Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/lst1.asp

 

.........alıntıdır...........

 

 

'İzmir'de yıkıcı deprem bekliyorum'

 

Dün Menemen'deki meydana 4.2'lik depremin, Foça-Karaburun-Midilli üçgeninde biriken gerginliğin belirtisi olduğunu

 

belirten Prof. Dr. Ahmet Ercan gerginliğin bu bölgede 7 büyüklüğünde yıkıcı bir depremle sonuçlanacağını ileri sürdü.

 

Jeofizik Kurumu Onursal Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, dün İzmir’in Menemen ilçesinde meydana gelen 4.2

 

büyüklüğündeki depremin, Foça-Karaburun-Midilli üçgeninde biriken gerginliğin belirtisi olduğunu belirterek, gerginliğin bu

 

bölgede 7 büyüklüğünde yıkıcı bir depremle sonuçlanacağını ileri sürdü.

 

Prof. Dr. Ercan, yaptığı yazılı açıklamada, Menemen ilçesinde meydana gelen 4.2 büyüklüğündeki depremin "depremcik

 

ile deprem" sınırı arasındaki en küçük deprem olduğunu belirtti.

 

Ege kıyı kuşağıyla Ege Denizi’nde oluşan depremlerin, yaşlı kuzey-güney ile genç doğu-batı doğrultusundaki kırıklar

 

boyunca oluştuğunu ve Ege Bölgesi yapıları için yıkımın başladığı eşik değerin 5.7 ile 6.2 olduğunu ifade eden Prof. Dr.

 

Ercan, bölgedeki yaşlı kırıkların 6’dan küçük, küçük-orta boy depremler; doğu-batı doğrultulu genç kırıkların ise 7.2

 

büyüklüğüne kadar depremler üretebilme gücünde olduğunu kaydetti.

 

Prof. Dr. Ercan, Menemen’de bugün meydana gelen depremin, yer kabuğunun yaklaşık 7 kilometre derinliğinde, granit

 

katmanı içinde oluştuğunu ve 27 kilometre yer kabuğu kalınlığına sahip bulunan merkez noktası dikkate alındığında

 

depremin "mercalli yıkım gücü"nün 5 olduğunu belirtti.

 

Menemen dolayındaki konut niteliğinin böyle bir depremden etkilenmeyeceğine, ancak, aynı depremin 55 kilometre

 

uzaklıktaki İzmir merkezde "gevşek, sulu katmanlar üzerinde oturan Karşıyaka, Çiğli, Bostanlı, Alaybey, Alsancak,

 

Konak, Bornova ovasında "ürpertici düzeyde" hissedildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Ercan, şunları kaydetti:

 

"Uzaydan yapılan GPS ölçümleri, Menemen-Foça yarım adasının güney-batıya doğru hızlı biçimde sürüklenişi, yaklaşık 7

büyüklüğünde, Foça-Karaburun-Midilli üçgeninde yıkıcı bir depremle sonuçlanacaktır.

 

Son haftalarda Midilli güneyinde sıkça oluşan ve bugün saat 07.11’de Menemen’de meydana gelen 4.2 lik deprem, burada

biriken gerginliğin bir belirtisidir. Üçgen içinde oluşacak yaklaşık 7 büyüklüğündeki deprem, İzmir içinde yaklaşık 6

 

büyüklüğünde duyumsanacaktır."

 

İzmir’in deprem çekincesi en yüksek yerlerinin Kadifekale, Tepecik, Bornova Ovası, Bayraklı, Alsancak, Basmane,

 

Konak, Güzelbahçe, Urla, Seferhisar, Alaybey, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir, Çiğli ve Menemen olduğunu belirten Prof.

 

Dr. Ercan, kentin sağlam zemine sahip dağlık bölgelerinde, toplu konut yapımına hız verilmesi gerektiğini ifade etti.

 

Prof. Dr. Ercan, bu çerçevede Kadifekale-Tepecik bölgesindeki konutların yıkılıp yerlerine çok katlı toplu konutlar

 

yapılması, diğer yerlerdeyse 2 katı geçmeyen konutlarda oturulması gerektiğini ifade ederek,

 

"İzmirliler dağlardaki yerleşimleri seçmelidir. Özellikle, Yamanlar Dağına doğru çok katlı yapılaşmaların artışı, beklenen

 

deprem için çok olumlu girişimdir. Yukarıda saydığım yerlerde oturan kişilerin Yamanlar Dağında yapılan dayanıklı

 

konutlara taşınması gerekli güvenliği sağlayacaktır" önerisinde bulundu.

 

 

haber7com/ 06 Ocak 2008 5:07

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yukarıda saydığım yerlerde oturan kişilerin Yamanlar Dağında yapılan dayanıklı

 

konutlara taşınması gerekli güvenliği sağlayacaktır" önerisinde bulundu.

 

 

haber7com/ 06 Ocak 2008 5:07

 

 

Yazinin son cümlesi..

 

biraz dikat cekici degilmi, neden yapilan dayanikli konutlara tasinmasi gerekli" diye yazmis..yada yazilmis

 

ve kisaca son cümle birkac kelimeleden ibaret fakat bi okadar emin bir sekilde... "dayanikli konutlara

 

tasinmasi gerekli" ...bir insan ne kadar emin olabilir diye düsünüyorum..

 

acaba o tarafa halki cekmek icin olabilirmi..

 

insallah en azindan öyledir diye icimden gecirmiyor degilim.. her nekadar dogru bulmasamda bu sekilde

 

yazilmasini büyük deprem olacak icerikligi ile korkutarak.

 

bir yandan da yine acaba diyorum ya olursa gercekten

 

onca halk bu yazilari ne zaman duyacak duydumu biliyormu.. nereye gidecek bulabilecek yer

 

Arabanın bagajını yiyecek ve giyisiyle doldurdum yine -_-

 

Tabi arabaya ulaşma şansımız olur mu Allah bilir...

 

RA_dya iki gündür inan ki uykusuz moral sifirin altinda düsünüp durmadan bu konu da duramiyorum..insallah bir

 

yanilmadir insallah sadece gözlerin de olayi büyütmek amaci ile yazilmis dir bu yazilar diyorum...

 

diyorum ama.. yinede etrafta olup bitenleri duyuyorum en azindan takip edebildiklerimi..

 

Yunanistan 6.5 duymus okumussundur

 

sonra ankara... suan sakinledi gibi

 

bunlari da okuyunca insan gayri ihtiyari yine dogru bu yazilanlar diyor..düsünceler karma karisik oluveriyor birden .

 

Ne düsünecegini bilemiyorsun, en azindan bende öyle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

İzmir'de 4.3 büyüklüğünde deprem

1 Mart 2008, İZMİR, (DHA)

İZMİR'de, merkez üssü Ege Denizi olmak üzere Richter ölçeğine göre 3 ve 4.3 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. İzmir merkez ve ilçelerinde hafif hissedilen sarsıntı herhangi bir paniğe neden olmadı.

 

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü kayıtlarına göre ilk sarsıntı, saat 00.08'de 3 büyüklüğünde kaydedildi. İkinci deprem, saat 09.01'de, yine Ege Denizi merkez üssü olmak üzere 4.3 büyüklüğünde meydana geldi. Özellikle İzmir merkez ve ilçelerinde hissedilen deprem paniğe ve hasara neden olmadı.

 

(Bu sefer tutturamadım :D Aman neyse şükür atlattık gene -_- ama hala bacaklarım titriyo yaa :( )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

(Bu sefer tutturamadım :D Aman neyse şükür atlattık gene -_- ama hala bacaklarım titriyo yaa :( )

 

Merkez üssü Ege Denizinde olan bir çok fayın büyük ve yıkıcı etki yaratma olasılığı çok düşüktür. Korkmanıza gerek yoktur :)

 

Ancak Sığacık körfezindeki (Seferihisar, Doğanbey, Orhanlar) faylar biraz farklı nitelikte. Kuzey Anadolu Fay hattına benziyor mekanizma açısından. İşte bu fay deprem üretirse (geçen yıllarda olduğu gibi) biraz ürkütücü olabilir kanımca :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili YARASA;

 

Bilgilendirme için teşekkürler :clover:

Ben de deprem fobisi oluştu heralde.Aslında kendim için korkmuyorum ama o anda gerçekten tutuluyorum.

Şiddetli bir depremde çocukları kurtaramam kaygısı taşıyorum bu yüzden :(

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili YARASA;

 

Bilgilendirme için teşekkürler :clover:

Ben de deprem fobisi oluştu heralde.Aslında kendim için korkmuyorum ama o anda gerçekten tutuluyorum.

Şiddetli bir depremde çocukları kurtaramam kaygısı taşıyorum bu yüzden :(

 

Seni çok iyi anlıyorum

 

Bİr sır vereyim, bakma ahkam mestiğime bende de çok fena bir deprem fobisi var... Bir şeylerin yıkılmasından yada ölmekten değil, o ses ve sarsıntıdan korkuyorum. Açık havada bahçede yaşamıştım bir kere depremi. Orda bile elim ayağım tutulmuştu :) Sanki bir şey yıkılacak da ölecem :) Ama fobi işte dinlemiyor hiç bir şey...

 

Dediğim gibi, Ege de öyle yıkıcı deprem olması çok düşük ihtimal. Korkmayın siz yinede ;)

Gerçi şimdi türban karşıtı insanlar yüzünden birşeyler olur mu bilemem hani; 7.4 yetmedimi filan diyorlar ya :)

 

Saygılar ve sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İzmir'de 4.3 büyüklüğünde deprem

1 Mart 2008, İZMİR, (DHA)

İZMİR'de, merkez üssü Ege Denizi olmak üzere Richter ölçeğine göre 3 ve 4.3 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. İzmir merkez ve ilçelerinde hafif hissedilen sarsıntı herhangi bir paniğe neden olmadı.

 

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü kayıtlarına göre ilk sarsıntı, saat 00.08'de 3 büyüklüğünde kaydedildi. İkinci deprem, saat 09.01'de, yine Ege Denizi merkez üssü olmak üzere 4.3 büyüklüğünde meydana geldi. Özellikle İzmir merkez ve ilçelerinde hissedilen deprem paniğe ve hasara neden olmadı.

 

(Bu sefer tutturamadım :D Aman neyse şükür atlattık gene -_- ama hala bacaklarım titriyo yaa :( )

tum ızmırlı arkadaslarıma gecmıs olsun dıyom

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seni çok iyi anlıyorum

 

Bİr sır vereyim, bakma ahkam mestiğime bende de çok fena bir deprem fobisi var... Bir şeylerin yıkılmasından yada ölmekten değil, o ses ve sarsıntıdan korkuyorum. Açık havada bahçede yaşamıştım bir kere depremi. Orda bile elim ayağım tutulmuştu :) Sanki bir şey yıkılacak da ölecem :) Ama fobi işte dinlemiyor hiç bir şey...

 

Dediğim gibi, Ege de öyle yıkıcı deprem olması çok düşük ihtimal. Korkmayın siz yinede ;)

Gerçi şimdi türban karşıtı insanlar yüzünden birşeyler olur mu bilemem hani; 7.4 yetmedimi filan diyorlar ya :)

 

Saygılar ve sevgiler...

 

:D:clover:

 

tum ızmırlı arkadaslarıma gecmıs olsun dıyom

 

Teşekkürler :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Marmara fokur fokur kaynıyor

 

İSTANBUL Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Naci Görür, Marmara Denizi’nin bin 200 metre derinliğinde 7 saatlik

 

inceleme yaptığını belirterek, "Denizin altındaki kırık, İstanbul’un nasıl bir tehdit altında olduğunu açıkça göstermektedir.

 

Marmara’nın altında tıpkı 99 depremi öncesindeki belirtiler mevcut. Marmara’nın altı fokur fokur kaynıyor'' dedi.

 

Prof.Dr. Görür, Bolu’daki Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Deprem, Binalarımız ve Önlemler’ konulu

 

konferansta, ‘Beklenen Marmara Depremi ile İlgili Deniz Altı Araştırma Sonuçlarında Son Durum’ konulu bir sunum yaptı.

 

Bolu Vali Yardımcısı Hüseyin Doğan, AİBÜ Rektörü Prof.Dr. Atilla Kılıç, bilim adamları, oda temsilcileri ile mimar ve

 

mühendislerin de katıldığı konferansta konuşan Prof.Dr. Görür, Marmara Bölgesi’nin deprem bakımından dünyanın en aktif

bölgelerinden biri olduğunu söyledi.

 

99 MARMARA DEPREMİ İSTANBUL’U TOPUN AĞZINA İTMİŞTİR

1999 Marmara Depremi olmasaydı, Marmara Bölgesi’nin şu an büyük bir risk altında olmayacağına dikkat çeken Prof.Dr.

 

Görür, "99 depremleri Marmara Bölgesi’ni ve İstanbul’u topun ağzına itmiştir. Kuzey Anadolu Fayı’nın, depremleri batıya

 

taşıma özelliği bulunuyor. 99 depremleri Marmara’nın altındaki kabuğu yükledi. Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzeyindeki kara

 

kütlesi her yıl güneyine doğru 2.5 santim hareket ediyor. 2.5 santim hareket demek, 55 saniye süren 99 depreminde

 

Adapazarı’ndan Gölcük’e olan kara kütlesini batıya doğru 5.5 metre itelemesi demek. Yılda 2.5 santim batıya doğru

 

gitmesi gereken blok, 55 saniyede 5.5 metre aniden Marmara’nın kabuğuna doğru itilmiş vaziyette. Bu da, Marmara

 

altındaki kabuğun 250 senede biriktireceği enerjiyi 55 saniyede biriktirmesine neden olmuştur'' dedi.

 

1999 DEPREMİ ÖNCESİ BELİRTİLER MEVCUT

Marmara Denizi’nde araştırma gemileriyle yapılan çalışmalarda tabandaki fayların belirlendiğini, yapılan sismik ölçümlerle

 

denizin altının röntgeninin çekildiğini söyleyen Prof.Dr. Görür şöyle konuştu:

 

"Marmara Denizi’nin 1230 metre derinliklerine yapılan 30 dalışla fayın üzerinde inceleme yaptık. Fayın kalp atışlarını

 

duymak için fay boyunca aletler yerleştirdik. Denizin altındaki kırık, İstanbul’un nasıl bir tehdit altında olduğunu açıkça

 

göstermektedir. Marmara’nın altında tıpkı 99 depremi öncesindeki belirtiler mevcut. Marmara’nın altındaki fay boyunca su

 

çıkışları, metan gazı, petrol ve gaz hidrit çıkışları mevcut. Marmara’nın altı fokur fokur kaynıyor.''

 

DEPREM SİYASİ BİR İŞ DEĞİLDİR

Son derece aktif olan bu fayın dünyanın çağdaş ve insan hayatına önem veren ülkeleri tarafından mutlaka gözlem altına

 

alınacağını ifade eden Prof.Dr. Görür, "Faydaki akışkanların nitelik ve niceliklerin sürekli incelenmesi gerekir. Kurulacak

 

gözlem istasyonundan yapılacak araştırmalar deprem felaketinin habercisi olabilir. Marmara’da bu kadar büyük bir

 

deprem beklenildiği halde 350 bin liralık bir sensör alıp gözlem istasyonu kuramıyorsunuz. Lale için milyarlarca lira

 

harcayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ne de İstanbul Valiliği 350 bin YTL vermedi. Ben hayatımı tehlikeye atarak,

 

Marmara’nın 1200 metre derinliğinde deniz altında 7 saat inceleme yaptım. Deprem; siyasi, particilik ve ideolojik bir iş

 

değildir. Ne bu günkü ne de geçmişteki Türk hükümetlerinin hiçbiri deprem konusunda gerekeni yapmamış ve sınıfta

 

kalmışlardır'' dedi.

 

HÜKÜMETİN GÖREVİ TEDBİR ALMAKTIR

1999 Marmara depremi öncesinde İstanbul Teknik Üniversitesi’nin, bu bölgede deprem beklendiği yönünde hazırladığı

 

raporun göz ardı edilmesi sonucu 20 bin insanın öldüğünü vurgulayan Prof.Dr. Görür, "Bütün araştırmalar beklenen

 

Marmara depreminin kaçınılmaz olduğunu ortaya koyarken, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevi gerekli tedbirleri

 

almak değil midir? İstanbul’daki mevcut yapı stoğunun büyük bir depreme dayanamayacağı da belli. O halde mevcut

 

binaları güvenilir hale getirmek için daha ne bekliyorsunuz? Bu güne kadar hazırlanan 5 yıllık kalkınma planlarında hiçbir

 

kent için deprem güvenliği ile ilgili bir tasarı bulunmamaktadır. Kuzey Anadolu Fayı’ndaki kırılma 1939’dan itibaren doğuya

doğru geldi. Bu fayda en son deprem hangi bölgede olduysa, oranın batısı hedef haline gelmiştir. En son 99 depremi

 

Gölcük’te olduğuna göre, oranın batısı Marmara Denizi ve çevresi şu an için büyük bir risk altındadır'' diye konuştu.

 

30 Kasım 2006

 

~~~

 

Marmara dün akşam yine sallandı

 

 

 

Yalova'nın Çınarcık ilçesinde saat 20.55'te meydana gelen 4.8 büyüklüğündeki deprem, merkez üssü Çınarcık'ın yanı sıra

 

Yalova merkez, Bursa, İzmit, Adapazarı ve İstanbul'da da hissedildi. Yalova'da halk depremin ardından sokaklara

 

dökülürken, telefon hatları 10 saniye süren depremin ardından kilitlendi.

 

İHA muhabirinin aldığı bilgiye göre, depremin ardından Çınarcık ilçesinde vatandaşlar sokaklara döküldü. İnsanlar evlerinin

 

önünde otururken, bazıları ise sahildeki çay bahçelerinde toplandı. 17 Ağustos 1999 depreminin acısını unutamayan

 

Yalova merkezde ana arterler insanlarla doldu. Özellikle Fatih Caddesi ve Cumhuriyet Caddesi'nde yoğunluk yaşandığı

 

bildirildi.

 

 

Çınarcık'ın yanı sıra Yalova ve Bursa merkezde de GSM hatlarında yüklenme sebebiyle kısa süreli kilitlenme yaşandığı

 

öğrenildi. Çınarcık ilçesinde bir kriz merkezi oluşturularak hasar olup olmadığının araştırıldığı ifade edildi.

 

Vatandaşların hava sıcaklığının 14-15 derece olması sebebiyle geceyi sokakta geçirecekleri öğrenildi. Yalovalılar gibi

 

İstanbullular da sokaklara döküldü.

 

Yalova Valisi Dr. Yusuf Erbay, merkez üssü Çınarcık olan 4.8'lik depremle ilgili olarak, "Şu ana kadar herhangi bir tahribat

haberi almadık" dedi.

 

Erbay, depremin ardından gerekli birimlerin Kriz Merkezi'nde toplandığını, daha önce kurulan telsiz sistemiyle kente bağlı

 

ilçe ve köylerle iletişime geçtiklerini söyledi.

 

Depremin merkez üssü olan Çınarcık ve Yalova merkezde herhangi bir sorun olmadığı yönünde bilgi aldıklarını dile getiren

 

Erbay, "Şu ana kadar herhangi bir tahribat haberi almadık. Sadece vatandaşlarımız biraz korktular. Durumu takip etmeye

 

devam ediyoruz" diye konuştu.

 

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Çınarcık-Yolava'daki depremin büyüklüğünün 5 olduğunu

 

açıkladı.

 

Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, merkez üssü Çınarcık-

 

Yalova olan depremin saat 20.53'te meydana geldiği ve büyüklüğünün Ml (yerel-lokal büyüklük) ölçme yönetimine göre 5,

 

Md (süreye bağlı büyüklük) ölçme yöntemine göre 4.7 olduğu belirtildi.

 

 

 

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün tespitlerinde depremin büyüklüğü Ml ölçme

yöntemine göre 4.8 olarak yer almıştı.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

MANİSA'DA 4.2 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM MEYDANA GELDİ

 

Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde, hafif şiddette 3 deprem meydana geldi.

 

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, merkez üssü Kırkağaç'ın Gelembe beldesi olan, saat 13.33'te 2.9, saat 13.52'de 4.2, saat 13.59'da ise 3.2 büyüklüğünde sarsıntılar kaydedildi.

 

ANKARA'DA 5.0 LIK DEPREM

 

Merkez üssü Karaali-Bala olan depremin büyüklüğü 5.0 olarak belirlenmiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

MANİSA'DA 4.2 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM MEYDANA GELDİ

 

Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde, hafif şiddette 3 deprem meydana geldi.

 

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, merkez üssü Kırkağaç'ın Gelembe beldesi olan, saat 13.33'te 2.9, saat 13.52'de 4.2, saat 13.59'da ise 3.2 büyüklüğünde sarsıntılar kaydedildi.

 

ANKARA'DA 5.0 LIK DEPREM

 

Merkez üssü Karaali-Bala olan depremin büyüklüğü 5.0 olarak belirlenmiştir.

 

Bunların kapatma davasıyla ilişkisi olabilir :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beklenen Marmara depreminin faturası 100 milyar do

 

Deprem uzmanlarının, 30 yıl içerisinde büyük bir depremin beklendiğini ifade ettiği Marmara bölgesinde yaşanacak can

 

kayıplarının yanı sıra 100 milyar dolara varan maddi zararın da olacağı belirttildi.

 

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şube Başkanı Necati Şahin, Marmara Bölgesinde beklenen büyük depremin

 

bütün Türkiye’yi etkileyeceğini söyledi.

 

Türkiye’de sanayi dalında yapılan üretimin yüzde 75’inin Marmara’da gerçekleştiğine değinen Şahin, " Özellikle sanayi

 

tesisleri büyük zarar görecek.

 

 

Hâlâ önlem alınmıyor

 

 

Maalesef daha önce yapılan sanayi tesislerimizin çoğu, depreme dayanıklı inşa edilmemiş. Hiç olmazsa şimdi bu iş çok

 

ciddiye alınmalı. Tesislerin, binaların güçlendirilmesi, sadece vatandaşların inisiyatifine bırakılmamalı. Bunun devlet eliyle

 

yapılması lazım.Türkiye’de yaşayan nüfusun yüzde 95’i deprem tehlikesi altındadır" dedi.

 

Oda Başkanı Necati Şahin, Marmara Bölgesi’nin, insan ve sanayi yoğunluğu bakımından büyük öneme sahip olduğunu da

 

kaydetti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Doğal Afetler ve Yerbilimleri Kulübü'nün düzenlediği ''1. Ulusal Doğal Afetler Yerbilikleri

 

Sempozyumu'' başladı. SAÜ Rosem Toplantı Salonu'ndaki sempozyuma katılan Prof. Dr. Arıoğlu, sunduğu bildiride

 

İstanbul'da olası depremde 35 bin 200 binanın göçme riski taşıdığını ve 41 bin 120 kişininde ölebileceğini kaydetti.

 

Arıoğlu, deprem öncesi yapılması gereken en akılcı ve ivedi eylemin göçme riski taşıyan binların belirlenmesi ve

 

güçlendirme veya yıkım kararlarınının yaşama geçirilmesi olduğunu vurguladı. Bunun can kaybının azaltılması açısından

 

yaşamsal önem taşıdığını dile getiren Arıoğlu, "20. yüzyılda Türkiye'de 111 yıkıcı depremin meydana geldi. Bu

 

depremlerdeki can kaybı 99 bin 391 oldu. Ülkenin gelir düzeyi depremin ekonomik hasar boyutunu belirgin ölçüde

 

etkiliyor. Ülkede fert başına gelirin artmasıyla depremin yolaçtığı ekonomik hasarın boyutu da azalıyor." dedi.

 

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Gülay Altay ise 4.8'lik Çınarcık ve daha sonra yürekleri hoplatan 4.9'luk Ankara

 

depreminin pek çok konuyu tekrar gündeme taşıdığını ifade etti. Depremlerin toplumları en çok etkileyen doğal afetler

 

arasında yer aldığını anlatan Altay, depremlerin insan hayatı dışında başka kayıplara da neden olduğunu söyledi. Altay,

 

şunları söyledi: "Orta şiddetli depremlerde bile ülkeler önemli ölçüde finansal kayıplara da uğramakta. 1994 yılındaki

 

6,7'lik Calofornia depreminin finansal zararı 20 milyar dolar. Bu afetlerin engellenmesi mümkün olmadığına göre, toplumun

hazırlığının, sosyal bilinçlendirmeyle, bilimsel araştırmalarla, depreme dayanıklı yapılarla hazırlanmamız gerekmekte. Kısa

dönemde depremi önceden tahmin etme imkanı bulunmuyor. Elimizde böyle bir yetenek oluşmuş değil. Dolayısıyla

 

deprem tehlikelerinin belirlenmesi, analiz edilmesi daha ziyade gelecekte oluşacak depremi mümkün oldukça tahmin

 

edebilmeye ve daha uzun dönemde tahminler yapmaya yönelik olmaktadır."

 

SAÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Muzaffer Elmas, çok disiplinli yaklaşım ve uygulamalarla ele alınması gereken doğal

 

afetler konusunun Türkiye'de mevcut altyapı ve insan kaynakları potansiyeline oranla yeterli aktiviteyi gösteremediğini ve

 

istenen düzeyde kurumsal yapılanmayı gerçekleştiremediğini belirtti. Türkiye'nin yapı stokunun yüzde 90'ının yeniden

 

incelenmesi gereken yapı kapsamında olmasına karşılık henüz beklenen somut adımların atılamadığını ifade eden Elmas,

bu konuda acil eylem planlarının yapılarak mevcut yapı stoklarının yönetmeliğe uygun duruma getirilmesi gerektiğini

 

söyledi.

 

 

Elmas, "Sahip olduğu bilgi birikimi ve araştırma potansiyeli koordineli bir şekilde kullanılırsa Türkiye doğal afetler

 

konusunda önemli bir yere gelecek durumda. Türkiye'nin yüzde 95'i deprem bölgesi içinde yer alıyor.Belirli aralıklarla bu

 

bölgelerde depremler meydana gelmektedir. İstatiksel olarak 10 ile 250 yıllık aralıklarla önemli depremler meydana

 

geliyor. Bu bağlamda son yıllarda yeni deprem yönetmelikleri hazırlanarak önemli bir aşama kaydedilmiş ve son olarak ta

 

mevcut yapıların incelenmesine yönelik bölüm de eklenerek, yönetmelik ayağı yeterli duruma gelmiştir." diye konuştu.

 

22 Mart'a kader sürecek olan sempozyumda 70 bildiri sunulacak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sıradışı deprem alemetleri

 

Japonya’da yapılan bir araştırma sonucunda 1519 sıradışı olaya rastlanmış. Çin’de binlerce insanın hayatını kurtaran öncü

alametler bakın neler...

 

CNNTURK’teki ’Nası Yani?’ programına konuk olan Prof. Dr. Osman Özsoy, deprem öncesi yaşanan ilginç olaylarla ilgili

 

bilgiler verdi.

 

Japonya’da 1995 yılında meydana gelen Kobe depreminden sonra bir bilimadamının yaptığı araştırmalarda ilginç bir bilgiye

ulaşıyor. Deprem öncesinde 1519 sıradışı olaya rastlanıyor. Prof. Dr. Osman Özsoy, bu olaylarla ilgili şu ilginç örnekleri

 

verdi:

 

"-Kuşlar, sürüngenler, balıklar, böcekler ve solucanların, telaşlı ve panik içinde kaçıştıkları bir çok kişi tarafından

 

görülmüş.

 

-Köpekler sahiplerini uyandırmak için ısrarla havlamışlar.

 

-Kediler yaşadıkları yeri terketmişler.

 

-Yılan ve kaplumbağalar kışın bile yuvalarını terketmişler.

 

-Balıklar akvaryumdan bile panikle fırlamışlar.

 

-Havada aniden bir parlama (Deprem ışıması, depremle aynı anda olan bir olay) görülmüş.

 

-Ağaç yaprakları, rüzgar yokken hışırdamaya başlamış

 

-Normalde sabahın erken saatlerinde uyanmayan bebekler, depremden bir kaç saat önce ağlama nöbetlerine tutulmuşlar.

 

Dr. Osman Özsoy, ayrıca Çin’de yaşanan bir olayı da şöyle anlattı:

 

"Çin’de çok sık deprem olur. 7.3 büyüklüğünde 1975 yılında bir deprem olmuş. O günlerde insanlar bunları merak etmişler

ve öncü alametlerden yola çıkarak şehri boşaltmışlar depremden önce ve 90 bin kişi kurtulmuş. 6 ay sonra yine bir

 

deprem oluyor. Bu öncü olayları dikkate almayan yetkililer şehri boşaltmıyorlar ve bir dakika içinde 240 bin kişi hayatını

 

kaybediyor."

 

(Kaynak: Televizyongazetesi)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Çin’de çok sık deprem olur. 7.3 büyüklüğünde 1975 yılında bir deprem olmuş. O günlerde insanlar bunları merak etmişler

ve öncü alametlerden yola çıkarak şehri boşaltmışlar depremden önce ve 90 bin kişi kurtulmuş. 6 ay sonra yine bir

 

deprem oluyor. Bu öncü olayları dikkate almayan yetkililer şehri boşaltmıyorlar ve bir dakika içinde 240 bin kişi hayatını

 

kaybediyor."

 

(Kaynak: Televizyongazetesi)

 

 

Çin'in kuzeydoğundaki Sincan Özerk Bölgesi'nde dün meydana gelen 7.3 büyüklüğündeki depremde 2 bin 200

ev hasar gördü, 44 bin insan geceyi sokaklarda geçirdi.

 

 

PEKİN çin'in kuzeydoğundaki Sincan özerk Bölgesi'nde dün meydana gelen 7.3 büyüklüğündeki depremde 2 bin 200 ev

 

hasar gördü, 44 bin insan geceyi sokaklarda geçirdi.

 

Resmi Xinhua ajansının haberine göre, büyük depremin ardından çok sayıda artçı sarsıntı gerçekleştiği, binalardan

 

bazılarının oturulamayacak hale geldiği kaydedildi.

 

Sincan'ın batısını 2003'te vuran 6.8 büyüklüğündeki depremde 268 kişi yaşamını yitirmişti.

 

1976'da kuzeydoğudaki Tangshan kentinde meydana gelen 8.2 büyüklüğündeki deprem, çin'in en ölümcül sarsıntısı

 

olarak tarihe geçmiş, 240 bin'den fazla insan hayatını kaybetmişti.

 

 

22.03.2008

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Deprem uyarısı

 

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, "Çarpık yapılaşma, sanki kartonlardan inşa edilmiş

 

binalar gibi darmadağın duruyor. Ankara'daki gibi 5.5 şiddetinde bir deprem olsa yapılaşma şartları nedeniyle

daha büyük zarar görebiliriz" dedi

 

AK Parti Grup Toplantısı ve Büyükşehir Belediyesi'nin meclis toplantısında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf

 

Ziya Yılmaz, Samsun'da bazı bölgelerin en ufak bir depremde darmadağın olacağını söyledi. Yılmaz, geçtiğimiz günlerde

 

Ankara'da meydana gelen 5.5 şiddetindeki depremin Samsun'da olması halinde, yapılaşma şartları nedeniyle daha büyük

 

zararların görülebileceğine işaret etti.

 

BİNALAR KARTON GİBİ!

1970 ile 1990 yılları arasında yaşanan aşırı göçten dolayı Selahiye,

 

- Kökçüoğlu,

 

- Hastanebaşı,

 

- Anadolu,

 

- Çatalarmut,

 

- Kadıköy, İlyasköy gibi mahallelerde çarpık yapılaşma meydana geldiğini ifade eden Yılmaz, "Çarpık yapılaşma, sanki

 

kartonlardan inşa edilmiş binalar gibi darmadağın duruyor. Ankara'daki gibi 5.5 şiddetinde bir deprem olsa yapılaşma

 

şartları nedeniyle daha büyük zarar görebiliriz" dedi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

depremcx1.jpg

 

 

"Deprem İstanbul'dan uzaklaştı" iddialarına Paris'ten cevap geldi. Bakın deprem nerede ve kaç şiddetinde olacak?

 

Ünlü Fransız yerbilimci Prof. Armijo’nun doktora öğrencisi Uçarkuş, hocasına dayanarak depremin

 

İstanbul’dan uzaklaşmadığını, Silivri ile Yeşilköy arasındaki fayın kırılmasının beklendiğini söyledi

 

 

DEPREM İSTANBUL'DAN UZAKLAŞMIYOR

 

Ünlü Fransız yerbilimci Prof. Rolando Armijo’nun doktora öğrencisi, İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Araştırma

 

Görevlisi Gülsen Uçarkuş, daha önce ortaya atılan "Deprem İstanbul’dan uzaklaşıyor" iddialarının aksine depremin

 

İstanbul’dan uzaklaşmadığını, 18. yüzyıldan beri sessizliğini koruyan Silivri ile Yeşilköy arasındaki fayın kırılmasının

 

beklendiğini söyledi.

 

Uçarkuş, bu parçanın kırılması durumunda 7.2 büyüklüğünde bir depremin oluşacağının tahmin edildiğini belirtti.

 

 

ÜŞÜMEZSOY'UN İDDİASIYDI

 

Prof. Şener Üşümezsoy, "Büyük İstanbul depremi tezi çürütüldü" ve "Prof. Rolando Armijo’nun başkanlığında

 

gizli bir rapor hazırlandı" şeklinde geçen hafta açıklamalarda bulunmuştu. Armijo’nun öğrencisi Uçarkuş, "gizli rapor"

 

diye açıklanan yazının bilimsel bir makale olduğunu, Üşümezsoy’un makaleden yanlış çıkarımlarda bulunduğunu

 

söylemişti.

 

DEPREMİN ŞİDDETİ 7.2 OLACAK

 

Uçarkuş, olası bir Marmara depremine ilişkin Paris Yer Fiziği Enstitüsü’nde görevli Armijo’nun görüşlerini şöyle aktardı:

 

"Adalar fayının 1963’te, 1912 Şarköy depreminin de denizin içinde 60 kilometreyi kırdığını varsayan Armijo, Silivri ile

 

Yeşilköy (Çınarcık çukurluğu ile orta çukurluk) arasında kalan 70 kilometrelik Orta Marmara fayının 18. yüzyıldan

 

beri sessizliğini koruduğunu, beklenen depremin bu fay üzerinde gerçekleşeceğini, bu parçanın kırılması halinde

 

oluşabilecek depremin büyüklüğünün 7.2 civarında olacağını düşünüyor. İddiaların aksine deprem İstanbul’dan

 

uzaklaşmıyor."

 

 

KIRIK DENİZDE

 

Gülsen Uçarkuş, Armijo’nun denizaltıdan alınan görüntülerden, 1912 depreminde kırığın denizde oluştuğunu varsaydığını

 

belirterek şunları söyledi: "1912 depreminin büyüklüğü, 7.4 olarak biliniyor. Bu depremde karada 50 kilometrelik bir fay

 

kırıldı. Bu büyüklükte bir depremin kıracağı fayın daha uzun olacağı hesaplanıyor. O fayın da denizde olacağı

 

düşünülüyor.

 

 

Bu varsayımı destekleyen bir başka düşünce de çekilen fotoğraflar. Denizaltının çektiği fotoğraflarda, 1912

 

depremi kırığına ait olabilecek olan, deniz tabanında izlenebilen taze fay izleri görülüyor. Yani, bu depremin

 

deniz içindeki muhtemel devamı tespit edilmiş durumda."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Aslin da ben bu yaziyi iki gün öncesi bekliyordum....az önce haberler de, yazili olara gördüm.

 

Ürküten deprem uyarısı

 

Uyarı Kandilli Rasathanesi'nden. Marmara Denizi'nin hem kuzeyinde hem güneyinde hareketlilik var. Deprem beklentisi

 

yine arttı.

 

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Gülay Altay, Marmara'nın güneyinde de kuzeyinde de Saros

Körfezi açıklarında da hareketlenme olduğunu söyledi.

Bu açıklamayla yine deprem korkuları depreşirken Gülay Altay, deprem beklentisi olasılığı hala yüksek olduğu konusunda

kamuoyunu uyarmayı ihmal etmiyor.

 

Prof. Dr. Gülay Altay, en son Yalova Çınarcık'ta 4.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini hatırlatarak, 2000

 

yılından günümüze kadar genelde Marmara Bölgesi'ndeki fay hattının devamında bir hareketlilik yaşandığını ve bunların

 

kayıt altına alındığını söylüyor.

 

 

 

Risk hep var

Halkımız, Türkiye olarak bir deprem tehlikesi içinde yaşadığını bilmek zorunda. Bu depremlerin olacağını, her depremden

 

sonra panik yaşanmaması gerektiğini, bulunduğumuz mekanları güvence içine almanın, kişilerin de bu konuda

 

sorumlulukları olduğunun talebi içinde olmalı.

 

 

Depremler hep olacak

Türkiye'de 5 ve 6 büyüklüğünde depremler olacaktır. Bu bilgilerin uzmanlar tarafından mümkün olduğu kadar güvenli

 

tarzda iletilmesi gerekiyor. Yani uzmanlar tarafından riski az göstermek olmamalı. Bu risk var ve riskin olurluğunu dikkatle

değerlendirmek gerekiyor. Yapılan çalışmalar sadece Türkiye için değil uluslararası boyutta, ileri çok değişik çalışmalar.

 

Kandilli de bu yolla çalışmalarını yapıyor. Dolayısıyla halkımızın güven içerisinde bunu bilmesi gerekiyor.

 

 

 

Deniz dibi rasthanesi

 

Prof. Dr. Gülay Altay, ayrıca rasathanenin deniz dibi rasathanesi ve tusunami erken uyarı sistemim de kuracağını ve bu

 

konuda ilk adımaları attıklarını açıklıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Hâlâ önlem alınmıyor

 

 

Maalesef daha önce yapılan sanayi tesislerimizin çoğu, depreme dayanıklı inşa edilmemiş. Hiç olmazsa şimdi bu iş çok

 

ciddiye alınmalı. Tesislerin, binaların güçlendirilmesi, sadece vatandaşların inisiyatifine bırakılmamalı. Bunun devlet eliyle

 

yapılması lazım.

 

 

Ercan: Deprem yakın iddiasının dayanağı yok

 

Muğla - Türkiye Jeofizik Kurumu Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, "Yerin 15 tane jeofizik parametresi, deprem

 

olmadan önce değişir.

 

Bunlardan en az 9 tanesi uyum göstermedikçe deprem uyarısı yapılması bilimsel ahlaka sığmaz" dedi.

 

Ercan, Bolu, Düzce, Adapazarı, Kocaeli'den sonra kaçınılmaz olarak deprem sırasının İstanbul'a geldiğini belirterek,

 

"Ancak depremin yakınlaştığı konusunda son günlerde yapılan açıklamaların yeterli bilimsel dayanağı yok" diye konuştu.

 

Kandilli'nin olası deprem odağını saracak bir deniz dibi jeofizik gözlem ağı kurmasının alkışlanacak bir çalışma olduğunu

 

ifade eden Ercan, şunları söyledi:

 

"Ancak 'Denizaltına bindim, kırığı gördüm, kabarcıklar çıkıyordu, deprem yakınlaştı' gibi sözde uyarılar, bilim adına bilimi

 

kıymaktır. Her diri kırık, ister karada ister denizde olsun hava kabarcığı çıkarır. Bu, patlak lastiğin suya sokulunca hava

 

kabarcığı çıkarması gibi bir olaydır."

 

Ercan, 'deprem geliyor' açıklaması yapan bazı ilgililerin deprem haberciliği yapmasının ibret verici olduğunu belirterek,

 

şöyle konuştu:

 

"Yerin 15 tane jeofizik parametresi, deprem olmadan önce değişir. Bunlardan en az 9 tanesi uyum göstermedikçe deprem

uyarısı yapılması bilimsel ahlaka sığmaz. Bu durum bugün için gerçekleşmemiştir. Peki neden bu tür açıklamalar

 

yapılıyor.

 

İstanbul depremini değerlendirmek için Marmara'yı bir bütün olarak ele almak gerekir. 1999 depreminde Marmara'da

 

boşalan deprem gücü eşik değerin 3 katı olmuştur. Kısacası, Marmara'nın yeniden toparlanarak yeni bir deprem

 

yaratması için daha uzun yıllar beklemesi gerekir. Marmara yorgundur, gerilmektedir, ancak yeterince gergin değildir.

 

Önemli olan bu tür korkutucu, günübirlik duyurular yaparak yapay gündem yaratmak değil, bir an önce Türkiye'nin en

 

büyük yerleşim kentindeki kötü yerdeki kötü yapıları mahalle ölçeğinde yıkarak yerine sağlam yerde sağlam konut

 

yapmaktır."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çin'de ölü sayısı 8 bin 533

 

Ölü sayısı sürekli artıyor. Merkez üssünde fabrika ve okullar yıkıldı.. Çin Haber ajansının geçtiği ölü sayısı rakamı ürküttü.

 

Çin'in Sichuan eyaletindeki depremde ölü sayısının 8 bin 533'e çıktığı bildirildi. Yeni Çin Haber Ajansı, yerel yetkililere

 

dayanarak, ülkenin güneybatısındaki eyalette 8 bin 533 kişinin öldüğünü duyurdu. Ajans, Richter ölçeğine göre 7,8

 

büyüklüğündeki depremde çöken lise binasının enkazı altında kalan 900 öğrenciden 50'sinin öldüğünün doğrulandığını

 

belirtti.

 

Eyaletin toplam nüfusu 80 milyon civarında. Yaralı sayısı 10 bin civarında. Öğrencilerin de enkaz altında kaldığı belirtiliyor.

 

MERKEZ ÜSSÜ

 

Depremin ardından 10 milyon nüfuslu Çengdu'da 6.0 ve 5.4 büyüklüklerinde artçı sarsıntılar oldu, birçok binayla kentteki

 

hastane boşaltıldı. Kentte elektrik kesintisi olduğu ve cep telefonlarının çalışmadığı belirtiliyor.

 

Depremin Sichuan eyaletinin başkenti Çengdu'ya 92 kilometre mesafede ve yerin 10 kilometre derininde olduğu bildirildi.

 

 

BİNALARIN YÜZDE 80'İ YIKILDI

 

Sichuan eyaletindeki bir yerleşim bölgesinde binaların yüzde 80'inin yıkıldığı belirtiliyor. Çin resmi haber ajansı, Sichuan

 

eyaletinde bulunan Beichuan Qiang'daki binaların yüzde 80'inin çöktüğünü duyurdu.

 

BAŞBAKAN BÖLGEYE GİTTİ

 

Devlet Başkanı Hu Cintao, ilgili birimlerden depremden etkilenenlere yardım için ellerinden gelen her şeyi yapmalarını

 

isterken, Başbakan Ven Ciabao kurtarma çalışmalarını yönetmek üzere bölgeye gitti. Halk Kurtuluş Ordusu'ndan yapılan

 

açıklamada, kurtarma çalışmalarına askerlerin de katılacağı kaydedildi.

 

UÇAK SEFERLERİ İPTAL

 

Çin Doğu Hava Yolları (CEA), Sichuan eyaletinin merkezi Çengdu'ya yaptığı seferleri iptal ettiğini açıkladı. CEA tarafından

 

yapılan açıklamada, bölgeye yardım malzemesi ve kurtarma personeli taşınması için takviye seferler düzenleneceğini ve

 

bütün şubelerin yardım malzemesi ve personeli taşınmasına öncelik vereceği belirtildi.

 

 

HABERLEŞME

 

Çin'in en büyük telekomünikasyon şirketleri China Mobile ve China Unicom'dan yapılan açıklamada, Sichuan ve Şaanşi

 

eyaletlerindeki haberleşme sistemlerinin zarar görmüş olabileceği kaydedildi.

 

Aba Tibet-Çiang Özerk İli'ndeki Vençuan'ın nüfusu 111 bin 800. Woolong Panda Üreme ve Koruma Merkezi bu bölgede

 

bulunuyor.

 

İKİ-ÜÇ DAKİKA SALLANDILAR

 

Görgü tanıkları, sarsıntının yaklaşık 2-3 dakika sürdüğünü, büyük depremin ardından hala küçük artçı sarsıntılar

 

hissettiklerini aktardı.

 

KOMŞU ÜLKELER DE HİSSETTİ

 

Yer sarsıntısı, Pekin, Şanghay gibi büyük kentlerin yanı sıra Tayland'ın başkenti Bangkok'ta da hissedildi. Deprem,

 

Tayland ve Vietnam'da da hissedildi. Depremin meydana geldiği Sichuan bir sanayi bölgesi; bölgenin nüfusu ise 80

 

milyondan fazla.

 

12 Mayıs 2008

 

~~~

 

Hakkari'nin Çukurca ilçesinde gece 4.1 büyüklüğünde, hafif şiddette deprem meydana geldi.

 

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 02.19'da merkez

 

üssü Hakkari'nin Çukurca ilçesine bağlı Çığlı köyü yakınları olan 4.1 şiddetinde bir deprem kaydedildi. Hafif şiddetli

 

depremin Şırnak'ta da hissedildiği öğrenildi.

 

12 Mayıs 2008

 

 

Marmara Denizi'nde deprem

 

Marmara Denizi'nde akşam üstü yaşanan sarsıntı Tekirdağ ve Şarköy'den hissedildi

 

Marmara Denizi'nde 3.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden verilen bilgiye göre deprem saat 18.11'de,

merkez üssü Tekirdağ Mürefte açıklarında gerçekleşti.

 

Deprem Tekirdağ ve Şarköy İlçesi'nde hafif şekilde hissedildi.

 

12 Mayıs 2008

 

 

istanbul3aee38633aee386ni5.jpg...Çin depremi dünyayı etkiler mi?

 

Prof. Ercan, Çin'de meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi

 

Türkiye Jeofizik Kurumu Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, Çin'de meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki

 

depremin ardından tüm yer yuvarının en az 7 gün süreyle esneyip devineceğini belirterek, ''İşte bu sırada, dünyanın

 

herhangi bir yerinde bir kırık boyunca birikmiş gerginlik varsa bir depremle boşalabilecektir'' dedi.

Ercan, yaptığı yazılı açıklamada, Çin'de bugün Türkiye zamanına göre saat 08.28'de 7,8 büyüklüğünde bir deprem

 

meydana geldiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

 

ODAK DERİNLİĞİ 10 KİLOMETRE

''Odak derinliği 10 kilometre olup, Çin'in Doğu Türkistan karasında boşalma oluştu. Depremde yer kuzeydoğu-güneybatı

 

doğrultusunda en az 120 kilometrelik bir kırık oluşturdu. En etkili olduğu uzaklık kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda 150

 

kilometre olup tüm Çin ile komşu ülkelerde yeğin (şiddetli) olarak duyulmuştur. Deprem Sichuan Çukuru'nun kuzeybatı

 

kesiminde, kuzeydoğu doğrultulu ters kırılma biçiminde gelişmiştir. Deprem Longmeshan Kırığı ya da buna bağlı kırık

 

kuşağında oluşmuştur. Bu deprem Tibet Yükseltisi altındaki, kor nesnenin, yüzeye doğru, yavaşça yukarı, ayrıca batıya

 

doğru iterek, Sichuan Çukuru'nun altındaki güçlü kabuğu bastırması sonucu oluşmuştur.''

 

10 BİN DOLAYINDA KİŞİ ÖLMÜŞTÜR

Altay (Asya) ile Doğu Altay'da (Doğu Asya) olan depremlerin kökeninin, güneydeki Hint kaysağının (kıtasının) kuzeye

 

doğru gidişinin UraAltay (Avrasya) turağında (levhası) yılda 5 santimetre hızla yaptığı sıkıştırma olduğunu ifade eden Prof.

 

Dr. Ercan, Sichuan Çanağı'nın kuzeybatı kesiminde 25 Ağustos 1933 yılında meydana gelen 7,5 büyüklüğünde depremde

9 bin 300 kişinin öldüğünü anımsattı.

 

''Bugün de 10 bin dolayında kişi ölmüştür'' diyen Ercan, şöyle devam etti:

 

''Depremden yayılan sarsım dalgaları, yerin 6 bin 380 kilometre derinlikteki göbeğine dek inmiştir. Tüm yer yuvarı en az 7

 

gün süreyle üç yönlü (şişme-büzülme, mekik, burulma) biçiminde esneyerek devinecektir. İşte bu sırada, dünyanın

 

herhangi bir yerinde bir kırık boyunca birikmiş gerginlik varsa bir depremle boşalabilecektir.

 

Çin depreminin ardçıları 7,2'ye dek varabilir. Ardçı depremlerle kalan gürenin (enerjinin) boşalmasının yaklaşık 2 ile 3 yıl

 

alması beklenir.''

 

13 Mayıs 2008

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çinli blogcular, depremden önce yaşanan tuhaf doğa olaylarını paylaşmaya başladı. Milyonlarca kelebeğin kenti

 

basmasından, göldeki 80 bin ton suyun aniden çekilmesine, gökyüzünde garip ışıklardan, intihar eden kurbağlara kadar

 

pek çok garip söylenti sitelerde dolaşıyor.

 

Çin'in Sichuan bölgesini vuran, 7.8 olarak açıklanan ancak dün 7.9 olduğu söylenen korkunç depremin ardından ölü sayısı

hızla tırmanırken, Çinli blogcular birbirinden ilginç 'deprem işaretlerini' paylaşmaya başladı.

 

 

Aynen 17 Ağustos 1999'daki Marmara depreminin ardından ortaya çıkan söylentiler gibi bu kez Çin'de de garip doğa

 

olaylarından bahsediliyor. İngiliz Times gazetesinin internet sitesi ise Çinli blogcuların tartışmalarına geniş yer verdi.

 

 

Çin'in doğusundaki Shandong bölgesinden bir blogcu, çiftliğindeki hayvanların 2 haftadan beri son derece huzursuz

 

olduklarını, davranış bozuklukları gösterdiklerini anlatırken "Sonunda bu olayı yerel Deprem Araştırmaları Merkezi'ne rapor

 

ettim. Ama ilgilenen olmadı" diye yazdı.

 

80 ton su bir gecede çekildi

 

Bazı bloglarda ise, yerel gazetelerde çıkan tuhaf doğa olaylarıyla ilgili haberler hatırlatılıtyor.

 

Örneğin Chutian Metropolis Daily gazetesinde, 30 Nisan günü, şu haberin yer aldığı hatırlatılıyor: "28 Nisan günü, Enshi

 

kasabası yakınlarında bulunan göldeki 80 bin ton su bir gecede çekildi. Uzmanlar bölgeyi araştırmaya başladı". Enshi,

 

depremin yerlebir ettiği Chongping bölgesinin sınırında.

 

 

Kurbağların toplu intiharı

 

10 Mayıs günü Sichuan yerel gazetelerinden West China Metropolis Daily gazetesinde yer alan bir habere dikkat

 

çekiliyor. Haberde, binlerce kurbağnın Mianyang kentine gidiği ve intihar edercesine kendilerini yoğun trafiğin olduğu

 

caddelere attıkları belirtiliyor. Mianyang, depremin vurduğu Sichuan bölgesinin en büyük ikinci kenti ve depremin merkez

 

üssüne çok yakın.

 

 

Milyonlarca kelebek kenti istila etti

 

Depremin merkez üssüne sadece 100 kilometre mesafedeki Mianzu kentinden blogcular ise depremden iki hafta önce

 

milyonlarca kelebeğin kenti istila ettiğini hatırlatıyor.

 

 

Gece vakti gökyüzünde beyaz ışık

 

Çin sitelerinde dolaşan en garip söylenti ise depremden sadece 24 saat önce, gece vakti yaşanan ve Mianzu kentinin

 

sakinlarinin tüylerini diken diken eden gökyüzündeki garip ışıklarla ilgili. Işıkları gören yüzlerce kişi, o gece polisi arayıp

 

ihbarda bulunduğunu söylüyor. Anlatılanlara göre gece, gökyüzü aniden renklenmeye başladı. Işıklar daha çok beyaz ışık

 

ve gökkuşağı gibiydi ve alev gibi sürekli şekil değiştiriyordu.

 

 

Bulut yokken gökgürültüsü duyuldu

 

Aynı gece kentin yakınındaki köylüler ise tuhaf gürültüler duyduklarını anlatıyor. Bu gürültüye bir anlam veremediklerini

 

belirten bu insanlar " Gökgürültüsü gibi gürültüler oldu. Ama gökyüzünde bulut yoktu. Çok garipti" diyorlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.