Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *


diloş

Önerilen İletiler

Günde iki mesajla 522 oldun ha! :D Boşver sen beni...şaka yapıyorum :)

Şaka yaptığının farkındayım,bende şaka yapıyorum :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 604
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Misafir taurusmutis

___Hani ilkokul sınıflarının bir kokusu olur,bilir misiniz..?Tahta,tahta cilası,kitaplar,yeni açılmış kurşunkalem,silgi vs..den oluşan bir karışımdır..Şimdi o kokuyu ne zaman duysam arkadaşlarım,en çokta öğretmenim gelir aklıma.Nurhan BAŞAK..Bizi birer kil parçası olarak alıp 5 senede şekle sokan,nasıl adam,nasıl hanım olunacağını öğreten,hayatımıza uygulayabileceğimiz bilgileri (Anca büyüyünce kavrayabildim..) azar azar bize öğreten,sevgi dolu,şefkat dolu unutamadığım öğretmenim.Unutamadığım ama tüm girişimlerime rağmende bulamadığım..:( Umarım yaşıyordur,umarım çok mutludur..:clover:

___İlkokula giderken okul önlerinde ipe dizili küçük sarı elmalar satarlardı.Onları alır,kolye gibi boynumuza takar,birer birer ipten sıyırıp yerdik..:) Ha birde keçiboynuzu,gerçi şimdi de var ama yemeyeli uzuun seneler oldu ve hala da yiyeceğimi düşünmüyorum..

___Margarinin,kıymanın,tüp gazın kısıtlı olduğu zamanlara yetiştim ben..:( Margarin mi alınacak,sıraya geçilir kimse 1 taneden fazla alamazdı.Bu yüzden her evden birkaç kişi margarin almaya gider,daha uyanıklar ise kıyafet ve kılığını değiştirip tekrar girerdi sıraya.Tüpçüler stok yaparlardı,şekerciler stok yaparlardı,yağcılar stok yaparlardı.O günlerden bugünlere çoğu böyle zengin oldu..

 

 

Sonra devam ederiz..;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

___Hani ilkokul sınıflarının bir kokusu olur,bilir misiniz..?Tahta,tahta cilası,kitaplar,yeni açılmış kurşunkalem,silgi vs..den oluşan bir karışımdır..Şimdi o kokuyu ne zaman duysam arkadaşlarım,en çokta öğretmenim gelir aklıma.Nurhan BAŞAK..Bizi birer kil parçası olarak alıp 5 senede şekle sokan,nasıl adam,nasıl hanım olunacağını öğreten,hayatımıza uygulayabileceğimiz bilgileri (Anca büyüyünce kavrayabildim..) azar azar bize öğreten,sevgi dolu,şefkat dolu unutamadığım öğretmenim.Unutamadığım ama tüm girişimlerime rağmende bulamadığım..:( Umarım yaşıyordur,umarım çok mutludur..:clover:

___İlkokula giderken okul önlerinde ipe dizili küçük sarı elmalar satarlardı.Onları alır,kolye gibi boynumuza takar,birer birer ipten sıyırıp yerdik..:) Ha birde keçiboynuzu,gerçi şimdi de var ama yemeyeli uzuun seneler oldu ve hala da yiyeceğimi düşünmüyorum..

___Margarinin,kıymanın,tüp gazın kısıtlı olduğu zamanlara yetiştim ben..:( Margarin mi alınacak,sıraya geçilir kimse 1 taneden fazla alamazdı.Bu yüzden her evden birkaç kişi margarin almaya gider,daha uyanıklar ise kıyafet ve kılığını değiştirip tekrar girerdi sıraya.Tüpçüler stok yaparlardı,şekerciler stok yaparlardı,yağcılar stok yaparlardı.O günlerden bugünlere çoğu böyle zengin oldu..

Sonra devam ederiz..;)

O koku nasıl unutulur?Hele ilkokul öğretmenim rahmetli oldu ...mekanı cennet olsun :clover:

Şu an sahip olduğum pek çok erdemi,hümanist tarafımı ve zaman zaman coşkumu büyük oranda ona borçluyum :)

Ders Hayat Bilgisi;Müfredat son derece sıkıcı..konuyla ilgili birkaç kelamdan sonra buğulanmış gözleriyle gerçek hayattan yaşanmış bir öykü anlatırdı bize..her dem anlatacak fıkraları..zaman zaman şiirleri olurdu,usta bir hatipti.. her öykünün sonunda kah ağlayarak kah gülerek ama herşeyden önemlisi çıkardığımız dersle hayata birer adım daha hazırlardı bizi Sevgili Öğretmenim benim :):clover:

O ipe dizilmiş küçük sarı elmalardan kastın sakın alıç olmasın :lol:

Margarin ve diğer sıralara yetişemedim...

Bu arada dün müthiş bişey oldu..Çalıkuşu'nun DVD'sini buldum.Bi DVD player edindim mi artık deyme keyfime...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

3 kardeş 2 şer yaş arayla doğmuşuz, en küçüğümüz 80 li yılların başında.. Babam'ın bir iş yeri varmış o dönemler... sağ sol çatışmaları ve babamın mecburen iş yerini kapatmak zorunda kalışı... Sonra işsizlik ve 3 çocuk, geçim sıkıntısı vs vs.. İşte bu sebeplerle bana postayı koymuşlar... babaannemle Giresun'a gitmişim ve 6 yaşına kadar orada onunla kalmışım... Bazı anılarım var ki gözlerimin önünde hala fotoğraf karesi gibiler... Benim oyle fabrikasyon oyuncak bebekleri geçtim oyuncağım bile olmadı... Babaannem yapardı benim bebeklerimi... Hatırlarsınız bilirsiniz hepiniz bez bebekleri... Çocuğum, her yer toprak, çamur ve ben akşama kadar sokaklarda... Bebek mi dayanır... Her 5 günde bir yeni bebek yapardı bana bir kere de söylenmezdi "yineeee miiii?" diye Ha bir de tahta arabalarımız vardı her birimizin... Ben, Özlem, 2 tane Enver, Nurcan ve Halil işte benim çocukluk ve köy arkadaşlarım... Bir tane televizyon vardı... O da Özlem'lerde... Orada toplanır bu altılı, hem güler, bazen de ağlardık... Bizim oyunlarımız da çok zevkliydi... İlk kalkan diğerlerini kaldırırdı... Babaannem bize cırtla yapardı. Biz cırtla derdik ama bildiğiniz krep aslında... Cırtlalarımız yer sonra koşa koşa harmana giderdik... Bandıklar vardı... Boyle buyuk yapraklı bitkiler... Bandıklar para, Küçük Enver kesin bakkal, Büyük Enver arabacı,kızlar tahmin ettiğiniz üzere birer küçük ev hanımları... Kocaman evler kurardık harmanın üzerine, etrafını fındık ağaçlarından kırdığımız ince, küçük çubuklarla çevirir bi de içlerine odalar yapardık. kesinlikle ahırlarımız olurdu bizim, e bizler köy çocuklarıydık ahırsız, ineksiz ev olmaz... Tabi ineklerimiz de çubuktan.. yaklaşık 10 cm uzunluğunda, üç çubuk parçasından yapardık ineklerimiz... iki tanesini ortadan ikiye bölerdik ama esnek olduğundan bu cubuklar ayrılmazdı birbirinden V şeklini alan çubukları ters çevirir, üçüncü çubuk parçasını da ikisinin üstüne V'nin birleşme noktasına geçirirdik böylece 4 ayağı olan bir gövdesi olan ineklerimiz meydana gelirdi, ha bir de mısır koçanları... Saçları vardı ya mevsim, mısır mevsimiyse onları da bebek yapardık ... Akşama kadar bıkmadan usanmadan oynardık... Bir de unutmadığım, Nimet ablanın sakızları var... Köyde bir tane bakkal var o zamanlar bize de uzak... Haftada bir sakız alırlar bize, biz o sakızları bir hafta çiğneriz... hani şimdi şu meyveli, renk renk sakızlar var ya bizim de küçükken renk renk ama meyveli değil çiçekli sakızlarımız vardı.. Nasıl mı? Sarı ve mor çiçekler vardı harmanda yazları açan... Onlarla çiğnerdik biz sakızları... önce sarı çiçek, bi kaç gün sonra mor çiçek... Bi de kirli, çamurlu ellerimizle o sakızı ağzımızdan çıkarıp, çıkarıp tekrar çiğnedikçe eee tabi sakızın rengi artık beyazdan kahverengiye dönerdi... Ama nimet ablanın sakızları hep beyaz... Çocukken ben en çok buna şaşırırdım... Nasıl oluyor da sakızı bu kadar beyaz kalabiliyor acaba diye...

 

Sonra Giresun'dan arada İstanbul'a gitmeler... Hatırlar mısınız uzun yol otobüslerini... O zamanlar otobüslerde Wc yok tabi ve bir de sigara içilir... su şişelerle değil, poşetlerle verilir... Ha bir de siyah poşetler vardı buraya ne işe yaradığını yazmayayım zaten hepiniz tahmin edersiniz... Tuvaletin gelir, çocuksun ya bekleyemezsin mola yerine kadar, Otobüsler duruduruverirlerdi yol kenarlarında... Küçüklerin ihtiyaç molası için... yaaa iyiki de artık otobüslerde sigara içilmiyor ne kötü bir kokuydu o yaaaa... Bazen hala burnuma gelir, otobüse binince...

 

İstanbul... 7 yaşındayım ve artık okula başlamam lazım... Aldılar beni getirdiler İstanbul'a... Kardeşimin oyuncak bebekleri var... Şaşardım, ne zevk alır o şeylerle oynamaktan diye... Bilir misiniz hiç sevmedim o oyuncak bebekleri ve hiç oynamadım da onlarla... Ben alır başımı kaçardım evden... Bulup bulup getirirlerdi... Annemin gözler iki çeşme..Neredesin sen? Çok merak ettimmm... benim cevap hep aynıydı... Köye gidiyordum, babaannemi özlemişdimmmmm deee :(

 

Kapıdan geçen yoğurtçularımız elinde bir çanla yoğurtçuuuu diye bağırırdı ve sütçümüz vardı her sabah kapımıza kadar süt getiren... Yalnız suyumuz yoktu evde :( Üç, dört ev birleşir bir kuyu yaptırırlardı... Sonra bir de tulumba... Her sabah kalkıp o tulumbaya gitmekten ve özellikle kışları o buz gibi suyla yüzümü yıkamaktan nefret ederdim... Bi de annemin zırt zırt git su çek gel tulumbadan bulaşık yıkıyacağım, git su çek gel evi sileceğim demesinden... Sonra bir gün taşınmaya karar verdik, önce annem gitti evi gördü ve döndü çok beğenmişti... benim sorduğum soru ilk neydi sizce? Anne evde su var mı? Annem evet demişti... İşte o zaman ben o evi görmeden sevmiştim

 

Taurus'un bahsettiği oyunun bizdeki adı DANSA DAVETti... Acaba küçükken çok mu çirkin bir kızdım da kimse beni danse davet etmezdi... ben galiba bu yüzden bu oyunu hiç sevmedim :crying: Lastik oynardık biz, bi de ip atlardık, ip atlarken çeşit çeşit maniler vardı onları söylerdik işte bir tanesi:

 

ŞEKER KIZ CANDY ANTON İLE EVLENDİ

BUNU DUYAN LISA HICKIRIKTAN GEBERDİ

HIÇKI HIÇKI HIÇKI :)

 

e ne de olsa bizler şeker kız Candy dönemi çocuklarıydık.. ve tabi pazar sabahları çizgi filmleri... Voltran Voltran Voltran... Ve gölgelerin gücü adınaaaaa güç ben de artıkkk HE-MAN ve de DENVIR the last dinosaur.... Taurus'un söylediği çizgi filmleri de bilirdim... Ya ne güzeldi o çizgi filmlerin her biri... Şimdiki çocuklar da Pokemonları seyredip, kendilerini camdan, balkondan aşağı atsınlar bakalım :angry: Siz hiç şeker kız candy izleyip de kendini balkondan atan bi kız çocuğu gördünüz mü? HAYIRRRRR en fazla Anton gibi yakışıklı birine aşık olurduk biz :)

 

Sonra bir de hiç unutmadığım FANKOT marka kot pantolonum vardı benim boyle paçalarını kıvırırdık ha bir de o dönemler bir facia olan VATKALI GÖMLEKLER.... Utanarak söylüyorum benim vatkalı bir ceketim vardı ve bir de onun takımı olan bir eteğim... Toprak rengi... bayramlıkkk... resmim bile var hala bakıp bakıp güldüğüm... Sonra bir gün nefret ettiğimi anladım o vatkalardan.. Anneme de yakışmıyordu ama bütün gömleklerini vatkalı alırdı... ben de üşenmez o evde yokken her birinin vatkasını sökerdim... Bazen sökerken yepyeni gömleği yırttığım da olurdu tabii... Sonra annem dolaplarını kilitlemeye ve anahtarlarını saklamaya başladı kendince güzelim gömleklerine zarar vermeyeyim diye... Biliyordu çünkü bağırsa da dövse de ben yine yapacağımı yapacaktım... Bir küçük inatçı cocuk işte... Baş etmek ne mümkün... Neyse Allahtan gün geldi de vatkalı gömlek modası geçti artık o da alamadı o gömlekleri ben de huzura kavuştum...

 

Mahalle sinemaları... Ailecek gidip, çekirdek çitlettiğimiz en çok da Türk filmi izleyip, hüngürdediğimiz filmler... hala çok severim eski Türk filmlerini... Hala Türk filmi izlerken bi cekirdek citletesim gelir ki aklınız şaşar...

 

Haaa bir de unutmadan Hüseyin Amca'mın Ford Taunus'u vardı... Böyle lacivert renkli... Mahallenin tek arabası... Zengindi Hüseyin Amcalar zaten mahallede evlerinde tek telefonları olan da onlardı... Günde 30 kez telefonları çalıyorsa 26 tanesi komşularına geliyordu... camdan cama çağırırdı Aysel Teyze... Ayşeeee, Aytennnnn huuu, telefonnnnnnn diyeee...

 

Hullahoplarımız ve şakşaklarımızı da unutmamak lazım... Hullahopları kolumuzda, belimizde, bacaklarımızda, boynumuzda çevirirdik... Şakşakları birlir misiniz hani şöyle bir sopanın ucuna takılmış iki tane ayrı parça ve onların uçlarına takılı tahtandan kalın büyük boncuklar... Böyle iki elinle sopasını cevirirsin ve ucundaki parçalar hareket edip, boncuklar birbirine çarpar, şak şak sesi çıkarır... Son bir yıldır, Carreforularda satılıyor ama asıl komik olan o şakşakların başında birikmiş bir dolu yetişkin (çocuk değil yetişkin diyorum dikkatinizi çekerim) yüzlerinde enteresan bir gülümseme ve ellerinde şakşaklarla o oyuncaklara şak şak sesi çıkartıyor... Her gödüğümde gülerim,onlar işte benim çocukluğumun çocukları derim... Ha gülmekle kalmam arada gidip ben de şaklattırırım. :w00t:

 

uzun oldu galiba ben şimdi bitirimmmm. Sonra bir daha yazarımm deeeeediiiimmmm deeeeeeee aklıma anket defterleri ve hatıra defterleri geldi... hani içlerinde bir takım sorular yazan anket defterlerini hatırlar mısınız? ya da sizin oldu mu hiç? En meşhur sorulardan örnekler?

 

takma adınız? Burcunuz? Bir adaya düşerseniz yanınıza alacağını üç şey, en sevdiğiniz yabancı sanatcı (bunun cevabında kesin Michael Jackson olurdu :w00t: ) Sevmek mi sevilmek mi, Aşk mı para mı gibiii..

 

Ve hatıra defterleri... Oyle elden ele dolaşır, sonra kime verdiğini unutursun ve birinde kalır sana da dönmez kaybolur giderrrr... Madem yeri geldi hatıra defterlerinin en meşhur bitiriş manilerinden biriyle ben de veda edeyim bu sayfaya...

 

BANA KALBİN KADAR TEMİZ BU DEFTERDEN BİR SAYFA AYIRDIĞIN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:clover: Gloriacim,ayni doneme mi aitiz ne,anilarimiz cok benziyor.Ozellikle saksaklar,lastikler,hatira defterleri..evden kacmalarim..Hele de seker kiz Candy..onu hala ozluyorum.Tabi Voltran ve He-man i de..Ayrica vatkalar,korkunc..Evciliklerimiz de ayniymis hemen hemen..Benim de dayimin aldigi degerli bir Cindy bebegim vardi,model yapmak icin,saclarini kisacik kesmistim,annem kizmisti ve sonradan cook pisman olmustum.Cunku en cok saclariyla oynuyordum.Keske hala cocuk kalabilseydim.. :(
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

(O bahsettiğin hatıra defterleri var ya,bendekiler hala duruyor..;):) )

Eh pek yaşlı olmasam da :rolleyes: benim de duruyor defterlerim ya..

 

Bana bu kalbin kadar temiz sayfayı ayırdıgın die başlayanlar.. :D

 

Geçen okudum da, ne komi,k şeyler yazmışlar canlarım hepsini çok özlemişim :(

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

teşekkür ederim Figgaro :):clover:

 

leylacığım muhtemelen aynı dönemin cocuklarıyızzz... dedim de aklıma su sarkı geldi :) LALE DEVRİ ÇOCUKLARIYIZ BİZ ZAMANIMIZ GEÇMİŞ AŞK ŞARABINDAN KİMBİLİR EN SON HANGİ ŞANSLI İÇMİŞ

 

Taurus, ne güzel yaaa ben benimkilerin durup durmadıklarını bilmiyorum bundan 5 yıl önce bir yerlerde görmüştüm ama şimdi nerdedi hiçççç haberim yok eve dönünce bakacağım bakalım bulabilir miyim?

 

nathy, kısss sana komik gelir tabiii bu yazdıklarımız :):w00t: ama biz yaşadıkkk aynen boyleeee

 

ben bizim öğrencilerden birine biz küçükken televizyonun tek kanalı var demiştim de bana gözlerini fal taşı gibi açıpp NASIL YANİİ? diye cevap vermişti... :w00t: Çocuğu daha fazla şaşırtıp korkutmim diye (neme lazım bizi ilkel canlılar falan sanar, Allahım bunlara mı kaldık falan der diye :w00t: ) çamaşır makinesi bulaşık makinesi falan da yoktu diyemedim tabii... Burdan gerisi sadistlik olacakmış gibime geldiydi :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1989 da orta ikinci sınıfta bir kız sevdim diye annemden dayak yemiştim.şimdi gülüyorum..ama hala anneme sevgilimi söylemekten çekinirim..sanırım böyle bir etki kalmış bende...2500 nüfuslu bir ilçede futbol oynamakla,çam ağaçlarına tırmanmak,çamurdan evler yapıp küçük bir şehir kurardık bakkalı okulu fırını hastanesi falannn...sonra üniversite sınavına hazırlanırken buldum kendimi....kazandım.sonra bağlama çalmaya başladım.konservatuara gittim ikinci sınıftan ayrıldım..nerden olduysa yanlışlıkla samsunda fizik okumuşum :w00t::whistling::wassat: .....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

BANA KALBİN KADAR TEMİZ BU DEFTERDEN BİR SAYFA AYIRDIĞIN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM

Sevgili Gloria ...

Bu samimi paylaşımın için çok çok teşekkürler...senin için bu defterde daha çoook temiz sayfa var..unutmaman dileklerimle :):clover:

Benimde çocukluğum çalışan bir anne-babadan dolayı ananemlerde geçti sayılır..İki arada bir derede büyüdük işte -_- belki bu yüzden çocukluğumuza dayanan travmalarımız vardır :unsure:

Çocukluğumun kızkardeşi Aysun!Şimdi nerdedir,nasıldır kimbilir ?Onunla yaptığımız yaramazlıklar daha dün gibi aklımda..Ya o ayrılışımız..Bi küser bi barışırdık..dargın olduğumuz günlere denk geldi taşınacaklarını duymam..inanamadım..sanki kalbime bi hançer saplanmıştı..nasıl giderdi o benim biricik arkadaşımdı..başka yoktu ki..ananemlerin apartmanının önüne geldiğimde kamyona eşyaları çoktan yüklenmişti bile..o da oradaydı gitmek üzereydiler..buğulu gözlerle baktı bana..bir yumruk geldi oturdu sanki boğazıma..apartmana kendimi zor attım hıçkırıklara boğuldum...boynuna atlayıp "gitme lütfen" demek istiyordum oysa...demedim.. diyemedim...küstük ya :(

Gitti arkadaşım çocukluğumun anılarını ve sevinçlerini de yanına katarak...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1989 da orta ikinci sınıfta bir kız sevdim diye annemden dayak yemiştim.şimdi gülüyorum..ama hala anneme sevgilimi söylemekten çekinirim..sanırım böyle bir etki kalmış bende...2500 nüfuslu bir ilçede futbol oynamakla,çam ağaçlarına tırmanmak,çamurdan evler yapıp küçük bir şehir kurardık bakkalı okulu fırını hastanesi falannn...sonra üniversite sınavına hazırlanırken buldum kendimi....kazandım.sonra bağlama çalmaya başladım.konservatuara gittim ikinci sınıftan ayrıldım..nerden olduysa yanlışlıkla samsunda fizik okumuşum :w00t::whistling::wassat: .....

MOSYNA... merhaba :) ..annenin tavrı bu oldukça söylememekle isabet edersin :w00t: çekinmekte çok haklısın, maazallah !:lol: Öte yandan Fizik okumana gelince..."Niyet neydi, akıbet ne oldu?" diyorsun...benimde başka türlü idaellerim vardı kendime dair ama ne yaparsın takdir-i ilahi!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir taurusmutis

___Hepiniz bilirsiniz;mahallenin çocukları arasında 1 tane lider vardır.Bunu diğerleri bilir,yazılmamış kanunlarla ve kurallarla ona itaat eder ve dediklerini yaparlar,yaptıklarını taklit etme gayreti içersine girerlerdi.İşte bizim mahallede o çocuk bendim.Yoo durun hemen ukala etiketini yapıştırmayın bana.Anlatacaklarıma taban hazırlıyorum sadece..

___Daha önceki iletilerimden birinde bahsetmiştim;telli arabalarımız vardı.Çoğu Renault TS modelinde,bazıları spor araba formunda olurdu.Bende Renault TS vardı.Spor arabaları olan birkaç şanslı arkadaşım,arabalarının daha hızlı olduğunu söyleyerek biz Renault'culara hava atmaya kalktılar.BEn onları dışlayarak bir toplantı yapıp,araçlarımıza koyacağımız yakıtı spor arabalılara söylememe yemini ettirerek diğer arkadaşlarımıza söyledim.Muhteşem bir karışım olmuştu.Vırrrn sesleri arasında Renault'lar spor arabaları geçiyorlardı artık.Bir süre sonra Spor araba sahibi çocuklar bana sokulmaya başladılar.Arabalarının hızı sadece kendi koşma hızlarıyla orantılı olan çocuklar,muhteşem formülü benden alabilmek için 5 er Cillilerini (Bilye veya misket olarak bilebilirsiniz) ve 10 ar oyun kartlarını vermişlerdi..Formül nemiydi?DENİZ SUYU..:w00t::D

___Henüz kabası yapılmakta olan inşaatın bodrum katında delikli tuğlalardan bir koltuk hazırlamış,sonra beni çağırarak ''buyrun kralım tahtınız'' demişlerdi.Üzerimdeki yazlık açık renkli kıyafetlerle o tahta oturmuş,akşamda ablamdan tahtımın bıraktığı izler ve lekeler yüzünden bir çuval dolusu zılgıt yemiştim.. :blushing::)

___İnşaat demişken;İnşaat için kum yığarlardı binanın dibine.E biz eşeklerde önce 1.kattan,sonra 2 ve iyice cesaretlendikten sonra 3.kattan o kum yığınının üzerine atlardık.Aman Allahım şimdi atlayan çocuk görsem ne yaparım bilmiyorum.. :unsure:

___İşte bu yazdığım örnekler yüzünden,mahallede ne zaman bir haylazlık olsa,evimize şikayete gelirlerdi.Sanki herşeyin sorumlusu ben..:( Hayır komşu anneler,ablalar,abiler beni çok severdi ama işte..:blushing::)

 

Topic burada nasılsa,sonra devam ederiz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaramazlık hususunda...sınır tanınmıyordu tabii.. :P Esasen ben bizim mahalledeki çetenin uslu kanadını temsil ediyordum..zira anne baba öğretmen olunca tuhaf bir örnek çocuk olma sorumluluğu yüklenmiştim -_-ne manasız bi uğraş..şimdiki aklım olsa şüphesiz çetenin elebaşı olurdum :w00t:

Hiç unutmam birgün çete yan bahçeye vişne aşırma operasyonu düzenlemişti ...aldığım terbiye gereğince bööle bir organizasyonun içinde yer almak bile tüyler ürperticiydi..fekat gelgelelim grup psikolojisini bilirsiniz güruhla birlikte "Allah..Allah"nidalarıyla vişne bahçesinde buldum kendimi...o evinde mendebur mu mendebur bir sahibi vardı.elinde sopayla kovalamaya başladı bizi..eeee bu hususta kaşarlanmış elemanlar uygun delikler bulup saklandılar bir ben kaldım ortada dımdızlak :w00t: adam bana bir sürü saydı södü..o kadar utanmıştım ki ağzımı bile açamıyordum.. işin kötü tarafı birtane bile vişneye elimi süremediğim halde gruptan bir ben yakalanmıştım :sweatingbullets: adam dooruca bizim evde aldı soluğu..babama şikayet etmiş..hayatımda aileme getirdiğim ilk ve son şikayet oldu bu..o gün beni gözünden bile sakınan babamdan okkalı bi tokat yedim :blushing::( ve bu tokat bana şunu öğretti."üstesinden gelemeyeceğin işe kalkışma"!

O tokatın acısı hala şuramdadır..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hele bir örtü koyun..;)

 

örttüm minder de koydum sırtınız ağrımasın dimiii buyruuunn :) ayaklarınızı da uzatınn şöööleeeee hah tamam olduuuu :D

 

taht_turkey.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Oncelikle dilos'a tesekkur ederim,gec kasfettim ama,cok hos bir topic. :clover: ninelerimiz gecmislerini hep anlatmak ister ya,bizim de icimizde varmis meger,simdiden..

 

Ben okula 6 yasimi doldurmadan,kucuk basladim.(o donem,yolda,bakkalda,parkta heryerde,hanimlarin beni tutup"ne tatli seysin sen,ay su gozlere bak,adin ne bakiim?"diye opucuk ve minciklara tabi tuttuklari donemlerdi.)Teneffuse cikarken,kapida bekleyen,bakimli ve cok hos bir bayan olan mudur muavini beni kucakladigi gibi mudurun odasina cikarir,makyaj,parfum ve yogun sigara kokulu ortamda,dakikalarca severlerdi,sabirla bitmesini beklerdim.Isin garibi okulda kucuk bebek gibi sevilen ben,evin buyuk kizi ve sorumlu abla konumundaydim,annem biri 3,digeri 1.5 yasindaki iki kardesimi iki elime tutusturup,5 kat asagi,apartmanin onune dolasmamiz icin gonderirdi.Hergun dik bir yokus cikarak ekmek almak da benim vazifemdi.Donuslerde,5 kat merdiven bana saatler suruyormus gibi gelirdi ve cogu zaman,katlari, daireyi karistirirdim.Ve Istanbul ozamanlar cok daha guvenliydi sanirim.Simdi annem 7 yasindaki kardesimi degil karsidaki firina yalniz yollamak,12 yasindaki abisiyle disari oynamaya bile gondermiyor.

Annem beni okula sadece ilk gun goturdu,almaya bile gelmedi.Asla aglamadim,bir cocuktan baska aglayan yoktu,o zamanlar cocuklar aglamiyordu,daha olgundu sanki..Ve ilk olarak kendisinden bir once okuma kurdelesi aldigim icin bana fena halde takmis olan,gozluklu,sinif baskani,bana gore irice ve asabi cocugun beni hirpalamalarindan,sanirim mudur muavininin sevgi seanslari sayesinde korunuyordum.Ama yine de hergun eve geldigimde,siyah onlugumde kocaman ayak izleri olurdu..

Ve kisa sureli de olsa cok sevdigim ilk ogretmenim kabanimin fermuarini hergun giderken bitistirip cekerdi,sevgiyle,ben yapamiyordum cunku.Ona da Allah selamet versin,hakki odenmez,bana okulu sevdirmesi bile yeterdi.. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir taurusmutis

___Elektirik tesisatı borularını alır,kağıttan yaptığımız külahları atardık bunlarla.Hatta o kadar ciddiye alırdıkki bunu,kestiğimiz küçük boruları ana boru yanına takar,kimini dürbün kimini de külah yedekliği olarak kullanırdık.Bir nevi M16..:D..Külah ucuna iğne takma haylazlığını da yaptığımızı itiraf etmeliyim bu arada.. :blushing:

___Ya ben çocukken,çay içersine kırıkladığım bisküvilerle mama yapardım kendime.Bak yine canım çekti,iftardan sonra yapıp yiyeceğim..:) Ne güzel olurdu,valla kokusu bile geldi burnuma..

___Ramazan'larda teraviye gidiyorum diye evden çıkar,ya semtimizdeki dinlenme parkına yada zillere basıp kaçmaya giderdik.Arada birde topladığımız küçücük taşları 7 si 8 i birarada evlerin camına atar kaçardık.. :blushing: Çocuk aklı işte..:)Şimdilerde çocuğu olanlar bu yaptıklarımızı unutmazsa evlatlarına daha anlayışlı yaklaşabilirler sanırım..;)

___İzin alabildiğimiz gecelerde,mahallenin ücra bir yerinde toplaşır,birbirimize korku hikayeleri anlatırdık.Anlatırdık anlatmasına ya,sonrasında eve gitmeye cesaretimiz kalmazdı.Mahalleyi 3.5 3.5 sesleri doldurur,her arkadaşın evine grup halinde gidilerek birer birer evlere servis yapılırdı.Sona kalanı sormayın,söylemeyeceğim..:)

 

Hadi hazır tebessüm ederken keseyim bu sefer.. :sweatingbullets::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

___Elektirik tesisatı borularını alır,kağıttan yaptığımız külahları atardık bunlarla.Hatta o kadar ciddiye alırdıkki bunu,kestiğimiz küçük boruları ana boru yanına takar,kimini dürbün kimini de külah yedekliği olarak kullanırdık.Bir nevi M16..:D..Külah ucuna iğne takma haylazlığını da yaptığımızı itiraf etmeliyim bu arada.. :blushing:

___Ya ben çocukken,çay içersine kırıkladığım bisküvilerle mama yapardım kendime.Bak yine canım çekti,iftardan sonra yapıp yiyeceğim..:) Ne güzel olurdu,valla kokusu bile geldi burnuma..

 

 

O borudan uflenen kagit kulahlarla,erkek cocuklar bizi kovalarlardi.Sinir olurduk,satasmalarina.

Ve o cay mamasindan ben de yapardim,cayi baska turlu icemezdim.Sutle de tavsiye ederim.Hala yapar,yerim. :stuart:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

___Elektirik tesisatı borularını alır,kağıttan yaptığımız külahları atardık bunlarla.Hatta o kadar ciddiye alırdıkki bunu,kestiğimiz küçük boruları ana boru yanına takar,kimini dürbün kimini de külah yedekliği olarak kullanırdık.Bir nevi M16..:D..Külah ucuna iğne takma haylazlığını da yaptığımızı itiraf etmeliyim bu arada.. :blushing:

 

abi hiç sorma bendede vardı bi tane ey gidi günler yaa pencerelere çıkar karşılıklı savaş yapardık :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.