Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kutsala saygı problemi!


katakuta

Önerilen İletiler

Dinlerin açık ve rahat olarak eleştirilemediğini biliyoruz. Bunun çok önemli bir sebebi kutsaliyettir. Din herşeyden önce "kutsal"dır ve kutsal şeylere saygı duyulur!... "İnanmıyorsan bile saygı duy" gibi mantıksız bir uyarıyla karşılaşırız sürekli.

 

(İyi de inanmıyorsam zaten -bana göre- o şey kutsal değil demektir!... diyemezsin!)

 

 

Dini bugün ayakta tutan bazı özellikler vardır. Din insanlara manevi destek verir. İnsanları korkutur ("ya varsa", yandık o zaman, vs.)... "Evrenin açıklaması" sorusunun cevabını verir. Dinler örgütlüdür, kurumsallaşmıştır. Ekomomik bir zincir vardır. Siyasi bir zincir vardır. Din, toplumda "çoğunluğun" kabul ettiği birşeydir. ("O da öyle inanıyor" düşüncesi.)

 

Bu ve benzeri birçok nedenden ötürü, din bugün yanlızca ayakta değil aynı zamanda GÜÇLÜ (etkileyici) konumdadır.

 

Ancak bu nedenleri hiçbiri dini eleştirilmez kılmıyor. Onu eleştirilmez kılan temel neden bence kutsallığındadır.

 

Peki "kutsallık" ne demektir? Niçin ateizm, komünizm, liberalizm yada Süleyman Demirel "kutsal" değil de din kutsaldır? Neden ona, (ona inananların yaptığı onca olumsuzluğa rağmen) hep "saygı duymak" gerekiyor? Bu gereklilik nereden geliyor??

 

İlk olarak "evrenin açıklaması" olduğu ve "allah" gibi sonsuz güçlü bir yaratıcı imgesinden bahsettiği için kutsal olduğu akla geliyor. Ama bunce bunun yeterli olmaması gerek. Çünkü biri çıkıp "bunlar doğru değil!" derse o zaman kutsaliyetin kalkması gerekir, ama kalkmıyor.

 

Demek ki kutsaliyet yanlız bunlara bağlı olamaz.

 

Bir başka neden de "eski" olması olabilir. 1400 yıllık bir kurum olduğu için zaman içinde bir kutsaliyet kazanmış olabilir. Yaşlı ve Eski şeyler insanların gözünde daha kolay saygı kazanırlar.

 

Ama doğrusu bunlarda tatmin edici değil.... Hala dinin kutsaliyetinin nereden geldiğini bilmiyorum.

 

Eğer din kutsal olmasaydı, kolayca eleştirilebileceği için toplum üstündeki etkisi şimdiki kadar yıkıcı olmayacaktı, belki ona kökten karşı çıkmak bile gerekmeyecekti. Veya kendiliğinden kaybolacaktı.

 

İlginç bir nokta da şu ki; inananlar dinin kutsallığını savunur ve o kutsallığın arkasına saklanırlar! "Din bence rahatça eleştirilmelidir, inanmayanların dinin önünde saygıyla eğilmesi şart değildir" diyen bir inançlı göremeyiz... (Hatta bazen bir inançsız bile onunla bir olur!)

 

Eğer ki dinle mücadele edeceksek (ki bu gereklidir), onu koruyan zırhlara dikkat etmeliyiz. Bunların en önemlisi de bence "kutsallık" zırhıdır. Toplumsal olarak varolan böyle bir önkabulün yavaş yavaş yıkılması gerekir. Sonuç olarak kutsallık,dinlerin eleştirilmesini engelleyebilmek için dinciler tarafından, dine haksız olarak giydirilmiş bir dokunulamazlık zırhı olduğu kanısındayım.

 

 

Kutsallık insanların, kendileri açısından açıklanamayacak tarafları olan durumlar için yakıştırdıkları bir niteliktir. Çok açık seçik olan, sır barındırmadığı açıkça belli olan, ulaşılmaz, yerine konulamaz olmayan hiç bir şeye kutsallık nitelemesi yakıştırılmaz. İnsan aklınca açıklanamaz ve gizemli olmak, kutsal olmanın ilk şartıdır. Buradan yola çıkarsak, kutsallığın da göreceli olduğunu farkederiz. İnsanların bilgi birikimleri birbirlerine göre değişken olduğundan dolayı, o her bir insan için kutsal şeylerin niteliği ve niceliği de farklı olacaktır.

 

Global cahiliye döneminden bilgi dünyasına geçildikçe, yani bilinenlerin ve bilim yolu ile akla uygun bir şekilde açıklanabilen bilgilerin artmasıyla, kutsal olanların sayısı da gittikçe azalmaktadır. Çok tanrılı inanç sisteminden tek tanrıya geçiş de bu global bilgilenmenin kutsal şeyler üzerindeki etkisinden başka bir şey değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayır arkadaşım, Din Eleştirilmez değildir. Kendi inancını sorgulamayan bir insan, hayattan öğrenebileceği hiç bir şeyi öğrenemez. Dinin eleştirilemez olduğu düşüncei, inandığı şeyden emin olmayanların paranoyası ve sizin Dinleri yadsımak için tutunabildiğiniz tek daldır. açık açık ima etmişsiniz zaten: Dinleri eleştirmemizin asıl nedeni, eleştirilemez olmasıdır...

 

Komünist Rusya'da Komünizm'i eleştiremezdiniz, sorgulayamazdınız.

 

Revizyonizm'i ortaya atan Bernştayn, yeni bir fikir üretmekle bile Komünizm'e ihanet etmiş olarak lanse edilmiştir.

 

Soğuk savaş döneminde Amerika'da asla ve asla Kapitalizm'in aleyhine yazı yazamazdınız, Komünist avı vardı.

 

Hitler döneminde "Alman Milleti"ni eleştiremezdiniz, söz konusu dahi yapamazdınız.

 

Bugün bile Tayyip Erdoğan'ın allah tarafından gönderildiğini, aklınca Kur'an-dan kanıtlamaya çalışanlar ve eleştirilmez kılmaya çalışanlar var.

 

Yani Eleştirilmeyen tek şey din değildir.

 

Bir dini Eleştirebilmeniz, sorgulamanız için inanıp inanmamanız değildir gerekli olan... Gerekli olan Cahil olmamaktır ve Neye inanıp neye inanmaması gerektiğini bilmektir.

 

-Siz bir dine inanmıyorsanız, o dinin ithamları sizin için zaten kutsal değildir = Eleştirebilirsiniz...

-İnanıyorsanız, inandığınızdan eminseniz, eleştiri sizin anlamanızdan fazla bişey sağlamıcaktır ve size yararlı olacaktır, aydınlanacaksınızdır =Eleştirebilirsiniz...

-Ha bu eleştiri sizi dinden çıkarabiliyorsa zaten korkmanız için bir neden de yoktur, çünkü inanmayabileceğiniz hiç bir bilginin sizi korkutmaması gerekir... "ulan Allah'ın olmama ihtimalide var" diyebiliyorsanız, eleştiriden korkmamanız gerekir, çünkü olmama olasılığını düşünmeniz, korkularınızı yenmenizin en önemli noktasıdır. Olmama ihtimali olan bir yapıdan korkmanızın bir mansı yoktur= Eleştirebilirsiniz...

 

Gördüğünüz gibi, üç mantıktan da gidilirse, Eleştiri ve Sorgulama hiç bir açıdan din için sakınca doğurmamaktadır... Peki "Sorgulanması"ndan korkanlar kimlerdir...

 

-Hırisityanlığın İncilinin tercüme edilmesinden korkan kimselerin niye korktukları ayan beyan ortaya çıkmıştır zaten. Dini Sorgulama/Reform çabalarıyla Kiliseler Otoritelerini yitirmişlerdir =Eğemen otorite istemez sorgulanmasını.

-Hallac-ı Mansur, Nesimi... Dini anlama çabalarıyla son derece öz bilgiler vermişler ve siyasi otorite karşısında bir alternatif oluşturmuşlardır. Yani egemen kimselerin hakimiyetlerini, Tepeden inmeciliğini sorgulayavabilen bir mekanizma ortaya çıkarma ihtimalleri başgöstermiştir ve "Din" çığırtkanlıklarıyla "Öldürülmüşlerdir" ve dinin eleştirilmesinin önü egemen olanlarca engellenmiştir= Eğemen otorite istemez sorgulanmasını.

-Emeviler Arap Milliyetçiliğini İslam dini ile perdeleyip, Ehl-i Beyt'e karşı, yani mevcut otoriteyi eleştirebilen insanlara karşı, "mevcut otoriteye bağımlı ve sorgulyamaz" bilinçli insanlar üretmek için bir takım mezhepleri ilan ettirmişlerdir ve din perdesi altında, dini kullanarak eğemenliklerini eleştirilemez kılmışlardır. =Eğemen otorite istemez sorgulanmasını.

-Selçuklular, Oğuzları yerleşik hayata geçmeye zorlamışlar ve Selçuklular Sünni Abbasi halifesini koruyarak Sünniliği seçmişler. Baskı altındaki Oğuz boyları ise, yönetimi ve iktidarı eleştirebilir olarak evrilmiş olan Aleviliği veya Şiiliği seçmişler ve buna karşılık Selçuklular "Yönetime teslimiyeti" simgeleyen Abbasi Halifeliğini koruyarak ve Oğuzları dışlayarak, yerleşmeye zorlayarak onlara baskı yapmış ve sonunda Oğuzların isyanıyla yıkılmıştırlar... =Eğemen otorite istemez sorgulanmasını.

-Osmanlı devletinin kuruluşunda etkili olan Tasavvufi tarikatler veya yollar, Osmanlı yönetim geleneği oturdukça daha eri plana itilmiş ve Fatihten sonra tamamen Osmanlıdan ayrılmışlardır. Yavuz Sultan Selim Memlüklülerden Sünni Halifeliği alarak, yönetimi "Din perdesine" bürüyerek "Eleştirilmez" halegetirmiş ve Şah İsmail (Alevi, Şii, Türkmen-Oğuz) ile kanlı bir iktidar mücadelesine girişmiştir. Her iki tarafta temelde İslam anlayışına tabi olsalarda mücadeleleri İktidaridir. Mesela Şah İsmaile karşı, Özbek Hakanı Muhammed Şibani Han'da Yeşil Başlık giyerek Osmanlı tarafında durmuş ve mücadeleye girişmiştir. =Eğemen otorite istemez sorgulanmasını.

 

Yani, her zaman karşımıza çıkan husus,dinin sorgulanmamasını isteyen kısımın aslınd dini kullanan eğemen otoritenin olduğu oluyor. Bakın kişi olarak zihnimiz en ve tek özgür olduğumuz yer. Her türlü şeyi düşünebiliriz orada... Her hayali kurabiliriz. O yüzden düşünmeyi Allah bile yasaklamamıştır... Tarih ortadadır açık ve net olarak... Tarihsel süreç içersinde ele alırsak eğer, dinin eleştirilebilip eleştirilemediğiyle ilgili karşımıza çıkan sonuç pek bir müsbet olacaktır zaten... Bugünbile bakın, Dinsel olduğu iddia edilen Doğmalar insanlara sunulurken ve önkabullerle kabullenmeleri beklenirken, bunu yapanlar kimler? Yeşil Kuşak ve 3F formülünü sunanlar kimler? Bunları uygulayanlar kimler? Dinleri "Sorgulanamaz" kılmak isteyenler kimler? Dinleri kullanarak, onları alet ederek oy toplayıp başa gelenler değil mi? Dinin sorgulanamaması kimin işine yarıyor? O dine inananların mı yoksa o dini kullanarak menfii kazanç sağlayanların mı? Birşeyi anlama istiyorsak, tüm yönleriyle ele almalıyız. Din karşıtı olmanızı anlıyorum, ama herşeyin kötü nedenini din olarak göstermeniz sadece bir art niyettir... Oysa herşeyin çok farklı ve olgusal nedenleri olabilir... Size göre tüm kötülüklerin müsebbibi Din(ler)dir. Bakın, insanları "Din'e olan sevgileri" yüzünden, gerçeği görememekle niteliyorsunuz bazen ama sizde "Din'e olan Kininiz" yüzünden gerçekleri göremiyorsunuz... İki tarafta duygularından arınmalıdır anlamak için...

 

Saygılarımla

 

Dinlerin açık ve rahat olarak eleştirilemediğini biliyoruz. Bunun çok önemli bir sebebi kutsaliyettir. Din herşeyden önce "kutsal"dır ve kutsal şeylere saygı duyulur!... "İnanmıyorsan bile saygı duy" gibi mantıksız bir uyarıyla karşılaşırız sürekli.

 

(İyi de inanmıyorsam zaten -bana göre- o şey kutsal değil demektir!... diyemezsin!)

 

Ayrıca bir dine saygı duymak ne demektir? Yani "Eleştirmek" saygısızlık demek değildir kesinlikle? Eğer siz eleştirirken söylüyorlarsa bunu, tabii ki haksızlar ama siz "Müslümanlık saçmadır" "İslamiyet cahilliktir" "Müslümanlar kafayı kullanmazlar" "Beyaza Beyaz diyemiyecek kadardırlar bunlar" "Allah inançları puttan başka bişey değildir" (ki putları yadsıyan bi insan için bu aşağılamaktır), gibi ithamlar kullanıyorsanız yada yazılarınız veya söyledikleriniz böyle anlamlar içeriyorsa tabii ki saygı duymuyorsunuz demektir... Saygı duymayan biri olarak "Saygı" beklemeniz de abesle iştigal eder... Ki "Saygı Duymak" bir zorunluluktur. İnsan olmanın bir zorunluluğudur. Karşınızdakinin inancını eleştirebilirsiniz, sorgulayabilirisiniz hattareddedebilirsiniz; ancak Hakir göremezsiniz, aşağılayamazsınız, kötüleyemezsiniz. Sizin yapabileceğiniz tek şey size göre eksik yada yanlış olan taraflarını söylemektir o kadar... Ama şu yukarıdaki yazan kimse olarak sizin, diğer konularda bunu yapmadığınız ve yapamadığınız ve ayrıca noktalanmış hakaretleriniz ayan beyan ortadadır... Adama Sorarlar "Bu ne Yaman Çelişkidir Böyle?" diye...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

? Eğer siz eleştirirken söylüyorlarsa bunu, tabii ki haksızlar ama siz "Müslümanlık saçmadır" "İslamiyet cahilliktir" "Müslümanlar kafayı kullanmazlar" "Beyaza Beyaz diyemiyecek kadardırlar bunlar" "Allah inançları puttan başka bişey değildir" (ki putları yadsıyan bi insan için bu aşağılamaktır), gibi ithamlar kullanıyorsanız yada yazılarınız veya söyledikleriniz böyle anlamlar içeriyorsa tabii ki saygı duymuyorsunuz demektir... Saygı duymayan biri olarak "Saygı" beklemeniz de abesle iştigal eder... Ki "Saygı Duymak" bir zorunluluktur. İnsan olmanın bir zorunluluğudur. Karşınızdakinin inancını eleştirebilirsiniz, sorgulayabilirisiniz hattareddedebilirsiniz; ancak Hakir göremezsiniz, aşağılayamazsınız, kötüleyemezsiniz. Sizin yapabileceğiniz tek şey size göre eksik yada yanlış olan taraflarını söylemektir o kadar... Ama şu yukarıdaki yazan kimse olarak sizin, diğer konularda bunu yapmadığınız ve yapamadığınız ve ayrıca noktalanmış hakaretleriniz ayan beyan ortadadır... Adama Sorarlar "Bu ne Yaman Çelişkidir Böyle?" diye...

 

Sayun boşig, sözlerin etrafından dönüp dolaşıp yine beni haklı çıkardınız.

 

Ayrıca bir dine saygı duymak ne demektir? Yani "Eleştirmek" saygısızlık demek değildir kesinlikle
İlk önce kabul ediyorsunuz, daha doğrusu kabul eder gibi yapıyorsunuz, sonrada

 

İslamiyet cahilliktir" "Müslümanlar kafayı kullanmazlar" "Beyaza Beyaz diyemiyecek kadardırlar bunlar" "Allah inançları puttan başka bişey değildir" (ki putları yadsıyan bi insan için bu aşağılamaktır), gibi ithamlar kullanıyorsanız yada yazılarınız veya söyledikleriniz böyle anlamlar içeriyorsa tabii ki saygı duymuyorsunuz demektir..

 

Kuralları kendiniz belirliyorsunuz, ve bu şeklide olursa bu eleştiri değil, ithamdır diyorsnuz.Boşuna zahmet edip yazmasa idiniz.Kuralları siz belirledikten sonra Eleştirmek saygısızlık demek değildir cümlenizin hiç bir anlamı olmaz,ve sözünüz havada kalır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayun boşig, sözlerin etrafından dönüp dolaşıp yine beni haklı çıkardınız.

 

İlk önce kabul ediyorsunuz, daha doğrusu kabul eder gibi yapıyorsunuz, sonrada

Kuralları kendiniz belirliyorsunuz, ve bu şeklide olursa bu eleştiri değil, ithamdır diyorsnuz.Boşuna zahmet edip yazmasa idiniz.Kuralları siz belirledikten sonra Eleştirmek saygısızlık demek değildir cümlenizin hiç bir anlamı olmaz,ve sözünüz havada kalır.

 

Arkadaşım Eleştirmek elbette Saygısızlık değildir... Siz işinize geldiği gibi anlamaya çalışıyorsunuz... Diğer konularda noktalanan hakaretleriniz mevcuttur arkadaşım... Ne yazdığınızı bilmiyorsanız, gidip tekrar okuyabilirsiniz, böyle bir hakkınız var... Siz Eleştirmekle Hakaret etmenin ayırdına varamıyorsunuz sanırım...

 

"Sizin inancınızda şöyle eksiklikler var, bakın bunlar hatalıdır vs vs vs..." gibi bir cümle kurmuş iseniz bu "Eleştiridir"... Ancak bu Eleştirinin devamında "İşte siz böyle saçmalıklara inanıyorsunuz, beyaza beyaz bile diyemiyorsunuz, düşünemezsiniz bile vs vs" gibi ithamlarda bulunuyorsanız bu da Hakarettir... İki cümleyi birleştirip "Sizin inancınızda şöyle eksiklikler var falan filan, bakın bunlar hatalıdır... .... İşte siz böyle *****lıklara inanıyorsunuz, beyaza beyaz bile diyemiyorsunuz, düşünemezsiniz bile vsvs..." dedikten sonra "Bu Eleştiridir" diyemezsiniz... Bu Hakarettir... Eleştiriyle Hakaret'in çok güzel harmanlandığı bir nitelemedir, aşağılamadır... Ve bunu "cümlenizin hiç bir anlamı olmaz,ve sözünüz havada kalır." diye savuşturmak, ayrıca ilginç bir çırpınıştır... Tüm öğrenmeniz gereken şeylerin yanında, aynı zamanda "Hakaret" "Eleştiri" "Saygı" gibi kavramları ve cümle içinde nasıl kullanılacaklarını da öğrenmeniz gerekmektedir... Hala Hakaret'in Eleştiri olduğunu sanıyorsunuz... Ayrıca eleştiri kötü yönde değil iyi yöndede olabilir, bu ayrımı da yapmalısınız... Yav sitenin sorumluları bile noktalamış sizin ithamlarınızı, daha ne diyim... İlginç yaa...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dinler eleştirilmez degildir.Eleştirilmez olması dinlerin özü ile çelişir.Din/ler red yada kabul le dayanır, bir çok düşünce sisteminde oldugu gibi.Red veya kabulun oldugu bir düşüncenin veya dinin eleştirilmez olması zaten mümkün degildir.Arkadaşın dedigi gibi eleştiri ve tenkidden ne anlaşıldıgıda önemli.

Tenkid ; İyiyi kötüden ayırma, bir eser, kişi veya olay hakında hüküm yürütme.......anlamına gelir sözlükte.Bu anlam etrafında olan bir eleştiri Dinlerin özünde olmalıdır.Nesnel olarak yaklaşırsak dinlerinde eleştiri-tenkid den uzak olması düşünülümez.

Söz konusu olan dinlerin inananlarının bu tavır karşısında aldıgı durum ise; bu tabiki insan olmanın verdigi hatalar, yanlış anlamalar ve benzeri durumlardandan kaynaklanan '' eleştirilmez'' oldugu fikrine varılıyor olabilir.

Yukarıda geçtigi gibi eleştiri ile '' hakareti '' birbirine karıştırmamak kaydı ile her düşünce red yada kabul le açık olmalıdır.En basit hakaret içeren kelimeleri bir insana bile söyleseniz kabul etmez.

Bu başlıkta ben önyargı oldugunu sanıyorum.Yanılabilirim ama genel olarak dinlerimi yoksa sadece İslam dinini mi? konu edindi arkadaş anlayamadım.Nedeni ise genel cümlelerden sonra şöyle bir yargını geçmesi '''''''' Dinlerin eski oldugu söylendikten sonra 1400 Senesinin zikredilmesi'''''', bu İslamın tarihi oldugu için bende böyle bir önyargı sergiliyorum.

 

Dinin ihmali yada inkarı bir şeydir, onun saptırılıp çarpıtılması başka şeydir.İnkar yada ihmal açık oldugundan çok manaya gelmez ve ruhu boştur.Saptırma ve çarpıtma ise kurnazlık ve kafa karıştırmaya dönüktür.İş bu çarpıtma ve saptırma devreye girince, inananlarında bunlara tepkisi normaldir.Dine samimiyetle baglı olanların nezninde bu gibi saldırıların ( bakın adı üstünde saldırı ) tepki almaması düşünülümez.Bunu bizim isteyip istemememizde sonuca etki yapmaz.( bu tür hareketlerin siyasi, sosyal, ekonomik nedenlerle olması, önemini daha da artırır)

Ayagı yere basan inanç sahipleri, inandıkları degerlerin eleştirisinden gocunmazlar bu onların yere daha saglam basmalarını saglayacaktır.Nasıl bir dine inandıgını tam olarak bilmeyen, atalarının mirası yoluyla imana ermiş, hayatında hiç bir şeyi sorgulamamamış insanların ( bu bile dinlerin kapsayıcılıgını gösteriyor), eleştiriyide ''' hakaret ''' olarak degerlendirmesi mümkündür. ( İslam oldugum için ; '' hiç bilenle bilmeyen bir olurmu ) Bu da varolan bir gerçekdir.

 

Son söz olarak '' kutsallık'' içeren bir çok düşünce vardır.Bunu sadece dinlere has kılmak insaf ile bagdaşmaz.Bu yüzyıla ait bir çok düşünceyi reddetseniz hemen aforoz edilirsiniz.Bir örnek söyleyeyim ; Demokrasinin kuramcılarından birinin şöyle dedigini duymuştum; '' demokrasi en iyi yönetim degildir, lakin şimdilik buldugumuzun en iyisi '' diye. Ama samimi demokratlar yada işgüzarlar bu sistemin vazgeçilmez oldugunu iddia ederler.Demokrasiyi eleştirebilirsiniz ama red etme hakkını size tanımazlar.Özellikle malumatsız inananların gözünde toplumdan aforoz edilirsiniz.

Samimi olmayan bir kutsallık savunması, arkasında ( her zaman için )bir takım çıkarları barındırıyordur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşım Eleştirmek elbette Saygısızlık değildir... Siz işinize geldiği gibi anlamaya çalışıyorsunuz... Diğer konularda noktalanan hakaretleriniz mevcuttur arkadaşım... Ne yazdığınızı bilmiyorsanız, gidip tekrar okuyabilirsiniz, böyle bir hakkınız var... Siz Eleştirmekle Hakaret etmenin ayırdına varamıyorsunuz sanırım...

 

"Sizin inancınızda şöyle eksiklikler var, bakın bunlar hatalıdır vs vs vs..." gibi bir cümle kurmuş iseniz bu "Eleştiridir"... Ancak bu Eleştirinin devamında "İşte siz böyle saçmalıklara inanıyorsunuz, beyaza beyaz bile diyemiyorsunuz, düşünemezsiniz bile vs vs" gibi ithamlarda bulunuyorsanız bu da Hakarettir... İki cümleyi birleştirip "Sizin inancınızda şöyle eksiklikler var falan filan, bakın bunlar hatalıdır... .... İşte siz böyle *****lıklara inanıyorsunuz, beyaza beyaz bile diyemiyorsunuz, düşünemezsiniz bile vsvs..." dedikten sonra "Bu Eleştiridir" diyemezsiniz... Bu Hakarettir... Eleştiriyle Hakaret'in çok güzel harmanlandığı bir nitelemedir, aşağılamadır... Ve bunu "cümlenizin hiç bir anlamı olmaz,ve sözünüz havada kalır." diye savuşturmak, ayrıca ilginç bir çırpınıştır... Tüm öğrenmeniz gereken şeylerin yanında, aynı zamanda "Hakaret" "Eleştiri" "Saygı" gibi kavramları ve cümle içinde nasıl kullanılacaklarını da öğrenmeniz gerekmektedir... Hala Hakaret'in Eleştiri olduğunu sanıyorsunuz... Ayrıca eleştiri kötü yönde değil iyi yöndede olabilir, bu ayrımı da yapmalısınız... Yav sitenin sorumluları bile noktalamış sizin ithamlarınızı, daha ne diyim... İlginç yaa...

 

 

Bu kadar uzatmanıza gerek yok sayın boşig, Din eleştirilemez deyin olay bitsin. Hala bana kendi kendi kabulllerinizi dayatmayın.

 

Herkesin eğitim, ve kültür seviyesi aynı olmadığına göre bu kadarcık farklılığı hoş görmeniz gerekir. Aslında sizin hakeret olarak algıladılarınız hakaret değildir. Unutmayın!!!! eleştirme tektir, sadece uslup farklıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu kadar uzatmanıza gerek yok sayın boşig, Din eleştirilemez deyin olay bitsin. Hala bana kendi kendi kabulllerinizi dayatmayın.

 

Herkesin eğitim, ve kültür seviyesi aynı olmadığına göre bu kadarcık farklılığı hoş görmeniz gerekir. Aslında sizin hakeret olarak algıladılarınız hakaret değildir. Unutmayın!!!! eleştirme tektir, sadece uslup farklıdır.

 

Arkadaşım, yazımın tamamı "Dinlerin Eleştirilebilir" olduğunu ve "Eleştirlmeside Gerektiğini" anlatır. Konu bütünlüğünden bu anlam çıkar... Yani bunu daha ne kadar açık yazabilirim ki... Bakın, insanları uç noktalara sürüklemeye çalışıyorsunuz. Eleştiri tek değildir kesinlikle... Bir yargının veya konunun iyi yanlarını söylemek, olumlu katkılarını söylemekte eleştiridir... Bir yargının, konunun kötü taraflarını ve olumsuz katkılarını söylemekte eleştiridir... Ama aynı şekilde "Bir tek sizin dininiz yapabilirdi, sizin dininiz şöyle iyi, böyle yüce, kutsalında kutsalı" gibi deyişler nasıl ki eleştiri değilde yağcılık ve "övgü" oluyorsa, sizin bu sitedeki nitelemelerinizin bir çoğu da HAKARETTİR... En azından bir iki edebi kitap okumuş olan insanlar bile bunun ayırdına varabilirler... Ya bakın, ne kadar şey bildiğiniz beni ilgilendirmiyor ama bu kadar basit kavramları ve ayrımları bilmiyorsanız, sizinle tartışacak hiç bir şeyimiz yoktur... Biliyor musunuz bilmiyorum ama bu kavramlar Lise eğitiminde verilir öğrencilere... Bilmem anlatabildim mi? Kıvırmanıza ve beni uç noktalara itmeye çalışmanıza gerek yok, yukarıdaki yazımı bir iki kelimeyle özetleyeyim:

 

*Dinler Eleştirilebilir...

*Dinleri "Eleştirilemez" olarak lanse edenler, o dini bir "Yönetim Aracı" olarak kullananlardır...

*Eleştiri olumlu olabileceği gibi olumsuzda olabilir...

*Olumlu eleştiri "Övgü" olmadığı gibi, Olumsuz eleştiri de "Hakaret" değildir...

*Sizin ithamlarınız "Olumsuz Eleştiri" ile "Hakaret"in çok güzel harmanlanmış bir şeklidir. Noktalanmış ibareleriniz mevcuttur...

*"Eleştiri" ile "Hakaret"i bir arada sunup "Bu sırf eleştiridir ve siz katlanamıyorsunuz" diye bir anlayış ancak "Saygısızca davranarak işini yürüten" (söylemek istemediğim bir kelimenin anlamıdır, sözlükten bakarsınız) bir anlayıştır...

 

**Ayrıca madem sizin eleştiri üslubunuz "hakaret" etmeye dayanıyor, benim anlatmak istediklerimi "Ayrıntılama" üslubuma bir şey demememeniz ve anlamanız gerekirdi. Ancak siz Türkçe'deki bu kuralı da bilmediğiniz için, beni devamlı "Laf Ebeliği" yapmakla itham ediyorsunuz... Size gelince "Hakaret" üslup oluyor, bize gelince yazdıklarımız "Laf Ebeliği" oluyor... Gerçekten son derece "Faydacı" bir anlayışa sahipsiniz... Ayrıca hoş görmemi istemişsiniz, lakin hakaret hoş görülecek bir şey olmadığı halde, ben ne size nede başka bir kişiye bildiklerinden ve söylediklerinden dolayı hakaret etmiş değilim ve edecekte değilim...

 

Arkadaşım, boşuna çırpınmayın, bakın Kur'an-ı okumadığınızı yada araştırmadığınızı iddia edemem... Çünkü bu konularda konuşabildiğinize, en azından söylemek istediklerinizi aktarabildiğinize göre, doğru yada yanlış anlamış olsanız bile din hakkında bir birikiminiz var belli... Ancak bakın düşüncelerinizi sadece "Bilerek" aktaramazsınız. Düşüncelerinizi, mensubu olduğunuz dil'in yapısını, kurallarını öğrenmenizde gerekir... İnsanlarla iletişiminizin faydalı olabilmesi için Psikoloji'dende biraz da olsa anlamanız gerekir. Ancak şimdiye kadar ki tüm yazılarınızı bir araya toplarsa: Eleştiri ile Hakaret'in ayrımına varamadığınızı düşünürsek; sadece kendi fikirlerinizi "Meşru" gördüğünüzü göz önünde bulundurursak; bazı şeyleri kendinize gelince "Olumlu", başkasına gelince "Olumsuz" olarak nitelendirdiğinizi aklımızda tutarsak; karşınızdaki ve zıt görüşünüzdeki insanların fikirlerinden en ufak bir yarar sağlayamayacağınız öngörüşüne sahip olduğunuzu da bir kenarda saklı tutarsak, ne insan ilişkilerinden (Psikoloji), ne iletişimden (Dil ve Anlatım) ve ne de tartışma etiğinden (Saygı) olması gerektiği gibi anlamadığınız yada daha saygılı ve anlamlı bir ifade ile bu bilgilerden henüz haberinizin olmadığını görmemek mümkün değildir... Tüm iletileriniz sitede mevcuttur ve merak eden arkadaşlar profilinizden tüm bunlara ulaşabilirler... Unutmayın, Saygı gösterdiğiniz kadar Saygıya layıksınızdır ve ben tüm yapınız ortada olmasına rağmen saygıda kusur etmiyorum yada etmemeye çabalıyorum ve edeceğimi de sanmıyorum...

 

Türkçe dil ve anlam yapısı ve kurallarını iyi öğrenebilmeMiz dileğiyle...

 

Saygılarımla Sevgili Arkadaşım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KUTSALLIK;

Oncelikle Nedir Kutsallik

Hindularda Inek kutsal...

Her yil binlerce insanin birbirini ezerek baktigi 'sakal'kutsal

Yani isin icinde din varsa Onun parcasi olan herseyde Kutsal!!!

 

----Oysa insanlarin din korkusu dinin kutsallasmasina yol acmistir...Dinin kutsalligindan bahsedenler bASKA BIR dinin kutsalliginida kucumsuyebilirler...Bu aslinda acik bir yanlislik

Madem herkez tek tanri altinda Neden bir digeri digerine kutsal degil...

Insan tanrisinin dinini beyenmez mi???

Nerede bunun kutsalligi....

Aslinda oncelikle inanclilar kendi kutsalliklarini korumali sonra bizden saygi beklemeli..

 

Ve ayrica saygi anlayisida gorecelidir.....

Insan istemedigini yapmak zorunda da degil!!

Hayır arkadaşım, Saygı pek te göreceli değildir. Mesela Ahmet Taner Kışlalının "Saygı" konusunda çok güzel bir tespiti vardır: "Atatürk'ü kimse sevmek zorunda değildir, Dincilerin Atatürk'ü sevmemekte kendilerince bir çok haklı nedenleri de vardır, ancak herkes Atatürk'e saygı duymak zorundadır." Ya da kendisini hiç sevmememe rağmen Abdurrahman Dilipak'ın bir sözü var, hoşuma giden: "İnanmamakta yerden göğe kadar haklı olabilirsiniz ama saygı duymanız gerekir"...

 

Yani Saygının sınırı, karşınızdaki insanları hakir gördüğünüz ve incittiğiniz yerde biter sevgili arkadaşım... O yüzden eğer göreceli ise insanlarla hiç mi hiç konuşmamanız ve iletişim kurmamanız gerekir... Çünkü kimin hassasiyetinin nerede başlayıp nerede bittiğini bilmenizin imkanı yoktur... Yani Saygının sınırlarını siz belirlerseniz insanlara saygısızlık yapmaktan başka bir şey yapamazsınız... Oysa saygı öncelikle kişilik haklarından gelir, düşünce özgürlüğünden gelir... Hakaret edipte "ben eleştirdim ama siz bunu kaldıramıyorsunuz" diyemezsiniz, böyle bir davranışın adı sözlükte bellidir. Ayrıca dediğiniz gibi Kutsallıklar görecelidir ama sizin için kutsal olan bir şeye ben dil uzatamam, benim için kutsal olan bir şeye de siz dil uzatamazsınız... İnsan istemediğini tabii ki yapmak zorunda değil ancak bu hakir görmenizi gerektirmez. "İstemiyorum kardeşim saygı göstermek, istemediğim bi şeyi yaptıramazsınız" diye bir düşünce sistemi olamaz... O zaman kimselerin size saygı duymaması kadar doğal bir şey olamaz.. Bir bayan olarak ama herşeyden önce bir insan olarak Haksız İtham ve Hakaretleri kaldırabilecek bir kimse olduğunuzu düşünmüyorum... Zira "Saygı" kavramı olmasa idi burada birbirine küfürler sıralamaya hazır bir çok kimse vardır zaten merak etmeyin... Öyle bir ortamda bulunmak istermiydiniz?

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşım, yazımın tamamı "Dinlerin Eleştirilebilir" olduğunu ve "Eleştirlmeside Gerektiğini" anlatır. Konu bütünlüğünden bu anlam çıkar... Yani bunu daha ne kadar açık yazabilirim ki... Bakın, insanları uç noktalara sürüklemeye çalışıyorsunuz. Eleştiri tek değildir kesinlikle... Bir yargının veya konunun iyi yanlarını söylemek, olumlu katkılarını söylemekte eleştiridir... Bir yargının, konunun kötü taraflarını ve olumsuz katkılarını söylemekte eleştiridir... Ama aynı şekilde "Bir tek sizin dininiz yapabilirdi, sizin dininiz şöyle iyi, böyle yüce, kutsalında kutsalı" gibi deyişler nasıl ki eleştiri değilde yağcılık ve "övgü" oluyorsa, sizin bu sitedeki nitelemelerinizin bir çoğu da HAKARETTİR... En azından bir iki edebi kitap okumuş olan insanlar bile bunun ayırdına varabilirler... Ya bakın, ne kadar şey bildiğiniz beni ilgilendirmiyor ama bu kadar basit kavramları ve ayrımları bilmiyorsanız, sizinle tartışacak hiç bir şeyimiz yoktur... Biliyor musunuz bilmiyorum ama bu kavramlar Lise eğitiminde verilir öğrencilere... Bilmem anlatabildim mi? Kıvırmanıza ve beni uç noktalara itmeye çalışmanıza gerek yok, yukarıdaki yazımı bir iki kelimeyle özetleyeyim:

 

*Dinler Eleştirilebilir...

*Dinleri "Eleştirilemez" olarak lanse edenler, o dini bir "Yönetim Aracı" olarak kullananlardır...

*Eleştiri olumlu olabileceği gibi olumsuzda olabilir...

*Olumlu eleştiri "Övgü" olmadığı gibi, Olumsuz eleştiri de "Hakaret" değildir...

*Sizin ithamlarınız "Olumsuz Eleştiri" ile "Hakaret"in çok güzel harmanlanmış bir şeklidir. Noktalanmış ibareleriniz mevcuttur...

*"Eleştiri" ile "Hakaret"i bir arada sunup "Bu sırf eleştiridir ve siz katlanamıyorsunuz" diye bir anlayış ancak "Saygısızca davranarak işini yürüten" (söylemek istemediğim bir kelimenin anlamıdır, sözlükten bakarsınız) bir anlayıştır...

 

**Ayrıca madem sizin eleştiri üslubunuz "hakaret" etmeye dayanıyor, benim anlatmak istediklerimi "Ayrıntılama" üslubuma bir şey demememeniz ve anlamanız gerekirdi. Ancak siz Türkçe'deki bu kuralı da bilmediğiniz için, beni devamlı "Laf Ebeliği" yapmakla itham ediyorsunuz... Size gelince "Hakaret" üslup oluyor, bize gelince yazdıklarımız "Laf Ebeliği" oluyor... Gerçekten son derece "Faydacı" bir anlayışa sahipsiniz... Ayrıca hoş görmemi istemişsiniz, lakin hakaret hoş görülecek bir şey olmadığı halde, ben ne size nede başka bir kişiye bildiklerinden ve söylediklerinden dolayı hakaret etmiş değilim ve edecekte değilim...

 

Arkadaşım, boşuna çırpınmayın, bakın Kur'an-ı okumadığınızı yada araştırmadığınızı iddia edemem... Çünkü bu konularda konuşabildiğinize, en azından söylemek istediklerinizi aktarabildiğinize göre, doğru yada yanlış anlamış olsanız bile din hakkında bir birikiminiz var belli... Ancak bakın düşüncelerinizi sadece "Bilerek" aktaramazsınız. Düşüncelerinizi, mensubu olduğunuz dil'in yapısını, kurallarını öğrenmenizde gerekir... İnsanlarla iletişiminizin faydalı olabilmesi için Psikoloji'dende biraz da olsa anlamanız gerekir. Ancak şimdiye kadar ki tüm yazılarınızı bir araya toplarsa: Eleştiri ile Hakaret'in ayrımına varamadığınızı düşünürsek; sadece kendi fikirlerinizi "Meşru" gördüğünüzü göz önünde bulundurursak; bazı şeyleri kendinize gelince "Olumlu", başkasına gelince "Olumsuz" olarak nitelendirdiğinizi aklımızda tutarsak; karşınızdaki ve zıt görüşünüzdeki insanların fikirlerinden en ufak bir yarar sağlayamayacağınız öngörüşüne sahip olduğunuzu da bir kenarda saklı tutarsak, ne insan ilişkilerinden (Psikoloji), ne iletişimden (Dil ve Anlatım) ve ne de tartışma etiğinden (Saygı) olması gerektiği gibi anlamadığınız yada daha saygılı ve anlamlı bir ifade ile bu bilgilerden henüz haberinizin olmadığını görmemek mümkün değildir... Tüm iletileriniz sitede mevcuttur ve merak eden arkadaşlar profilinizden tüm bunlara ulaşabilirler... Unutmayın, Saygı gösterdiğiniz kadar Saygıya layıksınızdır ve ben tüm yapınız ortada olmasına rağmen saygıda kusur etmiyorum yada etmemeye çabalıyorum ve edeceğimi de sanmıyorum...

 

Türkçe dil ve anlam yapısı ve kurallarını iyi öğrenebilmeMiz dileğiyle...

 

Saygılarımla Sevgili Arkadaşım...

 

 

Yeri geldiğinde birbirlerini öldürebilen,birbirlerini küfür ile (din dışı) itham eden, bu hakaretleri eserler haline getirerek yüzyıllardan beri süregelen iki zıt kutuplar için, hoş görülü davranan ve bu höşgörüyü bir sslogan haline getiren ( gerçek tektir,algılar farklıdır) tüm bunları islam potasında eritmeye çalışan siz, benim için acımasız bir şeklide dayatıyor ve diyorsunuz ki

 

Ben sizin nitelemelerinizi hakaret olarak tanımlamışşşam öyledir. Ne mecburiyetim var sizin bu dayatmanzı kabul etmeye. Karar mercii sizmisiniz ?

 

 

Hakaret meselesine gelince benim bazı yazılarımdaki yıldızlara dayanarak bunu söylüyorsunuz.Konunun anlaşılması için adminlerden rica ediyorum lütfen silmesinler, Kıvırma ve saçmalama kelimeleri.Eğer bunlar hakaretse siz çok rahatlıkla bana bu kelimeler söylediniz. Kendiniz yapınca normal başkası yapıncamı hakaret oluyor ? İşte buyrun

 

Arkadaşım, rica ediyorum saçmalamayın yaaa... Neyi kastettiğimi çok iyi anlıyorsunuz, kıvırmayın rica ederim...

 

Aradaki fark ne biliyormusunuz siz rica ederek saçmalama diyorsunuz ben rica etmeden.Bakın sizden bir şey öğrendim.Rica ederek söylediğinde demekki hakaret olmuyormuş.Müthiş bir mantık!!!!

 

Yazınızın kaynağıda burası

 

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...2527&st=200

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayıh boşig,

Başka bir kon altında yürütülen tartışma da "kutsala saygı" tartışmasına dönüşmesin diye, oradaki yazınızın "saygı" konusuyla ilgili bölümüne burada cevap vereceğim.

 

Aaa evet, o film çok güzel bi filmdi yaa... Adı "Tanrılar Çıldırmış Olmalı", ikinci bölümünün adı "Ve Tanrılar Çıldırdı"... En sevdiğim Filmlerden birisidir...

 

Sizde saygı duyun arkadaşım, inançlara da, inananlara da... Saygı karşılıklı olmalı... Saygı görmek için, Saygı göstermek gerekir...

 

Yani diyorsun ki;

Birileri "bu kola şişesini Tanrı gönderdi" desin dursun, ama benim "Tanrı göndermiş olamaz, bu kola şişesini Tanrı gönderdi demek saçmalakamaktır" deme hakkım olmasın, bunun adı da saygı olsun, eğer dersem bu yaptığım şey hakaret olsun???

 

Birileri "bu kola şişesini Tanrı gönderdi diyen ilk adamı" Tanrı'nın seçtiği adam sansın, ama benim "Kola şişesini Tanrı göndermemiştir, kola şişesini bulan adam da Tanrı'nın seçtiği bir adam değildir" deme hakkım olmasın, eğer dersem bu yaptığım şey hakaret olsun?

 

Kola şişesini ilk bulan adam "Bu kola şişesini Tanrı gönderdi, bu şişeyi O'nun gönderdiğini insanlara anlatmam için beni seçti" desin, benim bu adama "halüsinasyonlarını bize gerçek diyerek yutturmaya kalkma" deme hakkım olmasınbunun adı da saygı olsun, eğer dersem bu yaptığım şey hakaret olsun?

 

Birileri bu benim "Kola şişesini Tanrı gönderdi" iddiasına yönelik inançsızlığım karşısında "Kola şişesini Tanrı'nın gönderdiğini söuyleyen ilk adam dehdeh'e bindi Tanrı'nın yanına bile gitti, hala niye reddediyorsun" desin, benim "o adam halüsinasyon görüyor" deme hakkım olmasın, eğer dersem bu yaptığım şey hakaret olsun??

 

Birileri "bu kola şişesini Tanrı'nın gönderdiğine inanmayanların gözleri görmüyor, kulakları duymuyor, kafaları çalışmıyor, onlar hayvanlardan daha aşağıdır, inanmayanları Tanrı cezalandıracak" desin dursun, ama benim "o kola şişesini Tanrı vermiş olamaz, kola şişesi vermeyen bir Tanrı'nın, bu şişenin Tanrı'dan geldiğine inanmak ve inanmamak'a dayalı bir sınav ve ceza sistemi getirmiş olamaz" deme hakkım olmasın, bunun adı da saygı olsun, eğer dersem bu yaptığım şey hakaret olsun???

 

Kola şişiesini ilk bulan ve kendisini Tanrı'nın seçtiğini söyleyen adam kendine inananlardan birinin 9 yaşındaki kızını karı olarak alsın, ama biz bu adama yaptığının doğru olmadığını, bunun sübyancılık olduğunu söyleyemeyelim, bunun adı saygı olsun, söylersek bunun adı hakaret olsun?

 

Sayın boşig, sen o sevdiğini söylediğin "Tanrılar çıldırmış olmalı" filmini bir daha izle. Izlerken, Kola şişesi çevresinde dönen hikaye ile herhangi bir kutsal kitap çevresinde dönen hikayeyi karşılaştır.

 

Sayın boşig sen, kendi inancını, bu saçmalıkların bir parçasıymış gibi göstermek zorunda değilsin, bu saçmalıkları savunmak zorunda değilsin.

 

Saygılar. Kendine iyi davran. Aklına saygı duy.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yeri geldiğinde birbirlerini öldürebilen,birbirlerini küfür ile (din dışı) itham eden, bu hakaretleri eserler haline getirerek yüzyıllardan beri süregelen iki zıt kutuplar için, hoş görülü davranan ve bu höşgörüyü bir sslogan haline getiren ( gerçek tektir,algılar farklıdır) tüm bunları islam potasında eritmeye çalışan siz, benim için acımasız bir şeklide dayatıyor ve diyorsunuz ki

.....

Aradaki fark ne biliyormusunuz siz rica ederek saçmalama diyorsunuz ben rica etmeden.Bakın sizden bir şey öğrendim.Rica ederek söylediğinde demekki hakaret olmuyormuş.Müthiş bir mantık!!!!

 

Yazınızın kaynağıda burası

 

Arkadaşım, herşey bir yana, her zaman söylüyorum, gelin din adına birileri öldürülmüşse, "biz dini savunuyoruz, sizin yaşamaya hakkınız yok" emişse birileri... Din kullanılarak birilerine kıyıldıysa, idam edildiyse, asıldıysa, galileo din adına yargılandıysa, Hallac-ı Mansur ve Nesimi din adı kullanılarak öldürüldüyse, Yavus Selim ile Şah İsmail'in din adını kullanarak yaptığı mücadelelerde masum insanlar öldürüldüyse, bunların hesabını birlikte soralım... Eğer din adına birileriniz inançlarına küfür ediliyorsa, baştakiler insanları din adına koyun gibi yönetiyorsa bununda hesabını birlikte soralım... Her zaman söylüyorum, halkı yönetebilmek ve yönlendirebilmek için çok kolay ve çok etkili bir araç olabiliyor... O yüzden "Laiklik" diye çırpınıyor illa ki... Bilmem anlatabildim mi? Dinler kullanılarak yapılmış olan kıyımları eleştirmektende korkmuyorum... Ancak unutulmaması gereken, dinler hep kullanılmıştır siyasi otoritelerce... Bundan başka bir alternatifi olmamıştır. Konudaki ilk yazımda bu son derece sabittir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.........

==Bizlere baska din yok mu niye hep muslumanlik diyenler umarim simdide bizene baska dinlerden demez...

Diğer nitelemelerinizde kendi haklı nedenleriniz olabilir... Kimin "Bize ne başka dinlerden" deyip dememesini umursamıyorum ama şu var ki, dinleri yaratmak bir yana şunu söylemek istiyorum ki, insan sonuçta ya aradığı şeye inanıyor yada inanmak istediği şeye... Ama en müsbet olanı, insan sonuçta hangisinde huzur buluyorsa ona inanıyor... İşte bu noktadan sonra kimse kimsenin inancını yargılayamaz... Ben tüm dinlerin Eleştirilebilir olduğunu ve de zaten eleştirilmesi gerektiğini söyledim ve her zamanda söylerim... Ama şu var ki, emin olun, bir arkadaşımızın da belirttiği gibi düşünebilen yada burada "Benim Dini Bilgim Var" diyebilen her insan, en azından bir şeyler bildiği ve sizin anlamlandıramadığınız şeyleri kendilerince anlamlı bularak ve anlamlı kılarak buraya bir fikir yazıyorlar. Yine sizde belki de bizlerin yada ben kendimi örnek vereyim, bemi anlamlandıramadığım şeyleri pek ala anlamlandırıp burada bir fikir belirtiyorsunuz... İşte söylemek istediğim inanç bu benim... Gerçek Hıristiyanlık, gerçek Müslümanlık, gerçek Musevilik... Bakın Karl Marx (Yahudi idi ama nedense Das-Kapital'de dinlerden özgürlüğü savunuyordu) eseri olan Das-Kapital'i, Evrimci görüşünden dolayı çok sevdiği (sanırım kendisi gibi düşündüğünü sandığı için) Türlerin Kökeni'nin yazarı Darwin'e itham etmiş... Ama Darwin, *****ladığını düşünerek bunu reddetmiş... Yani kimin aslında neyi anlatmak istediğini tam olarak anlayamıyor da olabiliriz... Gözlerimizi kapattığımızda sadece kendimizle başbaşa kalıyoruz... Bakın nesnel olmaya çalışıyorum ve umarım bari bu çabamı olsun anlayabilirsiniz... İnsanların "Kandırılarak" bir die mensub edilmelerine karşıyım... Aldatılarak bir dine mensub edilmelerine karşıyım... Dinlerin ve İnançların/Duyguların "İktidar"larca kullanılmasına karşıyım... Kısacası "İnanç" ve "Din" sömürüsüne karşıyım... Siz yada bir başkası Tüm dinlerde çelişki görüyor olabilirsiniz yada bunlar size çelişki gibi geliyor olabilir... Ancak ben yada bazıları bunları anlamlı kılabildikleri için inanıyorlar... O yüzden ben "Niye Müslümansınız?" yada "Siz Niye İnanmıyorsunuz?" gibi serzenişleri ***** ve mantıksız buluyorum... Eleştirebileceğimiz tek nokta karşımızdakinin tutarlı olup olmadığıdır en fazla ama bence bu sorular sormak çok abes ve yersiz... İşte "Saygı" duymanın "Zorunluluğu" bundan kaynaklanıyor...

 

O zaman sunuda diyebiliriz....

Insanlar dini kendileride olusturmus pek ala olabilir...

Bakın size biraz daha ılımlı yaklaşarak şunu söylemek istiyorum, yukarıda alıntıladığım sözünüzü diyebilir miyiz bunu bilmiyorum ama, size şöyle açıklayayım, eğer arkadaşlarımız "Laf Ebeliği" olarak görmezlerse tabi...:

Jean Piaget'in Zeka kuramının çok sevdiğim bir tespiti vardır... O'na göreZeka ve Zekanın işleyişi "Dengelenme" üzerinedir. Yani Zihnimiz bir farkında olmadan Dış Dünya ile bir "Denge" kurmaya çalışır... Siz dışarıdan bir uyarıcı alırsınız ve bunu siz bilişsel olarak anlamlandırırken, zeka'da ona uygun şemalar oluşturur... Eğer Organizma için yaşadığı ortam yada dış dünya "Anlamlı"ise o organizma "Dengede" demektir. Ve o dengesürdüğü sürece yeni bilgi edinme ihtiyacı duymaz... Diyelim ki yılladır ormanda yaşıyorsunuz ve herşeyini biliyorsunuz ormanın, artık dengedesinizdir, orda yaşayabilirsiniz. Ancak Şehre çıktığınızda ilk defa evler ve arablar görürsünüz. Zihniniz daha önce bunları görmediği için bunlara ait şemalarınız yoktur ve en yakın şemalara uydurursunuz. Mesela hareket eden arabaları "Hayvan" sanırsınız, Evler "Mağara" sanırsınız, telefon direklerini "Ağaç" sanırsınız... İşte artık dengeniz bozulmuştur ve Zekanız yeniden dengelenmek ister, artık bunları yeniden anlamlandırırsınız kendi öğrendiklerinizle. İşte burada ya anlamlandırıp ve sonunda dengelenip şehirde kalırsınız yada anlamlandıramayıp eski dengenize kavuşmak için ormana dönersiniz... Sonuçta aradığınız şey "Sizi Dengede Tutan Anlamlandırabildiğiniz Bir Dış Dünya"dır... Yani Organizmanın (insanın) zihninin temel amacı "Dünyayı Anlamlı Kılabilmektir". İşte ben bu yüzden diyorum ki, insanların algıları farklı farklıdır. Kimimiz ormana dönmeyi (size göre inançlı olmak, bize göre inançlı olmamak), kimimiz şehirde kalmayı (size göre inançsız olmak, bize göre inançlı olmak) seçeriz... O yüzden zaten emin olun ki, kendi inandığımız şeyleri en baştan zaten kendimiz algılarımızla oluşturuyoruz... Yani bu zekanın bizim dışımızdaki ve bizim çabamızla olan bir takım işleyişlerinin sonucu... Bakın buna BrainSlapper'in benim düşünmemi istediği o "Tanrılar Çıldırmış Olmalı" filminden bir örnekle vereyim ve emin olun ki BrainSlapper o filmleri çok sevmemin en temel nedeni her karesini yorumlamış olmamdır... Bakın o şişe gökten düşünce napıyordu adam? Dünyanın sonunu arayıp, atmak için yolun sonunu arıyordu değil mi? Niçin? Çünkü anlamlandıramadı onu... Bir araba gördüğünde ise kaçıyordular korkup... Büyük bir hayvan sanıyorlardı ve hiç yaklaşmıyorlardı bile... Ama o adamın çocukları napıyordu? Birisi su tankerinden korkmazken ve diğeri korkuyordu... Birisi su tankerini bir yaratık olarak görürken, diğeri içine girilebilecek olan ve su taşıyan bir şey olduğunu anlamlı kılabiliyordu... Yani sizin incelememi istediğiniz film işte bu gibi bir içeriğe sahip olduğu içn son derece kaliteli bir filmdir. Bence sizde o filmleri şöyle dikkatli bir biçimde inceleyin... Gerçekten güzel şeyler ortaya çıkıyor. İşte bakın size bir örnek daha... Aynı filmi izlediğimiz halde, bakış açılarımız tamamen farklı... Siz o filmi kendi felsefenizi haklı kılmak için izlememi istediniz, ben ise kendime göre bir anlam kattım... Yani herşey bir perde ve biz aynı perdeye farklı açılardan bakıyoruz... İster laf ebeliği deyin, ister laf oyunu deyin...

 

Sözünüzde, eksik olsada az biraz haklı olabilirsiniz la-boheme... Bu din varmı yokmu tartışması değil... Anlıyacaksınız... Sonuçta dediğim gibi Organizma (insan "Davranışçı Yaklaşımda" Organizma olarak tanımlanır) bir dengelenme arayışı içindedir. Ve onu dengeleyen şey "Dünyayı Anlamlı Kılabilmesi"dir... Siz "Ateizm" ile dünyayı anlamlı kılabiliyorsunuz, biz ise bir dine inanarak. Yada ben kendi bakış açınla söyleyeyim: kendi algılarımıza güvenerek... Bir Ateist size gelip Ateizm'i baştan sona kadar anlatsa bile, siz onun baktığı gözle yine de bakamazsınız Ateizme, çünkü kendi gözleriniz var... Doğru yada yanlış, Bilimselci arkadaşımın bana ispatladığı gibi ben sezgilerime daha çok güvenerek "Bilimsel Dünya Görüşlü/Materyalist Görüşlü" bir insan olamıyorum belkide, ama en azından bu görüşü anlamak için çabalıyorum her fırsatta... Sizde ne kadar bizim yadabenim gibi algılamasanızda dünyayı, en azından bizi yada beni anlamaya çalışabilirsiniz... Görüceksiniz ki inançlı yada inançsız her insan bunu yaptığı sürece Din ne kullanılacaktır ne de Savaşların müsebbibi olarak lanse edilecektir... Ben eminim ki Din zaten savaşların nedeni değil, çok talihsiz bir yapıdır din, hep kullanılmıştır... Tabi onu kullanan yönetimlerin kurbanları da hep insanlar olmuştur.

 

Umarım laf oyuunu yapmamışımdır. Zira "laf oyunu" tabiri "lafı eveleyip geveleyip kesin yargılar belirtmekten kaçma" anlamını niteler. Oysa ki benim "Kompozisyon" olarak niteleyebileceğim yazı, son derece "Kesin yargılar" içeriyor. En azından ben "Kesin yargılar içerdiğini düşünüyorum. Ha içermiyorsa ve size gerçekten bir şey katmıyorsa yazdıklarım, gözünüzü ve aklınızı yorduğum için gerçekten özür dilerim... Ama bir şey katabiliyorsa, en azında dürüst olup "Laf Oyunu" yaptığım gibi bir ithamla nitelemezsiniz artık... Çünkü sanıyorum ki "Laf Oyunu Yapmak" ile yazılarım arasında çok fark var... (Laf Oyunu yaptığımı söyleyen arkadaşlara bu yazım, size değil la-boheme :) )

 

Sole aciklayim!!!

---Dinler tanriyi celistiriyor...

Bakın bu nitelemenize ise şöyle karşılık vermek istiyorum: Ben kendimi Agnostik yada Deist gibi bir adlandırmaya mensub görmüyorum... Ancak şöyle dese idiniz "BELKİ" haklı olabilirdiniz; "Dini Kitaplar Tanrı'yı (Yüceliğini) Sınırlandırıyor...". (Bakın bir "Müslüman" olmama rağmen, bu tür soruları sorabiliyorum, İslamiyet'in "Doğmatik" olduğuna bir kanıt sanırım bu :) ) Ben öncelikle "İslamiyet"in özünde olduğu için ve birde bu nedenden dolayı tüm dinlerin ve inançların aynı şeyi nitelediğini düşünüyorum... O yüzden Türkçe tabiri ile "Tanrı'ya Teslim Oldum" yani "İslamım" diyorum. Aynen İbn-i Sina'nın dediği gibi: "Allah'ım aradım aradım, en sonunda sana teslim oldum...". Ya beni yine isimlendirmek isteyecek arkadaşlar olacak ama, arkadaşlar inanın ben Kur'an-ı okudukça daha huzurlu oluyorum, anlayışlı olun... Bana size göründüğü gibi görünmüyo işte, anlamlı geliyo, napabilirim? O yüzden Müslümanım ben... Ama diğer dinlerinde pek farklı bir şey söylediğini sanmıyorum... Sadece bakış açıları değişik ve ben İslam'ın bakış açısına sahibim, kusura bakmayın...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayir sevgili Bosig

Yaziniz son derece mantikli ve guzel olmus....Yani bu konudaki butun sifatlar siranalir....

Konuyu ozetlemek gerekirse;

Insan inanci ne olursa olsun(Inancli inancsiz)Saygi duyulmali bu benim icin zor olsada inanin deniycem....Sanirim sunuda anladim tatli dil yilni deliginden cikariyormus... -_-

 

---Ve hakli oldugunuz diger konuda insn bakis acisi her zaman farklidir....Ben insanin gormeden inandigi bir seyi bos ve anlamsiz bulurken baska bir kisi benim nasil bir omur bole bos yasadigimi dusunebilir....=Ama burda iki taraf yer degistirse o zaman belki anlarlar ancak dinci arkadaslarin hic biri kendilerini bizim yerimize koymak istemediler...Oysa biz onlarin yerinden geldik!!!

______________________________________________

Umarim anlamisimdir...

 

Sizde sanırım bir takım dinCİ'lerin kendilerini sizin yerinize koymaması konusunda haklısınız... Ama tabi sizi bilmiyorum ama Ateist yada Müslüman olmayanların kendilerini Müslümanların yerine koyup koymadığından da emin olamam... Ama empati kurmak önemli tabi, zaten yukarıda kastettiğim ve benim yapmaya çalıştığımda bu... Her ne kadar araya duvar örmek isteyenler çıksada ve duvar örselerde, ben insanların birbirlerine "İnanç" perdesinden bakmaması gerektiğini düşünüyorum... Düşünsenize, burada "Din'i kullanıp insanları savaşa sürükleyenleri" "Din'i kullanıp insanları idam edenleri" "Din'i kullanıp Cumhuriyeti satanları" "Din'i kullanıp insanlar arasındaki uçurumları açanları" "Din'i kullanıp insanların bu nedenle cepheleşmelerini" Kınıyoruz, Kötü olduğunu söylüyoruz, olmaması gerektiğiniz söylüyoruz, Yargılıyoruz... Hatta bazen bunları Din'in bizzat kendisinin yaptığını söyleyenler bile oluyor... Ama sonunda biz ne yapıyoruz? "Sen Ateist'sin" yada "Sen Müslümansın" diyerek birbirimizi küçümsüyoruz, anlamaya çalışmıyoruz ve kimi zaman hakaretler bile edebiliyoruz... Peki yargıladığımız o yukarıdaki kimselerden ne farkımız kaldı şimdi? Eğer birilerini yargılıyorsak, o eylemleri bizim yapmamamız gerekir...Ben; "Müslümanlığımı" bir kenara bırakın; Sizin, diğer Ateist arkadaşlarımın ve hatta Müslüman arkadaşlarımın gözünde bir "Müslüman"dan önce bir "İnsan" olarak tanımlanmayı isterim... Çünkü ilk bakışta görebildiğiniz şey "İnsan" olduğumdur... İçimdeki benim ile Tanrı arasındadır. Sizinde yine içinizdeki sizinle kendi vicdanınız arasındadır...

 

Ve gerçekten anlatmak istediğimi hakkıyla anlamışsınız arkadaşım, çabanız için gerçekten minnettarım...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sizde sanırım bir takım dinCİ'lerin kendilerini sizin yerinize koymaması konusunda haklısınız... Ama tabi sizi bilmiyorum ama Ateist yada Müslüman olmayanların kendilerini Müslümanların yerine koyup koymadığından da emin olamam... Ama empati kurmak önemli tabi, zaten yukarıda kastettiğim ve benim yapmaya çalıştığımda bu... Her ne kadar araya duvar örmek isteyenler çıksada ve duvar örselerde, ben insanların birbirlerine "İnanç" perdesinden bakmaması gerektiğini düşünüyorum... Düşünsenize, burada "Din'i kullanıp insanları savaşa sürükleyenleri" "Din'i kullanıp insanları idam edenleri" "Din'i kullanıp Cumhuriyeti satanları" "Din'i kullanıp insanlar arasındaki uçurumları açanları" "Din'i kullanıp insanların bu nedenle cepheleşmelerini" Kınıyoruz, Kötü olduğunu söylüyoruz, olmaması gerektiğiniz söylüyoruz, Yargılıyoruz... Hatta bazen bunları Din'in bizzat kendisinin yaptığını söyleyenler bile oluyor... Ama sonunda biz ne yapıyoruz? "Sen Ateist'sin" yada "Sen Müslümansın" diyerek birbirimizi küçümsüyoruz, anlamaya çalışmıyoruz ve kimi zaman hakaretler bile edebiliyoruz... Peki yargıladığımız o yukarıdaki kimselerden ne farkımız kaldı şimdi? Eğer birilerini yargılıyorsak, o eylemleri bizim yapmamamız gerekir...Ben; "Müslümanlığımı" bir kenara bırakın; Sizin, diğer Ateist arkadaşlarımın ve hatta Müslüman arkadaşlarımın gözünde bir "Müslüman"dan önce bir "İnsan" olarak tanımlanmayı isterim... Çünkü ilk bakışta görebildiğiniz şey "İnsan" olduğumdur... İçimdeki benim ile Tanrı arasındadır. Sizinde yine içinizdeki sizinle kendi vicdanınız arasındadır......

:clover::clover:

 

Sizin yazınıza atfen cevap vereceğim, ama tüm müslümanlara, diğer semitik din mensuplarına ve diğer inanç mensuplarına şu hususu bir kez daha vurgulamak istiyorum:

 

İnançlara saygı duyarım, bu inançlar benim hayatıma, benim düşüncenme müdahale etmedikleri sürece.

 

Ben, Samiri'nin Yahudiler arasında canlandırmaya çalıştığı inek tapınımı kültürünü yaşatan Hinduların inancına saygı duyarım; benim dana eti yememe müdahale etmedikleri sürece, ineklerine Hindistan'da olduğu gibi sonsuz özgürlük verip caddelere, sokaklara pisletmedikleri sürece.

 

Ben, Musevinin inancına saygı duyarım, gelip bana "ben Allah'ın seçtiği kabilenin mensubuyum, ben üstünüp" diyerek bu üstünlük iddiasını uygulamaya geçirmeye çalışmadığı sürece.

 

Ben, Lat'a, Uzza'ya, haç'a, heykel'e, İsa ikonasına, güneşe tapınan insanlara da saygı duyarım, kendi inançalrının doğru olduğunu iddia edip, beni de bu inançlarına inanmaya zorlamadıkları sürece.

 

Ben, İslamiyet'e saygı duyarım, benim ne yediğime, ne içtiğime, ne giydiğime, nasıl yaşadığıma, ne düşündüğüme karışmadıkça. İslamyetten referans alanlar benim hayatıma müdahale etmedikçe.

 

Ama, hangi dinli ve dinsiz olursa olsun, benim düşüncelerime ve hayat anlayışıma yanlış derse, ben öncelikle kendi düşüncemin yanlış olmadığını ispatlamak, sonra da bana yanlış düşünüyorsun diyenin düşüncesinin yanlış olduğunu göstermek zorundayım. Hakkaten gösterir benim düşüncemin yanlış olduğunu, o zaman diyecek birşey yok, teşekkür ederim sadece.

 

Benim düşünceme ve hayat tarzıma yanlış deme hakkını kendinde gören, kendi düşüncesi, inancı ve hayat tarzını tartışmaya açar. "Sadece biz eleştirelim, sen eleştirme" diyemez kimse. İslam dini veya Tanrı'dan geldiğini iddia eden bütün dinler, tabiatları gereği, kendi anlayışı dışındaki anlayışlara yanlış derler; bu nedenle başkalarının da otomatik olarak savvunma hakkı ve ihtiyacı ortaya çıkar. Savunma sırasında da, maalesef, bir şeye doğru değilse, doğru deil demek zorunluluğu var, bu hakaret olarak algılanmamalı.

 

Dikkat ederseniz, itiraz ettiğimiz şey inançların "kişi ile Tanrı arasında kalan kısmı" değil, bunun dışına taşan, başkalarının hayatına müdahale eden kısmı.

 

Yoksa bir insanın Tanrı'yı düşününce huzur bulması, eline haç alınca uhreviyet hissetmesi, boynuna köpekbaşı dişlerinden yapılmış kolye asınca mutlu hissetmesi, ibadet edince cennete gidecek olması falan beni zerre kadar ilgilendirmez, saygı duyarım.

 

İbadet edince cennete gideceğine inansın, ama inanmayanlarıın cehenneme gideceğini iddia ederse, yani "kendi şahsiyeti" dışındakilere ne olacağı hususuna girerse, maalesef bu "kendi şahsı dışındaki insanlar" da birşeyler söyleme hakkına sahip olurlar.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet her inanç, her düşünce, her fikir eleştirilebilir ancak hakaret alay ve küçük düşürücü durumlara gidilmedikçe..

 

Sedat Bey,

 

Peki Muhammed'in Tanrı'nın seçilmiş kulu olmadığını, peygamber olmadığını nasıl ileri süreceğim, nasıl ispat edeceğim, "küçük düşürmeden"? Bana bir yöntem söyle.

 

A: Muhammed peygamber değil.

B: Peki nerden bu sonuca vardın ?

A: (Ne desin şimdi?)

* "Doğru söylememiş" mi desin (ki bunu söylemek yetmiyor, neden doğru söylemediğini düşündüğünü ifade etmesi gerek) ?

* Kuran'da bulunan ayetlerden yola çıkarak, zaten onun "cinlere tutulmuş olduğuna, zamanında kendisinin delilikle itham edilmiş olduğuna" ilişkin bilgilerden yola çıkarak "psikolojik desteğe muhtaç bir yapıdaydı" mı desin?

* "Samimi değildi, halkı kullanmak için tebligatının Allah'tan olduğunu iddia etti" mi desin?

 

Hangisini desin ki Muhammed küçük düşmesin?

 

Ben bu forumda yalan söylersem, küçük düşmeyi hakaderim.

Ben bu forumda birilerine karşı terbiye sınırlarını aşan laf edersem, küçük düşmeyi hakaderim, ban yemeyi hakederim.

Ben bu forumda akla mugayir laf edersem, küçük düşmeyi, bana gülünmesini hakaderim.

 

Kimse kusura bakmasın ama, dindeki doğru olmayan şeyleri, çelişen şeyleri gösterince birileri küçük düşecekse düşsün.

Evrim teorisi çürütülürse, darwin küçük düşecekse düşsün.

Eğer burdan sövüp, hakaret edip, itham edip kaçıyorsak, ithamlarımızın ve iddialarımızın içini doldurmuyorsak, zaten küçük düşen biz oluruz.

Ama lütfen müsaade edin, yanlışa yanlış demek de hakaret olarak algılanmasın.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki Muhammed'in Tanrı'nın seçilmiş kulu olmadığını, peygamber olmadığını nasıl ileri süreceğim, nasıl ispat edeceğim, "küçük düşürmeden"? Bana bir yöntem söyle.

 

Bunu ıaspat edemezsin çünkü Hz. Muhammed Allah'ın kulu ve elçisidir..

Bunun dışında ona itham edeceğin her olumsuzluk asılsız olduğu için, ya iftira ya hakarettir (bence)..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki Muhammed'in Tanrı'nın seçilmiş kulu olmadığını, peygamber olmadığını nasıl ileri süreceğim, nasıl ispat edeceğim, "küçük düşürmeden"? Bana bir yöntem söyle.

 

 

Ama lütfen müsaade edin, yanlışa yanlış demek de hakaret olarak algılanmasın.

 

 

 

demişsin ki: "küçük düşürmeden"? Bana bir yöntem söyle.

 

 

Sonra "Yanlışa yanlış demek de hakaret olarak algılanmasın"

 

 

Hem diyorsun ki: "küçük düşürmeden" bana yöntem söyle, Hemde "yanlışa yanlış demek hakaret olarak algılanmasın"

 

 

Hakaret etmeden olmaz diyorsun sonra yanlışa yanlış demek hakaret olarak algılanmasın diyorsun nasıl oluyor bu ???

 

 

Sana göre yanlış olan bana göre dosdoğru'dur.

 

 

Sen kime ispat etmek istiyorsun ki müslümanlara mı ? Eğer müslümanlar ise boşuna kürek sallıyorsun arkadaş. !

 

Ben zaten Peygamberime iman etmişim. Sen iman etmemişsin. ?

 

Bana anlatsan ben anlamam ben sana anlatsam sen anlamassın. zaten anlatılmış anlatılacağı kadar ama anlamak istenmemiş.

 

Siz küçük düşürsenizde alçaltsanızda yerden yere vursanızda bu islam dinine hiç bir şekilde zarar veremeyeceksiniz bu zamana kadar veremediğiniz gibi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen kime ispat etmek istiyorsun ki müslümanlara mı ? Eğer müslümanlar ise boşuna kürek sallıyorsun arkadaş. !

 

Ben zaten Peygamberime iman etmişim. Sen iman etmemişsin. ?

 

+1 :clover:

 

Ve ekliyorum..

Yaşım 28 bunun 18 senesini çık.

Geriye 10 sene kalıyor, bu on sene zarfınca dinimi yeterince öğrendim, yüzlerce kez böyle tartışmalarda bulundum, dinime gelen eleştirilerin hepsini biliyorum, bunları mukayese ettim yargıladım, sordum, araştırdım, döktüm, düşündüm sonuç: Allah'ı, Peygamberlerini ve dinimi çok seviyorum ve en küçük bir olumsuzluk görmüyorum..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

demişsin ki: "küçük düşürmeden"? Bana bir yöntem söyle.

Sonra "Yanlışa yanlış demek de hakaret olarak algılanmasın"

Hem diyorsun ki: "küçük düşürmeden" bana yöntem söyle, Hemde "yanlışa yanlış demek hakaret olarak algılanmasın"

Hakaret etmeden olmaz diyorsun sonra yanlışa yanlış demek hakaret olarak algılanmasın diyorsun nasıl oluyor bu ???

Sana göre yanlış olan bana göre dosdoğru'dur.

 

Hakaret olmadan olmaz demiyorum. Yanlışa "yanlış" dememi hakaret olarak algılarsan, din'e Muhammed'e, dokunulmazlık vermiş olursun.

 

Bende onu soruyorum zaten.Yanlışa "yanlış" demek hakaret olarak algılanacaksa, nasıl eleştirebileceğim? Bana onu söyle.

 

Yanlış gördüğüm şeye elbette yanlış diyeceğim.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunu ıaspat edemezsin çünkü Hz. Muhammed Allah'ın kulu ve elçisidir..

Bunun dışında ona itham edeceğin her olumsuzluk asılsız olduğu için, ya iftira ya hakarettir (bence)..

Saygılar..

 

Muhammed'in peygamber olduğunu kabul etmenin dışında her türlü fikrin iftira ve hgakaret olduğunu sanan düşünce.

 

Yorumsuz. :shuriken:

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:clover::clover:

 

Ben, Lat'a, Uzza'ya, haç'a, heykel'e, İsa ikonasına, güneşe tapınan insanlara da saygı duyarım, kendi inançalrının doğru olduğunu iddia edip, beni de bu inançlarına inanmaya zorlamadıkları sürece.

 

Yazınıza katılıyorum ama katılmadığım bir kaç noktayı alıntılayarak açıklayacağım sadece...

"Keni inançlarına inanmaya zorlamadıkları sürece insanların inançlarına saygı duymanız" hususuna tamamen katılıyorum... Ama "İnançlarını doğru olduğunu iddia edip..." nitelemesi biraz eksik yada hatalı... Çünkü herkesin inandığı şey, nihayetinde o kişi için "Doğru" olan şeydir. Bu yüzden o kimsenin inancına "Doğru" demesi kaçınılmazdır. Keni doğrularını müsbet gören bir kimsenin de size "Yanlış" demesi doğaldır. Bu yüzden diğer insanların inançlarına "Yanlış" kendi inancına "Doğru" diyen sizde olabilirsiniz... Yani söylediğiniz şeyin yanlış olup olmadığını bilmiyorum ama eksik bir tanımlama gibime geliyor...

 

Ama, hangi dinli ve dinsiz olursa olsun, benim düşüncelerime ve hayat anlayışıma yanlış derse, ben öncelikle kendi düşüncemin yanlış olmadığını ispatlamak, sonra da bana yanlış düşünüyorsun diyenin düşüncesinin yanlış olduğunu göstermek zorundayım. Hakkaten gösterir benim düşüncemin yanlış olduğunu, o zaman diyecek birşey yok, teşekkür ederim sadece.

Benim yazıma ithafen yazdığınız için cevaplama ihtiyacı hissettim... Bakın bildiklerimiz paylaşmak en önemli ve olması gereken şeydir. Hiç kimse savunduğu şeyin tam olarak aynılığıyla "Doğru" olduğunu savunabilmesi mantık dışıdır. Çünkü herkes hiç bir zaman herşeyi bilemez. Belki binlerce yıl önce Aristo herşeyi bilen birisi olarak adlandırılabilirdi ama artık değil... O yüzden bir kimsenin, diğer bir kimsenin düşüncesine "Yanlış" demesi zaten yanlış bir davranıştır... Çünkü sizi öyle niteleyen kimse, dünya hakkında ne kadar doğru düşünüyorsa, sizde düşündüklerinizde o kadar haklısınız... Yani bu bir kavga gibi... O bana yumruk vurdu, ben aşağı kalmamalıyım... Oysa ben diyorum ki; o adam size "Yanlış" mı dedi? Onun düşüncesinin yanlış olduğunu göstermek yerine, size niçin "Yanlış" dediğini anlamaya çalışın... E tabi o da sizi anlamayaçalışsın... "Sen bana yanlış dedin, sen be yanlış" demek bence biraz abartı... Ama yine de söylediklerinizde haksızda sayılmazsınız... O yüzden "Yanlış" demiyorum zaten, "Abartılı" diyorum... :sweatingbullets:

 

İbadet edince cennete gideceğine inansın, ama inanmayanlarıın cehenneme gideceğini iddia ederse, yani "kendi şahsiyeti" dışındakilere ne olacağı hususuna girerse, maalesef bu "kendi şahsı dışındaki insanlar" da birşeyler söyleme hakkına sahip olurlar.

Ama o adamın inandığı şey zaten o ki? Yani kendisi gibi düşünüyorsan cennetliksin, düşünmüyorsan cehennemliksin... Bu iddia değil, inanç... İddia olabilmesi için, sizin açınızdan doğruluk ihtimalinin olması gerekir. Doğruluk ihtimali yoksa eğer, sizin bunu cevaplamanız bile gerekmez, gülüp geçersiniz anca... Çünkü size bir anlam ifade etmemeli... Ama siz cevap verme ihtiyacı hissediyorsanız, demek ki "olma" ihtimalini aklınızda tutuyorsunuz demektir. Bakın benim İslamiyet hakkındaki düşüncelerim bellidir. Ve biliyorsunuz ki, belki bir çok kimse beni Müslüman olarak addetmeyebilir, ki en başta bunu siz söylüyorsunuz zaten... Biri bana çıkıp dese ki "Sen Cehennemliksin"... "Cennete Gitmek İstediğimi Nerden Biliyosun" derim... Çünkü bana böyle demesi bir anlam ifadeetmiyor ki? Yani niye pek bi anlam ifade etmediğini az çok biliyorsunuz sizde zaten... O yüzden bir size "Sen Cehennemliksin" diyerek tehdir ettiğinde "Öyle bir yer mi varmış" demeniz sizin için en olur cevaptır. Zira Cehennem'in varlığını yokluğunu ispata çalışırsanız, demektir ki en azından bir Cennet/Cehennem arayışınız var... Ve buda sizin kimliğinizi belirsiz kılar... Yanlış mı doğru mu bilmiyorum ama ben böyle düşünüyorum...

 

Diğer söyledikleriniz açık ve net...

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Muhammed'in peygamber olduğunu kabul etmenin dışında her türlü fikrin iftira ve hgakaret olduğunu sanan düşünce.

 

Yorumsuz. :shuriken:

 

Saygılar.

 

Sevgili Brain dikkat edersen her türlü fikir demiyorum her türlü olumsuzluk diyorum..

Dinin şiddetle yasakladığı şeylerle Peygamber efendimizi itham etmek gibi..

Sanırım anlaşılı..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Brain dikkat edersen her türlü fikir demiyorum her türlü olumsuzluk diyorum..

Dinin şiddetle yasakladığı şeylerle Peygamber efendimizi itham etmek gibi..

Sanırım anlaşılı..

Saygılar..

 

Zaten tartışma konularından biri de o. tartışmada neyin gündeme getirilip, neyin getirilemeyeceğini taraflardan biri belirleyemez.

 

Tartışmak zaten diğer tarafın düşünceleri hakkındaki olumsuzlukları, yanlış gördüğünüz şeyleri dile getirmektir.

 

Tartışmanın üslubu "ortaklaşa" belirlenebilir. Birbirimizin kafasına ansiklopedi ekleştirerek mi tartışacağız, yoksa fikirlerimizi savunarak mı, yoksa küfrederek mi, bunu belirleyebiliriz. Ancak tartışılan inanmak ve inanmamak ise, bu kapsama giren herşey tartışlılabilir. Tarflardan birisi tartışma konusunu dikte edemez, tartışmada hangi hususların yanlış olduğunun söylenmesini yasaklayamaz.

 

"Tek doğru din Zerdüştlüktür, Zerdüştün düşüncelerinin yanlış olduğunu iddia etmek ve onun yanlış düşündüğünü ileri sürmek dışında herşeyi söylemek serbest, gelin zerdüştlüğü tartışalım" demek gibi birşey olur bu.

 

"Varoluşun kaynağını açıklayan tek teori evrimdir, Darwin'in düşüncelerinin yanlış olduğunu iddia etmek ve onun yanlış düşündüğünü ileri sürmek dışında herşeyi söylemek serbest, gelin evrimi tartışalım" demek gibi birşey olur bu.

 

Bunun adı tartışma olmaz. "Tek doğru var, gel bu benim doğrumu kabul et" diktesi olur bunun adı.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.