Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ATEİZME SORULAR


wyattearp

Önerilen İletiler

yam yam kardese hak vermemek imkansiz ,bilim bir seye henuz cevap vermedi diye karsiligi negatif durumda degildir ayrica bilimin ispat ,ortaya cikarma , cozumleme mekanizmasi tanri ile dogru orantili degildir;daha dogrusu hic alakasi yoktur.

İşte bu yüzden bilim dinlere ve ateizme eşit mesafede durmalıdır değil mi? Sizler bilimi demin de dediğim gibi babanızın malı gibi görmediğiniz müddetçe sorun yok...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlaşamadığımız bir nokta var :

 

2- Bu söylediğinin başka bir adı da : konuyu saptırmak

 

Ateistlerin bilimi "babasının malı zannetmeleri" ifadem bal gibi gerçeği yansıtıyor. Eğer öyle değilse cevap ver o zaman :İnançlı bir biyoloji uzmanın, inançlı bir cerrahın vs.durumu nedir senin gözünde.Söylediklerini dikkate alırmısın yoksa nasıl olsa inançlı diye küçümsermisin.( Tıpkı Antony Flew e yaptığınız gibi adam bi anda ateistlerin gözünden düştü tü kaka oldu)

 

 

Hiç bir zaman konuyu saptırmadım.. Yazdıklarım konu dışı değildi. İnançlı bilim adamlarının durumu bilim açısından bir şey ifade etmiyor. O bilim adamları, yaptıkları iş için referans olarak dini almıyorlar. Eğer referans noktasını dinden alırsa yaptıkları şeye "bilim" denemez. Bilim "gözlem"e ve deneye dayanır.. Halbuki dogmaları gözlemleyemezsin, deneye tabi tutamazsın. O bakımdan din ile bilim hiç bir zaman bağdaşmaz... O bakımdan bilim adamları için, inançlı ya da inançsız ayırımı yapmam...

 

 

İşte bu yüzden bilim dinlere ve ateizme eşit mesafede durmalıdır değil mi? Sizler bilimi demin de dediğim gibi babanızın malı gibi görmediğiniz müddetçe sorun yok...

 

Arkadaşım canımı sıkmaya başlıyorsun... Bunu daha önce de söyledim. KİMSE BİLİMİ BABASININ MALI OLARAK GÖRMÜYOR. Bu ne biçim bir ifade böyle.. Tekrar ediyorum bu ifadeyi neye dayanarak söyleyebiliyorsun?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hiç bir zaman konuyu saptırmadım.. Yazdıklarım konu dışı değildi. İnançlı bilim adamlarının durumu bilim açısından bir şey ifade etmiyor. O bilim adamları, yaptıkları iş için referans olarak dini almıyorlar. Eğer referans noktasını dinden alırsa yaptıkları şeye "bilim" denemez. Bilim "gözlem"e ve deneye dayanır.. Halbuki dogmaları gözlemleyemezsin, deneye tabi tutamazsın. O bakımdan din ile bilim hiç bir zaman bağdaşmaz... O bakımdan bilim adamları için, inançlı ya da inançsız ayırımı yapmam...

Arkadaşım canımı sıkmaya başlıyorsun... Bunu daha önce de söyledim. KİMSE BİLİMİ BABASININ MALI OLARAK GÖRMÜYOR. Bu ne biçim bir ifade böyle.. Tekrar ediyorum bu ifadeyi neye dayanarak söyleyebiliyorsun?

 

WYATTEARP SORDU : İnançlı bir biyoloji uzmanın, inançlı bir cerrahın vs.durumu nedir senin gözünde.Söylediklerini dikkate alırmısın yoksa nasıl olsa inançlı diye küçümsermisin.( Tıpkı Antony Flew e yaptığınız gibi adam bi anda ateistlerin gözünden düştü tü kaka oldu)

 

YAM YAM CEVAPLADI : İnançlı bilim adamlarının durumu bilim açısından bir şey ifade etmiyor. O bilim adamları, yaptıkları iş için referans olarak dini almıyorlar. Eğer referans noktasını dinden alırsa yaptıkları şeye "bilim" denemez. Bilim "gözlem"e ve deneye dayanır.. Halbuki dogmaları gözlemleyemezsin, deneye tabi tutamazsın. O bakımdan din ile bilim hiç bir zaman bağdaşmaz... O bakımdan bilim adamları için, inançlı ya da inançsız ayırımı yapmam...

 

Verilen cevap sorunun karşılığı değil.Ben sana bilimin dinle ilişkisini ve dine karşı olan tavrını sormadım.

 

Bir önceki mesajımın 2 . maddesi bununla ilgili.

 

DİĞER BİR KONU

 

Arkadaşım canımı sıkmaya başlıyorsun... Bunu daha önce de söyledim. KİMSE BİLİMİ BABASININ MALI OLARAK GÖRMÜYOR. Bu ne biçim bir ifade böyle.. Tekrar ediyorum bu ifadeyi neye dayanarak söyleyebiliyorsun?

 

İşte buna dayanarak söylüyorum:

 

İnançlı bilim adamlarının durumu bilim açısından bir şey ifade etmiyor.

 

Sen bilimi babanın malı zannetmesen bilim adına böyle konuşamazdın.Nerden aldın bu yetkiyi?

Tarih: Düzenleyen: wyattearp
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

WYATTEARP SORDU : İnançlı bir biyoloji uzmanın, inançlı bir cerrahın vs.durumu nedir senin gözünde.Söylediklerini dikkate alırmısın yoksa nasıl olsa inançlı diye küçümsermisin.( Tıpkı Antony Flew e yaptığınız gibi adam bi anda ateistlerin gözünden düştü tü kaka oldu)

 

YAM YAM CEVAPLADI : İnançlı bilim adamlarının durumu bilim açısından bir şey ifade etmiyor. O bilim adamları, yaptıkları iş için referans olarak dini almıyorlar. Eğer referans noktasını dinden alırsa yaptıkları şeye "bilim" denemez. Bilim "gözlem"e ve deneye dayanır.. Halbuki dogmaları gözlemleyemezsin, deneye tabi tutamazsın. O bakımdan din ile bilim hiç bir zaman bağdaşmaz... O bakımdan bilim adamları için, inançlı ya da inançsız ayırımı yapmam...

 

Verilen cevap sorunun karşılığı değil.Ben sana bilimin dinle ilişkisini ve dine karşı olan tavrını sormadım.

 

Bir önceki mesajımın 2 . maddesi bununla ilgili.

 

DİĞER BİR KONU

İşte buna dayanarak söylüyorum:

Sen bilimi babanın malı zannetmesen bilim adına böyle konuşamazdın.Nerden aldın bu yetkiyi?

 

Ne dediğini, dahası ne demek istediğini kendi de bilmeyen arkadaşım; sana açık seçik cevap verdim.

Sen daha "Bilim"in ne olduğunu bilmiyorsun.

 

 

Bilim : Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim: (TDK)

 

Bilim Adamı : "Bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse, bilim kadını, bilim insanı, bilgin, âlim:" (TDK)

 

Şimdi ben sana ne demişim? Bilim, deneye ve gözleme dayanır. Bilim, dindeki dogmalarla ilgilenmez. Çünkü dogmalar deneye tabi tutulamaz, gözlenemez. Bu tür dogmaları referans alarak bilime katmaya çalışana da bilim adamı denemez. O yüzden benim açımdan bilim adamının inançlı ya da inançsız olması bir şey ifade etmiyor dedim. Daha açık nasıl ifade edilir?

 

BİLİM KİMSENİN BABASININ MALI DEĞİLDİR. Abuk subuk ifadelerde bulunmayı kes...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

"TANRI" Allah'ın 99 ismine kabul edilmeyen kelime neden? çünkü latin harfleriyle yazılmış. O zamanlar latin harfleri nerdee? allah kelimesi de arapçadaki harflerin türkçe karşılığı çıkınca oknuşu oluyo. "TANRI" arapca olmadığı için kabul edilmiyo bu kadar bağlılık varsa o zaman türkçe konuşmayın islamı kabul edenler arapça konuşunlar. şarkılarında "TANRI" kelimesini kullananlar islam değiller mi kullanmasınlar. yada kullananlar neden dışlanmıyolar? (bu da başka bi düşnce)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1

. Bu durumda evren diye tanımladığınız şey nedir? Soruyu biraz daha açayım: Eğer evren dediğimiz şey şu başı sonu olmayan,yıldızlardan, gezegenlerden galaksilerden oluşan uzay boşluğuysa eğer; bu yapı kendi kendini ilk oluşturduğu andan itibaren böyle miydi?(Bence ateist olabilmek için böyle olması gerekir, çünkü eğer değişime uğramışsa bu bir müdahale gerektirir)

bu sorunun yanıtını vermek bugün için zor ortada uçsuz bucaksız sonsuz denecek bir evren var biz daha toplu iğnenin başı kadar olanın kısmını keşfettik bu kısımda bizim güneş sistemimiz gibi 200 milyar tane güneş sistemi var o gördüklerin yıldız değil hepsi birer güneş ve onlarında etrafında gezegenler var

eğer evren bir tarla gibi sınırlı olursa o zaman tanrıdan bahsedebiliriz ama evren uçsuz bucaksız

 

2. Detayını tam olarak bilmediğim Bing-Bang olayı var.Zannedersem evrenin bir patlama sonucu olduğunu savunuyor:Bu durumda benim aklıma şu takılıyor:patlayan şey daha önce neydi, neyin içindeydi, içinde olduğu hacim sonsuz muydu patlayıp evreni oluşturduğuna göre kendisi o ana kadar neyin içindeydi, nasıl bir hacim vardı ki ?

güneşti, güneşte sıkışan gazdan dolayı patlama gerçekleşince güneşten kopan parçalar uzayda ki toz bulutlarıyla birleşince yavaş yavaş gezegen oluşmaya başladı kısaca anlatmak gerekirse böyle

 

 

3. Daha da aklımın almadığı cansız şeyler tesadüfen de olsa nasıl canlılık oluşturabiliyor?Yav aklımdan geçenleri buraya aktaramadığımı hissediyorum?Eğer oluşturabiliyorsa evrende bi hareketlilik bir enerji var demektir e bu durumda evren bu enerjiyi nerden alıyor?Tamamen cansız ve şuursuz olan boşluk ve gezegenlerden oluşan bu devinim neyin nesi?

ilk canlı suda oluşmuştur tabii ki tek hücreli bizim vücudumuzun %75'inin su olması gayet doğal su o yüzden hayattır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Bir elektronik devre içinde bulunan iki mikroçip konuşmaya başlamış. Biri diğerine;

 

- Sen kaç voltla çalışıyorsun? diye sormuş.

 

Öteki cevap vermiş,

 

- 0.5 Voltla. Sen kaç voltla çalışıyorsun?

 

- 0.3 Voltla...

 

- Acaba Mühendis Bey kaç voltla çalışıyor????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...
  • 2 ay sonra...

Uyumayı çok seviyoruz beyler bu kitapda bunlar yazıyor diyeceğiz sırtımızı dönüp bunlar masal diyeceğiz.

 

Babil yaratılış mitleri (Tekvin kitabı bunlardan kaynaklanmıştır) üzerine yazan S.H. Hooke şu gözlemi yapıyor: “Lahar ve Ashnan mitinin insanın tanrılara hizmet etmek için yaratılması ile noktalandığını zaten görmüştük. Bir diğer mit […] insanın nasıl yaratıldığını tasvir eder. Sümer miti Babil Yaratılış Destanında verilen anlatımdan epeyce farklı olsa da, her iki yorum da, insanın yaratılış amacında hem fikirdir, yani tanrılara hizmet etmek, toprağı sürmek ve tanrıları yaşamak için çalışma zorunluluğundan kurtarmak.” (S.H. Hooke, Middle Eastern Mythology [Ortadoğu Mitolojisi], s.29)

ALINTI

 

 

 

Bu tip metinler dünyanın herhangi bir yerinde yaşamış uygarlıklarda aşağı yukarı aynıdır zaten.Ama metinlerde geçen tanrılar fiziksel özellikleriyle de resmedilmiştir.

 

:excl: küçük bir detay işte,belki üzerinde düşünenler olur!!......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Bu tip metinler dünyanın herhangi bir yerinde yaşamış uygarlıklarda aşağı yukarı aynıdır zaten.Ama metinlerde geçen tanrılar fiziksel özellikleriyle de resmedilmiştir.

 

:excl: küçük bir detay işte,belki üzerinde düşünenler olur!!......

 

Beni yaratan varlığı eğer ben görebiliyorsam, ona tapmanın bir anlamı olmaz ki. Bence insanların hayal gücünden ibaret. Putprestlik gibi bişey.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...
  • 8 ay sonra...
Kafamdaki bazı sorulara ateist arkadaşların yanıtlar vermesini istiyorum.(Ben inançlı bir insanım sadece inançsız arkadaşların duruşunu merak ettiğim için soruyorum)

 

Ama önce şu tespiti yapmak istiyorum: Bildiğim kadarıyla ateizm evrenin ve bütün varlığın kendiliğinden, başka bir müdahale olmadan oluştuğunu kabul ediyor. Aklıma takılan sorular :

 

1. Bu durumda evren diye tanımladığınız şey nedir? Soruyu biraz daha açayım: Eğer evren dediğimiz şey şu başı sonu olmayan,yıldızlardan, gezegenlerden galaksilerden oluşan uzay boşluğuysa eğer; bu yapı kendi kendini ilk oluşturduğu andan itibaren böyle miydi?(Bence ateist olabilmek için böyle olması gerekir, çünkü eğer değişime uğramışsa bu bir müdahale gerektirir)

 

2. Detayını tam olarak bilmediğim Bing-Bang olayı var.Zannedersem evrenin bir patlama sonucu olduğunu savunuyor:Bu durumda benim aklıma şu takılıyor:patlayan şey daha önce neydi, neyin içindeydi, içinde olduğu hacim sonsuz muydu patlayıp evreni oluşturduğuna göre kendisi o ana kadar neyin içindeydi, nasıl bir hacim vardı ki ?

 

3. Daha da aklımın almadığı cansız şeyler tesadüfen de olsa nasıl canlılık oluşturabiliyor?Yav aklımdan geçenleri buraya aktaramadığımı hissediyorum?Eğer oluşturabiliyorsa evrende bi hareketlilik bir enerji var demektir e bu durumda evren bu enerjiyi nerden alıyor?Tamamen cansız ve şuursuz olan boşluk ve gezegenlerden oluşan bu devinim neyin nesi?

 

 

 

 

 

güzel sölemişsin kardeşimde bu kadarcık şeyi aklın almıyorda koskoca tanrıyı nasıl aklın alıyorda inanabiliyorsun bende şimdi bunu merak ettim.....

 

bana hergün börtü böceği gösterip bak allah neler yapmış bak diyorlar.....yav ben kabullenmiyorumki beni iki kelebek bi devekuşuyla kandırasın....

 

 

ben tanrının yokluğunu ispata çalışmıyorum....siz varlığını ispatlayın bana yeter....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

allahın varlığının ispatı

1) 20. yy big bang (evren yoktan var olmuştur ortada hiçbir boşlu yokken madde zaman yokken tamamen meta fizik bir ortamken büyükbir patlamayla herşey oluştu.patlamanın şiddeti: eğer trilyonda bir fazla olsa yada az olsa bugun biz var olmayacaktık)

sene 610 bir düşün o yıllar düşün ortamı yolları insanları gözlerinin önüne getirmeye çalış o zaman dünyayı dümdüz,gökleri ayakta tutan her iki uçtaki dağlar ayakta tutuyo zannedilen bir zaman ve dünya balığın üstünde balık kuyruğunu oynattımı deprem oluyo bir düşün mantık bu ve biri çıkyo diyoki bu zamanda herşey yoktan var olmuştur.bak sene 610 şimdi sene kaç 2007 bilim ne diyo evren yoktan var olmuştur.

2) 20.yy big crunch (büyük çöküş_yani dini inanışa göre kıyamet evrenin sonu. şimdi kuran ne diyo bak hatırlatıyorum hep unutma sene 610 bunu unutma.diyoki '' o gün göğü defterin yapraklarını dürer gibi direriz onu İLK BAŞTA Kİ NOKTASINA GERİ İADE EDERİZ BU ÜZEREİMİZE BİR SÖZDÜR ELBETTE BUNU YAPACAĞIZ'' şimdi ayet bu bilim ne diyo big crunch ne big bang teki patlama şideeti o kadar büyüktiki evren hala genişliyo ama bu şiddet belirli bir süre sonra aynı havaya atılan bir taşın yere düşmesi gibi gücünü yitirip büzüşmeye ve ilk başladığı noktaya geri dönecektir diyo.benden yorum yok fizikçilere sor

3)20.yy evren genişliyor (sene 610 bir adam çıkyo ve diyoki ayet şu '' biz onu yoktan var ettik ve muhakkak ki onu genişleticiyiz'' hoppala . daha bir çokları var anlatırım istersen.şimdi bunlarada inanmayabilir insan anlarım ama o zaman şu sorulara cevap isterim. bana başka bir kitap söyle bundan 14 yy önce var olan yada daha yeni sadece kendi zamanında bilinmesi imkansız şeyleri çok büyük bir rahatlıkla söyleyen.yada sen bir söz söyle şimdi şu anda bundan 14 yy sonra gerçekleşsin.

abi kafayı çalıştırın her yer çöl diyorum ya çöl kum toprak kız çocukları gömülüyo diri diri o zamanda tüm bunları kim bilebilir kafadan attı tuttu ya daha neler var anlat de anlatıyım.konuyu sen belirle ben ispatını veriyim

konular

1) fizik 2) biyoloji 3) matematik 4)astroloji 5) botanik bilimi 6)hayvanlar alemi 7)denizler okyanuslar 8)arkeoloji 9)embriyoloji şimdilik aklıma gelen bunlardan birini seç hangisinden ispat istersin.herkese selam. volki not: maildenden yazışabiliriz isteyenle

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Ben orta yaşı çoktan devirmiş bir insanım ve nereden baksanız 20 yıldır ateistim diyebilirim. Ama bu bir süreçtir. Zamanla oluşan, inişli çıkışlı bir süreçtir. Hiç kimse bir günde ateist olamaz. Çünkü kolay değildir. Çok okumak, sorgulamak ve mantık yürütme yeteneği gerekir. Tabi ki, bu niteliklere sahip olan her insan ateist değildir...Çok dindar bir insan da bu niteliklere sahip olabilir. Ama sağlam bir ateist olmak için bu şarttır. İkinci olarak tanrının varlığı yada yokluğu ispat edilebilir bir olgu değildir. Benim ateist olmamdaki en büyük etkenlerden biri, yaratıcı ve ödüllendirici/cezalandırıcı bir tanrı imgeleminin bana saçma gelmesi...Eğer evren bir yaratıcı olmadan var olamıyor ve tanrısal bir güç gerekiyorsa, tanrı nasıl kendi kendine var olabiliyor?. Tanrının saltık varlığını evrenin kendisine atfetmemize engel olan nedir? Hiçbir şey!...X bilinmeyeni Y bilinmeyenle açıklamak bir çözüm müdür?...Ben evrenin sonsuz bir devinim olduğuna, evrendeki her şeyin neden-sonuç ilişkisine dayalı olduğuna inanırım..Aslında tanrı inancı objektif gerekçelerden çok subjektif gerekçelere dayanıyor. Bugün bilim dünyası, bilimsel olarak mümkün olmasa da, diyelim ki, tanrının yokluğunu 2x2=4 misali bir matemetiksel gerçeklikle ispatlamış olsun...Yine de inanan insanlar yine inanmaya, hatta daha çok inanmaya devam edeceklerdir. Çünkü inanmaya ihtiyaçları vardır. Ben ateist olmakla birlikte , bugünün dünyasında ve koşullarında, ateist insanlardan oluşan bir toplum düşünmek istemem..Çünkü bu kadar adaletsizliğin, yoksulluğun, eşitsizliğin olduğu bir dünyada insanların elinden sığınacakları tek sığınak olan tanrıyı da alırsanız, sonuç felaket olur..Bu yorumu tartışmak için yazmadım, yalnızca bir fikir vermek için yazdım..Başka bir yorum yapmayacağım. Aslında konu çok derin, tartışacak çok şey var ama anlamsız. Son olarak şunu ifade etmek isterim. Sanmayın ki, ateistler Allah adını ağızlarına almazlar. Benim ağzımdan çok sık Allah adını duyabilirisiniz. Bu daha çok toplumsal bir alişkanlık ve topluma uyum gösterme durumudur...Son sözüm düşüncemiz/inancımız ne olursa olsun asıl mesele iyi vatandaş, iyi insan olmakta...Selamlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 11 ay sonra...
1. Bu durumda evren diye tanımladığınız şey nedir? Soruyu biraz daha açayım: Eğer evren dediğimiz şey şu başı sonu olmayan,yıldızlardan, gezegenlerden galaksilerden oluşan uzay boşluğuysa eğer; bu yapı kendi kendini ilk oluşturduğu andan itibaren böyle miydi?(Bence ateist olabilmek için böyle olması gerekir, çünkü eğer değişime uğramışsa bu bir müdahale gerektirir)

 

Evren diye tanımladığımız şey iki anlamdadır. Birincisi gökyüzünde gördüğümüz tüm yıldızları ve galaksileride kapsayan evrenin BigBang denen patlamayla oluştuğu söylenir. Ama geçenlerde tüm televizyonlarda minik BigBang patlaması diye duyduğunuz şey var ya, işte ona benzer bir şekilde bu bahsettiğimiz evrenin, kendisinden daha büyük bir evrene ait parçacıkların çarpışması ile ortaya çıktığı evrendir. İkinci olarak ve bizim evrenimizden çok çok daha büyük olan evrene ait tek gözlemimiz ise bu olası patlama merkezinden değil de, her yönden dünyamıza gelen nötrino ve kozmik ışınlardan varlığı anlaşılan büyük evrendir. Bu yapı ilk olduğu andan itibaren böyle değildi ve ateist olmak için böyle demek de gerekmez. Çünkü müdahele gerekmemektedir. Mesela bugün CERN, Fermilab, SLAC vs parçacık hızlandırıcılarında da yapılan deneylerde iki proton kümesi ışık hızına yakın hızlandırılıp çarpıştırılmakta, bu çarpışma noktasında da evrenin doğuşundaki BigBang patlamasının daha küçük ölçeği yaratılmaktadır. Doğada rastlantı eseri bu tarz çarpışmalar sürekli olmaktadır. Özellikle de parçacıkların yoğun olduğu yıldızlarda. Hatta burdan açığa çıkan füzyon enerjisi yaydıkları ısı ve ışığın kaynağıdır. Geniş ölçekli evrende de bu çarpışmalardan olabilmesi için boyutunun çok büyük olması gerektiği ortaya çıkar. Bir benzetmeyle içinde yaşadıkları insanı evrenleri zanneden hücrelerin aslında daha büyük olan dünyada yaşadığını anlaması gibi açıklayabiliriz bu durumu.

2. Detayını tam olarak bilmediğim Bing-Bang olayı var.Zannedersem evrenin bir patlama sonucu olduğunu savunuyor:Bu durumda benim aklıma şu takılıyor:patlayan şey daha önce neydi, neyin içindeydi, içinde olduğu hacim sonsuz muydu patlayıp evreni oluşturduğuna göre kendisi o ana kadar neyin içindeydi, nasıl bir hacim vardı ki ?

 

Aslında birinci soruda söylediğim gibi daha büyük bir evrenin içindeydi ve çarpışan iki parçacıktı. Şu anda evren yaklaşık 10 üzeri 80 parçacıktan oluşmaktadır. Kara delikleri duymuşsunuzdur. Çekim kuvveti ile diğer maddeleri üzerine çektikçe kütlenin miktarı artar ve içinde basınç artar. Basınç arttıkça iç sıcaklık (enerji) yükselir. Bu da belli miktardan sonra( güneşin iki katı kütle) kendinden çıkan ışığı dahi yutar. Önce elektronlar basınç etkisi ile atom çekirdeklerine yapışır ve protonlarla birleşip nötronlara dönüşür(Pulsar-Nötron Yıldızı). Kara delik bunun ilerlemiş halidir ve ışık dahi çekim kuvvetinden kurtulamaz dışarı çıkamaz bu yüzden de kara bir delik gibi görünür. Yoğunluk arttıkça kara deliğin çekim sahası daha da uzaklara erişir ve daha hızla madde toplar. Örneğin her galaksinin merkezinde bir büyük kara delik vardır ve yıldızlar bu yüzden etrafında kümelenirler. Bu kara delik yeterince büyüdüğünde çok büyük ısı değerlerine ulaşır. Bu da protonları kuarklara ve alt parçacıklarına ayırır. Sonunda kütlesi olan parçacık kalmaz ve enerji paketlerine dönüşür. Bu maddenin yokluğu ama enerjinin çokluğu durumudur. Enerji miktarı belirli bir seviyeye geldiğinde çok büyük parçacıklar oluşacaktır. Tıpkı iki gama ışımasını bir araya getirdiğimizde elektron ve anti maddesi pozitronun ortaya çıktığı gibi( Gama ışımasının kütlesi YOKtur yani ortada madde de YOKtur ve buradan ters yüke sahip iki eşit kütle yani Madde oluştururuz. Big Bang de aynen böyledir ve o iki büyük parçacığın çarpışması olayının bir devamıdır sadece. Aslında madde dediğimiz Higgs alanı dediğimiz enerji alanından geçen parçacıkların dalga hareketinden başka bir şey değildir. Ama bu hareket gravitonlardan ( kütle çekiminden ) etkilenmektedir bu yüzden madde algılaması yaratır. Big Bang madde olarak yokluk yani 0 hacimden ama enerji olarak, çok büyük bir enerji hacminden meydana gelir.

 

3. Daha da aklımın almadığı cansız şeyler tesadüfen de olsa nasıl canlılık oluşturabiliyor?Yav aklımdan geçenleri buraya aktaramadığımı hissediyorum?Eğer oluşturabiliyorsa evrende bi hareketlilik bir enerji var demektir e bu durumda evren bu enerjiyi nerden alıyor?Tamamen cansız ve şuursuz olan boşluk ve gezegenlerden oluşan bu devinim neyin nesi?

 

Evrenimiz ilk patlamayla tüm enerjisine sahip olmuş ve bu enerjiyi de çarpışan parçacıklardan almıştır. Termodinamik yasaya göre ilk patlamayla maximum enerji farklılığına ulaşılmış ve bu enerji tamamen eşitleninceye kadar fazla olandan aza aktarılacaktır, bu da devinime yol açar (Örneğin soğuk diye bir şey yoktur, sadece sıcak vardır. Soğuk sıcağa göre az enerji durumudur ve soğuk sıcağa ısı veremez sadece alır). Tamamen cansız ve şuursuz olan bu devinim bu enerji eşitlenmesidir ve hiç bir şey bu kurala karşı çıkamaz. Canlılar ise bir müddet bu devinimi yavaşlatmaya çalışır. Büyük patlamadan sonra ortaya sadece Hidrojen atomları (1 proton ve etrafında dönen tek elektron) ortaya çıkmıştır. Yeterince Hidrojen atomu çekim kuvvetiyle bir araya geldiğide basınç etkisiyle artan sıcaklık sayesinde Helyuma (2 proton-2 nötron-2 elektron) dönüşmeye başlamış böylece ilk yıldız ortaya çıkmıştır. Yıldızlar kimya fabrikaları gibi çalışırlar. Giderek daha ağır elementleri Lityum-Bor-Berilyum-Karbon-Azot-Oksijen vs vs sırasıyla oluşur. Yıldızın yakıtı biterken iç basınç artarak nükleer tepkimeye yol açar ve süpernova patlamasına yol açar. Böylece merkezde yıldızın büyüklüğüne göre beyaz cüce-pulsar veya kara delik oluşurken yıldızda oluşan tüm ağır metaller büyük bir hızla uzaya saçılır. Daha sonra bu maddeler uzaydaki serbest hidrojenle de birleşerek gaz ve toz bulutu oluşturur. Çekim kuvvetiyle büzüşen bu nebulalardan yeni güneş sistemleri açığa çıkar. Bizim güneş sistemimiz de böyledir ve evren 13.5 milyar yaşındayken, sistemimiz 4.5 milyar yaşındadır. En merkezde çevresinde dönen nebuladan yıldız yani güneş oluşurken giderek artan belli uzaklıklarda da gezegenler şekillenir. Dünya uzaklığında olan bir gezegen önce ateş topu iken yıllar içinde içindeki suyun buharlaşıp yüzeye çıkması ile sıcak çorbaya benzer bir sıvıyla kaplanır. bu ilkel atmosferde yüzbinlerce yıldırım oluşmaktadır. Yüzey giderek soğur ve yara kabuğu gibi katılaşır (Yer kabuğu yaklaşık 40km derinliğindedir ve sonra sıvı manto tabakası başlar). Bugün bile Ozonu yıldırımlar oluşturmaktadır. Bu yıldırımlar farklı elementlerin molekül oluşturmasına yol açar. Şimdi canlı dediğimiz şeyi iyi anlamak lazım. Canlı kendi iç ortamını dış dünyadan koruyabilen ve bu özelliğini diğer nesile iletebilen kapalı sistemdir. İlkel atmosferde ilk aminoasitler ve proteinler kendiliğinden rahatlıkla oluşabilmektedir.(Örneğin Alanin aminoasidi bir karbona bağlı karboksil (COOH), amonyum (NH2) ve metil(CH3) ten oluşur. İlk virüs ise RNA dediğimiz bir dizi nükleikasidin (toplam 20 aminoasit vardır, 5 tane de nükleik asit) birbirine bağlanması ile oluşan bir ipliğin etrfındaki bir dizi fosfolipidin oluşturduğu zardan ibarettir. Zaten bu zarlar fosfolipidlerin olduğu ortamlarda bir araya gelme ve bir kabarcık oluşturma eğilimindedir. Mesela bu kısa RNA zincirinin içine girmesinden ibarettir. İşte buyrun size ikl canlı. Ama bunlar canlıdır iç ortamını dışardan korur ancak üreyemezler. Bunların üremesi için gerekense bir iki enzimdir. Eğer bu enzimler oluşur ve bir kere virüse girerse bundan sonra RNA otamatik olarak çoğalır ve aynısını oluşturup ikiye bölünür. Buna bakteri denilir. Evrim de bunla beraber başlar. Doğada hareketsiz bakteriler vardır ve en eski bakterilerdir. Bulundukları ortamdaki besinleri zarlarını çökerterek içeri alırlar ve yapı taşı olarak kullanırlar. Bir bakteri saniyede yüzlerce kere bölünebilir ve bu bölünme sırasında radyasyon gibi etkiler sebebiyle hatalı DNA lar oluşturur. Bu hatalar yeni bakterinin yaşamasına müsade etmiyorsa bakteri ölür. Beslenmesini zorlaştırıyorsa fazla yaşamaz ve üreyemez soyu kurur. Eğer zarında küçük bir kamçı oluşumuna yol açıyorsa, bu onun hareketini ve besin bulmasını sağlar. Soyu devam eder. Böylece evrim geçirmiş olur ve yararlı özellik sonraki soya aktarılırken, zararlı özellik soyu oluşamadan ortadan kaybolur. Bu insanın farklı özellikte olan iki çocuğunda zeki, güçlü olanın daha rahat eş bulup soyunu devam ettirmesi, daha kolay besin bulabilmesine benzer. Sık verilen bir örnekte olduğu gibi iki zürafa kardeşten kıtlık zamanında boyu uzun olanı yüksek dallara erişebilip soyunu devam ettirirken,kısa olan açlıktan ölür ve soyu kurumuş olur. Artık daha sonraki nesil daha uzun boyludur bu böyle devam eder gider. Paleontolojik araştırmalar bulunan tüm fosillerde bu evrim kuralına uygundur. Hiçbir zaman ileri düzeyde bir varlık daha önce çıkmamış ve sürekli gelişmiştir. Örneğin yılanlarda bacak artıkları derilerinin altındadır. Bazı sürüngenlerde hala balıklıktan kalma solungaçlar durur. İnsanda gereksiz diye alınan yararsız apendix (iltahabına apandisit denir) kuşlardaki bağışıklık sistemi bursa fabriciousun artığıdır. Şempanze ile genlerimiz yüzde 98 aynıdır.

Burada ancak bu kadar özetleyebildim. Bu konularda yazılmış yüzlerce bilimsel eser var arkadaşlar. Bu her biri bir cümlede geçtiğim konularda ansiklöpedi dolusu bilgi mevcut. Onun içindir ki bu kadar kolay anlayamayabilirsiniz. Ben bu konularla ilgili belki 1000in üzerinde kitap okudum. Hala da okuyorum. Yani hiç biri hakkında bilginiz olmadan nasıl oluyor bu işler diye düşünmekle anlayamaz hiç kimse. Araştırmak hep okumak lazım. Yoksa eksik bilgiyle her şeyden hayrete düşer anlayamıyorum bu düzeni öyleyse biri yapmış der çıkarsınız işin içinden.

Sevgiler, saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Sevgili Whatt Earp,

Sorularınla ilgili olarak, hemen peri masallarına inanmak yerine, biraz okuyup araştırmanı öneriyorum sana.

 

...

Ama önce şu tespiti yapmak istiyorum: Bildiğim kadarıyla ateizm evrenin ve bütün varlığın kendiliğinden, başka bir müdahale olmadan oluştuğunu kabul ediyor. Aklıma takılan sorular :

 

Öncelikle, ateizm evrenin oluşumu ile ilgili hiçbir iddiada bulunmuyor. Ateizmle evrenin oluşumu hiç ilgili konular değil. Ateizm sadece tanrı tanımamazlık. Tanrının varlığına inanmama. Ama eğer ilgi alanın evrenin oluşumuysa bu konuda bilimsel çalışmalar var... Ateistler tanrıya inanmadıklarından, bu konudaki bilimsel çalışmaları daha mantıklı buluyor sadece. O nedenle de bazıları bilimsel teorilerle ateizmi özdeşleştiriyor. Aslında burada senin anlamakta zorlandığın konular ateizmin konuları değil. Bilimin konuları. Okullarımızda öğretilen, öğretilmesi gereken POZİTİF bilim konuları bunlar.

 

Amacım seni kırmak gücendirmek falan değil. Saldırmak hiç değil. Ama senin “aklının almıyor“ oluşu pek de şaşırtıcı değil açıkçası. Yazdıklarından açıkça anlaşılıyor ki en temel bilimsel bilgilerden yoksunsun. Biraz okuyup araştırmanı öneririm. Carl Sagan’dan başla diyeceğim ama ondan önce orta okul kitaplarını bir gözden geçir istersen –özellikle de fizik ve biyoloji (Yalnız, edineceğin bilgiler sana sadece “kuşkucu”, “sorgulayan” bir bakış açısı kazandıracaktır. Tanrının varlığını ya da yokluğunu ispat etmeye yeterli olmayacaktır). Bir de internette ya da basılı kitaplarda her yazana da inanma. Ortalıkta yalancı “bilimsel bilgileri” götünden uydurup propaganda için kullanan ********** insanlar var. Her okuduğunu birkaç kaynaktan daha araştır… Belirli bir okuma araştırmadan sonra “bilimsel bir bakış açısı” kazanacaksın.

 

1. Bu durumda evren diye tanımladığınız şey nedir? Soruyu biraz daha açayım: Eğer evren dediğimiz şey şu başı sonu olmayan,yıldızlardan, gezegenlerden galaksilerden oluşan uzay boşluğuysa eğer; bu yapı kendi kendini ilk oluşturduğu andan itibaren böyle miydi?(Bence ateist olabilmek için böyle olması gerekir, çünkü eğer değişime uğramışsa bu bir müdahale gerektirir)

 

2. Detayını tam olarak bilmediğim Bing-Bang olayı var.Zannedersem evrenin bir patlama sonucu olduğunu savunuyor:Bu durumda benim aklıma şu takılıyor:patlayan şey daha önce neydi, neyin içindeydi, içinde olduğu hacim sonsuz muydu patlayıp evreni oluşturduğuna göre kendisi o ana kadar neyin içindeydi, nasıl bir hacim vardı ki ?

 

3. Daha da aklımın almadığı cansız şeyler tesadüfen de olsa nasıl canlılık oluşturabiliyor?Yav aklımdan geçenleri buraya aktaramadığımı hissediyorum?Eğer oluşturabiliyorsa evrende bi hareketlilik bir enerji var demektir e bu durumda evren bu enerjiyi nerden alıyor?Tamamen cansız ve şuursuz olan boşluk ve gezegenlerden oluşan bu devinim neyin nesi?

 

Ben sana bu yukarıda sorduğun bilim sorularını cevaplayamam. Cevaplaması gereken kişi de değilim açıkçası. Dediğim gibi bunlar zaten temel bilim. Ama senin bu soruların cevapları/cevapsızlığı ile ateizmi ilişkilendirme çabanın yanlışlığını sana açıklayabilirim. Yani diyorum ki, bu sorular cevaplanamamış bile olsa, bu tanrının var olduğu anlamına gelmez.

 

Şöyle izah etmeye çalışayım sana: şimdi temel fizik bilgin var. Ocağın üzerindeki suyun kaynamasına neden olan şeyin ısı enerjisi olduğunu biliyorsun. O nedenle ocağın üzerinde fokur fokur kaynayan su garibine gitmiyor. Suyun kaynaması senin için cenabı allahın bir mucizesi olmaktan ziyade, basit bir fizik kuralı (evet belki hayran kalınacak bir fizik kuralı, ama yine de alışılmadık bir şey değil ve bu haliyle kimsenin imana gelmesini sağlamaz). Bir an için bütün fizik bilgini unut. Bilmiyorsun. Isı enerjisini bilmiyorsun, yanma adını verdiğimiz basit kimyasal tepkimenin sonucunda ısı açığa çıkarttığını ve bu ısının bir maddeden diğerine iletildiğini ve suyun ısınmasıyla içerisindeki gazların toplanıp bir araya gelip fokurt etmek suretiyle suyun yüzeyinden atmosfere karıştığını buna da bizim Latince aqua fokurfokuryerus dediğimizi bilmiyorsun (gerçi bu sonuncusunu ben de bilmiyordum)… Diyelim ki hiç, ama hiç, fizik bilgin yok ve ilk defa kaynayan su görüyorsun. Ortamı, olayı, senaryoyu gözünde canlandırdıysan başlıyorum:

 

Ocağın üzerinde kaynayan suyu gördüğünde “hafazanallaaaah, töbe töbe estaafurullaaah, hikmetinden sual olunmaz yüce allahım” diyerek suyun fokurdamasını tanrıya mı bağlarsın (işte bu sensin). Yoksa (hiç fizik bilmemene rağmen) “yaw ben bunun nedenini açıklayamıyorum. O kadar bilgim yok, ama elbet vardır bir nedeni. Ve mümkünse ben bunun nedenini kavrayabilmek için zihnimi açık tutacağım” mı dersin (işte bu da benim). Bizim evrenin oluşumunu açıklayamıyor oluşumuz onun görünmez bir varlık tarafından yaratıldığı anlamına gelmez.

 

Diğer arkadaşları bilemem. Ama benim inanmayışımın en temel nedenlerinden birisi bu. Alınma, gücenme, tüm hikaye(ler) saçma. Mantıklı tarafı yok. Ateizm, din, dinsizlik, hristiyanlığın, islamiyetin vs. saçmalıklarıyla ilgili kendi çapımda bir şeyler karaladığım bir sitem var. George Carlin gibi bazı entellektüel ateistlerin yazılarını çalışmalarını falan da çevirip koydum orada. İstersen gir bi oku, belki biraz yardımı olur bizleri anlamana :) -www.ortaparmak.org-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

Şuanda bilimin cevaplayamadığı tek soru big bangi neyin tetiklediğidir bunun içinde deneyler yapılıyor siz cevabını veremediğiniz sorulara kafa yormak yerine allahın işi diye sıyrılıyorsunuz tıpkı eskiden sara krizi geçiren insanların içine şeytan girmiş sanılarak diri diri yakılması gibi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

slm iyi geceler arkadaşlar: gözüme çarptı bilimin ve bilim adamının klasik bir tanımı aynı şekilde bilimin gözlem ve deneme ile hareket ettiğini falan yazmış arkadaşımızın birisi fakat gözleme ve deneye dayanmadan bilimsel bir gerçek olan bir olay hemen aklıma geldi ta 1400 küsür sene evvel söylenmiş ve tüm insanları ilgilendiren bir hadisi şerif yani Hz. Peygamberden bir söz : şöyle demiş eğer sıvı kabınızın içine bir SİNEK düşerse ve siz zaruretten o sıvıyı kullanmak zorunda iseniz sineği tümü ile batırn sıvının içine sonra çıkarın öyle kullanın demiş. şimdi bilimsel bir faydadan bahsetmiş insanlara fakat o zamanın ve daha sonra kendisine tabi müslümanların bunda ne fayda var demek fazla aklına gelmemiş. ta 1970 lere gelene kadar fakat mısırlı bir bilim insanı hadiste neden SİNEĞİ komple sıvının içine batıracakmışız diye bir soru gelmiş ve incelemiş gözlemlemiş eğer sinek bir sıvı kapa düşerse devamlı tek kanatı üzerine düşermiş ve o düştüğü kanat altında da basınç ile patlayan balonlar içinde zehir sayacağımız ve insanlara bulaşıcı hastalıklar getiren maddelerin olduğunu tesbit etmiş fakat diğer sıvıya batmayan kanatlarının altında ise taşıdığı mikropların panzehiri yine aynı şekilde basınçla patlayan keseciklerle dolu olduğunu : böylece eğer tümü ile sıvıya batırlırsa zehir ile panzehirin aynı sıvıda olacağını böylece sıvıyı kullanan kişinin hastalanmayacağını keşfetmiş. şimdi dinin bilimsel yaklaşmadığı veya bilimle dinin bir arada olmadığını nasıl iddiaaa edebiliriz kısa olmasını istediğim fakat oldukça uzun olan bu örneğimin araştırmasını yapıp şu soruyu arkadaşlarım kendilerine sorarlarsa sevinirim: Hz. Peygamber 1400 küsür yıl evvel mikroskobunolmadığı zamanda nerden biliyordu bir kanatta zehir torbacıkları bir kanat ta panzehir torbaları iyi geceler herkese.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.