Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

GERCEKTE TANRI YOKTUR


Romantik_Sovaylye

Önerilen İletiler

sozum meclisten disari ama

 

buna ne @

 

ne @@evrensel-insan

 

ne de pach of .. inanir ..

 

maymundan falan gelmedik ;

 

Diğer arkadaşlar ne der bilmiyorum ama, benim adıma karar vermen doğru değil. Ayrıca tartıştığın insanla muhatap olma yerine diğer insanları söz konusu edip tartışmaya çekmen de doğru değil. Arkadaşımızın söylediklerine odaklan.

 

Bu konuda arkadaşımızın söylediklerini elbette mantıklı bulacağız. Zira bakış açısı bilimsel. Asla dogmalara pirim vermeyen bir yapısı var. Bu kadarı bile onun söylediklerini desteklemek için kafi.

 

Çamurla kuzen olamayız. Bize en yakın gen yapısı olan canlıyla akraba olacağız heralde. Kaldıkı arada yüzbinlerce yıl evrim süreci ve ara geçişler de var. Bilim bulgu demektir. Bilimle örtüşmeyen argümanlar dogmadır, yalandır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çamurla kuzen olamayız. 

Çok doğru. Ensest soyu olacağıma maymun soyu olmayı bin kere tercih ederim demiştim ama bunu unutmuşum söylemeyi.

 

Çamurdan geleceğime maymundan gelmeyi de sonsuz kere tercih ederim. Neymiş çamurla insanın bileşenleri aynıymış! Böyle bir de sözde bilimsel yaklaşımda bulunmaya çalışırlar. Hiç alakası yoktur. Çamurun ana bileşeni silikatlardır. Yani silisyum bileşikleri. İnsanın ise ana bileşeni karbon bileşikleridir. Birinde ana bileşen silisyum, birinde karbon. Arada en küçük ilişki yoktur. Eski Mısır'da çamurdan insan yapan tanrı figürleri vardır. Tamamen ordan araklama bir tutarsız düşünceden başka bir şey değil bu çamur inancı.

 

Zaten tek tanrı fikrini de firavun Akhenaton ileri sürmüştür. Amacı da Mısır'ı tek tanrı teokrasi diktası altında tutmaktır.  Diğer tanrıları iptal edip sadece Aton'u bırakmıştır. Kendini de Aton'un temsilcisi Akhenaton ilan etmiştir. Aynı Muhammed'in Allahın resulü ilan edilmesi ve allaha ve resülüne itaatin farz ilan edilmesi gibi. Bu dini bakımdan da şirktir. Kuranda geçen allah ve  resülü bir konuda hüküm verdi mi ona uymak farzdır empozesi dinen de şirktir. İslam bir şirk dinidir.

 

Dogmatiklerden başka kim evrimi reddediyormuş? Bunu sadece dogmatikler yapar. Tüm canlılar ve tabii ki insan da birbiri ile akrabadır. Yeryüzünde birbiri ile akraba olmayan tek bir canlı yoktur. Bu kesin bir bilimsel gerçektir. İnsanın ayrı olarak yaratıldığı hiç bir dayanağı olmayan bir dogmadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrıdan sizle konuşmasını isteyin

 

Bu isteğiniz tabii ki gerçekleşmeyecektir. Her şeyin üstünde ve her şeyi bilen bir Tanrıyla konuşabilen bir insan olsa zaten kelimenin tam manasıyla ermiş ve her açıdan aşmış bir insan olurdu. Bu iletişimin doğrudan veya dolaylı olması fark etmezdi. Tanrıdan bir şekilde direktif alabilen kişiler şüphesiz ki toplumda öne çıkardı. Mesela ÖSS birincileri imam hatip liselilerden çıkardı veya sayısal lotoyu en çok dua eden tuttururdu. Ancak böyle şeyler gerçekleşmiyor. Günümüzde bu iddiadaki kişilerin varabildikleri tek yer ruh ve sinir hastalıkları klinikleri olmaktadır.

Nuh'un gemisini hayal edin

 

 

 

Kuranda atıfta bulunulan, İncil’de detayları anlatılan Nuh’un gemisi hikâyesini bilmeyen yoktur. Bundan yaklaşık 4 bin sene evvel, dünyayı tamamen sel basar. Nuh inşa ettiği 80 metre uzunluğundaki gemiye, tüm yaşayan canlılardan bir çift alır. Gemi dışında kalan her canlı, yani dünyadaki tüm yaşam bu selde telef olur. Dünyadaki canlı yaşamı, Nuh’un gemisindekilerin türemesiyle tekrar başlar.

 

Bu absürt hikayeyi ciddiye almak ve komik iddiaları bilimsel açıdan değerlendirmek bilime hakaret olur. Bu hikayenin imkansız olduğunu anlamak için ilkokul bitirmiş olmak yeterlidir. Ama buradaki esas acayiplik, tanrının alenen bir haksız katliam yapmasıdır. Yani Nuh’a yamuk yapan kavimi uyarmak yerine, onları öldürmek, belki bir yere kadar anlaşılabilir. Ama dünyadaki canlı yaşamını toptan katletmenin amacı ne olabilir? Nuh’tan 10.000 km uzakta yaşayan alakasız insanlar neden öldürülmüştür? Hayvanlar neden öldürülmüştür? Eğer bu bir ibretlik gösteri ise, zaten herkes öldüğü için, kime ibret olması amaçlanmıştır?..Güneşin altı ay boyunca batmadığı kuzey kutbunda oruç tutmayı deneyin

 

 

 

 

Ama isterseniz denemeyin, çünkü yaz dönemine denk gelirse açlıktan ölürsünüz. Kış aylarında ise, isteseniz de tutamazsanız çünkü güneş hiç doğmaz. Kutuplarda oruç tutmak bir paradokstur. Yine bir bilgisizlik ve ilkellik örneğidir. Dünyanın düz olduğuna, güneşin ve diğer gök cisimlerinin dünyanın etrafında döndüğüne inanılan yermerkezci görüşün bir uzantısıdır. 17. yüzyıla kadar ağırlıklı olarak tüm dünyada bu görüşe inanılırdı. Ama bugün biliyoruz ki, dünya tabak gibi düz değil, güneşin hareketi de dünyanın her yerinden aynı şekilde gözlemlenmiyor. Ama bu durum nasıl olmuşsa tanrının gözünden kaçmış ve bazı ibadetleri güneşin hareketlerine göre belirtmekte bir problem görmemiş. Veyahut Kuran, Arap yarımadasının coğrafyasıyla dünyanın geri kalanının aynı olduğunu zanneden, 7. yüzyılın bilgi düzeyindeki biri tarafından yazılmış, insan üretimi bir kitaptır. Sizce?
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

hersey olumden sonra belli oluyor ;

 

insan olgunlastikca yasamdaki perdeler bir bir kalkar ; malindan mulkunden gecer, yaslandikca hayatin bir oyun oldugunu anlar ve bu aklim keskinligine gore derinlik kazanabilir, ve derken olum son perdedir ; dustu mu o perde akla ilk gelen sey ; geri donusun olmadigi oluyor ..

yine saçmalamaya, devam ediyorsun neden kendine kendine eziyet ediyorsun?dur yazdıklarını düzelteyim..insan olgunlaştıkça hayatın anlamsızlığını keşfeder..hayatın ne kadar monoton olduğunu keşfeder parası yoksa var varsa hayatın anlamını bulmuş demektir..hayattan alıcağımız en büyük ders hayatın acımasızlığı olucaktır hiç şüphesiz..gelelim yaşlandığımız zaman hayatın bir oyun olduğunu deyil hayattın bir insanı nasıl tükettiğini ve nasıl bir kaosa sürüklediğini.aynı zamanda hayatın gerçek yüzünün..hiçte sanıldığı gibi olmadığını sorgulamaya başladığımız andır YAŞLILIK..benim için şu an itibariyle ben şimdiden bunları yaşıyorum yani senin yaşlanma tezini kökünden çürütmeye hazırım..ve ispatlamaya?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diğer arkadaşlar ne der bilmiyorum ama, benim adıma karar vermen doğru değil. Ayrıca tartıştığın insanla muhatap olma yerine diğer insanları söz konusu edip tartışmaya çekmen de doğru değil. Arkadaşımızın söylediklerine odaklan.

 

Bu konuda arkadaşımızın söylediklerini elbette mantıklı bulacağız. Zira bakış açısı bilimsel. Asla dogmalara pirim vermeyen bir yapısı var. Bu kadarı bile onun söylediklerini desteklemek için kafi.

 

Çamurla kuzen olamayız. Bize en yakın gen yapısı olan canlıyla akraba olacağız heralde. Kaldıkı arada yüzbinlerce yıl evrim süreci ve ara geçişler de var. Bilim bulgu demektir. Bilimle örtüşmeyen argümanlar dogmadır, yalandır.

 

 

ewt ben sana soz atmak icin yazdim : ) 

 

maymundan geldigimiz sadece bir varsayim mi ? teori sinirlari icinde mi yoksa bir inanc mi diye seni dinlemek istedim ..

 

kesin cevap vermedin .. bu sadece bir teori diyemedin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dogmatiklerden başka kim evrimi reddediyormuş? Bunu sadece dogmatikler yapar.

 

 

 

zoolog D. M. S. Watson

Evrim teorisinin yaygın kabul gören bir teori olmasının nedeni bu teoriyi ispatlayacak yeterli delilin var olması değil, ancak diğer alternatifin, yani doğaüstü yaratılışın tümüyle kabul edilemez olmasıdır

 

 

Harvard Üniversitesi'nden ünlü bir genetikçi ve evrimci olan Richard Lewontin, "önce materyalist, sonra bilim adamı" olduğunu şöyle itiraf etmektedir:

Bizim materyalizme olan bir inancımız var, 'a priori' (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir açıklama getirmeye zorlayan şey, bilimin yöntemleri ve kuralları değil. Aksine, materyalizme olan a priori bağlılığımız nedeniyle, dünyaya materyalist bir açıklama getiren araştırma yöntemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak doğru olduğuna göre de, İlahi bir açıklamanın sahneye girmesine izin veremeyiz."

 

 

 

81 yaşına kadar ateist olan ancak bu yanılgısını terk ederek gerçeği gören felsefeci Anthony Flew da Big Bang teorisinin yaratılışı delillendiren bir bulgu olduğunu itiraf ederken sözlerine şöyle başlamaktadır:

İtiraflarda bulunmanın insan ruhuna iyi geldiğini söylerler. Ben de bir itirafta bulunacağım: Big Bang modeli, bir ateist açısından oldukça sıkıntı vericidir. Çünkü bilim, dini kaynaklar tarafından savunulan bir iddiayı ispat etmiştir

 

 

 

400 tane daha var biggrin.png  300 u ingiliz ; ))

 

cagi yakala - senin sandigin gibi maymundan gelmedik

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tüm canlılar ve tabii ki insan da birbiri ile akrabadır. Yeryüzünde birbiri ile akraba olmayan tek bir canlı yoktur. Bu kesin bir bilimsel gerçektir.

 

 

felsefeye sardin -

 

bilimsel olan en acil gercek su ki ; yeryuzundeki hersey atomlardan meydana gelmistir -

 

ama herseyin atomik bazda ayni temele dayaniyor olmasi tum varligin birbiri ile akraba oldugu anlamina destek vermez biggrin.png

 

ayni atmosfetde ayni temel besinlerle beslenen canlilar elbette ki benzer ozelliklre sahiptirlar :D

 

ama hepsinin birbirinin akrabasi oldugu senin kendi inanisindir :D

 

 

 

 

 

Dr. Robert Milikan (Nobel ödüllü, ünlü bir evrimci):

Şu çok acıklı: Biz bilim adamları şu ana kadar hiçbir bilim adamının kanıtlayamadığı evrimi kanıtlamaya çalışıyoruz

 

biggrin.pngbiggrin.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yeryüzünde yaşayan tüm canlıların birbiri ile akraba olduğu kesinleşmeye çok yakın bir bilimsel gerçektir. Yüzde yüz kesin olmasının önündeki tek engel, acaba bir meteorla bir bakteri filan dünyaya gelip dünyada çoğalmış olabilir mi olasılığıdır. Böyle bir canlının olması olasılığı çok ciddi şekilde araştırılıyor. Hatta bir ara dünyadaki tüm canlılar için ölümcül olan bir zehir olan bir sülfürlü bileşiği gıda olarak kullanan bir bakteri keşfedilmişti. Acaba bu dünyadaki türlerin evrimi dışında, başka bir gezegende evrimleşip dünyaya bir meteorla taşınmış olabilir mi diye araştırıldı. 

 

Fakat bunun başka bir evrim sürecinin ürünü olduğuna dair inandırıcı kanıt bulunamadı. O yüzden hâlen dünyadaki tüm canlıların akraba olduğu düşüncesi devam ediyor. Fakat henüz keşfetmediğimiz böyle bir tür çıkabilir düşüncesiyle bu kesine çok yakın gerçeğe tam kesin demekte ihtiyatlı davranılıyor. Örneğin Antarktika'daki Vostok buzulaltı gölüne henüz hiç ulaşılmadı. Buradan çıkacak bir canlı yeni spekülasyonlara yol açabilir.

 

Kanı mavi olan hayvan var. Zehirle beslenen canlı var. Ama örneğin genetiği tüm canlılar gibi dört değil de üç ya da beş bazla kodlanan bir canlı yok. Böyle bir buluş kesin kanıt olurdu. Ya da karbon değil de, silikon temelli protein sentezleyen bir canlı bulunsa, bu da kesin bizim evrimimizin dışında bir evrim geçirmiş olurdu.

 

Bu durumda şempanze ile en yakın tür olduğumuz zaten kesin. Bu konuda hiç bir şüphe yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yeryüzünde yaşayan tüm canlıların birbiri ile akraba olduğu kesinleşmeye çok yakın bir bilimsel gerçektir.

 

 

e hani kesindi ?

 

Tüm canlılar ve tabii ki insan da birbiri ile akrabadır. Yeryüzünde birbiri ile akraba olmayan tek bir canlı yoktur. Bu kesin bir bilimsel gerçektir.

 

 

 

 

zanna dayali bir tahmin yurutmektesin :D

 

zanna dayali : ))

 

zanna ; ))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş


%99,999 a kesin demekte çok da bir sakınca olmuyor... Hatta tüm canlıların akraba olduğu gerçeği daha fazla bile kesindir. %99,9999 da demekte sakınca yok.


 


Hadi bir bakteri de uzaydan gelmiş olsun. Gerçek 180 derece tersine dönecek değil...original.gif


 


Hele "haaa demek ademle havvadan ensestle çoğalmışız" diyecek hiç değiliz o zaman... Yine şempanze kuzenimiz olacak, yine...


 


Bir de Vatikan bazı fonlar sağladığı için fon sağlamaya yönelik bazı açıklamalar yapan bilimciler oluyor. Amaçları ya para sağlamak, ya da "ya bir de varsa tanrıyı çok da kızdırmayalım, neme lazım, ne olmaaaz, ne olmaz" demeleri. Yaş da biraz kemale erince, "ya tamam bilim de, biraz da ihtiyatta fayda var" diye düşünenler çıkıyor. Bir taşla iki kuş. Hem paralar cebe, hem hadi bir de tanrı varsa düşüncesini unutmuş oluyor. Ne de olsa yakında toprağa girecek!tongue.png 


 


Ne de olsa Vatikan'da para çok. Oturdukları yerden iki vaazla kazanıyorlar. Eee mezara götürecek de değiller, harcıyorlar işte. Hatta film endüsrtrisine ciddi paralar veriyorlar. Diyaloglarda tanrı lafı geçsin, tanrıya inanmazken inanmaya başlayan karakterlere senaryolarda yer verin diye.  


Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

%99,999 a kesin demekte çok da bir sakınca olmuyor... Hatta tüm canlıların akraba olduğu gerçeği daha fazla bile kesindir. %99,9999 da demekte sakınca yok.

 

 

biggrin.pngbiggrin.pngbiggrin.png

 

%99,999 bir hucrenin tasadufen olusamama olasiligidir ! bilim adamlari bunu soleyeli yillar gecti biggrin.png

 

tesaduflerden akilli butunlerin olusamama olasiligina kesin demekte hicbir sakinca yok ..

 

 

 

kaldi ki evrimciler itiraf ediyorlar ;

 

 

 

Dr. Albert Fleischman (Zoolog):

Çöküşte olan Darwin'in teorisi doğa aleminde ispatlanması gereken tek gerçek değildir. Bilimsel araştırmaların bir sonucu değildir, ama kesin olarak hayal gücünün bir ürünüdür

 

 

E. O. Wiley (CUNY, Balık Bilimi (Ichthyology) Bölümü ve Amerikan Doğa Tarihi Müzesi), Norman Macbeth tarafından yazılan Darwin Retried (Darwin Yeniden Yargılandı) adlı kitap hakkındaki düşünceleri:

Macbeth, evrime yeni bir göz ile bakmamızı, halka ve gerekirse kendimize Darwinizm'in yanlış verilere sahip yapay bir teori olduğunu itiraf etmemizi öneriyor. Sanırım bunlar mükemmel öneriler

 

 

 

 

 

 

 

 

hala anlamadin ;

 

evrimciler kendileri itiraf ediyorlar bunlar ; )) kendilerine karsi durust olan evrimciler de varmis :))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Robin Williams, Mel Gibson, Bruce Wills, Will Smith Vatikan parasına tamah edip "tanrısal" temalara filmlerinde yer veren oyunculardan sadece çok ünlü olan birkaçı. Williams bu yüzden çok eleştirilmişti. Gibson ise Scar Movie filminde parodisi yapılarak yerden yere vuruldu. Basbayağı dalga geçildi. 

 

Vatikan oluk oluk akan bağış paralarını geldiği gibi oluk oluk fonlara akıtıyor. İki vaaz patlattın mı gelir paralar. Oturduğun yerden. Taş mı taşıdın da sırtın ağrıdı. Din oturduğun yerden üfürükle peynir gemilerini yürütüp ticaret yapma aracıdır. Bilimciler de fon sıkıntısı çektikçe bu akan paralara göz dikiyorlar. 

 

Tesadüf diye bir şeyin olmadığını ise daha önce açıklamıştım. Tesadüf yoktur. Nedensellik tesadüfe yer vermez. Tesadüf nedenselliğini bilemediğimiz olaylara verdiğimiz göreceli bir isimdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Kardesim, bu konunun basliginda hata var. "Gercek te Tanri Yoktur" demekle sanki sizin bir delilleriniz var gibi gelir. Oysa, eminim ki boyle bir delil sahipleri degilsiniz. Dogru dusunce budur : Tanri Olduguna ispat eden bir delil yoktur demek daha da dogrudur. Yani, Tanrinin olmadini siz bir "delil" gormediginizden dolayi iddia ediyorsunuz. Olmadigindan dolayi deliliniz var degildir. Arada ki bir fark belli olmasi gerektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Süheyla, başlık bana ait değil ama yine de bir şeyler söyleyeyim. Tabii söyleyeceklerimi size yanıt olarak söylemiyorum. Madem konuya katkı yaptınız, ben de katkı yapayım bakımından yazıyorum.

 

Tanrının olup olmadığı söz konusu edildiğinde nasıl bir tanrı tanımlandığına göre yanıt veririz. Eğer Pan gibi ormanda saklanan veya Poseidon gibi denizin dibinde yatan veya Zeus gibi yıldırım çaktıran bir tanrıdan bahsediliyorsa, yani sınırlı güçleri olan bir tanrıdan bahsediliyorsa, bunun olmadığını kanıtlamak zaten gerekmez. Çünkü kanıtlamak gerekse, tek boynuzlu kanatlı atların olmadığını da kanıtlamak gerekirdi ki, işi bulmuş olurduk. Ejderhalar, devler, cinler derken sonsuz adet olmadığı kanıtlanacak şey çıkardı başımıza. 

 

Ama tanrı deyince sonsuz güçlü bir varlık kastedilir genellikle. Bu ise olamazdır. Çünkü sonsuz bir güç, kendinin aynısı güçte bir güç daha yaratıp sonra tekrar yok edebilir mi diye sorarız. Yaratamazsa sonsuz güçlü değildir. Bunu yaratmaya gücü yetmedi. Yaratır tekrar yok ederse, hani yarattığı da kendisi gibi sonsuz güçtü, nasıl yok edildi, demek sonsuz güç değilmiş.

 

Demek tanrı olanaksızdır. Sınırsız veya sınırlı güçte de tanımlansa, hiç bir biçimde tanrı yoktur. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanitizina katiliyorum. Din insanoglu icadi oldugundan dolayi, onlarin yaratici hakkinda ki gorusleri, tarifleri, dusuncelerinin tamamiyle uydurulmus hikayeler olduguna inaniyorum. Mamafih, eger bir "yaratici" var sa, onu ben su sekilde, yani ingilizce de daha iyi ifade edebilirim, Celalleddin Ruminin sozlerini tekrarliyarak....  "That which we cannot conceive is He."   Yani insanin yaraticiyi tasavvur edebilmesini, tasarliyabilmesini hic sanmiyorum. Birakinda, her gun onun insanlardan ne istediklerini, neyi begendigini, neyi sevmediklerini, kurallarini, falan filan bir yana.

 

En komik olan bu bence, "Dunya" dedigimiz bu gezegenin evrendeki yerini,  okyanusa dusmus bir bitkinin tohumuna benzetebiliriz.  Eger  insanlar bu bitki tohumuna kiyas ne kadar kucuk olduklarini dusunebilirlerse, o zaman erkeklerin sakallarinin ne kadar uzun olup olmadiklarinina oldukca gulme haklarina sahiplerdir.

 

 

Note: Basligin size ait olup olmadiginda hata yaptim. Kusura bakma.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer bir tanrı varsa, o da bizim gibi evrim sonucu ortaya çıkmıştır. Biz de teknolojimiz geliştikçe kendi çapımızda tanrı olabiliriz. Bunun dışında, dinlerde anlatıldığı şekliyle tanrı kesinlikle olamayacağı için, yoktur.

 

Eğer evren karmaşık bir yapıya sahip olduğu için kendiliğinden oluşamaz, o halde tasarlanmıştır derlerse, bu da olanaksızdır. Çünkü madem karmaşık olanın tasarlanmış olması gerekiyorsa... Karmaşık bir yapıyı tasarlayanın ise o yapıdan daha karmaşık olması gerekiyorsa...

 

Bu durumda tanrı evrenden daha çok tasarım gerektiriyor demektir. O halde tanrıya da bir tasarımcı gerek. Giderek daha karmaşık tasarımcılar varsayamayacağımız için tanrı olanaksızdır. Giderek daha az karmaşığa doğru geçmişe gidilir. Bu evrimdir. En başa ulaşamayacağımız kadar çok uzakta, çok basit bir neden kalır. Bir kuantum dalgalanma, kuantum çarpışma gibi çok basit bir neden. Buna ulaşmak çok zor, belki de olanaksızdır. En gelişmiş bilgisayarın bile, bitmiş bir satranç oyununun geriye doğru analizini yapabileceği, ama ilk açılış hamlesinin ne olduğunu asla bulamayacağı gibi. 

 

64 kare üzerinde 32 taşla oynanan bir oyun bile böyleyse, evrenin ilk nedenini bulmanın ne kadar zor olduğu açık. Ama evrim kesindir. Varlık karmaşıktan gelmedi. Basitten başlayıp karmaşığa evrildi. Evrimin en son en karmaşık ürünü şu an bilinç... Buna kadar evrildi yaşam. Daha basit formlardan evrilerek evreni, varoluşunu sorgulayacak düzeye kadar evrildi ve şu an bunu yapıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah, Kuran’ı bir edebi şaheser, tek ayeti bile taklit edilemeyecek, benzeri yazılamayacak kadar olağanüstü olarak yaratmış; öyle ki şairler onu okuyunca şiirlerini Kabe duvarlarından indirmişlerdir(?)(1) Yani, Kuran’ın bizatihi kendisi bir mucizedir.

Bu tezden çıkan sonuç, Allahın, kendini ve dinini insanlara (Aslında Kureyş kabilesi ve komşu kabilelere) kabul ettirmek için mucizevi kelimeler, cümleler içeren bir kitap indirme karar ve tatbikatıdır.

Arapların, Kuran’ın indirildiği dönemde, salt bu mucizesi sayesinde Müslüman olduklarını ve Kuran’ın her alanda kendilerine yol gösterici olduğunu varsayalım (Sözkonusu dönem, her ne kadar mitleştirilse de, anlatıldığı/yazıldığı gibi asrı saadet olmadığı bizzat Kuran’dan, açıkça veya satır aralarından öğrenilebilir!). Ancak peygamberlerinin ölümünden hemen ardından Müslümanlar birbirlerini boğazlamışlar, yönetimde Kuran’a (daha doğrusu bugün vaz edilen İslam’a) açıkça aykırı uygulamalar gerçekleştirmişler, sayısız hadis ve masal uydurmuşlar,koca koca alimler bunları yutmuşlarenteresan mezhepler türemiş…

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah, Kuran’ı mucizevi sözlerle yazmış ve o sayede insanlar (Araplar) Müslüman olmuş! Tamam da (Gerçi tam olarak tamam değil; zira Hıristiyan Araplar da olmuş ve hala varlar!), yukarıdaki olgular, elbette başka sayısız husus bir tarafa, Allah, yüzyıllar, binyıllar boyunca, tüm milletler tarafından anlaşılacak açıklıkta, net, insanları/Müslümanları birbirine düşürmeyecek bir kitap yazamaz mıydı?!....Ortadoğu’da yaratılan Tanrı’nın/Tanrıların niteliği, bilmek üzerinedir. Her şeyi bilir. Geleceği de şüphesiz. Böyle olmasa Tanrılığı manasızlaşır… Aynı zamanda, yarattığı insandan hesap sorar. Bu da zorunludur; çünkü ondan kulluk beklemektedir… Böyle kurulmuş Tanrı tasavvurundan ve Tanrı-insan ilişkisi muvacehesinden, mecburen kader paradigması ortaya çıkar... İnananlar, binyıllardır, çözümsüz bir sorunu çözmeye çalışmıyorlar; daha da ötesi, olmayan, yaratılan, hayali bir sorunu çözmek uğruna boşuna uğraşıyorlar!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araplar İslam dinini ve onun tanrısı Allahı, çıkar amaçlı yaratmışlardır. Çünkü o bölgede bir gelenek vardır. Yahudilerin bütün kralları peygamber olduklarını iddia ediyorlardı. Peygamberlik babadan oğula geçiyordu. Kuranda adı geçen peygamberlerin hemen hepsi baba oğul şeklinde gider. Bu tabii olmayacak, kabul edilemez bir durum ama, konumuz burada bu değil.

 

Araplar da buna bakarak biz de bir peygamber çıkarabiliriz dediler. Bunu Yahudiler binyıllardır yapmış da onlar niye yapmasın? Zaten aynı coğrafyayı tarih öncesinden beri paylaşıyorlar. Ama Yahudiler güçlü ve zengindiler. Araplar kumda yatarlarken Yahudiler kaleler inşa ediyorlardı.

 

O günün Mekke iktidarı ise hac ticareti ile zenginleşmişti. Yahudilerle bir alıp veremedikleri yoktu. O günün Mekke muhalefeti ise daha büyük düşünüyordu. Zengin Yahudileri yağmalamayı planlıyorlardı. Bunu da ancak tüm Arap kabilelerini bir otorite altında toplayarak yapabilirlerdi. Aynı Mısır firavunu Akhenaton'un yaptığını yaptılar. 300 küsür tanrıyı teke indirip adına Allah dediler. Bu allaha bir de resulü lazımdı tabii.

 

Gözlerine Muhammed'i kestirdiler. Muhammed yetimdi, başta bir acıma, koruma hissi uyandıracaktı. Tıpkı bugün başörtülü kızları mazlum olarak empoze edip insanların acıma duygularını amaçlarına alet ettikleri gibi. Ayrıca Muhammed'in çocukluğu uzakta, süt anne elinde geçmişti. Kimse küçüklüğünü, burnundan sümük aktığı, altına kaçırdığı, bir oyuncak için ağladığı, kendinden küçük bir çocuğu dövdüğü filan gibi doğal çocukluk hallerini görmemişti. Dolayısıyla kutsal biri olduğu iddiasında bulunmaya uygun biriydi.    

 

Üstelik muhtemelen epilepsi veya otizm hastasıydı. Bunu nerden anlıyoruz, vahiy alıyor diye idddia edilen hallerin anlatımı epilepsi nöbetlerine benziyor. Mağaralarda vakit geçirmesi de otistik olduğunu düşündürüyor. Ya da tanı konulabilecek bir hastalığı yoktuysa da en azından asosyal bir kişiydi. Kendinden büyük bir dul kadınla evlenmişti ve onun kızlarına kızım diyordu. 

 

Her yönüyle biçilmiş kaftandı. Mekke muhalif ekibi ihtiyaç duydukları ayetleri bu adama ısmarlayabilirler ve o da allahtan geldi deyip bu ayetleri üretebilirdi. Karşılığında ganimet, cariye, köle ve çok sayıda kadın alacaktı. 

 

İşte İslam ve onun peygamberi Muhammed ve tanrısı Allah, Araplar tarafından böyle yaratıldı. Amaçlarına da ulaştılar. Tüm Arap kabileleri birleşince Yahudilerin buna karşı koyması olanağı yoktu. Soykırıma uğradılar, adamları öldürülüp malları ganimet, kızları cariye, oğlanları köle yapıldı. 

 

Önceden nüfusları birbirine yakınken Yahudiler soykırımla yok edilerek yarımada Araplaştırıldı. Yahudiler bin seneden fazla zaman sonra zorlukla anavatanlarına geri dönebildiler. İki kez daha Arapların birleşerek toplu yoketme saldırısına uğradılar ama kazın ayağı bu kez öyle gelmedi. 1967 ve 1973 savaşlarında Araplar tarihi birer bozgun yaşayıp Kudüs'ü kaybettiler. Küçücük İsrail, tüm Arap birleşik ordularını ağır hezimetlere uğrattı.

 

İslam tarihinin çok kısa özeti budur. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dostum herşeyine katılmamak elde deyil ..yalnız birşeyi düzeltmek zorundayım..kuranı kerimde baba oğul ilişkisi asla olmamıştır..bab oğul ilişkisi sadece seninde bildiğin gibi,,incilde mevcuttur..yani hz isaya verilen. verilen.sözde hristiyanlık dinidir..aslında şundan eminim tanrının mantığı şudur..aam kontrol eden insandır aslında insan verilen tanrılaşma modeli:şimdi örnek vermek istiyorum: ÖRNEK:BİR CAM KAVANOZ ALIP İÇİNE böcekleri yerleştirin ve canınız sıkıldığında onları  ezerek öldürün işte bundanda zevk almaya çalışın..eğer beceriyorsanız..tanrının kötü ruhusunuzdur..eğer acıma hissi varsa (vicdan)  o zamanda şu sonuç ortaya çıkacaktır..onalrı özgür bırakma bir nebzede olsa seni rahatlatacaktır..işte bu duyguda tanrının iyi ruhudur..YANİ AÇIKÇASI TANRI 2 BAŞLIDIR İY İRUH VE KÖTÜ RUH eğer sadece iyi olsaydı..herşeye anında müdahale ederdi..sadece kötü olsaydı o zamanda vay insanoğlunun haline ve açıkça derdiki ben tanrıyım istediğimi yaparım..ama şimdi bilinmezcliği oynamak tanrının EN BÜYÜK OYUNUDUR SAYGILAR??????????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

A priori ilkeler, çeşitli dogmalar ve asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerleri kabul eden, bu bilgilerin mutlak hakikat olduğunu, inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan anlayışa dogmatizm denir.bilmem anlatabildimmi? bu yüzden bilinmezcilikte DOGMATİZME ASLA YER YOKTUR...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

birşeyi düzeltmek zorundayım..kuranı kerimde baba oğul ilişkisi asla olmamıştır.

 

Daha dikkatli okumalısınız. Ben tanrı ile peygamber arasında baba oğul ilişkisinden söz etmedim. Kuranda adları geçen peygamberler baba oğul şeklinde giderler dedim. Yusuf'un Yakup'un oğlu olması gibi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kardesim, bu konunun basliginda hata var. "Gercek te Tanri Yoktur" demekle sanki sizin bir delilleriniz var gibi gelir. Oysa, eminim ki boyle bir delil sahipleri degilsiniz. Dogru dusunce budur : Tanri Olduguna ispat eden bir delil yoktur demek daha da dogrudur. Yani, Tanrinin olmadini siz bir "delil" gormediginizden dolayi iddia ediyorsunuz. Olmadigindan dolayi deliliniz var degildir. Arada ki bir fark belli olmasi gerektir.

 

Söyledikleriniz mantık tezlerin sadece birisi. Doğru sonuca ulaşmak için bir kaç yol kullanılabilir. Mesela mantık ve matematik gibi.

 

Misal, Tanrının olmadığı ispatı şu yolla mümkün değil mi? Tanrı der ki: "yoktan var ettim".  Bilim yasası der ki: "Yoktan var, vardan da yok olmaz"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Söyledikleriniz mantık tezlerin sadece birisi. Doğru sonuca ulaşmak için bir kaç yol kullanılabilir. Mesela mantık ve matematik gibi.

 

Misal, Tanrının olmadığı ispatı şu yolla mümkün değil mi? Tanrı der ki: "yoktan var ettim".  Bilim yasası der ki: "Yoktan var, vardan da yok olmaz"

matematikle tanrıyamı? ulaşmaya çalışıyorsun  yada bir insanın mantığıylamı? yoksa. he he  kendi ağzınla söylüyorsun bilim yasası: derki:bilim tanrıryı bulmaz tanrının yarattığı bir maddeyi bulabilir. bir program gibi düşün istersen..açık kodlu dna gibi düşünmeni tavsiye ederim dostum..bilimde artık şuna kara vermeli ben ne den tanrıyı arıyorum  bulmak içinmi? yoksa reklam içinmi? yoksada insanlık içinmi? bence en doğrusu 3. şıktır..şu verdiğin örnek bile seni tanımama yetti....unutma hayat varsa tanrıya benzer birşeyler sonsuza dek var olacaktır...ben tanrı var diyorum sen yok diyorssun .şimdi çıkmaz sokaklardayız dostum hiç düşündünmü?amacımız tanrıyı bulmak deyil  dostum amacımız BİLİNMEYENİ ALGILAMAKTIR.. amacımız bilinmeyeni sorgulamaktır...herkesin tanrısı farklıdır NEDENİ SAHTE KİTAPLAR VE SAHTE PEYGAMBERLER..güzel bir soru soracağım meraba sen ban PEYGAMBER OLMADIĞINI İSPATLAYABİLİRMİSİN? seni, dinliyorum..kahkaha.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.