İlkokul öğrencilerinin yaklaşık % 40-45’i Katolik din eğitimi almaktadır.[20]

 

Hollanda:

Hollanda’daki dinî durum Almanya’da olduğu gibi, Katoliklik ve Protestanlığın ağırlıklı olduğu bir ülkedir. Din devlet ilişkileri açısından Kilise ile devlet ayrılmış olsalar bile devlet, din hizmetlerine yardım etmektedir. Bu çerçevede (dernekler, yardım kuruluşları, dergi, gazete, radyo ve televizyon vb. yayın kuruluşları, okullar vb.) dinî kuruluşlar devlet yardımı aldıkları gibi devlet, kilise yapımlarında % 20 civarında katkıda bulunmaktadır.[21]

Anayasaya göre, eğitim özgürlüğü çerçevesinde bir çok dinî kurumlar tarafından özel okul açılmıştır. Bu çerçevede Müslümanların da okulları vardır. Özel okullarda din dersleri zorunlu olup, haftada iki saattir. Devlet okullarında ise din dersleri seçmelidir. Din dersleri mezhebe dayalı olarak yürütülmektedir.[22] İngiltere:

İngiltere’de Anglikan Kilisesi resmî bir özelliğe sahiptir. Bir çok devlet töreni dinî törenle yapılmaktadır. Devlet başkanı yani Kral aynı zamanda Anglikan Kilisesinin başkanı olup, Başbakanın teklifi ile din görevlilerini atarlar.[23]

Din dersleri devlet ilk ve orta dereceli okullarda düzenli dersler arasında yer alır. Okullarda güne toplu dua ile başlamak yasa emridir.[24] Ancak, öğrenci velileri, isterlerse çocuklarını, hem din dersine hem de toplu duaya katılmaktan alıkoyabilirler. Din dersinin programlarını hazırlama yerel yönetimlerinin sorumluluğundadır.[25] Din dersleri mezhepler üstü olarak yapılmaktadır.

 

İtalya:

İtalya, din devlet ilişkileri açısından Katolikliğin tarihî ve sosyolojik olarak etkin olduğu bir ülkedir. Anayasanın 7. maddesine göre, “Devlet ve Katolik Kilisesi”nin her biri kendi alanında bağımsız ve egemen olduğu için Katolik Kilisesi “millî bir nitelik kazanmıştır.

Ülkede, üniversiteler hariç devlet okulları ve özel okullarda din dersleri haftada 1-2 saat olarak okutulmaktadır. Dersleri kontrol etmek ve öğretmenleri tayin etmek Katolik Kilisesinin elindedir.[26] 1984 yılındaki yasal düzenlemeler sonucunda din dersleri isteğe bağlı duruma gelmiştir.[27] 1997 yılı itibariyle öğrencilerin yaklaşık % 90’ı din eğitiminden yararlanmaktadır.[28]

 

Yunanistan:

Yunanistan Hristiyan Ortodoks mezhebinin devlet üzerinde oldukça etkili olduğu bir ülkedir.

Ülkede, Ortodoks mezhebi ağırlıklı din eğitimi anaokullarından başlamaktadır. Okulöncesi eğitimin plânlamasını, Milli Eğitim, Din İşleri, Sağlık ve Sosyal Güvenlik ile Maliye Bakanlıkları ortaklaşa yapmaktadırlar.[29] Aynı şekilde meslekî teknik eğitiminin plânlaması Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı tarafından yapılmaktadır.[30] Din bilgisi dersleri, ilk ve orta dereceli okullarda zorunlu dersler arasındadır. İlkokul 1-2. sınıflarda haftada 1 saat ve lise sona kadar haftada 2 saat olan din dersleri Ortodoks mezhebi ağırlıklı olup mezhepler üstüdür.[31] Aynı şekilde Müslüman azınlık okullarında da İslâm din dersleri okutulmaktadır.

Ülkede, ortaokul ve lise seviyesinde, din eğitimi veren okullar bulunmaktadır. Ortaokul seviyesinde sadece erkek öğrencilerin devam ettikleri meslek okullarında rahiplik için gerekli davranış ve alışkanlıklarının kazandırılması için ders dışı etkinlikler düzenlenmektedir. Aynı şekilde, devlete bağlı ve özel dinî liselerde rahip yetiştirilir.[32]

 

 

 

Türkiye’de din öğretimi

 

Türkiye, yasalarında herhangi bir dini resmen tanımayan ancak halkın dinî ihtiyaçlarını karşılamak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran bir ülkedir. Diyanet İşleri Başkanlığı, yaygın din eğitimi çerçevesinde, camilerde ve Kur’an kurslarında din eğitimi vermektedir. Müftü , vaiz, imam-hatip, müezzin vb. din görevlilerinin maaşları devlet bütçesinden karşılanmakta hatta cami vb. ibadet yerlerinin masraflarına devlet katkıda bulunmaktadır.

Örgün eğitimde ilk ve orta dereceli okullarda, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri zorunlu dersler arasında yer almaktadır. Bu dersler, ilköğretimin 4. sınıflarından itibaren hafta 2 saat zorunlu olarak, ders geçmeye etki etmek üzere normal programlar içinde okutulmaktadır. Din derslerinin programları diğer tüm dersler gibi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Ders kitapları ise ya doğrudan Bakanlık tarafından üretilmekte ya da özel yayınevlerince üretilenler kontrol edilerek onaylanmaktadır.

İmam-Hatip Liseleri, imam-hatip, müezzin kayyım ve Kur’an kursu öğreticiliği gibi din görevlisi ihtiyacını karşılayacak elemanlar yetiştiren ve yüksek öğretime hazırlayan meslek liseleridir.

Anayasanın 24. maddesi şöyledir: “Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin denetim ve gözetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.”

Bu maddeye göre, ilk ve orta dereceli okullarda zorunlu dersler arasında yer alan Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi derslerinde din eğitimi değil din öğretimi yapılacaktır. Burada öğretimden; bilgilendirme, eğitimden; inanç ve tutum değişmesi anlaşıldığı söylenebilir. Zaten din dersinin adı da bilinçli olarak Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersi olarak belirlenmiştir. Yani bu ders İslâm din dersi değildir. O hâlde Türkiye’de ilk ve orta dereceli okullarda verilen din dersleri, mezhebe / dine dayalı bir din dersi değil mezhepler üstü bir din dersidir. Hatta, din görevlisi yetiştiren İmam-Hatip Liselerinde yapılan öğretimde bu çerçevede değerlendirilebilir.

Mevcut Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi ders programlarına baktığımızda, İslâm dini ağırlıkta olmak üzere tüm dinler ve ahlâkî konuların yer aldığını görüyoruz. Böyle olmasına rağmen söz konusu derslere, Hristiyan ve Musevi öğrenciler isterlerse katılmayabilirler.

 

 

 

Avrupa birliği ülkeleri ile Türkiye’deki din öğretiminin karşılaştırılması

 

Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde din dersi uygulamalarını karşılaştırmak istediğimizde karşımıza, bu ülkelerin genel eğitim sistemleri içinde din dersine verdikleri işlevin belirlenmesi konusu çıkar.

Din eğitimi uygulamaları açısından her ülkenin kendi tarihsel, siyasal ve toplumsal yapısına göre farklılıkları bulunmaktadır. Buna göre, ülkeler kendi yapılarına göre din dersine yer vermişlerdir. Avrupa Birliği yasalarında, din özgürlüğü dışında din eğitimi konusunda herhangi bir bağlayıcı hüküm bulunmamaktadır. Üye ülkeler kendi durumlarına uygun düzenlemeler yapabilmektedir.

Avrupa Birliği ülkelerindeki din eğitimi ile ilgili uygulamalardaki ortak noktaları şöyle özetleyebiliriz:

1.Tüm ülkelerde özel okul açma imkânı vardır ve bu özel okulların çoğunluğu dinî kuruluşlara yani Kiliselere bağlı okullardır.

2. Özel okul statüsünde olan Kilise okullarının hemen tam..... yakını devlet yardımı alır.

3. Kilise okullarında din dersi zorunlu olmasının yanında tüm öğretim dinî bir atmosfer içinde yapılır.

4. Devlet okullarında, din öğretimindeki yaklaşımlara göre Avrupa Birliği ülkelerinde şu üç model uygulanmaktadır.

a. Mezhebe/dine dayalı din öğretimi yaklaşımını uygulayan ülkeler: Almanya, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Hollanda, İrlanda, İspanya, İtalya, Lüksemburg, Norveç.

b. Mezhepler üstü din öğretimi yaklaşımını uygulayan ülkeler: Danimarka, İngiltere, İsveç, Yunanistan.

c. Devlet okullarında din dersine yer vermeyen tek ülke Fransa’dır. Ancak Fransa’nın Alsace-Moselle bölgesinde devlet okullarında din dersleri vardır.

4. Mezhebe dayalı din öğretimi uygulayan ülkelerde din derslerinin adı ilgili dinin adı ile anılmaktadır. Katolik din dersi, Protestan din dersi gibi.

5. Mezhebe dayalı din derslerinin programlarını belirlemede ve öğretmen atamalarında mutlaka ilgili dinin temsilcisi kurumdan onay alınır.

6. Mezhepler üstü din derslerinin programlarını devlet kendisi yapar.

7. Din derslerini okutan öğretmenlerin maaşlarını devlet öder.

8. Mezhepler üstü yaklaşımla din dersi verilen ülkelerde, din dersleri ülkenin ya da bölgenin özelliğine göre, çoğunluğun mensup olduğu din ya da mezhep ağırlıklı olarak okutulur.

9. Tüm ülkelerde, devlet okullarında verilen din eğitiminin dışında, yaygın eğitim çerçevesinde her seviyede dinî kurs, seminer vb. düzenleyerek veya okul açarak din eğitimi yapmak serbesttir. Bunların bir kısmına devlet yardımı da yapılır.

10. Kilise vb. dinî kurumlar, her türlü sosyal ve kültürel faaliyet düzenleyebilirler.

Türkiye’deki durum da özetle şöyledir: Türkiye’de devlet dini ve dinî kurumları kendi denetimi altında tutmak istemektedir. Bunun sonucu olarak da vatandaşların dinî ihtiyaçlarını kendi bütçesinden karşılamaktadır. Bu çerçevede, Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığı ile İslâm dinine mensup vatandaşların dinî ibadetlerini ve eğitimlerine yardımcı olmak üzere din görevlilerinin maaşlarını ödemekte ve cami vb. kurumların yapımına ve masraflarına katkıda bulunmaktadır.

Türkiye’de din dersleri ve İmam Hatip Liseleri, vatandaşların dinî ihtiyaçlarını devletin karşılaması çerçevesinde düzenlenmiştir. Buna göre, din görevlisi yetiştirmek üzere, İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakülteleri açılmıştır. Aynı şekilde İlk ve orta dereceli okullarda Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri zorunlu dersler arasındadır.

Din eğitiminin devlet okullarında yer alması tartışmaları iki yönden ele alınabilir. Din eğitimi, devlet tarafından vatandaşlara tanınan “dinî özgürlükler” içinde mi yoksa vatandaşın “dinî haklar”ı içinde mi yer alacaktır? Demokratik topluluklarda, “din eğitimi hakkı” tartışılamaz. Sorun, bu eğitimi kimin vereceğinde düğümlenmektedir. Avrupa Birliği üyesi ülkelerle Türkiye’deki din eğitimi konusundaki temel ayrılık, bu noktadadır. Genel olarak Avrupa Birliğine üye ülkelerinde din eğitimi alanı, “dinî özgürlükler” içinde algılanmaktadır. Bunun sonucu olarak, devlet vatandaşın dinine karışmayı özgürlüğüne müdahale olarak algıladığı için, din eğitimini özel kesime yani ilgili dinin temsilcisi cemaatlere ve kurumlara bırakmakta ancak masraflarını karşılamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti, din eğitimini bir “hak” olarak düzenlemek istemektedir. Anayasal tercih, din eğitiminin bir “özgürlükler” konusu değil, devlet tarafından yerine getirilmesi gereken bir “sosyal hak” olarak düzenlenmesi yönündedir. 1982 Anayasası, “Tevhid-i Tedrisat” yasası uyarınca, eğitimi bu arada din eğitimini de devlet tekeline almaktadır. Din eğitimini, bir “hak” olarak düzenleyen, tercihini bu yönde yapan bir düzende, devlet, halkın din eğitimi talebini ihtiyacını karşılaması gerekir. [33] İşte bu anlayışın sonucu olarak Diyanet İşleri Başkanlığı vardır ve devlet okullarında din öğretimi yapılmaktadır.

Anayasasının 24. maddesinde de belirtildiği gibi her türlü din eğitim ve öğretimi, devletin denetim ve gözetim altındadır. Bunun sonucu olarak da devlet, vatandaşların her türlü dinî ihtiyacını da kendi karşılamak durumundadır.

Türkiye’deki din eğitimi ile uygulamalar, sınırlı da olsa din eğitiminin devlet tarafından yapılması ve devlet içinde bir din kurumunun yer alması kendi tarihsel tecrübesine uygundur ancak Avrupa ülkelerindeki uygulamalara benzememektedir.

Türkiye din görevlilerine maaş vermesi ve cami vb. dinî kurumlara direk yardım yapması bakımından da Avrupa Birliği ülkelerine benzememektedir. Ancak devlet teşkilatı içinde Diyanet İşleri Başkanlığı olması bakımından kısmen Yunanistan’a benzemektedir. Yunanistan’da da Din İşleri Bakanlığı bulunmaktadır.

 

Prof. Dr. Mehmet Zeki AYDIN (Sivas C.Ü. İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi)

 

Benim daha da konuşmama gerek yok sanırım! Bu yazı herşeyi anlatıyor!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İNGİLİZ EĞİTİMİNDE DİNİN YÜKLEŞİ

 

Sanayi devriminin ve demokrasinin beşiği olan İngiltere'de bugünlerde ateistler, agnostikler, seküler toplum dernekleri, nihilistler ve kısaca toplum hayatında dinin rol oynamasına soğuk bakan bütün çevreler ayakta. Çünkü eğitimde kaliteyi artırmak için uzun süredir projeler hazırlayan Tony Blair hükümetinin bulduğu formüllerden biri, dini grupların elindeki okulların sayısını ve bu okullara verilen devlet desteğini artırmak.

 

.......

 

 

İngiliz Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre halen ülkedeki toplam 24 bin ilk ve orta okulun 7 bini, yani yaklaşık üçte biri dini cemaatler tarafından yönetiliyor. The Times gazetesinin yayınladığı 'En İyi 500' listesindeki okulların 380'i dini grupların idare ettiği okullardan oluşuyor. Eğitim Bakanlı ğı'nın 4/95 nolu istatistik bülteninde de, dini cemaatlerin elindeki okulların bütün sınavlarda ve bütün branşlarda diğer okullardan daha iyi bir performans gösterdikleri vurgulanıyor.

 

Eşi de bir Katolik eğitim kurumunda öğrenim gören Tony Blair'in çocukları için de Katolikler'in idaresindeki bir okulu tercih etmesi, bu okulların ortaya koymuş olduğu başarının hem bireyler, hem de hükümet düzeyinde kararları nasıl etkilediğinin açık bir göstergesi.

 

.......

 

 

Blair hükümetinin devreye soktuğu bu projeden de aldığı cesaretle Anglikan Kilisesi yakın zamanda 100 yeni ortaokul daha açmayı planlıyor. Halen bu kilisenin 198 ortaokulu olduğu düşünülürse, önümüzdeki dönemde Anglikanlar'ın ortaokul sayısı yüzde 5O artmış olacak.

 

Eğitim Bakanlığı'nın reform projesindeki şartları yerine getirmeleri durumunda, bütün dini gruplar okul açabilecek ve devletten projelerine destek alabilecekler.

 

Egitim tamamen kilisenin işiydi

 

Batı eğitim tarihine kısa bir göz atıldığında, bazı tepki dönemleri hariç aslında kilise ile devletin eğitim sahasında köprüleri hiçbir zaman atmadıkları, aksine kilisenin sürekli eğitim sisteminin önemli bir unsuru olarak roloynadığı görülüyor.

 

.......

 

 

Bu da üstteki yazımın eki olsun!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Umarım şimdi de konuyu, sadece din ve eğitime bağladığımı öne sürmezsiniz! Diğer yazılarımda çok şeyden bahsettim.

Uzun yazılarımsa; Türkiye'deki eğitimde din dersiyle ilgili fikirlerini yazan ve avrupada zorunlu olmadığını savunan arkadaşların yanlış olan düşünceleri içindi!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

angel cara

 

zahmete katlanmışsın o kadar kendini açıklamışsın söylediklerine de katılıyorum gözlerim biraz yorulsada:)

Teşekkür ederim, yazdıklarımın işe yaramasına sevindim, uzun yazmak zorunda kaldım çünkü başka türlü anlaşılamadım. Gözlerine sağlık :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

Bakın sayın la boheme; devlet cami de yaptırır, gerekirse yardım da, ne için halkı için! Çünkü halkın büyük kısmı müslüman, neden yararı dokunmasın ki halkına anlamıyorum. Şimdi diyeceksiniz ki 'aleviler halkı değil mi?' , bende derim ki tabiyki halkı, ve ben de aleviyim, ama alevilik bir mezheptir!, devlet hangi mezhebe para yardımı yapsın?! Mantık dışı bir düşünce! Avrupada yoksa her mezhebe yardım mı yapıyorlar (!). Laiklik yoksa her mezhebe yardım etmekle mi oluyor? (!).

 

Laiklik devletin toplum içindeki tüm dini inanışlara aynı mesafede olmak demek oluyor. Devletin hiçbir mezhebe diğerlerinden daha yakın olmaması demek oluyor bir yerde.

 

 

Peki bir de şöyle bakalım din dersleri demişsiniz, peki şuna ne demeli; avrupada pek çok din ağırlıklı eğitim veren okullar var! Kiliseden farksız! Sizin deyiminizle olmamalı! Çünkü devletin!

Bu arada yanlış anlaşılmayayım; bizde din bilimi var elbet, ve okulu da var; dinle ilgili bir iş yapmak isteyenler için! Ama bizde din ağırlıklı eğitim veren bi okul yok, varsa da tamamen özel ve devlet yardımından tamamen uzak!

 

Avrupa'da da din ağırlıklı eğitim veren okullar özel veya vakıf okulları. Klise okulları devlet eliyle açılan okullar değildirler. Avrupadaki bu okullarda, özel ve devlet yardımından tamamen uzak.

 

Fettullah Gülen gibi! Fatih kolejleri ve üniversiteleri gibi! Yalnız üstüne BASA BASA söylüyorum ÖZEL ve devlet yardımından uzaktan yakından ALAKASI YOK

 

Fettullah Gülen'İn adını saydığın okulları dini ağırlıklı eğitim veren okullar değildir.

 

Bak arkadaşım, bir ara ne oldu, hatırlatayım; 'aleviler için kimlik yapılsın. Din yazan yere alevi yazsınlar' Neden dendi bu? Türkiye'yi bölmeye çalıştıkları bir yol daha bulmuşlardı kendilerine, kimler tabi ki görünmeyen düşmanlarımız!!

 

Bunu talep edenler, Alevi cemaatleri ve dernekleriydi. Şimdi sana göre bu dernekler ülkemizi bölmek isteyen iç düşmanlarımızmı. Yada kimliğinde alevi yazması bir insanın seni neden rahatsız etsinki, şahsen bir şafi olarak beni rahatsız etmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne demek istediğimi anlatabilmek için, konuyu okuyan arkadaşlarıma gerçeklerin anlatıldığı güzel bir yazı aktarma gereği duydum, biraz uzun ama okursanız sevinirim, çünkü buna değecektir! EN AZINDAN ALTI ÇİZİLİ BAŞLIĞI OLAN BÖLÜMLERİ OKUYUN! ;

 

............

 

Benim daha da konuşmama gerek yok sanırım! Bu yazı herşeyi anlatıyor!

 

iyide arkadaşım şimdi ne anlatmak istediğini bu yazıyı copy- paste yaparak ben şahsen anlamadım. Bu yazdıyı okudum ve ortaya çıkan sonuç şu

 

Avrupada ülkelerinde din dersleri zorunlu değil.

 

şimdi senin anlatmak istediğin ne? "Avrupad din dersleri zorunlu değil, bizdede olmamalı mı?" ki ben diğer yazdıklarından bunu savunmadığın gibi bir sonuç çıkarmıştım.

 

Umarım şimdi de konuyu, sadece din ve eğitime bağladığımı öne sürmezsiniz! Diğer yazılarımda çok şeyden bahsettim.

Uzun yazılarımsa; Türkiye'deki eğitimde din dersiyle ilgili fikirlerini yazan ve avrupada zorunlu olmadığını savunan arkadaşların yanlış olan düşünceleri içindi!

 

 

Ama alıntı yaptığın yazı başka bir şey söylüyor yani tam tersini. o alıntı yaptığın uzun yazıda Avrupada din eğitiminin zorunlu olmadığından bahsediyor ülkelerin eğitim sistemini göstererek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tek kelimeyle süpersin angel cara :D helal olsun sana kardeşim benim :hug:

o kendilerine güvenen kendini bişi sanan bazılarının susup kalmasına şaşmamalı!!!!!!!!!

 

kanımca bir tartışma platformunda olduğunu hatırlayıp uslubunu gözden geçirsen iyi olur.

 

Ayrıca sende, birilerini alkışlayıp birilerine saldırmak yerine, konu hakkındaki fikrilerini yazarsan tartışmanın bir parçası olursun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Avrupa değil mi?! Laikliği bizden öğrenmediler mi? Mesela Osmanlı dönemlerinde tabiki laik değildik -sanki avrupa o dönemler laik miydi? tabiki hayır. laiklik kavramı o zaman yoktu zaten- ve Atatürk geldi herşey düzeldi, laiklik kavramını O oluşturdu, ve Osmanlıdan eser kalmadı, şimdi avrupa kalkmış bizi eleştiriyor, laikliği bizden öğrenmediler mi???

 

bak arkadaşım bunu e seni küçük düşürmek için kesinlikle yazmıyorum ama. yazdıklarınca çok ciddi bilgi eksikleri olduğunu söylemek zorundayım.

 

Laiklik kavramını Atatürk'ün oluşturduğunu nereden çıkardın sen?

 

Laiklik latincedeki "Laicus" tan gelir.

 

Laiklik 16. yydaki reform ve daha sonra gelen ronesans hareketleriyle avrupada doğmuştur..

 

Laiklik 16, yy da avrupada sanat ve bilim üzerinde klisenin hakimiyetini kaldırmış.

 

Fransız ihtilaliyle birliktede devlete hakim olan bir ideolojiye dönüşmüştür. . Fransız ihtilaliyle beraber, ihtilalciler klisenin devlet üstündeki gücünü yoketmişlerdir.

 

Elbette Laikliği bizden öğrenmediler :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Laiklik devletin toplum içindeki tüm dini inanışlara aynı mesafede olmak demek oluyor. Devletin hiçbir mezhebe diğerlerinden daha yakın olmaması demek oluyor bir yerde.

Avrupa'da da din ağırlıklı eğitim veren okullar özel veya vakıf okulları. Klise okulları devlet eliyle açılan okullar değildirler. Avrupadaki bu okullarda, özel ve devlet yardımından tamamen uzak.

Fettullah Gülen'İn adını saydığın okulları dini ağırlıklı eğitim veren okullar değildir.

Bunu talep edenler, Alevi cemaatleri ve dernekleriydi. Şimdi sana göre bu dernekler ülkemizi bölmek isteyen iç düşmanlarımızmı. Yada kimliğinde alevi yazması bir insanın seni neden rahatsız etsinki, şahsen bir şafi olarak beni rahatsız etmez.

Ne mezhebi yaa, madem öyle Türkiye bi mezheple mi yönetiliyor? Ya lütfen kendimizi eleştirmeyelim. Ben bundan nefret ediyorum, gereksiz yere kendimizi topa tutuyoruz. Demişsin ki Avrupadaki din ağırlıklı eğitim verenler özel, gerçekten öyle mi? Tamam o kadar yazıyı boşuna alıntı yapmışım. Ben oraya bi profösörün yazısını koydum ki bana inanmıyorsanız kanıtlara inanın ama nafile........... Ayrıca din derslerinin zorunlu olduğu okullardan da bahsediyor o yazı!!! Benim yazımın sadece bi kısmını okumuşsun.

Neyse ben diyorum ki kendimizi onlardan çok biz bölmeye başladık, şimdi bundan da bir şeyler çıkartırsın da yazarsın. Alevi yazması beni rahatsız eder çünkü ben müslümanım niye mezhep yazılsın boşu boşuna, ne gereği var toplumu bölmeye böyle bir konuyla???

 

 

 

iyide arkadaşım şimdi ne anlatmak istediğini bu yazıyı copy- paste yaparak ben şahsen anlamadım. Bu yazdıyı okudum ve ortaya çıkan sonuç şu

 

Avrupada ülkelerinde din dersleri zorunlu değil.

 

şimdi senin anlatmak istediğin ne? "Avrupad din dersleri zorunlu değil, bizdede olmamalı mı?" ki ben diğer yazdıklarından bunu savunmadığın gibi bir sonuç çıkarmıştım.

Ama alıntı yaptığın yazı başka bir şey söylüyor yani tam tersini. o alıntı yaptığın uzun yazıda Avrupada din eğitiminin zorunlu olmadığından bahsediyor ülkelerin eğitim sistemini göstererek.

Din derslerinin zorunlu olduğu okullardan da bahsediyor o yazı!!! Benim yazımın sadece bi kısmını okumuşsun.

 

 

bak arkadaşım bunu e seni küçük düşürmek için kesinlikle yazmıyorum ama. yazdıklarınca çok ciddi bilgi eksikleri olduğunu söylemek zorundayım.

 

Laiklik kavramını Atatürk'ün oluşturduğunu nereden çıkardın sen?

 

Laiklik latincedeki "Laicus" tan gelir.

 

Laiklik 16. yydaki reform ve daha sonra gelen ronesans hareketleriyle avrupada doğmuştur..

 

Laiklik 16, yy da avrupada sanat ve bilim üzerinde klisenin hakimiyetini kaldırmış.

 

Fransız ihtilaliyle birliktede devlete hakim olan bir ideolojiye dönüşmüştür. . Fransız ihtilaliyle beraber, ihtilalciler klisenin devlet üstündeki gücünü yoketmişlerdir.

 

Elbette Laikliği bizden öğrenmediler :)

Ne Avrupası, onların halkı özgürlük diye çırpınırken, Osamanlı çok daha medeniydi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne mezhebi yaa, madem öyle Türkiye bi mezheple mi yönetiliyor? Ya lütfen kendimizi eleştirmeyelim. Ben bundan nefret ediyorum, gereksiz yere kendimizi topa tutuyoruz. Demişsin ki Avrupadaki din ağırlıklı eğitim verenler özel, gerçekten öyle mi? Tamam o kadar yazıyı boşuna alıntı yapmışım. Ben oraya bi profösörün yazısını koydum ki bana inanmıyorsanız kanıtlara inanın ama nafile........... Ayrıca din derslerinin zorunlu olduğu okullardan da bahsediyor o yazı!!! Benim yazımın sadece bi kısmını okumuşsun.

Neyse ben diyorum ki kendimizi onlardan çok biz bölmeye başladık, şimdi bundan da bir şeyler çıkartırsın da yazarsın. Alevi yazması beni rahatsız eder çünkü ben müslümanım niye mezhep yazılsın boşu boşuna, ne gereği var toplumu bölmeye böyle bir konuyla???

 

Öncelikle "Demişsin ki Avrupadaki din ağırlıklı eğitim verenler özel, gerçekten öyle mi? " diye sormuşsun cevap vereyim evet. Klise okulları devlet okulu değildir. Vakıf okullarıdır yani özel okuldur. Bütün özel okullar vakıf okullarıdır, türkiyedede öyle.

 

Bence alıntı yaptığın yazıyı bir kez oku, zira senin alıntı yaptığın yazıda yazıyor söylediklerim. Avrupa ülkelerinde din eğitiminin zorunlu olmadığı ve seçmeli ders olduğu. Bu yazıyı alıntı yapan sensin.

 

Kimlik konusuna gelince, Arkadaşım orada bahsedilen insanların istediği zaman nufus cüzdanında yazan din hanesini değiştirebilmeleri. Sen rahatsız olursan ve islam yazmasını istiyorsan zaten öyle yazar. Ama başkası başka bir şey yazdırmak istiyorsa buda onun bileceği iş olmalı. Yani devletin birisine zorla yok kardeşim senin din hanende şu yazıcak demesi mantıklı mı ve laiklikle bağdaşır mı ?

 

Din derslerinin zorunlu olduğu okullardan da bahsediyor o yazı!!! Benim yazımın sadece bi kısmını okumuşsun.

 

yazının hepsini okudum. Din derslerinin zorunlu olduğu okullardan bahsetmiyor. Var diyorsa alıntı yapıp gösterebilirsin.

 

Ne Avrupası, onların halkı özgürlük diye çırpınırken, Osamanlı çok daha medeniydi.

 

Belki 1500 lü yıllarda öyleydi. Ancak avrupa ronesans ve reformlarla ciddi adımlar attı. Özellikle din ve sanat üstünde klisenin gerici etkisini kırdılar. Yani artık bilim adamları cadı diye yakılamıyordu.

 

1800 lere gelindiğinde ise, Avrupa sanayi devrimiyle, ve fransız ihtilaliyle çok ileri gitti. Yani avrupada artık bütün fabrikalar makine üretimine geçmişken. Osmanlı hala Matbaanın haram olup olmadığını tartışıyordu.

 

Laiklik, cumhuriyet, devletçilik gibi kavramlar ve ideolojiler batıda doğup sonra bizim topraklarımıza gelen ideolojilerdir.

 

Batının sömürgeciliği, bağnazlığı, dünya tarihinde yarattıkları vahşet başka bir şeydir. Bilimde, sanatta, düşünsel alanda, 19. ve 20. yy ın öncü kuvveteri olmaları başka bir şeydir.

 

Bence bu konularda kati fikir sahibi olmadan önce biraz bu konuları okusan senin için daha yararlı olur. Yani kusura bakma ama, Laikliğin Atatürk tarafından icat edilen bir kavram olduğunu ve batının Laikliği bizden aldığını sanan bir kişi. bu tür konularda katı fikirlere sahip olursa kendi adına hata yapar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence alıntı yaptığın yazıyı bir kez oku, zira senin alıntı yaptığın yazıda yazıyor söylediklerim. Avrupa ülkelerinde din eğitiminin zorunlu olmadığı ve seçmeli ders olduğu. Bu yazıyı alıntı yapan sensin.

yazının hepsini okudum. Din derslerinin zorunlu olduğu okullardan bahsetmiyor. Var diyorsa alıntı yapıp gösterebilirsin.

 

Almanya:

Uygulamaların ayrıntıları eyaletlere göre farklılıklar gösterebilmektedir.

Bremen eyaletinde ise bir nevi İncil tarihi bağlamında genel bir Hristiyanlık din dersi verilmektedir.[6] Anayasaâya göre, din dersi, kamu okullarında okutulan düzenli derslerden bir derstir ve sınıf geçmeye etkisi vardır. Devlet ilgili personel vb. giderleri karşılamak durumundadır. Öğrenci velileri ve öğrenciler din dersine katılıp katılmama konusunda serbesttir. Hiçbir öğretmen, kendi isteği dışında din dersi vermeye zorlanamaz.

Devletin denetim hakkı çiğnenmeksizin din dersi, cemaatlerin ilkeleriyle uyum içinde verilir. İşin püf noktası bu hükümdedir. Cemaatler, devlet ile uyum içinde bu dersin hedefleri ve içerikleri hakkında karar verirler. Devletin yetkisi ve cemaatlerin ortak sorumluluğunun birleşiminden çıkan sonuca göre, din dersi verecek öğretmenler devletin belirlediği öğretmenlik formasyonunu almalarının yanında, ilgili Kilisenin de onayını almak zorundadır. Bunun anlamı, din dersi öğretmenin dersi verirken ilgili cemaat ile uyum içinde olması gereğidir.[8] Son yıllara kadar din dersi deyince Katolik ve Protestan din dersleri anlaşılıyordu. Son yıllarda ise bu din veya mezheplerin yanında İslâm din dersinin okullarda nasıl yer alacağı tartışmaları başlamıştır. (ki biz din dersinde başka dinleri de görüyoruz) Din dersleri mezhebe dayalı olarak yapılmaktadır. (ki bizde mezhep üstü) Din dersine katılmayan öğrenciler için eyaletlerin çoğunda başka bir ders konulmuştur. Bu dersin adı konusunda bir birlik yoktur. Bir çok eyaletlerde bu dersin adı âAhlâk / Etik dersiâ olarak geçmektedir. Bazı eyaletlerde ise bu derse, âDeğerler ve Normlarâ, âFelsefeâ, âAhlâk-Din Bilgisiâ adı verilmektedir. Eyaletlerin çoğuna göre ahlâk dersi, din dersini seçmeyen öğrencilerin okuması zorunlu dersler arasında yer alırken bazılarında tüm öğrenciler için zorunlu bir derstir.[9] Almanyaâda ana okullarının büyük bir bölümü Kiliselere aittir. Devlete bağlı ana okullarında da dinî motifler sürekli kullanılmaktadır.

 

Avusturya:

İlk ve orta dereceli okullarda öğrenci, din dersi ya da ahlâk derslerinden birisini okumak zorundadır. Haftada iki saat olarak uygulanan ve dinî cemaatlerin tayin ettiği görevlilerce verilen din derslerinin ücretlerini devlet öder. (zorunluymuş bak).Dinî cemaatler din derslerinin haftalık ders sayısını artırabilirler. Ancak bu durumda, devlet ek ders ücreti ödemez.

Okullardaki din dersleri ile ilgili işleri, dinî cemaatler düzenlerler. (dini cemaatler düzenliyormuş hem de) Anayasaya göre tanınmış dinî cemaatler şunlardır: Katolik, Protestan, Eski Katolik, Ermeni Apostel, Yunan-Ortodoks, Suriye-Ortodoks, Metodistler, Mormonlar, Yeni Apostel Kiliseleri; Müslümanlar; İsrail Din Camiası; Budist Din Camiası.

 

Belçika:

Özellikle eğitim kurumlarının yarısından fazlasını elinde bulunduran Katolik Kilisesi kendi okullarında daima dinî havayı yaşatmaya çalışmaktadır. Dinî hava sadece Kiliseye bağlı okullarda değil hayatın her alanında etkisini göstermektedir. Bir krallık olan Belçikaâda âmillî bayramâ vb. bazı devlet törenleri Katolik anlayışına uygun olarak kutlanmaktadır.

Resmî güçler tarafından düzenlenen okullar, zorunlu öğretimin sonuna kadar, tanımış dinlerden birisine ait din ya da dinî olmayan ahlâk öğretimi arasında seçme imkanını sunmak zorundadır.â

Resmî okullarda, ilk ve orta öğretim boyunca öğrenci haftada en az 2 saat olmak üzere Din ya da Ahlâk (Moral) derslerinden birisini seçerek okumak zorundadır. Seçmeli din dersleri, Katolik, Protestan, Ortodoks, Yahudi, İslâm dersleridir. Din derslerin programlarını ilgili dinin temsilcileri (Katolik Kilisesi vb.), ahlâk dersinin programını ise Eğitim Bakanlığı yapar. Ahlâk dersinin ana felsefesi, âlaiklik, demokrasi, insancılık (hümanizm), çoğulculuk ve varoluşçululukâ üzerine kurulmuştur.(Bizim din dersimizden farkı yok ve mezhepler üstüdür)

Ana okulu, ilk ve ortaöğretimde ayrıca âAnimasyonâ dersleri vardır.

Ülkedeki yükseköğretim sistemi de, ilk ve orta dereceli okullara benzer şekilde teşkilatlanmıştır. Yükseköğretim kurumlarının yaklaşık yarısı özel Katolik Kilisesine bağlıdır. Katolik yüksekokul ve üniversitelerinde, seçmeli Katolik din dersleri vardır. (bizden bi farkı yokmuş)

 

Danimarka:

1953 tarihli Danimarka Anayasaâsına göre, Evangelik Lüteryen dini, resmî din olup, devlet tarafından desteklenmektedir.(Türkiye Cumhuriyetinin resmi dini şudur diye bizim anayasamızda böyle bir şey yazmaz!, şimdi söyle bana bu ülke laik midir?)[13]

Ülkede, din dersi ilköğretim okullarının 1-9. sınıflarında âHristiyanlıkâ, 10 sınıfta ve liselerde âDin Bilgisiâ adı altında okutulmaktadır.[14] Din dersleri, mezhepler üstü olarak verilir.

 

Fransa:

Fransa, resmen laik bir ülke olduğunu söyleyen bir ülkedir ve halkının çoğunluğu Katoliklerden oluşmaktadır. Laiklik ülkede ilk defa eğitimde uygulanmıştır. Bunun sonucu, J. Ferry kanunlarıyla 1881 yılında 6-14 yaş arası ilköğretim zorunlu hâle gelmiş ve ilköğretimde din dersleri okul programlarından çıkarılmış, yerine âAhlâk ve Yurttaşlık Bilgisiâ dersi konulmuştur.[16] Ancak ülkede, din eğitim ve öğretimini yasaklayan bir hüküm olmadığı gibi, 1886âda özel okul açma izni verilmiştir.[17] Kilise okulları devlet yardımı almaktadırlar.

 

Hollanda:

Hollandaâdaki dinî durum Almanyaâda olduğu gibi, Katoliklik ve Protestanlığın ağırlıklı olduğu bir ülkedir. Din devlet ilişkileri açısından Kilise ile devlet ayrılmış olsalar bile devlet, din hizmetlerine yardım etmektedir. Bu çerçevede (dernekler, yardım kuruluşları, dergi, gazete, radyo ve televizyon vb. yayın kuruluşları, okullar vb.) dinî kuruluşlar devlet yardımı aldıkları gibi devlet, kilise yapımlarında % 20 civarında katkıda bulunmaktadır. (Bizden farkları yok)

 

İngiltere:

İngiltereâde Anglikan Kilisesi resmî bir özelliğe sahiptir. Bir çok devlet töreni dinî törenle yapılmaktadır. Devlet başkanı yani Kral aynı zamanda Anglikan Kilisesinin başkanı olup, Başbakanın teklifi ile din görevlilerini atarlar.[23]

Din dersleri devlet ilk ve orta dereceli okullarda düzenli dersler arasında yer alır.

 

İtalya:

İtalya, din devlet ilişkileri açısından Katolikliğin tarihî ve sosyolojik olarak etkin olduğu bir ülkedir. Anayasanın 7. maddesine göre, âDevlet ve Katolik Kilisesiânin her biri kendi alanında bağımsız ve egemen olduğu için Katolik Kilisesi âmillî bir nitelik kazanmıştır. (Çünkü yasalarında yer alıyor, bizdeyse hiç ama hiç yer almıyor ki bu anayasamızın laiklik ilkesinden gelir)

 

Yunanistan:

Yunanistan Hristiyan Ortodoks mezhebinin devlet üzerinde oldukça etkili olduğu bir ülkedir. Ülkede, Ortodoks mezhebi ağırlıklı din eğitimi anaokullarından başlamaktadır.

Okulöncesi eğitimin plânlamasını, Milli Eğitim, Din İşleri, Sağlık ve Sosyal Güvenlik ile Maliye Bakanlıkları ortaklaşa yapmaktadırlar.[29] Aynı şekilde meslekî teknik eğitiminin plânlaması Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı tarafından yapılmaktadır.[30] Din bilgisi dersleri, ilk ve orta dereceli okullarda zorunlu dersler arasındadır. İlkokul 1-2. sınıflarda haftada 1 saat ve lise sona kadar haftada 2 saat olan din dersleri Ortodoks mezhebi ağırlıklı olup mezhepler üstüdür. (zorunluymuş yani)

Ortaokul seviyesinde sadece erkek öğrencilerin devam ettikleri meslek okullarında rahiplik için gerekli davranış ve alışkanlıklarının kazandırılması için ders dışı etkinlikler düzenlenmektedir. Aynı şekilde, devlete bağlı ve özel dinî liselerde rahip yetiştirilir.

 

Türkiyeâde din öğretimi

Türkiye, yasalarında herhangi bir dini resmen tanımayan ancak halkın dinî ihtiyaçlarını karşılamak üzere Diyanet İşleri Başkanlığıânı kuran bir ülkedir. Diyanet İşleri Başkanlığı, yaygın din eğitimi çerçevesinde, camilerde ve Kurâan kurslarında din eğitimi vermektedir. Müftü , vaiz, imam-hatip, müezzin vb. din görevlilerinin maaşları devlet bütçesinden karşılanmakta hatta cami vb. ibadet yerlerinin masraflarına devlet katkıda bulunmaktadır.

Örgün eğitimde ilk ve orta dereceli okullarda, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri zorunlu dersler arasında yer almaktadır. Bu dersler, ilköğretimin 4. sınıflarından itibaren hafta 2 saat zorunlu olarak, ders geçmeye etki etmek üzere normal programlar içinde okutulmaktadır. Din derslerinin programları diğer tüm dersler gibi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Ders kitapları ise ya doğrudan Bakanlık tarafından üretilmekte ya da özel yayınevlerince üretilenler kontrol edilerek onaylanmaktadır. (Yani kiliseler gibi camiler dersleri belirlemiyor)

Anayasanın 24. maddesi şöyledir: âDin ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin denetim ve gözetimi altında yapılır. (yani bazı avrupa ülkeleri gibi kilisenin kontrolünde değil) Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.â (yani, ana okulundan başlamıyor)

Bu maddeye göre, ilk ve orta dereceli okullarda zorunlu dersler arasında yer alan Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi derslerinde din eğitimi değil din öğretimi yapılacaktır.

Burada öğretimden; bilgilendirme, eğitimden; inanç ve tutum değişmesi anlaşıldığı söylenebilir. Zaten din dersinin adı da bilinçli olarak Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersi olarak belirlenmiştir. Yani bu ders İslâm din dersi değildir. O hâlde Türkiyeâde ilk ve orta dereceli okullarda verilen din dersleri, mezhebe / dine dayalı bir din dersi değil mezhepler üstü bir din dersidir.Hatta, din görevlisi yetiştiren İmam-Hatip Liselerinde yapılan öğretimde bu çerçevede değerlendirilebilir. (yani hepsi mezhepler üstü)

 

Mevcut Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi ders programlarına baktığımızda, İslâm dini ağırlıkta olmak üzere tüm dinler ve ahlâkî konuların yer aldığını görüyoruz. Böyle olmasına rağmen söz konusu derslere, Hristiyan ve Musevi öğrenciler isterlerse katılmayabilirler.

 

 

Ayrıca

Şunu söylemeliyim ki, Söz konusu ülkem olunca çok hassasımdır!!! Hassas olmalıyım da çünkü bakıyorum ki ülkemi ezmeye çalışan yeterince insan var bir de ben haksızlık etmeyeyim.

Avrupa'nın laikliği... Bu papa olduktan sonra çok zor, hala insanları etkileyen ve hatta devlet adamlarını dahi etkileyen bir ruhani lider var, daha ne olsun, bizde böyle bir şey olsa ne derlerdi acaba, bir düşünün derim.

Daha fazla yorum yapmak istemiyorum, her şey net ve açık, yazıları okurken bile Avrupa'yı gözünde büyüterek okumuşsun, halbuki bizden farkları yok, hatta biz de bile din dersi ağırlıklı eğitim veren bu kadar çok okul yok. Avrupa'yı bir şey sanmayasak iyi olur!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

okulda öğretilen din dersleri sadece diğer dinlerin kısaca tanıtımı ve islami öğretilerin kaba hali anlatılır.. her sene görülen dersin kitabı 50 sayfayı geçmez..burda konuşulanları görende okullarda hatim indiriliyor sanacak.. alevilerinde kendilerine elhamdülillah müslümanız dediklerini bilmeyenler burda alevilerin hakkını aramaya çalışmış.. yok yani hiç hazzedilmez dersten hocadan izin alırsın olmadı okul yönetimine anlatırsın en makul şekilde.. 16 yaşında bir çocuğun ne diyceğide ayrı bir merakım ama neyse...

 

ne yaparsak yapalım bu ülkenin resmi dini islamdır.. biz unutsak yunus emre nin dizeleri bize kim olduğumuzu haıtrlatacaktır.. kendi kendimizi asimile etmeyi becersekde hala bizler osmanlının çocuklarıyız.. ben demiyorum bunları Onlara sorun..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...
okulda öğretilen din dersleri sadece diğer dinlerin kısaca tanıtımı ve islami öğretilerin kaba hali anlatılır.. her sene görülen dersin kitabı 50 sayfayı geçmez..burda konuşulanları görende okullarda hatim indiriliyor sanacak.. alevilerinde kendilerine elhamdülillah müslümanız dediklerini bilmeyenler burda alevilerin hakkını aramaya çalışmış.. yok yani hiç hazzedilmez dersten hocadan izin alırsın olmadı okul yönetimine anlatırsın en makul şekilde.. 16 yaşında bir çocuğun ne diyceğide ayrı bir merakım ama neyse...

 

ne yaparsak yapalım bu ülkenin resmi dini islamdır..biz unutsak yunus emre nin dizeleri bize kim olduğumuzu haıtrlatacaktır.. kendi kendimizi asimile etmeyi becersekde hala bizler osmanlının çocuklarıyız.. ben demiyorum bunları Onlara sorun..

Arkadasim yazini begendim ama kesinlikle su kismi haric... Sebebine gelince haklisin turkiyedeki insanlarin cogunlugu musluman. Yani turkiye muslumanlarin cogunlukta yasadigi bir ulke, ancak bu demek degildir ki turkiyenin resmi dini islamdir. Bu bizim anayasamiza KESINLIKLE AYKIRIDIR. Eger boyle dersen bizi seriatla yonetilen bir ulke konumuna sokmus olursun. Ama turkiye seriatla yonetilmemektedir ve bizim yonetim seklimize gore ''insanlarin dini olur, DEVLETLERIN DINI OLMAZ!!!!''

Sayilarimla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.