Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

YARATANI ISPATLAYAN TESPİTLER..


kralx

Önerilen İletiler

Tarih boyunca yaratanın varlığı yokluğu tartışılmıştır..

Kimi demiş sığınılma hissiyle birlikte gelen bir inanaç..

Kimi korkulardan bir koruyucuya kaçışın psikolojisi..

Kimi felsefesini yapmış..

Kimi bilimsel tartışmasını..

Ama her bir görüşe o veya bu şekilde bir cevap verilmiş..

Bir inanan olarak ateistlerin savunduları fikirler beni hiç bir zaman ikna etmemiştir..

İşin felsefesinden çok bilimsel araştırma metoduyla, tasarımdan tasarlayıcının varlığına gitmek istedim..

Gözün tasarımını tartıştık, gözdeki karmaşıklığı tartıştık..

Dediler ki, vücuttaki ışığa duyarlı hücreler zamanla gözleri oluşturmuştur..

Çok yüzeysel bir cevaptı bu..

Neden iki göz madem dedim cevap gelmedi..

Neden renkli göz dedim cevap gelmedi..

Neden yuvarlak göz dedim cevap gelmedi..

Evet amaç görmekse ve ışığa duyarlı hücreler, ışık yönünde gelişim ve değişim geirerek bir mercek oluşturduklarını farzedelim, peki geriye kalanlar ne amaçla oluştu..?

Buradan bir plana varmak istiyorum..

Şimdi ateistlerle mikro düzeyde yani gözle görülemeyen hücreler düzeyinde tartıştığımız için, sanki o hücreler hayalmiş gibi algılanarak yüzeysel ve soyut fikirlerle, sudaki organizmaların ısı ve ekeltrik enerjisiyle canlılık kazandığı yada göz örneğinde olduğu gibi, ışığa duyarlı hücrelerin ışık yönünde görme orgnları geliştirdikleri ifade edildi..

Fakat somut görüne örneklere geldiğimizde hiç bir yerden cevap gelmedi..

Çünkü somut görünen örneklerde plan ve tasarım kesindi..

Şimdi plan yada tasarımın varlığının kesinliği noktasında, kendi tespitimi ortaya atıyorum ve cevap bekiyorum..

Ne kadar tutarsız bir fikirde olsa hadi göz hücreleri görmeye duyarlı hücrelerdi ve gözü oluşturdular diyelim..

Peki kaşların oluşum sebebi nedir sizce..?

Biliyorsunuz kaşların birinci görevi gözü alından gelen terden korumaktır..

Şimdi bana, göz terden korunmak istedi ve hemen üzerindeki hücrelere bilgi gönderdi o hücreler hemen orada kaş oluşturdu demeyin..

Kaşlarda, şurada bir göz var onu terden koruyalım diyipte kaş olmadılar..

Sizce kaşlar nasıl ve ne amaçla oluştular..

Buyrun bir cevap bekliyorum..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 312
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

başlığa baktım; YARATANI ISPATLAYAN TESPİTLER..

 

soruya baktım;Sizce kaşlar nasıl ve ne amaçla oluştular..

Buyrun bir cevap bekliyorum..

 

şakamı bu?????

 

Evet şaka bir şakada sen yapsana..

Arkadaşlar benle güzel güzel şu kaş meselesi tartışacak biri var mı..?

Bence çok önemli bir tespit ve bana göre kaşlar planın ve tasarımın delilidir, yani bu bir şaka değil delildir..

Aksini idda eden varsa buyursun yazsın..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kızmışız galiba biraz

amacım kızdırmak değil,

ama tanrının varlığını kaşla gözle savunmak,

4,5 milyar yıl yaşındaki bu muhteşem dengenin yanında oldukça aciz.

 

Eğer ilk iletimi okusaydınız bunu sormazdınız..

Kainattaki mükemmel dengeyi sayfalarca anlattık..

Hassas ayarlamadan bahsettik, Termodinamik yasalarından bahsettik, hücre ve atom düzeyindeki tasarımı konuştuk yazdık..

Sadece göz, kulak vs değil..

Bütün bir kainat bir kanıt, fakat bu kanıtlar göze aşina olmuş, üzerinde yüzeysel söylemlerle geçiştirilen basit varoluşllar olarak görülmüş..

Ancak bilim adamaları işin gerçeğini kavramışlar, atomdaki muazzam yapıyı görmüşler, evrendeki dengeyi görmüşler..

Ben işi indirgedim daha anlaşılır ve daha somut..

Kaş kendi kendine neden var olmuştır dedim..

Hadi göz hücreleri ışığa duyarlı oldukları için göz oluşturmullar mantığını kabul ettik diyelim (kabul edilcek bir mantık olmamasına rağmen..)

Peki kaş neden kaş olmuş..

Tümden gelim, tüme varım meselesi..

Bana göre kaşlara, göze buldukları gibi kolay bir yanıt bulamazlar..

Bilinçi bir yaratılma var..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence çok önemli bir tespit ve bana göre kaşlar planın ve tasarımın delilidir, yani bu bir şaka değil delildir..

 

xlark tades

 

kaşlar ve diğer tüyler, terlemenin biriktiği yada yoğun olduğu bölgelerde birikir, yani terlemen varsa orada mutlaka ince yoğun yada kalın olarak tüyler mutlaka vardır, fakat bu tüylere aslında ihtiyaç yoktur.

 

bir insan koltuk altı tüylerini, bacak tüylerini, etek bölgesinideki tüylerini aldırdığı zaman(ağdayla,kökünden) vücut formunda hiçbir değişiklik olmaz. Hemen hemen her insan bunu yapar(özellikle bayanlar)

 

Erkekler saçlarını kazıttığı zaman sağlık olarak hiçbir değişikliğe uğramazlar

 

İnsanlar kaşlarını aldırdığı zaman gözler terden boğulmaz(kaşsız bir çok insan gördüm, kafasındaki tüm tüylerin dökülmesine neden olan bir hastalık)

 

Bazı insanların kaşları çok seyrek ve ince, bazılarınınki çok kalın ve gür, ama ter konusunda bir şikayetleri yok.

 

Yani kısacası insanların vücutlarındaki tüylere ihtiyaç yok, bütün tüylerinizi aldırsanızda rahatlıkla yaşayabilirsiniz, zaten tüylerimiz genetik olarakta sürekli azalmakta, bundan 300-500 sene önceki insanların bile tüylerinin daha kalın ve gür olduğunu okumuştum.

 

Her canlıda neden çift organ(uzuv) var konusuna gelince (benim teorimdir)

 

bu da canlıların tek yaşam formundan çift yaşam formuna adaptasyonuyla ilgili bir durum, zamanla iki yaşam formu birleşmiştir

 

Bir insanı tam ortasından, baştan cinsel organına doğru ikiye böldüğünüz zaman ortaya iki tane eşit yapı çıkar

 

buda zamanla iki canlı formun (tek uzuvlu) birleşmiş olduğunun delili olabilir.

 

renkli göz ve ten olayı, zaten iklimsel ve koloni şeklindeki yaşam tarzının uğradığı değişiklikten dolayı teorik olarak açıklanıyor. (kıta parçalanmalarıda buna dahil)

 

evet xlark tades şimdi ben sana bir soru sorayım !!!

 

erkeğin memeleri

 

20 lik dişler

 

bacaklardaki ve ensedeki tüyler

 

apandis (sorun olunca doktorlar söküp atar ve hasta daha iyi yaşar)

 

kadınlardaki başbelası sakal ve bıyık

 

 

NEDEN VAR ? NE İŞE YARARLAR bu mükemmel kusursuz tasarımın içinde

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kaşlar ve diğer tüyler, terlemenin biriktiği yada yoğun olduğu bölgelerde birikir, yani terlemen varsa orada mutlaka ince yoğun yada kalın olarak tüyler mutlaka vardır, fakat bu tüylere aslında ihtiyaç yoktur.
İlginç olan şey kaşlarda terleme azdır, alından gelecek olan terin göze inmesini engellemek için var olduğu kesindir, bu aynı zamanda bilimsel bir tespittir..

Diğer uzuvlardaki tüylerin varlığıyla kaşın varlığı konusu tamamen farklıdır..

Örneğin saçların var oluş amacı diğer uzuvlardaki tüylerden tamamen farklıdır, mesela terleme ile ilgisi yoktur..

 

İnsanlar kaşlarını aldırdığı zaman gözler terden boğulmaz(kaşsız bir çok insan gördüm, kafasındaki tüm tüylerin dökülmesine neden olan bir hastalık)

Kaşlarını tamamen aldıran bir kimseye pek rastlamadım, aykırı yaşam için tamamen aldıran insanlar var ama onlar istisna, genellenemez, hastalıktanda dökülebilir, kanser ilaçları sebebiylede dökülebilir hem nereden biliyorsun alın terinden şikayetciler mi değiller mi..?

 

Bir insanı tam ortasından, baştan cinsel organına doğru ikiye böldüğünüz zaman ortaya iki tane eşit yapı çıkar

 

buda zamanla iki canlı formun (tek uzuvlu) birleşmiş olduğunun delili olabilir.

Çok eksin ve temelsiz bir teori, ciddiye alınmaya değermi değmezmi tartışılır..

 

renkli göz ve ten olayı, zaten iklimsel ve koloni şeklindeki yaşam tarzının uğradığı değişiklikten dolayı teorik olarak açıklanıyor

O insanlar o iklimde yaşadıkları için göz renkleri iklime göre oluşmuş değildir..

Eğer bu teori doğru olsaydı;

Örneğin bir Alman vatandaşı, Arabistanda yaşamına devam etse onun nesli yine kendi özelliğinde olacaktır..

İklime göre DNA sında herhangi bir değişiklik olmayacaktır..

Bu da bilimsel bir gerçektir..

 

erkeğin memeleri

 

20 lik dişler

 

bacaklardaki ve ensedeki tüyler

 

apandis (sorun olunca doktorlar söküp atar ve hasta daha iyi yaşar)

 

kadınlardaki başbelası sakal ve bıyık

 

 

NEDEN VAR ? NE İŞE YARARLAR bu mükemmel kusursuz tasarımın içinde

 

Bu soruların hepsine müstakil topiclerde tek tek cevap verdik..

Tekrar yazmak uzun zamanımı alabilir.

Ki, zaten bir soruyla sayfalarca cevap çıkıyor..

Yani sormak kolayda bunları yazmak biraz zaman ister.

Birde şu var..

Bir konu açıyorum, o konu bir şekilde dallanım budaklanıp amacından çıkıyor..

Şu an sadece kaşlar üzerine konuşmak istiyorum..

Ama sende bu sorduğun srularla ilgili ayrı bir topic açabilirsin..

orada cevaplarım..

Fakat bu topicte konumuz kaş..

Kaşlar neden vardır, amacı nedir, oluşurken hangi etkenden etkilenmiştir..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kaşlar neden vardır, amacı nedir, oluşurken hangi etkenden etkilenmiştir..
kaşlar ve diğer tüyler, terlemenin yoğun olduğu bölgelerde birikir, orada mutlaka ince, yoğun yada kalın olarak tüyler mutlaka vardır.

 

fakat bu tüylere aslında ihtiyaç yoktur. İnsanlar kaşlarını aldırdığı zaman gözler terden boğulmaz

 

Bazı insanların kaşları çok seyrek ve ince, bazılarınınki çok kalın ve gür, ama ter konusunda bir şikayetleri yok.

 

Ter sadece kaşlarda etkili değildir, insanlar vucudunun her tarafında terden şikayet eder ve her tarafta bana bağlı olarak tüy vardır.

 

Demekki KAŞ, terleme olduğu için oluşmuş, diğer terleme bölgelerinde olan tüyler gibi.

 

Kaşlarını tamamen aldıran bir kimseye pek rastlamadım, aykırı yaşam için tamamen aldıran insanlar var ama onlar istisna, genellenemez, hastalıktanda dökülebilir, kanser ilaçları sebebiylede dökülebilir hem nereden biliyorsun alın terinden şikayetciler mi değiller mi..?

 

evet kaşlarını aldıran ve terleyen insanlar çok gördüm, sonuçta gözleri terden boğulmuyor, elleriyle hafiften bir sildimi hemen kaybolur. Tıpkı alında biriken teri sildiğinimiz gibi. Sonuçta ter çok gıcık bir şey, istenmeyen bir durum ama mükemmeliz ya !!!!

 

İlginç olan şey kaşlarda terleme azdır, alından gelecek olan terin göze inmesini engellemek için var olduğu kesindir, bu aynı zamanda bilimsel bir tespittir..
kaşlarda terleme azdır evet doğru, ama alından gelen ter nerede birikiyor ? kaşlarda, demekki o biriken yerde tüylenme normaldir. Yukarıda anlattığım gibi.

 

Çok eksin ve temelsiz bir teori, ciddiye alınmaya değermi değmezmi tartışılır..

 

senin teorinle aynı değerde.

 

O insanlar o iklimde yaşadıkları için göz renkleri iklime göre oluşmuş değildir..

Eğer bu teori doğru olsaydı;

Örneğin bir Alman vatandaşı, Arabistanda yaşamına devam etse onun nesli yine kendi özelliğinde olacaktır..

İklime göre DNA sında herhangi bir değişiklik olmayacaktır..

Bu da bilimsel bir gerçektir..

peki adem ile havvadan gelen insan aynı özelliğini neden devam ettiremiyor ? evrim mi geçirdiler ? neden renk renk ? beyaz bir insanında beyaz bir insanlar çiftleştiği zaman zenci doğurma ihtimali olması gerek, adem ile havva bu anlamda yanlışlanmış olur. Çekik gözlüleri hiç saymıyorum bile.

 

Bu soruların hepsine müstakil topiclerde tek tek cevap verdik..

Tekrar yazmak uzun zamanımı alabilir.

Ki, zaten bir soruyla sayfalarca cevap çıkıyor..

 

önemli değil, sen bir topic içinde bir sürü soru sormuşsun

 

ben yanıt bekliyorum yinede. Uzun cevapları sevmem zaten. Uzun cevaplar veren kafa bulandırır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kaşlarda terleme azdır evet doğru, ama alından gelen ter nerede birikiyor ? kaşlarda, demekki o biriken yerde tüylenme normaldir. Yukarıda anlattığım gibi.

 

Diğer teorinle çeliştin..

Terlemenin yoğun olduğu yerte biten tüylerle, terlemenin yoğun olduğu yerin alt kısmında yada üst kısmında biten tüylerdeki kurduğun mantık çelişkili..

İki farlı olaya aynı mantığı uygulamışsın..

Tüyler terleyen t,yerdemidir yoksa terleyen yerin altında üstünde yada yanlarında mıdır..?

Kaşlar neden dağınık değil..?

Ter bezleri alnın her yerinde var, alında neden tüy yok..

Kiprikleride aynı mantıkla mı yorumluyorsun..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tüyler terleyen t,yerdemidir yoksa terleyen yerin altında üstünde yada yanlarında mıdır..?

 

kaşlar ve diğer tüyler, terlemenin biriktiği yada yoğun olduğu bölgelerde olur, yani terlemen varsa orada mutlaka ince yoğun yada kalın olarak tüyler mutlaka vardır, fakat bu tüylere aslında ihtiyaç yoktur.

 

8 nci mesajda en başta yazmıştım, çelişki yok, sanırım oraya dikkat etmemişsin

 

terlemenin yoğun olduğu yada biriktiği diyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kaşlar ve diğer tüyler, terlemenin biriktiği yada yoğun olduğu bölgelerde olur, yani terlemen varsa orada mutlaka ince yoğun yada kalın olarak tüyler mutlaka vardır, fakat bu tüylere aslında ihtiyaç yoktur.

 

Bebek kaşıyla doğar..

Anasının karnında terlicek hali yoktu dimi..

Birde şu var; Kaş güneş ışıklarının direkt etkisini bloke eder, ışınları kırar ve gözün rahatlamasını sağlar..

Esteik ve simetri ayrı bir konu..

Tasarım aşikardır..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bebek kaşıyla doğar..

Anasının karnında terlicek hali yoktu dimi..

xlark tades

 

yaşam formumuz nesilden nesile aktarılıyor, bunu biliyorsundur umarım

 

yani anne rahminde insan yeniden yaratılmıyor

 

o spermde,tohumda kayıtlı verilere göre gelişiyor (DNA)

 

ve bunun içinde en ince ayrıntısına kadar bütün özelliklerimiz ve fiziksel görüntümüz,oluşumumuz kayıtlı, ona göre gelişiyoruz

 

insan kopyalanırken, insan yeniden yaratılmıyor, DNA da, bugüne kadar gelen yaşam formu ve gelişimde kayıtlar bulunuyor.

 

örneğin, şeker veya başka bir hastalığı olan bir baba, bu hastalığını gelecek nesile rahatlıkla aktarabilir.

 

toprağa bir elma çekirdeği ektiğinizde, elma ağacı yaratmış olmuyorsunuz, bunun gibi yani

 

bunları belirtmeme gerek yoktur sanırım.

 

Birde şu var; Kaş güneş ışıklarının direkt etkisini bloke eder, ışınları kırar ve gözün rahatlamasını sağlar..

Esteik ve simetri ayrı bir konu..

Tasarım aşikardır..

 

insanın kaşları olmadığı zaman, sağlık olarak bir problem yaşamaz, kaş herşey değil, zaten otomatik olarak güneş gördüğümüz zaman gözlerimiz kısılır, kaşlar buna yardımcı olur ama kaşlar olmasa gözlerinizi biraz daha sıkıp, yada kafamızı biraz daha eğip güneşten korunabiliriz.

 

Yazın toprağa veya sahile sırt üstü uzan ve tam tepedeki güneşten kaşların seni nasıl koruyor dikkat et. Tabiki hiç korumuyor, çünkü kaşlarının gözüne tam karşıdan yada çaprazdan gelen ışınlardan koruyamaz.

 

Kısacası kaşlar olmasada insan rahatlıkla yaşayabilir, estetik bozulur ama sağlık bozulmaz.

 

Kaşlarımız olduğu halde neden güneş gözlüğü yada uzun gölgelikli şapka kullanırız ? demekki yeterli değil. Yani kaşlarımız olmasada rahatlıkla sağlıklı bir şekilde yaşayabiliriz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yaşam formumuz nesilden nesile aktarılıyor, bunu biliyorsundur umarım
Bunu yazacağını biliyordum..

Bu durumda Adem aleyhisselamı doğruluyor gibisin..

Yoksa bir tür varlıktan mı bahsediyorsun..

Milyollarca yılda kaşı gözü teşekkül etmiş bir adam.

Sonra yine aynı türden fakat farklı cinsten bir kadın..

Ve DNA ile aktarılmış özellikler..

Ne kadar zorlama bir mantık..

Irsi olan hastalıklar, eksiklikler, sakatlıklar ayrı bir konu..

 

insanın kaşları olmadığı zaman, sağlık olarak bir problem yaşamaz, kaş herşey değil, zaten otomatik olarak güneş gördüğümüz zaman gözlerimiz kısılır, kaşlar buna yardımcı olur ama kaşlar olmasa gözlerinizi biraz daha sıkıp, yada kafamızı biraz daha eğip güneşten korunabiliriz

Güneşe bakarsan güneşe dönersen ne kaş nede kiprik fayda verir..

Sen ateşe elini sok neden bana yanmaya el verilmedi de..

İyide Alllah akıl vermiş fikir vermiş, insanlarda o akılla şezlonklar, şemsiyeler, şapkalar, gözlükler yapmışlar dimi..

 

Not:Hiç bir zaman muhalefet için muhalefet yapmadım..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

xlark tades

 

dedin ki

 

Birde şu var; Kaş güneş ışıklarının direkt etkisini bloke eder, ışınları kırar ve gözün rahatlamasını sağlar..

 

sonra dedin ki

 

Güneşe bakarsan güneşe dönersen ne kaş nede kiprik fayda verir..

 

 

 

demekki güneşe bakmadığımız zaman gözler için bir problem olmuyor, güneşe baktığımız zaman ise zaten kaşların bir yararı olmuyor. Gözlerimizi yeterince kısarak güneş ışınlarından korunabiliriz. Kısacası kaşlar olmasada insan rahatlıkla yaşayabilir, estetik bozulur ama sağlık bozulmaz, bunun için bir çok iyi ve güzel alternetifler var. Zaten yoğun güneş ışınlarındanda bütün olarak korunmamız gerekiyor, bu anlamda kaşların önemli bir etkisi yok.

 

Bunu yazacağını biliyordum..

Bu durumda Adem aleyhisselamı doğruluyor gibisin..

 

hayır, yanlışlıyorum.

 

iki beyaz çiftten, ne kadar bebek doğarsa doğsun zenci bir bebek ortaya çıkmaz, yada çekik gözlü

 

eğer havvadan ZENCİ, ÇEKİK GÖZLÜ, MAVİ GÖZLÜ bir bebek çıkıyorsa !!! bu günümüz insanlarındada devam etmek zorundadır. Eğer bunlar sonradan olmuşlarsa zaten bu da evrimi doğrular

 

yani japon bir çiftten ne kadar doğum yapılırsa yapılsın, yuvarlak gözlü yada zenci bir bebek çıkma ihtimali çok ama çok yüksektir, eğer adem ve havvadan gelmişsek. Ama şimdiye kadar böyle bir durum olmadı, bunun örneği yok. Japonla , yuvarlak gözlü bir çift, bebek yaptıkları zaman ikisinden birinin özelliklerini alabilirler ancak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Güneşe bakarsan güneşe dönersen ne kaş nede kiprik fayda verir..

Neden konuları basitize ediyorsun..

İnsanlara verilen kaş ve kiprikler normal şartlardaki yaşam içindir..

Suya daldığında boğulursun, sana verilen ciğer normal şartlar içindir..

insan için normal şartlar bellidir.

Sen güneşe dönüp gözünü dikersen böyle bir mantık var mı..

Artı bir ben değil bilim söylemiş kaş ve kipriklerin faydasını..

Daha bilimsel olamak lazım..

Emek veriyoruz boşa gitmesin...

Adem-Havva meselsini başka topicte artışırız, değilse konu dağılacak..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neden konuları basitize ediyorsun....
Gördüğünüz herşeyi ilahi boyuta taşımak çok daha basit bir tarzdır.

 

İnsanlara verilen kaş ve kiprikler normal şartlardaki yaşam içindir.

 

normal şartlardaki yaşam diye bir şey söz konusu olamaz, insanlar bulundukları ortama göre yaşarlar. Kutuplarda yaşayan bir insanla, Arabistanda yaşayan bir insanın tarzı birbirinden çok farklıdır. Arabistandaki bir insanı kutuplara götürürseniz ölmez. Oradaki ortama göre ayak uydurur.

 

Kaşta bununla bağlantılıdır, örneğin kutuplarlarda veya civarı ülkelerde, ya da yazın soğuk, kışın ılık ülkelerde (bir çok ülke vardır böyle) yaşayan bir insan için kaşın bir önemi yoktur, çünkü ne ter vardır, ne yakıcı bir güneş, nede aşırı ışık.

 

Kaşımız vardır, ama estetik dışında, çok ihtiyacımız olan bir yapı değildir, ilahi boyutunu hiç tartışmıyorum bile, çünkü o da tamamen bir hayal ürünü.

 

Artı bir ben değil bilim söylemiş kaş ve kipriklerin faydasını..

 

Bilim İlah değildir, bilim insanlardan oluşur, insanların teorileridir, yani biziz.

 

Ne kadar değer görürse o kadar kabul edilir ama kanıt yoksa hiçbir yararı yoktur.

 

Kaşın tabiki faydası vardır, ama olmasada olur, insan rahatlıkla yaşayabilir.

 

kavurucu sıcakların ve ekvator güneşinin olmadığı ülkelerde kaşlar milyarlarca insan için estedik dışında bir fayda etmez.

 

kavurucu sıcakların ve ekvator güneşinin olduğu ülkelerde, kaşlar milyarlarca insan için hayati önem taşımaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kıl tüy yün... Terle yada bilmem ne ile ne kadar alakalı tabi bu tartışılır ancak mesela kaştan ziyade Orta Asya bozkırında yaşayan Türkler "Köse" idiler yani sakalsızdılar. Kıllar sadece bıyık üstünce çok az ve ince çıkmakta ve çenede de az bir yoğğunlukta çıkmaktadır... Yanaklar kılsız ve tüysüzdür. Aynı şekilde Kızıl Derililerde hiç yoktur mesela... Bugün bile Anadoludaki Türkmenlerde (kendi ailmenden biliyorum) köselik mevcuttur. Zaman ilerledikçe diğer toplumlarla olan karışmadan dolayı sakallanmışlardır. Yani "yüzlerce yıl önce insanlar daha kıllıydı" gibi bir tanımı pek kabul edemiyorum. Ayrıca "Soğuk Bölgelerde" ter olmadığı için kaş'a ihtiyaç duyulmadığı gibi bir tanıma da katılmıyorum. Çünkü "Bozkır" yazları çok sıcak karasal iklime sahip olduğu halde Türklerin sakalları yoktur. Yada çok az vardır. Hatta bir kazıda eğer hafif bıyıklı ve çenede çok az kılları ile tasvir edilen bir heykelcik bulunduğunda bu büyük ihtimalle "Asyatik" yani Türk kökenli bir heykelciktir... Van'da bu tür heykeller bulundu mesela, 3000yıl öncesine ait...

 

Ama tabii ki "Kıl" hayati bir önem taşımamaktadır... Ancak; madem ki "Gereksiz" niçin Evrim sürecinde yok olmamış? diye de soruyor insan. Malum, canlılar "İşe Yarayan" uzuvları idame ettiriyor. İşe yaramıyorsa niye hala varlar hemde insanlık var olduğundan beri? Yada ne bileyim Tırnaklar niye hala var? Benim ilk edindiğim izlenim "Parmak uçlarına destek sağlıyorlar" şeklinde oluyor. Ama Tırnaksız yada Kılsız insanlar da pek ala rahat yaşayabiliyor... Bu da var... Yine de insanlığın "Kılsızlığa" doğru gittiği söylenemez. Çünkü hava şartlarının "Sıcağa" doğru gittiği düşünülürse, Hürriyet gazetesindeki bir habere göre bir kaç çağ sonra insanların bedensel formları "Kanguru"ya benzeyebilecekmiş. Kıllı olacakmış güya...

 

Bence Kıl Tüy Yün'den başka tartışılacak daha önemli şeyler var...

 

Canlıların bir çok vücutsal değişimleri "Uyum" ile ilgilidir denilebilir ancak bunun "Türler Arası" bir değişime yada "Tür Değişimine" neden olacağını sanmıyorum.

 

Mesela "Siyahi"lerin renklerinin siyah olmasının nedeni "Uyum"a bağlanabilir belki... Ancak o zamanda sorulması gerekir; Ne yani Beyaz insan doğurma ihtimalleri var mı?

 

Evrim'e göre (bildiğim kadarıyla) "Beyaz İnsan"ın evrimi "Siyah İnsan"dan sonra olmuştur. Öyleyse "Siyah" gen, "Beyaz" geni taşıyamaz. Peki "Beyaz" gen "Siyah" gen'i taşıyabilir mi? Beyaz bir insanın "Siyah" doğurma ihtimali var mı? Sayın Tarafsız bunun için "Yok" demiş...

 

İnsanlar "Maymunlarla" ortak bir atadan geliyor diye düşünülüyor. Ve bugün artık "Ters Evrim" tartışılıyor. Mesela bir Yunus Balığı bulundu ve yüzgeçleri sanki ayak gibi. Ya da insanlara dair örneklerde var; Kuyruk sokumu uzun olan "Kuyruklu İnsan"lar yada vücudunun "Her Yerinde" Kıllarla doğan insanlar... Veya Büyük Kulaklılık... Yada Türkiye de vardı bir ailenin çocukları hep Goril gibi elleri ve ayakları üzerinde yürüyordu. Sonra da yüzü sanki maymuna benzeyen bir çocuk doğru hatta ama öldü, yaşayamadı... Bir sürü örneği var. Yani insanlarda "Beyaz" bir çiftin "Siyahi" bir çocuk doğurma ihtimalleri vardır belki de... Ne de olsa genlerinde mevcut. Ha şimdiye kadar doğmamış olması "Doğmayacak olması" anlamına gelmez belki de... Nasıl ki "Cansız" bir ortamdan "Canlı" bir ortama geçiş "Rastlantısal" olarak milyonlarca yıl aldıysa, böyle bir şey de uzun bir zaman diliminde olabilir belki, bilemiyorum araştırmak lazım.

 

Bide benim dikkatimi çeken en güzel örnek şudur: İnsanlarla Maymunlar arasındaki %3'lük fark Aynştaynları falan yaratabiliyor. Bu bir yana, İnsanlar "Bir eylemi zevk için yapma" yetisine sahip. Mesela "Cinsel İlişki" insanlarda "Zevk" için yapılır. Ama hayvanlarda sadece ve sadece "Yunus Balığı" zevk için "Cinsel İlişki" kurar. Yani insana en yakın olduğu düşünülen "Maymunlar" değil.

 

Ancak buna rağmen "Maymunlar"ın çok çok "Sınırlı"da olsa "Kültür Ürettikleri" tespit edilmiştir. Çindeki bir maymun, bir çomağı "Balık Avlamada" kullanmayı "Kendiliğinden" öğrenmiş ve bunu kullanmayı tüm kabilede öğrenmiştir. Yani bunu bie Kültür haline getirmişlerdir. Ancak yine de insanlara benzetilemeyecek bir şekildedir. Yani insanlar bu aleti geliştirebilir, yenisini yapabilir. Ancak Maymun o balığı avladığında o çomağı atar ve unutur.

 

Ve yine insanlarda "İçgüdü" denen bir şey yoktur ama hayvanların hepsi içgüdüleriyle hareket ederler. Maymunlar insanlara %97 oranında benzese de İnsanlar gibi davranışlar sergileyemezler, davranışları içgüdüseldir. Mesela bir anne ve yavru goril tabanı yavaş yavaş ısıtılan bir odaya konuyor ve anne goril ayakları dayanılamaz derecede yanmaya başlayınca yavrusunun üstüne oturuyor. Bir insanın ne yapacağını kestiremezsiniz.

 

Yani bence kıldan tüyden yünden daha önemli şeyler var tartışılacak...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tengeriin boşig, sapmışsın biraz konudan, konumuz darwinin evrim teorisi değil, zaten ben darwinin evrim teorisini tüm hatlarıyla kabul etmem, küçük bir kısmını desteklerim.

 

konu kaşlarımızın bukadar mükemmel ve kusursuz bir tasarıma yani yaratıcıya çok büyük bir delil olmasıdır, xlark tades öyle diyor

 

bende ona göre yorum yazıyorum.

 

evrimle illgili söylediğim şeylerde teoridir, yani gerçeği bilmemiz için bir kanıtımız yok, bir çok teori olabilir bu konuda ve hepsi aynı değerdedir.

 

Ama şuda kesinki kaşı olmayan bir insan, hiçbir sağlık problemi duymadan yaşayabilir. Tıpkı bacaklardaki tüylerin hiçbir işe yaramadığı gibi. Mükemmel kusursuz bir tasarımda, bacaklardaki tüyler hiç bir işe yaramıyor, koltuk altlarındaki kıllar hiçbir işe yaramıyor, aksine zarar veriyor, bakteri oluşuyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tengeriin boşig, sapmışsın biraz konudan, konumuz darwinin evrim teorisi değil, zaten ben darwinin evrim teorisini tüm hatlarıyla kabul etmem, küçük bir kısmını desteklerim.

 

konu kaşlarımızın bukadar mükemmel ve kusursuz bir tasarıma yani yaratıcıya çok büyük bir delil olmasıdır, xlark tades öyle diyor

 

bende ona göre yorum yazıyorum.

 

evrimle illgili söylediğim şeylerde teoridir, yani gerçeği bilmemiz için bir kanıtımız yok, bir çok teori olabilir bu konuda ve hepsi aynı değerdedir.

 

Ama şuda kesinki kaşı olmayan bir insan, hiçbir sağlık problemi duymadan yaşayabilir. Tıpkı bacaklardaki tüylerin hiçbir işe yaramadığı gibi. Mükemmel kusursuz bir tasarımda, bacaklardaki tüyler hiç bir işe yaramıyor, koltuk altlarındaki kıllar hiçbir işe yaramıyor, aksine zarar veriyor, bakteri oluşuyor.

 

Amacım, konuyu biraz daha ciddi bi konuda yoğunlaştırmaktı sadece...

 

Kaşlarla ilgili olaraksa ben "Uyum"a bağlıyorum bu "Kıl" konusunu... Başka da bi açıklaması yok gibi görünüyor zaten.

 

Gereksiz tüyler konusunda da haklısınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gördüğünüz herşeyi ilahi boyuta taşımak çok daha basit bir tarzdır.
İlahi boyuta taşımıyorum, bilinçli oluşumdan bahsediyorum, önce bunu anlamalısın..

 

Kaşta bununla bağlantılıdır, örneğin kutuplarlarda veya civarı ülkelerde, ya da yazın soğuk, kışın ılık ülkelerde (bir çok ülke vardır böyle) yaşayan bir insan için kaşın bir önemi yoktur, çünkü ne ter vardır, ne yakıcı bir güneş, nede aşırı ışık.

 

Bu tür çıkışlarınızla teorimi dahada kuvvetrlendiriyorsunuz, zira aklıma gelmeyen verileri aklıma getirmiş oluyorsunuz..

Kaşlar aynı zamanda gözü kar fırtınalarından, donmaktan, yağmurdan, kum fırtınalarından..vs.. korur, gözünü sıkı sıkı yumduğun zama, göz kaş ve kipriklerle birlikte bloke olur gizlenir..

Sayın tarafsız önceleri tasarımı kabul etmiştiniz tasarımı kimin yaptığı hakkında konuşma noktasına gelmiştik..

Şimdi bakıyorum sil baştan almışsınız..

Ben birşey anlamayırom bu tartışmalardan, acaba sırf muhalefet olsun diye mi yazılıyor..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlahi boyuta taşımıyorum, bilinçli oluşumdan bahsediyorum, önce bunu anlamalısın..
ne farkeder sonuçta bilinçli oluşunub sahibi ilahi, dolayısıyla ilahi boyuta taşınmış olacak sonunda

 

Bu tür çıkışlarınızla teorimi dahada kuvvetrlendiriyorsunuz, zira aklıma gelmeyen verileri aklıma getirmiş oluyorsunuz..

Kaşlar aynı zamanda gözü kar fırtınalarından, donmaktan, yağmurdan, kum fırtınalarından..vs.. korur, gözünü sıkı sıkı yumduğun zama, göz kaş ve kipriklerle birlikte bloke olur gizlenir..

 

zaten burada teorilerden bahsediyoruz, fikir fikiri açar bir sorun yok,

 

gözümüzü sıkı yumduğumuz zaman kaş ve kirpiklere gerek kalmaz, zaten göz etin içinde kaybolmuştur, karda yürüyen bir insan kaşları olsada zorlanır, kum fırtınasındaki bir insan zaten gözlerini doğru düzgün açamaz.

 

sonuç olarak kaşlar çokta gerekli değil, ne kadar faydası olursa olsun, yokluğunda bile insanı öldürmez, süründürmez

 

ayrıca kaşlar dediğim gibi, terlemenin biriktiği yada yoğun olduğu bölgelerde kalmıştır. Terleyen yerlerde tüy olması çok doğaldır, terleme varsa bu sıcaklık dengemizin korunması içindir, tüylerde sıcaklık dengemizin sağlanmasına yardımcı olmak için çıkmıştır, binlerce yıl sonra terleme formuna göre tüylerimizde değişikliğe uğrayabilir, ama bunu biz farkedemeyiz.

 

Sayın tarafsız önceleri tasarımı kabul etmiştiniz tasarımı kimin yaptığı hakkında konuşma noktasına gelmiştik..

Şimdi bakıyorum sil baştan almışsınız..

Evet tasarımı zaten kendimi bildim bileli kabul etmekteyim ama evrenin her zerresini tasarlanmış larak kabul etmedim. Yaratıcının herşeyden haberi olması gerekmiyor, buna şartlanmış değilim, çünkü ön kabuller koymak çok hayali bir düşüncedir. Belkide sen haklısındır Allah yaratmıştır, belkide ben haklıyımdır canlı maddenin ihtiyaç duymasına göre milyonlarca yıl içinde oluşmuştur. Yada bir kaç tane tanrı vardır, her tanrı bir evrenden sorumludur yada bir gezegenden sorumldur vs vs vs, herşey olabilir çünkü kesin delil yok.

 

Ben birşey anlamayırom bu tartışmalardan, acaba sırf muhalefet olsun diye mi yazılıyor..

 

aynı şeyi bende senin için düşünmüştüm, ama tartışmanın doğası böyle yapacak bir şey yok. Kimse boş boş muhalefet etmez, onların (bende dahil) sonuçta bildiği, inandığı yada düşündüğü bir şey vardır ki seninle aynı fikirde olunmuyor. Ben boş boş kunuşmam, sen öyle olduğunu düşünebilirsin ama ben boş konuşmam. Biz burada sayısız kişiyi temsil ediyoruz. Ne sen ne de ben tek başımıza değiliz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet tasarımı zaten kendimi bildim bileli kabul etmekteyim ama evrenin her zerresini tasarlanmış larak kabul etmedim.

 

Cevabımı aldım teşekkürler..

Muhalefet için muhalefet sözümüde destekleyen bir cevap bu..

Bir otomobil yapacaksan a dan z ye herşeyini tasarlarsın..

Kaportayı yapıp diğer aksamları rastgele serpiştirmessin, gerçi rastgele serpiştirsende serpiştiren sensin, dolayısıyla rastgele olsada rastgele olmasını idare eden var..

Madde akılsızdır..

Bunu bilmemiz yeterlidir..

Bu açıdan, kimi temsil ederseniz edin benim için önemi yok..

Maddenin akılsız olduğunu bilmek herşeyi çözüyor..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hatırlatma: Arkadaşlar ganırım "Kirpik" ile "Kaş" arasında bir fark var...

 

Kirpikler: Göz kapaklarından bulunur.

 

Kaşlar: Alın'da, Gözlerin üstlerinde bulunur.

 

Kum fırtınasında falan kenetlendiği yada onlara gerek olmadığı söylenen uzuvlar kirpiklerdir diye düşünüyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.