Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Nietzsche


Misafir Ferfecir

Önerilen İletiler

Nietzsche bu cümlesi ile kendi korkusunu dile getirmiş, hiç bir kadın korku salan, gücünü hissettiren bir erkekle olmak istemez. Olmak istediğini söyleyen ezik kadındır. Kadına gidiyorsan kırbacını neden hazırlayacaksın, gücünü kırbaç ile hissettirmek içinmi ya da onu kullanmayacaksan neden alacaksın? Bak ben güçlüyüm elimde kırbacımda var sende bunun farkına var demek içinmi? Bence bunun adı korkudur, özgüven eksikliğidir. Kırbaçsız erkek pısırık erkekmidir? Güç nedir, neyle gösterilir?

 

Ben güç akıldır, sevgidir diyorum, her kadın akıllı ve sevgili bir sevgilisi olsun ister. Eli kırbaçlı değil. Her daim gücünü farkettirecek biri değil.

 

Fiziksel olarak güçlü olmak ve bunu göstermek başka eksikliklerden kaynaklanır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 56
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

demek her kadın....(bu dahil tüm genellemeler asılsızdır..) nietszche..aynı şeyi sölemişsiniz.. :)

--efendim..yanlış ve doğruları sonuçlar belirler..güç insana göre de ..kadına görede değişir...kimileri için güç ; sınırsız isteklilik..kimileri içinse arzusuzluktur..mutlulukta öyle..

 

--ve nietszche, ortaya koyduğu doktrinleri tabiki irdelenmeye açıktır..kırbaç bir benzetmedir..bilinirki erkek; etgen ..kadın ; edilgendir..kaideyi bozmaz istisna.. :) ...kadın güçlü erkek ister ..her anlamda..güçlü kadında böyle bir erkeği elde edebilendir..güçlü bir kadının güçlü bir erkeği elde etmesi sonucu o mevcut gücün kadının üstünde uygulanacağı korkusu değildir endişe yaratan..endişe, kadınında o gücü kendince nasıl yönlendirebileceği-meyeceği korkusu....dur..

 

---yani...tolstoy unda dediği gibi..güzel olan sevgili değil, sev-gili olan güzeldir..doğrudur..peki sevgi de akılda bir güç değilmidir...

 

---pısırık erkek...;herkezin hayatta bir duruşu ve bakışı vardır..yaşam çıtasında da bir yeri, felsefesi,..kimileri için değer aklının alabildiğidir..kimileri içinse cebinin alabildiği..göreceli...

pısırık erkekse silik erkektir..anti-etken..kadın eteği altında gizlenen.. yönlendirilme ihtiyacı güden..şunuda ekleyebiliriz kadınına kendini sevgiyle değilde fiziksel etki ve diğer dünyevi şeylerle terbiye ederekten kabul ettirme çabası..oysaki erkeğin kaderi öncü olmaktır..risk almaktır..her daim de savaşa hazır olmak..yoksa gerçek manada kadını haketmeyen dir..dimi ama..kendini idare edemeyen neyi idare edecektir..avcı toplayıcı toplumlarda da bu böyle değilmidir..

 

--ve kadınlar; çoğu zamansa yakındıkları tapındıklarıdır..(dediğim gibi bozmaz istisna kaideyi)

-- :clover:

 

--ve tekrar nietzsche..korkuları olmasaydı..nietzsche olabilirmiydi...ve bilki nietzsche en çok kendinden korkardı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

son cümleden başlayalım, benimde söylediğim tamda oydu, kendisinden korkmak, kendi eksikliklerinden utanmak.

 

yakındıkları, tapındıklarıdır............ bu kadınlar için olduğu kadar erkekler içinde geçerlidir ki, sen kadına yakıştırmışsın.

 

güç kimine göre para, bir başkasına göre kaba kuvvet, diğerine göre cazibe yada bambaşka birşeye denebilir. Ama gerçekte güç nerededir o belli değil. Her kişiliğin ayrı bir gücü, yine her kişiliğin ayrı bir zaafı var.

 

Kadında erkekde kendisinde olmayanı ister.

 

Bak bunu iyi düşün Figgaro.!!!!!!

 

Erkek güçsüz, pasif bir kadınla olmak istermi yada isteyen varsa neden ister?

 

Elbette kadının ve erkeğin güçleri, zayıf noktaları farklıdır bu yüzden birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Ama genelleme yapmasamda, eğer ailesinde töreye göre yetiştirilmediyse, pasif büyütülmediyse, özgüveni olan bir kadın kendisine sürekli güç gösterisi yapan bir erkek istemez.

 

Avlanan, kazanan, son sözü söyleyen, iktidar sahibi erkek devri geride kaldı.

 

Artık eli kırbaçlı erkek görmek değil, paylaşmayı, danışmayı, konuşmayı, kadına kadın gibi davranmayı bilen erkek görmek istiyor.

 

Figgaro doğada insan dışında diğer tüm canlıların yaşam kuralları değişmez ama insanlar kendi koydukları yaşam kurallarını kendileri değiştirme gücüne sahipler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

selam ederim..black cady.. :) gönül isterdi ki zatalinizle siyaset te konuşalım şöyle esaslısından..amma figgaro bilirki öncesinde; insanda tamamlanamamış bir psikolojik evrim ve alt edilememiş şeytanın düzenbazlıkları mevcuttur...ve insanların dünyasında zamanla herşey düzenden düzensizliğe doğru gider..gitmektedir de..ve bu diğer canlılarda yoktur..neden mi; çünkü varolmadığında ekolojik sistemi bozmayacak tek canlı insandır..gibi..ve ben şu mevzulara kadın ve erkeğin ötesinde bakmaktayım..ve bakmaktanda kendimi alıkoyamamaktayım(belkide sorunluyum)..evliliklti..kadındı..erkekti..aşktı..sevgiydi..biraz alt derecelidir zannımca..yeri geldiğince..

 

--çünkü insan Allah a yaklaştıkça bir o kadarda şeytana yaklaşmaktadır..ne yazık ki bu diğer canlılarda yoktur..akıl ;beni hep düşündürmüştür..diğer canlılara verilmeyipte bize verilmiş olması ödülmüydü acep..ve bu akıl hepte kendini haklı çıkarmayı bilmiştir..öldürür..çünkü yaşamlar ölümler üzre kuruludur ..der..hep der..iç sesi bunu demesede ağzı hep söyler..

 

---düşünmek..figgaro daha babasının yediği portakaldayken bile düşünüyordu..düşünecekte..yeri geldimide düşerekte.. :)

 

şimdi:nietzsche nin dedikleri mi...bizim dediklerimiz mi..

 

bizde bişeler katalım o zaman dimi...yapmıyoruz ki fotosentez :) ..Avlanan, kazanan, son sözü söyleyen, iktidar sahibi erkek devri geride kaldı.şu sözün; postmodern zamanlarda yaşıyoruz hee..ölemii..öylee..hadi öyle olsun..

 

kadın, kadın gibi olsun..erkek, erkek gibi..herkez tabiatına uysun..yeterince uyumsusuz zaten..malesefki empati sorunumuzda var..terminoloji birliğimizse, hepten birliktesiz..

 

Figgaro doğada insan dışında diğer tüm canlıların yaşam kuralları değişmez ama insanlar kendi koydukları yaşam kurallarını kendileri değiştirme gücüne sahipler.şu cümleniz...kurallar ..yasa..size bir sorum olsun..dünyanın en iyi yasası hangisidir..üstelikte yazılı olmayan..

 

kalın sağlıcakla..sayın black cady..yukrıda neler yzdığım hususunu pekte gözden geçiremedim..malum yarın sabah iş..ve ben gecenin pekte geç bi saatindeyim..elimde olmadnda esnemekteyim..her ne kadarda zevk alıyor olsamda sizinle sohpetten..hoşçakalın... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın balack cady...en son yazdığım mesaj üstünden iki gün geçti..ve tekrardan senin vede benim yazdıklarımı gözden geçirdim..gülmekteyim..ama buruk..

 

şimdi;..daha yeni tanıştık..biliyorum.. samimi bir kaç itiraf belkide serzenişte bulunucam..affına sığınıyor..ileri gideceğim yerler olursada kişisel anlatılarımda, şimdiden özür diliyorum..

 

---demem o ki..yukarıda yazılanlar ve her gün önümüze sunulanlar..tutunamama..aidiyetsizlik..bir bilinmiyeni arayış..hep arayış..ve bazende kaçış..kendinden..

--ben otuzuma geldim..hala kadın-erkek muhabbeti yapmaktayım..kendime kızmaktayım..amarika yı yeniden keşiflerden yoruldum..kendi içimde yaşadıklarımdan yoruldum..onlarca kitabı okumuş olmaktan..bitirdiğim o dandik üniversite, o bana uygun olmayan bölüm..yaşanılan iş problemleri..ekonomik problemler..3-0 malup başlamak hayata..hep ayakta durma çabası ..yoruldum..yalnızlıktan da..

 

--şimdilerde yaşadığım şehri..ve işimi değiştirme telaşındayım..endişeli olma hali..önünü görememe hali..evet..demiş bir amca..içinde bulunduğunuz problemleri o anki düşünce düzeyi ile çözemezsiniz..neden demiş..çünkü o problemleri yaratan içinde bulunduğumuz o anki düşünce düzeyimidir..bilmiyorum..belkide öyledir..belki eğitim..çevre faktörü..aile..karakterde etkendir..evet..

 

--ilginç bir yansa şudur..hayatımda karşı cinsle ciddi anlamda üç kez ilişki yaşadım..ciddi ilişkim olan üç bayan..ve sonrasında gördümki bu üç bayanın ortak özellikleri vardı..mesela burçları..üçüde boğa burcuydu..bense yengeç..evet biliyorum burçlar, iletişim eksikliği olanların başvurduğu yöntemlerdir..mesele burç değil zaten..

başka benzer özellikleride var..amacım onları anlatmak değil..mesele kendim..bende ne var..nasıl bir sorunlu olma hali..yada neyi değiştirmeliyim hayatımda..çıkmaza girdim..işlerdeki hal gibi..işlerde de öyledir..hangi iş yerine girdiysem..çalıştım çabaladım..patronlarımın zaaflarından..bende çıkmaza girdim..inanın bir çok patronum benden borç para bile almıştır..komedi gibi..sonrasında tu kaka..

--şimdilerde herkez bir telaşta..eksiklerini giderebilme..seçim muhabbeti..kaygı ..korku..kimilerinin üzerindeki gereksiz neşe..kimilerinin üzerindeyse gereksiz bir acı..vs..

--malesefki ben daha göremedim..ruhunu, bedenini ve zihnini aynı çizgiye getirebilmişi..bende dahil..yaptığım reiki ve yoga lar da yanıma kar kaldı.. :) ..

--evet..konuyu şöyle toparlayayım..geçenlerde yıllardır gitmiş olduğum aynı kuaförüme tekrardan gittim..20 li yaşlarda bir genç..ve iki yıldırda o benim saçlarımı keser..işini yaparken o..benle hepten sohpetlere girer..ve hep müthiş bir zevk aldığını söylerdi..en son gidişimdeyse yaptığımız sohpetten yine müthiş bir zevk aldığını ve murat abi sana bir itirafta bulunayım mı..bulun dedim..sen fazla yaşamazsın..dedi..vede senin gibiler.. dedi..şaşırmadım..ama içim burkuldu..fazla yaşayamayacak olmamdan değil..içinde bulunduğum negatif seleksiyondan..(negatif seleksiyon: akıllı, dürüst, çalışkan, bilgili ve etik olan insanların ..kazanmak yerine kaybedişleri..ömür çıtasının bile eksiltilişi..öyle değilmidir..ülkemizde bilhassa kimler kazanır; üçkeğatçı..düzenbaz..hileci hurdacı cahil civelekler..mafya takımı falan..kimler kafasını yastığa rahatça koyarda yatar tabiki bunlar..bunlar gibi değilsen ve yapamıyorsan..hemde eziliyorsan bunlar arasında.. kanser olupta ölmemen mümkün mü hayatının baharında..)..ben kendimi fiziksel yada diğer yanlardan ezdirdiğimden değil..göz görürde gönül katlanmaz muhabbetinin içte yarattığı sancı hayıflanması içerisindeyim..

---havada, karada ve denizde hep büyükler küçükleri yutar demagog larını dinlemekten yoruldum..ve böyleleriyle yıllardır savaş halindeyim..değişememekteyim..şimdiki sosyal ve ekonomik düzen içerisinde de dikiş tutturamamaktayım..

---vede gelşmiş burada kadın şudur ,erkek budur muhabbeti yapmaktayım..esas oğlan kıza sahip olamazmış..türk filmlerindeki gibi..ağa ne zaman yanındaki kahyanın oğluna köydeki güzel kızı kaptırmıştırki.. :) ...kaçsa bile ağadan bu iki sevgili..ya yokluk başlarına derttir..yada ağa tarafından tutulmuştur yollar..

---yani black cady..adil olmayan bir hayat..sevgide değiştirilmiş bir anlam..mars a gönderilmiş bir etik..ahlaksa hepten ahlaksız..eee neydi şimdi kadın nasıl olur..vede erkek nasıl olur..ben yine hepsini birbirine karıştırdım :P ..birde nietzsche vardı dimi..hani şu beni ikiyüzelli yıl sonraki kuşak anlıyacak diyen.....bende anlıcak akılda kalmadı..acıktımda..

şimdi bir çorbacıya doğru gideyim..kal sağlıcakla..umarım kafanı şişirmedim.. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Figgaro arkadaşım bir yengeç olarak benide bunalıma soktun yaww... :(:P

Sen kendini anlayamazsın bırakki başkasını nasıl anlayacaksın... melankolik takılıyorsun bu aralar... bundanda sıkılırsın merak etme, bilirim bu pis tabiyatı... aynısından bende de var... -_-

 

bazen işler ters gider, sanki kör bir kuyudasındırda yukarı çıkmaya çalıştıkça dibine çekilir gibisindir... çırpındıkça düşersin gibi gelir... ama inan bana sadece öyle geliyor... aslında dipsiz kuyu diye birşeyde yok... derin, daha derin, biraz daha derin kuyular var... sadece...

 

sen şimdi ne yaşıyorsan bilki benzerini, bir başka türünü, eksiğiyle fazlasıyla bir çok insan yaşıyor... hayatlar birbirine benziyor... -_- kadınlar kadınlara, erkekler erkeklere benziyor... boğalar boğalara, yengeçler yengeçlere benziyor... :grin:

 

Nietzsche, ne demiş... kadınamı gidiyorsun, kırbacını unutma... unut arkadaşım unut... kırbacını kaldır bir kenara... kim kırbaçla yola gelir, kim kırbaçtan korkar ki... anlıyorum elbette mecazda anlatılanı... ama korku ile tutamazsın hiç bir şeyi yanında... madden belki ama ruhen imkansız... bak Nietzsche bile çıkamaz bunun içinden...

 

biliyormusun figgaro filazoflar ve düşünürler ve hatta şairler göründüklerinden çok karmaşık insanlardır... çok duygulu şiirler yazan bir şair çok duygusuzca davranabiliyor bazen... bir anısında ağlayan insan, hüzünlenen insan bir başkasına acımayabiliyor...

 

kendine acımak... bir insanın kendisine yapacağı en büyük kötülük bence... kendine ve yaşadıklarına acımak... imkansızlık bulduklarında başkalarını suçlamak... topu taca atmak... ne yazık ki çoğumuzun yaptığı şeyler... ayağım taşa takılıyorsa yolda, bu o taşın suçu olabilir mi? taşa sinirlenebilir miyim? ama bazen sinirleniyorum... taşı kaldırıp atmak istiyorum... atıyorumda ama taşa yüklediğim kabahat aslında kimin kabahatiydi...?

 

hangi dala elimi atsam kurudu, edebiyatı en arabesk kokan felsefedir... aldanmamak lazım... dalın kuruma anında elini uzatmışsındır... eğer bir dala tutunacak kudretin yoksa, sen bir fidan dikmelisin sen kendi tutacağım dalı büyütmelisin... sen imkansıza inanırsın, imkansızın esiri olursun... zora inanmam, imkansız zaman alır... bence insan bunu çok sık tekrar etmeli kendisine... neye inanıyorsan o gerçek oluyor... :)

 

kerameti ya da kerametsizliği kendinde arıyorsan bulursun... filazorluk zor zanaat ama para etmiyor... kaç filazor varki saltanat sürmüş olsun... kaç sefa sürmüş varki filazof olsun... ikisi ayrı kefelerde tartılan ayrı tür... birinin olduğu yere diğeri uğramıyor... -_-

 

bak gene çok felsefik konuştum... bu kadar edebiyat yeter bence... fazlası bende baş ağrısı yapıyor... :P

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

demek felsefeye el attık :rolleyes: tamamdır bana uyar :P

 

Sardunya ablacığım yazdıklarının her kelimesine aynen katılıyorum.yani felsefik ve edebi yönüne de hayranım.. :wub: Ben de şu sıra seninle benzer bir ruh halinde olacağım ki,dipsiz kuyu değil derin kuyu olduğunu ve çıkmanın da elllerimizde olduğunu düşünüyorum..ama belli olmaz bir süre sonra kuyuya düştüğümde ordan hiç kurtulamayacağımı düşünebilirim.. :P

 

Kadın erkek ve kırbaç..bence de kadın gücü hissetmek ister bunu anlıyorum ama güç kırbaçta mı?

bu kısmını çözebilmiş değilim,bir de şu var ki kadınlar öyle karmaşıklar ki,bir filozoftan daha fazla gibi..o yüzden bunu bir filozofun da çözebileceğini pek zannetmemekteyim,bir kadın olmama rağmen beni de aşar bu..ah bu kadınlar.. -_-:grin:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Leylam, teşekkür ederim evet felsefeye el attık şimdi onu katledeceğiz... :P:lol:

 

Kadında gücü sever, erkekte gücü sever... özetle insan gücü sever... güçsüze ancak merhamet duyar insan... o ayrı bir mesele ki, ben kendine acıyana acımam... -_-

 

Kırbaçla kasdedilen kadının erkekte güç görmek istediği ise eğer, bir erkek düşüncesiyle ancak bu kadar anlatılır ve kırbaç yanlış cisim olur anlatılmak istenende... Kadınların anlaşılması mevzusu seni aştığı gibi benide aşıyor Leylam... Bu mevzuya hiç girmemek lazım... :D isteklerinin sınırı yoktur derler doğrumudur bilememekteyim... belkide dünyanın buna ihtiyacı vardır...

belki kadının istekleri yön vermektedir hayata...

 

hayat çok sıradan olurdu belki kadınların istekleri olmasa... çünkü erkekler o kadar sıradan şeylerle sınırlıyorlar ki hayatı... kadınlar renkli televizyon gibi... her sene yeni modeli çıkıyor... Lcd falan... sinemasyon gibi... :w00t: değişimde sınırı yok... eee hayatı renklendirmek lazım tabi... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

nitşeyi anlamak için birazda en çok etkisi altında kaldığı,annesi ile her daim kavgalı olan,yaşamın kadınlarla zaman kaybedecek kadar uzun olmadığını düşünen, "kanunlar kadınlara erkeklerle eşit haklar verirken, onlara erkek aklı da vermeliydi" sözü ile kadın düşmanlığı tescillenen ama zamanının çoğunuda çıtırlarla gününü gün ederek geçinen,arada bulduğu boş zamanlarındada "aşkın metafiziği" adlı kitabı kaleme alan pesimist abimiz arthur şopenauer i de es geçmemek lazım der zataliniz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Leylam, teşekkür ederim evet felsefeye el attık şimdi onu katledeceğiz... :P:lol:

 

Kadında gücü sever, erkekte gücü sever... özetle insan gücü sever... güçsüze ancak merhamet duyar insan... o ayrı bir mesele ki, ben kendine acıyana acımam... -_-

 

Kırbaçla kasdedilen kadının erkekte güç görmek istediği ise eğer, bir erkek düşüncesiyle ancak bu kadar anlatılır ve kırbaç yanlış cisim olur anlatılmak istenende... Kadınların anlaşılması mevzusu seni aştığı gibi benide aşıyor Leylam... Bu mevzuya hiç girmemek lazım... :D isteklerinin sınırı yoktur derler doğrumudur bilememekteyim... belkide dünyanın buna ihtiyacı vardır...

belki kadının istekleri yön vermektedir hayata...

 

hayat çok sıradan olurdu belki kadınların istekleri olmasa... çünkü erkekler o kadar sıradan şeylerle sınırlıyorlar ki hayatı... kadınlar renkli televizyon gibi... her sene yeni modeli çıkıyor... Lcd falan... sinemasyon gibi... :w00t: değişimde sınırı yok... eee hayatı renklendirmek lazım tabi... :)

 

kusura bakmayin resmen katlediyorum ama :blushing::D bu kadar mı güzel anlatılır,dayanamadım -_-:lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ahh..ah..dicek kelime bulamıyorum..samimi bir serzenişte bulunmuştum..nereden buldunuz burayı..tamam..anam bacım..girmeyeceğim haklı çıkma çabasına..tamam kabul..kadınlar renkli televizyon..bizde siyah beyaz.. :) ...kendine acımak..o neydi be sardunum..kendime acısam nolucak..insanlığa acısam nolucak..kadını anlasam nolucak..kendimi anlamasam nolucak..kısacası vesselam..

 

---şerefinize bayanlar.. :stuart: son fondipim kaldıda... :lol:

 

adrenalin kardeş..evet..şopenauer ,bu adamda konuyla alakalıdır..nietszche yi etkilemiştir en başında..sonrada en azılı düşmanı olmuştur..

 

bir insanın en büyük günahı doğmüş olmasıdır..şopenauer..gibi söylemleri vardır..ama sonrasında nietszche buna karşı çıkmıştır..çünkü insan üstinsana ulaşmada bir köprü vazifesi göreceğinden..önemlidir..demiştir..

 

---aslında mevzu çok daha geniştirde..rahat değilim..kafam güzel.. :D

 

bir filozofun dediklerini anlamak..anlamlandırmak..başka şeydir..

 

katılmamak başka şey...

 

helede yok saymak bambaşka birşey..

 

haklı çıkmaya çalışmaksa...

 

hiç birşey...

 

mesela Adolf Hitler...beğendiğim yanlarıda vardı..beğenmediğim yanlarıda..ama iyi bildiğim bir şey varsa kazansaydı kahramandı..yanlış ve doğruları sonuçların belirlediğii kanaatindeyim..evrensel yada kişisel doğruları tartışacak durumda değilim..gönül kaypaklığınıda..

 

--çıktım giderim..bay bayyın..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bizden kaçarmı buralar, oralar, şuralar Figgaro... :sorcerer:

 

Serzenişte bulunmak istedin gayet tabi farkındayım... Ama beni üzdü bu serzenişin ki bendeki senle çok bağdaştıramadım... Belki yanıldım, bilemem, ama sadece dostça bir tepki olarak düşünmeni isterim... :blushing:

 

Anlamlandırmak ancak kişilerin kendilerine has durumlarda geçerlidir... Değilmi Figgaro??? Senin için anlamlı olan bir başkası için anlamsız olabiliyor... Sen kendi kendine anlamlar varedebiliyorsun... Bunun farkına varığında gönül kaypaklığını kaldıramayacağını düşünüyor, anlaşılamamanın verdiği buruklukla serzenebiliyorsun... Yani bu "sun" dan kastım "sen" değil... bizdir... hangimiz hayal kırıklığı yaşamamışızdır, hangimiz dosdoğru anlaşılmışızdır? Aaahhh hangimiz anlatabildik kendimizi doğru kelimelerle... Filazofların ifade ettikleri o derin şiirlerde ve yazılarda bile bizim ne anladığımızdan çok daha fazlası yok mudur? Hitler, Saddam gibi diktatörler ne kadar doğru ifade etmişlerdir kendilerini? :unsure:

 

Şimdi fonda Nilüfer var, bak ne diyor?

 

Git diyorsun, nasıl gideyim... Umutlarım ne olacak? Acılarım, gözyaşlarım, hesabını kim soracak?

 

Sence bu şarkının sözlerini yazan, hitab etmiş olduğu sevgili için ne ifade etmektedir? Gitmiş olanında haklı sebepleri yok mudur? Gitmek suçmudur? Kendi duygularımızı ve düşüncelerimizi önemsediğimiz kadar, gitmiş olanın duygu ve düşüncelerinide biraz olsun anlamaya çalışmamız gerekmezmi? Bir hesap sorma mevkisindemiyiz? Hep gitmiş olandamıdır kabahat? -_- (empati durumları sıklıkla yapmaktayımdır) :P

 

Kadın erkek ilişkilerinde, başlangıç, gelişme ve sonuç durumları... Biz bize sunulmuş olanla yetinmeyi hiç bilemedik... Hiç birimiz... Şarkılara bak hep gidenlere yazılmıştır... oysa en çılgın aşklar bile zamanla tatsızlaşacaktır... ve bittiği andan itibaren bizde bıraktığı enkaz... Herşey eskimektedir, yeni kalan hiç kullanılmayandır... Biz o enkazdan yeni bir bina inşa edemeyiz... Ancak yeni bir binayı sıfırdan var etmemiz şart olacaktır... Her yıkımdan sonra sıfırdan, yeniden... :)

 

Zaten başka çaremizde yoktur, ne kadar çabuk kabullenirsek bizim için o kadar kolay olacaktır... Hayat her istediğimizi vermiyor avuçlarımıza, bilemiyoruz zaten vermiş olsa, bizdeki duygularda eskimeyecekmidir? Giden geri gelmeyeceğinden biz bunu hiç bilemeyeceğiz...

 

Sahip olmayı göze alabildiğin şey senindir, göze alamadığın hiç senin olmamıştır... Deneyip deneyip yanılacağız... Ve gerçekte yanıldıklarımızdan öğreneceğiz...

 

Seni üzmek değildir niyetim bilirsin...

 

Hadi kal sağlıcakla... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nietzsche aforizmaları ile ünlü bir filozoftur.Fakat belirsiz bir felsefeye sahiptir.Düşüncesinin kesin bir sınırı koyulamamışdır..Bazı gençler nihilizmi ve üstinsan kavramını farklı yorumlayarak farklı yöne yönlenmişdir onun peşinde..Ve bu felsefe peşinde giden insanlarda yanlış yöne eğilme yapmışdır.Bunalım yaşayan gençlerin nihilizmi savunduğuna rastlamışızdır.Özgür olmak ve iradenin gücünün etkileyen değerlerden kurtulmak gerekir der Nietzsche,fakat o farklı birşeyden bahsetsede nihilist gençler bunu sınırsız özgürlük,aileden işden uzak ve bağlar kopuk bir yaşam olarak algılamışdır.

Bu nedenle gençler için sağlıklı ve felsefe akımı olmadığını düşünuyorum..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bizden kaçarmı buralar, oralar, şuralar Figgaro... :sorcerer:

 

Serzenişte bulunmak istedin gayet tabi farkındayım... Ama beni üzdü bu serzenişin ki bendeki senle çok bağdaştıramadım... Belki yanıldım, bilemem, ama sadece dostça bir tepki olarak düşünmeni isterim... :blushing:

 

Anlamlandırmak ancak kişilerin kendilerine has durumlarda geçerlidir... Değilmi Figgaro??? Senin için anlamlı olan bir başkası için anlamsız olabiliyor... Sen kendi kendine anlamlar varedebiliyorsun... Bunun farkına varığında gönül kaypaklığını kaldıramayacağını düşünüyor, anlaşılamamanın verdiği buruklukla serzenebiliyorsun... Yani bu "sun" dan kastım "sen" değil... bizdir... hangimiz hayal kırıklığı yaşamamışızdır, hangimiz dosdoğru anlaşılmışızdır? Aaahhh hangimiz anlatabildik kendimizi doğru kelimelerle... Filazofların ifade ettikleri o derin şiirlerde ve yazılarda bile bizim ne anladığımızdan çok daha fazlası yok mudur? Hitler, Saddam gibi diktatörler ne kadar doğru ifade etmişlerdir kendilerini? :unsure:

 

Şimdi fonda Nilüfer var, bak ne diyor?

 

Git diyorsun, nasıl gideyim... Umutlarım ne olacak? Acılarım, gözyaşlarım, hesabını kim soracak?

 

Sence bu şarkının sözlerini yazan, hitab etmiş olduğu sevgili için ne ifade etmektedir? Gitmiş olanında haklı sebepleri yok mudur? Gitmek suçmudur? Kendi duygularımızı ve düşüncelerimizi önemsediğimiz kadar, gitmiş olanın duygu ve düşüncelerinide biraz olsun anlamaya çalışmamız gerekmezmi? Bir hesap sorma mevkisindemiyiz? Hep gitmiş olandamıdır kabahat? -_- (empati durumları sıklıkla yapmaktayımdır) :P

 

Kadın erkek ilişkilerinde, başlangıç, gelişme ve sonuç durumları... Biz bize sunulmuş olanla yetinmeyi hiç bilemedik... Hiç birimiz... Şarkılara bak hep gidenlere yazılmıştır... oysa en çılgın aşklar bile zamanla tatsızlaşacaktır... ve bittiği andan itibaren bizde bıraktığı enkaz... Herşey eskimektedir, yeni kalan hiç kullanılmayandır... Biz o enkazdan yeni bir bina inşa edemeyiz... Ancak yeni bir binayı sıfırdan var etmemiz şart olacaktır... Her yıkımdan sonra sıfırdan, yeniden... :)

 

Zaten başka çaremizde yoktur, ne kadar çabuk kabullenirsek bizim için o kadar kolay olacaktır... Hayat her istediğimizi vermiyor avuçlarımıza, bilemiyoruz zaten vermiş olsa, bizdeki duygularda eskimeyecekmidir? Giden geri gelmeyeceğinden biz bunu hiç bilemeyeceğiz...

 

Sahip olmayı göze alabildiğin şey senindir, göze alamadığın hiç senin olmamıştır... Deneyip deneyip yanılacağız... Ve gerçekte yanıldıklarımızdan öğreneceğiz...

 

Seni üzmek değildir niyetim bilirsin...

 

Hadi kal sağlıcakla... :clover:

öncelikle şu sözü belirtmek isterim..Hepimizde başkalarına katlanacak güç vardır..(LA ROCHEFONCAULD)

 

valla pes..salla gitsin sardunum dicem ama..diyemiyorum..malum bendeki değer çıtasında sözlerinin ve yazılarının bir yeri var..

--yukarıdaki yazıları pek te dikkatli okumadığın kanaatindeyim..yukarda yazılanlardan çok kafandakileri yazmış gibisin..olsun yaz..ama empati konusunu yine düşün derim..ve anlatmaya çalıştım kadın ve erkeğin ötesinde düşündüğümü bazı şeyleri..ve de siyaseti..hiç bir kadını sahiplenme telaşına kapılmadım(sadece sevdim..olduğu için..varolduğu için..)..sahiplenme güdüsü güden kadın..kadın erkek eşittir muhabbetlerine girmemeli..yada kadın, erkeğin yapabildiklerinide yapabilecek kuvvettedir dememeli..

--giden gitmiştir..demişin..gidene güle güle..kimseye bi yerden sonra dur demem..kim gitmiştir..kim kalmıştır..kim kaçtı kaçacaktır anlamışta değilim..birileri gelmişmidir de..gidecektir..

 

--ben idda etmem..ortaya koyarım..ve kirlenerek büyürüm..hiç bişeyden çekinmem..

--benimde fon müziği midir..artık bilmem nedir..saçma sapan bir müzik çalmaktadır..makkarena..

 

**********************

 

--sendeki "ben" e gelelim..anlaşılamamak..beni şaşırtmaz...anlamaman doğal..ilk anlamayan sen olmayacaksın..sonda..bende herşeyi anlıyor değilim..

 

--ve sevmek sardunum..gülü dikeniyle avuçlamaya benzer..ne kanamış avuçlarım nede diken..bunlardan hiç gocunmadım..şimdilerde alt etmeye çalıştığım, kendimim..yani yukarıda yazmış olduklarımda davacı da davalıda kendimdim..ve yalnızlık; benim tarzım bellidir..ortada..tarzımı (ciddi anlamda) sahiplenecek bir kadın olmadığı sürece yalnızlık baş tacımdır..

--vede bu konuları irdelemek istemiyorum..anla beni..en azından bunu anla..

 

--sende kal sağlıcakla...hatta tüm bu yazılanları salla gitsin diyebilirim..

--bende üzmek istemem... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Figgaro bu ne? :unsure:

 

Senin yazdıklarını anlayamadığımı ima ettişsin peki sen benim yazdıklarımdan bunumu anladın? Çok şaşırdım, gözlerim yuvalarından çıkarcasına yazına kitlendi, bu ne dedim, Figgaro neden bu kadar hiddetlenmiş...?

 

Gitmek konusunu o anda dinlemekte olduğum şarkıdan esinlenerek yazdım ne seninle ne de benimle alakası yoktu. Ama sanırım bunu anlatamadım, ben okuduğum kitaplardan, izlediğim filmlerden, dostlarımın yaşadıklarından, geçmişte yaşadıklarımdan, dinlediğim müziklerden bir sürü hikayeler yaratırım... Şarkının, şiirin, filmin içine girerim... Yoksa bu çok tuhaf bir durum mu?

 

Evli olduğumu ifade ederek ne yapmak istedin, bunu anlamadım... Evlisin ve aşk şarkıları, aşk şiirleri, ayrılık hikayeleri yazıyorsun diyerek ne yaşadığımımı sorguluyorsun? Tuhaf doğrusu, tipik dar düşünce kusura bakma evlisin sen ne işin olur şarkıyla, şiirle falan ha? İşte buna şaşırmadım...

 

Eşimden ayrılmış olduğumu söylersem ne olacak, yani pes kalkmış bana ne yazmışsın? İnsanlar evliliklerinde ne yaşıyor, hayatlarında neler oluyor en ince ayrıntısına kadar kalkıp anlatmalımı, yani konu ile ne alaka ki sen benim özel hayatımı mesele etmişsin, seni bu kadar öfkelendirecek bişey yazdığımı sanmıyorum ama öfkelenmişsin ve ne yazıkki bu yazdığın yazı ile........... neyse.....

 

Senin yazdıklarına birebir cevap vermemimi istedin sen kendi duygularını yazmışsın bende kendi duygularımı yazdım... Elbette senden ve yazılarından bağımsız olacak ki öyledir... Bir şarkıdan esinlendik ama anlaşılamamak öyle kötü ki söz nerelere gelmiş...

 

Bu yazdığını ve yaptığını bir düşün istersen, senin için ne değişecek bilmem ama benim için çok şey değişti...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.....

***************

 

--sendeki "ben" e gelelim..anlaşılamamak..beni şaşırtmaz...anlamaman doğal..ilk anlamayan sen olmayacaksın..sonda..bende herşeyi anlıyor değilim..

 

--ve sevmek sardunum..gülü dikeniyle avuçlamaya benzer..ne kanamış avuçlarım nede diken..bunlardan hiç gocunmadım..şimdilerde alt etmeye çalıştığım, kendimim..yani yukarıda yazmış olduklarımda davacı da davalıda kendimdim..ve yalnızlık; benim tarzım bellidir..ortada..tarzımı (ciddi anlamda) sahiplenecek bir kadın olmadığı sürece yalnızlık baş tacımdır..

--vede bu konuları irdelemek istemiyorum..anla beni..en azından bunu anla..

 

Bak bu olmadı sevgili figaro..

Buraya konuya katılan, katkı sunan arkadaşlarla birlikte çok güzel gidiyordunuz ama felsefe gibi bilimsel bir konuyu tartışırken düşüncesini sevdiğin veya sevmediğin insanların özel hayatlarını ilintilemeler yapmak, ima etmeye kalmak ve konusunu etmek bile tasvip edilebilecek bir durum değildir...

Bu kim olursa olsun durum değişmez, konuyu değiştiremez...

O nedenle kısaca olmadı diyorum figaro, olmadı...

En azından Sigmund Freud değil, Nietzsche tartışılıyor...

Dost sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet dıpnot güzel ifade etmişsin..Bir insan diğerlerine hakaret etmediği sürece forumda istediği duygularını anlatabılır.Sardunyam hislerini paylaşmış yargılamak kımseye düşmez,ne bana ne sana figaro..senden beklemediğim_miz davranışdı..Umarım ne kadar kırıcı davrandığını farkındasındır..

sanırım yazın da silinmiş bazı kısımları..salla gıtsın dıyecek türden değildi bunu belırteyım..neyse nıyet yazıya yansımış.. :angry:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

figgaro

 

siyaset konuşmak ve esaslı konuşmak gönül bunu isterse forumda bunun platformu mevcut. elbette keyifle bunu gerçekleştirmemiz mümkün.

 

bu arada hoş olmayan şeyler yazmışsın ve kendinde ifade etmişsin. Hepimizde başkalarına katlanacak güç vardır..(LA ROCHEFONCAULD) Nietzsche'den bahsederken bu biraz çelişkili durmuş ama doğal olanda insanların çelişkileri ile vardolduklarını kabul etmektir.

 

Kadınların erkekler gibi her istediklerini yapamamaları doğru ama bunun nedeni ne? Bunu kadından bekleyen kim? Zorunlu alıştırıldığımız bir durum. Kabullenmiş göründüğümüz baskı düzeni. Erkeklere her istediklerini yapma hakkı veren kim? Kadının ve erkeğin eşit olduğu ve olmadığı durumları en babayiğit filazoflar felsefenin dibini bulsalar açıklayamazlar. Aslınsa rahatsızlık edici olan bu eşitliği konuşuyor olmaktır. Eşitlik konuşuluyorsa eşitsizlik kabul görmüş demek oluyor. Eşitlik olmadığını söyleyene itiraz etme hakkı muhalif düşüncelere verilmiş doğal bir haktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hani bir kahvenin bile kırk yıl hatırı varmış ya...duyguları paylaşmanın arkadaşlığın kaç yıl hatırı vardır..

üzüldüm..

sevgili adminimiz ne der hep insanları kaybetmek için değil kazanmak için uğraşmalıyız...

ne güzel bir bakış açısı...

kızdık kırdık döktük hak edilmeyen sözler söyledik..sonuç bir kalp kırıldı...

işine geldiğinde kullan işine gelmediğinde kaldır at öylemi...

 

hem sonra duygular kimin tekelinde..

sen yazmıştın bir yerde figgaro aklıma geldi..yakındıklarına tapınma durumları..senin yaptığında o..

yargılamaya gelince en ağırından dök sözcükleri..sonrada deki hiç bir iyilik cezasız kalmaz..öylemi...

evet yapılan iyiliklerin karşılığını sende kötülük yaparak ödediğine göre..şaşırmaman lazım başkalarına..

 

sadunyam gibi güzel kalpli biri bir özürü hak ediyor..ama edersin etmezsin bu senin bileceğin iş...

yakışmadı arkadaşımız dediğimiz insana...buda nacizane benim fikrimdir...bir şey ifade edip etmemesi umrumda değildir..

ama umarım eder...

 

ve son olarak benimde arka fonumda bir müzik çalıyor...

 

ÇAMUR MU SÜRMEK İSTİYORSUN BİR BAŞKASININ DUYGULARINA..ÖNCE SENİN ELLERİN KİRLENECEK...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yukarıda karşılıklı yazılanlardan alıntılar yapıp..işte şudur budur demek..bana göre değil..yapmayacağım..sadece alındım bazı yazılarına..ahmakça bir alınganlık olabilir..seni üzmek değildi niyetim figgaro...benimde seni üzmek değildi sardunyam....ama ben üzgünüm şu an..eminim ki sende öylesin.. seni bir abla gibi sevdim..sanal manal..sevdim.. kendi topiclerimde yazdım..her konuda..bazen saçmaladım..bazen diplere vurdum..bazen coştum..insanız..yeri geldi kuyuruğuda dik tuttuk tabi.. :) haklı yada haksız..ne önemi var..evet..açtığın başlığı okudum..içi kurtlu ve ayakta ölmüş bir ağaç <_<..öyle olsun.. :rolleyes: birazda benim yazı usluplarımda ki teşbih lere benzettim..birbirimizden çok şey öğrendik aslında..vede açtığın topicte edebi yazılar gördüm..sevindirici..yazarlarımız artıyor..ben kirliyim sardunyam..

 

---ilişkilerinde karşındaki kirli olabilir..ilişkinizide kirletebilir..ama seni kirletmesine müsade etme..vede etmiyosun...

 

---ben beceremedim..kirlendim..

---ben yaşadıklarımı anlattım..doğrudur yanlıştır bişe diyemiyorum..yazıyorum iştee..benim yazılarımıda okumak zorunda da değil kimse..kirlenebilir.. :) topiclerim belli es geçin..

 

---biliyorum..bazı şeylerin dönüşü yoktur..bazı kırılmalar..kırılışlar..

 

---üzüntün; dibi bende bir aysberg inan...

 

---benim gibi bir içi kurtlunun özrünü kabul edermisin bilmiyorum ama..

 

---içtenliğimle özür diliyorum... -_-

 

---ve banada koyacak inan..birdaha topiclerime şiir göndermeyecek oluşun...

 

---eksildiğimi hissettim... :(

 

--- :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

En sevmediğim tarafım malesef... İçimden kopup gittiğinde bir yanım onu bir daha yerine koyamıyorum... Kolay kırılmalarım vardır ama onları çabuk onarabilirim ama bazı durumlar varki onları onaramıyorum... -_-

 

Oğlumun doğumu esnasında doktorlardan gördüğüm kötü muamele yüzünden artık o hastanenin önünden geçemiyorum... :( Acı çeken hiç kimsenin acısını arttıracak bir eylem gerçekleştiremem, ben acı çekerken acımı arttıranları ise affedemiyorum ve bende onarılması mümkün olmayan, telafisi imkansız yıkımlar yaratıyor...

 

Çoğu kimse demiştir ufak şeyleri mesele yapıyorsun evet belki onlar açısından öyle ama o ufak şeyler bende çok büyük anlamlar ifade ediyor...

 

İnsanların bedenlerinde açılan yaralar çabuk kapanıyor ama ya ruhuna açtığınız yaraların ilacı varmı?

 

İnsanız insanca hatalarımız illaki var bilerek ya da bilmeyerek kırdığım herkesten özür dilerim...

 

Ama Figgaro bende açtığın yara kapanacak türden değil... Bir insan olarak affettim ama bir arkadaş olarak affedemeyeceğim... Üzgünüm...

 

Sana duygularında, düşüncelerinde zenginlik, hayatında başarı ve mutluluk diliyorum... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nietzsche’den Öğrenilecek Şeyler

 

Kendi döneminde yeterince anlaşılmamış bir düşünür olan Nietzsche’nin geleceğe (20 yüzyıla) ilişkin pekçok öngörüsü gerçekleşmiştir. Yaklaşan çağın savaşlara, milliyetçi aşırılıklara ve tehlikeli gelişmelere gebe olduğunu düşünen Nietzsche’nin insan ve değerler problemi üzerinde önemle durmasının nedensiz olmadığı anlaşılmaktadır. Evet, onun ölümünden bu yana yüz yıllık bir zaman geçti. Şimdilerde yeni bir çağın başlangıçlarında bulunuyoruz. Ama geçmişte olduğu gibi bugün de gelecek, yani insanın/insanlığın geleceği problemi aklımzdan hiç çıkmayan önemli bir problem. Bu probleme yanıtlar bulmada ve bulunan/verilen yanıtları değerlendirmede Nietzsche’den öğrenilecek şeylerin olduğunu düşünüyorum. Ayrıca kendi kültürel ve tarihsel gerçekliğimizi değerlendirme konusunda da onun felsefesinde yol gösterici unsurların fazlasıyla bulunduğunu da söylemek yanlış olmasa gerek.

 

Kaynak: Dr. Mustafa Gunay

Cukurova Universitesi

 

...

 

Yelkovan kimildadi, hayat saatim soluk aldi, - ömrümde duymadigim

bir sessizlik vardi çevremde; yüregim yilgiya kapildi. Yalniz gezerdim;

o yanlis yollarda gönlüm neye acikirdi geceleyin? Daglara tirmanirdim;

kimdi sen degilsen, aradigim dagbaslarinda?

 

---Gürültüler ve gök

gürlemeleri ve firtina saganaklari, bundan, bu sakingan, kuskulu kedi

dinlenmesinden yegdir gözümde; kisiler arasinda da usul basanlara,

yarim yamalak kisilere hinç baglarim en çok, kuskulanan, durumsayan,

geçen bulutlara. Yüreklilik en iyi öldürendir: yüreklilik, acimayi dahi

öldürür. Oysa acima, en derin uçurumdur: kisi, hayati nice derinligine

görürse, onca derinligine görür aci çekmeyi de. Ama yüreklilik en iyi

öldürendir, saldirgan yüreklilik: ölümü dahi öldürür o; çünkü der:

"Bu muydu hayat? Peki öyleyse! Bir daha!" Aksamlari atesin basina

oturduklarinda hep beni konusurlar, ama hiç biri beni düsünmez.Onlar,

gerçekte en çok bir seyi isterler: kimsenin kendilerine zarar vermemesini.

Böylece herkesin hosuna gitmek, herkesi hos tutmak isterler. Ama

"erdem" deseler de, ödlekliktir bu. Ah bu iyiler! Iyi kisiler gerçegi hiç

söylemezler. Bu türlü iyi olmak, ruh için sayriliktir. Bas eger bu iyiler,

teslim olurlar; yürekleri öykünür, canlari söz dinler; oysa söz dinleyen,

kendini dinlemez! Her bilgi, tedirgin vicdanin dibinde yesermistir

simdiye dek! Parçalayin ey gören kisiler, parçalayin eski levhalari! Ah,

bütün yarim istemleri biraksaniz da, eylemde oldugu gibi, tembellikte de

tam kararli olsaniz! Kimine göre yalnizlik, sayri kisinin kaçisidir; kimine

göre de, sayri kisilerden kaçistir. Ve kötüler ne kadar zarar verirlerse

versinler, iyilerin verdigi zarar en zararli zarardir. Iyilerin aptalliginda

dipsiz bir kurnazlik vardir. Iyiler, kendi erdemlerini bulani çarmiha

germek zorundadirlar! Yaraticidan nefret ederler en çok, levhalari ve

eski degerleri altüst edenden, bozandan, - yasabozan derler ona.

Çünkü iyiler, yaratamazlar; onlar hep sonun baslangicidirlar. Iyiler

yalanci kiyilar, yalanci güvenlikler ögrettiler size; iyilerin yalanlari

içinde dogup büyüdünüz siz. Her sey iyiler eliyle bastan asagi

burulmus, çarpitilmistir. Birçok seyi yarim yamalak bilmektense, hiç

bilmemek daha iyidir! Baskalarinin düsünceleriyle bilgelik etmektense,

kendi hesabina delilik etmek daha iyidir!

Ben büyük horgörenleri severim. Insan altedilmesi gereken bir seydir.

 

Boyun egmektense umutsuzluga düsün daha iyi.

 

Friedrich Nietzsche "böyle buyurdu zerdüşt"

---ilginç... :online2long::)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

figgaro

 

siyaset konuşmak ve esaslı konuşmak gönül bunu isterse forumda bunun platformu mevcut. elbette keyifle bunu gerçekleştirmemiz mümkün.

 

 

 

bu arada hoş olmayan şeyler yazmışsın ve kendinde ifade etmişsin. Hepimizde başkalarına katlanacak güç vardır..(LA ROCHEFONCAULD) Nietzsche'den bahsederken bu biraz çelişkili durmuş ama doğal olanda insanların çelişkileri ile vardolduklarını kabul etmektir.

 

 

Kadınların erkekler gibi her istediklerini yapamamaları doğru ama bunun nedeni ne? Bunu kadından bekleyen kim? Zorunlu alıştırıldığımız bir durum. Kabullenmiş göründüğümüz baskı düzeni. Erkeklere her istediklerini yapma hakkı veren kim? Kadının ve erkeğin eşit olduğu ve olmadığı durumları en babayiğit filazoflar felsefenin dibini bulsalar açıklayamazlar. Aslınsa rahatsızlık edici olan bu eşitliği konuşuyor olmaktır. Eşitlik konuşuluyorsa eşitsizlik kabul görmüş demek oluyor. Eşitlik olmadığını söyleyene itiraz etme hakkı muhalif düşüncelere verilmiş doğal bir haktır.

 

hani en başta (sonrasında amacından sapan) konuyu anlatırken bağlantı kurma açısından şey ettirmiştim..sonuçta kişi; siyaseti..sosyal ilişkileri..karakteri..ruh hali..gibi durumların bileşkesidir..

 

 

her sonuç bir sebebe intikal eder..tabiki..ne çelişkili değil ki..septisizm de insanın doğasında var..bazen en mükemmel olanın en aldatıcı olmuşluğu-olduğu ..işte bu şaşırtmamalı :)

 

kadınlar ve erkekler..birbirisiz yapamazlar.. :) ..bakma sen herkez hayıflanır..benim etrafımda evli olupta erkeğinide kendinden bir adım önde gören mutlu bayanda çok..eşitlik..eşitlik..hayatta eşit olan ne vardır ki..en güzeli doğallık..kadının bir rolü..erkeğinde bir rolü vardır yaşamda..erkeklerin, kadınlara istemedikleri şeyleri yaptırmak..yada yapmak eşitsizlik değil..haksızlık..ve kadınlarla erkekler malesefki benim nazarımda eşit değiller..belkide mutlu kadın..erkeğini kabullenen kadındır..ve doğru bazı yerlerde kadınlara haksızlık yapılıyor..hatta bazı erkekler topluluğu kendi ayıplarını örtmek için kadınlarını harcıyor bile..çok yanlış..her erkeğin kızı sonrasında bir kadın olacaktır..vicdanlı olunmalı..

---şimdilerde şehrimde erkeklerden çok bayanları araba kullanırken görmekteyim..iş sahalarında aynı masaya oturmuşluğumuz gün be gün artmaktadır..siyasi..sosyal..bir çok alanda kendilerini göstermekteler..ama benim çocuğum olduğunda kadınımdan analık ta isterim..etrafımda ciddi anlamda, analık etkisini üzerlerinde görememiş ..psişik problemleri olan yığınlı gençler görmekteyim..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konu ister siyaset olsun, isterse felsefe kişi mutlak kendi yorumunu katar, kendi aklındakileri aktarmak için karşısındakinin bir sözünü kullanarak, ima yoluylada olsa fikrini vurgular, sonuçta her fikir kendi öznel birikimiyle varlık gösterir. İkili tartışmalarda konudan sapmadan kaç saat düzeyli ve vurgulu ifadeler kullanılabilir? Zor bir ihtimal, bence sapmamak için saptırmamakta gerekiyor.

 

Kadın ve erkeğin eşitliği konusunda ortaya koyduğun fikir tamamen senin öznel düşüncen. Beklentilerini dile getirmişsin pek çok insan kadının toplumda ezildiğine dikkat ederken, sen belki tesadüf eseri kadının her alanda erkekle yarışır hale geldiğine dikkat etmişsin. Bu belkide bulunduğun ortamın sende bıraktığı etki, ama Figgaro bilirsin ki, hayat bizim çevremizden ibaret değil.

 

Kadınların bu çığlığı ve heyecanı "topluma bizde varız, biz sadece vücuttan ibaret değiliz, sadece çocuk doğuran ve büyüten değiliz bizim bir beynimiz var, biz düşünebiliyoruz, aynı zamanda sezgilerimizde var, düşüncelerimizi ve sezgilerimizi harman edebiliyoruz, toplum bizi sadece seks objesi olarak algılamasın" tepkisidir.

 

Hayat tercihlerimizin toplamı, öyle ise erkek tercihlerini yaşar. Bir kadında tercihini yaşar. Toplumda anaç olarak varlık gösteren kadın alışkanlığına karşı, beyin gösteren kadın alışkanlığını yerleştirme tercihinede her kadın sahip olmalı.

 

Hayatın her alanında varlık gösteren kadınların anaç yanları onların doğaları gereği dna'larında kayıtlı. Bundan isteselerde kurtulamazlar ki ama erkek egemen toplumların kadına biçtiği rol günümüz kadınına sıkıcı ve aşağılayıcı geliyor.

 

Zaten bu büyükşehirlilerin sıkıntısı, Anadoluda yada az gelişmiş ülkelerde kadın hala ana, bacı, avrat. Evet doğurganlık kadına verilmiş bir özellik ve annelik saygı duyulacak bir hak. Ama bu beklenti ile bakarsak kadında erkekte baba görmek ister. Günümüz erkeklerinin kaçta kaçında babalık duygusu gelişmiştir, yani fedakar ve babacan kaç erkek vardır. Kadın doğurur, büyütür erkek doğurmada etkendir, geri kalan sorumluluk anaya aittir. Bu anlayış hakim değilmi? Çocukların anneye ihtiyaçları daha fazla olabilir ama baba ihtiyaçlarıda yadsınmamalı. Toplumsa bu bilince sahip değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

doğru söze yoktur gösterilecek bir hacet.. :stuart:

 

ben sosyal-siyasi ve iş anlamında etrafımda bayanlar görmekten hoşnutluğumu dile getirdim..geçenlerde incir-likteydim..iki bayan pilotla tanıştım..ben uçağın sesinden bile ürkerken onlarsa pilottu..hoşuma gitti..ben çukurovalıyım.. aile geniş..ve de ataerkil..babamsa annemsiz burnunun ucunu bile göremez.. :) kadınsız yürümez ister metropollerde yaşa..ister taşrada..

 

tabiki black cady..herkez tercihini yaşamalı..hatta yaşatılmalı..

 

,,baba da..baba gibi olmalı..

 

toplumun değer yargıları mı..bilinci mi..hangisidir ki esaslı olan..nedir ki insanı insan kıldıracak olan.. :online2long:

 

hangi farkındalık tır ki çıkmıştır ayyuka..

 

ben suyum..

aktım..

yatağımı buldum..

 

buldum u dedirtecek hakikat...içten dıştan..yerli işbirlikçi...yoo..emperyalist iştirakçi..yoksa düşecektir gökten elma...kafama.. :lol: pardon yaa..müzipliğim üstümde..

çok ciddi yazmışsın..black cady..korktum.. :blushing:

 

işte örnek ve aydın bir türk kadını..eminim ki iyi de bir anne olursun :clover:

 

görüşmek üzre... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.