Φ diloş Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 “Bir gidişi yaz” dediler, “yazarım” dedim… gitmeleri öğrenmiştim. Susardı, susardım, susardık, suskularca….. Bilinir bilinmez bir şarkının içinde kaybolurduk. Biz en çok susmayı sevdik, sevmeyi sevemediğimiz kadar. Koptuk ve dağıldık her şeye. Giderken durduramadık birbirimizi. Durdurmaya elin, elim, ellerimiz yetmedi. Eğitemedim çocuk kalmış korkularını, yanılgılarını törpüleyemedim. Sana gerçekleri gösteremediğim gibi. Giderken durdurmalıydın beni, yapmalıydın, yapamadın. Durdurmaya gücün, gücüm, gücümüz yetmedi. Belki de yoktu, biz var sandık. İnsan isterse yolları aşıyor, sen kapının eşiğini aşıp gelemedin. Geldiğim gibi gidemedim, gittiğim gibi dönemedim yüzüne. Sen, bildiğim sen değilsin artık. Ben, bildiğin ben, değişemem. Değişmelere suskun dudaklarım. Şimdi acı, yolunu şaşırmış bir deniz kaplumbağası gibidir yüreğimde. Şaşkın ama inatçı. Şimdi sen, adı geçmişte saklı ince bir sızı. Şimdi biz, bir şarkıdan çalınmış iki nota gibiyiz. Eksiğiz ve yokuz. Dilsiz ama mutluyuz. Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Beni dışarıya göndermeyecektin, içerde tutacaktın, arkamdan gidişimi seyretmeyecektin, yollara yürümeyecektim, sesimi gidişlerde yitirmeyecektim. Sesimi geceye vermeyecektin. Şimdi, kaldır gözlerini ve geceye bak. Sesimi gör yukarıda, ortada bırakılmış tellerimi. Densiz ama dengeli satırlarımın anlamını kavra. Geceye bak, sesimi kaydırma. Kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim, ayrılırken ama sen herkesin öğrettiğini yineledin.Şimdi aşk, inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda.. Biz ki geceleri paylaştık, yastığı, şarkıları. Biz ki sözleri paylaştık, kelimeleri. Biz ki yüreği paylaşamadık, paylaşamadım galiba. Nedendir bilmem, eksik kaldık korkulara. Nutku tutulan gecelerin isimsiz sabahlarında, yanlış ve yangın kaldık. Geride kalan kırık ezgiler ve yorgun ruhların dansı. Sokağımın serseri gülüşü, gençliğimin asi sevgisi, isyanımın suskun gezgini. Gitmeye meyilli değildim, olduğum gibiydim, dinletemedim, dinletemedin, dinletemedik belki de. Şimdi sen, aksak bir hüzün, nerede coşacağını bilmeyen. Şimdi ben, değişemeyen bir şehir, nasıl sevileceğini bilen. Şimdi biz, olmayan bir şeyiz. Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Konuşmak anlamsız, susmak kalabalık, ayrılık bulaşıcı. Sevda, kör topal yürüyen bir dilenci gibidir artık. Seni sevdim ama gönderdin. Gönderilince dönemiyorum. Ben bir çiçeğim asi yanım, solunca aynı elde açamıyorum. Susuyorum, susuyorsun, susuyorlar, suskularca…. Bir gidişi yaz, dediler, yazarım dedim. Gitmeyi öğrenmiştim, kalmayı öğretemediğim kadar. Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim. Gitmeyi giyinmiştim, yakıştırılmıştım veda sözlerine, merhabalara alıştırılamadığım kadar. Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim. Çok gitmiştim, söz gitmiştim, uzun gitmiştim, sesimi duyuramayacak kadar. Bir gidişi yaz, dediler, yazmaya giderken kendimden geçmişim. Arkama dönüp baktım, sende beni gördüm, el salladım. Artık çok geç, sendeki ben için çoktan bitmişim !…. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 “Bir gidişi yaz” dediler, “yazarım” dedim… gitmeleri öğrenmiştim. Susardı, susardım, susardık, suskularca….. . . . Bir gidişi yaz, dediler, yazmaya giderken kendimden geçmişim. Arkama dönüp baktım, sende beni gördüm, el salladım. Artık çok geç, sendeki ben için çoktan bitmişim !…. Gidis..bitis..boyle mi hep?Herkeste,heryerde ayni.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir olivia Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 “Bir gidişi yaz” dediler, “yazarım” dedim… gitmeleri öğrenmiştim. Susardı, susardım, susardık, suskularca….. . . . Bir gidişi yaz, dediler, yazmaya giderken kendimden geçmişim. Arkama dönüp baktım, sende beni gördüm, el salladım. Artık çok geç, sendeki ben için çoktan bitmişim !…. Çok güzeldi.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ karbeyaz Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2007 beni bir gidiş bitirmedi,çünkü ben kaybetmedim.gerçi savaşta değiliz ama işte gidene dur diyemiyoruz.yazı muhteşemdi,anlatım çok güzel teşekkürler arkadaşım Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sedelina Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2007 “Bir gidişi yaz” dediler, “yazarım” dedim… gitmeleri öğrenmiştim. Susardı, susardım, susardık, suskularca….. Bilinir bilinmez bir şarkının içinde kaybolurduk. Biz en çok susmayı sevdik, sevmeyi sevemediğimiz kadar. Koptuk ve dağıldık her şeye. Giderken durduramadık birbirimizi. Durdurmaya elin, elim, ellerimiz yetmedi. Eğitemedim çocuk kalmış korkularını, yanılgılarını törpüleyemedim. Sana gerçekleri gösteremediğim gibi. Giderken durdurmalıydın beni, yapmalıydın, yapamadın. Durdurmaya gücün, gücüm, gücümüz yetmedi. Belki de yoktu, biz var sandık. İnsan isterse yolları aşıyor, sen kapının eşiğini aşıp gelemedin. Geldiğim gibi gidemedim, gittiğim gibi dönemedim yüzüne. Sen, bildiğim sen değilsin artık. Ben, bildiğin ben, değişemem. Değişmelere suskun dudaklarım. Şimdi acı, yolunu şaşırmış bir deniz kaplumbağası gibidir yüreğimde. Şaşkın ama inatçı. Şimdi sen, adı geçmişte saklı ince bir sızı. Şimdi biz, bir şarkıdan çalınmış iki nota gibiyiz. Eksiğiz ve yokuz. Dilsiz ama mutluyuz. Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Beni dışarıya göndermeyecektin, içerde tutacaktın, arkamdan gidişimi seyretmeyecektin, yollara yürümeyecektim, sesimi gidişlerde yitirmeyecektim. Sesimi geceye vermeyecektin. Şimdi, kaldır gözlerini ve geceye bak. Sesimi gör yukarıda, ortada bırakılmış tellerimi. Densiz ama dengeli satırlarımın anlamını kavra. Geceye bak, sesimi kaydırma. Kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim, ayrılırken ama sen herkesin öğrettiğini yineledin.Şimdi aşk, inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda.. Biz ki geceleri paylaştık, yastığı, şarkıları. Biz ki sözleri paylaştık, kelimeleri. Biz ki yüreği paylaşamadık, paylaşamadım galiba. Nedendir bilmem, eksik kaldık korkulara. Nutku tutulan gecelerin isimsiz sabahlarında, yanlış ve yangın kaldık. Geride kalan kırık ezgiler ve yorgun ruhların dansı. Sokağımın serseri gülüşü, gençliğimin asi sevgisi, isyanımın suskun gezgini. Gitmeye meyilli değildim, olduğum gibiydim, dinletemedim, dinletemedin, dinletemedik belki de. Şimdi sen, aksak bir hüzün, nerede coşacağını bilmeyen. Şimdi ben, değişemeyen bir şehir, nasıl sevileceğini bilen. Şimdi biz, olmayan bir şeyiz. Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Konuşmak anlamsız, susmak kalabalık, ayrılık bulaşıcı. Sevda, kör topal yürüyen bir dilenci gibidir artık. Seni sevdim ama gönderdin. Gönderilince dönemiyorum. Ben bir çiçeğim asi yanım, solunca aynı elde açamıyorum. Susuyorum, susuyorsun, susuyorlar, suskularca…. Bir gidişi yaz, dediler, yazarım dedim. Gitmeyi öğrenmiştim, kalmayı öğretemediğim kadar. Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim. Gitmeyi giyinmiştim, yakıştırılmıştım veda sözlerine, merhabalara alıştırılamadığım kadar. Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim. Çok gitmiştim, söz gitmiştim, uzun gitmiştim, sesimi duyuramayacak kadar. Bir gidişi yaz, dediler, yazmaya giderken kendimden geçmişim. Arkama dönüp baktım, sende beni gördüm, el salladım. Artık çok geç, sendeki ben için çoktan bitmişim !…. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ zazagrin Gönderi tarihi: 11 Mart , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Mart , 2007 “Bir gidişi yaz” dediler, “yazarım” dedim… gitmeleri öğrenmiştim. Susardı, susardım, susardık, suskularca….. Kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim, ayrılırken ama sen herkesin öğrettiğini yineledin.Şimdi aşk, inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda.. Sokağımın serseri gülüşü, gençliğimin asi sevgisi, isyanımın suskun gezgini. Gitmeye meyilli değildim, olduğum gibiydim, dinletemedim, dinletemedin, dinletemedik belki de. Şimdi sen, aksak bir hüzün, nerede coşacağını bilmeyen. Şimdi ben, değişemeyen bir şehir, nasıl sevileceğini bilen. Şimdi biz, olmayan bir şeyiz. Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Konuşmak anlamsız, susmak kalabalık, ayrılık bulaşıcı. Sevda, kör topal yürüyen bir dilenci gibidir artık. Seni sevdim ama gönderdin. Gönderilince dönemiyorum. Ben bir çiçeğim asi yanım, solunca aynı elde açamıyorum. bu bölümler daha güzel geldi bana bu cümleyi sevdim ......Şimdi aşk, inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda..... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ diloş Gönderi tarihi: 13 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 13 Mart , 2007 beğenmenize sevindim Sevgili arkadaşlar..ve zazagrin..seçtiğin o cümle sahiden de çok güzel.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ nobody Gönderi tarihi: 14 Mart , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Mart , 2007 “Bir gidişi yaz” dediler, “yazarım” dedim… gitmeleri öğrenmiştim. bu şiir size aitse gerçekten böylesine yürekten ve etkileyici yazabildiğiniz için kutlarım sizi keşke bir sihirli değneğim olsaydı da gidişinizi durdurabilseydim... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 Susardı, susardım, susardık, suskularca….. Giderken durdurmalıydın beni, yapmalıydın, yapamadın. Durdurmaya gücün, gücüm, gücümüz yetmedi. Belki de yoktu, biz var sandık. İnsan isterse yolları aşıyor, sen kapının eşiğini aşıp gelemedin. Geldiğim gibi gidemedim, gittiğim gibi dönemedim yüzüne. Sen, bildiğim sen değilsin artık. Ben, bildiğin ben, değişemem. Değişmelere suskun dudaklarım. Şimdi acı, yolunu şaşırmış bir deniz kaplumbağası gibidir yüreğimde. Şaşkın ama inatçı. Şimdi sen, adı geçmişte saklı ince bir sızı. Şimdi biz, bir şarkıdan çalınmış iki nota gibiyiz. Eksiğiz ve yokuz. Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Konuşmak anlamsız, susmak kalabalık, ayrılık bulaşıcı. Sevda, kör topal yürüyen bir dilenci gibidir artık. Seni sevdim ama gönderdin. Gönderilince dönemiyorum. Ben bir çiçeğim asi yanım, solunca aynı elde açamıyorum. Bir gidişi yaz, dediler, yazmaya giderken kendimden geçmişim. Arkama dönüp baktım, sende beni gördüm, el salladım. Artık çok geç, sendeki ben için çoktan bitmişim !…. yüreğine sağlık diloşum çok güzel... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ diloş Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 bu şiir size aitse gerçektenböylesine yürekten ve etkileyici yazabildiğiniz için kutlarım sizi keşke bir sihirli değneğim olsaydı da gidişinizi durdurabilseydim... Sevgili nobody.. hayır bu şiirimsi bana ait değil ama benden birşeyler var onda...ve sanırım hiçbir sihirli değnek gidişleri durduramaz..yine de bu hoş temenni için teşekkürler.. yüreğine sağlık diloşum çok güzel... seninde yüreğine sağlık Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ suheda Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 “Bir gidişi yaz” dediler, “yazarım” dedim… gitmeleri öğrenmiştim. Yakışmıyor benim biricik müttefikime böyle hüzünlü yazılar içim acıdı okurken Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ diloş Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Yakışmıyor benim biricik müttefikime böyle hüzünlü yazılar içim acıdı okurken canım benim..belkide gerçek yüzüm budur.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 30 Mart , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Mart , 2007 Susardı, susardım, susardık, suskularca….. Bilinir bilinmez bir şarkının içinde kaybolurduk. Biz en çok susmayı sevdik, sevmeyi sevemediğimiz kadar. Koptuk ve dağıldık her şeye. Giderken durduramadık birbirimizi. Durdurmaya elin, elim, ellerimiz yetmedi. Eğitemedim çocuk kalmış korkularını, yanılgılarını törpüleyemedim. Sana gerçekleri gösteremediğim gibi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir redblack Gönderi tarihi: 30 Mart , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Mart , 2007 Nasıl güzel bir paylaşım bu? içimdekiler ne güzel anlatılmış.... Her cümlesinde kendi hislerimi buldum. Yüreğine sağlık Diloşum,çok teşekkürler Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 duydum ki yine umudunu kesmişsin insanlardan, dostluklardan... duydum ki yine acımaya başlamışsın kendine... yolunu kimselerin bilmediği, bilmekte istemediği sevginin o hayal ülkesinde birilerini beklerken çok üşümüşsün... insan ancak kendisine sevgili olabilir, diyormuşsun... şimdi artık yollarda ve bin bir hayalin peşinde sürüklendiğin ve yıprattığın sevgine minnet borcunu ödeyecekmisin... acıyan sevgini şımartacak, onu örtülere saracakmısın, onu kendini güçlü ve korunaklı olduğunu hissetmediğin hiçbir yerde ortaya çıkarmayacak mısın? sevgini yırtıcı bir kuş gibi yetiştiriyormuşsun. en iyi savunmanın saldırı olduğunu ve yok olmamak için yok etmek gerektiğini öğretiyormuşsun ona... ona, onu, sabırla, merhametle ve inceliklerle değil, hazlar, hayranlıklar ve kıskanç ilgilerle besleneceğini vade ediyormuşsun... hem onca acıya rağmen hala güzelim... ve artık kendime yasaklıyorum başkalarına acımayı ve hayatın acısını... aynadaki nefesinin buğusunu görüyorum buradan... gözlerinle göz göze gelemediğin için tutup aynadaki buğuyu öpüyorsun, yaralı kendini öpüyorsun... ..... artık dinlenmek istiyorsun... kaleni ve kalenin ardında saklanan yaralı sevgini... boşuna saklama sevgini, senin gibiler saklanamaz sevgili... herkes gibi herşeyi bilerek yaşayamazsın sen... senin gibiler örtünemez... bu kanlı denizde senin gemin camdan sevgili... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ frozen Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 duydum ki yine umudunu kesmişsin insanlardan, dostluklardan... duydum ki yine acımaya başlamışsın kendine... yolunu kimselerin bilmediği, bilmekte istemediği sevginin o hayal ülkesinde birilerini beklerken çok üşümüşsün... insan ancak kendisine sevgili olabilir, diyormuşsun... şimdi artık yollarda ve bin bir hayalin peşinde sürüklendiğin ve yıprattığın sevgine minnet borcunu ödeyecekmisin... acıyan sevgini şımartacak, onu örtülere saracakmısın, onu kendini güçlü ve korunaklı olduğunu hissetmediğin hiçbir yerde ortaya çıkarmayacak mısın? sevgini yırtıcı bir kuş gibi yetiştiriyormuşsun. en iyi savunmanın saldırı olduğunu ve yok olmamak için yok etmek gerektiğini öğretiyormuşsun ona... ona, onu, sabırla, merhametle ve inceliklerle değil, hazlar, hayranlıklar ve kıskanç ilgilerle besleneceğini vade ediyormuşsun... hem onca acıya rağmen hala güzelim... ve artık kendime yasaklıyorum başkalarına acımayı ve hayatın acısını... aynadaki nefesinin buğusunu görüyorum buradan... gözlerinle göz göze gelemediğin için tutup aynadaki buğuyu öpüyorsun, yaralı kendini öpüyorsun... ..... artık dinlenmek istiyorsun... kaleni ve kalenin ardında saklanan yaralı sevgini... boşuna saklama sevgini, senin gibiler saklanamaz sevgili... herkes gibi herşeyi bilerek yaşayamazsın sen... senin gibiler örtünemez... bu kanlı denizde senin gemin camdan sevgili... cezmi ersöz ha gıcığım bende bu yazısını çok severim ...nedense Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 bu kanlı denizde senin gemin camdan sevgili... yani sen Frozenim... saklanamazsın, sen... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir redblack Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 duydum ki yine umudunu kesmişsin insanlardan, dostluklardan... duydum ki yine acımaya başlamışsın kendine... yolunu kimselerin bilmediği, bilmekte istemediği sevginin o hayal ülkesinde birilerini beklerken çok üşümüşsün... insan ancak kendisine sevgili olabilir, diyormuşsun... şimdi artık yollarda ve bin bir hayalin peşinde sürüklendiğin ve yıprattığın sevgine minnet borcunu ödeyecekmisin... acıyan sevgini şımartacak, onu örtülere saracakmısın, onu kendini güçlü ve korunaklı olduğunu hissetmediğin hiçbir yerde ortaya çıkarmayacak mısın? sevgini yırtıcı bir kuş gibi yetiştiriyormuşsun. en iyi savunmanın saldırı olduğunu ve yok olmamak için yok etmek gerektiğini öğretiyormuşsun ona... ona, onu, sabırla, merhametle ve inceliklerle değil, hazlar, hayranlıklar ve kıskanç ilgilerle besleneceğini vade ediyormuşsun... hem onca acıya rağmen hala güzelim... ve artık kendime yasaklıyorum başkalarına acımayı ve hayatın acısını... aynadaki nefesinin buğusunu görüyorum buradan... gözlerinle göz göze gelemediğin için tutup aynadaki buğuyu öpüyorsun, yaralı kendini öpüyorsun... ..... artık dinlenmek istiyorsun... kaleni ve kalenin ardında saklanan yaralı sevgini... boşuna saklama sevgini, senin gibiler saklanamaz sevgili... herkes gibi herşeyi bilerek yaşayamazsın sen... senin gibiler örtünemez... bu kanlı denizde senin gemin camdan sevgili... sardunyam ne kadar çabuk duymuşsun bugünlerdeki halimi birden bana yazılmış gibi hissetim bu kadar olur yani.... valla ne diyeyim sağol paylaşımın için Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Redblack, sana, bana, frozene, diloşa, leylaya... yani bize yürek sızıntısı her kafadan bir ses cıktığında ve duymamaya başladığımda sesleri hep birşeylerden kaçtığımı sanırdım kendimi kendime anlatmaya çalışır bir portre boyardım içimde ben o resimdeki yüzü tanımazdım kapattığımda gözlerimi, daldığımda düşüncelere kimbilir kaçkez kopmuştur film orta yerinden beyaz bir perde önünde öylece kalakalırdım bazen boş caddelere atardım kendimi karşıdan vururdu ayaz, dudaklarım donardı her attığım adımda kendimden arınırdım iç savaşlarım olmuştur ruhumun derinliklerinde özümde yaralanmalar, ölüm vermiştir fikirlerim yanar, kanar, içimde kaybolmuş birşeyler arardım yeniden tanırdım her defasında kendimi benden başka birde ben olduğuma her sızlayışında yüreğim, kendime şaşardım varoluşun gizemli köpüklü dalgalarında açılıp ruhumun engin maviliklerine kaderi tekneme yelken diye takardım ulaşılamazdım bazen, kilit vururdum ruhuma veya tutuklardım kendimi, zindanlarda çürütür yada faili meçhul aşklar yaşardım Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir Süper Kız Çocuğu Özo Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Hepinizin yüreğine sağlık arkdaşlar Oldum olası nefret etmişimdir ayrılıktan, ayrılanlardan... Ama gel görki bi türlüü peşimii bırakmadı.. Hala ayak seslerini duymaktayım.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ diloş Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 BAHAR ve AYRILIK... Bahar, alıp başını gitmelerin mevsimidir. Sebepsiz yere bazen... Önünü ardını hesaplamadan... Hesapsız, kitapsız çekip gitmelerin mevsimidir bahar... Bir bakarsınız kekik kokulu bir nisan sabahı koparıp alıverir sizi hayattan... Çiçek açmış bir kiraz ağacının hayaliyle yollara düşersiniz. Demir alır gönlünüzün limanındaki gemiler... Açılır gidersiniz... Aradığınız belki yüzülmemiş denizlerdir, belki keşfedilmemiş sevdalar, belki hiç yazılmamış satırlar... Yüzmenin, sevmenin, yazmanın heyecanıyla coşarsınız. Dünyaya sırtınızı dönüp yürürken, o yaşanmamışlıkların izini sürersiniz kuytularda... Ve çoğu zaman kendinizle karşılaşırsınız umulmadık bir köşebaşında... Elele tutuşur yürürsünüz içindeki çocukla... O'nu büyütmekten korkarak... Can Dündar'dan bir alıntı...gitmelerin mevsimi varmıdır sizce..? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 hepsine ilaveten Sardunyam'in yurek sizintisi siiri cok guzel,sagol ablacim Dilosum,gitmelerin mevsimi varsa bu sanki bahar degil sonbahar..sanki sonbaharin huznu burdan geliyor bana..belki de her gidisin mevsimi ayridir,her gidenin..ve kalanin.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ diloş Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 haklısın canım,Sardunyam'ın şiiri bir harika..sağolasın sarmaşığım.. gitmelere gelince...mevsimi yoktur bence...yüereğiniz ya da mantığınız..artık,hangisini dinliyorsanız.."toparlan" der..sizde yaparsınız...yapmanız gerekir...zira kendinize küs yaşıyamazsınız.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ helin Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2007 varoluşun gizemli köpüklü dalgalarında açılıp ruhumun engin maviliklerine kaderi tekneme yelken diye takardım ulaşılamazdım bazen, kilit vururdum ruhuma veya tutuklardım kendimi, zindanlarda çürütür yada faili meçhul aşklar yaşardım Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ frozen Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2007 gitmelerin mevsimi vardır ..ama siz yanılıyosunuz ne bahar ne sonbahar.. gitmelerin mevsimi yazdır arkadaşlar.. hop denize yaz aşkları amanın güzel bikinili şirin bayanlar amanın hoş vücutlu yakışıklı baylar...geride kalan o dakka unutulur...tabi oda başka bir sahilde geride kalanı unutmadıysa ve sardun gıcığı bir tane güzel şiir bulabilmişsin nihayet.. her kafadan bir ses cıktığında ve duymamaya başladığımda sesleri hep birşeylerden kaçtığımı sanırdım kendimi kendime anlatmaya çalışır bir portre boyardım içimde ben o resimdeki yüzü tanımazdım kapattığımda gözlerimi, daldığımda düşüncelere kimbilir kaçkez kopmuştur film orta yerinden beyaz bir perde önünde öylece kalakalırdım Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.