Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kurandaki adaletsizlikler


katakuta

Önerilen İletiler

Nisa 34- Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Aldatmasından endişe ettiğiniz kadınlara : Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

 

 

Nisa 128- Eğer bir kadın kocasının Aldatmasından, yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında, onlara bir günah yoktur. Sulh hep hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve geçimsizlikten sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

 

Aynı suçu kadın yaptığında erkeğe kadını dövün diyen kuran,erkek söz konusu olduğunda kadına,anlaş gitsin işte ne var bunda abartılacak bir şey yok diyor.

 

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

 

Nur 33- Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir.

 

Mukatebe; belirli bir ücret karşılığında kölelerin hürrriyetlerine kavuşabilmeleri için efendileri ile yaptığı sözleşme

 

 

Ahzap

 

59- Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

 

60- Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalblerinde bir hastalık olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptıklarından vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar.

 

61- Melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve öldürülürler.

 

Bu ayetlerin iniş sebebi ile ilgili rivayetlere baktığımızda, o dönemde günümüzdeki gibi tuvalatler evde olmadığından ihtiyaçları için dışarı çıkan mümin kadınlara sarkıntılık eden, bahane olarakta biz onları cariye zannnetmiştik diyenlerden bahsedilir.

 

Söz konusu mümin kadınlar olduğunda onlara sarkıntılık yapanların melun bir şeklide öldürülmesini öngören kuran,Nur 33 te görüldüğü gibi söz konusu cariyeler olduğunda onları fuhşa zorlayan müminlere ne dünyevi nede uhrevi hiç bir ceza öngörmemektedir. Sadece fuhşa zorlananan biçare cariyelerin affedileceği söylenmektedir.

 

Müslümanlar kusura bakmasın ama hiç bir ceza öngörülmediğine göre burda üstü örtülü bir şekilde fuhşa zorlamaya teşvik vardır demek mümkündür

 

devam edecek

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...Nur 33 te görüldüğü gibi söz konusu cariyeler olduğunda onları fuhşa zorlayan müminlere ne dünyevi nede uhrevi hiç bir ceza öngörmemektedir. Sadece fuhşa zorlananan biçare cariyelerin affedileceği söylenmektedir.

 

Müslümanlar kusura bakmasın ama hiç bir ceza öngörülmediğine göre burda üstü örtülü bir şekilde fuhşa zorlamaya teşvik vardır demek mümkündür

 

İslam'da insanlar eylemlerine göre cezalandırılmıyor ki, kimliklerine göre cezalandırılıyorlar.

 

Müslüman birisi kadın kölesine cinsel yönden zorla sahip olursa, ona bir ceza yok. Gariban cariyeeye uğramış olduğu bu haksızlıktan dolayı "bağışlanma" var. Ne büyük suç işlemiş bu cariyeler ki, tecavüzcüye cezayı bırakın, tecavüzcü suçlu bile görünmüyor, tecaüzcü değil, cariyeler affediliyor.

 

Ama medinede Yahudi serseriler bir Müslüman kadının eteğine bastı diye bu bahane kullanılıp bir kabileye savaş açılıyor, tüm o kabile yok ediliyor veya sürgün ediliyor.

 

emeğine sağlık sevgili katakuta.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nisa 93- Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.

 

Nisa 94- Ey İman edenler! Allah yolunda cihada çıktığınız zaman, mümini kâfirden ayırmak için iyice araştırın. Size selam veren kimseye, dünya hayatının menfaatini gözeterek, "Sen mümin değilsin" demeyin. Allah katında çok ganimetler var. İslâm'a ilk önce girdiğiniz zaman siz de öyle idiniz. Sonra Allah size lutufta bulundu. Onun için iyice araştırın. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

 

Mümin ve kafir iyice ayırt edilmesi gerekir, çünkü kafirler öldürülebilir ama müminler asla

 

Nisa 74- O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda katletsin Her kim Allah yolunda öldürür, öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.

 

 

Nisa 84- Allah yolunda öldür! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Müminleri de teşvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezası daha çetindir.

 

 

Tevbe 111- Allah, müminlerden, canlarını ve mallarını, Allah yolunda katliam yapma üzere satın almıştır. Öldürür veya öldürlürler. Bu, Tevrat'ta da, İncil'de de Kur'ân'da da Allah'ın kendi üzerine yüklendiği bir ahittir. Allah'dan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız alış-veriş ahdinden dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur.

 

Müminlerin öldürülmesinin cezası ebedi cehennem iken, kafilerin öldürülmesini kuran sürekli cennet vaad ederek teşvik eder

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Erkekler, kadınlar üzerinde hakim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkardırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün. İtaat ettikleri halde onları incitmek için bahane aramayın. Çünkü Allah, çok yüksek çok büyüktür. ( Nisa;34)

 

Eğer bir kadın kocasının serkeşliğinden veya yüz çevirmesinden endişe ederse, barışarak aralarını düzeltmelerinde bir mahzur yoktur. Anlaşma her zaman hayırdır. Nefisler ise kıskançlığa hazırlanagelmiştir. Eğer arayı düzeltir ve geçimsizlikten sakınırsanız şüphe yok ki, Allah yapacağınız her şeyden haberdardır. ( Nisa;128)

 

NÜŞÜZ : Lugatte yükseklik ve tümseklik manasından alınarak kadının kocasına kafa tutup baş kaldıracak bir durum almasıdır.sözde kendisini yüksek sayıp itaatını ortadan kaldırmış olur......

 

mealde geçen ; Serkeşlikde gene, başkaldırma ve itaatsizlik anlamına gelir...

 

sayın Katakuta siz ALDATMA yı neye dayanarak yazdınız.Önce bunda anlaşmamız lazım....

 

Şimdi aynı durum da erkege kadını dövme izni veren Kur'an, kadına erkekle anlaşma yollarını tavsiye ediyormu acaba??( yada durum aynı mı?)....

Nisa 128 ayetinin nuzülü hakkında ; Hz. Aişe şöyle dedi : Bir adama göre kadın meşakkatli veya fazla görünmüyorsa ve adam ondan ayrılmak istiyor ve kadında kocasına '' benim durumum hakkında seni serbest bırakıyorum '' dediginde meselenin halli üzerine ayet inmiştir........Başka bir rivayetde : Muhammed b. Meslemenin kızı, Rafi' b. Hadic'in nikahında bulunuyordu.Rafi onun yaşlılıgı veya başka bir hoş olmayan kusurundan dolayı boşamak istemişti. Kadın da '' beni boşama, beni nikahın da tut. sana nasip olan kısmetinden benim için de bir pay ayır'' demişti. İşte ayetin iniş sebebi bu olaydır....( sosyal ve psikolojik yaklaşım var )

Bu ayetden anlaşılan (Nisa;128) (en iyisini Allah bilir ) kocanın karısına karşı haksızlık etmesi ihtimalini ve bu gibi durumda gerekli olan tavsiyeleri zikrediyor.Geçim ve diger bazı sebeplerden ötürü kadın boşanmak istemiyor.Sulh bu durumlarda her halde ayrılmaktan ve geçimsizlikten hayırlıdır.Adam büyük hanımı çekici olmadıgı için, çekici bir kadınla evlenmek istiyor. Bu durumda eski hanımı boşanmak yerine bazı haklarından vaz geçip evli olarak kalmayı tercih ediyor......

Nisa ;128 ve Nisa ; 35 ayetleri farklı şeylerden bahsediyor. Nisa;35. ayet ; kadının kocasına karşı itaatsizligini ve karşı gelme ihtimalini ifade ediyor ve bunun karşısında gerekli tavsiyeler veriliyor.Bu iki ayetlerde herhangi bir adaletsizlik yok,çünkü farklı konuları işliyorlar....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

NÜŞÜZ : Lugatte yükseklik ve tümseklik manasından alınarak kadının kocasına kafa tutup baş kaldıracak bir durum almasıdır.sözde kendisini yüksek sayıp itaatını ortadan kaldırmış olur......

 

mealde geçen ; Serkeşlikde gene, başkaldırma ve itaatsizlik anlamına gelir...

 

sayın Katakuta siz ALDATMA yı neye dayanarak yazdınız.Önce bunda anlaşmamız lazım....

 

 

Niye bana hesap soruyorsun? Bir kere bile olsun mealicelere gidip hesap sordunuzmu bu yazdıklarınız doğrumu diye.Benim yazdığım doğrudur.Neye göre yazdığımı ise inat olsun diye açıklamayacağım. Çünkü sizde emeğe saygı diye bir şey yok.İşinize gelmeyen bir konuya açıklama yapmadan boru diye kesitirip atabildiniz. Neye dayanarak keyfiniz öyle istiyor diye. Şimdide benim keyfim açıklama yapmak istemiyor.İllaki işin gerçeğini öğreenmek istiyorsan o kadar alimleriniz var git onlara sor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evlenme imkanı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetli kalmaya çalışsınlar, sahibi bulunduğunuz köle ve cariyelerden , kendi bedellerini ödeyip azad edilmek için anlaşma yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır biliyorsanız, hemen yazılı anlaşma yapın ve Allah'ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici varlığını kazanacaksınız diye, sakın namuslu kalmayı dileyen cariyelerinizi fuhuşa zorlamayın. Her kim de onları fuhuşa zorlarsa, şüphesiz ki Allah, onların zorla bu işe sürüklenmesinden sonra, onları bağışlar, merhamet eder( Nur ; 33)

Rivayet edildigine göre münafık Abdullah b. Übeyy b.Selül ( bu adam Mümin degildir )altı cariyesini zorla zinaya sevkediyordu.İkisi gelip Rasululluha şikayet ettiler, bu ayet indirildi.Yukarıdaki emirleri ihmal etmek namuslu kimseleri istemeyerek zinaya sürüklemeye yakın kötülüge sebeb olur.O halde günah kimin? Zorlayanın mı? Zorlananın mı? İkisinin mi? '' Kim onları zor altında bırakırsa şüphe yok ki Allah, onlar zorlandıkdan sonra, '' yani o cariyeler razı olmayıp zorla sürüklendikden sonra bu biçarelere '' çok bagışlayıcı ve merhametlidir.'' Yapılan fiilin zorlayan için de zorlanan içinde günah oldugundan şüphe yoktur.Fakat zorlanan biçareler de bu günaha razı olmayıp zorla sürüklendiklerinden dolayı özür sahibidirler.Ve bagışlayıcı ve merhamet sahibi oldugundan şüphe olmayan Allah yanında bagışlanmaya ve merhamet edilmeye layıktır.Fakat zorlamayı isteyerek yapanlar, sürenin başında geçtigi üzere acımaya layık olmayıp razı oldugu günahın azabına layık oldukları gibi, zorlananın da bütün vebali yüklenerek büyük azab ve nefrete müstehak oldugunu hatırlatmaya gerek yoktur........Şimdi siz buradan üstü örtülü bir şekilde fuhşa zorlama çıkarıyorsunuz.enteresan.......

Bir başka yorum ise ; '' Cariye kızların maddi sebeplerden ötürü evlenmelerine engel olunması ve onların evlenip namuslarını korumak istedikleri halde evlenmekten menedilmemeleri manasıda çıkabilir.Böylece cariyeler, önceki ayetin ( Nur;32) mefhumuna göre günaha girmekten kaçınmış olacaklardır....

Nur 33 ve Ahzab süresindeki bahsi geçen ayetlerle ne gibi bir irtibat kurdunuz anlaşılır degil.Adaletsizlik bunun neresin.Birbiriyle alakasız ayetleri, direk bir ilişki varmış da burdan adaletsizlik çıkarmak pekde tutarlı degil.Bakın cariyeligi tartışırız, bu başka bir konu.Lakin dedigim gibi cariyelerin fuhşa zorlanmasıyla ( adam müminde degildir), Ahzab süresinde ilgili ayetlerde geçen konular farklı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

SAYIN ATEİST ARKADAŞLARIM SANIRIM BİR ŞEYİ GÖZDEN KAÇIRIYOR YADA GÖRMEMEZLİKTEN GELİYORSUNUZ ..

 

 

‘-Biz Tek Bir İlaha inanıyoruz sizin gibi oyma putlara tapmıyoruz .’ Dediği için Hz Muhammed ve arkadaşları puta tapanlar tarafından taşlanmışlar türlü eziyetler çekmişler öldürülmüşler oda yetmemiş evlerinden barklarından edilmişler sürülmüşler çoğu inançlarından dolayı Mekkeyi terk etmek zorunda kalmış .. Mekkede Kalanlarda inançlarını gizlemek zorunda kalmıştır. Bu anlattığım konu Tarihten alıntıdır. İslam tarihi ortadadır açın inceleyin.

 

Şimdi size bir soru: Size birileri inançlarınızdan dolayı baskı yapsa, eziyet etseler, hergün yolunuzu kesseler taşlasalar bununla da yetinmeyip inançlarınızdan dolayı sizin gibi düşünen insanları öldürseler, bu da yetmez miş gibi sizleri yaşadığınız yerden kaçmaya zorlasalar öldürmekle tehdit edip sizleri ailenizden yurdunuzdan etseler…

 

-SİZE BUNCA EZİYETİ VE CEFAYI ÇEKTİREN, SAVAŞ AÇAN, SİZİ YURDUNUZDAN EDEN İNSANLARA KARŞI NE YAPARSINIZ SAVAŞIRMIYDINIZ YOKSA BİR KORKAK GİBİ İNANCINIZIMI DEĞİŞTİRİRDİNİZ.?

 

 

MÜMTEHİNE SÛRESİ

8. Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah âdil davrananları sever.

 

 

9. Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Müminlerin öldürülmesinin cezası ebedi cehennem iken, kafilerin öldürülmesini kuran sürekli cennet vaad ederek teşvik eder

 

İnanmayanları öldürmeyi teşvik etmesinin yanı sıra, Allah yolunda ölenlerin "cennete gideceğine" ilişkin inanç, müslümanları tembelliğe ve kısa yoldan köşe dönmeci zihniyetle de tanıştırır.

 

Bütün hayatın boyunca her kötülüğü işle, sonra bir fırsat bul veya "fırsat yarat" git kafirlerle savaşılan bir yere, öl orada, huuop doğru cennete.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnanmayanları öldürmeyi teşvik etmesinin yanı sıra, Allah yolunda ölenlerin "cennete gideceğine" ilişkin inanç, müslümanları tembelliğe ve kısa yoldan köşe dönmeci zihniyetle de tanıştırır.

 

Bütün hayatın boyunca her kötülüğü işle, sonra bir fırsat bul veya "fırsat yarat" git kafirlerle savaşılan bir yere, öl orada, huuop doğru cennete.

 

Saygılar.

yukardaki yazdıklarıma cevap bekliyorum. karşı cevapları gelsin, dediginiz konuyuda münazara ederiz...saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Niye bana hesap soruyorsun? Bir kere bile olsun mealicelere gidip hesap sordunuzmu bu yazdıklarınız doğrumu diye.Benim yazdığım doğrudur.Neye göre yazdığımı ise inat olsun diye açıklamayacağım. Çünkü sizde emeğe saygı diye bir şey yok.İşinize gelmeyen bir konuya açıklama yapmadan boru diye kesitirip atabildiniz. Neye dayanarak keyfiniz öyle istiyor diye. Şimdide benim keyfim açıklama yapmak istemiyor.İllaki işin gerçeğini öğreenmek istiyorsan o kadar alimleriniz var git onlara sor.

İyi ya size hesap sormuyorum, neye ve hangi kaynaklara dayandınız.Sizin yazdıgınız dogru ise bizede anlatın.Bırakın şimdi inatı falan.Siz benim kaynaklarımı sorun ben söylerim.Gerekirse mealcilerede sorarız, bundan emin olun.Elimizin altında bir çok kaynak mevcuttur, sadece bir iki kitaba bakıp yazmıyoruz.Ayetleri baglamlarından koparıp yorum yapmak bizi yanlışa sürükler.Geniş açılardan bakmak daha dogru bir yaklaşımdır.Şuan için içinden çıkılamayacak meselelerle karşılaşmadıgımız için, kalkıp birilerine sorma ihtiyacı hissetmedik.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mealciler Onlar salt kelime anlamından yola çıktıkları, siyak ve sibakı gözetmedikleri için böyle bir anlam vermişler ama yanlış. Nuşüz kelimesi, serkeşlik etmek,isyan etmek anlamında ancak bu ayetlerdeki söz konusu isyan kocaya değil evlilik hukukuna isyan.Evlilik hukukuna isyan etmek ise eşlerin birbirini aldatmasıdır.

 

Çünkü aynı kelime nisa 128 de erkekler içinde kullanılıyor. Zaten kodummu oturtan bir zihniyete sahip, arap insanının karısının emirlerine isyan etmesi gibi bir şey söz konusu olabilrimi ?

 

128. Ve inimraetün hafet mim ba'liha nüşuzen ev ı'radan fe la cünaha aleyhima ey yusliha beynehüma sulha ves sulhu hayr ve uhdıratil enfüsüş şuhh ve in tuhsinu ve tetteku fe innellahe kane bi ma ta'melune habıra

 

Nisa 128- Eğer bir kadın kocasının aldatmasından, yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında, onlara bir günah yoktur. Sulh hep hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve geçimsizlikten sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

 

Diğer bir husus ise bu anlamı kesin olarak delillenlendiren diğer bir kelimede Nisa 128 de nüşuzdan sonra gelen, kocanın yüz çevirmesi anlamında olan iradan kavramı

 

karısından dayak yememek için,uzaklaşmaz değilmi erkekler, yani yüz çevirmez? herhalde anlaşılmıştır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nisa 93- Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.

 

Nisa 94- Ey İman edenler! Allah yolunda cihada çıktığınız zaman, mümini kâfirden ayırmak için iyice araştırın. Size selam veren kimseye, dünya hayatının menfaatini gözeterek, "Sen mümin değilsin" demeyin. Allah katında çok ganimetler var. İslâm'a ilk önce girdiğiniz zaman siz de öyle idiniz. Sonra Allah size lutufta bulundu. Onun için iyice araştırın. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

 

Mümin ve kafir iyice ayırt edilmesi gerekir, çünkü kafirler öldürülebilir ama müminler asla

 

Nisa 74- O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda katletsin Her kim Allah yolunda öldürür, öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.

Nisa 84- Allah yolunda öldür! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Müminleri de teşvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezası daha çetindir.

Tevbe 111- Allah, müminlerden, canlarını ve mallarını, Allah yolunda katliam yapma üzere satın almıştır. Öldürür veya öldürlürler. Bu, Tevrat'ta da, İncil'de de Kur'ân'da da Allah'ın kendi üzerine yüklendiği bir ahittir. Allah'dan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız alış-veriş ahdinden dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur.

 

Müminlerin öldürülmesinin cezası ebedi cehennem iken, kafilerin öldürülmesini kuran sürekli cennet vaad ederek teşvik eder

[O halde] siz ey iman edenler, Allah yolunda [sefere] çıktığınız zaman karşılaştığınız durumu açıkça kavramaya çalışın ve size barış teklif edene -bu dünyevî hayatın gelip geçici kazançlarına duyduğunuz (özlem ve) istekle- "Sen mümin değilsin!" demeyin. Çünkü asıl kazanç Allah katındadır. Siz de bir zamanlar aynı durumdaydınız, ama Allah size karşı lütufkar davranmıştı. Öyleyse muhakemenizi kullanın: Şüphesiz Allah, yap-tığınızdan her zaman haberdardır. Nisa;94........

''' Müslümanlardan bazıları bir cihad seriyyesine çıktılar ve yanında mal ve koyun bulunan bir adama rastladılar.Bu adam onları hemen selamladı ve hemen ardından Kelime-i Tevhiddi getirdi. Fakat müslümanlar bu adamın getirdigi Kelimey-i tevhide inanmadılar.Takıyye yapıp kendilerini aldıklarını düşündüler.Adamı öldürüp mallarına el koydular.İşte bu olay Rasulullah'ın kızgınlıgına ve onların, adamın malına göz dikmekle suçlamasına sebep oldu.Hatta onlar Peygamberden özür dilemelerine ragmen, onları azarlayıp '' karnını yarıp da baktınız mı ?? '''dedi.Çok geçmeden ayet indi.Peygamber, onlara maktulun diyetinin ödenmesini, malının ve koyunlarının geri verilmesini emretti ve bu öldürme şeklini de hata ile öldürmek şeklinde kabul edip, öldüren şahsa da bir köle azad etmesini emretti..

Ganimetler cihadın esas cevheri, ana hedefi olmamalıdır.

İnsanların, fiili olarak kendilerini yalanlayacak bir durumları olmadıkça zahirleri ile kabul edilmeleri, özelliklede bu duruma selam, barış, ve uzlaşma veya kişinin müslüman oldugunu ilan etmesi hallerinde dikkat edilmelidir.

Bu ayetden anlaşılanlar ve hüküm babında, ders verme babında bunlardır......Tabi bu Allah yolun da savaşa çıkıldıgı vakit geçerli olmasını hatırlatmaya gerek varmı....

Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını, cennet kesinlikle kendilerinin olması pahasına satınaldı. Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler. Bu Tevrat'ta da, İncil'de de, Kur'an'da da Allah'ın söz verdiği bir vaaddir. Allah'tan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız bu alışverişten dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur.

O tevbe edenler, o ibadet edenler, o hamdedenler, o oruç tutanlar, o rukua varanlar, o secdeye kapananlar, o iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırı koruyanlar... Müjdele o mü'minleri! (Tevbe; 111-112 )

Her iki ayet, açık ve anlaşılır olup mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad eden müminlere İlahi bir müjde vaadetmekte ve onları bu konularda teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Samimi müminlerin sıfatları sayılmakta. Onların Allah'ın dinine sıkı sıkıya bağlanıp görevlerini yerine getirdiklerinden övgüyle bahsetmektedir.Bunları önceki Kitapların da o müminlere de verdigi bir söz olarak açıklıyor.

O halde seferber olun da o geçici dünya hayatını ahiretin ebedi hayatı karşılığında satacak olanlar çarpışsın! Her kim Allah yolunda çarpışır da, öldürülür veya üstün gelirse, her iki surette de Biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz. ( Nisa; 74)

Bu ayet içinde yukarda yazılanlar geçerlidir.

Onun için Allah yolunda çarpış. Ancak nefsinden başkasıyla yükümlü değilsin! Mü'minleri de çarpışmaya teşvik et; umulur ki Allah o küfretmekte bulunanların baskılarını defeder. Allah baskıca daha zorlu, azap vermek bakımından da daha şiddetlidir. ( Nisa;84 )

Öncelikle Hz. Peygamber'e hitab ediyor olmasına rağmen, bu cümledeki "sen", her mümini muhatap almaktadır. Yukarıdaki tavsiye, o sırada devam etmekte olan savaş çerçevesinde anlaşılmalıdır, yoksa bir savaş tahriki olarak değil.

Üzerine vacip olan kişiler Allah yolunda savaşması gerekir ve Nebi bu konuda kimseyi zorlamakla mesul degildir.Bununla beraber müminleri savaşa teşvik ( savaş içinde) etmelidir.

Müminleri ve Nebi'yi düşünmeye sevkde vardır bu ayetde.Eger onlar düşmanlarına karşı hazırlıklı bulunup cihad konumunda olup bu tutumla hareket ederlerse, umulurki Allah onların zararlarını ve şiddetlerini engelleyecektir. Çünkü O buna kadirdir ve O nun gücü daha çetin, cezası daha şiddetlidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mealciler Onlar salt kelime anlamından yola çıktıkları, siyak ve sibakı gözetmedikleri için böyle bir anlam vermişler ama yanlış. Nuşüz kelimesi, serkeşlik etmek,isyan etmek anlamında ancak bu ayetlerdeki söz konusu isyan kocaya değil evlilik hukukuna isyan.Evlilik hukukuna isyan etmek ise eşlerin birbirini aldatmasıdır.

 

Çünkü aynı kelime nisa 128 de erkekler içinde kullanılıyor. Zaten kodummu oturtan bir zihniyete sahip, arap insanının karısının emirlerine isyan etmesi gibi bir şey söz konusu olabilrimi ?

 

128. Ve inimraetün hafet mim ba'liha nüşuzen ev ı'radan fe la cünaha aleyhima ey yusliha beynehüma sulha ves sulhu hayr ve uhdıratil enfüsüş şuhh ve in tuhsinu ve tetteku fe innellahe kane bi ma ta'melune habıra

 

Nisa 128- Eğer bir kadın kocasının aldatmasından, yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında, onlara bir günah yoktur. Sulh hep hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve geçimsizlikten sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

 

Diğer bir husus ise bu anlamı kesin olarak delillenlendiren diğer bir kelimede Nisa 128 de nüşuzdan sonra gelen, kocanın yüz çevirmesi anlamında olan iradan kavramı

 

karısından dayak yememek için,uzaklaşmaz değilmi erkekler, yani yüz çevirmez? herhalde anlaşılmıştır

 

Erkekler, kadınlar üzerinde hakim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkardırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün. İtaat ettikleri halde onları incitmek için bahane aramayın. Çünkü Allah, çok yüksek çok büyüktür. ( Nisa;34 )

Bu ayetin erkeklerin kadınlar üzerindeki haklarını düzeltmek/dogrulamak için gelmiştir.Özellikle evlilik hayatında erkeklerin üstünlügü ve idareciligini kastettigini söylemek, ayetin nassı ve ruhunun uyuşması dolayısıyla uygundur.

 

Eğer bir kadın kocasının serkeşliğinden veya yüz çevirmesinden endişe ederse, barışarak aralarını düzeltmelerinde bir mahzur yoktur. Anlaşma her zaman hayırdır. Nefisler ise kıskançlığa hazırlanagelmiştir. Eğer arayı düzeltir ve geçimsizlikten sakınırsanız şüphe yok ki, Allah yapacağınız her şeyden haberdardır. ( Nisa; 128 )

Bu ayetin nuzül sebebinden de anlaşılan, adamın hanımını terk etme istemesinden ama kadının boşanmak istemedigi için ( sebepleri belli) aralarında sulh daha hayırlıdır.

Gayet açık olarak bir kadın ; kocasının huysuzlugundan, yani kendisinden hoşlanmayıp surat ve geçimsizlik ederek yaklaşmamasından ve hakkını menetmesinden, yahut İ'RAZINDAN yani, herhangi bir sebeple konuşma, görüşme ve iltifatını azaltıp yüz çevirmesinden korkarsa, o zaman aralarını bir sulh ile düzeltmeleri, anlaşmalarında bir günah yoktur.

1) Sadece aldatma mı evlilik hukukuna isyan anlamına gelir.

2) Ayetin birden fazla evlilik yapılan bir zamanda indigini göz önüne alın

3) İ'RAZIN yukarda açıklaması geçiyor. bunu es geçiyorum.

4) Bahsi geçen uzaklaşma ve yüzçevirmeden genç bir hanım alma yada alınan hamına meyil konu ediliyor

5) Ayetin iniş sebebi aslında açıklıyor bunları.

6) Kur'an'ın evlilik bagına önem vermesi ve herhangi bir vesile ile evlilik bagının devamlılıgı için, bütün vesileler bitmedikçe teşvik vardır bu ve benzeri ayetlerde.

Siyak ve Sibak açısından herhangi bir sorun yok.Bence Nüşüz ve İ'razın anlamlarında anlaşmamız lazım.Ayetlerin ruhu ve sebepleri bizi haklı çıkarıyor.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1) Sadece aldatma mı evlilik hukukuna isyan anlamına gelir.

2) Ayetin birden fazla evlilik yapılan bir zamanda indigini göz önüne alın

3) İ'RAZIN yukarda açıklaması geçiyor. bunu es geçiyorum.

4) Bahsi geçen uzaklaşma ve yüzçevirmeden genç bir hanım alma yada alınan hamına meyil konu ediliyor

Arkadaş, bence hiç cevap yazmayın daha iyi. Benim yazdıklarımı çürüteceğim derken, kuranın başka ayetlrine ters düşüyorsunuz.

 

Sadece aldatma mı evlilik hukukuna isyan anlamına gelir.

 

Bakın iyi dikkat edin, benim söylediğimi kabul ediyorsunuz ve hemen arkasından şunu söylüyorsunuz

 

Ayetin birden fazla evlilik yapılan bir zamanda indigini göz önüne alın
Bu şu anlama gelir.Birden fazla evlik yapmak aile hukukuna isyandır. O zaman size göre bu ayet evlilik hukukuna isyandır.

 

Nisa 3- Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.

 

Siyak ve Sibak açısından herhangi bir sorun yok.Bence Nüşüz ve İ'razın anlamlarında anlaşmamız lazım.Ayetlerin ruhu ve sebepleri bizi haklı çıkarıyor.....

 

Ben pazarlık yapmam.Siz en iyisi gidip mealcilerle pazarlık yapın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaş, bence hiç cevap yazmayın daha iyi. Benim yazdıklarımı çürüteceğim derken, kuranın başka ayetlrine ters düşüyorsunuz.

Bakın iyi dikkat edin, benim söylediğimi kabul ediyorsunuz ve hemen arkasından şunu söylüyorsunuz

 

Bu şu anlama gelir.Birden fazla evlik yapmak aile hukukuna isyandır. O zaman size göre bu ayet evlilik hukukuna isyandır.

 

Nisa 3- Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.

Ben pazarlık yapmam.Siz en iyisi gidip mealcilerle pazarlık yapın.

Siz iyi çarpıtıyorsunuz.Söyleyecek ve yazacak bir şey kalmayınca bunu yapıyorsunuz.

Birden fazla evlilik yapmanın aile hukukuna isyan etmek oldugunu nerden çıkardınız . Siz aldatmadan bahsediyorsunuz ( aslında öyle bir anlam da yok ya ayetde ), bunudamı tarif edelim.Aldatma ve nikah arasındaki farkı damı anlatalım.Ayetler çok açık ...uzatmayın başka bir ayetde deneyin şansınızı....

ANLAŞMAMIZ LAZIM DERKEN , pazarlıkmı yapıyorum sandınız.....güldürmeyin beni nezaketen söylenmiş bir laf....Benim açımdan konu bitmiştir.Sizden başka arkadaş farklı bir görüş yazarsa degerlendiririz.........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz iyi çarpıtıyorsunuz.Söyleyecek ve yazacak bir şey kalmayınca bunu yapıyorsunuz.

Birden fazla evlilik yapmanın aile hukukuna isyan etmek oldugunu nerden çıkardınız . Siz aldatmadan bahsediyorsunuz ( aslında öyle bir anlam da yok ya ayetde ), bunudamı tarif edelim.Aldatma ve nikah arasındaki farkı damı anlatalım.Ayetler çok açık ...uzatmayın başka bir ayetde deneyin şansınızı....

ANLAŞMAMIZ LAZIM DERKEN , pazarlıkmı yapıyorum sandınız.....güldürmeyin beni nezaketen söylenmiş bir laf....Benim açımdan konu bitmiştir.Sizden başka arkadaş farklı bir görüş yazarsa degerlendiririz.........

 

Benim çarpıttığım bir şey yok.Yazınız orda duruyor arkadaş.

 

1) Sadece aldatma mı evlilik hukukuna isyan anlamına gelir.

2) Ayetin birden fazla evlilik yapılan bir zamanda indigini göz önüne alın

4 üncü madde de, 1 ve 2 yi tefsir edip şöyle diyorsunuz

 

4) Bahsi geçen uzaklaşma ve yüzçevirmeden genç bir hanım alma yada alınan hamına meyil konu ediliyor

 

 

Bu iki cümlelerden başka ne anlışılır, okuyucuların yorumuna bırakıyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim çarpıttığım bir şey yok.Yazınız orda duruyor arkadaş.

 

4 üncü madde de, 1 ve 2 yi tefsir edip şöyle diyorsunuz

Bu iki cümlelerden başka ne anlışılır, okuyucuların yorumuna bırakıyorum.

Anlamayacak bir şey yok siz yazdınız '''' aldatmanın evlilik hukukuna isyan anlamına''' geldigini, bende size soruyorum.Bu yorumu kabul ettigimden falan degil.bu sizin yorumunuz.

 

 

''''Mealciler Onlar salt kelime anlamından yola çıktıkları, siyak ve sibakı gözetmedikleri için böyle bir anlam vermişler ama yanlış. Nuşüz kelimesi, serkeşlik etmek,isyan etmek anlamında ancak bu ayetlerdeki söz konusu isyan kocaya değil evlilik hukukuna isyan.Evlilik hukukuna isyan etmek ise eşlerin birbirini aldatmasıdır.''''..........Bu satırları yazan sizsiniz.

Bende sordum size ''' sadece aldatma mı evlilik hukukuna isyan anlamına gelir ''' diye.

Siz çok evlilik uygulamasını ( tırnak içinde soruyorum) '' meşru mu yoksa gayrı meşru '' olarak mı ? degerlendiriyorsunuz.

Anlamadıysanız daha detaylı sorun.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşağıda yazdıklarımı lütfen hakaret olarak algılamayın. Müslüman mentalitesni gözler önüne serme açısından temsili bir anlatımdır.

 

 

 

 

Müslüman: Allah öyle demek istemiyor!

 

Allah: hayır,öyle demek istiyorum!

 

Müslüman: Yok yok, kesin başka birşey diyorsun!...

 

Allah: İncire, zeytine and olsun ki öyle demek istiyorum!

 

Müslüman: Yok yok, sen bana bırak.. walla başka birşey diyorsun!

 

Allah; Sen benden iyimi bileceksin,bu kuran apaçık ve kolay anlaşılır diye kaç tane ayet indirdik.

 

Kamer 17. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

Kamer 32. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

kamer 40. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

 

 

Müslüman; Ama bize alimler kuranı herke anlayamaz , tefsirlere bakmanız gerekir dediler

 

Allah;Kuranı açıklayanda benim, onlar kendi kendine gelin güvey olmuş, Aracılara gerek yok.

 

Bakara 242 Allah size işte böylece ayetlerini açıklar ki düşünüp hakikati anlayasınız.

 

 

Müslüman; Yaw olurmu ama senin dediğin şekilde anlaşılınca , ateistler kurana saldırıyor.

 

 

Allah; ***** sen benim avukatımmısın ?

 

Maide 105 Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşağıda yazdıklarımı lütfen hakaret olarak algılamayın. Müslüman mentalitesni gözler önüne serme açısından temsili bir anlatımdır.

Müslüman: Allah öyle demek istemiyor!

 

Allah: hayır,öyle demek istiyorum!

 

Müslüman: Yok yok, kesin başka birşey diyorsun!...

 

Allah: İncire, zeytine and olsun ki öyle demek istiyorum!

 

Müslüman: Yok yok, sen bana bırak.. walla başka birşey diyorsun!

 

Allah; Sen benden iyimi bileceksin,bu kuran apaçık ve kolay anlaşılır diye kaç tane ayet indirdik.

 

Kamer 17. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

Kamer 32. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

kamer 40. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

Müslüman; Ama bize alimler kuranı herke anlayamaz , tefsirlere bakmanız gerekir dediler

 

Allah;Kuranı açıklayanda benim, onlar kendi kendine gelin güvey olmuş, Aracılara gerek yok.

 

Bakara 242 Allah size işte böylece ayetlerini açıklar ki düşünüp hakikati anlayasınız.

Müslüman; Yaw olurmu ama senin dediğin şekilde anlaşılınca , ateistler kurana saldırıyor.

Allah; ***** sen benim avukatımmısın ?

 

Maide 105 Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir

Ben senin yazdıgın tür bir diyalog göremedim Kur'an'da :)

Sizin demek istediginizi iyi anlıyorum. Allah'a ulaşmak da aracılara gerçekten gerek yok.Okulları düşünelim mesela.Ögretmenlerinden birşeyler ögrenen talebeler, bunu daha iyi bir yaşam için ögreniyorlar diyebiliriz.Şimdi bu ögrenciler için ögretmenleri aracıları olmuş oluyor.( kısır bir örnek olabilir )...

İnsanların herşeyi bilme gibi bir kapasitesi yoktur, gerekde degildir.Kur'an'da apaçık bir uyarı içerdigine göre, insanlar bu uyarıyı bilebilir ve ögrenebilir.İman etmek demek sadece salt bilgiye dayalı birşey degildir.Tabi ki bilmek ve uygulamak her işte oldugu gibi Dİnen de azrulanandır.Lakin insanların kapasitesi, algılayış ve bilgi edinmeleri farklı farklıdır.İnsanlar Kur'an'dan da kapasiteleri ölçüsünde yararlanıyor ve yararlanacaklardır.....Bir bilenin üstünde gene bir bilen vardır.Müslümanların Kur'an'dan bilmedikleri ve anlamadıkları konuları bilen insanlara danışmasından daha dogal ne olabilir ki.Bütün ögrenme süreçleri de böyle işlemiyormu???

Zahir sadece Arapça ibareden anlaşılan şeydir.Çünkü Kur'an Arapça indirilmiştir.Şeriatı anlamada, ümmi Arapların anlayışına uymak gerekir.Çünkü Kur'an onların dilinde inmiştir. ( buda bir ayrıcalık degildir,Kur'an'ı inkar eden çooook arap vardır.''' buda bize İman etmenin KUR'an'ın dilini bilmeyi gerektirmedigini ispat eder ''' ''' İman hakikatde çok farkı birşey ''' ) Tabiki şeriatın her konusunda bu yola başvurmak gerekmez,lakin kast ettigi mana tam anlaşılmıyorsa, ümmi Arapların anlayış evresine dönülür ve bu ilmileşmiş bir medottur.Arapların dilinde kökleşmiş bir örf, bize manayı daha açık verebilir.Bütün bunlar bir dille alakalı şeylerdir.

İnsanların Rabbi olan Celle ve Ala Hazretlerine hakkı ile ibadet etmek için bir çok tefsir yazılmıştır.Tefsir ; beşeriyetin gücü nisbetinde Kur'an'ı Allah'ın muradına dalaletinden bahseden bir ilimdir.Tefsir ayetlerin açık olan manasıdır.Bunları insanlar çok rahat bir şekilde anlarlar.

Te'vil ise ; bir kaç manaya gelme ihtimali bulunan bir ayeti , bu manalardan birini tercih etme demektir.Burada önemli olan bilenlerin icmasıdır ve şahsi yaşantılarıdır.

Kur'an'ın muhkem ve müteşabih ayetlerinin oldugu malumdur.Tevil ise müteşabih ayetlerin açıklanmasında tercih edilirler.Kur'an ayetlerinin çogu muhkem ayetlerdir.Bunlar tamamen Kur'an ilmi ile alakalı konulardır.

'' Hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu ?? '' tabiki olmaz bilen ve uygulayan önde olandır.( genel anlamda söylüyoruz) Hayat bundan başka nedir ki ?.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşağıda yazdıklarımı lütfen hakaret olarak algılamayın. Müslüman mentalitesni gözler önüne serme açısından temsili bir anlatımdır.

Müslüman: Allah öyle demek istemiyor!

 

Allah: hayır,öyle demek istiyorum!

 

Müslüman: Yok yok, kesin başka birşey diyorsun!...

 

Allah: İncire, zeytine and olsun ki öyle demek istiyorum!

 

Müslüman: Yok yok, sen bana bırak.. walla başka birşey diyorsun!

 

Allah; Sen benden iyimi bileceksin,bu kuran apaçık ve kolay anlaşılır diye kaç tane ayet indirdik.

 

Kamer 17. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

Kamer 32. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

kamer 40. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

Müslüman; Ama bize alimler kuranı herke anlayamaz , tefsirlere bakmanız gerekir dediler

 

Allah;Kuranı açıklayanda benim, onlar kendi kendine gelin güvey olmuş, Aracılara gerek yok.

 

Bakara 242 Allah size işte böylece ayetlerini açıklar ki düşünüp hakikati anlayasınız.

Müslüman; Yaw olurmu ama senin dediğin şekilde anlaşılınca , ateistler kurana saldırıyor.

Allah; ***** sen benim avukatımmısın ?

 

Maide 105 Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir

 

 

Kamer Sûresi

17 - Andolsun biz, Kur’anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

32 - Andolsun, biz Kur’anı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

40 - Andolsun, biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

 

Sana göre bu ayetler sadece müslümanlara söylenmiş oysa Allah bütün insanlara hitaben kouşuyor? Varmı düşünüp öğüt alan sözünün öncesinde veya sonrasında müslüman kelimesi geçiyormu hayır geçmiyor Kuranın hitabı bütün insanlığı kapsamaktadır.İnsan olan için Kuranda öğütler vardır .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir önceki yazımda Tesadüf diye bir kelime kafama takıldı

 

Bu nasıl Tesadüf;

Evren, insan, insanın yapısı, anatomisi, atmosfer, çekim kuvveti, suyun yapısı, DNA, RNA, Akıl, vb.vb. saymaya kalkarsak sayfalar dolar…

HERŞEY TESADÜFEN OLDU DEMEK NE KADAR KOLAY BİR CEVAP;

BİLİNÇSİZ VARLIKLAR BİLİNÇSİZ MADDELER GECENİN VE GÜNDÜZÜN OLMADIĞI BİR ZAMAN DİLİMİNDE OTURUP DEDİLER Kİ HADİ TASADÜFEN BİZ BU GÜN BİR EVREN OLUŞRUALIM LAY LAY LOM LAY LAY LOM ,,, Bunların GALAKSİLERİ OLSUN YILDIZLARI OLSUN GEZEGENLERİ OLSUN SONRA ONLARIN ETRAFINDA DÖNENEN UYDULARI OLSUN BİRİNİN YÖRÜNGESİ BU OLSUN DİĞERİNİN YÖRÜNGESİ ŞU OLSUN BİR BİRLERİNE OLAN UZAKLIKLARI YARI ÇAPLARI KÜTLELERİ ATMOSFERLERİ FARKLI OLSUN BİR GAZ KÜTLESİ OLSUN DİĞERİ HALKALI OLSUN BİRİ DÜNYA OLSUN ORADA HAYAT OLSUN CANLILAR OLSUN SONRA SUDA TESADÜFEN BİR CANLI OLSUN BU BELİRLİ EVRELERDEN GEÇSİN İKİ AYAKLI OLSUN GÖZLERİ EN TEKNOLOJİK VE KARMAŞIK ELETLERDEN BİLE DAHA MÜKEMMEL OLSUN KULAKLARI KOKU ALMA DUYUSU OLSUN TAT ALMA DUYUSU OLSUN KONUŞSUN DÜŞÜNSÜN ÜRETSİN BULSUN ONARSIN YIKSIN ………, vb. gibi örnekleri bolca olan ŞEYLERİ TESADÜFEN Mİ OLDU YANİ OLSA OLSA HİKAYE BU OLUR BENCE ..

Bir insan olarak tesadüfen bana bir evren oluşturabilirmisiniz? Bilinçsiz varlıklar veya madde bu kadar karmaşık olan bir o kadarda mükemmel olan evreni nasıl oluyorda tesadüfen yapabiliyor ve meydana getirebiliyor??????????????????????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kur'an'ın muhkem ve müteşabih ayetlerinin oldugu malumdur.Tevil ise müteşabih ayetlerin açıklanmasında tercih edilirler.Kur'an ayetlerinin çogu muhkem ayetlerdir.Bunlar tamamen Kur'an ilmi ile alakalı konulardır.

'' Hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu ?? '' tabiki olmaz bilen ve uygulayan önde olandır.( genel anlamda söylüyoruz) Hayat bundan başka nedir ki ?.....

 

Tebrik ederim kurandaki bir çelişkiyi daha gündeme getirmişsin. İlgili ayet şu

 

Ali imran 7- Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası demektir Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir.Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, "Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır." derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez.

 

Müteşabih; benzetilen demek.

 

Tevil, türkçede perde arkası olarak tanımladığımız kavram/bir şeyin iç yüzü.

 

Kehf 82. Ve emmel cidaru fe kane li ğulameyni yetımeyni fil medineti ve kane tahtehu kenzül lehüma ve kane ebuhüma saliha fe erade rabbüke ey yeblüğa eşüddehüma ve yestahrica kenzehüma rahmetem mir rabbik ve ma fealtühu an emrı zalike te'vılü ma lem testı' aleyhi sabra

 

82- "Duvar ise, o şehirde iki yetim oğlana ait idi. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı. Babaları da iyi bir kimse idi. Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çağlarına ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Ve ben bunların hiçbirini kendiliğimden yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin içyüzü budur."

 

Bir çok ayette kuranın apaçık anlaşılır olduğunu söyleyen Allah, bu ayette bir takım ayetlerin içyüzünün, yani asıl anlamını sadece kendisini bilebileceğini söylüyor. Bu apaçık bir çelişkidir.

 

Sorun bununlada sınırlı değil. Şu şu nolu ayetler mütaşabihtir , şu şu nolu ayetlere muhkemdir şeklinde kuranda bir listede yoktur. Peki İnsanlar neye göre,hangi kritere göre müteşabih ayetlerin hangileri olduğunu bilecekler? Apaçık olduğu iddia edilen bir kitapta bulmaca ,bilmece usulu bir takım müteşabih ayetleri bulmaya çalışmak mantıksız değilmidir ?

 

Bulmacalar bile bundan mantıklıdır, çünkü en azından sorularla ip ucu verilir. Oysaki Allah benden başkası bilemez deyip kestirip atıyor.

 

Durum böyle oluncada herkes kendi anladığına göre şu ayetler muhkem, şunlar müteşabih diyebiliyor

 

mesela

 

Sünnilere göre kurandaki el kelimesi müteşabihtir,kudret olarak anlaşılmalıdır.El olarak anlaşıldığında Allah yaratıklara benzetildiği için küfür sayılır.Selefilere göre ise burdaki el kelimesi el olarak anlaşılmalıdır, Allahın eli vardır ancak biz niteliğini bilemeyiz derler. Onlarda sünnileri Allahın sıfatlarını inker ettikleri için küfürle suçlarlar.

 

Bakın sadece bu bir örnek, oysaki muhkem ve müteşabih konusunda yüzlerce örnek vermek mümkündür.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

(Yazı yeniden düzenlenmiştir )

 

Bir Önceki Yazımda Tesadüf Diye Bir Kelime Kafama Takıldı

 

Bu Nasıl Tesadüf

 

Evren, İnsan, İnsanın Yapısı, Anatomisi, Atmosfer, Çekim Kuvveti, Suyun Yapısı, Dna, Rna, Akıl, Vb.Vb. Saymaya Kalkarsak Sayfalar Dolar…

herşey tesadüfen oldu demek ne kadar kolay bir cevap;

bilinçsiz varlıklar bilinçsiz maddeler gecenin ve gündüzün olmadığı bir zaman diliminde oturup dediler ki hadi tasadüfen biz bu gün bir evren oluşrualım lay lay lom lay lay lom ,,, bUNLARIN galaksileri olsun yıldızları olsun gezegenleri olsun sonra onların etrafında dönenen uyduları olsun birinin yörüngesi bu olsun diğerinin yörüngesi şu olsun bir birlerine olan uzaklıkları yarı çapları kütleleri atmosferleri farklı olsun bir gaz kütlesi olsun diğeri halkalı olsun biri dünya olsun orada hayat olsun canlılar olsun sonra suda tesadüfen bir canlı olsun bu belirli evrelerden geçsin iki ayaklı olsun gözleri en teknolojik ve karmaşık eletlerden bile daha mükemmel olsun kulakları koku alma duyusu olsun tat alma duyusu olsun konuşsun düşünsün üretsin bulsun onarsın yıksın ………, VB. gİBİ ÖRNEKLERİ BOLCA OLAN şeyleri tesadüfen mi oldu yani olsa olsa hikaye bu olur bence ..

Bir İnsan Olarak Tesadüfen Bana Bir Evren Oluşturabilirmisiniz? Bilinçsiz Varlıklar Veya Madde Bu Kadar Karmaşık Olan Bir O Kadarda Mükemmel Olan Evreni Nasıl Oluyorda Tesadüfen Yapabiliyor Ve Meydana Getirebiliyor?????????????????????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.